4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba...

48
AECOM Rapor Çevre ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor 4-1 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEŞİTLİLİK 4.1 Giriş Bu bölüm, Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde yer alan mevcut ekolojik özellikleri açıklamakta ve projenin bölgedeki ekolojik reseptörler üzerinde neden olacağı potansiyel etkileri tanımlamaktadır. Bu bölümde Projenin kalıcı etkileri ele alınmakla birlikte ayrıca etki azaltma önlemleri için öneriler de yer almaktadır 4.2 Ekolojik Etki Değerlendirmesi Bu bölüm, Projenin hassas ekolojik reseptörleri üzerindeki potansiyel etkilere dair bir değerlendirme sunmaktadır. Bölüm, söz konusu projeyle ilgili potansiyel inşaat ve işletme etkilerini tanımlayıp değerlendirmekte ve uygun bir etki azaltma stratejisi formüle etmektedir. Özetle, değerlendirmenin kapsamı şunları hedeflemektedir: Önerilen yol hattı koridoru üzerine temel ekolojik verileri sunmak; Bu verileri, önerilen projeye göre inceleyip analiz etmek; Önerilen proje sahası ve yakın çevresinin ekolojisi üstündeki potansiyel, doğrudan/dolaylı etkilerin önemini tespit etmek; Önerilen Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu ve ilgili altyapının inşaatı ve işletilmesinden doğan potansiyel olumsuz etkilerin azaltılmasını sağlayacak uygun ve etkili araçları tanımlamak. Etkiler, masa başı çalışmaları ve sahada yapılan alan araştırmalarından elde edilen bilgiler kullanılarak değerlendirilmiştir. Önemli habitatları ve türler üzerindeki potansiyel etkilere odaklanılarak, bu değerlendirmede habitat kaybı ve/veya parçalanması da ele alınmaktadır. 4.3 Yöntemler 4.3.1 Değerlendirmenin Kapsamı Bu bölüm, ekolojik masabaşı çalışması, habitat ve korunan türlerle ilgili araştırmalar için benimsenen yöntemleri özetlemektedir. Sahip olunan genel yaklaşım ise, Ekoloji ve Çevre Yönetimi Enstitüsü (EÇYE Institute of Ecology and Environmental Management, IEEM) tarafından Temmuz 2006’da yayımlanan kılavuzların yenilenmiş bir versiyonudur. Ayrıca, Türk Çevre Mevzuatına, Ekvator Prensipleri (EP) ve Uluslararası Finans Kurumu’nun (UFK) Çevresel Performans Standartları’na atıfta bulunulmuştur. 4.3.2 Ekolojik Araştırmalar Faz 1 Habitat Araştırması Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü Dahil) Projesi’nin toplam güzergâhına ilişkin habitat özelliklerini tespit etmek için, yaban hayatı alanında uzman bir ekolog, bir çevre bilimci ve bir botanikçiden oluşan AECOM ekibi tarafından 12-21 Mart 2013 ve 14-20 Nisan 2013 tarihlerinde iki alan araştırması yapılmıştır. Alan araştırmalarını yürütmek için Faz 1 Habitat Araştırması yöntemi kullanılmıştır. Buna, önerilen güzergâhın merkezinde yer alan 500 metrelik bir araştırma koridoru dâhil edilmiş ve araştırma, Ortak Doğayı Koruma

Transcript of 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba...

Page 1: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-1

4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEŞİTLİLİK

4.1 Giriş

Bu bölüm, Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde yer alan mevcut

ekolojik özellikleri açıklamakta ve projenin bölgedeki ekolojik reseptörler üzerinde neden olacağı potansiyel

etkileri tanımlamaktadır. Bu bölümde Projenin kalıcı etkileri ele alınmakla birlikte ayrıca etki azaltma önlemleri

için öneriler de yer almaktadır

4.2 Ekolojik Etki Değerlendirmesi

Bu bölüm, Projenin hassas ekolojik reseptörleri üzerindeki potansiyel etkilere dair bir değerlendirme

sunmaktadır. Bölüm, söz konusu projeyle ilgili potansiyel inşaat ve işletme etkilerini tanımlayıp

değerlendirmekte ve uygun bir etki azaltma stratejisi formüle etmektedir. Özetle, değerlendirmenin kapsamı

şunları hedeflemektedir:

Önerilen yol hattı koridoru üzerine temel ekolojik verileri sunmak;

Bu verileri, önerilen projeye göre inceleyip analiz etmek;

Önerilen proje sahası ve yakın çevresinin ekolojisi üstündeki potansiyel, doğrudan/dolaylı etkilerin

önemini tespit etmek;

Önerilen Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu ve ilgili altyapının inşaatı ve

işletilmesinden doğan potansiyel olumsuz etkilerin azaltılmasını sağlayacak uygun ve etkili araçları

tanımlamak.

Etkiler, masa başı çalışmaları ve sahada yapılan alan araştırmalarından elde edilen bilgiler kullanılarak

değerlendirilmiştir. Önemli habitatları ve türler üzerindeki potansiyel etkilere odaklanılarak, bu

değerlendirmede habitat kaybı ve/veya parçalanması da ele alınmaktadır.

4.3 Yöntemler

4.3.1 Değerlendirmenin Kapsamı

Bu bölüm, ekolojik masabaşı çalışması, habitat ve korunan türlerle ilgili araştırmalar için benimsenen

yöntemleri özetlemektedir. Sahip olunan genel yaklaşım ise, Ekoloji ve Çevre Yönetimi Enstitüsü (EÇYE

Institute of Ecology and Environmental Management, IEEM) tarafından Temmuz 2006’da yayımlanan

kılavuzların yenilenmiş bir versiyonudur. Ayrıca, Türk Çevre Mevzuatına, Ekvator Prensipleri (EP) ve

Uluslararası Finans Kurumu’nun (UFK) Çevresel Performans Standartları’na atıfta bulunulmuştur.

4.3.2 Ekolojik Araştırmalar

Faz 1 Habitat Araştırması

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü Dahil) Projesi’nin toplam güzergâhına ilişkin habitat özelliklerini

tespit etmek için, yaban hayatı alanında uzman bir ekolog, bir çevre bilimci ve bir botanikçiden oluşan AECOM

ekibi tarafından 12-21 Mart 2013 ve 14-20 Nisan 2013 tarihlerinde iki alan araştırması yapılmıştır.

Alan araştırmalarını yürütmek için Faz 1 Habitat Araştırması yöntemi kullanılmıştır. Buna, önerilen güzergâhın

merkezinde yer alan 500 metrelik bir araştırma koridoru dâhil edilmiş ve araştırma, Ortak Doğayı Koruma

Page 2: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-2

Komitesi (Joint Nature Conservation Committee (JNCC), 2010) tarafından hazırlanan Faz 1 Habitat

Araştırması Kılavuzu’nda çizilen yöntem izlenerek yapılmıştır. İlgilenilen özellikleri veya özellikle iyi durumdaki

habitatları ya da ek bilgilere ihtiyaç duyulan yerler gibi yerel düzeyde oluşan toplulukları tespit etmek için hedef

notlar düşülmüştür.

Güzergâh boyunca, günlük güzergâh üzerinde belirli noktalar belirlenmiş ve bu noktalar, Google Earth ve bir

el GPS’i kullanılarak yerleştirilmiştir. Araştırma tampon bölgesi, bu noktaların her iki tarafında 250 metre

mesafe olacak şekilde belirlenmiştir. Bu tampon bölgelerdeki noktalar ve habitat türleri, tanımlanıp not

edilerek, 1:25000 ölçekli haritalar üzerinde işaretlenmiştir.

Araştırmalara, Boğaziçi’nin Avrupa yakasından, boğazın en ucunda köprünün kurulacağı alanın civarında

bulunan en doğudaki noktadan başlanmıştır. Bu noktalarda inşaat faaliyetleri hâlihazırda başladığı için,

çalışmalara başlanmadan önce bu noktalarda ne tür habitatları olduğunu, dolayısıyla da hangi habitatların ve

bitkilerin kaybolduğunu tespit etmek mümkün olmamıştır. Avrupa yakasında, güzergâh boyunca doğudan

batıya doğru yürütülen araştırmaya akabinde Anadolu yakasında devam edilip burada sonlandırılmıştır.

Su ve Deniz Habitatları

Proje, bir dizi akarsu, gölet ve sulak alan üzerinde ya da yakınlarından geçmektedir ve bu unsurlar, 500

metrelik koridor içinde bulundukları yerlerde araştırılmış, habitatları tanımlanmış ve önemli türler not edilmiştir.

ICA tarafından Boğaz’da hiçbir kalıcı çalışma önerilmediği ve bütün yapıların kıyılara yerleştirileceği

belirtilmiştir. Ancak kıyıya yakın noktalarda bazı geçici dolgu çalışmaları yapıldığına dikkat çekilmiş olup

bunlar, inşaat biter bitmez kaldırılacaktır. Dolayısıyla, ÇSED’de deniz çevresi üzerine potansiyel etkiler ele

alınmasına rağmen, su çevresinde hiçbir alan araştırması planlanmamış veya yapılmamıştır.

Diğer Türlere İlişkin Araştırmalar

Önemli zaman kısıtlamaları nedeniyle, Faz 1 araştırması sırasında diğer türlerle ilgili bir araştırma

yapılamamıştır. Ancak ayak izi, dışkı ve yuva-oyuk gibi türlerin varlığına ilişkin işaretler ve bu türlerin tesadüfi

bir şekilde görülebildiği noktalar ilgili yerlerde not edilmiştir.

4.3.3 Danışma

Orman İşletme Müdürlüğü ile görüşülmüş ve İstanbul’daki orman ve ağaçlık alanlar hakkında ve günümüzde

bu alanların nasıl kullanıldığıyla ilgili kullanışlı bilgiler alınmıştır.

4.3.4 Araştırmanın Koşulları ve Sınırları

Araştırmalar ve bu değerlendirme için geçerli olan belirli sınırlamalar mevcuttur. Temel konular ise şu

şekildedir:

İlk Faz 1 Habitat araştırması, mevsim içinde oldukça erken bir zamanda yapılırken, ikinci araştırma,

en yaygın otsu türleri ve erken çiçek açan türleri tanımlayamayacak kadar geç bir zamanda

yapılmıştır;

Yoğun bitki örtüsü ve/veya şiddetli yağmur ve bazı orman yollarına güvenli erişimi etkileyen çamur

nedeniyle dönemsel olarak bazı alanlara erişim kısıtlı olmuştur;

Güzergâhın bazı kesimleri askeri bölgelerden geçmektedir; bir keresinde sahaya girip araştırma

yapılmasına izin verilmemiştir. Ancak mevcut habitatlarını tespit etmek için bu sahayı çevresinden

izlemeye olanak sağlanmıştır;

İlgili alanların yerini saptamak için el tipi GPS kullanılmıştır. GPS’in doğruluğu, kullanıldığı araziye

göre değişiklik göstermektedir. Ağaç altında ya da oldukça şehirleşmiş bölgelerde GPS’in doğruluğu

Page 3: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-3

olumsuz bir şekilde etkilenmektedir. Bu etki, GPS’i tamamlamak için bölge haritaları kullanılarak en

aza indirilmiştir.

4.3.5 Etki Değerlendirme Yöntemleri

Etki değerlendirmesindeki aşamalar, aşağıdaki gibi belirlenmiştir. Özetle, süreç şunları içermektedir:

Ekolojik reseptörlerin tanımlanması ve değerlendirilmesi;

Bu reseptörler üzerindeki potansiyel etki türlerinin göz önünde bulundurulması;

Bu reseptörlerin alıcılar üzerinde sahip olabileceği değişikliklerin tanımlanması; ve

Etki azaltma önlemlerinin verimliliğini hesaba katarak, etkinin öneminin belirlenmesi.

Ekolojik Reseptörlerin Değerlendirilmesi

Değerlendirme metodolojisi, hem danışmanlardan elde edilen deneyime hem de Çevresel Yönetim ve

Değerlendirme Enstitüsü (ÇYDE) (Institute of Environmental Management and Assessment, IEMA) ve (yakın

bir zamanda) İngiliz Ekoloji ve Çevre Yönetimi Enstitüsü (EÇYE) (Chartered Institute of Ecology and

Environmental Management, CIEEM) gibi kurumlar tarafından yayımlanan kılavuzlara dayanmaktadır.

Tam bir değerlendirme yapabilmek için, Proje alanında yer alan habitatlarının değerine ilişkin bazı konseptleri

ve destek verdiği ekolojik bağlamda sahip olduğu değerini bulundurmak gerekmektedir. Ekolojik bir kaynağın

ya da özelliğin değeri ya da potansiyel değeri, aşağıdaki gibi, tanımlı bir coğrafi bağlam içerisinde

belirlenmektedir (bkz. EÇYE, Ekolojik Etki Değerlendirmesi Kılavuzu, 2006):

Uluslararası;

Türkiye;

İstanbul;

Yerel; ve

Sadece etki alanı.

İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıştır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara

Otoyolu güzergahı ve çevresinde birçok korunan alan bulunmakta olup bunlar aşağıda ele alınmaktadır.

Ekolojik kaynakların ve özelliklerin biyolojik çeşitlilik değeri, potansiyel değer, ikincil veya destekleyici değer,

sosyal değer ve ekonomik değer gibi bir dizi kriter üzerinden değerlendirilmektedir. EÇYE Kılavuzları etki

değerlendirme yaklaşımı ile ilgili olarak Tablo 4-1’de sunulan verilenlere daha az vurgu yapıp; ekolojik

reseptörlerle ilişkilendirilebilecek değişik değerlerin birbirlerinden ayrılarak değerlendirilmesi yaklaşımını

tavsiye etmektedir. Dolayısıyla, bu tablolar başta değerlendirmeleri makul kılmak için bir çerçeve sunarken,

profesyonel görüşler kriterlere göre farklılık gösterebilmektedir.

Tablo4-1 Kaynak Değerlendirme Kriterleri

Kaynağın

Değeri Seçim Kriterleri

Çok Yüksek

(Uluslararası)

Bern Sözleşmesi, Ramsar Sözleşmesi vs. gibi sözleşmelerce belirlenen uluslararası

düzeyde korunan sahalara ilişkin özellikler taşıdığı belirlenen habitatları veya türlerdir.

Uluslararası düzeyde belirlenmiş bir alan veya aday alan (Ramsar alanları, SPA (Kuş

Direktifi kapsamındaki Özel Koruma Alanları), pSPA (potansiyel Özel Koruma Alanları),

SAC (Habitat Direktifi kapsamındaki Özel Koruma Alanları), cSAC (aday Özel Koruma

Page 4: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-4

Kaynağın

Değeri Seçim Kriterleri

Alanları) veya SCI (Habitat Direktifi kapsamındaki Toplum için Önemli Alanlar)

ya da henüz ilan edilip edilmediğine bakılmaksızın yayımlanan kriterleri karşılayan alanlar

(örneğin Önemli Kuş Alanı (ÖKA) ve Önemli Bitki Alanı (ÖBA)).

Daha büyük bir bütünün yaşanabilirliğini muhafaza etmek için gerekli olan ve Habitat

Direktifi Ek I’de listelenen bir habitatın yaşanabilir bir alanı veya bu habitatın küçük alanları

olmak.

Türkiye Türleri Kırmızı Kitabı veya Türkiye’de 10 km2’lik alanlarda popülasyon olarak 15 ve

daha az sayıda görüldüğü bilgisiyle listede yer almak veya belirsiz bir koruma statüsüne

ya da Türkiye’de küresel bir koruma endişesine sahip olmak.

Uluslararası/ulusal bağlamda en yüksek kaliteye sahip örneklerden biri olduğu

düşünülecek kadar eşsiz veya yeterince olağanüstü bir özellik (örneğin habitat veya

popülasyonu) taşımak (böyle bir alan uluslararası düzeyde tanınacaktır).

Uluslararası öneme sahip türlerin sıklıkla rastlanan ve ulusal düzeyde öneme sahip

popülasyonlarına sahip olmak.

Yüksek

(Türkiye)

Henüz ilan edilip edilmediğine bakılmaksızın, ulusal seçim kriterlerini karşılayan ulusal

düzeyde belirlenmiş bir saha veya belirli bir alan.

Milli Parklar veya Tabiat Parkları gibi ulusal düzeyde belirlenmiş alanlara ilişkin özellikleri taşıdığı belirtilen habitatları veya türler. Bütünün yaşanabilirliğini sürdürebilmek için gerekli olan öncelikli habitatın yaşanabilir kısmı ya da habitatın küçük parçaları olmak.

Alan içinde nadir veya tehdit altında olan ulusal düzeyde önem arz eden türlerin sıklıkla

rastlanan popülasyonlarına sahip olmak. Ulusal düzeyde önem arz eden türlere ilişkin

sıklıkla rastlanan ve bölgesel açıdan önemli popülasyonlara/sayılara sahip olmak.

Orta –

yüksek

(İstanbul)

Bölgesel düzeydeki belirlemeleri aşan, ancak ulusal seçim kılavuzları için yetersiz kalan

sahalardır.

Bütünün yaşayabilirliğini muhafaza etmek için gerekli olan önemli habitatların yaşanabilir

alanları veya bu habitatların daha küçük alanları olmak.

Uygun Ulusal Alan profilinde Bölgesel Değere sahip olarak tanımlanan kilit bir yaşam

ortamının uygulanabilir alanları olmak.

Türkiye’de 10 km2’lik alanlarda popülasyon olarak 16-100 arasında olan veya bölgesel

nadirliği ve yerelliği hesaba katılarak ilgili Doğal Alanda ortaya çıkan ve ulusal düzeyde

nadir olarak listelenen türlere ilişkin sıklıkla rastlanan ve yerel açıdan önemli

popülasyonlara sahip olmak.

Düzenli aralıklarla ortaya çıkan, bölgesel olarak önemli türlere ilişkin yerel açıdan önemli

sayılara sahip olmak.

Orta

(yerel)

Yerel tabiatı koruma alanları veya korunan alanlar dâhil olmak üzere, yetkili kurum

tarafından yayımlanmış ekolojik seçim kriterlerini karşıladığı saptanan yerel açıdan önemli

sahalar.Yerel düzeyde nadir olan veya yerel habitat kaynağını gözle görülür derecede

zenginleştiren sahalar/özellikler. 0,25 hektardan büyük yarı-doğal yaşlı ağaçlıklar.

Page 5: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-5

Kaynağın

Değeri Seçim Kriterleri

Yerel düzeyde önemli türlerin sıklıkla rastlanan önemli miktardaki popülasyonları ya da

nadirliği veya yerelliğinden dolayı yerel bir kırmızı kitapta yer alan türlerin sıklıkla rastlanan

önemli miktardaki popülasyonlarına sahip olmak.

Düşük

(Sadece etki

sahası içinde)

Bulunduğu bölge kapsamında habitat kaynağını gözle görülür derecede zenginleştirdiği

düşünülen habitatlar.

Yerel düzeyde belirlenmiş bir saha ve resmi olmayan bir yer olarak belirlenmiş sahalara ilişkin özellikler taşıdığı belirtilen habitatları veya türler.

Resmi bir doğa koruma unvanına layık görülecek kadar yeterli seviyeye sahip olmayan,

yalnızca yerel bağlamda doğa koruma değerine sahip bir özellik (örneğin habitat veya

popülasyon).

İhmal Edilebilir

Önemli bir ekolojik değer bulunmamaktadır.

Küçük ya da ihmal edilebilir bir özellik. Böyle bir özelliğin kaybedilmesi, alanın ekolojisi için

zararlı görülmeyecektir.

Etkinin Önemi

Tanımlanmış bir etkinin öneminin belirlenmesi, her zaman kolay değildir. Proje, ilgili etkilerin önemi, etkilenen

kaynağın değeri ve aşağıdaki potansiyel etki parametreleri göz önünde bulundurularak belirlenmiştir:

Olumlu ya da olumsuz –projenin sonucu olan olumlu etkiler de tanımlanmıştır;

Büyüklük – mümkün olan yerlerde niceliksel açıdan belirlenmiştir;

Boyut – etkinin hissedileceği alan;

Süre – geri kazanım ve yenilemeye kadar geçen süre;

Düzelebilirlik (etkilerin geri çevrilebilirliği) – kalıcı ve geçici etkiler; ve

Zamanlama ve sıklık.

EÇYE tarafından üretilen en son kılavuzlar, uzman görüşüne ve her bir ekolojik reseptörün kendi

bağlamındaki değerine daha çok vurgu yapmakta ve öncekilere göre daha esnek bir etki değerlendirmesi

yaklaşımını savunmaktadır. Bunun nedeni, matrislerin şimdiye kadar yaygın bir şekilde katı kullanımının, yerel

biyoçeşitliliğinin öneminin değerini azaltabilmesi olup bu durum, yerel biyoçeşitlilik kaynaklarının kademeli

olarak bozulmasına ve sonuç olarak ulusal ve uluslararası biyoçeşitliliğin etkilenmesine neden olmaktadır.

Dolayısıyla, bu değerlendirmede kullanılan yaklaşım, etkileri tanımlayacak ve reseptörler üzerindeki etkilerin

önemli olup olmadığını belirtecektir. Kalıcı etkilerin olmayacağının tahmin edildiği durumlarda, sonucun nötr

etki olacağı varsayılmıştır.

4.3.6 Yasal Çerçeve

Ekolojik alan araştırmalarının yürütülmesinden önce, değerlendirmede yer alması gereken yasal çerçeveyi

anlamak ve belirli bir alanda ne gibi korunan veya önemli habitatları ve türler bulunabileceğini tespit etmek

gerekmektedir.. Bu nedenle, yasal mevzuatlarla ilgili temel bilgiler ve İstanbul bölgesinde bulunduğu

kaydedilen korunan alanlar ve önemli türler derlenmiştir.

Page 6: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-6

Aşağıdaki bölümler ise, ulusal ve yerel ölçekte ekolojik sahalar ve korunan türler için sağlanan yasal tespitleri

ve koruma durumlarını ortaya koymaktadır.

Türkiye’nin Benimsediği Uluslararası Sözleşmeler

Türkiye, çevreyi ve biyolojik çeşitliliğini korumak için birçok uluslararası sözleşme ve anlaşmaların altına imza

atmıştır. Projeyle ilgili uluslararası sözleşmeler aşağıdaki gibidir:

Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, 29 Ağustos 1996 tarihli ve 4177 sayılı Kanun ile onaylanmış ve 27

Aralık 1996 tarihli ve 22860 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır, 1997’de yürürlüğe girmiştir;

Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme

(CITES), 20 Haziran 1996 tarihli ve 22672 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır, 1996’da yürürlüğe

girmiştir;

Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarını Koruma Sözleşmesi (Bern Sözleşmesi), 20 Şubat

1984 tarihli ve 18318 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır, 1984’te yürürlüğe girmiştir;

Özellikle Su Kuşları Yaşam Ortamı olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında

Sözleşme (Ramsar Sözleşmesi), 17 Mayıs 1994 tarihli ve 21937 sayılı Resmi Gazete’de

yayımlanmıştır, 1994’te yürürlüğe girmiştir;

Kuşların Himayesine Dair Milletlerarası Sözleşme (Paris Sözleşmesi), 17 Aralık 1966 tarihli ve 12480

Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır, 1967’de yürürlüğe girmiştir; ve

Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme, 14 Şubat 1983 tarihli ve 17959 Sayılı

Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Habitatlar

Türkiye’deki korunan alanların tespit edilmesi ve yönetimiyle ilgili kanunlar, genellikle Orman ve Su İşleri

Bakanlığı (OSİB) ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın (ÇŞB) sorumluluğu altındadır. Türkiye’deki korunan

alanların tanımlanması ve yönetimine ilişkin temel kanunlar ve yönetmelikler aşağıda ele alınmaktadır.

2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu

2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu (OSİB, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü), 11 Ağustos 1983

tarihli ve 18132 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Milli Parklar, Tabiat Parkları, Tabiat Anıtları ve Tabiatı

Koruma Alanları gibi özel olarak korunan alanlar için koruma sağlayan önemli kanunlardan biridir. Bu farklı

belirlemelere ilişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır:

Milli Park: Milli Park, insanların dinlence ve eğlenceleri ve hayvanların ve çevrenin korunması için

tahsis edilmiş, imardan uzak, devlet tasarrufunda veya devletin sahip olduğu bir doğal kaynak ya da

yarı-doğal arazidir. Milli Park, tabiat unsurlarını, ulusal ve uluslararası tabiat ve kültür kaynağı

değerleri ve koruması, mesire yerleri ve turistik alanlar açısından, bilimsel ve estetik bir perspektifle

tanımlamaktadır. Milli Parklar, sahip oldukları doğal güzellik ve sundukları açık hava dinlencesi

olanakları nedeniyle, gelecek kuşaklar için koruma altına alınan geniş ülke arazileridir.

Tabiat Parkı: Karakteristik bitki örtüsü ve yaban hayatı özellikleri ve manzara bütünlüğüne sahip bir

doğal alan olarak tanımlanan Tabiat Parkı, dinlence aktiviteleri için de uygundur. Bu alanlar, tanınmış

doğal, ekolojik ve/veya kültürel değerlerinden ötürü korunmaktadırlar. Koruma düzeyine göre

değişiklik gösteren birçok koruma alanı türü bulunmaktadır.

Tabiat Anıtı: Doğa olaylarından kaynaklı olağanüstü özelliklere ve bilimsel değere sahip doğal alanlar

ve değerlerdir. Bu değerler, ulusal öneme sahip doğa olayları ve bitki türlerinin bir sonucu olarak,

eşsiz ve nadir jeolojik ve jeomorfolojik oluşumlara da sahip olabilmektedir.

Page 7: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-7

Tabiatı Koruma Alanı: Tabiatı Koruma Alanları, “bilimsel ve eğitsel hedefler açısından önem taşıyan

nadir, tehdit altında ya da hassas ekosistem ve türler barındıran doğal alanlar” olarak

tanımlanmaktadır. Tabiatı Koruma Alanları, nadir, tehlike altında veya hassas ekosistemlere, türlere

ve doğa olayları sonucu oluşan sıra dışı örneklere atıfta bulunmaktadır. Tabiatı koruma alanları, özel

koruma alanları ve özel bir bilimsel değer taşıyan alanlar da dâhil olmak üzere, doğanın korunması

için özel yerler olarak gösterilmektedir.

4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu

4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu (OSİB, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü), 11 Temmuz 2003

tarihli ve 25165 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Kara Avcılığı Kanunu ile korunan alanlar, Yaban

Hayatı Geliştirme Sahaları’dır.

Yaban Hayatı Geliştirme Sahası: Bu sahalar, doğal habitatlarında popülasyonu azalan yaban hayatını

korumak ve alandaki ekosistemin olumsuz açıdan etkilenmemesi için koruma altında tutulmaktadır. Bazı

sahalarda, tehlike altındaki türler için üreme alanları da bulunmaktadır.

Ayrıca, bazı türler ve alanlar için koruma sağlayan yıllık Merkez Av Komisyonu (MAK) Kararları aracılığı ile

bazı sahalar, kalıcı veya geçici olarak avcılığa kapatılabilmektedir. MAK, her sene “Avcılığa Yasak Alanları”

ilan etmektedir.

6831 Sayılı Orman Kanunu (değiştirildiği haliyle)

6831 Sayılı Orman Kanunu (OSİB, Orman Genel Müdürlüğü), 8 Eylül 1956 tarihli ve 9402 Sayılı Resmi

Gazete’de yayımlanmış ve daha sonra, 2004 yılında 5192 Sayılı Orman Kanununda yapılan Değişiklik ile

değiştirilmiştir. Orman Kanunu, ormanların kullanımını tanımlamakta ve düzenlemektedir. Orman Kanunu ve

ilgili yönetmelikleri ile ormanlar, aşağıdaki kategoriler altında yönetilmekte ve korunmaktadır:

Muhafaza Ormanları

Milli Parklar (hâlihazırda Milli Parklar Kanunu’nda açıklanmaktadır)

Tohum Bahçeleri

Tohum Meşcereleri

Gen Koruma Alanları, Klon Parkları ve Deneme Alanları gibi Biyogenetik Koruma Alanları (Gen

Sahaları)

Mesire Yerleri (Kent Ormanları, Piknik Alanları)

Muhafaza Ormanı

Muhafaza ormanları, insan sağlığını toz emisyonlarından korumak ve baraj deposu, göl ve akarsu gibi yüzey

suyu rejimini düzenlemek için, toprak kayması ve erozyon gibi doğal felaketleri önlemeyi amaçlamaktadır.

Tohum Bahçesi

Tohum bahçeleri, tohum kaynağı güvenliğini ve tarımsal-biyolojik çeşitliliğin korunmasını iyileştirmek için

kullanılan bir tohum destek alanıdır. Bu alanlar, seçilmiş klon ve familyalar içerirken, istenmeyen polen

kaynaklarından uzak tutulmaktadırlar. Bu plantasyonlar, sık ve yoğun tohum üretimini mümkün kılmaktadır.

Tohum bahçeleri, ağaçlardan aşı alınması yoluyla, yüksek kaliteli tohumlar da üretebilmektedir.

Page 8: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-8

Tohum Meşceresi

Tohum meşcereleri, orman ağaçları ve çalıları için tohum üretmeyi amaçlamaktadır. Tohum meşcerelerinin

seçimi ve kurulması, gelişkin genetik kaliteye sahip tohum almak için hızlı ve pahalı olmayan bir yöntemi

temsil etmektedir.

Biyogenetik Koruma Alanları (Gen Sahaları)

Biyogenetik koruma alanları, bir ya da daha fazla özgün, eşsiz, tehlike altında veya nadir görülen habitat,

biyosenoz (verili bir çevre ve etkileşim alanında yaşayan dengeli bir bitki ve hayvan topluluğu) ya da

ekosistem özelliği taşıyan ve yasal koruma altındaki korunaklı alanlardır.

Gen Koruma ve Yönetim Bölgeleri (GKYB), “hedef türlerin genetik çeşitliliğini sürdürmek amacıyla

korunan doğal ve yarı-doğal alanlar” olarak tanımlanmaktadır. GKYB’ler, tehlike altındaki

popülasyonlarda, ekonomik açıdan önemli bitki türlerinde ve genetik çeşitlilik ve farklılık konusunda

yüksek potansiyele sahip türlerde evrimsel süreçlerin yaşandığı gen koruma alanlarıdır.

Gen Koruma Alanı: Orman bitkileri için, uygulanabilir yerinde koruma tekniği, uzun dönemli aktif

koruma için tasarlanan tanımlı alanlarda yer alan doğal popülasyonlarda genetik çeşitliliğin yeri,

yönetimi ve izlenmesini içeren bir genetik koruma alanıdır. Orman genetik kaynaklarının büyük bir

bölümü, özel olarak tasarlanmış genetik koruma alanlarında, yönetilen doğa ormanlarında

korunabilmektedir.

Klon Parkı: Bir tohum yetiştirme/hasat programı yöntemidir. Saf bitki soylarına sahiptir.

Deneme Alanı: Deneme Alanları, gen koruma plantasyonlarından (fidanlık) oluşmaktadır. Bunlar,

özellikle bozulmuş alanlarda ağaçların yetişmesini geliştirmek için uygun işlemler belirlenerek, farklı

ağaç türlerinin performansını değerlendirmede kullanılmaktadır.

(Mesire Yerleri)

Bunlar, ormanların sosyal, kültürel ve estetik işlevlerinden yararlanmak amacıyla dinlence ve estetik değerlere

sahip ormanlar ve kent ormanlarında yer alan piknik alanlarıdır. Türk yasal mevzuatına göre, Orman Genel

Müdürlüğü tarafından yönetilen iki çeşit mesire yeri bulunmaktadır: Piknik alanları (Tip C) ve Kent Ormanları

(Tip D).

Orman İçi Dinlenme Yeri, Piknik Alanı: Kırsal bölgelerde insanların piknik yapıp günlük geziler

düzenleyebileceği, görsel manzara ve doğal kaynaklara sahip alanlardır.

Kent Ormanları: Sağlık, spor ve kültürel etkinlik gibi sosyal aktiviteler için kullanılabilecek ve halkın

ormanlara dair teknik hususları ve yerel bitki örtüsü ve hayvanları görebileceği, yerleşim alanları

çevresinde yer alan ormanlardır.

Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği

Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği (OSİB, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü), 17 Mayıs

2005 tarihli ve 25818 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Yönetmeliğin yasal temeli, Özellikle Su

Kuşlarının Yaşam Alanı Olarak Uluslararası Öneme sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşmedir (aşağıda bkz.

Ramsar Sözleşmesi).

Sulak alanlar, doğal veya suni, geçici ya da kalıcı, en düşük su seviyesinde derinliği altı metreyi aşmayan

deniz suyu da dâhil olmak üzere sabit veya akışkan, temiz, tuzlu veya acı suya sahip, bataklık, turbalık veya

Page 9: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-9

açık su alanları olarak tanımlanmaktadır. Sulak alanlar, kaybı onarılamaz bir büyük ekonomik, kültürel,

bilimsel ve dinlence değeri kaynağı oluşturmaktadır.

Yönetmelik, bu sulak alanların etrafında geliştirilecek projeleri sınırlandıran tampon bölgeler de

oluşturmaktadır. Bu yönetmeliğe göre, bütün yüzey suları (göller, akarsular, nehirler ve dereler), sulak alan

olarak tanımlanırken, sulak alandan 2.500 metre uzaklıktaki bölge ise tampon bölge olarak tanımlanmaktadır.

Eğer bu tampon bölgede bir hizmet/faaliyet yürütülmesi planlanıyorsa, proje sahibinin, hizmetleri yürütmesi

için bir sulak alan izni alması gerekmektedir.

Ramsar Alanları

Ramsar alanları, Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Sözleşmesine (Ramsar Sözleşmesi) göre belirlenen

uluslararası öneme sahip sulak alanlardır. Bu sözleşme, sulak alanların ve kaynaklarının korunması ve

mantıklı bir şekilde kullanılması adına, ulusal eylem ve uluslararası işbirliği için çerçeve sunan devletlerarası

bir anlaşmadır.

Sulak alanların günümüzde ve gelecekte ileriye dönük bir biçimde zarar görmesinin veya kaybedilmesinin

önüne geçmeyi arzulayan Ramsar sözleşmesi, 1971’de düzenlenmiştir. Sözleşmenin misyonu, “bütün

dünyada sürdürülebilir gelişme sağlamaya dönük bir katkı olarak, yerel ve ulusal eylemler ve uluslararası

işbirliği aracılığı ile bütün sulak alanların korunmasını ve mantıklı bir şekilde kullanımını” sağlamaktır.

Sözleşme, misyonunda yer alan sulak alan türlerine dair geniş bir tanım kullanmaktadır. Bu tanım içinde

şunlar yer almaktadır: Göller ve nehirler, bataklıklar, sulak meralar ve turbalık alanlar, vahalar, haliçler, deltalar

ve gelgit düzlükleri, deniz kıyısına yakın alanlar, mangrovlar ve mercan resifleri ve balık havuzu, çeltik alanı,

su deposu ve tuzla gibi insan yapımı yerler.

Türkiye, 1994 yılında sözleşmenin taraflarından biri olmuştur ve şu anda Ramsar koruma listesinde Türkiye’ye

ait 13 adet sulak alan listelenmiştir. Ancak bunların hiçbiri, Proje güzergâhında veya yakınında yer

almamaktadır.

Hassas Alanlar

Bir önceki bölümde sunulan korunan alanların yanı sıra, ulusal mevzuata göre belirlenmemiş, ancak hassas

ve ekolojik açıdan önemli olduğu düşünülen başka alanlar da vardır. Bu alanlar, genel olarak uluslararası

çevre örgütleriyle koordinasyon içinde Türk koruma örgütleri tarafından tespit edilip tanımlanmaktadır.

Önemli Doğa Alanları

Önemli Doğa Alanları (ÖDA), biyolojik çeşitliliğin küresel ölçekte korunması için uluslararası öneme sahip

yerlerdir. ÖDA konsepti, Uluslararası Kuşları Koruma Örgütü (BirdLife International), Uluslararası Koruma

Örgütü (Conservation International) , ve Uluslararası Bitkileri Koruma Örgütü (PlantLife International) gibi

koruma örgütleri tarafından geliştirilmiştir. Türkiye’deki ÖDA’ları belirlemek için kullanılan bilimsel çalışmalar,

Kraliyet Kuşları Koruma Derneği (RSPB) ve BirdLife International’ın desteği ile Doğa Derneği tarafından

düzenlenmiştir.

Doğa Derneği, 2006’da, Doğa Derneği’nin Resmi İnternet Sitesinde de yer alan “Türkiye’nin Önemli Doğa

Alanları” kitabını yayımlamıştır. Kitap, Türkiye’nin yüzölçümünün %26’sına denk düşen 20.280.149 hektara

yayılan 305 adet ÖDA tanımlamaktadır. Ancak bu ÖDA’ların sadece %19’u koruma altındadır.

Bu ÖDA’lar, Türkiye’nin AB’ye giriş süreci için Natura 2000 ağı kapsamında yürütülen bilimsel çalışmaların

ürünüdür. Natura 2000, Avrupa Birliği (AB) bölgesinde korunan bölgelerle ilgili ekolojik bir ağdır. Natura 2000

ağının temelini oluşturan 2 adet AB Yönergesi bulunmaktadır. Bunlar, Kuş Direktifi (79/409/EEC Sayılı yabani

Page 10: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-10

kuşların korunmasına ilişkin Konsey Direktifi) ve Habitat Direktifi(92/43/EEC Sayılı habitatların ve yabani fauna

ve floranın korunması Konsey Direktifi).

Bu direktiflerin gelecekteki potansiyel gereksinimlerini karşılamak için, Doğa Derneği ve ABB (AB Bakanlığı),

işbirliği içinde çalışmalar yürütmektedir. “Türkiye’deki Önemli Kuş Alanları” kitabının gözden geçirilmiş hali ve

Doğa Derneği tarafından yayımlanan “Türkiye’nin Önemli Doğa Alanları” kitabı, bu bağlamda

değerlendirilebilir.

Önemli Bitki Alanları

Önemli Bitki Alanları (ÖBA), “bitki çeşitliliği ve/veya endemik türler, zengin topluluklar ve habitatları (doğal

habitatlar) açısından çok zengin alanlar” olarak tanımlanmaktadır. ÖBA kavramı, Türkiye’deki bitki örtüsünü

korumak için işbirliği halindeki üç örgütün liderliği altında geliştirilmiştir: 1990’ların başında DHKD (Doğal

Hayatı Koruma Derneği), FFI (Uluslararası Flora & Fauna Örgütü) ve ISTE (İstanbul Üniversitesi, Eczacılık

Fakültesi, Botanik Bölümü). Aynı dönemde, İngiltere’deki PlantLife International ile yapılan işbirliği sayesinde

uluslararası bir boyut kazanılmış ve kriterler oluşturulmuştur.

ÖBA’lar, Türkiye’nin ortak olduğu uluslararası sözleşmelerin, stratejilerin ve programların uygulanmasına katkı

sunacak çok önemli bir altyapı sunmaktadır. ÖBA’lar, doğanın korunması konusunda, uluslararası çevre ve

koruma sözleşmelerinin, korunan alan ağlarının, biyolojik çeşitliliği koruma stratejileri ve politikalarının

uygulanması ve bunlara uyulması için kullanılacak bilimsel ve botanik veriler içermektedir.

Türkiye’deki ÖBA’lar, ilk kez 1995’de düzenlenen ilk Planta Europe konferansında tanıtılmıştır. ÖBA, “istisnai

botanik zenginlik sergileyen ve/veya nadir görülen, tehdit altındaki ve/veya endemik türlerin ve/veya yüksek

botanik değere sahip sıra dışı bir bitki örtüsü topluluğuna destek sunan doğal ya da yarı-doğal alanlar” (Byfield

vd., 2010) olarak tarif edilirken, Türkiye, ÖBA kriterleri doğrultusunda ÖBA araştırmasını tamamlayan ilk ülke

olmuş ve 122 aday ÖBA belirlemiştir.

Önemli Kuş Alanları

Avrupa Önemli Kuş Alanları (ÖKA) Programı, Uluslararası Kuşları Koruma Örgütü (BirdLife International)’nün

Avrupa Bölümü’nün desteği ve işbirliği ile 29 ülkede ulusal ÖKA Programları aracılığı ile uygulanmaktadır.

Türkiye’deki ÖKA’lar, Doğal Hayatı Koruma Derneği ve BirdLife International tarafından tespit edilmiş ve 1997

yılında “Türkiye’nin Önemli Kuş Alanları” adlı bir kitapta tanımlanmıştır. Bu kitap, Kraliyet Kuşları Koruma

Derneği’nden ek destek alınarak, 2004 yılında Doğa Derneği ve BirdLife International tarafından gözden

geçirilmiştir.

Dolayısıyla, ÖKA’lar, aşağıdaki kriterlerden bir veya birkaçını karşılayan ornitolojik koruma için kilit alanlardır.

Önemli sayıda küresel düzeyde tehdit altındaki bir veya birkaç türe sahiptirler.

Kısıtlı alan türleri ve biyomla sınırlı türlere yurt sağlayan alan gruplarından birini oluştururlar.

İstisnai bir biçimde, yüksek sayıda göçmen veya toplu halde yaşayan türlere sahiptirler.

Küresel olarak soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan ya da popülasyonlarının yeri doldurulamayacak

olan kuş türlerinin bulunmasına bağlı olarak, sadece bu kriterleri karşılayan alanlar ÖKA olarak tanınmaktadır.

Bir ÖKA, koruma eylemi ve yönetimine tabi olmak durumundadır.

Page 11: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-11

Korunan Türler

Biyolojik çeşitlilik açısından önemli olan resmi ya da resmi olmayan alanların yanı sıra, günümüzde birtakım

türler çok nadir hale geldiği için, uluslararası sözleşmeler ve ulusal yasalarla koruma altına alınmakta ya da en

azından durumları kabul görmektedir. Diğer türlerin de, ‘yaşam kalitemize’ katkıda bulunacağı

düşünülmektedir.

Bu türler, yasal korumadan faydalanmamasına ve doğrudan tanımlanmış veya korunmakta olan alanlarla

ilişkilendirilmemesine rağmen, planlama sürecinde kilit unsurlar haline gelebilirler. Önerilen proje, korunan

türlerin olumsuz etkiye maruz kalmamasını güvence altına almak için, bütün uygun önlemleri aldığını

göstermek zorundadır. Türkiye’de yürürlükte olan uluslararası sözleşmelerin listesi, EK 4’te yer almaktadır.

İstilacı Türler

Yerli olmayan türler istilacı bir hale geldikleri zaman, ekosistemleri değişikliğe uğratabilmektedirler; bu da, yerli

ve tehlike altındaki türlerin ciddi anlamda tehdit edilmesi gibi çeşitli sorunlara yol açabilmektedir. Bu sorunlar,

birçok uluslararası anlaşmalarda, Avrupa Birliği direktiflerinde ve yerel yasal mevzuatlarda kabul görmektedir.

Ancak yapılan araştırmalara göre, yabani köpeklerin dışında hiçbir istilacı türün, yerli türlere tehdit

oluşturmadığı gözlemlendiği için bu sorun, bu çalışma kapsamında değerlendirilmemiştir.

Orman Yönetim Planları

Habitat Eylem Planları ve Tür Eylem Planları, etki değerlendirmesine katkı sunmak için kullanılabilmektedir.

Bu planlar, en başta korunma altında bulunmayan ekolojik reseptörlerin değerlendirilmesine yardımcı

olmaktadır. İkincisi de, ulusal hedefler karşısında olumlu veya olumsuz potansiyel etkilerin değerlendirilmesine

katkı koyabilmektedirler.

Proje güzergâhı, İstanbul’un Ormanlık Bölgesi içinde, Alemdağ, Kanlıca, Beykoz, Sultanbeyli, Kurtboğazı,

Ömerli, Sarıyer, Kemerburgaz, Fenertepe ve Riva bölgelerinden geçmektedir. Bu değerlendirmelerde,

Ekosisteme Dayalı Çok Fonksiyonlu Orman Yönetimi Planı yaklaşımı ile hazırlanan Orman Genel

Müdürlüğü’nün son yönetim planları kullanılmaktadır.

4.4 Mevcut Ekolojik Özellikler

4.4.1 Giriş

Bu bölümde, Projeden etkilenebilecek potansiyel ekoloji ve biyolojik çeşitlilik reseptörleri tanımlanmaktadır. Bu

reseptörler, Mart ve Nisan 2013’te yürütülen masa başı çalışmalarının ve alan araştırmalarının sonuçlarına

göre belirlenmiştir.

4.4.2 Mevzuat Tarafından Korunan Sahalar

Aşağıdaki Korunan Sahalar, proje güzergâhının içinde veya yakınında yer almakta ve sonuç olarak çevresel

etkiye maruz kalmaktadır. Bu alanlar, Ek 4’te gösterilmektedir (Şekil C-1 ve C-2).

2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu

Milli Parklar Kanunu’na göre, Proje hattında ve çevresinde milli park, tabiat anıtı veya tabiatı koruma alanı bulunmamaktadır. Ancak İstanbul’un Avrupa ve Anadolu yakasında Projeden etkilenebilecek birçok Tabiat Parkları vardır.

Projeye en yakın tabiat parkı olan Şamlar Tabiat Parkı, Avrupa yakasında, güzergâhın 880 metre batısında

yer almaktadır. 335 hektarlık bir yüzölçümüne sahip olan alan, 11 Temmuz 2011’de tabiat parkı olarak ilan

Page 12: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-12

edilmiştir. Avrupa yakasının en büyük tabiat parkı olan park, karaçam (Pinus negra), fıstık çamı (Pinus Pinea)

ve Türk çamı (Pinus brutia) (Kızılçam olarak da bilinmektedir) gibi orta yaşlı iğne yapraklı ağaçlara sahiptir.

Park, daha çok mesire yeri olarak kullanılmaktadır (Orman ve Su İşleri İstanbul Bölge Müdürlüğü Resmi

İnternet Sitesi, 2012).

Projeye olan uzaklığından ötürü, Şamlar Tabiat Parkı’nın, inşaat veya işletme aşamalarında Projeden olumsuz

bir şekilde etkilenmesi beklenmemektedir.

4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu

Güzergâh, doğrudan Avrupa yakasındaki Yaban Hayatı Geliştirme Sahası (YHGS), Sarıyer ve Feneryolu

YHGS’dan geçecektir. Proje güzergâhının yaklaşık 2,8 km’si, bu YHGS’dan geçmektedir. 1.440 hektarlık bir

yüzölçümüne sahip olan alan, 2005 yılında karacaları (Capreolus capreolus) korumak için belirlenmiştir. Bu

YHGS içinde hayvanları avlamak yasaklanmıştır (Orman ve Su İşleri İstanbul Bölge Müdürlüğü Resmi İnternet

Sitesi, 2012).

YHGS için temel tehdit, yakınlardaki kentsel imar alanıdır: Örneğin, YHGS koruma altında olmasına rağmen,

yakın bir zamanda YHGS içinde bir üniversite kampüsü inşa edilmiştir.

Ayrıca, 2012-2013 dönemi MAK kararlarına göre, Polonezköy çevresinde avcılığın yasaklandığı bir alan da

bulunmaktadır. Güzergâhın yaklaşık 5,5 km’si, bu alandan geçmektedir. Geniş bir bölgeyi kaplayan alan,

doğuda Reşadiye, kuzeyde Polonezköy, batıda Çekmeköy ve güneyde Sarıgazi arasında yer almaktadır.

6831 Sayılı Orman Kanunu

Orman Kanununa göre, Proje sahası ve çevresinde gen koruma sahası, klon parkı ve deneme alanı gibi

tohum meşceresi ve biyogenetik koruma alanları bulunmamaktadır.

Ancak güzergâh üzerinde, bazı muhafaza ormanları, tohum bahçesi ve kent ormanı ve piknik alanı gibi mesire

yerleri bulunmaktadır. Bunlar, aşağıda kısaca ele alınmaktadır:

Belgrad Muhafaza Ormanı: Güzergâh, İstanbul’un Avrupa yakasında yer alan ormanın kuzey

sınırından geçmektedir. Ormandaki genel ağaç türü, bütün ormanın %75’ini kaplayan meşe ağacıdır

(Quercus sp.). Kuzey kesimlerde kayın ağaçları (Fagus sp.), iç kesimlerde gürgen ağaçları (Carpinus

betulus) ve güney kesimlerde ise kestane ağaçları (Aesculus hippocastanum) bulunmaktadır.

Elmalı Bendi Muhafaza Ormanı: Güzergâhın bir kısmı, Anadolu yakasında yer alan bu ormandan

geçmektedir. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne bağlanan İstanbul Otoyolu’nun (E-80) hâlihazırda

Elmalı Bendi Muhafaza Ormanı’ndan geçtiğine dikkat edilmelidir.

Tohum Bahçesi: Anadolu yakasında Reşadiye ve Nişantepe arasında yer alan bir tohum bahçesi

bulunmaktadır. Karaçam tohumları, bu tohum bahçesinde üretilmektedir. Karaçamın Türkiye’de en

çok rastlanan tür olduğuna ve Batı Anadolu’da büyük topluluklar oluşturduğuna dikkat edilmelidir.

Kent Ormanı (Mesire Yeri): Mevcut İstanbul Otoyolu’nun (E-80) yakınlarında Ümraniye’de bir kent

ormanı bulunmaktadır. Bu ormanda yer alan ağaç türleri ise, ceviz, karaağaç, fıstık çamı, akasya ve

meşedir.

Piknik Alanları (Mesire Yeri): Güzergâh ve çevresinde birçok piknik alanı bulunmaktadır. Bunlar,

kısaca şu şekildedir:

o Şamlar’ın kuzeydoğusundaki piknik alanı: Güzergâh, piknik alanının 1,6 km doğusundadır.

o Poyraz’ın güneydoğusundaki piknik alanı: Güzergâh, piknik alanının 210 m kuzeyindedir.

o Alibahadır’ın kuzeyindeki piknik alanı: Güzergâh, piknik alanının 1170 m kuzeyindedir.

o Bozhane’nin güneyindeki piknik alanı: Güzergâh, piknik alanından geçmektedir.

o Alemdağ Nişantepe’nin kuzeyindeki piknik alanı: Piknik alanı, güzergâhla çevrilidir. Piknik

alanına en yakın nokta 60 m’dir.

Page 13: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-13

o Çekmeköy’deki piknik alanı: Güzergâh, piknik alanının 230 m güneyinden geçmektedir.

o Taşdelen’deki piknik alanı: Güzergâh, piknik alanının 640 m kuzeyinden geçmektedir.

o Ümraniye’deki piknik alanı: Güzergâh, piknik alanından geçmektedir.

Güzergâhın yaklaşık 3.320 m’si Muhafaza Ormanlarından, 184 m’si tohum bahçelerinden ve 94 m’si de mesire yerlerinden geçmektedir.

Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği

Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği (17 Mayıs 2005 tarihli ve 25818 Sayılı Resmi Gazete’de

yayımlanmıştır) doğrultusunda, bütün yüzey suları (göller ve nehir ve dere gibi akarsular), sulak alan olarak

tanımlanmaktadır. Güzergâh çevresinde birçok sulak alan bulunmaktadır. Bunların ayrıntıları, raporun Hidroloji

bölümünde sunulmaktadır; ancak bu tür alanlar, ekolojik öneme sahip olabilecekleri için, aşağıda da ele

alınmaktadır.

Avrupa yakasında Habibler’in kuzeyinde küçük bir gölet vardır. Gölet, güzergâhın 1,4 km doğusunda

yer almaktadır.

Avrupa yakasında Odayeri’nin kuzeyi ve kuzeydoğusunda ve Çiftealan’ın güneyinde yer alan bir dizi

küçük suni ve doğal gölet vardır. Bunların bazıları, bölgede oldukça yaygın olan eski ocakların

üstünde yapılmıştır. En yakın olanı ise, güzergâhın 100 m kuzeyindedir.

Anadolu yakasındaki en önemli su kütlesi, Ömerli Baraj Gölü’dür. Gölün ana parçası, su deposunun

yaklaşık 6 km doğusunda yer alsa da, gölün kolları, güzergâha 2 km yakınlığa ulaşmaktadır.

Bu sulak alanların hiçbiri, Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Sözleşmesi’ne göre Ramsar alanları olarak

belirlenmemiştir.

4.4.3 Mevzuat Tarafından Korunmayan Hassas Alanlar

Aşağıdaki mevzuat tarafından korunmayan hassas alanlar, proje güzergâhında veya yakınında yer alırken,

sonuç olarak çevresel etkiye maruz kalabilecektir. Bu alanlar, Ek 4’te gösterilmektedir (Şekil C-3).

Önemli Doğa Alanları

Bern Sözleşmesi, Türkiye’deki türlerin ve habitatlarının korunması için en önemli uluslararası yasal araçlardan

birini temsil etmektedir. Bu, doğrudan Türk Çevre kanunlarınca koruma altına alınmamış habitatları ve türlerin

bulunduğu yerler için özellikle önemlidir. Bu nedenle, bu değerlendirmede, bağlı oldukları (belirlenip koruma

altına alınmayan) Bern Sözleşmesi türleri ve habitatlarına özel bir vurgu yapılmaktadır.

İstanbul’da bir dizi alan, Önemli Doğa Alanları (ÖDA) olarak tanımlanmıştır. Bu resmi olmayan alanlar, belirli

türler için, özellikle de kuşlar için önemli olan habitatları, bitkileri ve diğer alanları içermektedir. ÖDA, büyük bir

biyolojik çeşitlilik yelpazesine sahip olduğu için, Önemli Bitki Alanları (ÖBA), Önemli Kuş Alanları (ÖKA) veya

her ikisi şeklinde tanımlanan KBÇA’nın alt alanları olarak değerlendirilebilecek başka alanlar da mevcuttur. Bu

alanlar, geniş ÖDA alanında yer alırken, büyük ya da küçük çapta birbirlerinin üstünden geçebilmektedirler.

Aşağıda, İstanbul bölgesinde mevcut ÖDA ayrıntıları ve bunların içinde yer alan ve Projeden etkilenebilecek

ÖBA ve ÖKA’lar ele alınmaktadır.

Boğaziçi Önemli Doğa Alanı

Güzergâhın büyük bir bölümü (yaklaşık 35 km), boğaz boyunca Avrupa yakasından Asya yakasına uzanan

Boğaziçi Önemli Doğa Alanı (ÖDA) üzerinden geçmektedir.

Page 14: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-14

ÖDA, kıyı kumulları, kayalar, maki toplulukları, meralar, ormanlar ve göller gibi geniş bir habitat yelpazesinden

oluşmaktadır. Alanda, göçmen kuşlar için önemli olduğu bilinen boğazın batı ve doğusundaki ormanlık

alanlardan dolayı bir ÖKA da bulunmaktadır. İlkbahar ve Sonbaharda Sarıyer’deki tepelerden (Avrupa

yakasında) ve Çamlıca’daki iki tepeden (Anadolu yakasında) büyük göçlerin gözlemlenebileceği noktalar

bulunmaktadır. Bu ÖKA’ya dair ayrıntılar, aşağıda ele alınmaktadır.

Bu ÖDA içinde nadir görülen bitki türlerini destekleyen bir dizi hassas habitat bulunurken, bu alanların bazıları,

ÖBA olarak tanımlanmış ve aşağıda detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Bunlar, ÖBA’nın batısından doğusuna

doğru şu şekildedir:

Ağaçlı Kumulları ÖBA

Kuzey Boğaziçi ÖBA

Kilyos Kumulları ÖBA

Ömerli Havzası ÖBA

Boğaziçi ÖDA

Bu KBÇA’ya dönük genel tehdit, İstanbul’un hızlı bir şekilde genişlemesidir. Şehir büyüdükçe, her yıl binlerce

ev ve büyük sanayi sahaları inşa edilmektedir. Diğer doğal habitat kayıplarının nedeni de, madencilik ve yol

inşaatları iken, son birkaç on yıl içinde, İstanbul’un büyük ormanlık araziler ve diğer habitatları yok olmuştur.

Bu durum, göçmen kuşları boğazdan kilometrelerce uzakta başka güzergâhlar bulmak zorunda bırakmaktadır.

Boğaz’ın her iki yakasındaki mevcut ormanların korunması, yırtıcı kuşların konaklaması açısından çok

önemlidir.

Ağaçlı Kumulları ÖBA

Bu alan, Terkos ve Kilyos arasında, Karadeniz kıyısında üç adet kumul parçasından oluşan bileşik bir alandır.

Toplamda 484 hektarlık bir yüzölçümüne sahip olan alan, Proje hattının yaklaşık 1,2 km’lik kuzeyinde yer

aldığı için, Projeden doğrudan etkilenmesi muhtemel değildir.

Bitki örtüsü, nadir bitki türlerinin yerel örneklerini içermektedir. Yerel ve ulusal ölçekte 14 nadir türü, üç adet

Bern Sözleşmesi Ek I türlerinden oluşan büyük popülasyonları ve küresel ölçekte tehdit altında olan 4 türü

desteklemektedir.

Bir zamanlar bu habitatlar, genellikle Quercus (meşe) baltalık ormanları, meralar ve kumullardan oluşan büyük

ve sık ormanlara ev sahipliği yapmıştır. Ancak son 25 yıl içinde, bu alanda yapılan açık linyit madenciliği

nedeniyle 60 km2‘den büyük bir alan yok olmuştur. Habitat kaybıyla sonuçlanan diğer nedenler şehirleşmeyle

ilgili olan kum çıkarımıdır.

Bern Sözleşmesi Tehlike Altındaki Doğal Yaşam Alanları, bu bağlamda, öncelikle 16.2113 -Karadeniz

embriyonik kumulu; 16.2124 - Karadeniz beyaz kumulu; 16.22B11 - Güneybatı Karadeniz sabit

kumulu.

Kuzey Boğaziçi ÖBA

ÖBA, Boğaziçi Alanı’nda yer almakta (1983 tarihli Boğaziçi kanununda tanımlanmıştır) ve İstanbul’un

kuzeyinde yer alan gelişmemiş kıyı şeridinden, kumullardan ve ormanlardan oluşmaktadır. Alan, ikisi Boğaz’ın

Avrupa yakasında, biri de Anadolu yakasında olmak üzere, üç temel alana bölünmüştür ve toplamda 16.645

hektarlık bir yüzölçümüne sahiptir. Bu mesafe, hatırı sayılır bir ölçüde içe doğru uzanmaktadır.

Page 15: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-15

Proje güzergâhı, Boğaz’ın iki yakasında olmak üzere, doğrudan bu ÖBA’yı kapsayan üç alandan ikisinin

üzerinden geçmektedir.

Bu habitat türleri ve önemli bitki örtüsü içinde, kıyı şeridi ve kumul habitatları, en önemli ve en hassas olan

kesimler olarak görülmektedir. Ancak nispeten zengin bitki örtüsü nedeniyle, Belgrad Ormanı’nın ağaçlık

alanları da değerli görülmektedir. Alanın, konut geliştirme gibi çeşitli baskılar karşısında hassas olduğu

düşünülmektedir. ÖBA içindeki temel habitatın türleri, aşağıda kısaca ele alınmaktadır.

Falez eğimleri – deniz makisi, kıyı meraları ve kuru kaya topluluklarının oluşturduğu bir mozaiğin baskın

olduğu yerlerdir. Muhtemelen Boğaz geçişinin olduğu yere yakın olan nokta dışında, önerilen gelişmenin

kapladığı alan içinde bu habitat türüne ilişkin önemli alanlar bulunması olası değildir.

Çakıllı bitki örtüsü – nadir görülen bir dizi bitki türüne ait küçük popülasyonları içeren kayalık kıyı şeridinde yer

alan bazı küçük koylarda görülen sınırlı alanlardır. Aynı şekilde, önerilen gelişmenin kapladığı alan içinde bu

habitat türüne ilişkin önemli alanlar bulunması olası değildir.

Kumul sistemi bitki örtüsü, Çayağzı Deresi’nin ağzında yer almaktadır; dolayısıyla, önerilen gelişmeden

etkilenme ihtimali beklenmemektedir.

Orman bitki örtüsü, özellikle korunaklı kıyı vadilerinde, bilhassa da Belgrad Ormanı’nda görülmektedir. Tipik

orman biyotopları şunları içermektedir:

Carpinus betulus-Quercus Gürgen-Meşe ormanı, daha sıcak ve kurak yerlerde rastlanmaktadır.

Carpinus-Fagus – Gürgen-Kayın ormanı, kuzeye bakan eğimler gibi daha soğuk koşullarda

rastlanmaktadır.

Alnus glutinosa-Carpinus – Kızılağaç-Gürgen ormanları, bahar aylarında zengin ağaç örtüsüne sahip

verimli vadi dipleriyle sınırlıdır.

Belgrad Ormanı hariç, ormanların çoğu, 20 yıllık baltalık orman uygulaması altındadır ve ormanlar,

günümüzde İstanbul bölgesinde yer alan birkaç geniş ve yüksek ormanlık alanlardan birini oluşturmaktadır. Bu

nedenle, bu ormanlar, değerli ve azalmakta olan bir ekolojik kaynağı temsil etmektedir. ÖBA içeren diğer

belirlemeler ise şu şekildedir:

Önemli Kuş Alanı No. 5 Boğaziçi, göçmen kuşlar, en başta da leylekler ve yırtıcı kuşlar önemli bir

geçiş noktası olup 55.000 hektarlık bir alanı kaplamaktadır (aşağıda daha ayrıntılı bir şekilde ele

alınmaktadır).

Bern Sözleşmesi Tehlike Altındaki Doğal Yaşam Alanları, ağaç biyotopuna atfen, bu bağlamda

öncelikle 41.H21 Trakya meşesi-gürgen ormanları. Bu, Natura 2000 öncelikli habitat 91AA Doğu

Beyaz Meşe Ormanları’na karşılık gelmektedir.

Kilyos Kumulları ÖBA

Kısmen fundalık, mera ve asit karakterli baltalık ormanlarla çevrili olan 351 hektarlık kumul yüzölçümüne sahip

ÖBA, Avrupa yakasında, Karadeniz kıyısında, Gümüşdere yakınlarında yer almaktadır. Projeye en yakın

noktası, güzergâhın yaklaşık 350 m kuzeyinde bulunmaktadır.

Bu alanda, ulusal ölçekte nadir görülen en az 15 tür vardır. Bunlardan ikisi, Bern Sözleşmesi Ek I’de

listelenmektedir. Bu habitatları üzerinde, geçtiğimiz yüzyılda çalışmalar yapılmıştır. Bu alan, hiçbir resmi

koruma altında bulunmamakta ve konut projeleri, inşa edilen üniversite binaları, linyit madenciliği,

Page 16: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-16

ağaçlandırma ve ticari bahçecilik üretiminin verdiği önemli zararlara maruz kalmaktadır. ÖBA içeren diğer

belirlemeler ise şu şekildedir:

Bern Sözleşmesi Tehlike Altındaki Doğal Yaşam Alanları, bu bağlamda öncelikle 16.2113 - Karadeniz

embriyonik kumulları; 16.2124 - Karadeniz beyaz kumulları; 16.22B11- Güneydoğu Karadeniz sabit

kumulları; 16.27 - Kumul ardıç öbekleri ve orman toplulukları.

Ömerli Havzası ÖBA

ÖBA, fundalık, frigana (-garig, kısa boylu çalılıklar) ve mera, turbalıklar ve mevsimsel olarak su dolan çukur ve

gölgükler gibi geniş bir habitatına sahip asit karakterli baltalık ormanlardan oluşan geniş bir mozaiğe sahiptir.

Alan, Proje güzergâhının en az 1 km ötesinde yer almaktadır.

Bu ortamda büyüyen ve ulusal açıdan nadir görülen en az 37 adet tür bulunmakta iken, altı tür, Bern

Sözleşmesi Ek I’de listelenmektedir. Çalılık alanlar, bütün bölgede yer alan çalılık bitki örtüsü içinde geriye

kalan tek yer olduğu için, özel bir öneme sahiptirler.

Alanın bir kısmı ve Proje hattına en yakın alan, Polonezköy’de veya Ömerli suyunun su tutuma noktasında

bulunan kısmı, Milli Park olarak belirlenmiştir. Ancak ÖBA, ağaçlandırma ve kentsel yayılma tehdidi altındadır.

Bu ÖBA’ya ilişkin diğer tespitler şu şekildedir:

Önemli Kuş Alanı No. 5 Boğaziçi, göçmen kuşlar, en başta da leylekler ve yırtıcı kuşlar için önemli bir

geçiş noktası olup 55.000 hektarlık bir alanı kaplamaktadır

Bern Sözleşmesi Tehlike Altındaki Doğal Yaşam Alanları, 31.22C – Karadeniz süpürgeotu çalılıkları;

41.H21 - Trakya meşesi-gürgen ormanları; 42.66 - Banat & Pallas çam ormanı.

Boğaziçi Önemli Kuş Alanı (ÖKA)

Boğaziçi ÖKA (No. 5 Boğaziçi), ilkbahar ve sonbaharda düzenli olarak geçiş yapan göçmen kuşlar için ana

Avrupa güzergâhlarından biridir. Alan, boğazın batısında (Belgrad Ormanı) ve doğusunda (Polonezköy Tabiat

Parkı), konaklayan göçmenler için önemli olduğu bilinen ormanlık alanlara sahiptir.

1960’ların ortalarında ve 1970’lerin başında yapılan sayımlara göre ve sonbahardaki bütün bir göç dönemini

boyunca, başlıca kuş türleri şöyledir: Kara Leylek (Ciconia nigra, 8,318), Beyaz Leylek (Ciconia ciconia,

338.353), Bayağı Arı Şahini (Pernis apivorus, 25.751), Kara Çaylak (Milvus migrans, 2.707), Şahin (Buteo

buteo, 32.895) ve Küçük Orman Kartalı (Aquila pomarina, 18,898). Boğaz, yıl boyunca birkaç bine ulaşan

gruplar halinde boğazda her iki yönde de uçan Yelkovan Kuşuna da (Puffinus yelkouan) ev sahipliği

yapmaktadır.

ÖKA için temel tehdit, İstanbul’daki hızlı kentsel ve endüstriyel genişlemedir. Boğazın her iki yakasındaki

ormanlık alanların korunması, yırtıcı kuşların konaklama alanlarını korumak açısından önemlidir (Birdlife

International’ın Resmi İnternet Sitesi, 2012).

Batı İstanbul Meraları Önemli Doğal Alanı

Güzergâh, Avrupa yakasında Batı İstanbul Meraları ÖDA üzerinden geçmektedir. KBÇA, güneyde Bağcılar,

kuzeyde Pirinççi arasında toplamda 9.612 hektarlık bir alana sahipken, Esenler’in kuzeyindeki meraları da

kapsamaktadır. Alana, Alibeyköy Barajı ve barajın kuzeyinde yer alan tepeler de dâhildir. Güzergâhın yaklaşık

11,4 km’si, bu ÖDA üzerinden geçmektedir.

Page 17: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-17

Bu alanlardaki karstik kayalar üzerinde hayvan otlatmak için kullanılan meralar ve çalılıklar bulunmaktadır.

Bupleurum pendikum (Türkçe adı: Pendik sarıotu, Yerel Kırmızı Veri Kitabı kategori: EN) ve Linum tauricum

ssp. Bosphori (Türkçe adı: Boğaziçi ketene Yerel Kırmızı Veri Kitabı kategori: CR) gibi, endemik ve nadir bazı

bitki türleri de bulunmaktadır. ÖDA, kentleşmeyle nedeniyle ciddi tehdit altındadır (Eken, G., 2006).

Batı İstanbul Meraları ÖBA

ÖBA, İstanbul’un kuzeybatısında, Esenler’e yakın bir noktada bulunan inişli çıkışlı tepelerin üstünde yer alan

son kireç taşı meralarından, mostra veren kayaç ve kuru asit karakterli çalılık meralarından oluşmaktadır.

Önemli yollar ve konut ve endüstriyel gelişmeler nedeniyle çeşitli alanlara ayrışmış olmasına rağmen,

toplamda 14,900 hektarlık bir yüzölçümüne sahiptir. Proje güzergâhı, doğrudan bu ÖBA’nın merkezinden

geçmektedir.

Bern Sözleşmesi Ek I’de listelenen beş tür dâhil olmak üzere, alan, zengin ve çeşitli bir bitki örtüsünü

desteklemektedir. Ancak alan yüksek bir değere sahip olup, çok incelendiyse de, alanın büyük bir kısmı, resmi

koruma altında değildir ve kentsel gelişim ve kademeli parçalanma ve bozulma nedeniyle doğrudan yok olmak

gibi önemli ve devam eden bir tehdit altındadır. ÖBA içeren diğer belirlemeler ise şu şekildedir:

Önemli Kuş Alanı No. 4 Küçükçekmece Gölü yaklaşık 1.500 hektarlık bir alanı kaplamaktadır – kış

aylarında büyük sayıda su kuşuna sahip olduğu için belirlenmiştir.

Bern Sözleşmesi Tehlike Altındaki Doğal Yaşam Alanları, bu bağlamda, öncelikle 34.3 –Yoğun uzun

ömürlü meralar ve Orta Avrupa stepleri.

Deniz Habitatları

Köprü tasarımı, deniz çevresinde, özellikle de Boğaz’da kalıcı inşaat çalışmaları yapılmasını

gerektirmemektedir. Masa başı çalışmalarına dayanılarak, aşağıda deniz çevresi ile ilgili kısa bir özet

verilmektedir.

Karadeniz’i Marmara Denizi’ne bağlayan Boğaz’ın derinliği, orta noktalarda 36 ile 124 metre arasında

değişirken, ortalama 65 m’dir. Kandilli ve Bebek arasındaki en derin nokta 110 metre iken, kuzey kesimindeki

en sığ noktalar, Kadıköy İnceburnu açıklarında 18 m’dir. Boğazın ekolojisi, su kurtları, yumuşakçalar ve

amfipotlardan (tırnaksılar) oluşan önemli bentik türlerinin yaşadığı Güney Karadeniz kıta sahanlığının sığ

ekolojisini yansıtmaktadır.

Karadeniz’de yaşadığı bilinen üç memeli deniz hayvanı türü bulunmaktadır. Bunlar, Dephinus delphis, tırtak,

Tursiops truncates, afalina ve Phocoeba phocoeana, muturdan oluşmaktadır. Bu hayvanlar, çeşitli

sözleşmelerde tanımlanmakta ve Avrupa sularında, Yaşam Alanları Yönergesine göre korunmaktadır.

Ayrıca, tarihsel olarak Karadeniz’de yaşamış bir yüzgeç ayaklı türü (fok balığı), Monachus monachus ya da

Akdeniz foku da bulunmaktadır. Ancak günümüzde fokların Karadeniz’deki nesillerinin yok olduğu

düşünülmektedir.

Afalina, özellikle Batı Karadeniz’de çok görülürken, tırtak ve mutur, Karadeniz kıyılarında hemen her yerde

görülebilmektedir. Afalina ve mutur, genellikle kıyıya yakın sularda bulunurken, tırtak daha çok kıyıdan uzakta

açık sularda bulunabilmektedir. Karadeniz’de bilinen deniz kaplumbağası türü ise bulunmamaktadır.

Karadeniz Kırmızı Kitabı’na göre, Güney Karadeniz’de korunması önemli olan bir dizi tür bulunmaktadır. Bu

türler, proje alanındaki dağılımları ve bulunma ihtimalleriyle birlikte Tablo 4-2’de listelenmiştir. Genel olarak,

Page 18: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-18

türlerin büyük bir bölümünün kıyı bölgelerinde yoğunlaştığı ve dolayısıyla Boğaz’da bulunabildiği

görülmektedir.

Tablo4-2 Batı Karadeniz’de Balık Türleri ve Koruma Durumu

Cins / Tür Yıl Boyunca Dağılımları ve Alandaki Varlıkları Yumurtlama Dönemi

ve Yeri Önem/

IUCN Statüsü

Acipenser guldenstaedti

(Rus mersin balığı)

Genellikle deniz ve nehirlerin kıyı sularında yaşar.

Baharda Mayıs ve Temmuz’da yumurtlamak için Don, Kuban, Tuna ve Kafkasya kıyılarındaki nehirlere girer.

Hassas

Türler 1997’den beri Türkiye’de koruma altında.

Suni üreme

Acipenser stellatus

(Yıldızlı mersin balığı)

Yazın kıyı bölgelerinde dibe yakın sularda yaşar ve geceleri beslenmek için yüzeye yaklaşır.

Yumurtlamak için Nisan ve Ekim arasında Kuban, Don, Dinyeper, Tuna ve Karadeniz’e akan diğer nehirlere girer.

Hassas.

Türler 1997’den beri Türkiye’de koruma altında.

Coryphoblennius galerita

(Horozbina)

Kıyıya yakın sarp kayalıklarda veya taşlı kabuklu zeminler.

Mayıs-Ağustos. Hassas

Aidablennius sphinx (Horozbina)

Kıyıya yakın, kayalık, kabuklu, deniz çayırı bulunan zeminler.

Nisan-Temmuz arasında yeniden yumurtlar.

Hassas

Mesogobius batrachocephalus (Kayabalığı)

Genellikle 40 m derinliğindeki kıyıya yakın sularda kumlu ve kabuklu zeminlerde yaşayan hafif tuzlu su balığı. Kış aylarını derin sularda geçirir.

Nisan-Mayıs yeniden üremek için kıyıya hareket eder.

Düşük Risk

Hipoksi dönemlerinde stoklar tehlike altına girmektedir.

Proterorhinus marmoratus

(Kayabalığı)

Karadeniz’in nehirleri ve haliçleri. Deniz çayırına yakın kumlu zemin.

Nisan-Mayıs, bentik yumurtalar

Tehlikede

Belone belone euxini

(Zargana)

Kıyı suları. Genç örnekleri, en çok Cystoseira ve Zostera kuşaklarına yakın yerlerde yaygındır.

Mayıs ve Eylül arası ortaya çıkar. Yumurtalar Cystoseira ve Zostera‘lara bırakılır.

Tehlikede. Karadeniz Kırmızı Veri Kitabına girmesi önerildi.

Diplodus annularis

(Isparoz) Kıta sahanlığını sığ bölgelerinde, kıyıya yakın çamurlu-kumlu ve bitkiyle kaplı diplerde ve 50 m’yi bulan daha derin noktalarda, en çok da 5-20 m arasında bulunur.

Temmuz-Eylül, küçük pelajik yumurtalar.

Hassas

Liza ramada

(Kefal)

Sürüler en çok sığ sularda, özellikle de hafif tuzlu ve çeşitli tuz oranlarına sahip kıyı lagünlerinde ortaya çıkar. Beslenmek için haliçlere ve nehirlere girerken, denizde yumurtlar.

İlkbaharda, yazın başında, yine yazın ve sonbaharda yumurtlar. Pelajik yumurtalar.

Hassas

Mullus barbatus ponticus

(Barbunya)

Sığ kumlu ve çamurlu dip zeminler, ancak 20-200 m derinliklerde de görülebilir. Küçük sürüler yazın derin sularda yaşar ve tekrar derin sulara dönmeden önce kıyıya gelir.

Haziran-Eylül arasında 9-23 C derecelerde yeniden ürer.

Tehlikede

Page 19: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-19

Cins / Tür Yıl Boyunca Dağılımları ve Alandaki Varlıkları Yumurtlama Dönemi

ve Yeri Önem/

IUCN Statüsü

Nerophis ophidion

(Deniziğnesi) Alg ve Zostera lifleri arasında denizlerin kıyı bölgelerinde yaşar. Hafif tuzlu sularda pelajik bir yaşam da sürer.

Haziran-Temmuz aylarında dişiler erkeklerin karnına yumurtlar.

Tehlikede

Sarda sarda (Palamut)

Pelajik göçmen türler genellikle kıta sahanlığında kıyıya yakın sularda sürüler halinde yaşar. Termofil ve stenosalindir. Balıkların büyük bir bölümü kışı Marmara ve Ege Denizi’nde geçirir. Nisan’da küçük sürüler Karadeniz’e girer ve Ekim’inin sonlarına kadar burada kalır.

Mayıs’tan Temmuz ortasına kadar birçok yerde yumurtlar.

Kritik tehlikede.

Kurtarma programına başlanması önerildi.

Scomber scombrus

(Uskumru) Pelajik ve sürü halinde ılık ve soğuk sularda yaşar. Türler kışı Marmara Denizi’nde geçirip ilkbaharda Karadeniz’e girer ve Nisan-Mayıs aylarında kuzeye doğru Romanya kıyılarına ulaşır. Ekim-Kasım aylarında güneye doğru harekete geçip Karadeniz’i terk eder. Bazı balıklar, yeniden üremedikleri ve daha büyük derinliklere hareket ettikleri için kışın Karadeniz’de kalır.

Kış sonunda ve İlkbahar başında Marmara ve Ege Denizi’nde yumurtlar.

Tehlikede

Scorpaena porcus (Lipsoz)

Kıyıya yakın kayalık ve yosunlar arasında yaşayan yerleşik ve yalnız türlerdir.

Yaz Hassas

Solea nasuta

(Dil Balığı)

Bentik türler, kumlu zeminler, haliçler ve kıta sahanlıkları. 150 m’ye kadar kumlu zeminlerde yaşar.

İlkbaharda yeniden ürer, pelajik yumurtalar.

Hassas

Spicara smaris

(Istrangilos) Özellikle kışın açık suları tercih eden bentik türler, kıyı bölgesi ve 15-170 m derinliğe sahip alanlar arasında çamurlu ve bitkiyle kaplı zeminlerde yaşar. Oksijensiz koşullar ve dip suları nedeniyle Karadeniz’de nadirdir.

Mayıs ve Haziran arasında kıyı yakınlarında alglerin veya deniz tabanının üzerine yumurtlar.

Yetersiz Veri

Syngnathus typhle (Deniziğnesi)

Tatlı sularda da yaşayabilen deniz pelajik balığıdır. Kıyı bölgelerde sadece bitkiler arasında, özellikle de Zostera kuşağında yaşar.

Mart-Ağustos. Dişiler erkeklerin kuluçka keselerine yumurta bırakır.

Hassas

Thunnus thynnus (Ton Balığı)

Pelajik türler, olgunlaşmamış türlere sadece sıcak sularda rastlanırken, olgun olanlar besin bulmak için soğuk sulara da girer.

Genç sürüler ilkbaharda Karadeniz’e girer ve Ekim-Kasım’a kadar orada kalırlar.

Yaz sonunda yumurtlar, pelajik yumurtalar.

Tehlikede

En az son 5 yıldır Türk kıyılarında yakalanmamıştır.

Trachinus draco

(Trakonya) Kumlu, çakıllı ve çamurlu zeminlerde yaşayan kıyı ve bentik türüdür.

Haziran-Eylül, pelajik yumurta ve larvalar.

Kritik tehlikede

Trigla lucerna

(Kırlangıç)

Kumlu, çamurlu veya çakıllı zeminlerde 5-200 m derinliklerinde yaşayan bentik türleri, en çok 50-100 m arasında yaygındır.

Aralık – Temmuz (maks. yoğunluk Haziran-Temmuz). Pelajik yumurtalar.

Hassas

Hippocampus guttulatus microstephanus (Denizatı)

Kıyı sularında yaşar, yetişkinler en çok Zostera yataklarında yaygındır. Hareket alanları kısıtlıdır.

Mayıs-Eylül. Yumurtalar erkeklerin kuluçka kesesinde gelişir.

Tehlikede

Karadeniz Kırmızı Veri Kitabına girmesi önerildi.

Kaynak: Birkun’dan alınmıştır, 2006

Page 20: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-20

4.4.4 Uluslararası Önemli Türler

Türkiye’de türlerin değerlemesinde kullanılan temel yol, bu türlerin Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma

Birliği (IUCN) Kırmızı listesinde olup olmadıklarına bakmaktır. Düzenli araştırmalar yapılarak listeye dâhil

edilen türler, hassasiyetlerine ve ne tür tehditler altında bulunduklarına göre kategorize edilmektedir. IUCN’nin

Kırmızı Liste türlerinin statü ve hassasiyetlerine ilişkin kategorizasyon sistemi, aşağıdaki Tablo 4-3’te yer

almaktadır:

Tablo 4-3 IUCN Kırmızı Liste Kategorileri

IUCN Kodu Tanım

EX Tükenmiş. Son üyesinin de ölmüş olduğuna dair hiçbir kuşku bırakmayan türler.

EW Doğada tükenmiş. Sadece tutsak olarak ya da daha önce yaşamadığı bir doğa ortamına getirilerek, orada yaşamaya devam ettiği bilinen türler.

CR Kritik Tehlikede. Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi had safhada olan türler.

EN Tehlikede. Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi çok büyük olan türler.

VU Hassas. Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi büyük olan türler.

NT Yakın tehdit altında. Şu anda tehlikede olmayan fakat yakın gelecekte yukarıdaki türlerden birine girmeye aday türler.

LC Asgari endişe. Şu anda tanımlanabilir bir tehlike altında olmayan türler.

DD Yetersiz veri. Değerlendirme yapmak için üzerinde yeterli bilgi bulunmayan türler.

IUCN Kırmızı Liste Türleri

İstanbul’da bilinen ya da olması muhtemel Kırmızı Liste türleri, aşağıdaki Tablo 4-4’te gösterilmektedir. Bu liste, bitkileri ve temel hayvan gruplarını kapsamaktadır. Kalınla vurgulanan bitki türleri, Bern Sözleşmesi Ek I’de listelenmiştir.

Tablo 4-4 IUCN İstanbul’da Mevcut Kırmızı Liste Türleri

Takson Adı

Kırmızı Liste

Küresel Bölgesel/Yerel

Bitkiler Alcea lavateriflora - VU

Asperula littoralis - VU

Aubrieta olympica - EN

Aurinia uechtritziana - VU

Centaurea hermanii - EN

Centaurea kilea - EN

Cirsium polycephalum - CR

Erysimum aznavourii - -

Erysimum degenianum - EN

Heptaptera triquetra - EN

Hieracium noeanum - VU

Page 21: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-21

Takson Adı

Kırmızı Liste

Küresel Bölgesel/Yerel

Isatis arenaria - EN

Jurinea kilaea – Doğu Trakya - VU

Lathyrus undulatus - VU

Linum tauricum ssp. bosphori - CR

Ornithogalum euxinum – Doğu Trakya - EN

Peucedanum obtusifolium – Doğu Trakya - VU

Ranunculus thracicus - EN

Symphytum pseudobulbosum - CR

Tanacetum heterotomum - VU

Taraxacum aznavourii - DD

Taraxacum pseudobrachyglossum - NT

Trifolium pachycalyx - DD

Verbascum degenii - CR

Kuşlar Accipiter brevipes - Avrupa LC VU

Aquila pomarina LC LC

Ciconia ciconia – Doğu Avrupa LC LC

Ciconia nigra – Doğu Avrupa LC LC

Circaetus gallicus – Avrupa LC LC

Dendrocopos leucotos LC LC

Dendrocopos medius LC LC

Dendrocopos syriacus LC LC

Emberiza hortulana LC LC

Ficedula semitorquata LC LC

Garrulus glandarius hansguentheri LC LC

Gavia arctica LC -

Hieraaetus pennatus – Avrupa LC LC

Lanius collurio LC LC

Larus cachinnans michahellis LC LC

Larus melanocephalus LC LC

Larus ridibundus – Akdeniz LC LC

Milvus migrans – Avrupa LC VU

Phalacrocorax aristotelis desmarestii LC LC

Phalacrocorax carbo – Karadeniz & Akdeniz LC LC

Picus canus LC LC

Sitta krueperi NT NT

Page 22: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-22

Takson Adı

Kırmızı Liste

Küresel Bölgesel/Yerel

Sylvia nisoria LC LC

Memeliler Talpa levantis - Trakya LC LC

Tursiops truncates – Karadeniz ve Marmara DD VU

Amfibiler Triturus karelinii LC LC

Sürüngenler Emys orbicularis NT NT

Testudo graeca VU NT

Zamenis situla DD LC

Kelebekler Anthocharis damone - Anadolu - VU

Archon apollinus nikodemusi - EN

Glaucopsyche alexis - Anadolu - VU

Glaucopsyche arion – Kuzey & Doğu Anadolu NT EN

Pseudophilotes bavius – Anadolu - EN

Pseudophilotes vicrama – Anadolu - VU

Scolitantides orion – Anadolu - VU

Thymelicus action – Anadolu - VU

4.4.5 Korunan Türler

Proje alanına daha fazla odaklanılarak, güzergâhın Belgrad ormanından geçen 1.8 km lik kısmına ait nadir

türlerin kayıtları aşağıdaki gibi listelenmiştir.

Tablo 4-5 Belgrad Ormanı’nda bulunan Nadir Türler

Familya Özel İsim Endemik/Nadir

(E/N)

Kırmızı Veri Kitabı

Kategorisi (Ekim vd.,

2000)

Leguminosae Lathyrus undulatus Boiss E Vu

Compositae Centaurea consanguinea DC. E LR (LC)

Taraxacum turkikum van Soest E LR (LC)

Campanulaceae Campanula lyrata Lam. subsp. lyrata E LR (LC)

Euphorbiaceae Euphorbia amygdaloides L. var.

robbiae (Turnill) Radeliffe-Smith

E LR (LC)

Boraginaceae Symphytum tuberosum L. subsp.

Nodosum (Schur) Soo

N Vu

Liliaceae Lilium martagon L. N Vu

Umbelliferae Ferrulago confusa Velen N Vu

Urticaceae Parieteria officinalis L. N DD

DD : Yetersiz Veri Vu: Hassas LC: Asgari Endişe

Page 23: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-23

Ayrıca, İstanbul’daki endemik türler, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından

hazırlanan Türkiye Bitkileri Veri Servisi (TÜBİVES) tarafından toplanan verilere göre aşağıda listelenmiştir.

Tablo 4-6 İstanbul’daki Endemik Türler

Familya Türler

Bern

Sözleşmesi

Ek I

Ranunculaceae Consolida thirkeana

Brassicaceae

Isatis arenaria

Erysimum degenianum

Erysimum sorgerae

Erysimum aznavourii

Caryophyllaceae Dianthus andronakii

Dianthus cibrarius

Silene sangaria Ek I

Guttiferae Hypericum aviculariifolium alttür byzantinum

Fabaceae Astragalus vulnerariae

Lathyrus undulatus

Trifolium pachycalyx Ek I

Trifolium pannonicum alttür elongatom

Trifolium apertum varyete kilaeum

Trigonella cephalotes

Apiaceae Ferulago thirkeana

Dipsacaceae Knautia degenii

Knautia byzantina

Asteraceae Senecio castagneanus

Tripleurospermum conoclinium

Onopordum anatolicum

Cirsium polycephalum

Carduus nutans alttür trojanus

Carduus nutans alttür falcato-incurvus

Centaurea kilaea

Centaurea consanguinea

Centaurea hermannii Ek I

Uechtritzia armena

Geropogon hybridus

Hieracium noeanum

Page 24: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-24

Familya Türler

Bern

Sözleşmesi

Ek I

Pilosella hoppeana alttür lydia

Taraxacum aznavourii

Taraxacum pseudobrachyglossum

Taraxacum turcicum

Campanulaceae Campanula lyrata alttür lyrata

Jasione heldreichii varyete papillosa

Asclepiadaceae Vincetoxicum fuscatum alttür boissieri

Boraginaceae Onosma proponticum Ek I

Onosma bracteosum

Onosma bornmuelleri

Symphytum pseudobulbosum

Scrophulariaceae Verbascum bithynicum

Verbascum degenii Ek I

Scrophularia cryptophila

Lamiaceae Lamium purpureum varyete aznavourii

Wiedemannia orientalis

Ballota nigra alttür anatolica

Sideritis romana alttür romana

Stachys sosnowskyi

Thymus aznavourii Ek I

Euphorbiaceae Euphorbia amygdaloides varyete robbiae

Rubiaceae Asperula littoralis

Liliaceae

Allium peroninianum

Allium rhodopeum alttür turcicum

Bellevalia clusiana

Colchicum micranthum Ek I

Colchicum lingulatum alttür rigescens

Amaryllidaceae Galanthus plicatus alttür byzantinus

Iridaceae Crocus sieheanus

Crocus pestalozzae

Crocus olivieri alttür istanbulensis

Page 25: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-25

Tablo 4-6’da kalınla vurgulanan türler, Belgrad Ormanı’nda mevcut endemik türlere işaret etmektedir (yukarıdaki Tablo 4-5’te gösterildiği gibi). Yukarıda kaydedilen türlerden yedisi, Bern Sözleşmesi Ek I’de yer almaktadır. Ek I türlerinden hiçbirinin, Belgrad Ormanı’nda bulunmadığı düşünülmektedir.

4.5 Alan Araştırmalarının Sonuçları

4.5.1 Genel Bakış

Çalışma alanlarında bulunabilecek habitatlar ve türler ortaya koyulduğu için, uygun bir tampon bölge

içerisinde, bir alan araştırması yürütmek gerekli olmuştur.

Faz 1 Habitat araştırması, önerilen hattın her iki tarafında güzergâha yaklaşık 250 metre uzaklıkta bütün

Üçüncü Boğaz Köprüsü’nü ve Kuzey Marmara Otoyolu’nu kapsamaktadır (toplamda 500 m genişliğinde bir

tampon bölge sağlanmıştır). Temsili fotoğraflar içeren ayrıntılı alan notları, araştırma noktalarının nerelere

yerleştirildiğini gösteren bir dizi harita da (Şekil 1.1 ve 1.6 arası) 4. Bölüm ekinde sunulmaktadır.

Güzergâh ile örtüşen habitatları, bitki türleri bütünlüğüne göre tanımlanıp kaydedilmiştir. Mevcut türlere ilişkin

ayrıntılı bozulma durumlarını gösteren kapsamlı bir harita sistemi, 4. Bölümün ekinde, Şekil 3.1 ve 3.11

arasındaki şekillerde sunulmuştur. Baskın türlere dayanan geniş habitatı türleri ise, Ek 4’te, Şekil 5.1 ve 5.10

arasındaki şekillerde gösterilmektedir.

4.5.2 Araştırma Alanının Özeti

Önerilen otoyol güzergâhında bulunan habitatlar, geniş yapraklı ve iğne yapraklı ağaçlar, çalılıklar, göletler,

akarsular ve sulak habitatı, yoğun ve yayılmış fundalıklar, açık meralar ve tarımsal habitatları içermektedir.

İstanbul’un kentsel alanlarından kuzeye doğru gidildikçe, arazi daha tepelik ve inişli-çıkışlı bir hal almakta ve

kentleşme yoğunluğu azalmaktadır. Bu bölgedeki açık çalılıklar, geniş yapraklı ve iğne yapraklı ağaçlık

bölgelere doğru yol almaktadır.

Türkiye’deki ağaçlık alanlar, yoğun bir şekilde kereste ve yakacak odun üretimi için kullanılmaktadır. Buna,

geniş yapraklı ve iğne yapraklı ağaçlık alanlar da dâhildir.

Bir zamanlar doğal ve işlenmemiş ormanlık alanlarda günümüzde genellikle iğne yapraklı ağaçlar dikilirken,

geniş yapraklı ağaçlık alanlarda, geniş yapraklı türlerin doğal yollardan gençleştirilmesinden

faydalanılmaktadır. Geniş yapraklı ormanlarda baltalık yönetim bağlamında, ağaçların çoklu gövdelerle

yeniden büyümesine olanak sağlayan köklerle ağaç türleri belirli aralıklarla kesilmektedir. Büyümeyi mümkün

kılan en iyi kerestelik ağaçlara olanak sağlamak için, bu kökler daha sonra inceltilmektedir. Sonrasında ise,

gövdeler, 1 veya 2 köke kadar iyice inceltilmektedir.

Kereste, arzu edilen boyuta ulaştığı zaman, bölüm, bir kez daha kesilir. Bu sürecin sonucu olarak, İstanbul

civarındaki pek çok ağaçlık alan, gerçekte “genç” alanlar iken, çok yaşlı gövdelere sahiptir. Bu yöntem,

kesildikten sonra ağacın yeniden dikilmesini gerektirmeyen keresteler üretmektedir. Ancak bu süreç, bitki

topluluğunun gelişimini durdurmakta ve ormandaki ağaçların yaş aralığını ve dolayısıyla biyolojik çeşitliliği de

sınırlandırmaktadır.

Ancak İstanbul çevresinde, yaşlı ağaçların, yüksek düzeyde biyolojik çeşitliliğin ve ekolojik açıdan daha

değerli alanların bulunduğu ve çok yoğun olarak kullanılmayan bazı kısıtlı ağaçlık alanlar da mevcuttur. Bu

alanlar, en eski, doğal ve belli dönemlerde yaprak döken ağaçlardan oluşan Belgrad Ormanı’ndaki en önemli

ağaçlık alanlardan oluşmaktadır.

Page 26: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-26

Güzergâhın büyük bir bölümü, iğne yapraklı ağaçlıklardan geçerken, bazı alanlar terk edildiği veya daha az

yoğunlukta kullanıldığı için yarı-doğal ağaçlıklara dönüşmüş olmasına rağmen, iğne yapraklı ağaçlıkların

büyük bir kısmı, fidanlık durumundadır. Bu iğne yapraklı fidanlık ağaçlıkların bazılarında yoğun yapılaşma olsa

da, burada biyolojik çeşitlilik açısından önem arz eden habitatları, aslında ağaçların alt kısımlarında yer alan

çalılık tabakasıdır (alt bitki örtüsü). Başlıca habitat türleri, aşağı tanımlanmakta ve Şekil 3.1 ve 3.11 ile 5.1 ve

5.10 numaralı şekillerde gösterilmektedir.

4.5.3 İğne Yapraklı Ağaçlıklar

Önerilen yol hattı, Pinus brutia, Pinus nigra, Pinus pinea, Pinus maritime ve Pinus radiate türlerinden oluşan

iğne yapraklı ağaçlıklardan geçmektedir.

İğne yapraklı ağaçlıkların büyük bir bölümü, üç katmanlıdır. Üst katmanı çamlar, orta ve alt katmanı yeniden

canlanan meşe ve gürgen türleri ile birlikte çalılık katmanı oluşturmaktadır. Zemin katmanı ise, hayvan otlatma

basıncının ciddi olmadığı yerlerde mevcuttur.

Temel çalılık türleri, koca yemiş ağacı (Arbutus unedo), çalılar (Erica Earborea ve E. manipuliflora), kermes

meşesi (Quercus coccifera), (Phillyrea latifolia), menengiç (Pistacia terebinthus), Cistus salvifolius, Cistus

creticus, ardıç (Juniperus oxycedrus), Sarcopoterium spinosum, ateş dikeni (Pyracantha coccinea), Phyllarea

latifolia, Rubus sp., Smilax excels, Prunus mahalep ve defne ağacından (Laurus nobilis) oluşmaktadır.

Genel olarak zemin katmana hakim olan türler ise çimenlerle birlikte şunlardır: Cistus ve Rubus sp., Gagea

sp., Primula vulgaris, Hedera helix, Crataegus sp, Ruscus aculeatus, R. hypoglossum, Menekşe sp.ve

Robinia pseudo.

4.5.4 Geniş Yapraklı Ağaçlıklar

Geniş yapraklı ağaçlıklardan oluşan habitatlarına hâkim olan türler, kayın, meşe, gürgen, kestane ve bazı

noktalarda da kavak ağaçlarıdır. Ormancıların ormanın her bir parselinde uyguladığı kullanım rejimi ile

belirlenen yaş yapısı, geniş yapraklı ağaçlıklarda büyük çeşitliliklere işaret etmektedir. Bu değerlendirmenin

hedeflerine göre, ağaçlığın yaş yapısını, gövde çapına göre belirlenmiştir. Yönetim planları, Orman Genel

Müdürlüğü’nün Ekosisteme Dayalı Çok Fonksiyonlu Orman Yönetim Planına göre düzenli olarak

hazırlanmaktadır.

Bu yönetim planlarında, gerçekte belirli bir bölgede yer alan ağaçların ortalama çapını gösteren a, b, c, d ve e

yaş sınıfı kodları (meşcere gelişme çağı bakımından) kullanılmaktadır. Zaman sınırlaması nedeniyle, saha

araştırmaları sırasında ağaç ölçümleri alınamamış olsa da, habitatın her bölgesinde yaklaşık yaş aralıkları

kaydedilmiştir. Proje güzergâhındaki(500 m genişliğindeki koridor içinde) geniş yapraklı ağaçlıkların yaklaşık

yaş sınıfları ve bunların kapladığı alan (hektar), aşağıdaki Tablo 4-7’de gösterilmektedir.

Tablo 4-7 Ağaç Yaş Sınıfı ve Dağılımı

Yaş Sınıfı

Kodu Gövde Çapı

Yaklaşık Yaş (en

yakın yıla kadar) Avrupa Yakası Anadolu Yakası

a 1.3 cm - 7.9 cm 3 ile 16 yıl 1,183.98 ha 694.67 ha

b 8 cm - 21.9 cm 16 ile 44 yıl 466.16 ha 131.94 ha

c 22 cm - 35.9 cm 44 ile 72 yıl 129.88 ha 1.25 ha

d 36 cm -51.9 cm 72 ile 104 yıl 74.20 ha 0 ha

Page 27: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-27

Yaş Sınıfı

Kodu Gövde Çapı

Yaklaşık Yaş (en

yakın yıla kadar) Avrupa Yakası Anadolu Yakası

e 52 cm + 104 yıl artı

Meşe ağacının yıl bazında yaşını hesaplarken, yaklaşık cm cinsinden çapının 2 katı şeklindeki oran temel alınmaktadır

Ayrıca, çalı olarak gözlemlenen türler, şunlardan oluşmaktadır: Ostrya carpinifolia, Phillyrea, Erica arborea,

Erica mediteranis, Crataegus monogyna, Ulmus minor, Arbutus unedo, Cistus cretigus, Carpinus betulus,

Phillyrea latifolia, Cistus salvifolius, Tilia argentea, Coryllus avellana, Coryllus avellana, Cornus mas, Archetus

durupecea, Laurus nobilis, Similax excels, Rubus tracticaccus, Vaccinium myrtillus, Hedera helix, Ruscus

aculeatus, Ruscus hypoglossum ve Spartium junceum.

Bu ağaçlık türünün zemin tabakasında ise, sarmaşık, çuhaçiçeği, hanımeli, menekşe, karadeniz defnesi

(Daphne pontica),kuşkonmaz, menekşe, Cerastium, Hypericum calycinum gözlemlenmiştir.

Yaşlı Ağaçlıklar

Proje güzergâhı, doğrudan Belgrad Ormanı’nın yer aldığı Kuzey Boğaziçi (Yukarı Boğaziçi) ÖBA bölgesinden

geçmektedir. Belgrad Ormanı, İstanbul’daki en yaşlı Gürgen-Meşe-Kayın ve Kızılağaç popülasyonlarına sahip

olduğu için, belki de yenilemenin en zor olduğu güzergâh içinde en değerli ekolojik kaynakları temsil

etmektedir. Doğal alanları temsil eden bu alanlar, yukarıdaki Tablo 4.7’de sunulmuştur. 4. Bölümün ekinde yer

alan Şekil 4 ise, güzergâhtaki doğal meşelik alanları göstermektedir (çapı 36 cm ve üstünde olan ağaçlar –

bkz. yukarıda Tablo 4.7).

Karışık Ağaçlıklar

Ağırlıklı olarak belirli zamanlarda yaprak döken alanlarda, %10’undan fazlasını iğne yapraklı ağaçların

oluşturduğu bazı karışık ağaçlıklar mevcuttur. Buradaki bitki bütünlüğü, hâlihazırda tanımlanan ağaçlık

türlerinden çok farklı değildir.

4.5.5 Fundalıklar

Fundalıklar, ericoidler veya cüce karaçalı türlerinin ve likenler ve kara yosunları, çimen dışındaki otlar, Juncus

trifidus, Erica arborea ve Erica manipuliflora, Erica mediteranis Crataegus monogyna, Ulmus minor, Arbutus

unedo, Cistus cretigus türlerinin hâkim olduğu bir bitki örtüsüne sahiptir.

4.5.6 Göletler, Akarsular ve Sulak Alanlar

Önerilen otoyol güzergâhında veya yakınında bir dizi küçük akarsu, nehir, gölet ve sulak alanlar

bulunmaktadır. Akarsu ve göletlerdeki su kalitesi, karşılaşılan hemen hemen bütün su kütlelerinde olduğu gibi

yüksek oranda sedimana sahip olduğu için genel olarak düşüktür.

Kentsel alanların çevresinde bulunan akarsular, insanların neden olduğu düşük su kalitesi, su kütlesinin

çevresine atılan yüksek düzeyde atık maddeler, çöp ve moloz gibi sebeplerden ötürü oldukça olumsuz

etkilenmiştir. Büyük göletlerin, çok kullanılan mesire yerleri olduğu görülmektedir. Bu durumun kötü sonuçları

arasında önemli miktarlara ulaşan çöp yığınları, yoldan geçen araçların neden olduğu zararlar ve yakılan ateş

kalıntıları sayılabilir.

Çimenlerin hâkim olduğu otsu bitki alanları, hızlı büyüyen türlerin egemen olduğu belirli sulak alan toplulukları

sazlıklar (Juncus) ve diğer bataklık bitkileri de mevcuttur. Typha latifolai, Sparginum neglectum ve Phragmites

australisbu alanlara hakimdir.

Page 28: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-28

Boğaz’ın uç kısımlarında yer alan kıyı bölgelerindeki habitatları, kayalıktır ve genel olarak çalılıklardan

oluşmaktadır. Ancak yukarıda belirtildiği gibi, alan araştırmaları başladığı zaman, boğazın iki yakasında da

ağaç kesimi ve saha hazırlık çalışmaları çoktan başlamış durumdaydı. Bu yüzden, daha önce kıyı şeridinde

mevcut olan bitkiler, hâlihazırda sahadan uzaklaştırılmış bulunmaktaydı.

4.5.7 Deniz Habitatları

Deniz habitatları, köprü bacaklarının inşa edileceği boğazın uç kısımlarındaki sığ kıyı bölgelerinden

oluşmaktadır.

Alan araştırmaları sırasında, kazı malzemeleri kullanılarak kıyıya yakın alanları doldurma çalışmalarının

hâlihazırda başladığı gözlemlenmiştir. Bu durum, bu bölgelerdeki kıyı ve deniz habitalarının zarar görmesine

ve boğazdaki bulanıklığın geçici bir süre artmasına neden olacaktır.

Aşağıdaki fotoğraflar, Mart/Nisan 2013’te yapılan çalışmaların kapsamını göstermektedir.

4.5.8 Diğer Habitatlar

Yoğun ve Yayılmış Çalılıklar

Koridor boyunca çalılık alanları bulunmaktadır. Temel türler, ormandaki çalılık katmanlarını tanımlayacak

şekilde listelenmiştir.

Islah Edilmiş Çayırlar

Yonca, buğdaygiller (Gramineae) ve tipik çayır çiçeklerini (örneğin papatya) içeren ve genel çimen türlerinden

oluşan bazı çayırlar mevcuttur.

Yapılar

Bu kategori, kullanılan veya kullanılmayan bütün binaları ve bu binaların bitişiğinde yer alan park alanı gibi

küçük betonarme yapıları içermektedir. Bazı yapılar, yuva yapan kuşlar ve yarasalar için olanaklar sunsa da,

bu tür bir habitatının özel bir ekolojik değeri bulunmamaktadır.

Page 29: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-29

Tarım Alanları

Güzergâh üzerinde çeşitli tarımsal araziler bulunmaktadır. İstanbul İli Tarım Master Planı, temel tarımsal

arazilerin tarla tarımına, bitkilere, süs bitkilerine ve narenciye üretimine tahsis edildiğini göstermektedir. Saha

çalışmaları sırasında arazi kullanım detayları, kamulaştırma çalışmaları tamamlanmamasından dolayı kesin

olarak belirlenememiştir.

Endemik Bitki Türleri

Tablo 4-8’de Faz 1 Habitat Araştırması sırasında gözlemlenen endemik türleri listelemektedir. Araştırma

sonucu olarak belirtilen kolonda yer alan ifadeler o türün sahada tanımlanıp tanımlanmadığını işaret

etmektedir.

Tablo 4-8 Gözlemlenen Endemik Bitki Türleri

Familya Türler

Bern

Sözleşmesi

Ek I

Araştırma Sonucu

Ranunculaceae Consolida thirkeana Tanımlanamamıştır

Brassicaceae

Isatis arenaria Tanımlanamamıştır

Erysimum degenianum Tanımlanamamıştır

Erysimum sorgerae Tanımlanamamıştır

Erysimum aznavourii Tanımlanamamıştır

Caryophyllaceae Dianthus andronakii Mümkün

Dianthus cibrarius Tanımlanamamıştır

Silene sangaria Ek I Mümkün

Guttiferae Hypericum aviculariifolium alttür byzantinum Tanımlanamamıştır

Fabaceae Astragalus vulnerariae Tanımlanamamıştır

Lathyrus undulatus Mümkün

Trifolium pachycalyx Ek I Mümkün

Trifolium pannonicum alttür elongatom Tanımlanamamıştır

Trifolium apertum varyete kilaeum Tanımlanamamıştır

Trigonella cephalotes Tanımlanamamıştır

Apiaceae Ferulago thirkeana Tanımlanamamıştır

Dipsacaceae Knautia degenii Tanımlanamamıştır

Knautia byzantina Tanımlanamamıştır

Asteraceae Senecio castagneanus Tanımlanamamıştır

Tripleurospermum conoclinium Mümkün

Onopordum anatolicum Mümkün

Cirsium polycephalum Mümkün

Carduus nutans alttür trojanus Mümkün

Page 30: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-30

Familya Türler

Bern

Sözleşmesi

Ek I

Araştırma Sonucu

Carduus nutans alttür falcato-incurvus Mümkün

Centaurea kilaea Mümkün

Centaurea consanguinea Mümkün

Centaurea hermannii Ek I Mümkün

Uechtritzia armena Tanımlanamamıştır

Geropogon hybridus Mümkün

Hieracium noeanum Tanımlanamamıştır

Pilosella hoppeana alttür lydia Tanımlanamamıştır

Taraxacum aznavourii Tanımlanamamıştır

Taraxacum pseudobrachyglossum Mümkün

Taraxacum turcicum Mümkün

Campanulaceae Campanula lyrata alttür lyrata Tanımlanamamıştır

Jasione heldreichii varyete papillosa Tanımlanamamıştır

Asclepiadaceae Vincetoxicum fuscatum alttür boissieri Tanımlanamamıştır

Boraginaceae Onosma proponticum Ek I Tanımlanamamıştır

Onosma bracteosum Tanımlanamamıştır

Onosma bornmuelleri Tanımlanamamıştır

Symphytum pseudobulbosum Mümkün

Scrophulariaceae Verbascum bithynicum Tanımlanamamıştır

Verbascum degenii Ek I Tanımlanamamıştır

Scrophularia cryptophila Mümkün

Lamiaceae Lamium purpureum varyete aznavourii Evet

Wiedemannia orientalis Mümkün

Ballota nigra alttür anatolica Mümkün

Sideritis romana alttür romana Tanımlanamamıştır

Stachys sosnowskyi Mümkün

Thymus aznavourii Ek I Tanımlanamamıştır

Euphorbiaceae Euphorbia amygdaloides varyete robbiae Evet

Rubiaceae Asperula littoralis Tanımlanamamıştır

Liliaceae

Allium peroninianum Mümkün

Allium rhodopeum alttür turcicum Mümkün

Bellevalia clusiana Mümkün

Colchicum micranthum Ek I Tanımlanamamıştır

Page 31: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-31

Familya Türler

Bern

Sözleşmesi

Ek I

Araştırma Sonucu

Colchicum lingulatum alttür rigescens Tanımlanamamıştır

Amaryllidaceae Galanthus plicatus alttür byzantinus Evet

Iridaceae Crocus sieheanus Mümkün

Crocus pestalozzae Mümkün

Crocus olivieri alttür istanbulensis Mümkün

Araştırma sırasında türlerin çiçek açıp açmaması ve bazı alanlarda hava koşulları ve diğer kısıtlamalar gibi

çeşitli faktörler nedeniyle, türlerin tam olarak tanımlanmasının her zaman için mümkün olmamıştır. Ayrıca,

yukarıda tanımlanan bazı endemik bitki türleri, çoğu Türkiye’de endemik olmayan aynı bitki familyasında yer

alan tür çeşitlerinin alt türlerini ya da varyasyonlarını oluşturmaktadır. Buna benzer şekilde, alan tanımlaması

karmaşık ve zor olup, çok küçük farklılıklara bağlı olabilmektedir. Bazı durumlarda, endemik olabilecek çok

benzer türde bitki türleri bulunsa da, yalnızca bitki yaprakları ve bitkinin karakterinden tanımlama yapıldığı için,

bu türler, sadece endemik olması muhtemel türler olarak nitelenmiştir. Buna, yukarıdaki tabloda görülebileceği

gibi, Iridaceae ve Asteraceae familyaları da dâhildir.

4.5.9 Memeliler

Türkiye’de 127 memeli türü bulunmaktadır. Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) Tehdit Altındaki Türler

Kırmızı Listesi: Türkiye Memelileri ’ne göre, bunlardan 2’si tehlike altında, 14’ü hassas ve 3’ü de yakın tehdit

altındadır. Faz 1 Habitat Araştırması sırasında, özel tür araştırması yapılmazken, memelilerle

karşılaşıldığında, işaretleri kaydedilmiştir. Tanımlanan memelilere ilişkin bilgiler, aşağıdaki Tablo 4-9’da yer

almaktadır.

Tablo 4-9 Tanımlanan Memeli Türleri

Türler Bilimsel Adı IUCN Durumu

Dağılım Bulunan İşaretler

Altın Çakal Canis aureus Asgari

Endişe

Türkiye yerlisi. Geniş

dağılım ancak

popülasyon

gerileyebilir

Önerilen otoyol boyunca özellikle de gölet, akarsu, nehir ve sulak alan civarında ayak izlerine ve dışkıya rastlanmıştır.

Bayağı Yaban Domuzu

Sus scrofa Asgari

Endişe

Türkiye yerlisi. Geniş

dağılım

Önerilen otoyolun Avrupa ve Asya yakalarında ayak izlerine, ayak seslerine ve oyuklara rastlanmıştır.

Kızıl Tilki Vulpes vulpes Asgari

Endişe

Türkiye yerlisi. Geniş

dağılım

Ayak izi ve dışkı.

Avrasya Porsuğu

Meles meles Asgari

Endişe

Türkiye yerlisi. Geniş

dağılım

GPS 143. Noktada uzakta bulunduğu düşünülen bir ine rastlanmıştır. İn girişinin yakınında pek çok deliği bulunan ve çok kullanılan bir tuvalet bulunmuştur. İnin olduğu yerde başka oyuklar da vardı. İnin çevresinde çok

Page 32: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-32

Türler Bilimsel Adı IUCN Durumu

Dağılım Bulunan İşaretler

kullanılmayan yollara rastlanmıştır. İnin girişindeki yığında porsuk kılları bulunmuştur.

Karaca Capreolus capreolus

Türkiye yerlisi. Geniş dağılım

Boğaz’ın Avrupa ve Anadolu yakasındaki ıssız alanlarda rastlanmıştır.

Akdeniz Köstebeği

Talpa levantis Türkiye yerlisi. Nkt 205’de köstebek cesedine

rastlanmıştır.

Su Samuru

Akarsularda, göletlerde veya sulak alanlarda, su samuru (Lutra lutra) izine rastlanmamıştır. Akarsuların çoğu,

düşük su kalitesine sahip olup bu durumun, bölgede su samurunun bulunmamasının nedenleri arasında

olduğu düşünülmektedir (Bern Sözleşmesi Ek II’de listelenmiştir).

Altın Çakal

Önerilen otoyol güzergâhında, sıkça altın çakal izine rastlanmıştır. Bu işaretler arasında ayak izleri ve

potansiyel dışkılar bulunmaktadır. İşaretlere en çok su kütleleri çevresinde rastlanmıştır. Altın çakal, IUCN

tarafından, asgari endişe duyulan türlerden biri olarak sınıflandırılmıştır.

Bayağı Yaban Domuzu

Bayağı yaban domuzu, sürekli olarak bütün Türkiye’de avlanmaktadır. Önerilen otoyol güzergâhında, ayak izi,

ayak sesi, kafatası parçası ve oyuk gibi yabandomuzu izlerine rastlanmıştır. Yaban domuzu, IUCN tarafından,

asgari endişe duyulan türlerden biri olarak sınıflandırılmıştır.

Küçük Memeliler

Faz 1 Alan Araştırması sırasında gözlemlenen tek küçük memeli türü, orman yolunun uç noktalarında

rastlanan Akdeniz Köstebeği’dir.

Tablo 4-10 Gözlemlenen Küçük Memeliler

Türler Genel Adı

(Türkçe)

Genel Adı

(İngilizce)

IUCN Kategorisi Bern Sözleşmesi

Talpa levantis Karadeniz köstebeği Levant mole Asgari Endişe (LC) -

Martes foina Sansar Stone marten Asgari Endişe (LC) Ek - III

Mustela nivalis Gelincik Weasel Asgari Endişe (LC) Ek - III

Page 33: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-33

Yarasalar

Yarasalar, Avrupa’da korunan türler (Pipistrellus pipistrellus hariç hepsi Bern Sözleşmesi Ek II’de

listelenmiştir) olduğu için, yarasalar ve konaklama alanları AB ülkelerinde oldukça yüksek seviyede

korunmaktadır. Ancak yarasalar, Türk kanunlarına göre özel bir korumaya sahip değildirler. Bununla birlikte,

Türkiye’de sayısız yarasa türleri bulunurken, yarasaların konaklama alanları da araştırılmıştır. Ancak yarasa

potansiyeli olmasına rağmen, özellikle de yaşlı ağaçlarda yarasa gözlemlenmemiş ve yarasa işareti

kaydedilmemiştir. Güzergâh üzerinde yer alan çeşitli noktalarda farklı yarasa türlerine rastlanma olasılığı

yüksektir.

4.5.10 Amfibiler ve Sürüngenler

İstanbul için sıra dışı olsa da, ilk alan araştırmalarının başladığı Mart ayı başlarında kar yağdığı için, amfibi ve

sürüngen türleri nadiren gözlemlenebilmiştir. Ancak bazı durumlarda, gölet ve sulak alan çevrelerinde yeşil

kertenkeleler gözlemlenmiştir. Ayrıca, ağaçlık alanda bir kaplumbağa gözlemlenmiştir (Nkt 172’de).

Tablo 4-11 Gözlemlenen Amfibiler

Türler Genel Adı

(Türkçe)

Genel Adı

(İngilizce)

IUCN Kategorisi Bern Sözleşmesi

Hyla arborea (orientalis) Ağaç Kurbağası European Tree Frog

Asgari Endişe (LC) Ek II

Bufo bufo Siğilli Kurbağa Common Toad Asgari Endişe (LC) -

Rana dalmatina Çevik Kurbağa Agile Frog Asgari Endişe (LC) Ek II

Rana temporaria Bayağı Kurbağa Common Frog Asgari Endişe (LC) -

Tablo 4-12 Gözlemlenen Sürüngenler

Türler Genel Adı

(Türkçe)

Genel Adı

(İngilizce)

IUCN Kategorisi Bern Sözleşmesi

Lacerta trilineata İri Yeşil Kertenkele Balkan Green Lizard

Asgari Endişe (LC) Ek-II

Laudakia stellio Dikenli Keler Roughtail Rock Agama

Asgari Endişe (LC) -

Testudo graeca Tosbağa Spur-thighed Tortoise

Hassas (VU) Ek-II

(not Laudakia stellio=Stellagama stellio)

4.5.11 Diğer Türler

Kelebekler

Türkiye, çok çeşitli habitatlara sahip büyük bir ülkedir. Bu çeşitliliğin bir sonucu olarak, Türkiye, 40’ı endemik

olmak üzere yaklaşık 411 kelebek türüne sahiptir. Saha araştırması sırasında, 11 türe rastlanmıştır.

Page 34: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-34

Araştırmanın yapıldığı dönemin büyük bir bölümünde havanın soğuk olduğuna ve kelebekler için uygun

olmadığına da dikkat edilmelidir. Bulunan türlerin fotoğrafları için, Ek 4’teki alan notlarına bakınız.

4.6 Ekolojik Reseptörlerin Tanımlanması ve Değerlendirilmesi

Aşağıdaki tablo (Tablo 4.13), bu çalışmada göz önünde bulundurulan Projeden etkilenebilecek ekolojik

özelliklerin değerlendirmesini özetlemektedir. Değerler, yukarıdaki Tablo 4.1’de tanımlanan kategoriler göz

önünde bulundurularak ve her bir özelliğin belirlenme durumunu, Projeye olan uzaklığını ve bir bütün halinde

alan için sahip olduğu önemini değerlendiren profesyonel görüşlere başvurularak belirlenmiştir.

Tablo 4-13 Reseptörlerin Değerlendirilmesi

Ekolojik Alıcı Projeye olan Uzaklık

Açıklamalar Değer

Mevzuat Tarafından Korunan Alanlar

Şamlar Tabiat Parkı 880 m

2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu’na göre belirlenmiştir. Genelde mesire yeri olarak kullanılmaktadır. Genel olarak iğne yapraklı ağaçlardan oluşmaktadır.

Orta

Sarıyer Feneryolu Yaban

Hayatı Geliştirme Sahası

(YHGS)

Doğrudan Güzergâh üzerinde

Karacaları avcılıktan korumak için 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu’na göre belirlenmiştir. Güzergâhın yaklaşık 2.673 m’si bu sahadan geçmektedir.

Orta

Belgrad Muhafaza Ormanı

Doğrudan

Güzergâh

üzerinde

(Avrupa

yakası)

6831 Sayılı Orman Kanunu’na göre belirlenmiştir. Güzergâh ormanın kuzey sınırından geçmektedir. Temel ağaç türü meşe (Quercus sp.) bütün ormanın %75’ini kaplamaktadır. Güzergâhın yaklaşık 1.837 m’si bu sahadan geçmektedir.

Yüksek

Elmalı Bendi Muhafaza

Ormanı

Doğrudan

Güzergâh

üzerinde

(Anadolu)

6831 Sayılı Orman Kanunu’na göre

belirlenmiştir. Güzergâh ormanın sınırından

geçmektedir. Güzergâhın yaklaşık 1.483 m’si

bu sahadan geçmektedir.

Yüksek

Piknik Alanları (8 nokta

tanımlanmıştır) Çeşitli

6831 Sayılı Orman Kanunu’na göre belirlenmiştir. Güzergâh piknik alanlarının ikisinden üzerinden, altısının da yakınından geçmektedir.

Düşük

Mevzuat Tarafından Korunmayan Hassas Alanlar

Ağaçlı Kumulları ÖBA 1.200 m Kumullar Yüksek

Kuzey Boğaziçi ÖBA

Doğrudan Güzergâh üzerinde

Carpinus betulus-Quercus Gürgen-Meşe ormanı, Carpinus-Fagus – Gürgen-Kayın ormanı, ve Alnus glutinosa-Carpinus – Kızılağaç-Gürgen ağaçlıkları gibi önemli ormanlar içermektedir.

Yüksek

Kilyos Kumulları ÖBA 350 m Kumul habitatlar. Yüksek

Ömerli Havzası ÖBA 1.000 m Geniş fundalık, frigana (garig, kısa boylu çalılıklar) ve asit karakterli baltalık orman mozaiği.

Yüksek

Page 35: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-35

Ekolojik Alıcı Projeye olan Uzaklık

Açıklamalar Değer

Boğaziçi Önemli Kuş Alanı

(ÖKA)

Güzergâhın çaprazında

Göçmen kuşlar için ana Avrupa güzergâhlarından biridir.

Yüksek

Batı İstanbul Meraları ÖBA

Doğrudan Güzergâh üzerinde

Esenler’e yakın bir noktada kuzeybatı İstanbul’un inişli çıkışlı tepelerinde bulunan geriye kalan son kireçtaşı mera parçaları, mostra veren kayalar ve kuru asit karakterli çalılık meralardan oluşmaktadır.

Yüksek

Habitatlar

İğne yapraklı ağaçlıklar

Doğrudan Güzergâh üzerinde

Geniş iğne yapraklı ağaçlıklar. Düşük

Geniş yapraklı ağaçlıklar

Doğrudan Güzergâh üzerinde

Kayın, meşe, gürgen ve kestane hâkimdir. Genellikle 20 yılın altında baltalık rejimidir.

Orta

Karışık ağaçlıklar

Doğrudan Güzergâh üzerinde

İğne yapraklı ve geniş yapraklı türlerin hâkim olduğu karışık ağaçlıklardır. Yarı-doğal habitatlardır.

Orta

Yaşlı ağaçlıklar

Doğrudan Güzergâh üzerinde

Temel ağaç türü meşe (Quercus sp.) bütün ormanın %75’ini kaplamaktadır. Alo, gürgen, kızılağaç ve kestane vardır. Belgrad ormanının en iyi korunmuş alanlarına sahiptir.

Yüksek

Fundalıklar

Doğrudan Güzergâh üzerinde

Batı İstanbul Meraları ÖBA’yı içermektedir. Yüksek

Göletler, akarsular ve sulak

alanlar

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya yakınında

Su kalitesi genel olarak düşüktür. Düşük

Deniz habitatları

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya yakınında

Köprünün altındaki sığ kıyı habitatlarının küçük bölümleri yok olacaktır.

Düşük

Yoğun ve yayılmış çalılıklar

Doğrudan Güzergâh üzerinde

Güzergâh üzerinde bu tür habitatlar vardır.Genel.

Düşük

Islah edilmiş meralar

Doğrudan Güzergâh üzerinde

Verimsiz mera türleri. Düşük

Yapılar Güzergâh yakınında

Yarasa ve kuş yuvaları. İhmal

Edilebilir

Tarım alanları

Doğrudan Güzergâh üzerinde

Tarımsal arazi aşırı derecede değişikliğe uğramıştır.

İhmal Edilebilir

Türler

Endemik Bitkiler

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya

Çeşitli türler temsil edilmektedir. Hiçbiri Bern Sözleşmesi Ek I türlerinde tanımlanmamaktadır.

Orta

Page 36: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-36

Ekolojik Alıcı Projeye olan Uzaklık

Açıklamalar Değer

yakınında

Memeliler

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya yakınında

Çeşitli türler temsil edilmektedir. Hiçbiri özel koruma altında değildir.

Orta

Amfibiler ve Sürüngenler

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya yakınında

Çeşitli genel türler. Orta

Omurgasızlar (kelebekler)

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya yakınında

Çeşitli genel türler. Düşük

Deniz memelileri

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya yakınında

Boğaz’da ve çevresinde üç adet deniz memelisi türü bulunabilir. Bunlar, Türkiye’de ve Avrupa’da korunan türlerdir.

Orta

Deniz balıkları

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya yakınında

Bazı türler ticari açıdan önemlidir ve tehdit altında olabilir.

Orta

4.7 Potansiyel Etkiler

4.7.1 Genel Bakış

Mevcut ekolojik özellikleri belirleyecek masa başı çalışmalarını ve alan araştırmalarının tamamlanmasıyla

birlikte, Proje güzergâhında mevcut olan habitatlar ve türler konusunda açıklık getirilmiştir. Bu aşamada

saptanan reseptörler üzerindeki potansiyel etkilerin neler olabileceğini belirlemek önemli olacaktır.

Bu değerlendirme, etki azaltma önlemleri alınmadığı takdirde, bu tanımlanmış reseptörlerin ne tür etkilerle

karşılacağını anlamak konusunda bir fırsat sunmaktadır. Ancak bu bölümün değerlendirmeyi sonuçlandırmak

yerine, iki işleve sahip olduğunu da dikkat etmek gerekmektedir: Bölüm, potansiyel etkilerin üstünde

düşünülmesine olanak sağlamakta ve etki azaltma çalışmaları hakkındaki fikirlerin geliştirilmesine imkân

vermektedir, ancak bunlar hâlihazırda tasarımda yer almamaktadırlar.

Bu nedenle, aşağıdaki bölümler, etki azaltma önlemleri alınmadığında reseptörler üzerindeki potansiyel etkileri

ele almaktadır. Yukarıdaki Tablo 4-13’te belirtildiği gibi, burada her reseptör için inşaat ve işletme etkileri göz

önünde bulundurulmaktadır.

4.7.2 Genel Etkiler

İnşaat sürecinde Proje çevresinde ekolojik kaynaklar üzerindeki potansiyel etkiler şunları içermektedir:

Page 37: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-37

Proje güzergahı ve çevresinde flora ve faunayı rahatsız eden ve bunların üzerinde olumsuz etkileri

olan, insan ve makinelerden kaynaklı toz, gürültü ve hareketler.habitatların kaybı;

Hassas habitatlara ve akarsulara gres veya yağ gibi kirletici maddelerin dökülmesiyle akarsu

yakınlarındaki inşaat faaliyetlerinden kaynaklanan yüzey suyu kirliliği ve/veya bozulması;

Üreme dönemlerinde yapılan sahanın çalışmaya uygun hale getirilmesi çalışmaları sırasında kuşlara

verilen rahatsızlık;

Alandaki geyiklere ve diğer hayvanlara verilen rahatsızlıklar; ve

Sürüngen ve diğer türlerin bulunduğu habitatların veya sığınma bölgelerinin yok olma olasılığı.

Potansiyel işletme etkileri ise şunları içermektedir:

Arazinin kalıcı olarak edinimi ve habitatların azalması veya kaybı;

Orman yangınları dâhil, artan gürültü ve insanlardan kaynaklı rahatsızlıklar;

Habitatlarda kalıcı parçalanma ve bölünme;

Daha önce karanlık ve sessiz olan alanlarda artan aydınlatma ve gürültü kirliliği;

Yol boyunca memeli ve diğer türlerin hareketlerine yönelik kısıtlama potansiyeli ve

Alana erişimin artması sonucu imar açısından gelecekte ortaya çıkacak baskılar.

Yollar ve köprünün kapladığı bölgede kalıcı olarak kaybedilecek olan habitatları önemli bir konudur. Projenin

ortalama inşaat koridorunun 60,5 m olacağına dair alınan bilgi doğrultusunda habitat kaybı hesaplaması

yapılmıştır (kaydedilen hâkim türlere göre). Buna göre etki azaltmak amacıyla yeniden yaratılması gereken

minimum habitat hesaplanacaktır. Bu alanlar aşağıdaki Tablo 4-14’te özetlenmektedir.

Tablo 4-14. 60.5 m’lik Koridorda yer alan Habitat Türlerinin Yüzölçümü

Habitat Türü (Hâkim Türlere göre) 60.5m’lik Koridordaki Yüzölçümü (ha)

Akasya 108,64

Tarımsal Arazi 251,02

Erozyon 0,46

İğne Yapraklı (Köknar) 29,83

Ihlamur 3,33

Ekilmemiş 8,39

Meşe 344,49

Yaşlı Ormanlık Alan (Meşe altkümesi) 9,35

İğne Yapraklı (Çam) 253,91

Rhododendron

(fundagiller familyasından Orman gülü) 50,36

Mostra veren kayaç 0,60

Söğüt 0,60

Page 38: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-38

Habitat Türü (Hâkim Türlere göre) 60.5m’lik Koridordaki Yüzölçümü (ha)

Toplam Ağaç Habitat (Vurgulu olanlar) 740,8

Bu tablo, 60,5 m genişliğindeki Proje inşaat koridorunda, yaklaşık 345 hektar meşe ağırlıklı ormanın

kaybedileceğini göstermektedir. Buna, yaklaşık 9,35 hektar yaşlı meşe ormanı da dâhil olacaktır. Ayrıca,

yaklaşık 284 hektar iğne yapraklı alan yok olacaktır. Akasya, ıhlamur ve söğüt gibi türlerin hâkim olduğu

yaklaşık 112,5 hektarlık diğer ağaçlık alan da kaybolacaktır; bu, toplamda yaklaşık 741 hektar ağaçlık alanın

yok olacağını göstermektedir.

4.7.3 Mevzuat Tarafından Korunan Alanlar

Potansiyel etkiler, inşaat sırasında resmi olarak korunan alanların bazı bölümlerinin geçici bir süreliğine zarar

görmesi ve kaybedilmesini ve Projenin işletilmesi sırasında ise tamamen yok olmasını içermektedir. Ayrıca,

inşaat ve işletme sırasında resmi olarak korunan alanların bölümlerinin birbirinden ayrıldığı noktalarda

parçalanma sorunları yaşanabilecektir; bu durum, halkın ulaşım imkânlarını ve ekolojik bağlantıyı

sınırlandırmaktadır.

İnşaat ve işletme, ekolojik değer, ağaç, bitki örtüsü, endemik türler ve hayvanlar açısından öneme sahip

habitatların yok olmasıyla sonuçlanabilir. Özellikle inşaat faaliyetleri sırasında, kirleticiler, sediman, toz ve

insanların (işçiler) girişi nedeniyle ve şimdiye kadar daha az kullanılıp daha az zarar gören alanlara halkın

girişi yüzünden dolaylı zararlar ortaya çıkabilecektir.

4.7.4 Mevzuat Tarafından Korunmayan Hassas Alanlar

Genel olarak ÖBA olarak tanımlanan önemli sayıda resmi olarak korunmayan alan bulunmaktadır. Bunlara,

Belgrad ormanını kapsayan Kuzey Boğaziçi ÖBA’sı ve Batı İstanbul Meraları ÖBA’sı dâhildir.

Bunlardan bazıları, resmi olarak korunan alanlarla üst üste gelen resmi olarak korunmayan alanlardır. Bu

alanlar üstündeki potansiyel etkiler resmi olarak korunan alanlardaki etkilerle benzerdir. Bu durum, resmi

olarak korunan alanlarla aynı düzeyde korunma sağlanmadığı için gelecekte bu alanların imara açılması

konusunda daha büyük bir baskının ortaya çıkma ihtimalinin bulunduğu anlamına gelmektedir.

Temel potansiyel etkiler arasında, yenilenmesi güç olan nadir habitatların yok olması ve parçalanması ve

bireysel olarak türlerin ve popülasyonların yok olması ya da zarar görmesi sayılabilir. Böyle bir kayıp, geriye

kalan habitatların değerini düşürebilir ve nihayet yok olmasına neden olabilir.

Boğaziçi ÖKA ve göçmen kuşlarla ilgili olarak ise, bazı türler ormanlık alanlar üzerinden göç etmeyi tercih

etmektedir. Proje inşaatı, bazı ormanlık alanları tahrip edebilecek, bu alanlardaki aydınlatmayı artıracaktır. Bu

durum, kuş göçüne etki edebilecektir.

4.7.5 İğne Yapraklı Ağaçlar

İğne yapraklı ağaçların üstündeki potansiyel etkiler, yukarıda resmi olarak korunan ve resmi olarak

korunmayan alanlarla ilgili olarak ele alınan diğer ağaçlık habitatların durumu ile benzerlik göstermektedir.

4.7.6 Geniş Yapraklı Ağaçlıklar

Geniş yapraklı ağaçların üstündeki potansiyel etkiler, yukarıda ele alınan diğer ağaçlık habitatların durumu ile

benzerlik göstermektedir. Ancak yoğun şekilde kullanılan baltalık ağaçlık ve karışık ağaçlıklardan, ağaçların

Page 39: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-39

kesilmediği ve biyolojik çeşitlilik düzeyinin yüksek olduğu Belgrad ormanının en değerli doğal ağaçlıklarına

kadar bu habitatların değeri açısından büyük bir çeşitlilik bulunmaktadır.

4.7.7 Fundalıklar

Potansiyel etkiler arasında, habitatların tamamen yok olması veya zarar görmesi, toprağı ve bitki örtüsü

yapısını değiştiren drenaj yapısındaki değişiklikler ve insanlardan kaynaklı artan rahatsızlıklar yer almaktadır.

Başlıca fundalık habitatı ise, Batı İstanbul Meraları ÖBA’sıdır.

4.7.8 Göletler, Akarsular ve Sulak Alan Habitatları

Su kütlelerin hemen yanında yapılacak çalışmalar, sedimana yol açıp suda yaşayan omurgasız hayvanların

yer değiştirmesine neden olacaktır. Bu durum, omurgasızların artan miktarlarda tüketilmesi ve diğer türlerle

girilen rekabet nedeniyle, su kütlelerinin hemen yakınında besin zincirinde değişikliklere yol açabilir. Ayrıca,

yer değiştiren sedimanlar da, alanın biyolojik çeşitliliğinde geçici değişikliklere neden olarak, omurgasızlar ve

benzer bitki türleri için alanların uygunluğunu da değiştirebilecektir.

Su kütlelerinin hemen yakınında yapılan çalışmalar, kurak dönemlerden ya da malzemelerin taşınmasından

kaynaklı olarak toz oluşturma potansiyeline sahiptir. Bu tozların, su kütlelerine girip bulanıklığı artırma

potansiyeli de vardır. Bu tür değişiklikler, bitki türlerinin üretkenliğini etkileyip, makro ve mikro hayvan

dünyasında dolaylı bir etkiye sahip olabilir.

Su kütlelerine yakın alanlardaki bitkilerin ve toprakların tasfiye edilmesi, toprak erozyonunun olasılığının

artmasına neden olabilir. Bu durum; su kütlesindeki sediman oranının artmasına neden olacaktır. Bu ise,

suyun akış aşağı yönünde kayda değer bir mesafe içerisinde bitki örtüsünü ve hayvanları etkileyecektir.

Özellikle su kütleleri yakınlarında meydana gelen mekanik aksaklıklar ise yağ ve benzin gibi araç sızıntıları

gibi beklenmedik kirliliklere yol açabilir.

4.7.9 Deniz Habitatları

Köprünün yanında yapılan geçici dolgu işlemlerin dolayı, sığ kıyı şeridindeki habitatların kısa bir süreliğine yok

olması potansiyeli bulunmaktadır. Ayrıca, sediman ve diğer maddelerin yayılmasından dolayı, bentik

habitatlarda çökelen maddeler nedeniyle kayıp meydana gelebilir.

4.7.10 Diğer Habitatlar

Yoğun ve yayılmış çalılık, ıslah edilmiş mera, binalar ve tarımsal alan gibi bir dizi diğer habitat üzerinde de

potansiyel etkiler bulunmaktadır. Bu habitatların hepsi, çeşitli türleri destekleme potansiyeline sahiptir. İnşaat

çalışmaları, diğer dört alanla aynı şekilde bu alanları da etkileyebilir. Kalıcı etkiler, habitat kaybı, bölünme

sorunları, artan rahatsızlıklar ve gelecekte yaşanacak uzun dönemli imar baskısını içermektedir.

4.7.11 Endemik Bitki Türleri

Endemik türler üzerindeki potansiyel etkiler arasında, inşaat faaliyetleri sırasında tür bireylerinin ve tür

topluluklarının zarar görmesi veya yok olması ile Proje inşaatı sonucu olarak bu türleri destekleyen habitatların

kalıcı bir şekilde yok olması sayılabilir. Ayrıca, zemin şartları, drenaj değişiklikleri, kirlenme ve hava kirliliği,

toprakların ve habitatların bozulmasına neden olurken, yüksek oranda insan varlığı da endemik bitki türlerine

zarar verebilir ya da yok olmasına neden olabilir.

Page 40: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-40

4.7.12 Memeliler

Memeliler üstündeki potansiyel etkiler arasında, habitatların veya bunların bağlı olduğu özelliklerin zarar

görmesi, av hayvanlarının zarar görmesi, arazi kaybı ve arazi değişiklikleri, arazi kaybı nedeniyle bireyler

arasında artan rekabet, insan varlığı nedenli rahatsızlıklar, yolda yatan hayvan leşleri ve artan avlanma

süreçleri nedeniyle türlere verilen doğrudan zararlar sayılabilir. Ayrıca, Projeden dolayı daha önce

kullanılmayan alanları da imara açılabilir; bu durum bu türlerin bağlı bulunduğu habitatlarda daha büyük

kayıplara neden olabilir.

4.7.13 Amfibiler ve Sürüngenler

Amfibi ve sürüngenlerin üzerindeki etkiler, memeliler üzerindeki etkilerle benzer olacaktır. Ayrıca, su kalitesi ve

drenaj yapısındaki değişiklikler nedeniyle sulak alanların yok olması veya bu sulak alanlar üzerinde olumsuz

etkiler ortaya çıkabilir.

4.7.14 Diğer Kara Türleri

Diğer türler, omurgasızları (örneğin kelebekler) ve olası balık türlerini içermektedir. Omurgasızlar, habitatlarına

bağlı olduğu için, bu alanların göreceği kayıp veya zararlar, omurgasızların sayısını bütünüyle etkileyecektir.

Balıklar, genel olarak alanda düşük olan su kalitesine bağlı oldukları için, balıklar üzerine olası etkiler habitat

kaybı, su kalitesinin değişmesi ve drenaj sorunları olacaktır.

4.7.15 Deniz Memelileri

Karadeniz’de iki adet yunus ve bir adet domuz balığı türü bulunmakla birlikte bunlar inşaat çalışmalarından

doğrudan etkilenebilecektir. Ayrıca sualtı gürültüsü, titreşimi ve avlanan balık türlerinin üzerindeki dolaylı

etkiler, bu türlerin davranış ve beslenme başarısını da değiştirebilecektir.

4.7.16 Deniz Balıkları

Karadeniz’de birçok balık türü bulunmakta ve bunlar kıyı bölgelerinde yoğunlaşma eğilimi gösterdikleri için,

Boğaziçi’nde bulunabilmektedirler. Deniz memelileri gibi bu balıklar da inşaat çalışmalarından doğrudan ya da

sualtı gürültüsünden, titreşimden ve avlanan balıklar üzerindeki dolaylı etkilerden etkilenebileceklerdir.

4.8 Etki Azaltma Önlemleri

4.8.1 Genel Bakış

Bu bölüm, ekoloji ve biyoçeşitlilik üzerindeki potansiyel inşaat ve işletme etkilerine karşı Proje için

uygulanacak veya uygulanması gereken etki azaltma önlemlerini özetlemektedir.

Değerlendirme sürecinde, etkilerin değerlendirilmesi sürecinden önce, bütün etki azaltma önlemleri

geliştirilmekte ve karara bağlanmaktadır. Bu, proje etkilerine dair gerçekçi ve kontrollü bir değerlendirme

sağlamak amacıyla, kalıcı etkilerin önemi değerlendirilirken etki azaltma önlemlerinin de hesaba katılmasını

mümkün kılacaktır. Böyle bir etki azaltma, genellikle Müşteri tarafından yapılan özel tasarım unsurları veya

taahhütlerine dâhil edilmektedir. Bu unsurlar, 36 viyadük, üç yol tüneli ve güzergâh üzerinde inşa edilecek bir

adet ekolojik köprüyü içermektedir (yerleri için bkz. Şekil 2.2). Bunlar, belirli yerlerde yolun üstünde veya

altında, habitatların birbirine bağlı olmasını sağlayacaktır. Ayrıca, bir dizi önemli güzergâh hattı yeniden

çizilmiş olup; bu durum, parçalanma ve bölünme sorunlarını en aza indirerek habitatlar üzerinde faydalı bir

etkiye yol açacaktır.

Page 41: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-41

Bu değerlendirmede bazı durumlarda etki azaltma çalışmaları için tavsiyelerde bulunulmuş ve bu tür bir etki

azaltma işleminin ICA tarafından uygulanacaktır. Bütün etki azaltma önlemleri, ÇSEP (Çevresel ve Sosyal

Eylem Planı)’da da özetlenmektedir. Aşağıdaki bölümler, yukarıda tanımlanan ekolojik ve biyoeşitlilik

reseptörlerine ilişkin önerilen veya kararlaştırılan etki azaltma çalışmalarını ortaya koymaktadır.

4.8.2 Mevzuat Tarafından Korunan Alanlar

İnşaat etkileriyle bağlantılı olarak alınacak temel önlem, sahanın çalışmaya uygun hale getirilmesi, malzeme

kullanımı ve depolaması, atık yönetimi ve boşaltım alanı ve kirlilik gibi inşaat faaliyetlerinin uygun bir şekilde

kontrol edilmesini sağlayacaktır.

İnşaat için bitkilerin tasfiye edildiği yerlerde yok olan habitatların benzer şekilde yenilenmesi için büyük çaba

harcanmalıdır. Buna, aynı türden ve tercihen aynı kökenden gelen ağaçların dikilmesi de dâhildir. Kredi

kuruluşları, kaybedilen ağaçların yerlerine yenilerinin dikilmesi için dörde bir oranının uygulanmasını gerekli

kılmıştır. Mümkün olan yerlerde, açık tünellerin yeniden bitkilendirilmesiyle ekolojik bağlantı sürdürülmeli ve

yeniden düzenlenmelidir; bu durum, viyadüklerin altında ve bazı noktalarda özel tasarlanmış ekolojik

köprülerin inşa edilmesiyle habitatların bağlantısı geliştirilecektir.

Ayrıca, yaşlı ormanlık alanlar gibi özellikle hassas ve önemli habitatları, çitle çevrilip özel korumaya

alınmalıdır. Bu durumlarda, yakındaki genç ormanlık alanlar daha farklı yönetilmelidir; böylelikle, ağaç kesme

ve yıkma işlemleri azaltılacak ya da yapılmayacak ve bu alanların, Belgrad ormanında geriye kalan yaşlı

ormanlık alanlarla bağlanarak doğal yollardan yaşlı ormanlara dönüşmesine olanak sağlanmış olacaktır.

Uzun vadede ise, bu mevzuat tarafından korunan alanlarda yapılacak imarın, habitatların entegrasyonu ve

bağlantısının tehlikeye atmayacak şekilde yapılması için belirgin bir kılavuz kullanılmalıdır. Ancak bu düzeyde

bir etki azaltma işlemi, ICA’nın sorumluluk alanını aşmaktadır.

4.8.3 Mevzuat Tarafından Korunmayan Hassas Alanlar

Aynı etki azaltma önlemleri, resmi olarak korunmayan hassas alanlar için de mevcuttur. ÇSEP’te tanımlandığı

gibi, iyi bir inşaat yönetimi beklenmektedir. Yoğun olarak kullanılmayan doğal ormanların bulunduğu Kuzey

Boğaziçi ÖBA’sında, Carpinus betulus-Quercus Gürgen-Meşe ormanı, Carpinus-Fagus – Gürgen-Kayın

ormanı, ve Alnus glutinosa-Carpinus – Kızılağaç-Gürgen ormanları gibi yaşlı ancak yoğun bir şekilde

yönetilmeyen önemli ormanlar bulunmaktadır. Aşağıdaki uzun dönemli etki azaltma ve yönetim önlemlerine

gerek duyulacaktır:

Yaşlı ormanlık habitatların ve ağaçların mümkün olduğunca korunması;

Ağaç dikimi/nakli için bu alanlardan tohum ve fide toplanması;

Yeniden yaşlı ormanlara dönüşüp ekolojik değerlerini artırmalarına olanak sağlamak için yakında

bulunan baltalık veya yoğun bir biçimde kullanılan meşe ormanlarına ilişkin ormancılık yönetiminin

değiştirilmesi;

Daha yaşlı ormanların ortaya çıkmasına olanak sağlamak için, büyük ağaçlık alanlarda ağaç

kesiminden uzak durulması veya azaltılması;

Habitatların çeşitliliğini artırmak ve omurgasızlar için habitatlarını geliştirmek adına, yıkılan ağaçların

doğaya karışması için bırakılması;

İğne yapraklı ve yerli olmayan ağaçların bir kısmının ya da tamamının kesilmesi ve yerlerine yörede

yetişen geniş yapraklı tohum ve fidelerin dikilmesi;

Çalılık habitatların doğal yollardan yerini alması gibi, mümkün olan yerlerde doğal yenilenmeye olanak

sağlanması;

Tarımsal veya diğer arazilerde; örneğin, çalılık habitatlarında veya orman güllerinin (fundagiller

familyasından) ya da diğer istilacı türlerin egemen olduğu yerlerde yeni ağaçlık alanların yaratılması;

Page 42: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-42

İnşaat faaliyetleri ile ilgili bütün peyzaj çalışmalarının mümkün olan en sorunsuz şekilde yerel peyzaj

düzenlemesi ile şekillendirilmesinin ve tohumlama için sadece yerel türdeki ağaçların ve bitkilerin

kullanılmasının güvence altına alınması;

Habitatların viyadük altında, tünel üstünde ve ekolojik köprüler aracılığıyla birbirine bağlanmasını

sağlamak;

Özellikle yaşlı ormanlık alanların kalıntıları konusunda, bir habitat koridoru ağı yaratmak için

birbirinden ayrı habitatların birbirine bağlanmasını sağlamak.

Diğer önemli mevzuat tarafından korunmayan hassas habitatlar arasında, Esenler’e yakın bir noktada,

kuzeybatı İstanbul’un inişli-çıkışlı tepelerinde yer alan kireç taşı meralarının geriye kalan son parçaları, mostra

veren kaya ve kuru asit karakterli fundalık meralarını içeren Batı İstanbul Meraları ÖBA sayılabilir. Başlıca etki

azaltma çalışmaları, buradaki altyapı etkisini en aza indirmek ve inşaat makineleri ve diğer insan faaliyetlerinin

neden olacağı zararları önlemek için açık fundalık meraları erişimin kısıtlanmasını güvence altına almak için

yapılacaktır.

4.8.4 İğne Yapraklı Ağaçlıklar

İğne yapraklı ağaçlık, insan yapımı olup kolayca yenilenebildiği için, inşaata ilişkin genel azaltma işlemi

izlenmelidir. Bu habitatların yenilenmesi, işletme aşamasında yürütülecektir.

4.8.5 Geniş Yapraklı Ağaçlıklar

Geniş yapraklı ağaçlıklar için önlemler, yukarıda tarif edilen resmen korunmayan habitatlarla aynı şekilde

olacaktır. Yaşlı ormanlık alanlar bir yana, geniş yapraklı ağaçlık alanların büyük bir kısmı, baltalık yönetim

rejimi altındadır; bu, yaşlı kütükler tutulsa da, 20 yıllık ağaçların kesildiği anlamına gelmektedir. Bu ağaçlıklar,

önemli düzeyde yaşlı ağaçlara sahip olmadığı için, kolaylıkla yenilenebilecektir.

4.8.6 Fundalık

Bu habitat, Batı İstanbul Meraları ÖBA’sını içermektedir; aynı etki azaltma işlemi, yukarıda ele alındığı şekilde

burada da uygulanacaktır.

4.8.7 Göletler, Akarsular ve Sulak Alan ve Deniz Habitatları

Su kütleleri ve akarsularla ilgili standart inşaat etki azaltma önlemlerinin alınmasının nedeni, akışın kontrol

edilmesini, sedimanın bu tür habitatlara girmemesini ve kirliliğin önlenmesini güvence altına almaktır. İnşaat

sırasında, uygun çevresel yönetim önlemlerinin devreye sokulması gerekecektir. İşletme sırasında ise, yoldan

ve diğer altyapı noktalarından gelen kirli su akışını önlemek için, tasarımda yeterli bir drenaj sistemine de yer

verilmelidir.

4.8.8 Diğer Habitatlar

İnşaat yönetimine ilişkin etki azaltma işlemi izlenmelidir. İşletme aşamasında, bu habitatların yenilenmesine

gerek duyulmayacaktır.

4.8.9 Endemik Bitki Türleri

Güzergâha ilişkin ayrıntılı bir araştırma yürütmek ve gerektiği şekilde koruma altına almak ve/veya taşımak

için güzergâh üzerinde bulunan her endemik bitkiyi tanımlamak kullanışlı bir yöntem değildir. Bu nedenle,

temel etki azaltma önlemi olarak vejetasyonun sahadan uzaklaştırılması sırasında, sahip olduğu tohumların

yaşamasını ve toprağın, endemik olanlar da dâhil, yerli bitkilerin kendilerini doğal yollardan yenileyebilecekleri

Page 43: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-43

bir şekilde korunması, saklanması ve yeniden kullanılmasını mümkün kılacak şekilde yapılması tavsiye

edilmektedir. Ayrıca, özellikle ÖBA gibi listelenen önemli habitatlar, mümkün yerlerde ve yukarıda ele alındığı

şekilde korunmalıdır.

4.8.10 Memeliler

Sahanın çalışmaya uygun hale getirilmesi sırasında hayvanların alandan uzaklaştırılmasına dikkat edilmelidir.

Avcılık ve diğer faaliyetlere izin verilmeyecektir. Hayvanlar için zararlı olan bütün maddeler ve kirleticiler,

güvenli bir şekilde sahada toplanacak ve kirlilik önlenecektir.

Habitatların bağlantısı ve habitat ağının sürdürülmesi, ağaç dikimi ve çevre düzenlemesi ile teşvik edildiği

varsayıldığı için, bölgedeki memeli türleri açısından arazi kayıplarının ve potansiyel arazi bölünme sorunlarının

azaltılmasına yardımcı olacaktır. Gerekli olan yerlerde, hayvanlar için yol altgeçitleri ve diğer güvenli geçiş

alanları tasarlanmalıdır.

4.8.11 Amfibiler ve Sürüngenler

Amfibiler ve sürüngenler ve su habitatlarının korunmasıyla ilgili alınacak önlemler, yukarıda memeliler için

verilen önlemleri içerecektir.

4.8.12 Diğer Türler

Omurgasızlar gibi diğer türler için temel önlem, ağaç dikme, yerel kökenden tohum ve fide kullanımı ve

habitatların bağlantısının canlandırılması ile uygun habitatları yenilemek ve sürdürülmesini sağlamaktır.

4.8.13 Deniz Memelileri

Temel etki azaltma önlemi, bu türler üzerindeki doğrudan etkileri önlemek için yapılacaktır. Bu yüzden, deniz

kıyısı çevresindeki çalışmalar sırasında, yunuslar ve muturlar izlenmeli ve bu türlerin zarar görmesinin veya

gereksiz yere rahatsız edilmesinin önüne geçmek için önlemler alınmalıdır.

4.8.14 Deniz Balıkları

Akışın kontrol edilmesini ve sedimanın balıkların habitatlarına girmemesini ve kirliliğin önlenmesini güvence

altına almak için, inşaat süresince su ile ilgili standart önlemler uygulanmalıdır. İnşaat sırasında, uygun

çevresel yönetim önlemlerin devreye sokulması gerekecektir. İşletme süresince yollardan ve diğer yapılardan

kaynaklanan kirlenmiş yüzey akışını yüzey sularının karışmasını engelleyecek drenaj sisteminin tasarıma

eklenmesi gerekecektir.

4.9 Kalıcı Etkiler

4.9.1 Etkilerin Özeti

Aşağıdaki Tablo 4.15’te, bütün ekolojik reseptörler üzerinde etki azaltma çalışmalarından sonra bile devam

edecek olan kalıcı etkilerle ilgili bir özet yer almaktadır. Kalıcı etkilerin değerlendirilmesinde, reseptörlerin

değeri (bkz. Tablo 4.13) ve alınacak önlemlerin verimliliği hesaba katılmaktadır. Bu değerlendirmede, ICA’nın

kontrolü dışında gelecekte ortaya çıkacak imar baskısının (şehrin genişlemesi, imara açılması) hesaba

katılmadığına dikkat edilmelidir.

Page 44: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-44

Tablo4-15 Kalıcı Etkilerin Özeti

Ekolojik Reseptör Değer Projeye olan

Uzaklık

Açıklamalar Kalıcı

Etki(Önleml

er alındıktan

sonra) Mevzuat Tarafından Korunan Alanlar

Şamlar Tabiat Parkı Orta 880 m Proje güzergâhı üzerinde veya yakınında değildir ve doğrudan etkilenmeyecektir.

İhmal Edilebilir

Sarıyer Feneryolu

Yaban Hayatı

Geliştirme

Sahası(YHGS)

Orta Doğrudan Güzergâh üzerinde

Bu saha proje güzergâhı nedeniyle bölünecek olup ve işlevi geyikleri avcılıktan korumaktır. Güzergâhın yaklaşık 2.673 m’si bu sahadan geçmektedir.

Düşük

Belgrad Muhafaza

Ormanı Yüksek

Doğrudan

Güzergâh

üzerinde

(Avrupa

yakası)

Ormanın bazı alanları yok olacak,

bölünecek ve başka etkiler yaşanacaktır.

Ancak ağaç dikimi gibi önlemler, etkinin

seviyesini düşürse de, etki yine de önemli

olacaktır. Güzergâhın yaklaşık 1.837 m’si

bu alandan geçmektedir.

Orta

Elmalı Bendi

Muhafaza Ormanı Yüksek

Doğrudan

Güzergâh

üzerinde

(Anadolu

yakası)

Ormanın bazı alanları yok olacak,

bölünecek ve başka etkiler yaşanacaktır.

Ancak ağaç dikimi gibi önlemler, etkinin

seviyesini düşürse de, etki yine de önemli

olacaktır. Güzergâhın yaklaşık 1.483 m’si

bu alandan geçmektedir.

Orta

Piknik Alanları (8

nokta tanımlanmıştır) Düşük Çeşitli

Bu tür alanlar, zarar görürse veya tehlike altına girerse kolayca yenilenebilmektedir.

Düşük

Mevzuat Tarafından Korunmayan Hassas Alanlar

Ağaçlı Kumulları

ÖBA Yüksek 1.200m

Proje güzergâhı üzerinde veya yakınında değildir ve doğrudan etkilenmeyecektir.

Düşük

Kuzey Boğaziçi ÖBA Yüksek Doğrudan Güzergâh üzerinde

Ormanın bazı alanları yok olacak,

bölünecek ve başka etkiler olacaktır. Ancak

ağaç dikimi gibi önlemler, etkinin seviyesini

düşürse de, etki yine de önemli olacaktır.

Orta

Kilyos Kumulları

ÖBA Yüksek 350m

Proje güzergâhı üzerinde veya yakınında değildir ve doğrudan etkilenmeyecektir.

İhmal Edilebilir

Ömerli Havzası ÖBA Yüksek 1.000m Proje güzergâhı üzerinde veya yakınında değildir ve doğrudan etkilenmeyecektir.

İhmal Edilebilir

Boğaziçi Önemli Kuş

Alanı (ÖKA) Yüksek

Güzergâhın çaprazından geçmektedir

Bazı habitat kayıpları ve aydınlatma etkileri yaşanacaktır, ancak inşaat çalışmaları ve güzergâhın işletilmesi bu ÖKA’yı önemli derecede etkilemeyecektir. Genellikle köprü gibi yapılara çarpmadıkları için köprü inşaatı göçmen kuşlar için engel oluşturmayacaktır.

Düşük

Page 45: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-45

Ekolojik Reseptör Değer Projeye olan

Uzaklık

Açıklamalar Kalıcı

Etki(Önlemler

alındıktan sonra)

Batı İstanbul Meraları

ÖBA Yüksek

Doğrudan Güzergâh üzerinde

Habitatların bazı bölümleri yok olacak,

bölünecek ve diğer etkiler olacaktır. Bir

orman olmamasına rağmen, uluslararası

düzeyde tanınmış önemli ve nadir bir

habitattır. Ancak çeşitli imar çalışmaları

nedeniyle ciddi baskı altındadır ve yakın

gelecekte yok olma tehlikesiyle karşı

karşıya kalacaktır. Kuzey Boğaziçi ÖBA ile

aynı kriterleri taşıdığı için, bu habitat

üzerindeki kalıcı etkiler genel olarak orta

düzeydedir.

Orta

Habitatlar

İğne Yapraklı

Ağaçlıklar Düşük

Doğrudan Güzergâh üzerinde

Ekolojik açıdan eşsiz veya yenilenmesi zor olmayan geniş iğne yapraklı ağaçlıklar.

Düşük

Geniş Yapraklı

Ağaçlıklar Orta

Doğrudan Güzergâh üzerinde

Ormanın bazı alanları yok olacak, bölünecek ve diğer etkiler olacaktır. Ancak ağaç dikimi gibi önlemler, etkinin seviyesini düşürse de, etki yine de önemli olacaktır.

Düşük-Orta

Karışık Ağaçlık Orta Doğrudan Güzergâh üzerinde

Kolaylıkla yenilenebilecek karışık ağaçlıklarıdır.

Düşük

Yaşlı Ağaçlık Yüksek Doğrudan Güzergâh üzerinde

Habitatın bazı bölümleri yok olacak, bölünecek ve diğer etkiler olacaktır. Bu değerlendirmede ICA’nın kontrolü dışında gelecekte gelişecek imar baskılarının hesaba katılmadığına dikkat edilmelidir.

Orta

Fundalık Yüksek Doğrudan Güzergâh üzerinde

Habitatın bazı bölümleri yok olacak, bölünecek ve diğer etkiler olacaktır.

Orta

Göletler, akarsular ve

sulak alanlar Düşük

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya yakınında

Su kalitesi genel olarak düşüktür. Düşük

Deniz Habitatları Düşük

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya yakınında

Bu habitatta geçici olarak çok sınırlı bir zarar yaşanacaktır.

Düşük

Yoğun ve Yayılmış

Çalılıklar

Düşük Doğrudan Güzergâh üzerinde

Güzergâh üzerinde bu tür habitat grupları vardır. Genel.

Düşük

Islah edilmiş Meralar Düşük Doğrudan Güzergâh üzerinde

Verimsiz mera türleri.Genel. Düşük

Yapılar İhmal

Edilebilir Güzergâh yakınında

Yarasa ve kuş yuvaları.Genel. Düşük

Page 46: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-46

Ekolojik Reseptör Değer Projeye olan

Uzaklık

Açıklamalar Kalıcı

Etki(Önlemler

alındıktan sonra)

Tarımsal Habitatlar İhmal

Edilebilir

Doğrudan Güzergâh üzerinde

Tarımsal arazi aşırı derecede değişikliğe uğramıştır.

Düşük

Türler

Endemik Bitkiler Orta

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya yakınında

Doğal yenilenme ve eski haline gelme gibi toprakların/tohum bankalarının muhafaza edilmesi ve toprakların yeniden kullanımı gerçekleştirilebilir

Düşük

Memeliler Orta

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya yakınında

Habitatların birbirine bağlanması yolu ile habitat yaratılması ve bölünmenin azaltılması etkileri azaltacaktır.

Düşük

Amfibiler ve

Sürüngenler Orta

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya yakınında

Habitatların birbirine bağlanması yolu ile habitat yaratılması ve bölünmenin azaltılması etkileri azaltacaktır.

Düşük

Omurgasızlar

(kelebekler) Düşük

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya yakınında

Habitatların birbirine bağlanması yolu ile habitat yaratılması ve bölünmenin azaltılması etkileri azaltacaktır.

İhmal Edilebilir

Deniz Memelileri Orta

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya yakınında

Kolaylıkla Karadeniz’e ulaşabilecekleri için yunuslar ve muturlar, çalışmalardan uzaklaşacaklardır.

Düşük

Deniz Balıkları Orta

Doğrudan güzergâh üzerinde

veya yakınında

Alanda önemli deniz balığı popülasyonları ve bu popülasyonlar üstünde önemli bir etki olmayacaktır.

Düşük

4.9.2 Önemli Etkiler

Önlemlerin alınmasından sonra, aşağıdaki reseptörler için önemli etkiler (orta) devam etmektedir.

Belgrad Muhafaza Ormanı (geniş yapraklı ve yaşlı ağaçlıklar dâhil).

Elmalı Bendi Muhafaza Ormanı (geniş yapraklı ağaçlık dâhil)

Kuzey Boğaziçi ÖBA (Belgrad ormanı, geniş yapraklı ağaçlık dâhil)

Batı İstanbul Meraları ÖBA (fundalık habitatlardan oluşmaktadır)

4.10 Özet

Proje alanında bulunan ekoloji ve biyoçeşitlilik üzerindeki etkilerini tespit etmek için ekolojik bir değerlendirme

yapılmıştır. Ön bilgiler, hem güzergâh koridorunda hem de koridorun çevresinde yer alan habitatları ve türleri

Page 47: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-47

hakkında bilgi sağlayan bir masa başı çalışmasına dayandırılmıştır. Alan araştırmaları ise, Mart ve Nisan

2013’te yapılmıştır.

Çalışma sonucunda, Proje hattında ve çevresinde Milli Parklar Kanunu’na göre, milli park, tabiat anıtı veya

tabiatı koruma alanı bulunmadığını tespit edilmiştir. Ancak İstanbul’un Avrupa ve Anadolu yakasında

Proje’den etkilenebilecek bir dizi Tabiat Parkı bulunmaktadır. Projeye en yakın uzaklıktaki tabiat parkı ise,

Avrupa yakasında, güzergâhın yaklaşık 880 m batısında yer alan Şamlar Tabiat Parkı’dır.

Ayrıca, güzergâhın yaklaşık 2,8 km’si, doğrudan Avrupa yakasında Sarıyer Fener Yolu’nda bulunan bir Yaban

Hayatı Geliştirme Sahası’ndan (YHGS) geçecektir ve güzergâhın yaklaşık 5,5 km’sinin geçtiği Polonezköy

çevresinde 2012-2013 dönemi MAK kararlarına göre, avcılığın yasaklandığı bir alan da bulunmaktadır.

Proje sahası ve çevresinde Orman Kanunu’na göre, tohum meşceresi ve biyogenetik koruma alanları (gen

sahaları) bulunmamaktadır. Ancak güzergâh üzerinde bazı muhafaza ormanları, tohum bahçesi ve kent

ormanı ve piknik alanı gibi mesire yerleri bulunmaktadır. Bunlar, şu şekildedir:

Belgrad Muhafaza Ormanı: Güzergâh, İstanbul’un Avrupa yakasında yer alan ormanın kuzey

sınırından geçmektedir.

Elmalı Bendi Muhafaza Ormanı: Güzergâhın bir bölümü, Anadolu yakasında yer alan bu ormandan

geçmektedir.

Kuzey Boğaziçi ÖBA (Belgrad ormanı dâhil)

Diğer alanlar ise şöyledir: Reşadiye ve Alemdağ Nişantepe arasında yer alan bir Tohum

Bahçesi;mevcut İstanbul Otoyolu (E-80) yakınlarında, Ümraniye’de bir kent ormanı; ve çeşitli piknik

alanları.

Güzergâhın büyük bir bölümü (yaklaşık 35 km), boğaz boyunca Avrupa yakasından Asya yakasına uzanan

Boğaziçi Önemli Doğa Alanı (ÖDA) üzerinden geçmektedir. ÖDA, kıyı şeridinde kumullar, kayalar, maki

toplulukları, meralar, ormanlar ve göller gibi büyük çeşitlilik içeren habitatlardan oluşmaktadır. Ayrıca alan,

boğazın batı ve doğu yakasındaki ormanlık alanlarda bir Önemli Bitki Alanı da (ÖBA) içermektedir. Bu KBÇA

içinde, nadir bitki türlerini destekleyen birtakım hassas habitatları bulunurken, bu alanların bazıları ÖBA olarak

tanımlanmıştır.

Diğer bir ÖDA ise, Avrupa yakasında yer alan Batı İstanbul Meraları ÖDA’dır. ÖDA’nın toplam alanı, güneyde

Bağcılar ve kuzeyde Pirinççi arasında 9.612 hektardır. Esenler’e yakın bir noktada, bu bölgede yer alan Batı

İstanbul Meraları ÖBA, kuzeybatı İstanbul’da bulunan geriye kalan son kireçtaşı, mera parçaları, mostra veren

kaya ve kuru asit karakterli çalılık meralardan oluşmaktadır. Bir orman olmamasına rağmen, uluslararası

düzeyde tanınmış önemli ve nadir bir habitatdır. Ancak çeşitli imar çalışmalarından dolayı ciddi basınç

altındadır ve yakın gelecekte yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kuzey Boğaziçi ÖBA ile aynı kriterleri

taşıdığı için, bu habitat üzerindeki kalıcı etkiler, genel olarak orta düzeydedir.

60,5 m genişliğindeki Proje inşaat koridoru içinde, yaklaşık 345 hektarlık meşe egemen ormanı yok olacaktır.

Buna, yaklaşık 9,35 hektarlık doğal meşe ormanı da dâhildir. Ayrıca, yaklaşık 284 hektar iğne yapraklı ağaçlık

ve akasya, ıhlamur ve söğüt gibi türlerin hâkim olduğu 112,5 hektarlık bir diğer ağaçlık da yok olacaktır.

Aşağıdaki hususları yerine getirmek için, önemli etki azaltma önlemlerine gereksinim duyulacaktır:

Yaşlı ormanlık habitatların ve ağaçların mümkün olduğunca korunması;

Ağaç dikimi/nakli için bu alanlardan tohum ve fide toplanması;

Yeniden yaşlı ormanlara dönüşüp ekolojik değerlerini artırmalarına olanak sağlamak için yakında

bulunan baltalık veya yoğun bir biçimde kullanılan meşe ormanlarına ilişkin ormancılık yönetiminin

değiştirilmesi;

Page 48: 4.0 EKOLOJİ VE BİYOÇEİTLİLİK...İlgili yerlerde korunan alanlar ve özellikler hesaba katılmıtır. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı ve çevresinde

AECOM Rapor Çevre

ÇSED, 2 Ağustos 2013, Final Rapor

4-48

Daha yaşlı ormanların ortaya çıkmasına olanak sağlamak için, büyük ağaçlık alanlarda ağaç

kesiminden uzak durulması veya azaltılması;

Habitatların çeşitliliğini artırmak ve omurgasızlar için habitatları geliştirmek adına, yıkılan ağaçların

doğaya karışması için bırakılması;

İğne yapraklı ve yerli olmayan ağaçların bir kısmının ya da tamamının kesilmesi ve yerlerine yörede

yetişen geniş yapraklı tohum ve fidelerin dikilmesi;

Çalılık habitatlarının doğal yollardan yerini alması gibi, mümkün olan yerlerde doğal yenilenmeye

olanak sağlanması;

Tarımsal veya diğer arazilerde; örneğin, çalılık habitatlarında veya orman güllerinin (fundagiller

familyasından) ya da diğer istilacı türlerin egemen olduğu yerlerde yeni ağaçlık alanların yaratılması;

İnşaat faaliyetleri ile ilgili bütün peyzaj çalışmalarının mümkün olan en sorunsuz şekilde yerel peyzaj

düzenlemesi ile şekillendirilmesinin ve tohumlama için sadece yerel türdeki ağaçların ve bitkilerin

kullanılmasının güvence altına alınması;

Habitatların viyadük altında, tünel üstünde ve ekolojik köprüler aracılığıyla birbirine bağlanmasını

sağlamak;

Özellikle yaşlı ormanlık alanların kalıntıları konusunda, bir habitat koridoru ağı yaratmak için

birbirinden ayrı habitatların bağlanmasını sağlamak.

Proje inşaatı nedeniyle kaybedilen habitatların hesaplanmasına göre, toplamda 345 hektar meşe ormanı

kaybolacağı için, bu türden bir habitat kaybını telafi etmek gerekmektedir. Bu toplam içinde, 9 hektarın biraz

üstündeki bir alan, kaybedilecek yaşlı ormanlık alan olup bu alanın yakındaki mevcut baltalık meşe yoğunluklu

ağaçlık alanda tercihen yönetimsel değişikliklerle yenilenmesi gerekmektedir. Ayrıca, 284 hektar iğne yapraklı

bölge ile birlikte, diğer baskın ağaç türlerini (akasya, ıhlamur, söğüt) içeren başka bir daha düşük yoğunluklu

112,5 hektar habitat da kaybedilecektir. Bu, toplamda 740 hektar meşe ve iğne yapraklı yoğunluklu bir alana

işaret etmektedir.

Ağaç yoğunluğu büyük oranda değişiklik gösterebileceği için, ormanlık bir habitatın temizlenmesi sırasında

kaybedilecek ağaçların gerçek miktarını hesaplamak da çok zor olacaktır. Ancak Proje inşaatı nedeniyle

kaybedilecek ağaçları telafi etmek için, uygulanacak yeni ağaç dikimi açısından, dörde bir oranı tavsiye

edilmektedir. Ormanlık habitat kayıplarına yönelik etki azaltma çalışmalarına ilişkin ayrıntılar, ÇSEP’in

Ağaçlandırma Planı ekinde yer almaktadır.