2 3daha çok kadın üye 4 Unia Kongersi Göçmenler ve ....ocuk sahibi olan babalar içinde altı...

4
Yasadışı Çocukalar göçmen çocuklarının haklarını korumak için Unia Kongersi sendika yönetimine daha çok kadın üye 2 3 4 Yoksulluğa Karşı Asgari Ücret Göçmenler ve Yoksulluk göçmenler ucuz işgücü ihtiyacını karşlamak için Nr. 4 | Mai 2008 | türkisch Erscheint als Beilage zur Zeitung «work» | Redaktion T +41 31 350 21 11, F +41 31 350 22 11 | [email protected] | www.unia.ch Kimya işkolunda sendika- larla işiverenler arasında bir yıldır yürütülen görüş- meler sonuçlandı ve yeni sözleşme 1 Mayıs 2008 den itibaren yürülüğe girdi. Tatil hakkının arttırılması, çıkış- lara karşı önlmeler ve babalık izni yeni sözleşmede hayata geçirilir- ken, sözleşme kapsamı konusunda bir ilerleme sağlanamadı. Nisan ayı sonunda yapılan işyeri toplnatıla- rında görüşme sonuçları çalışanlar tarafından tarışılarak kabul edidi. İşkolu sorumlusu Corrado Pardini, 100 saaten fazla süren bir düzine görüşmeler sonucu elde edilen so- nucun başarı olarak kabul edilmesi- ni gerektiğini belirtti. Aileler için Yeni sözleşme özellikle çalışanların aile yaşamını düzeltmeyi amaçla- yan bir dizi haklar getirmekte. 18 haftalık annelik iznine ek olarak, .ocuk sahibi olan babalar içinde altı günlük ücretli izin hakkı elde edilmiş durumda. Bu ücretli izinin yanısıra on ücretsiz tatl günüde kullanılabilecek. Gene çocukların hastalanması halinde üç günlük ücretli tatil hakkıda söz konusu. Benzer şekilde çocuk parasıda %210 kadar daha arttırılmakta. Sendikal Haklar Ücretli tatil hakkı yeni sözleşme ile en az 5 haftaya çıkarılmakta. Bu ücretli izin hakkı 46, 50 yaşları ara- sı, her yıl bir gün artarak 6 haftaya ulaşmakta. 20 yaşında küçük çalı- şanların tatil hakkı ise 27 işgüne çı- karılmakta. 55 yaşından büyük ça- lışanlar içinse, çikış verme süresi 12 aya çıkarılarak, bu konuda önemli bir adım atıldı. İşyerinde ki sendikal hakalrın art- tırılması yeni sözleşme ile gelen önemli hakların bazılarını teşkil etmekte. Buna göre sosyal plan ve teçvik primi tesbitinde çalışanlarda söz sahibi olmakta. İşyerlerinde ki işçi tesilcilerin, bu görevi yerine ge- tirmeleri için, çalışma süresi içinde daha fazla zaman ayırmalarına im- kan veren bir madde de yeni sözleş- me ile yürülüğe girdi. (250 çalışan için en az %30). Sözleşme kapsamı Sendika tarafında yoplu iş sözleş- mesinin tüm çalışanlar için geçerli hale getirilmesi için getirilen öneri işverenlerin bu konuda inatla geri atmaması ile bir sonraki toplu iş sözleşmesi görüşmelerine ertelendi. Toplu iş sözleşmesi kapsanmında bu işkolunda 5100 işçi çalışırken, 18.000 çalışan sözleşme kapsamı dışında kalmakta. Kimya İşkolu Yeni Sözleşme Kimya İşçilerine yeni haklar. İsviçre’de kadınlar hala er- kek çalışanlardan %20 daha az ücret alıyorlar. Euro 08 de de durum farklı değil. Ücret Eşitliği günü olan 14 Haziran’da Unia hakemleri, 4 Euro-şehirinde bu ücret eşitsizliğine dikkat çekme- yi kararlaştırdılar. Satış, otel lokanta ve temizlik işkollarında çeşitli eylemli- likler yapılacak. Avrupa Futbol şampiyonası, Euro 08 de, oyunlarının güzel bir şekil- de geçmesi için pek çok insanı zor çalışma koşulları bekliyor, haftaso- nu, gece çalışmaları, fazla mesai, kendinden geçecek seyircilerle uğ- raşmak gibi. Satış, otel lokanta ve temizlik işkollarında kadın çalışan- ların çoğunlukta ve ücretlerinde düşük olduğu biliniyor, özellikle düzensiz çalışma zamanları bu ça- lışanların sosyal yaşamını ve çocuk bakımlarını zorlaştırmakta. Buna ek olarak işkolunda çalışanlar, ka- dın oldukları için bir kez daha daha az ücret almaktadırlar. Örne- ğin resmi rakamlara göre temizlik işkolunda çalışan bir erkek 4490 Fr. aylık alırken, kadın çalışanların ücreti ortalama 3813 Fr. Bu konuda yapılan bilimsel araştırmalar, böy- lesine bir ücret eşitsizliği için her- hangi bir neden bulamamakta, tek nedenin cins ayrımcılığı olduğunu ortaya koymakta. Eşit ücret günü Unia sendikası, eşit ücre günü ola- rak tarihe geçen 14 Haziran gü- nünde, bu adaletsiz ücret eşitsizliği konusunu gündeme getirme kararı aldı. Bu yıl sendikaların ücret eşit- sizliğine karşı başlattıkları kampan- ya doğrultusunda yapılacak etkin- liklerin konusu olacak. Sendikalar bir yandan, kadın çalışanların ücret eşitsizliğine karşı nasıl mücadele edilebileceği konusunda kurslar dü- zenlerken, büyük işyerlerinden de, bu ücret eşitsizliğini kendi işyerle- rinde sendikalarla birlikte inceleyip gereken ücret artışlarını yapmala- rını istiyor. Bedag Informatik AG, Novartis ve Nestlé Konolfingen gibi işyerlerinde bu incelemeler şu anda yapılmaya başladı. Unia sendikası Euro08 de de çalış- malarını bu doğrultuda yürütmeye devam edecek, ücre eşitsizliğini gündeme taşıyacak. Bu konuda 14 Haziran da yapılacak etkinlikler konusunda sendika şubelerinden bilgi edinilebilir. Christine Michel, Unia Kadın Sorumlusu Aktion vom 14. Juni 2008 Foulpay yerine Fairplay Futbolcular kadar çalışanlar içinde. 1 Haziran’da halkoylaması- na sunulacak olan vatan- daşlık hakkı ile ilgili olarak sendikalar ve göçmen ku- rumları yoğun bir kampan- ya yürüttüler. Unia sendikası tarafından, İsviç- re Pasaportu şeklinde hazırlanan 60.000 broşür büyük şehirlerde yaygın bir şekilde dağıtılırken, göç- menlerin çatı örgütü FIMM konu ile ilgili basın toplnatısı yaptı ve bilgilendirme toplantıları düzen- ledi. 15 Mayıs günü oniki ayrı şe- hirde Unia sendikası tarafından dağıtılan broşürler, SVP partisi ta- rafından getirilmek istenen deği- şikliğin, hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmadığını belirterek, SVP nin asıl amacının, yabancı düşmalığını kışkırtarak oy toplamak olduğuna dikkat çekmekte. FIMM ise on ayrı dilde hazırladığı bildirileri, göçmen kurumları aracılığı ile dağıtırken, esas olarak, İsviçre vatandaşlığına geçmiş göçmenlerin, oy haklarını kullanmalarını teşvik etmeyi he- deflemişti. Son yirmi yılda İsviçre vatandaşlığına geçen göçmenle- rin sayısı yarım milyonu aşarken (bunların yaklaşık 50.000 Türkiye vatandaşı), bu yeni İsviçre vatan- daşları arasında oy kullanma alış- kanlıkları oldukça düşük düzeyde kalmaktaydı. FIMM tarafından dağıtılan bildiri şu şekilde: Vatandaşlığa geçişte de Fairplay! 1 Haziran 2008 de Keyfi ve ayrımcı SVP-Vatandalığa Geçiş önerisine HAYIR. Demokratik Vatandaşlığa Geçiş gibi aldatıcı bir başlıkla hal- koylamsına sunulan SVP önerisi, herşeyden önce, bugüne kadar pek çok kantonda gerçekleştirilmiş olan şeffaf uygulmaları tehdit etmekte. Vatandaşlığa geçişle ilgili bir kara- ra, daha sonra haksız olması ispat- lansa bile itiraz edilemeyecek. FIMM için bu tür uygulam- lar demokratik hukuk dev- leti çerçevesinde kabul edilemez En az 12 yıl bu ülkede yaşayan, ça- lışan, vergisini ödeyen bir insanın, vatandaşlık talebi, şeffaf ve hukuk ilklerine dayalı bir süreç ile karar altına alınmalıdır. SVP tarafından yapılan bu öneri, keyfi uygulamla- ra ve ayrımcılığa kapı açacakatır. Fairplay sadece önümüzdeki gün- lerde yapılacak olan Avrupa Kupası futbol maçlarında değil ama ayni zamanda vatandaşlık başvuruları- nın karara bağlanmasında da ge- çerli olmalıdır. Vatandaşlık Hakkı Oylaması Tell pasaport dağıtıyor.

Transcript of 2 3daha çok kadın üye 4 Unia Kongersi Göçmenler ve ....ocuk sahibi olan babalar içinde altı...

  • Yasadışı Çocukalargöçmen çocuklarının haklarını korumak için

    Unia Kongersisendika yönetimine daha çok kadın üye2 3 4

    Yoksulluğa Karşı Asgari Ücret

    Göçmenler ve Yoksullukgöçmenler ucuz işgücü ihtiyacını karşlamak için

    Nr. 4 | Mai 2008 | türkischErscheint als Beilage zur Zeitung «work» | Redaktion T +41 31 350 21 11, F +41 31 350 22 11 | [email protected] | www.unia.ch

    Kimya işkolunda sendika-larla işiverenler arasında bir yıldır yürütülen görüş-meler sonuçlandı ve yeni sözleşme 1 Mayıs 2008 den itibaren yürülüğe girdi.

    Tatil hakkının arttırılması, çıkış-lara karşı önlmeler ve babalık izni yeni sözleşmede hayata geçirilir-ken, sözleşme kapsamı konusunda bir ilerleme sağlanamadı. Nisan ayı sonunda yapılan işyeri toplnatıla-rında görüşme sonuçları çalışanlar tarafından tarışılarak kabul edidi. İşkolu sorumlusu Corrado Pardini, 100 saaten fazla süren bir düzine görüşmeler sonucu elde edilen so-nucun başarı olarak kabul edilmesi-ni gerektiğini belirtti.

    Aileler içinYeni sözleşme özellikle çalışanların aile yaşamını düzeltmeyi amaçla-yan bir dizi haklar getirmekte. 18 haftalık annelik iznine ek olarak, .ocuk sahibi olan babalar içinde altı günlük ücretli izin hakkı elde edilmiş durumda. Bu ücretli izinin yanısıra on ücretsiz tatl günüde kullanılabilecek. Gene çocukların hastalanması halinde üç günlük ücretli tatil hakkıda söz konusu. Benzer şekilde çocuk parasıda %210 kadar daha arttırılmakta.

    Sendikal HaklarÜcretli tatil hakkı yeni sözleşme ile en az 5 haftaya çıkarılmakta. Bu ücretli izin hakkı 46, 50 yaşları ara-sı, her yıl bir gün artarak 6 haftaya ulaşmakta. 20 yaşında küçük çalı-şanların tatil hakkı ise 27 işgüne çı-karılmakta. 55 yaşından büyük ça-lışanlar içinse, çikış verme süresi 12 aya çıkarılarak, bu konuda önemli bir adım atıldı. İşyerinde ki sendikal hakalrın art-tırılması yeni sözleşme ile gelen önemli hakların bazılarını teşkil etmekte. Buna göre sosyal plan ve teçvik primi tesbitinde çalışanlarda söz sahibi olmakta. İşyerlerinde ki işçi tesilcilerin, bu görevi yerine ge-tirmeleri için, çalışma süresi içinde daha fazla zaman ayırmalarına im-kan veren bir madde de yeni sözleş-me ile yürülüğe girdi. (250 çalışan için en az %30).

    Sözleşme kapsamıSendika tarafında yoplu iş sözleş-mesinin tüm çalışanlar için geçerli hale getirilmesi için getirilen öneri işverenlerin bu konuda inatla geri atmaması ile bir sonraki toplu iş sözleşmesi görüşmelerine ertelendi. Toplu iş sözleşmesi kapsanmında bu işkolunda 5100 işçi çalışırken, 18.000 çalışan sözleşme kapsamı dışında kalmakta.

    Kimya İşkolu

    Yeni Sözleşme

    Kimya İşçilerine yeni haklar.

    İsviçre’de kadınlar hala er-kek çalışanlardan %20 daha az ücret alıyorlar. Euro 08 de de durum farklı değil. Ücret Eşitliği günü olan 14 Haziran’da Unia hakemleri, 4 Euro-şehirinde bu ücret eşitsizliğine dikkat çekme-yi kararlaştırdılar. Satış, otel lokanta ve temizlik işkollarında çeşitli eylemli-likler yapılacak.

    Avrupa Futbol şampiyonası, Euro 08 de, oyunlarının güzel bir şekil-de geçmesi için pek çok insanı zor çalışma koşulları bekliyor, haftaso-nu, gece çalışmaları, fazla mesai, kendinden geçecek seyircilerle uğ-raşmak gibi. Satış, otel lokanta ve temizlik işkollarında kadın çalışan-ların çoğunlukta ve ücretlerinde düşük olduğu biliniyor, özellikle

    düzensiz çalışma zamanları bu ça-lışanların sosyal yaşamını ve çocuk bakımlarını zorlaştırmakta. Buna ek olarak işkolunda çalışanlar, ka-dın oldukları için bir kez daha daha az ücret almaktadırlar. Örne-ğin resmi rakamlara göre temizlik işkolunda çalışan bir erkek 4490 Fr. aylık alırken, kadın çalışanların ücreti ortalama 3813 Fr. Bu konuda yapılan bilimsel araştırmalar, böy-lesine bir ücret eşitsizliği için her-hangi bir neden bulamamakta, tek nedenin cins ayrımcılığı olduğunu ortaya koymakta.

    Eşit ücret günüUnia sendikası, eşit ücre günü ola-rak tarihe geçen 14 Haziran gü-nünde, bu adaletsiz ücret eşitsizliği konusunu gündeme getirme kararı aldı. Bu yıl sendikaların ücret eşit-sizliğine karşı başlattıkları kampan-

    ya doğrultusunda yapılacak etkin-liklerin konusu olacak. Sendikalar bir yandan, kadın çalışanların ücret eşitsizliğine karşı nasıl mücadele edilebileceği konusunda kurslar dü-zenlerken, büyük işyerlerinden de, bu ücret eşitsizliğini kendi işyerle-rinde sendikalarla birlikte inceleyip gereken ücret artışlarını yapmala-rını istiyor. Bedag Informatik AG, Novartis ve Nestlé Konolfingen gibi işyerlerinde bu incelemeler şu anda yapılmaya başladı.

    Unia sendikası Euro08 de de çalış-malarını bu doğrultuda yürütmeye devam edecek, ücre eşitsizliğini gündeme taşıyacak. Bu konuda 14 Haziran da yapılacak etkinlikler konusunda sendika şubelerinden bilgi edinilebilir.

    ✏ Christine Michel, Unia Kadın Sorumlusu

    Aktion vom 14. Juni 2008

    Foulpay yerine Fairplay

    Futbolcular kadar çalışanlar içinde.

    1 Haziran’da halkoylaması-na sunulacak olan vatan-daşlık hakkı ile ilgili olarak sendikalar ve göçmen ku-rumları yoğun bir kampan-ya yürüttüler.

    Unia sendikası tarafından, İsviç-re Pasaportu şeklinde hazırlanan 60.000 broşür büyük şehirlerde yaygın bir şekilde dağıtılırken, göç-menlerin çatı örgütü FIMM konu ile ilgili basın toplnatısı yaptı ve bilgilendirme toplantıları düzen-ledi. 15 Mayıs günü oniki ayrı şe-hirde Unia sendikası tarafından dağıtılan broşürler, SVP partisi ta-rafından getirilmek istenen deği-şikliğin, hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmadığını belirterek, SVP nin asıl amacının, yabancı düşmalığını kışkırtarak oy toplamak olduğuna dikkat çekmekte. FIMM ise on ayrı

    dilde hazırladığı bildirileri, göçmen kurumları aracılığı ile dağıtırken, esas olarak, İsviçre vatandaşlığına geçmiş göçmenlerin, oy haklarını kullanmalarını teşvik etmeyi he-deflemişti. Son yirmi yılda İsviçre vatandaşlığına geçen göçmenle-rin sayısı yarım milyonu aşarken (bunların yaklaşık 50.000 Türkiye vatandaşı), bu yeni İsviçre vatan-daşları arasında oy kullanma alış-kanlıkları oldukça düşük düzeyde kalmaktaydı.

    FIMM tarafından dağıtılan bildiri şu şekilde:Vatandaşlığa geçişte de Fairplay! 1 Haziran 2008 de Keyfi ve ayrımcı SVP-Vatandalığa Geçiş önerisine HAYIR. Demokratik Vatandaşlığa Geçiş gibi aldatıcı bir başlıkla hal-koylamsına sunulan SVP önerisi, herşeyden önce, bugüne kadar pek

    çok kantonda gerçekleştirilmiş olan şeffaf uygulmaları tehdit etmekte. Vatandaşlığa geçişle ilgili bir kara-ra, daha sonra haksız olması ispat-lansa bile itiraz edilemeyecek.

    FIMM için bu tür uygulam-lar demokratik hukuk dev-leti çerçevesinde kabul edilemezEn az 12 yıl bu ülkede yaşayan, ça-lışan, vergisini ödeyen bir insanın, vatandaşlık talebi, şeffaf ve hukuk ilklerine dayalı bir süreç ile karar altına alınmalıdır. SVP tarafından yapılan bu öneri, keyfi uygulamla-ra ve ayrımcılığa kapı açacakatır.Fairplay sadece önümüzdeki gün-lerde yapılacak olan Avrupa Kupası futbol maçlarında değil ama ayni zamanda vatandaşlık başvuruları-nın karara bağlanmasında da ge-çerli olmalıdır.

    Vatandaşlık Hakkı Oylaması

    Tell pasaport dağıtıyor.

  • 20000 yeni üyeGeçen yıl içinde Unia sendikası-na 20530 üyenin daha katıldığı açıklandı. Özellikle yapı işkolu ve satış sektörlerinde 2007 yılında sendikaya üye olanların sayısın-da önemli artışlar görüldü. Ben-zer şekilde Unia sendikası üyeleri arasında kadınların oranıda geçen yıl arttarak %20 lere kadar çıktı. Öte yandan endüstri işkolarında ki üye sayısıda azalmaya devam etti. Buna karşın sendikada ayrılanların sayısı 2007 yılındada azalmaya devam etti, 2007 yılı sonu itibarı ile Unia sendikasının üye sayısı %1.35 azalarak 200.000 üyenin altına düştü.Unia sendikası sendikaya üye ka-zanma konusunda önemli başarı-lar gösterirken, üyelerini sendika-da tutma konusunda ayni başarıyı gösterememekte. Bu konuya iliş-kin olarak pek çok girişimde bu-lunan sendika yönetimi, sendika üyelerinin hangi nedenlerle sen-dikadan ayrıldıkları konusunda bir araştırma yapılmasını karalaştırdı.

    SwatchSwatch grubuna ait işyerlerinin tümü bu yılın başından itibaren Saat işkolu toplu iş sözleşmesi kapsamına girdi. Nuenburg kan-tonunda ki 1 Mayıs kutlamaları sırasında, Unia sendikasının saat işkolundan sorumlu sekreteri Jean-Claude Rennwald bu geliş-meyi kamuoyuna duyurdu. Certina, Rado, Tissot ve Swatch gibi saat markalarına üreten grup, dünyanın en büyük saat üreticisi. Grup ayrı-ca İsviöre saat endistrisi için ge-reken önemli parçalarında üreticisi durumunda.

    Düşük ÜcretMayıs ayı ortasında Vavey’de ki Nestle işyerinin merkez yöneti-mini Unia sendikası ile birlikte ziyaret eden bir grup Rus sendi-kacı, Rusya’nın Perm şehrindeki Nestle’ye ait işyerinde ki düşük ücretlere dikkat çekti. Bu işyerinin İsviçreli sorumlusu, sendikalarla görüşmeyi red ettiğinde sendikaca-lılar, bu uluslarası tekelin merkez sorumluları ile görüşme yoluna git-tiler. Bu işyerinde çalışanlar ayda ortalama 200 Euro kazandıklarını buna karşın bölgedeki ücretlerin yaklaşık 460 Euro civarında oldu-ğuna dikkat çeken sendikacılar, Nestle yönetiminden bu işyerinde ki ücretlerin hemen arttırılmasını talep ettiler.

    Gece çalışmasıMigros’a ait Courtepin (FR) daki Micrana et işleme tessilerinde sü-rekli gece çalışmasının yasalara aykırı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından onaylandı.Unia sendikasının bu konu ile il-gili olarak geçen yıl açtığı dava sonucunda, resmi makamların bu işyerine sürekli gece ve haftasonu çalışma izni vermesinin yasalara aykırı olduğu tesbit edildi.Son yıllarda giderek artan sürek-li gece çalışmasının, çalışanların sağlığını tehdit ettiği yolundaki sendikal eleştirilerin haklı olduğu-nu gösteren bu karar, Unia sendi-kası için önemli bir gelişme. Mic-rana, bu karar ile birlikte en fazla dört ay içinde resmi makmalarla birlikte yasalara uygun bir çalışma planı hazırlamak zorunda.

    horizonte Nr. 4 | Mai 2008 | türkisch 2

    Kısa kısa

    Son yirmi yılda, sermaye hareketliliğinin artmasının da etkisiyle ekonomik sı-nırlar büyük ölçüde kalk-maya başlamış, Avrupa Birliği (öncesini bir tarafa bırakırsak) bu durumun so-mut bir örneği olarak orta-ya çıkmıştır.

    Ancak sınırların işçiler, yoksullar için değil, sadece sermaye için açıl-dığını anlamak çok uzun sürmemiş-tir. Sınırların kalkması, sermayenin dünya üzerinde karın en yüksek ol-duğu alanlara dilediğince, zahmet-siz ve hızlı bir şekilde gidebilmesi anlamına gelmektedir. Oysa işçiler ve yoksul halk kesimleri açısından bakıldığında duvarların eskisinden daha da yükseltilmiş olduğunu gör-mek mümkündür.Tüm bu gelişmenin altında yatan temel nedenin, küreselleşme tartış-malarıyla birlikte, gelişmiş kapita-list ülkelerde başlatılan yeni ekono-mik yönelimler olduğu söylenebilir. Teknolojik gelişmeler sonucunda üretim sektöründe ihtiyaç duyulan iş gücü miktarı giderek azalmaya başlamış, hizmetler sektörü hızla büyümüştür. Sanayi sektörü önem-li oranda, ucuz emek cenneti olan Üçüncü Dünya’ya kaydırılırken ka-pitalist ülkeler ileri teknoloji, ileti-şim endüstrisi, finans vb. alanlarda yoğunlaşmıştır. Küreselleşme çığlık-ları altında oluşturulan bu yeni eko-nominin kitlesel işçi göçlerine artık ihtiyacı kalmamıştır. Hatta Avrupa ve ABD’de bile işsizliğin gittikçe büyüyen bir sorun haline gelmeye başladığı görülmektedir. Artık sınır kapıları -sermaye sahipleri dışında- yalnızca nitelikli, eğitimli işgücüne açıktır. Üçüncü Dünya’nın en başa-

    rılı öğrencilerine burslar verilmek-te ve bu nitelikli işgücü genellikle okul sonrasında da gittikleri ülkede kalmaktadır.

    Vasıfsız çalışanlarTüm bu gelişmelere karşın, hizmet sektörünün en alt kademelerinde çalışacak vasıfsız işçilere de ihtiyaç duyulduğunu unutmamak gerekir. Genellikle iş güvencesi olmayan, ücretlerin düşük ve çalışma koşulla-rının ağır olduğu bu tip işlerde, daha çok ülkeye yasa dışı yolardan giren kaçak göçmenler istihdam edilmek-tedir. Zaten kaçak durumda olan bu insanların hak aramasının söz ko-nusu olamayacağı düşünüldüğünde ortaya büyük bir çelişki çıkmaktadır. Üçüncü Dünya’dan kapitalist mer-kezlere akan yasal göç «beyin göçü» biçimini almıştır. Kaçak yollardan gidenler ise, eğer geri gönderilmez-lerse, en ağır, en kirli, en ucuz işler-de, her türlü güvenceden yoksun olarak çalıştırılmaktadır. Yaşa dışı yollardan göç ederek, çalışmak için gelişmiş ülkelere giden göçmen işçi-ler aynı zamanda «ucuz emek» oldu-ğu için bazı sektörlerde (inşaat gibi) özellikle istihdam edilmektedir. Çok sayıda göç alan ülke, yukarıda değindiğimiz nedenlerden dolayı gittikçe daha sıkı göçmen politi-kaları uygulamaya başlamıştır. Her yıl çıkarılan yeni yasalarla, mülteci kabul koşulları ve yerleşme hakkı konusunda yeni kısıtlamalar ge-tirmektedir. Hatta «geri dönüşü» özendiren kampanyalar düzenlen-mekte, kaçak gelenleri engellemek amacıyla sınır güvenlikleri artırıl-maktadır. Artık yasa dışı göçmenle-rin durumu devletler arası ilişkiler-de başlıca sorunlardan birisi haline gelmeye başlamıştır. (Geçtiğimiz

    yıllarda İngiltere’nin, Fransa’yı Manş Tüneli yoluyla İngiltere’ye ka-çak göçmen göndermekle suçlama-sı bu duruma örnek olarak verilebi-lir) Alınan tüm hukuki ve güvenlik önlemlerine rağmen ne Avrupa ne de ABD kaçak göçmen akışını dur-duramamaktadır. İletişim ve ulaşım imkanlarının da gelişmesi sayesinde dünya üzerindeki nüfus hareketlili-ği insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar artmış durumdadır. Kapita-lizmin yarattığı sefalet ve çıkarları doğrultusunda yol açtığı paylaşım savaşları bu durdurulamayan akışın başlıca sebebidir. Neo-liberal politi-kaların tüm dünyada uygulanması-nı sağlarken, bir taraftan da göçün olmamasını istemek aslında tam bir paradokstur. Dolayısıyla gerek AB ülkelerinin gerekse ABD’nin, yasa dışı göçler konusunda, kendi yarat-tığı sorunla boğuştuğu söylenebilir. Hayatlarını, kendilerinin ve aile-lerinin geleceklerini tehlikeye atıp başka bir ülkeye göç eden bu insan-lar neo-liberal politikaların yoksul-laştırdığı insanlardır. Oysa gelişmiş ülkelerin göç ve göçmenler konusu-na geliştirdiği politikalara baktığı-mızda, sorunu kendi uyguladıkları ekonomik-siyasal politikalardan bağımsız olarak ele aldıkları göze çarpar. Dolayısıyla gelişmiş ülkeler kendi yarattığı gerçekleri dışsal bir sorun gibi yansıtmakta ve böyle bakarak «soruna» çözüm aramaya çalışmaktadır. Bir taraftan IMF ve Dünya Bankası politikaları ile her geçen gün yeni işsizler, yeni yok-sullar yaratılırken, gittikçe büyü-yen bir sorun olan göç sorununun çözülebilmesi mümkün görünme-mektedir.

    ✏ Erkan Aydoğanoğglu, Eğitim-Sen Uzmanı

    İsviçre’de oturmu izni ol-madan yaşayan göçmen çocuklarının haklarını koru-mak için Basel’de kurulan ‚yasadışı çocukların hakla-rı’ (Für die Rechte illega-lisierter Kinder) derneği, aralarında Sans-Papiers-Beratungsstellen Basel, Bern, Zürich, Unia ve VPOD sendikalarının olduğu bir komite ile iki yıllık bir kam-panya başlattı.

    Anne ve babalarının oturma izni olmayan göçmen çocukları için İsviçre’de yaşam pek çok sorunla iç içe, her an sınırdışı edilme, sosyal dışlanma, gelecek korkusu günlük yaşamın bir parçası. Bu yılın ba-şında yürülüğe giren yeni Göçmen Yasası bu durumu dahada zorlaştır-makta. Yasa özellikle, 12 yaşından büyük çocukların aile birleşimi ile ailelerinin yanına gelmelerini zor-laştırmakta, üstelik 16 yaşından büyük çocukların 12 ay kadar sınır-dışı edilmek için gözaltına alınma-sınıda sağlamakta.

    Buna karşın İsviçre’de olumlu gelişmelerde olmakta, Birleşmiş Milletler Çocuk Anlaşmasını im-zalayan İsviçre, bütün çocukların eğitim haklarını garanti etmekte. Bu anlaşma ile oturma izni olma-yan göçmen çocukların en azından ilkokulu okuması, yasal olarak ola-naklı hale gelmekte. Ancak eğiti-min devam ettitlemesi ve mesleki öğrenim hala yasal olarak müm-kün olmamakta.

    Eğitim HakkıBugüne kadar, gerek oturma izni olmayan gereksede anne ve babal-rının iltica talebi red edilen göç-men çocukların eğitim haklarının gerçekleşmesini garanti altına ala-cak bir kurumlaşma olmamıştı. Yeni kurulan yasadışı çocukların hakları derneği, bu konuda ki çalış-maları koordine etmeyi, sözkonusu anlaşmanın gereklerinin tam ola-rak yerine getirilmesini sağlamayı amaçlamakta.Yukarda sözü edilen kampanya-nın amacını ulaşması için, herşey-den önce daha fazla kurumun bu

    kampanyaya katılması sağlanmak istenmektedir. Benzer şekilde bu durumdan etkilenen göçmenlerin-de bu kampanya içinde yer alması amaçlanmaktadır. Özellikle eğitim hakkı engellenen çocukların du-rumlarının bu kuruma bildirilme-si durumunda gereken girişimleri yapmak mümkün olacaktır. Otur-ma izni olmadığı için bu tür giri-şimleri yapamayan anne ve babal-

    rını yerine bu kurum girişimlerde bulanacaktır.

    Bu durumda olanların, Verein «Für die Rechte illegalisierter Kinder», c/o Anlaufstelle für Sans-Papiers, Rebgasse 1, 4058 Basel, T 061 681 56 10 adresine durumlarını iletebilirler.

    ✏ Pierre-Alain Niklaus, Leiter der Anlaufstelle für Sans-Papiers

    Basel, www.sans-papiers.ch

    Çocuklar ailenin bir parçası.

    Unutturulmak istene bir konu

    Avrupa’da Kaçak İşçiler

    Euro 2008

    Otel Lokanta İşkoluHaziran ayı yaklaştıkça her şey futbolla başlayıp bitmeye başladı, otel lo-kanta işçileri kaç saat ça-lışıyor diye sorulduğunda cevap her gün altı sefer 90 dakika oluyor. Ama bu çalışanları Euro 08 sıra-sında oldukça zor çalışma koşulları bekliyor.

    Bu işkolunda ki çalışma şartlarının diğer işkollarına göre daha zor ol-duğu düşünülecek olursa Haziran 2008 onların üstüne daha bugün-den kabus gibi çökmeye başlamış bulunyor. Buna karşın işverenler, Nisan ayı ortasında yaptıkları yıl-lık toplnatıda 2008 i ‘çok başarılı bir yıl’ olarak örnek gösterdiler, evet onlar için başarılı olacak kuş-kusuz, iyi para kazancaklar, ama ayni şey çalışanlar için ne kadar geçerli?

    Talepler neler?Unia sendikası bu yılın başından itibaren bu işkolunda çalışanla-rı Haziran ayında bekleyenleri kamuoyuna yansıtmaya çalıştı. ‘Mliyonları bulan ücret istemiyo-ruz, sadece insani çalışma koşul-ları bize yeter, 13. aylıkta en do-ğal hakkımız’ şeklinde bastırılan kartlar yaygın bir şekilde dağıtıl-dı. Euro 08 boyunca 200 000 ça-lışanın daha fazla çalışmaya öec-bur edileceği açık. Unia sendikası işkolu sorumlusu Mauro Moretto, bu fazla çalışamanın bir karşılı-ğı olması gerektiğini belirterek, çalışanlara en azından fazla me-sai ücretlerinin zamlı ödenmesi gerektiğine dikakt çekti. Şu anda yürütülmekte olan bu işkolunda ki toplu iş sözleşmesine ilişkin gö-rüşmelerde Unia sendikası en faz-la, tüm çalışanlara 13. aylık öneri-sini öne çıkarmaya çalışmakta.

    Göçmen Çocukları için yeni dernek kuruldu

    Çocuklar Yasadışı Olamaz

  • horizonte Nr. 4 | Mai 2008 | türkisch 3

    Yapı, hizmet ve satış işkol-larından sonra endüstri iş-kolunda da ücret dampingi gündeme gelmeye başladı. Çeşitli işyerlerinden gelen 100 den fazla temsilcinin katıldığı bu yılki Unia sen-dikası endüstri Konferan-sında tartışılan konuların başında bu anlamda asgari ücret ve ücret eşitliği en çok tartışılan konu oldu.

    İşyerlerinde ayni işi yapan kadın çalışanların daha az ücret alması, endüsti işkolunda da hala yaygın. Konferansa sunulan bir araştırma bu gerçeği bir kez daha gözler önü-ne sererken, Konferans, ücret eşit-sizliğene karşı verilen mücadelenin, özellikle asgari ücret konusunda yo-ğunlaşması gerektiğini karar altına aldı. Avrupa Birliği ile gerçekleşen serbest dolaşımın gerçekleşmesinin etkilerinin işyerlerinde hissediler hale geldiğide delegeler tarafından dile getirilirken, yeni işe başalayan-ların çok düşük ücretle işe alınma-larına karşı en etkin önlemin asgari ücretleri arttırmak olduğu belirtildi. Özellikle sınıra yakın bölgelerde bu gelişme oldukça hissedilir düzeyde.Ücret arasında ki eşitsizliğin, genel olarak ücretler üzerinde bir baskı oluşturduğuda bilinen bir gerçek. Kadın çalışanların %13 nün 3500 Fr. den az ücret almaya devam et-meleri bu eşitsizliği arttırmakta. Saat üretimi işkolunda bu oran %17

    seviyesine yükselmekte. Gıda ilşko-lunda çalışan kadınların %34 nün 3500 Fr. tan az ücret aldığı gerçeği bu işkolunda acilen çözüm aranma-sını ortaya çıkarmakta.Bu tartışmaların sonunda Konferans şu kararları aldı. Düşük ücretlere karşı en etkin önlem asgari ücretle-rin yükseltilmesidir, sendika bu ko-nuda taleplerini somutlaştırmalıdır. Sendika, resmi makamlarla birlikte ücret kontrollerini sıklaştırmalı ve ücret dampingine izin vermemeli-dir. Kadın çalışanlara karşı uygula-nan ayrımcı ücret politikasına karşı

    mücedele sürdürülmeli, gereken ön-lemler hemen hayata geçirilmelidir. Konferans kararlarıUnia sendikası Endüstri Konferan-sı ayrıca bu yıl Lugana da yapıla-cak olan Unia genel kongresine sunulacak olan karar tasarılarınıda kararlaştırdı. Yürütme Kurlu üyeli-ği içinse Fabienne Blanc-Kühn ve Jean-Claude Rennwald ın yanısra Corrado Pardini ninde önerilmesi konferansın aldığı kararlar arasın-da.

    On yıl önce sendikaların ortaklaşa yaptıkları, asga-ri ücret kampanyası, bu yıl başka bir boyutta, kalifye çalışanlar için 4500 Fr. üc-ret talebi ile tekrar günde-me getiriliyor

    Pek çok insan, sendikaların neden asagri ücret konusunu gündeme getirilmesinin nedenini, daha doğ-rusu İsviçre’de asgari ücrete ihtiyaç olup olmadığını sormakta. İsviçre Sendikalar Birliği başkanı P. Rech-steiner, Nisan ayı sonunda yapılan bir basın toplnatısında soruya şu cevabı verdi. ‘Düşük ücret poltika-sı bir ülkenin ekonomisi açısından zarar verici ve tehlikelidir, İsviçre’de çalışanlar yaşamlarını garanti altına alacak bir ücret almalıdırlar’

    Otel Lokanta ve Satış İşkollarıAncak asgari ücretler kendiliğinde ortaya öıkmıyor, ‘sendikaların bas-kısı olmadan asgari ücretler artmı-yor’ diyen Unia sendikası eş başka-nı A. Rieger, sendikaların ilk defa 1998 yılında asgari ücret kampan-yası başlatııklarını belirtti. ‘Özel-likle etkin bir sendikal çalışmanın yapıldığı işkollarında kampanya başarılı oldu’ diyen Rieger, otel lo-kanta işkollarında ve büyük satış mağazalarında ‘3000 Fr. tan daha az ücret kalmasın’ talebi ile yürütü-len kampanyanın olumlu sonuçlar verdiğine dikkat çekti. 10 yıl içinde

    belirtilen bu iki işkolunda, asgari ücret artışlarının %40 a kadar çık-mış olması bunu göstermektedir. Örneğin Coop işyerlerinde bugün asgari ücretlerin 3600 Fr. tır, ayrıva 13. aylık garantiside sağlanmıştır.

    Yeni HedeflerEn son açıklanan resmü ücret is-tatistikleri, İsviçre’de hala 400.000 den fazla çalışanın 3500 Fr. tan daha az ücret aldığını göstermekte. Bunun yanısıra tek başına çalışan ve yaşayan bir insanın aylık asga-ri gelirininde 3200 Fr. olması ge-rekmekte. Buna ek olarak pek çok işkolunda mesleki eğitimün ücret üzerinde bir etkisi olmamakta. Bu nedenle sendikalar, asgari ücretle-rin en az 3500 Fr. (13. aylık hakkı ile birlikte) buna ek olarakta meslek eğitimi olanlar içinde asgari ücret-lerin 4500 Fr. (13. aylık hakkı ile birlikte) olmasını talep etme kararı

    aldılar. Bu konuda önemli başka bir kriter olarakta, saat ücretlerinin en az 20 Fr. olmasıda kararlaştırıldı.

    Unia sendikası bu konuda değişik işkollarında çalışmalar yürütecek, Toplu İş Sözleşmelerinde ki asgari ücretlerin arttırılması ilk önemli hedef. Buna bağlı olarak toplu iş sözleşmesi olmayan işkolalrı için-de, asgari ücretleri bağlayıcı bir şekilde belrilemek içinde, hükü-met tarafından çıkarılacak, Normal Toplu İş Sözleşmesi de sendikaların başka bir hedefi. Unia sendikası eş başkanı Rieger, ‚Kamuoyu bu konu-da duyarlı hale getirilme ile karın tokluğuna çalışmaya bir son verile-bilir. Zengin İsviçre’de ki bu ücret skandalına artık bir son verilmeli-dir.’ Dedi.

    Unia sendikası Kadın Kon-feransı, Unia sendikasının Ekim ayında yapılacak olan kongresinde, sendika yöne-timine daha çok kadın üye-nin seçilmesini perspektif olarak belirlidi. Bu konuda Kadın Komiszonu başkanı Ursula Mattman Alberto ile yapılan bir röpartaj şu şe-kilde.

    Unia’dan önce GBI sendikasınında kadın komiyonu başkanlışı yaptınız, arada ki farklar sie göre nelerdir?Ursula Mattmann Alberto: GBI sen-dikasında erkek üyeler büyük bir ço-ğunlukta olduğundan kadın üyeler bir kenarda kalmaktaydı. VHTL, SMUV ve GBI nin birleşmesi ile Unia sendi-kası içinde kadın üyeleri sayısı önem-li ölçüde arttı, bugün Unia üyelerinin %20 si kadın. VHTL sendikasının sa-tış işkolunda ki üyeleri SMUV sendi-kasının saat ve endüstri işkollarında ki üyeleri bu oranın artmasına neden oldu.

    Dört yıldan beri Unia kadın komisyo-nu baikanlışı yapıyorsunuz, bize kısa bir bilanço çıkarmak istermisiniz?UM: Kadın çalışanların ücretlkeri hala daha düşük, kadınların çoğun-luğu düşük ücretlerin oduğu işkol-larında çalışmaktalar, aile yaşamı ile çalışma yaşamını yanyana ge-tirmekse apayrı bir sorun. Başka bir deyişle yapılması gereken çok şey var. Ben kendi adıma, kadınlar ne kadar çok sendika içinde yer alırlar-sa, o kadr kolay bu sorunlar çözü-lür diye düşümüyorum. Amacımız Unia içinde kadın üyelerin sayısını sürekli olarak arttırmak olmalı.

    Bu amaca nasıl ulaşılabileceşini düşü-nüyorsunuz?UM: Her şeyden önce Unia sendi-kasının, inşaat işçileri sendikası olmadığını kadınlara anlatmak lazım, bunun için Unia sendikası yönetiminde daha çok kadının yer alması gerekli, sendika kongresine sunulacak olan 2012 Strateji Tez-lerinde, Unia sendikasının ‚daha

    genç, dinamik ve kadınsı’ olması gerektiği ileri sürülüyor, Bunları temsil edeceklerinde Unia yöneti-minde yer alması gerekli, Sonba-harda Lugano’da yapılacak kongre bu konuda gerekli seçim yapmalı-dır.

    Somut olarak… ?UM: Kadın Komisyonu sendika yü-rütmesinin yenilenmesi hedefini bağlı olarak en az on üyeden dört yürütme kurulu üyesinin kadın olması gerektiğini belirtiyor. Unia sendikasının dört sektöründen ikisi kadınlar tarafından yönetilme, böl-ge sorumluları arasında ki kadınla-rın sayısı arttırılmalıdır.

    Unia başkanı da mı kadın olmalı?UM: Belki bunun için daha erken, Renzo Ambrosetti ve Andreas Ri-eger ile iki eş başkan bir sonraki kongrede, 2012 de yönetimi bir ka-dına devredebilirler.

    Daha Çok Kadın Yönetici

    Unia Endüstri Konferansı

    Asgari ücret ve Ücret eşitliği

    EGB tarafından 5 Nisan’da Ljblijana da yapılan Unia sendikasınında katıldığı ücret mitingi.

    Sendikaları yeni kampanyası

    Asgari Ücretler Arttırılsın

    Ursula Mattmann AlbertoUrsula Mattmann Alberto (60 ya-şında) 2004 yılında bu yana Unia sendikası kadın komisyonu başka-lığı yapıyor, 2004 yılına kadar GBI Zürih Bölge başkanı olarak ilk kadın bşlge başkanı olma sıfatınıda taşı-yor, 1980 yılında bu yana sendika içinde etkin bir çalışma yapan U. Mattan Uster’de hastane arşivini yö-netmekte, 40 yıldır evli, 39 yaiında oğlu 35 yaşında kızı var.

    Ücretlerde tam ölçülmeli.

    Nisan ayı içindeZürih’te ya-pılan Asgari ücret konusun-daki bir seminere katılan Avrupa Sendikalar Birliği sekreteri Walter Cerfeda ya konu ile ilgili sorular sorduk.

    Avrupa’da son zamanlarda asgari üc-ret giderek artan bir ilgi ile tartışılıyor, neden? Avrupa’da bugün gelirlerin alttan üste doğru yeniden dağılı-mına sahne oluyor, 2002 yılında Avrupa’da güvencesiz koşullarda çalışanların sayısı 63 Milyon ola-rak tesbit edilmişti, 2007 yılında bu sayı 108 Milyona çıktı. Yoksulluk sınırı altında yaşayanların sayısı ise 30 Milyon. Bir güvence olması açı-sından asgari ücretin yeniden gün-cel hale gelmesi bu açıdan normal.

    Yanlış olan ne? Avrupa Birliği ekono-mi ve maliye bakanları yıllardır üc-retlere karşı bir poltika uyguluyor-lar. Bunun sonucu Euro nun geçerli olduğu ülkelerde ücretlerin gerçek alım gücü 2002 den bu yana %1.2

    oranında düştü. Gayrisafi Milli Ge-lir içinde ücretlerin oranı %6.35 düşmüş bulunuyor. Buna rağmen Avrupa Merkez Bankası ücret artış-ları konusunda hala ısrarlı olunma-masını söylemeye devam ediyor.

    Asgari ücret ne getirir? Avrupa Bir-liği ülkelerinden 20 sinde asgari ücret bulunmakta. Almanya ve Avusturya yakında asgari ücret uy-gulmasına başlayacak. Asgari ücre-tin sürekli olarak yükseltilmelidir, bununla hem güvencesiz çalışmaya hemde yoksulluğa karşı önemli bir baraj olaşacaktır.

    Avrupa Sendikalar Birlişi ne yapıyor?5 Nisan’da Ljubliana’da ilk defa Avrupa düzeyinde bir ücret mitingi düzenlendi. 35.000 kişinin katıldığı bu gösteri, tüm Avrupa çapında bu konuda yapılacak gösteri ve grevle-rinin mümkün olduğunu gösterdi. EGB asgari ücret konusunda ki ça-lışmalarını önümüzdeki dönemde bu yönde yoğunlaştıracak.

    Avrupa’da ücretler

  • Hamilelik: Çıkış süresi uzar mı?

    Soru: İki yıli aşkın bir süredir satış elemanı olarak çalışıyorum. Nisan 2008 sonunda işye-ri, sözleşmede belirtilen çıkış süresine uygun olarak Haziran ayı sonu itibarı ile sözleşmeyi fesh ettiğini yazılı olarak bana bildirdi. Mayıs ayı ortasında hamile olduğum tesbit edildi. Bu durmunda çıkış süresi uzarmı?

    Cevap: Evet, hemde oldukça uzun bir süre. Ha-mile olmanın tesbit edildiği tarih itibarı ile çıkış süresi donar, Hamilelik sonucu çıkış süresi ya-salara göre hamilelik ve doğumu takip eden 16 hafta süresince işlemez, başka bir deyişle Mayıs ayı ortasında duran iki aylık çıkış süresi, doğumu takip eden 16 hafta sonunda yeniden işlemeye başlar. Normal şartlarda hamilelik süresinin 40 haf-ta olduğunu kabul edersek bu süre sizin için Haziran ayı ortasında bitmektedir. Bu tarihten iibarene yenşden başlayan iki aylık çıkış süre-si Temmuz 2009 da sona erer. Elbette ki bu hesaplama doğum tarihine göre tam olarak hesaplanmak durumdadır.

    Çocuğun hastalanması

    Soru: Çocuğumun aniden hastalanması üze-rine bir gün işe gidemedim. Durumu işyerini bildirdikten sonta ertesi gün çocuğuma baka-cak birini buldum ve çalışmaya devam ettim, ancak işyeri çalışmadığım bir günü parasını ücretimden kesti. Buna karşı ne yapabilirim?

    Cevap: İşyerinin bu durumda ücretinizi kesme hakkı yoktur. Çalışan bir annenin çocuğu hasta olması halinde ücretli izin hakkı vardır. Bunun önşartı ise, çocuk hasta olduğunda ona baka-cak birinin evde bulunmamasıdır.Bu durumda çalışan kadının durumu işyerine bildirmesi ve çocuğa bakacak birini bulmaya çalışması gereklidir. Eğer çocuğa bakacak biri-ni bulamazsanız ve bunu ispat etme imkanınız varsa en fazla üç gün ücretli izin kullanabilir-siniz. Elbette işyerinin, çocuğunuzun hasta ol-duğuna ilişkin sizden doktor raporu istemesi söz konusudur. Başka bir deyişle, çocuğunuz hasta olması hali, sizin hasta olmanız hali gi-bidir, en azından ilk üç gün için. Elbette bunlar, çocuğu hasta olan ve evde çocuğa bakacak kimsesi olmayan babalar içinde geçerlidir.

    horizonte Nr. 4 | Mai 2008 | türkisch 4

    Beilage zu den Gewerkschaftszeitungen work, area, Événement syndical | Herausgeber Verlagsesellschaft work AG, Zürich, Chefredaktion: Marie-José Kuhn; Événement syndical SA, Lausanne, Chefredaktion: Alberto Cherubini; Edizioni Soci-ali SA, Lugano, Chefredaktion: Françoise Gehring Amato | Redaktionskommission M. Akyol, M. Pereira, M. Komaromi, H. Gashi, M. Martín | Sprachverantwortlich Mehmet Akyol, Mehmet Özler | Koordination Mira Komaromi | Layout Simone Rolli, Unia | Druck Ringier Print, Adligenswil | Adresse Redaktion «Horizonte», Postfach, 8021 Zürich, [email protected]

    www.unia.ch

    Bir Soru Bir Cevap

    Ekonomi çevrelerinin kullandıkları ilginç deyimler vardır, bir zamanlar, geri kalmış ülkelerden söz ederken sonra kalkınmakta olan ülkeler de-yimi kullanılmaya başladı, sözünü çettikleri ülkeleri kızdırmamak için olsa gerek.

    Bu ülkelere ‚geri olduklarından’ onlara yar-dım etmek gerekliydi, ileri ülkelerin bütçele-rinin yüzde veya binde birleri bu ülkeye kal-kınma yardımı olarak gitmeye başladı. Ama bu yardımlara bakıldığında kimin kime yar-dım ettiği karışmaya başlıyordu, gönderilen ‚yardımların’ gönderenlerin ekonomi ve po-litik çıkarları doğrultusunda kullanılmasına kimsenin itirazı olmamalıydı.

    Son yıllarda yapılan araştırmalar bu ‚yardım-ların’, yardım edilenden çok, yardım edenin işine yaradığını gösteriyor. Ama açlıkla kar-şı karşıya olan insanların yardımına koşan-lar gene yoksullar oluyor. Son bir ay içinde ilginç bir biçimde üç ayrı bilimseiş kurum bu konuda yaptıkları araştırmları yayınladı-lar. Yayınlanan rakamlara göre 2007 yılında Latin Amerika ülkelerine gelen yardımlar ve gönderenler şu şekilde,

    Resmi YardımlarResmi devlet yardımları 16 MilyarNet doğrudan yatırımlar 55 MilyarGöçmen işçilerin gönderdikeleri 67 Milyar

    Birleşmiş Milletler’in bir alt kurumu olan ‚International Fund for Agrilcultural Deve-lopment, (IFAD, www.ifad.org ) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Latin Ameri-ka dışında yaşayan yaklaşık 30 Milyon La-tin Amerikalı her biri her yıl ortalama 2128 Doları ülkede yaşayan akraba ve dostlarına gönderiyor. Interamerica Development Bank (IDP, www.idp.org) verilerine göre 2007 yı-lında sadece ABD den göçmen işçilerin ülke-lerine gönderdikeleri miktarlar (dolar olarak) ise şöyle,

    Ülkeler göreBrezilya 7075 MilyonKolombiya 4520 MilyonGuetemala 4128 MilyonEl Salvador 3695 MilyonDominik Cum. 3120 MilyonEkvetror 3085 MilyonPeru 2900 Milyon

    IDB rakamlarına gore Latin Amerika’ya akan göçmen işçi yardımlarının üçte ikisi ABD den geri kalanı Avrupa ve diğerle yer-lerden gelmekte. Bu yardımlar doğrudan ‘aile bütçelerine’ günlük ihtiyaçlar için ak-makta. Meksika’da yaşayanlarin %18 nin, Kolombiya’da ise %16 nın, düzenli olarak bu yardımları aldığı dikkate alındığında, bunla-rın nasıl bir toplumsal ihtiyaca cevap verdiği daha iyi anlaşılabilir. Bu yardımlar Guyana’da ‘Gayrisafi Milli Hasıla’ nın %43, Haiti’de ise %35 ne denk düşmekte. Bizzat BM verilerine gore bu ülkede yaşayan milyonlarca insan, bu yardımlar sayesinde yoksulluk sınırının üzerine yaşayabilmekte.

    Ucuz İşgücüAncak araştırmları yapanların amacı bu ger-çekleri gözönüne sermek değil, onlar kapita-ist metrepollarda ihtiyaç duyulan ucuz işgü-cünü dert edinmişler. Bu ülkelerde yaşayan nufusun yaş ortalamasının giderek yüksel-mesi, genç işgücüne duyulan ihtiyacın nere-den karşılanabileceği kaygısı bu araştırmların nedeni. Bu arada 2007 yılına kadar iki rakam-lı oranda yükseliş gösteren, göçmen işçilerin ülkelerine gönderdikleri paraların 2007 yılın-da sadece %7 artmış olması bile onları dü-şüncelere boğuyor. 2007 yılında Breyilya ya giden paralar %4 azalmış, Meksika-ya giden-lerde sadece %1 artmış.Uzmanlar bu konuda telaşa gerek olmadığı kanısındalar, bunu sadece gelgeç bir gelişme olarak görmekteler. Örneğin Pew Research Center, 2050 yılında ABD de yaşayanların %30 nun Latin Amerika kökenli olacağını tahmin etmekte, telaşa gerek yok, göçmenler ucuz işgücü ihtiyacını karşlamak için gelme-ye devam edecekler demeye getiriyorlar yani. Bu arada göçmelerin son yıllarda ABD yeri-ne giderek Avrupa’ya yönelmeleri onlar göre başka bir sorun!IDB ise bu rakmalara bakarak kendine gore baika sonuçlar çıkarıyor, göçmenleri ülkele-rine gönderdikleri bu paralar, tüketim yerine, bankalara yönelmesi halinde burada birike-cek paraların kredi olarak kullanılıbileceği, bu krediyi kullananların işyerleri açarak iş-sizliğe ver geriliğe bir son vereceğinden dem vurmaktalar.Ne denir, yoksulun yoksulun gönderdiği bir parça lokmaya bile göz koyuyolar, açlığa alış-kındır, biraz daha aç kalmasında ne zararı var, yeter ki biz biraz daha kar edelim diyen-lere açların verdikleri cevapları onlara hatır-latmak zamanı gelmedi mi artık ?

    ✏ Mehmet Akyol

    Kim kime yardım ediyor?

    Göçmenler ve YoksullukGüvencesiz çalışma, zorunlu ola-rak kısmi çalışmaya zorlanma, işveren isteğine göre çalışma za-manlarının belirlenmesi, zorunlu olarak işveren konumunda çalış-maya zorlanma, alınan ücretin as-gari yaşama koşullarını karşılama-ya yetmemesi, toplumsal yaşamın dışına itilme gibi değişik şekiller-de ortaya çıkmaktadır.

    Geçmiş dönemde normal olan belli çalışma güvenceleri birer birer ortadan kaldırılmakta-dır. Buna gerekçe olarak çoğu zaman küresel-leşen bir ekonomi dünyasında ücretlerinde rekabet koşullarına uyması gerekçesi gösteril-meketedir.Aslında bu pek çok işverenin esnek çalışma

    yöneliminin bir sonucu olarak ortaya çık-maktadır, amaç onalrın deyimi ile ‚işgücü maliyetini düşürmektir’ Nitekim üretim ma-liyeti içinde, ücrey giderlerinin sürekli ola-rak düşmesi bunun bir göstergesidir, giderek daha az çalışan giderek daha az ücretle gide-rek artan miktarda üretim yapmaktadırlar. İsviçre’de bu gelişmeden en çok etkilenen ka-dın çalışanlar olmaktadır. En son açıklanan rakamlar her on çalışandan birinin güven-cesiz çalışmadan etkilendiklerini gösteriyor. 3500 Fr. tan daha az ücret alan 300.000 den fazla işçinin 220.000 kadın işçi.

    Bu gelişmeler karşı sendikaların cevabı tüm çalışanlar için Toplu İş Sözleşmeleri ile asgari ücretin garanti altına alınması.

    ✏ Matthias Hartwich

    Güvencesiz çalışma ve

    İsviçre’de Yoksulluk

    Nisan ayında Unia sendikasının Coop işyerlerinde çalışanları için hazırladığı «Unia forte» dergisi dağıtılmaya baş-landı. 35000 adet olarak dağıtılan bu derginin ilk sayısında Unia sendikası ile Coop işyeri arasında yapılan yeni toplu iş sözleşmesine ilişkin haberler bulunmakta.

    Unia sendikası satış işkolu sorumlusu Robert Schwarzer bu dergi ile Coop çalışnalarına ‚sen-dikal çalışmalar hakkında daha ayrıntılı bılgiler vermek istedikelereni beltirtti.

    ‚Bu dergi ile özellike satış işkolunda çalışan-larla sendiaknını diyalogunun arttırılmasının’ amaçlandığına dikkat çeken Unia sekreteri Catherine Laubscher, çalışanların etkin katkısı ile çalışma koşullarının daha iyi hale gelmesini mümkün olduğunu sözlerine ilave etti. Bu der-ginin ikinci sayısı sonbaharda çıkacak.

    «Unia forte»

    Coop Çalışanları İçin