AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF...

24
AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF GERÇEKLERİNE BAKIŞ www.msf.org www.sinirtanimayandoktorlar.org SINIR TANIMAYAN DOKTORLAR MEDECINS SANS FRONTIERES

Transcript of AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF...

Page 1: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

© P

hoto

grap

her

AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI:

AB’NİN ALTERNATİF GERÇEKLERİNE BAKIŞ

www.msf.orgwww.sinirtanimayandoktorlar.org SINIR TANIMAYAN DOKTORLAR

MEDECINS SANS FRONTIERES

Page 2: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

Sınır Tanımayan Doktorlar (Médecins Sans Frontières - MSF); dil, din, ırk, toplumsal cinsiyet ve siyasi görüş ayrımı gözetmeksizin yalnızca ihtiyaca dayalı olarak sağlık hizmeti sunan uluslararası bir bağımsız tıbbi insani yardım kuruluşudur.

Mart 2017KAPAK FOTOĞRAFI @Marko Drobnjakovic Artık hizmet dışı olan ve günümüzde mülteci ve göçmenler tarafından barınma yeri olarak kullanılan bir demiryolu deposunda bir adam sıcak suyla yıkanıyor.

© M

SF

|2

Page 3: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

5 GİRİŞ6 AB’nin Alternatif Gerçekleri #110 AB’nin Alternatif Gerçekleri #216 AB’nin Alternatif Gerçekleri #320 SONUÇ21 NOTLAR

İÇİNDEKİLER

3|

Page 4: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

© Ih

ab A

bass

i / M

SF

|4

Page 5: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan Avrupa’nın kuzeyine geçmek için kullandığı Balkan rotası 1 yıl önce kapatıldı. Bu rota, Avrupa’da koruma arayan binlerce insanın tek umuduydu. Bunun ardından, 18 Mart 2016’da Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye, yaygın bir şekilde AB - Türkiye anlaşması olarak anılan AB - Türkiye Beyanını imzaladı. Bu anlaşma, sığınmacıların ve göçmenlerin Türkiye’den Avrupa’ya ulaşmasını engellemeyi amaçlıyordu ve “göçmenlere hayatlarını tehlikeye atmayacakları bir alternatif”1 sunduğunu iddia ediyordu. Anlaşma, imzalandıktan dokuz ay sonra atılacak ek adımları ortaya koyan iki sayfalık bir Ortak Eylem Planı2 ile desteklendi.

Birbiriyle bağlantılı bu iki olay (Balkan rotasının kapatılması ve AB - Türkiye anlaşması) AB’nin karışık göç akımlarına yönelik yaklaşımındaki yeni paradigmayı temsil ediyordu. MSF, AB - Türkiye anlaşmasının yürürlüğe konmasına tepki olarak AB ve üye ülkelerden fon almama kararı aldı. Caydırıcılık temelli yıkıcı göç politikalarına karşı alınan bu karar, aynı zamanda insanları ve acılarını Avrupa kıyılarından uzaklaştırma girişimlerine karşı bir yanıttı.

Avrupalı liderler, anlaşmanın uygulanmaya başlamasından bir sene sonra her ne kadar bu süre zarfında bazı “zorluklar” olduğunu kabul etseler de “olumlu sonuçları”3, “süregelen ilerleme eğilimini”4 ve “istikrarlı sonuç elde edildiğini”5 müjdeliyorlar. Hatta yakın zamanda Almanya ve Malta gibi AB üye ülkeleri, AB - Türkiye anlaşmasının benzerlerinin başka yerlerde de uygulanması çağrısında bulundu.6

AB yetkililerinin değinmediği konu ise bu stratejinin, Yunan adalarında ve Balkanlarda -özellikle belirsizlik içinde yaşadıkları Yunanistan ve Sırbistan’da- sıkışıp kalmış binlerce mültecinin, sığınmacının ve göçmenin hayatı ve sağlığı üzerindeki yıkıcı insani sonuçlarıdır. Bu liderlerin kabul etmedikleri, tamamıyla uygulansın ya da uygulanmasın, AB - Türkiye anlaşmasının söz konusu insanlar üzerinde korkunç sonuçları olan ve insanlara meta muamelesi yapan mantığın devamı olduğudur. Önleme politikalarının ölümcül sonuçları artık daha fazla kanıta ihtiyaç duymayacak kadar açık ve nettir. Buna rağmen Avrupa liderleri AB - Türkiye anlaşmasının sürdürülmesini, sığınmacıların güvenliğinin ve korumasının üzerinde tutmaya karar vermiştir.

Sığınmacı ve göçmenlere tıbbi ve insani yardım sağlayan ekiplerimiz şiddetten, çatışmadan ve büyük zorluklardan kaçarak koruma arayışı içinde Avrupa’ya gelen insanlarda bu tedbirlerin sebep olduğu fiziksel ve ruhsal yaraları tedavi etmektedir.

Avrupa’nın AB - Türkiye anlaşmasına ilişkin “alternatif gerçeklerini” sorgulayan bu rapor, anlaşmanın Yunanistan’da ve ötesinde insanların hayatları ve sağlıkları üzerindeki gerçek etkilerini AB’nin kabul etmesini ve bu anlaşma ya da benzerlerinin başka herhangi bir yerde tekrar edilmemesini sağlamayı amaçlamaktadır.

GİRİŞ

AB - TÜRKİYE BEYANININ TEMEL NOKTALARI

AB - Türkiye Beyanı 18 Mart 2016’da imzalanmış ve iki gün sonra uygulamaya konmuştur. Bu beyan, temel olarak, çoğunluğunu Türkiye’ye geri göndererek mültecilerin, sığınmacıların ve göçmenlerin Türkiye’den Yunanistan’a geçişine son vermeyi amaçlamaktadır. Aynı zamanda 1951 Cenevre Sözleşmesi’ndeki “coğrafi kısıtlamayı” hala sürdürmesine ve “Avrupa’dan gelmeyenlere” mülteci statüsü vermeyi reddetmesine rağmen Türkiye’nin sığınmacılar için güvenli bir ülke olduğu varsayımına dayanmaktadır. Türkiye halihazırda üç milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapmaktadır.

Anlaşmanın Temel Noktaları: • Türkiye’den Yunanistan’a geçen ‘düzensiz göçmenler’ ve sığınmacılar arasında başvuruları kabul edilemez olarak belirtilenler Türkiye’ye geri gönderilecektir. Bu kişiler, kayıt ve Türkiye’ye geri gönderme olasılığının değerlendirilmesi sürecinde Yunan adalarında kalmalıdırlar.

• Türkiye’ye geri gönderilen her bir Suriyeli karşılığında bir Suriyeli doğrudan Türkiye’den Avrupa’ya yeniden yerleştirilecektir. Bu sayı en fazla 72.000 ile sınırlıdır. Suriyelilerin Avrupa’ya yeniden yerleştirilmeleri, Türkiye’ye geri gönderme işlemlerinin etkin bir şekilde yapılmasına ve Yunanistan’a geçmek isteyenlerin durdurulmasına bağlıdır.• AB, Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı kapsamında taahhüt ettiği 3 milyar avroluk yardımı verecektir. Türkiye vatandaşlarına vize serbestisi tanınacak ve Türkiye’nin AB üyeliği için yürütülen müzakere süreci canlandırılacaktır.AB ve Yunanistan, Aralık 2016’da AB - Türkiye Beyanının uygulanmasına yönelik ortak eylem planını7 yayınladı. Bu plan, Nisan 2017 itibarıyla Yunan adalarında daha fazla sığınma vakasının birikmemesi ve anlaşmanın bütünüyle uygulanmasını sağlamak amacıyla tüm tarafların alması gereken tedbirleri belirlemeyi amaçlıyordu.

5|

Page 6: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

AB'NİN ALTERNATİF GERÇEKLERİ #1:AB - Türkiye anlaşması göçmenlere hayatlarını tehlikeye atmaları dışında bir alternatif sunuyor

© P

hoto

grap

her

Ege’yi geçme girişimlerinin ve denizdeki ölümlerin azalması, AB - Türkiye anlaşmasının temel dayanağını doğrulamış oldu.”

Franz Timmermans, 28 Eylül 2016

©M

arko

Dro

bnja

kovi

c

|6

Page 7: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

Yasal ve güvenli seçeneklerin yokluğundaMSF’nin de aralarında bulunduğu birçok kurum, sığınma talep eden ve göç etmek isteyen insanlar için yasal ve güvenli rotaların oluşturulması amacıyla yıllardır savunuculuk yapmaktadır. Bir ülkeye düzenli ya da düzensiz girmiş olmalarına bakılmaksızın herkesin sığınma talep etme hakkı vardır. Avrupa’nın sınırlarını kapatması nedeniyle AB’ye güvenli ve yasal yollarla giriş yapılamaması, insanları kaçakçıları kullanmaya ve giderek daha tehlikeli yolculuklar yapmaya zorlamıştır.

AB ve üye ülkeler mültecilere, sığınmacılara ve göçmenlere yönelik adımları giderek güvenlik çerçevesiyle sınırlı hale getirirken; yeniden yerleştirme, insani vize, aile birleşimi, çalışma ve eğitim vizesi gibi güvenli ve yasal yollar güçlendirilmemiştir.

Bazı Avrupa ülkeleri, son iki yılda aile birleşimi10 için gerekli koşulları sıkılaştırmıştır. Buna ek olarak, AB devletlerinin Yunanistan’dan ve Türkiye’den gelen mültecileri yeniden yerleştirmeye yönelik katkıları, hedef ve planların oldukça gerisinde kalmıştır. 24 Şubat 2017 itibarıyla, Nisan 2016’dan beri Türkiye’de yaşayan yaklaşık 3 milyon mülteciden sadece 3.565’i11 AB’ye yeniden yerleştirilmiştir. 28 Şubat 2017 itibarıyla Yunanistan’dan diğer AB ülkelerine başvuran 63.302 kişiden yalnızca 9.610’u12 yerleştirilmiştir. Yeniden yerleştirme, yavaş ve idari olarak hantal olmasının yanı sıra ayrımcı bir uygulamadır. Çünkü insanların bireysel olarak korunma ihtiyacı olup olmadığını göz önünde bulundurmadan sadece kısıtlı sayıdaki ülkelerin vatandaşlarına yasal bir alternatif sunmaktadır. Geride kalanlar Yunanistan’da mahsur kalmaya devam etmektedir.

Koruma ve yardımdan uzakta sıkışıp kalan insanlarAvrupa’nın sığınmacılara kapılarını kapatması, insanların kaçtığı çatışma, şiddet ve zulmü sonlandırmak için bir çözüm sunmuyor. Ayrıca kaçanların, güvenli bir yere ulaşmak için az sayıdaki seçeneklerinden biri olan insan kaçakçılarına başvurmalarına gerçek bir alternatif de sunmuyor. Kapatılan sınırlar artık AB’den Suriye’ye kadar uzanıyor. Son iki yıldır Suriye - Türkiye sınırı kapalı ve iki ülkeyi ayıran devasa bir duvar inşa ediliyor. Son üç yıldır Suriye’nin Ürdün sınırı yoğun bir şekilde kısıtlanmış ve son altı ay boyunca acil tıbbi tahliye gereken insanların çok azı ülkeden çıkabilmiştir. Bu durum, binlerce insanı artık 7. yılına giren vahşi bir savaş alanına hapsetmiştir. Suriye’nin ötesinde insanlar, başta Irak, Afganistan, Nijerya, Yemen, Eritre ve Somali olmak üzere pek çok farklı ülkeden kaçmaya devam etmektedir.

Bu savaş ve çatışma bölgelerinden çıkabilenler, çoğunlukla Kenya ve Lübnan gibi milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapan ülkelerde yaşamaktadır. Lübnan’daki 6 milyon nüfusun bir milyondan fazlası mültecidir. Lübnan’da mülteciler, oldukça yüksek sayıdaki kontrol noktaları sebebiyle alıkonmalara, tutuklamalara ve hareket kısıtlamalarına maruz kalmaktadır. Türkiye ise dünyada en yüksek sayıda mülteciye ev sahipliği yapmakta, halihazırda 2,9 milyon Suriyeliyi ve Suriyeli olmayan 350.000 mülteciyi barındırmaktadır. Ayrıca daha birçok kişinin de Türkiye’nin büyük kentlerinde ve sayısı artmakta olan kamplarda resmi belgeleri olmadan yaşadığı belirtilmektedir.

Avrupa’nın güneyindeki birçok ülke sınırında dikenli tel örgülerle karşı karşıya kalan sığınmacı ve göçmenler kelimenin tam anlamıyla yolları üzerinde durdurulmakta, güvenli bir alternatif olmadan, insan kaçakçılarının kollarına ve Avrupa’nın kuzeyine ulaşmak için çok daha tehlikeli olan kara ve deniz rotalarına itilmektedirler.

AB - Türkiye anlaşması hakkındaki yazışma ve duyuruların çoğu ana hedefe ve amaçlanan somut neticeye, yani “Beyanın ortaya konmasından itibaren geçiş sayılarında yaşanan azımsanamayacak düşüşe”8 ulaşılması ile övünüyor. Siyasetçiler de “can kayıplarındaki azımsanamayacak düşüşü”9 vurguluyorlar. Ancak anlaşmanın iddia edilen başarısıyla ilgili yapılan bu tür açıklamalar hala hayatta kalmak için kaçmak zorunda olan insanların neler yaşadığına değinmiyor.

7|

Page 8: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

Umutsuz bir alternatif rota arayışıBalkan rotasının kapanmasına ve AB - Türkiye anlaşmasına rağmen insanlar Balkanlar üzerinden Avrupa’nın kuzeyine doğru düzensiz bir şekilde gitmeye devam ediyorlar. Bu süreçte rotalar farklılaştı ve yolculuklar daha tehlikeli hale geldi ama göç hareketi hep devam etti. 20 Mart 2016’da AB - Türkiye anlaşmasının uygulanmaya başlamasından itibaren en az 140 kişi Ege Denizi’nde boğularak, Sırbistan ve Bulgaristan sınırında donup ölerek ya da Yunanistan’daki kamp koşullarına bağlı sağlık sorunları sebebiyle Balkan rotasında hayatını kaybetti.

Bazıları hala hayatlarını riske atarak deniz yoluyla Yunan adalarına ulaşmaya çalışırken diğerleri farklı ama yine bir o kadar tehlikeli rotalar kullanıyor. Sırbistan’daki ekiplerimiz, Türkiye - Yunanistan ya da Türkiye - Bulgaristan kara sınırından kaçak geçtikten sonra ülkeye yeni varan insanları tedavi ediyor. Mülteci, sığınmacı ve göçmenler daha önce Sırbistan’a trenle varıp sınırda insani yardıma ulaşabiliyordu. Şimdi ise yürüyerek varıyor, kaçakçılar ve sınır polisleri tarafından korkunç düzeyde kötü muameleye maruz kalıyorlar.

Karanlık gerçek: Daha fazla sayıda risk altında insan

AB - Türkiye anlaşmasının uygulanmaya başlamasından bu yana Avrupa kıyılarına ulaşan kişi sayısındaki sert düşüş, içinde çok daha karanlık bir gerçeği barındırıyor. Güvenli bir yere ve korumaya ulaşmak isteyen insanların, tehlikeye maruz kaldıkları yerlerde kalmak ya da Avrupa’ya ulaşmak için hayatlarını tehlikeye atmak dışında bir seçenekleri kalmıyor. Hayatta kalabilmek için ülkelerinden kaçan insanlara güvenli alternatifler sunmak için hiçbir şey yapmamış olan Avrupa’nın, Ege Denizi’ndeki ölümlerin azalması konusunda kendine paye çıkarması ikiyüzlülük ve fırsatçılıktır.

©M

arko

Dro

bnja

kovi

c

|8

Page 9: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

“Birden bire polis geldi. Yaklaşık 15 erkek ve 3 kadındık, iki tane de köpekleri vardı. Üçümüz karnımızın üstünde, kollarımız arkada yere yatırıldık. Sonra bizi hayvanmışız gibi tekmelemeye başladılar. Birkaç defa yan tarafımdan tekmelendim ve köpeklerin biri bana saldırdı. Kolumda izini görebilirsiniz. Yüzüstü yatarken, polislerden birisi kafamın önünde ayakta duruyordu ve yüzüme sert bir tekme attı.”

“Tekmeleyip yumruk attılar. Sonra ellerindeki siyah sopalarla dövmeye devam ettiler. Özellikle bacaklara ve kalçalara vuruyorlardı ama içlerinden biri tüfeğin kabzası ile göğsüme üç defa vurdu ve birkaç dakika baygınlık geçirdim. Ayıldığımda içlerinden biri bacaklarıma vurmaya devam etti. Yanımızda 14-15 yaşlarında çocuklar da vardı, onlar da polisler tarafından dövüldüler. Bir tanesi bayıldı.”

2016 Mart ayının başlarında Balkan rotasının kapatılması ile aynı ayın ilerleyen günlerinde AB - Türkiye anlaşmasının uygulamaya konulması, Yunan adalarına varan insanların sayısında önemli bir düşüşe sebep oldu. Avrupa’nın kuzeyine ulaşmak isteyen insanların kaçakçıların kollarına itilmesi ve güvenlik güçleri tarafından sınırlardan geri itilmesiyle uğradıkları şiddette de ciddi bir artış gözlemlendi.

Sırbistan - Macaristan sınırı, Balkanlar üzerinden kuzeye doğru yolculuk yapmaya devam edenler için hala geçmesi en zor sınır olarak insanları zorlamaya devam ediyor. Macaristan Avrupa’daki en uzun tel örgüyü diktikten sonra geri püskürtme uygulamasını yasallaştırdı ve sadece 2016’nın ikinci yarısında 19.000’den13 fazla kişiyi sığınma talep etme hakkından mahrum bıraktı. Belgrad’da bulunan MSF kliniği, Aralık 2016’nın ortasından itibaren, özellikle sınırı geçme girişiminin başarısız olmasından sonra Macaristan sınırından dönen kişiler arasında, kasti olarak yaralanmış olanların sayısında artışa tanık oldu. Bu yılın Şubat ayında bu durum o kadar vahim bir seviyeye geldi ki, MSF sağlık ekipleri ağır yaralı hastaları hastanelere sevk etmek zorunda kaldı. MSF, Mart 2016’dan Şubat 2017’ye kadar Macar sınır polisinin sebep olduğu iddia edilen 106 yaralanma vakasını tedavi etti. Bunların 54’ü dövülme, 24’ü köpek ısırması, 15’i göz yaşartıcı gaz ve biber gazının sebep olduğu tahriş ve 35’i şiddet kaynaklı diğer yaralanmalardı. 106 hastadan 22’si refakatsiz çocuklardı. Tedavi edilmiş tüm vakalar benzer bir şekilde kötü muamele, ağır dayak ve köpek saldırısı içeriyordu.

BALKAN ROTASININ “KAPATILMASI”: AB SINIRLARINDA KÖTÜ MUAMELE

Göç sırasında meydana geldiği belirtilen şiddet vakaları / MSF'nin Sırbistan'da gerçekleştirdiği 100 ruh sağlığı danışmanlığı seansı

9|

0

5

10

15

20

25

30

35

40

45

50

55

60

Göç sırasında meydana geldiği belirtilen şiddet vakaları / MSF'nin Sırbistan'da gerçekleştirdiği 100 ruh sağlığı danışmanlığı seansı

2015

Ekim

Kasım

Aralık

2016

Ocak

Şubat

Mart

Nisan

Mayıs

Haizran

Temmuz

Ağustos

Eylül

Ekim

Kasım

Aralık

2017

Ocak

Şubat

1

16 16

18

20

25 25

49

31

45

48 48

34

11

37

54

26

Page 10: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

AB'NİN ALTERNATİF GERÇEKLERİ #2: Adalardaki koşullar, başvuru sonuçlarını bekleme sürecinde olan sığınmacılar için kabul edilebilir düzeyde

© Ih

ab A

bass

i / M

SF

Yunan yetkililer, adalardaki göçmenlere yönelik coğrafi kısıtlamayı aktif olarak uygulamaya devam etmelidir.”14

AB - Türkiye Ortak Eylem Planı, Aralık 2016

|10

Page 11: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

“Kampta hayat hapishanede olmak gibi, bir nevi intihar. Sürekli korku içindeyim. Havanın kötü olduğu gecelerde, sert rüzgarın çadırımı uçuracağından korkuyorum. Son üç gün boyunca hiç uyumadım. Yıkanma yerine ulaşabilmek için kampın en uç kısmına yürüyüp orada bir saat boyunca beklemek zorundasın. Her zaman uzun bir kuyruk oluyor. Hijyenik olmadığını belirtmeye gerek bile yok. Soğukta ve çamurda bir saat boyunca beklemek imkansız. Son beş gündür banyo yapmadım. Soğuk günlerde ısınabilmek için uyku tulumumu başka bir mülteciyle takas ettim. Kimse battaniye ya da kalın giysiler dağıtmadı; kimse havanın değişeceğini söylemedi bize; tamamıyla hazırlıksızdım. Burada kendimi güvende hissetmiyorum. Endişeliyim, yorgunum ve umudumu kaybediyorum.”

Suriyeli erkek, Sisam, Ocak 2017

Yunan adalarındaki yetersiz ve tehlikeli koşullarKayıt ve sığınma taleplerinin işleme konmasında yaşanan gecikmeler ve Türkiye’ye az sayıda geri gönderme işlemi yapılması sebebiyle, Yunan adaları geçiş alanları olmaktan çıkmış, yeterli donanıma sahip olmayan kamplarda aylar boyunca kapasitelerinin iki katı sayıda insanı barındırmaya başlamıştır. Avrupa’da korumaya ulaşmak isteyen erkekler, kadınlar ve çocuklar kış koşullarına uygun olmayan geçici barınma yerlerinde, ısıtma ve sıcak su gibi temel hizmetlere erişemeden bir yıla kadar kalmışlardır.

AB - Türkiye anlaşmasının en temel noktalarından biri Yunan adalarına varan sığınmacıların, kayıt olma ve ‘kabul edilebilirlik değerlendirmesi’ süresince orada kalmak zorunda olmalarıdır. Kişiler (aile birleşimi, yeniden yerleştirme, Yunanistan’da sığınma için uygun şartlara sahiplerse ya da hassas kategorisinde kabul edilirlerse) Yunanistan anakarasına transfer kararları alınana kadar ya da (haklarında kabul edilemez veya sığınma için uygun değil kararı verilirse) Türkiye’ye geri gönderilene kadar kalmaları için kurulmuş ‘sıcak noktalar’da, yani kayıt merkezleri ve kamplarda beklemek zorundalar. Ancak, bu politikanın savunulamaz olduğu çok açık, çünkü insanlar sağlıklarını ve hayatlarını tehlikeye atarak bu merkezlerde kabul edilemez şartlarda bir yıla kadar yaşamaya zorlanıyor.

0

2.000

4.000

6.000

8.000

10.000

12.000

14.000

16.000

Nisan 2016

Mayıs

Haziran

Temmuz

Ağustos

Eylül

EkimKasım

Aralık

Ocak 2017

Barınma kapasitesi (diğer)Barınma kapasitesi (kamplar) Sığınmacı sayısı

Yunan adalarının barınma kapasitesi

11|

Page 12: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

25 Kasım 2016’da, Midilli Adası’ndaki bir “sıcak nokta” olan Moria’da bir kadın ve bir çocuk, küçük naylon çadırlarındaki ısıtıcıya bağlı gaz kapsülünün patlaması sonrası çıkan yangında öldü. Bu kaza sonucunda iki kişi hayatını kaybetti ve birçok kişi yaralandı.

Ocak 2017’nin başlarında Yunan adaları yoğun kar yağışına ve dondurucu yağmura maruz kaldı. Derme çatma yaz çadırlarının karla kaplı fotoğrafları sosyal medyada yayılınca, dünya binlerce sığınmacının Midilli ve Sisam adalarında içinde yaşadığı yetersiz koşulların farkına vardı.

Aynı ayın ilerleyen günlerinde, Moria kampında üç genç erkek yaşamını yitirdi ve dördüncü bir kişi kritik bir durumda hastaneye kaldırıldı. Kurtulanlar ve arkadaşları, yaşamını kaybetmiş kişilerin daha önce hiçbir hastalıklarının olmadığını belirtti. Bu kişiler birlikte kaldıkları çadırda ısınabilmek için mukavva, plastik ve ahşap hurda yakıyordu.

Otopsi sonuçları henüz açıklanmadı. Üçüncü kurbanın arkadaşı hastaneden karbon monoksit zehirlenmesi şüphesiyle tahliye edildi.

Sisam Adası’nda kampın yaşam koşullarını iyileştirme çalışmaları sürüyor. Ancak Şubat ortası itibarıyla 600 kişi hala ısıtması olmayan barınaklarda, temiz suya ve sıhhi temizlik olanaklarına erişimleri kısıtlı bir şekilde yaşıyordu. Ölümler ve medyanın bu olaylara gösterdiği ilgi Yunan ve Avrupalı yetkililerin Midilli’de yaşam koşullarının iyileştirilmesi için harekete geçmesini sağladı. Moria kampında kalanların koşullarında gözle görülür bir iyileşme sağlanırken yüzlerce kişi dairelere ve otellere yerleştirildi. Bu tedbirler uzun zamandır beklenen ve istenilen tedbirler olsa da, hassas kategorisindeki kişilerin ihtiyaçlarını karşılamakta hala yetersiz ve belirsizlik içinde yaşayan insanların psikolojik sıkıntılarını azaltmaktan uzak.

© M

SF

|12

Page 13: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

© M

SF

tümü, ekiplerimizin ağır travma mağduru daha fazla hasta görmesini ve kendine zarar verme vakaları ile intihar girişimlerindeki artışı doğrular nitelikte.

Sisam’da ekiplerimiz, AB - Türkiye anlaşmasından itibaren 11 ay içinde 456 ruh sağlığı danışmanlığı verdi. Sosyal hizmet çalışanımız ve psikoloğumuz son aylarda kişilerin ruh sağlığı durumlarında benzer bir kötüleşme gözlemledi. Yalnızca Ocak 2017’de 12 intihar girişimi ve altı kendine zarar verme vakası bildirildi. Bu durum, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) Şubat ortası Sisam güncelleme notunda da “Sisam’da kendine zarar verme, intihar girişimi ve panik atak vakalarına ilişkin raporların düzenli olarak alınmaya devam edildiği” şeklinde vurgulandı.

Hayatta kalma mücadelesiAdalardaki bu kamplar yaşamaya elverişli olmadığı gibi yeterince güvenli de değil. AB - Türkiye anlaşmasının imzalanmasından bir ay sonra Yunanistan’daki kamplarda yaşanan güvenlikle ilişkili yaklaşık 100 olay medyaya yansıdı.

Ruh sağlığı desteği alan hastalarımız Yunan adalarında güvende hissetmediklerini belirtiyorlar. Örneğin; Midilli’deki hastalarımız Moria kampında yaygın alkol ve uyuşturucu kullanımından, cinsel taciz, şiddet ve her gün çıkan kavgalardan bahsediyor. Buralar hiç kimse için güvenli değil; ancak koşullar özellikle en savunmasız durumda olan kişiler için güvenli olmaktan çok uzakta.

İnsanlık dışı politikaların yarattığı yıkımMSF, tıbbi insani yardım kuruluşu olarak Sisam ve Midilli adalarındaki insanların ruhsal ve fiziksel tıbbi desteğe ne denli ihtiyaç duyduklarına tanık olurken, aynı zamanda bu ihtiyaçların zaman içerisinde nasıl değiştiğini gözlemleme imkanına sahip oldu. Psikologlarımız son aylarda her iki adada da bireylerin ruh sağlığında kötüleşme gözlemledi. Hastaların çoğu kötü yaşam koşullarını ya da Türkiye’ye geri gönderilme riskini, psikolojik sorunların sebebi ya da sorunları tırmandırıcı faktör olarak aktardı.

Midilli’de psikologlarımız 767 ruh sağlığı danışmanlığı verdi ve AB - Türkiye anlaşmasının uygulanmaya konmasından hemen sonra insanların ruh sağlığında dikkat çekici bir bozulma gözlemledi. MSF psikologları anksiyete bozukluğu ve depresyon belirtilerine sahip olan hastaların oranında bir yıl içinde 2,5 kat, travma sonrası stres bozukluğu yaşayan hastaların oranında ise üç kat artış gözlemledi. Psikoz belirtileri de arttı. Bu verilerin

Karanlık gerçek: Ölümcül sonuçları olan bir önleme politikasıYunan adalarında yaşayan mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin hayatları ve sağlıkları risk altında. İhtiyaç duydukları korumaya ulaşma anlamında çok fazla umutları ve hizmetlere yeterli erişimleri olmadan, yangın, kavga ve şiddet riskiyle aylardır adalarda kapana kısılmış bir şekilde yaşıyorlar. Bu önleme politikasının zarar verici insani ve sağlık sonuçlarına rağmen AB, “Türkiye anakaraya ulaşmış kişileri kabul etmeyeceğini açık açık söylediği için adaları boşaltamayız”15 diyerek AB - Türkiye anlaşmasını sığınma talep eden kişilerin güvenliğinin ve korumasının üzerinde tutmaya karar verdi.

13|

Page 14: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

“Ruh sağlığı açısından baktığımızda, insanlar sinek gibi kırılıyor. Darmadağın olmuş bir vaziyetteler. Bu anlaşmanın [AB - Türkiye] hayatlarının feda edilmesi karşılığında yapıldığını hissediyorlar.” MSF ruh sağlığı çalışanı, Midilli, Ocak 2017

“Suriye’den ayrıldım çünkü evim bombalandı, kızım öldü, oğlumun da yanık yaraları vardı. Oğlumla birlikte Türkiye’ye gelmek için çıktık, ama kendisi devam edemedi ve öldü. Artık hayatta kaybedecek hiçbir şeyim kalmadı. Her şeyim gitti. Kendime devam etmem gerektiğini söyleyip durdum ve deniz yoluyla Yunanistan’a geçmenin bir yolunu buldum. İlk denememizde denizi geçip Yunanistan’a varabildik. Sınırlar kapalı olduğundan Moria’daki kampta kalmak zorunda kaldık. Başka çaremiz yoktu. Kamptaki durum günbegün daha da kötüye gidiyor. 16 Mayıs 2016’da [Sığınma birimindeki] yetkililerle iki mülakalatımı tamamladım. O zamandan beri de Moria’dayım. Sığınma hizmetleri birimi bana henüz net bir bilgi ya da cevap vermiş değil. Her şey erteleniyor. Bizim yaşadığımız, her gün yüz yüze geldiğimiz acıları hissetmiyorlar.”Kendine zarar verdiği gerekçesiyle kliniğimize kabul edilen Suriyeli yetişkin erkek, Midilli, Aralık 2016

“Yakın zamanda gördüğümüz hastaların büyük bir bölümü 18 ile 40 yaş arası erkeklerden oluşuyor. Bombardımanlar, gözaltı ve işkence deneyimlerinden bahsediyorlar. Bu kişilerin büyük bir bölümü, ‘sıcak noktalardaki’ yaşam koşullarının getirdiği şokla kötüleşen ve oldukça kırılgan bir durumdalar. Bir yerde uzun bir süreden fazla kalmak durumunda olma ihtimallerine ilişkin olarak yüksek seviyede anksiyete geliştirmiş görünüyorlar. ‘Sıcak noktalarda’ en uzun süre kalanlarda ise kendini açık bir şekilde gösteren depresyonu görmek mümkün. Bu kişilerden bazıları dokuz aydan fazla bir süredir buradalar ve dini inançları içki içmeye müsaade etmiyor olsa da mevcut durumla baş edebilmede bir yol olarak kendilerini alkole vermiş durumdalar. Adada psikiyatri hizmetleri veren bir tesis bulunmadığından, kendilerine zarar verenlerle intihara teşebbüs eden kişiler genellikle alıkonma merkezine götürülüyor.”MSF ile çalışan psikolog, Sisam, Şubat 2017

TANIKLIKLAR

|14

Page 15: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

© M

SF

0

Psikoz Travma sonrası stres bozukluğu

Ocak-Mart

Anksiyete bozukluğu Depresyon

7,78

1,82

12,4

7,22

12,2

4 14,5

5

22,3

1

17,7

8

14,5

5

27,2

2

24,4

9

34,5

5

66,1

2

45,4

5

30,6

1

0

5

10

15

20

25

30

35

40

45

50

55

60

65%

Nisan-Haziran Temmuz-Eylül Ekim-Aralık

Midilli Adası'nda ruh sağlığı sorunlarında görülen artış oranı

15|

Page 16: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

© D

anie

l Bar

ney

/ MSF

Tüm göçmenler, ilgili uluslararası standartlar uyarınca ve geri göndermeme ilkesi bakımından korunacaktır.”16

AB - Türkiye Ortak Eylem Planı, Aralık 2016

AB'NİN ALTERNATİF GERÇEKLERİ #3: AB - Türkiye anlaşması insan haklarının temel ilkelerine saygı göstermektedir

|16

Page 17: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

İşkence mağdurlarına yönelik Atina’daki kliniğimizde tedavi gören hastalarımız, adalarda ulaşamadıkları bakıma ciddi anlamda ihtiyaç duyduklarından, kendilerine uygulanan coğrafi kısıtlama politikası kaldırılmaksızın kendi inisiyatifleriyle adalardan ayrıldı. Yetkililer şimdi bu insanlara, sığınma statülerini düzenli hale getirebilmeleri için adalara geri dönmekten başka bir seçenekleri olmadığını söylüyor. Kliniğimize başvuran hassas durumdaki diğer hastalarımıza da, Yunanistan anakarasına gelmek şartıyla ayrılmalarına müsaade edildi; ancak kendileri anakaraya varabildiklerinde bebekleriyle birlikte dışarıda yatmak zorunda kaldıkları için birkaç gün sonra tekrar Midilli’ye geri dönmek durumunda kaldı.

Hassas durumdaki kişilerin içinde bulunduğu bu endişe verici durum daha da kötüye gitme riski taşıyor. AB, Aralık 2016 tarihli ortak eylem planında hassas durumdaki kişilerin de bundan böyle kabul edilebilirlik değerlendirmesi aşamasından muaf tutulmamalarını tavsiye etti. Bu durum, hassas durumda olan kişilerin de Türkiye’ye geri gönderilebilmelerinin önünü açma potansiyelini taşıyor. Başlıca sağlık sorunları için gerekli olan test ve tedavilerin Yunanistan adalarında mevcut olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, politikada yaşanan bu değişiklik oldukça endişe verici bir hale bürünüyor ve bu değişikliğin insanların sağlığı üzerinde yıkıcı sonuçları olabilir.

Hızlandırılmış değerlendirme, standartlardan taviz verilmesi anlamına gelmemelidirAB - Türkiye anlaşmasının ardından Suriyelileri Türkiye’ye geri göndermeye yönelik teşebbüsler, istinaf komitelerinin Suriyelilerin Türkiye’ye geri gönderilmenin güvenli olmayacağına ilişkin kararıyla birlikte büyük ölçüde engellenmişti. Ancak Yunanistan hükümeti, Haziran 2016 tarihinde, büyük bir olasılıkla Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonu’nun baskısından ötürü, bu istinaf komitelerinin yapısını değiştirerek, komitelerde yer alan bağımsız insan hakları uzmanlarını komitelerden çıkardı21 ve bu sayede de Suriyelilerin Türkiye’ye geri gönderilmelerinin yasal dayanağına itiraz eden üyeler, oyunun dışına çıkarılmış oldu.

Adalarda giderek artan sığınmacı nüfusuyla karşı karşıya kalan AB, Aralık 2016’daki ortak eylem planında “Yunanistan makamlarının […] sığınma prosedürleri kapsamındaki itiraz yollarının sayısını azaltma ihtimalini ele alma”22 tavsiyesinde bulundu. Ortak eylem planında ayrıca Yunanistan

MSF, geçtiğimiz yıl içinde hastalarımızın hukuki desteğe erişebilmelerini kolaylaştırmak için de çaba gösterdi ve bazı vakalarda, bu kişilerin hukuka aykırı bir şekilde geri gönderilmekten korunmalarını ve haklarında verilen Türkiye’ye zorla geri gönderilme kararlarına itiraz edebilmelerini sağlamak amacıyla mali destekte bulundu. Tüm bu çabalarımız, hastalarımızın temel insan haklarının ve asli nitelikteki usul güvencelerinin nasıl ziyadesiyle endişe verici bir boyutta aşındırıldığının iç yüzünü de kavramamızı sağladı.

İnsanların kırılganlıklarına yenileri ekleniyorYunanistan yasaları20 uyarınca, hassas durumda olan kişilere özel bir koruma sağlanması gerekiyor. Yunanistan yetkilileri, Yunanistan adalarındaki yetersiz koşullar ve başlıca hizmetlere erişimin olmayışı göz önünde bulundurulduğunda, hassas durumda olan kişileri kabul edilebilirlik değerlendirme sürecinden muaf tuttu ve bu kişilerin sığınma başvuruları hakkında nihai bir karar verilmesini beklerken Yunanistan anakarasına transfer edilmelerine müsaade etti.

Hassas durumdaki kişilerin tespit edilmesine yönelik tarama çalışması yürüten personelin yeterli düzeyde eğitim almamış olması ve korumadan sorumlu örgütlere anakaraya transfer edilecek hassas durumdaki kişileri etkin bir şekilde tespit etme ve yönlendirme süreçleri için yetersiz zaman ve kaynak ayrılması, hassas durumdaki yüzlerce insanın adalarda kalması ve yetersiz bakım ve destekle daha fazla zarara uğrama riski anlamına geliyor. Son dönemlerde Atina’da özel ihtiyaç sahiplerine sağlanan barınma merkezlerindeki kapasite yetersizliği de hassas durumdaki kişilerin Yunanistan anakarasına yönlendirilmelerinin önündeki bir diğer engeli teşkil ediyor.

Midilli ve Sisam’daki MSF kliniklerinde hizmet verilen hastalar çoğu zaman hassas durumdaki kişi kategorisine uyuyor. Ancak bu kişilerin büyük bir bölümü ya özel ihtiyaç sahibi olarak tespit edilmemiş durumda oluyor ya da Yunanistan anakarasına sevk edilemiyor. Örneğin, işkence mağdurlarına yönelik olarak MSF’nin idaresini üstlendiği Atina’daki tedavi ve rehabilitasyon kliniği, daha önce kliniğe yönlendirilmiş 13 işkence mağdurunun sevk edilmesini 3 Mart 2017 tarihi itibarıyla hala bekliyordu. Bu kişiler kendilerine uygulanan coğrafi kısıtlama nedeniyle hala adalardaydı ve bazıları için bu bekleme süresi bir yılı bulmuştu.

AB, AB - Türkiye anlaşmasının, geri göndermeme ilkesi de dahil olmak üzere temel haklara saygı gösterdiğini şiddetle savunuyor.17 Yunanistan’daki göçmen ve sığınmacılarla çalışan hukuk ve insan hakları örgütleri ise bu iddiaya aynı şiddetle karşı çıkıyorlar ve “AB - Türkiye beyanının uygulanmasının her gün sistematik insan hakları ihlallerine neden olduğunu”18 kaydediyorlar. Aralık 2016 tarihli ortak eylem planı çerçevesinde alınması öngörülen yeni tedbirlerin, adalara varabilmiş mülteci, göçmen ve sığınmacıların temel hakları ile hukukun üstünlüğünü koruyan asli nitelikteki usul güvencelerinden mahrum bırakılmalarına neden olacağı yönünde uyarılarda bulunuyorlar19.

17|

Page 18: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

makamlarının tüm sığınma sürecini hızlandırılmış usulle yapması ve “ilk derece sığınma kararına ilişkin olumsuz kararın tebliğiyle birlikte geri gönderme kararlarının da alması”23 tavsiyelerinde de bulunuldu.

Sığınma prosedürünün süresi de sığınma arayan kişiler için gereksiz ve travma yaratan bir diğer unsur. Mevcut bekleme süreleri kısaltılabilir ve kısaltılmalıdır da. MSF, karmaşık fiziksel ve ruhsal sağlık ihtiyaçları bulunan kişilere tedavi hizmetleri sağlayan tıbbi insani yardım kuruluşu olarak, bize başvurmuş olan hastalarımızın büyük bir bölümünün deneyimlediği travmanın farkındadır. Aynı şekilde bu kişilerin yaşamış oldukları istismar, işkence veya zulmü gün yüzüne çıkarabilmek için zaman ve uzmanlık gerektiğinin bilincindedir. Dolayısıyla MSF, sığınma prosedürünün süresinin kısaltılmasının, sürecin niteliğinden ödün verme pahasına gerçekleştirilmemesi gerektiği kanaatindedir. Bu süreç, insanların hassas durumlarının tespitine yönelik çalışmaların iyileştirilmesi ve itirazda bulunma haklarının korunmasıyla bir arada yürütülmelidir.

Belli başlı uyruklara yönelik ayrımcılıkAB - Türkiye anlaşması açıkça “Yunanistan adalarına varan göçmenlerin usulüne uygun olarak kaydedileceklerini ve her bir sığınma başvurusunun Yunanistan makamları tarafından ve BMMYK ile işbirliği içerisinde İltica Prosedürleri Yönergesi uyarınca bireysel olarak değerlendirileceğini”24 ifade ediyor. Ancak, benimsenen uyruk temelli yaklaşım birbirinden oldukça farklı muamelelere neden oluyor. Aynı zamanda kişilerin menşe ülkelerine dayalı olarak yürürlüğe konulan karmaşık prosedürlere yol açıyor.

© A

lexa

ndro

s Av

ram

idis

“Kongo’dan iki buçuk yıl önce ayrıldım. Daha doğrusu ayrılmak zorunda kaldım. Başka seçeneğim kalmamıştı. Nedensiz yere üç kez hapse atıldım. Birkaç hafta sonra da eli palalı milisler ailemin evine saldırdı. Köydekilerin tamamı kaçmak zorunda kaldı. Yakalananlardan bazıları öldürüldü ve çok sayıda kadına tecavüz edildi. Hala bugün dahi milisler genç erkekleri, köylerdeki gençleri silah altına almaya çalışıyorlar. Sonu gelmeyen bir döngü bu. Orada nasıl kalabilirdim ki? Midilli’ye varabilmek iki buçuk yılımı aldı. Kongo’dan ayrıldığım tarihten beri annem ve üç kız kardeşimle temasım da koptu. Onları daha sonra bulamadım. Burada tek başımayım. Kongo’dan ayrıldığım zaman eğitimime, öğrenmeye devam edebileceğim bir yere kaçabilmeyi umut etmiştim. Hala gencim. Benim de hala bir hayatım olabilir. Hala umudum var. Hukuk okumak istiyorum - bu deneyimimin ardından insan hakları okumak istiyorum. Burada, bizim haklarımıza saygı gösterilmediği için insan haklarının nasıl savunulacağını öğrenmek istiyorum. Ama şimdilik Moria’da sıkışıp kalmış durumdayım. Burası insanlık dışı bir yer. Ve ben Kongo’dan geldiğim için, yetkililerin en son değerlendirmeye alacağı kişilerden biri olduğumun farkındayım.”

Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden gelen 21 yaşında yetişkin erkek, Midilli, 9 Şubat 2017

|18

Page 19: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

2016 tarihli ortak eylem planında da yeniden vurgulandı: “Yetkililer sığınma başvurusu sahiplerinin, başvuruları hakkındaki değerlendirme süreci devam ettiği müddetçe bu kişilerin nerede olduklarının bilinmesini (kapalı merkezlerin de kullanılma ihtimali yolu da dahil olmak üzere) güvence altına almalıdır.”27

2008 ve 2014 yılları arasında Midilli’de ve Türkiye ile olan kara sınırına yakın bölgedeki alıkonma merkezlerinde çalışmış olan MSF, sığınmacıların giderek artan bir şekilde idari gözetim altına alınması uygulamasına maruz kalacağını gösteren bu gelişmeden ötürü oldukça kaygılıdır. Bu uygulamanın insan sağlığı ve onuru üzerindeki büyük ve orantısız etkisi göz önünde bulundurulduğunda, idari gözetimin kaçınılması gereken bir uygulama olduğu açıktır.28

Aralık 2016 tarihli ortak eylem planında ortaya atılan öneriler, uyruk temelli bu yaklaşımın Avrupa İltica Hizmetleri Birimi Ofisinin ‘vaka kategorileri temelinde ayrıştırma’25

yaklaşımı vasıtasıyla daha da güçlendirileceğine işaret ediyor. Hukuk ve insan hakları alanında çalışan örgütler böylesi bir sistemin ayrımcı niteliğini eleştiriyor ve kişilerin başvurularının uyrukları temelinde değil, zulüm korkuları temelinde değerlendirilmesi gerektiği gerçeğini dile getiriyorlar.

MSF, uyruklar arasında yapılan bu ayrıştırmanın, kişilerin sığınma başvurularının kurallara uygun olarak incelenip bu kişilere daha sonra destek sağlanmasını kolaylaştırmak yerine tam tersi bir etki yarattığından endişe ediyor. Hassas durumda olan bireylerin yeterli düzeyde tespit edilemediği bir ortamda, korumayı daha az ‘hak ettiği’ düşünülen uyruklardan gelen kişilerin kırılganlığının tespit edilememe riskinin çok daha fazla artacağından ötürü kaygılıyız. Birinci elden tıbbi ve ruh sağlığı danışmanlığı veren doktorlarımız ağır travma, işkence ve zulmün, kişilerin uyruklarıyla bağlantılı olmadığını gözlemliyorlar. Zira Atina’da bulunan ve işkence mağdurlarına yönelik hizmet veren klinikte hastalarımızın beşte birinden fazlası Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden geliyor.

İdari gözetim uygulamasına daha fazla başvurulması yönündeki hamlelerGeçtiğimiz aylarda Avrupa Komisyonu Yunanistan’a, geçmişte olduğu gibi daha fazla idari gözetim uygulamasına başvurması yönünde baskıda bulundu. Bu, Komisyon’un AB - Türkiye anlaşmasının uygulanmasına ilişkin dördüncü ilerleme raporunda da teyit edildi: “Yunanistan makamları, yerel makamlarla da işbirliğinde bulunarak, ek idari gözetim kapasitesinin yaratılması ya da adalardaki mevcut yerlerin kapalı tipteki geri gönderme öncesi kapasitenin artırılması amacıyla genişletilmesi yönünde çalışmalarda da bulunmaktadır.”26 Bu husus Aralık

© P

hoto

grap

her

© M

SF

Karanlık gerçek: Bu kötü durum daha da kötüye mi gidecek?AB, AB - Türkiye anlaşmasının kişilerin temel insan haklarına saygı gösterdiği konusunda ısrarcı olsa da Sisam ve Midilli adalarında bulunan kişilere tedavi sağlarken edindiğimiz deneyim durumun böyle olmadığına işaret ediyor. Adalarda tutulan göçmen ve sığınmacılar, erişmeye çalıştıkları korumadan mahrum ediliyorlar. Dahası, hassas durumdaki kişilerin korunmasını amaçlayan hükümlere rağmen, bu kişilerin büyük bir bölümüne ihtiyaç duydukları bakım ve koruma sağlanmıyor.

Hassas durumdaki kişilere sağlanan muafiyetler ve sığınma kararlarına itirazda bulunabilme imkanları gibi mevcut birkaç usul güvencesinin de tümüyle rafa kaldırılması olasılığı da büyük bir endişe yaratıyor. Halihazırda kötü olan bir durum, daha da kötüye gitmek üzere ve bunun insanların sağlığı üzerindeki sonuçları da oldukça yıkıcı.

19|

Page 20: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

“AB - Türkiye anlaşması eksiksiz olarak uygulandığı takdirde, sınırlar kontrol edilirken aynı zamanda Cenevre Sözleşmesine de saygı duyulabileceğini, merhamet ve empati ile güvenlik önlemlerinin yan yana düşünülebileceğini gösterecektir.”29 Gerald Knaus, Europe Stability Initiative, Ocak 2017

AB - Türkiye anlaşmasının mimarı Gerald Knaus’un yukarıdaki açıklamasında yer verdiği öngörüleri gerçekleşmedi. Tek başarı göstergesi olarak Avrupa’ya geçiş yapan insanların sayısındaki düşüş alınırsa, anlaşmanın başarıya ulaştığı iddia edilebilir. Ancak doğuracağı her türlü sonuca rağmen sığınmacıların geçişlerini engellemeyi amaçlayan bir anlaşma ya da politika, sığınma hakkının ihlalidir ve sığınmacılar açısından geri gönderilme riski oluşturur. Yunanistan’da sığınmacı ve göçmenlerle çalışan MSF ekipleri; anlaşmanın sağlık, koruma ve insani ihtiyaçlar açısından nasıl korkunç sonuçlar yarattığına her gün şahit olmaktadır.

Gerald Knaus, 2017 Ocak ayında “Ege’de uygulama konusundaki tüm sorunlara rağmen AB’nin sağlam bir planı var”30 açıklamasında bulundu. Bu açıklama karşısında şunları belirtmek gerekir: Yunanistan mahkemelerinin bir yıl boyunca Türkiye’nin güvenli bir ülke olmadığı yönünde kararlar vermesi; binlerce insanın aşırı kalabalık adalarda sığınma başvurularının işleme alınması için bir yıl beklemek zorunda kalmaları nedeniyle ruhsal ve fiziksel olarak çöküş yaşaması ya da insanların kar yağarken derme çatma çadırlarda kalıp bu nedenle hayatlarını kaybetmeleri birer ‘uygulama sorunu’ değildir. Bunların tümü caydırıcı politikaların birer sonucudur.

MSF’nin bu anlaşma sonucunda adalarda sıkışıp kalan insanlara yardım ulaştırdığı 2016 yılı boyunca yaptığı gözlemler tek bir sonuca işaret ediyor: Depolara tıkılıp insan ticaretinin mağduru haline gelen insanlar, hakları, kişisel hikayeleri ve özel ihtiyaçlarıyla birlikte alınıp satılabilen ticari birer eşya muamelesi görüyor. Bu muamele çok ağır insani sonuçlara neden oluyor.

Yukarıdaki bilgiler göz önünde bulundurulduğunda; AB’nin Yunanistan’dan son derece az sayıda kişiyi yeniden yerleştirme programına alması ve hatta 2017 Mart ayından itibaren Dublin anlaşması gereğince Yunanistan’a sığınmacı geri gönderme31 hazırlığı içinde olması kabul edilemez bir durumdur. Yunanistan’daki koşulların gerekli kriterleri karşılayacak düzeye ulaşması beklenmediğinden bu hamle gerçeklerden uzak ve zamansız bir hamledir. Yunanistan’daki sığınmacılar büyük ölçüde standartların altında bir kabul sistemi nedeniyle mağdur olmaya devam ederken, mülteci statüsü tanınan kişiler de destek mekanizmalarına neredeyse hiç erişememektedir.

AB üye devletleri, AB - Türkiye anlaşması yoluyla insanları ihtiyaç duydukları korumadan mahrum etmenin yanı sıra daha büyük riskler alınmasına ve insanların sağlık durumlarının kötüye gitmesine neden olmuştur. Bu anlaşma, başka ülkelerle gelecekte hayata geçirilecek ‘dışsallaştırma anlaşmaları’32 açısından kesinlikle bir örnek teşkil etmemelidir.

Anlaşma, bir başarı hikayesinden ziyade insanların hayatları ve sağlık durumları açısından dayanılmaz sonuçları olan bir korku hikayesini andırmaktadır.

SONUÇ

SINIR TANIMAYAN DOKTORLAR’IN (MSF) YUNANİSTAN VE SIRBİSTAN’DAKİ FAALİYETLERİ

MSF, Yunanistan’daki sığınmacı ve göçmenlere 1996 yılından bu yana tıbbi ve insani yardım ulaştırmaktadır. 2015 yılında Balkanlar üzerinden Avrupa’nın kuzeyine ulaşabilmek amacıyla Türkiye’den her gün binlerce insanın Yunanistan’a gelmesi üzerine MSF acil yardım programı başlatmıştır.

MSF şu anda Yunanistan’da 20’nin üzerinde noktada çalışmakta ve ağırlıklı olarak ruh sağlığı, cinsel sağlık ve üreme sağlığı ile kronik hastalıkların tedavisi konusunda hizmet vermektedir.

MSF ekipleri 2016 yılında toplam 72.740 sağlık danışmanlığı gerçekleştirmiştir: - 8.207 ruh sağlığı danışmanlığı

- 2.757 cinsel sağlık ve üreme sağlığı danışmanlığı- 61.776 tıbbi danışmanlık (birinci basamak, fizyoterapi, kronik hastalıkların tedavisi ve diğer)

MSF 2014’ün sonundan bu yana Sırbistan’da sınır giriş ve çıkışlarında sağlık hizmeti, ruh sağlığı desteği, barınma, su ve sanitasyon temininden oluşan çalışmalar yürütmektedir. MSF ayrıca Ocak 2016’da Belgrad şehir merkezindeki gayrıresmi geçici yerleşim alanlarında sıkışmış olan insanlara mobil klinik aracılığıyla birinci basamak ve ruh sağlığı hizmetleri sunmaya başlamıştır. 2016 yılı boyunca daha önce başlanan gıda dışı yardım malzemesi dağıtımı ve Sırbistan’da mahsur kalan savunmasız durumdaki insanların sağlık, barınma ve korumaya erişimi konusundaki savunuculuk çalışmaları devam etmiştir.

|20

Page 21: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

NOTLAR

1 Avrupa Birliği Konseyi, AB - Türkiye Beyanı, 18 Mart 2016

2 AB - Türkiye Ortak Eylem Planı, Aralık 2016

3 Avrupa Komisyonu Eş Başkanı Frans Timmermans, Basın Bülteni, Commission reports on progress made under the European Agenda on Migration, Brüksel, 8 Aralık 2016

4 Avrupa Komisyonu, AB - Türkiye Beyanı 4. İlerleme Raporu, 8 Aralık 2016

5 Avrupa Komisyonu Basın Bülteni, Commission reports on progress made under the European Agenda on Migration, Brüksel, 8 Aralık 2016

6 http://www.politico.eu/article/angela-merkel-wants-refugee-migration-deals-with-northern-african-countries-migrants-migration-turkey/ ve http://news.trust.org/item/20170118162525-nyxxi

7 European Commission - Fact Sheet - Implementing the EU-Turkey Statement – Questions and Answers, 8 Aralık 2016

8 Avrupa Komisyonu, AB - Türkiye Beyanı 4. İlerleme Raporu, 8 Aralık 2016

9 Avrupa Komisyonu, AB - Türkiye Beyanı 4. İlerleme Raporu, 8 Aralık 2016

10 EU Immigration and Asylum Law and Policy, A right to family reunification for persons granted international protection? The Strasbourg case-law, state sovereignty and EU harmonization, 17 Haziran 2016, http://eumigrationlawblog.eu/a-right-to-family-reunification-for-persons-under-international-protection-the-strasbourg-case-law-state-sovereignty-and-eu-harmonisation-2/

11 European Commission, Operational implementation of the EU-Turkey Statement, 3 Mart 2017, https://ec.europa.eu/home-affairs/sites/homeaffairs/files/what-we-do/policies/european-agenda-migration/press-material/docs/state_of_play_-_eu-turkey_en.pdf

12 European Commission, Relocation and Resettlement - State of Play, 28 Şubat 2017

13 ECRE (Avrupa Mülteciler ve Sürgünler Konseyi), Polonya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Slovenya: Pushed back at the door, 27 Ocak 2017, http://www.ecre.org/poland-bulgaria-czech-republic-hungary-and-slovenia-pushed-back-at-the-door/

14 AB - Türkiye Ortak Eylem Planı, Aralık 2016

15 Martin Verwey, Sisam, 14 Şubat 2017, http://www.era-aegean.gr/?p=23434

16 AB - Türkiye Ortak Eylem Planı, Aralık 2016

17 Non-refoulement (geri göndermeme ilkesi): sığınmacıları ya da göçmenleri zulme uğrama riski altında oldukları bölgelere göndermeme yükümlülüğü

18 Greek Council for Refugees, Aitima, European Council on Refugees and Exiles, Solidarity Now, Re: Joint Action Plan on EU-Turkey Statement and resumption of Dublin transfers to Greece, 15 Aralık 2016

19 Greek Council for Refugees, Aitima, European Council on Refugees and Exiles, Solidarity Now, Re: Joint action plan on EU-

Turkey statement and resumption of Dublin transfers to Greece, 15 Aralık 2016

20 3907 Sayılı Kanunun 18. Maddesi uyarınca, hassas durumdaki kişiler şu şekilde tanımlanmıştır: Refakatsiz çocuklar; engelli, tedavisi olmayan ya da ağır bir hastalığı bulunan kişiler; yaşlılar; hamile ya da yeni doğum yapmış kadınlar; küçük çocuğu olan yalnız ebeveynler; işkence, tecavüz ya da diğer tipte psikolojik, fiziksel ya da cinsel şiddet ve sömürüye maruz kalmış kişiler; travma sonrası ruh sağlığı bozukluğu yaşayan kişiler; gemi kazasından kurtulanlar ve mağdur yakınları; insan ticareti mağdurları.

21 ECRE (Avrupa Mülteciler ve Sürgünler Konseyi), Greece amends its asylum law after multiple Appeals Board decisions overturn the presumption of Turkey as a ‘safe third country’, Haziran 2016, http://www.ecre.org/greece-amends-its-asylum-law-after-multiple-appeals-board-decisions-overturn-the-presumption-of-turkey-as-a-safe-third-country/

22 AB - Türkiye Ortak Eylem Planı, Aralık 2016

23 AB - Türkiye Ortak Eylem Planı, Aralık 2016

24 Avrupa Birliği Konseyi Basın Bülteni, AB - Türkiye Beyanı, 18 Mart 2016

25 Greek Council for Refugees, Aitima, European Council on Refugees and Exiles, Solidarity Now, Re: Joint Action Plan on EU-Turkey Statement and resumption of Dublin transfers to Greece, 15 Aralık 2016

26 Avrupa Komisyonu, AB - Türkiye Beyanı 4. İlerleme Raporu, 8 Aralık 2016

27 AB - Türkiye Ortak Eylem Planı, Aralık 2016

28 Forced Migration Review, Health at risk in immigration detention facilities, Ioanna Kotsioni, Aurélie Ponthieu ve Stella Egidi, Eylül 2013, http://www.fmreview.org/detention/kotsioni-et-al.html

29 ESI (Avrupa İstikrar Girişimi), On Solid Ground? Twelve Facts about the EU-Turkey Agreement, 25 Ocak 2016

30 ESI (Avrupa İstikrar Girişimi), On Solid Ground? Twelve Facts about the EU-Turkey Agreement, 25 Ocak 2016

31 Dublin Anlaşması, sığınmacıların ilk ayak bastıkları AB ülkesinde iltica başvurusunda bulunmalarını öngörüyor: https://ec.europa.eu/home-affairs/what-we-do/policies/asylum/examination-of-applicants_en

32 ‘Dışsallaştırma anlaşmaları’nın genel olarak önceliği, göçün nedenlerinin giderilmesi amacıyla üçüncü ülkelerle işbirliği geliştirilmesidir. Ancak uygulamada bu işbirliği ağırlıklı olarak düzensiz göçmenlerin geri kabulünün teşvik edilmesi, sınır kontrolü ile sığınmacı ve göçmenlerin üçüncü ülkelerde kabul edilmesiyle sınırlı kalmıştır.

21|

Page 22: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

|22

© M

oham

mad

Gha

nnam

Sisam adasına daha bugün geldim. Polis beni alıp buraya getirdi, elimin üzerine de 18 yazdılar. Kimlik belirleme için olduğunu söylediler. Bu nasıl bir uygulama? Numaralandırılıp bu kafese tıkılmak için ne yaptım? Tek istediğim Almanya’daki abimin yanına gidebilmek. Babam işkenceyle öldürüldü. Annem artık Suriye’de kalmamın benim için tehlikeli olduğuna karar verdi, annemi ve kızkardeşimi bırakıp buraya gelmek zorunda kaldım. Hikayemi duymalarını ve AB – Türkiye anlaşması gereği beni geri göndermemelerini umuyorum.”

Sisam adasındaki alıkonma merkezinde tutulan 17 yaşındaki Walid

Page 23: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

23|

© G

uill

aum

e B

inet

Kimse illegal değildir”Sisam adasında bulunan alıkonma merkezinin duvarındaki yazılama

Page 24: AB - TÜRKİYE ANLAŞMASININ 1. YILI: AB’NİN ALTERNATİF ...sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/uploads/2017/05/Report-EU... · Mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin Yunanistan’dan

Médecins Sans FrontièresDupré Street 94 - 1090 Brussels - Belgiumwww.msf.org

www.msf.org www.sinirtanimayandoktorlar.org [email protected]

Yaşam sınırlardan önce gelirSINIR TANIMAYAN DOKTORLARMEDECINS SANS FRONTIERES

MSFTurkiye

MSF_Turkiye

MSF_Turkiye

MSF Turkiye

© M

arko

Dro

bnja

kovi

c