Photo Album

by ACI - LAB

TÜRKİYE’DE NÜFUS POLİTİKALARI ACI / 2009-2010

Bir ülkenin , bölgenin ya da Dünya’nın bir nüfus politikası olmalı mı ?

Nüfus artışının hızlı olduğu, doğal kaynaklarla örtüşmediği ülkelerde ,nüfusun yaşlandığı ya da azaldığı bölgelerde bu tür politikalar uygulanabilir.

Nüfus politikası ne demektir ?

Bir ülkenin çeşitli nedenlerle nüfusunu arttırmak ya da azaltmak için uyguladığı yöntemler, politikalar.

*Bu yöntemler çeşitli etnik gruplar içinde zaman zaman uygulanabilmektedir.

Nüfus politikaları , nüfusun niteliğini ( eğitim), niceliğini ( sağlık ve doğurganlık vb. sayıları) ve dağılımını etkileyen bilinçli uygulamalardır.

Kısıtlayıcı nüfus politikaları Yayılmacı politikalar

Irk ayrımcılığına dayanan politikalar

NÜFUS SİYASETLERİ

TÜRKİYE

1963’e kadarTürkiye'nin 1963 yılına kadar geleneksel nüfus politikası, nüfusunu hızla artırmaktı. ( ulusal politika)

1950'yi izleyen yıllarda sıtmanın ortadan kalkması, antibiyotiklerin tedavi alanına girmesi, halkın vereme karşı aşılanması ve sağlık kuruluşlarının gelişmesi gibi nedenlere bağlı olarak ölümler azalmış ve doğum oranı aynı kaldığından nüfus, Türk tarihinde görülmemiş oranda artmaya başlamıştır. 1963 sonrası Bunun ekonomiye ve ana-çocuk sağlığına zararlı etkiler yaptığını göz önüne alan hükümetler, nüfus politikasını değiştirmeyi öngörmüşler ve Büyük Millet Meclisi, Beş Yıllık Kalkınma Planında ( 1963-1967) bu hususu kabul ederek Türkiye'de "isteyenin istediği zaman istediği sayıda çocuk sahibi olması" politikasını onaylamıştır.

1923- 1963 YILLARI ARASINDA UYGULANAN NÜFUS POLİTİKASININ NEDENLERİ

Ölüm oranı yüksek olduğu için nüfustaki azalmayı engellemek.

Fazla nüfusun siyasi ve askeri güç olduğu düşüncesi .

Hızlı artış ile sosyal işbölümü ve uzmanlaşmayı sağlamak.

Türkiye Cumhuriyetinin devamının sağlanabilmesi isteği.

Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşından çıkılması nedeniyle insan gücüne ( erkek gücü) ihtiyacın artması.

Geniş tarım arazileri ve diğer doğal kaynakların işlenebilmesi için işgücüne olan ihtiyaç. ( makineleşme yetersiz olduğu için)

(Artış politikası)

1923- 1963 YILLARI ARASINDAKİ UYGULAMALAR

Altı ya da daha fazla çoçuk sahibi olan annelerin para veya madalya ile ödüllendirilmesi.(1930)

Fazla çoçuk sahibi olan ailelerin yol vergisinden muaf tutulması (1929)

Doğum evleri kurmak ,fakir vatandaşlara ücretsiz ,ilaç dağıtmak.(1930)

Çok çoçuklu ailelere vergi muafiyeti getirmek. ( 1931)

Alınan önlemleri izlemek için nüfus araştırma komisyonu kurulması . (1932)

Göçleri teşvik etmek. ( Dıştan içe olan göçler)

Evlenme yaşının erkekler için 17, kadınlar için 15’e indirilmesi .

Düşük ve gebeliği önleyici ilaçların satışının önlenmesi , eğitim ve propoganda yasağı getirilmesi.

1963 SONRASINDA UYGULANAN NÜFUS

POLİTİKASININ NEDENLERİ

1950 sonrası sağlık hizmetlerinin gelişmesi ile ölüm oranlarının azalması

Tarımda makineleşmenin artması

Orduda silah gücünün ön plana çıkması

Nüfus artışının devlet tarafından sorun olarak tanımlanması ( ekonomik anlamda)

1963 SONRASI UYGULAMALAR

1963 – 1967 yıllarında uygulanan I. Beş Yıllık Kalkınma Planında ekonomik kalkınmayı olumsuz etkilemesini önlemek için kararlar alınmıştır.

Bunun için gebeliği önleyici araçların satılmasını önleyen kanunların değiştirilmesi ve kişilerin eğitilmesi planlanmıştır.

•1965 yılında Nüfus Planlaması Genel Müdürlüğü kurulmuştur.

• II. Beş Yıllık planda politika “ aile planlaması” olarak değiştirilmiştir.

• 1968 "isteyenin istediği zaman istediği sayıda çocuk sahibi olması" politikasını onaylamıştır.

III. Beş Yıllık Kalkınma Planında nüfusun nitelik ve niceliğinin değişimine değinilmiştir.

IV. Beş Yıllık Kalkınma Planında ise anne çoçuk sağlığı üzerinde durulmuştur.

1985- 1989 arasında beslenme , barınma bebek ölüm hızının azaltılması,

1990- 1994 arasında çevreye olan etkileri, kadının statüsünün yükseltilmesi,

1996-2000 arasında şehirleşmenin aile yapısına etkisine karşı alınacak önlemler,

2001-2005 arasında artış hızının düşmeye devam edeceği tahmin edilmiş aile planlaması genel sağlık hizmetleri içine alınması,(toplum sağlığı)

2007- 2013 döneminde Türkiye’nin değişen nüfus yapısı için eğitim , sosyal güvenlik ve istihdam alanında çalışmalar yapılması hedeflenmiştir.

1970’lerden beri türk toplumuna verilen mesaj “ mutlu çekirdek aile”

Nüfus siyaseti mi?

Vergi iadesi uygulamasının kaldırılıp asgari geçim indirimi uygulamasının başlaması

Bazı belediyelerin hizmetlerinin karşılığında çok çoçuklu ailelerden daha az ücret alması bu düşüncenin bir sonucu mu, yoksa dayanışmalı toplumun gereği mi?

Türkiye nüfusunda öngörülen değişimler çeşitli nüfus artış hızları da dikkate alınarak yapılmış projeksiyonlarla ortaya konulmuştur.

Bununla birlikte bu yöntemle geleceğe yönelik tahminler de yapılabilir. Nitekim yapılacak basit bir projeksiyon hesabı ile tahminleri 2010 ve 2020

yıllarına kadar çıkarmak mümkündür.

Buna göre Türkiye'nin nüfusunun 2000 yılında 70 milyona yaklaşacağı tahmin edilmiş ve sayım sonucunda 68,5 milyon olduğu görülmüştür.

Türkiye nüfusunun 2010 Yılında 75 milyon civarında, 2020 yılında da ise 90 milyon civarında olacağı tahmin edilmektedir.

Doğurganlık oranının 1995-2000 döneminde %o 24'e kadar düşeceği, ölüm oranlarının da gerileyerek %olO'dan, %o 5,9'a düşeceği yapılan hesaplarda

tahmin edilmiştir. Ancak önceki yıllarda hesaplanan bu oranlar gerçekleşmemiştir.

TÜRKİYE’DE NÜFUS PROJEKSİYONLARI

Çubukçu: Efsaneliğimiz bitti, nüfus artış hızı durduGenç nüfus azalıyor öğrenci sayısı düşüyor

Okula kayıt yaptıran öğrenci sayısı her yıl 80 bin azalıyor. 18 bin okul öğrenci olmadığı için kapalı

Marmara ve Ege'de nüfus dengesi genç nüfus aleyhine değişiyor. Nüfus artış hızı 6 yıllık bir sürede 4.8'den 2.2'ye geriledi. Adrese dayalı kayıt sisteminin ortaya koyduğu verilerle de yeni bir planlama da yapılıyor

Örneğin bundan sonra Beşiktaş'ta okul yapmayacağız. Çünkü burada nüfus geriliyor. Bu ilçemizde sınıf başına 18 öğrenci düşüyor. Yaşlı nüfus daha yoğun.

Okullarımızı yeni gelişen ilçelere yapacağız' dedi.

'Marmara ve Ege'de nüfus dengesi eksiye düşmeye başladı. Nüfus artışında Güneydoğu Anadolu birinci, Doğu Anadolu ikinci sırada. Nüfus artış hızı kısa sürede 4.8'den 2.2'ye geriledi. 6 yıl içinde bu noktaya geldik. 2'nin altı nüfusun geriye dönüşü demektir. Düşüş hızı Fransa, Almanya ve Yunanistan'ın 30 yılda yaşadığına denk geliyor' diye konuştu

MEB Nimet Çubukçu’nun bir konuşması

'Dünyadaki örneklerine baktığımızda nüfus artış hızı yüzde 2'nin altına düştüğünde trendi tersine çeviremez hale geliyorsunuz. Bu noktaya gelmeden önlem almak zorundayız.

Örneğin İsveç'te evlilik yaşı 20-22'lere kadar düştü. Devlet erken yaşta evliliği ve çocuk sahibi olmayı özendiren ciddi mali destek sağlıyor.'

Eğitim düzeyi düşük, dar gelirli kesimlerde nüfus artarken, gelir düzeyi yükseldikçe evlenme ve çocuk sahibi olma oranı da düşüyor. Bu sorun bölgesel dengesizliklerle birleşince boyut daha da büyüyor.

'Kadınların değişen sosyal konumları ve kariyer-konfor tercihleri de nüfusun azalma eğiliminde önemli bir etken'

Gülben Ergen model olmalıÇUBUKÇU, sanatçıların da toplumda önemli rol modeller olduklarına dikkat çekerek, geçmişte Fatma Girik, Ajda Pekkan gibi pek çok yıldızın ya hiç çocuk yapmadığını

ya da tek çocuk sahibi olduğunu ifade etti. Bakan, şimdi Gülben Ergen gibi bir yandan çok çocuk yapıp aynı zamanda mesleğini de başarıyla sürdüren sanatçı

modellerinin desteklenmesi gerektiğini kaydetti. Çubukçu, benzer şekilde Hollywood'da da birçok starın fazla sayıda çocuk yaparak topluma mesaj verdiğini ve bunun bu ülkelerde devlet politikası olarak destek gördüğünü söyledi. 'Sağlıklı

nesiller yetişmesi için aileye çok ihtiyacımız var' diyen Çubukçu, çok kardeşliliğin, dayanışma, duygusal destek, paylaşım gibi olumlu sonuçlarını anlattı.

TONY BLAİR'DEN 4 ÇOCUKLU MESAJBakan Çubukçu, Avrupa'da çocuğu teşvik etmek için özel politikalar

uygulandığına dikkat çekerek çarpıcı bir örnek verdi: 'İngiltere'de başbakanlığı döneminde Tony Blair'in eşi dördüncü çocuğunu yaptı. Bunu aynı zamanda

devlet politikasının bir parçası haline getirdiler. Blair mesaj vermek ve kamuoyunun dikkatini çekmek için babalık iznini kullanarak çocuğa baktı.'

Milli Eğitim Bakanı Çubukçu dünyada artık nüfus planlamasının tarih olduğunu da söyledi.

YAPILAN bütün nüfus projeksiyonlarında Türkiye nüfusunun önümüzdeki 20-25 yıl artmaya devam edeceği ancak gerileme nedeniyle toplam nüfusun hiçbir zaman 100 milyona ulaşmayacağı öngörülüyor.

Çünkü nüfus artış hızı düştüğü için bugünkü genç nüfus yaşlandıktan sonra 95-98 milyona ulaşacak.

Türkiye nüfusu 2030'lu yıllardan itibaren gerilemeye başlayacak.

TÜİK de bu öngörüyü doğrulayan bir rapor yayınlamıştı. Yapılan araştırmalara göre Türkiye'nin nüfus artış hızı 2020'de yüzde 0,8'e, Cumhuriyetin 100'üncü yılı olan 2023'te yüzde 0,7'ye, 2030'da yüzde 0,5'e 2035'te yüzde 0,3'e gerileyecek.

2040'TA 88.5 MİLYON2040 yılına gelindiğinde Türkiye nüfusu yüzde 0,2'lik artış hızıyla 88 milyon 629 bin kişi olacak. 2046'da nüfus artış hızı hemen hemen sıfır seviyesine düşecek ve 89 milyon 165 kişi olacak. Türkiye nüfusu 2047'den itibaren ise gerileyecek. 2047 yılında nüfus artış hızı eksi yüzde 0,00052'ye düşecek ve ülke nüfusu 89 milyon 161 kişiye inecek. 2050 yılına gelindiğinde ise eksi yüzde 0,000958'lik nüfus artış hızıyla ülke nüfusu 88 milyon 986 bin kişiye gerileyecek.

31 Aralık 2009 tarihi itibarıyla Türkiye nüfusu 72 561 312 kişidir. 2009 yılında Türkiye nin yıllık nüfus artış hızı binde 14,5 olarak gerçekleşmiştir.

1 2 3