1

HALKEVLERİ EĞİTİM HAKKI MECLİSİ

EĞİTİM HAKKI RAPORU VIII

1 KASIM – 1 ARALIK 2013

Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisleri olarak, 2012-2013 eğitim-öğretim yılının ilk ayından başlayarak, bulunduğumuz tüm il ve ilçelerde, tek tek okulları gezerek veli, öğretmen ve öğrencilerin katılımı ile doldurduğumuz Okul Durum Raporları’nın sonuçlarını ve eğitim alanında gündem taramasını içeren Eğitim Hakkı Raporu’nun sekizincisini yayınlıyoruz. Bu rapor 2013-2014 eğitim-öğretim yılı Kasım ayını içeren taramadan oluşuyor.

Amacımız eğitimde yaşanan sorunların, temel ekseni gericileştirme ve piyasa mekanizmalarına bağlama olarak şekillenen eğitim alanına dönük saldırıların görünür kılınmasını sağlamak, alanın bilgisini eğitim hakkı mücadelesinin bilgisine çevirmektir.

Sizler de eğitim alanında yaşadığınız, gördüğünüz sorunları, mücadeleleri, talepleri bizimle paylaşabilir, rapor çalışmasına katkı sunabilirsiniz. Rapora dair her tür eleştiri ve öneriyi duymak çalışmayı güçlendirecektir.

Önceki raporlara ulaşmak için:

http://www.halkevleri.org.tr/dosyalar/egitim-hakki-raporlari

İletişim:

www.halkevleri.org.tr

bilgi@halkevleri.org.tr

https://twitter.com/egitimhakkimcls

https://www.facebook.com/Halkevleri

0 212 245 82 65 - 0 312 419 27 17

2

İçindekiler

Giriş ........................................................................................................................................... 3

A. Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisleri Okul Durum Raporları Sonuçları ........................ 4

B. Eğitimde Yıkım 4+4+4 İle Sürüyor .................................................................................... 9

C. Eğitimde Gerici Politika ve Uygulamalar Sürüyor ........................................................ 11

D. Piyasacı ve Gerici Politikaların Hedefinde Eğitim ve Bilim Emekçileri Var .............. 20

E. Mücadele Sürüyor: Eğitim Sisteminin Mağduru Değil Eğitim Hakkı Mücadelesinin Öznesiyiz ................................................................................................................................. 23

3

GİRİŞ

1 Kasım-1 Aralık tarihleri arasında okullarda yaptığımız denetimler sonucu ve genel olarak eğitim alanında yaşananların takibinden oluşan Eğitim Hakkı raporunu eğitim alanında büyük tartışmaların, kavgaların yaşandığı bir dönemde yayınlıyoruz. Bu tartışma bilindiği gibi dershanelerin kapatılıp kapatılamayacağına dair sürdürülen iktidar içi bir kavgadır. Kavganın nedenlerinden biri herkes tarafından da görüldüğü gibi iktidarda içi pay kapma mücadelesidir. Yıllar yılı halkla sistem arasında süren mücadelenin alanı olan eğitim artık egemenler arasındaki kavganın da zeminlerinden biri haline gelmiştir. Diğer yandan bu tartışma aynı zamanda eğitim alanına dönük büyük bir ticarileştirme atağının adımlarıdır. AKP özel okulların yaygınlaştırılması için akılları zorlayan bir teşvikçilik sergilemektedir. Dershanelerin özel okullara dönüşebilmesi için neredeyse karşılıksız krediler, okullaşamayacaklara açık liseye dönüşme şansı, öğretmenleri kadroya alma vaadi gibi birçok vaat dershane sahiplerine sunulmaktadır. Ve en nihayetinde geçtiğimiz günlerde cemaatle AKP arasında şimdilik bir uzlaşmanın olduğu görülmektedir. Ancak bilinmektedir ki iki tarafın da eğitim konusunda düşündükleri, hedefleri birbiriyle paraleldir. Eğitimin ticarileştirilmesi, özel okullaşma, eğitimin içeriğinin daha fazla dinselleştirilmesi kavga eden tarafların ortak paydalarıdır. Bu nedenle bu türlü tartışmalardan çıkacak sonuçlar milyonlarca öğrencinin, onların velilerinin, eğitim emekçilerinin yararına olmayacaktır.

Kasım ayında bu tartışmaların örttüğü bir başka gerçek eğitim alanının her bir noktasında yaşanan yıkımdır. Eğitime yeteri kadar ayrılmayan pay, yetersiz temizlik görevlileri okullarımızda ciddi temizlik sorunları ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Meclise sunulması düşünülen 2014 eğitim bütçesi taslağı iktidarın bu durumu düzeltmeye niyetinin olmadığını göstermektedir.

Bunun yanında eğitim öğrencilerin, öğretmenlerin can güvenliğine dair tehlikelerin arttığı bir alan haline gelmiştir. Eğitim emekçilerine dönük artan şiddet haberleri tedirgin edicidir. 24 Kasım’da öğretmenlere dönük şiddetin bizzat AKP tarafından uygulandığını düşündüğümüzde bu artışın hangi sebeplere bağlı olarak arttığını görebiliriz. Bunun yanında birçok yerde yaşanan servis kazalarında onlarca öğrenci yaralanmıştır. Bu kadar çok kazanın yaşanması tesadüf değildir.

Bunların yanında başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bir çok AKP’linin baskıcı, ayrımcı, gerici söylemleri genelde eğitim alanı ve öğrenciler üzerinden yapılmaktadır. Bunun tehlikeli bir politika olduğu ortadadır. “Kızlı-erkekli” tartışması başlar başlamaz, öğrenci evlerine dönük ihbarlar başlamış, öğrencilerin üzerindeki baskı ortamı artmıştır. Ardından karma eğitimi hedef alan açıklamalar tartışmanın ve uygulamaların nereye gidebileceğini göstermektedir.

Bu tabloyu değiştirebilmenin tek yolunun ise parasız, bilimsel, anadilinde eğitimden yana olanların vereceği mücadele olduğu açıktır.

HALKEVLERİ EĞİTİM HAKKI MECLİSLERİ

4

A. HALKEVLERİ EĞİTİM HAKKI MECLİSLERİ OKUL DURUM RAPORLARI

SONUÇLARI

1 Kasım-1 Aralık tarihleri arasında Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi tarafından okullarda yapılan denetimler ve doldurulan okul durum raporları sonucunda aşağıdaki verilere ulaşılmıştır. Okul durum raporları ilkokul, ortaokul ve liselerde ayrı ayrı formlarla ayrıntılı şekilde yapılmıştır.

Dershane tartışmaları ve eğitim alanına yansımaları

• Dershane tartışması geçtiğimiz ay basında ve kamuoyunda yoğun şekilde yer almıştı. Bu tartışmaların ve oluşan belirsiz durumun eğitim alanının bütünü olumsuz şekilde etkilediği gözlemlenmiştir.

• Öğrenciler, özellikle de sınavlara hazırlananlar yaşanan tartışmaların durumu belirsizleştirdiğini, bu belirsizliğin kendilerini tedirgin ettiğini ifade etmektedirler.

• Öğrencilerin büyük çoğunluğu dershaneleri kapatma adımının öğrenciler, veliler ve eğitim alanı düşünülerek değil, siyasi çekişmelerin sonucunda atıldığını söylemektedirler.

• Aynı şekilde dershanelerin savunulmasını da öğrencilerin büyük bölümü siyasi ve ekonomik çıkar sebebiyle olduğunu söylemektedirler.

• Dershane tartışmalarında en tedirgin kesimin ise dershane öğretmenleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Dershane öğretmenlerin çok büyük bölümü Milli Eğitim Bakanlığı’nın kendilerini kadroya alacağına inanmamaktadır. Bunun en büyük nedeninin ise bu alanda çalışan büyük çoğunluğunun güvencesiz, sigortasız, kayıtsız olmasından kaynaklandığını söylemektedirler.

• Öğrenci velileri ise dershanelerin kaldırılması durumunda çocuklarının sınava nasıl hazırlanacağına dair kuşkularını ifade etmişlerdir. Veliler aynı zamanda dershanelere mecbur kalınmayan ama eğitimin parasız sağlandığı bir eğitim sistemini istediklerini söylemektedirler.

• Velilerin de büyük çoğunluğu eğitim alanı üzerinden yürütülen tartışmaları siyasi çekişme olarak gördüklerini ifade etmişlerdir.

Eğitim alanındaki sorunlar aynı şekilde devam etmekte, özellikle temizlik problemleri öğrencilerin sağlığını tehdit etmektedir

• Okulun açıldığı Eylül ortasından bu yana geçtiğimiz ay yayınladığımız okul durum raporunda tespit ettiğimiz sorunların hiçbirinde olumlu bir gelişmeye rastlanmamıştır. İlk 4+4+4 uygulamasının gerçekleştirdiği 2012-2013 eğitim öğretim yılında zorla okula alınan 72 ay öncesi çocukların net bir biçimde ortaya çıkan mağduriyetlerinin

5

telafisine dönük herhangi bir adım atılmamıştır. Halbuki yetkililer başta İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü olmak üzere bu durumu telefi edeceklerini söylemişlerdi.

• Bu ay okulların en ciddi problemlerinden biri olarak temizlik sorunu öne çıkmaktadır. Özellikle kış koşullarının yaşanmaya başladığı son dönemde öğrencilerin bina içinde daha fazla zaman geçirmesi okul temizliğinin daha sık ve titiz bir şekilde yapılmasını gerektirmektedir. Ancak okulların büyük çoğunluğunda bu sıklık ve titizlikte bir temizlik uygulamasına rastlanmamıştır. Özellikle tuvaletler vahim şekilde pistir. Okulların % 78’inde tuvaletlerin çok pis olduğu tespit edilmiştir. Bundan kaynaklı birçok okulda çocuklarının hastalandığını söyleyen veliler bulunmaktadır.

• Temizlik sorununun temel nedeni ise okullarda yeterli hizmetli kadrosunun olmamasıdır. Okullardaki hizmetlilerin %80’i taşeron şirketler tarafından tahsis edilen ve maaşları %60 oranında Okul Aile Birlikleri tarafından ödenen temizlik işçilerinden oluşmaktadır. Bu görevlilerin sayısı birçok okulda yeterli değildir.

• Bunun yanında bazı okullarda tuvaletlerde sabun gibi temel temizlik maddelerinin dahi yeterli şekilde bulunmadığı gözlemlenmiştir.

• Bazı okullarda, özellikle ilkokullarda velilerin sınıfların ve tuvaletlerin temizlenmesine yardım ettiği görülmüştür.

• Yine bazı okullarda temizliği öğrencilerin yaptığı tespit edilmiştir. Batman’da bir ilköğretim okulunda yaklaşık 3 ay önce çekildiği iddia edilen görüntülerle öğrenciler sınıfı temizlediği görülmüştür. Okulların yeni açıldığı dönemlerde çekilen bu görüntülerde öğrenciler sağlık için temizliği kendilerinin yaptığını söylemektedirler.

• Milli Eğitim Bakanı’nın son dönemde de sıkça propagandasını yaptığı FATİH Projesi kapsamında dağtıtımı yapılması gereken tablet, akıllı tahta ve bilgisayarlar geçtiğimiz ay da dağıtılmamıştır.

• Hemen her raporda vuruladığımız bağış ve aidat konusu bu ay da karşımıza çıkmaktadır. İlkokul, ortaokul ve liselerin %99’unda aidat ya da bağış toplanmaktadır. Bağışların gönüllülük esasına dayandığı ve bağış yapmanın zorunlu olmadığı söylense de veliler genelde bağış yapmaya mecbur bırakılmaktadır.

• Yine okulların %78’inde eğitim sürecinde kullanılan materyaller için para talep edilmektedir.

• Bu yıl eğitime ayrılan payın %12,77 olması planlanmaktadır. İktidar sürekli pay artışından bahsetmektedir. Ancak bu pay içinden eğitime yapılan yatırımların 2002 yılında %17 olduğu, 2014 yılında bu payın %9 olması planlandığı düşünülürse gerçek durum anlaşılacaktır. Diğer yandan eğitim bütçesinin %79’u personel giderlerine harcanmakta, sermayeye verilen teşvikleri de düştüğünüzde geriye bir şey kalmamaktadır.

6

Engelli öğrenciler eğitim hakkından daha fazla mahrum bırakılmaktadır

• Geçtiğimiz 3 Aralık bilindiği gibi Dünya Engelliler Günü’ydü. Okullarımızın engellilere uygun olmayan koşulları engellilerin eğitim hakkının gasp edilmesi anlamına gelmektedir. Geçtiğimiz yıldan bu yana hazırladığımız her raporda bu soruna dikkat çekmekteyiz. Ancak ne yazık ki bu konuda atılmış en küçük bir adım olmamıştır. Yaptığımız anketler sonucunda okulların %80’i engelli öğrencilere uygun değildir.

• Engelli öğrencilerin okula erişimi yine çok ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Her öğrencinin hakkı olması gereken haklar engelli öğrencilere pozitif ayrımcılık uygulanarak sağlanmalıdır. Ancak bu konuda atılmış somut bir adıma rastlanmamaktadır.

• Son orta öğretim sınavında engellilerin maruz kaldığı sıkıntılar bu sorunun sadece fiziki koşullardan kaynaklanmadığını da göstermektedir. Özel eğitim gereksinimi duyan öğrencilere, ortak sınavlarda ayrı sınav yapmamıştır. Kaynaştırma yoluyla eğitimlerine devam eden öğrencilerin aynı sınava tabi tutulup, bu durumdaki öğrencilere fazladan sadece 15 dakikalık süre verilmesi bu durumu gözler önüne sermektedir.

• Eğitim Sen’in yaptığı açıklamaya göre Uşak ilinde yapılan ortak sınavlarda, özel eğitim ve kaynaştırmaya tabi öğrenciler bir fark gözetilmeksizin diğer öğrencilerle aynı sınavlara girmişlerdir. Vala Gedik Eğitim Uygulama Okulu`ndan 15 tane Down, Otizm ve zihinsel engeli bulunan öğrenci bu sınava alınmış ve tüm 8. sınıf öğrencileriyle aynı sınav sorularıyla değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Uşak`ın Banaz ilçesinde gerçekleştirilen bir sınavda ise yine özel eğitim ve kaynaştırmaya tabi öğrencilerden biri sınav salonunda tutulamamış ve salonu terk etmiştir!”

Baskı ve ayrımcılık artarak sürüyor

• Okullarda cinsiyetçilik eğitimin her aşamasında sürmektedir. Derslerin müfredatında, çeşitli derslerde cinsiyet ayrımcılığının arttığı gözlemlenmiştir. Özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve birçok yöneticinin başlattığı “kızlı-erkekli” tartışmaları eğitim üzerinde negatif bir etkide bulunmuştur. Birçok okulda, özellikle liselerde okul yöneticilerinin öğrenciler üzerinde daha baskıcı tutum ve davranışlar içine girdiği öğrenciler tarafından ifade edilmiştir.

• Ege Üniversitesi’nde medikoya giden öğrenci Ş.S’den gebelik testi istenmiş, pozitif çıkarsa aileye bildirileceği söylenmiştir.

• Manisa Üniversitesi’nde okuyan Eda Sarıoğlu, Filiz Teke ve Raziye Köse’nin oturduğu evin kapısı gece 01. 30’da 6 polis tarafından çalındı. Öğrenciler polisin ‘Kaç kişi kalıyorsunuz, öğrenci evi mi, üç kız iki erkek mi yaşıyorsunuz?’ sorularına maruz kaldı. Polis öğrencilere ayrı ayrı 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesi

7

uyarınca ‘Çevreyi rahatsız etmek’ gerekçesiyle 88 lira para cezası kesti. Delil olarak da 155 ihbarı gösterildi.

• Ankara Seyranbağları’nda komşuların ihbarları ve tehditleri üzerine öğrenciler evlerinden çıkarılmak istenmiştir.

• Yine geçtiğimiz ay İzmir’de yaşanan bir olay baskı ve ayrımcılığı gözler önüne sermiştir. Okullarda ve okul çevrelerinde yaşanan olumsuzlukları önlemek amacıyla görevlendirildiği söylenen okul polisleri eliyle İzmir Karabağlar Eskiizmir, Yurdoğlu, Limontepe semti ve çevresindeki okullarda okuyan Alevi ve Kürt öğrencilerin tespit edildiği ortaya çıkmıştır.

• Ankara Mamak’ta bir lisede kendisine baskı uyguladığı gerekçesiyle müdür yardımcısını şikayet etmiş, müdür yardımcısına açılan soruşturmanın ardından öğretmene de soruşturma açılmış ve öğretmen Alevi olup olmadığına dair sorulara maruz kalmıştır.

Eğitim alanında öğretmen ve öğrencilerin can güvenliği her geçen gün daha fazla tehdit altındadır

• 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi 2013 yılında 20 Kasım’a kadar olan zaman diliminde yaşları 13 ile 17 arasında değişen 17 gencin iş kazalarında hayatını kaybettiğini açıkladı.

• Diyarbakır’da Şehitlik Mahallesi’ne bulunan Şehitlik Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi bahçesindeki halı sahada yaşanan ihmalkarlık 10. Sınıf Öğrencisi Süleyman Taş’ın hayatına mal oldu. Beden eğitimi dersi saatinde arkadaşlarıyla halı sahada futbol oynayan Süleyman’ın ayağı kale filesine takıldı ve kale direği kafasına düştü. Olay yerinde yapılan müdahalenin ardından hastaneye kaldırılan 15 yaşındaki Süleyman Taş, hayatını kaybetti.

• Balıkesir Atatürk Lisesi’nde okul önünde çıkan kavgada, bir öğrenci, göğsüne yediği tekme ile hayatını kaybetti.

• Mardin’in merkez Artuklu İlçesi'ndeki 13 Mart Ortaokulu'nda matematik öğretmeni olan 30 yaşındaki Veysi Utku, dün öğrenci velisi Erkan Aziz tarafından öğrencilerin gözü önünde tartaklandı.

• Trabzon Yavuz Sultan Selim Anadolu Lisesi müdür yardımcısı R. İ. bir kadın öğretmene okulun içinde sözlü ve fiziksel şiddet uygulamıştır. Öğrencilerin ve diğer öğretmenlerin gözü önünde gerçekleşen darp olayının müdür yardımcısının angarya iş yaptırmaya çalıştığı Emek öğretmenin itiraz etmesi sonucunda gerçekleştirilmiştir. Okul içerisinde bir kadın öğretmeni darp eden müdür yardımcısı R.İ. ise hala görevine devam etmektedir.

• İzmir’de Şükrü Seher Ergil Ticaret Meslek Lisesi müdürü ve 3 öğretmenin veliler tarafından darp edilmiştir.

8

• İstanbul, Ümraniye Yukarı Dudullu 75. Yıl Ortaokulu'nda bir öğretmen öğrencisinin yakınları tarafından okul bahçesinde darp edildi.

• Kocaeli'nin Gölcük İlçesi'nde sınıf öğretmeni 40 yaşındaki Hanife A., kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından dövüldü.

Geçtiğimiz ay yaşanan servis kazalarındaki artış tedirgin edici boyutlardadır

• Konya Selçuklu ilçesi Yazır Mahallesi Sanat Sokak'ta okula giderken otomobilin çarptığı lise öğrencisi Oğuzhan Bay, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

• Denizli’de Bahçelievler Caddesi’nde bir okul servisiyle belediye otobüsünün karıştığı kazada, 13’ü öğrenci 15 kişi yaralandı.

• Amasya'nın merkeze bağlı Musaköy köyünde, öğrenci taşıyan minibüs ile otomobilin çarpışması sonucu 10 kişi yaralandı.

• Bayburt Aydıntepe Yukarı Kırzı köyünde virajı alamayan okul servisi yan yattı. Kazada 21 öğrenci yaralanırken, 2 öğrencinin ağır yaralandı.

• Konya'da taşımalı lise öğrencilerinin bulunduğu servis aracının pancar yüklü kamyonla çarpışması sonucu 1 kişi öldü, 15 kişi yaralandı.

• Edirne’nin Keşan İlçesi’ne bağlı Çamlıca Beldesi yakınlarında, içerisinde 13 öğrencinin bulunduğu servis minibüsüyle hafif ticari aracın çarpışması sonucu 2 kişi yaralandı.

• Kastamonu'da, kamyonetle çarpışan öğrenci servisindeki 8 öğrenci ve kamyonetteki bir yolcu yaralandı.

• Manisa'daki Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) öğrencilerini taşıyan servis midibüsü, eğimli yolda freni boşalınca kontrolden çıkıp devrildi. Kazada öğrenci 18 yaşındaki Seher Dayı öldü, 15 öğrenci yaralandı.

• Konya’nın Ereğli ilçesinde öğrenci servisi ile TIR’ın çarpışması sonucu meydana gelen kazada 9’u öğrenci 10 kişi yaralandı.

• Yalova’nın Çınarcık ilçesinde meydana gelen trafik kazasında bir servis aracı devrildi. Kazada araç sürücüsü dahil 18 öğrenci yaralandı.

9

B. EĞİTİMDE YIKIM 4+4+4 İLE SÜRÜYOR

AKP “kızlı-erkekli”, öğrenci can derdinde: KYK yurdunda 32 öğrenci zehirlendi - 7 Kasım 2013

AKP iktidarı, Tayyip Erdoğan’ın açıklamasından tüm gücüyle “kızlı-erkekli barınma hakkı” saldırısına geçerken, Kredi ve Yurtlar Kurumu’na bağlı devlet yurtlarının koşulları iyiden iyiye ortaya çıkıyor. Son olarak Kütahya’da Afyon yolu üzerinde yer alan kız ve erkek öğrencilerin kaldıkları KYK yurdunda akşam yemeği yiyen öğrenciler rahatsızlandı. 32 üniversiteli ambulanslarla hastaneye kaldırılırken, zehirlenme teşhisi konuldu. Zehirlenmeyle ilgili soruşturma başlatıldı.

Liseliler “Kantin fiyatları çok pahalı, fakiriz biz ya” - 17 Kasım 2013

Necip Fazıl Kısakürek Anadolu Lisesi öğrencileri kantin fiyatları ve sağlıksız yiyecekler için imza kampanyası başlattı. Kantindeki sağlıksız yiyecekler ve yüksek fiyatlar nedeniyle yemek sorunu yaşayan öğrenciler okul müdürü Serdal Özcan ile defalarca görüşüp kantin düzenlemesinin yapılacağını ve fiyatların düşürüleceği sözünü aldı ancak fiyatlar düşmediği gibi daha da yükseldi. Bunun üzerine öğrenciler imza kampanyası başlattı ve 350 öğrencisi olan okulda 275 imza toplandı. Okulda sağlıksız, kalitesiz ve pahalı yiyecek almak istemeyen öğrencilerin okul dışından yiyecek getirmesi de okul yönetimince yasaklanmış durumda. İmza kampanyaları devam eden öğrenciler okul yönetimi kantinde bir düzenlemeye gitmez, fiyatlar düşürülmez ve sağlıklı yiyecekler sunulmaz ise kantin boykotuna başlayacaklarını ifade ettiler.

2013’te 55 çocuk işçi yaşamını yitirdi - 20 Kasım 2013

İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Açıklamada 2013’te (Kasım ayına kadar) 55 çocuk işçinin iş kazalarında hayatını kaybettiği belirtildi.

Eğitim Sen dershane raporu yayınladı: ‘Gizli ve açık özelleştirme sürüyor’ - 28 Kasım 2013

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası bir dershane raporu hazırlayarak eğitimde özelleştirmenin boyutlarını ortaya koydu. Raporda ”bu konu üzerinden çatışan tarafların çocuk ve gençlerimizin eğitim hakkı ve geleceği ile ilgili en küçük bir endişe duyduklarını söylemek mümkün değildir” ifadesini kullandı.

AKP döneminde özel okul ve özel okula giden öğrenci sayısında artış olduğunu belirten Eğitim Sen, 2003′de hayata geçirilmek istenen kamu kaynaklarını özel okul sahiplerine aktarma girişimleri o dönem çabalarıyla yargıdan döndüğüne dikkat çekti. Eğitimde özelleştirmenin boyutları şu ifadelerle anlatıldı: “AKP döneminde dershanelerin sayısı yaklaşık iki kat artarken, teşviklerin de etkisiyle özel okullara giden öğrencilerin sayısı 223 binden 570 bine yükselmiştir. Bugün özel örgün eğitimde çalışan öğretmen sayısı 51 bini

10

dershane öğretmenleri olmak üzere, toplamda 77 bini bulmuş durumdadır. ” Eğitim Sen raporun devamında, eğitimde gizli ve açık özelleştirmenin sürdüğünü vurgularken kamu kaynaklarının özel okullara aktarılmasının kabul edilemez olduğunu, kamusal kaynakların yine kamusal bir hak olan eğitim için halkın çıkarları gözetilerek kullanılması gerektiğini belirtti.

Merkezi Sistem Ortak Sınavı’nda skandal - 29 Kasım 2013

Elazığ'ın Baskil ilçesindeki bir ortaokulda, Merkezi Sistem Ortak Sınavı için gönderilen soru kitapçıklarından birinin eksik çıkması üzerine soruşturma başlatıldığı bildirildi.

Elazığ'da 28-29 Kasım tarihlerinde ilk kez yapılan Merkezi Sistem Ortak Sınavı'nda soru kitapçıklarından birinin eksik çıktığı iddia edildi. Kutularda yapılan incelemede mühürlerin tam olduğu belirlendi ancak kutu içindeki poşette 15 santimetrelik kesik olduğu tespit edildi.

İl milli eğitim müdürlüğü olayla ilgili soruşturma başlatırken, sınavda görevli polis, gözetmen ve öğretmenlerin ifadeleri alındı.

Diyarbakır’da yüzlerce otistik çocuk eğitim hakkından yararlanamıyor - 4 Aralık 2013

Diyarbakır'da 2 yıl önce açılan İbn-i Sina Otistik Çocuklar Eğitim Merkezinde (OÇEM) 56 otistik çocuk eğitim görürken okulun fiziki kapasitesinin yetersizliği nedeniyle 40'ı aşkın çocuk sırada bekliyor. Uzmanların otizmin tek ilacı olarak tavsiye ettiği eğitimden istifade edemeyen aileler çocuklarının ayaklarının üzerinde durabilir seviyeye gelebilmesi için eğitim hakkından yararlanmasını istiyor. Bölgede kardeşinin gözünü kör ettiği gerekçesi ile ahırda kurulan salıncağın içinde sallanarak yaşamını sürdüren otistik çocuğun durumuna tanık olan bir eğitimci "12 yaşındaki bu çocuk 3 yaşında teşhis konulup eğitimine başlansaydı bugün bu durumda olmayacaktı" diye konuştu. Ayrıca Diyarbakır'da yaşayan Mehmet Kurucu, 10 yaşındaki oğlunun otistik olduğunu belirterek, bugüne kadar gönderecek bir okul bulamadıklarını söyledi. Oğlunu eğitimsizlik nedeniyle saldırganlaştığı için ilaçla sakinleştirdiklerini belirten Kurucu, öneri üzerine geldiği İbn-i Sina İlköğretim Okulunda yer olmadığı için sıraya girmesinin belirtildiğini söylüyor.

11

C. EĞİTİMDE GERİCİ POLİTİKA VE UYGULAMALAR SÜRÜYOR

Başbakan: “Kızlar, erkeklerle aynı evde kalıyor, denetleyeceğiz” - 4 Kasım 2013

Kimsenin yaşam tarzına karışmadık diyen Recep Tayyip Erdoğan üniversitelilerin yurt sorununa da gericilikle yanıt verdi. Kızılcahamam kampında konuşan Başbakan, “Denizli ilinde şahit olduk. Yurtların yetersizliği beraberinde çeşitli sıkıntılar doğuruyor. Üniversite öğrencisi genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor. Bunun denetimi yok. Muhafazakâr demokrat yapımıza bu ters. Vali Bey’e bunun talimatını verdik. Bunun bir şekilde denetimi yapılacak” diye konuştu. 2013- AKP Kongresi’nde Recep Tayyip Erdoğan: “10 yıl boyunca hiç kimsenin hayat tarzına karışmadık. 10 yıl boyunca hiçbir dayatmanın, hiçbir baskının arkasında, yanında, tarafında olmadık. Tam tersine herkesin hayat tarzına saygı duyduk. Herkesin hayat tarzını her zaman garanti altına aldık. Her türlü ayrımcılığı reddeden, 75 milyonu kucaklayan bir anlayışla yola çıktı. ” demişti.

Üniversiteli kadın medikoda gebelik testine zorlandı - 5 Kasım 2013

Üniversitede özellikle kadınları hedef alan gerici baskıcı politikalar yoğunlaşıyor. Yurtların ayrılması, Başbakan’ın “kızlı erkekli aynı evde kalıyorlar” açıklamaları, evliliğin teşvik edilmesi gelişmelerine “gebelik testi” zorlaması ve aileye bildirim tehdidi eklendi. Ege Üniversitesi’nde medikoya giden öğrenci Şilan Selki’nden gebelik testi istendi, pozitif çıkarsa aileye bildirilecek dendi. Selkin yumurtalıklarındaki kist nedeniyle rutin olarak kullandığı ilacı alabilmek için Ege Üniversitesi Hastanesi’ne bağlı Mediko’ya gitti. Burada kullandığı ilaçları yazdırmak istediğini söyledi. Görevli doktor “Gebelik testi yaptırman gerekiyor. Testi yaptırmazsan, ilaçlarını yazamayız” dedi. Doktora itiraz eden Selki, ilaçlarını alabilmek için bu testi yaptırmak zorunda kaldı. Aksatmadan kullanmak zorunda olduğu ilaçları alabilmek için gebelik testi yaptırdığını kaydeden Selki, “Ben ilaçlarımı alabilmek için gebelik testini yaptırmak zorunda kaldım. Bu uygulama, beni ve tüm kadınları aşağılıyor” dedi.

Isparta’da bir lisede ‘kızlı erkekli’ yemek yasağı - 5 Kasım 2013

Isparta Ahmet Melih Doğan Anadolu Lisesi’nde 21 Ekim’de yemekhane kapısına asılan duyuruda, kız ve erkek öğrencilerin ayrı yemek yiyeceği bildirildi. Duyuruda, kız öğrencilerin pazartesi, salı ve çarşamba günü saat 12. 25-12. 40, erkek öğrencilerin ise 12. 40-13. 00 saatleri arasında, perşembe ve cuma günü ise erkek öğrencilerin 12. 25-12. 40 arasında, kız öğrencilerin ise 12. 40- 13. 00 arasında yemek yiyeceği belirtildi. Duyuruda uygulamanın birinci dönem sonuna kadar geçerli olacağı, ikinci dönem bu düzenlemenin değişeceği ifadelerine de yer verildi.

12

Başbakan öğrencilere saldırmaya devam etti, ‘Ahlak polisleri göreve’ - 5 Kasım 2013

Başbakan, AKP grup toplantısında öğrenci evlerine denetim getirileceği açıklamasını tekrarladı ve ‘ahlak polislerini’ göreve çağırdı. Kız ve erkek öğrenci yurtlarını ayırdıklarını söyleyen Erdoğan, bu konuda polise gelen ihbarları değerlendireceklerini söyledi.

Tayyip’den sonra Tayyar “Üniversiteli kızlar yem olarak kullanılıyor” - 6 Kasım 2013

Yalan ve hakaretlerle bezeli provokatif çıkışlarıyla bilinen AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, Erdoğan’ın açtığı “öğrenci evleri” tartışmasına da kendine yakışan bir üslupla dahil oldu. Tayyar katıldığı bir televizyon programında, “örgüt evleri” diye tanımladığı öğrenci evlerinde, kız öğrencilerin yem olarak kullanıldığını söyledi.

YÖK Öğrenci disiplin yönetmeliğinde yapılan değişikliklerle yeni baskıları getiriyor - 7 Kasım 2013

YÖK öğrenci disiplin yönetmeliğinde yeni değişiklikler yapıldı. Resmi Gazete’de yayınlanan değişikliklerle öğrencilere dönük baskıların yeni dönemde daha da artacağı görülüyor.

Değişiklikler şu şekilde:

5. madde

Eski metin

c) Yükseköğretim kurumu içinde izinsiz afiş ve pankart asmak,

Yeni metin

“c)Yükseköğretim kurumu içinde izinsiz olarak bildiri dağıtmak, afiş ve pankart asmak,”

8. madde

Eski metin

c) Bir kimseyi veya grubu, cebir veya tehditle suç sayılan bir eylemi düzenlemeye veya böyle bir eyleme katılmaya zorlamak,

Yeni metin

“c) Suç sayılan eylemleri işlemek veya bir kimseyi veya grubu, cebir veya tehditle suç sayılan bir eylemi düzenlemeye veya böyle bir eyleme katılmaya zorlamak,”

14. madde sonuna tedbirle ilgili ekleme

“(6) Soruşturmacılar; zaruri gördükleri takdirde soruşturma süresince, soruşturulan öğrencilerin yükseköğretim kurumu binalarına girmesinin yasaklanması hususunda karar verilmesini disiplin soruşturmasını açmaya yetkili merciden isteyebilirler. ”

13

Komşu ihbar hattı Ankara’da da devrede: “Nasıl kız erkek kalırsınız?” - 9 Kasım 2013

Tayyip Erdoğan’ın önce Haziran Direnişi daha sonra da kızlı erkekli öğrenci evleri tartışmalarında gündeme getirdiği “komşu ihbar hattı”, Ankara’da da harekete geçti. Seyranbağları’nda komşuların ihbarları ve tehditleri üzerine öğrenciler evlerinden çıkarılmak istendi, apartmana polis geldi. Üniversite öğrencisi Ali Haydar Durmuş, Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarının ardından ev sahibinin kendilerini arayarak “Apartman sakinlerinden çok yoğun şikayet var. Kızlı erkekli kalıyorsunuz. Evi boşaltın” dediğini söyledi. Evi boşaltmayacaklarını ve kontratlarının sürdüğünü hatırlatan Durmuş, daha sonra da komşularını evlerine davet ederek konuyu konuştuklarını ve kimseyi rahatsız edecek bir şey yapmadıklarını ifade etti. Meseleyi kapattıklarını zannettiklerini söyleyen Durmuş, komşuların bu kez de apartman yöneticisine baskı yaparak kendilerini evden çıkarttırmaya çalıştıklarını belirtti. Yöneticinin apartmanda aidatları toplamak için gezerken komşularının kendilerini duyacağı şekilde bağırarak “Anneniz babanız size sahip çıkmıyor mu? Nasıl kız erkek kalıyorsunuz? Biz istemiyoruz. Zaten devlet de bunu istemiyor” dediklerini söyledi. Komşularının ihbarı üzerine apartmanın önüne bir polis ekibinin geldiğini fakat polislerin daireye gelmediğini de aktaran Durmuş, “Başbakanın sözünü dikkate almayacağız. Kadın ve erkek arkadaşlar olarak aynı evde kalmaya devam edeceğiz. Bunu komşulara, apartman yöneticisi ve ev sahibine de söyledik” dedi.

Afyon’da kızlı-erkekli kimlik kontrolü yapıldı - 9 Kasım 2013

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Afyon’da polis, gece yarısı öğrencilerin gittiği kafelerde kimlik sorgulaması ve üst araması yaptı, kaldıkları adresleri tespit etti. Afyon’da Yeşilyol ve 2’nci Dumlupınar caddelerinde öğrencilerin yoğun gittiği kafelere polis ekipleri baskın yaptı. Resmi kıyafeti ve yelek giyen sivil polisler, kafelerde oturanların tek tek üstünü aradı. 50 polisin katıldığı uygulamada, müşterilerin kimlikleri toplanarak GBT’sine bakıldı, ikametgah adresleri tespit edildi. Uygulamaya tepki gösteren bazı öğrenciler, “Hedef öğrenci evleri” dedi. Kafe işletmecileri ise ilk defa polisin böyle bir uygulamasına tanık olduklarını kaydetti. Polisin saat 22. 00’de kafelere girerek çalışanlar dahil herkesin tek tek üstünü aradığına dikkati çeken işletmeciler, toplanan kimliklerin merkeze bildirildiğini, GBT sorgusunun yanı sıra öğrencilerin adreslerinin de kontrol edildiğini kaydetti. İşletmeciler, polisin uygulamasından rahatsız olan pek çok müşterinin hesabı ödeyerek ayrıldığını söyledi.

Kızlı erkekli eve ceza kesildi - 10 Kasım 2013

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kızılcahamam’daki toplantıda “Denizli ilinde şahit olduk. Yurtların yetersizliği beraberinde çeşitli sıkıntılar doğuruyor. Üniversite öğrencisi genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor” sözleriyle ‘öğrenci evi’ ve bu evlere yönelik denetim tartışmaları başlamıştı. Tartışma ve tepkiler sürerken ‘kızlı erkekli eve ilk ceza haberi’ Manisa’dan geldi.

Manisa Üniversitesi’nde okuyan Eda Sarıoğlu, Filiz Teke ve Raziye Köse’nin oturduğu evin kapısı gece 01. 30’da 6 polis tarafından çalındı. Kapıyı açan öğrenciler ne olduğunu anlamadan polisin ‘Kaç kişi kalıyorsunuz, öğrenci evi mi, üç kız iki erkek mi yaşıyorsunuz?’

14

sorularına maruz kaldı. Öğrenciler polisin sorularını cevaplarken sık sık da “Doğru cevap” diye uyarıldılar. Polis soruların ardından “Hakkınızda şikâyet var, gürültü yapıyorsunuz” dedi. Öğrenciler sadece sohbet ettiklerini, müzik açmadıklarını söyledi. Öğrenciler “Bu saatte apartman içinde siz daha fazla gürültü yaptınız, içeriye girin” diye itiraz etti. Polis beş öğrenciye de ayrı ayrı 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca yani ‘Çevreyi rahatsız etmek’ gerekçesiyle 88 lira para cezası kesti. Delil olarak da 155 ihbarı gösterildi.

Kızlı erkekli evlere İçişleri Bakanlığı genelgesi - 11 Kasım 2013

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “muhafazakâr yapımıza” uygun değil diyerek talimat verdiği öğrenci evleri hakkında İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı genelgenin detayları şöyle: Polis merkezlerinin sorumluluğu altında bulunan ve adrese dayalı kimlik bildiriminde bulunmadığından şüphelenilen konutlara kontrol yapılabilecek. Bildirimde bulunmadığı tespit edilen kişilerle ilgili tutanak tutulabilecek ve para cezası kesilebilecek. İllerin valilerine gönderilecek olan genelgeye göre nüfus müdürlükleri, 20 iş günü içerisinde adrese dayalı kimlik bildiriminde bulunmayanlara 420 TL idari para cezası kesebilecek. Evde yaşayan kişi sayısını yanlış bildirerek “Gerçeğe aykırı beyanda bulunanlara” ise 840 TL para cezası uygulanacak. Bir yandan Valilik ve Kaymakamlıklar üzerinden adrese dayalı bilgi sistemi sıkı bir şekilde kontrol edilirken, diğer yandan da ihbarlar değerlendirilecek. İhbar sonucu kimlik bildiriminde bulunmadığı tespit edilen ya da bildirim yaptığından şüphe edilen konutlarda kalanların “durumu kontrol” edilebilecek. Yurt gibi çalışan apartlar ruhsat altına alınacak. Günlük kiralık evlere “pansiyon” apartlara ise “otel” ruhsatı verilecek. Apart ve günlük kiralanan daireler olan Geçici İkamet Yerleri Kimlik Bildirme Sistemi’ne dahil edilecek. Pansiyon ya da apart otel hizmeti veren işletmeler konaklayan kişilerin kimlik bilgilerini 24 saat içerisinde internetten emniyet veya jandarmaya bildirecek.

İlkokul öğrencilerine fuhuşla mücadele misyonu - 11 Kasım 2013

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kızlı-erkekli öğrenci evlerinin denetlenmesine ilişkin açıklamalarının yasal adıma dönüşmesi tartışılırken, Yeşilay ile Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ilkokul öğrencilerini fuhuşa karşı bilgilendirmek üzere protokol imzaladıkları ortaya çıktı. Sigara, alkol, uyuşturucu tüketimini en aza indirmek için imzalanan protokolde “Yine aynı amaca uygun olarak kumar ve fuhuş gibi toplumu kemiren alışkanlıklara da uyarıcı ve bilgilendirici bir misyon üstlenerek mücadele etmek” ifadeleri yer aldı. Aralarında fuhuşla mücadelenin de bulunduğu protokol amaçlarından birisi de “İlkokul öğrencilerine hayat boyu misyon yüklemek” oldu ve öğrencilere sertifika verilmesinde anlaşıldı. Protokolün amaçlarıyla ilgili olarak “Henüz bağımlılık yapan maddeyi kullanmaya başlamamış olanlara ulaşmak ve eğitmek amacı” ifadesi yer alsa da bağımlılık yapan maddeyi kullanmayan henüz başlamayan “potansiyel bağımlı öğrencilerin” nasıl belirleneceğine ilişkin herhangi bir bilgi yer almadı.

AKP hafızlık eğitimini yeniden gündeme getirdi - 14 Kasım 2013

MEB’in mevcut imam hatip liselerinin yanı sıra örgün eğitim programı dışında hafta sonu ve akşam saatlerinde hafızlık dersleri verilecek “hafız liseleri” açmayı planladığı gazetelere

15

yansıdı. 6 binin üzerinde ayetin ezberlenmesine dayanan hafızlık “eğitimi” etrafında süren tartışmalar, AKP’nin “Dindar nesil yetiştirme” politikasını ve 4+4+4’le birlikte hızlanan eğitimde gericileştirme uygulamalarının hedeflerini gözler önüne seriyor. 4+4+4’ün mimarı eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer okul yaşının erkene çekilmesini anlatırken “böylece hafızlık eğitimi yaşı da erkene çekilecek” diyerek hafızlık eğitimini gündeme sokmuştu. İmam hatip ortaokullarının açılması ile birlikte ise Kuran kursunda hafızlık eğitimi aldığını belgeleyen öğrencilere devam mecburiyetinin olmaması ve hafızlık eğitiminin bitmesinin ardından devam etmedikleri yıla ilişkin derslerden sınava alınmaları karara bağlanmıştı. Böylece AKP henüz ilkokul yaşında çocukların örgün eğitimden koparılmalarını “teşvik” eden bir uygulamaya imza atmıştı. Basına yansıyan haberlere göre AKP’nin gündeminde şimdi de “Hafızlık liseleri” var. İmam hatiplerden seçilecek çocukların, bu liselerde toplanıp özel bir “eğitime” tabi tutulması planlanıyor. Hafızlık “eğitiminin” içeriğini Kuran’da yer alan 6 binin üzerinde ayeti ezberletmek oluşturuyor. Temel olarak Kuran kursları etrafında örgütlenen hafızlık “eğitimi” çocukların örgün eğitimden dolayısıyla karma eğitimden koparılarak en az 2-3 yıl boyunca ayet ezberlemeye dayanan bir “eğitim” sürecine sokulmasına dayanıyor. Sosyal ortamlarından koparılan çocukların 2-3 yıl boyunca gerçek hayattan izole biçimde hocalar ve ezber tekrarlattıran “abi ve ablalar” eşliğinde yaşadığı hafızlık eğitimi İslamcı hareket için en önemli kadro yetiştirme alanlarından biri. Çocukların yaşları “sorgulayacak” düzeye vardığı için hafızlık eğitiminden yeterli verim alınamadığı, buna 8 yıllık kesintisiz eğitimin neden olduğu, daha erken yaşta bu eğitime başlanması gerektiği ve çocukların hafızlık eğitimi sırasında yaşadıkları psikolojik sorunlar, davranış bozuklukları daha önce İslamcı hareket içinde de gündem olmuştu.

Not karşılığı cinsel şiddet uygulayan akademisyenler serbest bırakıldı - 14 Kasım 2013

Hakkari Emniyet Müdürlüğü’ne Hakkari Üniversitesi’nde okuyan bir öğrencinin ihbar mektubu vermesiyle bazı öğretim üyelerinin öğrencilerini not karşılığında cinsel şiddet uyguladığı ortaya çıktı. İhbar mektubu üzerine operasyon düzenleyen Hakkari Emniyet Müdürlüğü öğretim üyeleri, görevliler ve cinsel şiddete maruz kalan öğrenciler olmak üzere 15 kişiyi gözaltına almıştı. Emniyette yapılan sorgunun ardından gözaltına alınan 15 kişiden 11’i mahkemeye sevk edildi. Operasyon kapsamında gözaltına alınanlardan 1 kişi tutuklanırken 2 kişi de kefalet ile serbest bırakıldı. Notları düşük olan, şehir dışından gelen öğrencilere cinsel şiddet uygulayan çete, anlaşılmamak için camında harita mühendislik ofisi yazan tabela astıkları bir ofis tuttu. Öğrencileri ikna edebilmek için “Gel notunu düzeltelim” diyerek odasına çağıran öğretim üyeleri, ilişkiyi kabul etmeyen öğrencileri derslerinden bıraktı. Kendi aralarında şifreler belirleyen öğretim üyeleri, il dışından gelen öğrencilere de “koruma” adı altında ilişki teklif ediyorlardı. Hakkari Üniversitesi öğrencileri tüm bu yaşananlar üzerine rektörlük binasına bir yürüyüş gerçekleştirerek, rektörü istifaya çağırdı. BDP’lilerin de destek verdiği eylemde sık sık ’Tayyip öğrenci evlerini bırak, elemanlarına bak’, ‘Rektör istifa’ sloganları atan öğrenciler bu davanın takipçisi olacaklarını belirtti. BDP Şemdinli Kadın Meclisi ve Nujin Kadın Yaşamevi de bir basın açıklaması yaparak yaşananları kınadı. Açıklamada AKP hükümetinin İslami maskeye bürünerek kadın bedeni üzerinden siyaset yapmaya devam ettiğini belirtti. Kadınlar, “Türkiye’de ve özellikle Kürdistan’da bürokrat, asker, polis, korucu ve üst düzey yöneticilerin içinde bulunduğu

16

çetelerin eliyle ufak kızlar ve kadınlara tecavüzü adeta meşru hale getirdiler. Ancak bu kirliliğe bulaşmış olanlar çıkarıldıkları ilk mahkemede bırakılmış olmaları da düşündürücüdür” dedi. Kızlı erkekli öğrenci evleri tartışmalarıyla, Hakkâri Üniversitesi’ndeki cinsel istismar olayın aynı tarihlere denk gelmesine dikkat çeken kadınlar, açıklamalarını yaşanan ahlaksızlığı kınadıklarını ve faillerin hak ettiği cezaya çarptırılmalarını istediklerini belirterek sonlandırdılar.

Devlet eliyle sübyan okulları başladı - 17 Kasım 2013

Kuran kurslarında yaş sınırının kalkmasının ardından Diyanet tarafından başlatılan “Okul Öncesi Din Eğitimi Projesi” çerçevesinde 4–6 yaş arasındaki çocuklar için din eğitimi kreşlerinin açılışları yapılıyor. Proje 2013 öğretim döneminde 10 pilot ili kapsıyor. Okul öncesi Kuran kursları İzmir, Adana ve Rize’de hayata geçti. İslamcı çevreler, henüz okul çağına gelmemiş çocukları “sübyan okulları” adı verilen kaçak kurslarda din eğitimine tabi tutuyor, iktidar da buna göz yumuyordu. Diyanetin uygulamasıyla birlikte sübyan okulları artık devlet eliyle açılmaya ve teşvik edilmeye başlandı.

Yurtkur’a bağlı öğrenci yurdunda Kuran kursu! - 19 Kasım 2013

İzmir’in Buca ilçesinde Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR)’na bağlı Hacı Ahmet Tatari Yurdu’nda öğrencilerin katılımı için Kuran kursu açılıyor. Yemekhane fiyatlarının pahalı, yemeklerin niteliksiz, ders çalışma odalarının yetersiz ve dar olduğu, öğrencilerin zaman geçireceği sosyal alanların bulunmadığı yurtta Kuran kursu için yönetimin çaba göstermesi dikkat çekti Yurtta kalan üniversiteliler, bu kadar çok sorunların ve sıkıntıların olmasına rağmen bu tür uygulamalarla uğraşılmasından şikayet ediyor ve yönetimden yurttaki sorunlarının çözülmesini istedi.

Yurtta kalan üniversitelilere toplu fişleme yapıldı - 19 Kasım 2013

İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, 23 Ağustos 2013′te YÖK’e gönderdiği yazıda öğrenci yurtlarının adresleri ile bu adreslerde kalan öğrencilerin bilgilerinin toplanmasını istedi. Genel Müdürlük, bilgilerin “yürütülmekte olan bir çalışmaya esas olacağını” ileri sürdü ancak çalışmanın ne olduğuna ilişkin somut herhangi bir gerekçe sunmadı. Yazı üzerine harekete geçen YÖK de 6 Eylül’de tüm üniversitelere “ivedi” ibareli birer yazı gönderdi. YÖK Genel Sekreteri Recep Sarıipek imzalı yazıda “Öğrenci yurtlarının adres standartlarına uygun adresleri ile bu yurtlarda kalanların kimlik numaraları, adları ve soyadlarının 23 Eylül’e kadar elektronik ortamda bakanlığa gönderilmesi gerektiği” belirtildi.

Yazı üzerine tüm üniversiteler de kendilerine bağlı öğrenci yurtları ile bu yurtlarda kalan öğrencilerle ilgili bilgileri YÖK aracılığıyla İçişleri Bakanlığı’na iletti.

Tacizci müdür 50 bin liraya serbest bırakıldı - 19 Kasım 2013

Fatih İlçe Milli Eğitim Müdürü Şeref Çalışır’ın yanında çalışan iki kadın memuru taciz suçundan yargılandığı dava sonuçlandı. Şeref Çalışır, cinsel istismar suçundan 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Çalışır’ın tutuklanmasına karar veren mahkeme, 50 bin TL kefalet ödemesi durumunda serbest bırakılmasına hükmetmiş, Milli Eğitim Müdürlüğü

17

görevinden alınarak bütün memuriyet haklarından da men edilmişti. Tacizci müdür tutuklandıktan bir kaç saat sonra 50 bin TL olan kefaleti ödeyerek serbest kaldı.

TBMM Başkanvekili ve AKP Kayseri Milletvekili Sadık Yakut “Karma eğitim büyük bir yanlışlık” - 20 Kasım 2013

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle TBMM’de düzenlenen 14. Ulusal Çocuk Forumu’na katılan TBMM Başkanvekili ve AKP Kayseri Milletvekili Sadık Yakut, gelecek dönem karma eğitimi kaldırmaya dönük bir çalışma yapılacağını söyledi. Türkiye’deki eğitimde kız ve erkek çocuklarının aynı okullarda okutulmasının “Batıcılık adına geçmişten bu yana yapılan yanlışlık” olarak nitelendiren Yakut, “İnşallah bu yanlışlık önümüzdeki dönem içerisinde düzeltilecek” dedi. Karma eğitimin sonlandırılmasına yönelik sözlerini Galatasaray Erkek Lisesi, İtalyan Kız Lisesi, Alman Kız Lisesi örnekleri ile açıklamaya çalışan Yakut, iyi nesillerin yetiştirilmesinin de “devletin çocukları her türlü olumsuzluktan koruması” ile gerçekleşebileceğini öne sürdü.

Kız yurduna erkek çalışan yasak! — 21 Kasım 2013

Tayyip Erdoğan’ın kadın ve erkeklerin bir arada yaşadığı öğrenci evlerini hedef almasının ardından Kredi ve Yurtlar Kurumu’na (KYK) bağlı yurtlarda da kadın ve erkekler ayrıştırılmaya başlandı. İstanbul’un Fatih ilçesindeki Vezneciler Kız Öğrenci Yurdu’nda yıllardır kantinde çalışan 10 erkek işçi işten çıkarıldı. KYK, işçilere sadece böyle bir kararın olduğunu ve üç gün içinde işi bırakmaları gerektiğini bildirdi. Erkek işçilerin işten çıkarılmasından sonra yerlerine kadın işçilerin alınacağı bilgisi de verildi. Yasal olarak işten çıkarılma süresinin 15 gün olduğunu hatırlatan işçiler ise uygulamanın başbakanın açıklamasından sonra gelmesine dikkat çekti. Yurtta kalan kadın öğrenciler de uygulamanın AKP dayatması olduğu ifade etti.

Özgürlük için karma eğitim kaldırılmalıymış! - 22 Kasım 2013

TBMM Başkanvekili ve AKP Kayseri Milletvekili Sadık Yakut’un “Karma eğitim büyük yanlışlık, bu yanlışlığı önümüzdeki dönem düzelteceğiz” açıklamasından sonra AKP’nin karma eğitimi ortadan kaldırmaya yönelik söylemini nasıl kuracağı da yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Fikri Işık, karma eğitimin ortadan kaldırılmasını “özgürlük” ile meşrulaştırmaya çalışacaklarının işaret etti.

Milli Eğitim Temel Kanunu’nda geçen “Karma eğitim esastır ancak eğitimin türüne ve niteliğine göre kız ve erkek okulları ayrı ayrı kurulabilir” ibaresini hatırlatan Işık, karma eğitimin dünya genelinde çok tartışılan bir konu olduğunu iddia etti. AKP’nin türban tartışmasında sıkça sarıldığı “Eğitimin önündeki engelleri kaldırmak gerek” söylemini yineleyen Işık, “Türkiye’de bu konuda isteyen kız, isteyen erkek, isteyen de karma liseye gidebilmeli. Bizim için önemli olan pedagojidir” dedi.

Isparta’da gerici müdür yine “haremlik-selamlık” yemekhane dedi - 22 Kasım 2013

Bir süre önce kadın ve erkek öğrenciler için farklı yemek saatleri uygulamasını hayata geçiren fakat tepkiler üzerine uygulamayı iptal eden Isparta Ahmet Melih Doğan Anadolu Lisesi

18

yönetimi, şimdi de pansiyon yemekhanesini “duvarla” ayırdı, kadın ve erkek öğrenciler için ayrı yemek salonları oluşturdu. Okul yönetiminin ayrı yemek salonları oluşturmak için öğrencilerine matbu dilekçe dağıttığı ve öğrencilerinden dilekçeleri doldurarak kendilerine vermeleri de istendi.

Yurt çalışanları da gericilik mağduru - 24 Kasım 2013

Kredi ve Yurtlar Kurumu (Yurtkur), öğrenci yurtlarını yalnız kız ve yalnız erkek olarak dönüştürdükten sonra; kantin çalışanları, sosyal hizmet uzmanları, kütüphaneciler ve güvenlik görevlilerine de çalıştıkları yurdun hizmet verdiği öğrencilerin cinsiyetine göre rotasyon uygulaması başlattı. İstanbul ve Edirne’deki kız öğrenci yurtlarında çalışan çok sayıda personelin de işlerine son verildiği ortaya çıktı. Cinsiyete göre görev yeri değiştirilemeyen personel ise kovuluyor. İstanbul’da Vezneciler Kız Öğrenci Yurdu’nda 10 erkek işçinin işine son verildi. İşine son verilenler arasında kantin çalışanları da var. Edirne Kız Öğrenci Yurdu’nda kalan öğrenciler ise yurdun kantininde çalışan 16 işçinin kovulduğunu iddia etti.

Polis Alevi ve Kürt öğrencilerin isimlerini istedi! —29 Kasım 2013

İçişleri Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında geçtiğimiz ağustosta, “Okullarda güvenli ortamın sağlanmasına yönelik koruyucu/önleyici tedbirlerin artırılmasına ilişkin işbirliği protokolü” imzalandı. Protokol çerçevesinde okul polislerine, “okul idareleri ile gerekli koordinasyonu kurmaları”, “okula gelmeyen veya uzun süreli devamsızlık yapan öğrencilerden suça sürüklenme ihtimali bulunanların aileleriyle görüşmeleri” ve “çocuğun suçtan korunmasını ve okula devamını sağlaması” görevleri verildi. Protokolün imzalanmasından kısa bir süre sonra ise, okul polislerinin İzmir’de skandal bir uygulamaya imza attığı ortaya çıktı. İzmir Limontepe’de görev yapan okul polisleri, bölgedeki okulların yönetimlerinden, düzenlenecek bir yemek organizasyonu için Alevi ve Kürt kökenli 5’er öğrencisinin ismini istedi. Okul idarecileri ve öğretmenler, bu isteğin nedeni ve ayrıntısını sorduğunda ise, polislerin "Gezi Parkı olaylarında Alevilerin ön plana çıktığını, TİKKO ve PKK'yi destekleyip bölücülük yapanların ise Kürtler olduğunu" söylediği öne sürüldü. Polislerin bu gerekçelerle ismi istenen çocukların ailelerinin kapılarına gidileceğini, bu çocukların suça bulaşmalarını engellemek için sunum ve seminerler, etkinlikler düzenleneceğini söylediği iddia edildi.

Kaçak Kuran kursunda engel kalktı - 1 Aralık 2013

CHP, yasa değişikliği ile kanuna aykırı eğitim kurumu açanlara ceza verilmesini ve kurumların kapatılmasını öngören TCY hükmünü yürürlükten kaldıran 13. maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Başvuruyu esastan görüşen yüksek mahkeme, iptal istemini reddetti. Düzenlemeyle kaçak eğitim kurumu açanlara altı aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörülüyordu.

Yurtta parmak izinden Kur’an Kursu yoklaması! - 2 Aralık 2013

Adana’da Kredi Yurtlar Kurumu yurdundan kalan öğrenciler yeni bir uygulamayla karşılaştı. Öğrencilerin giriş çıkışını denetleyen parmak izi sisteminde kişisel bilgiler toplanıyor ve Kur’an Kursu’na gidip gitmeyenler belirleniyor. Sistem şöyle çalışıyor: Öğrenciler

19

parmaklarını bastıktan sonra bilgilerinin gözüktüğü ekranın duyuru bölümünde ilk olarak Kur’an Kursu reklamı yapılıyor. Duyurularla birlikte dijital ortamda biriken kişisel bilgiler ile de Kur’an Kursu’na gidenler ve gitmeyenler belirlenebiliyor.

Gazi Üniversitesi kadın ve erkek heykellerini kıramayınca kaldırdı - 4 Aralık 2013

“Tükürürüm böyle sanatın içine” zihniyetinin heykel takıntısı bu kez Gazi Üniversitesi’nde baş gösterdi. Gazi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenleri Heykeltıraş Ali Hadi Bara'ya ait olduğu düşünülen “gençliği ve geleceği temsil eden” heykellerin Resim-İş Eğitimi Bölümü'nden kaldırılmasının şokunu yaşıyor. 2,70 boyundaki kadın ve erkek figürlü bronz heykeller geçtiğimiz Pazar günü bulundukları yerden kaldırıldı. Heykellerin okul yönetimi tarafından hiçbir bilgi verilmeden müze deposuna kaldırılması “müstehcenlik” iddialarını da beraberinde getirdi. Heykellerin müstehcen bulunduğu için kaldırıldığını söyleyen akademisyenler ve öğrenciler duruma tepkili. Gazi Üniversitesi Rektörlük Binası için tasarlanmış kadın ve erkek figürlü heykeller kaldırıldı. Rektör Danışmanı Prof. Dr. Emin Kuru, “Daha çok solun sahip çıktığı bir figürdü. Kırmak istedik de başaramadık” diyerek yapılanı savundu.

Otizmli öğrencilere zorunlu din dersi çocukları da eğitimcileri de zor durumda bırakıyor - 4 Aralık 2013

2010 yılında otistik çocuklara din dersi zorunluluğu getirilmesine itiraz eden uzmanlar somut dünyayla bile ilişki kurmakta zorlanan bu çocuklara din dersi verilmesinin hiçbir sonuç doğurmayacağını söylemişti.

Otistik çocuğu olan bir öğretmen anne, müfredatta yer almasına rağmen çocuklara din eğitimi verilmesinin mümkün olmayacağı için bu dersi çocuklara beden eğitimi yaptırarak geçirdiklerini söylüyor. Din eğitimi adına yaptırdıkları, yaptırabilecekleri tek şeyin ise cami resmi boyatmak olduğunu dile getiriyor.

Otistik çocuklar ve aileleriyle uzun yıllardır çalışan psikolog Esen Acerer ise konuya ilişkin şunları dile getiriyor.

“Müfredata bu ders kondu ama okullarda bu dersle ilgili hiçbir şey yapılamıyor. Asıl olarak yaşadıkları somut dünya ile ilgili bile ne hissettiklerini bilmediğimiz otistiklerin bir de maneviyat denilen soyut bir alana maruz bırakılması çok ağır bir yük. Zaten otistiklerde sözel olarak bir şey anlatılamaz. Her şey somut davranışa dönüktür. Dolayısıyla bu dersle bir şey elde edilmesi mümkün değildir. Mesela benim etrafımdaki otistik çocukların birçoğu ezandan korkuyor. Birçoğu ezana tepki veriyorlar. Ve bu verilen din eğitimlerinin bir takibi yönetmeliği de yok. Oldukça kopuk bir alan. Eğitim anlamında işlevselliği yok. Beden dersleri onlara en iyi gelen şey. Yaşadıkları dünya bile onlar için öte iken daha ötesini anlatmaya kalkışmanın hiçbir anlamı yok. ”

20

D. PİYASACI VE GERİCİ POLİTİKALARIN HEDEFİNDE EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ VAR

Ataması yapılmayan öğretmen intihar etti - 2 Kasım 2013

Aydın’ın Kuyucak ilçesinde yaşayan Alim Koç, Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi bölümünden 8 yıl önce mezun oldu. 8 yıldır ataması yapılmayan Koç, ‘Dışarı çıkıyorum’ diyerek 6 gün önce evinden ayrıldı. Koç’un geri dönmemesi üzerine arama-kurtarma çalışmaları başlatıldı. 1 Kasım günü bir çiftçi Koç’un cansız bedenini buldu. Yapılan incelemenin ardından Koç’un cesedi otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu’na götürüldü.

Anne Nuray Koç ve baba Yaşar Koç, “8 yıldır atama bekliyordu psikolojisi bozuldu tedavi görüyordu” dedi. Alim Koç’un mahalle arkadaşı Adnan Gündüz, “Geçen yıl da intihara kalkışmıştı. 8 yıldır atama bekliyordu, psikolojisi bozulmuştu” dedi.

Nabi Avcı “Einstein da atanamayan bir öğretmendi” - 15 Kasım 2013

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 1. Çocuk ve Medya Kongresi’nin açılış oturumunda yer alan Medya Okur Yazarlığı oturumuna moderatör olarak katıldı. Eğitimde temel malzemenin kalem ve kağıt olduğunu söyleyen Avcı, “Okullarda tablet dağıtım törenlerine katılıyorum zaman zaman. Tabletleri gençlerimize verirken, öncelikle bunun sadece bir araç olduğunu ve bazı şeyleri biraz daha hızlı ve kolay yapmamızı sağlayacak bir araç olduğunu söylüyorum. Tablet bilgisayarlarımız olsun, derslerimizi işlerken bazı konuları izlerken, paylaşırken, veri alırken kullanalım. Ama bizim gerçek üretkenliğimizi ilk dışa vuracak olan ilk başvuracağımız alet bu alçak gönüllü kalemlerimizdir. Temel olan kağıt ve kalemdir” dedi. Avcı, eğitimin temel malzemelerinin kağıt kalem olduğunu vurgulamak için konuşmasını bir örnekle süsledi. Avcı, Albert Einstein’ın izafiyet teorisini atanamayan bir öğretmen olarak Zürih’te memur olarak çalıştığı patent enstitüsünde bilgisayarı olmadan kalem kağıtla oluşturduğunu anlattı. Ataması yapılamayan yaklaşık 327 bin öğretmen varken Bakan Avcı, Einstein örneğini yanlış ülkede ve yanlış zamanda vermiş oldu.

Balıkesirli öğretmenler okullarına geri döndü - 16 Kasım 2013

Balıkesir’de demokratik haklarını kullandıkları için sürgün edilen Eğitim-Sen üyesi 9 öğretmenin okullarına geri dönülmesine karar verildi. Balıkesir Merkez Hatice Fahriye Eğinoğlu İlköğretim Okulu’nda görev yapan Eğitim-Sen üyesi 9 öğretmen hakkında, denetçilerin raporları doğrultusunda soruşturma açılmış ve uyarı cezası verilmişti. Uyarı cezası kararına karşın Balıkesir Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü 1 Kasım tarihinde öğretmenlerin başka okullara sürgün edilmesine karar vermişti. Sürgün kararı sonrası Eğitim-Sen Balıkesir Şubesi tarafından Balıkesir İdare Mahkemesi’ne 18 dava açılmıştı. Balıkesir İdare Mahkemesi, öğretmenlerin aleyhine karar vermiş, sendika bunun üzerine davayı Bursa Bölge İdare Mahkemesi’ne taşımıştı. Bursa Bölge İdare Mahkemesi’nin değerlendirmesi ise karara bağlandı. Mahkeme, Eğitim-Sen’in temyiz istemini haklı bularak öğretmenlerin görev yerlerinin değiştirilmesi işlemlerinin tümünü iptal etti. Mahkeme gerekçeli kararında eğitim emekçilerinin demokratik haklarını kullandığını ve suç işlemediklerini dile getirdi. Mahkeme

21

kararının ardından bir açıklama yapan Eğitim-Sen Balıkesir Şubesi, öğretmenleri bir yıl boyunca okullarından koparan, öğrencileri gözü yaşlı bırakan, öğretmenlerde maddi ve manevi sıkıntılara yol açan kişilerle ilgili tazminat davası da açacaklarını duyurdu.

Öğretim görevlilerine “İzinsiz kitap okumaktan” soruşturma açıldı - 20 Kasım 2013

Gezi Direnişi sırasında, rektörlük binası önünde ‘Duran İnsan’ eylemi yaparak kitap okuyan ÇOMÜ öğretim görevlilerine soruşturma açıldı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Prof. Talat Koç, Doç. Ekrem Tufan, Doç. Murat Gümüş, Doç. Ahmet Kamil Tunçel ve Öğretim Görevlisi Ömer Faruk Kırnıç hakkında soruşturma açıldı. Üniversite güvenliğinin raporu doğrultusunda Rektörlüğün izin verdiği soruşturmayla ilgili olarak Deniz Bilimleri Dekanı Prof. Olcay Hisar atandı. Buna benzer yaklaşık 10 soruşturma daha geçirdiğini söyleyen Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Talat Koç, “Görev yaptığım ÇÖMÜ’de bilimsel üretkenlik ve öğretimin heyecanını paylaşmak yerine soruşturmalarla uğraşmak zorunda kalıyorum. Hakkımda bugüne kadar açılan diğer soruşturmalardan hareketle yargıya götürerek haklılığımı kanıtlamış bulunmaktayım. Bununla birlikte yıldırıp bezdirerek kurumdan uzaklaştırmak amacıyla yeni soruşturmalar açıldı. Yürümekte olan soruşturmalarla ilgili konuşmam mümkün değil” dedi

20 Haziran’da gerçekleşen ve yaklaşık 10 öğretim görevlisi ile öğrencinin katıldığı protesto gösterisine Rektör Prof. Sedat Laçiner’den de sert tepki gelmiş ve eylemi bitirmelerini istemişti

Doktora yapan asistanı “lisansüstü eğitimin yok” diye işten attılar - 21 Kasım 2013

Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında Muş Alparslan Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışan Deniz Kimyon işten çıkarıldı. İşten çıkarmada, ÖYP’ye ilişkin Usul ve Esasların 7. Madde 5. fıkrasında yer alan “iki yarıyıl içinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının belirlediği lisansüstü eğitim programlarından birine başlamama” gerekçesi gösterildi.

Oysa Deniz Küçük, ÖYP kadrosuna atandığı sırada başlamış olduğu yüksek lisans programını tamamladı, doktora programına da devam ediyor.

Öğrencisini koruyan yöneticilerin okullarıyla ilişkisi kesildi - 26 Kasım 2013

Gezi olayları ardından başlatılan cadı avı kapsamında, eyleme katılan öğrenciler hakkında soruşturma başlatmayı reddettikleri için başka okullara tayin edilen Necla Kızılbağ Anadolu Lisesi müdürü ve üç müdür yardımcısının okullarıyla ilişkileri resmen kesildi. Müdür yardımcıları Ankara’daki başka liselerde görevlendirilirken, yine Ankara içinde başka bir okula tayin edilen müdür, bundan sonra yalnızca öğretmen olarak görev yapacak. Necla Kızılbağ Anadolu Lisesi önünde açıklama yapan Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu üyesi Betül Korkut, “Öğretmenlerimiz 3 Haziran günü okul bahçesinde halay çeken öğrencileri fişlemedikleri için cezalandırıldılar. 23 Kasım Ögretmenler Günü mitinginde Kızılay’da yapılan saldırılar da, öğretmenlere ne kadar saygılı olduklarını gösteriyor” diye konuştu.

22

Açıklamaya destek veren veliler ise verilen ceza ve tayin kararına tepki gösterdi. Okulun tüm yöneticilerinin apar topar başka okullara tayin edilmesiyle birlikte, Necla Kızılbağ Anadolu Lisesi’nde yönetici kalmadığının altını çizen veliler, “Bu yapılan haksızlıktır, şu anda okulun yöneticileri bile belli değil. Çocuklarımızı koruyan öğretmenlerimize kıyıyorlar, bunu cumartesi günü Kızılay’da da gördük. Öğretmenlerimizin yanında mücadeleye devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundular.

23

E. MÜCADELE SÜRÜYOR: EĞİTİM SİSTEMİNİN MAĞDURU DEĞİL EĞİTİM HAKKI MÜCADELESİNİN ÖZNESİYİZ

Seyran halkı MEB’e uyarı faksı çekti - 6 Kasım 2013

Ankara Seyranbağları’nda Öğretmen Necla Kızılbağ Anadolu Lisesi’nde Haziran Direnişi’ne katılan öğrencilerine disiplin cezası vermedikleri ve öğrencilerinin adlarını Milli Eğitim Bakanlığı’na iletmedikleri gerekçesiyle sürgün edilen öğretmenler için mahalleliler eyleme geçti. Seyranbağları Özgürlük Parkı Forumu’nda aldıkları karar doğrultusunda öğretmenlerine ve öğrencilerine yönelik baskılara karşı imza toplamaya başlayan Seyran halkı, üç gün boyunca yüzlerce imza topladı. Mahalleliler ve veliler, imza toplamayı sürdürürken Milli Eğitim Bakanlığı’na uyarı faksı çekti. Postane önünde yapılan basın açıklamasında veliler adına Serap Kardeşoğlu konuştu. Velilerin haberi ve izni olmadan çocukların ifadeye çağrılmasını hukuk ve ahlak dışı uygulama olarak nitelendiren Kardeşoğlu, çocukları ihbarcılığa zorlayan zihniyete karşı öğretmen ve öğrencilerine sahip çıkacaklarını belirtti. Kardeşoğlu “Başbakan ‘bu ülkenin çocukları bize emanet’ diyor. Ben çocuğumu ona emanet etmem” dedi.

YÖK’e karşı tüm üniversitelerde kızlı-erkekli eylemler gerçekleşti - 7 Kasım 2013

YÖK’ün kuruluş tarihi olan 6 Kasım, üniversitelerde eylemlerle karşılandı. ODTÜ’de devrim stadına yürüyen üniversiteliler, bedenleri ile “diren” yazdılar. Beyazıt’ta üniversiteliler, Ali İsmail Korkmaz maskeleriyle eylem yaptılar. Anadolu Üniversitesi öğrencileri üniversite kütüphanesinin ismini Ali İsmail Korkmaz kütüphanesi olarak değiştirdi.

Antalya

Akdeniz Üniversitesi forumunun çağrısıyla yürümek isteyen üniversitelilere önce Özel Güvenlik Birimi sonra da polis saldırdı. 5 üniversiteli gözaltına alındı. Üniversiteliler Hukuk Fakültesi amfisini işgal ederek forum düzenledi.

Kocaeli

Kocaeli Üniversitesi öğrencileri, Sosyal Tesisler’de buluşarak Rektörlüğe yürüdü. Yaklaşık 400 üniversiteli, “YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek” , “YÖK, polis, medya bu abluka dağılacak” sloganları eşliğinde ÖGB’nin barikatını aşarak rektörlüğün önüne yürüdüler.

Trabzon

Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde üniversiteliler, “AKP’siz bir hafta” etkinlikleri kapsamında “Özgürlüğümüz YÖK olmasın” diyerek bir yürüyüş gerçekleştirdi. YÖK için yazdıkları şarkıyı söyleyen üniversiteliler, “AKP’siz hafta bir harika dostum” ve “ Kızlı erkekli yürüyoruz” sloganları attı.

İzmir

24

İzmir’de üniversiteliler gündüz kampüste, akşam da şehir merkezinde eylemdeydi. Dokuz Eylül ve Ege Üniversiteleri kampüslerinde yapılan yürüyüşlerden sonra akşam üniversiteliler Alsancak’tan Basmane Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdi.

Çanakkale

ÇOMÜ öğrencileri mühendislik fakültesinden ÖSEM binasına yürüyüş yaptılar. 5 kasım da YÖK’e karşı eylem çağrısı yapan Öğrenci kolektifleri üyelerine saldıran polislere tepki gösteren öğrenciler, “Polis defol üniversiteler bizimdir” sloganları ile sivil polisler kovdular. Polislerin araca binip ÖSEM önünden ayrılmasından sonra öğrenciler basın açıklaması yaptıktan sonra ÖSEM binası içine girip bez pankartlara YÖK karşıtı sloganlar yazılar yazarak halay çektiler.

Mersin

Mersin’de 400 kişinin katılımıyla Yabancı Diller Fakültesi’nden Cumhuriyet Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdiler. Mersin Üniversitesi Eğitim-Sen İşyeri Temsilciliği’nin de destek verdiği eylemde Türkçe, Kürtçe ve Arapça konuşmalarla yapıldı. ODTÜ’de yaşanan polis şiddetini ve ağaçların yok edilmesini protesto etmek için 3 fidan dikildi.

Sivas

Cumhuriyet Üniversitesi öğrencileri öğle arasında yemekhanede toplandı. Ses çıkarma eylemi yapan üniversiteliler daha sonra yemekhaneden toplu çıkış yaparak rektörlüğe yürüdü.

Zonguldak

Zonguldak’ta üniversiteliler ve akademisyenler üzerlerinde Ali İsmail Korkmaz’ın fotoğrafının basılı olduğu tişörtlerle “özgürlüğümüz YÖK olmasın’” pankartı taşıdılar.

Adana

Çukurova Üniversitesi’nde “AKP’siz bir hafta” programı kapsamında yapılan ‘fikrini yaz, pankarta as’ etkinliği Çukurova Üniversitesi Merkez Yemekhane önünde gerçekleşti. Öğrenciler, “AKP olmasaydı” teması dâhilinde fikirlerini yazarak pankarta astırdı.

Kütahya

Kütahya’da üniversiteliler, Sevgi Yolu’nda bir araya geldiler. Çevredekilerin ilgisinin yoğun olduğu yürüyüş basın açıklamasının ardından sonlandırıldı.

Samsun

Eğitim Sen çağrıcılığıyla Samsun’da bir eylem gerçekleştirildi. Samsun Öğretmen evi önünde bir araya gelen grup Çiftlik Caddesini trafiğe kapatarak yürüyüş yaptı. Süleymaniye geçidinde sonlandırılan yürüyüşün ardından Eğitim Sen Samsun Şube başkanı basın açıklamasını okudu.

25

Aydın’da üniversiteliler yüzde 20′lik ulaşım zammına karşı belediyeye yürüdü - 8 Kasım 2013

Aydın’da 1. 25 TL olan ulaşım ücreti Aydın Belediyesi’nin yapmış olduğu yüzde 20’lik zamla 1. 50 liraya çıkartıldı. Bunun üzerine Adnan Menderes Üniversitesi öğrencileri bu zammı protesto etmek ve geri çektirmek için 8 Kasım’da üniversitenin merkez kampüsünde toplanıp belediye binasına doğru yürüyüşe geçti. Belediye binası önünde toplanan öğrenciler, haklarını almak için sonuna kadar direneceklerini ifade ederek, “Müşteri değil öğrenciyiz”, “Ulaşım hakkımız engellenemez”, “Ulaşım haktır, satılamaz” sloganları attı. Üniversiteliler, Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile görüşmek istedi. Ancak Çerçioğlu’nun oyalamacı tavırları üzerine oturma eylemine geçtiler. Oturma eylemi sırasında Çerçioğlu görüşmeyi kabul etti ve öğrencilerle bir toplantı yaptı.

Eğitim emekçileri ve veliler MEB’e yürüdü - 10 Kasım 2013

Eğitim-Sen üyesi emekçiler ve eğitim hakkı mücadelesi yürütenler, AKP’nin yaşam tarzına yönelik saldırılarına ve eğitim alanındaki baskılara karşı Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı’na yürüdü. YKM önünde bir araya gelen eğitim emekçileri, bakanlık önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Eğitim-Sen Ankara Şubeleri adına basın açıklamasını okuyan Çerkez Aydemir, AKP’nin Eğitim-Sen’e yönelik yıllardan bu yana süren saldırılarına Haziran Direnişi soruşturmalarının da eklendiğini ve cadı avının genişletildiğini söyledi. Aydemir, baskı, sürgün ve soruşturmalara karşı mücadelelerinin devam edeceğini de dile getirdi. Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız da “Açtığınız soruşturmalara, verdiğiniz cezalara yanıtımızdır: Evet, hepimiz Gezi’de direnişteydik. Adımızın Gezi Direnişi soruşturmalarında geçmesi bizim için onurdur. Baskılarla, soruşturmalarla ve cezalarla bizi teslim alamazsınız. Bizi geri adım attıramazsınız” diye konuştu. Yıldız, 23 Kasım’da tüm Türkiye’den öğretmenlerin, eğitim ve bilim emekçilerinin Ankara’da olacağını da bir kez daha duyurdu.

Eğitim emekçilerinin ardından sözü, öğrencileri hakkında soruşturma başlatmadıkları için öğretmenlerin sürgüne uğradığı Seyranbağları Öğretmen Necla Kızılbağ Anadolu Lisesi velileri aldı. Veliler adına Yasemin Akçora, öğretmenlerin ve idarecilerin kellelerinin istendiğini, çocuklarının ihbarcılığa zorlandığını belirtti. Akçora, Seyran halkının ve velilerin öğretmenlerine sahip çıkmayı sürdüreceğini söyledi.

Zonguldak’ta öğrenciler yurt koşullarına isyan etti - 11 Kasım 2013

Zonguldak’ta Kredi ve Yurtlar Kurumu’na (KYK) bağlı Karaelmas Yurdu’nda kalan üniversiteli kadınlar, yurtlarında sıcak su akmaması, kaloriferlerin yanmaması, yemek fişi ve internet olmaması gibi sebeplerle yurdu boşalttı, eyleme geçti. Yurttan çıkmayan üniversiteliler de odalarını ışıklarını yakıp söndürerek eyleme destek verdi. Üniversiteli kadınlar adına yurt önünde bir açıklama yapan Tuğçe Akaltun, yurtta yaşadıkları su, elektrik ve ısınma sorununun bir türlü giderilemediğini, odalarında dolap ve buzdolabı bulunmadığını, sıcak su olmadığını ve hasta olduklarını söyledi. İkinci öğretimde okuyan üniversitelilerin akşam yemeğine gelemediğini belirten Akaltun, atıştırmalık bir şeyler almak istediklerinde ise taleplerinin reddedildiğini ifade etti. Üniversitelilerin eylemi üzerine yurt önüne gelen

26

müdürler Saniye Conkar ve Hatice Gökçen ise sorunların çözülmesi için gerekeni yapacaklarını açıkladı. Eylem, müdürlerden söz alınmasıyla sona erdi.

Seyranbağları halkı, öğretmenleri ve öğrencileri için Milli Eğitim Müdürlüğü önündeydi - 15 Kasım 2013

Ankara Seyranbağları’ndaki Öğretmen Necla Kızılbağ Anadolu Lisesi’nde Haziran İsyanı’na katılan öğrencileri hakkında soruşturma açmayan öğretmenlerin sürgün edilmesine karşı mahalleliler, veliler ve öğrenciler mücadelelerine devam etti. Seyranbağları Özgürlük Parkı Forumu’nun kararı doğrultusunda yaklaşık iki haftadır toplanan imzalar velilerin, öğretmenlerin ve öğrencilerin katılımıyla İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne teslim edildi.

Seyranbağları Eğitim Hakkı Meclisi heyeti, ilk olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Ahmet Pala ile görüştü. Öğretmenleri hakkındaki hukuksuz soruşturmanın bir an evvel sonlandırılmasını isteyen heyet, Haziran Direnişi’nin toplumsal bir direniş olduğunu, ülkenin tümünü etkilediğini, intikam amacıyla kurbanlar arandığını belirtti. Meclis temsilcileri, öğretmenleri ve öğrencileri ihbarcılığa zorlayan anlayışı da sorgulamaya davet etti. Görüşmenin ardından toplanan 1500 imza özel kaleme iletildi.

Öğrenciler “kızlı-erkekli” fakültelerinde kaldı - 15 Kasım 2013

Üniversite öğrencileri Tayyip Erdoğan’ın “kızlarla erkeklerin aynı evde kalması yapımıza uygun değil” açıklamasının ardından “kızlı-erkekli” fakültelerini terk etmeme eylemi gerçekleştirdiler.

Eskişehir Anadolu Üniversitesi öğrencileri İletişim fakültesinde “kızlı erkekli” sabahladı. Saat 19:00’da İletişim fakültesinde buluşan öğrenciler çeşitli atölyeler oluşturarak üretimlerini paylaştılar. Öğrenciler kalma süresince şiir atölyesi, resim atölyesi, akademisyenlerin katılımıyla “toplumsal ahlak söyleşisi” ve müzik dinletisi gerçekleştirdiler.

İstanbul’da Mimar Sinan Üniversitesi’nde Kolektifler etkinlik gerçekleştirdi. “Kızlı-erkekli kalıyoruz” sloganıyla gerçekleştirilen etkinliğe sanatçılar da dahil olurken tulumlar çalındı, el ele horonlar oynandı.

İstanbul’da Öğrenci Kolektifleri, Tayyip Erdoğan ve AKP’lilerin “Kızlı-erkekli aynı evde kalınması bizim muhafazakar yapımıza ters, denetleyeceğiz” sözlerini protesto etti. Mimar Sinan Üniversitesi’nde “Kızlı-erkekli kalıyoruz” sloganıyla etkinlik gerçekleştiren öğrencilere “kızlı-erkekli” sanatçılar da gelerek destek verdi. Yüzlerce üniversiteli birlikte eğlendi, Tayyip’e “Kızlı-erkekli direneceğiz” dedi.

Fem dershanesi Ahmet Atakan sorusu için özür dilemek zorunda kaldı - 18 Kasım 2013

Fethullah Gülen cemaatine ait olan Fem Dershanesi’nin yayınları tarafından hazırlanan felsefe sorusu, Antakya’da polis şiddeti sonucu hayatını kaybeden Ahmet Atakan’ı hedef aldı. Ahmet Atakan’ın polis saldırıları sırasında yaşanan ölümünü yalan haber olarak veren soru, sosyal medyada binlerce kişiden tepki topladı. Soru kitapçığının fotoğrafı Twitter’da binlerce kişi tarafından paylaşıldı ve Fem’e #AhmetAtakanOnurumuzdurFEMdershanesiÖzürDile

27

etiketiyle tepkiler yağdı. Fem, tepkiler karşısında özür dilemek zorunda kalırken Ahmet’in ölümünü “yalan haber” göstermesine değinmedi ve ilkeleri dışına çıktıklarını sınav sonrası fark ettiklerini savundu. Özür mesajında rencide olan taraflardan özür dilenirken Ahmet Atakan ve ailesinin ismi anılmadı. Deneme sınavındaki felsefe sorusu Ahmet Atakan’ın ölümü hakkında yapılan haberlerin yalan olduğu ve toplumda bilinçli bir algı oluşturulduğunu ima ediyordu. Soruda polise iftira atıldığına da gönderme yapan dershane, soruyu “yalan haber” yapmamanın önemini vurgulayarak bitirmişti.

Eğitim emekçilerinin MEB randevusuna polis gaz bombalarıyla saldırdı - 23 Kasım 2013

Eğitim-Sen’in çağrısıyla, eğitim emekçilerinin ve eğitim hakkına sahip çıkanların oluşturduğu binlerce kişi Ankara’da bir araya geldi. MEB’e yürümek isteyen emekçilere polis gaz bombalarıyla saldırdı. Eğitim emekçileri polisin TOMA’lı, gaz bombalı saldırısına uzun süre direndi. Polisin attığı gaz bombasının başına isabet etmesi sonucu yaralanan Eğitim-Sen üyesi Aslı Akdemir, hala müşahede altında alınırken, bacağı kırılan ve geçici körlük yaşayan iki öğretmen tedavilerinden sonra taburcu edildi.

Ataması yapılmayan öğretmenler Güvenpark’ta nöbet tuttu - 23 Kasım 2013

AYÖP’lü öğretmenler Ankara Güvenpark’ta bir araya gelerek eğitim emekçilerinin sorunlarının konuşulduğu bir forum düzenledi. Forumda, ücretli öğretmenliğin sorunlarına, ataması yapılmadığı için intihar eden öğretmenlere, atanma sorununun ulaştığı boyuta değinildi. Forumdan sonra öğretmenler Güvenpark’ta nöbetlerine başladı. Ankaralılar AYÖP’lüler için battaniye getirerek destek verdi.

‘Tacizci milli eğitim müdürü görevden alınsın!’ - 25 Kasım 2013

Fatih İlçe Milli Eğitim Müdürü Şeref Çalışır’ın dört kadını taciz etmesi ve ardından konuyla ilgili yargılama sonucunda görevine geri dönmesini protesto etmek için kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü’nde bir eylem gerçekleştirdi. KESK’li Kadınlar’ın çağrısıyla İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan kadınlar, Şeref Çalışır’ın bir dakika daha o koltukta oturmasını istemediklerini belirtti. Kadınlar, Çalışır’ın görevden alınmamasının sorumlusu olan İl Milli Eğitim Müdürü ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in de tacize ortak olduğunu söyledi. Her ikisinin de bundan sonra olacaklardan sorumlu olduğunu vurgulayan kadınlar “Bu durum yalnızca tacize maruz kalan 4 kadın arkadaşın değil, tüm kadınların, öğrencilerin, velilerin meselesidir artık” dedi.

Vezneciler Kız Öğrenci Yurdu öğrencileri “kızlı-erkekli işçinin yanındayız” - 27 Kasım 2013

Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı Vezneciler Kız Öğrenci Yurdu öğrencileri, yurtlarındaki erkek personelin işten çıkarılmasını Beyazıt Meydanı’nda yaptıkları eylemle protesto etti.

Vezneciler Kız Öğrenci Yurdu öğrencileri Beyazıt Meydanı’nda toplanarak “KYK işçisi yalnız değildir”, “Kadınlı erkekli direniyoruz”, “Atılan işçiler geri alınsın” sloganları atarak,

28

“Kızlı-Erkekli işçinin yanındayız” yazılı bir pankart açtı. Yapılan basın açıklamasında, hiçbir dayanağı olmaksızın bakanlıktan yurt müdürlüklerine yapılan sözlü emirle personellerin işine son verildiği belirtildi. Açıklamada AKP’nin topluma dayattığı cinsiyetçi politikalar nedeniyle kadın yurtlarındaki erkek personellerin ve erkek yurtlarındaki kadın personellerin işlerinden edildiğine dikkat çekildi. “Bu haksızlığı kabul etmiyoruz” diyen öğrenciler şunları söyledi: “Toplumsal cinsiyet kalıplarına dökülerek ayrıştırılan biz kadın ve erkekler inadına bir arada ve omuz omuzayız. Bizim yurtta çalışan erkek işçilerden yana hiçbir sıkıntımız yoktur. Vezneciler Yurdu olarak işçilerin yanındayız. Çalışanların işlerine geri alınmasını talep ediyoruz. ”

Dersim’de ulaşım isyanı - 28 Kasım 2013

Tunceli Üniversitesi yerleşkesinin taşınması sonrası yaşanan ulaşım sıkıntısı üniversitelileri isyan ettirdi. Dersleri boykot eden üniversiteliler sağanak yağışa karşın Dersim kent merkezinden Tunceli Üniversitesi Rektörlüğü’ne yürüdü. Binden fazla üniversitelinin katıldığı yürüyüşte “Eğitim hakkımız engellenemez”, “Ulaşım hakkımız söke söke alırız” sloganları atıldı. Rektörlük önüne gelen üniversitelilerden bir temsilci heyeti seçildi ve Rektörlük ile görüşme talebi iletildi. Rektörün üniversitede olmadığının iletilmesi üzerine üniversiteliler Rektör Yardımcısı ile görüştü ve ulaşım sorunun acil olarak çözülmesi taleplerini iletti. Görüşmenin ardından Rektörlük yetkilileri vali, emniyet müdürü ve belediye başkanı ile birlikte olağanüstü bir toplantı gerçekleştirirken, yüzlerce üniversiteli de kantinde bir forum yaptı. Eylemlerini ve mücadele sürecini masaya yatıran üniversiteliler, sonuç alıncaya kadar mücadelelerine devam edeceklerini açıkladı. Üniversitelilerin toplantısından ulaşım sorunun çözülmesi için dersleri boykot kararı çıktı.

Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi: ‘Ne dershane ne özel okul’ - 28 Kasım 2013

Dershane özel okul tartışmalarına halkın eğitim hakkını savunarak cevap vermek için Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında dershaneler ve özel okul tartışmasının paralı eğitim tartışması olduğu, Eğitim Hakkı Meclisi olarak taleplerinin anaokulundan yükseköğretime eşit, parasız, sınavsız, bilimsel, anadilde eğitim olduğu kaydedildi. İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’nda buluşan Eğitim Hakkı Meclisi üyeleri, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne kadar yürüdü. Eğitim hakkını savunan öğrenciler, veliler, öğretmenler “Eğitim haktır satılamaz” sloganları attı. Milli Eğitim Müdürlüğü önüne gelindiğinde bir dershane öğrencisi söz alarak, sınav sistemine dayalı eğitim nedeniyle yaşadıkları sorunları anlattı. Konuşmasında dershane parası ve sınav sistemi yüzünden intihar eden lise öğrencilerini hatırlattı ve liselilerin parasız eğitim için mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Öğretmenler adına konuşma yapan Yakup Kaya, dershane kavgası yapan her iki kesimin de kendi çıkarları için toplumu taraf etmeye çalıştığını ancak ne cemaatin ne de AKP’nin derdinin parasız eğitim olmadığını vurguladı. Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi adına Nuri Günay konuştu. Günay, yaptığı açıklamada iktidar içi çıkarların halkın çıkarları gibi sunulduğunu ifade etti:

“Açıkça ifade edelim ki, dershaneleri dönüştüreceğiz diyen Tayyip Erdoğan da, dershaneler kapatılamaz diyen Gülen Cemaati de kendi çıkarlarını halkın çıkarlarıymış gibi göstermeye çalışmaktadırlar. Bugün yürüyen kavga iktidar içi paylaşım savaşının cemaatin en güçlü

29

olduğu alanlardan biri olan dershaneler üzerinden yürütülmesidir. AKP eğitimdeki ticarileştirmeyi özel okulları palazlandırarak yapmak istemektedir. Dershanelere yatırım yapanlara özel okul açın demektedir. Kimse bizi kandırmaya çalışmasın, AKP dershaneleri kapatarak 1,5 milyon öğrenciyi ve velileri dershane mecburiyetinden kurtarmaya değil, milyonlarca öğrenciyi özel okullara mahkum etmeye çalışmaktadır. Öbür taraftan dershaneleri fırsat eşitliği sağlayan, yoksulları gözeten kurumlar olarak gösterme çabası kocaman bir yalandır. Dershaneler paralı eğitim kurumlarıdır, tıpkı özel okullar gibi piyasacı, sınav odaklı eğitim sisteminin sonuçlarıdır. Yoksulların biraz daha ucuza dershaneye gidebilmesinin tek koşulu ise cemaat ilişkileri içerisine girmesine bağlıdır. ”

Günay konuşmasının sonunda Eğitim Hakkı Meclisi’nin mücadelesine değinerek “Çokça tekrar ettiğimiz gibi biz anaokulundan yükseköğretime eşit, parasız, sınavsız, bilimsel, anadilde eğitim istiyoruz. Bizim kavgamız bunun kavgasıdır” dedi.

Dershane öğretmenleri: “Kamusal eğitim, güvenceli işin tarafıyız” - 29 Kasım 2013

AKP ve Gülen Cemaat arasında eğitim alanındaki ranttan faydalanma üzerinden başlayan gerilim, kirli çamaşırların da ortaya serilmeye başlamasıyla iktidar içi bir krize doğru ilerlerken; hükümetin kapatmak istediği dershanelerdeki eğitim emekçileri güvenceli iş ve kamusal eğitim için seslerini yükseltmeye başladı. Özel Öğretim Kurumları Çalışanları Derneği (Öz-Der) üyesi dershane öğretmenleri Ankara Kızılay’daki YKM önünde bir basın açıklamasıyla dershane tartışmasında emek eksenli üçüncü bir cephenin adımlarını attı.

4 bini aşkın dershanede 50 bini aşkın öğretmen ve on binlerce çalışanın bulunduğunu aktaran dershane öğretmenleri, dayatma biçiminde yürütülen süreçte bu alanın emekçilerine danışılmaması ve taleplerinin dinlenmemesine tepki gösterdi. AKP’li bakanların atama ile ilgili açıklamalarını “vaat süreci” olarak nitelendiren dershane emekçileri, bu oyunlara karınlarının tok olduğunu belirtti.

Eğitim Sen: ‘Milli Eğitim Bakanlığı pedagojiden bihaber’ - 1 Aralık 2013

Eğitim Sen 28-29 Kasım’da 8. sınıf öğrencileri için yapılan Yeni Ortaöğretime Geçiş Sistemi’ndeki skandallara yönelik bir açıklama yaptı. Buna göre Fen ve Teknoloji Sınavı ölçme-değerlendirme kriterlerine aykırı oluşturuldu, Down sendromu, Otizm, zihinsel engeller gibi sorunları bulunan öğrenciler, diğer öğrencilerle aynı sınava girdi.

Açıklamada belirtilen Fen ve Teknoloji Sınavı’ndaki sorunlar:

MEB`in kendi hazırladığı programa göre Sınav tarihine kadar 8 saat işlenmiş II. Ünite konularından daha fazla soru çıkmış olması, ölçme ve değerlendirme kriterlerini alt üst eden bir durum yaratmıştır.

Ayrıca MEB Fen ve Teknoloji Sınavı sorularından bir tanesini “hatalı bilgi oluşumuna neden olduğu” gerekçesiyle iptal etmiştir. Benzer bir iptal Matematik sorularından bir tanesi için daha gelmiştir. Bu durum MEB`in ciddiyetsizliğinin tescili niteliğindedir!

30

OGS’de Down sendromu, Otizm, zihinsel engeller gibi sorunları bulunan ve kaynaştırma yoluyla eğitime devam eden öğrencilere yönelik mağduriyet Eğitim Sen’in açıklamasında şu cümlelerle yer buldu:

Özel eğitim gereksinimi duyan öğrencilere yönelik öğretmenlere Bireysel Eğitim Planları yaptıran MEB, bu öğrencilerin seviyelerine göre ayrı sınav yapılması uygulamasını sürdürürken, kendi yaptığı ortak sınavlarda bu öğrenciler için ayrı sınav yapmamıştır. Kaynaştırma yoluyla eğitimlerine devam eden öğrencilerin aynı sınava tabi tutulup, bu durumdaki öğrencilere fazladan sadece 15 dakikalık süre verilmesi, MEB`in “yoğun tartışmalarının” içinde “kaynayıp gittiğini” göstermektedir.

Örneğin Uşak ilinde yapılan ortak sınavlarda, özel eğitim ve kaynaştırmaya tabi öğrenciler bir fark gözetilmeksizin diğer öğrencilerle aynı sınavlara girmişlerdir. Vala Gedik Eğitim Uygulama Okulu`ndan 15 tane Down, Otizm ve zihinsel engeli bulunan öğrenci bu sınava alınmış ve tüm 8. sınıf öğrencileriyle aynı sınav sorularıyla değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Uşak`ın Banaz ilçesinde gerçekleştirilen bir sınavda ise yine özel eğitim ve kaynaştırmaya tabi öğrencilerden biri sınav salonunda tutulamamış ve salonu terk etmiştir!”

Bu durumun açıkça Milli Eğitim Bakanlığı’nın pedagojiden bihaber olduğunu gösterdiğini ifade eden eğitim ve bilim emekçileri, ”işletmeci zihniyeti” kendisine temel alan bir bakanlığın, kendi uyguladığı politikalardan dahi habersiz olmasını bir skandal olarak değerlendirdi.

Eğitim Sen, OGS’deki din sorularına bir kez daha değindi. Sosyal bilgiler dersi yerine Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden sorular çıkmasını eleştiren Eğitim Sen, seçmeli derslerle beraber din dersinden soru çıkmasının sağlandığını, YGS`de 5, LYS`de 8 sorunun, SBS’de bir bölümün din sorularına ayrılmasını eleştirdi.

“Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi” ve 4+4+4 ile getirilen diğer seçmeli din derslerinin, AKP`nin “tek din, tek mezhep” anlayışı olduğunun belirtildiği açıklamanın devamında derslerdeki eşitsizlik verilerle ifade edildi:

İslam`ın bir mezhebinin öğretisinin devlet tarafından herkese dayatılmasına dayanan zorunlu/seçmeli din dersi uygulaması, yurttaşların farklı dini inançlarının devlet nezdinde eşdeğer görülmediğinin en açık kanıtı olagelmiştir. Tüm bunlara ek olarak, bir öğrencinin, ilkokulun başından genel lisenin bitimine kadar en fazla toplam 144 saat Felsefe ve 72 saat Sosyoloji dersi görebilecekken, 1476 saat din dersi görebilmesinin mümkün kılınması fazla söze mahal bırakmamaktadır. ”

İstanbul Üniversitesi turnikeleri dönmedi - 3 Aralık 2013

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde öğrencilere sormadan getirilen ve tamamen üniversitelileri kontrol altına almak ve denetlemek adına kurulan turnikeler üniversitelilerin tepkisini çekti. Bunun üzerine Edebiyat Fakültesi’nde Öğrenci Kolektifleri tarafından “Üniversitede turnike istemiyoruz” diyerek imza kampanyası başlatıldı. Kampanya sayesinde uygulama başladıktan bir hafta sonra üniversitelilerin tepkisi üzerine son buldu. Rektörlüğün yapamadığı açılış töreni ise, Öğrenci Kolektifleri tarafından yapıldı. Turnikeleri kurdeleyle

31

açan üniversiteliler, sonrasında bir açılış konuşması yaptı, açılış etkinliğine turnikeler için besteledikleri şarkılarla devam etti. Etkinliğe son veren Öğrenci Kolektifleri, üniversitelilere sormadan üniversiteye dışarıdan hiçbir müdahaleye izin vermeyeceklerini bir kez daha vurguladı.