6. Sayımız Van Dergisi İç Sayfalar

64

description

6. Sayımız Van Dergisi İç Sayfalar

Transcript of 6. Sayımız Van Dergisi İç Sayfalar

Page 1: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar
Page 2: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar
Page 3: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

diğer sayfalar

36“ VAN TEKRAR

AYAĞA KALKACAK

KALKMALI’’

Van Ticaret ve Sanayi Odası

Yönetim Kurulu Başkanı

Mirza NADİROĞLU

Page 4: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar
Page 5: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar
Page 6: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

■ En iyi performansı göstererek kentteki sıkıntıları en aza indirebileceğimiz iki yılımız var. Sadece alt yapı değil, kentin sosyal donatı alanları, kültürel ve sosyal alanlarını bir bütün olarak ele alarak çalışmalarımıza devam edeceğiz. Halkımızın hiçbir şüphesi olmasın ki; biz bu kente bugüne kadar yaptığımız çalışmalar, çözümün günlük değil, kalıcılaşması için yapıyoruz.

Van için günlük değil, kalıcı çözümler

üretiyoruz

1977 yılında Ağrı’nın Taşlıçay ilçe-

sinde doğdum. İlk, Orta ve Lise öğre-

nimini Iğdır ve Ağrı illerinde tamam-

ladım. 1994 Yılında Diyarbakır Dicle

Üniversitesi Hukuk Fakültesine kayıt

oldum. 1999 yılında Dicle Üniversitesi

Hukuk Fakültesi’nden mezun oldum.

2001 yılında Van İline yerleşerek, Van

Barosuna kayıtlı olarak serbest avu-

katlık yapmaya başladım. Van ilinde

Van Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve

Başkan Yardımcılığı görevlerinde bu-

lundum. Evli ve 1 çocuk babasıyım.

Yaklaşık üç yıldır Van Belediye Baş-kanı olarak görev yapmaktayım.

Van Belediyesi, “Belediyecilikte öncü ve örnek olmak” vizyonu ile yola çıkarak yeni bir kent yaratma iddiasını taşıyor. Özgür kentlerin yaratılmasın-da en büyük rol ve görev, kentte ya-şayan Özgür Yurttaşlarıyla mümkün olabilir. Bizim temel sloganımız olan bu anlayışın sürdürücüleri olarak; yap-tığımız her çalışmayı bizzat halkımızla paylaşarak, onlarında onay ve takdiri-ni alarak yapma gayreti içerisindeyiz. Bunun için yaptığımız ve yapacağımız

Van Belediye Başkanı Bekir KAYA

Page 7: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

■ Yaptığımız her çalışmayı bizzat halkımızla paylaşarak, onlarında onay ve takdirini alarak yapma gayreti içerisindeyiz

■ Ülke, halk ve yöneticiler olarak geçmişten ders çıkarmayan bir toplumuz.

tüm bu çalışmaları halkımızla ve kentli ile paylaşma ihtiyacını hissediyoruz.

Bir ülke için doğal afetlerin olması normal, ancak önemli olanın bunun acı sonuçlarını en aza indirmektir. Ülke, halk ve yöneticiler olarak geçmişten ders çıkarmayan bir toplumuz. Marmara, Af-yon, Muradiye’yi çok çabuk unuttuk. Hiç bir önlem almadık. Alsaydık kentimiz bu kadar acı yaşamayacaktı. Bu kadar zarar

olmayacaktı. , dışarıdan kurtarıcı bekle-miyoruz, bu kentin dinamiklerini sürece dahil etmekten başka çaremiz yoktur.

Deprem dolayısıyla Van’da yüzlerce yurttaşımızı kaybettik, 100 binlerce va-tandaşımız kenti terk etti. Deprem sonra-sı “ Van Belediyesi olarak onlarca tır acil ihtiyaç malzeme dağıtımı yaptık, tüm imkânları seferber ettik. Konteynır kent-ler kurduk gece sabahlara kadar süren çalışmalarımız oldu. Depremin başından beri Türkiye’nin her yerinden Van için bir seferberlik ilan edildiğini ve örneği görülmemiş bir dayanışmanın ortaya çıktığını gördük.

Depremin üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen hala kentte bir plan-sızlığın olduğunu görürsünüz bu plansız-lık zaten başarısızlığı en büyük nedeni-dir. “Ne kadar iyi niyetli olursanız olun, ne kadar maddi gücünüz yüksek olursa olsun, ne kadar para toplarsanız toplayın ama bir yol haritanız yoksa ne yapacağı-nız belli değilse siz hiçbir şey yapamaz-sınız. Bütün bu olumsuzluklara rağmen biz Van belediyesi olarak hiçbir siyasi polemiğe girmeden ve siyasi hesaplar yapmadan Van için çalışıyoruz ve çalış-maya devam edeceğiz.

Van Belediye Başkanı Bekir Kaya’nın prefabrik ev ziyareti

Page 8: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

■ Sezon sonuna kadar kentte yapacağımız çalışmalarla kentin çehresini değiştireceğiz.

Yaşanan depremler ve kışın ağır şart-

larından dolayı kentin alt yapısında ve

yollarında yaşanan büyük tahribatların

giderilmesi için yoğun bir performans

ortaya koyacağız ve koymalıyız. Bu

tahribatların bertaraf edilmesi için ça-

lışmaları başlattık. Sezon sonuna kadar

kentte yapacağımız çalışmalarla kentin

çehresini değiştireceğiz. Van Belediyesi

olarak ayrıca sosyal ve kültürel çalışma-

lara da önem vereceğiz. Van Belediyesi

olarak deprem sonrasından bugüne kadar

kent ile ilgili yapılacak birçok çalışma

için toplantılar düzenledik. Hazırlanan

bu plan ve projelerle Van Belediyesi bir

yandan hizmet binalarını, diğer yandan

da kentin en acil problemlerinin çözüme

kavuşması için en yüksek düzeyde bir

performans sergileyecek. Van Belediyesi

ayrıca daha önce temellerini attığı ancak

deprem nedeniyle durdurduğu çalışmala-

rının yanı sıra kısa bir süre önce tamam-

lanan ve Van’da bir ilk olma özelliği Van Kedisi

Van Kalesi

Page 9: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

■ Üç yıl boyunca kentte yaptığımız çok önemli çalışmalarımızı bu yıl halkımızın da desteği ile en üst seviyeye çıkaracağız.

olan Van Belediyesi Kültür Merkezi ve

Kültür Kompleksinin açılışlarını gerçek-

leştireceğiz.

Son yılların en ağır kış şartları ve

Depremin yaşandığı Van’da yollarının

büyük bir bölümü tahrip oldu, kentin

yine altyapısı da büyük bir zarar gördü.

Kış boyunca asfaltın hiçbir şekilde ya-

pılamaması nedeniyle birçok kez, çakıl

dökülen yollar ise yoğun kar yağışı ve

kar temizle çalışmaları nedeniyle zarar

gördü.

Soğuk havanın etkisini yitirmesi ile

birlikte kentin bozuk olan yollarının ta-

mamında çalışma başlatacağız. Asfalt

çalışmaları yapabilmesi için havaların bi-

raz daha ısınmasını bekliyoruz. Özellikle

kış boyunca sıkıntılı olan Kışla Caddesi,

Milli Egemenlik caddesi gibi alanlarda

çalışma yapacağız. Van Belediyesi ola-

rak ayrıca minibüs güzergâhlarının ta-

mamını yeniden gözden geçirecek kentin

trafik sorununu ortadan kaldıracağız.

Değerli halkımız; göreve geldiğimiz

belediyecilikte üçüncü yılımız. 3 yıl bo-

yunca halkımıza verdiğimiz sözlerimizin

büyük bir bölümünü yerine getirdik ve

bize güvenen insanların beklentilerini

boşa çıkarmadık. Son 2 yılımızda da be-

lediye olarak halkımızın beklentilerini

karşılamak ve onlara yeni bir kent yarat-

ma sözümüzü her zamankinden çok daha

gür bir sesle dile getiriyoruz.

Bu kış ciddi sıkıntılar ve sorunlar ya-

şadığımızı biliyoruz ama şunu içtenlikle

ifade etmem gerekiyor ki; halkımızın

desteği ve güveni ile yaptığımız plan

ve projeleri hayata geçirerek, sıkıntıları

bertaraf edeceğiz. Özellikle belediyemi-

zin yaşadığı bu kadar büyük sıkıntılara

rağmen bu yıl içerisinde yapacağı ça-

lışmaların plan ve projelerini tartışmış,

kararlaştırmıştır. En iyi performansı gös-

tererek kentteki sıkıntıları en aza indire-

bileceğimiz iki yılımız var. Sadece alt

yapı değil, kentin sosyal donatı alanları,

kültürel ve sosyal alanlarını bir bütün

olarak ele alarak çalışmalarımıza devam

edeceğiz. 3 yıl boyunca Van Belediyesi

birilerinin değil, kentte yaşayan tüm hal-

kın belediyesi olduğunu ortaya koymuş-

tur. Halkımızın hiçbir şüphesi olmasın

ki; biz bu kente bugüne kadar yaptığımız

çalışmalar, çözümün günlük değil, kalı-

cılaşması için yapıyoruz. Biz halkımıza

inanıyor ve güveniyoruz, halkımızın da

bize inanmasını ve güvenmesini istiyo-

ruz. İlk gün söylediğimiz ‘yeni bir kent

yaratma’ iddiamızı ve sözümüzü bir kez

daha tekrarlıyorum.

Van depreminden sonra yapılan çalışmalar.

Page 10: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar
Page 11: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar
Page 12: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Van ve çevresi, coğrafya bakımından önemli bir konumu olduğu için çok eski dönemlerden beri yerleşim alanı olmuş, birçok uygarlığın izlerini üzerinde barın-dırmıştır. Urartu Medeniyetine başkent-lik yapan Van, bugüne değin, Hurriler, Hititler, Persler, Medler, Selçuklular, Osmanlılar gibi birçok kültürü bağrında taşımıştır. Van Gölü, Akdamar Kilisesi, “kaleler kenti” olarak anılmasını sağ-layan kaleleri, dünyaca ünlü kedisi ve pek çok turizm aktivitesine olanak veren coğrafyası ile Doğu’nun önemli bir tu-rizm merkezidir.

Van isminin nereden geldiği ve kay-nağı konusu henüz tam olarak açıklığa

kavuşmamış olmasına rağmen konuyla

ilgili bazı önemli görüşler şöyledir:

Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Bü-

yük İskender’in, Van Kalesi’ndeki Vank

adli bir mabedin adını şehre verdiğini

belirtmektedir.

Başka bir rivayete göre, Van pek eski

bir şehir olup, M.Ö. 1900’lerde Asur

Melikesi Meşhur Sah Meryem (Semi-

ramis) adına izafeten Sahmerimekerd

seklinde adlandırılmıştır. Daha sonra

Küyanyâ’nin son devrinde Van adındaki

valinin şehri genişletip güzelleştirmesi

nedeniyle bu idareciden itibaren şehir

Van olarak anılmıştır. Van adinin kayna-

ğı konusunda akla en yatkın ve bilimsel

görüş Urartuca Biane veya Viane’den

çıkmış olduğudur. Tarihi kaynakların

■ Van şehri, kültür

varlıkları, doğal

güzellikleri, yöresel

gelenekleri,

ulaşım imkânları

ve dört mevsim

farklı güzellikler

yaşatan iklimiyle

önemli turizm

merkezlerindendir.

Van merkezinden genel bir görüntü

Page 13: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

bütününde, Urartular kendilerine Bia-

nili demişlerdir. Urartular’ in yükselme

devrinde Biate adi altında bir çok şehir

ve insan topluluğu Van bölgesine toplan-

mıştır.

Van deniz etkilerinden uzak ve yük-

sek dağlarla çevrili olduğundan Van’da

genel olarak karasal iklim egemendir.

Van Gölü’nün çevresindeki diğer göl ve

barajların varlığı, kışların komşu illere

göre daha yumuşak geçmesine yol açar.

Yazları yağışlı ve sıcak geçer. Kışlar

uzun sürer. Bunun nedeni göl çevresin-

deki dağlarda karın eksik olmayışıdır.

Havalar iyice soğuduğunda sular donar.

İlkbahar ayları serindir. Nisan, Mayıs

aylarında ilkbahar yağmurları yağar. İlk-bahar yağışlarının ağırlıklı yer tutması karasal iklimin bir özelliğidir. Yaz mev-simi; gündüzleri sıcak, geceleri serin geçer. Van senenin 120 günü güneşlidir. Türkiye genelinde 25. Sıradadır. Hava kirliliği en az illerimizden biridir.

SPOT: Van ve çevresine önce Hurri-ler yerleşmişler, sonra Urartular 200 yılı aşkın süre hüküm sürmüşlerdir. Daha sonra Medler, Persler, Makedonyalılar, (Büyük İskender), Partlar, Sasaniler, Bi-zanslar, Selçuklular, İlhanlılar, Celayir oğulları, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılar hâkim olmuşlar-dır.

Van bölgesindeki en eski medeniyet M.Ö. 4000 yıllarına kadar gitmektedir. M.Ö. 4000 yıllarından itibaren Doğu Anadolu Bölgesi’ne Kafkasya üzerin-den Hurriler büyük kafileler halinde göç etmişlerdir. Hurrilerin M.Ö. 2000’li yıl-lardan itibaren Van Gölünden başlayarak Kızılırmak ve Yeşilırmağın Karadeniz’e döküldüğü yerlere kadar uzanan bir böl-geye hakim oldukları görülür.

Urartu ve Asur mücadelesi M.Ö. XIII-IX. yüzyılın ortalarına kadar sür-müş, Asurluların bu dağlık ve zor arazi şartlarına sahip bölgeyi hakimiyet al-tında tutmasının zorluğu yüzünden bu

bölgede Urartu Devleti’nin kurulduğu

görülmüştür (M.Ö. 900-600).[1]

M.Ö. 850-840 yılları arasında Urartu

Devleti’nin başında kral Sarduri bulun-

muştur. Tuşpa yani Van şehrini bu kral

kurmuştur. Aynı tahtın babadan oğula

geçmesi geleneğini de bu kralla başlat-

mışlardır’.

Kral Işpuni (M.O. 830-8i0) ve Menu-

as (M.O. 8i0-786) yılları Urartuların ba-

yındırlık yönünden geliştikleri bir devir-

dir. Bu devirde Gürpınar ovasından Van

ovasına su getirebilmek için kanallar

açılmış, yollar, saraylar yapılmış ise de

genişleme Kral I. Argisti (M. 0. 786-764)

zamanında olmuştur.

M.Ö. 66 yılında Van, Romalıların

eline geçmiştir. M.S. 200 yıllarına kadar

Partlar ve Bizanslılar arasında el değişti-

rip durmuştur. M.S. 2. yüzyıldan 7. yüz-

yıla kadar Sasani idaresinde kalmış ve

625 yılında bölgeye Hazar Türkleri gel-

miştir. Hazarlar ve İslam orduları arasın-

daki mücadeleler, Hazarların Müslüman

olmasıyla sona ermiştir.

Daha sonra bu bölgede ağırlığını ku-

ran Roma ile Partlar arasında, Van de-

vamlı el değiştirmiştir. Partların yıkılma-

sı ile Van’da Sasani etkinliği başlamıştır.

Roma 395’te ikiye ayrılınca bu bölgede

Doğu Roma’nın üstün kuvvetleri karşı-

sında Bizans hakimiyeti başlamıştır.[2]

Bizans İmparatorluğu’nun başın-

daki Herakliyus’un 641‘de ölümü ile

Arapların Anadolu’ya akınları artmıştır.

Emeviler döneminde Van, Arap hakimi-

yetinde, ancak Ermeni valiler tarafından

yönetilmiştir. Abbasiler zamanında ise;

yöre halkıyla iyi geçinmek için Aşot

isimli Prens Ermeni emirliğinin başına

atamıştır.

1045’de Bizanslılar, Bograt soyuna

son verip yöreyi bütünüyle yönetimleri

altına almışlardır. Daha sonra bu bölge-

nin Ermenilerini Anadolu’nun içlerine

sürgün etmiş, orada zorla Ortodoks mez-

hebine sokmuşlardır.[3].

Anadolu’ya ilk Türk akınları Van böl-

gesinden başlamış, Çağrı Bey yerleşebi-

lecek yeni bir yurt bulmak amacıyla 1018

yılında Van yöresine gelmiştir. Büyük bir

direnişle karşılaşmayan Türkler kitleler

halinde Anadolu’ya akmaya başlamıştır.

1054’de Anadolu seferine çıkan Tuğrul

Bey Erciş ve Van yöresini 1064’de ele

■ Van, tabiî güzelliği açısından da birçok mekâna nasip olmayan avantajlara sahiptir. Gölü, dağları, güzelim suları, ovaları, yaylaları, kışın soğuğuyla yazın sıcağıyla rahatsız etmeyen mutedil havası, birkaç bin yıllık tarihin mirası olan eserleri ile Van, şairlere gerçekten iham kaynağı olma niteliğindedir.

Page 14: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

geçirmiştir. 1065’de ise şehir ve çevresi Alparslan tarafından fethedilmiştir.

Malazgirt zaferi ile Van yöresinde Türk egemenliği pekişmiştir. Bu zaferle Bizans Devletinin askeri gücü kırılmış ve bu bölgeye yerleşen Türkmen boyları ile Van ve çevresinde Türkleşme harekatı başlamış ve Van Anadolu’ya giriş kapısı olmuştur. Alparslan bu bölgeyi Ermeni-lerden değil, Bizans İmparatorluğundan almıştır.

Selçuklulardan sonra, Van bölgesi bir süre İlhanlıların, onlardan sonrada Celayirliler’in yönetiminde kalmış 13. yüzyılda ise Van bölgesi el değiştirerek Karakoyunluların yönetimine geçmiştir. Karakoyunluların baş şehri Erciş olmuş-tur.

Bu tarihten sonra Van kısa süreli el değiştirmelere sahne olmuştur. 16. yüz-yılın ilk yarısında bölge Osmanlı ve Sa-fevi İmparatorlukları arasında çekişme konusu olmuştur. Yavuz Sultan Selim Çaldıran Seferinde yöreye geçici olarak hakim olmuştur.

Nihayet Kanuni Sultan Süleyman İran’la sürüp giden anlaşmazlığa son

vermek için 1533’de bir sefer düzen-

lemiştir. 1534’de Adilcevaz-Erciş-Van

kolaylıkla alınmıştır. Böylece Van, kesin

olarak Osmanlı Devleti’nin eline geçmiş-

tir. Osmanlı Devleti burayı eyalet haline

getirmiştir. Bunun başlıca sebebi, Van’ın

iktisadi, ticari ve siyasi yönden taşıdığı

önem olmuştur. Zira Van, Ortadoğu’yu

Anadolu’ya hatta Avrupa’ya bağlayan

yolların kavşak noktasında bulunmak-

taydı.

1548’de Kanuni Sultan Süleyman tekrar İran’a sefer düzenlemiştir. An-cak, İstanbul’a dönünce Şah Tahmasb Van’ı tekrar ele geçirmiştir. 1551-1554 yıllarında Erciş, Ahlat, Adilcevaz’a tek-rar hakim olmuştur. Kanuni üçüncü defa İran seferine çıkmıştır. Bu sefer sonunda Safeviler tümüyle Doğu Anadolu’dan çıkarılmışlardır. 1555’de Amasya anlaş-ması yapılarak Van yöresi Osmanlılara kalmıştır.

1882 yılında Van Ermeni olaylarına sahne olmuştur. Üç Ermeni elebaşısının yönetimindeki 1500 Ermeni isyancı şe-hirden uzaklaştırılmıştır. 1895’den itiba-ren Van’da Ermeni çeteleri şehri kundak-lamış ve bir Ermeni-Türk çatışmasına yol açmıştır. Şehir I. Dünya Savaşında Rus-lar tarafından işgal edilmiştir. 1915’de Ruslar tamamen şehre hakim olmuşlar-dır. Rusların yardımlarıyla Ermeniler de Van’a girmişlerdi. 2 Nisan 1918 günü şehir işgalden kurtarılmıştır. Bu süre içe-risinde vaktiyle 100 binin üstünde olan il nüfusu üç bine düşmüştür. 2 Yıl 10 Ay 13 gün süren bir işgalden sonra Türk ordusu 2 Nisan 1918’de Van’ı işgalden kurtar-

■ Van’a bir anlamda “Kaleler Kenti” denilebilir. Van ve çevresinde küçüklü büyüklü çok sayıda kale bulunmaktadır. Bu tarihi kalelerden bir kısmı Urartu döneminden, diğerleri Ortaçağ ve sonrasından kalmadır

Van Bahçesaray

Page 15: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

mıştır. Ruslarla işbirliği yaparak silahlı

baskın yapan Ermeniler bu bölgeden

çıkarılmıştır. Ruslar ve Ermeniler işgal

esnasında Van’ı yakıp yıkmış ve harabe

haline getirmişlerdir.

Cumhuriyetle beraber Van, uzun yıllar

bahçeli konutlarıyla kırsal görünümünü

korumuştur. 1965’de nüfusu 32 bindir.

1970’lerde İran demiryolunun açılma-

sıyla Van’da gelişme görülmüştür

Bahçesaray’ın eski ismi ve halen ken-

di aralarında kullanmış oldukları ismi

Müküs’tür. Müküs Arapça bir kelime

olup, Meks kelimesinin çoğuludur. Lü-

gat anlamı; öşürler, borçlar, vergiler ve

bunların toplamıdır. Ayrıca toplanma

yeri ve üs anlamında da kullanılır. Tarihi

19. yüzyılda Kırım Bahçesaray’dan ge-

lem Kırım Tatar Göçmenlerine itafen bu

adı almıştır.1962’ye kadar Siirt’in Per-

vari ilçesinin bucağıyken, daha sonra-

ları Van’ın Gevaş ilçesine bağlanmıştır.

1987’de ilçe olmuştur.

Bahçesaray’ın tarihi ile ilgili yazılı

bilgiler çok sınırlıdır. Zengin bir tarih-

sel geçmişe sahip olan Bahçesaray’ın

bu sınırlılığı, yerleşim merkezlerine olan

uzaklığı ve Van gibi önemli bir merkezin

gölgesinde kalmasındandır

Bahçesaray ilçesi 576 kilometre kare

yüz ölçümüne sahip deniz seviyesinden

1670 metre yükseklikte, Van il merke-zine 110 kilometre uzaklıkta olup, bu yolun 74 kilometresi asfalt geri kalan 36 kilometresi ise ham toprak yoldur. Ayrıca Van-Tatvan- Hizan- Bahçesaray güzergâhının bulunduğu 245 kilometre-lik bir yol bulunduğu 2004 yılı içinde de asfaltlanmıştır. Çetin arazi ve tabiat şart-larına sahip, etrafı sarp yüksek dağ ve tepelerle çevrilidir. Dar bir yerleşimi bu-lunmaktadır. İlçe doğuda Çatak, batıda Bitlis iline bağlı Hizan, kuzeyde Gevaş, Güneyde ise Siirt iline bağlı Pervari ilçe-si ile sınırdır. İlçenin kuzeyinde bulunan ağirov dağı eteğindeki Serkahni (Çeşme başı) dedikleri membadan çıkan, Müküs (Bahçesaray) çayı olarak adlandırılan akarsu ilçeyi ikiye bölerek uzun ve dar vadiden geçtik ten sonra Pervari ilçesi sınırına ulaşır. En önemli geçim kaynağı ceviz ve bal üretimidir. Bölgede tarım ve hayvancılıkta yapılmaktadır. Müküs balı meşhurdur. Ceviz ağaçlarının kütüğünü satarak önemli miktarda gelir elde eder. Ceviz kerestesinden yapılma mobilya ve ağaç oymacılık ilçede gelişme yolunda-dır.

Ortasında çağlayarak akan Müküs ırmağında bol miktarda alabalık vardır. Ayrıca rafting sporları için çok uygun-dur. kış sporları için de elverişli doğa şartlarına sahip olan bahçesaray’da ka-rabet geçidi yaylasında kayak da yapıla-

bilmektedir

Başkale Urartular zamanında Adam-

ma olarak adlandırılan bir yerleşme idi.

Ermeniler buraya Adamakert ismini ver-

mişlerdi. Sonraları Romalılar ile Partlar

arasında bir sınır bölgesi olan Başkale,

İ.S. 3. yüzyılda Sasaniler´in, 6. yüzyılda

Bizanslılar´ın eline geçti. 645´te ki Arap

işgalinden sonra da yerel Ermeni beyle-

rinin yönetiminde kaldı. 1100´lerde ku-

rulan Sökmenliler´e (Ahlat Şahlar) bağ-

landı, 1245´te Moğol saldırısına uğrayan

yöre kısa sürede yerel beylerin yöneti-

minde kaldıktan sonra 1386´da Timur´un

ardından Karakoyunlular´ın, 16. yüzyıl

başlarında Safeviler´in egemenliğine

girdi. Başkale yöresinin kesin olarak

Osmanlı Devletine bağlanması Kanuni

Sultan Süleyman döneminde l6,yüzyıl

ortalarına rastlar. Eskiden Kotur-Elbak

adıyla anılan yöre 19. yüzyıl sonlarında

Van vilayetinin Hakkâri sancağına bağlı

Elbak (Elbak) kazasının sınırları içeri-

sinde idi. Kazanın adı Cumhuriyet döne-

minde Başkale olarak değiştirildi

Yüzölçümü 2599 km2, denizden yük-

sekliği 2400 m, ortalama karla kaplı gün

sayısı 140 gün, enlem 38.03, boylam

41.01. Ortalama sıcaklığı 5.8oC. Van´a

uzaklığı 120 km olan Başkale Van´ın

Güneydoğusunda yer alır. İspiriz dağı

eteklerine kurulmuştur.

Başkale ilçesinde bulunan percibacalar

Page 16: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Başkale ilçesi halkının ana geçim

kaynağı hayvan yetiştiriciliğidir. Özel-

likle koyun beslenir. Gerek iç gerek dış

pazarlara canlı hayvan satılır. Bitkisel

üretim iklim şartları nedeniyle gelişme-

miştir. Bundaki en önemli etmen bitkisel

üretime elverişli toprakların çok az ol-

ması ve iklimin sertliğidir. Buğday, arpa

ve patates en önemli ürünleridir.

İlçe turizm bakımından zengindir.

Türkiye’de 2 Farklı yerde bulunan ve

dünya harikaları arasına giren Peribaca-

ları ve Travertenler bu küçük ilçede de

bulunmaktalar. Duyulmamasının nedeni

ise bakımsızlık ve duyarsızlık denilebilir.

Bütün yerleri görebilmek için ayrı ayrı iki

farklı yer gezmek yerine Başkale’de bir-

birine yaklaşık 60 km uzaklıkta bulunan

peribacalarını ve travertenleri görmek

mümkün... Şuanda turizme elverişli hale

getirmek için çalışmalar sürmektedir.

1507 yılında Safevi kuvvetleri bölgeyi

istila etti. Şiilik bölgede tehlike olmaya

başlayınca, Yavuz Sultan Selim 23 Ağus-

tos 1514 yılında ilçemizin adını da aldığı

Çaldıran ovasında Safevi hükümdarı Şah

İsmail’i bir meydan muharebesi ile mağ-

lup etti. Böylece Safevilerin batıya iler-

leme yolları kesildiği gibi Anadolu’da da

Şiilik hareketinin yayılması da önlenmiş

oldu. Şah’ın idaresinden kaçan beyle-

rin hepsi Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan

Selim’e bağlılıklarını bildirdiler.

Bir serhat bölgesi olan Van bölge-

si 19. yüzyılın sonlarında Ermenilerin

çeşitli insanlık dışı saldırılarına maruz

kaldı. Çaldıran da Mayıs 1915’te Rus

işgaline uğradı. Türk Ordusunun geldi-

ği 3 Nisan 1918’e kadar yaklaşık 3 yıl

devam eden bu işgal sırasında, ilçemi-

zin bazı köylerinde öteden beri yaşa-

yan Ermeni azınlıklarca ilçemizde de

pek çok cinayet ve katliamlar yapıldı.

Çaldıran ovasındaki Kümbet mevkiin-

de de Müslüman-Türklere ait bir toplu

mezar olduğu belirtilmektedir.Rusların

bölgeden çekilmeleri ile Ermenilerin de

köylerini terk ederek göçtüğünü ve böy-

lece ilçemize de huzur ve barış ortamı-

nın geldiğini görüyoruz.Osmanlı usulü

toprak yapısı Van’da da işletilerek 46

zeamet ve 2695 tımar meydana getirildi.

Daha sonra 1534 yılında Kanuni Sultan

Süleyman’ın İran Seferi ve 1635’de 4.

Murad’ın Revan seferi ile de Çaldıran

bölgesindeki Osmanlı-Türk hâkimiyeti

günümüze kadar devam etti. 1639 tarihli

Kasr-ı Şirin anlaşması ile Türk-İran sını-

rı kesin şeklini aldı.

Çaldıran, Muradiye’ ye bağlı bir nahi-

ye iken 4 Eylül 1987 tarihinde TBMM’ce

kabul edilen 3392 sayılı kanunla Çaldı-

ran ilçesi kurulmuş ve 5 Eylül 1988 tari-

hinde fiilen faaliyete geçmiştir

Halkın büyük çoğunluğu, geçimini

hayvancılıkla sağlamaktadır.

Çaldıran ilçesinin yüz ölçümü 1742

km2 ve rakımı 2050 metre olup, ilçe

merkezi Çaldıran Ovası’na kurulmuştur.

Etrafında Özalp, Doğu Beyazıt, Diyadin,

Muradiye ilçeleri ve İran bulunmak-

tadır. İlçe merkezinden E-99 karayolu

geçmektedir. İlçeden doğan Bendimahi

Çayı, ilçenin ortasından geçerek Van

Gölü’ne dökülmektedir.

İlçenin esas adı olan Şatak veya Şa-

takh 1960 yılına dek kullanılmış, daha

sonra Türkçe anlam yüklenerek Çatak

adı verilmiştir. Eski bir Ermeni yerle-

şimi olan yörenin adı en erken 870 yılı

civarında yazılmış olan Ermenice veka-

yinamelerde geçer. 7. yüzyıl ortalarından

itibaren bir müddet Arap egemenliği al-

tında kalmış, 10. ve 11. yüzyılda Van’da

bulunan Vaspuragan Ermeni krallığı/

beyliği döneminde gelişerek çok sayıda

kilise ve kale ile donatılmıştır. Herhangi

bir tarihte Bizans egemenliğine girme-

miştir.

Çeşitli Türk ve Moğol istilalarından

çok etkilenmeyen bölge, 1350 yılı do-

layında güçlenen Hakkari Beyliği’nin

kontrolüne girmiştir. 1548 yılındaki

Osmanlı-İran savaşından sonra teorik

olarak Osmanlı Devleti’nin hakimiyeti

altına girmiş ise de Osmanlı merkezi ida-

Akadamar Kalesi

Page 17: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

ri sistemi 19. yüzyıl ortalarına dek kuru-lamamış, dolayısıyla Osmanlı egemenli-ği daha çok kâğıt üzerinde kalmıştır.

İlçe merkezinin eski adı Tağ veya Tağı olup, 1865 yılında kaza (ilçe) teşkilatı kurulduğunda merkez olarak seçilmiştir.

Osmanlı Devleti bu dağlık bölgede egemenliğini kurarken bölgedeki çeşitli Kürt unsurlardan faydalanmıştır. Kürt ve Ermeni halk arasında gitgide artan ger-ginlik, 1895’te çok sayıda Ermeni’nin öldürülmesi ve Çatak’taki Ermeni köy-lerinden çoğunun boşalarak Kürt aşiret-lerin eline geçmesiyle sonuçlanmıştır. İlçede az sayıda kalan Ermeniler 1915’te temizlenmiştir.1915 olayları sırasında bazı Çataklılar şimdiki Karşıyaka ile Alaçam Mahallelerini ele geçirerek Er-menilerin İlçeyi terk etmeleri için zemin hazırlamışlardır.

1915-1916 ve tekrar 1916-1918 döne-minde Çatak ilçesi Rus işgaline uğramış-tır. İşgal sırasında Rus ordusuna bağlı bazı Ermeni milis kuvvetleri Çatak’ta terör yaratmış, Müslüman halktan bazı kişileri şehit etmişlerdir. 1917 yılında Rusyada çıkan ihtilal ile Çarlık idaresi devrilip yerine Bolşevik idaresi kurulun-ca, Rusya yurdumuzdaki askeri birlikle-

rini çektiği sırada Ermenilerin bir kısmı İran’a bir kısmı Rusya’ya, bir kısmı da Irak’a olmak üzere İlçeyi terk etmişlerdir.

İlçenin sınırlarında tarihi eser olarak Ermeni yapımı olan üç kemer köprü var-dır. Bu köprülerden birisi ilçenin içeri-sinde olup Sortikin Çayı üzerinde geçit vermekte ve halen kullanılmaktadır. Di-ğer iki köprü “Holkan ve Zırıl” Norduz Deresi üzerinde olup, dere üzerinde ha-len geçit veren yerlerdir.

Tırşın’de büyük taşlar üzerine yapıl-mış ağaç resimlerine ilaveten bu ağacın dalına ön ayağını uzatmış keçi resmi ile taş üzerindeki keçinin arkasında kurt resmi bulunan birkaç taş eser bulunmak-tadır.

Edremit kuruluşundan bugüne; Edre-mit, Gümüşdere, Sarmansuyu gibi adlar almıştır. “Edremit” ismi, en eski olanıdır. “Gümüşdere” adının neye bağlı olarak konulduğu bilinmemektedir. “Sarman-suyu” adı; Şamram Kanalından esinle-nerek konulmuştur. Merkez belediye bu

adla kurulmuştur. En son ve kalıcı olarak

“Edremit” üzerinde karar kılınmıştır.

Edremit kelimesi Arapça’dan alın-

madır. “Erd=yer, met=uzun anlamında.

İki hecenin “Erd+met” birleşmesi “uzun

yer” anlamı manasına gelmektedir. Baş-

langıçta “erdmit” olarak telaffuz edilen

bu kelime zamanla halk ifadesinde incel-

tilerek bugünkü “Edremit” adını almıştır.

Edremit, Van iline 18 km mesafede-

dir. Allah’ın bütün güzellikleri bahşet-

tiği bu yer, mavinin en güzelini taşıyan

Van gölü’nün kıyı şeridi boyunca uzanır.

Edremit’in yeşili, gölün mavisiyle ku-

caklaşır. İlçe, sahilden derinliğine meyve

yüklü ağaçlarla kademe kademe yükse-

lir. Ağaçlar arasından kıvrıla kıvrıla bir

gelin endamı ile süzülerek geçen tarihi

Menua (Şamram) kanalı, gururlu akışıy-

la türkülere konu olmuştur

İlçenin her tarafı tabii parklarla süs-

lü, gizem dolu bu şirin ilçe ilkbahar, yaz,

sonbaharın ilk ayları insanlarla dolar

taşar. Edremit’in Van girişinden Kadem-

bastı çıkışına kadar restoranlarla doludur.

Van Edremit arasında iki lüks otel işlet-

meye açılmıştır. Tarihi olduğu kadar özel

bir yeri olan Vali Konağı, Osmanlı’nın

son döneminden başlar, zamanımıza ka-

dar Van valilerine hizmet etmiş, etmekte

olan bu köşk, ilçenin güzelliğini bir kat

daha artırmaktadır.

Edremit’te çeşitli kavimlerin yanında

Kaldi Kehaldiler (Urartular), Asuriler,

Menuas kavimleri, Semiramis sülalele-

ri yerleşmiş olabileceği, daha sonraları,

doğudan gelen Sasaniler, Müslüman

Araplar M.S., XII. yy. ortalarında Van

ve yöresini hakimiyetleri altına aldıkla-

rı bilinmektedir. Müslümanlarla Bizans

Devleti arasında elden ele geçen Van ve

yöresinde, Ermeni asıllı beyler de kısa da

olsa hakimiyet kurmuşlardır.

İlçe merkezinde ve köylerinde buğ-

day, arpa, şeker pancarı, korunga yonca

vb. ağırlıkta olan tarım ürünleridir. Buna

Başkale ilçesinde bulunan çukurlar

Page 18: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

bağlı olarak hayvancılık ile arıcılık ilçe

merkezinde yaygınlaşmaya başladı.

Erciş’in bilinen ilk resmi tarihi Urar-

tularla (MÖ900-600) başlar. Arap kay-

naklarında geçen Arciş adının Urartu

Kralı Argişti’den geldiği ve dolayısı ile

Erciş’in Urartular tarafından kurulduğu

belirtilmektedir. Urartu Kralları Argişti

ve Menua döneminde Erciş’in imar edil-

diği, Tetuma adında bir şehir kurulduğu

ve imar edilen bu şehirde tarıma büyük

önem verilerek sulama kanallarının ya-

pıldığı bilinmektedir. Urartulardan son-

ra sırasıyla Med, Pers, Roma ve Bizans

egemenliğine giren bölge Müslümanla-

rın eline geçmiştir. İlhanlılar, Ak Ko-

yunlular ve son olarak ta Osmanlıların

hâkimiyetime girmiştir.Ermeni işgalin-

den kurtulduktan sonra 1923 de Erciş

Belediye kurulur

Vangölü havzasında yer alan ilçe, Er-

ciş Ovası üzerinde kurulmuştur. Bu ova

Ala Dağlar ve Süphan Dağı ile Van Gölü

arasına yayılmış en geniş, aynı zamanda

en verimli ve sulak bir alandır.

Erciş akarsu bakımından oldukça

zengin bir ilçedir. İlçenin hemen hemen

her tarafına yayılmış irili ufaklı birçok

akarsu mevcuttur. Bölge iklim olarak

karasal iklim kuşağında yer almasına

rağmen, Erciş’te iklim ılıman özellik

göstermektedir. Sebebi ise, güneyde Van

gölü, kuzeyde Koçköprü Baraj gölü ile

birlikte yine kuzeyde bulunan tepelerin

sert ve soğuk rüzgarları tutmasıdır. Bu-

nun sonucunda Bitki örtüsünde de çeşit-

lilik görülür. İlçenin belli başlı dağları;

kuzeyde Ala Dağlar, doğuda Aksurik

ve Meydan Dağlarıdır. Bununla birlikte

Zernaki, Kızılkaya Tepeleri de önemli

tepeler arasındadır. İklimi tarım ve hay-

vancılığa elverişli olan ilçede; büyük ve

küçükbaş hayvancılık ile birlikte Balık-

çılık ta yapılmaktadır. Tarım ise, geniş

ve sulak arazilerde Şeker Fabrikasından

dolayı endüstri bitkisi olan şeker panca-

rı, sebze, meyve ve tahıldır.

Gevaş’ın kültür tarihinin eskilere

dayandığını göstermektedir. Bunlardan

meşhur olanı Gevaş’ın adını da aldığı

Artos dağı efsanesi ile Akdamar efsa-

nesidir. Artos dağı efsanesinde eski adı

Vestan olan ilçenin isminin nereden gel-

diği ile ilgilidir.

Mahalli çevrede bu isim üzerine çe-

şitli rivayetler bulunmakla beraber en

çok anlatılanı ise şöyle rivayet edilir

: Eskiden Hakkari, Ağrı, Van ve diğer

çevrelerden gelen hacı adayları burada

toplanıp, kafilenin tamamının gelmesi-

ni beklerlermiş. Bu nedenle dinlenilen,

yorgunluk giderilen yer anlamında VES-

TAN demişlerdir.

Diğer bir rivayet ise Artos dağı ef-

sanesidir. Bu efsanede adı geçen Gevi

ananın çok zengin olduğu ve misafirper-

ver olduğunun anlatılmasıdır. Herkese

Van Muradiye Şelalesi

Page 19: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

yemek ikramında bulunduğu söylenen

Gevi ana için halk arasında haydi GEVİ

ANANIN AŞINA GİDELİM diyerek ye-

mek yemeye gelirlermiş, daha sonra bu

deyim GEVAŞ haline dönüşmüştür.

Gevaş ilçesinin tarihi geçmişi M.Ö. 5

bin yıllarına dayanmaktadır. 1071 yılın-

da Malazgirt Zaferi sonrası bir Türk şeh-

ri olmuştur. Van Sancağı’na bağlı nahiye

olarak varlığını sürdürmüştür. Osmanlı

İmparatorluğu’nun hâkimiyetine giren

Gevaş, 1914 yılında Doğu Anadolu’da

başlayan Rus ve Ermeni işgaline uğra-

mış, 31 Mart 1918 tarihinde Rus işgalin-

den kurtarılmıştır. 1927 yılında şimdiki

yerinde geniş bir araziye kurulmuştur.

Gevaş Sosyal açıdan Van’ın ileri ilçe-

lerindendir. Geniş arazi yapısıyla geliş-

meye müsaittir. Son birkaç yıl içerisinde

İlçe gelişimine paralel olarak inşaat ala-

nında bir patlama olduğu gözle görülebi-

lir. Eski yapılara nazaran betonarme ve

çok katlı evler yapılmaktadır.İlçenin te-

mel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık-

tır.Yüzölçüm içerisinde % 66’lara ulaşan

mera varlığı hayvancılığı bir adım öne

çıkarmaktadır. İlçenin tarımsal faaliyete

uygun yaklaşık 105.000 da arazisi mev-

cuttur. Bu arazi içerisinde önemli ölçüde

yem bitkileri tarımı yapılmaktadır. Ka-

lan alan içerisinde yeşil ve kuru fasülye

gibi sebzeler ile meyve üretimi önemli

yer tutmaktadır. Sebze üretimi yaklaşık

8-10 bin ton civarındadır. İlçede ayrıca

önemli düzeyde arıcılık faaliyeti yapıl-

maktadır.

Ülkemizin en büyük gölü olan Van

Gölü kıyısında kurulmuş bulunan Gevaş

tabii güzelliği yanında turistik ve tarihi

eserlere sahipliği açısından da oldukça

zengindir. Özellikle yaz aylarında yer-

li ve yabancı turistlerin uğrak yeridir.

Gevaş’ta her devrin izlerine rastlamak

mümkündür

İZETTİN ŞİR CAMİİ, HİŞET KA-

LESİ, HATUN (CELME HATUN)

KÜMBETİ, AKDAMAR ADASI KİLİ-

SESİ önemli tarihi eserleridir.

Eski adi bulkaz olan Gürpınar’ın ismi

su kaynaklarının bolluğu ve bulkaz çayı-

nın kaynağı olan büyük pınardan esinle-

nerek 1961 yılı sonlarında GÜRPINAR

olarak değiştirilmiştir.

Bulkaz isminin kazlarını kaybeden

çobanın büyük pınarda kazlarını bulduğu

yer anlamında Kaz-Bul’un zamanla de-

ğişmesiyle geldiği, diğer bir rivayete göre

arazide bulunan antik eserlerin çokluğun-

dan kazarak bulmaktan esinlenerek BUL-

KAZ olarak geldiği söylenmektedir.

Eski yerleşim yeri olan Yakayolu

Erenler mevkisinin zamanla yağmalan-

ması ve doğal afetlere maruz kalması

nedeniyle şimdiki Bulkaz mahallesi ola-

rak adlandırılan yerde kurulmuş olup,

mahallede bulunan kervan kuyuları ve

Selçuklu Hamamı ve yöredeki Roma

Mezarları ve Büyük İskender zamanında

kullanılan Caber Kalesi göz önüne alına-

rak Antik yunan zamanında kurulduğu

Page 20: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

tahmin edilmektedir. Köyde okul ola-

rak kullanılan Kurtuluş Savaşı sırasında

Yunan Karargahı ve günümüzde olarak

konut olarak kullanılan Salim Erhan a ait

ev, zindan olarak kullanılan Kebir Ca-

mii, Selçuklu Hamamı Erenler mevki-

sindeki köy harabesi, Goreş (Ağaçbeyli

Kasabası) yolu üzerindeki Efe Mezarlığı

Bileşe mevkisinde bulunan Kurtuluş Sa-

vaşı mezarlığı, Taşpınar höyüğü, Yukarı

Bağlar mevkisindeki Roma Mezarlığı

Caber kalesi kalıntıları, Yunan devriye-

lerinin kullandığı sığınaklar, Cabar köyü

istihkamları tarihi yerleridir.

Kasaba Bulkaz dağının eteklerinde

kurulması nedeniyle doğusu ve güneyi

engebeli arazi, batısı ovadır. Dağ etekleri

ve tarımda kullanılmayan araziler meşe-

lik dağın yüksek kesimleri çam ve ardıç

ağaçları ile örtülüdür.Akdeniz iklimi ile

karasal iklim arasında geçiş iklimine sa-

hip olup, yazları yağışsız ve ılık, kışları

yağışlı ve soğuktur. Sonbahar sonları ile

ilkbahar başlangıcında da yağmurludur.

Muradiye, Cumhuriyet ilanına kadar

Kandahar ve Bargiri adıyla iki yerleşim

birim olarak anılırken; Cumhuriyet son-

rası birleşerek Muradiye adını almıştır.

1914 tarihinden bugüne kadar ilçelik

vasfını devam ettirmektedir. Yüzölçümü

1087 km²’dir. Deniz seviyesinden yük-

sekliği ortalama 1700 metredir. İl mer-

kezine uzaklığı 82 km.’dir.

Hayvancılık, son dönemlerde yapılan

pancar ekimi önemli yer tutar. Muradiye

Bend-i Mahi şelalesi ilçenin en önemli

doğal zenginliğidir. Muradiye İlçesi Doğu Anadolu Bölge-

sinin doğusunda Van İlinin Kuzey Doğu-sunda dağlık ve kısmen ovalık bir coğrafi yapıya sahiptir. İlçe 1326 (1912) yılında kurulmuştur. İlçenin Güney Doğusun-da Özalp İlçesi, Doğusunda İran İslam Cumhuriyeti, Kuzeyinde Çaldıran İlçesi, Batısında ise Erciş İlçesi ile komşu bu-lunmaktadır. Van İl Merkezine uzaklığı 86 Km. olup, yüzölçümü yaklaşık 1100 Km.2 dir. Deniz seviyesinden yüksekliği ortalama 1705 m.dir. arazi yapısı genel olarak engebelidir. Muradiye ve Akbulak ovalık yapıya sahip kesimlerdir.

Muradiye İlçesi yüksek dağlarla çev-rilmiş; Beşparmak, Pirreşit ve Pete dağ-ları sönmüş volkanik dağlardır. İlçenin en önemli suyu, İlçeyi bir baştan, öbür başa bölen 70 Km. uzunluğunda Mu-

radiye ovasını sulayan bendimahi çayı

ve buna bağlı irili ufaklı kolları ile Van

Gölü’ne dökülen karasu çayıdır.

İlçe volkanik bir yapıya sahip olup,

birinci derecede deprem kuşağı üzerin-

dedir. İlçenin iklimi serttir. Isı kış mev-

siminde sıfırın çok altına düşmektedir.

Aralık, Ocak ve Şubat aylarında ısı-21

dereceye kadar düşer.

İlçe halkının geçim kaynağı başta

hayvancılık ve tarla tarımıdır. Tarım

ürünleri başında buğday, yonca ve şeker

pancarı gelir. Son birkaç yıl içinde mey-

ve bahçeciliği hızla artmakta, sebze ye-

tiştirilmesine büyük özen gösterilmekte-

dir, (özellikle domates, kavun ve karpuz)

Turizm geliri yok denecek kadar azdır.

En güzel mesire yeri İlçenin kuzey batı-

sında bulunan ve İlçeye 8 km. uzaklıkta

olan “Muradiye Şelalesi” dir

■ Kedisi, kalesi, kilisesi, kilimi, şelalesi, peyniri ve içinde yaşayanların tanımıyla denizi, Urartuların eski başkenti Van’da karşınıza çıkacaklardan yalnızca bazıları. Van siz istedikçe daha fazlasını verecek, çeyizindeki sürprizleri cömertçe sunacak bir şehir

Van Kedisi

Page 21: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Bölgede Urartular Persler, Bizans-

lılar, Emeviler, Selçuklular,Sökmenler,

Moğollar, Karakoyunlular ve Akkoyun-

lular değişik zamanlarda hakimiyet kur-

muşlardır. Eski ismi Mahmudi’dir. Van’ı

İran’a bağlayan kara ve demiryolu ilçe

merkezinden geçer. İl merkezine 61 km

mesâfededir. Gelişmemiş ve küçük olan

ilçenin belediyesi Cumhûriyetten önce

kurulmuştur. 1948 yılında ilçe merkezi

Saray’dan Kargalı ya taşındı ve yeni ilçe

merkezine Özalp ismi verildi.

İlçe toprakları genelde dağlıktır.

Dağları Karasu’nun kolları olan Meme-

dik Suyu ve Yeniçay Deresinin açtığı

vâdilerle parçalanmıştır. Bu vâdilerde

küçüklü büyüklü düzlükler meydana

gelmiştir. Dağ eteklerinde hayvancılık

bakımından önemli çayırlarla kaplı sulak

yaylalar vardır. Ekonomisi hayvancılık

ve tarıma dayalıdır. Yaylacılık yöntemiy-

le çok sayıda koyun yetiştirilir. Küçük

düzlüklerde tarım yapılır. Başlıca tarım

ürünleri buğday, arpa ve patatestir.

İran sınırına 45 km mesafede kurulan

Özalp Doğu Anadolu Bölgesinin Yukarı

Murat Van bölümünde yer alır.Denizden yüksekliği 2100 metredir.

Bugünkü Saray İlçesi 1869 yılında Mahmudiye adıyla kurulmuş, 1948 tari-hinden sonra Özalp İlçesine bağlı bucak merkezi olarak kalmıştır. 1990 tarihinde ilçe olmuştur. İlçe Merkezi Saray Ova-sının yukarı kısmında kurulmuştur. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Memedik Vâdisinde bulunan Saray Ovası ilçenin tek düzlüğüdür. Saray Ovası 45 km2lik alanı kaplar. Denizden 2100 m yüksek-liktedir. Doğusunda bulunan dağlar İran Devleti ile sınır oluşturmaktadır. Yüzöl-çümü 1.334 km2dir. Kuzeyi Çaldıran İlçesi, kuzeybatısı Özalp İlçesi, güney-batısı Van İl Merkezi, güneyi Gürpınar İlçesi ile sınırdır. İl Merkezine 75 km mesafededirEkonomisi hayvancılık ve tarıma dayalıdır. Yaylacılık sistemiyle çok sayıda koyun beslenir. Saray Ova-sında tarım yapılır. Başlıca tarım ürünü tahıldır. Ayrıca az miktarda patates ye-tiştirilir. İlçe merkezi Saray Ovasının en doğusunda yamaçlara doğru kurulmuş-tur. Van-İran karayolu ilçe yakınından

geçmektedir. Özalp’a bağlı bucakken

1990’da ilçe oldu

Van’a bir anlamda “Kaleler Kenti”

denilebilir. Van ve çevresinde küçüklü

büyüklü çok sayıda kale bulunmaktadır.

Bu tarihi kalelerden bir kısmı Urartu dö-

neminden, diğerleri Ortaçağ ve sonrasın-

dan kalmadır

Van Kalesi:

Van Kalesi, Van il merkezi sınırları

içerisinde olup, şehir merkezine 5 km.

mesafede bulunmaktadır. Urartu kalele-

rinin görkemlilerindendir. MÖ. 9. yüzyıl-

da Lutupri’nin oğlu I. Sarduri tarafından

yaptırılmıştır. Büyük bölümü ayakta ka-

lan kalenin kuzeybatı ucunda bulunan ve

Sardur burcu denilen taş bloklarla örülen

yapının üzerinde I. Sarduri’ye ait olan,

Asur çivi yazısı ile yazılmış, bilinen en

eski Urartu yazıtı vardır. Kalenin diğer

önemli bir yapısı, I. Agrişti’ye ait olan

kaya mezarı ve hemen bunun dışındaki

kaya üzerinde bulunan Urartu’ların gü-

nümüze ulaşan en uzun yazıtı, “Horhor

Van Kalesi

Page 22: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Yazıtları” vardır. Ayrıca kalenin kuzey yamacında II. Sarduri’nin açık hava tapı-nağı (Analı-Kız), Kale içinde Menau ve Sarduri’ ye ait mezar odaları, mağaralar, su sarnıçları ve çeşitli odalar vardır. Ka-lenin güneyinde ise eski şehrin kalıntıları bulunur. Ulu Cami, Hüsrev Paşa Cami, Kay Çelebi Cami, Hamamlar (Çifte Ha-mam) Kümbetler (İkiz Kümbet) ve çoğu tahrip olmuş eski evler, gezenleri tarihin yaprakları arasında seyahate çıkarlar.

Van il merkezine 60 km. uzaklıkta, Gürpınar ilçesinde, Van-Hakkari kara-yolu üzerindeki Hoşap (Güzelsu)’da yer almaktadır. Dik bir kaya kütlesi üzerine kurulan kale, iç kale ile bunun kuzeyin-deki dış kaleden oluşur. Gözetleme kule-si, surları, burçları, (bilgi yelpazesi.net) beden duvarları, mescit, fırın, zindan seyir köşkü, harem, selamlık ve orijinal demir kapı kanatları kalenin önemli ya-pılarıdır. Ayrıca kalenin güney tarafında Van Bölgesinin en eski Osmanlı Köprü-sü bulunur.

Van Gölü’ nün doğu kıyısında kuru-

lan kale iyi korunarak günümüze kadar

gelen sur duvarları andezit taş bloklarla

örülmüştür.

Urartuların önemli merkezlerinden

biridir. Kalede çok odalı bir saray, hay-

van ve bitki rölyefleri vardır.

Van il merkezine 25 km. uzaklıkta,

Gürpınar ilçesine bağlı Çavuştepe kö-

yünde yer almaktadır. Bol Dağı silsilesi-

nin batı ucuna kurulmuş olan kale; aşağı

ve yukarı kalelerden oluşmaktadır. Kale,

II. Sarduri tarafından MÖ 764-734 ta-

rihleri arasında yaptırılmıştır. Kalelerde

Haldi tapınağı, açık hava tapınağı, surlar,

depo, ahır, saray binaları, su sarnıçları,

çivi yazısı bulunmaktadır.

Van’a 35 km. mesafedeki Ayanıs

köyündedir. Argişti’nin oğlu Rusa tara-

fından MÖ 645-643 tarihleri arasında

yaptırılmıştır. Urartu tarihinin son saf-

halarının aydınlatılması açısından çok

önemlidir. Van Gölü sahiline yakın bir

alanda kuruludur.

Van il merkezinin doğusunda Zimzim Dağları silsilesine bağlı kayalık bir tepe üzerinde yer almaktadır. Kale Urartu kralı II. Rusa tarafından MÖ 685-645 tarihleri arasında yaptırılmıştır. Sarnıç, açık hava tapınağı, kayaya yontulmuş merdivenler bulunmaktadır.

Van ekonomisine, tarım özellikle de hayvancılık hakimdir, sanayii gelişme-miştir. Kalkınmada öncelikli iller arasına alınmasıyla birlikte Van sınırlı olsa da bir gelişme kazanmıştır. Bu gelişmede kamu yatırımları, çok ortaklı şirketler ve koo-peratifler esas rolü oynamıştır.

Van’da çalışan nüfusun çok küçük bir bölümü (% 2,4) sanayi sektöründe ça-lışmaktadır. Sanayide çalışan işgücünün büyük bir bölümü dokuma ve gıda sana-yisinde çalışmaktadır.

Van’ın en önemli sanayi tesisleri şun-lardır: Erciş Şeker Fabrikası, Van-Et En-tegre Sanayi, Çimento Fabrikası, Sümer Holding Van Deri ve Kundura Sanayi, Van Yün İpliği Sanayi, Van Et Kombina-sı, Van Plastik Sanayi, Van Ağaç Sanayi, Un Fabrikaları, Yem Fabrikaları, Sabun

Fab-

■ Van, tabiî güzelliği açısından da birçok mekâna nasip olmayan avantajlara sahiptir. Gölü, dağları, güzelim suları, ovaları, yaylaları, kışın soğuğuyla yazın sıcağıyla rahatsız etmeyen mutedil havası, birkaç bin yıllık tarihin mirası olan eserleri ile Van, şairlere gerçekten iham kaynağı olma niteliğindedir.

Akdamar Adası

Page 23: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

rikası, Tuğla Fabrikası ve Süt Fabrikası.

Van’da ayrıca tıbbi gaz sanayi, likit gaz

dolum tesisi, briket imalathaneleri, tuz

fabrikası, çay-şeker paketleme fabrikala-

rı ile modern model üretim yapan maran-

goz ve mobilyacılar bulunmaktadır.

Van Organize Sanayi Bölgesi: Van-

Erciş karayolu üzerinde 127 hektar alana

kurulan Organize Sanayi Bölgesi ile sa-

nayi alanında Van’a şimdiden 44 parsel

satılmış ve fabrika kurma çalışmaları

başlamıştır. Bölge, 100 adet sanayi par-

seline ayrılmıştır. Altyapı çalışmaları de-

vam ederken parsel alan fabrika sahipleri

de çalışmalarını sürdürmektedir. Tahmi-

ni 1000 kişi istihdam edilecektir.

Van’ın ekonomik yaşamında tarım

faaliyetlerinden sonra en önemli payı

ticaret teşkil eder. İpek Yolu üzerinde

bulunan Van, ticari açıdan köklü geçmi-

şe sahiptir. Ticarete konu malların büyük

bir kısmı tarım ve hayvancılığa dayalı

ürünlerdir. Tahıllar, kavun, karpuz, fa-

sulye, patates, elma, armut, kaysı, ceviz

gibi tarla ürünleri ve meyveleriyle canlı

hayvan, yün, peynir, yağ gibi hayvansal

ürünler kırsal alanlardan şehire getirile-

rek satılır. İl dışına gönderilen ürünle-

rin başında canlı hayvan, deri, peynir,

yapağı-yün et ve et mamülleri yer alır.

Ayrıca Van balığı, buğday, briket, şeker,

un, canlı hayvan ihracatı yapılmaktadır.

Van Ticaret Sanayii Odası’na kayıtlı 104

şirket vardır.

Van kahvaltı kültürü, mahalli halkın

kendi arasında yardımlaşma ve misafir-

perverliğinin en güzel özelliklerinden

birisini oluşturur. Van evlerinin otantik

olduğu tüm dönemlerde söz konusu kah-

valtı anlayışının var olduğunu hep görü-

rüz. Konu komşunun özellikle erkeklerin

sabahları evden ayrıldıktan sonra kadın-

ların bir bahçede toplanarak türkülü ma-

nili kahvaltının yapıldığı da bilinmekte-

dir. Bu kahvaltı sefasında aslında hiç göz

ardı edilmeyecek bir incelik, bir koruma,

kollama, yardım kültürü saklıdır. Bah-

çede kurulan sofraya mutlaka yakındaki

fakir ailede çağrılır. Eğer muhtaç olan

genç bir bayansa evin bir üyesiymiş

havası içerisinde iş de yaptırılır ki asla

yardım olduğu anlaşılmasın. Yanında ge-

■ Yöre halkının samimi ve misafirperver geleneğinin bir yansıması olan kahvaltı sofraları Van’ın özünü yansıtır.

Van yöresel kahvaltı sofrası

Van Gevaş Avalı Kayak Merkezi

Page 24: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

tirdiği çocuğu da evin çocuklarıyla aynı sofrayı paylaşır ve aynı seviyede karnını doyurur.

Van’ın Türkiye’nin lezzet kültürü-ne önemli bir katkısı olan Van Kahvaltı Sofraları kendilerine as özellikleri ile de bilinmektedir. Yöre halkının samimi ve misafirperver geleneğinin bir yansıması olan kahvaltı sofralarının belli başlı özel-likleri şunlardır:

a) Van kahvaltı salonlarında, pastane ve lokanta ürünleri satılmaz.

b) Daha fazla para kazanma uğruna hiçbir Kahvaltı salonu menüsünde ve işletme şeklinde değişiklik yapmamıştır, yapmaz da.

c) Kahvaltı salonları genelde Van’ın ara sokaklarında bulunur.

ç) Kahvaltı salonları Gün ışığı ile açı-lır ve Gün batarken kapanır.

d) Van Kahvaltı salonları kaliteye ve müşteriye verilen önem, kusursuz temiz-lik olarak yansır.

e) Mutfak, müşterinin rahatlıkla girip görebileceği şekilde düzenlenir.

f) Kahvaltı salonlarının dekorunu gösterişten uzak, mütevazi masalar, san-dalyeler, ve türküler, şarkılar seslenen radyo tamamlar.

g) Van Kahvaltı sofralarında yazın yoğurt, cacık, piyaz, kış aylarında ise bal-pekmez, tahin-pekmez otlu peyniri öğlen servisini oluşturur.

Van, Anadolu’nun İran, Maveraünne-hir ve Kafkas yollarının birleşim nokta-larından biri olmakla çok sayıda kavmin geçişini sağlamıştır. Tarihi süreç yönün-den, bölgenin kültürel yapısında Arap, Fars ve Türklerin derin izleri görülür. Türklerin özellikle Selçuklu sonrası yer-leşimleri kısa zamanda Ahlat, Adilcevaz,

Erciş, Gevaş ve Van’ın bayındır bir hale

gelmesini sağlamış, coğrafyanın yer-

leşime elverişli olması önemli bir Türk

nüfusunun bu havaliyi yurt tutmasına

sebep olmuştur.Van, Türk dili coğraf-

yasında Anadolu sahasında yer almak-

la birlikte özellikle Azeri Türkçesinin

etkisi altındadır. Bu etkiyi yapı, ses ve

sözcük dağarcığı yönünden görebiliriz.

Anadolunun iç kesimlerinde bilinmeyen,

ancak Azeri sahasında ortaya çıkmış bir

çok kelimeye Van’da rastlayabiliriz.Tek

bir Van ağzından söz etmek mümkün

değildir. Bölgenin çeşitli zamanlarda

ve halen değişik sebeplerle göç alması,

sosyolojik farklılaşmaların yanında dil

değişimini de beraberinde getirmekte-

dir. Van’daki nüfus hareketiyle ilgili şu

birkaç sebebi zikredebiliriz.- Osmanlı-

Karamanoğulları mücadelesi sonucunda

Van, Karaman bölgesinden göç almış-

tır.- Osmanlı - Safevi hakimiyet müca-

delesi sırasında bir takım Türk boyları

Van eski fotoğrafı

Page 25: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

yer değiştirmiştir.- Kuzey Azerbaycan’ın

ve özellikle Karabağ’ın Ruslar tarafın-

dan işgali sebebiyle Van göç almıştır. -

Güney Azerbaycan’daki çeşitli olaylar

yüzünden Van göç almıştır.- Ekonomik

sebeplerle Karadenizin Çaykara ve çev-

resinden Van’a aileler yerleştirilmiştir.-

Üniversitenin faaliyete geçmesiyle şehre

çok sayıda öğrenci ve öğretim görevlisi

gelmiştir.- Afganistan’ın Ruslar tarafın-

dan işgal edilmesi üzerine Kırgız Türkle-

rinin bir bölümü Van’a yerleştirilmiştir.-

Terör sebebiyle Van göç almıştır.- Son

olarak çok sayıda memurun çalışmak

üzere Van’a gelmesi, bu bölgede tek bir

dil karakterinden söz etmemizi zorlaştı-

rıyor. Ayrıca yine sosyal, iktisadi ve tari-

hi şartlar sebebiyle Van merkez nüfusu-

nu büyük ölçüde İstanbul, İzmir gibi Batı

illerine taşımıştır. Bu yüzden çekirdek

Van kültürü ve ağzı gün geçtikçe deği-

şimlere maruz kalmaktadır. Basın yayın

araçları ve özellikle televiyonun mahalli

ağız üzerinde derin etkisi vardır. Yine

üniversitenin faaliyete geçmesi, standard

bir Van ağız ifadesini ortaya koymakta

dilcileri müşkül durumlara sokmaktadır.

Spot: Bir ilin kültürünü anlatmak en

zor iş olsa gerek. Aralarında herhangi bir

kültürel birlikteliğin olmamasına rağ-

men ortak bir kültürel yapı oluşturmayı

başarmış halkı ile Van sayılamayacak

kadar zengin kültürel yapıya sahiptir.

Serhat şehirlerimizden biri olan Van,

tarih boyunca stratejik önemi yanında,

sanata ve ilme beşiklik etmesi açısın-

dan da önemli bir yere sahip oluşmuştur.

Türk-İslam devlet geleneği içerisinde,

sanatkârlar ve ilim adamları, merkezler-

de sultanlar; vilâyetlerde valiler ve üst

düzey yöneticiler tarafından desteklenip

korunmuşlardır. Varı, çok uzun yıllardan

beri önemli bir vilâyet merkezi olması

hasebiyle zikredilen fonksiyonun icrası-

na haliyle mekân olmuştur.

Van, tabiî güzelliği açısından da bir-

çok mekâna nasip olmayan avantajlara

sahiptir. Gölü, dağları, güzelim suları,

ovaları, yaylaları, kışın soğuğuyla yazın

sıcağıyla rahatsız etmeyen mutedil ha-

vası, birkaç bin yıllık tarihin mirası olan

eserleri ile Van, şairlere gerçekten iham kaynağı olma niteliğindedir. Tanzimat dönemine kadar edebiyat dendiği zaman akla şiir gelirdi. Haddizatında “edebiyat” kelimesi bile ilk defa Şinasî tarafından kullanılmış bir kelimedir. Klâsik dönem-de edebiyat yerine “Şiir ve irışa” kulla-nılırdı. Şiir bildiğimiz şiir, inşa ise düz yazı anlamındadır. Ne var ki eski ede-biyatımızda düz yazı şiirin yanında her zaman üvey evlat muamelesi görmüştür. Bu, sadece Eski Türk edebiyatı için değil bütün İslâm-Şark edebiyatları için geçer-li olan bir özelliktir. Birçok padişahın, mektuplarını bile manzum yani şiir tar-zında yazdığı bilinmektedir. Van ilimizi edebiyat tarihi açısından ele aldığımız zaman, yukarıda sözü edilen özelliğin Van için de cari olduğu görülmektedir. Şiir, sadece Cumhuriyet öncesinde değil Cumhuriyetten sonra da saltanatını sür-dürmüştür. Van’daki Sanat ve Edebiyat faaliyetlerinin Cumhuriyetten sonraki bölümüne ağırlık vereceğiz.

İslamî dönemde Van’daki edebiyat tarihini 14. yüzyıla kadar götürebili-yoruz Van’ın Bahçesaray ilçesinden asıl adı Muhammed olan ve şiirlerinde “Mim Hayy” mahlasını kullanan Fake-i Tayran Van yöresinde, eserleri günümü-ze ulaşmış ilk şâirdir. Bölgede medrese

Van evi akşam görüntüsü

Page 26: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

talebelerine “fakih”ten bozma “fake”

denmektedir. “Fake-i Tayran” kuşların

talebesi anlamındadır. Doğum ve ve-

fat tarihi tespit edilemeyen Ercişli Em-

rah, Vankulu Mehmet Efendi (ö. 1592)

, Abdülbaki Efendi (ö. 1634), Şâni (ö.

1676), Mevlevi Mehmet Dede (17. yy)

, şâir İzzî (İzzetî Mehmet Bey, Vani Çe-

lebi (17. yy) Mir Sipihri (17. yy) Ömer

Efendi (ö. 1 ğ 78) , Feyzi Salih Efendi (ö.

1715) , Dürri (ö. 1639), (ö. 1724) Sadî

(Abdülbâki Sadi Efendi) (1708-1748)

, İbrahim Hoca (ö. 1808) , Vehbi Dede

(Derviş Vehbi-i Kadim) (?-?) Aşık Da-

vut Telli (?-?) Selamî Efendi (ö. 1808) ,

Akif Mustafa Efendi (1812 ) , Aşık Hay-

reti (19 . y) Kavalcı Recep (18451915)

Cumhuriyet’ten önce Van’ın yetiştirdiği,

tesbit edilebilen şâirleridir.

Cumhuriyet dönemine gelinirken

Türk Edebiyatı ciddi değişimler geçir-

miştir. Divan edebiyatı, Arap ve Fars

edebiyatlarının tesiriyle oluşmuş, estetik

yönü ağır basan, sıkı kurallara bağlı bir

edebiyattır. Türk Edebiyatında, Tanzi-

mat dönemi olarak isimlendirdiğimiz

1860-1896 döneminde Türk şiiri, Batıya

yönelmeye başlamıştır İçeriği değişen şi-

irde kullanılan vezin, yine Aruz veznidir;

dil yine Arapça, Farsça’nın ağırlıkta ol-

duğu Osmanlıca’dır. Değişmeye başlar.

Millî Edebiyat (1911-1923) dönemin-

de ise artık dil sade Türkçe, vezin hece

vezni, nazım şekilleri, içerik tamamen

değişmiştir. Cumhuriyet döneminde ede-

biyatın hakimiyeti devam etmiş, devletin

resmî kültür politikası, musikide olduğu

gibi, edebiyatta da halk ürünleri ile Batı

Edebiyatının karışımından yeni bir ede-

biyat tarzı geliştirmek amacına yönelik

olmuştur. Cumhuriyet döneminde, hece

vezni ile yazılan şiirlerin yanında bir de

serbest vezinli şiirler görülmeye başla-

mıştır.

Cumhuriyet döneminde, Van’da yeti-şen şâirlerin birinci ve ikinci kuşakları, genelde halk şiiri tarzına meyletmişler ve eserlerini bu çerçevede vermişlerdir. Çoğunluğu şiirlerini Van’da yayınlanan mahalli gazetelerde yayınlayarak şiire başlayan bu şâirlerin büyük bir kısmı, sonraki dönemlerde büyük şehirlere göç-müş ve kalem faaliyetlerine buralarda devam etmişlerdir. Mahallî basının sa-nat ve kültüre yaptığı katkıyı burada bir kez daha teyid etmeliyiz. Bu bağlamda Van’da yayınlanan mahallî gazetelerden Van Sesi, Van Postası, İki Nisan, Van Ekspres, Kurtuluş, Çaldıran, Bir Nisan. Serhat, Yeni Yurt Van, Van Halk Postası, Van Kulu, Van Haber, Prestij, Şark Yıl-dızı gazetelerini kutlamak lazım. Bunlar-dan bir kısmı hâlâ yayınını sürdürmek-tedir.

Dinlerin ortaya çıkışından itibaren dini otoritelerin emirleri doğrultusunda kutsal yerlerin ziyareti kişisel tercihlerin ötesine geçmiştir. Bunun sonucu olarak kutsal yerler yüz binlerce kişiye ev sa-

■ Temelini dini inançların tatmininden alan inanç turizmi; dünya barışının ve kültürlerarası iletişimin gelişmesinde de önemli rol oynamaktadır.

Kayaçelebi Cami

Page 27: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

hipliği yapmış ve kitlesel bir hareket olarak kendisini göstermiştir. Temelini dini inançların tatmininden alan inanç turizmi; dünya barışının ve kültürlerara-sı iletişimin gelişmesinde de önemli rol oynamaktadır. Aynı dine mensup fakat dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan insanlar, dinlerinin kutsal mekanlarında bir araya gelerek dini inançlarını paylaş-manın yanı sıra birbirleriyle ve aynı dine mensup olsun veya olmasın yerel halka sosyal ve kültürel anlamda bir etkile-şim içerisine girerler. Bu noktada inanç turizmi; farklılıkların ve çeşitliliklerin ortaya çıkmasına ve bunlara dinsel hoş-görü, saygı, sevgi ve anlayışla bakılma-sına katkı sağlayan evrensel bir kurum niteliğine sahiptir. Çağımızda üç büyük dinin buluşma yeri olan Anadolu, farklı inançların ve medeniyetlerin buluştuğu bir coğrafya üzerinde yer almaktadır. Bu özelliği ile Türkiye’de inanç turizmin-deki mevsimsel özellik (dini tören ve anma günleri) tüm yıla yayılma özelliği gösterir.

Ülkemiz birçok farklı tarihi ve kül-türel değerlerin bir arada bulunabildiği ender ülkelerden biridir. Tarih boyunca pek çok medeniyet bu topraklarda uyum içinde yaşamış ve günümüze zengin ve renkli bir miras bırakmıştır. Ülkemizin sahip olduğu tarihsel ve arkeolojik zen-ginlikler şüphesiz ki, diğer dinler açısın-

dan da son derece önem arz etmektedir.

Türkiye, inanç turizmi açısından bir açık

hava müzesi konumundadır.

İslam ve Hıristiyan inancına ait mede-

niyetlere ev sahipliği yapan ilimiz, inanç

turizmi potansiyeli açısından önemli bir

merkez konumundadır. Üzerinde barın-

dırdığı; Hüsrevpaşa Camii, Akdamar

Kilisesi, Kaya Çelebi Camii, Çarpanak

Kilisesi gibi önemli eserler ziyaretçileri-

ni beklemektedir.

Eski Van Şehri’nde yer alan ve cami,

medrese, han, hamam, sıbyan mektebi,

türbe, misafirhane ve imaretten oluşan

külliyenin çekirdeğini, Hüsrev Paşa

Camii oluşturmaktadır. Mimar Sinan’ın

eseri olan Cami, Van Beylerbeyi Köse

Hüsrev Paşa tarafından 567 tarihinde

yaptırılmıştır. Yaklaşık kare planlı olan

harim mekanının üzeri tromp geçişli bir

kubbe ile örtülüdür. Beş gözlü son cema-

at yeri yıkılmıştır. Kuzeybatıda minare

yer almaktadır. 2 m yüksekliğe kadar du-

varları kaplayan çinilerin Rus işgali sı-

rasında sökülerek Leningrad Müzesi’ne

götürüldüğü söylenmektedir. Dışa taşın-

tılı mihrap, kalker taşından yapılmıştır.

Dış cephedeki renkli taş işçiliği dikkat

çekicidir.

Van Gölü’nün içindeki en büyük ada olan Akdamar Adası, aynı ismi ta-şıyan kilisesi ile anılır. Akdamar Kili-sesi yörede hüküm süren Vaspurakan hanedanınca, Kral I. Gakik tarafından M.S. 915-921 yılları arasında Mimar Keşiş Manuel’e yaptırılmıştır. Kilise, Kudüs’ten İran’a kaçırıldıktan sonra 7. yüzyılda Van yöresine getirildiği rivayet edilen Hakiki Haç’ın bir parçasını barın-dırmak amacıyla inşa edilmiştir. Adanın güney doğusuna kurulmuş olan kilise, mimari açıdan Ortaçağ Ermeni sanatının en parlak eserleri arasında sayılır. Kili-se merkezi kubbeli, dört yapraklı yonca biçimli haç planında olup kır-mızı kesme tüf taşla-rıyla inşa edilmiştir. Kilisenin dış cephesi, alçak rölyef şeklinde işlenmiş zengin bitki ve hayvan motifleriy-

le ve Kutsal Kitap’tan

alınma sahnelerle be-zenmiştir. Kilise bu özelliğiyle de Erme-ni mimari tarihi için-de eşsiz bir konuma sahiptir.

Hüsrev Paşa Külliyesi

Page 28: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Tarihçi Anne R. Redgate, ‘The Ar-menians’ adlı kitabında, Ermeni Kra-lı Gagik’in bu kiliseyi yaptırmak için bütün civar medeniyetlerin sarayların-dan mimar ve ustalar getirdiğini ya-zıyor. (Redgate, bu sebeple Akdamar Kilisesi’nde Bizans, Sasani, Abbasi ve Türk mimari izlerinin de bulunduğunu vurguluyor.)1021 yılında Vaspurakan Krallığı ortadan kalkınca 1113’te yapı-lar manastıra çevrilmiştir ve 1895 yılına kadar kilise bölgedeki Ermeni Patrikliği merkezi olmuştur. Akdamar kilisesi ma-nastır olduktan sonra “Kutsal Haç Kili-sesi” adıyla anılır. Kutsal Haç Kilisesine, XIII. yüzyıl sonlarında Stephanus şapeli, 1293’te Zacharias şapeli, 1763’te kilise-nin batısındaki jamatun (cemaat evi) ve son olarak da XIX. yüzyılın başlarında çan kulesi yapılmıştır.

Akdamar Kilisesi, yörenin en zengin mimari süslemelerine sahiptir. Kilisenin dış cephelerinde, farklı yüksekliklilerde ve kuşaklar halinde dolanan kabartma olarak işlenmiş değişik konular mevcut-tur. Alttan itibaren birinci kuşakta İncil ve Tevrat’tan alınan konular anlatılmak-tadır. Dini konular arasında Ermeni ta-rihiyle ilgili kişiler, prensler, krallar ve azizler görülür.Dini konuların yanı sıra, dünyevi konular, saray hayatı, av sah-neleri, insan ve hayvan figürleri tasvir edilmiştir. Bu kabartmalarda Orta Asya

Türk sanatının yoğun etkilerini taşıyan 9. ve 10. yüzyıl Abbasi Sanatı’nın etki-lerini görmek mümkündür. Kilisenin dış cephelerindeki kabartma süslemelere karşılık, iç mekândaki duvarlar günü-müzde hemen hemen kaybolmaya yüz tutan dini konulu fresklerle bezenmiştir. Bu duvar resimleri yöredeki en kapsamlı ve en erken tarihli örnekler olarak ayrı bir önem taşırlar.

Akdamar Kilisesi son yüzyılda tari-hin, maalesef define avcılarının ve atış meraklılarının kurşunlarıyla yıprandı ve harap oldu. Dış yüzeyindeki kabart-malar ve içerisindeki duvar resimleri ise zamanla, hava şartlarına da dayana-mayarak hasar gördü. Doğudaki birçok başka Ermeni anıtı ile birlikte Akdamar Kilisesi’nin de 1951’de hükümet em-riyle yıkımı kararlaştırılmış, 25 Hazi-ran 1951’de başlatılan yıkım çalışması o dönemde genç bir gazeteci olan ve tesadüfen olaydan haberdar olan Yaşar Kemal’in müdahalesiyle durdurulmuş-tur. On yıllar boyunca bakımsız olarak kalan kilise 2005-2007 döneminde Tür-kiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Ba-kanlığı öncülüğünde, Türkiye Ermenileri ve komşu Ermenistan ile ilişkilerin geliş-tirilmesine yönelik bir adım olarak, 1.5 milyon dolar harcanarak restore edilmiş-tir. Restoran çalışmalarını Ermeni mimar Zakariya Mildanoğlu yürütmüştür.29

Mart 2007 tarihinde yeni hayatına göz-

lerini ‘anıt müze’ olarak açan Akdamar

Kilisesi’nde uygulanan restorasyon ça-

lışması bazı uluslar arası kültür çevre-

lerinde “siyasi amaçlı” olarak tanımlan-

mıştır. Kilise, Van gölü’ndeki Akdamar

Adası’nda tek başına duruyor. Yaklaşık

1100 yıllık Akdamar Kilisesi, 90 yıldan

fazladır ibadethane işlevinden uzak.

Van’ın merkezine yakın Dibekdüzü

köyü burnunun açığındaki adaya Van

iskelesinden veya köyün iskelesinden

ulaşılıyor. Adanın kuzey yönünde ku-

rulmuş olan Ctouts Manastır Kilisesi St.

Jean’a adanmıştır. Batısında Jamatoun

ve kuzeydoğusundaki şapel, kompleksi

tamamlamaktadır. Manastır topluluğu-

nun tarihi IX. yüzyıla kadar uzanıyor.

Manastır gezisinden sonra adanın güzel

kumsallı plajında güneşlenmek ve göle

girmek ise bu gezinin küçük bir ödülü

olmaktadır.

Van Gölü Dünyanın en büyük Soda-

lı Gölüdür. Türkiye’nin en büyük gölü

olan Van Gölü Doğu Anadolu bölgesin-

de yer alır. Van Gölü, dünyanın kapalı

havza göllerinden biridir. Van Gölü veya

yöresel adıyla Van Denizi, Tatvan ilçesi

Van Gölünden bir görüntü

Page 29: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

sınırları içinde bulunan Nemrut volkanik

dağının patlaması sonucu oluşan krater-

de biriken suların oluşturduğu varsayılan

volkanik bir göldür.

Çok sayıda koyu bulunan Van

Gölü’nün yüzölçümü 3.755 kilometre

karedir. Van Gölü hem tatlı Su hem de

deniz ekosistemlerinden farklı bir sucul

ekosistemdir. Suları Tuzlu ve sodalıdır.

Göl Suyu tuzluluk oranı %o19, pH’sı

ise 9.8 dir. Göl Su seviyesi iklime bağlı

olarak yükselip, düşmektedir. Ancak or-

talama olarak denizden yüksekliği 1640

metredir. Gölün ortalama derinliği 171

m, en derin yeri ise 451 metredir. Gölün

doğu bölümünde dört Ada vardır. Bun-

lar; Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş

adalarıdır. Adalar tarihi ve turistik özel-

liğe sahiptir ve 1990 yılında Arkeolojik

Sit alanı ilan edilmişlerdir. Göl üzerinde

feribotlarla Tatvan-Van demiryolu bağ-

lantısı sağlanmakta; aynı zamanda bu

demiryolu, İstanbul-Tahran demiryolu

hatlarını da bağlamaktadır.

Van Gölü dünyanın en büyük sodalı

gölüdür. Gölün tuzlu-sodalı suları, bi-

yolojik çeşitliliği sınırlamaktadır. Gölde

bilinen 103 tür fitoplankton, 36 tür zoop-

lankton ve tek bir tür balık (inci kefalı,

Chalcalburnus tarichi) yaşamaktadır. Göl

etrafı karadan 430 km.’dir. Yöre halkı-

na göre gölde bir canavar yaşamaktadır

Amaçları bölgeye turist çekmek olduğu bilinse bile , günümüzde canavar arama ekibi ile canavar aranmaktadırTarihçe Eski Yunan coğrafyacıları tarafından Thospitis Lacus ya da Arsissa Lacus ola-rak anılan Van Gölü’nün modern zaman-lardaki ismi, sınırlarına dahil olduğu Van ilinden gelmektedir. Urartu Krallığının başkenti, İ.Ö. 10. ve 8. yüzyıllar arasın-da, gölün doğu kıyılarında kurulmuştur

Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü, Nemrut volkanının patlamasıyla akan lavların Muş ovası’na doğru olan gölün eski çıkışını kapatmasıyla oluş-muştur. Göl içerisinde irili ufaklı 4 ada bulunmaktadır. Bu adalar ile Ahlat saz-lıkları, Dönemeç Deltası, Karasu Delta-sı, Bendimahi Deltası ve gölün kuzeyin-de sazlıklarla kaplı bir tatlı su gölü olan Nurşun Gölü Van Gölünde kuşlar açısın-dan önem taşıyan alanlardır.

Van sazlığında kuluçkaya yatan yaz ördeği, gölün batısındaki yarımadada üreyen toy, adalarda kuluçkaya yatan Van Gölü martısı ile Van Gölü’ne özgü bir balık türü olan inci kefali Van Gölü’nün uluslararası öneme sahip sulak alanlar içerisinde yer almasını sağlamaktadır.

Ortalama derinlik : 171 metreEn büyük derinlik : 451 metreYüzey rakımı : 1640 metreKıyı uzunluğu : 430 kilo metreAdalar : Akdamar, Çarpanak, Adır ve

Kuş adasıYerleşimler : Van, Edremit, Gevaş,

Tatvan, Ahlat, Adilcevaz, Muradiye ve Erciş

Doğu Anadolu’nun en tipik yörelerin-den olan Van, mutfağı ile de haklı bir üne sahip. Van ’ın yerel lezzetler sunan mut-fağının önemli bir kısmını kahvaltı sa-lonları oluşturuyor. Kentin çeşitli yerle-rinde bulunan kahvaltı salonlarında ma-

saları, kaymak, bal, otlu peynir ve tereyağı gibi doğal ürünler donatıyor. Kente gelen turist-leri, geleneksel Van yemekleri arasında bulunan kavurmalı uşkun ekşilisi, sengeser, kurut aşı, Kürt köftesi, ayran aşı, şile, bulgur aşı, çılbır, keledoş, mıh-la ve tandır balığı bekliyor.

Başlıca geçim kaynağı hay-

vancılık olduğu için Van mutfağı, et ve süt ürünleriyle biçimlenmiştir. Karayo-lu bağlantısından sonra yöre mutfağına sebze girmiştir. Et ve süt ürünlerinin çok tüketildiği yörede, peynir, keşkek, ka-vurma gibi yiyecekler çoğunlukla çöm-lek içinde yere gömülerek korunur.

Elma, armut gibi meyvalar buğdaya gömülerek saklanırken, turp, lahana, ha-vuç gibi sebzeler ‘kuyulama’ yöntemiyle korunur. Vanda, mutfağa ‘tandırevi’ de-nir. Lavaş, taptapa gibi yöresel ekmekler burada pişirilir. Taze kavrulmuş ve öğü-tülmüş buğdayın tereyağıyla kavrulduk-tan sonra bulamaç haline getirilmesiyle hazırlanan kavut, sabah kahvaltılarının vazgeçilmez yiyeceğidir. Yağda yumur-taya yörede ‘ilitme’ denir. Sengeser, murtuğa ve kelledos yörenin kavurma ile yapılan diğer özgün yemekleridir.

Arıcılık ve küçük çapta tavukçuluğun da yapıldığı ilde su ürünleri avcılığı da önemli yer tutar. Van Gölü ve diğer göl-lerde balıkçılık yapılır. Balık genellikle bulgur, yoğurt ve salçayla yapılan ayran aşıyla birlikte yenir. Özellikle Van gölü-nün sodalı sularına uyum sağlamış bir balık olan inci kefalindan havyar elde edilir ve bu balık tuzlanarak tüketilir.

Doğal ve tarihi zenginlikleriyle ilgi toplayan Van’ın yemeklerinde çeşit çeşit otların yeri önemlidir. Otlu peynirin, eş-kili ve inci kefalinin tadına bakmak için bile bu olağanüstü yöreye gitmeye değer

Van bölgesi otlarının yoğun biçimde bir araya geldiği en önemli yiyecek otlu peynir. Bu güzelim peynirde yaklaşık 60’a yakın bitki türü kullanılıyor. Bir peynirde bu otların en az 20- 25’i yer

■ Doğu Anadolu’nun en tipik yörelerinden olan Van, mutfağı ile de haklı bir üne sahip. Van ’ın yerel lezzetler sunan mutfağının önemli bir kısmını kahvaltı salonları oluşturuyor.

Page 30: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

alıyor ve bunlar peynire lezzet dışında

besin değerini artırmak, sindirimi kolay-

laştırmak, insan sağlığına zararlı mikro-

organizma faaliyetlerini frenlemek ama-

cıyla katılıyor. Bugün modern bilimsel

imkanlarla saptanan bu özellikleri yüz-

lerce, hatta binlerce yıl önceki üreticile-

rin gözlem ve sezgileriyle tespit etmele-

ri, gerçekten etkileyici. Her ne kadar otlu

peynir ülkemizin birçok bölgesinde aynı

adla üretilse de kuşkusuz kendi mikro

kliması içinde yapılanlar bunların ara-

sında en lezzetlisi, en mükemmeli.

Yörede en iyi otlu peynirler ise Gevaş

ilçesi, Görentaş beldesi ve civarında ve

yalnızca koyun sütünden yapılıyor. Ça-

tak soğanı, düğün çiçeği, yöresel adlarıy-

la sirik, sirmo, mendo, heliz ve özellikle

de kenger, peynir yapımında kullanılan

otlardan. Çoğu otun Latince isimleri dı-

şında Türkçe’de adı bile yok. Yöre halkı

bunların hepsini tanıyor, biliyor ve ge-

rektiği biçimde kullanıyor. Van yemekle-

rinde de tahmin edebileceğiniz gibi, otlar

bol bol yer alıyor.

Otlu peynirin yapımı köklü bilgi,

beceri ve çok dikkat istiyor. Van’da en

çok beğenilen peynirler Gevaş ilçesi,

Görentaş beldesi ve civarında yapılıyor.

Otlu peynir yapımında mutlaka koyun

sütü kullanmak, çok hassas ve temizlik

şartlarına azami dikkat göstererek çalış-

mak gerekiyor. Otlu peynire 25 değişik

bitki katılıyor. Yöresel adlarıyla; sirma,

mendo, heliz ve kekik en çok kullanılan-

ları...

Hazmı kolaylaştırıcı özelliğe sahip

olan Van’ın otlu peyniri, bu nedenle sa-

dece kahvaltıda değil, yemeklerden son-

ra da tüketiliyor.

Otlu peynirde çoğunlukla sirmo (ya-

bani sarımsak), mendo, helis, siyabo,

nane ve kekik gibi yabani otlar kullanı-

lıyor. İlkbaharda dağlardan toplanan bit-

kiler, bir süre salamurada bekletildikten

sonra peynire katılıyor. Otlardaki çeşitli

mineraller hazımsızlık sorununu ortadan

kaldırıyor. Peynire aroma kazandırmak,

besin değerini arttırmak ve uzun süre

saklanabilen güvenli bir gıda maddesi

yapmak için katılan bu otlar, başta üriner

Page 31: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

sistem bozuklukları olmak üzere çeşitli

hastalıkların tedavisinde de kullanılıyor.

Otlu peynirdeki kuru madde ve protein

miktarı beyaz peynirden, toplam mineral

madde miktarı da beyaz peynir, kaşar ve

tulum peynirinden daha fazla... Yapımın-

da çeşitli faydalı bitkilerin kullanılması

ise ona tat, aroma, besin değeri ve muha-

faza kolaylığı açısından diğer peynirlere

tercih edilmesini sağlayan üstünlük özel-

liği kazandırıyor.

Türkiye’de kedilerden bahsederken

ilk akla gelen türlerin başında gelir Van

kedisi: Cana yakınlığı, beyaz, ipeksi kür-

kü, aslan yürüyüşü, tilkikuyruğuna ben-

zeyen uzun ve kabarık kuyruğu, değişik

göz renkleri ve suya olan düşkünlüğü ile.

Van Kedisi, dünya üzerinde melezleş-

meyen, saflığını koruyabilmiş canlıların

başında gelir. Bu özelliği onu, hem kedi

dünyasının hem de diğer canlıların yıldı-

zı haline getirir.

Anadolu’ya tam olarak ne zaman ve

nasıl geldiği bilinmeyen Van kedileri,

diğer canlılarda olduğu gibi bulundu-

ğu bölgenin şartlarına ayak uydurdular.

Türkiye’nin en yüksek dağlarının bulun-

duğu Doğu Anadolu bölgesindeki yük-

sek sıcaklık farklarına kürkleri sayesinde

kolayca ayak uydurabilir Van kedileri.

Yılda en az 6 ay karlarla kaplı bu böl-

Akdamar adasının kış görüntüsü

Page 32: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

gede uzun tüyleriyle kar ve soğuktan

korunurken, yazın birden ısınan hava ne-

deniyle tüylerini dökerek Van Gölü’nün

ılıman iklimine uyum sağlarlar. Ancak

yaygın olan yanlış bir inanış vardır ki,

o da bu kalın kürkü nedeniyle Van ke-

dilerinin üşümediğidir. Hâlbuki kediler,

kürkleri kalın olmasına rağmen soğuktan

etkilenir ve üşürler.

Van kedilerinin diğer kedilerden ay-

rılan ilginç bir özelliği vardır. Bu kediler

suyu çok severler ve yüzerler. Eğer suya

doğru gidiyorsa, bu zorunluluktan de-

ğil, sadece zevktendir. Özellikle ılık ve

sığ sularda yüzmeyi seven Van kedileri,

evlerde musluktan damlayan sulara pati

atar ya da banyoda size eşlik eder.

Van kedilerinin özelliklerinden biri

tüylerindeki iki renkliliktir. Hatta bu iki

renklilik karakteristik bir özellik olarak

bilinir. Bu farklı renkler kulaklarının

çevresinde ve kuyruğunda olmak üzere

vücudunun iki farklı bölgesinde bulunur.

Çok nadir olarak da vücudunda görüle-

bilir. Van Kedisinin postu kalın, tüyleri

normal uzunluktadır. Yazın diğer kediler

gibi tüy değişimi yaşar ve o dönemde

tüyleri azalır. Kışın yeniden eski rengi-

ni ve beyaz bir kartopu halini alır. Bu

uzun kuyruklarına sahip olmakta bazen

zorlanabilirler; öyle ki, başlarını kolları-

nın üzerine koyup, kuyruklarını altlarına

alırlar. Van kedileri, diğer türlere oran-

la biraz daha iricedir. Erkeklerde vücut

ağırlığı ortalama 3,5kg, iken dişilerde

2.8kg. olur. Vücutları uzun ve kaslı bir

yapıda ve kemikleri iridir.

Kocaman, geniş pembe kulaklara sa-

hip Van kedisi. Kulaklarda dibe doğru

bir yuvarlaklık göze çarpar. Bazen yav-

ruların iki kulağı arasında bir-iki siyah

benek görülebilir. Van kedilerinde sağır-

lığın yaygın olduğu sanılsa da bu Ankara

kedisinin bir özelliğidir. Van kedileri, tek

göz ve mavi gözlü kedilerde ancak %2-3

civarında sağırlık vardır. Van kedileri

gözleri ve tüyleri nedeniyle Ankara ke-

disi ile sıkça karıştırılır. Van kedilerinin

gözleri her ikisi mavi, her ikisi kehribar

veya bir gözü mavi diğer gözü kehribar

renkte olmak üzere üç çeşit olabilir. Mavi

renk, daima turkuvaz mavisi özelliğinde

olurken, kehribar rengi farklı tonlarda

görülebilir. Mavi gözlü kedilerde, mavi

gözlü kısa, kadife kürklü ve mavi gözlü-

uzun ipek kürklü kediler diye ayrılır.

Van kedilerinde, yeni doğan yavruların

gözleri grimsi renktedir. Yavru kedinin

doğumundan 25 gün sonra göz renkleri

farklılaşmaya başlar ve 40 gün sonra da

göz renkleri netleşir.

Van kedileri, her yıl Şubat, Mart ya

da Haziran aylarından birinde kızgınlık

periyoduna girerler. Bu periyot yaklaşık

10 gün sürer. Kızgınlık döneminde gebe

kalırlarsa genellikle o yıl içinde bir daha

kızgınlık göstermezler. Gebelik süresi 62

gündür. Gebeliğin birinci ayından sonra

karın şişmeye başlar ve bu dönemden

itibaren karnını kimseye dokundurtmaz.

Van kedisi de diğer kedilerde olduğu gibi

gözlerden uzakta doğurmayı sevdiğin-

den, birinci ayın sonundan itibaren ıssız

ve karanlık yer aramaya başlar. Van ke-

disi bir batında dört yavru doğurur. Van

kedisi yavrularında genellikle iki kulak

arasında bir - iki siyah nokta olduğu gö-

rülür. İki siyah nokta taşıyan yavruların

çoğu tek renk gözlü olur. Ve bu siyah

noktalar, adeta tek-göz kedilerin mührü-

dür. Ancak baştaki bu siyah noktalar do-

ğumdan sonra bir iki ay içinde kaybolur.

Ve bazen sayıları 8-30 arasında değişen

miktarda siyah kıllar olarak kalır.

Kediler bir sahipten çok bir mekânı

benimserler. Kendi hâkimiyetlerini kur-

dukları alanlarda yabancı bir kedinin ba-

rınmasına çoğu zaman imkânsızdır. Ke-

dilerin mekân değiştirmekteki inatçılığı,

Van kedilerinde fazla görülmez. Kediler,

yeni yerlerine alışamıyor veya beğen-

miyorsa eski evine dönmeye çalışırlar.

Hatta kendi evine dönmeye çalışırken ki-

lometrelerce yol kat etmiş kedileri duy-

muşsunuzdur. Van kedilerinin farkı, bu

yeni yaşama alanlarına 20-30 gün içinde

adapte olabilmeleridir.

Van kedisi, sevilmekten çok hoşla-

nır ve kendisine gösterilen sevgiye aynı

şekilde karşılık verir. Sevgi istekleri

özellikle gebelik döneminde daha artar.

Kendisini sevenlerin kucağına çıkıp, ok-

şayan elleri önce hafifçe ısırır sonra yala-

yarak sevgi gösterisinde bulunur ve mı-

rıldanır. Yemeği verildiğinde yemeden

önce minnet göstermek için bacaklara

sürünme huyu vardır. Tuvalet ihtiyacını

duyduğunda da, kapının önüne giderek

miyavlayarak kapının açılmasını ister,

eğer kapıyı açan yoksa bunu kendi başı-

na halletmeye karar verir ve kapı koluna

uzanıp çekerek kapıyı açar.

Van ili Başkale ilçesi Yavuzlar

Köyü’nde bulunan ve Kapadokya yöre-

sindeki peri bacaları ile oluşum yönün-

den benzerlik gösteren peri bacalarının

bulunduğu alan Vanadokya olarak anıl-

maktadır.

Kapadokya’daki peribacaları oluşum-

ları ile aynı özelliği göstermesi nedeniy-

le bölge, geleceğin önemli turizm mer-

Van kedisi

Başkale Yavuzlar Peribacaları

Page 33: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

kezi olacak gibi görünüyor. Orada saklı

bir cennet var. Kapadokya’daki peri ba-

calarını kıskandıracak, Ihlara vadisiyle

aşık atacak bir cennet. Van’ın Başkale

ilçesine bağlı Elbak Vadisi’nden bahse-

diyoruz. Kapadokya’nın doğudaki ikizi

diye tarif edilebilecek vadinin adını Van

valiliği Van’adokya koymuş.

Buram buram tarih kokan bu doğal

güzellikte daha önceleri Ermeniler ya-

şarmış. Bu nedenle Van’adokya’da her

biri birbirinden farklı irili ufaklı kiliseler

mevcut, bir de ancak gizli bir tünelle ula-

şılabilen kale. Bakanın bir daha baktığı

bu görkemli kale ziyaretçilerini bekli-

yor.

Muradiye Şelalesi her mevsim ayrı

güzel

Van’ın Muradiye ilçesindeki ünlü şe-

lale her mevsim ayrı bir güzelliğe bürü-

nüyor.

İsmini Bağdat seferi sırasında buraya

uğrayan 4. Murat’tan alan şelale, Mura-

diye ilçesine 8 kilometre, Van’a ise 80

kilometre uzaklıkta yer alıyor. Tendürek

Dağı’ndan kaynağını alan Bend-ı Mahı

Çayi üzerindeki Van’ın Muradiye ilçe-

sindeki Muradiye Şelalesi Van’ın görül-

meye değer yerlerinden biri. Muradiye

Şelalesi, her mevsim yerli ve yabancı

turistlerin ilgisini çekiyor. İlkbahar ay-

larındaki yüksek debisi, yaz aylarındaki

serinliği ve çevre yeşilliği ile dikkati çe-

ken şelale, kış aylarında da donan görün-

tüsü ile ziyaretçilerini ağırlıyor.

Tarihi ve doğal güzelliği ile

Türkiye’nin doğusundaki turizm mer-

kezi olan Van’da keşfedilmeyi bekleyen

travertenler, adeta Pamukkale’den küçük

bir köşeyi andırıyor.

Tarihi, kültürel ve doğal güzellikle-

riyle Doğu’nun turizm merkezi olmaya

aday gösterilen Van, gizli kalmış doğa

harikalarıyla göz kamaştırıyor. Van’ın

Başkale ilçesine bağlı Dereiçi köyünde

bulunan travertenler, Pamukkale’yi an-

dıran özelliğiyle yerli ve yabancı turist-

lerin ilgisini çekiyor.Başkale’ye 45 km

uzaklıktaki Dereiçi (Sawkan) köyü ya-

kınındaki travertenler, Pamukkale kadar

geniş bir alanı kaplamıyor. Suyunun yer

değiştirmesi ve azalması sebebiyle de

büyük kısmı zaman zaman kuruyor. Tra-

verten suyunun şifalı olduğu söyleniyor

İnci kefalı, tuzlu-sodalı sulara sahip

Van Gölü’nde yaşayabilen endemik tek

balık türüdür. Van Gölü, Türkiye’nin en

büyük gölüdür. Suları yüksek derecede

sodalı ve tuzludur. Bu su yapısı göle bir

“soda gölü” özelliği kazandırmaktadır.

Göl suyunun pH değeri 9.8 civarında tuz-

luluğu ise % 0.19 olarak bildirilmektedir

.Gölde balık olarak sadece Cyprinidae

familyasından bir tür olan inci kefalı ya-

şamaktadır. İnci kefalı göçücü bir türdür.

Gölde yaşamasına rağmen üremek için

göle sularını boşaltan akarsulara göç eder

ve üreme sonrasında tekrar göle döner.

İnci kefalı, sazangiller familyası-

nı mensup, dünyada sadece Van Gölü

Havzası’nda yaşayan bir balık türüdür.

Genelde parlak gümüşî, sırtı gri-yeşil ve

karın bölgesi gümüşî renktedir. Vücut

küçük pullarla kaplı olup, gözler iridir.

Ortalama boyu 19.5 cm, ortalama ağırlığı

80 g civarındadır. Maksimum ömrü 7 yıl

olup, 3 yaşında cinsel olgunluğa ulaşır.

Üreme zamanı Nisan başından Temmuz

sonuna kadar olup, bu dönemde büyük

sürüler oluşturarak akarsulara göç eder.

Van Gölü’nün %o19 tuzluluğu ve 9.8

olan pH’sında yaşayabilen bu balık, sa-

zangiller familyasına ait bir türdür. Yaşa-

mını gölün tuzlu-sodalı sularında sürdü-

rür. Ancak tuzlu-sodalı sularda yumurta

bırakamadığı için ilkbahar aylarında

büyük sürüler oluşturarak akarsulara göç

eder. Akarsular üzerinde bulunan doğal

ve yapay engelleri aşmak için büyük bir

mücadele verir. Bazen şelaleleri tırman-

mak zorunda kalır. Yumurtasını bırak-

tıktan sonra tekrar Van Gölü’ne döner.

Akarsularda yumurtadan çıkan inci ke-

falı yavruları da kısa bir süre sonra göle

geçerler.

Deliçay Erciş İnci Kefali

Page 34: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Deprem, üzerinde yaşadığımız yer kabuğunun, çeşitli sebeplerle kırılması neticesinde ortaya çıkan titreşimlerin, dalga dalga yayılarak yeryüzünü sarsma-sıdır. Dünyada bir yılda 3,5 milyonla 4 milyon arasında deprem olmaktadır. Bu da, yaklaşık her üç saniyede bir deprem olduğunu gösterir.

Dünya üzerinde şu ana kadar ölçüle-bilen en büyük deprem 22 Mayıs 1960 Şili depremidir, büyüklüğü 9,5’tur. Dün-yada ölü sayısı en çok olan deprem 2 Şu-bat 1556 yılında Çin’de Shensi vilayetin-de meydana geldi. Bu depremde 830 bin kişi hayatını kaybetti. Türkiye’de kayde-dilen en büyük deprem 26 Aralık 1939 Erzincan’ da olmuştur.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasat-hanesi Deprem Araştırma Enstitüsü’nün merkez üssünü Van’a 30 kilometre uzak-lıktaki Tabanlı Köyü olarak saptadığı deprem, yerin 5 kilometre altında mey-dana geldi ve 25 saniye sürdü.

1999 yılındaki büyük Marmara ve Düzce depremlerinin bir benzeri Türkiye’nin doğusunda yaşandı. Mer-kez üssü Van’ın Erciş ilçesi olan 7,2 büyüklüğündeki deprem 13 ilde hisse-dildi. Deprem en çok Van’ın Erciş ilçesi zarar gördü. Van’daki 7,2 büyüklüğün-deki depremde birçok insan yaşamını yitirdi. Onlarca bina ise yerle bir oldu.

Hakkâri’de şiddetli olmak üzere Bitlis,

Ağrı, Iğdır, Erzurum, Muş, Bingöl, Tun-

celi, Batman, Şırnak, Mardin, Diyarba-

kır, Siirt ve Şanlıurfa’da hissedildi.

Richter ölçeğine göre 7.2’lik deprem-

le, büyük bir yıkımın yaşandığı Erciş’te

75 bina yerle bir olurken, bu binalarda

yaklaşık 500 kişi de hayatını kaybetti.

Ağır hasar gören 6 bin 30 konutun yı-

kılacağı yetkililerce bildirildi. En büyük

yıkım ise bir zamanlar kentin en yoğun

mekânlarından biri olan Van Yolu Cad-

desi üzerinde meydana geldi.

AFAD, Van depreminde hayatını kay-

bedenlerin sayısını 550 olarak açıkladı.

Hayatını kaybedenlerin 60’tan fazlası

öğretmen. 2 bin 300 kişinin de yaralan-

dığı depremde 185 kişi de enkazdan sağ

olarak çıkarılmıştır denildi.

Depremle sarsılan ve insanlık dramı-nın yaşandığı Van ve Erciş için devletin yan ısıra yardım kuruluşları da seferber oldu. Türkiye’nin dört bir yanından böl-geye yardım gitmeye devam ediyor.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yö-netimi Başkanlığı.AFAD., bugüne kadar Van Depremi için acil yardım ödenekleri dahil gönderilen insani yardım malzeme-lerinin toplam maliyetinin 664 milyon TL olduğunu bildirdi. Üretim siparişi ve-rilen 27 bin 420 konteynerin 18 bin 473 adedinin bölgeye ulaştırıldığını açıkla-yan AFAD.13 bin konteynerin ise kurul-duğunu bildirdi. Açıklamada.” Bugüne kadar 33 bin 463 depremzede. Deprem bölgesinden nakledilerek kamu tesisleri-ne yerleştirildi. Barınma hizmeti verilen-lerle birlikte bu rakamın 45 bini aşmıştır denildi. Yardım kampanyaları kapsamın-da, Başbakanlık, Diyanet ve Kızılay yar-dım hesaplarında toplam 302 milyon 400 bin TL nakdi yardım toplandı.

Deprem anı ve sonrasında zor ko-şullardan en çok kadınlar ve çocuklar etkilendi. Günlük hayatta olduğu gibi, deprem sonrasındaki ağır yaşam şartla-rında da en büyük zorluğu kadınlar çekti. Günlük ihtiyaçlarını karşılarken bile bü-yük sorunlar yaşadılar. Van’da meydana gelen depremden sonra hamile olan 240 kadının düşük yaptığı, yetkililerce bildi-rildi.

Van depreminden sonraki görüntü

Van depreminden sonraki görüntü

Page 35: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

- TÜSİAD Yönetim Kurulu, yardım-

lar için bölgedeki üyeleriyle birlikte bir

destek ağı oluşturdu.

- Türk Eczacıları Birliği (TEB), yar-

dım kampanyası başlattı. Toplanacak

yardım karşılığında temin edilecek ilaç

ve mama, bölgedeki halka ulaştırılacak.

- Kimse Yok Mu Dayanışma ve Yar-

dımlaşma Derneği Konya Şubesi 25 ton

kahvaltılık malzeme yüklü tırı, deprem

bölgesine gönderdi.

- İstanbul Yemek Sanayicileri (İY-

SAD) ve Türk Kızılayı ile birlikte dep-

remzedelere uçak kargosu ile günlük

20 bin kişilik hazır kumanya ulaştırmak

üzere harekete geçti.

- Japon elektronik devi Toshiba,

Van’a 220 bin dolar bağışta bulunacağını

açıkladı.

- Metro Holding, bağlı kuruluşlar-

dan biri olan Van Et, Türk Kızılayı’na

Van’daki depremzedelere dağıtılmak

üzere 5 bin kilo et ve şarküteri ürünü ba-

ğışladı.

- Su üreticileri, bölgeye 1,5 milyon

litre ambalajlı su gönderdi

- Alevi Bektaşi Federasyonu, dep-

remzedeler için battaniye kampanyası

ba?lattı.

- Trabzonspor Kulübü, resmi ürün sa-

tış firması TS Club’ın 1 haftalık internet-

ten yapılacak ürünlerinin satış gelirini,

Van’daki depremzedelere aktarma kararı

aldı.

Van’daki 7,2 büyüklüğündeki depre-

min ardından dünyanın birçok ülkesinden

Türkiye’ye yardım önerisi geldi.

Uluslararası yardımlar kapsamında ül-

kemize A.B.D., Almanya, Azerbaycan,

Fransa, Rusya, Kazakistan, Ukrayna, Mısır,

İrlanda, İsviçre, İsrail, Cezayir, Ermenistan,

Belçika, Katar, Japonya, Suriye, İsveç, İtal-

ya, İngiltere, Romanya, İspanya, Pakistan,

Avusturya, Kırgızistan, Kanada, Ürdün,

Finlandiya, Hollanda, Norveç, İran, KKTC,

Bulgaristan, BM Mülteciler Yüksek Komi-

serliği ve BM OCHA toplam 26.282 çadır,

24 genel maksat çadırı, 93.980 battaniye,

24 genel maksat çadırı, 15 yaşam kontey-

neri, 536 kampet, 1.000 yatak, 684 ısıtıcı ve

40 jeneratör gönderildi.

Van depreminden sonraki görüntü

Van depreminden sonraki görüntü

Page 36: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

’’ VAN TEKRARAYAĞA KALKACAK, KALKMALI ‘’

Van Ticaret ve Sanayi OdasıYönetim Kurulu Başkanı Mirza Nadiroğlu:

Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO)

Yönetim Kurulu Başkanı Mirza Nadiroğ-

lu ile yaptığımız röportajda Van’ın Ticari

hayatını irdelemeye çalıştık. Van’da ti-

cari sirkülasyonun artışına katkı sağla-

mak adına odanın yaptığı çalışmalar ve

katkılar konusunda bilgi edinme amaçlı

sorular sorduk, cevaplar aldık.

Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO)

Yönetim Kurulu Başkanı Mirza Nadi-

roğlu:’ 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihle-

rinde meydana gelen yıkıcı depremlerin

ardından Van’da hayat durma noktasına

gelmişti, öncelikle hayatın normalleş-

mesi için çok çalıştık. Bu süreçten sonra

amacımız özellikle ekonomik hayatın

yeniden canlandırılması ve Van’ın hak

ettiği yere ulaşması olacaktır.

01.12.1961 Yılında Van’ın Gürpınar İlçesinde doğdum. İlk ve Orta öğrenimi-ni Gürpınar’da tamamladım. Van Ata-türk Lisesi mezun olduktan sonra ticaret hayatına atıldım. Son on dört yıldan bu yana Van Ticaret ve Sanayi Odası’nın Meclis ve Yönetim Kurulu Üyeliklerinde bulundum. İlk kez 2001 yılı Kasım ayın-dan itibaren Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım. Halen Turizm Sektörü ve Gıda İmalat Sektöründe ticari faaliyetlerini sürdürüyorum evliyim ve 3 çocuk baba-sıyım.

■ Ürettiği hizmetleri ile ilin ve bölgenin ekonomisine katkı sağlayan, bölgemizde lider oda olma özelliğini devam ettiren, üyelerinin gurur duyacağı örnek bir oda olmaktır.

■ Yaşanan çok ağır ve yıkıcı depremlere rağmen kısa süreli kaosun ardından yaralar sarılmaya başlandı.

Page 37: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Van Ticaret ve Sanayi Odası 1962 yılında yasa ile kurulmuş yarı kamu

kurumu niteliğinde bir meslek odasıdır.

Bu yıl 50. Kuruluş yıldönümümüzü kut-

luyoruz. Misyonumuz şeffaf ve hesap verilebilirlik ilkesine bağlı, dinamik ve çağdaş, üyelerine hizmeti öncelik kabul eden, teknolojik gelişmelere önem veren, üyelerinin taleplerine uygun nitelikli projeler üretip onların işlerini kolaylaştı-ran, meslek ahlaki değerlerine bağlı oda hizmeti sunmaktır. Vizyonumuz, Ürettiği hizmetleri ile ilin ve bölgenin ekonomisi-ne katkı sağlayan, bölgemizde lider oda olma özelliğini devam ettiren, üyelerinin gurur duyacağı örnek bir oda olmaktır.

Van çok ağır iki deprem yaşamıştır. Tabi doğal afetlerdir. Takdiri ilahidir. Afetlerin önüne geçemiyorsunuz. Ya-şadığımız iki depreminde sonuçları çok ağır olmuştur. İnsanlar evlerini işyerle-rini terk etmiş, büyük sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Her doğal afette oldu-ğu gibi depremlerden sonra kısa süreli kaos yaşanmıştır. Hava şartlarının kö-tülüğü, afetin büyüklüğü ve yıkıcı olma-sı yaşanan felaketin etkilerini daha da ağırlaştırmıştır.

Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım’da mey-dana gelen depremlerden sonra kentte ekonomik, sosyal ve kültürel yaşam çok olumsuz etkilendi. Kent yaşayanları her anlamda mağdur oldu. Ancak yaşanan

çok ağır ve yıkıcı depremlere rağmen

kısa süreli kaosun ardından yaralar

sarılmaya başlandı. Münferit sorunlar

yaşanıyor olmasına rağmen ekonomik

hayatın canlanması için alınan tedbirler

elbette uygulandı. Ancak şartların ağır

olması, insanların zorunlu göçleri bazı

olumsuzlukların yaşanmasına neden

olabiliyor.

Bu konuda müracaat eden işverenlere İŞ-KUR tarafından destekler sağlandı. Hükümetin bu desteği zarar gören işve-renlerimiz için olumlu bir katkı olmuş-tur.

■ Van’ın yeniden yapılanması sürecinde elbette yerel firmalarımız faydalanacaklar.

Page 38: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Kamu Kurumları tarafından yapılan

ihaleler Kamu İhale Kurumu şartname-

lerine göre hazırlanmaktadır. Yeterli

koşulları yerine getiren herkes bu iha-

lelerden faydalanabilir. Ancak Van’ın

yeniden yapılanması sürecinde elbette

yerel firmalarımız faydalanacaklardır.

Amacımız da bu faydanın en üst seviyede

olmasıdır.

Van İran’la yaklaşık 300 km sınırı

olan ülkemizin en doğusundaki sınır ili-

dir. İran Türkiye için çok önemli bir pa-

zardır. Elbette İran’la yapılacak Ticarette

Van maksimum oranda faydalanacaktır..

İran’la ticaretin gelişmesi ülkemize de

önemli katma değer sağlayacaktır. Keza

Ermenistan ile ticarette Van ve doğu ille-

ri için önemli bir kazanç sağlayacaktır.

Van sürekli gelişen çevresindeki ille-

rin buluşma ve çekim merkezidir. Özellik-

le son çıkarılan Teşvik Paketinden sonra

6. Bölge de bulunan ilimiz yatırımcılar için daha önemli bir duruma gelmiştir. Van Organize Sanayi Bölgesi de giderek artan önemi ile sürekli büyüyen bir ko-numdadır. Dolayı ile Van’a 2. Organize Sanayi Bölgesi bile yetmeyecektir. Bizler geleceğimizi doğru kurgulamak, en az 50 yıllık öngörülerle bu kenti geleceğe ha-zırlamalıyız.

Evet Van Fuar ve Kongre Merkezine kavuşuyor. Ödeneği Valiliğimiz hesapla-rına aktarılan Fuar ve Kongre Merkezi-nin yeri ve Projesi de hazır. Bu yılsonuna yetiştirilmesi planlanmaktadır.

■ Van sürekli gelişen çevresindeki illerin buluşma ve çekim merkezidir

Adır Adası

Page 39: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Van Ülkemizin Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki en büyük illerinden biri-dir. Büyük Şehir Belediyesi olması ise beklediğimiz bir karardır. Van’ın büyük-şehir olması elbette kente önemli kaza-nımlar katacaktır. Van her alanda cazibe merkezi olacak, yatırımcılar için yeni bir çekim merkezi olacaktır. Ekonomik, sosyal ve kültürel alanda hak ettiği yere gelecektir.

Van 7000 yıllık tarihi ile çok kadim bir kenttir. Yüzlerce yıl farklı impara-torluklara başkentlik yapmış ve tarih boyunca önemli bir yerleşim yeri ol-muştur. Amacımız Van’ın tarihten gelen misyonunu devam ettirip her alanda

ülkemizin önemli bir kenti haline gelme-

sini sağlamaktır. Bu nedenle Van sahip

olduğu potansiyelleri ile Van her zaman

yatırımcılar için cazip bir kent olmuştur.

Son çıkan Teşvik yasası ile birlikte ilimiz

yatırım ortamı için uygun koşullara sa-

hip olmuştur.

Van sahip olduğu potansiyelleri ile

her zaman avantajları olan bir kenttir.

Ülkemizin en doğusunda bulunan Van en

büyük avantajı ulaşım sorunun olmama-

sıdır.. Hava, Kara ve Demiryolu ağı ile

hiçbir ulaşım sorunu yoktur. Bölgesinde-

ki illerin çekim merkezidir. Birçok özel

ve kamu kuruluşunun bölge müdürlük-

leri ilimizde bulunmaktadır. Ayrıca Van

Gölü gibi önemli bir kaynaktan fayda-

lanmaktayız. Ayrıca Tarihi ve doğal gü-

zellikleri ile ülkemizin en önemli turizm

noktalarından biridir. Sınır ili olmamız

birçok sektörün gelişimine katkı suna-

cak durumdadır. Bu özellikleri ile Van

her zaman yatırımcılar için avantajlı bir

ildir.

Van uzun yıllar enerji sorunu yaşamış

bir şehir. Ancak son yıllarda başlayan

enerji yatırımları ile önümüzdeki süreç-

te bu sorunların aşılacağını umuyorum.

Özellikle doğalgaz kullanımın artması

bu enerji alanında önemli bir mesafe

alındığını göstermektedir. TEİAŞ Genel

Page 40: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Müdürlüğü tarafından Haziran 2010

tarihinde ihalesi yapılan 380 kilovolt-

luk Van Trafo Merkezi’nin de bitmesi ve

devreye girmesi ile Van’ın enerji sorunu

ortadan kalkacaktır.

Van kalkınması ve büyümesi için bü-

yük işletmelere, marka kuruluşlara ihti-

yaç vardır. Van Mermer Fabrikası yaptı-

ğı yatırımla Türkiye’nin en büyük Granit

ve Mermer Fabrikası olmuştur. İstihda-

mı ve yarattığı katma değerle ilimiz için

önemli bir yatırım olan Van Mermer ve

bundan sonra marka olacak diğer firma-

larımızı her zaman destekliyoruz.

Van son yıllarda çok önemli bir tanı-

tım atağına girmiştir. Valiliğimiz, Beledi-

yemiz ve Ticaret ve Sanayi Odası olarak

son yıllarda ulusal ve uluslararası fuar-

lara katılım sağlanmış ilimizin tanıtımı

sağlanmıştır. Son yıllarda ilimizde yer-

li ve yabancı turist sayısındaki artış da

doğru yolda olduğumuzun kanıtıdır.

Kamuoyunun ve özellikle iş dünyası-

nın uzun süredir bir beklenti içinde için-

deydi. Sayın Başbakanımızın Yeni Teşvik

Paketi hepimizi heyecanlandırdı. Bölge-

ler arası Gelişmişlik Farkının ortadan

kaldırılması vurgusu çok önemsediğimiz

ve beklediğimiz bir durumdu. Geri Kal-

mış bölgemizin kalkınması ve gelişmesi

için Yeni Teşvik Paketinde 6. Bölgede yer

almamız çok önemli. Bu demektir ki, böl-

gemiz yatırımcılar için uygun hale geti-

rildi. İşveren üzerindeki vergi yüklerinin

hafifletilmesi, diğer destek mekanizma-

larının devreye girmesi çok önemlidir.1

Ocak 2012’den itibaren yürürlüğe gire-

cek olan Yeni teşvik paketinde Stratejik

Yatırımlar ve Büyük Ölçekli yatırımlar

da çok önemli. Hükümetimiz pozitif ay-

rımcılıkla, il bazlı uygulama ile özellikle

Stratejik ve Büyük Ölçekli yatırımları

bölgemize kaydırırsa işte o zaman ger-

çekten bölgemiz kalkınır ve ülke ekono-

misine büyük katma değer sağlarız. Ör-

neğin Tekstil Kent Projesi gibi büyük en-

tegre tesisler bölgemizde kurulursa ülke

ekonomisine büyük katma değer sağla-

rız. Yıllardır açıklanan Teşvik Paketle-

rinde hep bir şey eksik kalmaktaydı. An-

cak özellikle deprem den sonra ilimizde

bakanlarımızın yaptıkları toplantılarda

bizlere kulak vermeleri, raporlarımızın

dikkate alınması ve yeni pakette istekle-

rimize yer vermeleri bizler için önemli

bir durumdur. Zaten bölgesel kalkınma-

da yerel aktörlerin, kent dinamiklerinin

çok önemli olduğu bilinmektedir. Van Ti-

caret ve Sanayi Odası olarak, bu süreçte

birlikte hareket etmekten büyük kazanç

sağladık. Van Ekonomi Konseyi olarak

görüştüğümüz tüm bakanlarımıza mev-

cut durumun değiştirilmesini, çıkarıla-

cak teşvik paketlerinde bölgesel ve hatta

gerekirse illere göre teşvikler verilmesini

istemiştik. Açıklanan teşvik paketinde bu

görüşlerimiz dikkate alınmıştır.5. Bölge

için 6 yıl ve 6. Bölge için 7 yıl süreyle

sigorta primi işveren hissesi desteği

sağlanacak. Bölgesel teşvik uygulama-

ları ve büyük ölçekli yatırımların teşviki

ana başlıkları altında sağlanacak vergi

indirimi desteği bölgelere göre farklılık

gösterecek. Yeni sistemde bölgelere yapı-

lacak yatırımlara uygulanacak vergi in-

dirim oranları da yüzde 10’dan başlayıp

yüzde 60’a kadar çıkacak.

Bu sayınızda bizlere yer verdiğiniz

için teşekkür eder, yayınlarınızda başa-

rılar dilerim.

■ Geri Kalmış bölge-mizin, kalkınması ve gelişmesi için Yeni Teşvik Paketinde 6. Bölgede yer almamız çok önemli.

Page 41: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Yılmaz Perde■ Kendinizi tanıtır mısınız Yılmaz perdenin kuruluş öy-küsünü anlatır mısınız:

İsmim Arslan Yılmaz. Yılmaz Perde olarak 1994 yılından iti-baren Van halkına hizmet veri-yoruz. Perde ve ev tekstil üze-rine çalışıyoruz. Yaklaşık on sekiz yıldır Vanlı müşterilerimize kaliteli ve sınırsız hizmet a an-layışımızla Van’ın önde gelen perdecileri arasındayız.

Müşteri’ye karşı güler yüzümüz.

Ürünü müşteriye verdikten sonraki

hizmetimiz. İtinalı işçiliğimiz. Kalite-

li ve markalı ürünler bulundurmamız.

Müşteriye verdiğimiz güvenimiz. Şunu

iddia edebilirim ki şimdiye kadar hiç-

bir müşterimizle ters düşmedik, müş-

terimizin sorununu kendi sorunumuz

bildik sorunun çözülmesi için acilen

müdahalede bulunduk.

Bizim yörenin insanı bir şey alma-

dan önce araştırmasını çok iyi yapar.

Alacağı ürünün gösterişli olmasına

önem verir. Alacağı ürünün kaliteli,

markalı, kullanışlı olması da önemli-

dir. Perde alacağı mağazanın tanıdık

olması, hizmeti yani kısacası her şeyi

bütün ve eksiksiz olarak görmek ister.

Van’daki perdecilerin karşılaştığı

bence en önemli sorun perdeci esnafı

arasında birliğin olmamasıdır. Birlik

olmayınca perdeci esnafının sorunları

katlanarak artıyor. Birlik olma konu-

sunda 1995 yılında bir çalışma yap-

maya çalıştım ama sonuç hüsran oldu.

Bir fiyat aralığımız yok, bir ürüne beş

farklı perdeci beş değişik fiyat veriyor.

Karşılaştığımız ikinci sorun ise piyasa-

daki alacaklarımızı tahsil edemiyoruz.

Yılmaz perde olarak satışlarımızın

yarısı raftan yarısı karteladandır. Kar-

tela sayesinde müşterinize sunacağınız

seçenekler artıyor. Raftan yaptığınızda

satışı paranın dönüşü hızlanıyor, mağa-

zanızdaki ürünü satmış oluyorsunuz.

Depremden önce başka bir yerdey-

dik. Deprem olunca mağazamız hasar

gördü buraya taşınmak zorunda kal-

dık. Maddi anlamda zarar gördük tabi

ki ama Allaha şükürler olsun canımız

sağ. Deprem sonrası piyasadan alacak-

larımızı tahsil edemedik, siparişlerimi-

zi iptal etmek zorunda kaldık. Şunu da

söylemem gerekiyor depremden sonra

mağazamızı kapatmadık daima açık

tuttuk. Sektörün önde gelen firmaları

çeklerimizi bizim adımıza ödedi şim-

di ise biz onlara ödeme işine başladık.

Van’da yaşanan iki depremi de içerde

yaşadım. Allah bir daha böyle felaket

yaşatmasın.

Şimdiye kadar hiç katılmadım. İn-

şallah bu sene katılmayı düşünüyo-

rum.

ASLAN YILMAZ / Yılmaz Perde Sahibi

Hastane Cad. Nedim Odabaşı Ticaret Merkezi No:11/F Van

Page 42: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Kerim Perde olarak en önemli mis-

yonumuz müşteri memnuniyeti. Ma-

ğazanızdan müşteri memnun ayrılırsa

sadece o müşteriyi kazanmış olmu-

yorsunuz çevresini, akrabalarını hatta

akrabalarını kazanmış oluyorsunuz.

Mağazamıza kim gelirse gelsin güler

yüzle karşılarız. Ürün çeşitliliğimiz

sayesinde müşterinin isteklerini karşı-

lamaya çalışırız. Müşterimiz ürünü be-

ğendikten sonra işinde uzman ekibimiz

kısa sürede perde montajını gerçekleş-

tirir. Ürünü alan müşterinin bir sorunu

olduğunda o sorunu gidermek için eli-

mizden geleni yaparız. Mağazamızda

kaliteli, markalı ve en moda ürünler

yer alır. Ürünümüzün her zaman arka-

sında dururuz. Kısacası işimize önem

veririz.

Doğunun insanı samimi ve sıcak-

kanlıdır. Müşterinizin gönlünü ka-

zandığınızda ve samimiyetinizi gös-

■ Kendinizi tanıtır mısınız kerim perdenin kuruluş öy-küsünü anlatır mısınız:

İsmim Mecnun Güven Ben Per-decilik sektörüne 2005 yılında başladım. Perdeci olmadan önce terziydim. Perdecilik sektörünün her kısmında çalıştım.2009 yı-

lında çıraklık yaptığım iş yerini aldım. Şükürler olsun ki şu ana kadar alnımızın akıyla geldik. Bu mesleği sadece öğrenmek yetmez bu meslekte yenilikleri takip edeceksiniz, güler yüzlü olacaksınız, hoş görülü olacak-sınız kısaca insanlarla iyi geçi-neceksiniz.

Kerim Perde

MECNUN GÜVEN / Kerim Perde Sahibi

İkinisan Cad. Belediye Garajı Karşısı Anzaf Sitesi No: 4 VAN

Page 43: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

terdiğinizde müşteri başka yere asla

gitmez, çünkü müşteri size güvenmiş

olur. Burada güven ve samimiyet mar-

kadan, kaliteden daha önemli. Kerim

Perde olarak müşterilerimizin güven

ve samimiyetlerini boşa çıkarmamak

için mağazamızda kaliteli ürünler, ka-

liteli markalar satıyoruz.

Kerim Perde olarak Van’daki perde-

cilerin yaşadığı en büyük sorun ürünle-

rin satışında fiyat aralığının çok farklı

olması. Siz toptancıdan o ürünü örne-

ğin 5 liraya alıyorsunuz müşteriye yedi

liraya satıyorsunuz. Bir başka perdeci

o ürü dört liraya satıyor ya o arkada-

şın sattığı ürün kalitesiz veya sahte

ya da zararına satıyor. Serbest piyasa

koşullarında olsa bu kadar fiyat aralığı

olmaması gerekir.

Kerim Perde olarak raftaki ürünü

satmak bizim için daha iyi. Raftaki

ürünü satınca elimizdeki hazır ürünü

satıyoruz, para akışını sağlamış oluyo-

ruz. Kartela satmak çok uğraştırıcıdır.

Kargoda sorun çıkar, elinize geç gelir,

müşteri huzursuz olur.

Van’da yaşanan deprem herkesi

etkiledi. Özelliklede esnafı olumsuz

etkiledi. Maddi ve manevi olarak çok

yıprandık. Esnafın psikolojisi bozuldu,

insanlarda acaba deprem bir daha ne

zaman olacak korkusu yaşadı. İnsanla-

rın bazıları Van’ı terk etmek zorunda

kaldı. İnsanların evleri yıkıldı, aileleri-

ni, akrabalarını kaybettiler.

Ortalama 30 bin lira zararım oldu.

Bu rakam görünürdeki rakamdır. Birde

alacaklarımızı tahsil edemedik onları

da sayarsanız 60 bin liraya yakın kay-

bım var. Ödemeler konusunda sıkıntı-

lar çektik ve hala sıkıntılarımız devam

ediyor. İnsanlar evlerini, barklarını,

canlarını kaybetmişken bana borcun

var dı diyemedik; ancak bizim borçlu

olduğumuz firmalar ödeme yapmamızı

istediler.

Şimdiye kadar katılmadım çünkü

burayı bırakıp gidemem.Depremi ya-

şadıktan sonra da maddi anlamda git-

meye gücüm yok.

Page 44: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Mağazamızın isminden anlaşılacağı

üzere; kalite bizim için olmazsa ol-

mazlarımızdandır. Mesleğe çıraklıktan

başladığımı söylemiştim, perde konu-

sunda püf noktaların hepsini bilirim.

Perdenin dikiminden tezgâhta satışı-

na kadar tüm aşamalarında çalıştım.

Van’da perdeci esnafı arasında dikim

konusunda beni tanımayan yoktur, şü-

kürler olsun ki böyle bir üne sahibim.

Çalıştığım ekip işini profesyonel ya-

par. Şimdiye kadar hiçbir müşterimden

şikâyet almadım. Zaten mağazacılık

bir ekip işi, zincirin halkaları gibi eki-

biniz iyi olacak, siz iyi olacaksınız ki

ancak başarıyı o zaman yakalayabilir-

siniz. Zincirin bir halkası koparsa veya

eksik olursa burada durmanın hiçbir

anlamı kalmaz.

Müşteriye sunduğumuz kaliteli ve

markalı ürünler, sattığımız ürünlerin

arkasında rahatlıkla durabiliyoruz.

Bu duruşta çalıştığınız firmalarında

tutumu çok önemli, sorun onlardaysa

çabucak ürünü değiştirebiliyoruz. Biz-

deki hizmet anlayışı müşterinin ma-

ğazaya girmesinden başlar, bir başka

ürün almasına kadar devam eder. Şunu

demek istiyorum mağazanıza giren

müşteriyi kazandığınızda sadece o ki-

şiyi kazanmıyorsunuz onun çevresinde

kazanıyorsunuz.

Van insanı bir ürün almadan önce,

ürün alacağı mağazanın kalitesine,

hizmet anlayışına, ürünün kalitesine,

gösterişli olmasına ve ücretin uygun

olmasına bakar. Buradaki müşterinin

bir özelliği de, memnun kaldığı bir

yerden başka tarafa asla ürün almaya

gitmemesi. Müşterinin gönlünü bir

kere kazandınız mı o müşteri akraba-

larını, komşusunu kısaca çevresini size

getirir.

Van’da her esnaf gurubunun olduğu

gibi perdeci esnafının da sorunları var

Perdecim Ev Textil

ERCAN ÇOBANLI / Perdecim Ev Textil Sahibi

Kazım Karabekir Cad. Evvam karşısı Zübeyiroğlu İş Merkezi A/14 VAN

■ Kendinizi tanıtır mısınız kuruluş öyküsünü anlatır mı-sınız:

İsmim Ercan Çobanlı kırk yaşındayım.1982 yılında bu mesleğe başladım perdecilik geçmişim yorgancılığa dayanı-yor. Bu mesleği Karadenizli us-talardan öğrendim. Van’da 1990 lı yıllara kadar perdeci esnafının

yüzde doksan beşi Karadeniz-liydi. Bende mesleğe çıraklıktan başladım. İlkokul yıllarında öğle-den sonraları ustamın yanına ge-lerek hem aileme maddi kazan sağlıyordum hem de bu mesleği öğreniyordum. Bu mesleği 1982 yılından itibaren yapıyorum. Bu mesleği öğrenmek ve bu mes-lekte ilerlemek için azimli olma-nız, mesleği sevmeniz ve insan ilişkilerinizin iyi olması gerekir.

Page 45: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

elbette. Deprem öncesine kadar Van’da

saymaya kalksanız elli veya atmış tane

büyüklü küçüklü perdeci vardı. Bu per-

decilerin arasında işini hakkıyla yapan,

bu işin ehli ve profesyonelce yapan bir

elin parmaklarını geçmez. Bu durumda

küçük perdeciler sadece ayakta dura-

bilmek için, karın tokluğuna dediğimiz

şekilde iş yapıyor. Yaptıkları işi kali-

tesiz ve özensiz yapıyorlar ama ucuza

yapıyorlar. Bu biz gibi işin ehli esnafı

olumsuz etkiliyor, emeğimizin karşılı-

ğını alamıyoruz bu durumda.

Satışlarımızı yüzde elli raftan yüzde

elli karteladan yapıyoruz. Raftan satış

yapmak tabi ki bizim için daha avan-

tajlı. Raftaki ürün daha ağır olmasına

rağmen bazen ağır gurupları daha ucu-

za alıp daha avantajlı satabiliyorsun.

Sizin bu sorduğunuz soru iki soru-

dur tek soru değil şuan Van depremle

anılıyor doğrudur.

Deprem sadece esnafı değil tüm

Van halkını olumsuz etkiledi. Deprem

beş ay önce oldu ama etkileri hala de-

vam ediyor. Öncelikle iş potansiyeli-

miz düştü ama şunu da belirteyim ki

son on beş gündür elhamdülillah işler

açılmaya başladı. Deprem dolayısıyla

Van’dan giden insanlar yavaş yavaş

dönüş yolculuğuna başladılar. İnşallah

Depremin olumsuz etkisini Van insanı

ve Van esnafı çabucak atlatacak

Deprem tüm esnafta olduğu gibi

beni de olumsuz etkiledi. Yaklaşık otuz

yıldır Van’da perdeci olarak çalıştığımı

söylemiştim depremden önce Maraş

Caddesinde 1600 m2 bir dükkân tut-

muştuk, bir mağaza daha açmak için.

Bu açacağımız mağazayı Doğu Ana-

dolu Bölgesinin en büyük ev tekstil

mağazalarından biri haline getirmeyi

amaçlıyorduk. Bu açacağımız mağaza-

nın sadece dekerasyonu beş ay sürdü o

kadar güzel ve ürün çeşidi bakımından

zengin bir yer olacaktı. Depremden

on gün önce ortağımı trafik kazasında

kaybettim sonrada deprem oldu tüm

planlarımız alt üst oldu açacağımız

mağaza depremde zarar gördü.

Deprem sonrasında sıkıntı yaşama-

mıza rağmen elhamdülillah çekimiz

geri dönmedi çeklerimizi yazdırmadık

ancak yazdırmamak içinde elimizdeki

tüm birikimlerimizi harcamak eşten

dosttan borç aldık ödemelerimiz yap-

tık Sektörde toptancı arkadaşlar Allah

razı olsun hepsi yardımcı oldu bir tane-

si yardımcı olmadı dersem yalan olur.

Hepsi de elinden gelen yardımı yaptı-

lar ve hatta Van insanı için yardım gön-

deren yapılması gereken bir şey var mı

yapmaya hazırız diyen arkadaşlarımız

oldu.

Konuşmamım başında söylemiş-

tim Van’daki perdeciler zaten zor du-

rumdaydı depremde tuzu biberi oldu.

Van’da deprem dolasıyla değil de işleri

önceden de kötüydü deprem olunca ta-

mamen zor durumda kaldığı için mes-

leği bırakan bir kişi tanıyorum.

Fuara kesinlikle katılıyorum ve ka-

tılmaya devam edeceğim. Bu işin ta-

kipçisi olmak istiyorsanız, yenilikleri

takip etmek istiyorsanız bu tür orga-

nizasyonlara katılmak zorundasınız.

Fuardaki yenilikleri ve moda ürünleri

orada görüp inceleme fırsatı bularak

hemen müşterilerimizin hizmetine su-

nuyoruz.

Van için var, bu soruyu daha önce

bize soran olmadı. Bu sene deprem

dolasıyla Van insanı ve Van esnafı zor

duruma düştü. Esnaf ödemelerini yapa-

madı, alacağını alamadı maddi ve ma-

nevi açıdan sorunlar yaşadık. Van’da

hayatın eski düzenini alması için altı

veya yedi ayın geçmesi gerekecek gibi

gözüküyor. Bu süre zarfında özellikle

çalıştığımız firmalar Van için fiyatlar-

da olsun ödemelerde olsun çalıştıkları

esnaflara yardımcı olmalarını istiyoruz

dürüst esnafın yanında olmalarını isti-

yoruz.

Page 46: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Bu meslekle Van’da halamın oğlu-

nun yanında da başlamış olsam da işin

aslını yani püf noktalarını Ankara ve

İstanbul’da öğrendim. Bir işi en iyi ya-

pılan yani merkezinde öğrenilmesi ta-

raftarıyım. Oradaki ustalarımdan per-

denin dikim aşamasından tezgâhtarlığa

kadar perdeciliği merkezinde öğren-

mem benim için çok avantaj sağladı.

İkili ilişkilerimiz sayesinde perdecilik

sektöründe hangi yenilikler yaşanıyor-

sa anında Van ‘a getirerek müşterileri-

mizin hizmetine sunuyoruz. Kaliteli ve

markalı ürünleri satıyorum.

Van’da müşteriler perde alırken ha-

valı ve gösterişli olmasına özen gösteri-

yor. Batı’da ise tam tersi sade olmasına

özen gösteriyorlar. Batı’da yetiştiğim

için ilk başlarda müşterilerime sade

ve gösterişsiz ürünler öneriyordum.

Bu durumda biraz zorlandığımı itiraf

etmem gerekir. Ürünün kaliteli olması,

kullanışlı ve ücretinin uygun olması da

Vanlı müşteriler için önem teşkil eder.

Bir de Vanlı müşteri samimiyete ve gü-

ler yüze ve güvene çok önem verir.

Bence Van’daki perdecilerin en

büyük sorunu istediğimiz ürünlerin

elimize çok geç gelmesi. Siparişimizi

veriyoruz uzak olduğundan dolayı tes-

Perde Life■ Kendinizi tanıtır mısınız kuruluş öyküsünü anlatır mı-sınız:

İsmim İshak Karakuş 1982 Van doğumluyum. İlkokul me-zunuyum, Bu mesleğe çocuk yaşlarda başladım halamın oğlu aynı zamanda ustamdır okul çıkışlarında onun mağazasına gelerek işin ucundan tutma-

ya başladım sonra İstanbul ve Ankara’da da hazır giyim mağa-zalarında çalıştım. Dört yıl önce Van’a döndüm ve ortak olarak bu mağazayı açtık sonra ortak-lıktan ayrılarak mağazayı devir aldım. Yaklaşık üç senedir de Van insanına hizmet etmekte-yim. Kaliteyi, hizmeti, güler yüzü ve sınırsız hizmet anlayışımızla şükürler olsun ayakta kalmayı başardık.

İSHAK KARAKUŞ / Perde Life Sahibi

Başyol yeraltı çarşısı:Hz Ömer Camii Girişi No:6 VAN

Page 47: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

limatta zorlanıyoruz. Sipariş vermeden

önce firma yetkilileriyle görüşüyorum;

bu ürün ne zaman çıkar ve elimize ne

zaman ulaşır ona göre teyit aldıktan

sonra müşterimize zaman veriyoruz.

Çoğu zaman kartela sistemiyle

çalışıyorum müşterimize ürünü ben

beğendiriyorum tam karar aşamasına

geliyoruz. Firma yetkililerinin dediği

şu; biz o üründen çıkarmıyoruz. Zaten

Van piyasasında iş yapmak sıkıntılı,

tam iş yakalamışım bu ürün çıkmıyor

diyor. Sonuçta hem Müşterinize mah-

cup oluyorsunuz hem de yapacağınız

işten oluyorsunuz.

Özellikle Doğu bölgelerinde perde-

ciler raftan satış yapmayı tercih eder-

ler. Raftan satış yaptığınızda; mağa-

zanızdaki ürünü satmış oluyorsunuz,

sıcak para akışı gerçekleşiyor. Biraz

önce bahsettiğim gibi Van Türkiye’nin

en doğusu, müşteri karteladan ürün be-

ğendiğinde o ürünün elimize ulaşması

epeyce bir zaman alıyor.

Maddi anlamda çok etkiledi öde-

me beklediğimiz kişiler vardı sipariş-

lerimiz vardı gelecek olanlarda vardı

bunların tamamı iptal oldu. Yaklaşık

15 bin liraya yakın gelecek olan para-

mı alamadım. Firmalar sipariş vermiş-

tik onları iptal etmek zorunda kaldık.

Ölçü almıştık müşteri gelip perdesini

alacaktı deprem dolasıyla onlarda iptal

oldu.23 Ekimde deprem oldu kendi ya-

şadığımı anlatayım ben depremden beş

dakika sonra iki çocuk babasıyım ben

çocuğumun biri bir kolumun altında

diğeri annesinde depremden canımızı

kurtarmışız benim aklıma ayın otuzun-

daki ödemelerim aklıma geldi.

Depremden sonra insanlar sizin

acınız bizim acımız dediler Allah razı

olsun, şunu da belirteyim öncelikle Al-

lah yardım edenden de etmeyenden de

razı olsun. Bizim zor zamanlarımızda

kim yanımızdaysa bizde iyi zamanla-

rımızda onun yanında olacağız bunu

herkes iyi bilsin. Borçlu olduğum ki-

şilerle konuştum durumu biliyorsunuz

dedim bize, sorun etmeyin biz hallede-

riz dediler ancak ayın otuzunda gördük

ki bizim çeklerimiz takasa verilmiş

veya yazılmış durum böyle olunca çok

sıkıntılar yaşadık. Ben ayrıca herkesin

bildiği bir hikâye anlatmak istiyorum.

Hz İbrahim ateşe atılınca bir karınca

sırtında bir damla suyla yola çıkmış

bunu görenler demişler ki karınca sen

ne yapıyorsun nereye gidiyorsun. Ka-

rınca duydum ki Hz İbrahim’ i ateşe

atmışlar, bu suyu ona yetiştirmeye

çalışıyorum, olur mu demişler senin

götürdüğün bir damla suyla ne olacak

hem sen oraya kadar gidemezsin de-

mişler. Karıncanın sözü çok anlamlı

olmuş: ‘’olsun belki oraya kadar gide-

mem, benim sırtımda götürdüğüm bir

damla suyun faydası olmaz belki; ama

ben Hz İbrahim’in dostuyum ve ben

bunu yapmakla mükellefim, elimden

gelen bir damla sudur bundan fazlasını

yapamam demiş’’.

Ev tekst fuarlarına katılıyorum. Ka-

tılmamdaki amaç yılda bir kez bile olsa

firmalarla yüz yüze görüşerek fikir alış

verişinde bulunmak. Ayrıca sektördeki

yenilikleri ve gelişmeleri bu tür fuarlar

sayesinde takip edebiliyoruz. Bu fuar-

lar sayesinde Geçen yıl 2-3ayı bağlantı

yaptım birçoğuyla baya iyi çalıştım

ama artık çalışmayacağım deprem do-

layısıyla iyi gün kötü gün dostu belli

oldu.

Page 48: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

İş konusunda her detayla, bire bir

ben ilgileniyorum. Mağazamızda mar-

kalı ve kaliteli ürün satıyoruz. Ürünle-

rimizin daima arkasında durabiliyoruz.

Güler yüzlü hizmet anlayışımız, çeşitli

ve modayı takip eden anlayışımızla

müşterilerimizin isteklerine cevap ve-

riyoruz. Satış sonrası hizmetlerimizde

Van’da örnek gösterilir ,. İşinde uzman

ekibimizle müşterinin karşılaştığı so-

runları anında çözüyoruz. Bizim per-

denin diğer bir özelliği de Van’ın her

kesimine hitap edebilen ürün çeşitliği-

mizin olmasıdır.

Van müşterisi gösterişli ve şaşalı

ürünü tercih ediyor. Mağazada kendi-

sine gösterilen ilgiye, alakaya önem

verir. Mağazanızda kaliteli, markalı

ve bol çeşit ürünler bulundurmanız

gerekir. Montaj sonrası hizmetlerini-

zin olması gerekir. Vanlı müşteri perde

almadan önce piyasa araştırması yapar

ve perdeciler arasında kendisine han-

gi mağaza ilgi ve alaka göstermişse o

mağazadan perde alır. Müşterinin gön-

lünü bir kere kazanmışsanız o müşteri

sizin daimi müşteriniz olur bu yönüyle

Van müştersi sadakatlidir,ayrıca tavrı-

nızla ve davranışınızla sadece o müşte-

riyi kazanmış olmazsınız ,o müşterinin

çevresini,akrabalarını da kazanırsınız.

■ Kendinizi tanıtır mısınız kuruluş öyküsünü anlatır mı-sınız:

İsmim Engin İRES 1985 Van doğumluyum. Perde sektö-rüne girmeden önce değişik sektörlerde çalıştım. Sanayi ve mobilya sektörlerinde değişik görevler yaptım. İki bin yılında tesadüfen perdecilik mesleğiyle tanıştım. Perde üzerine Van’da bulunan Saray perde de beş yıl çalıştıktan sonra değişik firma-larda ve mağazalarda on beş yıla yakın çalıştım: 2009 yılından itibaren çalıştığım mağazayı de-vir aldım. Perdecilikte dikimin-den, montajına, tezgâhtarlığa kadar her ünitesinde çalıştığım için meslekte hiç zorlanmadım. Bu mesleği yapabilmek için ilk önce işinizi seveceksiniz ve zor-luklarla baş etmesini, zorluklara karşı sabır göstermesini bile-ceksiniz. Perde sektörü devamlı kendini yenileyen ve gelişen bir sektör değişikliklerden ve mo-dadan anlamanız gerekir.

BizimPerde

Engin İRES / Bizim Perde Sahibi

Page 49: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Van’da perdeci olarak yaşadığımız

bence en önemli sorun sipariş ettiği-

miz ürünlerin geç gelmesi ve kargo-

da yaşadığımız sıkıntılardır. Yetişmiş

eleman bulma sıkıntısı da yaşanıyo-

ruz. Elaman konusunda özellikle yeni

yetişen nesil zora gelemiyor, işi hem

rahat olacak parası çok olacak ama

fazla yorulmayacak bir iş arıyor. Birde

Van’da perdeci esnafı arasında birliğin

olmaması.

Bizim perde olarak raftan satış yap-

mayı daha çok tercih ediyoruz. Raftan

ürün satmak mağazanızdaki ürünü sat-

mış oluyorsunuz, sıcak para akışı sağ-

lanıyor. Ürünü müşteriye daha çabuk

ulaştırıyorsunuz. Karteladan satışta

ise ürünün buraya ulaşması, kargoda

sorun çıkması, sipariş ettiğiniz ürünün

toptancı firma tarafından hala üretilip

üretilmediği gibi sorunlarla karşı kar-

şıya kalabiliyorsunuz.

Deprem Van insanı ve özellikle

esnafını hem manevi hem de mad-

di olarak etkiledi. Şükürler olsun can

kaybımız yok ama tanıdıklarımız ara-

sında eşini, çocuğunu kaybedenler

oldu. Maddi olarak bir trilyona yakın

kaybım oldu, Bizim perdenin bir şu-

besi depremde yıkıldı, dört katlı evime

yıkım emri verildi. Piyasadan alacak-

larımız vardı deprem dolayısıyla ala-

madık. Borçlu olduğumuz firmalara

ödeme konusunda sıkıntı yaşadık. Tüm

bu olumsuzluklara rağmen Allaha şük-

retmekten başka çaremiz yok. Paradır

tekrar kazanılır, evdir tekrardan yapı-

lır ama depremde yaşadıklarımız nasıl

unutulur inanın ben de bilmiyorum.

O an anlatılmaz anı sadece yaşayan

bilir ve o anı yaşayan anlar. Allah öyle

bir acıyı kimseye bir daha göstermesin.

Deprem anında insan kendi kendine;

dünyanın sonu geldi, herhâlde kıyamet

kopuyor ölüyoruz diyor. Depremde

ailemin ve yakınlarımın yaşadıklarını

görünce ilk önce Allaha şükrediyor-

sunuz ardından ay sonu ödeyeceğiniz

ödemeler aklınıza geliyor ve üzülüyor-

sunuz.

Deprem ekim ayının yirmi üçünde

oldu ve ay sonu ödemelerimiz vardı.

Piyasaya siparişlerimiz vardı, piyasa-

dan alacağımız vardı. Deprem sonrası,

alacağımızı alamadık, siparişlerimizi

iptal ettik , ay sonu ödemeler konu-

sunda sıkıntı yaşadık. Çeklerimiz ister

istemez yazıldı, zaten yaklaşık dört ay-

dır iş yapmıyoruz.

Sektörün önde gelen firmalarından

bazıları Allah razı olsun onlardan biz-

lere ellerinden geldiği oranda bizlerin

zor günümüzde yanımıza oldular, yar-

dım ettiler. Özelliklede Çetinlere bu

konuda sizin huzurunuzda teşekkür

ediyorum.

Deprem dolasıyla kepenkleri indi-

ren Bahar Perde’nin sahibi Ömer abi-

miz kapattı.

İstanbul’da yapılan Ev Tekst fuarına

şimdiye kadar elimizden geldiği oran-

da katılıyorduk. Bu sene katılabilir

miyiz onu Allah bilir. Bu kadar sorun-

la uğraşırken ve bu zor durumdayken

katılmamız zor gözüküyor.

Bu tür fuarlara katılarak perdecilik-

teki yenilikleri, değişimleri yakından

görüyorsunuz. Üretici firmalarla yüz

yüze görüşerek sektörün gelişimini,

içinde bulunduğu durumu, hakkında

görüş alış verişinde bulunuyorsunuz.

Sorunlarınızı ,isteklerinizi firma yetki-

lisine bildiriyorsunuz

Page 50: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Öncelikle biz elit kesime hitap edi-

yoruz. Mağazamıza gelen müşteri yıl-

lardır bizden alış veriş yapan kişiler.

Biz müşterilerimizi tanıyoruz müşte-

rilerimizde bizim nasıl hizmet verdi-

ğimizi biliyor. Mağazamızda kaliteli

ürünleri bulunduruyoruz, seçkin mar-

kaları satıyoruz. Durum böyle olunca

müşterimizde bizde sıkıntı yaşamıyo-

ruz.

Erciş’teki müşteriler için ürünün

kaliteli, gösterişli ve uygun fiyatta ol-

ması önemli. Bunların yanında işçilik,

hizmet anlayışı ve müşteriye verdiği-

niz güvende önemli.

Erciş’ teki müşteri aldığı ürünün

gösterişli olmasına çok önem verir.

Modayı televizyonlardan takip eder.

Güler yüzlü de olursanız Erciş’te çok

iyi perdeci olursunuz.

Erciş’te da perdeciler arasında hak-

sız rekabet var. Taklit ürünleri kulla-

nan sözde perdeciler sayesinde işin

ehli bizim gibi perdeciler zor durumda

kalıyor. Haksız rekabet en büyük soru-

numuz.

Erciş’te perdeciler çoğunlukla raf-

tan satış yapar. Raftan satış yapmak

bizim için daha avantajlı, elimizdeki

ürünü satıyoruz, sıcak para akışı sağla-

nıyor. Kartela bizim için biraz sıkıntılı.

Müşteri mağazaya geliyor karteladan

ürünü beğeniyor bizde toptancıya bil-

diriyoruz Erciş uzak olduğundan do-

layı ya kargo sıkıntı yaşıyoruz ya da

elimize ulaşması geç oluyor.

Erciş yaşanan deprem Erciş insanı-

nı ve esnafını hem maddi yönden hem

de manevi yönden etkiledi. Deprem

■ Kendinizi tanıtır mısınız kuruluş öyküsünü anlatır mı-sınız:

1972 Erciş doğumluyum. Er-ciş te doğdum. İlk ortayı Erciş’te okudum. Liseyi meslek lisesi olarak Van da okudum, sonra iş hayatına babamın yanında baş-ladım. Biz ticarete terzilik ve ha-zır giyim olarak başladık.1992 yılında perdecilik sektörüne girdik ve o zamandan itibaren Van’da müşterilerimize hizmet veriyoruz.

UğurPerdeÇeyizSarayı

Emniyet Cad. Ziraat Bankası Önü Van/Erciş

Page 51: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

sonrası maddi açıdan altı aydır hiç iş

yapmadık. İnsanlar kendi derdine düş-

tü evleri yıkıldı, can kayıpları oldu

bu durumda insanlar gelip de perde

alması düşünülemez.Erciş’li deprem

sonrası yurdunu terk etmek zorunda

kaldı. Altı aydır var olan birikimleri-

mizi yedik. Birde manevi yönden zarar

gördük psikolojimiz bozuldu. Bunun

dışında yakın akrabalardan, genç yaşta

kaybettiklerimiz oldu, arkadaşlardan,

esnaf arkadaşlarımızdan kaybettikle-

rimiz oldu. Depremde arkadaşımızın

birini kaybettik. Deprem anında biz iş

yerimizdeydik. Çok şükür iş yerimize

bir hasar olmadı.

Ticari ve çek konusunda köklü fir-

maların bazıları Ercişli esnafa verdik-

leri sözlerini tutmadılar. Depremin

hemen arkasından dediler ki sizin çek-

lerinizi buluyoruz gönderiyoruz siz hiç

telaş etmeyiniz bizler sizin yanınızda-

yız dediler ama günü geldi bankalar ilk

çekleri çekenler onlar oldu bize vaat

ettiği şeyler bizde biliyoruz ki bunlar-

da bu çekleri finans kurumlarına ve-

riyor finans kurumunda o çekleri çok

rahat bulup çıkartabilirlerdi. Bize çok

büyük bir hakaret edildi burada. Çün-

kü bana söz verildi burada ve verilen

söz yerine getirilmedi. Ticarette bu

yanlıştır, etik değildir. Ticarette verilen

söz çekten daha önemlidir. Bazı firma-

larda ellerinden geldiği oranda bizleri

idare ettiler, yardım gönderdiler. İyi

günde herkes dostun olur hakiki dost

kötü günde yanında olandır bunu bir

kez daha gördük. Kimin gerçek dost

kimin yalancı dost olduğunu.

Deprem sonrası Erciş’te esnafın

çoğu zor durumda kaldı. İş yerleri yı-

kıldı veya hasar gördü. Esnafta çaresiz

şekilde kepenkleri indirip batıya git-

mek zorunda kaldı. Bu esnafların ara-

sında tabi ki perdeci esnafı da vardı.

Şimdiye kadar herhangi bir kuruluş-

tan yardım alamadık.Kosgep ‘ten yar-

dım için başvuru yaptık ancak onların-

da bir sürü prosedürü var, yok memur

kefil istiyorlar vs bir sürü iş. Bakalım

başvurduk sonuç ne olacak.Erciş’li

esnaf çok zorda kalmıştır ödemeleri-

ni yapamaz hale gelmiştir alacakları-

nı alamaz durumdadır. Esnaf bu zor

günlerinde yanında birilerini görmek

istiyor.

İstanbul’da yapılan Ev Teks fuarına

geçen yıllara kadar katılıyordum. Sek-

tördeki yenilikleri görüp yenilikleri

Erciş’e getiriyorduk. Yaşadığımız bu

deprem bütün planlarımız alt üst etti.

İşlerimiz azaldı, alacaklarımızı ala-

madık, ödemelerimizi yapmakta çok

zorlandık. Bu durumda bu yıl katıla-

mayacağım İstanbul’daki fuara katıla-

mayacağım.

Page 52: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

Türkmenoğlu Perde■ Kendinizi tanıtır mısınız kuruluş öyküsünü anlatır mı-sınız:

Kadri TÜRKMENOĞLU. Van doğumluyum. Lise tahsilim-den sonra ticari hayata atıldım. Geçmişe dayanan ticaretimizde Van ilinde birçok sektörde faa-liyet gösterirken 1976 yılından sonra mobilya ve dayanıklı tü-ketim malları pazarlaması üze-rine yoğunlaştık. Bu gün Van da bulunan konutların %70 inde Türkmenoğlu tarafında satılmış ürünleri bulabilirsiniz. İstikbal centroom (4500m2) mağaza-mızın yanında Türkiye de ilk kez konsep mağaza anlayışına ön-cülük ederek 10000 m2 kapalı alanda A dan Z ye ev dizaynı uygulayan, sektördeki yüzlerce dünya markasın bir araya geti-ren Alış Veriş merkezini Van ve bölge tüketicisinin beğenisine sunmanın mutluluğunu yaşıyo-ruz.

Firmamız bir entegre sistem gibi

çalışmaktadır. Kendi alanı ile ilgili

tamamlayıcı ürünleri bir arada tutma-

mız bizim ayrıcalığımızdır. 60 yıllık

deneyim ayrıcalığımızdır. Satış öncesi

ve sonrası hizmetin devamı ayrıcalığı-

mızdır. Müşterimize kendi mağazasın-

da olduğunu hissettirmemiz ayrıcalığı-

mızdır.

Van’lı tüketici ve özellikle müşteri-

lerimiz son derece seçici ve yenilikleri

takip eden müşteri profilini oluştur-

maktadır. Perde de kalite, desen şıklı-

ğı, garantili olması ve zamanında tes-

lim edilmesi en çok müşterilerimizin

aradığı özelliktir.

Genelde bu konuda perde satıcıları

ürünlerin zamanında teslim edilmeme-

si, tül perdelerde kesim yapılmaması,

kupon olarak çalışılması bizleri zor du-

rumda bırakmaktadır. Verilen firelerle

hem bize hem de perdeye verilen üreti-

me haksızlık edilmiş oluyor.

Bizim AVM mağazamızda ürün çe-

şitliliğinin yoğun ve seçeneklerin faz-

la olmasında dolayı mümkün oldukça

stok bulundurmaktan öte karteladan

satış daha fazla yoğunluk kazanmak-

tadır.

Bu doğal afet kelimeler ile anlatıl-

maz. Yaşayan bilir. İnsanın bütün den-

gesi ve psikolojisi alt üst olabiliyor. O

an ne yaptığınızı bilemiyorsunuz. Tek

derdiniz yaşamınız, aileniz oluyor.

Tabiî ki sonrasında sorumlu olduğu-

nuz kişiler, personeliniz, yakınlarınız,

Kadri Türkmenoğlu / Türkmenoğlu Perde Sahibi Adres: Cumhuriyet Cad. 77 Van

Page 53: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

akrabalarınız bunların her biri sizin de-

ğer yargılarınız. Hemen atlatılabilecek

bir hadise değil. Ancak bir süre sonra

depremin her zaman var olduğunu bu-

nunla yaşayacağımızı bilmemiz buna

göre önlemler almamız gerektiğini ha-

tırlıyorsunuz. Küçük bir deprem çanta-

sının nasıl hayat kurtardığını gördük.

Hamd olsun çabuk toparlandık ancak

büyük bir ders aldık.

Öncelikle can diyoruz sonra canan.

Diğer taraftan mal canın yongasıdır.

Bir diğeri cana gelen mala gelsin.

Bütün bu sözler tarihi sözlerdir. Her

şeyden evvel Allah’a hamd olsun ki

canımız sağ. Ancak böyle bir ağır dep-

remde bir iş merkezimiz yıkılmış, bi-

nalarımız hasar görmüş, emtialarımız

ziyana uğramıştır.

Bir anda normal seyrinde devam

eden ticaretiniz stop ediyor, ve yiyecek

dahi bulmada sıkıntı yaşıyorken bir-

de barınma ihtiyacı hissediyorsunuz.

Bunların her biri bir sıkıntı doğuruyor.

Tahsilatınız donuyor. İşleriniz du-

ruyor. Günde yüzlerce insanın girip

çıktığı mağazalarınız aylarca kapa-

nıyor. Korku şehri gibi bir hal alıyor

kent. Tabiî ki bu durumda ilgili ödeme

sıkıntıları yaşadık. Ancak tüm çalış-

tığımız firmalara sizin aracılığınızla

sonsuz teşekkür ediyorum. Bizi hiçbir

zaman yalnız bırakmadılar. Her daim

desteklerini yanımızda gördük. Kimi-

si konteyner, kimisi battaniye, kimisi

giyecek, kimisi yiyecek ile yardıma

koştular. Allah bu milletin birlik ve

beraberliğini bozmasın. O anlarda Van

Türkiye oldu. Bir milyonluk şehir, 70

milyon olup birbirine kenetlendi.

Bu depremde herkesin bir hikâyesi

var. Tabiî ki yakın dostlarımızdan kay-

bettiklerimiz, evini kaybedeni işini

kaybeden, eşini kaybeden nice insanlar

gördük. Yine de hamd ediyoruz ki bu

kadar şiddetli bir deprem de ölü sayı-

mız 650 ile sınırlı kaldı.

Sektör deprem anı ve sonrasında

yoğun çalışan bir sektör değil. Önü bir

iki ay gibi bir sürede açılacak sektörde

değil. Haliyle bu sektörde hizmet ve-

ren işletmeler, kapatmadan ziyade işini

küçülten firmalar oldu.

İnsan yaşamı inişleri ve çıkışları

olan, her zaman hızla akan bir süreçtir.

Ticaret de aynı tempoda hızla değişen

yeni teknolojilerle desteklenen ve ko-

şan bir süreçtir. Bu iki süreçten kop-

mamak adına yaşamınızı ve ticaretini-

zi devam ettirmek zorundasınız. Tabiî

ki fuarlar, toplantılar bilgi alış verişleri

için tüm etkinliklere zaman buldukça

katılmayı arzu ediyoruz.

Page 54: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

■ Kendinizi tanıtır mısınız kuruluş öyküsünü anlatır mı-sınız:

İsmim Fesih Yağmur.1997 yılından itibaren perdecilik mes-leğiyle uğraşmaya başladım. Perdeci olmadan önce çeyiz ürünleri satıyordum, sonra şart-lar ve koşullar perdeci mağazası açmamı gerektirdi. Küçük yaş-lardan itibaren ticaretin içerisin-deyim. Müşteri memnuniyeti ne demek çok iyi bilirim , müşteri-nizi elde tutmak ve ihtiyaçlarını karşılamak ve bol ürün çeşidi-niz olursa Van’da ki perdeciler arasında öne çıkarsınız.Şükürler olsun ki Yağmur perde olarak Vanlı müşterilerimize her zaman kaliteli ürünlerimizle,güler yüzlü hizmet veriyoruz ve bu misyo-numuzu devam ettireceğiz.

■■ K dinizizi t ıt

YağmurPerde

Biraz öncede bahsettim küçük yaş-

lardan itibaren ticaretin içinde büyü-

düm.Devamlı olarak müşteri daima

haklıdır düsturunu kendime yol edin-

dim.Müşteri sizi tercih ettiyse mutlaka

nedenleri olmalı.Kaliteli ve kullanışlı

ürünler olacak mağazanızda.Bu ürünler

de moda ürünler olmayacak,kullanışlı

olacak.Bütün bunların yanında güler

yüzlü ve sınırsız hizmet anlayışınız

olacak.Müşteri mağazaya adım at-

masından başlayarak ,başka ürün al-

masıya kadar devam eden bir hizmet

anlayışınız olacak.Tüm bunlardan biri

eksikse VAN’ da kalıcı olamazsınız.

Bizim müşterilerimiz bu saydıklarım

tüm özelliğimizi bilir ve bizden başka

mağazadan alış veriş yapmaz.

Van’da bence perdecilerin en önem-

li sorunu birlik olamamız ve birlik

olabilmek için herhangi bir girişimin

dahi olmaması. Sıkıntılarımız, dertle-

rimiz ortak olmasına rağmen görüş alış

verişinde bulunamıyoruz.Bu olumsuz

durum Van’daki her perdeciyi kötü

etkiliyor. Yetişmiş elaman sıkıntısı ya-

şıyoruz, elamanı küçük yaşta alıp işi

öğretiyorsunuz, sonra yetiştirdiğiniz

elaman kendi mağazasını açmak için

sizden ayrılıyor.Van’doğuda olduğu

için buraya siparişlerimiz zamanında

gelmiyor ve kargoda sıkıntı yaşıyoruz.

Yaşadığımız bir diğer sıkıntı ise müş-

terilerle ödemeler konusunda sıkıntı

yaşıyoruz.Ürünleri müşteriye ya senet

üzerinden yada tanıdık olduklarından

söz üzerinden veriyoruz.Tahsilatları

çok sonra ancak alabiliyoruz.

Böyle bir depremi ,Allah ne Türki-

ye ye nede van a birdaha yaşatmasın.

depremdevan halkı özelliklede van es-

nafı çok büyük zararlar gördü .insanla-

Fesih YAĞMUR / Yağmur Perde Sahibi

Page 55: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

rın evleri yıkıldı, ekmek kapı-

ları harap oldu. bu depremde

şükürler olsunkiailemizden

can kaybı yok ancak tanıdık-

larımızdan yaşamını yitiren-

ler oldu. yağmur perde olarak

depremde iki katlı şubemiz

depremden dolayı yıkıldı. bir

trilyona yakın maddi zararı-

mız var. Depremden dolayı pi-

yasada bulunan alacaklarımızı

alamadık. Siparişlerimizi iptal

etmek zorunda kaldık. Biraz

önce söylediğim gibi şubele-

rimden biri yıkıldı birini de ka-

patmak zorunda kaldım,kirayı

ödemekte zorlandık ve yıllar-

ca çalışarak ,alın teri akıtarak

oluşturduğum birkimlerim

on dakikanın içinde yok olup

gitti. Bu durumda bizlere elin-

den gelen yardımı yapan top-

tancılar olduğu gibi, yardım

edeceklerini söyleyip, bizlere

verdikleri sözü tutmayanlarda

oldu. Bu günler elbette bir gün

geçecek ve bizler de eski gün-

lere döneceğiz işte o zaman

bize iyilik yapanlara ,yardım

edenleri unutmayacağız.

Bu yıla kadar Ev teks fu-

arlarına katılmıştım. Bizim

içinde çok avantajlı oluyordu.

Perdecilik sektöründeki yeni-

likleri, gelişmeleri, değişik ve

moda ürünleri bu tür fuarlarda

görebiliyorduk. Yalnız şunu da

söylemek isterim bu tür fuara-

lar kış aylarında yapılsa daha

iyi olur. Ölü sezon dediğimiz

zamanlarda yapılırsa hem iş

kaybımız olmaz, hem de geniş

zaman içerisinde gezebiliriz.

Page 56: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar

■ Kendinizi tanıtır mısınız kuruluş öyküsünü anlatır mı-sınız:

İsmim Burhan Sasar, Erciş-liyim. Yaklaşık on üç senedir Erciş’te perdecilik sektörünün içindeyim. Bu mesleğe İlk Oku-lu bitirince çocuk yaşlarda çırak olarak başladım. Perde dikimin-de, tezgâhtar olarak Erciş’te çe-şitli mağazalar çalıştım, sonrada kendi mağazamı açmıştım.

EvimPerde

Ercişli müşteri, perde almadan önce

fiyat öncelik taşır. Fiyatı uygunca ala-

cağı perdenin sonraki kıstası ürün ala-

cağı mağazanın ürünü sattıktan sonra-

ki hizmetlerine bakar. Bizim buralarda

perde gösterişli olmalı müşterilerimiz

de sade ürünlere ilgi göstermezler.

Perdecinin de tanıdık olması da önem-

lidir.

Kartela üzerinden çalışmayı tercih

ediyorum. Ürünü karteladan satarsanız

üründe fire olmuyor. Kartela sayesinde

mağazanızda ürün çeşidi çok oluyor bu

da mağazanıza giren müşteriye bol se-

çenek sunuyor. Raftan satışın da avan-

tajları var tabi.

Erciş’te perdeci esnafının bence en

önemli sorunu tahsilat konusunda ya-

şanıyor. Buralarda insanlar kredi kartı

pek kullanmaz ya ürünü senet üzerin-

den ya da tanıdığınız olduğu için söz

üzerinden verirsiniz. Müşteri ürünü

aldıktan sonra aylarca peşinden koşar-

sınız tahsilat yapmak için. Yaşadığımız

bir başka sorun ise Erciş’te perdeci es-

nafının birlikte hareket edememesidir.

Diğer esnaflar birlikte hareket ederken

bizler maalesef birbirimizin kuyusunu

kazmakla meşgul oluyoruz. Bunun so-

nunda da yine bizler zararlı çıkıyoruz.

Erciş’te bir gezin perdeci esnafını her

mağazada aynı ürünü farklı fiyatlara

alabilirsiniz.

Van’da yaşadığımız deprem özel-

liklede Erciş’i çok kötü etkiledi. Evle-

rimiz, işyerlerimiz yıkıldı. Ercişli çok

sayıda insan ya hayatını kaybetti yada

sakat kaldı. Depremde şükürler olsun

birinci dereceden akrabalarımızda can

kaybı yok ama tanıdıklarımız ve kom-

şularımız arasında can kaybı var. Dep-

rem olduğu an mağazamın kapısından

içeriye girmek üzereydim deprem

anında nasıl oldu bende bilmiyorum,

kendimi dışarıya doğru attığımı hatır-

lıyorum. Sonra etraf toz duman içinde

kalmıştı tüm bu olanlar tahminen on

dakikanın içerisinde gerçekleşti. İnsa-

nın aklına ilk önce çocukları ve eşi ge-

liyor onların sağlığından emin olduk-

tan sonra karşımda yıkılmış mağazamı

gördüm. Deprem anında onca yıldır

emek harcadığım mağazamın yıkık

ve harap haline görünce çok üzüldüm

ama canımı sağdır diyerek teselli bu-

luyoruz.

Deprem sonrası mağazayı başka

bir yerde açalım diye düşündüm ama

Erciş’teki binalar için ya yıkım kara-

rı alınmış ya da yıkılmış durumdaydı.

Sağlam olan binaların altındaki boş

dükkânların kiraladı ise çok artmıştı.

Şimdilik bekleme kararı aldık mağaza-

dan kurtarabildiğimiz ürünleri bir yere

götürdük yeni bir mağaza açabilirsek

onu bekliyoruz.

Ödeme konusunda sıkıntılar yaşı-

yoruz. Piyasadan alacaklarımızı ala-

madık. Siparişlerimizi iptal etmek zo-

runda kaldık.

Page 57: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar
Page 58: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar
Page 59: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar
Page 60: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar
Page 61: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar
Page 62: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar
Page 63: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar
Page 64: 6. Sayımız Van Dergisi  İç Sayfalar