Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET...

129

Transcript of Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET...

Page 1: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.
Page 2: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

AhmetHamdiTanpınar

BeşŞehir

İSTANBUL

DergâhYayınları:33

ÇağdaşTürkdüşüncesi:5

BefŞehir’inyayınhaklarıDergâhYayınları‘naaittir.

AhmetHamdiTanpınar

BEŞŞEHİR

DERGAHYAYINLARI

AnkaraCad.Nu:60/634110Sirkeci/İstanbul

Tel:(212)5204696-5204697Fax:5204695

vvww.dergahyayinlari.comE-posta:[email protected]

l.b.1946(ÜlküYayınları),1960(İşBankasıYay.),1969(1000TemelEser,MEB),1972(BaşbakanlıkKültürMüsteşarlığıYayınları),1976,1979,1987,1992,1994,1995,19%,1998,1999,Kasım1999,Ekim2000,Ekim2001,Mayıs2003,Kasım2004,19.b.Mayıs

2005

YahyaKemal’eİthaf

“YahyaKemal’inderslerinden-fakültedehocamdı-ayrıcaeskişiirlerinlezzetinitattım.Galib’i,Nedim’i,Bâkî‘yi,Nâilî‘yiondanöğrendimvesevdim.YahyaKemal’inüzerimdekiasıltesirişiirlerindekimükemmeliyetfikriiledilgüzelliğidir.Dilinkapısınıbizeoaçtı.(…)

Milletvetarihhakkındakifikirlerimizdebubüyükadamınmutlakdenecektesirivardır.BeşŞehiradlıkitabımonunaçtığıdüşünceyolundadır,hattaonaithafedilmişti.İkidefasındadabukitapbulunduğumyerdebasılmadıvebenbuithafıyapamadım.”

AHMETHAMDİTANPINAR(EdebiyatÜzerineMakaleler,s.570)

ISBN:975-7462-33-0

BasımYeri:AAjansReklamcılıkFilimcilikMatb.San.veTic.Ltd.Şti.PeykhaneCd.CamiSk.No:57Çemberlitaş/İstanbul

Cilt:GüvenMücellit&MatbaacılıkSan.veTic.Ltd.Şti.

KüçükayasofyaCd.AkbıyıkDeğirmeniSk.KapıAğasıİşhanıNo:33/C

Sultanahmet/İstanbul

Page 3: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

ÖNSÖZ

BeşŞehirdinasılkonusuhayatımızdakaybolanşeylerinardındanduyulanüzüntü ileyeniyekarşıbesleneniştiyaktır.İlkbakıştabirbiriyleçatışırgörünenbuikiduyguyusevgikelimesindebirleştirebiliriz.Busevgininkendisineçerçeveolarakseçtiğişehirler,benimhayatımın tesadüfleridir. Bu itibarla, onların arkasında kendi insanımızı ve hayatımızı,vatanınmanevîçehresiolankültürümüzügörmekdahadoğruolur.Bizden evvelki nesiller gibi bizimneslimizde, budeğerlere şimdimedeniyet değişmesidediğimiz, bütün yaşama ümitlerimizin bağlı olduğu uzun ve sarsıcı tecrübenin bizigetirdiğisertdönemeçlerdenbaktı.Yüzellisenedirheponunuçurumlarınasarktık.Onundirseklerinden arkada bıraktığımız yolu ve uzakta zahmetimize gülen vaitli manzarayıseyrettik.

Tenkidin,biryığıninkârın, tekrarkabulvereddin,ümitvehülyanınvezamanzamanda gerçek hesabın ikliminde yaşadığımız bu macera, daha uzun zaman, yani hermânasında verimli bir çalışmanın hayatımızı yeniden şekillendireceği güne kadar Türkcemiyetininhakikîdramıolacaktır.Gideceğimiz yolu hepimiz biliyoruz. Fakat yol uzadıkça ayrıldığımız âlem, bizi hergündenbirazdahameşgulediyor.Şimdionu,hüviyetimizdegittikçebüyüyenbirboşlukgibiduyuyoruz,birazsonra,birköşedebırakıvermekiçinsabırsızlandığımızağırbiryükoluyor.İrademizinensağlamolduğuanlardabile,içimizdehiçolmazsabirsızıvebazende,birvicdanazabıgibikonuşuyor.

Sademilletvecemiyetlerindeğil,şahsiyetlerindeasılmânavehüviyetini,çekirdeğinitarihîlikdenenşeyinyaptığıdüşünülürse,buiçdidişmehiçdeyadırganmaz.Mazidaimamevcuttur.Kendimizolarakyaşayabilmekiçin,onunlaheranhesaplaşmayaveanlaşmayamecburuz.

Beş Şehir işte bu hesaplaşma ihtiyacının doğurduğu bir konuşmadır. Bu çetinkonuşmayı, aslı olanmeselelere, daha açıkçası, biz neydik, neyiz ve nereye gidiyoruz?suallerine indirmekve öyle cevaplandırmak, belki dahavuzuhlu, hattâ daha çok faydalıolurdu. Fakat ben bu meselelere hayatımın arasında rastladım. Onlar bana Anadolu’yudolduran Selçuk eserlerini dolaşırken, Süleymani-ye’nin kubbesi altında küçüldüğümühissederken,Bursamanzaralarındayalnızlığımıavuturken,divanlarımızıdoldurankervanseslerine karışmış su seslerinin gurbetini, Itrî‘nin, Dede Efendinin musikisini dinlerkengeldiler.

Hiç unutmam: Uludağ‘da bir sabah saatinde, dinlediğim çoban kavalına birbiriniçağırankoyunvekuzuseslerininsarıldığınıgördüğümanda,gözlerimdensankibirperde

Page 4: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

sıyrılmıştır.TürkşiirininveTürkmusikisininbirgurbetmacerasıolduğunubilirdim,fakatbununhayatımızınbu tarafınasıkı sıkıya’bağlıolduğunubilmezdim.Manzarahakikatengüzel ve dokunaklıydı, beş on dakika bir sanat eseri gibi seyrettim. Bir gün Anadoluinsanının his tarihi yazılır ve hayatımız bu zaviyeden gerçek bir sorgunun süzgecindengeçirilirse,modasandığımızbirçokşeylerinhayatınkendibünyesindengeldiğianlaşılır.Bir kelime ile benim için bu meselelerin kendileri kadar onların bana gelişleri, ruhhâllerimibenimseyeniçimdekiyürüyüşleridemühimdi.Zatenkitap,parçaparçayaşanmışşeylerdendoğdu.Kitabınikincibaskısıiçin,zarurîgördüğüm,ilâvevedeğişmelerdebilebuilkrastlayışınizlerininolduğugibikalmasınaçalıştım.

HerikibaskıyıbirdenokuyanlarbuilâvelerarasındabilhassaSelçukdevrinedoğrubirgenişlemegöreceklerdir.TarihçilerimizSelçuk ileOsmanlı arasındaki farkı, birhanedandeğişmesindegörmektefazlaısraredergibidirler.Bizise,bufarkınmuaşeretten,üslûba,insan ve zevke kadar derinleştiğine inanıyoruz. SelçuklaOsmanlı, biri öbüründe az çokdevam eden iki ayrı âlem, yahut daha iyisi, büyük mânasında iki ayrı üslûptur. GenişRumelicoğrafyasınıveAkdenizterbiyesinideiçinealanbirterkipolanOsmanlı‘yıbizimRönesansımızsayabiliriz.BizbugünSelçuk’u,geçenasrınbaşlarındaAvrupa’nınGotikveRomensanatlarınıyenidenkeşfetmesigibikeşfetmişbulunuyoruz.OnugörebilmemiziçinOsmanlı‘nın içinden çıkmamız lâzım geliyordu. Selçuk eserlerinin bugünkü harapdurumunda, iktisadîbuhranlarkadarbuçokmühimzevkayrılığının, içtenkopmanındabirpayıolsagerektir.Okuyucu,BeşŞehir’debunabenzerbirçoktekliflereveyacesaretlererastlayacaktır.Herdüşüneninsanımızgibi,bendehayatımızındeğişmesiiçinsabırsızım.Daimahayranıolduğumyabancıbirromancınınhemenhemenaynışartlariçindesöylediğigibi“Eskibirgarpçıyım”.Fakat canlı hayata, yaşayanveduyan insana, cansızmaddekarşısındakibirmühendis gibi değil, bir kalb adamı olarak yaklaşmayı istedim. Zaten başka türlüsü deelimdengelmez.Ancaksevdiğimizşeylerbizimleberaberdeğişirlervedeğiştikleriiçindehayatımızınbirzenginliğiolarakbizimleberaberyaşarlar.

Ankara,25Eylül1960AHMETHAMDİTANPINARİçindekilerAnkara/13Erzurum/27Konya/65Bursa’dazaman/93

Page 5: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

İstanbul/117Dizin/20911

ANKARA

I

Belki Millî Mücadele yıllarının bıraktığı bir tesirdir, belki doğrudan doğruya çelikzırhlarını giymiş ortada dolaşan bir eski zaman silâhşoruna benzeyen kalesinin birtelkinidir;Ankara,banadaimadâsitanîvemuharipgöründü.Şurasıvarkişehrinvaziyetide buna müsaittir. Daha uzaktan gözümüze çarpan şey, iki yassı tepenin arasındakigeçidiyle tabiî bir istihkâm manzarasıdır. Bu his şehrin etrafında ve ona hâkimtepelerinden bakarken pek küçük farklarla ancak değişir.Çankaya sırtları,Çiftlik,Barajyollan,Etlik,Keçiören bağları velhasıl nereden bakarsanız bakınız, camgibi keskin birışıkaltındabukaleyi,bütünaraziterkiplerinikendisindetopladığıufkahepaynısükûnetlehâkimgörürsünüz.Bazengeniş sağrısını rüzgâravermişbir harpgemisi gibi, zamanvehâdiselerindenizindeçevikvekudretliyüzer,bazenbiriçkale,bütünümitlerinkendisindetoplandığısonsığınakolur,bazenbirkartalyuvasıgibierişilmesiimkânsızyükselir.

Şehrin tarihi bu çehreyi yalanlamaz.ObütünOrtaAnadolu’yabir iç kale vazifesinigörmüş eteklerinde daima tarihin büyük düğümleri çözülüp bağlanmıştır. Etilerin,Frigyalıların, Lidyalıların, Roma ve Bizans’ın, Selçuk ve Osmanlı Türklerininzamanlarında bu, hep böyle olmuştur. Roma kartalı şarka doğru uçuşu için bu kaleyiseçmiş,Bizans-Arapmücadelesininenkanlısafhalarıburadageçmiştir.SelçukzamanındaBizans’ınAnadolu içinde son savleti 1197 yılında burada kırılmıştır.KılıçArslan’ın veMelikDaniş-mend’inmüşterekzaferiolanbumuharebedensonraBizanskartalıbirdahaAnadolu’da uçamaz. Yıldırım, Timurlenk’le, yani talihinin zehirden acı yüzü ile yineAnkara’da karşılaşır. Kısacası Anadolu kıt’asının kaderinde az çok değişiklik yapanvak’alarınçoğuonunetrafındagelişir.Buhâdiselerinenmühimişüphesizensonuncusuolan İstiklâl Savaşı‘dır. Bumuharebe sadeceTürkmilletinin kendi hayat haklarını yenibaştan kazanmış olduğu harp değildir. Hakikatte 26 Ağustos sabahı Dumlupınar’dagürleyentoplar,iktisadîvesiyasîesaretaltındayaşayanbütünşarkmilletleriiçinyenibirdevrin başladığını ilân ediyordu. Onun içindir ki bundan böyle her zincir kırılışınınbaşında Ankara’nın adı geçecek ve her hürriyet mücadelesi, Sakarya’da, İnönü‘nde,Afyon’da,KütahyaveBursayollarındaölenlerinruhunakendiliğindeithafedilmişbirduaolacaktır.

Atatürk’ün hemen herkesin gördüğü, mektep kitaplarına kadar geçmiş bir fotoğrafı

Page 6: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

vardır.AnafartalarveDumlupınar’ınkahramanı,sonmuharebeninsabahında tekbaşına,ağzında sigarası, bir tepeye doğru ağır ağır ve düşünceli çıkar. İşte Ankara Kalesimuhayyilemdedaimaömrününengüneşlisaatineböyleyavaşyavaşçıkanbüyükadamlabirleşmiştir.Buşaşırtıcıterkipnasıloldu?Eğerböylebirşeylazımsavatanınhertepesindeaynı şekilde tahayyül ve tasavvur etmem icabeden bir insanla bu kale bende nasılbirleştiler?Bunuhiçbirzamanizahedemem.Bucinsyaklaştırmalarinsanmuhayyilesininen sırlı tarafıdır. Bildiğim bir şey varsa bir gün, bu fotoğrafa bakarken Ankara Kalesikendiliğinden gözlerimin önüne geldi ve ben bir daha bu iki hayali birbirindenayıramadım.

1928sonbaharındaAnkara’ya ilkgeldiğimgünlerdeAnkaraKalesibenim içinâdetabir fikr-i sabit olmuştu.Günün birçok saatlerinde dar sokaklarında başıboş dolaşır, eskiAnadolu evlerini seyrederdim. Bu evlerde yaşadığımdan çok başka bir hayat tahayyülederdim. Onun içindir ki Yakup Kadri’nin Ankara’sının çok sevdiğim ve doğruluğunahayranolduğumbaştaraflarınıokurkeniçimburkulmuştu.Hâlâbilebukeskinrealizminötesinde, bütün imkânsızlığını bilmeme rağmen bir anlaşma noktası bulunabileceğineinanırım.

Samanpazarından bugünkü eskiDışişleriBakanlığı‘na inen eskiAnkaramahalleleri,çarşıyavekaleyeçıkanyollar,Cebeci taraflarıüzerimdehepbu tesiriyapardı.Obiçarekerpiç evlerinbütün fakirliğini, iyi bilmekleberaberkendimdeolmayanbir şeyi onlarlatasavvurederdim.Onlarınarasında,birsıtmanöbetinebenzeyenvedurmadanbirşeylere,belki de fakirliğin altında tasavvur ettiğim ruh bütünlüğüne sarılmak, onunla iyicebürünmek arzusunu veren bir ürperme ile dolaşırdım. Gerçeği budur ki, Anadolu’nunfakirliğindevaktiylekendihastalığıolanveinsanınıasırlarcatahripedensıtmayabenzerbirşeyvardır.Tadanlarbilirkihiçbirlezzetsıtmaüşümesiileyanşamaz.

KaçdefaCebeci’deveyakaledebuevlerdenbirindeoturmayıdüşündüm.FakatevvelâAnkaraLisesi’nde,sonraGaziTerbiyeEnstitüsü‘ndeokadarcemiyetlibirhayatımızvardıki, bir türlü bırakamadım. Zaten o seneler Ankara memurlarının çoğu resmi dairelerdehattâ vekâletlerde kalıyorlardı. Hakikatte şehir bir taraftan Millî Mücadele’deki sıkışıkhayatına devam ediyor, bir taraftan da yeni baştan yapılıyordu. Her tarafta bir şantiyemanzarası vardı. Hiçbirini üslûbu yanı başındakini tutmayan, çoğu mimarimecmualarından olduğu gibi nakledilmiş villalarıyla, küçükmemurma-halleleriyle yenişehrin kurulduğu devirdi bu. Tek bir sokakta Rivi-era, İsviçre, İsveç, Baviera veAbdülhamiddevri İstanbul’uevveköşklerinigörmekmümkündü.Yeniyapılmışsefaretbinalarıdabuçeşidiartırıyordu.SovyetSefaretimodernmimarîninkendisiniaradığıbu

Page 7: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

1920 yıllarının en atılgan tecrübelerinden biriydi ve daha ziyade büyük bir vapurabenziyordu.İranSefaretieskiSâsânîsaraylarınınhâtıralarındanbirşarküslûbuaramıştı.

Biz birkaç arkadaş Belçika Sefareti’nin sakin ve gösterişsiz, klasik yapısınıseviyorduk. Bu tecrübeler arasında Türk mimarîsi de kendine bir üslûp yaratmayaçalışıyordu. Türk Ocağı binası, Etnografya Müzesi olan bina, Gazi Terbiye Enstitüsü,İstanbul’daYeniPostahaneveDördüncüVakıfHanıilebaşlayantecrübenindevamıidiler.Sonradan Güzel Sanatlar Akademisi’nde arkadaşlık ettiğimiz Prof. Egli, Cebeci’dekiMusiki Muallim Mektebi ile çoğu dıştan taklit eden bu tecrübeleri ilk defa modernmalzemeninimkânlarıylabirleştirmeyemuvaffakolmuştu.

Şehrin aktüalitesi birazda bu yeni binalarlaMustafa Kemal’in hayatıydı. Bu neredebasıldığıbilinmeyen,hattâhiçelinizegeçmeyen,fakatsizdenbaşkaherkesinokuduğuveherağzınberabercesizenaklettiğibirgazeteyebenziyordu.Öylekiaynıfıkrayı,herkesinâdetazarurîolarakgündebirkaçdefabirbirinerastladığıbuşehirde,birsaatiçindeyirmikişibirdensizeanlatabilirdi.Bir tek tefrikasıvardı.Şehrinherköşesinin, rastgeldiğinizher insanın naklettiği çetin savaş ve karar günleri…Bu insanların kendileri, yaşadıklarışeylerianlatmasalarbilesizogünlerdekihayatlarınıyinetasavvuredebilirdiniz.Bununlaberaberherşeyiokadarbüyükvecazipgösterenbüyüartıkgitmişti.Beşseneevvelinintarihini yapanlar, onun aydınlığından çıkmışlar, günlük şeylerin ışığında yaşıyorlardı.YalnızMustafaKemalkendilejanderhayatınadevamediyordu.

II

Ankara,uzun tarihinin şaşırtıcı terkipleriyledoludur.Asırlar içindeuğradığı istilâlar,üst üste yangınlar ve yağmalar şehirde geçmiş zamanların pek az eserini bırakmıştır.Acayip bir karışıklık içinde bu tarih daima insanın gözü önündedir. Türk kültürününkendinden evvel gelmiş medeniyetlerden kalan şeylerle bu kadar canlı surette rastgelekarıştığı, haşır neşir olduğu pek az yer vardır. Kalede ve onun eteğine serpilmişmahallelerdeTürkvelileriRomaveBizanstaşlarıylasarmaşdolaşyatarlar.Dedelerimizinmezarlarındançıkanyeşilliklerhangiitikatlarınetrafındayontulduklarıbelliolmayançokeski taşları kendi rahmaniyetleri ile yumuşatırlar; burada kerpiç bir duvardan İyonyatarzındabirsütunbaşlığıveyaar-kitravfırlar,ötedebir türbemerdivenininbasamağındabirRomakonsülününşehregelişinikutlayankadîmbirtaşgörünür,dahaötedebirçeşmeyalağında eski bir lahdin bakantaları gülümser. Ahî Şerafeddin’in türbesini asırlarcaGreko-Romenarslanlarbir nöbetçi sadakatıylabeklerlervebuyüzdenArslanhâne adınıalancamiinhakikateneşsizmihrabında,Etiler’intoprakvebereketilahesindenbaşkabirşey olmayan bir yılan son derece kuvvetli plaslikliğiyle meyvalar arasında dolaşır ve

Page 8: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

camiinokadarşaşırtıcıbirsafiyetleboyanmışağaçtansütunlarıBizansveRomabaşlıklarıtaşır. Hi-sar’da, mihrabı Türk tahta işçiliğinin harikalarından biri olan Alâ-eddinCamii’ninsekisi,asırlardanberibirşahingibisüzdüğüovaya,terkibibaştanaşağıtesadüfiolanbirsütundizisininarasındanbakar;şüphesizbusütunlaroradabucamidençokdahaevvelmevcuttular.

Bu terkiplerin enmanalısı İmparatorAugustus’ıın şerefine toprağa dikilmişmermerbir kaside olan Roma mabedinin kalıntılarıyla yanı başındaki Hacı Bayram-ı VeliCamiinin beraberce teşkil ettiği zıtlar mecmuasıdır. Bitmiş veya tam diyebileceğimizhiçbir eserbu toprağınmacerasını bukadargüzel hulâsa edemez.HacıBayram’ıRomakartalının bu mermer yuvasında çilehanesini seçmeye götüren gizli tesadüf nedir?Camiinin altındaki dar çile odasında geçirdiği ibadet ve murakabe saatlerinde, yanıbaşında güneş vurdukça yaldızlı akislerle pırıldayan ve üstüne diz çöktüğü toprakta birneviiğvagibigizlenmişduranbutaştandünya,kendisininkindenbüsbütünayrızaferleriterennümedenbu iyi yontulmuşmermerler, o sert vekibirliRomahemşehrisi çehreleriacaba onu rahatsız etmiyor muydu? Bu velinin rahmanî rüyasına komşularının mağrursükûtundansızandüşünceveduygulanbilseknekadariyiolacaktı.

Roma, şan ve şevketinin içinde maddî hazlarla sarhoş, fütuhatlarını yaptı,müesseselerini kurdu, kanunlarını düzeltti. Kale, köprü, yol, su kemeri,mabet, hamam,hipodrom, heykel ve bin türlü âbideyle yaşadığı zamanı, muharip alnını süsleyençelenklerle beraber taşa toprağa tesbi t etti. Aradan asırlar geçti. Bu mağrur muharip,yorulan sinirleri kanlı ve şehvetli oyunlarla uyuşturmaya çalışırken cihangir haritası,acemi avcı elinde kalmış bir kaplan postu gibi parçalanıp yırtıldı. Ankara şehri,imparatorluğunarazisininyansından fazlasıylaberaberbüsbütünbaşkabirmilletin elinegeçti. Kadîm medeniyetin eserleriyle örtülü toprakta yeni bir nizam çiçek açtı, küçük,mütevazımabetlerdebaşkabirAllah’aibadetedilmeye,AnkaraKalesi’ninüstündebaşkatürlü hasretlerin türküleri söylenmeye başlandı. Ve günün birinde bu toprağın yenisahipleri içinden yetişen saf yürekli bir köylü çocuğu,Roma’nın zafermabedi ve birazsonradaBizansbazilikasıolanbuâbideninyanıbaşınamuhacirbirkuşgibiyerleştiveinsanlarakadîmimparatorluğunayaktadurmasınısağlayanhakikatlerindençokbaşkabirhakikatin sırrını açtı. Bu ledünnî nazların, âhiret saadetlerinin, kendisini sevgidetamamlayan ruhun, bir nur tufanı gibi iştiyakın, kendi derinliklerinde Allah’ı bulan birmurakabeninhakikatiidi.HacıBayram,eriştiğibuhakikatinşevkiyle:

BilmekistersenseniCaniçrearacanıGeçcanındanbulanıSensenibilsenseni!

diye haykırır. Fakat Hacı Bayram, sade Hakla Hak olan bir veli değildir. Türk

Page 9: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

cemiyetinin bünyesinde gerçekten yapıcı bir rol de oynar. Kurduğu Bayramiye tarikatıesnafveçiftçinintarikatidir.BöyleceAnadolu’daHorasanlıBabaİlyas’labaşlayangenişköylühareketiyleahîlikteşkilâtıonunetrafındabirleşir.Dahasağlığındahareketokadargenişler ki II. Murad yanı başında gelişen bu manevî saltanattan ürkerek Şeyh’iAnkara’danEdirne’ye getirtir.Ve ancak niyetlerinden iyiden iyiye emin olduktan sonraonu geriye göndermeye razı olur. Hakikatte bu telâşa hiç lüzum yoktu. Hacı Bayram,imparatorluğuniçnizamınıyapıyordu.

Çok defa Ankara ovasına bakarken Hacı Bayram’ın ömrünün sonuna kadarmüritleriyle ekip biçtiği tarlaları düşünürüm. Acaba hangi tarafa düşüyordu? Belki dekendi yattığı camiin bulunduğu yerlere yakındı. Bütün ova onun zamanında imece ileişleniyordu. Anane Hacı Bayram’la İstanbul fethinin manevî ve nuranî yüzü olanAkşemseddin’ibuovadakarşılaştırır.Akşemseddinozamanlardevrininilminiilahiyattantıbba, nahivden musikiye kadar öğrenmiş, fakat bir türlü ruhundaki susuzluğugideremediği için yüzünü tasavvufa çevirmiş, kendisinemürşid arayan genç bir âlimdi.Nihayet dayanamayıp Şeyh Zeyneddin-i Hâfi’nin yanına gitmek için Osmancıkmedresesindekimüderrisliğinibırakıpyolaçıkar;fakatHalep’tebirgecerüyasındabirucuboynuna geçmiş bir zincirin öbür ucunu Hacı Bayram’ın elinde tuttuğunu görür venasibininHacıBayram’danolduğunuanlar;yoldandöner.Ankara’ya geldiği zaman Hacı Bayram’ı müritleriyle ovada mahsul toplarken görür.Yanına yaklaşır; fakat iltifat görmez. Aldırmayarak işe girişir; yemek zamanına kadarşeyhinmüritleriyleberaberçalışır.Yemekvaktiolur.HacıBayramkendieliyleaşdağıtır.Fakat Akşemseddin’in çanağına ne burçak çorbası, ne yoğurt koyar; artan aşı daköpeklerin önüne döker. Akşemseddin darılıp gideceği yerde şeyhin kapısınınköpekleriyle ve onların çanağından karnını doyurur. Bu alçak gönüllülük, bu teslimüzerineHacıBayramonuyanınaçağırır,müritliğekabuleder.Ölüncedekendisinehalefolur;yahuthiçolmazsatarikatinfazlacaşeriatçıkoluonuşeyhtanır.

Fatih’e İstanbul’un fethinde o kadar yardım ettikten sonra çekilip köyüne gidecekkadarvakarvehaysiyetsahibiolan,mektuplarındaonasahipolduğumanevîrütbedenbirakrangibihitapeden,nasihatlerveren,“Eğerpadişahahuzûr-isûrîmizmatlupisebizandavarırız veya padişahla diyar-ı Arabi beraberce feth ederüz.” diye ufuk gösterenAkşemseddin’inşeyhininköpekleriylebirsofrayaoturmasıancakXV.asırTürkiye’sindegörülür.

Hacı Bayram’ın kâinatı ve insanı beraberce oluş hâlinde gösteren bir manzumesivardırki,bilhassabirbeytibuonXV.asırTürkiye’sininâdetamanzarasınıçizer:

Page 10: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Nâgelıanolş-aravardım,olşanyapılırgördüm,Bendahibileyapıldım,taşvetoprakarasında.

III

SelçukdevrindenvesanatişlerindeonundevamıolananîlerdenAnkara’dabüyükeserkalmadı.KonyaveSivas’da,NiğdeveKayseri’de,Aksaray’dagörüptaşişçiliğinehayranolduğumuz o büyük kapılı binalar, sırlı tuğladan, alaca kanatlı bir kuş gibi sabahışıklarındauçanminarelerAnkara’dayoktur.OmuhteşemminberiyleII.KılıçArslan’ınoğluSultanMuhiddinMesud’akadarçıkanveOrhanGazi ile II.Muradzamanlarında tamiredildiğini,bulunankitabelerdenbildiğimizüslûbu alt üst olmuş Alâeddin Camii dahi ancak yeriyle o devirdendir ve etrafındabulunmasıicapedentesislerdenhiçbirşeykalmamıştır.HalbukiSelçukbüyükyapıcıidi.İmaret,cami,medrese,türbebiryığıneserinbulunmasıicapediyordu.VakıaasılSelçukmacerasıKonya,KayseriveSivasarasındageçer.AnkaraArtukoğulları, Saltuklar, Mengüçler, Danişmendliler gibi büyük ve istilâ devirlerindenkalma feodalitenin hükmünde değildi. Asıl sülâleden de orada yalnız yukarıdabahsettiğimiz SultanMuhiddinMesudmeliklik yapar. Üstelik bu iç kale büyük kervanyollarıüzerindedeğildir.

Ankara,kısabirmüddetAlâeddinKeykubad’ınşehrioldu.Bukabınasığmayan,fakattahta geçer geçmez yaptığı işlerle saltanat hırsına hiç olmazsa devrin örfü içinde hakverdiren padişah, babası I. Gıyaseddin Keyhüsrev İznik İmparatorluğu hudutlarındayaptığımuharebedeşehitolurolmaz,ağabeysivegurbetarkadaşıİz-zeddinKeykâvus’unelinden tahtı almak için harekete geçer ve muharebeyi kaybedince Ankara kalesinekapanır. Şehir uzun müddet Şehzade’nin dâvasını tutar. Fakat zafer ümidi kalmayıncakonuşmalar başlar, hayatına dokunulmamak şartıyla teslim olur. Uzayan muhasaraesnasında İzzeddin’in karargâhında padişah ve maiyetindeki beyler için köşkler, evleryaptırılmıştı.AyrıcaİzzeddinKeykâ-vusşehrindışındabirdemedreseyaptırmıştı.

Alâeddin Keykubad, kendisi kadar büyük bir hükümdar olan kardeşinin Sivas’daveremdenölümüüzerinekapatıldığıMalatyakalesindençıkarılıptahtageçincebutesliminhacaletiniveölümkorkusuilegeçengünlerihatırlatanbumedreseyiyıktırır.Kendiadıileanılancamiinibumuhasaragünlerininhâtırasıolarakyaptırmış,yahutdaogünlerdetamirettirmişolmasıçokmümkündür.

Ankara,AlâeddinKeykubad’ınölümündensonraSelçuktarihininbüyükfacialarındanbirineşahitolur.OğluII.GıyaseddinKeyhüsrev’invezirioçokzalim,alabildiğineharisSadeddinKöpekrakipleriolanümerayıpadişahınzaafındanistifadeederekbirbirortadan

Page 11: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

kaldırırken, emirülümera Taceddin Pervane’yi de, vaktiyle bir muganniye ile nikâhsızyaşadığıbahanesiyleKonyaulemasındanaldığıbirfetvaileburadarecmettirir.TaceddinPervane, Sadeddin Köpek’in emirler arasında yaptığı temizliğin başında onunlaberabermiş. Fakat haris vezirin işi azdırdığını görünce sıranın kendisine geleceğinianlayarak,hükümdar tarafından idaresivehâsılatıkendisineverilenAnkara’yaçekilmiş.Sadeddin bu son rakibini ortadan kaldırmak için, elinden fetva iki günde Konya’danAnkara’yaozamanagöreyıldırımsüratiylegelirveşehrinayaktakımınıyarıbelinekadartoprağagömülübukumandanıöldürmeye(İbn-iBîbî‘nintabiriyle)mecbureder.Gariptirki aynı vezir baba katili Gıyaseddin’in elinden saltanatı almak için I. GıyaseddinKeyhüsrev’inŞehnazadlıKonyalıgüzelbirkadındandoğangayrimeşruçocuğuolduğunuetrafa yayıyordu. Mamafih İbn-i Bîbî bu meseleden bir hakikat gibi bahseder. Kanlıölümünokadarsıkgörüldüğüodevirlerdebilebuvak’atekbasınadır.Vehaysiyetkırıcışekliyleisteristemezçekememezliğebüyükbirhıncındakarıştığınıdüşündürüyor.

Selçuk camilerinin planında olan ahî eserlerine gelince onlar da ancak mihrap veminberlerindeki işçilikle ve sütunları ile güzeldir. İç kalenin eteklerinde hiç olmazsabugünkü vaziyetlerinde şehre büyük bir şey ilâve etmezler. İsterMoğollara tâbi olsun,istersemüstakilolsunAnkara’dasürenyarımasırbirahîhakimiyetivardır.Bu,burjuvazideğilse bile artizananın ve çarşının şehri idaresi demektir ki, şark tarihinde az tesadüfedilir.

Osmanlıdevri,Fatih’inveziriBüyükMahmudPaşatarafındanyaptırılmışbirhanvebedestenle başlar. Bunlar yeni imparatorlukla başlayan yeni nisbet fikrinin eserleridir.FakatOsmanlıhiçbirzamanSelçukgibiyapıcıolmadı.

Tamirdensonraonkubbesiylebirdenbiremeydanaçokvazıhbircümlegibiçıkanbubedestende bugün türlü kazılardan gelen Hitit eserlerinin daima şaşırtıcı plastikleri,bugünün sanatına o kadar yakın üsluplarıyla toprak altında asırlarca süren uykularındanhenüz uyanmış gibi bakan gözleriyle seyretmek beni daima düşündürmüştür. Yaşanmışhayatunutulmuyor,nedebüsbütünkayboluyor,neyapıpyapıpbugününveyahutdününterkibinegiriyor.

IV

Bir Türk şehrinden bahsedip de Evliya Çelebi’yi hatırlamamak kabil değildir.Cetlerimizden iki kişi vatan haritasını benimsemişlerdir. Bunlardan birincisi MimarSinan’dır. XVI. asır Türkiye’sini onun eserlerinden bulmak daima mümkündür.İmparatorluğunbudehadanpayınıalmamışpekazbüyükşehrivardır.OkadarkiSinandenilincegözümünönündesonderecenisbetliyontulmuşbirmücevherdizisinebenzeyen

Page 12: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

irili ufaklı binalar, tâMacaristan içerisinden başlayarakAkdeniz’e ve BasraKörfezi’nekadar iner. İkincisi başlı başına bir vatan aynası olan EvliyaÇelebi’dir. Bu ayna bazenufak ilâvelerle, fakat daima aslın büyük çizgilerine sadık kalarak, bütün XVII.asırTürkiye’sini verir. Evliya Çelebi’nin Ankara’sı muasırı olan yahut sonradan gelenseyyahlarınkine pek benzemez. Daha ziyade fantastik bir sergüzeştin etrafında toplanır.Ankara’yagelenEvliya,vakıabuşehrikalesi,hisarı,paşasarayı,serdarı,hususîkazançkaynaklan,bahçelerininmeyvası,mektepvemedrese, cami sayıları ve âdetleriyle tasviretmektengerikalmaz,fakatasılorkestrasyonunubugün,yattığıyerinadıbileunutulanbirTürk evliyasında yapar. Evliya’nın Hacı Bayram-ı Veli için bir hatim başladığı haldekendisini unutmasına üzülen Erdede Sultan gece onun rüyasına girmekle kalmaz, aynızamanda gaipten gönderdiği bir elçiyle sabahleyin ona kendimerkadini gösterir. EvliyaÇelebi’nin el ele Ankara sokaklarında yürüdüğü ve sonra birdenbire fazla tecessüsüyüzünden kaybettiği gaip âlemlerden gelen bu rehberin elleri kemikmiş ve sesi toprakaltından gelir gibi derin ve boğukmuş.Verdiği izahlara göre, tasavvuf tarihindemühimyeri olması lâzım gelen bu Erdede Sultan’ı bu sefer Ankara’da epeyce aradım. Buvesileyle bilmediğimbirçok şeyi öğrendiğimhâlde, onubir türlü bulamadım.Yalnız buişlerle yakından ilgili bir Ankaralıdan Kuşbaba diye anılan bir eski yatırın bu ErdedeSultanolması ihtimalibulunduğunuvemezarınında şimdikiHal civarındayeniyapılanbir mektebin altında kaldığını öğrendim. Seyahatlerine doğruluğundan şüphe ettirecekderecede latif ve mizahî bir rüya ile başlayan Evliya Çelebi’nin rüyalarına ne kadarinanabiliriz?Bunupekbilemem.ZatenbenEvliyaÇelebi’yitenkitetmekiçindeğil,onainanmakiçinokurum.Vebuyüzdendedaimakârlıçıkarım.Hikâyesiniokuduktansonrakale ve eskiAnkara’da yaptığımgezintilerden dönerken çokdefa bu yollarda bir sabahvakti, Evliya Çelebi’nin yanında gayp âleminden gelmiş rehberiyle konuşa konuşayürümüşolmasıihtimalibenimiçinşehrinmazisiyleyaşadığımsaatibirleştirengaripbirzevkoldu.

Ankara Kalesi’ne çıktım. Gözümün önünde şaşırtıcı değişiklikleriyle Ankara ovasıuzanıyor. Arkadaşımla teker teker etraftaki dağları, küçük tepeleri ve şurada buradabirdenbire sıcaktabir tas serin suvehmiylebozkırınortasındayemyeşilbirgölgeyapanküçük köyleri sayıyoruz. Keskin bir ışık, etrafımda bir zafer borusu gibi çınlıyor. Sertrüzgârda, bulunduğumuz tepenin yassı şekli -Evliya Çelebi olsa Peşte için yaptığı gibibademebenzetirdi-tambirgemiküpeştesihâlinialdı.Zamandenizlerindeonunlaberaberyüzmeye hazırlanıyordum. Bu rüzgâr, bu mucizeli gemi ile insanı nerelere götürmez.Buraya çıkarken gördüklerimizle hangi medeniyetlere, hangi çağlara gitmeyiz? Fakathayır,Ankara bu cinsten tarihî bir hülyayakolaykolay imkânvermiyor.Burada tekbir

Page 13: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

vak’a, tekbirzaman, tekbiradammuhayyileyehükmediyor.Buşehirkendisiniokadarona vermiş ve onun olmuş. Eti arslanı. Roma sütunu, Bizans bazilikasından kalmataş,Timurlenk ve Yıldırımmuharebesi, hepsi sizi dönüp dolaşıp yirmi yıl evvelin çetingünlerine ve şifalı ağrılarına götürüyor, onun tabiî neticesi olan büyük meselelerlekarşılaştırıyor.

Buokadarböyleki,Ankara, İstiklâlMücadelesiyıllarındanbütünmazisiniyakarakçıkmışdenebilir.Ovaya bakıyorum; o muharebeler buna benzer ovalarda, mor gölgeli sırtlarıyla ufkuplastikbirmaddegibiyoğuranbudağlarabenzeyendağlardageçti.İnönüzaferinimilleteve tarihemüjdeleyen telgrafı yazarkenGarpCephesiKumandanı‘nın gözü önünde olanmanzara,ufaktefekdeğişikliklerlebugördüğümmanzaranındevamıydı;galipkumandanbu tepeye, yahut yanı başındakine, birazötede, sağda soldagörünen tepelere benzer biryerdendüşmanaskerininkaçtığını,Bozüyük’ünyandığınıseyretmiş,geneböylebiryerdeasırlaraverdiğimüjdeyiyanındakileredikteettirmişti:

“Saat 6:30’dan sonra, Metristepe’den gördüğüm vaziyet; Gün-düzbey şimalindesabahtanberisebatedenvedümdarolmasımuhtemelbulunanbirdüşmanmüfrezesisağcenahgrubununtaarruzuylagayrimuntazamçekiliyor.Yakındantakipediliyor.Hamidiyeistikametinde temas ve faaliyet yok. Bozüyük yanıyor. Düşman binlerce maktulleriyledoldurduğu muharebe meydanı silâhlarımıza terketmiştir. Garp Cephesi Kumandanıİsmet”

Sade, tok ve son derecede vazıh belâgatıyla gözümüzün önünde bir harp sahasını,yangını, ölü ve yaralıları, karışıklığı, ufukta kaçan ve kovalayan muharipleriyle, kendipanoramasıiçindecanlandıranbusatırlarabenzerbiredebiyatlailkdefakarşılaşıyorduk.

İnönü‘ndegençkumandanİsmetPaşa,1922yılının26AğustosgecesiDumlupınar’daBaşkumandan Mustafa Kemal eğer -uyudularsa- nasıl bir rüya gördüler? Milletlerinehazırladıkları istikbalkendilerineaçıldımı?Bugecelerdüşüncemibaşkabüyükgeceye,1071 senesi Ağustos’unun 26. gecesine götürüyor. Malazgirt’te bileğinin kuvvetiyle,dehasının zoruyla bize bu aziz vatanın kapılarını açan Alparslan’ı, muharebe emrivermedenevvelhangikuvvetlerziyaretettiveonanelergösterdi?ÜçkıtadagenişleyecekyenibirRoma’yıkurmaküzereolduğunu,talihini,avuçlarıiçindetaşıdığımilleti,yenibirtarih ve coğrafyanın emrine verdiğini, yeni bir terkibin doğmasına bir çınar gibi yetişipkök salmasına sebep olduğunu acaba hissetmiş miydi? Hiç tanımadığı dehalı çocuklarmüstakbel zaferlerin kumandanları, henüz söylenmemiş şiirlerin şairleri, henüzyükselmemiş şaheser yapıların mimarları, henüz duyulmamış nağmelerin bestekârları

Page 14: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

etrafında henüz açmamış bir lecrin gülleri gibi dolaşmıyorlarmıydı?Gözlerinde SultanHanı‘ndan, İnce Minare’den bir hayal yok muydu? Eğer yokduysa, bütün bunlardanhabersiz,bumüjdeleriiçindekonuşurbulmadanobüyükişinasılyaptı?NasılonsenedeMalazgirt’ten Akdeniz kıyılarına, bu toprağın tanımadığı ve tatmadığı bir ideali taşıdı?Fatih’in İstanbul fethinden evvelki uykusuzlukları, Bâkî‘nin ve Nedim’in, Neşatî veNâilî‘ninSinan’laHayreddin’in,Kasım’ınItrîileDede’nin,SeyyitNuh’laTab’îMustafaEfendinin ve daha yüzlerce onlara benzeyenlerin dehalarına yüklü bir kaderi kendisinetaşımasındangelenbirsabırsızlıktanbaşkaneolabilir?Veeğeromübarekağrıolmasaydıbütün bu eserler nasıl doğarlar, hangi mucize ile eski hayat ağacı yeni meyvalarladonanırdı?

Mustafa Kemal ve arkadaşlarını Anadolu yollarında dolaştıran, binbir güçlüklegüreştiren yapıcı ve yaratıcı ağrı, Malazgirt’in ve büyük fethin başladığı işi asırlarboyuncadevamettirecekvenasılSinan ileNedim’i,Yunus ile Itrî‘yimuzaffer rüyalaraborçluisek,gelecekçağlarınşerefiniyapacakolanisimveeserlerideİnönü‘nde,Sakaryave Dumlupınar’da harita başında geçen uykusuz gecelere ve bu gecelerin ağır yükünükemikvekanıpahasınataşıyanisimsizşehitvegazilereborçlukalacağız.

Ankara Kalesi bu akşam saatinde bana bir milletin, tarihinin ne kadar uzun olursaolsun, birkaç ana vak’anın etrafında dönüp dolaştığı, birkaç büyük vemübarek rüyaya,yaratıcı hamlenin ta kendisi olan bir imanın devamına bağlı olduğunu bir kere dahaöğretti.

Page 15: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

ERZURUMIErzurum’a üç defa, üçünde de ayrı ayrı yollardan gittim. Bu yolculukların birincisindehemen hemen çocuk denecek bir yaştaydım. Balkan Harbi’nin sonunda, iki felâketlimuharebearasındakiokısa,azaplısolukalmayılınınbaşında,babamınmemurbulunduğubir şark sancağından dönüyorduk.On bir gün, belki daha fazla süren, geceleri çadırda,böceksesleriningenişbirdutyaprağıgibidörtbiryanındanyiyipbitiremediklerisonsuztabiat içinde, değirmen veya dere uğultularını dinleyerek, çobanların birbirleriniçağırdıkları seslerle karanlıkta fazla kımıldanan hayvanları azarlayan yahut gecenintopladığıhayaletlerdenürkenbekçiköpeklerininhavlamalanylaürpererek,sabahlarıkırıcıbir soğukta donmuş ellerimin farkında olmadığım hareketlerine şaşarak geçen buyolculuğu hiç unutmam. Büyük anneannemin masallarıyla Kerem’den, Yu-nus’tanokuduğu beyitlerle, bana öğretmeye çalıştığı yıldız adlarıyla muhayyilemde büyülühâtırasıhâlâpırılpırıltutuşur.Babamın, aşağıdaki dereyi görmek için, sarktığı mazı ağaçları arasındaki bir uçurum,Botan Suyu’nun dağınık kollarının yer yer güneşe boğduğu yeşil bir ova, ancakkenarından geçtiğimiz Bitlis şehri namına bir bakkal dükkânının camlarına dizilmişgördüğümküçük lamba şişeleri;BalkanHarbi’nin kimbilir hangi cefasına katlandıktansonramemleketine yorgun dönen bir redif taburuyla üstünde karşılaştığımız eski, harapMurat Suyu köprüsü, nihayet bir gece, dibinde yattığımız Yıldız Dağı ve bir günuzağındangeçtiğimizSüphanDağı,sonrabudağlarınbenimçocukmuhayyilemdeyaptığıacayiptesir…BudağlardansonraÂşıkKerembenimiçinbirhayaletyolcugibikervanımızatakılmıştı.Zatennineminsıksıkhatırlayışlarıyüzündenbuyolculukbirazdaonunnamınayapılıyorgibiydi. Bu Trabzonlu kadının bütün coğrafya bilgisi memleketiyle gençliğinde gittiğiYemen, Mekke, bir yana bırakılırsa, bu hikâyeden gelirdi. Bu, bilgiden ziyade dinebenzeyen bir coğrafya idi. Bütün akarsulara, dağlara canlı, ebedî varlıklar gibi bakardı.

Page 16: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Sanki şiir, din, gurbet duygusu hayat tecrübesi, birbiri ardınca yaşanmış hayatlarınrüyalarımızda birbirine karışmasına çok benzeyen bir yığın inanış artığı bu dağları,dereleri onun için ilâhî varlıklar yahut veliler hâline getirmişlerdi. İkide bir benimahfesinin yanına çağırarak biraz sonra uzağından geçeceğimiz veya huzurunavaracağımızebediyetinadını,varsahikâyesinisöyler,Yunus’tan,ÂşıkKerem’denbeyitlerokurdu. Süphan Dağı‘nın yolumuzun hangi tarafına düşeceğini, hangi gece YıldızDağı‘nın dibinde konaklayacağımızı mekârecilerden daha yola çıkmadan sorupöğrenmişti.Onuniçinikimizdehazırdık.Bu dağlar sadece adlarıylamemleketin bir köşesinde bir nevi “semâvât” rüyası kurmuşgibidirler. Asırlar boyunca bu yaylalarda sürü otlatan, kışın günlerce süren kurt avlarıyapan,masalkızlarıbakışlıgeyiklerinpeşindeyolunuşaşıran,hulâsahemenbütünseneyiyıldızlarla sarmaş dolaş yaşayan insanların rüyası.Bu yüzdendir ki bu dağlarla ilk defakarşılaşanvetıpkıaydınlattığısuparçasıiçindeçalkalananbirışıkgibi,onlarınkudretvenüfuzlarınınmuhayyilemizdeayrıbirşekildecanlandırdığımanzaraiçindeadlarınıduyanyolcunun, bir an bile olsa, bir nevi ebediyet vehmiyle dolma-ması, hüviyetlerini yapanuzletinbirkaderduygusuhâlindekendisindeyerleşmemesikabildeğildir.YıldızDağı‘nın dibinde, gecenin dört bir yandan getirip çadırımızın üzerine yıktığı bintürlü ses ve uğultu arasında ben hep bu dağın şöyle bir gördüğümmağrur ve dumanlıbaşını düşünmüştüm. Onda bir nevi Ecdat Tanrı çehresi sezer gibiydim. Bana öylegeliyordukikulağımıbirazdahaiyiversem,yıldızlarlanekonuştuğunuduyacaktım.Kimbilir,belkidehergece,olduğuyerdenelleriniuzatarak,tıpkıüçyılönceSinop’taiptidaimektebinegiderkenhersabahönündengeçtiğimMuvakkithaneninpenceresinden,şevklebüyük asma saatleri kurduğunu gördüğüm ihtiyar gibi, yıldızların saatini kuruyor,Kervankıran’laÇobanyıldızı‘nı,BüyükAyfyi,KüçükAyı‘yi,AğlayanKadınları,kimininmesafeleriçindekiyalnızlığınahüzünduyduğum,kimininkadifekadaryumuşakvekoyukaranlığa uzattığı mücevher salkımlarına imrendiğim bütün öteki yıldızlan birbirineayarlıyor,güneşindoğacağıdakikayı,ayınsihirlisandalınıngeçeceğisuları tayinediyor,doğançocuklarıgökdeflerineparlakbirnoktayla işaretediyor,ölenlerinadınıbirbaşkayıldızıngözleriniyavaşçayumaraksiliyor,hulâsakâinatvekaderdediğimizbüyükgidişgelişioradantekbaşınavekendikendineidareediyordu.OgeceYıldızDağı‘nıneteğindeyatarken benim çocuk hayalim, bugün bile ne olduğunu bilmediğim, fakat hangi derinkaynaklardan geldiğini az çok tahmin edebildiğim bu tesirin altında idi. Çadırınkaranlığında,heryanın,herşeyinsihirlibirkimyaiçindeyüzdüğünü,yıldızparıltılarıylayıkanıptemizlendiğini,içtenbüyüdüğünüsanıyordum.Öylekiakşamleyinsürüleriyledağyoluna doğru çıktığını gördüğümüz kıl abalı Bingöl çobanlarına ertesi sabah gene

Page 17: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

rastgelince, bu kıl abalar üzerimde âdeta yıldız ışıklarından örülmüş bir harmani tesiriyaptılarvesürününkoyunları,babamınkitaplarıarasındaseyrettiğimkâinatharitasınınomuhteşemvehoyratbakışlıkoçugibi içimiürpermevehayretledoldurdular. İştebirkaçgün sonra Erzurum’a bu duygularla, tıpkı koyunlarını bütün bir yaz boyunca menzilmenzilbuotlaklardaotlataotlatagüzbaşındaşehregetirenCizreveBingölçobanlangibigirdim.O zamanınErzurum’u, on yıl sonra 1923’te gördüğümErzurum’dan çok başkaydı.Hertürlü kıyafette bir kalabalığın çarşı pazarını doldurduğu, saraç, kuyumcu, bakırcı,dükkânlarıylasenedeokadarmalıngiripçıktığıhanlarıyla,ambarlarıyla,eşrafveâyânı,esnafı,otuzsekizmedresesi,ellidörtcamisiyle,İrantransitinbeslediğirefahlıvemâmurErzurum’laonyılsonragördüğümharapşehirarasındakolaykolaymünasebet tasavvuredilemezdi.Sonradanöğrendiğimegöre,muhtelifçarşılarındaonbinlercezenaatçıçalışır,saraçlarının yaptığı eyerler bütün şark vilâyetlerine hattâ Tebriz’e kadar gidermiş. Benbabamla,annemlegittiğimizsiyahkehribarcılarışimdibirmasalgibihatırlıyorum.Küçükve yarı aydınlık dükkânlarda ince, dikkatli, işin terbiyesini almış, âdeta iş terbiyesiyledurulmuş birtakım adamlar, oturdukları yerden konuşuyorlar, pazarlıklar ediyorlar,ellerindekikehribarişlerinihavıdökülmüşçuhaşalvarlarınasürterekcilalıyorlardı.Sonrakeskinbirmeşinkokusu,yumuşakderininâdetasöndürüldüğü,kıvamınıbozduğutokmakseslerivebiryığınuğultu…II

BusefergeldiğimErzurumbaşkabirErzurum’du.OnaDoğuAnadoludağlarınıneskibirşarapgibizamanlatakdisedilmiş,ruhbesleyiciuzletindendeğil,dörtCihanHarbiyılınınveİstiklâlSava-şı‘nınüstündenaşarakgelmiştim.Vakıabuseferdemuhteşembirtabiatınarasındangeçmiştik;fakatona,birinciseferdeolduğugibi,herşeyiniyeniveharikuladebulanbirruhladeğilsihrinibiryığınıstıraptecrübesininsoldurduğubirgözlebakıyordum.NeZigana-lar’ın her dönemeçte bir kere daha şaşırtıcı olan güzelliği, neKopDağı‘nınihtişamı beni peşinden sürüklemiyordu. Dekordan ziyade bu yerlerde birkaç yıl önceoynanmışkanlıoyununtesirialtındaydım.Tiyatrodanasılboşsahnededekorunoyaladığıseyirci,sözbaşlarbaşlamazbütünoteferruatıgörmezolursa,bendeöyleceinsanıstırabıkarşısındatabiatgüzelliğinekayıtsızdım,yabancıydım.

Gümüşhane’densonrayavaşyavaşartanbuduygu,Erzurum’daâdetaezicibirhâlegeldi.İkincidefagördüğümbuşehir,artıkşarkvilâyetlerininiktisadîmerkezi,yaylanıngülü,buhavalide söylenen türkülerin yarısından çoğunun güzelliğini övdüğü eski Hr-zurum

Page 18: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

değildi.Harp, hicret, katliamlar, tifüs, çeşit çeşit felâket, üzerinden ağır bir silindir gibigeçmiş,herşeyiezipdevirmişti.Hiçbir yerde memleketin Birinci Cihan Harbi’nde geçirdiği tecrübenin acılığı buradaolduğu kadar vuzuhla görülemezdi. Bu, eski ressamların tasvir etmekten hoşlandıklarışekilde,ölümünzaferiidi.Dörtyıl,budağlardakurtlarainsanetindenziyafetlerçekilmiş,ölüm her yana doludizgin saldırmış, seçmeden avlamıştı. Uğursuz tırpan durmadan, birsaat rakkası gibi işlemiş, rastgeldiği her şeyi biçmişti. Bununla beraber, nüfusu altmışbinden sekiz bine inen ErzurumMillîMücadele’ye önayak olmuş, Ermenistan zaferiniidraketmiş,yavaşyavaşsağkalanhemşehrilerinitoplamayabaşlamıştı.Ölümünzaferininyanıbaşında,imkânsızbirkışınkasıpkavurduğubirbahçede,buzlarınkilidi çözülür çözülmez başlayan o acayip baharlar gibi, yavaş yavaş hayatın türküsüyükseliyordu.Yıkılmışşehirdeyenidengençlerevleniyor,çocuklardoğuyor,yarısıtoprakolmuşevlerdebabaocakları tütüyor,akşamınalacakaranlığındakılıçartığıçocuklar türküsöylüyorlar,adlarıyla artık mevcut olmayan şeylere hudut çizen şehir kapılarının önündekimeydanlardadavulzurnaçalınıyor,cirit,baroynanıyordu.Hulâsa fırtınanın dağıttığı kartal yuvası yeniden kuruluyor, sağ kalanlar güneşin adınaneşide söylüyorlardı. Her yerde marazî denebilecek bir bahar şenliği vardı. Kıvamınıhenüzbulmamışolanbu canlılık insanıonyıl öncegörmüşolduğummuhteşemyazdandahabaşkatürlüsarıyordu.Bu,herşeyerağmenhükümsürenhayatınzaferiidi.O,genişakışındakendisiylebirliktegelemeyenlerinetrafınızalimbiryalnızlıklaçevirerekyolundayürüyordu.Fakatdörtkapılışehrinkendisiyoktu.Denebilirkiasırlarcagururunuyapanvetoplulukhayatına istikamet veren serhat şehri ruhundan başka ortada pek az şey kalmıştı. Buyıkılış,Erzurum’da ilkdefamıoluyordu?1828mağlûbiyeti,1876felâketivedahaöncebirçok isyanlarmuhakkak ki buraları gene sarsmıştı. Birincisinde yüz otuz iki bin olannüfus,yüzbineinmişti.İkincisindeşehirkökündensarsılmıştı.Fakatbuseferkiyıkılışçokbaşkabirşeydi.Buseferölüm,geridekendindenbaşkahiçbircanlışeykoymamakistergibi, şehre saldırmıştı. Gerçekten kendi malı olan uçsuz bucaksız bir mezarlığın birucundakiküçükbirşehiriskeleti,artıksadecebirharabeyiçevreleyenbirkaçkapıadıylabirkaçbozukyolbırakarakçekilipgitmişti.

Hemenherkesinyalnızkendisininanlatabileceğibirhikâyesivardı.Hemenherkesbirkaçkişiyeağlıyorveakıbetinihâlâbilmediğibirsevdiğinibekliyordu.Bir ihtiyar adamdan bahsettiler ki yıllarca pencere önünden ayrılmamıştı. Kafkasya’ya

Page 19: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

giden torununun dönmesini istiyordu. İç mahallelerde her kapı çalmışı hâlâ heyacanlakarşılanıyor. İşin garibi, aradan beş yıl geçtiği halde, hâlâ tek tük dönenler oluyordu.Sibiryabuzlarınıçözdükçe,Hintcengelleriyolverdikçehâlâyaşamaktaoluşunakendisideşaşıranşaşkınbirbiçareyurdunadönüyor,kurtulduğucehenneminhikâyesi,insanüstükudretini, katlanılan ıstırabınbüyüklüğündenalanyenibirOdisegibi şehreyayılıyordu.Küçük bir köy kahvesinde Kamçatka’nın soğuğunu, Seylân’ın sıcağını, Madagaskar’ınyılanlarınıhergünbaşkabaşkaağızlardandinlemekkabildi.Birdostumanlatmıştı:“Dahaşehregirmeden,Aşkale’deyattığımhanınkahvesinde,esirliktenyenidönenyanıkyüzlü,tekkollubirbiçarebana,giderkenbıraktığıoğlu,karısıveanasındanhiçbirini,hattâevininyerinibilebulamadığıiçin,girdiğigününakşamındaşehriterkettiğinisöyledi.-Pekişimdinereyegidiyorsun?diyesordum.

Birmüddetdüşündü.Yüzüaltüstolmuştu.Nihayet:-Efendi,dedi;nereyegittiğiminesorarsın?Geldiğimyerisanasöyledim,yetmezmi?Doğrusöylüyordu.Geldiğiyeriöğrenmiştim”.Ölümbukadaryakındankokladığıinsanlarınpeşinikolaykolaybırakmıyordu.Ergeçbirtaraftakarşılarınaçıkıyor,sofrasınıaçıyor,“Buyurun!”diyordu.Başkabirşeyyapamadığıiçinsadecehatırlatıyordu.Hermecliste,yolüstündebırakılmışihtiyarların,sütemençocuğununayakaltındaezilmişparçalarını kundaklayarak ninni söyleye söyleye yola koyulan annelerin, sahibiningöğsünübaşınadayayıpölen cins atlarınhâtırası diriliyor; kaybolan çarşı, yıkılan şehir,bozulan ev, birdenbire suyu çekilmiş bir nehir gibi ortadan silinen bütün bir hayatdinmeyenyaralargibikanıyordu.Erzurum hatırlıyordu: gömüldüğü toz ve çamur yığınının içinde canlı dününü, dörtkapısından girip’çıkan kervanları, çarşı pazarının uğultusunu, çalışan insanlarını temizyüzleri ve sağlam ahlâk-lanyla şehrin hayatına kutsilik katan âlimlerini, güzel seslimüezzinlerini,heryılhayatınayenibirmodateminedendüğünlerini,esnaftoplantılarını,bayramlarını idare eden ve halk hayatını bir sazı coşturur gibi coşturan bıçkın endamlı,yiğit örfiüdadaşlarını, onların cirit oyunlarını, barlarını, bazenbir alayı birdengünlercemisafiredenvebirmenzillikarazisinepaytonlagidipgeleneskibeylerini,kısacası,bütünhayatınıhatırlıyordu.Bununla beraber, yıkılanın, kaybolanın nasıl bir şey olduğunu, bütün yaraların henüztaptaze olduğu, kanadığı bu günlerde anlamak güçtü. Bütün cemiyet o kadar kat’î birtalihinetrafındadolaşmış,okadardönülmeyecekyerlerekadargitmişvegelmiştiki,şehir,

Page 20: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

ölümün mukadder göründüğü kazadan nasılsa kurtulmuş bir insana benziyordu. Tıpkıhikâyedebacağınıkaybedenadamınenlüzumsuzeşyasınıaramasıgibi,yenidencanlananşuurbirtürlüesaslınınüzerindeduramıyor,teferruatüzerindegeziniyordu.Gerçektekaybolanşey,bütünbirhayattarzı,bütünbirdünyaidi.1855’teyüzbindenfazlanüfuslu bir şehir olan Erzurum, bu gelişmesini bir iktisadî denklilik üzerine kurmuştu.İran,ithalâtveihracatınınyarıdanfazlasınıTrabzon-Tebrizkervanyoluylayapıyordu.İştebukervanyolu,Erzurum’uasırlariçindeeşrafıyla,âyânıy-la,ulemasıyla,esnafıylatambirşarkOrtaçağşehriolarakkurmuştu.Butransityolundaheryılotuzbindevevebelkiikimisli katır işliyordu. Bunlar Erzurum’dan geçiyor,Tebriz’den gelişinde, Trabzon’dandönüşündekumanyasınıdaimaErzurum’dantedarikediyor,hayvanınınallatıyor,ateğeri,yüksemeri,nal,gem,ağızlık,hulâsahertürlüeksiğinioradatamamlıyordu.

İşinfenasışuidi:Buhayatbirdahadönmemeküzerekaybolmuştu.ÇünküBüyükHarb’ingetirdiği felâket olmasa bile, gene bu çarşı sönecek, bu esnaf dağılacak ve şehir kendibünyesiniyenibaştankuracakolanyenibirçalışmaşeklinibulanakadargeneküçülecek,köyleşecekti.Fakatbudeğişmedahayavaşolacak,yereatılarakkırılanbüyükfanus,yağıtükendiği için,kendikendinekarararak sönecekti.Yahut,dahabüyükbir ihtimalle,yenibir hayata geçmenin yolunu bulacak, başka türlü müstahsil olacaktı. Şurasını hemensöyleyeyimkiErzurum’un istikbaliböylebirgelişmeyeelverişlidir.Civardabulunanveeskidenbirkısmıişletilenüçkömürmadeni,modernkâğıtçılığaçokelverişlisazlığı,vaatettiği kadar ise Tercan’daki petrolü ve nihayet Anadolu’yu başka bir Anadolu yapacakolanelektrikleşmeişigerçekleşirsememleketiçindekademekademeinecekolanbuhayatkaynağının başında gelen Tortum şelâlesi, yeni ve eskisinden çok başka türlü canlı birErzurum’uyaratmayaelverişliolanbüyükimkânlardır.1914’de,ikişey,UmumîHarpveyenizamanlar,biraradagelmişti.CevatDursunoğlu’na,yenitransityoluaçıldığızamanfırıncıHasanadındabirErzurumluşöyledemiş:-Efendi,eskidenkervangelir,bütünkumanyasınıburadadüzer,şehreparadolardı.Şimdiyirmi katırın yükünü birden alan kamyon, sabahleyin Trabzon’dan kalkıyor akşamaburaya geliyor. Şoför, İnhisar’dan aldığı kırkdokuzluk bir rakı şişesini duvarda kırıpiçiyor,yolunadevamediyor..:İşteeskiErzurum’un,dörtyanındanrefahakanbuşarkticaretşehrininmacerasınıkapatanşey.UmumîHarp,beşonyıldaveeniyişartlarladeğişebilecekbütünbirhayatçerçevesinibirhamledekırıpdağıtmıştı.Eski Erzurum’da bu ticaret hayatı ve kervan yolu otu/ iki sanatı beslerdi. Tabaklar,saraçlar, semerciler, dikiciler, çarıkçılar, mesçi-ler, kürkçüler, kevelciler, kunduracılar,

Page 21: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

kazazlar,arabacılar,keçeciler,çadırcılar,culfalar, ipçiler,demirciler,bakırcılar,kılıççılar,bıçakçılar, kuyumcular, zarcılar, sandıkçılar, kaşıkçılar, tarakçılar, marancılar. boyacılar,dülgerler,yapıcılar,sabuncular,mumcular,takımalar.Defterdar Mehmed Paşa ile Erzurum’a gelen ve orada Gümrük kâtipliği yapan EvliyaÇelebi, şehrin kapılarından bahsederken, yabancı tüccarların Gürcü kapısındaoturduklarınısöyler:“Hakirin kâtibi bulunduğumgümrükbundadır.Dört çevresindeArap,Acem,Hint,Sint,Hıtay,Hotenbezirganlarınınhaneleridevardır.İstanbulveİzmirgümrüğündensonraenişlekgümrükbuErzurumgümrüğüdür.Ziratüccarınaadaletederler.”Bu dört satır eski dünyamızda Erzurum’un çehresini çizmeye kifayet eder. O, şarkınbüyükticaretvetransitşehirlerindendir.Erzurumgümrüğü,XVII. asır sonu tarihinebirbaşka şekildedegeçer,MüverrihRaşid,Nemçe muharebesinden dönen Kazıl Ah-med Paşa’nın Edirne’de IV. Mehmed’e bumünasebetleSaraybahçesindekurulanotağdabumuharebe,helebütün imparatorluğuokadarsevindirenveEvliyaÇelebi’yiSeyahatnamesi’ninyedincicildindeokadarcoşturanUyvarmuharebesihakkındaizahatverirkenmaiyetindebulunanErzurumluAbbasadındabirkahramandanbahseder.HikâyeyiRaşid’dendinleyelim:

“Alelhusus kulunuz yanında Erzurumlu Abbas derler bir yiğit vardır. Uyvarmuharebesinde bi-bâk ü perva kale bedenine çıkıp küffâr-ı hâksâr her çend ki üzerinetüfenkdaneleriyağdırırlar,yerindenayıramayıpdüşmanasebatgösterdikçeanıgörüpbiryeniçeridilâveridahianınyanınaurucettiğinsairguzat-ımüslümîngördüklerisaatlücce-i cemiyetleri huruşa gelip zemzeme-i kâfir küş-i tekbir ile cümlesi yekpare yürüyüşettiklerinde düşmen-i din için adem-i mukavemet mukarrer ve bu tarikle ân-ı vahittekaleninfethimüyesseroldu,deyutakrireyledi.Şehriyar-ıinayetmedarhazretleriotağdanhas odayı teşrif buyurduklarında mezbur Abbas’ı hu-zur-ı hümayunlarına getirdipkendüyü vafir istintak buyurduklarından sonra avatıf-ı aliyye-imülûkânelerinden başınaçifte çelenk takıp ve kendü talebiyle hatt-ı hümâyun-u şevket makrunlarıyla Erzurumgümrüğümalındanyevmîyetmişbeşakçetekaütulufesivedörttopkumaşvedörtdonlukçuha ve vafir sikke-i hasene ihsan ve karındaşına dahi yine Erzurum gümrüğünden elliakçeulufevemezburAbbas ilemaanbâlâ-yı beden-i kaleyeuruc edenyeniçeriyedahiocağındantekaütulufesiverilmesinfermaneylediler.”(Ra-şidTarihi,ikincitabı,ciltI,s.100).İşteimparatorlukbuidi.ErzurumileUyvar,BağdatileGirit,TebrizileBelgrat,AtinaileCezayirbirbirinekarışmışyaşıyordu.EvliyaÇelebi’yiher satırdamizahtanŞe/ıııame’ye

Page 22: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

götüren bu şaşırtıcı birlik vetonun günlük hayata getirdiği zarurî değişikliği ve zarurîtezatlarıcemiyetinhemgururu,hemıstırabıydı.ErzurumluAbbas,Uyvarfethindemuzafferdönenveyaölenlerin içindeadinibildiğimiztek insandır. Uyvar’ın,Tuna’nın ilerisinde verdiğimiz binlerce muharebeden biri olduğugibi, onun macerasından Cevat Dursunoğlu’na bahseden Yahya Kemal, Erzurumsokaklarından birine Uyvareri Abbas adının verilmesini tavsiye etmiş. Güzel fikir.Temenni ederiz ki Erzurumlular Gürcü Kapısı‘n-daki sokaklardan birine de EvliyaÇelebi’ninadınıverirler.BöyleceErzurumgümrüğündentekaüdiyeveyamaaşalanbuikiinsan, adını tesadüfün kurtardığı Uyvar şehnamecisi, yaşadıkları şehrin hâtırasındabirleşmişolurlar.IIIServetin, çalışmanın bulunduğu yerde içtimaî nizamkendiliğinden doğar.EskiErzurumçok muntazam bir çerçeve içindeydi. En başta toprak sahipleri gelirdi. Eski devirlerdemahallîveaskerîidareyedeiştirakeden,kaledizdarlığı,muhafızlıkgibivazifeleralanbubeyler, tıpkı Rumeli’de, Tuna’nın bizim tarafa düşen şehit anavatan parçası kısmındaolduğugibi,tambirtoprakaristokrasisikurmuşlardı.Bütün gelenekte olduğu gibi kadınlar burada da son derece muhafazakâr idiler.Evlenmelerde akran, denk aramada onlar erkeklerden daha mutaassıptılar. Topraksahiplerininkızlarındanalınankadınlara“paşa”denir,esnafzümresindenseçilenler,yahutdışardan alınanlar veya cariyeliklerden gelenler “hanım” olurdu. Bu evlenmeler bazenvilâyetinsınırlarıdışınaçıkar,GürcübeylerininkızlarıErzurum’apaşaolarakgelirlermiş.OsmanlılardançokevvelasılşöhretiniKurtııba’dayapanbüyükAraplisancısıAbdullahel-Kali’yimedreselerinde yetiştiren Erzurum’da İslâmî ilim geleneği bu şehri şarkın önsaftamerkezlerindenbiriyapıyordu.Sonzamanlarda“ulema”sınıfıüçdörtbüyükailedenibaretti.Solakzadeler,Kadızadeler,Müftizadeler,Gözübüyüklergibi.Ulemadan sonra, başlarındaDabaklar şeyhi bulunanve şehrin asıl belkemiği olan esnafgelirdi.Dabaklarşeyhi, icabındahükümetnüfuzunabilekarşıkoyabilecekbirşahsiyetti.NeTanzimat,neAb-dülhamididaresininmerkezciliğişehrinruhuolanveesasınıahiliktenalan bu otoriteyi yıkamamıştı. Eski dünyamızda Dabaklar şeyhi, asıl bünyesini esnafınteşkil ettiği Anadolu şehirlerinde daima bu kudreti taşırdı. Dabaklığın ayakkabıcılık,saraçlıkgibigenişihtiyaçlarıkarşılayansanallarıbeslemesi,bellibaşlıservetkaynağıolanhayvancılığadayanmasıbusanatıdoğrudandoğruyaköyveaşiretebağlıyordu.Dabaklar şeyhinin arkasında, İstanbul’da bile XVII., XVIII. asır ihtilâllerinde iki azgınocağa karşı kuvvetini zaman zaman gösteren çarşısı gelirdi. Fakat asıl mühim olan bu

Page 23: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

zümreler zinciri değildi; onun arkasındaki canlı kuruluştu. Bu kuruluş, şehrin hayatınıgerçekten kuvvetlendiriyordu. Köylü ile çiftçi sınıfının hakları toprak sahibi beylertarafından korunurdu.Köylü ile bey arasındakimünasebetler, bir serhat vilâyeti olduğuiçin, Erzurum’da başka yerlerdekinden daha babaca kurulmuştu. Başımıza GelenlermüellifiMehmetArifBeyin fikridebudur.Çarşıbukadarkuvvetlekök-leşinceşehirdetagallüp fikrinin yerleşmesi çok güçtür. Bu sebeple her canlı şeyde rastlanananlaşmamazlıklararağmen,eskiErzurum’dabirnevimuvazeneteşekkületmişti.Buhâl,her sınıfı kendi hayatında, kendi zevkinde rahat ve müstakil bırakarak, mesul ederek,İkinciMeşrutiyet’e,hattâbirazsonrasınakadarsürer.Bununlaberaberkaynaşma,anlaşmahavasınarağmencamilere,vaizlerekadarbuayrılıkgidiyordu.SondevirlerdeCaferiyeCa-mii’ndegençler,açıkfikirlilertoplanır,birazsonrabahsedeceğimMüftizâdeEdipHoca’nınvaazınıdinlerlermiş.Pervizoğlu,koyuzahitlerincamiiimiş.OradaAbdülkadirHocavaazeder,önündefermanlarınokunduğudevletcamiiLala Paşa, daha karışık, daha çeşitli halkla dolarmış. Burada Solakzadelcrden vaizlervarmış.Halk,tatilgünleri,enfakirinevarıncayakadar,cumalıkelbiselerinigiyerekyazlıkmesireyerlerine,bilhassavarlıklışehirhalkınınçadıraçıktığıBoğaz’a,ciritoyunlarına,güreşleregiderler,ayaktazıgvaşalvar,beldeAcemşalı,silâhlık,dahaüstegazekidenencepkenileaba, lıartı denen palto ile başına çok defa İstanbul’unKandilli yazması saran esnaf, kışgecelerine de benim yetişemediğim Aynalı Kahve’de (Tebriz Kapısı‘nda) Âşık Kerem,BattalGazi

hikâyeleriokuyan,GeyikDestanısöyleyen,sazçalan,tıpkıKe-rem’inzamanındaolduğugibi şiir müsabakası yapan, birbirine ta-rizli cevaplar veren, yetiştikleri memleketingüzelliğini öven, geçtiği yolları gurbet duygusunu anlatan şairlerin, halk hikayecilerininetrafında toplanır, yahut da aşağı yukarı on asırlık bir gelenekle sürüp gelen sıragezmelerindekendiaralarındaeğlenirmiş.Erzurum’un asıl hayatını bu esnaf yapıyordu. Asıl güzel olan şey de, sağlam bir sınıfşuuruna ermesi, yukarıya imrenmeden kendisini aşağıya açık tutmasıydı. Esnaf kadını,eşraf kadınının giydikleri elbiseleri giymez, yani kutnu’larla sırmalı elbiselerle süslcn-mezdi. İş terbiyesi almış, eli işlediği, yarattığı için nefsine saygı duygusu yerleşmişşahsiyetli,kendinegüvenirvatandaşlardan teşekkületmişbirkalabalık…Onüçyaşındahenüz çıraklığa giren bir çocukta bile az zamanda nefsine güven başlar, el emeğinedayananbirhayatınmesuliyetfikrinininsanoğlununasılyükselttiğigörülürmüş.Musiki zevki de böyle idi. Bütün Erzurumluların bildiği Bar oyunlarında, ciritte,

Page 24: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

düğünlerde bizi Malazgirt’ten Viyana’ya kadar götüren davul zurna, o maşerî bandoçalınırmış.Halkkahvelerindeâşıksazı,eşrafıngittiğigazinolarda,kıraathanelerde-bittabiTanzimat’tan sonra- takım musikisi varmış. En son takım, Kör Vahan’da santurlu,armonyomlu takımı imiş.Bunlardan başka, bir deKur’an okuyan büyük hafızlar vardı.BunlarLalaPaşa’nınhatibiKitapçı-zadeHafızHâmidEfendi,EbulhindiliHamdiBeyileGözübüyük-zadeidi.Buçokdüzenlihayattamevsimlerkendilerinemahsusbirteşrifatlagelirdi.Çünküherşeyevvelden tanzimedilmişti.Binaenaleyhhepsininhabercilerive solaklarıvardı.Çocuklaryaz geldiğini çadırcı ustasının eve uğradığı zaman öğrenirlermiş. O zaman bahçeyeçadırlar yığılır, ihtiyar, yatkın elli ustalar Boğaz’a, Ilıca’ya, açık havaya, eğlenceyekavuşacaklarını anlayıp sevinen küçüklerin çığlıkları arasında onları tamir eder,söküklerinidiker,yırtıkyerlerinideğiştirir,yağmura,rüzgâradayanacakhâlegetirirmiş.

Kışıngeldiğinikürkçümüjdelermiş.DahaKopDağı‘nınbaşıbeyazlanmadan,Palandökensırtları kaşlarını çatmadan önce, Erzincan’dan gelen siyah üzümün renginden, yaylanınüstünden cenuba doğru akan kuş sürülerinden vaktin yaklaştığını anlayan tecrübeliler,kürkçüyüçağırırlarmış.Busefergocuklar,samur, tilki,kurt,postundankürkler, tulumlargeniş selâmlık sofalarında ortaya konur, gözlüklü ihtiyar kürk ustaları tığlarıyla onlarıdüzeltir, eksiklerini tamamlarmış. Bu, Erzurum’un ikinci hayatının başlangıcı, sıcaksobanın, gümüş çay tepsisinde küçük bir şafak gibi gülen çayların, uzun sohbetlerindevridir.Şehir,kapılarınıkapatır,kendiâlemindeyaşardı;kızaküstündesiyahyamçılı,uzunkonçluçizmeli,kıvrakbıyıklıpostacılarınacayipkurttipihikayeleriyleberaberikiüçhaftadabirgetirdikleri gazetelerin havadisleri uzun uzun münakaşa edilir, geçmiş zaman hâtıralarıanlatılır,dedikoduyapılır,çokzarif,ustalıklıcümlelerleeşedosta tarizedilirdi.Belkidebu kapalı kış aylarının beslediği sohbet yüzünden hemen her Erzurumlu biraz nükteci,biraz hicivci-dir. Fakat, her şeyde olduğu gibi, her nesilden birkaç kişi bu umumîmazhariyetinüstüneçıkar.Bunlarkonuşmasanatınınşöhretkurmuşustalarıdır.Mütareke yıllarında Ermeni meselesi dolayısıyla Erzurum’a gelmiş olan Amerikanheyetine o zamanın Belediye Reisi Zâkir Beyin verdiği cevabı kim hatırlamaz?Tercümana:“-Dilmaç,banabak,bubeyleruzunboyluanlatıyorlar.BenkısabirmisalleErzurum’daekseriyetkimlerde idi,Generale anlatayım.”diyerekheyetioturdukları evinpenceresinegötürmüş,“-Bakın, demiş, şuradabütün şehri saranbir taşlık var.Onundaortasındayirmidebiri

Page 25: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

kadar duvarla çevrilmiş bir yer var. O büyük taşlıkMüslümanmezarlığı, o küçüğü deErmenimezarlığıdır:bunlarkendiölüleriniyemedilerya!”Erzurum’da Türklerin daima ezici bir çokluk hâlinde yaşadıkları bin türlü şekildegösterilebilirdi. Zâkir Beyin hazır cevaplılığı bunların en kısasını, itiraza yerbırakmayanınıbulmuştu.Erzurum’da bu konuşma ustalarının birini bol bol dinlediğim hikayeleriyle, birini deşahsen tanıdım. Kaleli Burhan Bey 1923’len çok önce ölmüştü. Fakat keskin hicvi veistihzası,hazırcevaplılığıhâlâcanlıbirhâtıraydı.EdipHocaisehayattaydı.BanaUçyüzyılın üzerinden aşarak, XVI. asrın şair İshâk Çelebi’sini hatırlatan, onun çok meşhur“Şam’dançıktığımakşamadedimŞam-ıŞerifmısraını tekrarederekanlatanbuşaşırtıcıadam,gerçektenhatırlanmağadeğer.Cevad’ınodasındatanıdığımEdipHoca’yıbençoksevmiştim. Bu uyanık adam bana daima eski kültürümüzün bir in-carnation’u gibigörünmüştü.Genişatletgövdesiylehergeçtiğiyolukendietrafındabirtablozeminigibitoplayan, karşısına çıkan her şeyi ikinci planda bırakan bu adam, Erzurum’da, bütüneskiliğerağmenbelkiencanlınoktaidi.EdipHoca1923Erzurum’unda,XVI.veyaXVII.asırlarınşarkordularındanbiriylegeliporada kalıvermiş bir mazi yadigârına, yahut Üsküdar’dan Şam’a, oradan da Hicaz’agitmeküzeretch-lillerle,tekbirlerleyolaçıkarıldıktansonrayanlışlıklaErzurum’agelmişbirsürrealayınabenzerdi.Neşesi,pervasızlığı,mücadeledekihazırcevaplığı,kafasındakiölçüduygusuyla,iyikalbiyleEdipHocabütünbirâlemdi.Birgündostlarındanbirineuğrayarakçaybardağıistemiş,çokgüzelbirtakımıbeğenmiş,“Hakkı,bunlarıayır,benbirinialıyorum,buakşamtecrübeedeceğim”demiş.Fakatertesigünçaybardağınıgerigetirmiş.“Hoca,nediyebeğenmedin,bugüzelbardakları?”diyesoran dostuna o dik sesiyle: “Hakkı, demiş, bardaklar güzel, ama bana uymuyor.Sabahleyin çayla doldurdum, şöyle bir önüme koydum, bir kendimi düşündüm, bir onabaktım:nispetsiz…Hele,Hakkıcan,senbanabirazdahabüyüğünübul.”BuküçükfıkraEdipHoca’nınnasılbiradamolduğunu,nekadartambirâlemdenkopupgeldiğinigösterir.EdipHocagençliğindepolitikayagirmişti.HattâbirzamanlarİttihadveTerakki’nin faal bir âzası olarak Meşrutiyet’in ilk yıllarında Arnavutiuk’a gönderilenHeyet-i Nâsıha arasında o da vardı. Bu seyahatinde başından geçen bir hâdiseyi sıkçaanlatırdı.Misafir kaldığı birArnavut beyinin evinde ikengününbirindebeyindağkabilelerindenbirinin reisi olan uzak akrabasının bütün maiyetiyle konağa geldiğini görürler.Mahallîâdetegöremisafirlerinberaberağırlanmasışartmış.Akrabasınıçokiyi tanıyanevsahibibuzaruretihocayaanlatır,“Çareyokkatlanacağız.Dahadoğrususizkatlanacaksınız.Aksi

Page 26: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

takdirdeküloluruz!”der.Ayrıcadaçokdikkatliolmasınısıkısıkıanlatır.EdipHocaisteristemez razı olur.Geceyataklar serilir.YenimisafirEdipHoca ile kendi arasına evvelâsilâhlarını, dolu tabancalarını, fişenklerini, sonra da en iyi cinsinden bir Serfice tütünüpaketikoyar.Yatağagirdiktensonra“Hoca,sarbircıgaraseninlekonuşacağım.”der.Eskitabiriyle izbanduta benzeyen oda arkadaşını ve bu arkadaşlığın verdiği rahatsızlığıuykunun âleminde unutmağa hazırlanan hoca cıgarayı sarar ve bekler. Adamcağızınmeselesigayetbasitmiş.Kardeşininkızınaaşıkmış.Onunlaevlenmeğekararvermiş.Fakatişe pek aklı ermediği, daha doğrusu sağdan soldan bu işin haramolduğunu söyleyenlerbulunduğuiçinbuhusustaİstanbul’dangeldiğinibildiğihocanınfikrinialmakistiyormuş.Hattâseyahatininsebebidebirazbuimiş.Hoca bittabiî “Aman, nasıl olur? Kardeşinin kızı senin kızın demektir. Haramdır.”cevabını verir. Fakat aşıkArnavut beyi kararını değiştirmek niyetinde değil. Zaten fikirsormuyor,sadebuişehocanınrazıolmasını,yanibirnevifetvaistiyor.Münakaşabüyür.Nihayetkarşısındakinikandıramadığınıgörenaşıkmisafirbumasumarzusunasetçekenhocayı inadından dolayı küfürle itham ederek tabancaya sarılır. Edip Hoca, birkarşısındakiadama,dahadoğrusutabancasınabirdekapıyabakar.Kapıilearadakimesafeuzun.Kaldıkiarkasındakisofadaadamınmaiyetiyatıyor. İster istemez“Hele,Bey,dur,aceleetme!der.Anlatbana.Okızınbabasıolankardeşinsendenbüyükmüküçükmü?”Arnavutcağız “Benim büyüğümdür.” cevabını verince “Mesele değişti. Niye baştansöylemedin bunu. Küçüğün olsaydı tabiî haramdı. Evlenemczdin. Çünkü seni oğlununkızıyla evlenmengibibir şeyolurdu.Amabüyükolunca…Ozamanhelâldir. İstediğiniyaparsın!”İşlerin aldığı bu son şekil misafiri memnun eder. ‘“Yaşa bre hoca, der. Zaten banasöylemişlerdi, büyük âlim olduğunu. Yak bir cıgara!” Ve böylece Edip Hoca, o geceyisabahakadarŞerlicetütünüiçerekaşıkamcayıdinlemeklegeçirir.Bu hikâye üzerine sonraları çok düşündüm. Onun kuvvet delili karşısında bu teslimisinizmileittihamedilebilir.HattâböylegörenlerbuküçükanekdottaOsmanlıyıkılışınınsebeplerindenbirinibulabilirler.ÇünkübizçokdefaİzzetMollanın,MeşhurdurkizulınileolmazcihanharâbEyleranııniklâhaııe-iâlinıânharâbbeytinitekbaşınaokuruz.Fakat birtakım değerlerin ancakmüsait ortamlardamuhafaza edilebileceğini düşünenlerhocayı affederler. Edip Hoca kahramanlık iddiası olmayan bir adamdı. O, düzgün birnizam içinde fikirlerinin mesuliyetini kabul edebilirdi. Osmanlı tarihindeki dram. EdipHoca gibilerin tâvizinden ziyade bu tâvizi istemeninmuayyen bir devirden sonra âdetatabiîhâloluşundandır.

Page 27: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Erzurum’da hikâyelerini dinlediğim insanlardan biri de 93’de Erzurum mebusu olanAhmetMuhtarBeydir.OnunhayalınıanatarafındantorunuolanCevatDursıınoğlu’ndansık sık dinledim. Beğenmediği bir valiyi övdüğü için öfkelendiği Envar-ı Şarkiyegazetesini,herhafta,uşağıÖmerağaya:“Omaşayıal.okâğıtparçasınıomaşailetut,osobayı aç, şimdi içine at, sen de git. elini yıka” diyerek sobaya attıran bu adamınyapmacığıfazlahiddetleri,göreneğingüçlüklehapsettiğibütünbirmizacıgösterir.İşteErzurum’dabenimensevdiğimşeybumizaçoldu.

IVErzurum’a yağmurlu bir günde Zâkir Beyin bahsettiği bu bitmez tükenmez mezarlığınarasından geçerek girdim. Onun zamanla hırpalanmış uzun, kırmızıya çalan taşları,-Erzurum’unherişçiliğegelenoçokgüzelyumuşaktaşı-sertrüzgârınsavurduğusağanakaltında hayaletler gibi etrafımı almıştı. Lisede edebiyat hocalığı yapmaya gelmişİstanbullugençşairialtüstetmeyebutesadüfkâfiidi.Bereket versin hemen ertesi günü müdür, Cevad Dursunoğlu ile karşılaştım. Bu köklüadamşehrindehasıgibibirşeydi.Almanya’dafelsefetahsili,dörtyılsürenordutecrübesi,MillîMücadele’ninbaşlangıcındakirolü,onutanıdığıminsanlardanayırıyordu.Toplayıcıadamdı.Şehriçokiyibiliyordu.Anlatacağıbiryığınşeyvardı.Vekonuşmayısevenlerden,onusanathâlinegetirenlerdendi.Busayedehaftasınıdoldurmadanşehrinvemeseleleriniçinegirdim.Bununlaberaberbuilkkarşılaşmadaiçimeekilenyıkılışhissibenitamamiylebırakmadı.Yaz sonunda büyük zelzelede onun en korkunç yüzü ile içimde canlandığını gördüm.Acayipveüzüntülübir tesadüfİstanbul’agitmememâniolmuştu.Bir ikindivakti lisedeotururkenboğukbirgürültüileyerimizdenfırladık.Herşeysallanıyordu.Öylekikapıyakadarzorgidebildik.Şehirburüzgârsızhavadatoziçindeidi.Dahakapıyavarmadanbubirincisarsıntıyıotarifigüçgürültüileikinciveüçüncüsarsıntıtakipetti.Fakatbuseferhalkın çığlığını işitiyorduk. Aramızdaki kısa fasılaları çehre tiklerine benzeyen hafifsarsıntılar dolduruyordu. Yollar insanla doluydu. İlk önce şehrin yıkıldığını zannettik.Fakat öyle değildi. Hele hiç nüfus kaybı yoktu. Fakat daha o akşam kazalardan fecihaberlergelmeyebaşladı.Birçokyerlerde toprakçatlamış,köylerolduğugibiyıkılmıştı.Hemen her gün yeni nüfus kayıpları öğreniyorduk. Şehir daha o akşam manzarasınıdeğiştirdiveçokeskigöçordularınınkarargâhınabenzedi.Buzelzelebiraykadarsürdü.Kazalardaokadarbüyükvedevamlıtahribatyapmıştıki,hafif ürpermelerden başka şey kalmamasına rağmen halk bir türlü evlerine girmekistemiyordu. Bu korkuya o sıralarda Erzurum’a gelen Atatürk son verdi. Kalması için

Page 28: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

vilâyet konağında ve müstahkem mevki kumandanlığında iki yer hazırlanmıştı. Fakathemenhemenherkesneolurneolmazdiyeçadırdakalmasınıtavsiyeediyordu.Atatürk,birkaçyerindençatlamışhükümetkonağındayatmaktaısraretti.Atatürk’ü ilk defa Erzurum’da gördüm. Onunla tek konuşmam da Erzurum Lisesi’ndeoldu. İki gün evvelKarsKapısf nda bütün şehir halkı ile beraber karşıladığımız adam,liseye gelir gelmez beraberindeki “huzuru mutad zevatın” ardından âdeta sıyrılarakaramıza girdi. Sakin, kibar, daima dikkatli ve her şeye alâkaydı. O günü, ErzurumLisesi’ndeki hocalara, talebelere, orada rastlayacaklarına vermişti. Ne pahasına olursaolsun sözünü tutacaktı.Yemeğe kalmayacaktı,fakat ikindi çayı içmeğe razı oldu.Yarımsaattegidecekti.Üçbuçuksaatbizimlekaldı.Kendisinesöylenenlerisonderecederahatbirdinleyiştarzıvardı.Bununlaberaberarayagarip bir mesafe koymasını da biliyordu. Bu mesafe, yalnız yaptığı işlerden veyamevkiindengelmiyordu,MustafaKemal’liğindengeliyordu.Atatürk her şart içinde kendisini empoze edenlerdendi. Bakışında, jestlerinde, ellerininhareketinde, kımıldanışlarında ve yüzünün çizgilerinde bütün bir dinamizm vardı. Budinamizmetrafını bir çeşit sessiz sarsıntı ile dolduruyordu.Öyle ki birkaç dakikalık birkonuşmadansonrabumütevazıverahatadamın,buöğreticininanındabiruçtanöbürucageçebileceğini, meselâ en rahat ve kah-kahalı bir sohbeti keserek en çetin bir kararıverebileceğini ve dehagücübukararı verdikten sonra yine aynı noktayadönebileceğinidüşünebilirsiniz. En iyisi istim üzerinde bir harp gemisi gibi çevik, harekete hazır birdinamizmdiyelim.ErzurumLisesi’ninbeyazbadanalı,tekkanepesikırıkmuallimlerodasındabanasorduğusuallere cevap verirken zihnim şüphesiz onunla çok doluydu. Anafartalar’danDumlupmar’a zaferden Cumhuriyet’in ilânı‘na kadar hayatımız biraz da onun talihininveyairadesininkendimahrekindegelişmesiolmuştu.Bütün bunların o gün onunla konuşurken duyduklarımda elbette bir payı vardı. Heineyahut Gautier, genç bir şairin Goethe’yi ziyaretini anlatırlar. Zavallı çocuk birdenbireWeimar tanrısınınkarşısındabulunmaktanokadarşaşırırkiyolboyunca,hattâgünlerceevvel hazırladığı sevgi ve hayranlık cümlelerini unutur ve yolda gördüğü erikleringüzelliğinden bahseder. Eğer behemehal cevap vermem icap eden çok sarih suallerkarşısındakalmasaydım,şüphesizbendeogünbugencebenzerdim.Öncekimolduğumu,neişgördüğümü,Erzurum’danevakittenberibulunduğumu,nerdeokuduğumu,hocalarımınkimlerolduğunu sordu.Sonrabirdenbireogünlerin aktüalitesiolanmedreselerin kapanmasına döndü ve bunun halk üzerindeki tesiri hakkında fikrimialmakistedi.Sesnamınaneyimvarsahepsinitoplayarak,“Medresesurvivancehâlindebir

Page 29: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

müessese idi. Hayatta hiçbir müspet fonksiyonu yoktu. Kapatılmasının herhangi biraksülameldoğuracağınızannetmiyorum”dedim.Atatürkbirkaşınıkaldırarak“evet, survivancehâlinde idi, survivancehâlinde idi.”diyekendi kendine düşünün gibi tekrar etli ve hemen arkasından “Ama bu gibi şeyler belliolmaz…Okadareminolmayın!”dedi.Şüphesizdevamedecekti.FakatRizemebusuRaufBeyodayagirerekprotokolühatırlattı.Bilmiyorum,Atatürk’ünbazıcümleleriüstüstetekraretmekâdetimiydi?ÖlümündenevvelsonradyografisiniyapandoktorTarıkTemel,filminçekilebilmesiiçinsandalyeyeoturmasınıricaetmiş.Atatürkdebildiğimizgibisandalyeyeoturmuş.Bununüzerinedoktor,“OlmadıPaşam,demişricamatabinergibioturmanızdı.”Atatürkde“Atabiner gibi… Ata biner gibi…” diye kendi kendine mırıldanarak filmin çekilmesine enmüsaitolanvaziyetialmış.AcabaAnafartalarveDumlupınarkahramanı,bubasit teklifikendikendinetekrarlarkenneyidüşünmüştü.Atatürk’üKonya’da,Ankara’da, İstanbul’da birçok defa gördüm.Ve o günkü iltifatınınverdiğirahatlıklabirkaçdefaeliniöptüm.Fakatbirdahakendileriylekonuşmakfırsatınıbulamadım.Abdullah Efendinin Rüyaları‘ndaki “Erzurumlu Tahsin” hikâyesi biraz da bu Erzurumzelzelesininhikâyesidir.Şehrinogünlerdekimanzarasıoradaanlattığımınaynıydı.Zatenbuhikâyedebenim tarafımdan icatedilmişhiçbir şeyyoktur.HattâTahsinEfendiyle ilkkarşılaşmamdaoradaanlattığımgibiolmuştu.Zelzeleninikinciveyaüçüncügecesiyinehikâyedeanlatılanşekildeonarastlamıştımveüzerimdebusarsıntılariçindekitoprağınbirçeşit dehası tesirini yapmıştı.Benimledehakikatenöyleymişgibi konuşmuştu.Böylecehikâyeyi yazmayı düşünmeden çok evvel bu acayip adam, muhayyilemde nizamını vedostluğunukaybetmiştabiatlakendiliğindenbirleşmişti.Yalnız hikâyede unutulan bir nokta vardır. Tahsin Efendiyi ilk tesadüfün hemen ertesigünlerindebirkeredahagördüm.OgünlerdeçocukluğumdanberibildiğimvesevdiğimErzurum’da herkesin tanıdığı kıt’alarını birçok defa dinlediğim Geyik Destanı‘nıntamamınıbulurumhülyasınakapılmıştım.Hasankale’dengelenbirsazşairininbudestanıbilmesiihtimalindenbahsettilerveçarşınınbirazötesindekibirköprününhemenyanındaçukurbiryerdebirhalkkahvesinisalıkverdiler.Ertesigecetambirtipiiçinde-rüzgârbiziherköşebaşındazerrelerimizekadardağıtıyor,sonraolduğumuzyerdedöndüredöndüretopluyordu-rahmetlidostumFuad’lagittik.ŞairErzincan’agitmişti,gelmeyecekti.OnunyerineTürkçeyimevlûdgibiâdetatecvidletelâffuzedenbirhocabeşmumlukbirpetrollambasıışığındaBattalGaziokuyordu.Yıpranmışkitapveislilamba,kahveninpeykesinekonmuşüstümumlekeleriyledolu,küçükvetahtadanbiriskemleninüzerindeydiveadam

Page 30: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

bu rahlenin önünde iki diz üstünde durmadan sallana sallana hikâyesini okuyordu. İriburnu üstünde nasıl tutturduğuna hâlâ şaşırdığım kırık gözlükleri, ince kirli sarı, kırdüşmüş hafif sivri sakalı, zayıf yüzü ve perişan kıyafetiyle bir insandan ziyade hiçbirzaman lâyıkıyla anlayamayacağımız birtakım şartların, içtimaî olarak başlamış, fakatzamanlabiyolojiknizamemrinegirmişşartlarınbirmahsulügibiydi.Etrafındahercinstenbirkalabalıktoplanmıştı.Omuzomuza,yüzlerinde,bilhassagözlerindeacayipbirparıltı,nadir görülen bir dikkatle onu dinliyorlardı. Öyle ki bu kahvenin yarı aydınlığında ilkseçilen ve görülen şey bu dikkatti diyebilirim. Pek az şey bu kadar acıklı ve güzelolabilirdi. Çünkü harbin, bakımsızlığın, yüklü irsiyetlerin yiyip tükettiği bu çehrelerde,sonradan tanıdığım ve o kadar sevdiğim Goya’nın o zalim frekslerinde eşinigörebileceğimiz bir hâl vardı; bir hâl ki açıktan açığa karikatüre ve hicve gidiyordu.Bununla beraber bu yüzlere biraz dikkat edilince zayıf ışığın sefaletlerini ve gözlerininsıtmalıparıltısınıdahabelirliyaptığıbuinsanlarınorayaenfazlamuhtaçolduklarışeyden,hayalveharikuladedennasiplerinialmakiçingeldiklerigörülüyordu.Vebuharikuladeoküçüktahtaiskemleninüzerindeâdetaetrafıdalbudakkaplayanbirağaçgibibüyüyordu.Bizimdüşünmediğimiz şeyiTahsinEfendiyaptı.Birdenbirekapı açıldı, tipive rüzgârlaberaberbelindenaşağısıvegöğsüçuvallaörtülüyarıçıplakiçeriyegirdi,kimbilirhangibaşka kahveden topladığı avucundaki parayı, Battal Gazi’yi kekeleye kekeleye okuyanhocanınönünekoyarakçıktı.VBenim Erzurum’a gittiğim sene çadırcı yine bahar sonunda Boğaz’a, Ilıca’ya, yaylayaçıkılacağınıçocuklaramüjdeliyor,kürkçüyineelinde tığı, ağır tokmaklıkapıları çalarakuzunkışaylarını,yamantipilerihabervermeyegeliyordu.Fakatbuyerlerdebirbirindenokadar değişik olan bu ikimevsime hazırlanan şehir, artık eski şehir değildi. İşin garibi,böylebirteşekkülünbirvakitlervarolduğunugösterenhiçbirşeyortadakalmamış,canlıhayatınyerinibiryığınölüm,hicrethikâyesialmıştı.Gerçi bu şehri o hikâyelerde bulmakmümkündü. Fakat yaşanmış hayatın sıcaklığını odağınık hâtıralardan çıkarmak çok güçtü. Şehrin belli başlı mimarlık eserleri de bunayardım edemezdi. Birçokları etraflarında uğuldayan hayatla çoktan bağını kesmişeserlerdi.DahaIV.MuradzamanındaErzurum’datopimalâthanesigibibiriştekullanılanÇifteMinare,sadecekendikendisiolmaklakalıyordu.ŞüphesizÇifteMinare,Sivas’tavedahaaşağıdakikardeşleriylebirliktebirşaheserdir.Üslûp,taşyontuculuğu,âbidevîduruşbakımındankendinev’ininengüzeleserlerindendir.OnuErzurum’unbirucunda,şehrinbütünyarısına hükmeden ihtişamlı kapısıyla,minareleriyle, gününherhangi bir saatindebir kere görüp de hayran olmamak kabil değildir. Onun gibi, Yakutiye’nin aydınlıkta

Page 31: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

topraktan henüz çıkarılmış bir eski zaman süsü gibi pırıl pırıl minaresinin daimamuhayyileyiavlayanbirçekiciliğivardır.Yakutiye’niniçi,planbakımındanDoğuAnadolu’nunendikkatedeğereseridir.DahasadebirplandayapılmışolanUluCami,beşbeşikli içiilemağrıpcamilerinihatırlatır.Dıştanonlargibi sadedir.Erkengelişmişbirgotikkemer,UluCami’debizigerçektenüzerindedurulacakbirmimarlıkmeselesiylekarşılaştırır.Fakatbunlar,kültürümüzünokadaruzakyerlerinden gelen eserlerdir ki onlarla hemen yanı başımızdaki hayat arasında birmünasebet bulmak imkânsızdır.Mimarlık,meselâmusikide, şiirde, resimde olduğu gibibize derhal hayatı veren bir sanat değildir. Bu tecrit, daha yükseklerde dolaşır,hatırlatmadanduyguyutatminedebilir.Sonrabueserlerinkendilerinemahsusbirdevirlerivar.Bursa’nın,İz-nik’in,Edirne’nin,İstanbul’un,yürüdükçedeğişenyumuşakçizgileriyletopraktacanlıbirheykelgibiyükselenherasıldıklarıtepedenuçmayahazırbüyükkuşlargibi görünen mimarî eserleriyle bunlar arasında bütün bir kaynaşma, arınma devrigeçmiştir.

Bu eserlerle öbürleri, Alparslan, Kılıç Arslan gibi yalnız vatan kuran savaşlardaki sertyüzleriyletanıdığımızhükümdarlarınyanıbaşında,kemiklerinebirazgünışığısızsındiyetürbesinin üstünü açık bırakan II.Murad, yahut kardeşlerini öldürdükten sonra, “Bizimperişanlığımız gönülleri toplamak içindir.” diye onlara ağlayan Yavuz gibi dururlar.Birincilerindesadebüyüklük,sadekudrethâlindegörünenportreyeikincilerindekıvamınıbulmuşbirzevkinberaberindegetirdiğibintürlühâlvemânakendiliğindengirer.İlk istilâ ordularının üst üste akınlarla doğudan Anadolu’ya girdikleri devirde temelleriatılan, bu ordularla birlikte zaferden zafere koştukça yeni vatanı şehir şehir âdetaatalarımız ve çocuklarımızın adına teslim alan bu ilk Saltuk ve Selçuk eserlerininmedeniyetimizdeçokayrıbiryerivardır.Herşeyinaltüstolduğu,örf,âdet,akîde,efsane,herşeyinbirbirinegirdiğibuzenginfakatkarışık devirde, çok hususî şartları haiz birmedeniyetin bir istilâdanmukadder doğuşubütün hayatı bir sıtma gibi sararken, Ahlat’tan başlayarak Erzurum’un, Sivas’ın,Kayseri’nin, Konya’nın camileri, medreseleri, kervansarayları, çok usta bir elin çektiğiyay gibi, bu yeni kuruluşun ilk notasını, bütün bu yeniyi hazırlamak için dağılmışunsurlarıiçinealacakolansenfonininanateminiverirler.Onlar,kartalsüzülüşlüordularınarkasındangirdiklerişehirlerinortasında,renkliminareleriyle,endamlıkapılarıyla,dilimizvekılıcımızgibi ilkatalaryurdundangetirdiğimizşekilleri,hususilikleriyleyükseldikçe,etraflarındaki bütün hayat birdenbire değişir, derinden kavrayan bir arslan pençesi gibitoprakkendisineyenibirruh,yenibirnizamverildiğiniduyar.

Page 32: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Erzurum’dakiUluCami’yigezerken,ozamanlaraskerîambarolarakkullanılanbubinayıdolduran meşin kokusunu bile bana du-yurmayan bir heyecan içindeydim. Üzerinebastığım bu taşlara değen başları, onların kaderini, uğrunda yoruldukları şeyinbüyüklüğünüdüşünüyordum.İnsan kaderinin büyük taraflarından biri de, bugün attığı adımın kendisini nereyegötüreceğini bilmemesidir. Bâkî“nin Fatih Camii’nde fakir bir müezzin olan babası,oğlunun Türkçe’yi kendi adına fethedeceğini, sözün ebedî saltanatını kuracağını;Nedim’in anası Türkçe’nin ikliminde oğlunun bir bahar rüzgârı gibi güleceğini, onungeçtiğiyerlerdebülbülşakımasınınkesilmeyeceğini,ağzındançıkanhersözünebedîliğinbir köşesinde bir erguvan gibi ka-nayacağını biliyorlar mıydı? Bunun gibi, MalazgirtOvası“ndadö-«üşenyiğitler,kılıçlarınınhavadaçizdiğikavsin,bütünufkudoldurannalşakırtılarının, Sinan’ın, Hayreddin’in. ltrî“nin, Dede’nin dünyalarına gebe olduğundanelbette habersizdiler. Kader, insan ruhu bir tarafını tamamlasın, yaratılışın büyükrüyalarından biri gerçekleşsin diye, onları bu ovaya kadar göndermişti. Yaratıcı ruhunemrindeidiler,onunistediğiniyaptılar.Osmanlı devri mimarîsi Erzurum’da Lala Paşa Camii ile yaşar. Fakat Lala Paşa.gömüldüğüyerdenşehrehâkimdeğildir.Hattâgörülmesi içinyanınasokulmaklâzımdır.Sonra küçük nisbetiyle daha ziyade büyük bir heykelin topraktan yapılmış örneğinebenzer. Kısacası, Süleymaniye’nin, Yeni Cami’nin canlılığını, âdeta bakanın derisindengeçen sürükleyici ruhanîliğini,onda bulabilmek için biraz yorulmak, biraz da böyleolmasını istemek lâzımdır. Bu yüzden, küçük bir pırlantaya benzeyen güzelliğini benancakErzurum’a üçüncü gidişimde duyabildim.Bir akşamüstü önünden geçerkenXVI.asrınmucizesiolanoharikuladenispetbeniyakaladı.Burada eski bir merkez olan Erzurum’daki bütün sanatlardan bahsetmek benim içinimkânsızdır.Fakat Saltuk künbetlerinin ve medreselerinin kitabeleriyle başlayan ve asırlar boyuncadevam eden Erzurum’daki yazı ocağını ihmal etmek istemem. Erzurum Halkevi’ninhimmetiyle küçük bir koleksiyonu artık göz önünde bulunan bu ustaların bir kısmınınadını biliyoruz. Osmanlı devrinden adı bize kadar gelen en eski hattat Derviş Ali(1080)dir.YusufFehmi,Tahtacızadeve damadıAsınıEfendi,TopçuoğluAhmedEfendi,Nâmık Efendizadc, Asım Bey daha yakın zamanlarda yetişmişlerdir. Bunların yanıbaşındaKadı-zadeMehmedŞerifveşakirdiKâmilEfendigibimüzehhipvemücellitlerdevardı.VIErzurum’da kaldığımmüddetçemahallî diyebileceğimizmusikiyi şahsî bir macera gibi

Page 33: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

yaşamıştım. Fakat ancak yıllardan sonra onunla yeniden karşılaşınca, taşıdığı ıstırapyükünü anlayabildim. Tabiî bu havaların hepsinde, olgun bir sanat kuvveti aramak,onlardan meselâ bir Tellâlzade’nin veya Tab’î Mustafa Efendinin, Sadullah Ağanın,Seyyid Nuh’un veya millî hayatın her yanını yok-lamış bir deha olan Dede Efendinineserlerinden beklediklerimizi isteyemeyiz. Fakat bilhassa böyle olduğu içindir kikendileriniyarataninsanlarınmalıdırlar,bizetoprağı, iklimi,hayatı, insanı,onuntalihinive acılarını verirler. Bir kere zihnimize takıldıktan sonra onların mucizeli bir nebatbüyüyüşü ile bir an gelip dört yanımızı almamaları kabil değildir. Tabiatla doğrudandoğruya temas gibi insanı saran bir hummaları vardır. Şüphesiz bu eserler klasiklerdendaha fazla geleneğe tabidirler. Herhangi bir makamdan yürük semaî, bestekârdanbestekârageçtikçe ayrı bir şeyolur.Fakat birmayanın, bir hoyratın değişmesine imkânyoktur.Asırlarınhazırladığıbukadeh,olduğugibikalacak,içinedökülenherşeyekendihususî lezzetini verecektir. Bu itibarla çeşnisi ancak coğrafyaya tâbi olan bir üslûptur,denebilir.Bu türkülerleşarkılarınhepsininErzurum’unkendimalıolduğu iddiaedilemez.BazılarıErzurum’da doğmuşlardır. Bir kısmında Azerbaycan ile Kafkasya ile sıkı münasebetindoğurduğu tuhaf bir çeşni, bütün melez şeylerdeki o marazî hislilik vardır. Birtakımhoyratlar,mayalarbütünBingölhavalisininmalıdır;Bingölçobanlarınınkoyunotlatırkençaldıklarıkavalnağmelerindenizlertaşırlar.Bunlarınbazıları,buçobanlarınıssızdağlarınbirinden öbürüne Önleyişlerine benzeyen seslerle başlar. Bir kısmı, biraz sonrabahsedeceğim Yemen Türküsü gibi Harput ağzıdır. Bazısı İstanbul’da çıkmış, kervanyoluyla Zigana’yı, Kop’u; yahut da Samsun. Sivas. Erzincan yoluyla Sansa’yı geçerekuğradığı yerlerden bir yığın hususîlik alarakErzurum’a gelmiştir.Kiminin bestesi yerli,sözü başka yerlerdendir. Kiminde dışarıdan gelen beste, makamın biraz daha üstünebasmak yahut kararını değiştirmek suretiyle yerlileşmiş, bu dağların, yaylanın malıolmuştur.FakathepsibirdenbizebüyülübiraynagibiErzurum’u,gurbetiverirler.BunlararasındaYaylaTürküsü‘nübaştasayabiliriz:Yaz gelende, çıkarn yayla başına Kurban olaın toprağına, taşma Zalim felek ağu kattıaşıma,Ağamnerdenaşaryoluyaylanın?diye başlayan bu acayip kudretli ıstırap, hangi ümitsiz gurbetten doğmuştur? Hangizindanda havasızlıktan boğulduktan sonra, ruh birdenbire bu geniş, bu hür havayakavuşur;buçimen, tazesağılmışsüt,koyunsürüsü,kırçiçeğikokusunu,budalgadalgabüyükdağlarrüzgârınıneredenbulmuştur?Sılahasretibukadargenişbirbayrağıpekazaçmıştır. Ses bir kartal gibi süzülüp yükseldikçe ruhumuzu da beraberinde sürüklüyor.YoldasevdikleriniekeekekendiniSuşehri’ndeveyaSivas’tabulmuşhangibiçare,sadece

Page 34: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

hatırlamanınkuvvetiylebuyükseklereerişti?YemenTürküsü‘nüokuyalım:Mızıka çalındı, düğünmü sandın?Al beyaz bayrağı gelinmi sandın?Yemen ‘e gidenigelirmisandın?Döngelağam,döngel,dayanamiram,Uykugafletbasmış,uyanamiram,Ağamöldüğüneinanamiram…AğamıyolladımYemeneline,

ÇiftetabancalartakmışbelineAyrılmakolurmutazegeline?(Döşeme)Akşamolur,mumlaryanarkarşımda.Buayrılıkcümleâlembaşında.Gündüzhayalimde,gecedüşümde.(Döşeme)Koyungelir,kuzusununadıyok,Sıralanmışküleklerinsüdüyok,Ağamsızdabuyerlerintadıyok.(Döşeme)Baştakiüçmısra“EyGaziler”devardır.Fakatdöşemelermahallidir.YemenTürküsü ileonabenzertürküler,Anadolu’nuniçromanınıyaparlar.Bulgarkomitacıları,ceplerindeAbdülazizHan’ahitapedenistidalarlaBalkandağlarındaTürk vatanının birliğine pusu kurarlarken Anadolu kadınları redif, ihtiyat, müstahfazadlarıylaevlerindenalınan,birdahamemleketlerinedönemeyenerkeklerineağlıyorlardı.Fakat bizim acılarımız nedense hapsedilmeye mahkûmdur. Onlar, dinlenilmesi sadecetesadüfe bağlı birkaç türküde yaşıyor…Bugünkü nesil ortadan çekilince belki onlar dakaybolacak.Yemen,Anadolu’nun çektiği acıların bir parçası, hattâ en küçüğüdür.Dahaacıklısıvar:Verimsizbirtoprağıngetirdiklerinebeşonkuruşeklemekiçinmemleketindenayrılıp İstanbul sokaklarında kaybolan zavallılara arkada kalanların hasreti…“Di gel,digel,dadaşgel!…”diyeatılançığlıklar,butoprağınüstündeyaşayanlarınasılromanlarını,şartların,zaruretleringerçekyüzünüverirler.Bunlarınbirindenaldığım:Çerdençöptenyuvakurdum.Uçurmadanbalaben…

beytininbütünbirhayatdestanıolabilmesi içinbirangerçekbirromancımuhayyilesineçarpmasıyeter.Buhalkhavalarıiçindebeniençoksaran“BillurPiyale”oldu:Nezaket vakfında serv-i bülendim, Salın reftâre gel yasemenlikte. Kimseler görmemiş,canımefendim.Sengibibirdilbergülbedenlikte.Bezmeteşrifeyle,eyçeşın-iâfet!Buşebhanehalvet,eylemuhabbetBaşüzreyerinvar,teklifnehacet?Senbirgülsüngezme,her

Page 35: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

dikenlikteÇağırırım,çağırırımyanımagelmez.Bülbüldenöğrenmiş,dikenekonmaz,YüzbinöğütversembirikâretmezAslıdabeyzadelim,sensafageldin!Billurpiyalelim,bizemigeldin?Bin türlü acemiliği, saflığı içinde, bu küçük parça başlan aşağı incelik, zevk, lezzettir.Gerçekten billur bir kadeh… Belki büyük bir geleneğin son tezgâhında yapıldığı içinküçük bir çatlaklığı, tadını artıran bir donukluğu var. Fakat meselâ Behzad’ın elindençıkmışbirminyatürkopyasıgibibütünbir tarz,bütünbiredadır…Asılgüzel tarafı,buküçükbillurdanbütünzevki,hayatı,düşünceyi,zamantelâkkisinifışkırtanbestedir.Esnafsıra gezmelerinde söylendiği tahmin edilen bu türküye Orta Anadolu’da da rastlanıyor.FakatErzurum’daşimdiartıksesinibirdahaduyamayacağımHafızFaruk’tandinlediğimşeklinde, oraya mahsus bir çeşni ayrılığı gösterdiği, tadının daha keskinleştiğimuhakkaktır. “Billur Piyale” bizi, “mahallî klasik” adını verebileceğimiz orta sınıfmusikisine götürür. Bu sınıf musikisinin daha belli hususîlikler taşıyan eserlerinegeçmeden önce, iki türküden bahsetmek istiyorum. Bunlardan biri “Billur Piyale” gibioyun havası olan “Sarı Gelin”dir. “Erzurum çarşı pazar” diye başlayan bu türkününcanlandırma kudretine daima hayran oldum. İkincisi “Yıldız Türküsü” diye tanıdığımızparçadır. Bu türküde insan sesi yıldız parıltılarıyla, onların bu iklimde her şeyesindirdikleri talih sezişiyle,birnevihurafeyiandıranbirkorkuyladolupboşalır.Sonunadoğruçeşitçeşitrenklerheryanınızıesrarlıbirşafakışığıylasararlar.Birbillurprizmadaömrün rüyasını seyredersiniz. Sözlerinde sert, hoyrat Tanrı çehresiyle geçenKervankıran’a rağmen bu türküde hiçbir büyüklük kaygısı yoktur. Daha ziyade,penceresindenayıilkdefagörenbirçocuğunmırıldandığıogaripşeylergibi,yarıduaya,yarıtürküyebenzer.Fakatbelkidebununiçinbizisırrıntâortasınaatar.SonzamanlarındaölenHacıHafızHâmid’inTatyanbestesi,ErzurumluKâmiadındabirşairinböylebirşiirindenbirdenbirealtınçizgilerinhendesesini fışkırtanacayipbirbesteErzurum’un mahallî klasiğine en güzel örnektir. Doğu ve şimaldoğu tesirinin az. çokkarıştığıbirkaçbestebusırayakonmalıdır.Tatyan’dandahapürüzsüz,dahatemizişehrinbüyükhemşehrilerindenbiriolan,ondanMarifetnaıne’sınde“belde-itayyibemizErzurum-ırif’atlüzum”diyebahsedenİbrahimHakkı‘nın“Su”manzumesininbestesidir.Suvâdi-ihayretteHersengilecengeylerDeryasınavuslattaAheng-ipeleııgeylerSuhavzakudümeylerŞevkiylehücumeylerGehnağme-iRumeylerGeh raks-ıFrenkeylerkıt’alarıbumutasavvıfâliminakikeveyayıldıztaşınakazılmışoeskimühürleriandıran:HiçummadığınyerdeNâgâlıaçılırperdeDermanerişirderde

Page 36: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

MevlâgörelimneylerNeylersegüzeleyler.beşliğiniaratmayacakkadarkuvvetlidir.Erzurum’daötedenberidevamedenbuikibaşlımusikigeleneğininsonvârisişimdierkenölümüne o kadar yandığımız Faruk Kaleli idi. Bu süzme insan o kadar bu musikiylehemhalyaşamıştıki,halimyüzü,Hüseynî‘denhenüzkanatlanmışbirnağmeyebenzerdi.Şimdi, ara sıra radyoda onun repertuarından bir türküye tesadüf ettiğim zaman 1924yazında bu havaları dinlediğim günleri büsbütün başka bir hasretle hatırlıyorum. Yineonun söyledikleri arasında Bursalı İsmail Hakkı‘nın bir Celvetî nefesi vardı ki, hemgüftesi,hembestesiileunutulmamasılâzımgeleneserlerarasındadır.BüyükHarp’tenöncekiyıllardaErzurum’dayaşayanKolağasıAliRızaBeyde,gelecekşöhretini eğer bu repertuar tamamıyle diske ve tele alınmışsa Faruk Kaleli’ye borçlukalacaktır. Hasanka-le ılıcasında kubbeyi tepesinden atacak kadar gür sesiyle bestelerokuyan bu coşkun adamın tekke şiirinin tarihinde bir yeri olması lâzımdır. Onun şairFâizi’nin:TaamUemnüâsâyişgibibirnimetimvardır.mısraınıihtivaedengazelinitahmisederekyaptığıbeste,Eygönül,içmekdilersencam-ıCemDembudemdir,dembudemdir,dembudem.diyebaşlayannefes,unutulmamasıgerekeneserlerdendir.Şimdi o kadar sene üzerinden bütün bu besteleri,mayalan, hoyratları, Zihnî, Sümmânî,ağızlarınıdinlediğimzamanbakıyorum,musikinin,nağmeninbir topluluğunhayatındakiyerinianlıyorum:Bakîkalanbukubbedebirhoşsadâimişdiyorum.Çünkünağmeninkadehikendisineboşaltılanısonunakadarsaklıyor.

VIIErzurum’a üçüncü gidişim İkinci Cihan Harbi’nin son yıllarında idi. Yataklı vagondayolculukşüphesizçokrahatbirşey.Fakatinsanıgaripbirsuretteetrafındanayırıyor;âdetaeski mânasında yolculuğu öldürüyor. Bir mermi gibi sağla solla temas etmek fırsatınıbulmadan,gideceğinizyere sadeceyanınızdagötürdüğünüz şeylerlevarıyorsunuz.Falanistasyondanüzülerekveyasevinerekbiniyorsunuz,birbaşkasındaesneyerekiniyorsunuz.İkisinin arasına, kitaplarınızın, her günkü endişelerinizin içinden, ancak şöyle bir gözatılabilen bir iki manzara girebiliyor. Asıl yolculuğu galiba üçüncü mevki vagonlardaaramak lâzım. Gerçek hayatı halk arasına aramak lâzım geldiği gibi… Çünkü oradainsanlarlaengenişmânasındatemasvar.Her istasyonda inen, binen, gidip gelen, ağlayan, sızlayan halkın arasında insan eskiyolculuğunmânasınıyapanhana,kervanayaklaşmışoluyor.Hanlar,kervansaraylar…İşte

Page 37: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

eskiyolculuklarınsihriniyapanşeyler…Birkervanakatılmak,birhandagecelemek…Birgece için tanışmak, ertesi sabah ayrılmak, hayatına bir şey katmak şartıyla görmek…Binbirgece’den Gil Blas’a kadar, eski hikâyeler bu cins tesadüflerle doludur. Onlaryolculuğuzenginbirtecrübehâlinegetirirdi.Bugünkü yolculuk ise, tabiî bu harpte olduğu gibi fevkalade hâller bir yana bırakılırsa,sadeceyerindeiyikötübiranketolabiliyor.Bu üçüncü gidişimde Erzurum’u bir öncekine nisbetle daha çok toparlanmış, gelişmişbuldum. Yaralar dinmişti. Araya zaman dediğimiz büyük yapıcı girmişti. İnsan ömrü,unutmanın şerbetine yiyecek P.adar muhtaç. Yeni hayatın eşiğinde Erzurum eskiyi, birbaşkaâlemihatırlargibihatırlıyordu:Yakıcıyazgüneşinin altındaparçaparçadökülen,tozhâlinegeleneskişehirleyeniyapılanbetonbinalararasındakifarklarbüyüktü.Fakatasıl beni sevindiren, düşündüren şey, istihsalin zaferini gördüğüm noktalar oldu.Şehir,iktisadîhayatınınyenibaştandüzenleneceğigünleribekleyedur-sun;verimli,zengintoprak, köyleri yeniden kurmuştu. Erzurum çarşısında gezerken rastladığım kalın siyahsağlam paltolarını giymiş dev yapılı, uzun sakallı, keskin bakışlı Daphan köylülerininkıyafetindevehemenogecegittiğimizCinis’te,asılyaylaköylerindebunufarketmemekimkânsızdı.Cinis’te vaktiyle lastik tekerlekli paytonla Aşkale’ye gidip gelen beyleri bulamadık.Emekle, zevkle yetiştirilmiş gül bahçeleri gibi onlar da kaybolmuştu. Şimdi onlarınçocukları, köylülerle aynı refah seviyesinde değilse bile, aynı çalışma şartlan içindeyaşıyorlardı. Hepsi de toprağının başında duruyor, gündelik çalışmaya katılıyor, çuvalkaldırıp yüklüyor, arabasına at koşuyor, değirmenin suyunu, patatesin ekilme vaktinidüşünüyor, harman makinesinin yokluğundan, Ziraat Bankası‘nın ticarî kredi şeklindenşikayet ediyorlardı. Bana asıl ehemmiyetli gelen şey, kendisiyle uğraşana toprağıngülmesiydi.Eski Cinis beylerinin torunları, muhacirlikten sonra baba yurtlarına döndükleri zamanyemek içinbirçuvalbulgurla,Kars’tan tedarikettikleribirçiftöküzle işebaşlamışlardı.Fakat toprak onlara gülmüştü. On yıl sonra köy ekinleriyle hayvanlarıyla yenidenkurulmuştu. Köyün “emvali metruke”sini topraksızlara dağıtan Mıılahhar Beyin bubaşarıdaki payına işaret etmek isterim. Cinis’te onun misafiri idim. Dünyada bundansevimli insan bulamazsınız. Çiftçiliği bir macera gibi yaşıyordu. Yorulmak nedirbilmiyordu.NitekimokadargüçlükleCinis’ikurduktanondörtyılkadarsonrabireşkiyabaskınına uğramış, gene tohumdan hayvana, halıdan elbiseye kadar ne varsa eldengitmişti. Şu halde benim gördüğüm, beş evinde radyo çalınan köyün hakiki geçmişi onyıllıktı.GeneaynıailedenNaciBeyinevindebizeşerbetikramettiklerigümüştakımbir

Page 38: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

yana bırakılırsa, geçmiş zamanın servetinden yaşlıların hâtırasında kalanlardan başkahiçbirmirasyokgibiydi.Bununlaberaberköymesuttu,refahlıydı.Bir öğleyemeğini yediğimizGermeşevi sırtlarında iki binhayvanotluyordu.Küçükbirkaynak başında halkalanarak geviş getiren on beş kadar öküze baktım: ebediyetlerindevakarlı, arızasız sessizlikleri içinde dalgın duran Olimposlulara benziyorlardı. Genişgövdeleriarasırabirsarsıntıgeçiriyor,adaleliboyunlarıgeriliyor,şöylebirgerdankırışlabir sineği kovalıyorlar, sonra siyah, ıslak çeneleri gene eski yerine dönüyor; gene aynırüyabiriplikhâlindeağızlarındasarkıyordu.Köy toplanınca yeniden geleneklerini, türkülerini bulmuştu. Aynı akşam, gece yarısınadoğru,Gemeşevi’denlükslambalarıylainerkengözleriminönündeoeskiâlemcanlandı.Anadolu, getirdiği tecrübelerle yıkılmamış, sadece ders almıştı. Dört gün süren bumisafirlikbanabirkütüphanekadarfaydalıoldu.İki Cinisli’den bahsedeyim: bunlardan biri, düveninde arslanların çektiği arabasında birSemiramis gibi kurulmuş on iki, on üç yaşlarında bir küçük kızdır. Etrafında parlayan,uçuşan, yüzünü okşayan samanın altın parıltısı içinde kumral saçları, daha koyugörünüyordu.Küçücükesmeryüzü,sankitopraktanyeniçıkarılmışbireskimadalyondu.Çok temiz, düzgün profili, vakarın, güzellik şuurunun yarattığı bir hava içinde yüzüyorgibiydi. Düveninde üstünde hiç kimseye bakmadan, dimdik duruyor, rüzgâr çarptıkçavücuduna daha sıkı sarılan yırtık entarisinin içinde küçük, ölçülü vücudu, bir midyekabuğunun düzgün inhinasıyla, birkaç sene sonra gelişecek kadınlığın bütün güzelliğinimüjdeliyordu. Ertesi gün ona yolda rastgeldik. Düve-ninden inmiş olması kendisiniküçültmemişti. Karpuz tarlaları arası-naki küçük yolda aynı sade vakarla yanımızdangeçipgitti.İkincisi, Mutahhar’ın bahçesinin duvarından konuştuğumuz ihtiyar çiftçi idi. Dinç, kırsakallı,gürkaşlı,uzunboylubirihtiyar.Seksenyaşındaimiş.Hâlâbirtopraktanrısıgibisağlamdı. Elindeki değneğe dayanarak bizimle vakarlı, saygılı konuştu.Yanında ortakçıolarak çalıştığıMutahhar’a onun dostları bildiği bizlere gösterdiği saygı içinde, toprağayakınolduğuiçinkendisiniTann’yadahayakınbulmanınşuurunu,gururunuduymamakkabildeğildi.

Bu bir insan değil, âdeta, yaşlı bir çınardı.Bir ara yerden bir avuç saman aldı,ellerininarasındabirnezriyerinegetirirgibioğuşturuphavayaüfledi.Bütünhareketlerinebaktım;tabiatın yetiştirici kuvvetlerine bir ibadet gibiydi. Geleceğimiz gün onu oğluyla,torunlarıylageneaynıyerdeçalışırkengördük.SoyununsopununiçindemesutbirKitab-ıMukaddesihtiyarısandık.BuikiCinislibanainsanoğlununsadecetopraklatemasederek

Page 39: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

yaptığıbirarınmanınmuzaffer,ilâhîmahsullerigibigeldi.Cinis’teniçimde,biriölümününeşiğindebekleyen,öbürühayatınkapısındanhenüzgirmişbu iki insanın bende uyandırdığı bir yığın düşünce ile ayrıldım. Harp yıllarının iskelettakırtılarıyladoludünyasıiçinde,dörtbiryanıkavrayanyangınortasında,onlarbenimiçinyenibirâlemin,asılinsanlığındersiniverirgibiydiler.İnsanlarçalışırkennekadarmesutoluyorlar!Yaratmanınhızı,onlarıiçlerindekavrayıpkurduğuzamanbuölümmakinesinekadargüzel,netemizbirahenkleişliyor!Sonrainsanoğlumesutoluncabütünvarlıknasıldeğişiyor,ölümekadarherşeynasılsevimli,canyakınoluyor,hiçbirşeykendialın terikadar bir insanı tatmin edemez.Çalışan insan kendi varlığında hüküm süren bir ahengibütünkâinatanakleder.Hayatınbiriciknizamıbuahenginkendisiolmalıdır.Böyleoluncaher şey değişir, peşinde koştuğumuz muvazeneyi buluruz. Şüphesiz bugünün büyükmeselelerivar.Fakathiçbirikanlahalledilemeyecek,insanruhukendigerçeklerineerişenekadarbuacıyıçekecek.Erzincan ile Erzurum arasında her gün işleyen küçük trende -sadece bu trenin varlığınıdüşünmek aradaki bu yirmi yılın nasıl geçtiğini gösterir- izinli asker, tedaviye gidençocuk,işadamı,düğündavetlisi,hepsiayrıayrısebeplerlebutrenebinmişbiryığınkadın,erkek,köylü,kasabalıhalkarasındazihnimhepbudüşüncelerledoluydu.Ayaktazenginovayıseyrediyorduk.İkidebir,Karasu’nunbiryanındanbirpelikankalkıyor,havadagenişbirkavisleetrafışöylebirkolaçanettiktensonraovanıniçindesüzülüpgidiyordu.

Cinisli ihtiyarla küçük kızın bende uyandırdığı hayallerden kurtulamıyorum. Kendikendime “İstinat noktasını bulmadıktan sonra, kuvvet, hattâ manivela neye yarar?”diyorum.Bunoktainsanoğlununiyiye,güzeleolankabiliyetlerindenbaşkaneolabilir?Bukabiliyetleri hayatta üstün kılacak bir dünyayı aramalıyız. Türkiye bunu en iyi şekildebaşarabilecek bir mevkide. Henüz yolun başındayız. Geniş ve hür bir vatanımız var.Milletimizde çokkabiliyetli.Ona, içindekendisini gerçekleştirecekbüyük, planlı bir işhayatını açmak lâzım. Cumhuriyet, yirmi yıldan beri birçok şeyler yaptı. Şartlardüşünülürsebundandahabüyükbaşarıolamaz.Yedicepheartığıbiravuçokuryazarlaişebaşladı.Şimdiyurdunistediğiyerindebilgiliadam,teknikadamıyığabiliyor.Şimdihayatıdahavuzuhlafethedebilecekdurumdayız.Realiteyidahayakından,dahaiyigörüyoruz.Bugörüşüplanlamaklâzım.”BudüşüncelerarasındaIlıca’yageldik.Okadartarihhâtırasınıtoplayanbuılıcayıakşam,bizden önce zaptetmiş ne IV.Murad’ı, neEvliyaÇelebi’nin anlattığıZurnazenMustafaPaşayıdüşünebildim.Hattâhamamdanyeniçıkmış,havlulariçinde,elindebüyüktiryakifincanıkahve, etrafındakilerle şakalaşarakkeyif çatanbirEvliyaÇelebihayali bilebeni

Page 40: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

sarmadı.Trene bir yığın insan bindi. Hepsinin yüzünde açık havanın, sıcak suyun izleri var.Çocuklarınyüzleribirmeyvagibitaze.‘frenyavaşyavaşşehregiriyor.Yaylagecesiavınınüstüne sıçramış büyük bir kuş gibi her yanı sarıyor. Dört yanımı alan büyük insankalabalığınarağmenderinbirgurbetlemumyalaşmış,küçük,çokküçükbirşeyoluyorum.Bir yığın sezişler arasında, geniş, karanlık bir suda imişim gibi, bu su ile beraberakıyorum.VIIIErzurum Türk tarihine, Türk coğrafyasına 1945 metreden bakar. Şehrin macerasıdüşünülürse, bu yükseklik daima göz önünde tutulması gereken bir şey olur.MalazgirtZaferi’nin açtığı gedikten yeni vatana giren cetlerimizin ilk fethettikleri büyükmerkezîşehirlerdenbiridir.Tarihimizin ikincidönümyerinde,MillîMücadele’nin ilk temeligeneErzurum’daatılır.Her şeye rağmen hür, müstakil yaşamak iradesi ilkin bu kartal yuvasında kanatlanır.Atatürk,Erzurum’dan işe başlar.Tıpkı ilk fatihler gibi oradanAnadolu’nun içine doğruyürür; oradan başlayarak yurdumuzu, milletimizin tarihi haklan adına yeni baştanfethederiz.Buikihâdisearasındaikiimparatorluktarihi,butarihinacı.tatlıbiryığıntecrübesiiçindemeydana gelmiş bir cemiyet ruhu, birmillet terbiyesi, bir hayat görüşü, bir zevk, sanatanlayışı kısacası, dünkü, bugünkü çehrelerimizle biz varız. Onun içindir ki ErzurumKalesi’nigezerkengözümünönündeolanşeylerdençokbaşkalarınıgörürgibiydim.Sankivatanaçatısındanbakıyordum.Bu çok güzel bir gündü. İlk önce camileri, başı boş dolaşmıştık. Yolda karşılaştığımıztanıdıklarla durup konuşuyor, her açık dükkâna bir kere uğruyorduk.Kendimi yirmi yılönce.Erzurum’da,lisedeedebiyatmuallimiolduğumzamanadönmüşsandım.NihayetKale’yeçıktık.TepesiuçtuğuiçinTepsiMinaredeneneskiSelçukKulesi’nden,1916Şubat’ındaordusunun ricalini temin için çocuğu,kadını siperekoşandestanî şehriseyrebaşladık.Önümüzdehenüzsararmayayüztutmuşekinleriyleemsalsizbirpanoramadalgalanıyordu.Doğu,cenupdoğu tarafındaçıplakdağlarbiterbitmez,küçükköyleriyle,ağaçlıksubaşlarıyla,enginliğiylcovabaşlıyordu.Dahauzakta,Anadolu’nunşiir,gurbetkaynağıolan.halkımızınduyuşundakiokeskinhüznünbelkidesırrınıverendağlarvardı.Günün büyük bir kısmını orada geçirdik. Sonra şehrin ovaya karıştığı yerde, BelediyeBahçesi’nin biraz ötesindeki yeni bir ilk okul binasına girdik. Erzurum taşı dururkençimentonun kullanılmasını bir türlü aklım almaz. Betonun getirdiği bir yığın kolaylıkmeydanda.Fakatbukolaylıklarbazendemimarîninaleyhindeoluyor.Helemahallîrengi

Page 41: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

bozuyor.Erzurumtaşı,Ankarataşıgibiçokkullanışlı.Hergirdiğiyereâbideasilliğiverenbirmimarîmalzemesidir.İlkokulşirin,konforlu.Yirmiyılöncegördüğümyapılarınhiçbirinebenzemiyor.Bütünovayıayağımızınaltınaserentaraçasında,emsalsizbirgurupkarşısındaçaylarımızıiçtik.Güneş,bulutsuz,dümdüzbirgökte,olduğumuzyerdendahayassılaşmış,ovayakarışmışgörünenKopDağıileBalkaya’nınarasınainmeyehazırlanıyordu.Negökyüzükızarmış,ne güneşin rengi değişmişti; hafif bir sarılıktan başka hiçbir batı alâmeti yoktu. Bütündeğişiklikovadaidi.İlkindağlarıneteklerigümüşbirzırhabenzeyenbirçizgiyleovadanayrıldı.Sonradüştüğüyerde sanki külçelenen bir aydınlık, bendi yıkılmış bir su gibi, bütün ovayı kapladı,toprağın,ekininrenginisildi.Gözümüzünönündesadeceışıktanbirgölmeydanagelmişti.Bütünovabillurdöşenmişgibiparlıyordu.Dağlarbucilâlısatıhüzerindeyüzergibiydiler.Güneş batacağı yere iyice yaklaşınca, ovanın şurasından burasından kalkan tozlar, bugölünüstündealtınyelkenlergibisallanmayabaşladılar.Bubirakşamsaatideğil,tekbirrengintürlüperdeleriüzerindetoplananbirmasalmu-sikişiydi.Zatengüneşokadarsakin,okadarhareketsizbirhaldeal-çalıyordukidikkatimizisteristemezgözlerimizdenziyadekulaklarımızda toplanmıştı. Hepimizde çok derin, çok esrarlı bir şeyi, eşyanın kendidiliyleyaptığıbüyükbirduayıdinlergibibirhâlvardı.Sonrabubilluraynanınüstünde,kendi parıltısından daha koyu ışık nehirleri taşmaya başladı. Nihayet güneş iki dağınarasında kaybolacağı zaman, son bir ışık, olduğumuz yere kadar uzandı. Toprak derinderin ürperdi. Ova yavaş yavaş saf gümüşten erimiş altın rengine, ondan da akşamsaatlerininesmerliğinegeçti.OgeceErzurum’danayrılıyorduk.Biztrenebinmekiçinyolaçıktığımızsaatte3Temmuz1919’unşehri30Ağustoszaferinikutluyordu.

KONYAI

Page 42: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Konya, bozkırın tam çocuğudur.Onun gibi kendini gizleyen esrarlı bir güzelliği vardır.Bozkır kendine bir serap çeşnisi vermekten hoşlanır. Konya’ya hangi yoldan girersenizgirin sizibu serapvehmikarşılar.Çokarızalı bir arazinin arasındanufkadaimabir ışıkoyunu,birrüyagibitakılır.Seringölgeleriveçeşmelerisusuzluğunuzauzaktangülenburüya, yolun her dirseğinde siline kaybo-la büyür, genişler ve sonunda kendinizi Selçuksultanlarınınşehrindebulursunuz.DışardanbukadargizlenenKonyaiçindendeböylekıskançtır.Sağlamruhlukendibaşınayaşamaktan hoşlanan, dışardan gösterişsiz, içten zengin Orta Anadolu insanına benzer.Onuyakalayabilmekiçinsaatvemevsimlerineiyicekarışmanızlâzımdır.AncakozamançeşmelerindenakanÇarbağsularınınteganniettiğisırrı,zenginişlenmişkapılarınardındasırmalı çarşafı içinde çömelmiş eski zaman kadınlarını andıran Selçuk âbidelerininbüyüklükrüyasını,türküveoyunhavalarınınhüznünüvebuoyunlarıntenyorgunluğunuduyabilirsiniz.Konya insanıyabir sıtmagibiyakalar,kendiâlemine taşır,yahutdaonasonunakadaryabancıkalırsınız.Merambağlarınıntadınıalabilmekiçinonayerlihayatıniçindengitmeklâzımdır.KonyatıpkıMevlevîlikgibibirneviiniriationister.

Bu alışma bittikten sonra şehir yavaş yavaş size, tıpkı bugün için verebileceği her şeyiverdiktensonra,sizdenuzaktageçmişçocukluğunuvegençliğinidehediyeetmekisteyen,kesik, başı boş hatırlamalarla onları anlatan, güzel ve sevmesini bilen bir kadın gibimazisini açar. Ve siz dinlediğiniz bu hikâyelerin arasından sevdiğiniz, güzelliğine veolgunluğuna hayran olduğunuz kadını nasıl şimdi küçükve nazlı bir çocuk, biraz sonraürkekbirgençkızveya ilkaşkların,heyecanların içindehenüzçok tecrübesizbirkadınolarakgörürvehiçtanımadığınızogünlereaitbintürlüsevimliliğin,cazibenin,tuhaflığın,korku ve telâşın, azabın arasından onu başka bir mahlûk gibi sevmeye başlarsanız,Konya’yıdabuyeni tanıdığınızhüviyetiyleöyleyenibaştan,onunlaberaberbugeçmişzamanınaeğilerekveâdetaonahasretçekerekveartıkbumaziyiveonunkudretiniiyicetanıdığınıziçinonunarasındanbütünbütünsizinolacağınabirtürlüinanmayaraksevervetanırsınız.O zamanmektep kitaplarında okuduğunuz, fakat sergüzeştlerini bir türlü bir çerçeveyesıkıştıramadığınıziçinmuhayyilenizinboşluğundasilâhlan,muzafferordularıveyahazintalihleriyle yersiz yurtsuz gölgeler gibi dolaşan bir yığın insan sizin için başka türlü

Page 43: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

canlanır.Etrafınızı kınları ve altın kabzalarımücevherlerle süslü, çeliklerinde âyetler veŞehname beyitleri yazılı, ağır, eski zaman kılıçlarına benzeyen bir yığın hükümdar vevezir ismi alır. Kur’an’öan, Şehnâme’den ve Oğuz Destaıu’ndan beraberce koparılmışmücevherlere benzeyen bu Selçuk adları… Müslüman Asya’nın büyüklük ve debdebenâmına tanıdığı şeylerin hepsi bu adlarda ve onları sanki ağır sırmalı kaftanlarla, inceörgülü, gümüş ve altını bol zırhlarla giydiren, başlarına taçlar gibi oturtan yahut da buisimlerinetrafındadoğduklarımemleketten,kazandıklarımuharebedenokadarhatırlatıcızeminleryapan,çoğuhalifemenşurlarıylagelmişlakapveunvanlardadır.Kendikendimize,“Demekbuvatanı,ikiasıriçindeveokadarmeş‘umhâdiselerarasında,bazendetamtersineişleyenbirtalihin66cilvelerine,hertarihibirkördöğüşüyapanihtiraslara,kinlere,felâketlererağmenfethedenveoaradayenibirmilletin,yenibirdilindoğmasınısağlayanadamlarburada,buşehirdeyaşadılar.“Haçlı seferlerinin veBizans saldırışlarının her şeyi yıkacak gibi göründüğü o felâketliyıllarda Anadolu’nun içinde bir şimşek gibi dolaşan I. Kılıç Arslan Konya’yı payitahtyaptığı günlerde, belki debenim şu andabulunduğumyerlerdedolaştı, durdu, düşündü,çetin kararlar verdi.Mesut akıbeti o kadarmeçhul Eskişehir muharebesini kazandıktansonrabuşehredöndü.“II. Kılıç Arslan payitahtını zapteden Üçüncü Haçlı Ordusu ile, onun masal yüzlükumandanı Frederik Barborosa ile şimdi Alâ-eddin Tepesi dediğimiz bu iç kalede sulhmüzakereleri yaptı ve oğulları ile arasındaki anlaşmazlık yüzünden verdiği sözütutamadığıiçinaçlıktanveemniyetsizliktenyarıyainenbuyüzbinkişilikordununToroseteklerinde büsbütün ufalıp kaybolması için şehri ateşe-verip çıkıp gidişini, yine butepeden,şimdiharabesibilekalmamışköşkündeseyretti.“GıyaseddinKeyhüsrevağabeysiRükneddinSüleyman’ınkuvvetlerinedayanamayacağınıanlayınca ikioğlunuKonyalılaraemanetederekbuşehirdenkaçtı.Sonraonunölümünühaberalıncayineburayageldi.Buradakendisinebiatettiler.Hemenhemenkendisikadarbüyük bir asker olan ağabeysi, zalim ve hastalıklı İz-zeddin Keykâvus veremdenölmeseydi ömrü boyunca Malatya etrafındaki kalelerde çürüyecek olan AlâeddinKeykubad’ı, şehir şu gördüğüm ovada, beş yüz çadırı birden taşıyan arabalarla, yereserilen halılar ve kumaşlarla ve pencerelerden uzanmış kadın başlarıyla o kadar parlakşekildekarşılayamazdı.“Bu büyük padişah her biri bir ihtiyacı karşılayan o mühim seferlerini, çok hesaplı vedaima sağlam politikasını, hep buralarda hazırladı. Celâleddin Harezmşah’ın elçilerini

Page 44: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

burada kabul etti, Hü-lâgû‘nun tâbiyet tekliflerini o kadar gururla, telâşsız ve vekârlareddetti. Oğlu akılsız, iradesiz II. Keyhüsrev’in -kandırdığı ümera la tarafındanzehirlenince-cenazesiyineburaya,buşehregetirildi”vebukonuşmasonunakadarböyledevameder.Selçuktarihidenenobüyükportrelergalerisiartıksiziniçinaçılmıştır.Padişahlarınyanıbaşında bir yığın vezir, teşrifatçı, çaş-nigir başı, emirülümera, candar gelir. SadeddinKöpek, Seyfeddin Ayba, EmîrMübarizeddin, azadlı ve yeniMüslüman olmuş bir köleiken vezirliğe kadar yükselen ve efendileri padişahların bile kendisine “Allah’ınyeryüzündekievliyası”diyemektupvefermanyazdıklarıCeiâleddinKaratay,tıpkıonungibi Anadolu’yu Sivas’a kadar bir yığın âbide ile donatan ve şimdi Konya’da kendicamiindeyatansabırlı,hakîm,nekbetanlarınatahammüllühâdiselerinazdığızamanlardakendisinikorumayıbilenSahipAta,vezirliğiilktekliflerdedaimareddeden,sonradahiçistemeden,hepbaşkalarınınteklifiylevehattâonlarıntertipettiğikomplolarlabirkaçdefarakiplerini ortadan kaldıran, hattâ yine başkalarının teklif ve ısrarı ile İzzeddinKeykâvus’unkarısı ile evlenerek tamAtabekolan,daima riyakâr,birgözüdaimayaşlı,şair, hattat, musikişinas, büyük âlim, münşî, zevk adamı, Sahip Şemseddin Isfahanî,Moğol, Mısır politikası ve dahilî karışıklıklar arasında bazen üç dört kozu birdenoynamaktan çekinmeyen, tahta padişahlar çıkartıp indiren kafasında tirkeşindeki oktanziyadehileve tedbirbulunano sonderecezekî, incehesaplı,bir inkırazdevrininbütünmeziyet ve reziletleriyle rahatça giyinmiş, büyük âlim, kudretli cenk adamıMuinüddinPervane…AlâeddinKeykubad’ınçehresi,bukalabalığınortasındaSelçuktarihininvezevkininbütünçizgilerini toplayan bir hatt-ı bâlâ gibi yükselir. Çünkü iki asır evvelinden Fatih’i hattâSultanCem’imüjdeleyenbulevent,cengâver, incehesaplıpolitikacı,zamanzamanşair,belki demimar -Konya kalesinin,Kubadâbâd’ın veKu-badiye’nin planlarını kendisininyaptığı söylenir- dindar, sırasında zalim, alabildiğine sabırsız fakat daima zevkli, daimailerigörüşlühükümdar,birmedeniyetinklâsikenmuzeciolarakyaratılmışinsanlardandır.Altıyaşındatahtaçıkmağahakkazanan,mahpusbirmisafirgibiyaşadığıSultanSencer’insarayından kaçarak, daha ziyade gailesi bir ömrü dolduracak bir mirasa benzeyen yenidevletinin başına geçen, henüz akıbeti meçhul bir istilâyı Haçlı seferlerinin fırtınasıarasındatambirkurtuluşhâlindegetirenI.KılıçArs-lan’dabaşlayançizgiler,ondayerineoturmuşzevkle,şiirlevebintürlüincelikletamamlanmıştır.AlâeddinKeykubad,okadarmensup olduğu medeniyettir ki, Selçuk tarihi âdeta onu evvelâ babası GıyaseddinKeyhüsrev’de, sonraağabeysindeçizgiçizgiaramışgibidir.Vesankiaradığı şeyinondatamamlandığınıgörmüşgibisilikbirgölgesiolanoğlundansonravezirleregeçer.

Page 45: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

IIAnadolu Türklerinin tarihi iki korkunç hâdise arasında sıkışmış gibidir. BunlardanbirincisiAnadolufatihiKutalmıışoğluSultanSüleyman’danbirazsonra,1097’de,birazdabu fethinHrisli-yanâleminde tepkisiolarakbaşlayanHaçlılar seferidir.Buseferlerinentehlikelisi olan bu ilk seferde yeni beylik sadece ilk payitahtı olan İznik’i kaybetmez,fethedilenarazininbirkısmıdaeldençıkar.HattâbaşlangıcındaBizansİmparatorluğubirçeşit satvet bile kazanır ve yeniden Anadolu içerisine sarkar. Ayrıca büyük merkezleretrafındabaşladığınıtahminettiğimizyerleşmehareketidetabiatıyladurur.Anadolu’nunpolitika ve kültür tarihinde daima mühim rol oynayan göçebeliğin, o kadar uzunsürmesinde Moğol istilâsı kadar olmamakla beraber bu ilk Haçlılar seferinin ve onunserpintilerininve1176tarihindekiüçüncüHaçlıseferinindebirpayıolsagerektir.BununlaberaberSuriyelimanlarınıikiasıriçindevamlıbirharpsahasıyapmasıyüzündenkervan yollarının değişmesine sebep olan buHaçlı seferlerinin yeni teşekkülün iktisadîhayatında büyük tesiri de olmuştur. Antalya ve Alâiye limanlarının fethiylc Akdeniz’e,SinopveSamsunfethiyleKaradeniz’eaçılanSelçukbeyliği,buHaçlıseferlerinindevamıboyunca bütün şark ticaretini elde etti. İpek ve baharat yolları hemen hemen ellerindegibiydi.BugünAnadolu’dabüyükveeskiyollarboyuncaadımbaşındarastlanankalegibikervansaraylar bu ticaretin korunması için yapılmıştı. Anadolu hiçbir zaman bu asırdaolduğukadarzenginvemüreffeholmadı.Bütünbir feodaliteyivememuraristokrasisinibütün bir zanaatla beraber bu refah besledi. Öbür taraftan Bizans İmparatorlu-ğu’nunRumeli’dekiarazisiniçiğneyerekgelen,sonundabuimparatorluğudabirmüddetortadankaldıranbuHaçlıorduları, ilköncedüşünüldüğügibiŞarkîRoma’yaeski satvetini iadeetmesi şöyle dursun, onun yıkılmasını âdeta çabuklaştırdığı için, ilk Anadolu Türkdevletininveonutakipedenikinciimparatorluğungelişmelerinikolaylaştırdı.Moğol istilâsı büsbütün başka türlü oldu. Asya’nın dört bucağında yerinden yurdundanettiği kabile ve kavimleri önüne katarak gelen bu sel gerçekten zâlim bir kuvvetti.Alabildiğini aldıktan, yıkacağını yıktıktan sonra dahi bu istilâ cihazı büyük okyanusfırtınalarıgibibirasırdanfazlakendiüstündeçalkalanırdurur.AlâeddinKeykubad’ınçokakıllısiyasetiyleMoğoltehlikesibirmüddetiçinönlenir.Zatenarada Celâleddin Harezmşah’ın kurduğu çok kısa ömürlü devlet vardı. Fakat ne bizzatCelâleddinHarezmşah’ın,nedeonunkuvvetini teşkiledenosert,alabildiğinecengâverkabilelerin idaresi kolay değildi. Harezmşah Devleti Ce-lâleddin’in ölümü ile ortadankalkıncabubaşıboşkabilelerinçıkardıklarıkarışıklıklarbaşlar.1241’de çıkanvedevletin istiklâlini hakikaten tehlikeye atanBabâîler isyanınıbesleyenasılkuvvetdebusonderecedecengâver,mevcutotoriteyitanımayahiçderazıolmayan,

Page 46: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

sürülerineserbestotlak,kendilerinebeylikarayanHarezmkabileleridir.Babaİshakisyanıdevletinbüyümesiniiyideniyiyesarsanbirgüçlüklebastırılır.Vehemenarkasından,beceriksiz,zayıfII.Keyhüsrev’inbirtürlüsakınmasınıbilmediğiveçokkötüidare ettiği Kösedağ Muharebesi’yle (1243) Anadolu’da Moğol hâkimiyeti başlar.Seneden seneye artan vergilerin, müdahalelerin devri açılır ve nihayet, Mevlânâ‘nınölümündenbirsenesonra1274’deasılistilâvukuagelir.Görülüyor ki yeni imparatorluğa bu iki mühim hâdise arasında işlerini tanzim etmek,siyasîbirliğinikurmakvehakikatentoprağasahipolmakiçinbirbuçukasırlıkbirzamankalır.Selçukdevletibünyesininsebepolduğugüçlüklererağmenbukısazamandabuişibaşarır.Filhakika mevcut Türk nüfusunun büyük bir kısmı, henüz aşiret halindedir. Ve buaşiretlerinhudutlardaolankısmıâdetamüstakildirlervedevletinişinemüdahaleyeyahutonugüçleştirmeğedaimahazırdırlar.Öbüryandanilkfetihdevirlerininmirasıolanbüyükfeodalite, saltanata her vesile ile ortak olmağa çalışır. Bu ilk feodalite ortadan kalkıncamemleketi sülâle efradına dağıtan Selçuk veraset sisteminde bir defa için konulmuş veherkesçe kabul edilmiş bir saltanat kanununun bulunmaması memleketi sülâle efradınadağıtan, yahut sülâle efradından birini kurultayla seçen Selçuk örfü yüzünden doğanmücadelelerindevriaçılır.Saltanatkavgalarınınbiriöbürünü takipeder. II.KılıçArslangibibüyükgazibirhükümdarbileömrününsonunadoğruevvelâbüyükoğlununelindeesir muamelesi görür, sonra küçük oğlu Gıyaseddin Keyhüsrev ‘in yanına sığınır veonunla saltanatını paylaşır. Bu çetin örf, dev İçlin en kuvvetli devri olan AlâeddinKeykubaddevrinekadarböylecegider.Devrini büyüklüğü iledolduranbuhükümdarın,pğlu tarafındanumumîbirziyafettezehirlendiğivebuakılalmayacakcinayeteonsekizseneonunlagazaarkadaşlığıetmiş,kendiyetiştirmesiemîrlerinvevezirlerinyardımettiğidüşünülürseSelçukepopesininöbüryüzühakkındabirfikiredinilir.Hakikatte bu ordu kumandanları, emirler, vezirler saltanata iştirak etmek için hiçbirvesileyikaçırmayaninsanlardı.Veancakçakırpençebirhükümdarsaltanatageçincebirazdaölümkorkusuileveyaşahsîmenfaatyüzündengemkabulediyorlardı.KösedağMuharebesi’ndensonragençhattâçocukyaştatahtaçıkanvebirtürlürüştsahibiolamayangölgehükümdarların,İlha-nî‘lertarafındanyarlıklanasbedilmişveyanüfuzlarıteyit edilmiş sözü padişahtan bile üstün vezirlerin, emîrlerin, naiblerin, Perva-ne’lerindevribaşlar. İkimerkezebirdenbağlıolmanın sebepolduğuentrikalar, içharpler, aşirethoşnutsuzluk ve isyanları birbirini kovalar. Muhteris, maceraperest şehzadeler, her andışarınınmüdahalesinimemleketüzerineçekerdi.KimiMoğolsaraylarındanhükümdarlıkdilenir, kimi Bizans’dan aldığı yardımla tahta geçer. Or-taçağ’ın efendi ve tâbi prens

Page 47: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

münasebeti,hükümdarailelerininarasındakiakrabalıklarbuişleriâdetatabiîgösterir.Bitmez tükenmez entrikaları, isyanları, ihanetleriyle, zehir, hançer ve yay kirişleriyleölümleri -zamanın örfüne göre sülâleden prensler kendi yaylarının kirişiyle boğulurdu-biri sönünce öbürü kurulan aristokrat ve çoğu büyük âlim, vezir ailelerinin hususîpolitikalarıyla Anadolu tam bir Ortaçağ sonu yaşar. Hoyrat ve şehevî II. Keykubad birziyafetsofrasındalalasıtarafındanAltınorduyolundazehirlenir.IV.KılıçArslankendisinitahta çıkaranMuinüddin Pervane tarafından bir ziyafet sofrasında -şüphesizMoğollarıntas-vibiyle-boğulur.HalbukibuihanetiyapanMuinüddinPervane,Sinopgibibirkaleninikincifatihidir.VeMoğolistilâsınınneticeleriniönlemekiçinnegayretlersarfetmiştir.Buprens ile Anadolu’nun bir zaman hakikî hâkimi gibi görünen ve 1279’da Moğollartarafından öldürülen bu vezirin son konuşmaları müverrih Aksarayî‘nin en korkunçsahifelerindenbiridir.GerçekteMoğolsarayınaensongiden,yahutbusaraydanensondönendaimabirazdahakuvvetlidir ve birkaç senelik, hiç olmazsa birkaç aylık bir tahakküm hakkına sahiptir.BunamukabilBizanshemkendipolitikasıhemdeasrınörfüicabıkendinebaşvuranlarınhiçbirinigeriçevirmiyordu.

Haklıhaksızherkımıldanışın,hattâen iyiniyetlihareketlerinbileenkorkunçneticeleridoğurduğu bir devirdir bu. Anadolu ahalisinin, bilhassa yerleşmiş toprak sahibi halkınsırtınavergi vergi üzerinebiner.Yağma ise tabiî vegündelikhâllerdendir.HükümdarlıkveyavezirlikkoparmakiçinMoğolkarargâhlarınagidenvezirveprenslerinbusaraylardayaptıkları borçlar,muahedelerleAnadolu’nun ödemeğemecbur olduğu kesimleri birkaçkatdahaarttırır.Bu karışıklık içinde anarşinin tâ kendisi olan bir mistisizm alır yürür. Başlangıcındanitibarendaimatasavvufameyliolan,devletinresmîdininerağmenbirtürlütammanasıylasünnî Müslümanlıkla yetinemeyen ve Şamanizm kalıntısı akideleri Müslüman dini ileancak bu çerçeveler içinde birleştiren Anadolu’da Alevî akidelerle beraber Hayderîlik,Kalendirîlik gibi Melâmî tarikatleri çoğalır. İslâm âlemi için o kadar tehlikeli olan vesiyasîistikraratesiredenMehdîinancıkökleşir.BuruhhâliAnadolu’dagizliveyaaşikârbugünekadargelenvemillîhayattasırasınagöremenfiveyamüspetrolleroynayanbirikiliğidoğuracaktır.FakatdahaiyisiozamankiAnadolu’nunvaziyetiniİbn-iBî-bî‘ninağzındandinlemektir:“Rummemleketiahvalikarışıklıkiçindekaldı.Garipleryuvasıveyoksullarsığınağıolanbugüzelyurttabintürlüdertlervemihnetleriçindetatlıbirnefesalmaknasipolmadı”.İbn-iBîbîbucümleyiAlâeddinKeykubad’ınölümünüanlatırkensöyler.

Page 48: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Bununlaberaberkuvvetlibirdevlet fikrivehanedanbağlılığı taazzuvetmişti.Birkısmıyerli hanedanlardan ve ulemadan olan, bir kısmı Arabistan dahil bütün Müslümanmemleketlerden ve bilhassa Suriye’den gelen, bazıları Harezmlilerle gelmiş veya tekbaşınaMoğollardankaçaraksığınmışveyadahasonralarıMoğollartarafındankendilerinesadıkunsursıfatıileişbaşınagetirilmişbusonderecedeince,soyunmalı,gazaganimetialtınvemücevher

içinde yüzen, kendi felâketlerine hattâ umumî felâketlere yazdıkları Acemce şiirlerleağlayanbüyükİranşairlerivemutasavvıflarıilekarşılıklırubailerveşiirlerlekonuşandörtbucaktan toplanmış vezirler, onlardan aşiretlerle olan münasebetleri derecesinde örf vedavranışta ayrılan kumandanlar ve emirler, kadılar, büyük âlimler, devlet nüfuzununtutunmasına, ecnebî müdahalesinin fazla ilerlememesine ellerinden geldiği kadarçalışıyorlardı.IIIYenibirvatandayenibirmilletinokadarçetinşartlarlakurulduğubuasırlardaKonyanehalde idi ve başkent sıfatıyla nasıl yaşıyor ve ne düşünüyordu? Bunu bilmiyoruz.Başlangıçtamutlakhükümdarlıksisteminin,feodaliteninveveziraristokrasisininnüfuzu,XIII. asrın ortasından (1243) sonra seneden seneye bu cihazı biraz daha benimseyenMoğolmüdahelesişehrekendisesiniduyurmakfırsatınışüphesizpekazveriyordu.Şehrinetnikçehresidebizimiçinazçokmeçhuldür.AslenTürkolanbüyükhalkkitlesininyanıbaşında henüz Hristiyan kalmış Rum ve Ermeni gibi yerli kavimlere mensup birkalabalığın, Gürcü, Bizanslı, Suriyeli, Mısırlı, Elcezire ve Iraklı, Lâtin tüccarların,Harezmlilerin,Bizans’dangelenaskerlerin,Haçlıdöküntülerinin,Ortaçağ’ınbazıAnadoluşehirleri gibiKonya’dadabüyükbir yekûn tuttuğunu tahmin edebiliriz.Ulemave şeyhsınıfı da bu şekilde karışıktı. İbn-i Bîbî‘de, Ak-sarayî‘de, Eflakî‘de adları bize kadargelenlerinkünyelerinedikkat edilirsegerçekten acayipbirmozaik elde*edilir.BubütünOrtaAsya,birazdaAkdeniz’di.Budeğişiklik şüphesizörfe,âdetevekıyafetede tesirediyordu.Yukarıdasünnîakîdeyefazlauymayanyahutonunlaancakdıştananlaşanbiryığıntarikatinbütünimparatorluğayayılmışolduğunusöylemiştik.ŞüphesizbuKonya’dakihayataçokdeğişikbirmanzaraveriyordu. Müslüman Ortaçağ saç, sakal, bıyık ve kaşın uzatılması veya büsbütünkesilmesi ile insan çehresi üzerinde âdeta oynar, onumesleğe veya tarikate ait bir çeşitmaske yapmağa çalışır. Elbise veya başa giyilen şeyler de böyle değişirdi. Müslümanolmayanlarisekavimlerinemahsuskıyafetleritaşıyordu.BuitibarlaeskiKonya’nınçarşıve pazarını, dar sokaklarını, çok renkli ve değişik bir kalabalık dolduruyordu. Fakat

Page 49: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

yüksektabakanındışındahâkimnotudahaAlâeddinKeykubad’ınzamanındanitibarenahîkıyafetiveriyordu.Birbakımahayat,ufaktefektepkilererağmenhiçolmazsamünakaşakabul edecek derecede müsamahalı idi. Tasavvuf çeşnisine bürünmek şartıyla her aşırıhareketmazurgörülürdü.Sarayagelinceİstanbul’la,cenupveAkdeniz’dekiLâtinlerle,İznikhanedanı iledevamlımünasebetteidi.Bizanssarayındankızalan,felâketanlarındabusaraylardamisafiredilenSelçuksultanlarıbirçokmeselelerdegenişdüşünceliidiler.Buprenseslerdenbazılarıiçinsaraydaküçükkiliselerbilebulunduğusöylenir.Bununlaberaberbuİslâmmerkezindeiçteniçebiryığınmücadelevardı.Sünnîakîde,ŞiîveBâtınî inançlar ve tasavvufla.MüslümanlıkHristiyanlıkla, ırktan gelen kültür İslâmîkültürle, Türkçe, Acemce ile mücadele halindeydi. Sünnî ulema gerek sarayı gerekseaykırımeslekvetarikatadamlarınışüphesizşiddetlekontrolediyordu.Saray ve yüksek tabaka, hinterlantla ve bilhassa aşiretlerle münasebeti zorlaştıracakderecedekültürvezevkte İranîleşmişti.Moğol istilâsındandaha ileriye,MısırveSuriyeyahut garpmemleketlerine kaçamayan veya kültür vemuhit yüzünden bunu istemeyenbütünseçkinAsyabuXIII.asırdaAnadolu’datoplanmıştı.ResmîdilveşiirdiliAcemceidi. Zevki ve hikmeti, büyük İran şairleri idare ediyordu. Nitekim biraz sonraAnadoluMevlânâ‘dabukültürünzirveçizgisineerecekti.Bütün vesikalar buOrtaçağ şehrininMoğol istilâsına ve hattâXHI. asrın sonuna kadarbüyükbirrefahiçindeolduğunugösteriyor.Buservetyalnızticarettengelmiyor,büyükbirzanaat da onu besliyordu. Yazık ki Konya çarşısı hakkında ancak delâletlerle fikirsahibiyiz. Eski Konya çarşısı bu devirde bütün Anadolu çarşıları gibi ahî idi. HalifeNâsır’ın Abbasî nüfuzunu bir nevi teşkilâtla kuvvetlendirmek için belki öteden berimevcut bir tasavvufî cereyanı benimsemesinden doğan, yahut kuvvet alan ve Kanunîdevrinde bile İstanbul çarşısına hâkim olan ahîliğin bizzat bu halife tarafından Selçuksarayına sokulduğunu biliyoruz. İbn-i Bîbî. Alâeddin Key-kubad’ın, kendisine saltanatıfütüvvetleçokalâkalıolanbüyükâlimveŞeyhŞehabeddin-iSühreverdî‘ninbahşettiğineinandığını söyler ve Kezirpert kalesinde kardeşinin ölüm haberini Emîr Sey-feddinAyba’nın kendisine getirdiği gününgecesindegördüğü rüyayı anlatır.Cülusundan sonraAlâeddin’e bu şeyh, halife tarafından fütüvvet şalvarı ve kuşağını getirmişti. Çarşı vezanaatatölyeleridesaraygibiahîidi.II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in ölümünden sonraki karışık devirde hemen her büyükmeseledeKonyaahîlerininvehükümetteşilâ-tınamensupgençlerinyardımıistenir.SahipŞemseddin İsfahanî, bazı rakiplerini ortadan kaldırmak için ahîleremüracaat eder. 1291‘deMoğolordusuKonya’yımuhasaraettiğizamanşehrinhâkimininAhmedŞahKazzaz

Page 50: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

adındabirahîolduğunubiliyoruz.İster yerli Müslüman ve Türk, ister muhacir veya misafir, bu devirde Konya halkının,bütün Ortaçağ şehirlerinde olduğu gibi yüksek sınıfın dâvaları ile ayrılmış olmaları,onların maceralarını kendi aralarında yaşadıkları tahmin edilebilir. Fakat yavaş yavaşhâdiselerintazyikiilebirçeşitefkârıumumiyeninteşekkülettiğidetahminedilebilir.Belkibu yüzden ve biraz da feodalitenin icabı olan taraftarların korkusundan Selçukhükümdarları bazı vahim iç meselelerini Kayseri veya Sivas’ta halletmeyi tercihediyorlardı.AlâeddinKeykubadgibituttuğunukoparanbirhükümdarbile,tahtaçıkmasınısağladıkları için âdeta saltanata iştirak hakkını kazandıklarını zanneden ve nüfuzlarınısuistimaledeneskiemîrleriKayseri’deizaleetmeyitercihetmişti.Bir başkent daima başkenttir. Ne kadar susturulursa susturulsun yine konuşur. Konyaelbette o kadar gazasına şahit olduğu II. Kılıç Arslan’ın ölümünden sonra, saltanatağacınınonbirdalıgibioördüğüvebenimsediğionbirçocuğununarasındabaşlayankanlımücadeleyekayıtsızkalmamıştıvebuprenslerintalihlerinebiranagibikalbisızlamıştı.Okadar tuttuğu ve uğrunda aylarca muhasaraya katlandığı Gıyaseddin Keyhüsrev’inağabeysiRükneddin’inkuvvetlerinedayanamayarakikioğluilegurbeteçıkmasınıelbetteserinkanla seyretmemişvebuprenslerinBizans sarayındakimacerası,Konya içinuzunzamanlar, ağabeysinin fütuhatının yanı başındamerakla takip ettiği bir roman olmuştu.Sonra buGıyaseddin’in iki oğluyla beraber döndüğünü ve babasının yerine geçirilen oküçükKılıçArslan’ıölümübeklemeğebirkaleyegönderdiklerinigörmüşveüzülmüştü.Fakat ordular hazırlanıp bayraklar uçuşmağa başlayınca iş değişmişti. Antalya’nın,Sinop’un fetih günlerinde Konya’nın nasıl sevindiğini, Alâeddin Keykubad’ın omuhteşemsaltanatalayışehregirdiğigünbuşehrinbayrammanzarasınıhakikatenbilmekisterdim.Kendi yetiştirdiği maiyeti veya oğlu tarafından zehirlenen bu padişahın cesedinigetirdiklerizamanşehirkimbilirnasılmatemiçindeidi.Hayatındaçokmühimbirşeyindeğiştiğini,artıkeskigünleribirdahagöremeyeceğini,bukadarkorkunçcinayetecesareteden bir makinenin bir gün kendisini de felâkete sürükleyeceğini, i imparatorluğunuyıkacağını,çarşıpazarınıdağıtıpkurutacağınınasılderindensezmişti?EvetKonyaher şarkpayitahtıgibibazenmukadderatının sadeceuzak seyircisi sıfatı ilebütün bu hâdiseleri, daha sonra gelen çok fecilerini görmüş ve bir trajedi korosu gibionlaraağlamışveyasevinmiş,zamanzamandaişkendisinedüşüncesilâhasarılmıştı.İbn-i Bîbî‘de, Aksarayî‘de rastladığımız, Konya halkı filân prensi severdi, gibi cümlelerinmânasışüphesizbudur.

Page 51: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

IVGariptirkibu istilâlar,harpler,karışıklıklar içindebileSelçukbünyesimuazzamşekildeyapıcıdır. XI. asrın başından XIII. asrın, üslûp düşünülürse XIV. asrın sonuna kadar,şüphesiz biraz da yukarıda bahsettiğimiz feodalitenin ve vezir aristokrasisinin servettoplanmasınaverdiğiimkânlarvebirbuçukasırlıkiktisadîinkişafınsayesindecami,türbe,medrese,hastahane,imaret,han,kervansarayyüzlerceeseryapılır.BugünKonya’yı,Aksaray’ı,ErmenekveNiğde’yi,Divrik’i,KayseriveÜrgüp’ü,Sivas’ı,Harezm istilâsının kurbanı Ahlat’ı ve Erzurum’u, Sinop’u o kadar değişik şekildesüsleyen, bozkırın yalnızlığında karşınıza birdenbire binbir gece büyüsüyle çıkan okoskoca kervansaraylar, Antalya, Alâiye ve Şarkî Anadolu şehirlerinin kaleleri hep,karışıkhikâyesinitarihlerdeokurkeninsanınbaşıdönenbuüçasırdandır.İklimden iklime, beylikten beyliğe, hattâ şehirden şehire yerli geleneklerden kalanunsurlar,kavminvekabîleninberaberindegetirdiklerişeyler,malzemeninhususiyetleri -taşın bolluğu veya yokluğu tuğla tekniği- ile, bazen ustasının veya hayır sahibininfantezisiyledeğişen,yenihususiyetlerkazananbumimarîninbütünvasıflarını,nedesanatocaklarını burada saymamıza imkân yoktur. İsteyenler Anadolu âbidelerinin yorulmazaraştırıcısıM.Gabriel’inbüyükeserinebaksınlar.Asıl Selçuk idaresinde Alâeddin devri bu mimarînin en parlak devri idi. Kayseri’dekiKeykubad sarayı, Beyşehir civarında yaptırdığı Kubadâbâd, Alâiye’de yaptırdığıköşklerden başka, Konya iç kalesini de yeniden yaptırmıştı. Bugün o tepeye AlâeddinTepesidiyoruz.Yazıkkikendisidemimarolanbuhükümdarınyaptırdığışeylerinyalnızadıvebazıharabelerikaldı.TambirtamiriniokadaristediğimBüyükSultanHanıonuneseridir.Çatı sisteminde henüz kubbe ile tonoz kemerin arasında kararsız olan, binanın içindezamanzamançokbasitdüzenlerleyetinenbumimarîye,kendişekilleriileberaberdoğmuşsanılacakkadarmükemmelbirkaçeserindışında,elbettebütünmeselelerinihalletmişbirüslûpgözüylebakamayız.FakatEndülüs’tenGotik’ckadargidenveAhlatkolu ileeskiİran ve Kafkas üslûplarına kadar çıkan araştırmanın zenginliği de hiçbir surette inkâredilemez.Biraz da Ortaçağ şehirlerinin darlığı yüzünden Selçuk mimarîsinin en zengin noktasıbinaların cephesidir. Henüz yerli hayatta çokmühim bir yeri olan çadırı örnek alan bumimarî,ihtiraslarıbüyüdükçebucephelerdetaşişçiliğininbütünimkânlarınıdener.Ritimaraştırmasıveonun ikiyanındakiduvarlardaveyaçeşmelerdeazçok tekraredenbüyükkapı bütünleri Selçuk ustalarındaki kitle fikri ile teferruat zevkinin birbiriyle nasıl biryarışa girdiğini gösterir.Hakikatte Selçukmimarisi çok defa dince yasak olan heykelin

Page 52: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

peşinde gibidir. Bu binaların cephelerinde durmadan onun tesirlerini arar. Mekteptenmektebeküçükmadalyonlar,şemseler,yıldızlar,kornişler,suyollarıveasılkapıüstündeışıkvegölgeoyununusağlayanistalaktitler, ikiyanafenergibiaşılmışoymalıçıkıntılar,çiçekdemetleri,firizlervekordonlar,arabesklevhalarbucephelerdebazenyazıyapekazyerbırakır,bazendeonuancakseçilebilecekbiroyunhâlinegetirir.Selçukkûfîsidenenoçoksanatkâryazışekli,hiyeraltikçizgiile-vehattâtâbircaizseşekilleriyle-buoyunubirtaraftanaşiretişikilimvedokumalarınsüsüneyaklaştırıyor,bazendenisbetlerbüyüdümübütün bir kabartma oluyordu. Bu emsalsiz taş işçiliği bazen de heykel zevkinin yerinekitapsahifesini,yahutkitapgibidokunmuşkilimveyaşalıkoyuyordu.SahipAta’nın yaptırdığı İnceMinareli’nin cephesi tiftikten dokunmuş büyük bir sultançadırınabenzer.Süsolarak sadece ikiKur’ansuresini (Yasin ileSûre-iFeth) taşıyanveonların,kapınıntamüstündeçokustalıklıbirdüğümlebirbirininarasındangeçerekyaptıklarıdüzpervazla,Allah kelâmının büyüklüğü önünde insan talihinin biçareliğini anlatmak ister gibimütevazi açılan asıl giriş yerini çerçeveleyen bu kapı bütünü nev’inin hemen hemenyegânesidir.SultanHanı,SırçalıMedrese(KaratayMedresesi)veasılbüyükSultanHanıKervansarayınınyapıldığıdevirdebirdenbireşahitolduğumuzbudeğişiklik,Erzurum’daÇifteMinareveSivasDarüşşifası‘nıncephelerinindahabütüngörünüşleriyanındabelkiyenibirdinîhassasiyetiifadeeder.Bubinalarınduvarlarını,genişeyvanlarınıiçerdensırlıtuğlalar veya çiniler süslerdi. Tuğla inşaatta, tıpkı minarelerde olduğu gibi, bu renkdışarıyıdasüslerdi.Selçukçinisidediğimizmücevherciliğekoyuzümrütyeşili,çokkoyulâciverdiileasıltonunuverirdi.Yekparetaştankafesgibiişlenmişpencerelerdenbelkiderenklicamlararasındansüzülerekgelençokiyiidareedilmişbirışık,burenkcümbüşününüzerinedüşerdi.Bubinalarıyaptıran,kan içindeyüzen,haris,mağrurvedindarvezirleretraflarında her şeyin en güzelini, en sanatkârcasını istiyorlardı.Hiçbir numunesini tamolarakgöremediğimizpadişahvevezirsarayları,mevcudiyetlerini,Aksarayî‘ninanlattığı,Moğolların zulüm ve tekâlif hikâyelerinden öğrendiğimiz zengin tüccar ve arazisahiplerinin konakları da elbette bumedreseler ve camiler gibi aynı titiz zanaatkarlarıneliyleveaynızevkleyapılıyordu.SırçalıMedrese’nin(1242)sırlıtuğladanozarifsekizköşelihasırörgüsüsüsleri,KaratayMedresesi’nin (1245) yüzlerce güneşi ve yıldızları ile küçükbir kehkeşangibi parlayançinitavanıbuzevkinelimizdekalanyetimveparçaparçaşahitleridir.Bizbirarkeologgibibuyarım izlerdenyürüyerek, eskiKonya’yı, hiçbir zaman tanıyamayacağımızKonya’yıancak tahayyül edebiliriz.Alâ-eddinTepesi’ndekiköşklerinyüzelli seneevvelnispetentamolduğunudüşünürsekbir imparatorluğun,dayandığımedeniyetleberaber inkırazının

Page 53: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

nedemekolduğunuanlarız.Mevlânâ ile babası Konya’ya 1228 yılında Keykubad tahtta iken gelirler. Bu KonyacivarındaSultanHanı‘nınyapıldığıyıldır.Bueseribirazsonraserhatşehirlerininkaleleriile Konya Kale-si’nin tamiri, Kayseri’deki Kubadiye ve Beyşehir’deki Kubadâbâdköşkleri takipedecektir.AlâeddinTepesi’ndeson harabesi gözümüzün önünde ortadankalkanköşk,dahaevveleaitolanveAlâeddintarafındantamiredilen,belkidedeğiştirilencami(1227)veSelçuksultanlarınıntürbesibir tarafabırakılırsabugünKonya’daSelçukeseri olarak beğendiğimiz SırçalıMescit, KaratayMedresesi, tnceMinareli gibi büyükeserler onun hayatında Moğol istilâsının o kadar hazin şekilde emrivaki olduğu ve II.Gıyaseddin Keyhüs-rev’den sonra hep çocuk hükümdarların tahta çıkması yüzünden omeş‘umAtabey-vezirlerdevrinin açıldığıyıllardaDivan-ıKebir’deki şiirlerveMesnevîileberaberdoğarlar.Bu beraberlik, üzerinde fazla durmaktan ne kadar çekinirsek çekinelim, Konya’nın,mimarîveruh,kendisiniaramasıdemektir.HakikatteSelçukrönesansı,vakitsizbastırankarfırtınalarıaltındayeşerenbaharlarabenzer.Eflâkî‘yegöreKaratayMedresesi’nininşasıbittiğizamanbumedresedeyapılanbirulematoplantısında Mevlânâ, Şems-i Tebrî-zî ile beraber bulunmuş. Hattâ orada o çok safOrtaçağ münakaşalarından birine bile girmiş. Kendisine “Baş köşe neresidir?” diyesormuşlar, Mevlânâ da “Aşk adamı için baş köşe sevgilisinin kucağıdır” diyerekbulunduğu yerden kalkmış ve Şems’in girer girmez çömeldiği kapı dibine geçip yanınaoturmuş.Şems,kalabalıktan,önsaftagörünmekten fazlahoşlanmazmış.Eflâkî,Şems’inşöhretininogünbaşladığınısöyler.KaratayMedresesi’nin1245’debittiğidüşünülürseburivayetin doğru olduğundan şüphe edilebilir; yahut da mevzuu bahsolan şahıs,Mevlânâ‘nınŞems’tensonradostluğaseçtiğiSalâhaddinÇelebi’dir.1237’de Alâeddin’in cenazesi şehre getirildiği zaman Mevlânâ yirmi dokuz, dostumAbdülbâkiGölpınarlfnınçokyerindetahminikabuledilirseotuzüç,otuzdörtyaşlarında,Baba İshak isyanında otuz sekiz, Kösedağ muharebesinde kırk, kırk bir yaşlarında idi.Şems’inKonya’yailkgelişibuikifelâketlihâdisearasındadır.Şems, Konya’da bu ilk ikametinden sonra Şam’a kaçtığı zaman Mevlânâ oğlu SultanVeled’e“Bahaeddinneuyuyorsun?Kalk,şeyhiniara!”der.Busözkaranlıkgecedeçakanşimşeğe benzer. Kalk şeyhini ara, yani hakikatlerini bul ve kendini yap! Acaba bunusöylerken Mevlânâ Şems’in dönmesine böyle ısrar etmesinin ölümüne sebep olacağınıbiliyormuydu?İstiarelişarkkonuşmatarzınınbozduğuşâyânıdikkatdostlukvekorkunçdram…Kimdir bu Şems? Nasıl adamdı? Hangi hikmetlerle konuşuyordu? Mevlânâ‘ya bütün

Page 54: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

devrinde o kadar yayılmış olan vahdet-i vücut felsefesi dışında ne öğretmişti? BütünvesikalarherşeyinonunKonya’yagelişi ilebaşladığındabirleşir.Ozamanakadardevriiçinçoktabiîolantasavvufneşvesinerağmenazçokşekilciyaşayanbüyükbirâlim,birmüderrisgibitanınanMevlânâ,ogeldiktensonrasadecebircezbeadamıolur,sema’eder,şiir söyler, şekillerin ve kalıpların dışında yaşar. Konya’yı devrinin yalnız coş-kunluklarıyladoldurmaz,onuiçtendeğiştirir.Bütün bu işlere tek sebep gibi gösterilen adam hakkında tek eseri olan Maka lât’daktierden başka şeyler bilmeyi ne kadar isterdim. Yazık ki asrının karanlığındanbirdenbireçıkanbufakir,dünyayıbirkalemdereddetmiş,münakaşayıbilekabuletmeyen,Mu-hiddin-i Arabî gibi -ufak tefek farklarla- kendi sisteminin başı sanılan adamla bileçatışmahâlindeolanbuseyyahdervişisadecemenâkıpkitaplarınaveyaDivan-ıKebîr’\naydınlığındagörmeğevetanımağamahkûmuz.Halbuki menâkıp kitapları mürit safiyetleri içinde, yaşadıkları zamanın meseleleri vemodaları arasında hiç olmazsa bugün bize hiçbir şey söylemezler. Biz, ikimedeniyetinyorgun çocukları, onların mihver kelimelerini ve meselelerini âdeta atlayarak geçeriz.Divan-ı Kebîr’e gelince onun kamaştırıcı aydınlığında hiçbir şeyi olduğu gibi görmekmümkündeğildir.ZatenMevlânâŞems’tendeğiI,aşktanbahseder.Konya’daKubbe-iHadra’nınavlusundaveyaiçinde,Sadred-din-iKonevî‘nindergâhındageçirdiğim başı boş hülya ve düşünce saatlerinde kaç defa onu düşündüm ve kendikendimebuiştemasalınvehakikatinpayınedirdiyesordum.Gerçektenbuadambukadartesirli miydi? Şarkın en büyük şairlerinden biri olan Mevlânâ‘ya her şey ondan mıgelmişti?Mevlânâ ona rastladıktan sonra bir şaman gibi yanında rübabı ile gezen, hercoştuğu yerde sema’ eden bir adam mı olmuştu? Sonra ölümü için söylenenler?…Gerçekten Mevlânâ ile küçük oğlunun veya hemşehrilerinin, yahut bazı müritlerininarasınabukadarsevdiğimürşidininkanımıgirmişti.Şüphesizmıknatısgibiçekicibirşahsiyetivardı.Mevlânâilebaşbaşasohbetlerindeona,menâkıp kitaplarında nakledilenlerden çok başka şeyler söylemişti. Belki de hiçkonuşmuyordu (Eflâkî, bir fıkrasında Şems’in herkes içinde söze karışmak âdetiolmadığını kendi ağzından söyler.). Sadece mevcudiyeti ile, bakışları ile ve sükûtu ileetrafınıdolduruyordu.Şems-iTebrizî‘deadındanbaşlayarak-çünkübuadamdaodevirdebirmoda olan Şems adı bilemânalaşır- ölümüne varıncaya kadar her şeymuamma vesırdır.Herşeybizimiçinonunçehresinikaranlığıntâkendisiolansırlıbiraydınlıkyapar.Menâkıp kitapları Şems’in ölümünden sonraMevlânâ‘nın üzerinde hemen hemen aynıtesirigösterenÇelebiSalâhaddin’inbircümlesininaklederler.“BenMevlânâhazretlerininaynasıyım.O benim şahsımda kendi büyüklüğünü seyrediyor”.Belki de Şcms-Mevlânâ

Page 55: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

münasebetlerinineniyiizahınıbucümleverir.Mevlânâ şairdir. Şiiri inkâr etmesine, küçük görmesine rağmen Şark’ın en büyükşairlerinden biridir. Nasıl Garp Ortaçağı, bütün azap korkusu, içtimaî düzen veyadüzensizliğiile,rahmaniyetiştiyakıveadaletsusuzluğuileDante’nineserindetoplanırsa,MüslümanŞarkdabütünvarlıkhikmeti,HaklaHakolmakihtirasıvecezbesiyleDivan-ıKebîr’ded\r. Divanı Kebîr, insan talihinin şartlarını bir türlü kabul edemeyen ihtiyarAsya’nın ebedîlik iştiyakıdır. Fakat birçoklarında -hattâ en büyüklerinde- olduğu gibibirlikfelsefesiondahayattanbirkaçışolmaz,belkiilâhîaşktakendinikaybettikçehayatıveinsanıbulur.Onun dünyası hareket hâlinde bir dünyadır.Burada her şey yaratıcı aydınlığın ve aşkınkendisiolanAllah’ınetrafındadöner,onadoğruyükselir,ondakaybolur,ondandoğarveayrılır, tekrar onunla ve birbirleriyle birleşir. Her şey burada birbirini özler, birbirininaynıdır,birbirinecevapverir.Bumahşerdeneöldüren,neöldürülen,neseven,nesevilenbirbirindenfarkedilir.Şüphesiz bütün bunlar İslâm dünyası için yeni şeyler değildi. Hallaç‘tan beri tasavvuf,İslâm şiirinin ve hayatının bütün bir tarafı olmuştu. Fakat Mevlânâ‘nın konuşma şeklibaşkaidi.Aşkın ayrı bir tanrının dini olduğu eski çağlarda bile hiç kimse ondan Mevlânâ gibibahsetmemiştir. Sanki alevden bir dille konuşuyordu. Divanı Kebîr, İbrahim’in atıldığıocağabenzer,dışarıdankavurucugibigörünenateşiçeridebirgülbahçesiolur.Buşiirleryazıldığıdevirleberaberdüşünülürse,batmaktaolanbirgemidenyükselensonduâgibidir.Bütünvarlıkorada,Allah’adoğrugidenbugenişhıçkırıktadır.KaybolanherşeyinaksisedasındandoğacağıbuduayaveyadaveteyanmışveyıkılmışAnadolu,okadarakîdevegörenekayrılığının,kinvekanınarasındanyaralıbirhayvangibisürünesürünekoşarvebupınardaniçtikçedirilir.Çünkübusesümidinveaffınsesiydi.Bilmemburadaaf kelimesi yerinde mi? O fenalığı yok farzediyordu. Ve bütün dramı insanın içine vekaderinenakletmişti.Ortadayalnıziyiliğinvesevgininkendisiolansevgiveimkânlarınıbırakıyordu.GelgelkimolursangelKâfirdeolsanYahudiveyaputperestdeolsangelDergâhımız,ümitsizliğindergâhıdeğildirYüzdefatövbenibozmuşolsanyinegel.

Moğol tahsildarlarının korkusu ile kovuklarda, mağaralarda yaşayan, o müthiş 699 yılı

Page 56: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

kıtlığında kemirecek ot bulamayan, zulmün, vebanın, her türlü felâketin harap ettiğiAnadolu üzerinde bu ses bir bahar rüzgârı gibi dalgalanır.Dışarıdan o kadar çok şeyinyıktığıinsanonudinledikçekendiiçindenyenidendoğar.İlk cevap, Sakarya’nın sarı çamurlu kıyılarından geldi. Yu-nus’un sesi büyük orkestraeserlerindebirdenbireuyanankuru.fakattekbaşınayüklendiğibaharvepuslumanzarailezenginbirl’ii-lütsesinebenzer.ŞüphesizodaMevlânâ‘nınsöylediğişeylerisöylüyordu.O da aşk adamı idi. Hattâ sözü daha ziyade ondan almıştı. Fakat aletle sanki motifdeğişmişti, Türkçenin solosu devam ettikçe Fars şiirininmuhteşem ve renkli orkestrası,sankibirçeşitzeminteşkiletmekiçinyavaşyavaşgerilereçekilirvesonundayerinialanakendirenklerindenveseslerindenbirkaçnotbırakarakkaybolur.TaptukEmre’ninmüridindeMevlânâ‘nın zenginliği yo!;tur.Onun şiiri bir çekirdek gibikurudur.Sankibuköylüdervişyazmaz,içindekaynaşanşeylerisertbirağacaoyar.Böyleolduğuiçindealabildiğinekendisi,uyandığıtoprakveetrafındakicemaattir.FakatOğuzTürkçesi’nin tecrübesizliğine rağmen o ne sağlam yürüyüştür ve ne keskin hayallerlekonuşur? İnsanın, Yunus’un şiirine kelimeler eşyanın kendisi olarak geİirler, diyeceğigeliyor.Aralarındaki büyük farklardan biri de ölümün bu ikincisinde fazla yer tutmasıdır. O,Celâleddin-iRûmî‘nin“Bizdensonragelecekolanlarçoksıkıntıçekecekler,fakatonlarınçocukları rahat edecek” diye kaderini anlattığı nesildendir. Filhakika Yunus. Moğolistilâsının azdığı devirde büyüdü.Onda ve hiç olmazsa bir tek şiiri ile büyük şair olanŞeyyadHamza’dakiölümvizyonununeşinibulmakiçinXVI.asırşimalresminisiyahbirdalgagibisaranmistisizmekadarçıkmakgerekir.Bununlaberaber:Ölümdennekorkarsın

Korkmaebedîvarsın.HerdemyenidoğarızBizdenkimıtsanası.diyenYunus,ölümeyenilmişdeğildir.Belkirealitesinisonundainkâretmekiçinonutekertekersayar.HakikatteölümağacıYu-nus’dasonsuzoluşunçıkrığıdır.OdaMevlânâgibiinsanıiçindengörür.SevdiğimidemezisemSevmekderdibeniboğar.SenideliedenşeyYinesendedirsende.DivanınabakılırsaYunus,Mevlânâilebuluşmuş,meclisinevesemamagirmiş.HattâbirrivayetegöreMevlânâ,SakaryalıdervişeMesnevVs’ınıokumuş,odahürmetledinlemiş,fakatkitapbitince,“Hazret,güzel,çokgüzelsöylemişsinama,sözübirazuzatmışsın!Ben

Page 57: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

olsam:EtekemiğeburundumYunusdiyegöründüm.der,keserdim”,demiş.Beyit belki Yunus’undur, belki değildir ve gerçekten güzeldir. Fakat hikâyebasitleştirmekten hoşlanan Bektaşi zihniyetinindir.Mevlânâ‘nın vahdet-i vücut felsefesibu kadar kısa değildir. SonraMesnevi, uzunluğuna ve öğreticiliğine rağmen çok güzeltarafları olan bir kitaptır. Şarkın en tatlı taraflarından biri, hayvan, kuş, vezir, köylü,bezirgan, halk hikayeleriyle bu kitaptır. Ve Mevlânâ dünyanın en tatlı hikâyeanlatanlarındanbiridir.ÖylekiMesnevVy’ıdüşündüğümzamançokdefagözümünönünekitaptanziyadetıpkıSaintChapellegibiçatısından,kemerlerindenvekafesindengayrisi,çokrenkli,birkısmıhayalî,birkısmıkarikatürekaçan,birkısmı“nehy-ian’il-münker’Mntâkendisiolanbirrealizmdehayvan,insankarmakarışıkresimlerleörtülürenklicamdanbir bina gelir. Baş tarafındaki on sekiz beyitle onun yer yer esere serpilmiş akisleri burenkli dünyayı, daha doğrusu bu çok süzme Şark’ı ve onun derin hikmetini ve hayalîdenecekkadaristiareürealizminibütünbirvahdetvehasretışığıileaydınlatır.Mevlânâ‘nınhasretvesevgifelsefesi,bütünMevlevîlikleberaberözhâlindebuonsekizbeyittedir.Bubeyitlerkadargeleceğiyüklü,onukendisindetoplayaneserazdır.ZevkimizienhalistarafıolanMevlevîmusikîsi,dörtâyinikadîmden,Itrî‘ninSegahâyinineveRastna’tına, III. Selim’in Suzidilâra’sına ve Dede’nin Ferahfeza peşrevine ve âyinine kadarhepsihenüzkendinidenememişfikirolarakbuonsekizbeytinezelîhasretsembolüolanneyindedir.ÖylekiMevlânâbuonsekizbeytiyazıpdostlarınagöstermek için sarığınınarasınasoktuğuzaman-nekadarbüyük,manevîmertebesinekadaryüksekolursaolsunşairşairdir-bütünomusikişinaslar,Galib’ekadargelenşairlerkafilesidoğmuşsanılabilir.önüniçinYahyaKemal:Şeb-ilâhûtdamanzûme-iecrâmgibiLajz-ıbişnevledoğandebdebe-imânayız.derkenâdetabirborcuöder.Tarikat olarakMevlevîliği esas çizgileriyle SultanVeled kurar. Fakat teşrifatı, nezaketi,terbiyesi, sülûkûn ve âyinin erkânı tıpkı musikisi gibi daha sonraki zamanın, Osmanlıdevrininvebirazdaİstanbul’undur.Veşüphesizkikültürümüzünenyüksektaralıdır.Birmedeniyetinçiçeğiolanveonahiçbellietmedenşekilverenterbiyevenezaketten,duymaşeklinekadarhüviyetimizinbirçoktaraflarınıoidareetmiştir.Mevlevîliknetevazuvemahviyeti,nedehangimertebedeolursaolsunitibarıkabuleder.Eşitlerarasındageçenbirmaceradır.Vebueşitlik sade tarikatın içindedeğil,dışındadahükmünü sürer.Çünküesası, bugünün felsefesinin çok sevdiği tâbirle insanınkâinattakiyeridir.

Page 58: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Hoşçabakzâtınakimzübde-iâlemsinsenMerdüm-idîde-iekvânolanâdemsinsenOkadarmanalıolanMevlevîselâmıGalib’inbubeytindedir.İnsaninsanda-dahadoğrusuikikaşınınarasında;çünküorayabakılır-Allah’ıgörürveonutebcileder.ŞemsMevlânâmünasebetinihiçbirşeybuselâmkadariyiizahedemez.Mevlevî âyinini sön defa dergâhların kapanmasından biraz evvel, bir Kadir gecesi,Konya’dagörmüştüm.Bukadarsembollerlekonuşanbirterkipazdır.Herduruşun,tavrın,kımıldanışın ve adımın mânası vardır. O hırkaya bürünüşler, ilk ney sesinde uyanışlar(ölümvehaşir),kol açışlarveayakkilitleyişler (MevlevîâyinindeherMevlevî,Ali’ninZUlfikâr’ıolur)birkitapgibiderinderinanlatanşeylerdir.Asılsema’agelince,şüphesizdünyanın en güzel rakslarından biridir. Mukaddesin iklimini zaptetmiş, orada hilkatinsırrınıtekrarlayanbirbale.YazıkkiDegascinsindenbirressamıçıkmadı.Karşımdakandillerin titrek ışığındadönen,değişen, süzülen, âdetamaddîvarlıklarındanayrılanbuinsanlargerçektenaşkşehitleriolmuşlardıvegerçektenmusaffaruhhâlindeikiyanaaçıkkollarıverızailebükülmüşboyunlarıiledönedönesemâvâtaçıkıyorlardı.Oakşamsema’dagördüğüminsanlarıertesisabahçarşıda,pazardaişlerininbaşındavebirtalebemi lisede karşımda görünce hakikaten şaşırmıştım. Onları ben arkalarında esenRast’ınsertrüzgârındauçupgitmişsanıyordum.Buölenveertesisabahdirilmeninsırrınıbileninsanlarınarasınakatılamadığıma,oneşveyibulamadığımaşimdibileiçimdeüzülenbirtarafvardır.Konya’da bulunduğum yıllarda beni sık sık meşgul edenlerden biri de Şeyh Galib’ti.Mevlevî çilesinin bir yılını dergâhta geçirdi. Sanatına tam sahip olduğu devirlerdeyazdığını tahmin ettiğim bir müseddesi vardır ki mevlevî âyininin bütün sembollerini,Mevlevîmacerasınıkendisiyleberaberverir.Kimimest-imuhabbethâne-ihammârdangelmişKimimedhuş-ihayret şu’le-idîdârdangelmişKimihurşîdebenzerâlem-ienvârdangelmişKimivarmışdiyâr-ıvahdetetekrardangelmişGözümdüşoldugördümbirgüruhuhepkülâhîlerAcebheybetacebşevketacebtarz-ıilâhîlerKelâm-ı samtıderyalargibipürcûş söylerlerMuhabbet razınıbirbirinehâmûş söylerlerBe-her-dem hûş-i derdim sırrını bîhuş söylerler Rumûz-i aşkı cümle bî-zebân u gûşsöylerlerGözümdûşoldugördümbirgüruhuhepkülâhîlerAcebheybetacebşevketacebtarz-ıilâhîlerMelekler reşk ider bir tavr u âdâbu rüsûını varMeleklermâlikolmazdef üney tabi ukudı‘unıvarSema’meydânınınhemmihrümehçarh-ıııücûmıvarHusûsâiçlerindezât-ıMevlânâ-yıRûmîvarGözümdûşoldugördümbirgüruhuhepkülâhîlerAcebheybetacebşevketacebtarz-ıilâhîler

Page 59: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Vücûd-ımutlaküzredevr ederler ayn-ivahdetdeKamuhurşîd-veş tenhâgezerkesretdehalvetdeMedâr-ı pây-ı seyri nokta-i gayb-ı hüviyyetdeVisâl-i sırf bulmuşlar bidâyetdenihâyetdeGözümdûşoldugördümbirgüruhuhepkülâhîlerAcebheybetacebşevketacebtarz-ıilâhîlerKonya’daMevlânâkadaryükseklerdeuçmasabilevarlığınıbizeonunkadarkuvvetle kabul ettiren ikinci -Selçuk epopesi de düşünülürse- üçüncü bir varlık dahavardır, folklor.BenOrtaAnadolu türküleriniogurbet,keder, türlü tenyorgunluğuve içdarlığıdoluacıdertkervanlarınıbuşehirdetanıdım.Eski Konya Lisesi’nin üst katında küçük bir odada yatardım. Binanın yanı başındakihapishanedenbazendeöbüryanındakikötüevlerdengününhersaatindebahçedekiçocukseslerine ve kendi çalışmalarıma mahpusların söyledikleri türkülerin hüznü karışırdı.FakatbenonlarıasılTakyeDağları‘nıakşamınkızarttığısaatlerdedinlemeyiseverdim.Birde sabaha doğru şehre sebze ve meyva getiren arabaların sökünü beni uyandırdıklarızaman. Kurşun rengi soğuk sonbahar sabahlarında henüz ayrıldığım rüyaların arasınaonlar, çokbeğenilmiş, çok sevilmiş, böyleolduğu için çokeziyetve cefagörmüşkadınyüzlerivevücutlarıgibiezik,biçareveimkânsızderecedeçekicigirerlerdi.BuİçAnadolutürküleriylebenilkdefa,yineKonya’daseferberlikiçindekarşılaşmıştım.1916yazsonuidi.Hükümetmeydanınınarkasındaoküçük,kerpiçduvarlarıbeyazkireçlebadanalanmış,genişçeeyvanıbütünsonbahargüneşinialanevlerdenbirindeoturuyorduk.Şehirde genç ve orta yaşta pek az erkek kalmıştı. Bir akşam bilmem niçin gittiğim -bilhassa niçin geciktiğim- istasyonda, kimbilir hangi cepheden öbürüne asker nakledenkatarlardanbirine rastladım.Yükvagonlarında isli lambaların altındabir yığın solukveyorgun benizli çocuklar birbirine yaslanmışlar bu ezik, eritilmiş kurşun gibi yakıcı veyaktığı yerde öyle külçelenen türkülerden birini söylüyorlardı. Hiçbir şikâyet bu kadarkorkunçolamazdı.VakıaKerkük’denKonya’yakadargelişimizdeoharbeait,ondört,onbeşyaşlarındakibirçocuğuncephegerisindengörebileceğibiryığınfaciayıgörmüştüm.Fakat gördükleriminhiçbiri ölümeveher türlü acıyavebakımsızlığabile bile gidenveyaşanmamış, hiç yaşanmayacak bir yığın arzu ve sevgiyi kanlı bir köpük gibi buistasyonungecesine fırlatanbubiçarelere rastlayanakadar etrafımdaolupbiten şeylerinmânasınıanlamamıştım.Ancakonlarıdinlediktensonrakomşuevlerinsessizliğini,adımbaşındakarşılaştığımçocuklarınvekadınların,yalnızlıkları içindedahagüzelkadınlarınyüzlerindekiçizgilerinmânasınıanladım.Evetancakonlararastladıktansonraherakşamgezinti yerim olan Alâeddin Tepesi’nden inerken alaca karanlıkta acı acı uluyanköpeklerinbütünşehribirandaniçinsusturduğunuhissettim.Konya hapishanesinin kadınlar kısmında yüzünü görmediğim fakat sesini çok iyitanıdığımbirkadınvardı.Akşamsaatlerindeonuntürküsöylemesiniâdetabeklerdim.Ve

Page 60: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

bilhassa isterdimki “Gesi bağlarında bir top gülümvar” türküsünü söylesin.Bu acayiptürkühiçfarkedilmedenyutulanbiravuçzehirebenzer.Bazen de “Odasına varılmıyor köpekten”mısraıyla başlayan çok hayâsız oyun havasınısöylerdi.Busonuncusununhavasıve ritmikadar tennazlarınızalimce tefsiredenbaşkaeserimizi tanımadım. Sanki bütün ömrünü en temiz ve saf dualarla hep başı secdedegeçirdikten sonra nasılsa bir kere günah işleyen ve artık bir daha onu unutup hidayetyolunu bulamayan ve en keskin pişmanlıklar içinde hep onu düşünen ve hatırlayan birlânetli veli tarafından uydurulmuştur.O kadar ten kokar ve yakıcı günahın arasından okadarbüsbütünbaşkaşeylere,artıkhiçerişemeyeceğişeylere,kanataçar.ButürküleridinlerkenbendaimaMauriceBarrcs’inİspanyaiçinyazdığıogüzelkitabınadınıhatırladım:“Kandan,ŞehvettenveÖlümden.”Yazıkkibirikidefagittiğimeğlenceâlemlerindebubüyüyoktu.Birnağmeninterkibihangişartlarlahazırlanır?Bunubilmekdaimaimkânsızbirşey.Hayır,Anadolu’nunromanınıyazmakisteyenleronamutlakabutürkülerdengitmelidirler.Konya’dadinlediğimtürkülerinhepsişüphesizoranındeğildi.Meram’dakibağevlerindeveya şehir içinde topluluklarda seyrettiğim oyunların hepsinin de Konya’nın olmadığıgibi. Kaldı ki Gar-bî Anadolu halk musikisinin asıl merkezi olmasına rağmen Konyaağzını ayırmak bugünkü vaziyette epeyce güçtür. Benim gibi bir amatör içinseimkânsızdır.FakatbenonlarıAlâeddinTepesi’nde,

Meram yollarında ve Konya akşamlarında duydum. İnce Minare -li’nin kapısı önündeKur’an’m iki sûresini o kadar sanatlı bir gerdanlık yapan taş işçiliğine şaşırırken, yanıbaşımdan geçen çıplak ayaklı çocuklar, onları ıslıkla çaldılar. Onun içindir ki şimdi butürküleri radyoda dinlerken veya vakit vakit hafızanın sırrına erilmez dönüşüyle hiçfarkındaolmadankendikendimemırıldanırkeniçimdeKonyabirdenbirecanlanır,kendimioyollarda, o alçak tavanlı bağ evlerinde, o camiveyamedreselerinkapısı önündeveyaiçinde bulurum, gece ise başımın üstündeki yıldızlı gökyüzü birdenbire değişir. I.Alâeddin’in altın kakmalı, sırma işlemeli, siyah saltanat çadırı olur ve ben SelçukdestanınınveSelçukdramınınsahnesiolan,MesneviveDiva/ı-ıKebîr’\ndoğmasını,ince,kibar,musikîveraksadüşkünhayatınınkolaylaştırdığışehirdegeçengünlerimebuşehrininsanlarınınsaatleriyle,busaatleridolduransevinçveacılarlaberaberkavuşurum.

Page 61: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

BURSA’DAZAMANIŞimdiye kadar gördüğüm şehirler içindeBursa kadarmuayyen bir devrinmalı olan birbaşkasınıhatırlamıyorum.Fetihten1453senesinekadargeçen130sene,sadebaştanbaşaveiliklerinekadarbirTürkşehriolmasınayetmemiş,aynızamandaonunmanevîçehresinigelecek zaman için hiç değişmeyecek şekilde tesbit etmiştir. Uğradığı değişiklikler,felâketlerve ihmaller,kaydettiği ilerivemesutmerhalelerneolursaolsuno,hepbu ilkkuruluşçağınınhavasınısaklar,onunarasındabizimlekonuşur,onunşiiriniteneffüseder.Budevirhaddizatındabirmucize,birkahramanlıkveruhaniyeldevriolduğuiçin,Bursa,Türk ruhunun enhalis ölçülerine kendiliğinden sahiptir, denebilir.Buhakikati gayet iyigörenveanlayanHviiyaÇelebi,Bursa’danbahsederken“ruhaniyetlibirşehirdir”der.Belli ki Evliya Çelebi bu şehri sadece görmekle kalmamış, onun hakiki benliğinikavramıştır; zaten Bursa için yazdıklarında yer yer bir aşk neşidesinin coşkunluğuhissedilir.Buluşlarında hemenhiç yanılmayanSadrazamKeçeci FuadPaşa ise “Osmanlı tarihinindibacesi”diyerekbumazidamgasınıbaşkaşekildebelirtir.Bursa’yabirkaçdefagittimveher defasındakendimidaha ilk adımdabir efsaneye çokbenzeyen bu tarihin içinde buldum, zaman mefhumunu âdeta kaybettim ve daima, buşehre ilk defa giren ve onu yeni baştan bir Türk şehri olarak kuran dedelerimizinyaşayışlarındakihalistarafahayranoldum.Onlarzaferinkendilerineilkgülüşüsaydıklarıbu şehri o kadar sevmişler, o kadar candan kucaklamışlar ki, hâlâ taşı, toprağı buyükselticiveşekilverici ihtirasınnurdanizleriyledoludur.Buşehirdemuayyenbirçağaaitolmakkeyfiyetiokadarkuvvetlidirkiinsan“Bursa’daikincibirzamandahavardır.”diyedüşünebilir.Yaşadığımız,gülüpeğlendiğimiz,çalıştığımız,seviştiğimizzamanınyanıbaşında,ondandahaçokbaşka,çokdahaderin,takvimle,saatlealâkasıolmayan;sanatın,ihtirasla, imanla yaşanmışhayatın ve tarihinbu şehrinhavasında ebedî birmevsimgibiayarladığıvelûtveyekparebirzaman…Dışarıdanbakılıncaçokdefamodasıgeçmişgibigörünenşeylerin,bugünkühayatımızdaartıklüzumsuzzannedebileceğimizduygularınvegüzelliklerinmalıolanbuzamanıbildiğimizsaatlersaymaz,osadecemazisindeyaşayanbir geçmiş zaman güzeli gibi hâtıralarına kapanmış olan şehrin nabzında kendiliğindenatar.Kaçdefauzunvebaşıboşbirgezintidensonraotelimedönerkenbilmediğimbir taraftaincebir zarın, sırçadanbir kubbeninbirdenbire çatlayacağını vebu altta birikmiş duran

Page 62: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

zamanın,etrafındakimanzaraya,zihnimdekihâtıralaraaitzamanın,bugüneyabancıbinbirhususiyetle, bendini yıkmış büyük sular gibi dört yanı kasıp kavuracağınısanarak’korktum.Bursa’yılâyıkıylatanıyanherkesbuvehmibenimlepaylaşırsanıyorum;bu şehre tarih, damgasını o kadar derin ve kuvvetle basmıştır.O her yerde kendi ritmi,kendihususîzevkiylevardır,heradımdaönümüzeçıkar.Kâhbirtürbe,bircami,birhan,birmezartaşı,buradaeskibirçınar,ötedebirçeşmeolurvegeçmişzamanıhayalettirenmanzara ve isimle, üstünde sallanan ve bütün çizgilerine bir hasret sindiren geçmişzamanlardan kalma aydınlığıyla sizi yakalar. Sohbetinize ve işinizin arasına girer,hülyalarınızaistikametverir.Bucinstesadüflerinenşaşırtıcısınıisimleryapar;dildediğimizasılmanevîinsanıvücudagetirenbüyükkaynaktangeldikleriiçinminedir,onlarbizeetrafımızıalantılsımınbütünsırrıyla zengindirler. Bu adları bir kere öğrendiniz mi artık unutamazsınız, tenhasaatlerinize küçük ve munis rüyalar gibi sokulurlar, sizi kendileriyle ülfete, esrarlımahfazalarını zorlamaya, gizledikleri sırları tanımaya ve tatmaya mecbur ederler. İsteristemezsayarsınız:Gümüşlü,Muradiye,Yeşil,NilüferHatun,GeyikliBaba,EmirSultan,Konuralp… Bunlar hakikaten bir şehrin muayyen semt ve mahalle adları, yahut tıpkıbizim gibi bir zaman içinde yaşamış birtakım insanların anıldıkları isimler midir?Hepsininmazidediğimizouzakmasalülkesinden toplanmışhususî renkleri,çokhususîaydınlıkları ve geçmiş zamana ait bütün duygularda olduğu gibi çok hasretli lezzetlerivardır. Hepsi, insanı hayat ve zaman üzerinde uzun murakabelere çeker, hepsi, zihniniçinde küçük bir yıldız gibi yuvarlanırlar ve hafızanın sularında mucizeli terkiplerininmimarisinialtınakislerleuzaltıpkısaltarakçalkanırlar.Gümüşlü,bu,OsmanBeyingömüldüğüeskiBizansmanastırınınadıdır.Butarihîvakıayıbildiğimiçinmibuüçheceyiherişitişimdegözleriminönünde,fecretutulmuşsihirlibiraynaparlıyor.Yoksabuparıltı sadecebuhecelerinyaptığı terkiptenmigeliyor?Buradagizlenen,Türkçe’nin hangi sırrıdır.Gümüşkelimesininmavimtırak beyazlığını bu şafakrenkleri nereden bulandırdılar? Bursa fatihleri yarım asra yakın bir zaman imanlı vecoşkunakışlarınayolgösterenbuadamınhâtırasınıelbetteancakböylebirkelimeye,biristikbal rüyasınabenzeyenbuUçheceye emanet edebilirlerdi.TürkçedeŞveLharfleridaimaengüzelterkipleryapar.Yeşildediğimizzamanâdetabirçimentazeliğini,birpaletüzerinde ezilmiş bir renk gibi, günün ve saatin bir tarafında bir bahar müjdesiyletoplanmış buluruz.Bu kelimenin ilk cetlerle beraberOrtaAsya yaylalarının baharındangeldiği o kadar belli ki… Fakat Bursa’da yeşilin mânası çok başkadır; o ebediyetinrahmanî yüzü, birmükâfata çok benzeyen bir sükûnun fânî bir saate sinmişmânâsıdır.Yeşil Türbe, Yeşil Cami der demez, ölüm muhayyilemizdeki çehresini değiştirir, “Ben

Page 63: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

hayatın susan ve değişmeyen kardeşiyim. Vazifesini hakkıyla yapan fâninin alnına birsükûnvesükûnetçelengigibiuzanırım…”diyekonuşur.IIDahaküçükbirilkokultalebesiyken,Bursa’yıçoksevenbabamınanlattığışeyleridinlerve muhayyilemde onları tarih kitabımda rastladığım isimlerle birleştirirdim. Böylecebirdenbiresayfa,gözümünönündecanlanır,derinleşir, renkveışıkdolardı.KonuralpileGeyikliBababuisimlerinbaşındagelirdi.Birinimektepteöğrenmiş,öbürünüyattığıyeriziyaret eden babamdan dinlemiştim. Konuralp benim için daima büyük bir cenkkargaşalığınınortasındasert,yanıkyüzümanzarayavekalabalığahakimbirkahramandı.Uçargibikoşanyağızatınınüstündeonuhepgazaveganimetpeşindegörürdüm.Obenimiçin gece içinde sel gibi akan nal seslerinin, yaralı ve ölüm çığlıklarının üstündedalgalananzafernaralarınınbüründüğümasalkahramanıydı.GeyikliBaba’yagelince,oBursa fethiniokadarmasallaştıranveyeniTürkDevleti’ninkuruluşunu yeni bir dinin doğuşuna benzeten Horasan Erleri’ndendir. İncil’deki çocukİsa’yı beşiğinde ziyarete gelen ve ayaklarının ucuna hazineler dolusu hediyeler yığançobanlar gibi; fakat yıldız yerine şeyhlerin işaretiyle, Asya’nın içinden kimi sadecevatanını,kimisideeşiğindedoğduğutaçvetahtıbırakıpgelirler.HenüzTekfurşehriolanBursa’nın etrafında zaviyelerini kurarlar, ruh kudretleri ve kerametleriyle bu şehrimuhasaraederler,sonradagençOrhan’ınordusunahiçkimseninkullanamayacağıkadarağırsilâhlarlakatılırlar.BunlarınarasındaHacıBektaşgibiAnadoluveRumeli’yiilha-mıyladolduranlar,KaracaAhmet gibi Üsküdar’ın bütün bir semtini adıyla zaptedenler vardır. Fakat ben bütünbunlarıozamanbilemezdim.OnuniçinGeyikliBaba’nınüstündeyalnızbirpostveelindeseksen okkalık taşla Bursa kapılarını zorladığı aklıma gelmezdi. Sadece adı söylenirsöylenmez gözümün önüne acayip nakışlı bir seccade serilir ve ben kendimi,dinlemediğimbirmasalınkapısındagörürdüm.Arkasındanevardı,hangimeçhulçözülür,hangi sır onun eşiğini atlayana bir altın elma gibi uzanırdı? Bunu bilmezdim.Çocukluğumdaolduğugibi,şimdideMuradiye’denÇekirge’ycgidenyolunbirtarafında,sadecesuseslerininaydınlattığıbuıssızgecesaatindegeneonlarıdüşünüyorum;kimdibuGeyikli Baba? Nasıldı? Etrafında toplanan saf imanlı insanlara neler öğretirdi? Ömrünhangi meçhulünü, ruhun hangi düğümünü onlara çözmüştü? Bu hizmetten bize nelerkaldı? Sonra bu Konuralp kimdir? Hiç sevmiş miydi? Nelerden hoşlanırdı? Bursaovasında her bahar açan nergislere bakarken ve her akşamuzak dağların üstünde batangüneşi seyrederken neler düşünürdü? Hulâsa, bu yeni fethedilmiş şehirde ilk attığıadımlarınaksiniadlarındandinlediğimizbütünbukahramanlarnasılinsanlardı?

Page 64: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Adların şiir ve cazibesi… hayalinizi peşi sıra sürükleyip götüren, acayip ve esrarlımevcutlar;birdenbirezihnimizde“rüyailehareketineleleyürüdüğü”çağlarınhikâyesiniterennümedençeşmeler…Siz,mazidediğimizıtribizezamaniçindeuzatanaltın,gümüş,billur mahfazalarsınız. Ruhumuzun en sanatkâr tarafı muhakkak ki sizin hülyanızlabeslenen taraftır. Bu isimlerin içinde bir ianesi vardır ki, Bursa’yı tek başına bütün birbahargüzelliğiyledoldurur.BubeyazzaferveganimetçiçeğiNilüfer’dir.GençOrhan’ınkollarıarasındagününbirindegüzelliğinkahramanlığa,hayatıistihkarabirmükâfatıgibidüşen bu kadınla beraber kuruluş devrinin sert simasına aşkın tebessümü gelir.Yazık kihayatı ve şahsı hakkında pek az şey biliyoruz. Kendisiyle görüştüğünü söyleyen ArapseyyahıİbniBattutabilebizeondansadecebirisimolarakbahseder.Fakatbizzatkendisidebirganimetçiçeğiolanbuisimhergüzelsaadetveaşkhülyasınıniçinedolabileceğibirçerçeveyebenziyor.Nilüfer Hatun, bu yeni teşekkülün kargaşalığında görünen ilk kadın çehresi değildir.OndanevvelOsmanBeyinŞeyhEdebali’ninkızıMalHatunaolanaşkıvardır.HakikattenOsmanlımacerasıbiraşkromanıylabaşlar.Şeyh Edebali Karamanlı bir fakihti. Gelenek, onun, kızını Osman Beye vermek içinepeyce tereddüt ettiğini ve nihayet evinde misafir kaldığı ve bir odada yan yana yeryataklarında yattıkları bir gece gördüğü o meşhur rüyayı dinledikten sonra damatlığakabulettiğinisöyler.Rüyaşudur:ŞeyhEdebali’ningöğsündenhilâlşeklindebirayçıkarve büyüyerek tam bedir hâlinde Osman’ın koynuna girer. O zaman Osman’ın kendikarnından -bazı tarihlere göre de ikisinin arasından- üç kıt’ayı dallarının altına alan,köklerindenbüyüknehirlerin-Dicle,Fırat,NilveTuna-fışkırdığıbüyükbirağaçbüyür.VeböyleceOsman,imparatorluğunbütünzafertarihinirüyasındagörmüşolur.Bu rüyanın ilk defa Hammer’in dikkat ettiği gibi, Tevrat’taki Yakup’un rüyasına göreuydurulmuşeskihükümdarsülâlesirüyalarınatıpkıtıpkısınabenzediğiaşikârdır.Bununlaberaber bu evlenmenin Osman’ın gittikçe artan silâh kuvvetine manevî bir nüfuz ilâveettiğiinkâredilemez.Belki de bu yeni beylik bu izdivaçla o zaman Anadolu’da ve Suriye taraflarında çokyaygın olan fütüvvet teşkilâtıyla birleşiyordu. Filhakikamal vemenal sahibi olan ŞeyhEdebali’ningelenivegeçenimisafirettiğibirmisafirhanesibulunduğuvebazıakrabasınınisimleridüşünülürseahî teşkilâtındanolduğu tahminedilebilir. İbniBattuta,Anadolu’dauğradığıyerlerdehemendaimabirahîyerastlar,ahîevlerindekalır.İznik’tekiogüzel imaretbeşkapılı revakıveçok rahatkubbesiyleNilüferHatuna izafeedilir.Selçukmimarîsininrenkli,teferruatüzerindefazladuranitikâfından,buimaretleveMurad-ı Hüda-vendigâr’ı, Çekirge’deki camiiyle çıkarız. Bu ikincisinin kapısının

Page 65: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

üstündeki galeriler ve tek sütunla ayrılmış ikiz pencereler, imaretin revakı ve kubbesistemigibiyenimimarîninilkritmaraştırmalarıdır.Orhan’ın karısına olan sevgisi veya I. Murad’ın evlât muhabbeti, bu kadının adınıBursa’nınveİznik’intarihineayrılmazbirşekildebağlamıştır.Fakatbudestandevresindeaşkhikâyesibirdeğildir.AydosKalesi’ninkapılarınıTürklereOrhan’ınakrabasındanAbdurrah-manGaziyeaşıkolanbirtekfurkızıaçar.Hakikatenbudevirgeleceğimüjdeleyen rüyalarıyla,aşklarıyla,kahramanlıklarıveermişhikayeleriyletambirdestandır.VebizimilkbüyükşairlerimizdebudestanıokadarsafbirdilleparçaparçaverenÂşıkPaşazade.Neşrî,LütfıPaşagibimüverrihlerimizdir.Yaptırdığıcamilerinkandillerinikendielleriyleyakan, imaretlerindepişirttiği ilkyemeğikendieliyle fakirlerevegaripleredağıtanOrhanGazininyarıevliyaçehresibudestanınasıl merkezidir. Bütün bu ruh kuvveti ve manevîlik hep ondan taşar. O bir başlangıçnoktasınıbirimparatorlukyapmaklakalmaz,onarahmveşefkatinderinliğinidekatar.Üstünealdığı imparatorluğuntarihçisivazifesinizamanzamanunutanvebilhassabu ilkdevirdeGarpâlemininveBizans’ınufakbirhimmetle,vaziyetikurtarabileceklerindeısraredenVonHammer’inkalemiondanbahsederkenbirdenbireyumuşar,birazizdenbahsedergibi bir hâl alır. Orhan hakikatte Horasan erlerinin silâh ve keramet arkadaşıdır. DahadoğrusuodevirdenkalanbirçokşeygibionlarOrhan’ındevamıdırlar.Fakat ben onu daha ziyade Bursa’da kendi küçük imaretinde ve çarşı içindeki harapcamiinde tasavvur etmekten hoşlanırdım. Bazı akşam saatlerinde bu küçük camiinönündengeçerveyakapısındanbakarkenokadarkaleninkapısınızorlamışellerini,kendiyaktığıkandillereuzanmışzannederimveiçimsaadetledolar.I. Murad, ufak tefek çizgi değişiklikleriyle Yıldırım Bayezıt, 1402 felaketinden sonraimparatorluğuderleyiptoparlayanokadarakıllıveiradeliI.Mehmed,büyüklüklesadeliğibirleştirendevrininbirincisınıfdevletveharpadamı,sırasınagöreşairveesletII.Muradazçokonunilerizamanavurmuşakislerigibidirler.Fakatniçinbudevamısadeprenslerdearıyoruz?BirbuçukasırbütünimparatorlukiçinmodelOrhan’dı.BukuruluşasrındansonraBursa,sevdiğivebüyükişlerindeokadaryardımettiğierkeğitarafından unutulmuş, boş sarayının odalarında tek başına dolaşıp içlenen, gümüş kaplıküçük el aynalarında saçlarına düşmeye başlayan akları seyrede ede ihtiyarlayan eskimasalsultanlarınabenzer.İlkönceEdirne’ninkendineortakolmasına,sonraİstanbul’untercih edilmesine kim bilir ne kadar üzülmüş ve nasıl için için ağlamıştır! Her ölenpadişahınveCemvak’asınakadarheröldürülenşehzadenincenazesişehregetirildikçebugeçmişzamangüzelininkalbişüphesizbirkeredahaburkuluyor.“Bendenuzakyaşıyorlar,ancak öldükleri zaman bana dönüyorlar. Bana bundan sonra sadece onların ölümlerine

Page 66: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

ağlamakdüşüyor!”diyordu.Evet,MuradiyeküçüktürbeleriylegenişledikçeBursahangivesilelerleancakhatırlandığınıanlar.Bu güzel devirden ve onu takip eden asırlardaki Bursa’dan birkaç büyük mimarîeserinden, türbe ve camiler ve bir de içinde Fatih’in doğduğu söylenen, fakat bütünbilenlerinXVIII. asırdan daha gerisine götürmekte tereddüt ettikleri evin bir kısmındanbaşkahemenhiçbirşeykalmadı.KeçeciFuadPaşanın“Osmanlıtarihinindibacesiyandı!”diyeağladığı1271yangınıSarayiçi’nivebütünBursa’yıâdetasüpürdü.Bütünoeşrafveayan konakları, beş asırlık tarihin yığdığı hazineler, hepsi kayboldu. Bursa Sarayı‘nınkendisine gelince daha geçen asrın başında bakımsızlıktan haraptı. Müverrih Hammer,Bursaiçinolaneserinde:“Bakiyelerdenkolaylıklaplanıyapılabilecek”hükmünüçıkartır.Gümüşlü adı, bugün sadece tarih bilenler için bir hâtıradır ve Osman Gazi ile OrhanGazi,Tanzimat devrinin o gülünç şekilde resmi üslubuyla yapılmış, hiçbir ruhaniyetiolmayanbinalarda,başlarınınucunda,-talihinkorkunçistihzası-SultanAziz’inihdasettiğibirerOsmanlınişanı,âdetagurbettegibiyatıyorlar.Fakat Bursa ışığı olduğu gibi yine dört yanda çınlıyor, su sesleri ledünnî bir rüya gibietrafıdolduruyorveyıkılmış imparatorluğundörtyanındangelmişmuhacirçocuklarıbuışığınaltındavebususesleriiçindetıpkıkuruluşasrınınçocuklarıgibioynuyorlar.Belkide küçük kızlar o devirden kalma havalara uydurulmuş türküleri söylüyorlar, Yeşil’inçinileriXV.asrınbahçesindentoplanmışrenklerlegülüyorlar.IIIEvliyaÇelebi,Bursaçeşmelerindenuzunuzadıyabahsettiktensonrasözü“VelhasılBursasudanibarettir.”diyerekbitirir.CanımEvliya!SadebuikicümleniçinbenimhafızamdaadınBursailebirleşiyor.SenBursa’nınşiirinitadanlarınbaşındagelirsinvebirgünseninruhunu şad etmek istersek Bursa çeşmelerinden birine senin adını veririz ve sen onunağzındanbugüzel şehrinzaman içindegeçirdiğimacerayıbizebir sudamlasıkadar safruhunla nakledersin.Evet,Bursa bir su şehridir ve bu itibarla bize hiç beklenmedik biradamıhatırlatır.Bu,ŞeyhülislâmKaraÇelebizadeAzizEfendidir.Deliİbrahim’inhal’ivekatli esnasında o kadar zalim davranan ve saltanatın ilk yıllarında IV.Mehmed’i bütünvezirleriarasındaazarlamaktançekinmeyenbuacayipruhluâlim,ikbaliseven,fakatonu,haşin mizacı yüzünden bir türlü elinde tutamayan bu zeki, zarif, kibar fakat geçimsizadam, Bursa’nın hayatına oldukça garip bir şekilde girer. Menfasını değiştirttiği bu suşehrindeçeşmeyaptırmayıkendinebiricikeğlenceedinirveservetininmühimbirkısmınıbununiçinharcar.Böylebirhayrata ihtiyaçolmadığınıaklınabilegetirmedenyaptırdığıbuçeşmelereBursalılarhâlâMüftüÇeşmeleridiyorlar.Buhikâyeyikitaplardaokuduğumzaman biraz şaşırmış ve hattâ gülmüştüm. Fakat Bursa’yı gidip de bu şehrin üstünde,

Page 67: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

günün her ânına tılsımlı aynasını tutan su seslerini dinleyince yavaş yavaş KaraÇelebizade’ye hak verdim. Şimdi onu daha başka türlü tanıyor ve seviyorum.O benimiçinartık,şiirihayatınasindirmişincevezarifruhlurüyaadamlarınınönsafındageliyor.Sevdiğikadını,güzelliğinibirkatdahaaçacakmücevherlervepırlantalaragarkedençılgınvemüsrif, fakat zevk sahibi bir aşık gibi o da güzelliğinin şuuruna erdiği bu şehre suseslerinden çelenkler, avizeler, sabahların uyanışına inci dizileri gibi dökülen veakşamlarıngurbetindebüyükmücevherlerinparıltısıylatutuşangerdanlıklarhediyeetmiş.İstemiş ki günün her saatinde bu çeşmelerle, kendi ikbalperest ve mustarip ruhunun,doğduğuvebüyüdüğüşehirdenuzak,hayatvehareketeyabancıbirmenfada tükenmeyemahkûm ruhunun feryatlarını gelen geçen anlasın. Bu ses onlara ömrün büyük donamnoktalarını,mevsimleringüzelliğinivehayatınfâniliğinisöylesin.Büyülübakışlıarzudan,zalimölümdenbahsetsin,tenhagecesaatlerindeacınefismuhasebelerinedalsın,aldatıcıikbali, haşin bilekli talihi terennüm etsin.Kim bilir belki de bizzat kendisi her şeye veherkese küskün geçirdiği acı ve uzun uzlet saatlerinde bu iki yüz çeşmenin sesinimuhayyilesinde bir kanunun telleri gibi ayarlamaya çalışır ve bu hayalîmusikiden kâhmehtaplıBoğazgecelerinicanlandıranaltınhışırtılınağmelerçıkartır,kâhonda İstanbulsabahlarınıokadarnuranîyapanezanseslerininbiraksiniarar,onaömrününmacerasınınakledecek feryatları huzursuz ruhunda kopan fırtınaların çığlıklarını emanet eder vesonra hepsini birden, bir daha göremeyeceğini çok iyi bildiği ve hasretini çektiğiİstanbul’abugüzellergüzelişehreithafederdi.ZavallıAzizEfendi!ŞimdionuBursasokaklarında,arkasındaBursavakıflarındaçalışanmimar, kalfa ve su yolcularının teşkil ettiği küçük bir kalabalıkla dolaşır ve bu iki yüzçeşmenin yerlerini bir bir işaret ederken görüyor gibiyim. Şüphesiz ara sıra başınıkaldırıyor, açık Bursa havasından billur renkli kavislerin birbirini katedeceğini, büyüktoplanış noktalarını ve hepsinin birden bu şehrin semasında yapacağı ahenkli âlemidüşünerekbirorkestraşefininvebiriçâlemmimarınıngururuylagülümsüyordu.Bursa’ya her gidişimde onu düşünür ve bazen bir ömrün ne kadar garip tesadüflerdemânasınıtamamlayabildiğineşaşarım.BuXVII. asırdaBursa’yagelipyerleşmişolanlardanbiri deo çok çalışkanve iyi niyetsahibi celveti şeyhi İsmail Hakkı Efendidir. Celvetiliğin ikinci devresi bilindiği gibiBursa’daMuakkadDede ve onunmüridiÜftade ile başlar. Fakat bütünTürkiye’de asılşöhreti I.Ahmed devrinin en nüfuzlu şeyhi olan Aziz Mahmud Hü-dayi Efendi iledir.İsmailHakkıEfendiViyanabozgunundansonrakihâdiselerdevebilhassaSiyavuşPaşanınzorbalar tarafından öldürülmesiyle neticelenen büyük isyanda (IV. Mehmed’in hal’i ileneticelenen ve II. Süleyman devrinde devam eden isyanda) çarşının ve halkın yaptığı

Page 68: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

aksülameldeokadarbüyükroloynayanAlpazarışeyhiOsmanFazlîEfendininmüridiydi.OsmanEfendidevrinencezbeli,namusluvecesaretliadamlarındandı.Padişahlarıensertdille azarlamaktan, camilerde çok defa tenkit ölçüsünü kaçıran vaazlar vermektençekinmezdi. IV. Mehmed’in hal’inde bu vaazların uyandırdığı hoşnutsuzluğun elbettehissesivardır.SiyavuşPaşavak’asındansonraisebayağımüsteşârân-ıdevletarasınagirer.İslâmulemasınınveşeyhlerinintarihtekirolükadartezatlıhiçbirşeyyoktur.Birtaraftanfitneyi ortadan kaldırmak veya ona yol vermemek için en çetin istibdatlara razı olurlar.Diğer taraftanda cezbeleri tutunca enolmayacak zamandahakikatleri söyleyerek sözünayağadüşmesineve fitnekapılarınınardınakadaraçılmasına sebepolurlar.Ahlâkından,faziletinden hiç şüphe edilmeyecek cinsten olan bu Osman Fazlî Efendinin SiyavuşPaşanın katli hadisesinden sonra devlet işlerine müdahalesi ne dereceye kadar isabetlioldu, hele bir çeşit eşkiya reisi olan Yeğen Osman Paşanın serdarlığm-da onun hissesinedir?Burasınıtayingüçtür.FakatdevletintekümidiolanvekısasadaretindeişleriazçokdüzeltenNiş‘i, Belgrat’ı hattâ bütün Rumeli’yi geriye alan FazılMustafa Paşayı zarurîolanmalî tedbirler yüzünden acı acı tenkit etmesi affedilecek şeylerden değildir. Bu dayetmezmişgibimüritleriylecihadaiştirakekalkarveorduyadoğruyollanır.HemenhemenherkesinMehdibeklediğiveanarşinindaimahazırolduğu,ordunungüçzaptedildiğiöylebir devirde bu kadar cezbeli bir adamın orduda bulunmasına müsaade etmek ateşleoynamanın tâ kendisiydi. Mustafa Fazıl Paşa ister istemez namusuna inandığı vetenkitlerine hak verdiği -çünkü kendisi de konulan vergilerden şikâyetçidir- bu adamıMagosa’ya nel’yemecbur olur. Bursa’danKıbrıs’a şeyhini ziyarete giden İsmailHakkıEfendi,Salankamin’deşehitolanMustafaFazılPaşanınruhunuşeyhinçağırdığınıveiyiceazarladığınıSilsilenamesi‘ndeanlatır.Birinsanainanmaktakibusaflığın-yalanakadargitmedemektir-şüphesizgüzelbirtarafıvar. Yazık ki bir imparatorluğun hayatı büsbütün başka bir şeydir ve her şeyden evvelsoğukkanlı hesap ister.Asıl garibi şeyhi gibi kendisi de hâdiseler içinde yaşayanHakkıEfendinin Fazıl Paşanın ölümünü Silsilename’de değiştirilmesi, etbâı elinde öldüdemesidir. Şüphesiz şehitliğini elinden almak için. Ah bu XVII. asır, evliyasıyla,ulemasıyla, vezir vüzera-sıyla, eşkiyasıyla nasıl birbirine benzer. İsmail Efendinineserlerinde devrin zihniyetinin bu tarafını anlatan bir yığın safça uydurma daha vardır.Meşhur tefsirineçalışırkensabahlarakadaruyanıkkalırmış.Oesnadabahçedekihorozuona “İsmail Efendi hu!” diye seslenirmiş. Hacı Bayram’dan bahsederken onunmüritlerinden olduğunu söylediği Hüsrev ii Şirin şairi Şeyhî‘nin bazı beyitlerini göktemeleklerin“virdüteşbiheylediği”nisöylemesidebucinstendir.HayırEvliyaÇelebihiçdeyalnızkalmaz.

Page 69: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

İsmailHakkıEfendikendisideElmasMehmedPaşazamanındaorduyailtihakeder,hattâbir muharebede yaralanır. Biyografi Mehmed Ali Avni Bey, bu vak’adan sonraSilsilenamemuharririninmektepçocuklarıiçinmillîbirilâhîyazdığınısöylerkidivanındavardır.IVŞark için “ölümün sırrına sahiptir” derler. Fakat Şark milletleri içinde dahi ona bizimkadarhususîbirçehreveren,hertürlülâubaliliktensakınmaklaberaber,onuehlîleştiren,başkamilletpekyoktur.Vebununekadarbasitunsurlarlayaparız:sademimarîlibirtürbeçokdefatahtadansırasınagöreoymalıvezarif,bazendedüzvebasitbirsanduka,birkaçişlenmişörtüveyadüzyeşilçuha,birkavuk,birtuğ…İştecedlerimizeebedîhayatıtecessümettirmeyeyetenmalzemebundanibarettir.Bukadarfakirunsurlarlahazırlananâbidede ferdî hayatı hatırlatan tek çizgi, isimden ibarettir. Evet, tek bir isim, ancakmilyonlarlaölçülenbirmesafedenbizeışıklarıgöndermektedevamedensönmüşbiryıldızgibi,ölümünuzaklığındanbirömrünhatırasını tazeler, içindekiölüdenziyadeölümiçinyapılmış olan bu küçük fakat muhayyileye hitap etmesini bilen âbide, eski Türkşehirlerininortasındayaşananzamanlaebediyetarasındaaşılmasıçokkolaybirköprügibiâdeta üçüncü bir zaman teşkil ederdi. Ölüler bu basit ikametgâhlarından sokağın bütünhayatına şahit olurlardı. Zaten ramazan, bayram, kandil, büyük zaferler, sevinç vekederlerimiz,hepsinionlarlapaylaşırdık.Başkamilletler içinde, onubizdendaha çokmuhteşem şekilde tasavvur edenler,mezarıterkedilen dünya nimetlerinin küçük bir sergisi, yahut da vehmedilen şekilde bir uhrevîhayat müzesi hâline getirenler, sanatlarının ve icat kabiliyetlerinin bütün kaynaklarınıiçlerindekifânilikkorkusunuyenmekuğrundatüketenlerçokolmuştur; fakathiçbirionabizdealdığıehlîyüzüvermemiş,onunkorkunçrealitesini,bizimkadaryumuşatamamıştır.Çelebi Mehmed’in “çoluk çocuğuyla beraber yattığı türbede” hepimize mukadder olankorkunç akıbet, güzel bir günün sonunda bir akşam bahçesinde koklanan güller gibihüzünlübirhasretarasındanduyulur;o,buradaçinilerinsolmazmevsimi içindeokadarkaybolmuş, erimiş, havadaki sükûnetle, camlardan dökülenmehtap gölgeli ışığa inkılâpetmiştir,hayataşkıvesanatonuokadarbenimsemiştir.Butürbevebunabenzeryerlerdeyatanlariçinperdeninarkatarafı,şüphesizkisadecetatlıbiruyuşukluk içindekaybedilmişnimetlerinhasretiduyulanbir rüyadan ibarettir.Onlar,velveleli bir hayatın sonunda dinlendirici hassaları olan bir suda yıkanır gibi bumezarlardauyuyorlarveşimdi,biz,onlarınmezarlarınıgezerkenhayatlarındabiranbileyanlarına uğramamış olan bu sükûnun, büyük bir deniz gibi etrafımızda dalga dalgayükseldiğinihissediyoruz.Bizebu sükûnvehminiveren şey, şüphesizki sanattır.Bütün

Page 70: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

ömrü boyunca didişen, yabancı şöyle dursun oğul-kardeş kanı dökmekten çekinmeyeninsanlar,ustamimarlarınvesanatkârlarınellerindensızanhünerverahmaniyetsayesindebirevliyatalihinipaylaşıyorlar.TürbedençıkıncaYeşilCami’yegirdim.AndreGidebucamiiçin“zekânınkemalhâlindesıhhati” der. Gide’i İstanbul’da gördüğü her şeye âdeta düşman gözüyle bakmayasevkeden iyi niyetsizlikBursa’da çok yumuşar.Bu haşin vaziyeti, bu düşmanlığı hiçbirzaman anlayamadım. Her şeyden vazgeçsek ve bütün güzellik bahislerini bir yanabıraksakbile,arasındabirmisafirveyaseyyahsıfatıyladolaştığıinsanlarınıstırabına,buıstırabı ve bahsettiği sefaleti taşırken gösterdikleri sabır ve tahammüle, asil sükûnetedikkat etmiş olsaydı, yine sonsuz bir şiir haznesi bulurdu. Fakat belli ki Gide, kendigözüylerahatçabakmaktansa,Barres’inveyaLoti’ninbeğendiğişeyleribeğenmemekiçinmemleketimize gelmiştir; Balkan felâketinin o hazin arifesinde bu memlekette dikkatedilecek, sevilecek, acınacak ne kadar çok şey vardı! Büyük bir millet, gururunda,haklarında,tarihindemağdurvemustaripti.AndreGide,böylebirzamandapeyzajlarımızıfakirveneşesiz,sanatımızıdermeçatma,insanımızıçirkinbuldu.Takmabir“insanüstü”gözüyleetraftakiıstırabatiksi-netiksinebakarakgeçti.BugünkübüyükfelâketiidrakedenFransa’nınyarınkiçocuklarıLaMarc/ıeTıırqıte’üokurkenbudavranıştakihuşunetinnekadarmânâsızolduğunuçokiyianlayacaklardır.Neyazıkkifertlergibimilletleriçindetalihin bazı cilveleri ancak nefsinde tecrübe ile anlaşılabiliyor. Bununla beraber Gide’iBursa için yazdıklarından dolayı yine seviyorum. Yeşil’i en iyi anlayan muharrir oolmuştur. Camii aydınlığın ortasında, ayak ucunda kendisini tamamlayıcı bir şey gibiuzananmanzara ile beraber çok güzel yakalar. Süleymaniye’de ve İstanbul camilerindeduymadığı ür-permeyi burada duyar, satırların arasına bir nevi huşu hissi girer. Ondanâdeta Pantheon’dan bahsedilen bir lisanla bahseder. Yeşil Cami bu hayranlığa hem defazlasıyla lâyıktır. Onun için mimarimizin en mükemmel eseridir demek şüphesizmübalağaolur.FakatBayezıtveSüleymaniye’ninmükemmeliyetineveihtişamınadoğruyol alan oluş hâlinde bir tekniğin bu camide en güzel ve en fazla telkin edicitereddütlerinden birini geçirdiği de muhakkaktır. O iki ayrı anlayış ve zevkin sadecetebessümdenibaretolanbirmücadelecisidir.Vedahaziyadeileriyedoğruyürürkengeriyeatılan son bir bakışa benzer. Fakat bu bakış ne kadar hesaplı bir tecrübe ile doludur!Gelenekonaerişmekiçinnekadarzenginleşmiş,nekarışıkmerhalelerdengeçmiştir.Buhendesenin günün birinde bu vuzuh ve nisbet içine bu kadar sade bir oyunda kendinigöstermesi için, ihtiyar Asya yerinden oynamış, medeniyetler birbirine girmiş, insancemaatleriengenişmânadadeğişikliklereuğramıştır.Kapıdangirergirmezdörtyanımızıkaplayanyeşil hava içindeNeşatî‘nin “turfamuamma”diye adlandırdığı insan ruhu, en

Page 71: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

tabiîiklimlerindenbirinibulur.BuradaherşeybizeBursa’yıotuzseneiçindeTürkyapanve daha dün alınan bu şehirden Süleyman Dede’nin dehasını fışkırtan kudretin sırrınıanlatır. İnsanancakYeşil’ivemuasırı eserlerigezerken III.Selim tarafındanyaptırılmışolanEmir SultanTürbesi’nde -ve ona benzer diğer bazı binalarda- kaybedilen şeyin neolduğunu daha iyi anlıyor. Zengin malzeme ile hamlesiz bir nizamın mahsulü olan bubinalarsadecebirkalıp,boş,mânâsızbircümlegibizekâyıbirmüddetyorduktansonra“Benbirhiçim!”diyezaafınıitirafediveriyor.Buyaldızlı,helezon?çizgiliemperyalüslûp içindeEmirSultan,âdetadondurulmuşgibiyatar.Diğermimarî eserlerinde taşı canlımahlûkyapanve gözebir kalp penceresi gibiaçılano ledün-nîhâldenburadaeseryoktur.Hiçde iyi idareedilmemişbiraydınlık, taşdöşeme ve duvarlarda ölü bir şey gibi sürünür. Burası arlık şair Yunus’un (buisimdekilerinensonuncusuolacak)Türkçeninincilerindenbiriolanogüzelşiirinde:EınîrSultandervişleri.

Teşbihüsenaişleri,DizilmişhııınâkuşlarıEmîrSultantürbesinde.diye bahsettiği, büyük ruh rüzgârlarının estiği, kalbler mihrakı yer değildir. EskiEmirsultan Türbesi ve mescidi Bursa’nın hayatını zaman zaman etrafında toplayanmerkezlerdenbiriydi.EvliyaÇelebibutürbeninihtişamınıanlataanlatabitiremez.Türbekapısı baştan aşağı gümüş pullar, gümüş halkalar, gümüş kulplarla süslü imiş; gümüşeşikler, ibrişimhalılarvarmış.Tavanındamücevher,murassa eşya asılı imişveyüzlercealtıngümüşçerağvekandiliylebuevliyabirbinbirgecezenginliği içindeyatarmış.Hersene bahar mevsiminde bu türbede büyük bir halk kütlesi toplanır, Erguvan Bayramıyapar-larmış. Bu erguvan sohbeti beni çok düşündürdü. Acaba eski dinlerden, bugünBursa müzesinde küçük mezar heykellerini, yüzlerce kırık âbidesini gördüğümüzakidelerdenkalmabirşeymi?Yoksasadeceyenifethedilmişbirtoprağıtakdisiçinfâtihcetlerininicatettikleribirbayrammı?Neredengelirsegelsin,buTürkvelisininadıBur-sa’da tarih boyunca devam eden ve “naturiste” bir ibadete çok benzeyen bir geleneğekarışıyor.Ben,EmirSııltan’ınburolünüçokseviyorum,çünkübizimiklimdegüldensonrabayramıyapılacakbirçiçekvarsa,odaerguvandır.OşehirlerimizinufkundaherbaharbirDi-yonizos rüyası gibi sarhoş ve renkli doğar.Dünyanın tekrar değiştiğini, tabiatın ağıruykusundan uyandığını haber vermek ister gibi zengin, cümbüşlü israfıyla her tarafıdonatır, bahar şarkısını söyler. İstanbul surlarının üstünde çok eski bir sabah ezanınınoracığa takılmışkırıkparçasınabenzeyenküçükbircamiin,ManavkadıCamii’ninyıkıkduvarları arasında tek başına fırlamış bir erguvan ağacı vardır ki, bana gösterdiklerigünden beri her bahar bir kerecik olsun ziyaretine gider, bu şehrin sabahlarından

Page 72: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

toplanmışhissiniverenmahmurbakışlıkandilleriniseyrederdim.Harapvebakımsızmaziyadigârlarıveetrafındauyuyanölülerarasında,buerguvanağacıbenimiçinezelîveebedîarzunun, daima yenileşen hayat aşkını bir timsalidir ve manzaraya hakim yumuşakduruşundabufazlasıylahissedilir.

EmirsultanTürbesi’ninetrafındayatanölüleriherbaharkendiliğindenaçılanbuhayatvearzu sofrası, cömertçe kandırır. Eskiden bu türbede ayrıca bir köylü ve hasta topluluğuyapıldığınıcivarındakiahilerinburayatoplandığınıdasöylüyorlar.Yıldırım’ınaşıkolduğukızını onun elinden zorla, hattâ bizim için biraz da kanlı bir şekilde alan-kızını geriyealmakisteyenYıldırım’ıngönderdiğiaskerlerihepöldürür-EmirSultan,Bursa’nınbüyükaşk maceralarından birinin kahramanı sıfatıyla aşıklara maneviyatıyla yardım eder,evlenmelerinikolaylaştırırmış.Emir Sultan belki de buXV. asır Türkiye’sinin halkmuhayyilesine en fazlamal olmuşçehresidir. Hoca Sadeddin Tarihi’nde, Taşköprülü Şakayık-ı Osmaniye’de,, BeliğGüldeste’s’ınde onun bir yığın menkıbesini anlatırlar. Beliğ‘in anlattıkları arasında Uçmenkıbe vardır ki bunlardan biri, Emir Sultan’ın müritlerinden birinin kerametgöstermesini istemesi üzerine değneğiyle yere vurarak bir su taşırmasıdır. İkincisi EmirSultan’ın türbesinin yapılmasına aittir. Beliğ‘in anlattığına göre Hoca Kasım ismindeBursalı bir zengin bir gün Emir Sultan’a arakiye (bir nevi serpuş) hediye eder, o dakendisinebirsikkeverir.OgünHocaKasımçarşıdagezerkenotuzbindirhemesatılanbirbüyükelmasgörür.Parasınınyetmeyeceğinibildiğiiçinüzülür.Fakatkesesindekiparayısayınca otuz bin dirhemden fazla parası olduğunu görür ve taşı alır ve hemen o günkendisineyüzotuzbindirhem teklif edenmücevherdenanlarbirYahudiye satar.Bütünbunlarınşeyhinkerametiyleolduğunubildiğiiçinşimdikiyerindeki-sonratürbeyideiçinealan-zaviyeyibuparaylayaptırır.Üçüncühikâyebaşka türlügüzeldir.1032senesinde -yaniEmirSultan’ınölümündenaşağıyukarı ikiyüzyılsonra—birgünBursa’yabüyükbir arslanla dolaşmaktan hoşlanan bir adamcağız gelir. Ve yine günün birinde EmirSultan’ıntürbesiniziyaretetmekister.Birdireğearslanıiyicezincirlediktensonraiçeriyegirer.Birazsonraarslanzincirinikırar,zincirinisürükleyendeliaşıkgibitürbeninkapısınagelirvegözlerindenyaşakaakaEmir’iziyareteder.Sonraolduğuyeredönereksahibinibekler.

EmirSultanhemenherkesle“Babam”diyekonuşurmuş.Peygamberin neslinden olan Emir Buharî geleneğe göre bu yeni imparatorluğunmerkezine gitmek içinMedine’de doğrudan doğruyaHazret-iMuhammed’den izin alır.

Page 73: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Hattâ bütün yolculuk boyunca başının üstünde bir kandil ona Bursa’ya kadar yoldaşlıkederveBur-sa’yageldiktensonradaüçgünüçgeceüstüstebukandilgörülür.Emirsultan’ın Yeşil’e bakan kapısında başlarının ucunda son Bursalı hattatların talikyazıları,talihsizpadişahV.Murad’ınsaraykadınlarıyatarlar.BugünküBursa’daEmirSultanaltındayattığımimarîeserinhakettirdiğibirbakımsızlıkiçindedir; bununla beraber etrafındaki peyzaj nâdir bulunur bir güzelliktedir. İşin gariptarafıbucansızmimarînin,Türkmusikisininyenibirrönesansyaptığıbirdevirdevücudagetirilmiş olmasıdır. Emirgân Camii’nin kışla mimarîsinin, Topkapı‘daki TanzimatKöşkü‘nünDede’nin dehasının Ferahfeza burcundan işitildiği bir zamanda inşa edilmişolmalarıveBeyatîâyini,Acemaşiranağırsemaisigibiteksifedilmişruhaydınlıklarıy-lamuasır olmaları aklın güç kabul edebileceği şeylerdir. Türk mimarîsinin hamlesinitükettiği senelerde, musikî yeni bir feyizle canlanıyordu. O da belki son ışıklarıdağıtıyordu.Fakatkendicömertkanındayıkananzenginvemuhteşembirakşamgibi…Tanzimatveonayaklaşanzamanşüphesizkigenişmânasındayapıcıbirdevirolmuştur.Fakatsadeceyapmaklakalmış,asılyaratmayagidememiştir.Buikisininarasındakifarkıozamanlardan kalma eserlerin hepsinde görmek mümkündür. Şehirlerimizin umumîçerçevesi içinde derhal yadırganan bir yığın eser, mimarînin sadece muayyen birmalzemeyi,muayyenbirgayeuğrundakullanmaktanibaretolmadığınıgösterirler.Cetlerimiz inşa etmiyorlar, ibadet ediyorlardı.Maddeye geçmesini ısrarla istedikleri birruhveimanlarıvardı.Taş,ellerindecanlanıyor,birruhparçasıkesiliyordu.Duvar,kubbe,kemer, mihrap, çini, hepsi Yeşil’de dua eder, Muradiye’de düşünür ve Yıldırım’dahareketehazır,göklerinderinliğine susamışbirkartalhamlesiyleovanınüstündebekler.Hepsindetekbirruhterennümeder.Ah,bueskisanatkârlarveonlarınherdokunduklarışeyideğiştiren,eneskibirunsurdanyepyeni bir âlem yapan sanat mucizeleri! Dedelerimiz bu mucize ile ve onun etrafınataşırdığı imanlaBursa’nınve İstanbul’unçehresini değiştirdiler, onları yarımasır içindehalis Türk ve Müslüman yaptılar. Yirmi otuz senelik bir zaman içinde Bursa’nın veİstanbul’unyıkılmışŞarkîRomamanzarasıortadansilindiveyerini,camileri,medreseleri,hanlarıyla. yumuşak çizgili, elastikî hamleli, kullandığı malzemenin güzellik şuurundakıskanç,yapıldığışehriniklimineaynıunsurdandenecekkadaruygunbirmimarîaldı.Busanat şöylece büyük çerçevesinde bu şehirlerin tepelerini ve umumîmanzarasını birdendeğiştirirkenşehirlerin içindesokaksokak ikincibir fetihyapılıyor,yeşilpencerelerindeuhrevîvaatlergülen türbecikler,çeşmeler, İstanbulveBursa’yıadımadımzaptediyordu.Bursa fethedildiğinden elli sene sonraBursalı Türk çocukları arasında şairler yetişir veİstanbul’usaltanatınınbaşlangıcındaalanFatih’innaşıbuşehregetirildiğizamanİstanbul,

Page 74: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

ananesiyle, semt adlarıyla, evliya türbeleriyle, şiir ve sanat hayatıyla halis Türk’tür.Bursa’daveİstanbul’daTürkannebabadandoğanilkçocukneslibüyüdükçe,kendileriyleberaber büyüyen bu geniş hamlenin etrafa dal budak saldığını gördüler. Bu ilk çağınBursalı anneleri şüphesiz müstakbel gaza erlerinin yaşından bahsederken “Oğlum,Orhaniye veya Muradiye’nin yapıldığı sene doğdu” derlerdi. Ve onların uzun, yorucuseferlerdensağsalimdönmeleriiçinyaşıtlarıolancamilereadaklaradarlardı.Ogünbütünsabahsaatlerinişehiriçindeâbideâbidedolaşmaklageçirmiştim.Herzamanolduğugibiçokgüzelşeylergörmüş,çok lezzetler tatmıştım.Bununlaberaber ruhu tamdoyuranokesifürpermeden,eşyailearamızdakiperdelerikaldıranvebizimiçindışımızdayabancıbirşeybırakmayanobüyükdolgunluktanmahrumdur.Halbukibusonseyahati,Bursapeyzajınınsırrınıyoklamak,mümkünseondanbirdersalmakiçinyapmıştım.Fakatben zorladıkça o benden kaçıyor gibiydi. Taş, ağaç, sanat eseri ve an, hepsi banakendilerini kapatıyorlar, beni mahremiyetlerinden kovuyorlardı. Yavaş yavaş etrafımdasadece ölümü görmeye başlamıştım. Kendi kendime “Ondan başka ne olabilir ki…”dedim,meğerkicansıkıntısıola.Gerçektendeonundışındakalanherşeyoandabanasadececansıkıntısındankurtulmakiçinaranılmışçocukçaçarelergibigörünüyordu.Aşk,sanat, arzu, zafer, hepsi hasta nahvetimizin oyuncaklarından başka bir şey değildi vehepsinin arkasından kaderin büyük çarkı işliyordu. Her şeyin hattâ bu şehrin en güzelifadesiolansuseslerininbilehülyamaboşkadehleruzattığıböylebirgündebaşkanasıldüşünebilirdim?Bir an bu çok sevdiğim şehirde kendi hâtıralarımı aramak hülyasına düştüm. “AcabaHüdavendigârCamii’ne gitsem, onun akşam rengi loşluğu içinde beş yıl önce bu camiiberaberce gezdiğimiz güzel çocuğun tebessümünü bulabilir miyim” diye kendimesoruyordum.Bu ince tebessüm, bu eskimabedin içinde bir akşamüstü taze bir gül gibiparıldamıştıvebenonuseyrederkenetrafındakihavanın,birdenbirebiryıldızdoğmuşgibialtınakislerleperdeperdeaydınlandığını,birfikreçokbenzeyenbirmusikiiledolduğunuhissetmiştim. Bu gülüş, bütün o taşlarda dinlenen ve geçmiş zamanı tahayyül eden“ölüm”e güneşten, aydınlıktan, çok sevdikten sonra açık gözlerle bırakılıp gidilen herşeydentoplanmışbir ithaftı.Emindimkiorada,osessiz taşlarasinmişruhlarkendilerinibu gülüşle bir an, yeni açmış bir gül fidanı gibi taze. ıtırlı vemesut buldular. Bununlaberaberşimdiorayagitsem,bugülüştenhiçbirşeybulamayacağımvebenöldüğümzamandabuhâtıranınbiricikşahidikaybolacak.Bu düşünceyle harap ve her şeye küskün yürürken birdenbire önüme çıkan tanıdık birarabacıbeniâdetazorlaarabasınaaldı.Ayaklarımınucundabirsüsolarakkonmuşküçükdaraynadabiçareyalnızlığımıseyredeseyredebirmüddetdahadolaştım.Artıketrafıma

Page 75: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

bakmıyordum; kendimi içimde uğursuz bir musiki gibi yükseldiğini hissettiğimdüşüncelere bırakmıştım: “Ne diye bunun böyle olmasından mustaribim?” diyordum.“Niçin mutlaka hayatta bir devam istemeli ve neden bir ihtiras sahibi olmalı? Bütünbunların lüzumune?Bütünpınarlardan içmişolsambile ne çıkar?Lezzetle bitirdiğimizherkadehindibindehepaynı ifrit,kül rengihade-kalarındahiçbiraydınlığıngülmediğikayıtsız,sabitgözlerlesarhoşluğumuzdagülecekolduktansonra…Ömrümüzüidareedenkudretlerarzularımızanekadaruygunolurlarsaolsunlar,biziondankurtaramazlar.Bütünhilkat,genişveeşsizkudretindecanısıkılanbir tanrınınkendikendinieğlendirmek içinicatettiğibiroyundur.Hayatnimetlerinindeğişikliği içindebize,yaratıcı işarettenkalanen büyük miras bu can sıkıntısıdır. Diyarlar fethedelim, mucizesine erilmez eserlerverelim, her ânımıza bir ebediyet derinliği veren ihsasların birinden öbürüne atlayalım,aradakienkısa fasıllardaonunzalimalayı ilekarşılaşırız.Hiçummadığımızzamandaogelir, karşımıza oturur, gözlerini gözlerimize diker… Kaç defa ondan en uzakbulunduğumu sandığım bir anda bulanık, ıslak nefesini alnımda duydum. Okşadığımtende, kokladığım gülde, içtiğim içkide hep o zehir vardı. En hazlı, enmesut uykudanuyanır uyanmaz bu acayip ifriti siyah meşinden bir mahlûk gibi kollarımın arasındabulmadım mı? Kim bilir belki de bizim için zamanın hakikî ritmini o yapıyor.Dakikalarımızıkendiarzusuylauzatıpkısaltanvebizi,küçükuyanışlarabenzeyenitişlerleölümün uçurum ağzına atan odur. En sonunda şeytanî kahkahasını atarak üstümüzezamanınsürgüsünüçeker,fırınınkapağınıkapatır…”Belkibukaranlıkdüşünceleroturduğumkırkahvesindededevamedecekti.Fakatihtiyarkahvecinin çok zarif bir hareketi onları olduğu yerde kesti. Bir eliyle bana oturacağımiskemleyidüzeltenadam,öbürüylekırmızıvemuhteşembirgülüönümdekişadırvanınküçükkurnasınafırlatıvermişti.Gözleriminönündesaat,manzarahepsibirandabirbahartazeliğine boyandı.Bu ihtiyar ve biçare adambu sanatkâr hareketi nereden öğrenmişti?Kendi talihine bırakılmış bu biçare adamda hangi asil terbiye, hangi güzellik ananesidevam ediyordu? Onun bu hediyesiyle ben birdenbire yeniden kıymetlerin dünyasınadoğmuştum.Bulunduğumyerdenovabütünbüyüklüğüyle görünüyordu.Bursa ovasının en sevdiğimtarafı,MuşveyaErzurumovasıgibi sonsuzuzamamasıdır.Gözün lezzet alabilmesi içinyetecek derecede büyük ve geniş, o kadarla kalıyor. Onun için daha ziyade bir sanateserine benzer. Her taraf feyz içindeydi. Tabiat, bereketiyle sanki bütün etrafı ezmekistiyormuş da sonra tam zamanında yetişen bir ölçü hissiyle bundan vazgeçmiş gibi.Uzaktadağlar,daimaeskişeyleridüşündüren,bizibirecdatrüyasıgibisaranacayipşekillikitleleri, dar, gölgeli boğazları, küçük düzlükleriylemuhayyel bir saadet hissini bırakan

Page 76: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

küçükvemesutmanzaralıköylerinibağrınabasmışuzanıyor,ufkuçerçeveliyordu.Dahaileride, son planda, koyu eflatun! heyulalar bu yumuşak çembere kendi sınırlarınıkatıyorlardı.Bazıyerlerdegüneşbuğulanmışgibibirkesafetkazanıyor,yeryerbillurbiravizegibiçınlayarakkırılıyordu.Kendi kendime, ovanın ve etraftaki dağların neresine düştüklerini hiç aramadan,Lâmiî‘nin meşhur manzumesinde, her yıl kışı kovmak için bahar ordusunu üç koldanyürüttüğü yerlerin adlarını saymaya çalışıyorum:Ab-ı hayatYaylağı,MollaAlanı, SanıAlan, Kurt Bılanı, Doğlu Baba, Şakım Efendi Pınarı, Kırkpınar, Binyay-lak, Karagöl,Hızırbey yurdu, Kuş Oynağı… Hayır, hepsini hatırla-yamayacağım, zaten sıralarını daunutmuşum.Fakatbellikimasalyahuthalk rivayetibahar rüzgârlarınıovayaüçkoldangetiriyor.Vatan dağlarının saate, aydınlığa göre değişen renkleri! Ruhumuzun hakikî bahçesisizdendir! Ve ben bu üzüntülü günümde size bakarken sükûnetinizden bir şeyin içimekaydığını hissediyordum. Bir arı, etrafımda görülmeyen bir izi kovalayarak uçuyor.BirdenbireEşrefoğlu’nuhatırlıyorum.Kendisiiçindeğil,ölümündenikiyüzelliyılsonraKulHasan’ınonaverdiğicevapdolayısıyla:Arıvardıruçupgezer,Teni tenden seçipgezer.CananbizdenkaçıpgezerArıbiziz,balbizdedir.BumanzumeninbiryerindeKulHasan:Bahçebizizgülbizdedir.diyor.Viyanahezimetindensonrabudillekonuşabilmekepeycebirmesele.FakatbeniasılsaranşeyKulHasan’ınölümündenikiyüzellisenesonraEşrefoğluilekavgaetmesidir.Demek ki “ölünY’ün saltanatı o kadar mutlak değil. Hacı Bayram’ın damadı olanEşrefoğkıBursa’dayatıyor; acabanerede?Belkiyerinigöstermişlerdirdebenimaklımagelmiyor.IV.Mehmed’inŞeyhVaniEfendiyeverdiğiKestelköyünedegidemedim.VaniEfendi Viyana bozgunundan sonra Bursa’da menfi olarak yaşar. Acaba o kadar tazyikettiği Mevle-vîlere ve bir zaman tekkelerini kapattığı Bektaşilere rastgelir miydi?FeyzullahEfendivak’asındansonraailesinden,hattâkedilerevarıncayakadaralınankanlıintikamdaelbetbunundabirpayıvardır.Geçvelüzumsuzbirzulüm.Fakatbuaydınlıkta,bugüzelovanınkarşısındaVaniEfendiyidüşünmektensehavadaesrarlışekiller,remizlerçizenkuşlarabakmakdahaiyideğilmi?İkigüvercinşadırvanınyalağınınkenarındasankibu kaideyi bir aşk istiaresiyle tamamlamak isler gibi boyun boyuna duruyorlar. Belkionları buraya kahvecinin ben gelir gelmez attığı gül çekti. Suyun hareketiyle ogül’sallandıkça onlar da aşk türküleri söyleyecekler.Hiçbir şey düşünmek istemiyorum.SadecebuanıvebuaydınlığıBursaovasıdenenbüyükvezümrüttenyontulmuşkadehteniçmekle kalacağım.“En iyisi budur,diyorum; eşyayı bırakmalı güzelliğinin saltanatını

Page 77: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

içimizdekursun.”Yavaşyavaşdinlendikçemanzaraveetrafımıdolduranşeylerbendenuzaklaşıyor.Küçükşadırvandasuyunharekelineuyarakgidipgelentazegülvedörtyanımıbirdenbirealansusesleriyle baş başa kalıyorum. Hissediyorum ki bu su sesi, şehrin üstünde görülmeyenbaşkabirşehiryapıyor.Çokdahaseyyal,çokhayalî,bununlaberabergördüğümüzşeylerkadarmevcutmimarîsiher tarafıkaplamış.Eleğimsağmarenklerindebütünhayatı,dahatemiz, daha berrak tekrarlıyor.Belki asıl zaman,mutlakmânasında zaman odur ve benşimdionunmücerretâlemindeyaşıyorum.Şimdi iyice anlıyorum ki demin etrafımda dolaşan ve uçuşlarının fantazisine hayranolduğum güvercinler aslında bu şeffaf âleme ait, ondan bizim dünyamıza açılmışrüyalardan başka bir şey değildir. Bu âlemde her şey var. Geçmiş günlerimiz,hasretlerimiz,ıstıraplarımız,sevinçlerimiz,ümitlerimiz,hepsioradakendihususiyetleriniyapanrenklerlemevcut.Önümde biraz evvel hayran olduğummanzara, insana bir kaçış veya kurtuluş arzusunuveren uzak köyler, Yeşil’in kapısında nöbet bekleyen taze serviler, küçük gösterişsizkabirlerindeuyuyanölüler,hafızamdaherbirininayrısaati,mevsimiolanbütünoisimler,kendi çocukluğum ve geçmiş günlerim, Hüdavendigâr Ca-mii’nde tekrar bulacağımıbildiğim ve küçükmuhacir arabasının aynasında beyhude yere aradığım o tebessüm veonu ömrünün ve neşesinin baharlarından her an yeni bir ilhamla toplayan kadın, hepsioradabususeslerininördüğüâlemde,eleele,yanyana,tıpkıhayalimdeyaşadıklarıgibiyaşıyorlar.Şimdi Bursa’da asıl zamanın yanı başında, bizim için ondan daha başka ve daha derinolarakmevcutolanikincizamanıyapanşeyinneolduğunuöğrenmişgibiyim.Busesveonunetrafıkucaklayanherdokunduğuşeyinözünübirebediyettetekrarlayanakisleri,bumevsimlerin ve düşüncelerin ezelî aynası, zamanın üç çizgisini birdenveren tılsımlı biraynasıdır.Sanatınaynasıdabundanbaşkabirşeydeğildir.

XIII

Page 78: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Boğaz bana daima zevkimizin, duygumuzun büyük düğümlerinden biri gibi gelmiştir.Öyleki, onunbizdekülçelenmişmânasını çözdüğümüzzamanbüyükhakikatlerimizdenbirinibulacağızsanmışımdır.Bubirhayalolabilir.Birçokgüzellikler insanakâinatıneşiveya eşiti oldukları vehmini verirler. Onlarla karşılaştığımız zaman bizde büyük, kendikendineyetebilecekbirhakikatkarşısındaimişizhissiuyanır.Bazıtarikatleringüzelinsanyüzünde,güzelinsanvücudundaTann’yıaramalarınınsırrıbudeğilmidir?Güzelin en büyük hususiyeti her an yeni gibi görünmesinde, her an bizi kendisine vekendisindeuyanmayazorlamasındadır.Sanat için, insan için az çok doğru olan bir şey, niçin birkaç asrın yaşama üslûbuna,zevkine, sevme, duyma tarzlarına şahit olmuş, onları kendi imkânlarıyla beslemiş, hattâidareetmişbirmanzaraiçindüşünülmesin?Kaldı ki, Boğaz’ın kendisi de sanatkârane, hattâ müzikaldir. Amiel “manzara bir ruhhâlidir” der. Fakat bazı manzaralar vardır ki bizi Amiel’in iddia ettiği kadar serbestbırakmaz.Hülyavedüşüncelerimizekendiliğindenbiristikametverirler.Buesrarlıdehlizöyle teşekkül etmiştir ki, bir tarafındayaşanan şey, öbür tarafındabir hâtıra gibi tadılır.Çünkügüneş,Boğaziçi’ndedoğupbatmaz.Tıpkıhoparlörledışarıdandinlenenbiroperagibi,bütünhareketadesenizindışındakalır:Sizyalnızmusikiyiduyarsınız.Her ikikıyıbirbirinesaatlerinaynasınıtutar.Beylerlerbeyi’nde,Emirgân’da,Kandilliveyaİstinye’degününhersaatibirbirindenayrışeylerdir.Beykoz,Çubuklu,ağaçlarınınseringölgesindehenüzsonrüyalarınıüstlerindenatmaya çalışırken Yeniköy veya Büyükdere gözlerinin tâ içine batan güneşle erkendenuyanırlar.Kuzguncuk’tasular,sahilboyunca,arasınatektüksümbülkarışmışbirmenekşetarlasıgibimahmurkülçelenirken, incebir sis tabakasınınbüyükzambaklargibikestiğiİstanbulminarelerikendihayallerindendahabeyazbiraydınlıktaerirler.

Bilhassaakşamlarböyledir.Rumelikıyısındaakşam,daimauzakta,daimaeşyayasinmişbir hâl olarak tadılır. Meğer ki karşı kıyıdaki yalıların çamlarını kanlı bir hasretletutuşturmasın:önünüzdekıpırdayandenizdeyeryeralevparçalarını,sankibir taraflabirgülbahçesiyıkılmış,hertürlürenklitaşlanbirbaharçökmüşgibiyüzdürmesin.Fakatbendahaziyadeonuağaçlarıntepelerindepeydahlananyumuşakveyaldızlıaydınlıkta;birdenkarşı sahil boyunca uzanan o dar, çok beyaz âdeta gümüşten çizgide seyretmektenhoşlanırım.Bubeyazzırhınüzerindegörüldüğü içinkarşıkıyıhiç tanımadığınızbiryergibi sizi birdenbire çeker. Gömüldüğü allın sarısı aydınlıkta yıkanan o hayal dünyayı,sabahleyinbolgüneşleRumeli tarafınınasılözlerseniz,birazevvel ayrıldığınızBeykoz,

Page 79: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

PaşabahçeveyaÇubukluolduğunubilebile,öyleözlersiniz.Sonrabütünbuaydınlık,burenklerkendisinibesleyecekmaddekalmamışbiryangınınakislerigibisönerler.Ağaçlar,evler, mukaddes bir ziyaretten arta kalmış mahlûklar gibi biçare ve mahzun, geceyegirerler. Onun kendisine seçtiği elbiseye bürünürler. Bu bazen bir musikinin sırmadanhil’atıolur,bazensadecemehtabınsarıgülleridir,bazenyaşayangünündildevedamaktadolaşanlezzetiveyadörtbirtaraftansemtvemahalleadlarınınhayalimizebirbiriardıncasunduğu hâtıralardır. Fakat hangi kılıkta gelirse gelsin, hangi kadehle uzanırsa uzansındaimabiryalnızlıkhissiileberaberyürür.XVI. asrın ortasına kadar Boğaziçi İstan burun hayatına hemen hemen uzaktan karışır.Vakıaherhükümdarşuveyabuköyü tercihederekbirbahçeveyaköşkyaptırır.Büyükvezirler ve devlet adamları bazen siyasî icaplarla, bazen de zevkleri için bazı köylerinimarınaçalışırlar.Diğer taraftanBoğaziçi İstanbul’unher tarafıgibivehatlabiraz fazlamüstahsildir,buyüzdekendiliğindenteşekküllerolur.İstinyeveBebekKaradeniz’egidipgelen gemicilerin toplandıkları yerlerdi; Beykoz dalyanları XVI. asırdan berimevcuttu.Fakat şehrin eğlence ve zevk hayatı daha ziyade Haliç ve Kâğıthane taraflarında idi.Tophane,Fındıklı,Beşiktaşgibiİstanbul’açokyakınköylerhariç,Boğazköyleriİstanbuliçin-bilhassaozamanınvasıtalarıyla-ancakkomşusemtlerdi.Fatih,TokatBahçesi’nikurdurmuştu. II.BayezıtsıksıkbazıBoğazköylerinegitmektenhoşlanırdı. Yavuz, Bebek’te Bebek Köş-kü‘nü yaptırmıştı. Kanunî, İstinye’yi sever, II.Selim,BeşiktaşKöş-kü‘nü, III.Murad Fındıklı Sarayı‘nı yaptırırlar. BeşiktaşKöşkü‘nüsahilidoldurarakgenişletenI.Ahmed’dir.Dolmabahçeadıbudevirdenkaldı.Fakatsarayuzun zaman Beşiktaş Sarayı adını kaybetmez. I. Ahmed, sık sık bu saraya gelirdi. Budevirden itibarenBoğaz, İstanbulzevkinegirmişdenebilir.Şiirdeyavaşyavaşonunsesiişitilmeğebaşlar.İlksesleniş, IV.Murad’ınŞeyhülislâm’ıYahyaEfendidengelir.YahyaEfendi İstinye’debülbüldinlemesiniseviyordu.Kokafesnağmesininağıne-ipeyderpeyegel,Râyegândinleyelimbülbülüİstinye‘yegel.beytionundur.VeNâilî‘ninikihayali,neyvebülbülsesinibirbirinekarıştıranmeşhur:NâyinkiçıkarzemzemeşuralılarındanBiilbüllerötersankigülünşahlarındanbeyti kadar güzeldir.YahyaEfendi IV.Murad’la uyuşabilen nadir insanlardandır.Kibar,zarif, sabırlı,daimaotoriter, elinde imkânoldukçamüsamahalıveanlayışlı,birinci sınıfsarayadamıolarakdaimagözdeyaşadı.Devriniavucununiçigibibileninsanlardandı.IV.Murad ocaklının iki defa yerinden ettiği bu suyuna gitmesini bilen şair şeyhülislâmınakavuşmakiçin1040ve1043arasındabayağısabırsızdır.

Page 80: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Yahya Efendinin zamanında İstanbul şivesi kendisini bulmuştu. Vakıa şehirde iki asrayakın bir hayatımız vardı. Fetihten beri yerleşmiş vezir ve ulema hanedanları, zengintüccaraileleriylebütünbirgelenekveterbiyekurulmuştu.Yeniçeribileİstanbulkülhan-beyisi olmaya başlamış, yani hususî bir not kazanmıştı. İmparatorluğun dört tarafındageleninsanlaraşehirpotavazifesinigörüyor,süzüyor,değiştiriyorvebilhassadili ile zaptediyordu.Türkçeylearuzunokadar rahatçakaynaştığı,YahyaKemal’inçoksevdiği:Nelerçekerbugönülsöylesemşikâyetolurmısraıonundur.NaîmâYahyaEfendiyedairbiryığınfıkraanlatır.Engüzelvedevriiçinmanalıolanlardanbiri de şeyhülislâmlığından sonra yakın dostlarına söylediği “Riyakâr insanların bazıiyilikleribulunduğunuşimdianladım.”sözüdür.“Halkriyayıseviyor,mürâiolmayandanne korkuyor, ne de utanıyor. Onun için başlangıçta yüz vermediğimiz bazı mürâilerisonunda yüksek vazifelere getirmeye mecbur kaldık!” diyen hakîm şeyhülislâm riyayı“şerringizlimenzilidir”diyetarifeder.Moliere’dençokayrıbirdavranış!BusatırlarıvebenzerleriniokurkeninsanınOsmanlı tarihi içingizlidinvegizliahlâkdiyeceğigeliyor.Şurası var ki Yahya Efendiden çok evvel riya, cemiyet hayatında asıl rolü olan ithamabaşlamıştı.YahyaEfendininİstinye’deyalısıvarmıydı?Burasınıbirkerebiledüşünemedim.Sanatınyalanıdaimahakikatlerinhakikatidir;İstinyebizimiçinilkdefaonunbubeytindeparıldarvebununiçinmuhayyilemdeonubenimsemiştir.IV. Murad’ın kendisi de Boğaz’ı seviyordu. Fındıklı Köşkü‘nü genişletmişti. BeşiktaşSarayı‘nı da asıl kuran odur. Emirgân’daki büyük yalıyı kendisi yaptırmış vemusahibiMirgûncoğlunahediyeetmişti.IV.Murad, hâkimnotunuyeniçerinin verdiği devrinin tamadamıdır.Ocak tıpkı benzeriolan bu padişahla birkaç sene göz göze bakışır. Sonunda yenemeyeceğini anlayıncapençelerini gizler ve başını eğer. Ve genç padişah, manyetik kuvvetleri karşısındakinibüyüleyenbiryırtıcıgibiİstanbul’davebütünimparatorluktadolaşır,azmışbirtemizlemeiştihasıiçinderastgeldiğinitepeler.Yazıkkibuiradevebukadarkanboşyeregider.Nekendisi, ne etrafındakiler sindirmekten başka esaslı bir tedbir düşünemezler. Bununlaberaber

Koçi Beyin Risale’si, Kâtip Çelebi’ninDüsturu’l-amen kendisine verildiği düşünülürse,bir zaman için olsa bile cihazın bozuk yerini aradığı tasavvur edilebilir. Fakat insantutmasını, hattâ biraz da yetiştirmesini bilen padişahın büyük bir kusuru vardı. Ekipfikrindenmahrumdu.Osmanlıtarihi,OrhanGazi’denIII.Murad’akadarekiplegelir.Bu

Page 81: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

devirdensonraekipfikrikaybolur.Halkınokadarbeğendiğivebenimsediği IV.Murad,buyüzdensadeceKuyucuMuradPaşa’nınkantutmuşbirçırağıolmaklakalır.Fakatmüesseselerin ve seviyemeselesinin bütün imparatorlukta o kadar ağır bastığı buXVII.asırdafertleriithametmekneyeyarar?IV.Mehmeddevrininkibar, açık sözlü,deryadil, tiryaki,keyifvericimaddeleredüşkün,müsamahalı ve akıllı Şeyhülislâmı Bahâi Efendide Yahya Efendiye benzeyen birçokçizgiyibulmakmümkündür.AbdülhamiddevrindebirevkafmemurubirvesileileKanlıcaKörfezi’nde IV.Mehmed’inYahyaEfendiye bir yalı hediye ettiğini hatırlar ve devrininhayatını müsamahası ile biraz olsun yumuşatan bu şairin ve din adamının adı şehrinhayalınaikiasırsonrayenidenkarışır.Gariptirkionuntamzıddıolanomutaassıp,zalim,hayatı darlaştırmaktan hoşlananBeyazi Efendi deKanlıca’nın öbür ucunda oturuyordu.Beyazi Efendi bir Yahudi ile yattığı söylenen bir Müslüman kadının Al Meydanı‘ndabütünşehrinkarşısındarecme-dilmesiiçinısraredenadamdır.Padişahbilegörmeyegider.Fakat her şey olup bittikten sonra şehirde aksülamel başlar, taassup adamları bir dahakolaykolayistedikleriniyapamazlar.IV.Mehmeddevrininbaşlangıcında iyi veyakötüokadar rol oynayanKaraÇelebizâdeAbdülazizEfendi,Boğaz’dakiyalısında rakibiBahaîEfendiye fazlakomşulukedemedi.Bursa’ya nefyinden sonra onu bir daha İstanbul’a uğratmadılar. O da zamaneden Na-îmâ‘nınokadaristifadeettiğitarihiniyazarakintikamınıaldı.Gariptirkiresmîhayattabukadar muvazenesiz yaşayan ve konuşan adam, tarihinde çoğu zamanlar en tarafsızhükümlerverir.

Vaniköyadını,FazılAhmedPaşanınErzurum’danbulupgetirdiğivesarayatakdimettiğiVanî Mehmed Efendinin yalısından alır. Asım’ın “Fenn-i intisabla bi-nazir” diyevasıflandırdığı Vanî Efendi cerbezeli, mutaassıp, tefsiri çok iyi bilen bir âlimdi. Fakatfırsatınıbuluncapadişahahamisininaleyhindebulunacakkadarharisti.Zatenentrikaveihanetbudevirdetabiîişlerarasındadır.Bu devirdeBoğaz, hiç olmazsaRumelihisarı veKanlıca’ya kadar olan kısmında iyideniyiyemoda idi.Naîmâ7an7z’inde.Fındık-lılı‘damaceralarınıokuduğumuz, ihtiraslarınave entrika kabiliyetlerine şaşırdığımız, yahut hüsnüniyetlerini beğendiğimiz gözü pekvezirlerin, haris, devletin ihtiyacı olan parayı bulmak için daima azapta defterdarların,nazikveçelebi reisülküttapların, çoğuocakkapısındanayrılmayanulemanınekserisininBoğaz’da yalıları vardı ve İstanbul baharı başlar başlamaz bu yalılara taşınıyorlar, sislilodossabahlarını,ışığınkanlıcümbüşüakşamlankarşısahillerdebirağaçkümesininveyabiraz fazla çıkıntılı kayaların vücuda getirdikleri kararmış gümüşten yalnızlıkları

Page 82: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

pencerelerinden çubuklarını ve kahvelerini içerek, afyonlarını yutarak seyrediyorlar,geceleri mehtabın kabarttığı suları bir kere daha görmek için elbette yataklarındanfırlıyorlar, fırtınalı gecelerde şimşek ışıklarını, akıntılı sularda eski minyatürlerdegördükleri Çin ejderhaları gibi renkli ve korkunç akışını seyrediyorlardı. Hulâsa bizimbugün Monet’de Bonnard’da Marquet’de,Turner’de, Canaletto’da görüp kendihâtıralarımızdakianlarayerleştirdiğimizgüzellikleronlariçingünlükşeylerdiveşüphesizonlarlakarşılaşmaktanhazalıyorlardı.Yazık ki Venedik ve Napoli’den başka hiçbir memlekette rastlanmayan şekilde denizleböyle baş başa yaşamak imkânını veren Boğaziçi’nin açık bir tesirini edebiyatımızdagörmekimkânsızdır.Nesrinveresminyokluğu,şiirinbirsanatoyunuoluşuyaşanmışıçokgerilere atar. Onun için Boğaz tesirini sanatkârlarımızda ancak karışık bir dünyanıntesadüfleri içinde seçilen günlük hâtıralar gibi en tanınmayacak terkipler içinde ararsakbulabiliriz.

IV.MehmeddeBoğaz’ıseverdi.Şüphesizdahaziyadebiroyunolan:Gönül neGöksu ‘yamail ne Sârıyâra gider Sipâh-ı gamdan emin olmağaHisara giderbeytionundur.Vebelkideçocukluğunuokadar fırtınalıyapan isyanlarınbirinde,yahutonlarınhâtırasıilesöylenmiştir.Binbirgece’yesonradanilâveedilmişbirsahifegibipırılpırılsaltanatkayığıBoğazsularındasıksıksüzülürdü.Fakatbupadişahdahaziyadeavveçok gösterişli büyük alayların meraklısı idi. İlk ava, cülusundan iki sene sonra dokuzyaşında iken çıkar. Köprülü Mehmed Paşanın vezirliğine kadar olan zamanda yazlarıÜsküdar Sarayı‘nda geçirmekten hoşlanıyor, ara sıra da Çatalca tarafında avlanıyordu.Köprülü‘nüngetirdiğinisbîsükûndansonra-hiçbirbüyükmeselekökündenhalledilmemişolmaklaberaber,ortalıkdurulurvedevleteskikudretiniiadeetmişebenzer—vebilhassaFazılAhmedPaşaveKaraMustafaPaşazamanlarındatamharekethalindedir.DoğrudandoğruyasefereiştiraketmesebileEdirneSarayı‘ndakalmayıterciheder.Şurasıvarkibuhemvezirlerin,hemdekendisininişinegeliyordu.İstanbulsarayındafazlaentrikavardı.Ve bu acayip XVII. asırda padişahlar ne şehirde, ne kendi saraylarında hiç de hürdeğildiler.Yedi yaşında dünyanın en büyük imparatorluklarından birinin başına geçen bu adamıntalihi kadar garip ve acı talih azdır. Gençliği birbirini kovalayan felâketler ve ıstıraplariçinde geçer. Tahta çıktığından birkaç gün sonra babasını âdeta gözünün önündeöldürürler. Sultan İbrahim’in, elinde Kur’an, o mürâi ve budala SofuMehmed Paşaya,ŞeyhülislâmAbdürrahimEfendiyeyalvarayalvaraboğdurulmasınınhikâyesinikimbilirsonradankaçdefaetrafındandinledi.SultanOsman’ınölümüOcaklınınçılgınlığı,birçeşit

Page 83: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

isteriidi.Sultanİbrahimisedevletiidareilemükellefvüzeranınvegayriresmîşekildedeolsabirçeşitnaib-isaltanatolanbüyükValideSultan’ıntedbiriyleboğulmuştu.Hâdiseokadaracıklı,zalimveskandalinkendisidirki,vak’adahazırbulunanKaraÇelebizâde

Aziz Efendi dayanamaz ve büyükValide Sultan ile vezirlere “Sultanım, bari zehirlemeyolunagidilseydi!”demeyemecburkalır.Onbir,onikiyaşlarındaikenşefkatintâkendisiolması lâzımgelenbubüyükanneonudazehirlemeyekalkar.VesonundaTurhanValidetakımınınelindekendiyattığıyerdenbirikikoridorveyasofaileayrılanodasındabirgeceyarısı boğulur. Kim bilir belki de bu mukabil suikast için onun da rızasını almışlardı.Ondan sonra Ocaklının ortalığı karıştırmak isteyenlerin kardeşlerini öldürmektasavvurundanbahseden ithamlarıve tahttan indirme tehditleribaşlar.Hiçbirdevirdebupadişahın çocukluk devri kadar Osmanlı İmparatorluğu herkes tarafından, yahut da hiçkimse tarafından idareedilmemiştir.Birçokdefalarvezir tayinibiledivana,ulemayaveOcağın kendisine bırakılır. Devrin başında ve sonunda, biri 1650’de, öbürü Avusturyamuharebesininenkorkunçzamanında,1688’deikiisyandoğrudandoğruyahalkınyardımıile bastırılır. Efkârıumumiye biraz hazır olsa, bir fikir kıvılcımı bulunsa, bunun ötesişüphesizmeşrutiyetveyaonagidecekbiruyanmaydı.Fakatozamanşehiryoktu.Ulema,divan,askerîtakımveçarşıvebunlarınetrafındatoplananlarvardı.Bunlarlaberaberbir iki te’diphareketineşehrin iştiraki,hükümdarlarınEdirneSarayı‘nıİstanbul’a tercih etmeleri ve şehirlinin bu meselede Feyzullah Efendi vak’asına kadargidenasabiyetipayitahtpsikolojisinindoğmasıaddedilebilir.IV.Mehmednebirçocukgibi terbiyeedilir,nedebirhükümdarmuamelesigörür.Tacıaltında ezilen bu zavallı çocuğu ulema, vezirler, her rastgeldiği azarlar ve şımartır.Hakikattesalahiyetlibirniyabetmeclisininbulunamaması, imparatorluktaolupbitenherşeyinhiçbirşeyeaklıermeyecekyaştabirçocuğunomuzunakendiliğindençökmesi,onunkaderininenkötütarafıdır.GözdesiAfifeKadın’ın:Benimşevketlihünkârımhemanderyayabenzersin.diyeövdüğüIV.Mehmedbuağırlıkaltında büyür. Hâdiselerin hiçbirinden ders almaz. Saltanatı sanki büyük ve azaplıuyanışlarladoluçokdebdebelibirkaçıştır.Şurası var ki,Köprülüler’e verdiği sözü tutar. FakatKöprülüler de ekip adamı değildir.İnsan yetiştirmekten ziyade rakiplerini ortadan kaldırmayı düşünürler. Bununla beraberViyanaMuhasarası‘nakadar devamedendevirlerinde imparatorlukdışarıdanhakikattenbüyükveazametlidir.FazılMustafaPaşanınaçtığı1673seferindeordununçıkışınıEdirne’deseyredenGalland,

Page 84: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

IV.Mehmed’innasılbirdebdebeiçindeyaşadığınıbizeanlatır.“Padişahın camiye gidiş ve dönüşlerinde kurban ve şeker bayramlarında, sefirhazretlerinin huzura kabulünde, donanmanın Kan-diye fethinden sonraki muzafferdönüşünde Osmanlı İmparatorlu-ğu’nun ihtişamından bazı örnekler görmüştüm. Fakathiçbiri padişahın sefere çıkmak üzere Edirne’yi terkettiği gün gördüğüm o emsalsizdebdebe ve ihtişamın güzelliğiyle boy ölçüşemez. Okumuş olduğum romanlardanhatırımda kalan savaş dönüşlerine, zafer alaylarına, turnuvalara’, karuzel’lere,maskarad’laradairyapılantasvirlerinhiçbiriogüngördüğümgerçekihtişamlamukayeseedilemez.” diye söze başlayan Galland, bu ihtişamın ancak resimle verilebileceğinisöylediktensonra,padişahınavmaiyetinişöyleanlatır:“Öndeki otuz kadar atlı bileğinin üzerinde bir şahin taşıyordu. Bunların arkasındasağrılarındapadişahınbazentavşanavındakullandığıbirneviterbiyelikaplan(pars,filangibibirhayvanolmalı) taşıyanyedialtıgeliyordu.Bukaplanlarınsırtındabirer işlemelişal vardı. Vahşî ve yırtıcı bakışlarıyla tezat teşkil eden sakin duruşları, seyredenlerdehayretle karışık bir korku uyandırıyordu. Bunların ardından elli kadar tazıyı götürenyeniçerilergeliyordu.Butazılarşüphesizdünyanınengüzeltazılarıydı.VegüzelliklerinisırtlarındakiTurnuva bir çeşit Ortaçağ cirididir, karuzel bu ciridin XVII. asırda aldığı şekildir.MaskaradisekıyafetdeğiştirerekyapılanbirRönesanseğlencesidir.

çok zengin sırma ve simle işlenmiş örtüler, boyunlarındaki süslü tasmalar bir kat dahaartırıyordu. Bunların ardından sarkık dudakları, çenelerini örten beş altı iri kobaygeliyordu, tri gövdeleri ve derilerini güzelleştiren alacalı beneklerin daha iyi görünmesiiçinbunlarörtüsüzdü.Arkalarında,herbiribiradamınyedeğinde, sırtlarıbeyaz,kırmızıvesiyahrenklerletıpkıkaplangibizebralıvebeneklionikizağargeliyordu.Yeryüzünderastlanabilecek en güzel cinsten olduklarını zannettiğim bu köpeklerin böyle en sonabırakıl ışı şüphesiz güzelliklerinin daha iyi tadılması içindi. Bu av kafilesinden sonrayedeklerindebireratbulunanyirmiatlıçavuşteksırahâlindegidiyordu.Padişahamahsusolan bu atların azametinden işlemeli eğer takımlarından, dizginlerindeki mine vesırmalardan, ağır sırma işlemeli, yer yer inci ve kıymetli taşlarla süslenmiş hâşelerinin.zenginliğinden ne de taşıdıkları kılıçların, sadakların, yay ve kalkanlarınmükemmelliğinden ve kıymetlerinden bahsedeceğim. Böyle birşey yapabilmek için herbiriniayrıayrıçokyakındangörmeklâzımgelir.Bu muhteşem alayın ortasında IV. Mehmed, mücevher ve inci kakmalı zırhları, solomuzunaattığımurassacepkeni,atınınbütünbirhazinedeğeriolanmücevherleri içinde

Page 85: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

hakikîbirsanemgibidir.Hakikatenbuazamet,edebiyatıvemasalıasırlarcabeslemişolanbütünŞark’tı.IV.Mehmed, o kadar korkunç felâketin kapısı olanViyana seferine işte bu debdebe ileçıktı.ObozgununtafsilâtınıFındıklılıTa-rihi’ndengünügününeokuyanlar,budebdebeveihtişamıisteristemezbirakşamgüneşininsonışıklarınabenzetirler.HiçbirşeyOsmanlıİmparatorluğu’naMerzifonluKaraMustafaPaşanınhırsıkadarzararlıolmamıştır. Mustafa Paşa Belgrat’a kadar aynı debdebe ile sürüklediği padişaha bileViyana’yı zaptetmek niyetinden bahsetmez. Hattâ asıl kararını bütün serhat paşaları vetecrübeliharpadamlarınınitirazlarınarağmenyoldaverir.İşsizliğinveikdisadîbuhranınen son haddini bulduğu, her seneAnadolu’da devleti tehlikeye düşürecek birkaç isyanıbeslediği,emniyetsizliğinve ihanetin devlet adamlarını kurt yaptığı bir devirde Kanunî‘yi yenmek, onunbaşaramadığınıbaşarmakistiyordu.BununlaberaberbaşlangıçtaViyanabozgunudevletinkaybettiğimuhaberelerdenbiriydi.IV. Mehmed şaşırmasaydı felâket çabuk tamir edilir ve ufak bir hudut tashihi ile işkapanırdı. Fakat padişah vaziyetin adamı değildi. Kara Mustafa Paşa ise büyükkumandanlarınçoğunuortadankaldırmıştı.IV.Mehmed bu bozgundan sonra bir müddet Belgrat’ta çırpınır durur, sonra Edirne’yegelir. Fakat bir zamanlar o kadar canı sıkıldığı, kaçtığı İstanbul’a bir türlü dönemez.Fındıklılfnınnaklettiği:“Hangiyüzleİstanbul’adönerim!”sözübugölgepadişahtabütünbirpsikolojininuyanışıdır.Gariptir ki serhat kan ve ateş içinde iken yine av peşindedir. İstanbul’a zarurî olarakdönüşündensonrabileavyüzündenÜsküdarSarayı‘ndakalmayıterciheder.Fındıklılı‘yagöre ava gece gidip dönmeye başlar. Bu sırada İstanbul kıtlığın mutlak tehdidi altındagünlük tedbirlerleyaşıyordu.Vebittabi şehirhalkıhomurdanmayabaşlamıştı.Padişahınkendibulunduğucamilerdebilealeyhinevaazlarveriliyor,yaşayışşeklitenkitediliyordu.Buısrarüzerinepadişahavdanvazgeçmeyivaateder.Hattâavköpeklerininvekuşlarınınbir kısmını sattırır. Fakat IV.Mehmed’de bu av merakı sonuna doğru marazî bir şekilalmıştı.Hal’indenevvelkigünlerdegeceleriuyuyamadığını,av-sızduramayacağınısöylerve etrafından Davutpaşa’yı geçmemek şartıyla ava çıkma izni alır. Böylece saltanathayatınınbaşıilesonubirleşir.Fındıklılı‘nın,onunhal’inianlatansahifeleriGalland’ınveokadarecnebiningözlerinikamaştırandebdebevesaltanatıntamöbüryüzüdür.Yineaynımüverrih, saltanata çıkacak olan II. Süleyman’ı hapsol-duğu köşede sırtında bir atlasentariyle “seril sefil” bulunduğunu vemaiyetinden birinin verdiği kürkü giyerek bi’atınyapıldığınısöyler.

Page 86: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Budevrinasıleserinedir?YıkılanveÜsküp’ekadarkanveateşiçindekalanRumeli’deBudiniçinsöylenen:Biryanadizildionikibinkız,AmanpadişahımbizdeİslâmızAldıNemçebizimgüzelBudin‘ikıt’asınınbulunduğuoacıklıhalktürküsümü,yoksaNeşatî‘ninveNâilî‘ninşiirleriveyaYeniCami’indenizsenfonisi,yahutSeyyidNuh’un,Itrî‘nin,HafızPost’unbestelerimi?O kadar iyi niyetli fakat beceriksiz II. Süleyman’ın esaret haca-letine uğramaması içinvezirlerin ısrarı ile İstanbul’a dönerken her geçtiği yerde bütün Rumeli halkının“Padişahımbizibırakıpnereyegidiyorsun?”diyeatınınboynunasarıldığıgünlerdekılıçartığı yeniçeriler ve Anadolu askerleri muhasara altındaki şehirlerde, bir avuç insanınümitsizdövüştükleripalankalarda,akşamgaripliğindehepbutürküsöyleniyordu.XIVBununlaberaber,bukadarfelâketlebitenXVII.asırzevkimizintamteessüsettiğiasırdır.İki asırlık tereddüt ve düşünceden sonra sivil mimarîmiz Bo-ğaz’a yaraşacak bir üslûpbulmuş, üstelik hayatımız da bu inceliği ve onun külfetlerini kabul edebilecek hâlegelmiştir. Bu devirde Boğaziçi’nin iki sahili vezirlerin ilmiye ricalinin,defterdarların,zengin halkın yalıları ile örtülü idi. Azledilen şeyhülislâmların XVIII. asırdan sonrataşraya nefyedilmeyip nisbeten şehirden uzak yerlerde veya çiftliklerde kalması âdetibaşlayıncaBoğazbirazdahaşenlenir.Yukarıda bahsettiğimizBahaî Efendi yalısı veAmcazadeHüseyin Paşa yalısı buXVII.asır sonunda en beğenilen yalılardır. Her ikisinde deAvusturya sefirlerine birer ziyafetverilmişti.HüseyinPaşayalısındakiziyafet1700’dedir.Dörtyüzkadardavetlibüyükbirkadırgaya bindirilerek Anadolu hisarı‘na kadar getirilir. Bugün Meşruta Yalı adı iletanıdığımızbuyalınıneldekalanbüyükmerasimsalonuveselâmlıkkısmı,başındaPierreLoti’ningüzelbirmukaddimesibulunaniyibireserletanıtılmıştır.III.AhmeddevrindesadrazamTeberdarMehmedPaşa,Acemelçisineburadaziyafetverir.Ve konuşma esnasında “SizinÇarbağı-nız varsa, bizim deAnadoluhisarfmız var” diyeövünür.HakikattebuXVIII. asırbaşındaBoğaziçi, imparatorluğunbüyükgururlarındanbiridir.TeberdarMehmedPaşa’nınhalefiÇorluluAliPaşanınyalısıOrtaköy’de idi.Birgece Sultan Ahmed’i bu yalıya davet etmiş, alaturka saat beşe kadar mum donanmasıyapılmıştı.III.Ahmed saltanatının ilk devirlerindeHaliç‘tekiKaraağaçSa-rayfndan hoşlanır.DahasonraI717’deHasköy’dekiAynalıkavakSarayı‘nıyaptırır.BusarayaadınıverenaynalarVenedik’ten gönderilmişti. Padişah çiçek hastalığına tutulduğu buHaliç yalısında ancakbiryazkalır.VeondansonraBeşiktaşSarayı‘nıterciheder.Devrinedebiyatındaokadar

Page 87: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

yer alanSâdâbâd’ınyanıbaşındaBoğaziçihiçde sönükdeğildi.Yalnız eğlencelerdahaçokSâdâbâd’dayapılıyordu.BuSâdâbâdzevkinianlamakiçinHalic’inozamanlarhenüzbugünkü gibi sanayie terkedilmediğini ve iki köprünün onu İstanbul’un umumîmanzarasındanayırmadığınıdüşünmeklâzımdır.İbrahim Paşa imardan hoşlanıyordu. Yontulmuş mermer, yaldızlı kitabe, nakışlı saçak,güzelyazıhoşunagidiyordu.Sonraİstanbul’useviyordu.Güzelvesanatkârcayaşamaktanhoşlanıyordu.Hattâbuyoldaicatsahibiydi.Efendisininsadevezirideğil,birnevieğlencenazırıydıda.IV.Mehmed’inoğlunueğlendirmekiçinhergünyenibirşeyicatediyordu.NedimdehasınıonunzamanındanbulurvehepimizbiliyoruzkiNedim’indehasıbirazdaİstanbul’un ve Türkçe’nin dehasıdır. Küçük Fransız taklidi birkaç havuz ve şelâle ilebuluştanöteyegeçmeyen,bireğlenceveisraftanbaşkabirşeyolmayanLâleDevri,onunşiirindegerçektenbüyükbirdevirmanzarasıalır;onun:Hemanalkışsedasınandınrnuşçağlayansularmısraı1720-1730arasınıbizeolduğundandaçokbaşkagösterir.

Nedim,İstanbul’unasılsever,yaşadığızamandannekadarmemnundur?Hermodayahertarzanasılbağlıdır,sonraonlarıbütünlezzetlerinitadaraknasılanlatır?ŞurasıvarkiailesiFatihdevrinekadarçıkanbuşair tamşehirçocuğuydu.İstanbul’udilininucundabir tat,gözlerindebirkamaşmagibikendibünyesindetaşıyordu.III.Ahmed’inbirhastalığıüzerinegeçmişolsundemekiçinyazdığıbirmanzumede,artıkpadişahınilâçyerine:Murabbalarmuattarkahvelerpâkizeşerbetleriçeceğinisöylerken,âdetakahvetepsisinisallayasallayagetirenbirİstanbulkülhanbeyinebenzer;derkenbirkanatlanır,bütünbiryıldızcümbüşüolur.Birrubaisindeki:Sanmamkira‘düberkdirettiguluTopşenliğidirsâkîhisarınbubeytiozamankiBoğazeğlencelerininbiraksidir.Fakat Lâle Devri yalnız Nedim değildir. Yanı başında Itrî‘den sonra gelişen musiki devardır.OzamanlarNedim’iyetiştirenşiirimizvebirazsonraHekimoğluAliPaşaCami’iniverecek mimarîmiz kadar, musikîmiz de yaratıcıdır. Hattâ meşale biraz da onun elinegeçmişgibidir.HafızPost1689’daItrî1712’deölür.İbrahimPaşazamanındaikisinindeeseriyavaşyavaşortasınıfayayılmaktaidi.OnlardanbirazsonraSeyyidNuh’laNühüftmakamının kendine mahsus Şark’ı başlar. Onun yanı başında dehasıyla Ilrî‘den İsmailDedeyegeçmeyiokadartabiîyapanEbubekirAğaileKaraİsmailAğaveTab’îMustafaEfendiyeralırlar.Butammanasıylabiryıldızmanzumesidir.Türkmusikisininhâlâtambirdiskoteğiyapılmamışolmasınekadarhazindir.

Page 88: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

İbrahimPaşa,Fındıklı‘dakiEmnâbâdYalısı‘nıkendikarısı içingenişleterektamirettirir.Kuruçeşme’deKasr-ı Süreyya’yı,Bebek’te I.Abdülhamiddevri zamanındaReisEfendiile ecnebiler arasındaki bitmez tükenmez konuşmalar yüzünden ecnebilerin KonferansKöşküadınıtaktıklarıHumayunâbâd’ı,Ortaköy’debilâhare

yerineHaticeSultanyalısıyapılacakolanNeşât-âbâd’ıyaptırır.Devleterkânınınhemenhepsinin sahil boyunca yalıları, büyük tepelerde veya vadilerde eğlence köşkleri vardı.Boğaztekrar1683’denevvelkimanzarasınıalmıştı.ÇoğuyenibaştanyapılanvetamiredilenyalılararasındaeskiKandilliSarayıdavardı.Busaraydanbugün,tıpkıöbürlerigibiortadahiçbirşeykalmamıştır.Hattaonunyerinialan,zamanvemekaniçindeonakomşulukyapanyalılardandapekazşeykalmıştır.Yalnıztekbirmısra,şairVecdi’ninbuyalınınesaslıtamirinesöylediğimanzumenintarihmısraıarasıra kitap sayfalarından uçan bir yıldız gibi fırlıyor, bizi kendi parıltısı ile doldurupgeçiyor.Yenidenşu’lebâr-ısahilolduköhneKandilliSözün mucizesine bakın ki bir tek mısra bütün bir geçmiş debdebeyi zamanla beraberbizde yaşatmaya kâfi geliyor. İkinci Dünya Harbi’ndeki karartma günlerindeKuzguncuk’ta bir gece bumısra beni bir büyü gibi yakalamıştı. Şüphesiz onu üst üstesofra başında, sonra yatağımda tekrarlarken Boğaz gecesinin koyu mavi ipeği altındaİstanbul yazlarının öğle vakti cümbüşü olan çiçek bahçeleriyle beraber gömülmüşuyuduğunu bildiğim komşumuz Kandilli’yi pek düşünmüyordum. O, hafızama bütündirekleri ve küpeştesi renkli fenerlerle süslü bir eski zaman gemisi gibi, dört bir yanıyontulmamışmücevherlerinparıltısınagarkedeedegeliyordu.Nihayet dayanamadım, ertesi sabah birkaç dostumla Kandil-li’ye gittik. Bir gece evvelhülyamı zorlayan, düşüncemi bir türlü susturamadığım billur şakırtılar içinde boğanhayallerdenhiçbireseryoktu.Birkaçbahçevebeşonkayıkçı,birdekıyıboyuncakırılmışbirorguandıranharaprıhtımlar.Dönüşteburıhtımlardanbirindebizimhastabirkunduzyavrusu olduğunu tahmin ettiğimiz bir hayvan güneşe serilmiş yatıyordu. Hayır, eskiKandilli’yi Vecdi’nin mısraında ve şurada burada dağınık bazı hâtıralardan aramaklâzımdı.İbrahim Paşanın başladığı her şey I. Mahmud zamanında devam eder; fakat birçekingenlikperdesialtında.Bizzatpadişahıno

kadar sevdiği musikî, mimarî, gölgede homurdanan azgın devi. yeniçerinin istismaretmesini o kadar iyi bildiği taassubu ürkütmeksi-zin zaferlerini toparlar. Sahillerdeki

Page 89: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

saraylar tamir, vakıfları tekrar tanzim edilir, bahçeleri düzeltilir. Fakat devrin dışarıdangörülenmanzarasıhiçişitilmemişbirihtişamlatertipedilenmevludâyinleriveHırkaışerifziyaretleridir.I.Mahmud,Barres’inanlattığı İtalyanKardinal’inebenzer; sevgilisi ilegezdiğibahçedebir bahçıvan arkalarından yürür ve tırmıkla ayak izlerini silermiş. Onun bahçıvanıdârüssaadeağasıBeşir-Birincisindenbahsediyorum-Ağadır.III. Mustafa devrinde İstanbul’da bulunan Baron de Tott hâtıralarında, Büyükdere’deFransız Sefarethanesi’nde yapılan bir musiki âlemini kıskanan semtin Rum ahalisininhemen o gece saz takımları ile sandallara atlayıp sefarethanenin karşısına geldiklerinianlatır. Bu rekabet Tanzimat’ın Boğaz’dakimehtap eğlencelerinin başlangıcı sayılabilir.Müslümanhalkınvebilhassaricalinaçıktanaçığamusikiâlemleriyapmalarınadevirpekmüsaitdeğildi.Bugibişeyler,dahaziyadeyasaraylardaköşklerde,hususîikametgâhlardayapılıyor, yahut da tekkelerde oluyordu. Binaenaleyh Tanzimat’tan evveline ait sazlısandalâlemleritablolarınıuydurmaşeylergibikabuletmekdahadoğrudur.XVIII.asırdaBoğaziçi’ndetıpkıBeyoğlu’ndadaolduğugibiveşüphesizbirazdahahürşekilde ecnebilerinhayatı başlar.Daha IV.Mehmeddevrinden itibaren sefaretler sık sıkBentler’e Belgrat ormanına gidiyordu. İbrahim Paşa zamanında ve onu takip edenzamanlarda Büyükdere, biraz sonra III. Selim’in Fransız Sefareti’ne bir yalı hediyeetmesiyle Tarabya ecnebi kolonisinin yazlığı olurlar. Buralarda kendi aralarında bazenzengin azınlık ailelerinin katıldığı eğlenceler tertip ederler, hattâBentler’de büyük geceeğlenceleriyaparlardı.LâleDevriveonundevamıolanyıllardaİstanbul’dabusefaretlerinmisafirivemensubuolanbiryığınressamvardı.Negariptirkibütünşöhretleriniaramızdavebizeaitdekorlariçindeyaptıkları

eserlerleteminedenbuİstanbulressamlarınınbirtektablosuelimizdeyoktur.VanMoorbunların arasında en kuvvetlisiydi. O devirde Fransa’da ve Avrupa’da başlayan“turquerie”modasındaonunresimlerininbüyükpayıvardır.Boğaziçi’ndeveBentler’dekibuecnebihayatıIII.MustafaveI.Abdülhamiddevirlerindebirazdahagelişir.Zatenartıkİstanbul’daantikameraklısıâlimler,arkeologlar,sefaretlerinhususîmimarlarıçoğalmıştı.III.Selim,devrininyenimimarîvebahçezevkiniaçacakolanMelling’ionlarınarasındanseçmişti.Melling’inyaptığıeserlerinçoğukalmadı.Fakatalbümüduruyor;bualbümŞeyhGalibDivan\ileberaber,devrinengüzelkonuşanmüşahididir.Zatenalbümünmühimbirkısmı III. Selim ve kardeşi Hatice Sultan’ın teşvikiyle hazırlanmıştı. Padişah bütün

Page 90: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Avrupa’dangelenşeylergibiresmideseviyordu.Melling bu zamanın İstanbul’da yaşayan tek Avrupalı ressamı değildi. Onun eseriyleberaberbirçokalbümvekitapçıktı.Ondanevvelvesonrahayatımızıazçokgösterenbiryığın tabloyapıldığıgibi.Devirbüyük infolio’ların,geniş aralıklı dizisi eskikonaklarıntaşlıklarını hatırlatan itinalı baskıların devridir. Bunların içinde d’Ohsson gibi bizianlamaya çalışanlar, aramızda hürmetle dolaşanlar, hattâ bizi sevenler vardı; ChoiseulGouffıer gibi kendisine verilen vazifeye ihanet ederek açıktan açığa düşmanlık edenler,tedaviiçinsefarethaneyealdığıesirzabitleriiyileştiktensonratekrarbizekarşıdövüşsündiyedüşmanordusunagönderenlerdebulunduğugibi.Melling’inonlardanayrılan tarafıbizimleyaşamasıdır.NeKadîmYunan’ın,nedeŞarkîRoma’nın peşindedir. Hatice Sultanın saray ve bahçe mimarı bir İstanbullu gibi şehrikendisi için sever. Beyaz, kurşundan büyük kubbelerde sert yaz aydınlığının eriyişini,dumanlı bir şey oluşunu, Boğaz bahçelerinde ve Haliç sırtlarında yükselen çınar veservilerin güzelliğini tatmıştır.Üsküdar’ı ve İstanbul’uKandilli veOrtaköy’ü,Bentler’ionundesenlerindebireskişarkıdatadargibiduymakmümkündür.MimarîvebahçezevkimizIII.Selimtahtaçıkmadançokevvelhalledilmişti.Ufak tefekgeriye dönüşlere, klasik devri hatırlamalara rağmen Türk rokokosu başlamıştı.Melling,Nuruosmaniye ile başlayan zevk ehli olan küçük köşklerde -meselâ Emirgân köşkünekıyasedilerek-Aynalıkavak’tabilehiçolmazsaduvarsüslerindebuyenizevkbulunacaktı.Eskiler yabancımotifleri almaktan korkmazlardı; güzel bir yazı bütün dışarıdan gireninüzerinedamgasınıvuruncaherdâvanınazçokhalledileceğinibilirlerdi.Aynalıkavak’miki katlı pencerelerini ve XVIII. asır Fransız süslerinin, bozulmuş rokokosunu Galib’inşiiri ilebirleşenYesârizâde ta’likiokadargörünmezhâle sokarlarki…İşteMelling,bukarışıkzevkinyaratılmasındahükümdarınenbüyükyardımcısıoldu.Melling’e İstanbul’da emanet edilmiş bellibaşlı eserler Defter-darburnu’ndaki HaticeSultanYalısı(EskiNeşât-âbâd)ileeskiBeşiktaşSarayı‘nındivanhanesiveValideSultandaireleriydi.BuüçeserdedeMelling,yerlizevkihiçrahatsızetmedengarplıdır.Onuniçindivanhanenin İyonya sütun dizisini bugün kendi deseninde seyrederken hiç deyadırgamıyoruz.Bugünnebuköşklernedebahçelerivar.III.Selim’inTopkapıSarayı‘nıniçindeyaptırmakistediği,fakatMellingcesaretedemediğiiçinDanimarkasefiriBarondeHubsch’unmaiyetindekimimartarafındanyapılmasınakararverilensarayprojesindendeMısır’ınFransızlar tarafındanişgaliüzerinevazgeçilir.ÖylekibütünbugayretlerdenveçalışmalardanyalnızPaşalimanı‘ndakiaskerîambarlarla,Üsküdar’dakiSelimiyeCamiiveşuradaburadarastladığımızbirkaçaskerîtesiskaldıdenebilir.

Page 91: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

YukarıdaİngilizseyyahıDallavvay’ınHaticeSultanyalısıvebelkideMellingalbümündebahsedilen saray projesi için Üsküdar Sarayı‘nın yıkılmasına üzüldüğünü söylemiştik.Filhakika bizim tabiatı serbest bırakan, süs ağaçlarıyla meyva ağaçlarını berabercebulundurmaktan hoşlanan bahçe zevkimiz, Versailles taklidi labirentti muayyen desenegöretanzimedilmişbahçelerdençokayrıydıveİngilizbahçesinebirazdahayakındı.Gariptir ki Üsküdar Sarayı‘nın emriyle yıkılmasına rağmen Üsküdar peyzajı, SelimiyeKışlasıveCamiivebilhassaetrafındakiogenişvesakinsokaklaryüzündendahaziyadeonabağlıdır.Vakıabu sokaklarve civarı bugünkümanzarasındahiçde açıldıkları devrivermezler. Fakat peyzajın garip bir hususiyeti vardır. Bir kere bir isimle birleştimi birdahamuhayyilemizdeondanayrılmaz.III. Selim Boğaz’ı seviyordu. Adının Kırlangıç olduğunu yine Melling albümündenöğrendiğimiz—çokuzunmahmuzundaaltındanbirdenizkırlangıcıheykelivardı-saltanatkayığı ile sık sık Bo-ğaz’da dolaşıyor ve Boğaz köşklerindemehtap saf ası yapıyordu.GalibDivan’mı dolduranmehtap ışığı vemücevher parıltısı bu zevkin yalnız padişahtakalmadığını, etrafınadageçtiğini gösterir.Zaten ilkmehtapkasidesi yazanodur.HaticeSultanYalısıiçinŞeyhGalibDivan’mdayalınınbahçelerini,havuzunu,mehtabiyesinivegülbahçesinimethedenbirtarihkasidesivardır.Zatenbudevirdenkalaneserlerinçoğukapısınınüstünde,çeşmeleraynataşlarındaŞeyhGalib’intarihlerinitaşırlar.Butalihsizhükümdarsaltanatınışiirle,zevkinitambulamadığımimarîvebizzatkendisininönsafındageldiğimusikîarasındapaylaşmışgibiydi.Devrinbizdekiçehresibirazdasanataverdiğiüstünyerdengelir.Sanatınbiradımötesindeufuktahammül edilmeyecek kadar boğucudur. Öyle ki insan devrin şurada burada tek tükrastlananhâtıralarıilekarşılaşıncaisteristemezŞeyhGalib’in:Perişâni-igammenşurunatuğramıyımbilmemmısraınıhatırlıyor.Hayırbualtın,biryıkılışınüstündeparlıyordu.BumısraınbulunduğumüseddesinhânebeyitiiseŞeyhGalib’inbencetekkehanetidir:Belâ ınevc-âver-i girdâb-ı hayret nalında ııâbııd Adem sahillerin tuttu deriga bang-ınâmevcııd!Şüphesizbundaenbüyükmesuliyetpadişahındı.Buhükümdar

giriştiğiişitutacakkudrettedeğildi.Nedebucinstenbüyükbirdeğişiklikiçinzarurîolanbilgiyeveşahsiyetesahipti.Devriçakırpen-çeinsanistiyordu.III.Selim’deisebuyoktu.Onuniçindiktiğiyenilikağacıancakkanıylasulandıktansonratutunabildiveçiçekaçtı.III.Selim’inbesteveâyinlerini şimdibizim içinokadarderinvemanalıyapanşey, iyiniyeti, yenilik aşkı gibi faziletlerini karşılayan cihangirlik hülyası, tereddütleri, yeis ve

Page 92: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

füturu,hulâsa,bütünbirkomplekspsikolojiyüzündenmilletçeyaşadığımızkanlıvehazinmacera mıdır? Hayatını ve yarıda bıraktığı işleri, imparatorluğun yelken ve dümeninekadarsuyabatmışbirgemiyebenzeyenofelâketlimanzarasınıbilenbizler,bugüneaithisvedüşüncelerimizi teşmil ederekmibu eserlerle karşılaşıyoruz?Yoksaonlar gerçekten,şimdi duyduğumuz şekilde, bütün bir inkıraz korkusu, inkıraz zevki, azaplar, tehlikelisezişler,nefisithamlarıvekaçışlarlazenginolarakmıbizegeliyorlar?Bunlar ancakmusikimizi bütün tarihiyle gözü önünde bir obje gibi görebilecek şekildebilen ve üstünde duran münekkitlerin cevap verebileceği suallerdir. Şurası var ki tıpkıkendimiz gibi geçmiş zaman da bizdeki aksiyle tekevvün halindedir. Kâinatımızı nasılkendi akislerimizle yaratırsak; maziyi de düşüncelerimizle, duygularımızla ve değerhükümlerimize göre yaratır, değiştiririz. Kaldı ki talih, bu hâlis İstanbullu bestekârı,doğuşu ve mukadderatına sahip olduğu imparatorlukla devrinin öbür insanlarından çokayırmıştı.İsteristemezherhareketindeöbürlerindenbaşkaşeyleraramamızzarurîoluyor.BelkidebuyüzdenTopkapıSarayı‘ndakiikiodalıköşkünde,bugünpasvurmuşbillurunaGalib’inbeytioyulmuşaynalar,çiniler,âyetlerarasında,AynalıkavakSarayı‘nınta’liklerialtında, Beşiktaş Sarayı‘nda ve Boğaz köşklerinde, kız kardeşlerinin yalılarında yenikurduğuorduyubütünbirgözdemaiyetileteftişegittiğiLeventyollarında,herönündengeçtiğiiskeledetopsesleriylesclâm-landığıdenizbinişlerindehemenherkesegüvenerek,herkesten şüphe ederek, en küçük ümitlere yapışarak, en ufak fısıltılara mâna vererek,dikkati ve düşüncesi o kadar acıklı maceraların geçtiği hudutlarda, dostu sandığıNapoleon’unveİstanbul’utehditedenİngilizdonanmasınıntasavvurlarındaparçalanmış,geçirdiğisaatlerinbubestelerdeveâyinlerdemutlakabirizibulunmasınıistiyorvebunuvehmediyoruz.Böyle olduğunu bilmekle beraber, gene de bu eserde bir yığın şeyin devrini, en içli vemanalı tarafından bize verildiğini zannediyorum. Sanatın tecridi, hele musikidezannedildiğindençokfazlaşeyyüklenir.Bunundışında,III.Selim’debesteninşalı,daimazarif,kibar,acayipşekildedokunaklıvehafiftir. Sanat gelenekleri çok defa yeniyi kendilerini süze süze bulurlar. III. Selim’inSuzidilâra ile yaptığı eserler, eski musikimizin en hafifletilmiş eserlerinden biridir vemuhakkakkiDede’yibazınoktalarındabizemüjdeler.1807isyanıBoğaziçi’ndebaşlayanhayatısöndürmedi;belkisadecesahiplerinideğiştirdi.YenidevrinricaliSelimzamanınkilerkadarkibarvezarifdeğildirler.Üstüstebirsenedeiki ihtilâl İstanbul’un kalburüstü halkını çok değiştirmişti. Zevkin yeniden çiçekaçabilmesi için epeyce beklemek lâzımdı. Fakat II. Mahmud da musikiyi seviyor,Boğaz’danhoşlanıyor,sıksıkbinişler tertipediyordu.Enderunâdetabirmusikimektebi

Page 93: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

hâlinegelmişti.Biryığınmuharebe,isyanvemillîfelâketerağmenİstanbuleğleniyordu.Bu,Vâsıf’in“Eğlenceninbiribitmedenöbürünüpeylerdik”dediğidevirdi.Bununla beraber hayat bu nisbî hürriyete rağmen dardı. Şiir hiçbir şey söylemiyordu.Mimarîzevkisoysuzlaşmıştı;saraylarvekonaklarküçükAvrupaburjuvasınınevlerigibidöşeniyordu.VonMoltkeBeylerbeyiSarayı‘ndaII.Mahmud’unhuzurunakabuledildiğizamanisteyeisteyedüşülenbufakirliktenşaşırır.Yalnızbiradam,buboşluklarıdoldurur.Dede’nin kendisine has bir melankolisi vardır ki ne yaşadığı devirle, ne de hayatınınarızalarıile,hattânedeMevlevîlikletamamiy-leizahedilemez.Bununlaberaberhepsini,onunlatemasagelirgelmezbizdeuyanandeğişikruhhaletlerimizleberaberiçinealır.Bumelankoli belki ruhundaki kesif kader duygusundan geliyordu; kim bilir, belki de bueserinzamanlabirleştiğiteknoktaolanbirsezişti.Çünkübualtınkasırgasıdevriniçindebirazdatekbasınadır.Onunestiğiruhlaetrafındaçalkalananhayatarasındabirmünasebetbulmakepeycezordur.Nesaray,neşehir,netekke,nedediğersanatlar-onabazıunsurlar,meselâbüyükbirtekâmülmirasıveçalışmaimkânlarıhazırlamış-olmaklaberaberböylebir yüksekliği tabiî gösterecek seviyede değildirler. Devrinin insanlarına gelince, bizLetaif-i Rivâyât-ı Enderun’da. Vâsıf veKeçecizâde divanlarında, Şânizâ-de’de ve EsadEfendide, Takvim-iVekayi koleksiyonlarında onları görüyoruz. Tarihimizin hiçbir devribukadarcanlıkonuşanvesikabırakmamıştır.HattâDede’yeokadarbağlıolanveaşağıyukarıölümdöşeğindenkalkıponaısmarladığıFerahfezaAyini’nidinlemekiçinTopkapıMevlevi hanesi’ne gidecek kadar seven ve beğenen II.Mahmud için bile yaşayış şeklidüşünülürse,onayabancıydı,denebilir.Veşüphesiz ilkhâmisi III.Selim’learalarındaki,aynı hamurla yoğrulmuş olmaktan gelen o yakınlık yoktur. O Şakir Ağalar, MehmedAğalar,hergünonunsıcağındaverimlibirsonbahargibikızaranveolgunlaşanistidatlarda, üslûp ve tekniğinin akislerini taşımakla kalırlar; hiçbirinin tırnak ve dişleri, o kadarderinegeçmez.Hattâefsaneviavınfarkındabiledeğildirler:Onlaröğrendikleribirhüneri,şurasımuhakkakkibüyükbirmuvaffakiyetle,tekrarlayaninsanlardır.Dede hatırlar. Onun kâinatı, hatırlamanın ve hasretin kâinatıdır. Bu şüphesiz Mevlevîterbiyesinden geliyordu. Fakat bu yumuşak ruhlu dervişte hayat da ağır basar. İsmailDede,paganzevkleimanınbirbirinekarıştığıXV.asırİtalyanressamlarınabenzer.Bütün Şark, en hâlis mücevher ve madenlerden sızdırılmış bir iksir gibi orada, vahdetneşvesinin,ilâhîhasretin,gurbetin,affetmeyensevgiveazabınkozmikışıklargibidörtbirtarafını yaladığı, şaşırtıcı terkiplerle her an yeni baştan bir şehrâyin kurduğu bu eseringecesindedir. Dede’yi sevmek için -her eser için olduğu gibi- tanımak şarttır. Fakat bumusikininbütünkapılarınıbizeaçabilmesi,sırrınbiralevparçasıgibietimizeyapışması,birfikr-isabit,kendimizeaitbirazapgibipeşimizetakılmasıiçinonunlahiçbeklenmeden

Page 94: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

karşılaşmamız,birkerecikdahiolsaonunbizigafilavlaması,hulâsaonunlauyanmamızlâzımdır. O zaman, önümüzü ve etrafımızı Ferahfeza veya Acemaşiran burçlarından,göklerindenseyretmeninnedemekolduğuanlaşılır.Dedeileölümünebedîbirvisalolarakadlandırıldığıomistikiştiyaklarülkesindençıkarız.Onunölümağacıdahagerçekbirdünyadayetişir.TıpkıeskiBoğazbahçelerinde,Üsküdartepelerinde, İstanbul’un şurasında burasında tek başlarına yükselen o ihtiyar ve yüksekağaçlargibi!..Dede’nin musikisinde İstanbul peyzajının ve Boğaziçi’nin daima hissesi vardır. Hattâdiyebilirizkibirevvelkidevirden itibarendışâlemeaçılanmusikimizasıl zaferionunlaidrak eder. Fakat ya-nılmamalı, Garp’ta yetişen eşitleri gibi o peyzajı ve hemen hersöylemek istediğini istediği, gibi veremez. Eskimusikimiz insan sesinin tabiî işaretiylekonuşur.Nehususî lügati, nede tambir sentaksı vardır.Kudreti de, zaafı daburadadır.Hiçbir zaman kendi başına bir semboller dünyası olamamıştır. Üstün neşesi ve zamanzaman ıstı-rabındakiparçalayıcıkudret,çığlığabukadaryakınbulunmasındahattâonunhudutları içinde kal ması ndadır. Söyleyeceğini, insan sesinin billuruna geçirebildiğihâllerdesöyler.Dede işteyukarıdabahsettiğimvebir türlüanlatamadığımkederi ile,bupeyzajıbizde,dışarıdünyadansızmışbirşeygibikülçelendirir.Onda müşahhas âlemden hiçbir şeyi tanıyamayız. Fakat onun Mâhur’larını,Acemaşiran’larını, Rast’ların, Sultanî Yegâh’larını, Ferâhfezâ‘larını dinlerken kendimizibirdenbirebiruçta-çünkünağmesininkartalıdaimabizibiryerleretaşır-fakatdünyamızlazenginleşmiş buluruz. Itrî‘nin “Na’t-ı Mevlânâ“sı ile Dede’nin herhangi bir âyininiberabercedinleyiniz,celîyazıdanbüyükresmevepeyzajageçtiğinizihissedersiniz.

Dede’nin bazı bestelerinde Boğaz ve İstanbul peyzajı bazı büyük mücevherlerde vekıymetlitaşlardayüzbinlerceseneevvelkioluşdevrindenkalmışfiligranlargibiparlar.Dedeistemedenbirmasalsahibiolmuştur.Abdülmeciddevrininyenivealafrangahayatıbaşlar başlamaz İstanbul’dan kaçmış ve Hicaz’da ölmüştür. Temsil ettiği âlemdüşünülürse,buölümhikâyesiinsanasembolikbirşeygibigörünebilir.Halbukiasıleseriniverdiğizamanlarınİstanbul’u.Tanzimat’tansonrakiİstanbul’dandahaaz alafranga değildir. Yüz elli seneden fazla süren bir yığın tecrübe bizi garba o kadaralıştırmıştı ki, Yeniçeri ocağı ortadan kalkar kalkmaz bir yığın yenilik modası şehrinhayatınabirdenbiregirmiştir.ZatenİsmailDededensonraTürkmusikisiningelişmesiniinsansesinegetirdiğiozengin,içli,tarifigüçkıvrılışlarda,buaslîvasıtayıengeniş,enmanalıiçâlemdiliyapanhâllerdearamalıdır. Denebilir ki bu musikî başlıca vasıtasını son devirde tekemmül ettirmiştir.

Page 95: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Hiçbirzamanİstanbul’dahafızvemugannisaltanatıTanzimatsenelerindevedahasonrakidevirlerde olduğukadarmutlak değildir.Hançere bütün hürriyetini kazanır.Manzara veufuklar ona bağlanır.Her tepeden her açık yalı ve köşk penceresinden, her bahçeden oyükselir.Vâsıfbirşiirinde:Vâ‘dinizbusemivuslatmıunuttumneidi!diyerek şüphesiz Hristiyan hanımlara -çünkü Müslüman kadınları bu devirde yalnızbaşlarınaeğlenmekiçinsandalabinemezleıdi-belkideLamartine’inokadarbeğendiğivedurmadan başka memleketlerin güzelleri ile mukayese ettiğf Ermeni kadınlara takılır.Filhakika Lamartine İstanbul’da geçirdiği bu 1833 baharında Hristiyan teb’adanhanımlarınsandallarınınarkasınakoyduklarıçiçeksepet-leriyletıpkıbugünBoğazveAdavapurlarındaolduğugibisayfiyeyerlerindendönüşlerinianlatır.

Lamartine Boğaz’ın güzelliğinden bize çok coşkun sahifelerle bahseder, bilhassa eskiBeylerbeyi Sarayı‘na hayrandır. Şurası var ki, daha sonra “Ben bu memleketin ışığınıseviyorum”diyenveAb-dülmecidHanınkendisineİzmir’dehediyeettiğiçiftlikteömrünübitirmeyi bile düşünen, görmüş geçirmiş romantik şairi İstanbul’u sevmiş olanlarınbaşındasaymakicapeder.Lamartine’in sandalı geçerken II.MahmudBeylerbeyi Sara-yı‘nın köşklerinden birindeAhmedPaşa-belkidefirariAhmedPaşa- ileberabermişveaçıkpenceredenbuecnebiyimeraketmişgibieliylekendisinigöstermiş.LamartinedeYeniçerilerinilgasıilebaşladığıişi sonuna götürüp götüremeyeceğini kestiremediği, fakat cesaretine hayran olduğuhükümdarınbualâkasınahürmetkarbirselâmlamukabeleetmişvehattâbuselâmacevapdaalmış.Lamartinebusarayınönündesaltanatkayıklarınıdagörür.Birincikayığınyirmibeşkademkadar uzanan baş tarafındaki mahmuzu, kanatlarını açmış altın bir kuğu bitiriyormuş;ikincisini ise yayından fırlamış bir altın oka benzetir. Emirgân’da rastladığı cumaselâmlığındaLamartinebukayıklarıyinegörür.VeGarp’taat,araba,hiçbirşeyinbukadardebdebeli ve haşmetli olmadığını söyler. Bu cuma selâmlığında Lamartine’in II.Mahmud’dan çizdiği portre de çok güzel ve sahihtir. Hükümdar kayıktan atlar atlamazNamıkveAhmedPaşa’larınarasındaveonlarlakonuşarakcamiyegirer.Geldiği zamançokendişeliimiş.Yirmidakikasonraçıkıncayüzünündaharahatolduğunusöyler.BütünbumerasimvenamazesnasındaaskerîmızıkaMozartveRossini’denparçalarçalıyormuş.FakatonunasılbeğendiğivesevdiğiAbdülmecidHandır.BelkideısmarlamabireserolanTürkiyeTarihi’nınbaşındamilletinehürriyetveşahsîemniyetbahşedenTanzimatpadişahı

Page 96: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

ilebirkonuşmasınıanlatırveçokitinalıbirportresiniçizer.AbdülmecidHanınbiriNerval’de,öbürüGautier’de ikiportresidahavardır.Bu iki şairLamartine gibi görmüş ve geçirmiş, birkaç sene olsa bile politika hayatının en yüksekkademesineçıkmış

insanlar değildi. Onlar gazetecilikle yaşıyorlardı. Arkalarında az çok eğlendirmeye,tecessüsleri kadar evvelinden verilmiş hükümlerini de tatmine mecbur oldukları birokuyucu kitlesi vardı. Bununla beraber II. Mahmud’un oğlu, ikisini de tesiri altındabırakır.Nerval, SultanMecid’in saltanat arabasına İstanbul’da rastlar veUnkapanıKöprüsü‘ne,oradanGalataMevlevihanesi’nekadarbirdostuileberaberpeşisırayürür.ElDesdichaidoşairininanlattığı iki tekerleklivebirbiriardınakoşulmuş ikiatlaçekilensaltanatarabasıbizim tanıdığımız saltanat arabalarına benzemez. Hükümdarın kıyafeti çok basitmiş.Sırtında, yakası boynuna kadar ilikli bir redingot -İstanbulin- varmış ve fesi elmaslı birsorguçla süslüymüş. O zamanki köprüden araba geçemediği için şimdiki Unkapanı‘ndaarabadan inmiş ve ata binerek Galata surlarının etrafındaki patikalardan Beyoğlumahallelerinegirmiş.Nerval,Abdülmecid’indurgunyüzünüvebakışlarınıçokbeğenir.Gautier Tanzimat padişahını kendi yaptırdığı Ortaköy Ca-mii’ndeki selâmlıkta görür,haremindekikadınlarıdüşünerekkıskanırveyanındakiİtalyanhanımınadikkatettiğiiçindeöğünür.TheophileGautier’ye, bu hafifmeşrepliği için kızmayalım.Haremmevcuttu veAvrupa,Şarkıhemendaimaonunkafesleriarkasındakihayatıtahayyülederekdüşünmüştür.KaldıkiTheophileGautier,okadarkanlışekildeilgaedilmişYeniçerileriçinbizdenveGarp’tanilk gözyaşı döken şairdir. Sultanahmet’tekiKıyafethane-i atik’i (şimdiki askerimüzeninbaşlangıcı) gezerken gerçekten içimizden biriymiş gibi mazi hasreti duyar, içlenir veüzülür.Zatenaynısahifede,atüzerindekiMecidHaniçinçizdiğiportregüzeldirveşimdiTopkapıSarayı‘ndagösterilenbüyükresimlerinebenzer.Ondokuzyaşındaçokağırşartlarlatahtageçen,okadartehlikelihâdiseyiatlatanveyarıAnadolu’yuelegeçirenMehmedAliPaşayadizöptürenbuhükümdardanbahsedenlerinhemen hepsi çeh-resindeki durgunlukta ve hüzünlü bakışında müttefiktirler. SultanMecid’inbüyükmeziyetidevrininistediğiadamolmasıveiktidarıelindetutmakazminerağmenReşidPaşaekibineçalışmaimkânıvermesidir.Şurasıvarkiherşeyonunlayenidenbaşlar.Hâtırası, debdebesi ve sanatkâr zevkleri bize kadar gelen, hayatımızda hâlâ mevcutizlerinden yürüyerek yakalayabildiğimizden dolayı bizim için asıl geçmiş zaman ülkesi

Page 97: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

olan Boğaziçi ve Çamlıca bu devrin Boğaziçi ve Çamlıca’sıdır. Filhakika Tanzimat’ıngetirdiği şahsî emniyet ve müsavat fikri, sultan hanımların ve vezirlerin genişleyenhayatları, bilhassaKırımMuharebesi’nden sonraMısır hanedanının İstanbul ‘a yaz içingelişleri, yal ı, köşk yaptırmaları, koruları tanzim ettirmeleri Boğaz’ı ve Çamlıca’yıdeğiştirir.Boğaz vapurlarının başlaması, hem Boğaz köylerinin nüfusunu, hem de buralardakimesirelere halkın rağbetini arttırır. Kadın kıyafeti müreffeh, zengin sınıfın toplandığısayfiye yerlerinde muayyen bir hadden fazla münakaşa edilmez. Ve aşk maceraları birçeşit müsamaha ile görülmeye başlar. Cevdet Paşa, bazı parçaları bir çeşit hatırat gibikabul edilmesi lâzım gelenTezâkir-iCevdet’de bu devirde tanınmış insanlar ve yüksekmemurlar için bilhassa Boğaz’da yazlığa gitmenin nasıl zarurî bir moda olduğunu veumumîzevkintabiatgüzelliğinenasılaçıldığınıanlatır.Şehrin yarısı mehtaplı gecelerde suda “gümüş servi” seyrine çıkıyordu. Akşamları iseserinlemek için yavaş yavaş kadınların da katıldığı -tabiî haremağaları ile ve erkekleriyanlarında olmadan-deniz gezintileri vardı. Musikî bu devirde peyzajın çok tabiî birtamamlayıcısıolur.VeonunlaKanlıca,Bebek,Mihrâbâdgibiaksisa-dalıBoğazkoylarıveÇamlıcatepelerininmodasıbaşlar.Şehirlimusikisininasılzaferidebudevirdedir.Hiçbir devirde kayık zevkiAbdülaziz’in saltanatından itibaren başlayan devirde olduğukadarhususîbirzevkolmamıştı.Herbiriyirmi,otuzaltınagiydirilengençveerkekgüzelikayıkçıların çektiğimasal kuşu biçimli zarif piyadelerde şemsiye, yaşmak vemücevherparıltısı içinde şehir, kadın güzelliği denen şeyi tadıyordu.Bu daha sonraki zamanlardaHamdiBeyintablolarındaAşk-ıMemnuunbazısahifelerinekadarizleriniresimdeveedebiyattatakipedebileceğimizçokincebiryaşamaveduymatarzıidi.İştetabiataveberaberyaşamayabuaçılıştırkisonundazevktarihimizinendikkatedeğericadıolanmehtapâlemlerinindoğmasınısağlar.Bütünbirâdâbveteşrifatıbulunanvehermehtapgecesibiryalıtarafındanyaptırılanbuâlemlermaşerîbiropera,birneviayışığıibadetigibibir şeydiveşehironunla,Venedikdojlarınındenizleevlenmemerasimigibikendigüzelliğini, yaşama tarzını, kendi sanatını, bütünhususiyetini aldığı denizle tebcilediyordu.HissîhayatımızdaokadaryeriolanvebizebiryığınasiliçlenmeyitelkinedenBoğazburadaenyükseksanatlarımızdanbiriolanmusikiilebirleşiyordu.Başta saz ve hanendenin bulunduğu sandal, arkasında hatırlı davetlilerin bindiklerisandallarbiryığınkayıkhattâpazarkayığıvemavnaayışığınınaçtığıyoldabirkoydanbirkoyagidiyorlarvesonrageçvakitogeceyiteminedenyalınınönündedağılıyorlardı.Gerçektebuİstanbul’unVenedikveNapoligibikendidehasınıidrakiydi.

Page 98: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Kanunî‘ninhiçbiryerdetasvirinerastlamadığımızsaltanatkayığıileIV.Mehmed’inşimdienkazıDenizMüzesi’ninloşluğundakırıkbiristiridyekabuğugibiparlayanvebulunduğuyeri dalga şıpı rtısına ve yosun kokusuna boğan saltanat kayığı ile III. Selim’inKırlangıç’ı,II.Mahmud’unKancabaşıile,Abdülaziz’leannesininbirazdahaherkesleveşehirliylebirleşmekistergibiküçülmüşaltınvegümüşyaldızlıkayıkları ilebaşlayanvedevamedenbirzevkböylecebütünhayatı içinealanbirsanatterkibiolmuştu.ÇokdefaOsmanlı inkırazını düşünürken hatırıma 1914 yazında son mehtap âlemlerininbaşkalarından dinlediğim hikâyesi gelir. Ve yıkılan imparatorluğu, ay ışığının altın biruçurumyaptığısulardasazsesleriarasındabatanbirmasalgemisinebenzetirim.

XVNekadar çokhâtırave insan…NiçinBoğaz’danve İstanbul’danbahsederkenbütünbudirilmesi imkânsız şeylerdenbahsettim.Niçingeçmişzamanbizibirkuyugibiçekiyor?İyi biliyorum ki aradığım şey bu insanların kendileri değildir; ne de yaşadıkları devrehasret çekiyorum. IV. Mehmed’in saltanat kayığının bir masal kuşu gibi altın vemücevherden pırıl pırıl, lâcivert suları yırta yırta Kandilli’ye yanaştığını görmek yahutdoğduğumyılların İstanbul’undabir ramazan sergisinde -başımda fes, sırtımdapardesü,bir elimde kuka teşbih, öbüründe ucu altın saplı baston ebediyete Ah-med Rıza Beyintasvirlerindenyadigârkalançokdüzgünkesilmişbirsakalla-birbirinekarışmışgülyağı,tarçın yağı, her türlü baharat kokusu içinde dolaşmak, beni ne dereceye kadar tatminedebilir? Hattâ Kanunî‘nin, Sokullu’nun İstanbul’unda bile on dakikadan fazlayaşayamam.Böyle bir şey için ne kadar kazanca göz yummak, benliğimden nemühimparçalarıkesipatmaklâzım.Süleymani-ye’yiyeniyapılmışbircamiolarakgörmek,bizimtanıdığımız ve sevdiğimiz Süleymaniye’yi tıpkı geceleyin Boğaz koylarında uzananışıkların suda kurduğu o altın saraylar gibi, zaman içinde bize kadar uzanan bütün birsaltanattanmahrumbırakmaktır.Biz onun güzelliğini dört asrın tecrübesiyle ve iki ayrıkıymetler dünyası arasında her gün biraz daha keskinleşen benliğimizle başka türlüzenginleşmişolaraktadıyoruz.YahyaKemal’siz,Mallarme’siz,De-bussyveProust’suzbirSüleymaniye veya “Kanunî Mersiyesi”, hattâ onlara o kadar yakın olan Neşatî veNedim’in, Hafız Post ile De-de’nin arasından geçerek kendilerine varamayacağımız birSinanveBakîtahminedebileceğimizdendahaçokçıplaktır.Hayır,aradığımşeyneonlar,nedezamanlarıdır.Boğaz’ınmazisi belki de aradıklarımızı yerlerindebulamadığımız içinbizi öbürlerindendaha fazla çekiyor. Onlar, bütün o Neş’ât-âbâdlar, Humayunâbâdlar, Fe’rahâbâdlar,Kandillisarayları,XVII.asırdanberi ikisahilboyuncaaçıkkalmışbir’mücevherkutusu

Page 99: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

gibi

parıldadığınıtahayyülettiğimizvebizimancakbatmaktaolanbirgüneşinsonışığınaşahitolabildiğimiz yalılar, bugün ortada olsa idiler, belki kendimizi daha başka türlü zenginbulacaktık; fakat hiçbir zaman yokluklarının bizde uyandırdığı duyguyu tatmayacaktık;nesil ve zihniyet ayrılıkları yüzündenancakbayramdanbayramayüzlerini görmeye razıolduğumuzihtiyarakrabalargibizamanzamanyanlarınauğramaklakalacaktık.Heyhatkiyaldızlı tavandan, gümüş eşyadan ve geçmiş zaman hâtırasından çok çabuk bıkılıyor.Hayır muhakkak ki bu eski şeyleri kendileri için sevmiyoruz. Bizi onlara doğru çekenbıraktıkları boşluğun kendisidir. Ortada izi bulunsun veya bulunmasın, içimizdekididişmeden kayıp olduğunu sandığımız bir tarafımızı onlarda arıyoruz. Merkez Efendihayatta iken olsa olsa onun bir dervişi olabilirdim. Yahut da onlardan yolum ayrılır,mücadele eder veya sadece lakayt kalırdım. Şimdi ise onu ve emsalini başka bir gözlegörüyorum. Hepsi idealin serhaddinde susmuş bu insanların hikmetinde kaybolmuş birdünyayı arıyorum. İstediğime onlarla erişemeyince şiire, yazıya dönüyorum. Onumusikininkadehindenistiyorum;kadehboşalıyor,susuzluğumolduğugibikalıyor;çünküsanat da aşk gibidir, kandırmaz, susatır. Ben seraptan seraba koşuyorum. Her başınakoştuğumpınardamuammalı çehreler banauzanıyor; bilmediğim, seslerini tanımadığımdudaklar benimle bitmez tükenmez işaretlerle konuşuyorlar, fakat hiçbirinin dediğinianlamıyorum; ruhum dudaklarından ayrılır ayrılmaz hiçbir şeyin değişmediğinigörüyorum.Belkionlardabanakendi tecrübelerinden,heradımdakarşılarınaçıkansertduvarlardan bahsediyorlar; “Biz de senin gibiydik,” diyorlar. “Hiçbir suale cevapalamazsın.Asılolan içindekihasrettir;onusöndürmemeyeçalış.”Veonuneskibirocakgibi daima uyanık bulunması için kâh Ferahfeza Peşrevini veya Acemaşiran YürükSemaisini, kâh Süleymanıye’nin beyaz fecir gemisini, kâhKaracaahmet’in serviliklerinikarşıma çıkarıyorlar; Şerefâbâd’ın kırıkmermer havuzlarına benzeyen bir yığın adı, buhazırkalıplarıiçimdekihasretledoldurayımdiyebanauzatıyorlar.En büyükmeselemiz budur;mazi ile nerede ve nasıl bağlanacağız, hepimiz bir şuur vebenlik buhranının çocuklarıyız, hepimiz Hamlet’ten daha keskin bir “olmak veyaolmamak” dâvası içinde yaşıyoruz. Onu benimsedikçe hayatımıza ve eserimize dahayakındansahipolacağız.Belkidesadecearamakvebütünkapılarıçalmakkâfidir.Çünkübudaüssılanınkendisibaşlıbaşınabirâlemdir.Onunlageçmişhayatıneniyiizahınıyapabiliriz; bu sessiz ney nağmesinde ölülerimiz en fazla bağlı olduğumuz yüzleriylecanlanırlarvebirazdaböyleolduğuiçinonunışığındadahaiçli,dahakendimizolanbirbugünüyaşamamızkabildir.

Page 100: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Tabiat bir çerçeve, bir sahnedir. Bu hasret onu kendi aktörlerimizle ve havamızladoldurmamızımümkünkılar.Fakatbuiçkinekadarlezzetli,tesirlerinekadarderinolursaolsun, Türk cemiyetinin yeni bir hayatın eşiğinde olduğunu unutturamaz. Bizzatİstanbul’un kendisi de bu hayatın ve kendisine yeni kıymetler yaratacak yeni zamanınpeşindesabırsızlanıyor.Eniyisi,bırakalımhâtıralariçimizdekonuşacaklarısaatikendiliklerindenseçsinler.Ancakbucinsuyanışanlarındageçmişzamanınsesibirkeşif,birders,hulâsagünümüzeeklenenbir şey olur. Bizim yapacağımız yeni, müstahsil ve canlı bugünün rüzgârına kendimiziteslimetmektir.Obizigüzelleiyinin,şuurlahülyanınelelevereceğiçalışkanvemesutbirdünyayagötürecektir.BejŞelıir’ioluşturanyazılarınilkyayınyerleri:BursaTasvir-iEfkâr(8Mart1941),Ülkü{Nr. 2- 16B.Teşrin 1941,Nr. 32- löNisan 1943);AnkaraÜlkü (Nr. 23 - 1Eylül 1942);ErzurumÜlkü(Nr.68-16Temmuz1944);İstanbulÜlkü(Nr.92-16Temmuz1945,Nr.93 - 1 Ağustos 1945. Nr. 94 - 16 Temmuz 1945). 1946’da birinci baskıda Ankara,Erzurum.Konya,Bursa,İstanbulsıralamasıileyayınlanmıştır.Tanpınar,2.baskıda(1960)eseri üzerinde çok değişiklik yapmış, şehirlerin sıralanmasını korumuştur. DergâhYayınları tarafından1976’danberiyayınlanannüshalar-dakisıralamafarklı idi.MerhumKenanTanpınar’ınverdiğinüshadanya-pageldiğimizbusıralamayıbubaskıdan itibarendeğiştiriyoruz.

DİZİNAb-ıhayatYaylağı114Abazavak’ası159Abbas,Uyvareri36Abbasînüfuzu76AbdullahEfendi,MesnevişârihiSarı154AbdullahEfendininRüyaları(Tanpınar)47Abdullahel-Kali,Araplisancısı37AbdurrahmanGazi99Abdülaziz,Sultan,Han54,100,123,161,167,170-171,176-177,204AbdülbâkîEfendi148;-Camii148AbdülhakMolla162Abdülhamidl.(Evvel)162,147,191,194AbdülhamidII.37,123,130,163,

Page 101: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

167,172,182;-devriİstanbul15AbdülkadirHoca38Abdülmecid,Sultan,Han123,167,169,175-176,201-203AbdürrahimEfendi(Şeyhülislâm)184Acem.-bezirganları35;-elçisi190;-ce75;-ceşiirler74Acemaşiran(Dede)200Acemaşiran200;—ağırsemaisi110;—YürükSemaisi207Adavapurları201;-lar119;Büyiik-131Adliye172Afife kadın146, 185Afrika124Afyon14Ağayokuşu161Ağakapısı 167AğlayanKadınlar29AhîŞerafeddin’intürbesi17Ahlat50,78,79AhmedI.,Sultan103,152,180AhmedIII.,Sultan143-144,146,160,190-191AhmedPaşa202AhmedRasim129-130AhmedRızaBeyintasvirleri206AhmedŞahKazzaz76Ahmediye134209DİZİNIAhmetMuhtarBey43Akademi,kahve172Akbıyık159,162Akdeniz23,26,70,74-75,123,-125,138;-terbiyesi9Aksaray20,78,159Aksarayî,Ahmed72,74,77,80AksaraylıPirAli154Akşemseddin20Alâeddin76,81,92;-devri78AlâeddinCamii20;—‘ninsekisi17AlâeddinKeykubad20-21,67-73,75-77,80,92AlâeddinTepesi67,78,80,81,91Alâiye69,78Alevîakideler73;-temayülleri153AliİzzetPaşa146AliRızaBey,Kolağası57ÂliPaşa161Ali.Hz.-‘ninZülfıkâr’ı88Allomalbümü169

Page 102: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Almanya44Alparslan25,50AltıncıDaire-iBelediye176;—ninkarşısındabulunankahve167Altınordu72AmcazadeHüseyinPaşayalısı189Amerikanfilmleri165;-heyeti40Amiel178Anadolu 8, 14-15, 18,26,34,49,50, 54,60,63,67-70,72-73,75-76, 85, 91,96,98, 153, 172,187,189,203;-âbideleri78;-ahalisi73;-fatihi69;-insanı8;-kadınları54;-kıt’ası14;- kıyısı 161; -şehirleri 37,74; -Türkleri 69; - eski - evleri 14; - Doğu - dağlan 30; iç -türküleri90;-Orta-13,55,65;Orta-türküleri89;-78Anadolııhisarı118,189-190Anafartalar46;-kahramanı14,47Ankara(Karaosmanoğlıı)15Ankara9,13-14,16,18-24,47;-Kalesi14,18,24,26;-Lisesi15;-memurları15;-ovası19,24;-taşı64;-lı’23;eski-mahalleleri15Antalya69,77,78ArabaSevdası(Recaizade)169Arabistan73;-şehri117;-vilâyetleri123Arafat124Arap-lisancısı37;-seyyahı97:-zevki141;bezirgan35;diyar-ı-20Argonotlar120Arnavutbeyi42Arnavutluk42Arolat,AliMümtaz171Arslanhâneadınıalancami17Artukoğulları20AsımEfendi51Asmaitmescit169Asya70,75,84,96,107;Müslüman-66;Orta-74,95ÂşıkKerem28,38ÂşıkPaşazade99Aşk-tMemnu(Uşaklıgil)204Aşkale32,59Aşkî,Meddah168AtMeydanı154,182Ataç,Nurullah171,173AtatürkBulvarı159Atatürk,MustafaKemal14,16,25-26,45-47,63BEŞŞEHİRAtâyi159Ateşpâre(Nnc\)\63

Page 103: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Atina36,133Augustus,İmparator17Avrupa9,123,176,194,203;-burjuvası198;-hasreti170;-176;-usulleri123;-lılokanta176;-lıressam194;-tiyatrovebaleleri175Avusturyamuharebesi185;-sefirleri189Ayasofya136,147AyazmaCamii148Ayazpaşa156,169Aydoskalesi99AynalıKahve(Erzurum)38AynalıkavakSarayı190,195;––-197Ayvansaray124,148,159Azapkapıçeşmeleri145Azerbaycan52Azizbk.Abdiilaziz167AzizEfendi,KaraÇelebizâde101,184AzizEfendi,ŞeyhülislâmKaraçelebi-zade101AzizMahmud Hüdayi Efendi, Üsküdarlı Celvetî şeyhi 102-103, 143, 148, 149, 152; -külliyesi152BBab-ıSeraskeri168Bâb-ıMeryem143Babaİlyas,Horasanlı18Babaİshakisyanı70,81;-îhareketi153;-îlerisyanı70Babıâlî174Babil125,131Bağdat36Bağlarbaşı162Bahaeddinbk.SultanVeled82BahaîEfendiyalısı189Bakırcılar167Bakırköy165Bakî5,26,51,57,138,139,140.156,160,206Balalaykasesleri175

Page 104: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Balıklı155Balkan.-dağları54;-felâketi106;-harbi27Balkaya64Baroyunları39Barajyolları13BarondeHubsch,Danimarkasefiri195Barres,Maurice91BasraKörfezi23BaşımızaGelenler(MehmetArifBey)38BattalGazi38,47Baudelaire122,172Baviera15Bayezıt167-170,174-175^kahveleri175;-külliyesi136;-sergisi124;-yangınkulesi166;Baye-zıt-Aksarayyolu174;-Camii107,121,136,147,167,170BayezıtI.bk.YıldırımBayezıtII.136,150-151,158.180Bayramiyetarikatı18,154Bebek120,179,180,191.204;-Köşkü180Beç(Viyana)kalesi143Bedesten123Behzad55210211DİZİNBekir,kıraathaneci167Bektaşiler115BelçikaSefareti16BelediyeBahçesi(Erzurum)63Belgrat36,103,187,188;-ormanı158,193Beliğ109“Belkıs ve Süleyman hikâyesi” 167Bender fabrikaları 177Bentler 118, 119, 158, 193,194BesteveKâr120“Bestenigâr” 130;-‘in hikâyesi 130BeşŞehir (Tanpınar) 5,7-9Beşiktaş 150, 160, 179;-Köşkü180;-Sarayı180-181,197;eski-

Page 105: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

sarayı195Beşir,Ağa,Daüssadeağası193BeyatiAksakSemai146;-âyini110Beyath,YahyaKemal5,36,87,134,139,151,154,157,171-174,181,206BeyazRuslarbk.Rus175BeyaziEfendi182Beykoz178,179;-dalyanları179;-korusu120Beylerbeyi178;-Camii121;-Sarayı198,202Beyoğlu119,120,132,167-170,174-176,193;-eğlenceleri177;-mahalleleri203Beyşehir78,81Bezm-iAlemValideSultankonağı171“Billur Piyale” 55 1848 ihtilâli 170 Binbirgece 58, 123, 184 Bingöl 52; - çobanlan 29Binyaylak114BirGemiYelkenAçtı(Arolat)171BirinciDünyaHarbi(BirinciCihanHarbi,BüyükHarp,UmumîHarb)30-31,34-35,57,122Bitlis27Bizans 13, 14, 17,67,72,74,77,99, 149; - bazilikası 18, 24; Herak-lius camiası 136; -kartalı14;-saltanatı136;-sarayı75;--Arapmücadelesi13;-lı74;-İmparatorluğu69-70Boğaz(Erzurum)38,48Boğaz39,120,125,134,137,139,162,178,180,183-184,189,192,196,198,202,204-206;-bahçeleri194;-eğlenceleri191;-geceleri102;-gecesi192;-kıyıları131;-koyları204,206;-körfezleri142;-köşkleri196-197;-köyleri119,179-180,204;-mesireleri131,170; -yalıları159; - sırtları122; -suları184; -vapurları201,204; -ve İstanbulpeyzajı201;-dakimehtapeğlenceleri193;eski-bahçeleri200Boğaziçi 119-120, 123, 147, 156, 178-179, 183, 189-190, 193-194, 198, 200, 204; -mesireleri170Bohemyaişilamba126Bonnard183BotanSuyu27BoulevardItalienne170Bozdoğankemeri132Bozüyük25Brugge133Budin188,189

Page 106: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

212BEŞŞEHİRBulgarkomitacıları54Bursa14,49,93-97,99-104,106,-111,115-116,135,153;-çeşmeleri101;—fethi96;-kahveleri166; -manzaraları8; -müzesi108;-ovası97,114,115;-sarayı100; - sokakları102;-vakıfları102;-lı109,111;-lıanneler111;-lıhattatlar110;-hlar101BursalıİsmailHakkı57BursalıÜftade152Bükreş122BüyükAyı29BüyükHarpbk.BirinciDünyaHarbiBüyükİhtilâl(Fransızİhtilâli)174BüyükSultanHanı78Büyükada131

Page 107: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Büyükdere178,193;-körfezi120BüyükdereYolu169Cabalegeleneğine167CaferPaşa143Caferiyecamii38Canaletto183Cebeci15,16CelâleddinHarezmşah67,70CelâleddinKaratay68Celâleddin-iRûmîbk.MevlânâCelvetînefesi57;-tarikati149;-lik103Cem57CemSultan68,151;-vak’ası100Cerrahpaşa148Cevadbk.DursunoğluCevdetPaşa204Cezayir36Cezmi(NamıkKemal)163Choiseul-Gouffier194CihanHarbibk.BirinciDünyaCihangir164Cinis59,61;-beyleri59;-li60,61Cizre29Craven,Lady155Cumhuriyet62,168;-inilânı46çÇadırcılar123Çamlıca118,123,131,134,156,158,162,169,170,204;-gezintileri131;-tepeleri120,204Çankayasırtları13Çar’ınbaletakımı 175Çarbağ 190;-suları 65Çatalca 150, 184Çayhaneler 168ÇaylakTevfikBey176 Çekirge 97, 98 Çekmeceler 119, 120, 158 ÇelebiMehmed bk.Mehmed I. ÇelebiSalâhaddin83Çemberlitaş130Çırçır117ÇifteKartalsokağı156ÇifteMinare49,80Çiftlik13Çinejderhaları183;-Müslümanları124ÇirozAli165,166Çobanyıldızı29ÇorluluAliPaşa’nınyalısı190Çubuklu174,178,179D

Page 108: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Dabaklarşeyhi37,38213DlZİNDadaloğlu133Dallavvay125,164,195Danimarka195Danişmendliler20Dante83Daphanköylüleri59Davutpaşa188Debussy206Dede,-Etendi,Hamamizadeİsmail8,26,51-52,87,110,130,162,191,198-201,206DefterdarMehmedPaşa35Defterdarburnu165,195Defterhane154Degas88Delahey,(Dallawayolmalı)125DeliBirader(Gazalî)150DenizMüzesi205Dergâh171;-çılar172DervişAli(hattat)51DervişMehmedZıllî143Dicle98Divan(Keçecizâde)199Divan(ŞeyhGalip)194,196Divan-ıKebîr(Mevlânâ)81-84,92Divanyolu159,167,174Divrik78Diyonizosrüyası108Doğancılar152DoğluBaba114Dolmabahçe180DördüncüVakıfHanı16Dumlupınar14,25,26,46;-kahramanı14,47Dursunoğlij,Cevat34,36,41,43-44

Page 109: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Düsturu’l-amel(KâtipÇelebi)182Düyun-ıUmumiye171EbubekirAğa146,191EbulhindiliHamdiBey39EbüzziyaTevfik161,165EcdatTanrıçehresi29EdebiyatÜzerineMakaleler(Tanpı-nar)5EdipHoca41,42,43Edirne18,35,49,100,135,137,186,188;-Sarayı184-185Edirnekapı156,159,160Eflâkî74,81,83Egli,Prof.16EkremBeybk.Recaizade169EkşiKaradut|S|161“ElDesdichaido”şairi(Nerval)203Elcezire74ElifNaci172ElmasMehmedPaşa104EmirBuharî110EmirSultan,Emirsultan95,107-110Emirgân162,178,181,202;-kahvesi120;-köşkü195;-Camii110Emnâbâdyalısı191Enderun198Endülüs79Envar-ıŞarkiyegazetesi43ErdedeSultan23Erenköy119ErguvanBayramı108Ermenek78Ermeni74;-kadınlar201;-meselesi40;-mezarlığı40Ermenistanzaferi31Erzincan40,47,53,61Erzurum27,29-41,43-52,55-58,61,63-64,78,80,183;-çarşısı214BEŞŞEHİR

Page 110: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

59;-gümrüğü35,36;-ovası114;-taşı64;-zelzelesi47;-lu40;-lular39;eski-35-38;-Halkevi51;-Kalesi63;-Lisesi45“ErzurumÇarşıpazar”bk.SarıGelin55ErzurumluAbbas35-36ErzurumluKâmi56“ErzurumluTahsin”(Tanpmar)47EsadEfendi199EskiValdecamii139Eskişehir67Estergon143Eşrefoğlu115Etiarslanı24Etiler13,17Etlik13¦EtnografyaMüzesi16EvkafMüdürlüğü130EvliyaÇelebi22-24,35,36,62,93,101,104,108,136,139,143,159,166EvliyaEfendi143“EyGaziler”54Eyüp119,134,148,156,159;-Camii165;-Sultan142FFaizi57Farsşiiri85FatihCamii51;-avlusu170;-külliyesi136Fatih,SultanMehmet19,22,26,68,100-111,132,136,149,153,159,180,191Fatiha152FazılAhmedPaşa35,183,184FazılMustafaPaşa103-104,162,186FazlıNecip170Fenerbahçe159Ferahâbâd206FerahfezaAyini(Dede)199.200;-peşrevi87,207FeridPaşa,Damat172Fetih93,158,180;-şehitleri149FeyzullahEfendivak’ası115,185

Page 111: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Fındıklı179,181.191;-Sarayı180FındıklılıMehmedAğa159.183,188FındıklıkTarihi187Fırat98Fidias140Fikret,TevfikFikret163Fransa106,194Fransız, nesri 122; - sefarethanesi 193;-süsleri 195;-şiiri 122: -taklidi 190; -tesiri 174;-üslûbu126;-veAvrupatiyatrovebaleleri175;-lar195FrederikBarborosa|Frederic1Bar-berousse|67Frenk,raks-ı-56;-seyahatnameleri169Frigyalılar13Fuad47FuadPaşabk.KeçeciGGabriel,M.78Galata167;-surları203;-Mevlevi-hanesi176,203GalibDede.Şeyh5,87-88,162.172,176,195-197Galland123,186,188GarbîAnadoluhalkmusikisi91Garp141.200,203;-âlemi99;-Or-215DİZİNtaçağı83;-şehirleri158;-‘taat,araba202Gautier,Theophile46,155,167-169,176,202-203Gaybî154Gazâlî (Deli Birader) 150 Gazi Terbiye Enstitüsü 15, 16 Gedik Ahmed Paşa 151Gedikpaşa170Gemeşevi60GençOsmanlılar (Ebüzziya)161Germeşevi sırtları59“Gesibağları”91GeyikDestanı39,47GeyikliBaba95,96,97Gırnata133GıyaseddinKeyhüsrevIveli21,67,69,71,76-77,81Gide.Andre106GilBlas(Lesage)58Girit36Goethe46Gotik79;-veRomensanatları9Goya48,164Göksu184Gölpınarlı,Abdülbâki81Göztepe119Gözübüyükler 37; -zade 39 Grand Boulevard 170 Greko-Romen arslanlar 17 Güldeste(Beliğ)109Gümüşhane31Gümüşlü95,100Gündüzbey25Gürcü74;-beylerininkızları37Gürcükapısı35,36Gürpınar,HüseyinRahmi129Güzel

Page 112: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

SanatlarAkademisi16,164,171GüzelceKasımPaşa176HHabeş143Hackervanı124HacıBayram17-19,20,23,104,115;--ıVelicamii17HacıBektaş96HacıHafızHâmid56Haçlı.-döküntüleri74;-orduları70;-seferleri67,69,70;-larseferi69;Üçüncü-Ordusu67,69;Hadîs126HafızFaruk55HafızOsman151HafızPost144,161,189,191,206Hakkı41HakkıEfendibk.İsmailHakkı104Halep139Haliç134,139,148,156,159,179,190;-sırtları194HalifeNasır76HalilHâmidPaşa162Hallaç84HamamıİsmailDedebk.DedeHamdiBeyintabloları204Hamidiye25Hamlet132,208Hammer,Von98-100HançerliBey126Harezm-istilâsı78;-kabileleri70;-li73,-ler74;-şahdevleti70.bk.CelâleddinHarezmşahHarput53Hasan,fırıncı34Hasankale47;-ılıcası57Haseki148216BEŞŞEHİRHasköy190Haşim(AhmetHaşim)171,172HaticeGülnûşEmetullahSultan144,146;—türbesi146HaticeSultan194,195;—yalısı(EskiNeşât-âbâd)195,196“HayalŞehir” (Beyazıt) 161 Hayalî Salim 168 Hayderîlik 73 Hayreddin, mimar 21,51HayrullahBey162HekimoğluAliPaşacamii145,191Herakliuscamiası136Heybeliada129Heyet-iNâsıha42Heziod122Hırka-i Şerif ziyaretleri 193 Hırkaişerif, semt 124, 162 Hıtay bezirganları 35 Hızırbey

Page 113: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

yurdu114Hicaz41,201Hikmet171Hindistan140Hint.-bezirganları35;-cengelleri32Hisar17,139,184;-‘lar120Hisar,AbdülhakŞinasi171,174Hititeserleri22HocaKasım109HocaSadeddinTarihi109Holivud122Honolulu131HorasanErleri96,99Hotenbezirganları35Hristiyan74,165;-âlemi69;-halk169;-hanımlar201;-teb’a201;-lığınkatedralüslûbu140;-lık75Humayunâbâd191,206HüdavendigârCamii112,116Hükümetmeydanı90Hülâgû67Hünkârsuyu117HüseyinPaşayalısıbk.Amcazade189Hüseynî57HüsrevPaşa140HüsrevüŞirin(Şeyhî)104IIlıca39,48,62Ingres164Iraklı74Isfahan133Itrî8,51,87,144,157,161,189,191,200İlbn-iBîbî21-22,73-74,76-77İbniBattuta98İbrahimHakkı56İbrahimPaşa145-146,190-193İbrahimPaşaSarayı158İbrahim,peygamber84İbrahim,Sultan(Deli)101,184İçerenköyü158İçtihatmatbaası171İdris-iMuhtefî154,159İkbal,kahvehane171-172,175İkinciDünyaHarbi(Cihan)58,192İlhanîler72İnceMinare,Minareli26,79,81,92İncil96

Page 114: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

İngiliz.-bahçesi196;-donanması198;-seyyahı125;-sofu126;-terzisi173;-usulü161217DİZlNİngiltere126İnhisar35İnönü,muharebe,zafer14,24,26,172,İntibah(NamıkKemal)169İran30,34,79,141;-şairleri75;-Sefareti15İsa,peygamber%İshâkÇelebi41İslâm189;-çevresi123;-dünyası84;-merkezi75;-şiiri84;-uleması103;-îkültür75;-lık153İsmailAğa,Kara191İsmailDedebk.DedeEfendiİsmailDede,Ankaralı,Mesnevişâri-hi176İsmailEfendi(meyhaneci)174İsmailHakkıBey,musikişinas174İsmailHakkıEfendi,Celvetişeyhi103-104İsmailKâhya,tulumbacı165İsmailMâşukî,OğlanŞeyh154İsmailSafaBey163İsmetPaşa,İnönü25İspanya91,168İstanbul16,38,42,44,47,49,53,75-76,87,100,106,111,118-126,130-131,133-140,145-147, 149-151, 153-159, 162-168, 170, 174-177, 179, 181, 185, 188-195, 198,200-206,208, eski - 125,128-131,148,154,164,170,177; eski - bayramları; eski -mahalleleri127,131;eskiveyerli-121;-baharı183;-beyleri167,169;-camileri106,135,136;-fethi19,26;-halkı131;-kahveleri167;-kıraathaneleri168;-külhanbeyi180,191;-limanı125;-mahallesi129;-mimarîsi135;-minareleri178;-peyzajı200;-ressamları194;-sabahları102;-sarayı184:-sebilleri118;-semti,semtleri122,130,158,169,175,206;-sokakları’54;-suları117;-surları108,149;-şivesi180;-tiyatroları

Page 115: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

170;-gümrüğü;-zevki180;-lar155;Türk-133,139,149;İstanbullu120-122,174-177,194;-bestekârı197;eski-127;İstanbulin203İstanbulKızLisesi171İstefanideyrine(Saint-EtienneKatedrali)143İstiklâlMücadelesi,Savaşı14,24,30İstinye163,178,179,180,181İsveç15İsviçre15İtalya151,168İtalyan.-hanımı203;-Kardinal193;-ressamları199;-tesiri174İttihadveTerakki41İyonya.-sütun195:-tarzı17İzmir202;-gümrüğü35İznik49,98,99,135;-hanedanı75;-İmparatorluğu21İzzeddinKeykâvus21,67,68İzzetMollabk.KeçecizadeKKabe136Kadıköy123,159218BEŞŞEHİRKadırga159;-meydanı133Kadızade139KadızadeMehmedŞerif,hattat52Kadızadeler37Kadirgecesi88,170KadriCenanıBeyYalısı162Kafkas79;-oyunları175;-lılar124Kafkasya32,52Kâğıthane131,179;-âlemleri131KaleliBurhanBey41Kaleli,Faruk57KalenderPaşa143Kalendirîlik73Kamçatka32KâmilEfendi52Kancabaş(II.Mahmud’unkayığı)

Page 116: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

“Kandan,ŞehvettenveÖlümden”(Barres)91Kandilli178,192,194,206;-saray206;-yazması38;eski-192;eski - sarayı 192Kandiye fethi 186Kanijemuharebesi 166Kanlıca 162, 182, 183,204KanlıcaKörfezi182“KanunîMersiyesi”(Bakî)206Kanunî,SultanSüleyman76,136,139,149,158,180,188,206KaraBibik(Nabizade)163KaraÇelebizâdebk.AzizEfendiKaraağaçSarayı190KaracaAhmet96Karacaahmet148,156,207Karadeniz70,125,179Karagöl114Karagöz166,168,170Karakulak117Karamanlı98Karaosmanoğlu,YakupKadri15Karasu61KarasümbülîAliEfendi143KaratayMedresesi80,81Kars59KarsKapısı45Kasım26Kasımpaşa176Kasr-ıSüreyya191Kastamonu138“Kâtibim”türküsü167KâtipÇelebi182Kaygılı,OsmanCemal165,171Kayser135Kayseri20,50,76-78,81KeçeciFuadPaşa93,100,161KeçecizadeİzzetMolla43,126Keçiörenbağlan13KemankeşAliPaşa143Kerem27,39Kerkük90Kervankıran29,56Kestelköyü115Keyhüsrev11.67,71KeykubadII.72Keykubadsarayı78Kezirpertkalesi76

Page 117: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Kıbrıs104KılıçAliCamii137KılıçAliPaşa140KılıçArslanI.veII.14,20,50.67,69,71,77KılıçArslanIV.72KırımMuharebesi171,204Kırkpınar114Kırlangıç(III.Selim’insaltanatkayığı)196.205Kıyafethane-iatiki(şimdikiaskeri219DİZİNmüzeninbaşlangıcı203KızılelmaKilisesi143Kitab-ıMukaddes61KitapçızadeHafızHâmidEfendi39KocaMustafaPaşa150-151,159KoçiBeyinRisalesi182KonferansKöşkü191Konuralp95-97Konya20-21,47,50,65-67,74-78,80-83,88-92;-ahîleri76;-akşamları92;-halkı77;-uleması21;-lı67;-Kalesi68,81;KonyaLisesi90KopDağı30,40,53,64Korsakof,Rimski175Kozyatağı142Koni,YunusKâzım171Köprü173KöprülüMehmedPaşa184Köprülüler186KörVahan39Kösedağmuharebesi71,72,82KralLear132Kubadâbâd68,78;-köşk81Kubadiye68,81Kubbe-iHadra83KulHasan115

Page 118: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Kumkapı159Kur’an39,66,79,92,126,152,184;-sesleri118KurtBılanı114Kurtuba37Kurtuluş169Kuruçeşme191KuşOynağı114Kuşbaba23KutalmuşoğluSultanSüleyman,A-nadolufatihi69Kutsi,AhmetK.Tecer174KuyucuMuradPaşa182Kuzguncuk178,192KüçükAyı29KüçükBebek154,161KüçükÇamlıca134,155KüçükMustafaPaşa148Küllük174-175Kütahya14LalaPaşa38,39,51LalaPaşaCamii51LâleDevri145,162,190-191,193Lamartine125,155,176,201,202Lâmiî114Lâtin.-tüccarlar74;-‘ler75Lehseferi146Letaif-iRivâyât-ıEnderun199Leventyolları197Liban174Lidyalılar13Londra125,172,173;-lı122Loti.Pierre106,189LouisXV.üsluplu126Louis-Philippe170LütfiPaşa99LütfiTarihi171Lyonkumaşı126MMacaristan23Madagaskar’ınyılanları32Madrit169Magosa104Mahmud I. 145,192-193Mahmud II. 121,152,161-162,164,169,176,198-199,202-203,220BEŞŞEHİR205MahmudPaşa,Fatih’inveziriBüyük22Mahur200

Page 119: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Makalât(HacıBektaş)82MalHatun98Malatya21,67Malazgirt25,26,39;-Ovası51;-Zaferi 63 Mallarme 206 Manavkadı Camii 108 Marclıe Turgue, La (Gide) 106Marifetname(İsmailHakkı)56Marmara120,125,134,138,148,156Marquet183Mecid,MecidHanbk.AbdülmecidMeclis-iMebusan164Medine110,153Mehdîinancı73 Mehmed Ağa 199 Mehmed Ali Avni Bey 104 Mehmed Ali Paşa 203 Mehmed I.,Çelebi99,105MehmedIII.147MehmedIV.,Avcı35,101,103,115,144,146,156,159,182,184-188,190,193,205-206MehmetArifBey38Mekke28,153Melâmî154;-şeyh154;-lik,-ye154MelikDanişmend14Melling169,194-195;-albümü195,196Menâkıpkitapları83Mengüçler20Meram91;-bağları65;-yollan92MerkezEfendi149,151,152,207MermerliYalı161MerzifonluKaraMustafaPaşabk.MustafaPaşaMesina156Mesnevi(Mevlânâ)81,86,92,154,176Meşruta yalı 162, 189 Meşrutiyet II., 38,42; - inkılâbı 122 Metri stepe 25 Mevlânâ,Mevlânâ-yıRûmî71.75,80-89Mevlevi88,115,199;-âyini88;-selâmı88;-lik65,87;-lik198Mevludâyinleri193Mısır68,75,123,195;-hanedanı204;-hazinesi143;-lı74;-lımalikâneleri162MichelAnge140,162MidhatPaşa161Midhat, ressam164Mihrâbâd204MihrimahCamii137MillîMücadele,Millîhareket13,15,31,44,63, 172-173’ Millî zafer 175 Mirgûne oğlu 181 Mirgün yalısı 162 Misemer(Gautier)176Moda159Moğol68,70,72-76.85;-hâkimiyeti71;-istilâsı70,81,85;-lar22,72,73,80Moliere181MollaAlanı114Moltke,Von198Monet183Mora154221DİZİNMozart202;-168MuakkadDede10?

Page 120: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Muhammed,Hazret-i110MuhiddinMesud,Sultan20Muhiddin-iArabî82MuiniiddinPervane68,72MuradI.,Hüdavendigâr98-99MuradlI.18,20,50,99MuradHI.140,180,182MuradIV.49,62,180-182MuradV.110,161Muradiye95,97,100,110,111MuratSuyuköprüsü28Musa(MikelAnj)162MusikiMuallimMektebi16MustafaFazılPaşabkFazılMustafaMustafaI.144MustafaIII.193,194MustafaKemalbk.AtatürkMustafaPaşa,MerzifonluKara184,187-188Muş114MutahharBey59-60Mübarizeddin,Emîr68MüftizâdeEdipHoca38Müftizadeler37MüftüÇeşmeleri101MükriminHalil171Müslüman 75, 111, 126; - adam 118; -dünyası 118;-halk 169, 193; -kadın 182,201;-memleketler73;-merhameti152;-Ortaçağ74;-Şark83;-veTürk76:yeni-olan154;-lar126,169;-laşmakI26;-Iık75,125,153;-‘asklepion’u151Mütareke40;-yılları171NNa’t-ıMevlânâ(Un)200NâbizâdeNâzım163NaciBey.Cinisli59Naci,Muallim163,170Naîmâ181;NahnâTarihi183

Page 121: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Nailî5,26,144,160,180,189NamıkKemal163,169NamıkPaşa202NâmıkEfendizade.AsımBey51Napoleon198Napoli183,205Naşit175“naturiste”biribadet108Nedim5,26,51,146,154,160,172,190-191.206Nefî160Nemçe189;-küffarı143;-muharebesi35Neron164Nerval.Gerardde167-169,176,202-203Neşât-âbâd192,206Neşatî26,107,144,189,206NeşetHalil130Neşrî,tarihçi99Nevsal-iMillî129Nigâr,cariye130Niğde20,78Nil98NilüferHatun95,97-98Nilüferimareti135“Ninni”(TanbîıriCemil)129Niş103Nişantaşı119,176Nuruosmaniye171,195Nühiiftmakamı191222BEŞŞEHİROOcak,Ocaklıbk.YeniçeriOdise32OğlanŞeyh,İsmailMâşukî154OğuzDestanı66

Page 122: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

OğuzTürkçesi85Ohsson,d‘194Okçular123Olimposlular60Onan,NecmeddinHalil171Ophelia132OrhanGazi20,97-100,182Orhaniye111Ortaköy150,190-191,194;-Camii203OsmanFazlîEfendi,Atpazarışeyhi103OsmanGazi,Bey95,97-98,100Osman,Sultan,Genç,159,184Osmanlı9,22;-devri22,51,87;-devrimimarîsi51;-inkırazı205;-macerası98;-nişanı100;-tarihi93,100,181,182;-Türkleri13;-lar37Osmanlıİmparatorluğu185-187ÖÖmerAğa43Özön,MustafaNihat171Palandökensırtları40Palladio140Pantheon107,150Paris122,167,177;-taklidi120;-veAvrupaithalâtı176;eski-122;-li122Parmakkapı168Paşabahçe179Paşalimanı195Peçevî157Pervaneler,aile72PervizoğluCamii38Peşte24,122Pınar(Ingres)164PiyaleCamii137PiyalePaşa140Proust206RRast88,200;-na’tı(Itrî)87RaşidTarihi36Raşid,Müverrih35,160RaufBey,Rizemebusu46RecaizâdeEkremBey163.170ReisEfendi191ReşidEfendi,çaycı170ReşidPaşa161,204

Page 123: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

RızaTevfik|Bölükbaşı|172.173Riviera15Roma13,16,18,25,133;-başlıkları17;-hemşehrisi17;-kartalı13,17;-konsülü17;-mabedi17;-sütunu24;-nınzafermabedi18;Şarkî-70,III,194Rossini202Rum74;-ahali193:-haracı143:-memleketi73;iklim-i-141:nağme-i-56Rumeli37,70.96,123.179,188;-coğrafyası9;-halkı189;-kıyısı179;-vilâyetleri153Rumelihisarı154,183Rumenmüziği169Rus175;-lokantaları174;-muhacirleri174-175223DİZİNRükneddinSüleyman67,77RüstemPaşaCamii137SabihaSultanyalısı164Sâdâbâd190SadeddinKöpek21,68SadefkârMehmedUsta141,161Sadreddin-iKonevî83SadullahAğa52SadullahPaşa130Sahilnameler161SahipAta68,79SahipMolla161SahipŞemseddinIsfahanî,âlim,münşî68,76SaintChapelle86Sakarya14,26,85;-muharebeleri172Sakaryalıdervişbk.Yunus86SalâhaddinÇelebi81Salankamin104Saltuk50; -künbetleri51; -lar20Samanpazarı15SamiPaşa162SamsoncuÖmer160Samsun53,70SanDimitribk.Kurtuluş169Sansa53Saraçhane123Sarayiçi(Bursa)100Sargonkabartmaları125“SarıGelin”55Sarıyer120,184SaruAlan114Sâsânî. eski -sarayları15Sedefçiler123Segahâyini(Itrî)87Selçuk13,20-22,76-79,81;-adları66;-beyliği70;-camileri22;-çinisi80;-destanı92;-devri9,20;-dramı92;-epopesi71,89;-eserleri8,50;-idaresi78;-kufisi79;-mimarîsi79,98;-örfü71;-rönesansı81;-sedefi135;-sultanları65,75;-sultanlarınıntürbesi81;-tarihi68,69;-verasetsistemi71;—zamanı14;-Devleti71

Page 124: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

SelçukKulesi,TepsiMimare63SelimII.139-140,154,180SelimIII.87,107,161,164,169,193-199,205SelimiyeCamii195,196SelimiyeCamii,Edirne145SelimiyeKışlası196SemaiKahveleri (Kaygılı) 165 SemaiKahveleri 168 Semi rami s 60 Sencer, Sultan 69Serficetütünü42,43Servet-iFünun171Servilercaddesi148“Ses”(Beyath)173Sevilla169Seyahatname (Evliya Çelebi) 35 Seyfeddin Ayba, Emîr 68,76 Seylân 32 Seyranî 167SeyyidNuh26,52,144,161,189,191SırçaiıMedrese(KaratayMedresesi)80SırçaiıMescit81Sırmakeş117Sibirya32224BEŞŞEHİRSilivriyoğurdu128Silivrikapı148Silsilename(İsmailHakkı)104Sinan,Mimar22,26,51,137-141,145,159,161,206Sinop29,70,72,77,78Sintbezirganları35Sirkeci159,174Sivas20-21,49-50,53,68,76,78;-Darüşşifası80SiyavuşPaşa103,159;–-vak’ası103Siyavuş Paşa, Kanunî‘nin veziri 150 Sofu Mehmed Paşa 184 “Sokaklarda Geceler”(A.Rasim)129Sokullu140;206;-cami137Solakzadeleı-37,38SovyetSefareti 15 “Su”(İbrahimHakkı)56SultanAhmedHancamiibk.SultanahmetSultan Aziz bk. Abdiilaziz Sultan Bayezıt bk. Bayezıt Sultan Hanı 26,80, 81; - -kervansarayı80SultanMecidbk.AbdülmecidSultanVeled82,87Sultanahmet141-144,147,159,172,203;-çeşmesi144;-kahveleri171,175SultanahmetCamii143-144,152,158SultanîYegâh200Sullanselim159Sultanselim, cami136, 147Sullantepe,Sultantepesi118,148Sûre-ifeth79Suriye69,73,75,98;-li74Suşehri53Suzidilâra(IlI.Selim)87,198SüleymanDede107

Page 125: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

SüleymanII103,188-189“Süleyman’laSabaKraliçesi”bk.BelkısveSüleymanhikâyesi167Süleymaniye8.51,106-107,120.134,137-139,144,147,159,167,206-207 Süleymaniye müzesi 155 Sümbül Sinan 149, 150, 151, 152 Sümmânî 57Sünnî.-akîde74-75;-ulema75,153;-Müslümanlık73SiiphunDağı28Sütlüce139,162Şakayık-ıOsmaniye\Şakayık-ıNu-maniye\(Taşköprülü)109ŞakımEfendiPınarı114ŞakirAğa199Şam41,82;—ıŞerif41Şamanizm73Şânizâde199Şark87,141,191,199,203;-mahfe-li174;-milletleri104;-şiiri173;-veAsyahavası125Şarkkahvesi,yeni172ŞarkSeyahati(Nerval)169Şark’taSeyahat(Laınartine)15Şâzilitekkesi162ŞehitAliPaşa154Şehname(Firdevsi)36,66Şehnaz22Şehrazad(Korsakof)175ŞehzadeCamii137.141225DİZİNBEŞŞEHİRŞehzadebaşı159,161,163,168-171,175Şems,Şems-iTebrîzî81-83,88Şerare(Naci)163Şerefâbâd207ŞeyhEdebali97,98ŞeyhGalibbk.GalibŞeyhŞehabeddin-iSühreverdî’ 76ŞeyhYokuşu148Şeyhî 104ŞeyyadHamza85Şifasuyu117ŞiîveBâtınîinançlar75ŞirvânizâdeRüştüPaşakonağı161Şişli169Şule174Tab’îMustafaEfendi26,52,146,191

Page 126: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

TaceddinPervane21TahsinEfendi47,48Tahtacızade51Tâib146Taksim169;-Bahçesi174Takvim-iVekayi199TakyeDağlan90TanbûriCemil129TaninMatbaası171Tanpınar,AhmetHamdı5,9TanrılarKitabı(Heziod)122Tanzimat37,39,110,119,123,163-164,167-170,174,193,201,204; -devri100; -padişahı202,203; -yılları161;—Köşkü110TaptukEmre85Tarabya121,176,193Tarhan.AbdülhakHâmid 161 Taşdelen 117 Taşköpriilü 109 Tatyan,Tatyan bestesi 56TeberdarMehmedPaşa190Tebriz30,34,36TebrizKapısı38Tellâlzade52Temel,Tarık46Tepebaşı156,167,169TepsiMinare63Tercan34Tevrat98Teıâkir-iCevdet171,204Timurlenk14,24Tokatbahçesi180TopçuoğluAhmedEfendi51Tophane 145, 179;-kahvesi 167 Topkapı 110, 134, 148; - Mevleviha-nesi 199;-Sarayı195,197,203Torosetekleri67Tortumşelâlesi34Tott,Baronde193Trabzon34,35;--Tebrizkervanyolu34;-lukadın(Tanpınar’inninesi)28Tuna36,37,98Tunç,MustafaSekip171TurhanValide185Turner183turqııeriemodası194Türbe172Türk74,107,111,176;-cemiyeti18,208;-çocukları111;yeni-Devleti96;-evliyası23;- İstanbul133,139,149; -kadını170; -kültürü16; -mimarîsi16; -musikisi110,191;-nüfu-su71;-rokokosu195;-romanları170;-ruhu93;-şehri22;-tahtaişçiliği17;-vatanı54;-velileri16,108;eski-bahçesi155;eski-kahvesi166;eski-şehirleri105;-ler40,99TürkOcağıbinası16Türkçe47,51,75,95,124,138,181;-ninincileri107Türkistanlılar124Türkiye20,22,103,140,I44;-Tari-hi202UUluCami(Erzurum)49,50Uludağ8Umumîhapishane172UmumîHarpbk.BirinciDünyaSavaşıUnkapanı159,203Uyvar36;-fethi36;-muharebesi35-36,166;-şehnamecisi37;-eriAbbas36üÜçŞerefeli135Üftade103Ürgüp78

Page 127: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

Üsküdar41,%,118-120,126,138-140,144,147-148,152,16İ,,184,194-195; -peyzajı196;Vsemtleri120,161;-tepeleri134,200;-lı143ÜsküdarSarayı188,195,196Üsküp18818,185Valide-iCedid.cami145,146VanMoor194VanîMehmedEfendi,Şeyh115,183Vaniköy183;-iskelesi120Vâsıf198-199,201Vecdi192Velasquez164Venedik183,190,205;-dojları205Verlaine172Versaillestaklidi195Viyana39,167-168,187;-bozgunu,hezimeti103,115,188;-Muhasarası186;-seferi187WWeimartanrısı46Yahudi,-ler84,109.165,^-taklitleri172YahyaEfendi.Şeyhülislâm180,182YahyaEfendi,Kanunî‘ninsütkardeşi149,181,182;,—&ergâhı150Yakup98‘>.¦‘.v/-‘Yakutiye49•y^.YasinSuresi79,.—¦”*”#>.“226ValideSultan,büyük|KösemSultaniYasinSuresi79Yavuz50.İ80YaylaTürküsü53-Yedikule159;-kahveleri134YeğenOsmanPaşa103Yemen28,53,54;-Türküsü53,54;—liler124YeniCami51,144,147,189YeniOsmanlılar(Ebüzziya)165YeniPostahane(İstanbul)16Yeniçeri164,180-181.185;-ocağı

Page 128: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.

201;-inilgası202227DİZİNYeniköy178Yesarîyazısı151Yesârizâdeta’liki195;-yazması126Yeşil,YeşilCami95,106-107,110,116,135,142;-‘inçinileri101Yeşilköy134YıldırımBayezıtI.14,24,99,109Yıldırım,semt,cami110,135YıldızDağı28,29Yıldızkahvesi174“YıldızTürküsü”56Yunan.-heykeli140;Kadîm-194YunusKâzım|Koni1174Yunus|Emre)27,85-86,107YusufFehmi51Yücel,HasanÂli171,172YüksekMuallimMektebi171ZâkirBey,ErzurumBelediyeReisi40,44Zehra(Nâbizade)163Zekaî171ZekiFaik,ressam172Zeyneddin-iHafi,Şeyh19Zeyrek159Zigana,-lar30,53Zihnî57ZiraatBankası59ZurnazenMustafaPaşa62Zülfikar88KonuNo:KayıtNo:

___________SON___________Beş şehir’in asıl konusu hayatımızda kaybolan şeylerin ardından duyulan üzüntü ileyeniye karşı ile beslenen iştiyaktır. İlk bakışta birbiriyle çatışır görünenbu iki duyguyusevgi kelimesinde birleştirebiliriz.Bu sevginin kendisine çerçeve olarak seçtiği şehirler,benim hayatımın tesadüfleridir. Bu itibarla onların arkasında kendi insanımızı vehayatımızı,vatanınmanevîçehresiolankültürümüzügörmekdahadadoğruolur.Bizdenevvelkinesillergibibizimneslimizde,budeğerlere,şimdimedeniyetdeğişmesidediğimiz, bütün yaşama ümitlerimizin bağlı olduğu uzun ve sarsıcı tecrübenin bizigetirdiğisertdönemeçlerdenbaktı.Yüzellisenedirheponunuçurumlarınasarktık.Onundirseklerinden arkada bıraktığımız yolu ve uzakta zahmetimize gülen vaitli manzarayıseyrettik.________________________AhmetHamdiTanpınarBeşŞehir________________________

Page 129: Ahmet Hamdi Tanpınar - okumedya.com Hamdi Tanpınar - Beş Şehir.pdfAnkara, 25 Eylül 1960 AHMET HAMDİ TANPINAR İçindekiler Ankara/13 Erzurum/27 Konya/65 Bursa’da zaman/93.