16 - 28 Şubat 2010 - Sayı170

16
'Alevi Çal›fltay› Ön Raporu'nu ‘asimilasyon- cu’ olarak de¤erlendiren DHF, Alevi inanc›na mensup halk›n yaflad›¤› sorunlar› devam ettirenin bizzat AKP hükümetinin kendisi oldu¤unu vurgulad›. DHF, sorunla- r›n kayna¤› olarak iflaret etti¤i burjuva-feo- dal gericili¤in ülkemiz topraklar›ndan silin- medi¤i müddetçe, ne Alevilerin ne de di- ¤er ezilen kesimlerin sorunlar›n›n çözüle- meyece¤ini belirtti. DHF, çeflitli inanç, ulus ve milliyetlere mensup emekçi halk›m›z›n ba¤›ms›zl›k ve yeni demokrasi mücadelesi- ni, sorunlar› çözecek yegane kurtulufl yolu olarak gösterdi. DHF: Devlet kendi Alevisini yarat›yor GÜNCEL S›n›f bilinçli proleter tav›r ve görevlerimiz 3’te DEMOKRAS‹ DEVR‹MLE GELECEK 1 5 GÜNLÜK S‹YAS‹ GAZETE Savafl› savaflarak ö¤renmenin ülkemizdeki komünist bi- linci, en zor flartlarda dahi Maoist partiyi ileriye tafl›yan komünist önder Cüneyt Kahraman’›n ölümsüzlü¤ünün 13’üncü y›l›na yaklafl›rken; ard›llar› halen ondan ö¤ren- meye devam ediyor. Ülkemiz devrim tarihine ve devrim- ci bilince komünist önderlik prati¤iyle büyük birikimler b›rakan Kahraman, 1997’de Çemiflgezek’te ç›kan bir ça- t›flmada flehit düfltü. Ölüm y›ldönümü vesilesiyle komünist önderin kendi kaleminden bir yaz›y› sizlerle paylafl›yoruz. SAYFA 14 Toplumsal muhalefeti bast›rmak ve sindir- mek isteyen devlet, ‹stanbul’da gözalt› sal- d›r›s›yla, demokrasi güçlerine gözda¤› ver- mek istedi. Jandarma taraf›ndan yap›lan bask›nlarla, MKP üyesi olduklar› iddia edi- len 9 kifli gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nan 9 kifliden 4’ü tutukland›. sayfa 4 PKK lideri Abdullah Öcalan'›n uluslararas› komployla Kenya'da tutuklanarak Türk devletine teslim edilmesinin 11. y›l›nda bir- çok ilde protesto eylemleri düzenlendi. Ey- lemlerde polisle göstericiler aras›nda çat›fl- malar yafland›. Çat›flmalar›n ard›ndan çok say›da gösterici gözalt›na al›nd›. sayfa 2 Halk için Yine Kaypakka- ya, yine ‘suçluyu övme’ iddas›yla soruflturma. Devletin Kaypak- kaya’ya duydu¤u büyük korkusu devam ediyor. Son olarak 28 Mart yerel se- çimlerde Der- sim’de DHDD’nin Bele- diye Baflkan› aday› Murat Kur’un mitingine kat›l›p Kaypak- kaya’dan bahse- den türkücü P›- nar Sa¤ ve Meh- met Özcan’a da- va aç›ld›. sayfa 5 GÜNCEL Devletin ‹brahim Kaypakkaya korkusu devam ediyor Ülkemizde ve dünyada son y›llarda öne ç›kan ve kesin bir rakam› olma- makla birlikte say›s› milyonlar› bu- lan ‘sokakta çal›flan çocuklar’›n sa- y›s› mevcut sistemin yaratt›¤› y›k›m- lar neticesinde her geçen gün daha da art›yor. Çal›flan çocuk say›s›na iliflkin yap›lan kimi araflt›rmalarda bu sorunun ciddi boyutlara ulaflt›¤› ifade ediliyor. Mersin’de sistemin yaratt›¤› çeflitli sorunlardan kay- nakl› zorunlu olarak soka¤a itilen çocuklar›m›zla yapt›¤›m›z görüfl- melerde, yaflad›klar› sorunlar› ken- di a¤›zlar›ndan dinledik. Yafllar› 15’i geçmeyen k›z ve erkek çocuklar›- m›z evine ekmek paras› götürmek için sokakta çal›flt›¤›n› söylerken, kimi çocu¤umuz ise sokakta bafl›n- dan geçen tehlikeleri anlat›p so- kakta çal›flmak istemediklerini dile getirdi. sayfa 15 GÜNCEL Soka¤a zorla itilen çoçuklar sesleniyor: Biz çocu¤uz! Devletten gözalt› sald›r›s› Komplo protesto edildi Savafl› savaflarak ö¤reten önder 16-28 fiubat 2010 170. Say› Fiyat› 1 TL e-posta:[email protected] www.devrimcidemokrasi.net devrimci D emokrasi Devletin tüm bask› ve kara- lamalar›na karfl› TEKEL iflçi- lerinin ‘Ölmek var, dönmek yok’ kararl›l›¤›yla sürdür- dükleri direnifl, ülke s›n›rlar›- n› da aflarak genifl bir ka- muoyu deste¤ini arkas›na ald›. TEKEL direnifliyle birlik- te ‹flçi ve emekçilere olan düflmanl›¤› genifl kesimler taraf›ndan iyice görülen AKP, bu durumun da etki- siyle iyice sald›rganlafl›yor. TEKEL iflçilerinin direniflini k›ramayan iktidar; bir yan- dan tehdit, flantaj ve karala- ma siyasetini sürdürürken di¤er yandan sendika bü- rokrasisi üzerindeki bask›- lanmay› artt›r›yor. Türk-‹fl ise bu olumlu havay› kaza- n›ma dönüfltürecek politi- kalar› hayata geçirmekte ketum tav›r tak›nmaya de- vam ederek hükümetin gü- dümünde tam bir çaresizlik örne¤i sergiliyor... Bütün bu geliflmeler karfl›s›nda flimdi- lik istedi¤i sonucu alama- yan büyük toprak a¤alar› ve komprodor burjuvazinin temsilcisi AKP hükümeti yarg›y› da devreye sokarak sald›r›lar›n› sürdürüyor. An- cak her fleye karfl›n iflçi dire- nifli devam ediyor, edecek. Batmanl›s›, Ni¤delisi, Bursal›- s›, Trabzonlusu, Konyal›s›, Yozgatl›s› ve Sivasl›s›yla; türbanl›-türbans›z›yla; Kür- dü, Laz›, Türküyle; ülkenin dört bir yan›ndan ezilenler, yaln›zca yoksul/emekçi kimlikleriyle direnifltedir. ‹k- tidar ve hükümeti zorla- makta, gasp edilen haklar›n› ve insanca çal›flma flartlar›n› talep etmektedirler. O tehdit ederek hedef gösterdi ‘yarg›’ devreye girdi TEKEL iflçilerinin hakl› mücadelelerini görmezden gelen, yalan ve çarp›tmalarla karalamaya çal›flan Baflbakan Erdo¤an çirkinlefltikçe çirkinlefliyor. TEKEL iflçilerini iflaret ederek polis ve yarg›s›na “harekete geçin” diyen Erdo¤an’›n emirleri, bir bir yerine gelmeye devam ediyor. TEKEL iflçileri, 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nde po- lise mukavemet “suçundan” 8 y›la kadar hapis istemiyle ‘yarg›lanacak.’ ‹lk duruflma 11 Haziran'da. Direnifl devam ediyor Konjonktürel süreç iyi takip edilip de¤erlendiril- di¤inde veya mevcut geliflmeler ›fl›¤›nda mant›ki ç›karsama yap›ld›¤›nda; AKP hükümeti ve iktida- r›n›n TEKEL iflçilerinin direnifli karfl›s›nda (tabii ki direnifl ayn› kararl›l›kla sürer ise), geri ad›m ata- ca¤› tespit edilmelidir. Zira zorlu olan bu süreçte birde iflçi direniflini kald›ramayaca¤› aç›kt›r. fiim- diki kararl› söylemleri, bir dönemin moda sözüy- le fasa-fisodur. Psikolojik savafl ve s›k›flman›n son ç›rp›n›fllar›d›r, Erdo¤an’›n kararl›l›k gösterileri. ‹flçi- ler direnifline bu öngörüyle yön verdikleri oranda kararl›l›klar›n› koruyarak mücadeleyi gelifltire- ceklerdir. ‹flçi s›n›f›n›n ve somutta da TEKEL iflçile- rinin Erdo¤an’dan da gerici-faflist hakim s›n›flar- dan da kat be kat kararl› oldu¤u tart›flma götür- mez do¤rudur. Türkiye-Kuzey Kürdistan önemli geliflmelere gebedir. Geliflmelerden devrim ad›na gerekti¤i gibi yararlanabilecek yeterli örgütsel güce sahip alternatif haz›rl›k ve yap› oldukça za- y›ft›r. Dolay›s›yla süreci esasta yönlendiren cep- he hakim s›n›f partileri olacakt›r. SAYFA 8-9 Geliflmelerin içeri¤i ve sürecin yönelimi AKP bürokratlar›n›n öncülü¤ünde yürütülen ve ehlilefltirilmifl Alevi kurumlar› ile sanatç›lar›n›n kat›ld›¤› ve Alevilerin kan›n› emmifl Ök- kefl fiendiller’in protokolden davet edildi¤i Alevi Çal›fltay› sonuç- land›. Alevi Çal›fltay›’nda ortaya ç›kan ilk rapor; devletin inkar, asi- milasyonla karartt›¤› sular›ndan öteye aç›lamayaca¤›n›n ifadesi oldu. Çal›fltay, Alevi kurumlar› taraf›ndan protesto edildi. Sayfa 10 ‹flte size Alevi aç›l›m› solun “re-organizasyonu”mu? Kendi yaratt›¤› gündemler üzerinden kitleleri oyalayan hakim s›n›flar, geliflen iflçi direniflleri karfl›s›nda bir hayli tedirgin durumda. Bu tedirginliklerini sald›rganl›klar›ndan anlamak mümkün. Sald›r›lara karfl›n Antep’te Çemen Tekstil iflçilerinin, ‹stanbul’da itfaiye ve Marmaray iflçilerinin, Ankara’da TEKEL iflçilerinin direniflleri tüm bask›lara ra¤men sürüyor... GÜNCEL SAYFA 13 Mersin’in Kazanl› beldesi, yaflam biçiminin din ta- raf›ndan s›k› bir çember içinde tutuldu¤u bir tar›m bölgesi. Beldede yaflayan halk›n yüzde 80’i Arap Alevi’sidir, geriye kalan yüzde 20’lik kesim ise Sünni inanca mensup. Bölgede dini anlay›fl hâkim oldu¤undan sorunlara karfl› ‘flükürcülük ve ka- dercilik’ anlay›fl› yayg›n bir yaklafl›m. Orada ya- flayan halk›n dedi¤i gibi; kimileri sorunlar›n› bil- melerine ra¤men, kimileri de bilmemekten do- lay› ‘K›smetimiz neyse odur’ diyor. SAYFA 7 Köylüler ülkenin ‘modern’ kölesi olmufl

description

2001-2010 yılları arasında yayınlanan, Devrimci Demokrasi gazetesi.

Transcript of 16 - 28 Şubat 2010 - Sayı170

Page 1: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

'Alevi Çal›fltay› Ön Raporu'nu ‘asimilasyon-cu’ olarak de¤erlendiren DHF, Aleviinanc›na mensup halk›n yaflad›¤› sorunlar›devam ettirenin bizzat AKP hükümetininkendisi oldu¤unu vurgulad›. DHF, sorunla-r›n kayna¤› olarak iflaret etti¤i burjuva-feo-dal gericili¤in ülkemiz topraklar›ndan silin-medi¤i müddetçe, ne Alevilerin ne de di-¤er ezilen kesimlerin sorunlar›n›n çözüle-meyece¤ini belirtti. DHF, çeflitli inanç, ulusve milliyetlere mensup emekçi halk›m›z›nba¤›ms›zl›k ve yeni demokrasi mücadelesi-ni, sorunlar› çözecek yegane kurtulufl yoluolarak gösterdi.

DHF: Devlet kendiAlevisini yarat›yor

G Ü N C E L S›n›f bilinçli proleter tav›r ve görevlerimiz 3’te

DEMOKRAS‹ DEVR‹MLE GELECEK 1 5 GÜNLÜK S‹YAS‹ GAZETE

Savafl› savaflarak ö¤renmenin ülkemizdeki komünist bi-linci, en zor flartlarda dahi Maoist partiyi ileriye tafl›yankomünist önder Cüneyt Kahraman’›n ölümsüzlü¤ünün13’üncü y›l›na yaklafl›rken; ard›llar› halen ondan ö¤ren-meye devam ediyor. Ülkemiz devrim tarihine ve devrim-ci bilince komünist önderlik prati¤iyle büyük birikimlerb›rakan Kahraman, 1997’de Çemiflgezek’te ç›kan bir ça-

t›flmada flehit düfltü. Ölüm y›ldönümü vesilesiylekomünist önderin kendi kaleminden bir yaz›y›

sizlerle paylafl›yoruz. SAYFA 14

Toplumsal muhalefeti bast›rmak ve sindir-mek isteyen devlet, ‹stanbul’da gözalt› sal-d›r›s›yla, demokrasi güçlerine gözda¤› ver-mek istedi. Jandarma taraf›ndan yap›lanbask›nlarla, MKP üyesi olduklar› iddia edi-len 9 kifli gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nan9 kifliden 4’ü tutukland›. sayfa 4

PKK lideri Abdullah Öcalan'›n uluslararas›komployla Kenya'da tutuklanarak Türkdevletine teslim edilmesinin 11. y›l›nda bir-çok ilde protesto eylemleri düzenlendi. Ey-lemlerde polisle göstericiler aras›nda çat›fl-malar yafland›. Çat›flmalar›n ard›ndan çoksay›da gösterici gözalt›na al›nd›. sayfa 2

�H a l k i ç i n� �

Yine Kaypakka-ya, yine ‘suçluyuövme’ iddas›ylasoruflturma.Devletin Kaypak-kaya’ya duydu¤ubüyük korkusudevam ediyor.Son olarak 28Mart yerel se-çimlerde Der-sim’deDHDD’nin Bele-diye Baflkan›aday› MuratKur’un mitinginekat›l›p Kaypak-kaya’dan bahse-den türkücü P›-nar Sa¤ ve Meh-met Özcan’a da-va aç›ld›. sayfa 5

GÜNCEL

Devletin ‹brahim Kaypakkayakorkusu devam ediyor

Ülkemizde ve dünyada son y›llardaöne ç›kan ve kesin bir rakam› olma-makla birlikte say›s› milyonlar› bu-lan ‘sokakta çal›flan çocuklar’›n sa-y›s› mevcut sistemin yaratt›¤› y›k›m-lar neticesinde her geçen gün dahada art›yor. Çal›flan çocuk say›s›nailiflkin yap›lan kimi araflt›rmalardabu sorunun ciddi boyutlara ulaflt›¤›ifade ediliyor. Mersin’de sisteminyaratt›¤› çeflitli sorunlardan kay-nakl› zorunlu olarak soka¤a itilençocuklar›m›zla yapt›¤›m›z görüfl-melerde, yaflad›klar› sorunlar› ken-di a¤›zlar›ndan dinledik. Yafllar› 15’igeçmeyen k›z ve erkek çocuklar›-m›z evine ekmek paras› götürmekiçin sokakta çal›flt›¤›n› söylerken,kimi çocu¤umuz ise sokakta bafl›n-dan geçen tehlikeleri anlat›p so-kakta çal›flmak istemediklerini dilegetirdi. sayfa 15

GÜNCEL

Soka¤a zorla itilençoçuklar sesleniyor: Biz çocu¤uz!

Devlettengözalt› sald›r›s›

Komploprotestoedildi

Savafl› savaflarak ö¤reten önder

16-28 fiubat 2010 170. Say› Fiyat› 1 TL e-posta:[email protected] www.devrimcidemokrasi.net

devrimci Demokrasi

Devletin tüm bask› ve kara-lamalar›na karfl› TEKEL iflçi-lerinin ‘Ölmek var, dönmekyok’ kararl›l›¤›yla sürdür-dükleri direnifl, ülke s›n›rlar›-n› da aflarak genifl bir ka-muoyu deste¤ini arkas›naald›. TEKEL direnifliyle birlik-te ‹flçi ve emekçilere olandüflmanl›¤› genifl kesimlertaraf›ndan iyice görülenAKP, bu durumun da etki-siyle iyice sald›rganlafl›yor.TEKEL iflçilerinin direniflinik›ramayan iktidar; bir yan-dan tehdit, flantaj ve karala-ma siyasetini sürdürürkendi¤er yandan sendika bü-rokrasisi üzerindeki bask›-lanmay› artt›r›yor. Türk-‹flise bu olumlu havay› kaza-n›ma dönüfltürecek politi-kalar› hayata geçirmekteketum tav›r tak›nmaya de-

vam ederek hükümetin gü-dümünde tam bir çaresizlikörne¤i sergiliyor... Bütün bugeliflmeler karfl›s›nda flimdi-lik istedi¤i sonucu alama-yan büyük toprak a¤alar› vekomprodor burjuvazinintemsilcisi AKP hükümetiyarg›y› da devreye sokaraksald›r›lar›n› sürdürüyor. An-cak her fleye karfl›n iflçi dire-nifli devam ediyor, edecek.Batmanl›s›, Ni¤delisi, Bursal›-s›, Trabzonlusu, Konyal›s›,Yozgatl›s› ve Sivasl›s›yla;türbanl›-türbans›z›yla; Kür-dü, Laz›, Türküyle; ülkenindört bir yan›ndan ezilenler,yaln›zca yoksul/emekçikimlikleriyle direnifltedir. ‹k-tidar ve hükümeti zorla-makta, gasp edilen haklar›n›ve insanca çal›flma flartlar›n›talep etmektedirler.

O tehdit ederek hedef gösterdi ‘yarg›’ devreye girdiTEKEL iflçilerinin hakl› mücadelelerini görmezden gelen, yalan ve çarp›tmalarla karalamaya çal›flan BaflbakanErdo¤an çirkinlefltikçe çirkinlefliyor. TEKEL iflçilerini iflaret ederek polis ve yarg›s›na “harekete geçin” diyenErdo¤an’›n emirleri, bir bir yerine gelmeye devam ediyor. TEKEL iflçileri, 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nde po-lise mukavemet “suçundan” 8 y›la kadar hapis istemiyle ‘yarg›lanacak.’ ‹lk duruflma 11 Haziran'da.

Direnifl devam ediyor

Konjonktürel süreç iyi takip edilip de¤erlendiril-di¤inde veya mevcut geliflmeler ›fl›¤›nda mant›kiç›karsama yap›ld›¤›nda; AKP hükümeti ve iktida-r›n›n TEKEL iflçilerinin direnifli karfl›s›nda (tabii kidirenifl ayn› kararl›l›kla sürer ise), geri ad›m ata-ca¤› tespit edilmelidir. Zira zorlu olan bu süreçtebirde iflçi direniflini kald›ramayaca¤› aç›kt›r. fiim-

diki kararl› söylemleri, bir dönemin moda sözüy-le fasa-fisodur. Psikolojik savafl ve s›k›flman›n sonç›rp›n›fllar›d›r, Erdo¤an’›n kararl›l›k gösterileri. ‹flçi-ler direnifline bu öngörüyle yön verdikleri orandakararl›l›klar›n› koruyarak mücadeleyi gelifltire-ceklerdir. ‹flçi s›n›f›n›n ve somutta da TEKEL iflçile-rinin Erdo¤an’dan da gerici-faflist hakim s›n›flar-

dan da kat be kat kararl› oldu¤u tart›flma götür-mez do¤rudur. Türkiye-Kuzey Kürdistan önemligeliflmelere gebedir. Geliflmelerden devrim ad›nagerekti¤i gibi yararlanabilecek yeterli örgütselgüce sahip alternatif haz›rl›k ve yap› oldukça za-y›ft›r. Dolay›s›yla süreci esasta yönlendiren cep-he hakim s›n›f partileri olacakt›r. SSAAYYFFAA 88--99

Geliflmelerin içeri¤i ve sürecin yönelimi

AKP bürokratlar›n›n öncülü¤ünde yürütülen ve ehlilefltirilmifl Alevikurumlar› ile sanatç›lar›n›n kat›ld›¤› ve Alevilerin kan›n› emmifl Ök-kefl fiendiller’in protokolden davet edildi¤i Alevi Çal›fltay› sonuç-land›. Alevi Çal›fltay›’nda ortaya ç›kan ilk rapor; devletin inkar, asi-milasyonla karartt›¤› sular›ndan öteye aç›lamayaca¤›n›n ifadesioldu. Çal›fltay, Alevi kurumlar› taraf›ndan protesto edildi. Sayfa 10

‹flte size Alevi aç›l›m›

solun “re-organizasyonu”mu?

Kendi yaratt›¤› gündemler üzerinden kitleleri oyalayan hakim s›n›flar, geliflen iflçi direniflleri karfl›s›nda bir hayli tedirgin durumda. Bu tedirginliklerini sald›rganl›klar›ndan anlamakmümkün. Sald›r›lara karfl›n Antep’te Çemen Tekstil iflçilerinin, ‹stanbul’da itfaiye ve Marmaray iflçilerinin, Ankara’da TEKEL iflçilerinin direniflleri tüm bask›lara ra¤men sürüyor...

GÜNCEL

SAYFA 13

Mersin’in Kazanl› beldesi, yaflam biçiminin din ta-raf›ndan s›k› bir çember içinde tutuldu¤u bir tar›mbölgesi. Beldede yaflayan halk›n yüzde 80’i ArapAlevi’sidir, geriye kalan yüzde 20’lik kesim iseSünni inanca mensup. Bölgede dini anlay›fl hâkimoldu¤undan sorunlara karfl› ‘flükürcülük ve ka-dercilik’ anlay›fl› yayg›n bir yaklafl›m. Orada ya-flayan halk›n dedi¤i gibi; kimileri sorunlar›n› bil-melerine ra¤men, kimileri de bilmemekten do-lay› ‘K›smetimiz neyse odur’ diyor. SAYFA 7

Köylüler ülkenin ‘modern’ kölesi olmufl

Page 2: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

Alevi köye hizmet götürmek isteyen doktor iflinden oldu

TEKEL iflçilerinin Ankara’da, devlet faflizmi-ne ve sendikal bürokrasiye karfl›, öfkeli,dirayetli ve kararl› mücadeleri ile hem ül-kede s›n›fa s›rt›n› dönenlere, hem de top-lumsal muhalefet ve onun örgütleyicisikonumundaki iddia sahiplerine yap›lmas›gerekenlere dair bir tak›m ipuçlar› vermifl-lerdir.Evet, TEKEL direnifli flahs›nda a盤a ç›kans›n›f ve s›n›f savafl›m›ndaki sorunlar›n,devrimci hareketin kendisini tekrardangözden geçirmesi noktas›nda ›fl›k tuttu¤ubir gerçektir. Fakat bu ›fl›¤› bilince ç›kar-mak ve TEKEL direnifliden gerekli dersleriç›karmak ise baflta Maoist komünistleringörevidir. Bu nedenle ülke tarihinde yafla-nan bu gibi durumlardan gerekli dersleriç›karm›fl ve ç›karmaya devam eden Mao-ist komünistlerin bu noktadaki siyasal be-lirlemelerini herkese tekrar tekrar gözdengeçirmeyi öneririz. Ki özelikle ülkemizdekibu türden direnifllerin bilimsel tahlilleriaras›nda öne ç›kan 15-16 Haziran 1970Büyük ‹flçi Direnifli ve bu direnifli bütün-lüklü olarak ele alan Kaypakkaya flahs›n-da Maoist hareketin teorik analizi, TEKELdireniflini hem abartanlara, hem de s›rt›n›

dönenlere cevap verirken bu noktadanhareketle de “s›n›f savafl› bitti” diyerekproletaryaya s›rt›n› dönüp burjuvazidenmedet umanlara aç›k ve net cevaplar ver-meyi sa¤layacakt›r.TEKEL direnifli 15-16 Haziran Büyük ‹flçi Di-renifli ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda, TEKEL direni-flinin genel tavr›-yönelimi, 15-16 Haziraniflçi direniflinin tavr› ve yönelimi ba¤la-mandan, özelikle dönem ve içerik bak›-m›ndan ve s›n›f mücadelesinin o günküsomut durumu bak›m›ndan farkl›d›r. TEKEL direnifli, hem a盤a ç›kt›¤› dönembak›m›ndan, hem de devrimci ve komü-nist hareketin at›l durumu ba¤lam›ndazor flartlar alt›nda verilen küçük ancak et-kisi bak›m›ndan büyük ölçekli bir ekono-mik temelli direnifltir. Etkisi bak›m›ndanise büyük ölçekli bir direnifltir, çünkü budireniflin ak›beti, 4/C statüsünde çal›flanyüz binlerce iflçinin sokaklara inmesineyol açma potansiyelini içerisinde bar›nd›r-maktad›r. Dahas›, dolayl› bir biçimde, ül-kemiz iflçi-emekçilerinin “direnen kazan›r”bilincini yeniden ve daha güçlü bir flekildekuflanmas›na da kap› aralayabilme özelli-¤ine sahiptir.

TEKEL direnifli bir 15-16 Haziran direniflide¤ildir, fakat 15-16 Haziran’da yakalananiflçinin dava ba¤›ml›l›¤› TEKEL direniflindekiiflçilerde de oldu¤unu görmek ve fark›navar›p buna göre ad›mlar atmam›z gerekir.Bu noktada somut durumun öznel ve nes-nel gerçekli¤i ba¤lam›nda, TEKEL direnifliile a盤a ç›kan ve iflçinin- iktidara dolayl›olarakta olsa- hakim s›n›flara yönelen bunefreti ve mücadelesi tekrar tekrar iyiokunmal› bunun ›fl›¤›nda bir tak›m somutad›mlar at›lmal›d›r. Tekrarlamakta fayda var; TEKEL direnifli,ülkemizde devrimci ve demokratik kuv-vetlerin hak arama mücadelesinin nas›lsürdürülece¤inin ve hangi sorunsallarlayüzyüze gelinece¤inin güzel bir örne¤iniverdi, vermeye de devam ediyor. Bunlardikkatle incelenmeli, özenle haznelerimiz-de biriktirilmeli, gelecek ad›mlar›m›za ze-min haz›rlamak için bunlardan etkin birflekilde yararlan›lmal›d›r.Sonuç olarak TEKEL direniflinin zaferle so-nuçlanmas›n› istiyorsak yapt›¤›m›z ve ya-p›lan hatalar› çok yönlü olarak gözden ge-çirmemiz gerekmektedir. Bu noktada, herhareketin kendini silkelemesi ve direnifli-

nin ne yönde tayin edici özelli¤inin oldu-¤unun fark›na varmas› gerekir. Direniflinyaratt›¤› ra¤avete kap›l›p “pastadan paykapma” anlay›fl› içerisinde, TEKEL direnifli-nin özgünlü¤ünü bir taraffa itip, kendi darörgütsel ç›karlar›m›z› merkeze koyan tav›rve tutumlardan uzak kaçmam›z gerekir.Bilinmelidir ki TEKEL iflçileri ABD’nin AKPhükümetiyle ülkemiz halklar›na yönelikbafllatt›¤› çok kampsaml› ideolojik ve poi-tik sald›r›n›n içerisinde iflçi ve emekçilerehak arama mücadelesinin çok zorlu flart-lara karfl› direnerek gerçeklefleçe¤ini ö¤-retiyor. Devrimci hareketin zay›fl›¤› ve çe-liflkilerin somut durumundan kaynakl›devlet taraf›ndan halk üzerinde yarat›lanbask› ve denetim, bir nebzede olsa bu di-reniflle parçalanm›fl, halk›n devrimci mü-cadelesine soluk vermifltir. Ve kitlelerin,TEKEL flahs›nda hükümet ve devlete olan“güveni” sars›l›yor, yönünü toplumsal mu-halefitin kuvvetlerine çeviriyor. Buradan hareketle, Maoist aktivistlerin bunoktada gere¤inden daha da fazla siyasalçal›flmalar›na, TEKEL direniflisinin ö¤retti¤ive tart›flt›rd›¤› sorunsallar› ödev olarakönüne koymas› gerekmektedir.

DDEEVVRR‹‹MMCC‹‹ DDEEMMOOKKRRAASS‹‹’’DDEENN devrimci demokrasi senin sesindir

OKUKUT

ABONEBULABONEOLABONEL‹K SÜRES‹ Yurtiçi Yurtd›fl›

6 AYLIK 12 YTL 35 EURO1 YILLIK 24 YTL 70 EURO

HESAP NUMARALARI Ertafl ÖZTÜRK ad›na‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (TL) 1002 30000 1153314 ‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 1002 301000 1107308

PKK lideri Abdullah Öcalan'›n uluslararas›komployla Kenya'da tutuklanarak Türk dev-letine teslim edilmesinin 11. y›l›nda birçok il-de protesto eylemleri düzenlendi. Yap›laneylemlere tazyikli su ve biber gaz›yla sald›-ran polise kitle tafl ve molotofkokteyleriylecevap verdi. Eylemlerde aralar›nda çocukla-r›n da bulundu¤u çok say›da kifli gözalt›naal›n›rken, Hakkâri merkez ile Çukurca, Yük-sekova ve ‹stanbul'da 4'ü a¤›r toplam 25 ki-

fli yaraland›. ‹stanbul'da gerçeklefltirilen 15 fiubat pro-testolar›nda polis ve eylemciler aras›ndaçat›flma yafland›. ‹stiklal Caddesi giriflindetoplanan Demokratik Çözüm Platformu"15 fiubat komplosu çözmedi, çözüm diya-logtad›r" pankart› açarak 15 fiubat'› pro-testo etti. Yap›lan aç›klaman›n ard›ndanda¤›lan kitleye polisin sald›rmas› üzerineyaralanmalar oldu. Sald›r›da gözalt›na al›-

nanlar oldu¤u ö¤renildi. Sultangazi Mahalle-si'nde gerçeklefltirilen eylemlerde ise gazbombalar› ile kitleye sald›ran polis 14 kifliyigözalt›na ald›. Hakkari'de 15 fiubat'› protes-to etmek için kent merkezinde yap›lan göste-rilerde çat›flmalar ç›kt›. Polisin gaz bombas›ve tazyikli su ile sald›rmas›na kitle tafllarlakarfl›l›k verdi. 12 mahallede gösterilerin ya-p›ld›¤› Hakkari'de eylemler s›ras›nda 5 kifligözalt›na al›nd›. Yapt›klar› eylemlerle Diyar-

bak›r, fi›rnak, Batman, Dersim, Mardin,Mersin, Adana, Erzincan, Ad›yaman, Mufl,Kars, Hatay, Amed gibi illerde de sokaklaraç›kan yüzlerce kifli uluslararas› komployu k›-nad›. 15 fiubat protestolar›nda PKK lideriÖcalan lehine sloganlar at›l›rken eylemlerinbilançosu flöyle: Olaylar s›ras›nda 4'ü a¤›r25 kifli yaralan›rken, 17'si çocuk 21 kifli tu-tukland›. 35'i çocuk toplam 110 kifli ise gö-zalt›na al›nd›.

16-28 fiUBAT 2010 DEVRiMCi DEMOKRASiGGÜÜNNCCEELL2

ERZ‹NCAN- Devlet yetkilileri taraf›ndan Alevilere uygu-lanan ayr›mc›l›k, Erzincan’›n Mollaköy Beldesi’nde so-mut bir örnekle kan›tland›. Alevi inanc›na mensup hal-k›n yaflad›¤› beldeye nitelikli sa¤l›k hizmeti vermek iste-yen doktor Müslüm Do¤an iflten at›ld›.Doktor Müslüm Do¤an, 2008 y›l›nda geldi¤i MollaköySa¤l›k Oca¤›’nda, nitelikli sa¤l›k hizmeti verilemedi¤i içinSa¤l›k Bakanl›¤›’na baflvurmufl, gezici klinik, ambulans vesa¤l›k malzemeleri gibi eksikliklerin giderilmesini istemifl-ti. Mollaköy Beldesi, bu araç-gereçlerin sa¤lanmas›n›n ko-flulu olarak yasalarda bulunan ‘flehir merkezine 15 kmuzakl›k’ k›stas›na uyuyordu, fakat buna ra¤men Dr. Do-¤an’›n talebine Sa¤l›k Bakanl›¤›’ndan uzun süre karfl›l›kgelmedi. Yak›n zaman önce gönderilen bir tak›m sa¤l›kmalzemesi ise, çok eski ve kullan›lmaz durumda olunca,Dr. Do¤an tepki göstererek, yetkililerle görüfltü. Sa¤l›k ‹lMüdürlü¤ü’nü valili¤e flikayet eden Dr. Do¤an, valinin teh-ditlerine ve “olay› kapat!” zorlamalar›na maruz kald›. Va-linin tehditlerine ra¤men mücadelesinden vazgeçmeyenDr. Do¤an, bu kez de, valili¤in tutumunu Adalet Bakanl›-¤›’na ve Baflbakanl›k’a bir dosya halinde sundu. Ayr›ca, budurum için savc›l›¤a da suç duyurusunda bulundu.Nitelikli sa¤l›k hizmetini halka ulaflt›rabilmek için yo¤unbir çaba sarf eden ve uzun soluklu bir hukuk mücadelesiveren Dr. Müslüm Do¤an, bütün bu yapt›klar›yla “memu-riyete uygun olmayan davran›fllarda bulundu¤u” iddias›y-la, memuriyetten uzaklaflt›r›lma “ceza”s›na çarpt›r›ld›!Mollaköy’e araç-gereç verilmemesinin nedeni “Alevilik”Dr. Müslüm Do¤an’›n memuriyetten at›lmas›yla sonuçla-nan süreçle ilgili, Mollaköy belde halk› ve Erzincan De-mokrasi Platformu üyeleri taraf›ndan bir bas›n aç›kla-mas› düzenlendi. Kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› MuratÇiçek, Mollaköy Beldesi’ni k›saca tan›tarak, “Alevilerinço¤unlukta oldu¤u di¤er yerleflim yerleri gibi, MollaköyBeldesi de, gerek ülke genelinde gerekse de ilimizde ya-p›lan yat›r›mlardan hakça pay alamamaktad›r. En temelsa¤l›k ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas› noktas›nda bile, aklamant›¤a s›¤mayacak biçimde engeller konulmakta veçeflitli bürokratik engellerle Mollaköy Beldemiz kaderinikabullenmeye zorlanmaktad›r” diye konufltu.

‘Ayr›mc›l›k, bir devlet politikas›d›r!’: Alevilere yönelik ayr›mc›l›-¤›n son örne¤inin Dr. Do¤an’›n memuriyetten uzaklaflt›-r›lmas› oldu¤unu ifade eden Çiçek, “Tek amac› Molla-köy Beldesi’ne daha kaliteli ve insanca sa¤l›k hizmetivermek olan Müslüm Do¤an hakk›nda ‘memuriyetleba¤daflmayacak davran›fllarda bulunmak’ suçlamas›ylaaç›lan soruflturman›n as›l nedeni, ço¤unlu¤u Alevi olanMollaköy’e karfl› kafalara yerleflmifl olan ayr›mc›l›k kül-türü ve bu nedenle Alevilere para harcamak istememe-leridir. Bu bir devlet politikas›d›r. Oysa ki Mollaköy hal-k› da herkes gibi bu devlete vergi ödemektedir” diye-rek, Müslüm Do¤an flahs›nda, Alevilere yönelik ayr›mc›politikalar›n son bulmasn› istedi.

Öcalan'›n yakalanmas› ülke genelinde protesto edildi

Dersim’de akan her dere ve nehir üzerinebaraj ve Hidro Elektrik Santrali (HES) kurulu-yor. Öyle ki insanlar›n tarlalar›n›, bahçelerinisulamak için kulland›klar› sular›n üzerine bilebaraj ve HES yap›l›yor. Amac›n enerji üretmekolmad›¤›, amac›n kesinlikle bölgeyi insans›z-laflt›rmak oldu¤u art›k Dersim halk› taraf›ndanbilinen bir gerçek. Dersim’de art›k herkes ba-rajlar›n bu co¤rafyay› yok etmeye dönük sis-temli ve uzun y›llar öncesine dayanan bir po-litika oldu¤unu görmüfl durumda. Bütün bugerçekler ›fl›¤›nda Dersim halk› da barajlarakarfl› mücadelesini ve örgütlü gücünü dahada büyütmeye haz›rlan›yor. Bu çerçevedeDersim’de bulunan demokratik kitle örgütleri,siyasi partiler, muhtarlar, belediye baflkanlar›,il meclis üyeleri ve dernekler bir araya gele-rek, Dersim Çevre Giriflimi’ni oluflturdular. Bugiriflim barajlarla ilgili yaflanan geliflmeleri ta-kip ederek halk› bilgilendirip, en k›sa süredetav›r gelifltirmeyi amaçl›yor.

Dersim halk› toplant›lara izin vermiyorUzunçay›r Baraj›’n›n su tutmas›n›n ard›ndanDersim halk›n›n tepkisi artm›fl ve çeflitli ey-lemler düzenlenmiflti. Havalar›n ›s›nmas› ilebirlikte baraj ve HES ihaleleri de h›z kazand›.fiirketler adeta Dersim’in üstüne bir karabasangibi çöktüler. ‹haleleri alan flirketler birbiri ar-d›na bölgeye gelip Çevresel Etki De¤erlendir-me (ÇED) raporlar› haz›rlamaya bafllad›lar. Fa-kat bu raporlar› haz›rlamak eskisi gibi kolayde¤il. Bundan önce haz›rlanan raporlar, flirketyetkilileri ve birkaç devlet memurunun biraraya gelerek haz›rlam›fl oldu¤u raporlard› vehalk›n bundan hiçbir haberi yoktu. fiimdi isedurum tamam›yla farkl› bir hatta evrildi. Der-sim halk› yap›lan bu toplant›lara kat›larak ba-rajlara karfl› tepkilerini dile getiriyor. Bu tepkikimi zaman toplant›lar›n iptal edilmesine ne-den oluyor.

Dersimliler Mutu’da da yetkilileri konuflturmad›Pülümür Mutu Köprüsü yak›nlar›nda yap›lacakHES regülatörü için halk› ‘bilgilendirmek’ veÇED raporu haz›rlamak için gelen flirket yetki-lileri Dersim halk› taraf›ndan konuflturulmad›.8 fiubat günü yap›lacak toplant› öncesi Dersimmerkezden ve Erzincan’dan araçlarla Pülü-mür’e giden Dersimliler, yine kararl› bir flekil-de Dersim’de baraj yapt›rmayacaklar›n› aç›k-lad›lar. Kitlenin Pülümür’e geliflinde kollukgüçlerinin ilçeyi neredeyse ablukaya ald›¤›

gözlendi. Araçlardan indikten sonra toplant›-

n›n yap›laca¤› kahvehaneye yürüyen Dersim-

liler, “Dersim’de baraj istemiyoruz”, “Munzur

özgür akacak”, “Dersim onurdur, onuruna sa-

hip ç›k” sloganlar› atarak barajlara karfl› tepki-

lerini dile getirdiler.

Halk›n tepkisi tutanaklara geçirildiToplant› salonuna giren Dersim halk› burada

flirket yetkililerinin topraklar›n› derhal terket-

melerini istedi. Bu toplant›n›n adil olmad›¤›n›,

barajlar›n hiçbir zarar›na de¤inilmedi¤ini ve bu

toplant›n›n hiçbir anlam› olmad›¤›n› vurgulayan

Dersim halk›, neden baraj istemediklerini anla-

tan dilekçeleri yetkililere verdi. Toplant›n›n hal-

k›n tepkisi ve baraj istememesinden dolay› ya-

p›lamad›¤› tutanaklara geçirtirilerek toplant› ip-

tal edildi. Toplant› bitirildikten sonra Dersim

Çevre Giriflimi ad›na bir bas›n aç›klamas› yap›l-d›. Yap›lan aç›klamada flu ifadelere yer verildi:“Dersim’de yap›lan ve yap›lmas› planlanan ba-rajlar›n as›l amac› enerji üretmek de¤ildir. Biz-ler Dersim halk› olarak, bu flirketlerin do¤am›-z› ve tarihimizi yok etmelerine izin vermeye-ce¤iz.” Aç›klaman›n ard›ndan yetkililere aitaraçlara yumurta atan Dersim halk› daha son-ra eylemi sonland›rd›. Yap›lmak istenen baraj-lara iliflkin görüfllerini ald›¤›m›z Dersim KültürDerne¤i Baflkan› Ali Mükan ve DHF temsilcisiKaz›m Do¤an da barajlarla Dersim’de yarat›l-mak istenen y›k›ma dikkatleri çektiler.

‘Dersim halk› birlikte olursa herfleyi yapar’Dersim Kültür Derne¤i Baflkan› Ali Mü-kan: Dersim halk›n›n çevre ve do¤a sorunla-r› ile ilgili hergün giderek artan duyarl›l›¤›olumlu bir noktada duruyor. Bugün biz ku-rumlara düflen en büyük görev, bu duyarl›l›¤›daha da büyüterek örgütlü bir güç haline ge-tirmek ve bu mücadele etraf›nda halk› bir ara-ya getirerek tek yumruk oluflturmakt›r. Çünkübiz inan›yoruz ki; Dersim halk› birlik olursa bü-tün bu zorluklar›n üstesinden rahatl›kla gelir.Üst örgütlü¤ümüz olan TUDEF (Tunceli Der-nekleri Federasyonu) olarak uzun y›llard›r bukonuya e¤iliyoruz ve çal›flmalar organize edi-yoruz. Fakat as›l ifl bundan sonra bafll›yor.Bundan sonra bu mücadeleyi büyütmekönemli bir noktada duruyor. Çünkü Dersimöyle bir noktaya geldi ki, art›k ya var olacakya da barajlarla bo¤ulup yok olacak. O yüzdengün, mücadeleyi büyütme günüdür.

DHF Temsilcisi Kaz›m Do¤an: Sistemin ony›llard›r Dersim halk› ve co¤rafyas› üzerindeoynad›¤› oyunlara yenilerinin eklendi¤ini vebu seferki planlar›n da en az öncekiler kadarsistematik oldu¤unu söylemek mümkündür.Bugün baraj ve HES yap›m›n›n sadece Der-sim’den ibaret olmad›¤›n›, co¤rafyam›za bak-t›¤›m›zda birçok bölgenin bu gibi katliam pro-jeleriyle yok edilmek istendi¤ini görüyoruz. El-betteki ilimiz özgülünde bir tak›m farkl› he-saplar›n da güdüldü¤ü, çeflitli tarihi süreçlergöz önüne al›nd›¤›nda aç›kça görülmektedir.Bu do¤rultuda yürütülecek mücadelenin sa-dece Dersim’le s›n›rland›r›lmamas›, do¤a katli-amlar›na karfl› farkl› mücadele araçlar›n› dakullanarak mümkün olan en genifl birliktelik-lerin oluflturulmas› gerekmektedir. Böyle birbütünlük içerisinde herkes üzerine düflen so-rumlulu¤u yerine getirmelidir.

Dersimliler topraklar›na sahip ç›k›yor

Page 3: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

16-28 fiUBAT 2010DEVRiMCi DEMOKRASi GGÜÜNNDDEEMM 3Tehdit, çaresizlik, kararl›l›k ve görevler...Ergenekon’dan, her derde çare misali sunu-lan bütünlüklü bir tasfiye konseptinin ad›olan ‘aç›l›m’ ve bunlar›n kaynakl›k etti¤i ge-liflmelere kadar bütün konu bafll›klar›n›ngündemde tuttuklar› yer, son aylarda baflla-yan iflçi direniflleriyle birlikte gerilemifl vazi-yette. ‹stanbul’da itfaiye, Antep’te Çemen Tekstil,Ankara’da TEKEL iflçileri üzerinden devam et-mekte olan süreç, çal›flanlar›n kendi günde-mine sahip ç›kmas› ve bu gündemler etraf›n-da genifl kitlelerin sempatisini, deste¤ini deyan›na alarak direnifllerini devam ettiriyor ol-mas›, sürecin öne ç›kan yan› olmakla birlikte,ayn› zamanda yeni geliflmelerin dinami¤initafl›mas› itibariyle de önemsenmesi gerekenolumlu bir durumu ifade etmektedir. Bu sürecin baz› özellikleri ve görevlerini özet-lemeye çal›flal›m.TEHD‹T: Genelde ‘kendim çalar, kendim oy-nar›m’ benzerli¤inde hâkim s›n›flar›n çald›¤›,kitleleri oyalad›¤› al›fl›lagelmifl durum, bu üçdirenifl üzerinden kendi içerisinde bir dizi za-y›fl›k bar›nd›rsa da k›r›lm›fl-de¤iflmifl oldu. Zi-ra bu sefer öncekilerinden farkl› olarak, ha-yat› var edenler kendi gündemlerine sahipç›karak bafllatt›klar› direniflleriyle hâkim s›-n›flar› tedirgin etmeye bafllad›lar. Direniflin ilk günlerinde durumu yeterinceciddiye almayarak umursamaz bir tutumlageçifltirmeye çal›flan hâkim s›n›flar, direniflte-ki iflçilerin kararl›l›¤›n› gördükçe bir yandansendika a¤alar› üzerindeki bask›lanmay› art-t›r›rken, di¤er yandan aba alt›ndan sopa gös-termeye bafllad›lar. Bu geliflmeler karfl›s›nda ‘nas›l nemalan›r›m’hesaplar› yapan muhalefetteki düzen parti-leri de bofl durmad›lar. Bir anda “iflçi dostu”kesilen MHP ve CHP gibi faflist partiler, mer-kezi düzeyde direnifl çad›rlar›n›n önünde ka-meralar›n karfl›s›na geçerek yapmac›k pozlareflli¤inde ‘eylemin hakl›l›¤›ndan, taleplerinmakullü¤ünden’ bahsederek hükümetten‘gere¤inin yap›lmas›n›’ istediler.Baflbakan Erdo¤an’›n direniflin bitirilmesineyönelik tehditleri, Devlet Bakan› Hayati Yaz›-c›’n›n TEKEL direniflini kastederek; ‘Biz çal›fl-malara bafllad›¤›m›z dönemde, araya provo-katörler girdi. ‹fle fleytan kar›flt›. PKK’l›s› dadâhil, bu ifle fitne sokmaya bafllad›.’ fleklin-deki aç›klamas› ve TEKEL iflçilerine erzak-ya-kacak tafl›yan baz› belediyeler hakk›nda An-kara Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na suç duyuru-sunda bulunulmas›, hâkim s›n›flar›n görü-nenden daha fazla rahats›z olduklar›n›n aç›kbeyanlar›yd›.TEKEL iflçilerinin kararl›l›¤› karfl›s›nda acizlefle-rek tehditlerle süreci aflaca¤›n› düflünen Er-do¤an hükümeti, ‘ay sonunda müdahaleederiz’ diyerek bir yandan gözda¤› verip di-¤er yandan ise daha flimdiden sald›r›n›n ze-minini haz›rlamaktad›r.Öne ç›kan bir baflka yan ise hükümetin iflbir-likçi sendika a¤alar› üzerinde oluflturdu¤ubask›lanmayla ay sonunu beklemeden dire-nifli ‘içeriden’ zay›flat›larak bitirilmesi yönün-dedir. Zira Erdo¤an, her ne kadar efelense degenifl bir kitle deste¤ini arkas›na alm›fl olanTEKEL direnifline sald›rmay› ve kitleler nez-dinde daha fazla teflhir olmay› çok tercih et-meyecektir. Uluslararas› destek ve mevcut kamuoyudeste¤i düflünüldü¤ünde sald›rmas›n›n zorve ak›ls›zca bir ifl olaca¤› aç›kt›r. Bunun içinönümüzdeki günlerde adeta direniflin zay›fhalkas› durumundaki sendikalar üzerindebask›lanmay› daha da artt›rarak, direniflink›sm› taleplerle kendili¤inden bitirilmesini,bunda baflar›l› olamad›klar› takdirde ise sen-dikayla-iflçileri, direnifle omuz veren demok-ratik devrimci kesimlerle sendika ve direnifl-teki iflçileri karfl› karfl›ya getirmek için prova-katif giriflimler organize edilmesi kuvvetlemuhtemeldir. Ki böylesi bir atmosfer deflimdiden sald›r› için verilmifl olan ay sonumüdahalesinin zeminini kuvvetlendirmeyeveya haz›rlanmaya çal›flacaklard›r. Zira Türk-‹fl Genel Sekreteri Mustafa Türkel’in 15 fiu-bat’ta yapt›¤› aç›klamada, iflçilerin kendi ini-siyatifleriyle oluflturduklar› komitelere dö-nük olarak ifade etti¤i “bugüne kadar yap-t›klar›n›za teflekkür ediyoruz, bundan sonraburada sadece sendika olacakt›r, sendika d›-fl›nda komite oluflturanlar burada durmas›n-lar” yönlü beyanlar›, hükümetin, valili¤intehditlerinin yans›malar› olarak okumakmümkündür. Zaten Türk-‹fl yetkilileri, bugü-ne de¤in yapt›klar› aç›klamalarda, direniflalan›nda bulunan devrimci-demokratik ku-rumlardan duyduklar› rahats›zl›¤› dile getir-mekteydiler. Bu durum, sadece devletin bask›s› sonucugeliflen bir fley olmay›p, ayn› zamanda daTürk-‹fl yönetiminin de devrimcilere karfl›aç›k tutumudur. Önümüzdeki günlerde devlet-sendika iflbirli-¤inde benzer tutumlar daha da ilerletilerekdevrimci-demokratik kurumlar, bu direniflalanlardan yal›t›lmaya çal›fl›lacak, dahas›,Devlet Bakan› Hayati Yaz›c›’n›n yapt›¤› aç›k-lamalar›n benzerleri eflli¤inde hem devrimcikurumlar sald›r›lar›n hedefi durumuna geti-rilecek hem de direnifl zay›flat›larak bo¤ul-maya çal›fl›lacakt›r. ÇARES‹ZL‹K: TEKEL iflçileri, konfederasyon ola-rak Türk-‹fl’e ba¤l› olduklar›ndan, istemeye-rek de olsa bu süreçte sendika olarak, Türk-‹fl ve baflkan› Mustafa Kumlu bir nevi sürecin“muhatab›” olarak öne ç›kmaktad›r. AncakTürk-‹fl’in genel bilinen niteli¤ine bir de hü-kümetin ve özel olarak da Erdo¤an’›n sendi-ka ve yönetimi üzerinde yaratt›¤› bask›lan-man›n eklenmesi gibi nedenlerden ötürüTürk-‹fl’in ve baflkan› Kumlu’nun tam bir ça-resizlik örne¤i sergiledi¤i aç›kça görülmekte-dir. Direniflin bafl›ndan itibaren (hükümetinön gördü¤ü kadar›yla) k›smi taleplerle sürecikapatma tutumu içerisinde olan Türk-‹fl, di-reniflin kararl›l›¤› karfl›s›nda flimdilik bunuyüksek sesle dillendirmeye cesaret edeme-mekte ve zorunluluktan dolay›, kerhen ‘so-nuna kadar direnece¤iz’ demektedir. Ancakne var ki gerçekte iflçi sendikas›ndan ziyade,

devlet-hükümet sendikas› durumundaki ifl-birlikçi sendika a¤alar› hükümetin bask›lan-mas›na daha fazla dayanamayarak kendile-rince en uygun ve erken zaman da direniflibitirmeye çal›flacaklard›r. Bu kapsamda muhtemelen hükümetle dire-nifl çad›r› aras›ndaki sendika a¤alar›n›n uzlafl-t›rma yönlü mekik dokumalar› önümüzdekigünlerde de h›zlanacakt›r. KARARLILIK: Özlük haklar› için bedenleriniher türlü zorlu¤a siper ederek direnen TEKELiflçisi, son y›llarda ülkemizde görülen en ka-rarl› iflçi eylemini sürdürmektedir.Devletten, hükümete, bürokrasiden kollukgüçlerine, hava koflullar›ndan, iflbirlikçi sendi-ka bürokrasisine ve en önemlisi de s›n›f par-tilerinin önderli¤inden yoksun bir gerçeklikiçerisinde, ‘bedel ödenmeden kazan›m ol-maz’ bilincinde somutlaflan pratik duruflunmütevaz› ancak kararl› örne¤ini, Ankara’n›ngöbe¤inde gö¤e çekmifl durumdad›r. Bu eylemin kendili¤inden ekonomik taleplerdo¤rultusunda geliflmifl olmas› gerçe¤i, bu-günkü somut durumda Ankara’n›n göbe¤in-deki bayra¤›n, proletaryaya ait oldu¤u gerçe-¤ini de¤ifltirmez. Kad›n›yla, erke¤iyle yaflaya-rak, direnerek ö¤renen ve ayn› zamanda daö¤reten TEKEL iflçisi, bu süreçte görevleriniyerine getirerek gönlere çekti¤i bayra¤a so-mut kazan›mlar›n› yazmaya kilitlenmifltir.Gerisi, sürecin bundan sonra da ayn› kararl›-l›kla götürülerek, sorumlulu¤u sadece TEKELiflçisinin üzerine y›kmadan, bütün muhatap-lar›n da TEKEL iflçileri kadar sorumluluklar›nasahip ç›kp ç›kmamas›na kalm›flt›r.GÖREVLER: S›n›flar mücadelesinin adeta ka-nunudur… Ve bu kanun say›s›z örnekle tec-rübeye dönüfltürülmüfltür ki karfl›t s›n›flar vebunlar›n iflbirlikçileri, etkisi alt›nda olan ke-simler, asla iflçi s›n›f›n›n ç›karlar›na hizmeteden bir eylem içerisinde olmazlar.Onun için devleti, hükümeti, iflbirlikçi sar›sendikalar› elefltirip teflhir etmek gerekir. An-cak bu yap›l›rken, esas olarak her bir muha-tap kendi görev ve sorumlulu¤unu eksiksizyerine getirmenin temel görev oldu¤u, bu-nunda ötesinde varolufl sebebinin bu oldu-¤unu unutmamas› gerekir. Sorumluluk veyagörev, tek bafl›na devleti teflhir etmek, iflbir-likçi sendikalar› teflhir etmek gibi bir s›n›rl›l›k-la ele al›namaz. Esas görev, bugün yerine getirilememifl olanörgütlenme sorunudur. Devrimci ve komü-nist hareket, bugün oldu¤u gibi geçmiflte degeliflen direnifllere sonradan müdahil olmayaçal›flarak bu olumsuz durumu ancak özelefl-tiri yaparak izah etmeye çal›flm›flt›r. Kuflkusuz bunun sebepleri olabilir ve özelefl-tiri yapmak eksikliklerin görülmesi ve bunla-r›n yerine getirilece¤i durumuna iflaret etti¤iiçin önemlidir ancak baz› fleyler ne kadartekrarlan›rsa o kadar etkisi, gücü ve de¤erizay›flar. Bir de hangi somut gerçekten hare-ket ediliyorsa, kendinden çok emin ve budurumundan adeta memnun oldu¤unu söy-ler gibi özelefltiri dahi yapmayan ve nerde birdirenifl varsa oraya giderek tuttu¤u pankart›-na kendi sübjektif niyetini yazarak kitlelerinnas›l bir zorunlulu¤u varsa onun önderli¤inikabul edip peflinden gidece¤ini pratikleriyleortaya koyanlar var. Bunlara bir fley demeyidahi gereksiz görüyoruz.Tekrardan ‘görevlerimize’ dönecek olursak…E¤er zaman›nda görevler yerine getirilmiflolsayd›, bugün, bu direnifller içerisinde yeralan iflçilerin önemli bir k›sm› en yal›n ifa-deyle yoldafllar›m›z olurdu. Esas görev buy-du-budur! Ve bu görev bundan sonrada ye-rine getirilmeyi beklemektedir. Yap›lan öze-lefltiriler bundan sonra esasta söz konusugörevin pratikte yerine getirilmesine hizmetetmelidir. Bugünkü durumda ise devletin bütün ola-naklar›n› kullanarak direnifli bitirmeyi amaç-lad›¤› görülmelidir. Dolay›s›yla birer TEKEL ifl-çisi gibi direniflle birleflmeye ve d›flar›dan gi-dip destek ziyaretlerinde bulunman›n öte-sinde daha somut bir pratik hat izlenmesizorunludur. fiu çok aç›k ki ne kadar do¤ruolursa olsun tek bafl›na söylemlerimiz bizine s›n›fla ne de bugünkü durumda iflçilerle-direniflle birlefltirmeyecektir. En etkili vedo¤ru olan eylemin ta kendisidir. Sadece bizde¤il devrimci kesimler, demokratik kesim-ler eksikliklerini ifade etmektedirler. Bugünbu eksiklikler pekâlâ pratik içerisinde afl›la-bilir. Bunu için ‘ben’, ‘benim kurumum’, ‘be-nim pankart›m’ vs gibi ister grupçulu¤a te-kabül etsin, ister ajitasyon ve propagandahakk›m›z› kullan›yor olal›m e¤er bu bizi dire-niflle, direniflin özneleriyle birlefltirmiyorsapekala bunlar›n yerine birer TEKEL iflçisi gibionlar›n kulland›klar› araçlar› kullan›p, onlar›nyapt›¤› eylemleri bulundu¤umuz her alandayapabiliriz.TEKEL iflçileri açl›k grevi yap›yorlarsa biz deaçl›k grevleri yaparak de¤iflik kurum ve plat-formlar içerisinde örgütlü olmam›z gerçe¤i-ni, ayr› ayr› eylem yapma pankart açma ge-rekçesi yapmadan direniflin taleplerini kendiimzalar›m›z› dahi kullanmadan her bir eyle-mimizin esas, belki de tek materyali veyapankart› olarak sahiplenebilmeliyiz. Bu ve benzeri gibi bugünkü somutta yerinegetirilmesi gereken görevler yerine, grupçutav›r-tutum özünde çok net ayr›flsa da pra-tikte-biçimde yukar›da elefltirisini yapt›¤›m›zMHP ve CHP’nin tutumundan, yaratt›¤› alg›-dan farkl› olmayacakt›r.Bizlerin devrimci, demokratik hatta komü-nist olmas› veya bayraklar›m›zda, pankartla-r›m›zda devrimin ç›karlar›n›n, taleplerininyer al›yor olmas› bu gerçe¤i de¤ifltirmemek-tedir.Özelefltirilerimizde ne kadar devrimci olupolmad›¤›m›z›n s›nanma zemini prati¤in takendisidir. Sürecin yerine getirilmesini em-retti¤i görevlere ancak böyle sahip ç›k›labilir.Koflullar›n emretti¤i bir pratikten, eylemdenyoksun ele al›fl ancak bir niyet tart›flmas› ve-ya ne kadar iyi niyetli oldu¤umuzun, olun-du¤unun teorik lafazanl›¤› olabilir, bununzeminini güçlendirir. fiu an ihtiyaç duyulan-lar›n de¤il...

Tehd

it, ç

ares

izlik

, kar

arl›l

›k v

e gö

revl

er...

‹SMA‹L UÇARSINIF TAVRI

S›n›f bilinçli proleter tav›r ve görevlerimizTEKEL iflçilerinin devrimci eylemi önemli aflamalardan ge-çip, alt› konfederasyonun karar›yla yap›lan bir günlük,“genel grev” biçimindeki uyar› eylemiyle yeni ufuklaraaç›l›yor; büyük direnifllere ve kazan›mlara do¤ru yürüyor.Türk-‹fl’in hakim s›n›f iktidar›n›n sözcüleriyle yapt›¤› görüfl-melerin sonuçsuz kalmas› sonras›nda, TEKEL iflçilerinin ka-rarl› direnifli, büyüyen emekçi dayan›flmas›yla sürüyor. Birtaraftan TEKEL iflçilerinin eylemi, üç günlük açl›k grevini detamamlay›p, süresiz açl›k grevine evrilirken; di¤er taraftaniflçi eylemleri ülke genelinde yayg›nlafl›yor.Ancak Türk-‹fl Baflkan› Mustafa Kumlu’nun “genel grev” te-laffuzundan özellikle sak›nmas›, böylesi bir iflçi eylemi aç›-s›ndan “talihsizlik” olmufltur. Ayr›ca bu aç›klamalar, Türk-‹fl gibi sar› sendikalar›n iflçi eyleminin önünde bir t›kaç gö-revi gördü¤ünü de a盤a ç›karmaktad›r. Ne var ki, gerici ik-tidar ve onun iflçi s›n›f› hareketi içindeki uzant›lar›n›n, ge-liflen iflçi direnifllerini bo¤ma yetenekleri ebedi de¤ildir.Kararl› direnifller karfl›s›nda diz çökmeleri kaç›n›lmazd›r.

Oyunlara karfl› uyan›k olunmal›d›r: ‹ktidar kendisinden beklenenyaklafl›m› sergilemifltir. Bu yaklafl›m mutlaka teflhir edil-melidir. Ayr›ca, hakim s›n›f kliklerinin muhalefet kesimle-rinin-hatta tescilli faflistlerin- iflçi dostu kesilerek, iflçilerikendi siyasetlerine yedekleme ve iktidar oyunlar›na ma-nivela yapma çabalar› da göz ard› edilmeden teflhir edil-melidir. ‹flçi hareketinin özünden sapt›r›larak burjuvamecraya çekilip, hakim s›n›f kliklerinin önderli¤i alt›naal›nmas›na karfl› uyan›k olmak gerekmektedir. Ayn› flekil-de, sendika a¤alar›-patronlar›n›n iflçi direniflinin içini boflal-tarak, kendi önderli¤i alt›nda yenilgiye sürüklemesinekarfl› da gerekli mücadele yürütülmelidir. ‹flçi hareketlerinden, egemen s›n›flar›n muhalefet kesim-lerinin ve reformist-revizyonist çevrelerin istifade etmesi;ya da “dayan›flma” pozlar› sergileyerek etkisine almayaçal›flmas›, komünist ve devrimcilerin bu hareketlerüzerindeki etkilerinin zay›fl›¤›n›, görevlerini yerine getire-mediklerini göstermektedir. Bu bizler aç›s›ndan ciddi birzaaf› ifade etmektedir. S›n›f bilinçli proletaryan›n önderli-¤inin yetersizli¤i, iflçi hareketinin de önderliksiz kalarakyedeklenmesinin yolunu açan temel etkendir. Kendili¤in-den gelme olan bu devrimci iflçi hareketinin önderli¤indekomünist ve devrimciler bulunmad›¤› takdirde, devrimcieylemin burjuva önderliklerin güdümüne girerek hederolmas› kaç›n›lmaz olacakt›r. Mevcut iflçi hareketi dalgas›ndan dolay›, ne gere¤indenfazla abartarak büyük hayallere kap›labilinir; ne de kü-çümsenecek kadar basite al›nabilinir. Bu iflçi direnifllerin-den kazan›mlar›n elde edilmesi, devrimin güçlerini elbet-te gelifltirecektir. Bu kazan›mlar mutlaka önemsenmelidir.Objektif yaklaflarak söz konusu hareketin devrimin örgüt-lenmesine araç edilmesi, gerekli derslerin ç›kar›lmas› vegörevlerin üstlenilmesi önemli olacakt›r.

Devrimcilerin yeri, direnifl alanlar›d›r!: ‹flçiler meydanlardaykenkomünist ve devrimciler seyirci kalamazlar. Meydanlarda,öncü güç olarak iflçilerle kol kola ve en önde eylemde ol-mak, tart›flmas›z görevdir. ‹flçiler direniflteyken söylene-cek söz, direniflin diliyle söylenmelidir. “D›flar›dan bilinç”,böyle pratiklerle tafl›n›r. ‹flçiler açl›k grevindeyken onunöncüleri -ya da bu iddiada olanlar- baflka yerde olamaz-lar. Birlefltirmek ve birleflmek istediklerimiz birleflmiflken,biz ayr› kalamay›z. Açl›¤›n›, so¤u¤unu, kavgas›n› paylafl-madan ö¤retmeye kalk›flmak küstahl›kt›r; iflçiler nazar›n-da son derece de¤ersizdir. Her türlü dayan›flma, direnifl,eylem, devrimcilerce daha büyük fedakarl›kla paylafl›lma-l›, gö¤üslenmelidir. Örgütlü güçlerimizin iflçi hareketiylebütünleflip onu desteklemeleri; eylemleriyle iflçi mücade-lesi dayan›flmas›n› geniflleterek yaymalar› gerekmektedir. Evlerine dönmeden direnifle kilitlenen iflçilerin ailelerima¤dur olmaktad›r. Bu ailelerin ziyaret edilerek sorunlar›-n›n paylafl›lmas› fevkalade önemlidir. Olanaklar ölçüsündehayati ihtiyaçlar›na yan›t olunmaya çal›fl›lmal›d›r. Sistemle birlikte sar› sendikalar da teflhir edilerek, s›n›fsendikac›l›¤›n›n propagandas› yükseltilmelidir. Ama busözde kalmamal›; direnifli paylaflan pratikle iç içe yürütül-melidir. Benzer bir teflhir reformistlere dönük deyap›lmal›...‹flçi s›n›f› içindeki örgütlülü¤ün önemi a盤a ç›kmakla bir-likte, buralarda devrimci ve komünistlerin “s›n›fta kalm›floldu¤u” gerçe¤i de ac› bir tecrübe olarak ortadad›r. O hal-de iflçi s›n›f› içindeki örgütlenmenin ciddiyetle gelifltirilme-si gerekti¤i de aç›k bir ihtiyaç olarak bir kez daha görül-müfltür.

Hükümet susmuyor; iflçiler direniflleriyle yan›tl›yor!: AKP hükümetive iktidar›, iflçi dayan›flmas›n› sembollefltiren bir günlükuyar› eylemini “yasad›fl›” ilan edip, yasal ifllem yapaca¤›n›aç›klayarak, halk düflman› faflist niteli¤ini teyit etmektegecikmedi. AKP, TEKEL iflçilerinin büyüyerek ilerleyen hak-l› eylemi karfl›s›nda, eylemin yasal olmad›¤›n›, ideolojikmarjinal çevrelerin güdümünde oldu¤unu ve iflçilerin kul-lan›ld›¤›n› propaganda ederek, hem iflçi eyleminin hakl›l›-¤›n› gölgelemeye çal›flmaktad›r; hem de sald›r›lar›na ze-min haz›rlamaktad›r. Nitekim Erdo¤an, “Ay sonuna kadar

demokratik davran›fl›m›z› sürdürece¤iz, ondan sonra yasalhakk›m›z› kullanaca¤›z.” diyerek, iflçilerin demokratik mü-cadelesine azg›nca sald›raca¤›n›n iflaretini vermektedir. Busald›r› tehdidi bir blöf de¤ildir. S›n›f karakterine ve s›n›f ça-t›flmas›n›n do¤as›na uygundur. Ya iflçilerin eylemlerinegerekçe olan gasp edilmifl haklar› verilecek ya da emper-yalist tekellere sadakat edilip, patronlar›n karlar› koruna-cakt›r ki; hakim s›n›f iktidar›n›n tercihi aç›kt›r. Bunda te-reddüt edilemez. Emek ile sömürünün menfaatleri uyufla-maz. Karfl› karfl›ya gelmeleri, çat›flmalar› kaç›n›lmazd›r. Ni-tekim Erdo¤an’›n, iflçilerin ayak seslerinden ürkerek, bir aysonra faflist teröre baflvuracaklar›n› aç›ktan ilan etmesibunu göstermektedir. ‹flçilerin ise gasp edilmifl haklar›n› alma kararl›l›¤› sürmek-tedir. Korkacaklar› hiçbir fley yoktur. ‹flte onlar direniflte,meydandad›r. Çünkü yaflam› üreten güç onlar›n eme¤idir.“Genel grev” ve sürdürdükleri açl›k grevini ölüm orucugrevine dönüfltürme olas›l›klar› muhtemeldir. Direnifltenkolayca dönme ve tehditlere pabuç b›rakma niyetleriyoktur. Güçlerini baflta s›n›f karakterlerinden, sonra daemeklerinden, hakl›l›klar›ndan, s›n›f birli¤i ve dayan›flma-lar›ndan almaktad›rlar. Onlarda gerici hile, gerici ç›kar vehaks›z kazanç yoktur. Tek sözleri eylemleridir. Hiçbir ka-ralama, hakaret, bask›-flantaj ve fluursuz sald›r›, iflçilerihakl› davas›nda y›ld›rmaya yetmeyecektir. ‹flçilerin gücü-nü bilmeyenler, iflçilerden gereken dersi alacaklard›r. AKP,oturdu¤u kürsünün tahtalar›n› tutuflturmufltur.TEKEL iflçilerinin direnifline hitaben, “devletin kasas›n› kim-seye soydurmam” diyecek kadar pervas›zlaflan; “merha-metli davrand›k, hata yapt›k” diyecek kadar barbarlaflanAKP hükümeti, ça¤d›fl› yüzüyle iflçilere savafl açm›flt›r. “Sizkim oluyorsunuz da hükümeti y›kacakm›fls›n›z? Kaç üye-niz var ki AKP hükümetini devireceksiniz?” diyerek iflçile-ri küçümseyen Erdo¤an, niceli¤e bakarak niteli¤i unutu-yor. Niteli¤in belirleyici oldu¤unu görmek istemiyor, göre-miyor. ‹dealizmin zavall› kurban› olan Erdo¤an, iktidar h›r-s› ve sömürü sevdas›na yenik düflüyor. Ama iflçi s›n›f›n›nkim oldu¤unu ö¤renecektir. S›n›f bak›fl aç›s›n›n sürükledi-¤i yan›lg›, Erdo¤an’›n yenilgisine zeminken, iflçi s›n›f› ön-derli¤inde devrimci halk kitleleri, Erdo¤an ve faflist iktida-r›n› yenecek tek güçtür.‹flçilerin devrimci niteli¤i ve eylemi karfl›s›nda çaresizleflenhakim s›n›f iktidar›, Erdo¤an hoparlöründen acizlik heze-yanlar›yla tehditler savurmakta, sald›r› silah›n› kullanmak-tad›r. Ancak, zincirlerinden gayri kaybedecekleri bir fleyle-ri olmayanlar›n korkutulmaya çal›fl›lmas› nafiledir. TEKEL iflçilerinin onurlu direniflini ve devrimci iradelerinik›ramayan iktidar; iflçilere tehdit, flantaj, karalama, bask›ve fliddet uygulamakla birlikte, iflçileri bölme giriflimleri dedahil her türlü sald›r›ya bafl vurmaktad›r. ‹ktidar›n iflçilerüzerindeki gücünün ne oldu¤u a盤a ç›km›flt›r. ‹ktidar›nbask›lar› ve eyleme kat›lanlar›n soruflturmalara maruz ka-laca¤› tehditleri üzerine, 450’den fazla iflçi “C4”ye imza at-m›fl ve demiryollar› iflçileri dayan›flma grevine kat›lmam›fl-t›r. Memur-Sen, Hak-‹fl gibi sar› sendikalar ise, bugüne ka-dar iyice tan›d›¤›m›z niteliklerine uygun olarak, iktidar›nyan›nda yer almaktan kurtulamam›fl; TEKEL iflçileri ve ge-nel iflçi hareketine ihanet etmifllerdir. Her fleye karfl›n iflçi direnifli devam ediyor, edecek. Bat-manl›s› Ni¤delisiyle, Bursal›, Trabzonlu, Konyal›, Yozgatl›s›ve Sivasl›s›yla; türbanl›-türbans›z›yla; Kürdü, Laz›, Türküy-le; ülkenin dört bir yan›ndan ezilenler, yaln›zca yok-sul/emekçi kimlikleriyle direnifltedir. ‹ktidar ve hükümetizorlamakta, gasp edilen haklar›n› ve insanca çal›flma flart-lar›n› talep etmektedirler. Son derece meflru, demokratikmücadeleyle haklar›n› kullanmaktad›rlar. Özlük haklar›n›geri almak istemektedirler. Kazan›lm›fl haklar›n› geri iste-mektedirler. ‹flçiler s›n›f tavr›yla politik muhtevada hare-ket ederek kölelik düzenine karfl› ç›kmaktad›r. Her fley bukadar aç›k.

“Atma Tayyip, din kardefliyiz!”: Hakl› direnifl karfl›s›nda s›k›flaniktidar, iflçi direniflini haks›z eylem olarak lanse edip ifti-rayla karalamaktad›r. Bununla da yetinmeyip sald›rmaktave daha büyük sald›r›lar›n zeminini haz›rlamaktad›r. Bafl-bakan, yasad›fl› olarak ilan etti¤i demokratik iflçi eylemi-ne sald›rmay› kamuoyunda meflrulaflt›rmak için bugün-den bir ay sonra sald›raca¤›n› aç›klamaktad›r. Çal›flma Ba-kan›, iflçilere ahlaks›zca rüflvet teklif edip, ay›n 15’indemaafl alabilirler demesinden; dahas› “4C’yi bu süre içindekabul edenlerin kendi memleketlerinde görevlendirile-cekleri”ni aç›klamas›ndan ve öte yandan da 4C’yi bu süreiçinde kabul etmeyenlerin ifllerini kaybedece¤i tehdidinisavurmas›ndan anlafl›lmaktad›r ki, iflçilere karfl› bir iradesavafl› yürütülüp moral de¤erleri zay›flat›lmak; her aç›danbask› oluflturulmak istenmektedir. Ahlaks›zl›kta s›n›r tan›-mayan iktidar, 4500 iflçinin tazminatlar›n› ald›¤› yalan›n›yayarak, iflçileri bölmeye çal›flmaktad›r. Tüm bu çirkeflik-lere baflvuran iflçi ve halk düflman› hükümet/iktidar, “me-zar kaz›c›lar›n›n” iradesini k›rmak bir yana, direnifl duygu-lar›n› pekifltirmekten öteye geçemeyecektir.“Tüyü bitmifl yetim hakk› yemeyeceklerini, yedirmeye-ceklerini” söyleyen AKP ve onun sözcüsü Erdo¤an, eme¤ive al›n teriyle aç-biilaç geçinen iflçilerin hak yedi¤ini iddia

edecek kadar alçalmaktad›r. “Te¤et geçti” dedi¤i krizin fa-turas›n› onlara yükledi¤ini unutmufl olmal›; özellefltirmepolitikalar›yla iflçileri ifllerinden ederek aç b›rakt›¤›n› unut-mufl olmal›; dahas› onlar›n eme¤i üzerine saltanat sürdü-¤ünü unutmufl olmal› ki; iflçileri hak yemekle itham edi-yor ve “nas›l bizi iflçi düflman› olarak de¤erlendirirsiniz” di-ye feryat edebiliyor. “Hükümetimi hedef almaktad›r” di-yerek iflçi direniflini suçlamakta; çarp›tmaya ve haks›zgöstermeye çal›flmaktad›r. Acaba kimin hükümetini he-def almalar› gerekiyor iflçilerin?! Özellefltirme politikalar›y-la iflçileri özlük haklar›ndan yoksun b›rakarak, onlar› em-peryalist tekellerin menfaatleri u¤runa iflsizli¤e, kölelikkoflullar›nda çal›flmaya ve çekilmez yaflama mecbur edenkimdir acaba?! Erdo¤an’›n ç›rp›n›fl›, iftiralar›, çarp›tmalar›boflunad›r, AKP bindi¤i dal› kesmektedir.

Bu yang›n kolay dinmeyecek!: Batmanl› otuz iki iflçi, iflten at›l-malar›ndan sonra, Yarg›tay’›n ifllerine dönme karar› olma-s›na ra¤men ifllerine al›nmamalar›n› protesto etmek için,AKP binas› önünde üstlerine benzin dökerek kendileriniyakma eylemiyle direniflin daha da militanlaflaca¤› e¤ili-mini ortaya koydular. Antep’te Çemen Tekstil iflçileri, bir ay› deviren direniflleri-ni, günden güne yükselen bir kararl›l›k ve militanl›kla sür-dürürken, ayr›ca, her geçen gün daha fazla s›n›f bilinci ka-zan›yorlar; devrimcilerin gerçek dostlar› oldu¤unu dahayal›n biçimde görmeye bafll›yorlar.Keza ‹tfaiye iflçileri, açl›k grevine evirdikleri mücadeleleri-ne kararl›l›kla devam ederken; Marmaray ve Esenyurt Be-lediyesi’nde de direnifl atefli yanmaya devam ediyor.‹flçi direnifllerinin mevcut durumu ve günden güne artankararl›l›k göstermektedir ki, bu yang›n gerici sald›r›larla,kolay kolay sönmeyecektir. Geliflen iflçi hareketleri zafer-lerle taçland›kça, daha genifl emekçi y›¤›nlar›na umut do-¤acak; co¤rafyam›z daha büyük direnifllere tan›kl›k ede-cektir.Bütün bu durum içerisinde kesin olan bir fley daha var ki,iflçi-emekçi hareketi, sistemin sald›r›lar›yla da sürekli kar-fl› karfl›ya olmak durumundad›r. Hakim s›n›flar, direniflleriiçten baltalamaya çal›flacak; s›n›f› teslimiyete zorlayacak-t›r. Mevcut emekçi hareketlerinin devrimci önderliktenyoksun oluflu, büyük kazan›mlar elde edilememesi olas›-l›¤›na iflaret etmektedir. Ancak bu durumda dahi, bütünbu direnifller s›n›flar mücadelesine ciddi katk› sa¤layacak,mevcut iktidar›n ve bütünen sistemin teflhiri noktas›ndadevrimcilerin, komünistlerin elini güçlendirecektir. Ayr›cabu direnifllerden ilham alan iflçi hareketi, daha büyük di-renifllere do¤ru yol alacak ve devrimci önderli¤in tesisedilmesiyle birlikte, büyüyen iflçi direniflleri hakim s›n›fla-r›n korkulu rüyas›na dönüflerek, devrim mücadelesininkritik bir bileflenine dönüflecektir. ‹flte devrimci önderliklebuluflan emekçi hareketi, iktidar› sarsacak kadar etkiliolabilecektir. Ülkedeki siyasal konjonktür de buna uygunbir zemin haz›rlamaktad›r. Devrimciler, komünistler, gö-revlerini lay›k›yla yerine getirdikleri takdirde, emekçi ha-reketlerinin iktidar› sallamas›n›n önünde hiçbir nesnel en-gel yoktur!

Geliflen emekçi hareketi devrimciler göreve ça¤›r›yor!: Ülkedekimevcut durumda, bir taraftan devletin yeniden yap›land›-r›ld›¤› süreç ilerlemekte, hakim s›n›f klikleri aras›ndaki da-lafl sürmekte; öte taraftan Kürt ulusal hareketine dayat›-lan teslimiyetçi tasfiye sald›r›s›, Kürt ulusunun direnifli sa-yesinde bofla düflmektedir. fiimdi bu tabloya bir de, yo-¤unlaflan iflçi-emekçi hareketleri eklenmektedir. ‹flte tamda bu koflullarda, emekçi hareketi daha ciddi sonuçlar do-¤urabilecek bir hatta girme potansiyeli tafl›maktad›r. Buhareket, k›sa vadede hükümeti istifaya götürecek bir güçtafl›maktad›r. Geliflmeler bu seyirde ilerlemeye devamederse, hükümetin istifas› flaflk›nl›k yaratmayacakt›r. Fa-kat unutulmamal›d›r ki, bu ihtimal gerçekleflti¤inde denemalanacak olan hakim s›n›f klikleri olacakt›r. Hükümet,hakim s›n›f kliklerinden biri taraf›ndan devir al›nacakt›r. Zi-ra, egemen s›n›flar›n yerine devrimci s›n›flar›n iktidara gel-mesi, halk iktidar›n›n kurulmas›, bu flartlarda söz konusude¤ildir. Egemen s›n›f klikleri aras›nda yaflanacak bir hü-kümet de¤iflikli¤i ise, emekçi s›n›flar›n da yedeklenece¤ibir süreç neticesinde olabilecektir.Bu koflullarda devrimci ve komünistlerin görevi, emekçis›n›flar›n seçim aldatmacalar›yla ve reformist taleplerle al-dat›lmas›n›n karfl›s›nda durmak ve ulaflabildi¤i bütün kit-lelere devrim mücadelesi perspektifini afl›lamakt›r. ‹flçi s›-n›f›n›n mevcut hareketi, sisteme karfl› politik iktidar mü-cadelesinin bir parças› olarak kullan›lmal› ve mutlaka amamutlaka, geliflen emekçi hareketine uygun bir devrimciönderlik tesis edilmelidir. Devrimci önderli¤in olmad›¤›yerde, emekçi hareketleri sistemin sald›r›lar›na gö¤üs ger-mek konusunda yeteneksiz kalacakt›r. Emekçi s›n›flar›ngerçek kurtulufl için ihtiyaç duydu¤u en önemli fley, dev-rimci önderliktir. Komünistlerin flimdiki görevi, bu hare-ketlerin devrime de katk› sa¤layacak biçimde kazan›mlar-la sonuçlanmas›na destek olmak; daha büyük direnifllereise, tek saniye kaybetmeden haz›rlanmaya koyulmakt›r!

Page 4: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

Ülkede hakim s›n›flar, kendine muhalif gör-dü¤ü ve kendi çemberi d›fl›nda bulunan tümkifli ve kurumlar› yok etmek, bask› alt›na al-mak için sald›r›lar›na devam ediyor. Sald›r›la-r›n› meflrulaflt›rmak için uyduruk kuflku vedelillerle suçlu yaratmaya çal›flan devlet, ile-rici muhalif bas›na yönelik bas›n ve yay›nkurulufllar›na ya da çal›flanlara karfl› daha dapervas›zlaflmakta.Devletin bu sald›r›lar›na maruz kalanlardanbiri de Devrimci Karargah örgütü üyesi olarakBostanc›’da polisle girdi¤i çat›flmada ölen Or-han Y›lmazkaya ile çay içti¤i gerekçesiyle gö-zalt›na al›nan ve 27 Nisan 2009’dan beri tu-tuklu bulunan Devrimci Hareket dergisi çal›-flan› Mehmet Yefliltepe oldu.

23 fiubat 2010’da 10 ayl›k tutuklu¤un ard›n-dan ilk kez mahkemeye ç›kacak olan Yeflil-tepe, Devrimci Karargah davas›ndan yarg›la-nacak. 27 Nisan 2009’da Bostanc›’da polisinbask›n› sonucu yaflam›n› yitiren DevrimciKarargah üyesi Orhan Y›lmazkaya ile 2 kezçay içti¤i için örgüt üyeli¤inden yarg›lananMehmet Yefliltepe’ye özgürlük talebiylemahkeme tarihine kadar sürecek bir kam-panya bafllat›ld›.Kampanya duyurusu için biraraya gelen Ye-fliltepe’nin avukatlar›, insan haklar› savunu-cular›, hukuk ve meslek örgütleri, ayd›n vesanatç›lar, TMMOB’da bas›n toplant›s› dü-zenledi. Toplant›da ilk olarak Devrimci Hareket Dergi-

si ad›na derginin yaz› iflleri müdürü Fehmi K›-l›ç taraf›ndan bas›n aç›klamas› okundu.

Dava dosyas› dergi arflivinden oluflu-yor: Mehmet Yefliltepe’nin 27 Nisan2009’dan beri tutuklu bulundu¤unu ve han-gi iddialarla tutukland›¤›n› ancak dosyadakigizlilik karar›n›n alt› ay sonra kalkmas›ylaö¤renebildiklerini belirten K›l›ç, konuflma-s›nda flunlar› söyledi: “27 klasör olarak ha-z›rlanan dava dosyas›n›n, dergi çal›flan›m›zMehmet Yefliltepe ile ilgili bölümlerinin ta-mam› Devrimci Hareket Dergisi’ne ait 13 y›l-l›k arflivden oluflmaktad›r. Yani yasal olarakç›kmakta olan derginin tüm yaz› ve görsel-leri dosyay› kabar›k göstermek için kullan›l-m›flt›r.”

Tutulmak istenilen herkese uygun bir delilüretme mekanizmas›n›n oluflturuldu¤unubelirten K›l›ç, son olarak, “Gazeteci MehmetYefliltepe özelinde; ayd›n, yazar, sanatç› vedemokratik kamuoyunu ‘yarg›daki cinnete’dur demeye ça¤›r›yoruz” dedi.

‘Bu delillerle tan›k dahi say›lmaz’: Meh-met Yefliltepe’nin avukat› Erman Öztürk, Ye-fliltepe’nin uydurma delillerle tutuldu¤unu,bu delillerle tan›k dahi olamayacak durum-da oldu¤unu söyledi. Müvekkilinin tutuklan-mas›na gerekçe olarak gösterilen iddialar›ntamamen as›ls›z oldu¤unu vurrgulayan Öz-türk, dava dosyas›na konan gizlilik karar›nedeniyle dosyaya aylarca ulaflamad›klar›n›hatta, gizlilik karar›n›n bile kendilerine veril-

medi¤ini, bu yüzden savunma haklar›n›n ih-

lal edildi¤ini ifade etti.

‘Korku toplumu yarat›lmaya çal›fl›l›-

yor’: ‹HD ad›na k›sa bir konuflma yapan

Gülseren Yoleri, kampanyay› destekledikle-

rini ve gazetecilerin al›koyulmalar›n›n kabul

edilemez oldu¤unu vurgulad›. Birçok bas-

k›yla ‘korku toplumu’ yarat›lmaya çal›fl›ld›-

¤›n› söyleyen Yoleri, “Toplumun muhalefet

yapmas›n› engellemek için sosyal iliflkiler

tutuklama nedeni olarak say›l›yor” dedi. Ku-

rumlar taraf›ndan yap›lan aç›klamalar›n ar-

d›ndan Mehmet Yefliltepe’nin ablas› Nadiye

Yefliltepe’nin göndermifl oldu¤u yaz›l› aç›k-

lama okundu.

‹STANBUL- ‹stanbul ‹l Jandarma Komu-tanl›¤› taraf›ndan düzenlenen ev bas-k›nlar›yla Maoist Komünist Partisi(MKP)'ne üye olduklar› iddias›yla gö-zalt›na al›nan 9 kifliden 4'ü tutukland›.‹stanbul ‹l Jandarma Komutanl›¤›’n›n ‹s-tanbul M‹T Bölge Baflkanl›¤› ve ‹stanbul ‹lEmniyet Müdürlü¤ü ile yürüttü¤ü ortaksoruflturma sonras› 31 Ocak günü saba-ha karfl› evlerine yap›lan bask›nlarla gö-zalt›na al›nan 9 kifli, 4-5 fiubat tarihlerin-

de savc›l›¤a ç›kar›ld›. 9 kifliden 2'si savc›-l›k taraf›ndan serbest b›rak›l›rken, 7 kifliise tutuklama talebiyle mahkemeye sevkedildi. 9. A¤›r Ceza Mahkemesi sorgu hakimli-¤i karfl›s›na ç›kart›lan 7 kifliden 4'ü tu-tuklan›rken, di¤er 3 kifli ise tutuksuzyarg›lanmak üzere serbest b›rak›ld›. Tu-tuklananlar›n isimleri flöyle, Erdal Sü-sem, Özgür Çelik, Süleyman Kaymak veH›d›r Bak›r. Gülten Kahraman, Erzade

Barut, Vural Boyraz, Levent Karatafl veOnur Dündar ise serbest b›rak›ld›.

Yasal yay›nlar illegal döküman oldu‘”MKP'ye üye olduklar›” gerekçesiyle 9kiflinin gözalt›na al›nmas› burjuva feo-dal bas›nda da geniflçe yer buldu. Ege-men s›n›flar›n kendi yaz›l› ve görsel ba-s›n› taraf›ndan zafer 盤l›klar›yla verilenhaberde, tutuklananlar›n halk düflman›'Kulaks›z Yüzbafl›' Aytekin ‹çmez'i ceza-

land›ranlar›n oldu¤u öne sürüldü. Tu-tuklananlar›n MKP'nin 'suikast timi' ol-du¤unu iddia eden burjuva feodal ba-s›n, 'suikast timi'nden ç›kanlar aras›ndaise, çeflitli kitap ve gazeteler, bilgisa-yar, cd ve kameralar› gösterdi. Egemen-lerin pohpohlad›¤› burjuva bas›nda ör-gütsel döküman diye yasal yay›nlar›ngösterilmesi, tutuklanan 4 kiflinin as›ls›ziddialarla tutukland›¤›n› gözler önünesermektedir.

Devlet tutuklamalarla gözda¤› vermek istiyor

Hrant Dink’in katlinin üzerinden tam üç y›l geçti.Hrant’›n ailesi ve dostlar› bu üç y›l›; bir yanlar› eksikgeçirdiler. Devlet himayesinde ve kumandas›ndaHrant’› katledenler ise, “devlet için kurflun atan da,kurflun yiyen de flereflidir” anlay›fl›n›n ürünü olarakkahramanlaflt›r›ld›lar. Öyle ki; karakollarda tetikçiOgün Samast ile hat›ra foto¤raflar› dahi çekildi vebu foto¤raflar savunuldu... Bu ülkenin mazlum hal-k›, at izinin it izine kar›flt›(r›ld›)¤› bu türden hadisele-re hiç yabanc› de¤il. Abdi ‹pekçi’nin katili, devletinkirli bir tetikçisi olan Mehmet Ali A¤ca da benzer birbiçimde karfl›lanm›flt›. Yine Susurluk san›¤› ve onlar-ca cinayetin sorumlular›ndan emekli yarbay KorkutEken de hapisten ç›karken, “Türkiye seninle gururduyuyor” sloganlar› ile karfl›lanm›flt›... Bu zevatlariçeride devlet taraf›ndan adeta misafir edilmifl, ko-runup kollanm›fllard›. Tetikçilerini koruyup kollama-y›, asmay›p da beslemeyi bir gelenek haline getirendevlet, bu gelene¤ini Ogün Samast için de sürdürü-yor. Duruflmada görüntüsü ekrana yans›t›l›nca“Meflhur oluyorum lan” diye etraf›na gülücükler sa-çan Samast’›n bir hayli kilo alm›fl olmas› yine YasinHayal ve Erhan Tuncel’in de benzer flekilde bir hay-li kilo alm›fl olmalar› “tosuncuklar›n” hapishanedeen iyi flekilde a¤›rland›klar›n› ba¤›r›yordu adeta.

Tan›k-san›k kaynaflm›fllarSamast’›n devlet taraf›ndan korundu¤u, devletin“tosuncu¤u” oldu¤u, yap›lan ilk duruflmada kendisi-ni gösterdi. Bir cinayetin tetikçisi olarak yarg›lananSamast’›n, mahkeme öncesinde tan›klardan Coflkun‹¤ci, Orhan Özbafl ile oturup konuflmas›na izin veril-di. Olay, müdahil avukat Kezban Hatemi’nin görüpmüdahale etmesi üzerine ortaya ç›kt›. Hat›rlanaca¤›üzere istihbarat Daire Baflkan› Ramazan Akyürekimzas›yla mahkemeye gelen bir yaz›da ‹¤ci ve Öz-bafl’›n Hrant Dink’i öldürmek üzere ‹stanbul’a gelen

Samast’› otogarda karfl›laklar› belirtilmiflti. Yani kati-lin yard›mc›lar›, olay› ayd›nlatacak tan›klar olarakdinleniyor! Gizli tan›¤›n evde polislerin kendisini almas›n›, polis-lerin ise tan›¤›n mahkemeye gelmesini beklemesinedeniyle dinlenilemedi¤i duruflmada san›klar ra-hat tav›rlar› ile dikkat çektiler. Öyle ki; tetikçi OgünSamast duruflmada, “Meflhur oluyorum lan” diyereketraf›na gülücükler saçt›. Bir di¤er san›k olan YasinHayal’in adliyeden ç›kar›lmas› s›ras›nda ise bir grupBBP’li “Yaflas›n Alperen Ocaklar›” sloganlar›yla Ha-yal’e destek verdi!

Hrant davas›nda savc›lardan deliller saklan›yorHrant Dink'in avukat› Fethiye Çetin, “Savc›lar bilgile-re ulaflam›yor. Baz› polisler delil gizliyor. Polis vejandarma cinayeti önceden biliyordu. ‹flin üstünebaflta h›zla giden siyasi iktidar sonra geldi bir nok-tada durdu.” sözleri ile mahkemenin vas›fs›zl›¤›nadikkat çekti. Fethiye Çetin'e göre, dava bafltan sona soru iflare-tiyle dolu. Sadece tetikçileri yakalanan cinayetinesas planlay›c›lar›na uzan›lamad›¤›n› belirten Çetin,“Akbank'›n kameras›n›n cinayet sabah› yapt›¤› ka-y›tlar polise verildi¤i halde görüntüler ortada yok.Oysa görüntüler, Hrant Dink'i öldüren O.S.'ye o sa-bah orada kimlerin yard›m etti¤ini ortaya koyabile-cekti. Ayr›ca savc›lar›n istedi¤i belgeleri de polis vejandarma ya eksik veriyor ya da hiç vermiyor. Cina-yetten hemen sonra Trabzon Emniyeti'ne ça¤r›lan'cinayetin azmettiricisi' Erhan Tuncel'le polisin 14saat ne konufltu¤u da bilinmiyor. Sanki gizli bir el,cinayetle ilgili bütün önemli bilgilerin üstünü ört-meye çal›fl›yor.” sözleriyle davan›n seyrini özetledi.Çetin, siyasi iradenin istemesi halinde cinayetin ay-d›nlanabilece¤ini fakat hükümet bir noktadan son-ra daha ileri gitmekten vazgeçti¤ini belirtti.

‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n ifli; ucu kendine dayanan sorumlular› ak-lamak‹çiflleri Bakanl›¤› soruflturmas› sonucunda HrantDink cinayetinde “ihmal ve sorumluluklar›” bulun-du¤u ortaya ç›kan, aralar›nda eski ‹stihbarat DaireBaflkanlar› Sabri Uzun ve Ramazan Akyürek’in debulundu¤u 19 polisi aklad›. Müfettifl raporu Baflba-kanl›k’›n raporuna yan›tlardan olufltu. Rapor kade-meli olarak ‹stihbarat Daire Baflkanl›¤›’n› ard›ndan‹stanbul ve Trabzon Emniyeti’ni aklad›. Raporda, Er-han Tuncel’in gönderdi¤i ihbarlar› ‹stihbarat Daire-si’nin “yaz›y› arflive kaydetmeleri ilgili büroya hava-le etmeleri, yaz› üzerine not düflerek paraf etmele-ri” aklamaya gerekçe yap›l›rken, Tuncel’in “güvenilirolmamas› ve yalan söylemesi” gerekçe gösterilerekde Trabzon polisi akland›. Raporda, Dink’e korumaverilmemesi ile ilgili olarak da sorumlulu¤un ‹stan-bul ‹l Komisyonu’nda oldu¤u savunularak ‹stanbulEmniyet Müdürlü¤ü aklanm›fl oldu. Raporda, “ErhanTuncel’in tetikçi Ogün Samast’›n ismini ihbar etmekiçin polisi arad›¤› hatta cinayetten 5 gün önce em-niyete mesaj çekti¤i, buna ra¤men önlem al›nmad›-¤›” iddias› “Erhan Tuncel, mesaj atmak yerine rahat-l›kla polise giderek veya 155’i arayarak bu bilgiyiverebilirdi” yorumuyla çürütülmeye çal›fl›ld›. Hrant Dink’in efli Rakel Dink’in baflvurusu üzerineBaflbakanl›k Teftifl Kurulu’nca bir rapor haz›rlanm›fl-t›. Bu raporda ortaya konulan ‘ihmal iddialar›’ nede-niyle Baflbakan Erdo¤an’›n “oluru” ile ‹çiflleri Bakan-l›¤› müfettiflleri, aralar›nda Ramazan Akyürek veSabri Uzun’un da bulundu¤u 19 polis hakk›nda so-ruflturma bafllatm›flt›. Soruflturma 9 Kas›m 2009’datamamland›. Raporda, aralar›nda Akyürek veUzun’un bulundu¤u Trabzon ve ‹stanbul emniyetmüdürlüklerinde görevli toplam 19 polis hakk›ndaifllem yap›lmas›na gerek olmad›¤› tespiti yap›ld›.

‘Meflhur oluyorum lan’

16-28 fiUBAT 2010 DEVRiMCi DEMOKRASiGGÜÜNNCCEELL4

Örgüt üyele¤ine delil: Birlikte çayiçmek!

Devlet aç›lm›yor, kapat›yorDevletin tüm kurumlar›yla tambir mutab›kl›k içerisinde sürdür-dü¤ü aç›l›m safsatas› devamederken, sald›r›lar da boyutlana-rak art›yor. ‘Kürt Sorunu’nu çöz-me bahanesiyle bir yandan aç›-l›m ad› alt›nda çal›flmalar yürütendevlet, di¤er yandan da sald›r›la-r›n› her alanda aral›ks›z olaraksürdüyor. Aç›l›m süreciyle DTP’yikapatan, BDP’li belediye baflkan-lar›n› hukuksuz bir flekilde tutuk-lay›p, askeri faflist darbelerde ya-fland›¤› gibi tutuklananlar› tek s›-ra halinde dizen devlet, bir yan›y-la yurtsever bas›na yönelik bas-k›lar›n› artt›r›yor. Kürt çocuklar›-na, son süreçte gelifltirdikleri ‘te-rör örgütüne üye olmay›p, örgütad›na suç ifllemek’ yasayla 10 y›-la varan hapis ‘ceza’lar› verip, RojTv’nin ‹ran ve Suriye ile iflbirli¤iiçerisinde, yay›n› engellemek içinsinyaller gönderiyor.

Azadiya Welat sahibine 21 y›l hapisDiyarbak›r 5. A¤›r Ceza Mahkeme-si Haziran 2009’da yay›n hayat›nabafllayan ve haziran ay›na ait 12say›da ç›kan haberleri gerekçegöstererek, Azadiya Welat gaze-tesinin ‹mtiyaz Sahibi ve YaziflleriMüdürü Ozan K›l›ç’a 'örgüt üyesiolmamakla birlikte örgüt ad›nasuç ifllemek' iddias›yla 6 y›l 3 ayhapis cezas› verdi. Mahkeme ayr›-ca 'örgüt propagandas›' iddias› ileK›l›nç'a her say› için 1 y›l 3 ay ol-mak üzere toplam 15 y›l hapis ce-zas› verdi. Toplam 21 y›l 3 ay ha-pis cezas› veren mahkeme, K›l›nçhakk›nda tutuklanmas› için yaka-lama karar› da ç›kard›.

15 yafl›na 10 y›l hapisfi›rnak'›n Cizre ilçesinde yap›lan

bir eylemde tiflörtüyle a¤z›n› ka-patt›¤› gerekçesiyle gözalt›naal›nd›ktan sonra serbest b›rak›lanC.E'ye (15), 'örgüt üyesi olmamak-la birlikte örgüt ad›na suç iflle-mek', 'Toplu Gösteri ve YürüyüflKanunu'na muhalefet etmek', 'ör-güt propagandas› yapmak' iddi-alar›yla 10 y›l 1 ay hapise mah-kum edildi. Diyarbak›r 5. A¤›r Ce-za Mahkemesi, 9 Ekim 2009 günüdüzenlenen eyleme kat›ld›¤› iddi-a edilen C.E.’nin, gösteri s›ras›ndayak›lan lasti¤in bafl›nda oldu¤u-nu, tiflörtü ile yüzünü kapatt›¤› vepolisler taraf›ndan yakalanarakeyleminin sabit oldu¤u gerekçe-siyle göstererek 10 y›l 1 ay hapis‘ceza’s› verdi. C.E. 15 yafl›ndan kü-çük olmas› nedeniyle cezas› yar›oran›nda indirildi.

Zafer iflareti yapan çocu¤a 6 y›lhapis cezas›Mardin'de ise kat›ld›¤› eylemde dezafer iflareti yapan 16 yafl›ndakiçocu¤a 6 y›l hapis cezas› verildi.Abdullah Öcalan’›n ülkeye getirili-flinin y›ldönümü vesilesiyle geçenfiubat ay›nda kat›ld›¤› eylemdegözalt›na al›nan 16 yafl›ndaki R›d-van O.'ya 10 y›l hapis cezas› veril-di. R›dvan O., polise tafl atmad›¤›için 3.5 y›l fazla ceza almaktankurtuldu. Mahkeme heyeti R›dvanO. yap›lan gösteriye, bilerek ve is-teyerek kat›ld›¤› ve 'örgüt ad›nasuç ifllemek'ten 7 y›l 6 ay, 'toplan-t› ve gösteri yürüyüflleri kanununamuhalefet'ten 1 y›l 6 ay, zafer ifla-reti yapt›¤› için de 'örgüt propa-gandas›'ndan 1 y›l olmak üzere,toplam 10 y›l hapis cezas›na çarp-t›rd›. R›dvan O.'nun cezas› yafl kü-çüklü¤ünden 6 y›la indirildi.

Mu¤la’n›n Köyce¤iz ilçesine ba¤l›Yuvarlakçay’da yap›lmak istenenhidroelektrik santraline (HES) kar-fl› köylüler yaklafl›k iki ayd›r nö-bet tutuyor.Daha önce HES yap›m› için a¤açkesimi yap›lan Topgözü Mevki-i ormanl›k alan›na kamp kuranköylüler kimseyi bölgeye sokmu-yor. Köylülerin nöbet tuttu¤ubölgeye daha önce kesilen a¤aç-lar›n kütüklerini almak için Jan-darma bask›n yapt›. Köyce¤iz Or-man ‹flletmesi‘nin talebiyle böl-geye giden jandarma, köylülerintepkileri üzerine kesilen a¤açlar›almad›. Köylüler, kesilen ‘an›ta¤açlar›’ aç›lan davalara delil tefl-kil etti¤i ve jandarmaya delillerikarart›lmas› için gönderildi¤inibelittiler.Yuvarlakçay Koruma Platformusözcüsü Murat Demirci, “Köylülerburada 55 gündür kamp kurmufl

durumda. An›t a¤açlar›n kesilme-sinden beri gece gündüz nöbettutuyorlar. A¤açlar giderse delil-ler karart›lacak. An›tlar Kurulu se-kiz a¤ac›n kesilmesine izin ver-miflti ancak 10 a¤aç kesildi. A¤aç-lar› Köyce¤iz Orman ‹flletmesi ta-raf›ndan kesildi. A¤aç kütüklerinialmak için buraya gelirken, Jan-darmaya güvenlik gerekçesiylebaflvurmufllar. Daha önce de gel-diler ikna edemediler. Bu sefer200’den fazla kifli, bask›n gibi sa-bah saat 07.00’ geldiler. Köylüleryine de kütükleri vermedi. Yolla-r› da kapatt›lar. Biz yürüyerekbölgeye ulaflabildik” dediKöylüler yap›lmak istenen HES’ekarfl› 10’a yak›n dava açt›. Köylü-ler “Jandarma bir bask›n gibi böl-geye gelerek kesilen an›t a¤açla-r›n›n kütüklerini almak istedi.Bunlar davalar›m›z›n delileridir.”dediler.

Mu¤la’da halk 2 ayd›r nöbette

Page 5: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

Katlediliflinin ard›ndan devlet taraf›ndan 38 y›l-d›r unutturulmak ve gizlenmek istenen ‹bra-him Kaypakkaya ile ilgili kulland›klar› ifadeler-den dolay› P›nar Sa¤ ve Mehmet Özcan’a aç›-lan soruflturmay› Dersim ve Elaz›¤’da yaflayanhalka ve belediye baflkanlar›na sorduk.

‘Co¤rafyam›zdaki herkes gibi Kaypakkaya’y› tan›yoruz’DDHD’li Belediye Meclis Üyesi ve DersimKültür Derne¤i Baflkan› Ali Mükan: DersimDemokratik Halk Dayan›flmas›’n› oluflturur-ken fliar›m›z “söz, yetki, karar, halka, halk yö-netime” idi ve bu fliar etraf›nda Dersim halk›n›bir araya getirdik. Bu program ekseninde çe-flitli etkinlikler düzenledik. Bu çal›flmalardanbiri de DDHD taraf›ndan organize edilen mi-tingdi. Ve bu mitinge dayan›flma amac›yla ge-len, destek sunan ve bizi yaln›z b›rakmayansanatç› dostlar›m›z Grup Munzur, Enver Çelik,Mehmet Özcan ve P›nar Sa¤’d›. Dostlar›m›z

orada duygu ve düflüncelerini de belirtmifller-di. Bu duygu ve düflünceler, düflünce özgürlü-¤ü çerçevesinde belirtilen fikirlerdir ve aslasuç teflkil etmemektedir.Ayr›ca ‹brahim Kaypakaya, herhangi bir yarg›-lama sürecinden bile geçmemifltir. Yarg›lan-madan iflkencede katledilmifltir. Bu konuyla il-gili mecliste soru önergeleri bile veriliyor. Dev-let bu konuda kendi yasalar›n› bile görmezdengeliyor. Çünkü, hiç kimse suçu kan›tlan›ncayakadar suçlu ilan edilemez, bu yasalarda böylegeçer. Fakat iflin içerisinde farkl› kayg›lar olun-ca yasalar›n da bir anlam› olmuyor. Maalesefbir insan› tan›man›n suç oldu¤u bir ülkede ya-fl›yoruz. Ama biz de co¤rafyam›zdaki birçokkifli gibi ‹brahim Kaypakkaya’y› tan›yoruz veDiyarbak›r zindanlar›nda iflkencede katledildi-¤ini de, direniflini de biliyoruz.Ülkemizde halkç› sanat yapan, halktan yana,emekçiden, yoksuldan yana olan herkes bu

tarz uygulamalara maruz kal›yor.Bizde DKÖ (demokratik kitle ör-gütleri) olarak sanatç›lar›m›z›n ya-n›nda oldu¤umuzu beyan ediyo-ruz ve bu anti-demokratik uygu-lamay› k›n›yoruz.

Sevda Fener: Bu olay demokratikolmayan bir uygulamad›r ve buuygulamay› k›n›yorum. Bu olaydagösteriyor ki ülkemizde düflünceözgürlü¤ü ya da ifade özgürlü¤üortam› yok. Bu yüzden birçok ay-d›n ve sanatç›m›z› faili belli olanfakat bir türlü bulunamayan olay-larla kaybettik. Bunlardan en so-nuncusu ise Hrant Dink’ti. Bir ülkee¤er kendi ayd›nlar›na, sanatç›lar›-na özgür düflünme ortam› sun-muyorsa o ülke biraz düflünsün.Bu tarz anti-demokratik uygula-malar›n art›k son bulmas›n› istiyo-rum ve P›nar Sa¤ ve Mehmet Öz-can gibi sanatç›lar› destekliyorum.Ben de ‹brahim Kaypakkaya’y› ta-n›yorum. Diyarbak›r zindanlar›nda iflkencey-le katledildi¤ini kitaplardan ve ga-zetelerden biliyorum. Belki tan›d›-¤›m için, ben de devletin gözünde

bir suçluyum ama ben gene de onu tan›mak-tan onur duyuyorum.

U. Y›lmaz: Bu zamana kadar konuflmalar›n-da Kaypakkaya ismini anan her kesimdenayd›n ve sanatç›lar çeflitli cezalara maruz ka-larak onlar üzerinden halka gözda¤› verilmekistenmifltir. Bunun son olmayan bir örne¤i sa-y›n Mehmet Özcan ve P›nar Sa¤’la birlikte il-çemiz Hozat Kültür ve Sanat Derne¤i içindefaaliyet gösteren Grup Hiwda üyelerine birkonser s›ras›nda söyledikleri flark›lardan al-d›klar› para ya da hapis cezas› yapt›r›mlar›n-da da görebiliriz. Bu tutum egemen s›n›f›nezilen kesimin mücadelesinden ne kadarkorktu¤unun aç›k bir kan›t›d›r.

Bir köy muhtar›: ‹brahim Kaypakkaya Dev-rimci mücadelenin sembolüdür. Mücadele ta-

rihinde önemli savafl›mlar göstermifl ve halk›için her türlü fedakarl›¤› göze alm›fl yi¤it birönderdir. Özellikle Dersim bölgesinde O’nunad›n› ve mücadele önderli¤ini bilmeyen yok-tur. Bu do¤rultuda ismi s›n›f mücadelesiylean›lan bir halk önderinin, mücadele içinde ya-flat›lmas› tabii ki baz› kesimleri rahats›z edebi-lir ve çeflitli yapt›r›mlara sebebiyet verebilir.Fakat bu cezai yapt›r›mlar halk kesiminde y›l-g›nl›klara de¤il, aksine mücadelenin daha çokgüçlenmesine zemin haz›rl›yor. Devletin ayd›nve sanatç›lar üzerindeki bask›s›n› k›n›yorum.

Saadet Gök: P›nar Sa¤ ve Mehmet Özcan’a aç›-lan soruflturma tamam›yla keyfi, halk› sindir-meye dönük bir uygulamad›r. Sistem ordasöylenenle, üstünü örtmek istedi¤i olaylar›nve durumlar›n tekrar irdelenmesinden vey›llard›r saklad›¤› gerçeklerin gün ›fl›¤›na ç›k-mas›ndan korkuyor. Aç›lan soruflturmalar bu-nun, bu kayg›n›n ürünüdür. Ben de Kaypakka-ya’y›, Türkiye devrimci hareketinin önderi ola-rak tan›yorum. Devletin hala onu suçlu göster-me çabas›, bence hala Kaypakkaya’n›n düflün-celerinden kaynakl›d›r, çünkü onun düflünce-leri bitmeyecek ve susmayacakt›r.

Eylem Gök: Sanatç›lar›n dile getirdi¤i do¤rular,sistemin kendisine sald›rmas›na neden oluyor.Soruflturmayla söylenmek istenen; ‘Bana karfl›sivrilmeyin.’ Yani bu tür uygulamalar sindirmeamaçl›d›r. Bende Kaypakkaya’y› s›n›f hareketi-nin bir önderi olarak biliyorum. Sistem onu ha-la “suçlu” görüyor çünkü; Kaypakkaya’y› da,onun düflüncelerinide kendisine karfl› tehlikeolarak görüyor. Bu yüzden onun düflüncelerinisavunan insanlar› da sindirmeye çal›fl›yor.

M.A.Ç: Bu soruflturmalar› pek de garip karfl›la-mad›m do¤rusu. Zaten bu ülkede hiçbir zamandemokratik uygulamalar olmam›flt›r. Bu sorufl-turmada korkunun eseridir. Kaypakkaya sön-meyen bir meflaledir. Ben onu Diyarbak›r ifl-kencehanelerinde “ser verip, s›r vermeyen” biryi¤it olarak tan›r›m. Kaypakaya’n›n savundu¤uve u¤runa mücadele etti¤i ideoloji hiçbir ayr›n-t›s›yla sistemle uyuflmam›flt›r. Bundan dolay›-d›r ki sistem onun ad›n›n dahi an›lmas›n› ya-sakl›yor.

16-28 fiUBAT 2010DEVRiMCi DEMOKRASi GGÜÜNNCCEELL 5

DERS‹M- Ezilen halklar›n kurtu-lufl mücadelesini verenler, ege-men s›n›flar›n sald›r›lar›na ma-ruz kalmaya devam ediyor. Buu¤urda mücadele etmifl devrim-cileri ve komiünistleri sevmekbir tarafa, adlar›n› dahi anmakdemokratik oldu¤u iddia edilenbu ülkede suç say›l›yor. Ülkemiz halklar›n›n kurtulufluiçin, verilen mücadelede devle-tin iflkence ve katliamlar›na ma-ruz kalan birçok halk evlad›,birçok yi¤it devrimci topra¤adüfltü. Evet, saymakla ve yaz-

makla bitmez topra¤a düflenhalk evlatlar›n›n adlar›n›. Fakathepsinin topland›¤› bir sima vebir ad vard›r ki devlet, isminiduydu¤unda, ismi bir konuflma-da geçti¤inde, bir yaz›da onunyaflam›ndan bahsedildi¤inde,yapamayaca¤› fley yoktur. Oisim komünist önder ‹brahimKaypakkaya’d›r. Son olarak Dersim’de, DersimDemokratik Halk Dayan›flmas›(DDHD) taraf›ndan düzenlenenmitingde sahne alan P›nar Sa¤ve Mehmet Özcan’›n ‹brahim

Kaypakkaya’n›n ismini telafuzetmeleri haklar›nda soruflturmaaç›lmas›na yetti. Tunceli Cumhuriyet Savc›l›¤›, 29Mart yerel seçimleri öncesindeDDHD taraf›ndan düzenlenenmitingde sahne alan MehmetÖzcan ve P›nar Sa¤ hakk›nda ‹b-rahim Kaypakkaya’y› övdüklerigerekçesiyle soruflturma açt›.Savc›l›k taraf›ndan “suçu ve suç-luyu övmek” iddas›yla bafllat›lanve tamamlanan soruflturma ne-ticesinde Özcan ve Sa¤’›n TürkCeza Kanunu (TCK)’nun 215, 37/1

ve 53. maddeleri uyar›nca “ceza-land›r›lmalar›” isteniyor. Savc›l›k,Mehmet Özcan’›n “Kaypakkayaseni seviyorum, seni seviyorum,bir suçlu da benim” fleklindekikonuflmas›yla, yine P›nar Sa¤’›n‘..Aslanlar gibi kurban oldu¤um73’ten bu yana ser verip s›r ver-meyen, bu gelene¤i asilce yafla-tan Kaypakkaya’ya yak›fl›r flekil-de durmak…’ fleklindeki sözle-riyle, TKP(ML)’yi kuran ‹brahimKaypakkaya’y› övdükleri gerek-çesiyle “suç” ifllediklerini önesürmüfl.

Sa¤ ve Özcan hakk›ndaaç›lan davaya iliflkin biraç›klama yay›nlayan De-mokratik Haklar Federas-yonu (DHF) ‘Sa¤ ve Öz-can’›n söylediklerini’ sa-hipleniyoruz dedi.DHF’nin 29 Mart seçimle-rine Dersim’de, DDHDiçerisinde yer alarak mü-dahil oldu¤unun hat›rlat›l-d›¤› aç›klamada, “Dolay›-s›yla Federasyonumuz,P›nar Sa¤ ve Mehmet Öz-can hakk›nda aç›lan dava-n›n bir parças›d›r, taraf›-d›r. Hakim s›n›flar›n P›narSa¤ ve Mehmet Özcaniçin ‘suç’ delili olarakgösterdi¤i ifadeleri harfiharfine sahipleniyoruz! Vebu davan›n taraf› oldu¤u-muzu ilan ediyoruz! Mü-cadele tarihimizi ve de-¤erlerimizi sahiplenmek‘suç’ de¤ildir; tarihimizive de¤erlerimizi yarg›la-yamazs›n›z! Ezilenlerinmücadele tarihini ve butarihin yaratt›¤› de¤erlerisavunmak meflrudur!”denildi. DHF’nin aç›kla-mas›n›n devam›nda fluifadeler yer ald›: “Kaypak-kaya’n›n ölümsüzlü¤ünün36. y›l dönümünde yapt›-¤›m›z aç›klamada ifadeetti¤imiz gibi ‘DHF, ezi-lenlerin mücadele tarihinive bu tarihin önemli par-çalar›ndan olan devrimci-komünist önderleri an-man›n-yaflatman›n suçolmad›¤›n› bu vesileyle birkez daha ilan etmektedir.Kaypakkayalar› sahiplen-mek ‘suç’ de¤ildir! Meflruve en temel hakt›r! ÇünküKaypakkayalar flahs›nda‘suçlu’ ilan edilen iflsizli-¤e, yoksullaflmaya, sömü-rüye, adaletsizli¤e, ulusaleflitsizliklere, bask›lara,katliamlara ve çeflitli sal-d›r›lara karfl› ç›kmakt›r!”

Dersim Demokratik Halk Dayan›flmas› (DDHD) taraf›ndan düzenlenen mitingte sah-ne alan P›nar Sa¤ ve Mehmet Özcan hakk›nda; ‹brahim Kaypakkaya’n›n ismini, tela-fuz etmeleri nedeniyle soruflturma aç›ld›.

Devletin Kaypakkaya korkusu

DHF: Sa¤ ve Özcan’n›n söylediklerini

sahipleniyoruzMazgirt Belediye Baflkan› Tekin Tür-ker: P›nar Sa¤ ve Mehmet Özcan’a 29Mart yerel seçimleri öncesinde, DDHDtaraf›ndan düzenlenen mitingde sahneal›rken yapt›klar› konuflma gerekçe gös-terilerek aç›lan davay› bas›ndan takipettim. Sistemin, halk›n özlemlerini vekendi fikirlerini dile getirdi¤i için “suçuve suçluyu övme” gibi gerici yasalarlasald›rmas› egemenlerin gerçek yüzünügösteriyor. Bu sanatç›lar›m›z son Mun-zur Kültür ve Do¤a Festivali’nde ilçemizMazgirt’te de sahne alm›fl, halk sanatç›-s› olma onuruyla türküler söylemifl, ko-nuflmalar yapm›fllard›. Mazgirt Beledi-yesi ve halk› olarak sanatç›lar›m›za geri-ci yasalarla yap›lan bu sald›r› karfl›s›ndaonlarla birlikte oldu¤umuzu sizin arac›l›-¤›n›zla vurgulamak istiyorum. ‹brahimKaypakkaya hakk›ndaki konuflmay› suçsayan egemenlere sormak istiyorum;suçlu kim, suç ne? Kaypakkaya’y› Diyar-bak›r zindanlar›nda kendi yasalar›n› da-hi uygulama gere¤i duymadan katleden-ler suçlu de¤il de, Kaypakkaya’y› sevdi-¤ini söyleyen sanatç›lar›m›z m› suçlu?Demokratik, laik, sosyal bir hukuk dev-leti olmakla övünen ve bunu anayasan›nde¤iflmez maddeleri aras›na koyanlar,halk›n “söz, eylem ve örgütlenme” öz-gürlü¤ü önündeki “suçu ve suçluyu öv-me” gibi yasalarla, engellerle de övünü-yorlar m› acab? Zira tüm bu yasalar›nmimar› ayn› zihniyettir. TEKEL iflçilerininonurlu mücadelesi karfl›s›nda köfleye s›-k›fl›p iflçileri tehdit edip, iflçilerin afl›na,eme¤ine ve gelece¤ine göz dikip, coplarve biber gazlar›yla sald›ranlarla, P›narSa¤ ve Mehmet Özcan’a dava açanlarayn› ekme¤i bölüflenlerdir. Sanatç›lar›-m›za yasalarla, hukukla k›l›fland›rarakyap›lan bu sald›r› karfl›s›nda gerek davasüreçlerini takip ederek, gerekse de tür-külerini halk›m›zla daha bir coflkulu bu-luflturarak karfl› koyaca¤›z.

Suçlu kim; suç ne…

Cellatlar›m›z aras›n-daki dayan›flma buanlamda bizlere deörnek olmal›d›r

Hozat Belediye Baflkan› Cevdet Ko-nak: ‘’Bir ülkenin müzi¤ini yapanlar, ya-salar›n› yapanlardan daha güçlüdür(William Shakspeare)” Sevgili dostlar›-m›z P›nar Sa¤ ve Mehmet Özcan hakk›n-da 68 gençlik önderlerinden ‹brahimKaypakkaya’y› övdükleri gerekçesiyledava aç›ld›¤›n› duydu¤umda akl›ma ge-len ilk düflünce bu oldu. Cumhuriyet ta-rihi içerisinde, demokratik aç›l›m ve hofl-görü mesajlar›n›n en çok verildi¤i böylebir dönemde orant›sal olarak da anti-de-mokratik uygulamalar›n bu denli artt›r›l-mas›na ne demeliyiz? P›nar Sa¤ ve Mehmet Özcan’›n yarg›lan-mas›na sebebiyet veren tarihsel gerçek-lik ve hassasiyetin sorgulanmadan, söy-lediklerinin dava konusu edinmesini bü-yük bir ‘demokrasi ay›b›’ olarak gördü-¤ümüzü peflinen belirtmekte fayda var-d›r. Bir yandan toplumsal uzlaflma sa¤-lamak amac›yla bafllat›lan bir demokra-tikleflme hamlesi ve geri dönüfl planlar›yap›l›rken di¤er yandan ise bu iki sanat-ç› örne¤inde görüldü¤ü gibi düflünce öz-gürlü¤ü üzerinde bir tahakküm politika-s› izlenmektedir. Bu durum bile aç›l›mpolitikalar›n›n nas›l bir içeri¤e sahip ol-du¤unu göstermeye yeterlidir. ‹nsanla-r›n birtak›m fikirlerini beyan etmeleri vediyalog halinde bulunduklar› kifli ya dakiflilerle fikir al›flveriflinde bulunmalar›kadar do¤al bir durum yoktur. P›nar Sa¤’› söyledikleri üzerinden mah-kum etmek ciddi anlamda bir basiretsiz-lik de¤ilse nedir? ‹brahim Kaypakka-ya’n›n fikir ve düflüncelerini kabul etmi-yor ve be¤enmiyor olabilirsiniz. Fakatbu ‹brahim’in trajik bir flekilde öldürül-dü¤ü gerçe¤ini dillendiremeyece¤inizanlam›na gelmez. Seyit Nesimi’nin diridiri yüzülen derisi, Hallac-› Mansur’unparça parça kopar›lan eti gibi buradada bir insanl›k d›fl› dram söz konusudur.Düflünce ve fikirlerini çeflitli flekillerdeifade edenlerin siyasi bir linç kampanya-s› ile ölümlerine nas›l da sebep olundu-¤u bilinmektedir. Bundan dolay› halk›nvicdan› olan ayd›n ve düflünürlerimizinbirlikteli¤ine olan ihtiyaç günden güneartmaktad›r. Cellatlar›m›z aras›ndakidayan›flma bu anlamda bizlere de örnekolmal›d›r.K

aran

l›kta

giz

lenm

ekis

tene

n m

eflal

e:‹br

ahim

Kayp

akka

ya

Page 6: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

Marmaray Projesi'nde çal›flan iflçiler ücretleri-nin düzenli ödenmemesi ve sosyal haklar›n›ngasp edilmesi nedeni ile 16 Ocak'ta bafllatt›kla-r› direnifllerine devam ediyor. Ulaflt›rma Bakan-l›¤› bünyesinde yap›m› süren Marmaray Proje-si inflaat›nda çal›flan iflçiler, ba¤l› çal›flt›klar› Po-lat Deniz ‹nflaat Mühendislik Ltd. fiirketi taraf›n-dan uzun bir süredir ücretlerinin ödenmedi¤i-ni, sigortalar›n›n yat›r›lmad›¤›n› ve sosyal hak-lar›n›n ise hiç verilmedi¤ini belirttiler.‹flten at›lan Marmaray iflçileri, karfl›laflt›klar›haks›zl›klar› dile getirmek için önce valili¤e yü-rüdü ard›ndan TEKEL iflçileriyle dayan›flmakiçin gittikleri Ankara’da insanca yaflam ve üc-ret taleplerini dile getirmek için Çal›flma Baka-n› ile görüfltüler.

‘Çal›flan çal›fl›r, çal›flmayana kap› orada’Marmaray projesinin Yenikap› flantiyesindeana firma Taisei-Gama-Nurol’un tafleronu Polat‹nflaat bünyesinde arkeolojik kaz›da çal›fl›rkenmaafllar›na yap›lan 1 TL’lik komik zamm› kabuletmeyen iflçilerle yapt›¤›m›z görüflmede, iflçilerhaklar›n› alana dek mücadelelerini sürdüre-ceklerini belirttiler.

3 y›ldan beridir Marmaray projesinde çal›flt›¤›-n› belirten Abdulhakim Koçmaz, “3 y›l içindebugün yar›n zam verece¤iz dediler. 16 Ocak’tapatron bizimle bir toplant› yapt›. Ücretlerimize1 TL’lik zam yapaca¤›n› söyledi. Verdi¤i zamlabizimle adeta dalga geçti.” diyerek durumlar›n›özetliyor. Yap›lan komik zamma karfl› ç›kt›kla-r›nda ise patronun kendilerine, “Çal›flan çal›fl›r,çal›flmayana kap› orada” dedi¤ini aktaran Koç-maz, “Yevmiyemiz 27,5TL iken 28,5 TL oldu.Ayr›ca sigortalar›m›z da eksik yat›yordu. Köleolarak bu ana kadar çektik. Biz de son olarakücretlerimizin 35 TL olmas› için talepte bulun-duk. Taleplerimizin karfl›lanmas› için her yerebaflvurduk. Ve taleplerimiz karfl›lanmazsa geriadam atmay› düflünmüyoruz.” sözleri ile karar-l›¤›n› ifade etti. Yine di¤er bir direniflçi iflçi Hüseyin Tarhan2007 y›l›ndan bu yana projede çal›flt›¤›n› belir-terek, “Komik zamma karfl› ç›kt›ktan sonra taz-minat›m›z› istedik. Fakat patronun verdi¤i ce-vap ‘tazminat›n›z yok’ fleklinde oldu. 12 aydayaklafl›k befl yevmiyemiz içerdeyken ve üç y›l-l›k tazminat›m›z olmas›na ra¤men patron birevrak ç›kar›p imzalamam›z› istedi. Ne ile ilgili

evrak oldu¤unu sordu¤umuzda da yeni y›ldandolay› Gama flirketine vermek üzere baz› bel-gelerin oldu¤unu belirtti. Üzerini kapatarak vebize okutturmadan imza att›rd›¤› evraklar,fazla mesai yevmiyemiz ve 3 y›l tazminat hak-k›m›z› ald›¤›m›za dairmifl.” dedi. Ayd›n Erhan adl› direniflçi iflçi ise, Yap›lan 1TL’lik zamm› kabul etmelerinin mümkün ola-mayaca¤›n› söyleyerek, “Biz eme¤imizin karfl›l›-¤›n› isteyince de kap› önüne konduk. Bu haks›-s›zl›¤a karfl› mücadelemizi sürdürece¤iz.” dedi.Sorunlar›n›n yaln›zca ücret art›fl› olmad›¤›n› ye-mekhane ve yemeklerin de çok kötü oldu¤unuvurgulayan Erhan, elbiselerini de¤ifltirebilecek-leri bir yerlerinin dahi olmad›¤›n› ifade etti. Er-han, “Sigortalar›m›z eksik yat›r›l›yor. Ücretleri-miz zaman›nda ve düzenli verilmiyor. Girdi-ç›k-t› yap›larak haklar›m›z gasp ediliyor. Sorunlar›-m›z›n çözülmesi için birçok yere görüflme tale-binde bulunduk ama sonuç alamad›k.” dedi.

Bakan Ömer Dinçer: Düzeni engelleyemezsiniz‹flçiler, ayr›ca TEKEL iflçileriyle dayan›flmak içingittikleri Ankara’da insanca yaflam ve ücret ta-leplerini dile getirmek için Çal›flma Bakan› ile

görüfltüler. ‹flçiler ad›na görüflenlerden Tekstil-Sen Genel Sekreteri Beycan Taflk›ran, Çal›flmaBakan› Ömer Dinçer ile yapt›klar› görüflmedeMarmaray iflçilerinin sorunlar›n›n sadece oray-la ilgili olmad›¤›n› özellikle tafleronluk sistemi-nin iflçileri kölelefltirdi¤ini, kay›t d›fl›lar› artt›r-d›¤›n› ve hak gasp›n›n bu nedenle yayg›nlaflt›-¤›n› ifade ettiklerini söyledi. Ayn› zamanda1980 darbesiyle yaflama geçirilen 2821 ve2822 say›l› yasan›n iflçilerin sendikalaflmas›n›engelledi¤ini, buradan da patronlar›n çok da-ha pervas›z davrand›¤›n› ve ayr›ca 4857 say›l›ifl yasas›n›n çal›flma yaflam›n› kurars›zlaflt›rd›¤›-n›, esnek üretimi yayg›nlaflt›rd›¤›n›, patronlar›no kölelik yasas›na bile uymad›¤›n› dile getirdik-lerini söyledi.Taflk›ran, Dinçer’e “‹LO normlar›ndan bahsedi-yorsunuz ama bu ülkede bunlar›n hiçbiri uygu-lanm›yor. Siz sendikalar yasas›n› tart›fl›yorsu-nuz ama orada grev yasa¤› devam ediyor. Pe-ki bu nas›l bir de¤iflikliktir, bu nas›l bir özgürlükanlay›fl›d›r.” sözlerini dile getirdiklerini belirte-rek, Bakan›n ise bunun karfl›s›nda kendilerine,“Ne yaz›k ki bir düzen var, siz bu düzeni engel-leyemezsiniz” dedi¤ini ifade etti.

Günlü¤ü 27 TL’ye eklenen 1 TL’lik zamla nas›l yaflan›r?

16-28 fiUBAT 2010 DEVRiMCi DEMOKRASiEEMMEEKK6

Ankara’da soka¤a inmifl bir irade var,iflçi s›n›f›n›n çelik iradesi. Egemenlereve onlar›n türlü zorbal›klar›na karfl›eme¤in, bedellerle kazan›lm›fl hakla-r›n gasp›na karfl› yükselen TEKEL iflçi-lerinin hayk›r›fl›. Emekten yana olanherkesi kavgaya, direnifle ve birlefl-meye davet ediyor. TEKEL iflçilerinin hakl› mücadelesinik›rmak ve kamuoyunun kafas›n› ka-r›flt›rmak için türlü entrika ve yalan-lara baflvuran hükümet, direnifl kar-fl›s›ndaki vurdumduymaz tavr›n› sür-dürüyor, kararl› durufl karfl›s›nda biro kadar da flaflk›na dönüyor.Egemenler cephesinden her gün ye-ni sald›r›lar›n gerçeklefltirildi¤i bu sü-reçte, Tek G›da-‹fl Baflkan› MustafaTürkel ile yapt›¤›m›z röportaj› oku-yucular›m›zla paylafl›yoruz.

Baflbakan’›n son günlerde TEKEL iflçi-leriyle ilgili yapm›fl oldu¤u aç›klama-da AKP belediyeleri haricindeki bele-diyeleri kastederek als›n çal›flt›rs›nlarde¤erlendirmesine nas›l bak›yorsu-nuz?Baflbakan bu öneriyi yaparken asl›n-da meselenin kendilerinde çözüldü-¤ünü söylemiyor. Çünkü Baflbakan,Maliye Bakanl›¤› arac›l›¤›yla beledi-yelere kadro tahsis etmez ve bizevermezse belediyelerin bir kifli bilealma flans› yok. Belediyelere als›nlarbiz memnuniyetle karfl›lar›z, hangibelediye olursa olsun, do¤ru bir yak-lafl›m olarak de¤erlendirir ve mem-nuniyet duyar›z.Sadece muhalefet belediyeleriniönermesi, art niyet tafl›d›¤›n› ve top-lumu yanl›fl bilgilendirmeye çal›flt›¤›-n› gösteriyor. Konuyu sapt›r›yor so-nuçta vizeyi verecek olan bir kifli bi-le belediyeye al›nacaksa kendileri.Kendi belediyelerinden bahsetme-mesinin sebebi, topu kendinden ç›-karmak. Bak›n ben kendi üzerimedüfleni yapt›m onlar almad›, kendimuhalefetini y›pratmaya çal›fl›yor,böyle küçük hesaplar›n peflindenkofluyor, biz bunlar›n d›fl›ndayd›k vehep öyle kalaca¤›z bu oyunlara gel-meyece¤iz. Oras› öneri sunma yeride¤il çözüm üretme yeridir. Ç›kar›rDiyarbak›r, Batman, Tokat belediye-lerine yetki verir, 300-500 kiflilik kad-ro tahsis ettim bunlar da TEKEL iflçisider ifli bitirir.

K›dem ve ihbar tazminatlar› ile ilgilidurum nedir, Baflbakan’›n bu konu-daki aç›klamalar›n› nas›l de¤erlendi-riyorsunuz?Baflbakan toplumda bir bilgi kirlili¤iyaratmaya çal›fl›yor. K›dem ve ihbarödenekleri bize anam›z›n ak sütü gi-bi helaldir. Biz onlar› elbette alaca¤›z,geçmifl günlerde flu kadar TEKEL iflçi-si ödenekleri çekti dediklerinde biztepki göstermifltik, biz arkadafllarasöyledik paralar› çekip istedi¤iniz gi-

bi kullanabilirsiniz bu hiçbir hukukisorumluluk getirmez. Biz teflkilatolarak Baflbakan’›n aç›klamalar›ndanönce karar ald›k. fiimdi kaç kifli çek-mifl bu durumun bir sorun olmad›¤›-n› biliyoruz. Bir flekilde banka eliyleyap›lan bir hukuksuzluk ve yanl›fl ol-mufltu, bankaya ihtarname gönder-dik durum düzeltildi. O dönem baz›arkadafllar›n kiflisel paralar› da al›-

konmufltu bu durumla ilgili suç du-yurusunda bulunduk.

Baflbakan’›n, sendikan›n üye aidatla-r› için davay› sahiplendi¤i sözüne nediyorsunuz?Biz 12 ayd›r bir kurufl aidat almad›k,bundan sonra da iflçiler gitti¤i yerdebize ba¤l› olmayacak ve dolay›s›ylaaidat alamayaca¤›z. Baflbakan ve ba-

kanlar bu iddiay› kan›tlarlarsa biz bugörevi b›rak›r›z. Ama aksi olursa on-lar› kamuoyu önünde ne diye ilan et-meliyiz? Bu soruyu onlar cevaplas›n. Baflbakan belkide dostane bir soh-betle geliflmifl konular› bile bir antip-ropaganda ve iflçilerin cephesini böl-meye yönelik bir dedikodu ve tart›fl-maya dönüfltürüyor. Bu ibretlik birdurumdur diye düflünüyorum.

‹fl akitlerinin dolmas› ve iflçilerin iflsizkalacaklar› yönündeki tehditleri nas›lde¤erlendiriyorsunuz?E¤er burada hukuksuz bir durumvarsa Baflbakan hukuk üstü davra-narak bize ay sonuna kadar nas›l izinveriyor? E¤er bu eylem hukuki ise kibiz anayasal ve hukuki haklar›m›z›kullan›yoruz, anayasan›n 90. madde-sinde yap›lan de¤ifliklik ve uluslara-ras› hukuktan do¤an demokratik di-renme hakk›m›z› kullan›yoruz. E¤erbu bir hak ise say›n Baflbakan nas›lmüdahale edecek? Asl›nda onlar›ndüflünmesi gerekiyor biz anayasalhakk›m›z› kullan›yoruz.Türk-‹fl bizim evimiz, biz bu binayas›¤m›yorsak soka¤a, soka¤a s›¤m›-yorsak caddede oturmaya, hukuku-muzu korumaya devam edece¤iz.Onlar müdahale etti¤inde biz asla flid-dete fliddetle karfl›l›k vermeyece¤iz.Tüm dünya burada orant›s›z güç kul-lan›ld›¤›n› ve polisin uygulad›¤› flidde-te bir kez daha tan›k olacak. Abdi‹pekçi’de yaflanan olaylar Türkiye hal-k›n›n vicdan›n› harekete geçirdi, busefer ortaya ç›kacak tablo tüm dün-yan›n vicdan›n› harekete geçirecek. Valiyi, emniyeti, hükümeti bu konu-da duyarl› olmaya davet ediyorum.Ortada bir görüntü kirlili¤i varsa yeniçad›rlar haz›rlas›nlar biz hakk›m›z› al-madan buradan gitmeyece¤iz.

TEKEL direnifli sizce iflçi s›n›f›na nas›lbir mesaj verdi, di¤er konfederasyonve örgütlere bir ça¤r›n›z var m›?TEKEL iflçisinin mücadelesi kendi varolan hukukunu koruma ve kazan›l-m›fl haklar› teslim etmeme mücade-lesidir. Geç kalm›fl bir mücadele deolsa haklar›m›z›n elimizden bir biral›nd›¤› dönemlerde “Bu sefer olma-d› bir dahakine dokundurtmay›z” an-lay›fl› dolay›s›yla tek tek kaybetti¤i-miz mevzileri geri alma cüretidir. TE-KEL iflçisi bu direnifliyle fliddete bafl-vurmadan karar ve inatla bir eyle-min nas›l sürdürülebilece¤ini iflçi s›-n›f› ve emek dünyas›na anlatt›. Bunuyaparken iktidar bask›s›n›n halk›korkutamayaca¤›n›, özellikle emek-çilerin bundan korkmad›¤›n›, toplu-mun çeflitli kesimlerinin korkutulupsindirilse de, iflçi ve sendikas›n›n bir-leflerek ortak bir tutum sergiledi¤in-de yenilmez olaca¤›n› anlatt›.Umar›z di¤er sendika, konfederas-yon, emek ve meslek örgütleri flimdimücadele zaman› diyerek, Türki-ye’nin demokratikleflmesi önündekiengelleri kald›r›p, kitleselleflerek mü-cadeleyi büyütür.Son olarak flimdi mücadele zaman›diyorum. Bizim karar›m›z; Bundansonraki süreçte ayn› kararl›l›¤› dahagenifl kitlelere yayarak sonuç alanakadar, hem hukuki hem eylemselmanada asla geri ad›m atmadan di-renifli sürdürmek.

Bizler KENT A.fi. iflçileri olarak uzun süre ifllerimi-ze geri iade edilmek için mücadele ettik. Müca-delemiz ba¤l› oldu¤umuz D‹SK/Genel-‹fl Sendika-s›'n›n olumsuz tutumlar›ndan kaynakl› baflar›yaulaflamad›. Bu memlekette ifller ahbap-çavufliliflkileriyle yürüyor. Sendikalarda da ifller böyleyürüyor. D‹SK içerisinde gerici güçler bilinçli ola-rak sendika temsilcili¤i için aday ç›kar›l›p seçtiri-liyor. Böyle olunca da sa¤l›kl› bir mekanizmaoluflturulam›yor. Bizler ifllerimizden ç›kar›l›p, di-renifle bafllad›¤›m›zda onlar istifa edip çekip git-tiler. Sendika flubesi tek bafl›na kald› ve di¤er flu-belerin deste¤i olmay›nca güçlü bir direnifl örü-lemedi.Bizler bu sendikalar›n ne olduklar›n› biliyoruz. ‹fl-çi komitelerinin kurulmas›na izin vermiyorlar.Farkl› yöntemlerle baltal›yorlar. Komiteler kuru-lursa kendi iktidarlar›n›n sars›lmas›ndan korku-yorlar. Sendika bizim bask›lar›m›zla göstermelikbaz› eylemlerin d›fl›nda bir fley yapmad›.Biz büyük yürüyüfller gerçeklefltirdik. Baflta 10binlerle bafllad› ama sonra, bu durum gittikçedüflüfle geçti. Yürüyüfllerin sonunda anlad›k ki,‹zmir’de bu ifl bofla düflecek. Ankara’ya ölüm yü-rüyüflüne karar verdik. Sendikan›n bu karar› al-mas›n›n nedeni ise sadece postu yerden kald›r-mak içindi. Bunun için Ankara yürüyüflüne raz›oldu. Bu yolla D‹SK kendini kurtarm›fl oldu.Abdi ‹pekçi’de 16 gün randevu bekledik. SonraAlperen Ocaklar› ve polis bize sald›rd›. 'Direniflçad›rlar› bizim onurumuzdur' diyen Genel-‹fl, sal-d›r›dan sonra can güvenli¤i bahanesiyle direniflisonland›rd›.Bizi iflten atan belediye baflkan› CHP’liydi. Üyesioldu¤umuz sendika yöneticileri de CHP’liydi. Bizbunlar›n ikiyüzlülü¤ünü biliyoruz. CHP zaten y›l-lar önceki katliamlar›n sald›r›lar›n mimar›d›r. Busüreç boyunca CHP sadece kendi karakterinigösterdi. Hepimiz orada gördük CHP’nin samimi-yetini. 1 May›s 1977’de flehit düflenler için an›tyapanlar, yine ayn› 1 May›s’ta iflçiyi kap› önünekoydular. Hemen seçim sonras› yap›ld› bunlar.Çetin Soysal denilen onursuz adam, TEKEL iflçile-rini destekledi¤ini söyleyip flovmenlik yap›yor.Ayn› adam bizim telefonlar›m›za bile cevap ver-medi. Madem bu kadar iflçi dostuydular 16 günkap›lar›nda bekledik, bize niye sahip ç›kmad›lar.Bunlar›n hepsi ekme¤imize kan do¤rayanlard›r.Bu adamlar ahlaks›z, onursuz insanlard›r. TEKEL iflçilerinin mücadelesi abart›ld›¤› kadar de-¤ildir. Geç kalm›fl bir direniflti, onun için ciddi ka-zan›mlar›n elde edilme flans› kalmad› gibi duru-yor. Bu durum inatlaflmaya gitti. TEKEL iflçileriCHP’yle olan iliflkilerini kesmedikten sonra dire-nifl baflar›ya ulaflamaz. Ama ne olursa olsunTEKEL flahs›nda s›n›f›n kazanmas› için bizler des-teklemeye devam edece¤iz. TEKEL bir s›çramaolabilirdi ama do¤ru kullan›lamad›. TEKEL kazan-m›fl olsayd›, önümüzdeki direnifller için örnekteflkil edecekti. ‹flçilerin direnifli kazan›ma dö-nüfltürmeleri için sendikan›n inisiyatifinden ç›-k›p, iflçi komiteleri kurulup onlar›n yönlendiricili-¤inde hareket etmeleri gerekir. Kazan›rlarsa he-pimiz kazan›r›z, kaybederlerse hepimiz kaybe-deriz. Kaybedilirse uzun bir karanl›¤a girebiliriz.

Kazan›rlarsa hepimiz kazan›r›z,kaybederlerse hepimiz kaybederiz

Çamurun dibinde, yerin yüzlerce metre alt›nda günlü¤ü 27.5 TL’ye yaflam›n› ikame etmeye çal›flan ve sosyal haklar› ça-l›nd›¤› için direnifl bafllatan Marmaray iflçileri, ücretlerine yap›lan 1 TL’lik komik zamma karfl› haklar›n› almakta kararl›

BB‹‹RR KKEENNTT AA..fifi.. ‹‹fifiÇÇ‹‹SS‹‹

Tek G›da-‹fl Baflkan› Mustafa Türkel direnifli de¤erlendiriyor

Sivas”ta meflaleler TEKEL için yand›Emekçiler TEKEL iflçileri için me-flaleli yürüyüfl yaparak TEKEL ifl-çilerinin yan›nda olmaya devamedeceklerini belirtti. Sivas E¤itim-Sen binas› önünde biraraya ge-len iflçi ve emekçiler buradanmeflalelerle flehir merkezine yü-rüdü. DGH aktivistlerinin de kat›-larak destek verdi¤i eylemde ya-p›lan bas›n aç›klamas›nda, süre-cin hükümet taraf›ndan iflçilerioyalamaya görütürüldü¤ü belir-tildi. TEKELiflçilerinin hakl› müca-delesine her yerden destek gel-di¤inin ifade edildi¤i aç›klamada,“TEKEL iflçisinin hakl› mücadele-sinde her zaman yanlar›nda ol-du¤umuzu ve olmaya devamedece¤imizi belirtiriz” denildi.

Dersim’de direnifl selamland› Dersim Sendikalar Platformu ta-raf›ndan yap›lan ve DHF’nin dekat›larak destek verdi¤i eylem-de, Sanat Soka¤›’nda bir arayagelen emekçiler meflalelerle AKPönüne yürüdü. AKP il binas›önünde emekçiler ad›na aç›kla-ma yapan Alifler Tomar flöylekonufltu: “Elimizdeki meflaleleriyaklafl›k iki ay önce TEKEL iflçile-rinin direnifl k›v›lc›m›yla ateflle-dik. Hükümetin uygulad›¤› polisfliddetine ra¤men, Maliye Baka-n›’n›n iftiralar›na ra¤men, Baflba-

kan’›n tehditlerine ra¤men, yak-lafl›k iki ayd›r Ankara’n›n so¤u-¤unda direnen ve direnifli ülkeyeve dünyaya ö¤reten TEKEL iflçile-rine Dersim’den selam olsun.TEKEL iflçilerinin onurlu ve kararl›duruflu AKP hükümetini canevin-den vurmufltur. Çünkü AKP ifl gü-vencesine inanmaz. Çünkü AKPhükümeti küresel talana ve kü-resel sermayeye inan›r. Ucuzemek devletine inan›r.”Aç›klaman›n ard›ndan oturmaeylemi yapan emekçiler, TEKELdireniflinin sonuna kadar destek-çisi olacaklar›n› belirttiler.

‘Özlük haklar›n› alana kadar devam’ Denizli'de Birlik ve Kardefllik Plat-formu, "Her yer TEKEL her yerdirenifl" diyerek TEKEL iflçilerinedestek verdi. Demokratik Haklar Federasyo-nu’nun da bilefleni oldu¤u plat-form üyeleri, belediye binas›önünde toplanarak bas›n aç›kla-mas› düzenledi. Grup ad›na yap›-lan aç›klamada TEKEL iflçilerininhakl› direniflinin özlük haklar›n›alana kadar devam edece¤i vur-guland›.

‹zmir’de TEKEL için açl›k greviBuca TEKEL iflçileriyle Dayan›flma‹nsiyatifi, Buca Forbest önündeçad›r kurarak 1 günlük açl›k gre-vi yapt›. Açl›k grevi öncesinde

yap›lan aç›klamada flu ifadelereyer verildi; “Buca TEKEL iflçileriyleDayan›flma ‹nisiyatifi olarakTEKEL’in davas› ülkenin davas›d›r,TEKEL’in kavgas› iflçinin, emekçi-nin, yoksulun kavgas›d›r diyerek,TEKEL iflçilerinin mücadelesinibüyütmek için açl›k grevini yap›-yoruz. fiimdi ülkenin her yerinde,her ilinde, toplumun her kesi-minde TEKEL direnifli flahs›nda,AKP hükümeti eliyle hayata ge-çirilen sömürü ve zorbal›k düze-nine karfl› alanlara, sokaklaraç›kma zaman›d›r!”

HSGGP, sürekli eylem karar› ald›‹stanbul Herkese Sa¤l›kl› GüvenliGelecek Platformu (HSGGP), özlükhaklar› için bafllatm›fl olduklar›direnifllerini sürdüren TEKEL iflçi-leri ile dayan›flma amac›yla sü-rekli eylem karar› ald›. AKP fiiflliilçe binas›na yürüyen platformüyleri, burada düzenledikleri ba-s›n aç›klamas›nda sürekli eylemkarar›n› aç›klad›. DHF’nin de bilefleni oldu¤u plat-form üyeleri ad›na aç›klamadabulunan ‹stanbul Tabip Odas› Ge-nel Sekreteri Hüseyin Demirdi-zen, günlerdir direnen TEKEL iflçi-lerinin yan›nda olacaklar›n› vegerçeklefltirecekleri eylemlerle,etkinliklerle s›n›f dayan›flmas›n›yükseltmeyi amaçlad›klar›n› be-lirtti.

Destek artarak devam ediyor

Page 7: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

16-28 fiUBAT 2010DEVRiMCi DEMOKRASi EEMMEEKK 7

Gerek mevsimlik, gerekse de sabit tar›m iflçileri saba-h›n erken saatlerinde ya hasada, ya sera söküm ifline,ya çapalama ifline ya da toplama ifline gitmektedirler.Seher yeli ›l›k ›l›k eserken onlar bal›k istifi kamyonkasalar›nda geceden kalma uykunun tatl›l›¤›n› veyorgunlu¤unu tafl›yarak çal›flacaklar› yere ulaflmayaçal›fl›rlar. Her fley günlük 20–25 TL’lik yevmiye için,ekmek paras› için, kar›n toklu¤una bir yaflam için...Tar›m iflçileri sabah erken saatlerde bafllayan ifllerinigün bat›m›na kadar devam ettirirler, fakat bu ifllerinbitti¤i anlam›na gelmez, daha akflamlar› da yapacakiflleri vard›r. Özellikle k›fl aylar›nda bu çal›flma saatle-ri alacakaranl›¤a dek sürer. Normal zamanlarda havane zaman karar›rsa iflçiler de o saatte evlerine gider-ler… Seralar›n havaland›rma sistemi ne zaman kapa-t›l›rsa o zaman eve dönüfl yoluna düflerler…Mersin’in Kazanl› Beldesi, yaflam biçiminin din taraf›n-dan s›k› bir çember içinde tutuldu¤u bir tar›m bölge-sidir. Bölgede yaflayan halk›n yüzde 80’i Arap Alevi’si-dir, geriye kalan 20’lik kesim ise Sünni inanca sahip-tir. Bölgede dini anlay›fl hâkim oldu¤undan ‘flükürcü-lük ve kadercilik’ yayg›nd›r. Orada yaflayan halk›n de-di¤i gibi; kimileri sorunlar›n› bilmelerine ra¤men kimi-leri de bilmemekten dolay› ‘K›smetimiz neyse odur’mant›¤›ndan d›flar› ç›kamamaktad›r ve beklemeyi birçözüm olarak görmektedirler.Asl›nda tar›m iflinin zor oldu¤u bilinen bir gerçektir.Tar›m iflçileri özellikle k›fl aylar›nda so¤uklar›n bast›r-mas›yla ürünün zarar görmemesi için ürüne yenido¤mufl bir bebek gibi bakarlar. Ne çok s›cak ne deso¤uk olmas› gerekir. Çok s›caktan ve çok so¤uktandolay› ürün hastal›¤a maruz kalabilir. Tar›m iflçileri se-rayla ilgilendikleri kadar çocuklar›yla ilgilenemezler.Gündüzleri, geceleri yoktur. Gün gelir hava s›cakl›¤›eksilere düfler. Tar›m iflçileri o so¤ukta s›cak yatakla-r›ndan kalk›p sera etraf›nda atefl yakarlar, sera içeri-sine sobalar kurarlar ve ya¤murlama sistemini çal›flt›-r›rlar ki içerisi buharlafls›n. Tüm bu önlemlere ra¤men zaman zaman serada has-tal›klar› önleyemiyorlar. Tar›m iflçilerinin dilinde ‘karaflimflek”, “kara fatma” ve “kara leke” olarak adland›r›-lan hastal›k biçimleri, ürünü adeta kanser yap›p çürü-meye maruz b›rak›yor. Yo¤un emek gerektiren bir ifl-te çal›flmalar›na karfl›n, yetifltirdikleri üründen hasta-l›¤a maruz kalan k›sm› ay›klamak zorunda kal›yorlar,bu da onlar›n hanelerine eksi olarak yaz›l›yor. Tar›m iflçilerinin ürünlerden elde ettikleri gelir, gider-lerini karfl›lam›yor. Bugün biberin kilosu pazarda 3–4liraya sat›l›rken üreticiden al›nmas› esnas›nda ise çokcüzi bir fiyatla tüccara sat›l›yor. Tüccar, hiç emek har-camadan, tar›m iflçilerinin s›rt›ndan büyük paralar ka-zan›yor. Tar›m iflçileri hasat zaman› önce tüm yap›lançal›flmalar› kendi aileleri ile yaparlar. Bunun karfl›l›¤›n-da günlük 20-25 TL yevmiye al›rlar. Bölgede bir tane Tar›m Kooperatifi var ama bu ko-operatif yar›c›lar (toprak sahibiyle kar-zarar karfl›l›¤›topra¤› iflleyen küçük üretici) gibi küçük üreticiler için

de¤il, daha çok büyük toprak sahipleri ve toprak a¤a-lar› için hizmet veriyor. Tar›m iflçilerinin elinde olma-yan bu kooperatifler büyük toprak sahiplerinin vetoprak a¤alar›n›n belirledi¤i ücretlerle al›flverifl, faizleborç para gibi ifller için kullan›l›yor. Toplama zaman› gelene kadar tar›m iflçilerinin hiçbiryerden geliri yoktur, ihtiyaçlar›n› karfl›lamak için a¤a-dan borç al›r, sezon sonunda faizle öder. Tar›m iflçisi ve küçük üreticilerle yaflad›klar› sorunlarailiflkin görüfltük.

Kendinizi tan›t›r m›s›n›z?Y›lmaz San: Ben ‹skenderunluyum. Orada ifl olanak-lar› olmad›¤›ndan dolay› önce Arabistan'a gittim. Ordaberberlik yapt›m, oradan gelince ailemi de al›p Mer-sin’e geldik. Zaten burada toprak ile u¤raflanlar›n ço-¤unlu¤u Mersin’in yerlisi de¤il. Memleketlerinde ifl ola-naklar› olmamas› yüzünden hepsi buraya göç etmifl.

Ne zamand›r tar›mla u¤rafl›yorsunuz?Ben asl›nda yeni say›l›r›m tar›m iflinde. Daha çok karde-flim ilgileniyor. Ama yeni olmama ra¤men bildi¤im iflinhem zor oldu¤u, hem de ürün ilaçlar›n›n pahal› oldu¤u.

‹laç fiyatlar› sizce neden pahal›? Ve bunu kimler belir-liyor?‹laçlar, fideler, gübreler vs. olsun her sene fiyatlar›katlan›yor ama biber fiyatlar› hala ayn›. Bu san›r›mdevletin belirledi¤i bir fiyat tablosu diye düflünüyo-rum.

D.D: Kendinizi tan›t›r m›s›n›z?Abdullah Bozo¤lu: Aslen mesle¤im ‹nflaatç›l›k. Ha-tay’l›y›m ve 4 seneden beri tar›mla u¤rafl›yorum veflu ana kadar 4 bin lira borcumuz var ve her sene ar-t›yor. Ama ne yapal›m, çoluk çocuk çal›flmak zorun-

day›z. Zaten bu topraklar benim de¤il, ben AliA¤a’dan ald›m. Onun yerine ben iflliyorum ve sezonsonunda hesaplafl›yoruz.

D.D: Bu hesap iflleri nas›l oluyor?Abdullah Bozo¤lu: Tüccarlar ve toprak sahiplerisana faizle borç para veriyor. Peflin çal›flan da var, ve-resiye çal›flan da var. Böyle bir durumda belirli bir fai-ze katlan›yorsun. Mesela naylon, ilaç, gübre için paraal›r›z. Diyelim ki 10 bin liral›k naylon ald›k, bunun 5bini bana ait, di¤er 5 bini toprak sahibine. Fakat bu-radaki iflçilik bana ait. Sezon sonunda ilaç bak›m›ndanpaylafl›m yap›l›yor. ‹lac› al›yoruz Nisan'a kadar, hiçbirödeme yapm›yoruz. E¤er ödeme yapabilirsek öderiz.Yoksa borca al›r›z ve faiziyle birlikte Nisan'da ödemeyap›yoruz. Hep gübreye, mikac›ya çal›fl›yoruz yani. Buçiftçi nas›l kazans›n, bir de iflçilik bize ait oluyor. Yaniiyi düflünün, e¤er bir insan›n 10 dönümü varsa ve buadam dönümü verimli olursa 10 bin liray› buldu diye-lim. Bu paradan en az 5 bin liras› masraf. ‹laç gübre,mika, iflçilik. Ama iflçilik bize ait, masraf her iki taraf-tan kesiliyor. Ama iflçilik sadece benden kesiliyor.Çünkü toprak sahibinin do¤al hakk›!. Kendisi iflçili¤ekar›flmaz. Toprak sahibi sera kurup bize veriyor. Sa-dece mika, gübre, ilaç, fide, elektrik ve su meselesinekar›fl›yor. Bunlardan ne kadar masraf ettiysek senesonunda hesap ediliyor 20-30 bin lira neyse ikiye bö-lüflülüyor. Yani yar›s› onun yar›s› benim. Masrafa da,kara da ortaks›n.

Ürünün sat›fl ve ilaç fiyatlar›n›n belirlenmesini kimleryap›yor, biliyor musunuz?Abdullah Bozo¤lu: Belediyenin belirledi¤i fiyatlarbunlar, bizim itiraz etme hakk›m›z yok. Bizim bu ko-nu hakk›nda hiçbir bilgimiz yok. Y›llard›r böyle gel-mifl, böyle gidiyor. Ama böyle de gitmemeli bence.

Bugün kazanan hep tüccar, büyük toprak sahipleri,komisyoncular, a¤alar. Hep ezilen ve kaybeden tarafise çiftçiler. Fabrikadan 20 liraya ç›kan ilaç buraya ula-flana kadar 100 liray› buluyor. Çiftçi ne yaps›n, almakzorunda. Almazsa ürün hastalanacak, 30–40 dönümzarara girecek. Diyorlar ki köylüler milletin efendisi.Yok, öyle bir fley, köylüler bu ülkenin modern kölesiolmufl. Hatta daha kötü durumda, eskiden yine köle-lere baz› haklar tan›n›yordu. Ama bizim gibi kölelerebu haklar da tan›nm›yor. Bafla gelenler dürüst kiflilerolsa, sorun çözülür ama hiçbiri dürüst de¤il. Bugün bi-berden kazan›lan kazanc›n yüzde yüzünü tüccarlaryiyor. E¤er bir hak paylafl›m› olacaksa yüzde yetmifli-nin bizim, yüzde otuzunun di¤erlerinin olmas› gereki-yor, ama hiç de böyle olmuyor. Çiftçiye hiç bir fleykalm›yor. Bütün sorumluluk devletin, onun el atmas›gerekiyor. Ama kalk›p da tek bafl›na bir fley diyemi-yorsun. Bir elin nesi var, iki elin sesi var demifller. Bir-lik olmadan bir fley demeye kalksan hemen ezerlerkafan›. Dernek, kooperatif kurmak gerekiyor. Avrupaülkelerinde üreticinin aleyhine yans›t›lan ücretlerdebir birliktelik oldu¤u için geri ad›m att›r›labiliyor. Kimiülkelerde ekme¤e ya da baflka fleylere zam yap›ld›-¤›nda halk soka¤a dökülüyor. Ama bizim halk›m›zda“bana ne” düflüncesi çok derin yerleflmifl. Bana do-kunmayan y›lan bin yaflas›n sözü bence atasözü de-¤ildir. Gerizekâl›lar›n sözüdür. Ben bu atasözünü ka-bul etmiyorum. Bana dokunmayan y›lan› ben öldürü-rüm, baflkas›n› sokmas›n diye.

Bu bölgede bir kooperatif var san›r›z?Kooperatif var burada bir tane ama, bizim söz hakk›-m›z yok. Çünkü toprak bizim de¤il, orda söz sahibiolan yine toprak sahipleri. Bugün bütün köylüler bir-leflip a¤›rl›¤›n› koyarlarsa çözerler asl›nda. Tar›mda ile-riye dönük planlama yap›lmas› flart. Mesela bu sene

domates kazand›r›yor, seneye herkes domates yetifl-tiriyor. Bu sefer de domates zarar ediyor. Planlama ol-sa, paylafl›m olsa böyle olmayacak. Asl›nda üreticile-rin bu konularda bilgilendirilmeliri laz›m. Bunu koope-ratiflerin yapmas› gerekirken yapt›klar› bir fley yok.

Kendinizi tan›t›r m›s›n›z?Kenan Biçer: Ben y›llardan beri tar›mla u¤rafl›yo-rum, Hatay’l›y›m ve ailemle birlikte buraya yerlefltik.

Kendinizden ve yapt›¤›n›z ifllerden bahseder misiniz?Kenan Biçer: Üç kez biber toplad›m, so¤uktan kay-nakl› ürünün ço¤u vuruldu, yani hastaland›. Manav-larda 4 lira ama dönümünden 200 kilo toplad›m. Piya-sa neyse piyasa fiyat›na göre veriliyor. 2,5 liraya kilo-su’nu verdim. ‹lk toplama oldu¤u ve ürünün olmad›¤›için fiyatlar yükseldi. Ama hasat zaman› dönümünde20–30 Krfl aras›nda gidiyor. fiimdi kurtar›yor amaeme¤imizin karfl›l›¤›n› yine de alam›yoruz. Biz buradadönüm bafl›na 6–7 bin lira masraf koymufluz. En az›n-dan 8 bin liral›k sat›fl yapmal›y›z ki, bizi kurtars›n. Oda zor oluyor. Tüm bu masraflar›n içerisinde emekgücü yok tabiî ki. Sadece ilac›, suyu, naylonu, ipi vb.bunlar masraflar›m›z. Bir de nakliye ve komisyonu(bu komisyon bedeli bölgeye girifl–ç›k›fllarda yerleflti-rilmifl belediye memurlar› taraf›ndan tahsil edilen be-lediyeye verilen payd›r. O anki belediyenin belirlemifloldu¤u yüzdelik dilim üzerinden mal ya da para almaifllemidir.) var. ‹cab›nda e¤er 8 milyarl›k sat›fl yapmaz-san seneye borçlu kal›yorsun. Borçlu oldu¤un takdir-de komisyoncudan 30 bin lira ald›¤›nda, ne kadarborcun varsa önceki dönemden kalan borcunu sen-den tahsil ederek sana artan paray› veriyor. Dolay›-s›yla eline geçen parayla da tekrar ifl yapam›yorsun.‹flçilik bizden oldu¤u için bizi kurtar›yor. Normalde ifl-çili¤e de para verilirse y›ll›k 10 bin liraya yak›n bir pa-ra gider o da bizi kurtarmaz. Bize diyorlar ki flu andabiberin kilosu 2,5 lira. Kazan›yorsun ama k›fl›n sadeceböyle, e¤er yaz olmufl olsa ürün ço¤al›yor ve de fiya-t› düflüyor. Asl›nda biz yaz›n para kazanm›yoruz, k›fl›nne satarsak ondan kazan›yoruz.

Peki, bu sorunlar nas›l çözülebilir?Asl›nda burada sorunlar›n çözümü kooperatifin olma-s›ndan geçiyor. Önceden planlanm›fl bir fiyat ve ürünlistesinin haz›rlanmas› gerekir. Mesela böyle bir fiyatbelirlenmifl olsa bu¤day gibi ancak bizi kurtar›r. Mese-la burada kooperatif aç›ld›, ama misal bankadan%2’ye kredi çekiyorsan bunu kooperatiften %2,5 yada %3’ten alabiliyorsun. O bizi kurtarmaz. Asl›nda bi-zim istedi¤imiz kooperatifin sat›flla ilgili olan planla-malar› yapmas›d›r. Burada çiftçiler bir araya gelselerasl›nda böyle bir kooperatif oluflturulabilir ama ma-alesef kimse ilgilenmiyor. ‹flte burada 2–3 kifli öncülüketse olabilir. Bizler küçük çiftçiyiz, onlarca dönümüolan toprak sahipleri tafl›n alt›na ellerini koymuyorlar.

AANNTTEEPP-- Ankara'daki TEKEL iflçilerinin yakt›¤› atefl, An-tep'te Çemen Tekstil iflçilerinin yakt›¤› atefli körüklü-yor. Direnifllerinde iki ay› geride b›rakan iflçiler, dev-rimciler ve s›n›f kardeflleriyle birlikte direnifllerini bü-yütüyor. Eylemleri Antep Organize Sanayi Bölgesi'nde sürdü-ren iflçiler eylemlerini flehir merkezine de tafl›d›lar.fiehir merkezinde yapt›klar› yürüyüflle halk› direniflle-rine destek vermeye ça¤›ran içler ve emek dostlar›polisin tüm provokatif çal›flmalar›na ve devrimcilerihedef göstermelerine karfl›n iflçiler devrimcileri sahip-lenerek mücadelelerini yükseltiyor. Demokratik Hak-lar Federasyonu faaliyetçileri de direniflin ilk günüdenbu yana iflçileri yaln›z b›rakmayarak, mücadeleyi bü-yütme ça¤r›s› yapt›lar.Çemen Tekstil patronunun, iflçilerin grevinin yasal ol-mad›¤›n› belirterek açt›¤› dava ise 11 fiubat'ta görül-dü. ‹flçiler 18 fiubat tarihine ertelenen mahkemedenkendileri aleyhine olumsuz sonuç ç›kmas› durumun-da mücadelelerini daha da yükteceklerini ve fabrikaönünde çad›r kuracaklar› belirttiler. Sendikan›n iflçile-rinin ivme kazanan mücadelesini yavafllatmak için'mahkeme karar›n› bekleyin' gibi aç›klamalar›na dakarfl› ç›kan iflçiler, “art›k b›çak kemi¤e dayanm›flt›r”diyerek sendikay› iflçilere sahip ç›kmaya ça¤›rd›.

‹flçiler direniflten ö¤reniyor…Direnifllerini büyük bir kararl›l›kla sürdüren iflçilerledirenifl atefllerinin bafl›nda sohbetler gerçeklefltirdik,direnifllerinin geldi¤i durumu ve direniflten ö¤rendik-lerini sorduk.Görüflünü ald›¤›m›z 44 yafl›ndaki Sait Y›lmaz, direniflindurumunu sordu¤umuzda, flunlar› dile getiriyor: “Bizdireniflimizin 28. günündeyiz. Sonuna kadar da de-vam edece¤iz. Onlar sanmas›n ki biz so¤ukta çaresizkalaca¤›z. Biz bu mücadeleyi sonuna kadar devamettirece¤iz. Biz yaln›z de¤iliz. Arkam›zda bütün güçlervard›r. Sanmas›nlar ki yaln›z›z.” Patronun iflçiler hak-k›ndaki tutumunu sordu¤umuz Y›lmaz, “Patron koltu-¤unda oturup keyfine bak›yor. Onun için biz so¤uktaistersek ölelim, istersek ne olursak olal›m. Onun um-runda de¤il. Ama biz her fleye dayan›kl›y›z. So¤u¤a dadayan›r›z, s›ca¤a da dayan›r›z.” diyor.

Konu TEKEL iflçilerine geldi¤indeyse, Sait Y›lmaz bizeflunlar› söylüyor: “TEKEL iflçilerini de sayg›yla selaml›-yor, onlara da destek veriyoruz. Onlar›n direnifline degüç verece¤iz. Biz hep onlar›n yan›nday›z. Haks›zl›kha onlara yap›lm›fl, ha bize yap›lm›fl. Onlara yap›lanhaks›zl›k bize de yap›lm›flt›r. Yani biz bunu yap-mazsak, yar›n çocuklar›m›z da zarar›n› görecek.”

“Emek kavgas›n› grev sayesinde ö¤rendim”“Patronlar iflçinin birlik olmas›n› istemezler” diyen 31yafl›ndaki Mustafa Karatafl ise direnifle dair flunlar› an-lat›yor: “Direnifl flu anda çok mükemmel durumda.Hepimizin direnci sa¤lam. Biz bu direniflten mücade-leyi ö¤rendik. fiimdiye kadar görmedi¤im mücadele-yi, yapamad›¤›m fleyleri bana ö¤retti. Emek kavgas›n›ö¤retti. fiimdiye kadar ben emek kavgas› nedir bilmi-

yordum, bu sayede ö¤rendim.”Direnifl s›ras›nda kimleri yan›nda gördü¤ünü sordu¤u-muzdaysa, flu yan›t› al›yoruz: “Bu süreçte emekçileriyan›m›zda gördük. fiimdiye kadar oy verdi¤imiz hiçbirpartiyi yan›m›zda görmedik. Bundan sonra oy kulla-n›rken elimi vicdan›ma koyaca¤›m. Bunu kendi aile-me de yayaca¤›m. Emek kavgas› sayesinde bunu ö¤-rendik. Gerçekten vicdan› ö¤rendik yani. Kime oy ve-rece¤imizi ö¤rendik.”

“Bu zamana kadar ot gibiymiflim”Di¤er iflçilerle yapt›¤›m›z sohbetlerde yan›m›zdan ayr›l-mayan 41 yafl›ndaki iflçi Mustafa Alkurt’un anlatt›klar›ise, grevin iflçinin bilincinde yarataca¤› dönüflümü ka-n›tlar nitelikte. Mustafa Alkurt, direniflin ne ö¤retti¤inisordu¤umuzda flunlar› söylüyor: “Bu zamana kadar

ben, ayn› ot gibi, iflten eve evden ifle gidiyordum. Yak-lafl›k 28–29 gün oldu greve ç›kal›. Direnifl, birleflmeyiö¤retti bize. Evde de bunu ö¤rendik. Art›k çoluk çocuk,‘babam grevde’ diyor, okula giderken bile harçl›k iste-miyor. Bu demek ki, art›k bir k›p›rdanma var bizde.”

“Oyumu MHP’ye veriyordum;flimdi anlad›m ki onlar halk›n dostu de¤il!”“Kim geldi yan›n›za?” diye sorumuzda ise, derinleflenbir öfkeyle karfl›l›k veriyor Alkurt: “Ben iktidara gelenbaz› partilerle ilgili konuflmak istiyorum. Mesela bendaha önce oyumu MHP’ye at›yordum. Arad›m onlar›,dedim ki, ‘gelin, bak›n biz greve ç›kt›k.’ Dediler ki, ‘osendika bize ters.’ Sendikayla ne alakas› var? Sen hal-k›n yan›nda ol. Bugün devrimciler geliyor; demek kihalk›n dostu onlar. Yani ben art›k kaç kifliye küfür

ederek de bunu söyledim. ‘Bir daha size oy verene’diye olmaz laf› sayd›m ben onlara. Demek ki dedim,siz halkç› de¤ilsiniz, kendi ç›kar›n›z› düflünüyorsunuz.”Mustafa Alkurt, TEKEL iflçilerine dair de flunlar› anlat›yor:“TEKEL iflçilerini müthifl buluyorum. ‹ktidar halk›n kafa-s›n› kar›flt›r›yor. Yok paralar›n› verdik, yok 4-C’ye geçti-ler diye. Onlar› da da¤›tmaya çal›fl›yorlar ama baflara-mayacaklar. TEKEL'de, Çemen'de bunu baflaracakt›r.”

Çemen iflçisinin k›z›:Elimden tutar m›s›n›z? Direnifllerini bütün olumsuz hava koflullar›na ra¤menkararl›l›kla sürdüren Çemen iflçilerinden Mustafa Al-kurt’un 10 yafl›ndaki k›z› Meryem Alkurt, gazetemizeyazd›¤› mektupla, sesini ulaflt›rmaya çal›flt›.Küçük Meryem’in mektubunu, aynen yay›nl›yoruz:“Ben 10 yafl›nda bir iflçi k›z›y›m. Babam flu an grevde.Ben hala, babam›n neden grevde oldu¤unu bir türlüanlayam›yorum. Her zaman anneme ve büyüklerimesoruyorum. Mesela ‘grev ne’ diye sordum anneme.Annem ise bana diyor ki, ‘Baban eve bir ekmek fazlagetirebilmek için grevde.’…Benim Allah’tan tek iste¤im, babam ve arkadafllar›n›ngrevlerinin bir an önce bitmesi. Sabahleyin sofrayabakt›¤›mda koyacak çay bile yok. Anneme soruyo-rum, ‘çay yok mu’ diye. Bana diyor ki, ‘tüp bitti’… Her-kes kahvalt›da ‘sarelle’ yiyiyor. Benim de can›m isti-yor. Ben de annemden istiyorum. Sizce bu benimhakk›m de¤il mi? Benim de herkes gibi kahvalt› yap-may› can›m istiyor ama babam otuz gündür grevde!Befl kardefl, bir de annem ve babaannem… Hepimizbabam›n kazanc›n› bekliyoruz. Baflka bir gelirimizyok. Annem eve katk› olsun diye bir çuval f›st›¤› 6TL’ye k›r›yor. Okuldan geldi¤imde bazen derslerimiyapam›yorum. Parmaklar›m çok a¤r›yor. Neden? Beninsan de¤il miyim? Herkes gibi, benim de yiyip giyin-meye ve gezmeye hakk›m yok mu?30 gündür bizim eve para girmiyor. Ne sefalet ile ya-flad›¤›m›z› kimse bilmiyor. fiimdi size sesleniyorum:Elimden tutar m›s›n›z? ‹yi bir yaflam sürdürmeme yar-d›mc› olur musunuz? Teflekkür ederim. Lütfen sesimekulak verin ve elimden tutun.

Çemen’de direnifl sürüyor; iflçiler kavgay› ö¤reniyor!

“Köylüler bu ülkenin modern kölesi olmufl”

Page 8: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

16-28 fiUBAT 2010 DEVRiMCi DEMOKRASiAANNAALL‹‹ZZ8

-I-Devletin vampir yüzü ve resmi a¤›zlardan itiraflar“Faili meçhul cinayetler” denen cinayetlerin failininasl›nda belli oldu¤u ve bu failin de devletin ta ken-disi oldu¤unu herkes bilmektedir. Bu ç›plak gerçe¤era¤men, e¤er hala “faili meçhul” deniliyor ise, bu,devlet terörünün yaratt›¤› korkunun devam etti¤inigöstermekle birlikte, geri-uzlaflmac›-liberal bir yak-lafl›m›n egemen oldu¤unu da kan›tl›yor. Öyle ki, ba-z› çevreler, cinayet demekten bile sak›n›yor, “failimeçhul” gibi fakir bir ifadeyle yetiniyor. Bu yakla-fl›m, gerçe¤i karartan, sorumlular› siliklefltiren, ennihayetinde de fark›na varmadan da olsa aklayanzaaf içindedir. Oysa fail belli oldu¤u gibi, fiilin de ci-nayet oldu¤u aç›kt›r. Devlet cinayetlerini kabul et-medi¤i için “faili meçhul cinayet” diyerek, hedefisakl›yor, olay›n önem ve ciddiyetini zay›flat›yoruz.E¤er devrimci s›n›f tavr›yla yaklaflacaksak; “cinayet-lerin faili devlettir, suçunu kabul edip aç›klamal›d›r”biçiminde aç›k ifade ve keskin bilinçle ortaya ç›k-mak durumunday›z. Bunun ötesindeki yaklafl›mlar,niyet ne olursa olsun, hedefi siliklefltiren liberal-oportünist ve s›n›f tavr›ndan uzak yaklafl›mlard›r. Günlük yaflam dilinde, t›rnak içinde faili meçhul ci-nayetler biçiminde ifade edilmesi anlafl›l›rken, bilin-cin bu biçim d›fl›nda olmas› kesinlikle gerekmekte-dir. Ki, elefltiri konusu yapt›¤›m›z yan, günlük dil d›-fl›nda bilinç olarak söz konusu ifadelerin kullan›lma-s› gerçe¤idir. Zira, bugün “faili meçhuller” komisyo-nu olarak parlamentoya gidip, komprador partiler-den (BDP’yi ay›r›yoruz bunlardan) parlamentoda“araflt›rma komisyonu” kurulmas› istemiyle günde-me gelen giriflimci çevrelerin, devletin üstlenmedi¤icinayetler sorununu, devletin genel geçer vukuatla-r› oldu¤una inanmay›p, devlet içinde olup devlet d›-fl›na ç›kan baz› münferit güçlerden kaynakland›¤›nainanmaktad›r ki, bu tamamen yan›lg›d›r. Elbette ya-n›lg› ve zaaflar›na karfl›n bu giriflim, örgütlenme yada etkinlikler objektif olarak olumludur. Parlamen-to içi giriflimlerinde MHP’nin ilgili komisyona rande-vu vermemesi ise, dikkate de¤erdir. “Faili meçhul” cinayetler bütün faflist devlet dikta-törlüklerinin ortak tipik karakteridir. Ad› geçen budevlet tipleri yarg›-yürütme-yasama gibi hukuksalveya anayasal görünüm alt›nda biçimsel bir örgütlü-lü¤e sahip olsalar da özünde illegal örgütlenmeyiesas alarak ifllerini zifiri karanl›klar içinde yürütür-ler. Gladyo modeli, de¤iflik ülkelerde farkl› isimlerledevletlerin de¤iflmez örgütlenmesi olup, yasa d›fl› özve nüfuzlar›n› temsil eder. Komplo, provokasyon,darbe, uluslararas› hukuk ve savafl kurallar›n› ihlaleden “kirli savafl” yöntemleri, çocuklar dahil sivilhalka yönelik toplu katliamlar, köy yakmalar, d›flk›yedirmeler, yarg›s›z infazlar, “kay›plar”, cinayetler,iflkence, tecavüz, hatta ölülere tecavüze varana ka-dar akla gelebilecek her türlü caniyane suç ve insan-l›k d›fl› uygulamalar söz konusu örgütlenmeleriylegerçeklefltirdikleri belli bafll› icraatlard›r. Saklanmak istenen gerçe¤i tarih a盤a ç›karm›flt›rki, “faili meçhul” cinayetler devletin gerçek yüzüdür.Hakim s›n›flardan iktidarda olan kli¤in ifline geldi¤ikadar›yla deflifre etti¤i, toplu mezarlar, asit kuyula-r, hatta “Ergenekon” yarg›lamalar›yla iffla etti¤i ger-çek, devletin örgütlenmesi hakk›nda ip uçlar› ver-mekten öteye sa¤lam delillerle kan›tlamaktad›r.Devletin iç yüzü veya gerçek niteli¤i, devlet mahke-melerinde kararlaflt›r›larak tutanaklar alt›na al›n-m›fl, resmiyet kazand›r›larak itiraf edilmifltir.Bu vahfli örgütlenme “Komünizm tehlikesi” ad› alt›n-da gerçeklefltirilip, “milli güvenlik”, “devlet s›rr›”kavramlar›yla, devletin gayri meflrulukla “meflrulafl-t›r›lm›fl” gizli örgütlenmesi ya da illegal olan temelkurumu olarak halka karfl› bir suç örgütü durumun-dad›r. Komünist ve devrimci hareket baflta-esas ol-mak üzere, tüm muhalif güçlere karfl› kullan›lan bucinayet flebekesi; uyuflturucudan fuhufla, kara para-dan haraca kadar her türlü pis ve kirli ifli yapmakta,provokasyonlardan katliamlara, suikastlerden cina-yetlere ve flantajlara kadar her türlü yöntemle tümmuhalif kesim ve halk kitlelerini sindirip, devrimcihareketi kanla bast›rarak s›n›f iktidar› egemenli¤inikoruyarak sürdürmeye hizmet etmektedir. ‹ç-d›fl ko-münist tehlikeye karfl› savafl örgütü olarak kurulanbu cinayet mangalar›, devrimci hareket ve halk kit-lelerini ac›mas›zca k›y›mdan geçiren bir makine du-rumundad›r. “Kay›plar”, yarg›s›z infazlar, “faili meç-hul” cinayetlerle ünlü olan bu mangalar, devletin be-kas› için vazgeçemeyece¤i yap›lanmas›n› ifade eder-ler. Aç›k ki bu örgütlenme, hakim s›n›f kompradorklikleri aras›ndaki dalaflta da ifl görmekte, kullan›l-maktad›r. Çat›flan hakim s›n›f klikleri bu örgütlen-meyi çok iyi bildiklerinden, iç çat›flmalar›nda kahkullanarak, kah deflifre ederek birbirleriyle mücade-lede de esas almaktad›rlar. Bugün pis kokularla or-taya serpilen, darbe-komplo planlar›, “Susur-luk”,”Ergenekon” vakalar› gibi geliflmeler bunu aç›k-ça göstermektedir. Devletin bu gizli (Jitem-kontrgerilla-özel harp) örgüt-lenmesi veya gerçek nitel politikas›, karanl›k “güçle-rin” gizemli k›l›nm›fl eylemi fleklinde, çeflitli millet vemilliyetlerden halklar›m›z›n yaflam›n› terörize edip

korku atmosferine alarak önemli oranda kontrol al-t›na almaktad›r.

“Faili meçhul” karfl› mücadele ve mücadelenin hedefiDevletçe ifllenip “faili meçhul”e b›rak›lm›fl olan cina-yetlere karfl› mücadele, siyasi iktidar mücadelesiylebirleflip, devlete karfl› mücadeleyi hedeflemek duru-mundad›r. Demokratik mücadele yads›nmadan,gerçek mücadelenin sistemi aflan-düzen d›fl› aray›fl-lara ç›kmas› zorunludur. Devlet cürümlerine karfl›mücadeleyi devlet içindeki aray›fllarla s›n›rlamak,hesab› düzen partileri ve iktidara bel ba¤layaraksormaya çal›flmak veya devletten beklentiler içinegirmek temel bir yan›lg›d›r. Sonuçsuz kalmaya, ye-deklenerek düzen içinde eriyip gitmeye mahkum-dur. ‹yi bilinmek durumundad›r ki, parlamentodan,sistem partilerinden ve suçun sorumlular›ndan so-nuç ç›kmaz. “Faili meçhul” devlet cinayetlerinin a盤a ç›kar›larakhesap sorulmas› gayesiyle yola ç›kmak, kuflkusuz kisayg›n amaçla taktir edilecek sayg›n bir çabad›r. Fa-kat somut olarak gündeme gelen giriflim olumlu-de-mokratik muhteva tafl›sa da önemli eksiklikler ba-r›nd›rmaktad›r. Faili devlet olan yüzlerce “kay›p” ve“faili meçhul”den sadece ayd›n-yazar-gazetecilerigündemlerine al›p, ya da ilgili komite ve çal›flmay›salt bu kesimin aileleriyle s›n›rl› tutup, komünist vedevrimcilerin oluflturdu¤u yüzlerce “kay›p”-”failimeçhul”ler adeta unutularak ve aileleri de bu müca-deleye dahil edilmeyerek eksik kal›nm›flt›r. Hiç flüp-hesiz ki, devletten kendi suçlar›n› a盤a ç›karmabeklentisi de gerçe¤e uygun olmayan di¤er zay›fnoktad›r. Her fleye karfl›n, komitenin talepleri vemücadelesi demokratik mücadelenin bir parças›olarak de¤erlidir. Desteklenmesi ve daha kapsay›c›mücadeleye ulaflt›r›lmas› gerekmektedir. “Kay›plar”, “faili meçhuller”, yarg›s›z infazlar ekse-ninde hem hukuksal ve hem de demokratik mücade-le hareketi yükseltilebilir. Bu zemin küçümsenemezgüçte kitlelerin buluflmas›na uygundur. Ayn› zemin-de gündeme gelmifl olan mücadeleyle birleflip dahaileri tafl›mak ve kitleselleflmek mümkündür. Demok-ratik kurum ve devrimci yap›lar›n ihmal etmemesigereken görevlerinden biri de budur. Devrimci de-mokratik mücadele her cepheden ve her vesileyleyükseltilmeli, hakim s›n›flar her koldan bas›nç alt›naal›nmal›d›r. Devlet cephesi resmi a¤›zlar›ndan patla-yan itiraflar uygun f›rsatlar sunarken kaç›rmak ol-maz.

-II-Çat›flma derinleflerek ilerliyor…4-C uygulamas› AKP iktidar›n›n elinde TEKEL iflçile-rinin barutuyla C-4 gibi patlarken, ekonomik kriz veözellefltirmelerin sonuçlar› olarak patlayan iflçi dire-niflleri hükümeti vuruyor. Kokuflmufl sistem ba¤r›n-daki pisliklerle “it ölüsü” gibi kokular yayarak sahip-lerini zehirliyor. Erdo¤an’dan, Baykal’a ve Bahçe-li’den Genelkurmay Baflkan›’na kadar tüm kompra-dor beyler, birbirilerinin faflist niteliklerini dilllerinedolayarak düello ederken, gerçekliklerini itiraf et-mekten de kurtulam›yorlar. Biri di¤erine faflist der-ken do¤ru söylüyor, fakat bunu yaparken, kendisiniflirin gösterip oy toplamaya ve yerini sa¤lamlaflt›r-maya çal›fl›yor. Devletin yap›land›r›lmas› projesine uygun olarak,törpülenmeye tabi tutulan komprador klikler ile ik-tidar›n› sa¤lamlaflt›rmaya çal›flan komprador klikaras›ndaki çat›flma k›z›flm›flt›r. Karfl›t klikler iktidaremelleri gere¤i ve hasm›n› zay›flatmak üzere, elin-deki kozlar› masaya sürüyor, tehdit ve flantajlardabulunuyor, faflist diyerek niteliklerini ve hatta kendiniteli¤ini iffla ediyor, en önemlisi de devletin cina-yetler, katliamlar yapt›¤› aç›k dille itiraf ediliyor…Yarg›n›n bafl› say›lan Hasan Gerçeker konufltukçakonufluyor, iktidar›n yarg› üzerindeki bask›s›n› aç›k-tan söylüyor, isyan edip meydan okuyor. Erdo¤anöte taraftan, “yarg› ci¤erlerimizi kanat›yor, bizead›m att›rm›yor” diye aç›ktan yak›n›yor. Her gün su-baylar tutuklan›yor, Albaylar pefl pefle “intihar” edi-yor. (“Onur intihar›” diye adland›r›lan bu t›rnak içiintiharlar›n, bafllar›na çuval geçirildi¤inde neden bukadar onurlu olmad›klar› ise “anlafl›lamam›flt›r” ha-la.) Oramiral ve genelkurmay isyan edip “sabr›m›ztaflt›”, “yeter” diyor, “rahats›z oluyoruz” diyerektehdit ediyor… (Not edelim ki, “intiharlar›n” alt›ndabaflka gerçe¤in oldu¤u, flaibeli olduklar› ise kesin.) Sivil faflizm-sivil darbe tart›flmalar›, askeri darbeplanlar›n›n a盤a ç›kar›lmas›na karfl› gündeme geti-rilip dillendirilmektedirler. Önce, Baykal, AKP’ninfaflizan bask›lar›na de¤inerek dile getirmiflti. Erdo-¤an da geri kalmayarak CHP’ye ayn› do¤ru tan›mla-malar› iade etmiflti. Onur Öymen’in Dersim katli-am›yla ilgili kafatasç› ifadeleri, AKP’nin eline tazekoz-f›rsat vererek, AKP’nin CHP’ye yönelik faflist de-mesiyle devam etti. Bahçeli, AKP ve Erdo¤an’a yö-nelik birçok de¤erlendirmede bulunduktan sonra,faflizmi bilmedi¤ini söyledi¤i Erdo¤an yan›t verirken,hem Bahçeli ve MHP’yi do¤ru tan›ml›yordu ve hemde “biz sizin kadar iyi bilmeyiz” diyerek kendilerininde faflist oldu¤unu itiraf ediyordu. Genelkurmaykat›lmasayd›; foto¤raf bu kadar›yla eksik kal›rd›…

Geliflmelerin içeri¤i ve s

Baflbu¤’dan “Sabr›m›z taflt›” tehditiGenelkurmay Baflkan›’n›n “sabr›m›z taflt›” sö-zü de bofl de¤ildir. “Daha fazla ileri gitmeyinyoksa bafl›n›za neler gelir görürsünüz” de-mektedir. Aç›k dille “darbe yapar›z” demekte-dir. Bu tehditte de itiraf var. Darbeci oldukla-r›-darbe yapabilecekleri ifflaat› var. Dahas›,devlet içi çat›flman›n aç›k beyan› ve devletinAKP’li kompradorlarca önemli oranda ele ge-çirildi¤inin kapal› anlat›m› var. Ve tüm bunla-ra ba¤l› olarak, daha fazla ileri gitmemeleriuyar›s› yap›lmaktad›r genelkurmay baflkan›ve di¤erlerinin aç›klamalar›nda. “Bildiklerimiziaç›klar›z” tarz›ndaki söylemi mesaj tafl›yarakhem tehdit-flantaj içermektedir ve hem dekendilerinde aç›klanmam›fl-gizli bilgilerin ol-du¤u itiraf edilmektedir. Öyle ya “aç›klar›m”tehdidi olarak kullan›lan bilgilerin s›radan vemasum bilgiler olmayaca¤› aç›kt›r. Özcesi, ge-nelkurmay baflkan› ayn› kumafl›n paçavrabezleri olduklar›n› ikrar etmektedir. “Benimdibim kara ama seninki de kara” diyerek, “da-ha fazla aç›lmay›n, durun” demektedir. Cum-hurbaflkan› Abdullah Gül, “en kötü fleyin birülkede birden fazla güç oda¤›n›n-birden fazlabafl›n olmas›d›r” sözü her fleyi aç›klamaktad›r. Ne anlama gelir bu söz: Bir; iktidar›n parçal› oldu¤u, komprador klikle-rin devlet iktidar› üzerinde ciddi çat›flmalariçinde oldu¤u, bu güçler aras›nda belli birdengenin mevcut olup sürdü¤ü anlam›na ge-lir. Söz konusu komprador klikler aras›ndakesin bir üstünlü¤ün sa¤lanamad›¤›, belirsizli-¤in sürdü¤ü ve dolay›s›yla da yar›nlar›n nelerdo¤uraca¤› belli olmayan bir süreçten geçildi-¤i anlafl›lmaktad›r. ‹ki; AKP iktidar olmufltur. Oldu¤u oranda da es-ki iktidar sahiplerinden bir kesiminin iktidar-dan uzaklaflt›r›ld›¤›-daralt›ld›¤›, yani bu orandatasfiyeye tabi tutuldu¤u anlam›na gelir.Üç; AKP’den baflka iktidarda olan güç vard›r.Bu güç Kemalistler önderli¤indedir. Bu iki

komprador kesim aras›ndaki çat›flmada du-rum AKP kesiminin lehine olsa da Kemalistlerhala önemli bir güçtür ve aralar›ndaki çat›fl-ma tam olarak hükme ba¤lanmam›flt›r. ‹kti-dar› AKP a¤›rl›¤›ndan geri almak için gösteri-len direnç, devlet kurumlar›n›n karfl› karfl›yagelmesi biçiminde yans›maktad›r. Çat›flmadahenüz kesin üstünlük sa¤lamamakla birliktegeliflmeler her yöne evirilebilir özellikte sür-mektedir.Dört; Gül, ordu ile yarg›n›n devletin yenidenyap›lanmas› ve bunun görevlisi AKP’nin iktida-r› önünde sorun yaratt›¤›n› aç›ktan söylemiflolmakta ve söz konusu kurumlar›n AKP’nintemsil etti¤i siyasi iktidara-yürütmeye biat et-melerini istemektedir.Yarg›n›n ba¤›ms›zl›¤›n›n yalan, güçler ayr›fl›-m›n›n kof sözler oldu¤u teyit edilmifl oluyortüm geliflmelerle. Her fleyin egemen s›n›f ç›-karlar›na göre düzenlenip tüm kurumlar›n buç›karlara hizmet etme esas›na göre misyonoynad›¤› ayn› ç›plakl›kla sergilenmifl oluyor.Gerçekler bir bir ispatlanarak daha fazla günyüzüne vuruyor…

Yarg›n›n “ba¤›ms›zl›¤›” yalan›Son olarak Demokratik Toplum Kongresi(DTK) Efl Baflkan› ve kapat›lan DEP'in eski Mil-letvekili Hatip Dicle’nin mahkeme aç›klama-s›yla bas›na düflen; “iç iflleri bakan›, Ha-bur’dan gelenler geldi¤i gibi geçecekler, tu-tuklanmayacaklar, savc› ve hakimler haz›r-lanm›fl” fleklindeki haber, yürütmenin yarg›üzerindeki inisiyatifini yeterince aç›klamakta-d›r. Bugün itibar›yla yarg› bütünüyle yürüt-menin denetiminde olmasa da belli orandabu denetim söz konusudur. Ola¤an koflullar-da ise, yarg›n›n siyasi iktidar›n tam kontro-lünde oldu¤u ve söylendi¤i gibi ba¤›ms›z ol-mad›¤› aç›kt›r. Güçler ayr›fl›m› ilkesi de bu an-lamda bofl bir laft›r. H›rant Dink cinayeti vedavas› seyrinde yaflanan skandallar yarg›n›n

da devletin de hangi gerçe¤e sahip oldu¤unuanlamaya yeterlidir. Tutuklanan subaylar, po-lisler, fuhufl ve uyuflturucu bata¤›ndaki devletiçi operasyonlar bu devleti tan›man›n baflkaazalar›d›r. Devleti tarif eden y›¤›nca çirkef varki, hepsini anlatmak mümkün de¤il burada.Ye¤eni uyuflturucu operasyonunda tutukla-nan Baflbakan Erdo¤an; “Ye¤enimle en soniktidara geldi¤im ilk y›llarda bir kez görüfltüm.Ondan sonra da ye¤enlikten sildim. ‹lkeleri-miz, yaflam tarz›m›z uyuflmuyordu…” demek-tedir. Baz› sözüm ona “ayd›nlar” da ahmakçaErdo¤an’›n bu tavr›na adeta g›pta ediyorlar.Oysa, Erdo¤an itiraf ediyor ki, ye¤eninin kirliifllerle u¤raflt›¤›n› biliyor ve e¤er do¤ru söylü-yor ise, bunu bildi¤i için iliflkilerini kesip ye-¤enlikten silmifl. Ama yakalanmadan önceye¤eni hakk›nda yarg›ya gerekli bilgileri ver-meyi “ak›l etmemifl” bu “temiz” adam. Ki, çe-telerle, kirli ifl ve iliflkilerle mücadele etmeklede övünmekten geri durmuyor. Peki ye¤eni-ni bu güne kadar saklayarak korudu¤u kendisözlerinden de a盤a ç›km›yor mu?K›sacas›, Devlet hakim s›n›flar›n bask› arac›d›r.Devletin tüm temel kurumlar› da söz konusuhakim s›n›flar›n ç›karlar›n› koruma ve iktidar-lar›n› garanti etme araçlar›d›r. Devletin ipli¤ipazara ç›km›flt›r. Gerekli olan güçlü devrimcisavafl›md›r. Devrimci hareket gelifliyor, fakatbilinçli örgütlü nitelikteki hareket bak›m›n-dan henüz çok zay›f ve haz›rl›ks›z. Dahas›,sars›lan devletin bertaraf edilmesinin gerçek-çi yolunun, uzun süreli silahl› bir savafl›mdanbunun somuttaki ifadesi olan Halk Sava-fl›’ndan geçti¤i ve böylesi bir mücadele içindehaz›rlanarak iktidar› alafla¤› edebilece¤i unu-tulmamal›d›r. Her fleye karfl›n geliflerek yay-g›nlaflan iflçi direnifli, devrimci dalgan›n yük-selerek, ceberut devleti iyice paçavraya çevi-recek güçteki geliflmelere gebe oldu¤unugöstermektedir.

Page 9: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

16-28 fiUBAT 2010DEVRiMCi DEMOKRASi AANNAALL‹‹ZZ 9İttihat-Terakki’den bugüne ezilen ulus, azınlık ve ezi-len inanç gruplarının inkârı, katliam ve soykırımlaramaruz bırakılmaları üzerinde yükselen Türk devletgerçekliğinin, bugünkü koşullar itibarıyla sürdürüle-mez statükosunun çıkmazlarına çare amaçlı ve onunyeniden tesis edilmesi için öngörülenlerin tüm ezilen-ler açısından bir tasfiye planı olduğu yaşanan gerçek-lerle yeniden teyit edilmiştir. “Açılımlar” furyası ve pa-ketler pazarlamasıyla sürdürülen tasfiye planının“milli birlik ve kardeşlik” vizyonu tüm egemen sınıfkliklerinin ortak özelliği olan T.C. devletinin inkâr veimha gerçeğini yeniden deklare etmiştir. Açılım yürü-yüşünün meyveleri Kürt sorununun yine “bir terör vegüvenlik” sorunu olarak sunulmasından başka ne ge-tirmiştir ki? DTP’nin kapatılması ve siyaset sahnesineçıkan BDP’ye karşı bir saldırı furyası, yüzlercesinintutuklanması, seçilmiş belediye başkanlarının hapsetıkılması, sayıları binleri bulan çocukların zindanlaraçivilenmesi, sıkıyönetim ve darbe dönemlerini arat-mayan uygulamalar değil midirler? Sözde cunta vedarbe karşıtı olan demokrasi havarileri, iş Kuzey Kür-distan gerçekliğine ve TEKEL işçileri örneğindeki gibiemekçi mücadelelerine geldiğinde, sınırsız bir saldırıve özel savaş hükümetleri olduklarını göstermektezerrece tereddüt etmemişlerdir. Aralarındaki çıkarçatışmalarına rağmen Türk egemen sınıf klikleri işçive emekçilere, ezilen Kürt ulusu ve azınlıklara karşımücadelede ortak bir karakteri paylaşmaktadırlar. İş-çi sınıfının direnişini hükümet olma amacıyla yedekle-me sahtekarlığı içerisindeki diğer egemen sınıf klikle-ri de şimdiki uygulanan neo-liberal emperyalist politi-kaların; özelleştirme-sendikasızlaştırma-4C gibi uygu-lamalarla köleleştirme gibi siyasetlerin uygulayıcılarıdeğiller miydi? İşçi sınıfının bilinçli bir önderliktenyoksunluğu ve sarı sendikalar barikatını aşacak bilinçdonanımına sahip olamayışlarının avantajlarını dakullanan egemen sınıf klikleri mücadeleyi rayındansaptırma, dejenere etmek için iş başındadırlar. Elbettebu konuda onların işini kolaylaştıran devrimci, komü-nist hareketin bilinçli önderlik misyonuyla alternatifolarak ortada olmayışıdır. Dolayısıyla suçlanacak olanişçi, emekçi ve ezilenler değil, böyle bir sorumluluğungereğini yerine getirmesi gereken bilinçli önderlik me-selesine kafa yorulmasıdır. Bu konuda militan, dev-rimci birleşik bir halk hareketi için mücadele birliğigünün acil, gündemleştirilmesi gereken sorunudur.Düşmana karşı tüm mücadele dinamiklerinin, birleşikdevrimci eyleminin yaratılması sorumluluğu asla er-telenemez bir görevdir. Türk devletinin Kürt sorunuve PKK’yi sözde birbirinden ayrıştırma oyunu ile yap-mak istediği ise ulusal hareketi etkisizleştirme, devre-den çıkarma ve aldatmacalarla kitleleri sermaye düze-nine adapte etme operasyonudur. Tıkanan açılım pro-jesi bu açıdan yeni perde oyunlarıyla tekrar devreyesokulacaktır. Bu konuda Türk devlet sisteminin her bi-çimine göğüs geren bir bilinç açıklığıyla kitleleri sefer-ber etmek üzere donatmak, yeni tuzaklara karşı uyar-mak görevdir. Oyunlar Kürt realitesini tanıyorum di-yen Demirel, Çiller, Özal gerçeğinde de anlaşılacağı gi-bi yeni değildir. Oyun yeni sahnelerle ve tabii ki koşul-larında zorlamasıyla sergilenmeye devam ettirilmek-tedir. “Faili meçhuller”, köy yakmalar, sürgünlerlevahşice sürdürülmüş fakat yine de başarısızlığa uğra-mış özel savaşın havuç politikalarıyla takviye edilerekgünün koşullarına uygun planlanmasını dayatmakta-dır. ABD stratejik egemenlik planı çerçevesinde T.C.’yebiçilen zaptiye rolünde de ihtiyaçlar bazı paketleri zo-runlu kılmaktadır. Kafkasya, Ortadoğu ve Balkan-lar’da bu rolün icra edilebilmesi için egemenler bir se-ferberlik durumu içerisindedirler. Ermeni, Alevi, Kürtaçılım ve çalıştayları bu stratejik planlamanın parçası-dırlar. Gerçek şudur ki; ezilen ulus ve azınlıkların ensıradan demokratik taleplerine karşın Türk devletininstratejik inkârcı, imhacı, asimilasyoncu politikası de-vam ettirilmektedir, ettirilecektir. Nitekim bunu açık-ça ifade etmişlerdir de. Yapacaklarının, hapishanel-erde Kürtçe’ye izin, çocuk rehabilitasyonu, pişmanlıkyasası düzenlemeleri, özel TV’lere izin gibi uygulama-lar olacağını ifade ederlerken anlattıkları budur. Yanidevletin kırmızı çizgileri biraz cilalanacaktır, o kadar.Türk devletinin “analar ağlamasın” sözleriyle çocukla-ra yaşatılan linç, estirilen devlet terörü ve binlerce in-sanın kelepçelenmesiyle verdikleri cevap moderniteterbiyelerinin ne olduğunu bir kez daha göstermiştir.ABD-AKP-liberaller ve statükocular biçiminde blokla-şan egemenlerin çıkar çatışmalarının yanı sıra elbettebir yöntem anlaşmazlığı da mevcuttur. Devlet bahçe-sinde palazlanmış, bürokrat devlet burjuvazisi, ordu-devlet bürokrasisi Türk-İslam senteziyle ortaya çıkansermaye gruplarıyla girdiği çatışmada darbelenen im-tiyazlarını koruma gayretindedir. Açılım-dönüşüm gi-bi demagojik aldatıcı sözcüklerle maskelenen tasfiyeplanı Sünni-Türk, Türk-İslam eksenli T.C’nin zorunlubiçimlendirilmesi projesidir. Kürt ulusal ve halklarınmücadelesi karşısındaki açmazlarını aşmak ve ege-men sistemi yeniden sürdürülür kılmak için yürütü-len tasfiye planına demokrasi mahiyeti yükleyenler, tı-kanan T.C. statükosunun restore edilmesinin savaşçı-larıdır. Devlet Kürt’ü ve devlet Alevisi konsepti çerçe-vesinde yürütülen operasyona demokratlık adına tavolan yaltaklanma, iflas etmiş resmi tarih ve egemenideolojinin yeniden üretim mekanizmalarıdır. Kitlelerisermaye iktidarının kontrolüne almada, “kardeşlik-hoşgörü-empati” gösterileriyle sürdürülen bu aldatmaoyunu göğüslenirken; Kürt ulusu ve azınlıkların, ezi-len inanç gruplarının demokratik taleplerine seyircikalma, bu meşru istemleri geçiştirme biçimindeki so-rumsuzluğa da asla düşülemez. Burjuva feodal önder-liklerine rağmen Kürt ulusal hareketinin tarihsel meş-rutiyetine, demokratik içeriğine sahip çıkmış bir gele-nek ezilen ulusun burjuva anlamda bile iradesine say-gı gösterir. Fakat bunu yaparken Kürt emekçileriniuyarmayı doğru çözüm yönelimiyle birleştirip sefer-ber etmeyi de asla ihmal edemez. Tam hak eşitliği te-melinde eşit ve özgür demokratik halk iktidarı yöneli-miyle egemen ulusun her türlü şovenizmini göğüsleye-rek, Kuzey Kürdistan üzerindeki tahakküme son şia-rıyla savaş açılması en meşru, en demokratik görev-dir. Ne adına olursa olsun zoraki birlik, kabullenile-mez. Gerçek kardeşleşmeye götüremez. Egemen ulusaendeksli sistemin devamının dışına çıkmayan bir pers-pektif ulusal eşitsizlikler sorununu köklü çözemez.Boş vaatlere aldanamayız. Geleceği yaratmanın öncü-sü olmak bir nitel doğruluş, nitel örgüt, nitel kadro vekitlelerle birleşmiş hareket için ilerlemeye çağırıyor.Yakınmaya değil, çözüme çağırıyor. Ya yapacağız, yada tortu olacağız.

KAZIM C‹HANYÖNEL‹M

Ya çözüm olaca¤›z ya da...?

Baflbu¤ “sabr›m›z taflt›-tafl›yor” diyerek, tehditleri-ni, “bizim de elimizde bilgiler var, halka aç›klar›z…”diye sürdürüyor. Dahas›, bir itiraf da Genelkur-may’dan geliyor. A盤a ç›kan darbe-komplo planla-r›n›n içten bas›na s›zd›r›lmas›na öfkelenen Baflbu¤,karargahlar›nda afl›r› tekni¤in kullan›lmas›yla hatayapt›klar›n› söyleyerek, söz konusu darbe-komploplanlar›n› do¤rulayarak itiraf ediyordu. “Ergene-kon”un avukatl›¤›n› yapan Baykal, orduya da yarg›-ya da sahip ç›kacaklar›n› söyleyerek, difllerinin kes-kin olup ›s›r›p koparaca¤›n› ve ö¤ütece¤ini de söyle-mekten geri durmad›… Her düzeyde ve kurumunda çat›flma yaflayan dev-let iç yüzüyle deflifre olurken, AKP hükümet ve ikti-dar›n›n da ipli¤i pazara ç›km›flt›r esasta. AKP’ninhükümetten indirilip iktidardan geriletilmesi amac›bugüne kadar yürütülen ciddi giriflimlerle baflar›la-mad›. Ancak koflullar giderek olgunlaflmaktad›r.Özellikle iflçi direnifliyle sars›lan sars›lacak olanAKP iktidar›, kritik döneme girmifl bulunuyor. AKPiktidar› karfl›t› olan komprador klikler iflçi ve halkmuhalefetini de de¤erlendirerek amaçlar›na dahada yaklaflm›fl olacaklard›r. Konjonktürel e¤ilim buyönlü olsa da esas belirleyici olan unsur; “demokra-tikleflme”, “aç›l›m” etiketli tasfiyeci sürecinin nas›lilerleyece¤i, krizin etkilerinin nas›l seyredece¤i, an-laflmaya ba¤l› olarak IMF’den paran›n gelip gelme-yece¤i, anayasa de¤iflikli¤inin nas›l seyredece¤i veetkilerinin nas›l olaca¤›; özetle önümüzdeki bir y›ll›kdönemde AKP’nin süreci baflar›l› m›, baflar›s›z m›yönetece¤i belirleyici olacakt›r. Kemalistler önderli-¤indeki cephe ise, süreci baltalama çabas›n› kes-meden etkide bulunacakt›r elbet. Bu kesimin plan›,bir senelik bir süreç daha iflleterek AKP’yi iyice za-y›flat›p erken seçimle iktidara gelmektir. Muhteme-len, erkene al›nan seçimin süresi bir y›l› dolduracak-t›r, bir y›l sonra seçime gitmeyi taraflar uygun bula-cakt›r. Kemalistlerin-CHP’nin plan› buyken, bu er-ken seçim süresi, e¤er çok y›pranmam›fl ise AKP’ninde ifline gelecektir. Avantajl› durumdayken seçimegitmeyi elbette tercih edecektir. Zay›flamas› duru-munda ise, ciddi bir bask› alt›nda olmas› anlam›nagelecektir ki, bu durumda da seçime zorunlu olarakevet diyecektir.

“Aç›l›m”da K›br›s ve Ermeni fiyaskosuK›br›s sorunu ile Ermeni “aç›l›m”›nda aç›ktan fiyas-ko yaflayan AKP, “Kürt aç›l›m›”nda da flimdiki duru-muyla baflar›l› say›lmaz. (Bu konuda sürecin yolunagirme iflaretleri olsa da kesin bir fley söylenemez.Ancak bir fley kesin ki, ciddi sorunlarla karfl› karfl›yakalacakt›r. Parlamento gündemlerinde konuflan‹çiflleri Bakan› Beflir Atalay, BDP’ye yönelik, “sizbunlar› daha iyi bilirsiniz” diyerek, yaflanan zulmü-katliamlar› bu kürsüden bir kez daha itiraf ediyor-du…) AKP’nin sendelemesi TEKEL iflçilerinin direnifli-ne karfl› tahammülsüz ve fluursuz sald›r›lar›nda s›r›t-t›¤› gibi, Erdo¤an’›n, Avrupa Parlamentosu Rapo-ru’nda TC hakk›nda yapt›¤› tespitler karfl›s›nda, bü-yük elçilere verdi¤i yemekte öfkeyle sarf etti¤i laf-larda da a盤a ç›kmaktad›r ki AKP sars›lmakta-s›k›fl-maktad›r. Adeta ipleri koparan küstahça söylemler,Avrupa Birli¤i emperyalistlerinden elini y›kad›¤›n›göstermektedir. Avrupa Parlamentosu Raporu flah-s›nda AB’li emperyalistlere karfl› gelifltirdi¤i bu tu-tum, bir taraftan ABD’ye s›rt›n› dayayarak sa¤lamaalmas›n› iflaret etmektedir, di¤er taraftan bu keskinç›k›fllarla milli duygulara hitap ederek puan topla-ma takti¤i güttü¤ünü göstermektedir. T›pk› “onemunit” takti¤i ç›k›fl›nda oldu¤u gibi… AB’ye “onemunit” diyerek ayn› be¤eniyi ülke içinde daha daderinlefltirmek istiyor.AKP’nin sonbahar›na girdi¤ini söylemek mümkün.Ancak her fley tersine dönmeye de müsaittir. Pekmümkündür ki, AKP, ordu ve di¤er Kemalistlerin de-flifre edilmemifl icraatlar›n› deflifre ederek çal›m ata-bilir. Dahas›, emperyalist tasfiyeci süreci muhalefe-te ra¤men baflar›yla yürütüp kan kayb›n› keserekçok daha öne geçebilir. Süreç bu yönlü ifller ve AKPKemalistlerle orduyu yeni ‘skandallarla’ h›rpalama-ya devam ederse (ki, etmek zorunda), ayn› zaman-da seçimler süreci AKP’den yana sonuçlara iflareteder veya seçimler sonras› AKP iktidar› durumunukorursa, Kemalist ordu ve CHP yar›da kalm›fl aray›fl-lar›n›-giriflimlerini keskin noktada sürdürecektir. Budurumda ordu ve di¤er Kemalistler külfetinin darbe-den baflka flans› kalmayacakt›r. Ki, baflarabildikleriilk f›rsatta denemekten çekinmeyeceklerdir. Ne varki, darbe kanl› olabilece¤i gibi, klasik darbelerdenfarkl› olarak “post modern” adland›rmas›nda tarifedilen biçimde de geliflebilir. Olas› bir darbeninesas olarak klikler aras› iktidar paylafl›m› üzerinegeliflece¤inden, varsay›lan söz konusu darbe, kan-s›z-az kanl› ve güne uygun “post modern” biçimdegeliflebilir. Ve yine varsay›lan olas› bir darbe, dema-goji silah›yla halk kitlelerini iktidar kli¤ine karfl› ye-dekleyece¤inden, nispeten kans›z olacakt›r. Bunakarfl›n, darbenin faflist karakteri gere¤i, komünistve devrimcileri hedefleyece¤i de gözard› edilemez.Olas› bir darbe TC’nin uluslararas› alandaki imaj›na

gerekli notu kazand›raca¤› gibi, ülke içindeki flartla-r› da a¤›rlaflt›r›p kötülefltirecektir. Geçici olarakdevrimci hareket veya dalgada gerilemeler müm-kün olsa da a¤›rlaflarak yaflanan gerici-faflist koflul-lardan hareketle devrimci hareketin geliflmesi kaç›-n›lmazd›r. Özetle, TC devleti sanc›l› bir dönemeçte bulunuyor.Hakim s›n›flar iki ucu pis olan bir çubu¤u elinde tut-maktad›rlar. Faflist olduklar›n› da itiraf etseler, sah-tekarca demokrasiden dem vurup ahkam kesselerde emperyalizmin oyunca¤› olarak terbiye edilmek-ten, en önemlisi de devrimci halk kitlelerinin geli-flen hareketinin önüne geçemeyecektir. Kokuflmufldevlet çürümüfl sistemiyle karanl›klara gömülmek-ten kurtulamayacakt›r. Bu gün de¤ilse yar›n mutla-ka!

-III-

Kemal Anadol: “Bu ülkede faili meçhul varsa bunun sorumlusu bizatihi devlettir.”Devletin di¤er suçlar› ve gerçekli¤i gibi, “faili meç-hul”e ç›kard›¤› cinayetleri de karfl›s›na ç›k›yor, ç›ka-cak, ç›kmak zorundad›r da. Çünkü gerçekler inatç›-d›r. Çünkü devrimci demokratik güçler gerçe¤i dil-lendirerek gündemlefltirmekte ve mücadele ederekdevletin gerçek yüzünü önüne dikmektedirler. Çün-kü gerici ç›kar dalafl›, faflist hakim s›n›f kliklerinikarfl› karfl›ya getirerek “kirli çamafl›rlar›n›” ortayadökmelerine zorunlu olarak sebep olmaktad›r. ‹fltebundan dolay›, devlet gerçekli¤inden sonuna kadarkaçamayacak, bu gerçekler er ya da geç yüzüneçarpacakt›r-çarpmaktad›r. Hakim s›n›f klikleri farkl›cephelerinin iktidar pay›-pastas› üzerinde husumetyaflayarak has›m hane çat›flmalara girmesi her za-man mümkündür. Bunu yaparken klik ç›karlar›nauygun olarak gerçe¤in bir k›sm›n› itiraf etmektensak›namamaktad›rlar. Tarihsel tecrübeler de bunudo¤rulamaktad›r. CHP’nin kelli-fellilerinden olanKemal Anadol’un, “faili meçhul” cinayetlerin aç›k-lanmas›na dönük oluflturulan komisyon ile yapt›¤›görüflmede, sonradan piflman olaca¤› belli olan a¤-z›ndan kaç›rd›¤› itiraf da bunun en yak›n örne¤i.CHP önderli¤inde Kemalist ve statükocu cephenin,iktidar› kapt›rd›¤› “liberal islamc›”-”dinci muhafaza-kar” olarak ünlenen Türk-‹slam sentezcisi AKP’yekarfl› yürüttü¤ü hükümet ve iktidar›n el de¤ifltirme-si mücadelesi itiraflara da tan›k olmaktad›r. Çünkü,burjuva pragmatist politikan›n bencil ç›karlar› göz-lerini karartmaktad›r. ‹ktidar emeli için yapamaya-caklar› fley, bafl vurmayacaklar› yol yoktur. Önemliolan has›m kli¤in zay›flat›lmas› ve faflist klik ç›karla-r›d›r onlar için. Kemal Anadol CHP gurup baflkan›, CHP bas›n söz-cülerinden. Ne diyor Anadol? “Bu ülkede faili meç-hul varsa bunun sorumlusu bizatihi devlettir.” Do¤-ru söze ne demeli… Ama bu do¤ru söylem ne bir de-mokratik özün d›fla vurumudur, ne de gerçek karfl›-s›nda dürüst yaklafl›m›n eseridir. Asla böyle yorum-lanamaz. Gerici s›n›flar›n bencil ç›karlar›na hizmetetti¤i oranda do¤rular› dile getirip kulland›klar› bi-linmektedir. Devrimci halk kitlelerinin yedeklene-rek gerici emellere kald›raç edilmeleri takti¤i gere-¤i de hakim s›n›flar›n iki yüzlü politikalara bafl vura-rak, demokrat kesildikleri tecrübelerle ispatl›d›r.Ve elbette hükümet ya da iktidara geldiklerinde fa-flizmi nas›l uygulad›klar› da… Anadol’un halk›n dos-tu ve ilerici niteli¤inden ötürü bu itirafta bulundu¤uasla söylenemez.Bu itiraf›n bir izah›, yani bu sözden ç›kan bir sonuç;Kemalist CHP’nin devlet d›fl›na itilmifl oldu¤udur.Bunun ac›s›yla devletin gerçe¤ini aç›klamaktan sa-k›namamaktad›r. Amaç hükümete gelmek ve ikti-dar gücünü ele geçirmektir. AKP’nin düflürülmesiiçin devlet ve iktidara karfl› mümkün olan tüm mu-halefet ve hareketi “desteklemek-birleflmek” gere-kirdi… Nas›lsa bugün söylenen yar›n inkar edilecek-tir. Önemli olan iktidara oturmak, semirmektir…‹kincisi, klik kap›flmas›n›n en ciddi boyutlara vard›-¤›, muhtemel geliflmelerin yaflanaca¤›n› iflaret edi-yor. Hali haz›rda AKP iktidarda ve devlet kurumla-r›nda çat›flma aç›k olarak sürüyor. Bu bitmemifl ça-t›flman›n nas›l sonuçlanaca¤›, bu gün ortaya konanperformansa ba¤l› oldu¤u gibi, çat›flman›n üstün-lükle bitirilmesi iktidara oturmak anlam›na gelir.Dolay›s›yla “bu çat›flmada üstün ç›kmak için herfley kullan›lmal›” biçimindeki faydac› siyaset güdül-mektedir…Üçüncüsü, devrimci gerçek karfl›s›nda yaflanan tes-limiyettir. Gerçe¤in inatç›l›¤›ndaki kahredici üstün-lü¤ün galip gelmesidir. Anadol’un itiraf› bu boyune¤ifli de ifade eder. Ve elbette devletin sald›¤› koku-lar›n mide kald›ran düzeyde saklanamaz kadar ale-ni olufludur… Özetle, itiraflarla döfleli olarak yaflananlar›n hepsi;kliklerin devlet iktidar› üzerine yaflad›¤› çat›flman›nbayatlam›fl meyveleridir.

sürecin yönelimi

Süreç önemli geliflmelere gebedirKonjonktürel süreç iyi takip edilip de¤erlendirildi¤indeveya mevcut geliflmeler ›fl›¤›nda mant›ki ç›karsama ya-p›ld›¤›nda; AKP hükümeti ve iktidar›n›n TEKEL iflçilerinindirenifli karfl›s›nda (tabi ki direnifl ayn› kararl›l›kla sürerise), geri ad›m ataca¤› tespit edilmelidir. Zira zorlu olanbu süreçte birde iflçi direniflini kald›ramayaca¤› aç›kt›r.fiimdiki kararl› söylemleri, bir dönemin moda sözüyle fa-sa-fisodur. Psikolojik savafl ve s›k›flman›n son ç›rp›n›flla-r›d›r, Erdo¤an’›n kararl›l›k gösterileri.‹flçiler direnifline bu öngörüyle yön verdikleri oranda ka-rarl›l›klar›n› koruyarak mücadeleyi gelifltireceklerdir. ‹flçis›n›f›n›n ve somutta da TEKEL iflçilerinin Erdo¤an’dan dagerici-faflist hakim s›n›flardan da kat be kat kararl› oldu-¤u tart›flma götürmez do¤rudur.Türkiye-Kuzey Kürdistan önemli geliflmelere gebedir.Geliflmelerden devrim ad›na gerekti¤i gibi yararlanabile-cek yeterli örgütsel güce sahip alternatif haz›rl›k ve ya-p› oldukça zay›ft›r. Dolay›s›yla süreci esasta yönlendirencephe hakim s›n›f partileri olacakt›r. Ne var ki, komünistve devrimci yap›lar›n önemli oranda bu süreçten güçalaca¤›, önemli avantajlar sa¤layaca¤› inkar edilemez.Bu birazda benimsenen do¤ru siyaset ve devrimci pra-tikle do¤ru orant›l› olacakt›r. Maoist hareketin olumlu-luklar› ile birlikte önemli eksikliklerinin oldu¤unu da tes-bit etmeliyiz. Ancak buna karfl›n devrimci hareketi için-de en avantajl› durumda olan›n yine Maoistler oldu¤unusöylemek, görmek kerekir. Geliflmeler Maoistler aç›s›n-dan bu de¤erlendirmemezi daha somut olarak ortayaç›kartacak dinamikler tafl›maktad›r.Devrimci hareketin yükselifle geçece¤i ise flimdiden gö-rülmektedir. Fakat bu yükselifl, uzunca bir dönemi kap-samayacakt›r. Devletin yap›land›r›lmas› sürecinin meyli-geliflme rengi, devrimci hareketin uzun süreli mi yükse-lece¤i, yoksa k›sa dönem mi yükselip tekrar geri düfle-ce¤i noktas›nda önemli bir rol oynayacakt›r. Çeliflki veçat›flk›lar›n her bak›mdan son derece derinleflerek dev-rimci harekete uygun zemin sundu¤u günümüz koflulla-r›nda mevcut f›rsatlar› en iyi flekilde de¤erlendirmek ih-mal edilemez devrimci görevdir.

Page 10: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

16-28 fiUBAT 2010 DEVRiMCi DEMOKRASiGGÜÜNNCCEELL10

Devlet bu; “tek dil, tek din, tek bayrak, tekdevlet” anlay›fl›yla, imha inkar ve asimi-lasyon üzerine temellendirdi¤i siyasaldavran›fllar›n› zedeleyecek ve yok edeceksulara aç›lmaz. “Alevi aç›l›m›” da devletinkara sular›nda kald›. AKP bürokratlar›n›nöncülü¤ünde yürütülen ve Alevi kesimi-nin devlete ve devlet asimilasyonuna ye-deklenerek kendini tarif eden Alevi ku-rumlar›n›n, sanatç› ve bireylerin kat›ld›¤›ve yine Alevilerin kan›n› emmifl Ökkeflfiendiller gibi flahsiyetlerin de de¤erli bilgi-lerini sunmak için “protokolden” davetedildi¤i Alevi çal›fltay›nda ortaya ç›kan ilkrapor; devletin inkar, asimilasyonla karar-tt›¤› sular›ndan öteye aç›lamayaca¤›n›deklare etti. Raporda devletin, Alevi inan-c›na mensup halk›n dini farkl›l›klar›n›, et-nik ve kültürel renklerini “sorun” ve “ça¤-d›fl›”, “tehlikeli” olarak görmeye devametti¤ini teyyid etti¤inin beyan› oluyor. Ra-porda Alevilerin dini inanc› “Hak Muham-med Ali” olarak ne oldu¤u belli olmayanbir tarikat anlay›fl› ile tan›mlan›rken, Alevikesimin belli bafll› talepleri bölücü, top-lum düzenini bozan talepler olarak belir-tilmifl. Mad›mak’›n müze olmas›n›n tehli-keli bir talep olarak de¤erlendirildi¤i ra-porda, park yap›lmas›n›n ise daha anlafl›l›roldu¤u ifade ediliyor. Yine raporda Alevi-ler üzerinde devletin siyasal bask› arac›olan Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›’n›n varl›¤› ol-du¤u gibi korunurken, zorunlu din dersiise yine Alevilerin beklentisinin tam tersibir flekilde “Alevi hocalar versin” fleklindezorlama çözümlerle geçifltirildi. Son olarakise raporda cemevlerine ve Alevi dedele-rine bulunan çözüm Alevileri çileden ç›-kartacak cinsten; ‘cemevleri ibadethaneolamaz ve Alevi dedeleri gericidir.’

Devlet; Alevileri “ehlilefltirmesi” gereken bir “sorun” olarak görüyorSon süreçte devletin önüne koyulan vey›llard›r uygulanan asimilasyon, inkar veimha siyasetinde biçimsel olarak de¤iflik-likler getiren içerisinde toplumsal muha-lefeti bast›rmak, denetim alt›na almakiçin yeni siyasal ve politik teslimiyeti da-yatan sald›r›lar›n oldu¤u “aç›l›m” paketle-rinin bir hedefinde yine Osmanl› ve Türkdevleti içerisinde devletin siyasal ç›karlar›çerçevesinde inkar edilen, bask› alt›ndatutulan dini ve kültürel yaflamlar› ile ha-kim din alay›fl›na göre farkl›l›klar arz edenAlevi inanc›na mensup halk var. Devletin gericili¤iyle bar›fl›k yaflamayanve devletin bask› ve fliddetine karfl› siya-sal-politik örgütlerle s›cak temas kuran vedini ve kültürel yaflam biçimini koruyabil-mek için kendi örgütlülüklerini yaratanAlevi halk›, devletin topyekün denetimmekanizmas› içinde ehlileflmemifl ve ezi-len yönünü di¤er ezilen ve hak arayan ey-lemliklerle bütünlefltirmiflti. Devlet iseAlevi halk›n›n bu ilerici tutumunu ehlilefl-tirmek ve denetimi alt›na almak için birdizi yan›lt›c› söylemleri ile “Alevi çal›fltay›”ad› alt›nda, sistemi için sorunlu gördü¤üyönlerini törpülemek maksad›yla politikçal›flmalar bafllatt›.Alevi Bektafli Federasyonu, PSAKD, Hac›Bektafl Vakf›, TUDEF, DHF ve bir dizi dev-rimci demokratik kitle örgütleri taraf›ndançal›fltay Alevi halk›n› ehlilefltirme giriflimi

olarak belirtilmifl ve devletin asimilasyonoyununun oyuncusu olmayacaklar›n›kaydetmifllerdi. Özellikle bu kurumllardevletin organize etti¤i Alevi çal›fltay›n›nbafllamadan hüsranla sonuçlanaca¤›n›aç›klarken, Alevi halk›n›n öne ç›kartt›¤› 6telebin pazarl›k konusu dahi yap›lmadandevlet taraf›ndan kabul edilmesi gereti¤i-ni ifade etmifllerdi. Ve gelinen süreçtedevlet, AKP hükümeti üzerinden hayatageçirdi¤i Alevi çal›fltay›n› yedi aflamal› ola-rak yap›lan toplant›larla gerçeklefltirdi. ‹lki3–4 Haziran 2009 tarihinde bafllayan çal›fl-taylar dizisi 27–30 Ocak 2010 tarihindeAnkara K›z›lcahamam’da gerçeklefltirilenyedinci ve son çal›fltayla tamamland›.

Çal›fltay neyin ön ad›m›?Ankara’da gerçekleflen son toplant›da ha-z›rlanan raporda Sivas, Marafl ve Çorum gi-bi devlet organizeli katliamlar ise karfl›l›k-l› olarak kat›l›mc› flahsiyetler taraf›ndanlanetlenmifl ve Alevilerin devletin siyasiyap›sall›¤›yla yaflad›¤› sorun maniple edi-lerek Sünni ve Alevi çat›flmas› olarak lan-se edilmifl. Raporda 7 konu bafll›¤› öne ç›-kar›lm›fl: Alevilik çerçevelendirme sorun-lar›, Kimlik ve beyan sorunlar›, Anayasalve hukuksal s›n›rlar, Diyanet ‹flleri Baflkan-l›¤›, Zorunlu din dersleri, Mad›mak Ote-li’nin düzenlenmesi, ‹nanç rehberleri (de-delik), Cemevlerinin statüsü.

Alevili¤e bulunan kulp: Alevilik, Sünni inanc› içerisinde bir tarikatt›rDevletin Alevi halk›na karfl› uygulad›¤›bask› ve denetim içerisinde Aleviler kendiinanç kültürlerini yaflayabilmek için özel-likle faflizmin ayyuka ç›kt›¤› dönemlerde

dini inançlar›n› gizli bir flekilde yerine ge-tirmiflti. Devlet, kurumlar› ve yasalar›ylaAlevili¤i dini bir inanç olarak görmemifl vebu konuda gelen talepleri sindirmiflti. Raporda yer alan Alevilik tan›m›n›n tart›-fl›lmas› ve yeni bir tan›m yapma gayretitam da devletin Aalevili¤i “sorun” ve “teh-like” olarak görmesinden ileri geliyor. Yüzy›llard›r yaflayan Alevilik inanc›n› yenidentan›mlamaya çal›flan çal›fltay, bilimseltemellerden uzak olan ve Alevi kanat ön-derlerinin olmad›¤› bir tart›flmayla devle-tin resmi bak›fl›na paralel bir çerçeve çize-rek makul bir çözüm bulmufl. Bu konubafll›¤› alt›nda yap›lan tart›flmalar da “Ale-vili¤in ‹slam üst bafll›¤› alt›nda ‘Hak-Mu-hammed-Ali’ kavramlar› etraf›nda oluflanbir inanç ve erkân yolu oldu¤u konusun-da tam bir uzlaflma sa¤land›” fleklinde birtan›mla Alevilik mu¤lak bir inanca ve tari-kat düzleminde kalan bir küçük toplulu¤aindirgenmifl. Çal›fltay böylece, devletinresmi olan Sünni a¤›rl›kl› din bak›fl›na pa-ralel olarak, Alevili¤e, Sünnilik içerisindetutan bir tan›m getirmekte, buradan ha-reketle de asimilasyon ifllemini daha rahatbir flekilde hayata geçirmek istemektedir.

‘Aleviler iç ve d›fl tehditler taraf›ndan k›flk›rt›lm›flt›r’Yine ikinci konu bafll›¤› olan “Kimlik veBeyan Sorunu” devletin Alevilere yönelikbak›fl aç›s›n› gözler önüne sermeye yetti.Özellikle bu konu bafll›¤› alt›nda kat›l›mc›-lar taraf›ndan mutab›k olunan “Alevilerher alanda ayr›mc›l›¤a u¤rad›klar›n› ifadeetmifllerdir. Sorunun gerek Sünni, gerekseAlevi kesimlerinin karfl›l›kl› hoflgörü, diya-log ve empati eksenli giriflimlerle afl›labile-ce¤inin paylafl›ld›¤› oturumda, özellikle

devletin yasal düzenlemeler marifetiyleayr›mc›l›¤› besleyen ve kurumsallaflt›ranunsurlardan mevzuat› ar›nd›rmas› gerekti-¤ine vurgu yap›lm›flt›r. Bu ba¤lamda kim-lik ve beyan konusunda ortaya ç›kan so-runlar›n e¤itim müfredat›, tarihsel önyarg›-lar, iç ve d›fl k›flk›rtmalar, cehalet ve iyi ni-yet eksikli¤iyle pekifltirildi¤ine vurgu ya-p›lm›flt›r” fleklinde tan›mlama içler ac›s›d›r.Anlafl›laca¤› üzere Alevi halk›n›n, iç tehdit-ler ve d›fl tehdit olan devletler taraf›ndan,Türk devletine karfl› kullan›ld›¤› ve k›flk›r-t›ld›¤› bu nedenle Alevilerin kimlik ve be-yan sorunu yaflad›klar› öne ç›kart›lm›flt›r.Devlet tarihi boyunca Çorum, Dersim, Ma-rafl ve Sivas katliamlar›n›n alt›na imza ata-cak, Alevi köylerine camii yapacak, resmidevlet kanallar›ndan Alevilik inanc› üzeri-ne karalamalar ve çarp›tmalar yapacaksonra Alevi halk›n› “sorunlu” olarak d›fltehditlerin kulland›¤› bir unsur olarak gös-terecek. Pes do¤rusu!

Aleviler üzerinde bask›y› devlet de¤il Sünni inanc›na mensup halk yapm›fl!“Anayasal ve Hukuksal S›n›rlar” 3’üncü ko-nu bafll›¤› alt›nda ise yine sanki bu zama-na kadar Alevilerin devletle hiç bir sorunuyokmufl, Alevilerin yaflad›¤› ac›lar›n mu-hattab› devlet de¤ilmifl de Sünnilermifl gi-bi bir alg›lama yarat›larak, Sünni inanc›naba¤l› halkla Aleviler karfl› karfl› karfl›ya ge-tiriliyor. Kat›l›mc›lar, Alevilik üzerine yasal bir ze-minde çözüm gerçeklefltirilmesinin sa¤l›k-l› bir sonuç elde edilmesine imkân verme-yece¤ini belirterek, gelifltirici as›l ad›mla-r›n toplumdaki farkl› dini, kültürel ve siya-si e¤ilimler aras›nda yap›lmas› gerekti¤ini

ifade etmifller. Kendilerinin dedi¤i gibi biranda Alevilerin yaflad›¤› bask› ve fliddet-ten Sünni inanc›na mensup halk sorumluolarak gösterilerek, “Her fleyden önce ‘ta-raflar’›n birbirlerine karfl› yak›nlaflmas›n›art›r›c›, psikolojik süreçlere tabi olmas› ge-rekti¤i her vesileyle teyit edilmifltir. Bu-nun için de Sünni ve Alevi vatandafllar›nözenli çabalar›na duyulan ihtiyac›n alt› çi-zilmifltir.” belirlemesiyle, sorunu yaratantaraflar halk olarak gösteriliyor.

‘Kim demifl Diyanet ‹flleri kald›r›ls›n’Alevi halk›n›n öne ç›kard›¤› ve devletin di-ni inançlar üzerindeki bask›s›n› kurumsal-laflt›rd›¤› “Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›”n›n la¤-vedilmesi meselesi ise tam devletin kita-b›na uyduruldu. Alevi halk›n›n bu ilerecitalebi çal›fltaya göre, “Neticede çal›fltaydacumhuriyetle yafl›t Diyanet ‹flleri Baflkanl›-¤›’n›n önemini kimse göz ard› edememifl-tir. La¤vedilmesini isteyenler bile, gelinennoktada, bugünden yar›na bunun çok damümkün olamayaca¤›n›, ancak daha sivilbir yap›ya kavuflturulmas› gerekti¤iniönemle vurgulam›fllard›r.” belirlemesiyleAlevi halk›n›n öne sürdü¤ü talep bir andade¤ifltirilmifltir. Yine çal›fltayda ele al›nan “Zorunlu DinDersleri” konu bafll›¤›, Alevi halk›n›n bek-lentilerini karfl›lamaktan çok onlar›n bu ile-rici talebini törpüleyen ve geçifltiren “çö-züm”lerle dolu. Bu bafll›kta bulunan çö-zümlerin en ilginci ise, din dersinin devam›-na ve ek olarak da yeni bir din dersinin ö¤-rencilere verilmesine mutab›k olunurken,din dersindeki eflitsizli¤in ise Alevi inanc›namensup ö¤retmenler arac›l›¤›yla giderile-ce¤ine inan›lmas› oluyor.

‹flte size Alevi aç›l›m›‘Mad›mak’›n müze olmas› tehlikeli... Alevilik ça¤ d›fl›... Cemevleri ibadethane olamaz...’

Evet, bu rapor devletin resmi bak›fl aç›-s›n›n ta kendisidir. Çal›fltaya kat›lan tümkurumlar ve kifliler Alevi halk›n›n bekle-nitilerinden çok, devletin Alevi halk›üzerindeki asimilasyon ve bask› beklen-tilerini hayata geçirmek için çal›flm›flt›r.Alevi halk›n›n kan›n› emen Ökkefl fien-diller gibi unsurlar›n çal›fltaya davet

edilmesi ve Alevi halk›n›n öz örgütlülük-leri Alevi Bektafli Federsyonu, Pir SultanAbdal Dernekleri ve TUDEF gibi kurum-lar›n iflin d›fl›nda tutulmas› çal›fltay›nbafltan çürümüfllü¤ünü göstermifltir. Ça-l›fltay, Alevi halk›yla adeta dalga geçil-mifltir. Alevi inanc›na mensup halk netalep etmiflse çal›fltay tam onun tersini

öne ç›karm›fl. Çal›fltay Alevi halk›n›ndevlet nezdinde yaflad›¤› bask› ve flid-deti bilerek ve görmezlikten gelerek,Alevi inanc›na mensup halk›m›z›n yafla-d›¤› sorunlar›n muhattab› olarak, devle-ti de¤il, Sünni inanc›na mensup halk›-m›z› göstererek gerici sistemi perde ar-kas›na itmifltir. Son olarak Alevi Çal›flta-

y› Raporu, Alevilerin dini ve kültürel ta-leplerini devletin kara sular›ndaki anla-y›fl›na yani “makul”, “sistem içi”, “devle-te biat eden” seviyeye indirgeyen biranlay›flla hareket etmifl, ve bu çal›fltay-la Alevilerin meflru demmokratik talep-leri red edilmifltir.

Çal›fltay, resmi devlet görüflünü yeni Alevilik yaratarak meflrulaflt›rmak istemifltir

‘Müze tehlikeli, park yapal›m’Mad›mak Oteli’nin müzeye dönüfltürülme-

sine iliflkin talebin “tehlikeli” bulunmas›ise bafll› bafl›na çal›fltay›n içeri¤iniözetleyen bir bak›fl aç›s›. Raporda ön-ce Mad›mak katliam›nda, devletin rolüiflin içerisinden çekilerek, derin güçle-re havele ediliyor ve muhattab yineAleviler ve Sünni halk› olarak gösterili-yor. Sonra ise Alevi halk›n›n müze ta-lebi tehlikeli bulunarak, katliam› haf›za-lardan silip unutturmak ad›na “park ya-p›lmas›”n›n daha uygun olaca¤› kan›s›-na var›l›yor.

‘Alevi dedeleri; ça¤d›fl› e¤itilmeli’Çal›fltayda, Alevi dedelerin e¤itimine ihti-

yaç duyuldu¤u ve maafla ba¤lanmas›vurgulanm›fl. Fakat ne hikmet ise e¤iti-min dedelere hangi flekilde verilece¤i vemaafl›n hangi yasal mevzuat üzerindenba¤lanaca¤› ise geçifltirilmifl. Raporda,mevcut yasalar Alevili¤i tan›mlamad›¤›bilinirken, dedeleri hangi dini inanca gö-re nas›l tan›mlay›p maafl ba¤layacaklar›ise muamma. Ve yine bu konu bafll›¤›alt›nda dedeli¤in misyonunu yine Alevi-lik tan›mlamas›nda oldu¤u gibi bir kal›baoturturma yaklafl›m› var. Raporda Alevidedelerini ça¤›n gerisinde kald›¤› ve bire¤itimden geçmesi gerekti¤i belirtiliyor.

Cemevlerinin statüsüAlevi inanc› üzerinde yap›lan tan›mlamalar

ile Alevi inanc›n› ve kültürü ile birlikteElevi inanc›na mensup halk› “sorunlu”ve iç ve d›fl tehditler taraf›ndan k›flk›r-t›lan olarak bulan çal›fltay, Alevilereson darbeyi cemevleri üzerinde vuru-yor. Raporda “Cemevlerinin bir statüyekavuflturulmas› konusunda herhangibir görüfl ayr›l›¤› olmam›flt›r” densedeard›ndan gelen, “Ancak bu mekânlar›nbirer ibadethane olarak tan›mlanmas›konusunda Alevi olmayan kat›l›mc›larda kayg›lar›n› ifade etmesi”yle iflin ren-gi a盤a ç›k›yor. Raporda, “‹slam içindebir bölünmeye yol açabilece¤i, her di-nin ancak bir mabedi olabilece¤i” vur-gulanm›fl ve bu durumda ise çözümündevlet taraf›ndan bilinen statüsü teyidedilen cemevleri ifadesiyle yetinmelerigerekti¤i ifade edilmifl. Alevilerin kendidini anlay›fl› ve kültürel farkl›l›klar› dev-lete göre ‘yok’ oldu¤u raporda da vur-gulan›yor. Alevi inanc›n› ve bu inancagöre yaflayan halk› tehlikile bulun dev-let, Alevi halk›n›n öne ç›kard›¤› “Ce-mevleri yasal statüye kavuflturulsun”talebini kamu düzenini bozan bir anla-y›fl içerisinde görerek, kamu düzenininbozulmamas› -ki biz bunu devletinresmi din alnay›fl› olarak alg›layal›m-noktas›nda cemevlerini yasal statüyekavuflturmayaca¤›n›; böylelikle deAlevli¤i Müslümanl›k içerisinde birinanç olarak meflrulaflt›rmayaca¤›n›aç›kça raporda teyid edilmifltir. Yineraporda cemevlerine “ibadethane” de-meksizin, dernek ve vak›flar› fleklinde,“kamu düzenini bozmad›kça” bu ku-rumlar›n örgütlenmesi ve yerel yöne-timlere ise yard›mc› olmas› da öneriolarak sunulmufl. Böylece “Cemevleriibadethane olamaz” resmi devlet gö-rüflü meflrulaflt›r›lm›fl.

Nihayet AKP’nin aylar süren, pembe Brezilya dizileri-ni and›ran Alevi Çal›fltaylar› sona erdi. Ve aynen o di-zilerde oldu¤u gibi sonu tam da AKP’ye ve ona ina-nanlara, ondan medet umanlara ve bu ya medetçianlay›fltaki birkaç kiflinin gelecekte elde edebilecek-leri küçük rantlara, asla Anadolu Alevili¤i ile ba¤dafl-mayan, ilgisi olmayan ‘Alevi islamc›’ beyinlerine uy-gun arabesk ve objektiflikten uzak, insan hak ve öz-gürlüklerini hiçe sayan ve de AKP’nin kendi Alevili¤i-ni yaratacak de¤erlendirmelerle dolu, basmakal›p birraporun hükümete verilmesiyle sona erdi..Anadolu co¤rafyas›nda y›llar y›l› görmezden gelinen,inkar edilen, asimile edilmeye çal›fl›lan, katliamlarlayok say›lan Alevili¤in ve Alevilerin sorunlar›n›n AKPgibi gerici, faflist ve takiyyeci bir parti ve onun yetki-lilerince çözümlenmeyece¤i çok önceden belliydi za-ten. Bu oturumlar dizisinden ilkine konu bafll›¤› olanbir maddeye dikkat çekmek isterim. Akl› bafl›ndakiherkesin çok kolayca görebilece¤i gibi, bu bafll›¤› kul-lanan bir hükümetin, Alevilerin ve Alevi örgütlenme-sinin, demokratik kamuoyunun beklentilerine yan›tvermesinin mümkün olmayaca¤› sonucunu da görür.Bu madde “Çerçevelendirme Sorunlar›” ad›n› tafl›yor-

du ve birinci çal›fltay›n ana bafll›¤›yd›. Yani iktidar za-ten çal›fltaylar dizisine bafllamadan önce Aleviler veAlevilik sorununa nas›l bakt›¤›n› tespit etmiflti. VeAlevili¤i sisteme, yani kendisine uygun bir ‘çerçeve-lendirme’ içerisine hapsetmek istiyordu. Tabi bunuyaparken de kamuoyunu yan›ltmak, sanki çözüm-den yanaym›fl gibi gözükmek çabas›ndayd›. Fakatdaha bafltan itibaren bu konuda samimiyetsiz oldu-¤u çok aç›k flekilde görüldü. Zira o çal›fltay toplant›la-r›n›n baz›lar›na çok ilginç ve de¤iflik, ki bunlar›n için-de çok önemli say›da asimilasyon gönüllüsü, devletemaafll› hizmet eden, Alevili¤in asimilasyonunu kendi-sine misyon ve vizyon edinen, ve her türlü etnik veinançsal farkl›l›¤a tahammülü olmayan ›rkç› gerici,kafatasç› beyinleri, hatta 1978 Marafl katliam›n›n birnumaral› san›klar›ndan birisi olan katil Ökkefl Kenger(fiendiller)’i bile sürece dahil etme yolunu seçti. Oysa Aleviler y›llar y›l› kendi sorunlar›n› demokratikyollarla ve her platformda, çok anlafl›l›r maddeler ha-linde ortaya koydular. En son çözüm önerilerini de 3-4 Haziran 2009 tarihinde, yani ilk Alevi çal›fltay› otu-rumunda ortaklaflt›r›p hükümete sundular. ‹lk çal›fl-tayda biraraya gelen 35 Alevi örgütü, o çal›flmalarda

ortak bir dili yakalad›lar ve üzerinde ortak konsen-süs sa¤lad›klar› 5 talebi çözümlenmek üzere hükü-mete sundular. Hükümetin Alevilerin ve Alevili¤in sorunlar›n›n çö-zümlenmesi konusunda samimi olmas› umudunuyaflayanlar bir kez daha hayal k›r›kl›¤›na u¤rad›lar.Bu hayal k›r›kl›¤› kaç›n›lmazd›. Çünkü Alevilik gibiinançsal bir sorunun veya etnik bir baflka sorununçözümlenmesi AKP’nin tek dil, tek din, tek ›rk söyle-minden vazgeçmesi anlam›na gelirdi.. Çal›fltay sonunda haz›rlanan raporda görülmektedirki, Alevi toplumu ve örgütleri taraf›ndan tespit edil-mifl temel talepleri olan cemevlerinin ibadet merke-zi oldu¤u ve yasal statüde kabul edilmeleri, Alevi ço-cuklar› için a¤›r bir iflkence olan zorunlu din dersleri-nin kald›r›lmas›, tarihimizin en ac› katliamlar›ndan bi-risinin yafland›¤› Mad›mak Oteli’nin bir utanç müze-sine dönüfltürülmesi, Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›’n›nla¤vedilmesi gibi konular› bir bütün olarak ve bugü-ne kadar oldu¤u gibi yine görmezden, duymazdangelinmifl ve bildikleri yoldan flafl›lmam›flt›r. Bu raporda çok önemli bir tespit daha vard›r ki, o da“bugüne gelene kadar Aleviler üzerindeki çeflitli bas-

k›lar›n, kimi zamanda Marafl, Çorum, Sivas, Gazi, Ma-d›mak gibi katliamlar›n bizzat devletin deste¤inde vegözetiminde de¤il de, Sünni inanc›na mensup birey-ler taraf›ndan yap›ld›¤› vurgusunun yap›lmas›d›r. Ya-ni devlet buradaki as›l sorumlulu¤unu gözden ›raketmeye çal›flmakta ve böylece kitleleri farkl›l›klar›n-dan ötürü ayr›flt›rma ve dolay›s›yla bölme ihtiyac›n›hissetmektedir. Bu emperyalizmin ‘böl, parçala, yö-net’ politikas›n›n uygulanmas› demektir.Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›’n›n la¤vedilmesi yerine yeni-den yap›land›r›lmas›; zorunlu din derslerinin kald›r›l-mas› ifadesinin hükümet ve D‹B yetkililerine rahat-s›zl›k verdi¤i; Mad›mak Oteli’nin müze yap›lmas›n›ntehlikeli oldu¤u, bunun yerine park yap›lmas›; ce-mevlerine “ibadethane” denilmemesi ve Alevi dede-lere maafl ba¤lanmas› tespitleri Alevili¤in asimilasyo-nuna hizmet eden, insan hak ve özgürlüklerini tan›-mayan Sünni egemen devlet anlay›fl›n›n kat› bir fle-kilde devam etti¤inin en aç›k göstergesidir. Bu temel taleplerin çözümlenmesi noktas›nda her-hangi bir olumlu ad›m›n at›lmamas›n›n yan›nda Ale-vili¤in ve Alevi örgütlerinin “‹slam ve Diyanet ‹flleriBaflkanl›¤›” için birer büyük tehlike oldu¤u; Alevili¤in

çok dikkat edilmesi gerekli baz› tespit ve de¤erlendir-meler var ki, bu AKP’nin ve sistemin Alevilere, inanç-sal ve etnik tüm farkl›l›klara bak›fl aç›s›n›n ne kadaranti –demokratik, ne kadar tahammülsüz oldu¤unuda bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bafl›ndan beri AKP’nin de daha önceki hükümetlerinyapmak istedi¤i fley de, birlikte hareket ettikleri sis-teme yalakal›k eden, sadece ekonomik ve siyasalrant peflinde koflturan bir kaç H›z›r paflayla birliktesistem dahil edilmifl, AKP’ye yedeklenmifl, Sünnilikiçinde asimile edilmifl, Alevili¤in haks›zl›klar karfl›s›n-da boyun e¤mezli¤ini sindirmek ve sadece inanç bo-yutuna indirgenmifl güdümlü bir Alevilik yaratmakt›r.Bu durumda Alevilerin ve demokratik Alevi hareketi-nin yapmas› gereken fley, bu çal›fltaylar›n birer yalanoldu¤u, Alevili¤in AKP’ye ve sisteme yedeklenmeyeçal›fl›ld›¤›, Alevili¤in asimile edilmek istendi¤i gerçe-¤inden hareketle bugüne kadar oldu¤u gibi, bundansonra da ülkedeki demokrasi güçleriyle birlikte vedaha kararl› bir flekilde fiili, meflru ve demokratik mü-cadele bayra¤›n› yükseltmeye devam etmektir.Bu çal›fltay raporu de¤ildir, olsa olsa Alevili¤in asimi-lasyon raporudur ve asla kabul edilemez.

Bu Alevili¤in asimilasyon raporudur ERDAL YILDIRIMKONUK YAZAR

Page 11: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

16-28 fiUBAT 2010DEVRiMCi DEMOKRASi GGEENNÇÇLL‹‹KK 11

Devletin tüm dayatmalar›na ra¤men eme¤i-ne ve gelece¤ine sahip ç›kmak için günlerdirdirenen ve ülkenin dört bir yan›nda direniflsimgesi ve yol göstericisi haline gelen TEKELiflçileri kararl›l›klar›n› sürdürürken birçoksendika ve meslek örgütü, devrimci-demok-rat ve ilerici güçler, ayd›n ve sanatç›lar, k›sa-cas› her bir kesim ve her bir birey; Anka-ra’n›n göbe¤inde TEKEL iflçileri taraf›ndankurulan çad›r kentte iflçilerle birlikte müca-deleye omuz vererek, eylemler örgütleyip‘Ölmek var, dönmek yok’ fliar›n› tüm kentler-de ve sokaklarda hayk›rarak, yazarak ve çi-zerek, direnifli yükseltmeye çal›fl›yorlar.Demokratik Gençlik Hareketi (DGH) deTEKEL direniflinin ilk gününden itibaren sü-recin bilefleni haline gelen devrimci birgençlik örgütü olarak, geçti¤imiz haftalar-da baflta kendi faaliyetçileri olmak üzeretüm halk gençli¤ine TEKEL iflçileriyle daya-n›flma ve bu hakl› kavgay› büyütme ça¤r›-s›nda bulunmufltu.Açl›k grevlerinde, Ankara’n›n yoksul emek-çi semtlerindeki faaliyetlerinde, bildiri da¤›-t›mlar›nda, yürüyüfllerde, forumlarda, ha-laylarda, türkülerde… K›sacas› bu tarihi di-reniflin her bir sat›r›nda iflçilerle birlikte

olan DGH’liler, bugün de faaliyetlerini h›zkesmeden sürdürüyorlar. Bu ça¤r›ya yan›tolan ve ülkenin dört bir yan›ndan Ankara’yagelen DGH’liler ile DGH’nin ça¤r›s›yla bulu-flan halk gençli¤i, TEKEL direnifli içerisinde-ki faaliyetlerine iliflkin gözlemlerini ve dü-flüncelerini paylaflt›lar.

‘TEKEL iflçisi, eme¤ine ve gelece¤ine sahip ç›kmas› gerekti¤ini pratikte kavram›flt›r’

Edirne’den bir DGH’li: DGH’nin merkeziça¤r›s› ile DGH faaliyetçileri olarak TEKELiflçilerini desteklemek, örgütlemek ve yenidemokrasi mücadelesinde yer almalar› için

faaliyet yürütmeye geldik. TEKEL direnifli, zaferle sonuçlanmak zorun-dad›r. Çünkü TEKEL direnifli zafer ile sonuç-lan›rsa iflçi s›n›f› flu bilince varacakt›r: “Dire-nerek, örgütlenerek ve ‘örgütlü bir halk› hiç-bir kuvvet yenemez’ bilinciyle yeni direnifl-lerin örgütlenmesi sa¤lanacakt›r”. BugünTEKEL iflçileri flu bilince varm›flt›r; y›llard›rsürdürülen böl-parçala-yönet politikalar›n›nhedefinde her zaman hakk›n› arayanlarvard›r. Bugün TEKEL iflçileri halklar›n kar-deflli¤ini savunarak ezilen kesimlerin birle-flerek eme¤ine ve gelece¤ine sahip ç›kmas›gerekti¤ini pratikte kavram›fllard›r.DGH faaliyetçileri olarak, iflçilerle hâkim s›-n›flar›n ve emperyalistlerin ülkemizdeki po-litikalar›na, özellefltirmelere, ülkemizin ya-r›-feodal, yar›-sömürge yap›s›na dair soh-betler ederek nas›l bir mücadeleyle bu hat-t›n yar›labilece¤i üzerine tart›flt›k.

‘Gençli¤in s›n›fla temas kurmas› aç›s›ndan önemli bir ça¤r›’

Hatay’dan bir DGH’li: Bu ça¤r›n›n, gençli-¤in s›n›fla tekrar temas kurmas› ve ayr›ca

bu ortamlarda kendisini pratikte s›namas›aç›s›ndan da bak›l›nca önemli bir ça¤r› ol-du¤unu düflünüyorum. TEKEL direnifline kat›l›m ça¤r›s›, yerellerdeyürütülen çal›flma tarz›n›n bizzat bu pratik-le karfl›laflt›r›lmas›n› ve her bir DGH’linin debireysel ve örgütsel eksikliklerini görmesinisa¤lad›. TEKEL direniflinde yürütülen çal›flma, bizle-re kitle çal›flmas› deneyimi kazand›rd›. Bu-rada iflçilere defalarca kurumumuzu, siya-setimizi, güncel olaylara yaklafl›m›m›z› an-latma f›rsat› bulduk. Politik içeri¤i düflünül-dü¤ünde son derece nitelikli ve verimli bir

çal›flma yürütüldü¤ünü düflünüyorum.‹skenderun’dan bir DGH’li: TEKEL iflçileri-nin bafllatm›fl oldu¤u büyük direnifli sahip-lenmek, direnifle katk› sunmak ve bu direni-fli büyütmek kapsam›nda DGH’nin yapm›floldu¤u ça¤r› bizler aç›s›ndan büyük önemarz etmektedir. Çünkü bu direnifl uzun birzaman sonra iflçi s›n›f›n›n üzerindeki ölütopra¤› atmas› ve hak arama mücadelesiönünde at›lm›fl illeri bir ad›m olarak de¤er-lendirilmelidir.‘Kitlelerden kitlelere’ perspektifinden hare-ketle, Ankara’n›n ayaz›nda onlarca gün di-reniflte olan TEKEL iflçileriyle birlikte olmakönemli faydalar sunmufltur. TEKEL iflçileriyle gerçeklefltirilen sohbetler-de dikkatimi çeken en önemli fley bir iflçininflu sözleriydi: “Buraya gelmeden, sizlerle ta-n›flmadan önce devrimcilerin karfl›s›nda ençok olan kiflilerden biriydim. Ancak buradasizlerle yak›ndan tan›flma imkân› buldum vegerçek dostumu düflman›m› tan›yabildim.” fiunun bilincindeyiz ki ülkemizin karanl›k ta-rihi ülke emekçilerinin en meflru haklar›n›talep etmede suskun kal›fl› bu direniflin za-ferle taçland›r›lmas›yla afl›larak di¤er emek-çiler için de bir umut kayna¤› olacakt›r.

Çanakkale’den bir DGH’li: DGH, bilindi¤iüzere süreklilefltirmekte oldu¤u köy çal›fl-malar›n›n yan›nda, bunun gibi çal›flmalarlada halk gençli¤inin ülke gündemi ve halk-tan kopuklu¤un mevcut oldu¤u flu dönem-de önemli bir ad›m atm›flt›r. Kitlelerden ö¤-renip sentezleyerek yeniden kitlelere gide-bilmek ad›na, yeni demokrasi mücadelesi-nin yükseltilmesi amac›yla bu tarz çal›flma-lar gerçeklefltirilmektedir. Pratik anlamda burada yaflananlar kifliselanlamda benim için ciddi bir geliflme yarat-t›. Benzer flekilde birçok TEKEL iflçisinin debelirli bir eylem tecrübesi yoktu. Ancak bu-rada pratik çok h›zl› bir flekilde ö¤retiyordu.

‹flçiler, alanda onlarla birlikte mücadeleyiomuzlayan DGH’lilere duyduklar› minnet-tarl›¤› s›k s›k dile getirdiler. ‹flçilerle birlikteoldu¤umuz süre içerisinde çok fley ö¤rendi-¤imizi düflünüyorum.

‘Direnifle yön veremememiz önemli bir eksiklik’

Erzincan’dan bir DGH’li: Öncelikle belirt-mek gerekirse bu direnifl hem bizim gibidevrimci kurumlar hem de iflçiler aç›s›ndançok önemli bir deneyimdir.Bizlerin tam anlam›yla bu direnifle yön ve-remeyiflimiz sadece destekçi konumda ol-mam›z önemli bir eksiklik. Bu ve buna ben-zer direnifller bizim hem olumlu hem olum-suz yanlar›m›z› görmemize vesile olmakta-d›r. Önemli olan bu direniflteki olumsuzluk-lar› belirlemek ve onlar› aflarak benzer de-neyimlerde daha ileri bir rol oynamakt›r.Bu direniflinin bizler aç›s›ndan önemli birdönüm noktas› oldu¤unu söylemekte faydavar. Bu direnifl bize bir daha gösterdi ki teo-rik anlamda ne kadar geliflmifl olursan›zolun onu pratikle birlefltirmedi¤iniz sürecehiçbir anlam ifade etmiyor. Bu gibi direnifl-ler teoriyle prati¤i birlefltirmek aç›s›ndan

geliflmemizi sa¤l›yor. Bizim yapmam›z gere-kense bu pratik çal›flma alan›ndan en iyi fle-kilde faydalanmak olacakt›r.TEKEL direniflini zafere tafl›mak için ezileniflçi, emekçi kesimlerin birleflmesi, devrim-cilerin özveriyle çal›flmas› gerekti¤ini düflü-nüyor, kararl›l›kla yürütülen mücadelelerinzaferle sonuçlanaca¤›na inanc›m›n tam ol-du¤unu söylemek istiyorum.

Dersim’den bir DGH’li: Ülkemizde özellefltir-me politikalar› uzun y›llardan beri uygulan›-yor. Bu politikalar›n do¤al sonuçlar› gere¤i ifl-çi kesimler zaman zaman tepkiler göstermifl-lerdir. Ancak 4/C’ye karfl› TEKEL iflçileri çok

daha kapsaml› bir direnifl örgütlemifllerdir.DGH’nin bu direnifli yükseltmek ad›na yap-t›¤› ça¤r› ayn› zamanda bir e¤itim çal›flmas›niteli¤i tafl›mas› aç›s›ndan son dereceönemli ve yerinde bir ça¤r›d›r. Bu direnifl di-namik rolü ön planda olan halk gençli¤ininprogramatik görüflleri gere¤i iflçi s›n›f›ylabütünleflmesi aç›s›ndan son derece önemlibir noktada durmaktad›r.Ülkenin dört bir yan›ndan gelen DGH’lileriniflçilerin mücadelelerine omuz vermesi dire-niflteki TEKEL iflçileri içerisinde güven taze-lemifltir. ‹flçilerin bizlere yaklafl›mlar›ndagözlemlenebilecek geliflmeler, bizlerle ya-flanan süreci ve politikalar› tart›flmalar› bugüvenin bir sonucu olarak kendisini göster-mifltir. TEKEL iflçileri aras›nda çal›flma yü-rüttü¤üm sürece gözlemledi¤im en önemlifleylerden birisi düzen partilerinin gerçekniteli¤inin ne denli teflhir oldu¤udur. ‹flçilerçad›rlar› ziyaret eden düzen partilerine ge-reken cevab› vererek dostu da düflman› datan›d›klar›n› söylüyorlard›.Daha önce de DGH taraf›ndan yap›lanemek seferberli¤i ça¤r›lar›n›n farkl› alanlar-da yap›lmas› oldukça önemliydi. Bu direniflalan›nda iflçilerle beraber olmak, tart›fl-mak, onlardan ö¤renmek, çözüm önerileri-mizi tart›flt›rmak bizler aç›s›ndan son dere-ce önemli kazan›mlar b›rakt›.

‘Kampüs duvarlar›n› aflmal›, fabrikalarda, tarlalarda yeni demokrasi mücadelesini omuzlamal›y›z’

‹stanbul’dan bir DGH’li: DGH’nin yapt›¤›ça¤r›ya her ne kadar ülke genelinden bir-çok faaliyetçi kat›lm›fl olsa da bu konudaciddi bir eksikli¤imizin oldu¤u gözlerdenkaç›r›lmamal› ve bu sorun örgütlülük bilinci-nin yükseltilmesi aç›s›ndan derinlemesinetart›fl›lmal›d›r.Yaklafl›k bir haftad›r bu alanday›m. Geldi-¤im ilk günden beri buradaki çal›flmalar›ndüzenli ve disiplinli yap›ld›¤›n› gördüm.Böyle çal›flmalar›n bizi daha ileriye tafl›d›¤›aç›kt›r. Gençlik hareketinin bu çal›flmas›olumlu ve ö¤retici bir yerde durmaktad›r. Gençlik hareketinin yapt›¤› bu çal›flmaolumlu bir yerde durmas›na ra¤men baz›eksikliklerimiz de olmufltur. ÖrgütümüzünTEKEL direnifli süreci içerisinde bu düzeydeyer almakta geç kald›¤›n›n alt› çizilmelidir. Özellikle TEKEL iflçilerinin kendi mücadele-lerine 5-6 ay önceden bafllad›klar›n› ve dev-rimci kurumlar›n bu noktada geç kald›klar›-n› belirtmeleri çarp›c› bir gerçekliktir.DGH bu sürecin içerisinde bugün gelinen dü-zeyde yer almakta gecikmifl olsa da yap›lançal›flmalar›n TEKEL iflçileri üzerinde ciddiolumlu etkiler b›rakt›¤› tart›fl›lmaz bir nokta-da duruyor. Ellerimizde bildirilerle iflçileregitmek, onlara politikalar›m›z› anlatmak, fi-kirlerimizi tart›flmak, onlar› dinlemek bizleraç›s›ndan son derece ö¤retici olmufltur. Böy-lesi pratik bir çal›flman›n okunacak onlarcakitaptan çok daha ö¤retici olabilece¤ini dü-flünüyorum. Bu direnifl alanlar›nda olmak,kitle çal›flmalar›na a¤›rl›k vermek devrimcisorumlulu¤umuzdur. Kampüs duvarlar›n›aflmal›, fabrikalarda, tarlalarda yeni de-mokrasi mücadelesini omuzlamal›y›z.

Halk gençli¤i TEKEL direniflini anlat›yor

Yapısal krizlerin ana yatağı olan emperya-list-kapitalist dünya sistemi, yine yapısalkrizin tezahürü olan ‘uzun dönem buhra-nı’nın sonucu 2008 yazından bu yana, deği-şik bir yönelime girmiştir. Yönelimdeki budeğişiklik üretimin niteliğine ilişkinolmayıp, mevcut üretim ilişkilerinin tekrar-dan yapılanmasıyla alakalı olduğu söylen-melidir. İşte tüm bu gelişmeler ışığında‘uzun dönem buhranı’nın emperyalist-kapi-talist dünya sistemi lehine atlatılması, yenibir sıçrama tahtası yaratabilmesi için, herbir halkada farklı iktisadi politikalar cere-yan etmektedir. Bu iktisadi izlence, bizim gibi yarı-sömürgeyarı-feodal ülkelerde, sınıfsal erk aygıtınınfaşist niteliğinin avantajlarını kullanarakaçıktan saldırıya dönüşmüştür. Son günler-de ülkenin tüm kesimlerinde yakıcılığınıhissettiren TEKEL direnişi bu penceredengörülmelidir.Tüm toplumu yakinen ilgilendiren TEKELdirenişinin, nüfusunun yüzde 50’sinin 29yaşın altında olduğu ülkemizde, gençlik ta-bakasının alaka sınırları içerisinde olmadı-ğını söylemek yanlış olur. TEKEL direnişigenelde gençliğin, özelde ise halk gençliği-nin (devrimden çıkarı olan sınıf ve tabakagençliği) gündemi durumundadır. Bahsi edi-len gündem her sınıf gençliği tarafından ay-rı ayrı ele alınmaktadır. O halde, bizim açı-

mızdan da gelişmelere yaklaşım “ortalama”değil bilakis sınıfsal olmalıdır. Ezilen emekçi yığınlarının hareketleri iki ka-tegoride değerlendirilebilir. Politik bilinçlekarakterize olan örgütlü gelişen hareket vekendiliğinden gelişen hareket… İkisi de dev-rimci hareketin içeriğidir. İkisi de nesnel ko-şullar üzerinde ya da objektif koşulların ürü-nü olarak gündeme gelirler. Birinde objektifşartlar ile birlikte iradi çaba-subjektif etme-nin payı vardır, diğerinde bilinç öğesi değil,tamamen devrimci şartlar belirleyicidir. Bi-rincisi Maoist öncünün rehberliğinde veyadiğer örgütlü devrimci yapıların önderliğin-de, ezilen kitlelerin devrimci dinamiğininaçığa çıkarılıp, başından itibaren bilinçli biryönelimle güce dönüştürme durumudur. Ta-rihimizde bunun örnekleri mevcuttur. İkinci kategori ise, kitlelerin iş ve yaşamstandartlarının kötüleşmesi, mevcut ücretve haklarla hayatlarını idame ettirememesisonucunda gerçekleşen, sınıfın kendiliğin-den girişimde bulunduğu demokratik hare-ketlerdir. Bu hareketlerin talepleri üretimilişkilerinin toplumsal dönüşümü sağlaya-maz, genellikle öngörmez. Bilakis mevcutüretim ilişkileri içerisinde göreceli bir refahdüzeyini hedefler. Subjektif yönelim-bilinçözelliği bakımından böyleyken, objektif ola-rak devrimci özelliğe sahiptir.TEKEL direnişi bahsi edilen iki kategoriden

ikincisine tekabul eden, ‘demokratik hak’ ta-lepli kendiliğinden gelişen bir harekettir. Ge-rici sınıf iktidarına karşı bir kini barındır-makla birlikte, onun tümden yok olumu mü-cadelesine bilinçli olarak yönelmemektedir. TEKEL direnişi esnasında, örgütlü işçilerintalepleri dahilinde, nasıl kararlı olduklarınatüm ülke tanık olmuştur. Ankara’nın soğu-ğuna, hakim sınıfların ve onun iletken göre-vini oynayan sendikalarının tüm saldırı veayak oyunlarına rağmen, kendiliğinden geli-şen hareketin sınıfsal bir zeminde münaka-şaya dönüştüğü görülmelidir. Taraflardan birisi “yan gelip yatma dönemibitti” açıklamalarıyla birlikte aba altındansopa göstermeyi ihmal etmezken, bu çatış-manın diğer ucunda bulunan emekçiler isetehditlere karşı ‘ölmek var, dönmek yok’ yada ‘teslimiyete hayır’ sloganlarıyla yanıtvermektedir. Tüm bu uzlaşmaz çelişkiler,yeni demokratik devrim güçlerinin önderli-ği olmaksızın kızışmakta ve ilerlemektedir. Hareketin belirli bir aşamaya geldiği andanitibaren, yani işçi sınıfının kendiliğindenuyanışı ile birlikte yapılması gereken onla-rın demokratik taleplerinin ve meşru eylempratiğinin yanında olmaktır. Lakin Demok-ratik Halk Gençliği, vasat bir reformist yada sendikalist tutumla aynı potada değil,kırmızı çizgilerini muhafaza ederek, onlarlayürümesini de bilerek, sınıfın en ileri taba-

kasına ulaşıp Yeni Demokratik Devrim’inparçası haline dönüştürmekle mükelleftir. Daha önceki açıklamalarımızda belirttiği-miz ‘Her yeri TEKEL’leştirme’ çağrısı bu ol-gudan bakılarak içselleştirilmelidir. İşçile-rin ve emekçilerin en ileri mevzisi, AKP hü-kümetinin ve diğerlerinin başta ABD emper-yalizmi olmak üzere, emperyalist-kapitalistdünya sisteminin birer parçası olduklarınıbiliyorlar. Hepsi, dünyada tüm olgulara ser-maye merkezli bakıldığını biliyorlar. İnsa-nın sermaye karşısında değersizleştirildiği-ni biliyorlar. Ama onlar, bu dünya sisteminin bir parçasıolan burjuva-feodal diktatörlüğe karşı nasılmücadele edilmesi gerektiği noktasında bu-lanık bir bilinç taşımaktadır. Bizim dillen-dirdiğimiz ‘Örgütlü bir halkı, hiç bir güç ye-nemez’ sloganı, onlar için sadece ekonomiktaleplerinin çözümü için somutlaşırken, bi-zim için ise tüm siyasal ve toplumsal denge-sizliklerin kökeni olan ekonomik-politik ikti-darın bir sınıftan (burjuva-feodal) diğer sı-nıfa (proleterya-köylülük), el değiştirmesiüzere algılanmaktadır. Kendiliğinden gelişmekte olan emek hare-ketlerinde bu bulanıklık ezelden beri yaşa-nılmış ve yaşanılacaktır. İşte tam da bu nok-tada esasta yeni demokrasi güçlerine, özel-de ise demokratik halk gençliğine düşen gö-rev, kendiliğinden gelişmekte olan emek ha-

reketinin aktif bir şekilde parçası olmaktır.Böylesi adımları sıklaştırırken, hareketimi-zin programını en geniş kesimlere taşıyacakyol ve yöntemler yaratılmalıdır. Küçük bur-juva hareketlerin tez canlılığına, dar grup-çuluğuna ve aceleciliğine düşmeden, direni-şi sürdüren işçilerin beklentileri eksenindehareket edilmelidir. TEKEL davası ülkemiz halklarının davası-dır. Bu ülkede yaşayan milyonlarca ezilenKürt-Türk-Laz-Çerkez ve çeşitli milliyettenhalklarımızın davasıdır. Zemherinin en kes-kin soğuğunda bedenini açlığa yatıranemekçilerin davasıdır. Bu davanın kalıcıla-şarak, her bir halkada vuku bulması ancakve ancak demokratik halk devriminin stra-tejik yönelime tabi kılınarak zafere dönüş-türülebilir. Aksi davranış, iyi niyet taşımak-la birlikte, ‘demokratik talep’lerin destek-lenmesinin ötesine geçmeyerek, kendiliğin-den gelişen sınıf hareketinin “refah” sınırla-rını zorlamasının birer parçası haline dönü-şecektir. Demokratik halk gençliği, bu yürüyüşte iti-nalı-sınıf bilinçli davranmalı, sistemin heryönlü teşhirini güçlendirerek, ezilen emekçiyığınları içerisinde bulundukları demokra-tik taleplerinin tanınması pozisyonundanbir adım daha öteye çekmelidir. Sürecinomuzlarımıza yüklediği devrimci görevlerbu metafor üzerinden yükselmelidir.

Demokratik halk gençli¤i ve kendili¤inden harekete s›n›fsal bak›fl S‹NAN ÇAKIRO⁄LUGENÇ YORUM

Demokratik GençlikHareketi (DGH)TEKEL direniflinin ilkgününden itibarensürecin bilefleni hali-ne gelen devrimci birgençlik örgütü olarak,geçti¤imiz haftalardabaflta kendi faaliyet-çileri olmak üzeretüm halk gençli¤ineTEKEL iflçileriyle da-yan›flma ve bu hakl›kavgay› büyütmeça¤r›s›nda bulunmufl-tu. Ankara’ya gelenDGH’liler TEKEL dire-nifli içerisindeki faali-yetlerine iliflkin göz-lemlerini ve düflünce-lerini paylaflt›lar

Page 12: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

‹mkans›zl›¤›n ölüm s›n›r›nda, yoksunluklariçerisinde yaflam› yaratand›r kimi zaman ka-d›n, kimi zaman sömürünün ç›plak vitrinidirpodyumda. Kimi zaman tarlada en iyi çapac›-d›r; s›rt›nda çoçu¤u elinde büyük çapas› ile,kimi zaman da bir köledir fuhufl çetesininelinde. Kimi zaman makinan›n ritmik ak›fl›n›nk›skand›¤› elleriyle fabrikada dokumac›d›rkad›n, kimi zaman da neden dövüldü¤ünübilmeyen ev kad›n›d›r. Kimi zaman bir alile-nin ileriye dönük planlay›c›s›d›r kad›n, kimizaman töre düzeninin de¤ifltirilemez hükmü-münün ‘namusudur’. Ülkemize insan olmak zor, kad›n olmak dahazordur. Yabanc›laflman›n çok yönlülü¤ü kar-fl›s›nda kad›n, kad›n kimli¤ini yitirmifl, sömü-rü düzenin erkek hükümdarl›¤› içerisinde ih-tiyaç duyulan “kad›n” kimli¤iyle düzenemonte edilmek istenmifltir.

‘Evlat hasretine al›flmak çok zor’ SSoonnggüüll AAyydd››nn ((AAnnkkaarraa TTEEKKEELL ddiirreenniiflflcciissii)):: ‹stan-bul Yaprak Tütün ‹flletmesi’nden geldim. 21y›ll›k TEKEL iflçisiyim, 2 ayd›r da Sakarya’n›ndireniflçisiyim. Aç kalmak, üflümek, yorul-mak, sürekli kabanla dolaflmak, çizmeyle do-laflmak, hal›ya basmamak bunlar koymuyorkesinlikle al›flt›k, bir müddet sonra hepsine

al›flt›k ama evlat hasretine al›flmak çok zor.Çal›flt›¤›m›z fabrikada bir kere kesinlikle ka-d›n erkek flartlar› ayn› de¤ildi. Erkekler 7. s›n›-fa kadar ustabafl› olma konumuna kadar ge-lebiliyordu. Ama bir kad›n›n öyle bir hakk›yoktu. Biz de en yüksek s›n›f 7. s›n›ft›, kad›n-lar›n geldi¤i en yüksek s›n›f ise 4. s›n›f, onunüstüne kad›n ç›kamazd›. Neymifl efendimteknik lise mezunu de¤ilmifl, bizde usta bel-gesi olan arkadafllar›m›z da vard›. Biz ifli ora-da ö¤reniyorduk, yani o yapt›¤›m›z iflin siga-ra üretti¤imiz makinenin özel bir e¤itime ih-tiyac› yoktu. Orada zaten bir ay boyunca se-nin ustan sana e¤itim veriyordu, sen onu pra-tikten ö¤reniyordun hiç teoriden ö¤renmeyegerek yoktu. ‹flçili¤i zaten teoriden ö¤rene-mezsin, iflçili¤i pratikten ö¤renirsin. Zatenteori anlat›rsan anlat pratik önemli olan vebiz ustalar›n, erkeklerin, yapt›klar› her iflinayn›s›n› yapard›k. Fakat orada biz ikinci s›n›finsan muamelesi görüyorduk: Yerleri süpü-ren, makineyi temizleyen... Usta bize “Suyude¤ifltir! Getir elimi y›kayaca¤›m!” derdi. ‘Yü-rü git, muslukta y›ka elini, ben hizmetçin mi-yim!’ deyince “Ben ustay›m benim dedi¤imiyapmak zorundas›n” derdi. Bu tür buna ben-zer bir sürü fley yaflanm›fl, benim bafl›mdanda geçmifltir. Hamilelik dönemlerinde meselasözleflme kitab›nda der ki ilk 6 ay her iflte ça-l›flt›r›labilir. Asl›nda zaten ilk aylar sak›ncal›d›rbir kad›n›n a¤›r ifllerde çal›flt›r›lmas›. 9 ay bo-yunca o kad›n›n gerçekten a¤›r ifllerde çal›fl-t›r›lmamas› gerekir. Var olan bu s›k›nt›lar›sendikalar›n çok fazla aktif olamamas›naba¤l›yorum.

AAnnaakkaadd››nn KKeerreeçç ((‹‹zzmmiirr)):: Eflimin ifli gücü yok.Ben de el ifli yap›yorum. K›z›m lise mezunu iflar›yor, bulam›yor. O¤lan askerden gelecek iflyok. Di¤er o¤lum evli çocu¤u var ifli yok. Es-kiden ücretsiz suyumuz vard›, flimdi ‹ZSU elkoymufl ücretsiz sulara bir fiyat biçerek bizesat›yor. Biz kendimiz çal›flt›k kendi çabam›zlasuyu köye getirdik ama flimdi bize 40-50TL’ye bast›r›yorlar. Eflim gözlerinden ameliyat

oldu, ifli yok emeklisi yok. Sa¤l›k problemimvar. Bel a¤r›s› çekiyorum. Sa¤l›k güvencemizyok, özel hastaneye gitmem gerekiyor amaparam yok gidemiyorum. Ar› besliyoruz bal-c›l›kla yapt›¤›m el iflleriyle geçinmeye çal›fl›-yoruz.Ne olacak vurmufllar kad›na. E¤itim yok, ka-d›n›n sözü geçmiyor. Ezilenler hep kad›nlar.13 yafl›nda çocu¤u ine¤e satm›fllar. Birini kar-n›nda çocu¤uyla döve döve öldürüyorlar. Ya-ni kad›nlar çok eziliyor. Bafl›n› kapatt›¤› içinifle al›nmayan kad›nlar da var.

TTüüllaayy DDeemmiirr ((‹‹zzmmiirr)):: Köyde her fley s›k›nt›l›.Nas›l anlatay›m. Evden d›flar› ç›km›yorum.‹neklerimiz var, her fleyi kendimiz üretiyoruzama yine de iflsizlik var. K›z›m evlendi, çocu-¤u var, efli çal›flm›yor, k›z›ma biz bak›yoruz.‹flsizli¤e çare bulsunlar. Türkiye’nin yar›s› iflsizbu yüzden yuvalar y›k›l›yor. K›z›m hem çal›fl›-yor hem okuyordu. Krizle birlikte hem ifl bit-ti hem okul bitti. Evlendi ama flimdi yine bi-zim yan›m›zda. Odun kesiyoruz. Hayvanlar›-m›z var sütü bir üretiyoruz. Ama su çok pa-hal› 22 y›ld›r suya para veriyoruz.

“El ele vermek gerekir, örgütlenmek gerekir”GGüünneeflfl fifiiimmflfleekk ((ÜÜnniivv.. ÖÖ¤¤rreenncciissii--‹‹zzmmiirr)):: ‹deolo-

jik ve cinsiyet ayr›m›ndan dolay› flovenistdavran›fllar en üst seviyede. Üniversitelerdekad›nlar tüm özelliklerinden ar›nd›r›lm›fllar.Erkekler meta gözüyle bakmaktad›r kad›nla-ra. Okuyan erkek tüm aileyi kurtar›r okuyankad›n sadece kendini ve yaflam›n› kurtar›r.Alevi bir ailenin çocu¤u olmamdan kaynakl›daha farkl› görüyorum ve yafl›yorum. Sorun-lara ve özde daha adaletli ve çözümcü aile-min yaklafl›m›. Ayn› sorunlar› yaflad›klar› içinkad›nlar birbirini daha iyi anlamaktad›r. Çö-züm bir nevi umuttur. Kad›n metad›r ataerkiltoplumda. ‹lk ça¤larda çok pahal› bir metagözüyle görülen kad›n flimdi di¤er metalararas›nda en de¤ersiz k›l›nm›flt›r. Kad›nlar mü-cadeleci olunmal›d›r. Burada annem örnekverilebilir. Türkçe bilmedi¤i halde ve ilk defabüyük bir flehre gelip, uyum sa¤lay›p, 5 ço-cuk okutmaktad›r. Sorunlara çözüm üretipmücadele etmektedir. Kad›nlar küçük gruplarhalinde yan yana gelip çözüm üretmelidirler.

ÖÖzznnuurr DDuurrssuunn ((ÜÜnnvv.. ÖÖ¤¤rreenncciissii--‹‹zzmmiirr)):: Erkeklerher konuda özgürler. Mesela bayanlar bir çokkonuda her zaman ezilir. Haklar da olsa öz-gürlükler de olsa her zaman k›s›tl›d›r bayan-larda. Ö¤retmenliklerde oluyor. Bayanlardacinsel istismarlarda oluyor. Ev yurt gibi ba-r›nma çok zor bulunuyor. Hem çevre bask›s›bayanlarda daha fazla. Okulda da böyle. Ba-yanlar› ikinci s›n›f olarak görüyorlar. Arkadaflçevresinde okulda bir çok yerde bu böyle.Mesela kad›n ö¤renciler okula para yetifltire-medi¤inden düflük ücretle çal›flt›r›l›yor. Bura-da tacize maruz kal›yor. ‹fl sahipleride kad›n-lar› bu flekilde görüyor. Baz› kad›n ö¤renciler not karfl›l›¤›nda hocalar-la ‘iliflki’ içine giriyorlar. Hatta hocalar›m›zdanbiri evli oldu¤u halde bir ö¤rencisi ondan ha-mile kald›. Hocam›z eflinden boflan›p ö¤renci-siyle evlendi. Bunlar hepsi sadece not içinkarfl›l›kl› iliflkiler fleklinde oldu. Hocalarda kar-fl›s›ndaki k›z ö¤rencilerine bu flekilde bakabi-liyor.Bafl›m›zdaki iktidara hiç bir flekilde inanm›yo-

rum. Çünkü sistem ne kadar geliflti¤ini söyle-se de ben kad›nlar yönünde geliflti¤ini dü-flünmüyorum. Çünkü bakt›¤›m›zda iktidardayine erkekler var. Kad›nlar›n yapmas› gere-ken toplu bir flekilde mücadele içinde olma-s›. El ele verip birçok fleyin üstesinden gel-mek, yeniliklere aç› olmak. ‹mkans›z görülenfleyleri imkana dönüfltürmek... Hem okulda,hem ailede, hem de kad›n erkek eflitli¤i ko-nusunda mücadele edilmelidir. Bir kad›n tekbafl›na hiç bir fley yapamaz. Bir fleylere bafl-larlarsa birçok fleyi aflacaklard›r. Ben bunainan›yorum. Ama bunun içinde bir yerdenbafllamak gerekiyor. El ele vermek gerekir,örgütlenmek gerekir. Ben buna inan›yorum.Di¤er türlü imkans›z.

‘Bir bardak suyu içmeye dahi zaman›m olmaz benim’BBiinnnnaazz BBiillggee ((AAddaannaa)):: Ben plastik fabrikas›ndasaks› yap›m›nda çal›flan bir iflçiyim. ‹ki çocukannesiyim. Eflim karaci¤er hastas› oldu¤u içinçal›flam›yor. Bakmay›n öyle saks› yap›m› de-di¤ime fabrikan›n temizli¤inden tutun da yüktafl›maya tüm iflleri bu fabrikada çal›flan ka-d›nlar ile birlikte yap›yoruz. Kimi zaman 50kiloluk hammadde torbalar›n› tafl›r›m, kimizaman makinenin bafl›nda bir bardak suyu

içmeye dahi zaman›m olmaz. Yaflam koflulla-r›m›z›n zor olmas›ndan kaynakl› bu ifle kat-lanmak zorunda kal›yorum. Çünkü her fley-den önce ben bir anneyim. Annelik görevimiyerine getirmem gerekti¤ini düflünüyorumve kötü koflullar dahi olsa çal›flmam gerekti-¤ine inan›yorum. Çal›flt›¤›m ifl yerinde üç var-diya var her hafta bir vardiya de¤ifltiriyorum.Günde on saatten fazla çal›fl›yorum. Hayat iletek bafl›ma mücadele ediyorum. 450 TL ma-afl al›yorum fakat yetmiyor. Eflimin ilaçlar›,çocuklar›m›n okul ihtiyaçlar›, faturalar der-ken bir ay çal›fl›p ald›¤›m paray› iki günde bi-tiriyorum. Çocuklar›m kimi zaman yol paras›bulamad›klar› için okula yürüyerek gidip ge-liyorlar. Beni en çok yaralayan ise iflten geldi-¤imde çocuklar›m›n aç olarak beni bekleme-si. Küçük olduklar› için yemek yapmay› bilmi-yorlar ve her gün öyle aç beni bekliyorlar.Benim yaflam›m zor, sabah 5.30’da uyan›yo-rum çocuklar›ma kahvalt› haz›rlay›p ç›k›yo-rum evden. Ö¤lene kadar hiçbir fley yeme-den öylece çal›fl›yorum. ‹fl yerimizin koflullar›çok a¤›r sigortas›z çal›fl›yoruz. Hasta oldu¤u-muzda bile izin alma gibi bir flans›m›z olmu-yor, izin istedi¤imiz zaman bize kap›y› göste-riyorlar. ‹fl yerimizde kimyasal maddeleri ilesürekli olarak kulland›¤›m›z için kanser olmariski dahi var. Fakat buna ra¤men çal›flmakzorunday›m. Her gün elektiri¤e, suya k›saca-s› her fleye zam yapan baflbakan maafllaraise zam yapmay› ne zaman düflünür acaba,rüyas›n› görmeye bafllad›k art›k. Kimse iflçiyidüflünmüyor bu memlekette. Sizlere çok te-flekkür ederim bu sorunlar›m›z› dinleyip an-latt›¤›n›z için.

SSuullttaann GGöözzee ((MMeerrssiinn)):: 50 yafl›nday›m. Zama-n›nda çok çektik. fiimdi gençlik elden gitti. ‹s-tedi¤imiz gibi yaflama flans›m›z olmad›. D›fla-r›dan da çevreden de çok çektik. Kad›nlarla 8Mart’a yürüyüfle gittim, o zaman da polis sal-d›rd›. fiimdi de eflim b›rakm›yor yürüyüfllere.Kendi günümüze eflimiz izin verirse gidiyo-ruz. Çevreyi de bilmiyoruz.

SSeehheerr AAyybbaayyrraakk ((MMeerrssiinn)):: Kad›n sorunu çokfazla. Nereden bafllasak bilemiyorum. Eflitsiz-lik çok var. Erke¤in kad›n› anlamamas› ben-cilli¤i, erke¤in hep ‘ben ben’ demesi, kendizevkine göre hayat yaflarken kad›n› düflün-memesi beni üzüyor. K›skançl›¤› üstüne üst-lük ayr› bir sorun. Evin büyük sorumlulu¤ukad›n›n üzerine at›l›yor. Erkek sabah ifle gidi-yor, sonras›nda evdeki tüm ifller hep kad›n›n-d›r.Eflim beni hiçbir zaman anlamad›. ‹lk evliliksüresi içerisinde eflim daha fazla k›skançt›,beni hiçbir akrabamla dahi görüfltürmek iste-mezdi. Özellikle amcam›n erkek çocuklar›ylagörüfltürmezdi. Onlara sar›lamazd›m. Karfl›koyard›. Sadece kendi erkek kardefllerimi vebabam› öpmeme izin verirdi. Bunlar uzun sü-re evlili¤imizde çok sorun oldu. Tek bafl›maannemlere ziyarete gidemezdim. Her gidi-flimde erkek kardefllerimden biri yan›mda ol-mak zorundayd› ve dönüflte eflime bilgi ver-mek zorunda kal›yordum. Bugün bu sorunla-r› kendi çabamla da olsa aflabildim ama ses-siz kalsayd›m belki bu sorunlar› aflamayacak-t›m. Sürekli tart›flt›m konufltum. E¤er böyleyapmasayd›m hiçbir sorun afl›lmazd›. Ailesi-nin bana deste¤i fazla oldu. Sessiz kal›nma-

mal›; kad›n isterse baflar›yor. Evlilikte ev içipaylafl›mda kad›nlar›n haklar›n› arama çabas›önemlidir ama do¤ru yöntemle. ‹nsan bafltaeflini tan›m›yor. Tan›d›kça ve karakteri ve ki-flili¤i çözüldükçe, anlad›kça, karfl›l›kl› kendinidaha iyi ifade edebiliyor insan. Sorunlar›m›z›nözünden biri de ekonomidir. ‹fl iyi gitmiyorsad›flar›daki ifl s›k›nt›s› ev içine yans›yabiliyor.Gelirimiz düflük, ihtiyaçlar karfl›lanam›yor vebunlar bafll› bafl›na temel sorunlar›m›zd›r.

‘Erkekler-efllerimiz de bize destek vermeli’FFaattmmaa KKooççaakk ((EEssnnaaff--MMeerrssiinn)):: Evde çal›flmakondan sonra ifle gidip gelmek, çocuklara za-man ay›rmak ve bunca ifle ra¤men evin iflle-ri de bize yani kad›na bak›yor. Tüm zorluklaromzumuzda. ‹fl yerime sabah 09:00’da geli-yorum akflam ise 8 de gidiyorum, gitti¤im za-man da 11-12’ye kadar evde çal›fl›yorum hayemek ha temizlik ha çocuklar… Hepsi bizebak›yor. ‹flte bu zorluklarla tabii ki bo¤ufluyo-ruz. Eflimle birlikte çal›fl›yoruz burada. Eflimsabah benden erken ç›kt›¤› için akflam dabenden sonra geldi¤i için evde pek bir ifl pay-laflam›yoruz. Çünkü evle de pek ilgilenmiyor.Bir erkek bir kad›n kadar evin sorunlar›yla il-gilenmiyor. Evin d›fl›ndaki hayat›m› sorarsa-n›z. Ben bir esnaf›m ve bir kad›n olarak es-nafl›k yapmak çok zor bir ifl. Her çeflit insan-la karfl›lafl›yoruz. Tüm bunlar›n yan›nda bir deifllerin kötü gitmesi inan›n insan›n psikolojisi-ni bozuyor. Önceleri ifllerimiz iyiydi. Ama flim-di son iki-üç y›ld›r gerçekten çok zorluk yafl›-yoruz. Önümüz 8 Mart. yürüyüflümüzü yapa-l›m, hakk›m›z› arayal›m ve birlik olal›m. Hattayaln›zca kad›nlar de¤il erkekler-efllerimiz debize destek vermeli. Gidip alanlarda sorunla-r›m›z›; bizlere olan fliddeti, cinsel tacizleri vb.dile getirelim. Bir yandan ekonomik özgürlü-¤ünü kazand›¤›nda özgürleflece¤i söylenenkad›n›n evde eflinden fliddet gördü¤üne tan›koluyoruz; az önce bir kad›n buradayd› yüzümosmordu ve eflinden dayak yedi¤ini söylü-yordu… Kad›nlar›n bu sorunlara karfl› bir fley-ler yapmas› laz›m.

16-28 fiUBAT 2010 DEVRiMCi DEMOKRASiKKAADDIINN12

Kad›nlar›n dilinden yaflad›klar› sorunlar

Yine bir 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü arifesindeyiz. Kad›nlara reva görülen sadece bir günlük belki de birkaç saatlik kad›n olduklar›n› hissettirmekolacakt›r. Ülkemizdeki kad›nlar›n yaflad›¤› sorunlar› az da olsa sayfalar›m›za tafl›yabilmek için Çukurova, Ege ve Do¤u Anadolu’da yaflayayan, yaflamaya ça-l›flan kad›nlardan kendilerini ve yaflad›klar› sorunlar› anlatmas›n› istedik. ‹flte ülkemizde farkl› yerlerde farkl› ifllerle u¤raflan kad›nlar›m›z›n yaflad›¤› s›k›nt›-lar. Kimisi evde çocuk ve efline bakmalka yükümlü bir kad›n, kimisi esnaf. Kimi tarlada ve evde çal›flan köylü bir kad›n, kimisi fabrikada iflçi kad›n. Kimigrevde direnen iflçi bir kad›n, kimisi zorunlu göçle yurdundan uzaklaflan Kürt bir kad›n. ‹flte ülkemizde farkl› profilleri yans›tan kad›nlar›m›z›n yaflad›¤› so-runlar› kendi a¤›zlar›ndan dinleyelim.

Demokratik Kad›n Hareketi (DKH), “Ba¤›ms›z, demokratik, eflitbir yaflam için örgütlenelim, mücadele edelim” ça¤r›s›yla 8Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü ile ilgili çal›flmalar›na bafl-lad›.MMEERRSS‹‹NN-- Mersin Demokratik Kad›n Hareketi (DKH), “Yeni ka-d›n› ve özgür dünyay› yaratma yolunda gücümüzü örgütleye-lim” fliar› ve “Ba¤›ms›z, demokratik, eflit bir yaflam için örgütle-nelim, mücadele edelim” ça¤r›s›yla 8 Mart çal›flmalar›na bafl-lad›. 8 Mart ile ilgili haz›rlad›¤› bildirileri mahallelerde da¤›tanDKH faaliyetçileri, kad›nlar› kendi sorunlar› etraf›nda mücadeleetmeye ça¤›rd›. Faaliyetçiler kad›nlarla, 8 Mart’ ta alanlarda olunmas› ve TEKELiflçisi kad›nlar›n ö¤rettikleri yan› s›ra kad›n sorunu üzerine soh-betler gerçeklefltirdi. DKH faaliyetçilerinin kad›nlarla yapt›klar› sohbetlerde kad›nla-r›n, mutfak, yatak odas› ve çocuk üçgeninde süren hayatlar›-n›n tek düzeli¤inden ve zorlu¤undan yak›nd›klar› ve bunun ya-n›nda ev içi eme¤inin görmezden gelinmesine karfl› tepki gös-terdikleri dikkat çekti.Yaflad›¤› sorunlardan kaynakl› intihar teflebbüsünde bulundu-¤unu belirten Pembe Y›ld›r›m flunlar› anlatt›:“Akflama kadar it gibi çal›fl›yoruz. Akflam oluyor kocalar›m›z›n,çocuklar›m›z›n hizmeti bitmiyor. Sonrada diyorlar siz ne ifl ya-p›yorsunuz. 10 nüfus bir evin içerisinde yaflamaya çal›fl›yoruzve bütün ifllerini de ben yap›yorum, çocuklar›m›n hepside ifl-siz, bir gelirimiz yok, ev yok… S›k›nt›lar üst üste geliyor, yok-sullu¤umuz fazlas›yla var. Bütün bu sorunlar neticesinde birçözüm yolu bulamayarak intihar ettim ve kendimi 2. kattan at-t›m...”Eflinin iflten ç›kart›ld›¤›n› söyleyen Fatofl Cabadak, birçok s›k›n-t›yla karfl› karfl›ya kald›¤›n› belirtti: “Eflim belediyede çal›fl›yordu. ‹flten ç›kar›lal› üç ay oldu. Sosyalgüvencemiz olmad›¤› için hasta olan çocu¤umu doktora götü-recek paray› bulam›yorum. Ancak derdimizi kendimiz çözebi-liriz. D›flar›dan kim çözecek ki? ‹flsizlik zaten alm›fl bafl›n› gidi-yor…”Bir di¤er kad›n da tüm bu sorunlar›n yan›nda 19 yafl›nda olançocu¤unun eve gelmedi¤ini ve psikolojik olarak zor durumdaoldu¤unu ve tüm hayat sorunlar›na bir de gençli¤in içine düfl-tü¤ü yozlaflman›n eklendi¤ini belirtti.Yaflanan ekonomik y›k›mlar›n sonucu a盤a ç›kan yoksulluk,yoksunluk, iflsizlik vb. sorunlar›n kad›nlar› her yönden daha daolumsuz etkilemeye devam etti¤i gözlemlenen sohbetlerdeDKH, sorunlar›n çözümü etraf›nda kenetlenilmesi gereti¤ini vemücadele ederek bu sorunlar›n afl›laca¤›n› söyleyerek kad›n-lara örgütlenme ça¤r›s› yapt›. DKH, ayr›ca 8 Mart’ ta alanlardaolunmas› için ça¤r›da bulundu.

‘Alanlar› kuflatal›m’DDEERRSS‹‹MM-- Dersim Demokratik Kad›n Hareketi “TEKEL iflçilerinindirenifliyle 8 Mart’a bin selam’’ fliar› ile 8 Mart çal›flmalar›n›Dersim'in tüm mahallelerine yayarak sürdürüyor. DKH faaliyet-çileri mahallelerde yayg›n bildiri da¤›t›m› yaparak, kad›nlar›nsorunlar› üzerinden sohbetler gerçeklefltirdi. Kad›nlarla yap›lansohbetlerde kad›nlar›n u¤rad›¤› bask›lar, sistemin kad›na bak›-fl›, kad›n› sindirme politikas› ve bunun karfl›s›nda emekleri vegelecekleri için mücadele eden Tekel iflçisi kad›nlar›n ö¤rettik-leri anlat›ld›.Birleflik ve güçlü bir 8 Mart’› hedefleyen DKH "Kapitalizmekarfl› eme¤ine sahip ç›kan Newyork kad›nlar›n bize b›rakt›¤›mücadele bayra¤›n› TEKEL iflçilerinin mücadelesiyle birlefltire-rek, alanlar› kuflatal›m’’ vurgusu ile çal›flmalar›n› sürdürece¤inibelirtti.

DKH, 8 Mart çal›flmalar›na bafllad›

Page 13: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

Tart›flma alm›fl bafl›n› gidiyor: “Sol nereye git-meli, ne yapmal›?” Tart›flmaya müdahil olanla-r›n ise önemli k›sm› “liberal sol” denen tayfa-dan. Bir k›sm› ise, “solcu” bile de¤il! Tart›flma-lar›n ana konusunu ise, solun “geleneksel has-tal›klar›”n›n tedavisi oluflturuyor. Kalem oyna-tan “entelektüel” ayd›nlar›m›za göre, sol art›keskiden bu yana tafl›d›¤› hastal›kl› söylem veeylemlerden kurtulmal›, “yeni ça¤”a ayak uy-durmal›! Peki ya nas›l?Gazetemizin sayfalar›nda uzunca bir süredenberi yer verdi¤imiz “devletin re-organizasyo-nu” süreci, kuflkusuz ki, dünyada geliflen kon-jünktürel –ve hatta kimi yönleriyle yap›sal-de¤iflimden ba¤›ms›z de¤il. Emperyalizminflimdiye kadar savafllarla, iflgal ve ilhaklarla y›-k›ma u¤ratt›¤› Orta Do¤u’yu, kendi ç›karlar›do¤rultusunda “yeniden infla etme” projesiise, dünyadaki konjonktürel-ve kimi yönleriy-le yap›sal- de¤iflimin kritik noktalar›ndan biri.Ve, çok kez ifade etti¤imiz üzere, Orta Do-¤u’yla ilgili bu projenin bafl aktör rolü, ülkemizegemenlerine verilmifl durumda. Ülkemizdeyaflanan, ezilen kimlikleri sisteme entegre et-me operasyonunu da ayn› düzlemden oku-mak gerekiyor. Ve görülüyor ki, sisteme en-tegre edilerek “tehlikesizlefltirilmek” istenen,yaln›zca ezilen kimlikler de¤il. Ayr›ca, muha-lif/devrimci siyasetler de ayn› biçimde siste-me yedeklenerek/sistem-içilefltirilerek tehli-kesizlefltirilmeye çal›fl›l›yor. Bunun somut ör-nekleri de mevcut. Sendikalar›n bugün geldi¤iduruma ve devletin sendikalara yönelik sondönem gelifltirdi¤i konsepte bakmak dahi,emek hareketinin nas›l reformize edilmeye ve

sistemiçilefltirilmeye çal›fl›ld›¤›n›n görülmesi-ne yetecektir. Bunun yan›na, IMF-DB toplant›-lar› s›ras›nda ‹stanbul Valili¤i taraf›ndan 13“protesto alan›” tahsis edilmesi ve bu alanlariçinde yap›lacak-yani sistemin belirledi¤i alan-lar içinde yap›lacak- protestolar›n makul say›l-mas› da örnek gösterilebilir.

Sol ça¤a ayak uydurmal›ym›fl! Peki ya nas›l?Egemen sistem, uygulad›¤› politikalar –veyapolitika de¤ifliklikleri- dahilinde, mutlaka ide-olojik bir savafl da yürütecektir. “Re-organi-zasyon” olarak tan›mlad›¤›m›z sürecin ideolo-jik savafl arac›na dönüflen Taraf Gazetesi, ifltebu ihtiyac›n (do¤rudan veya dolayl›) ürünüdür.Ayn› gazete ve baflka birçok ideolojik sald›r›arac›, bahsini etti¤imiz “solu re-organize et-me” planlar›n›n da baflat tafl›y›c›lar› haline dö-nüflmüfltür. Bugün, solun temel de¤er ve ilke-lerine, teorik altyap›s›n› doldurmaya bile ge-rek görmeden sald›ranlar›n temel sav›, “solunde¤iflmek, ça¤a ayak uydurmak zorunda ol-du¤u”dur. fiimdi ayn› noktaya tekrar dönüp,yukar›da sordu¤umuz soruyu tekrarlayal›m:“Peki ya nas›l?”Solun temel vurgusu olan “s›n›f” vurgusu, bu“entelektüel” görünümlü “t›rnak içinde ay-d›n”lar›m›z›n pek hofluna gitmese gerek! Solayönelik yazd›klar›n›n tümünde, “art›k s›n›f sa-vafl›m›n›n tarihe kar›flt›¤›n›” ve Marx’›n “tarihinmotoru s›n›f savafl›mlar›d›r” derken asl›ndayan›ld›¤›n› söylemekten kendilerini alam›yor-lar! Onlara göre solcular, art›k bu “bayatlam›fl”vurguyu bir tarafa b›rakmal›, her fleyi s›n›f çe-liflkisiyle aç›klamaktan vazgeçmeli. Üstelik za-ten solun bu bak›fl›, entelektüel derinlikten vebilimsellikten yoksun!

Peki yerine ne öneriyorlar?Taraf Gazetesi’ne bakarsan›z, patronun iflçiye,a¤an›n köylüye hoflgörüyle yaklaflmas›, her-kesin birbirini sevmesi, saymas›, askerin isehiçbir fleye kar›flmamas› meseleyi hallediyor.Zaten bu ülkedeki her fleyin sebebi “askeri ve-

sayet rejimi”… Onun dolay›m›nda ortaya ç›kanErgenekon, ülkeyi cehenneme çevirdi. ‹flçinin,köylünün sömürülmesi de, Kürt ulusunun ol-maz ac›ya, bask›ya maruz b›rak›lmas› da hepbu askerî vesayet ve dolay›nda ortaya ç›kanErgenekon yüzünden!Peki ya askerî vesayet ve dolay›nda ortaya ç›-kan Ergenekon kimin/neyin yüzünden?

Esas olan sinekler de¤il, batakl›¤›n kendisidir!Burada, solun geneline dair çok fley söyleme-yeceksek de, Maoist komünistler için söyleye-ce¤imiz birkaç söz var. Maoist komünistler,olay ve olgulara bakarken, onlar› mümkün ol-du¤unca derinlemesine çözümlemeye çal›fl›r-lar. Böyle çözümlerler; çünkü vuracaklar› yeriancak böyle tespit edebilirler. Maoist komü-nistlerin hedef alaca¤› nokta, ancak ve ancak,“ana neden” olabilir. Sözgelimi, Maoist komü-nistler, askerî vesayete ve çetelere elbettekarfl›d›rlar. Fakat ülkedeki her fleyin suçunuonlara atmak yerine, onlar› da do¤uran siste-min yap›sal analizini yapmaya çal›fl›rlar. Ve,hiçbir burjuva ideologu da inkâr edemez ki,sistemlerin yap›sal analizini yaparken, en bafl-ta ekonomik flekillenmeye bak›l›r. Ekonomikflekillenmenin temelini ise, mevcut s›n›fsal ilifl-kiler oluflturur.Meseleye böyle bakt›¤›m›zda, rahatl›kla söyle-yebiliriz ki, Taraf Gazetesi, askerî vesayete veçetelere karfl› etkin bir mücadele sürdürme eh-liyetine sahip de¤ildir. Çünkü, askerî vesayet de,çeteler de, mevcut egemen sistemin ihtiyaçlar›do¤rultusunda ortaya ç›km›flt›r. Bugün yaflanankonjonktürel de¤iflim, onlar›n da kabuk de¤ifl-

tirmesiyle sonuçlanabilir. Fakat sistem ayn› kal-d›¤› sürece, onlar, “koz” olarak elde tutulmayave halklar›n kabaran öfkesini bast›rmakta, s›ra-s› geldi¤i zaman kullan›lmaya devam edecektir.Bu anlam›yla, sol e¤er askerî vesayete ve çete-lere gerçek anlamda karfl› ç›kmak istiyorsa, sis-teme karfl› ç›kmak zorundad›r! Aksi durumda,batakl›¤› saran sineklerle u¤rafl›rken, batakl›¤agömülmesi içten bile de¤ildir!Taraf Gazetesi ve bilcümle liberal tak›m› m›?Onlar›n yolu bizi hiç ilgilendirmez! Maoist ko-münistler, emperyalizme karfl› ç›kmay› ve sa-vafls›z bir dünya u¤runa mücadele etmeyiiçermeyen bir savafl karfl›tl›¤›ndan; egemensisteme zerre kadar karfl›tl›k hissetmeyen biraskerî vesayet karfl›tl›¤›ndan yana olamazlar.

Sol, “anti”lerden de vazgeçmeliymifl!Solun nereye gidece¤inin tart›fl›ld›¤› son plat-formlardan biri de, Radikal Gazetesi’nin Pazargünleri ç›kard›¤› “‹ki” ilavesi oldu. Bahsini etti-¤imiz ilavenin kadrolu yazarlar›na dönüflenAhmet ‹nsel, Fuat Keyman ve Sungur Savran’›nbafl›n› çekti¤i ekip, “Sol yeniden mi do¤uyor?”anabafll›¤›yla sunduklar› bir forum haz›rlam›fl.Buradaki iki isim, özellikle dikkat çekici: Ahmet‹nsel ve Fuat Keyman… ‹kisi de, Radikal ‹ki’de-ki ve çeflitli yay›nlardaki yaz›lar›ndan ve takipedebildi¤imiz panellerinden tan›d›¤›m›z flahsi-yetler. Ve ikisinin de bulufltu¤u nokta: “Sol ileliberalizmi buluflturma fikri”… Bunlar içinde Fu-at Keyman, iktisatla ilgili teorilerinde, aç›ktanliberalizm savunusu yapmaktan ve sosyalistiktisad›n temellerine sald›rmaktan geri durmu-yor. Ahmet ‹nsel ise, uzun süredir yaz›lar›ndasolu “hastal›kl›” ilan ederek ak›l veriyor. ‹kisininbulufltu¤u bir di¤er nokta ise, “s›n›f›n bitti¤i”…Solun art›k “demokrasi, özgürlükler, insan hak-lar›” gibi “daha temel” bafll›klar› tart›flmas› vebu yönlü söylem ve eylemlere önem vermesigerekti¤ini söylüyorlar. Ayr›ca, oturduklar› yer-den, solun halkla buluflamad›¤› elefltirisini yap-maktan geri durmuyorlar. Onlara göre, soluntek yapt›¤› “anti” politikas›. Oysa art›k “anti”ler-

den vazgeçmek gerekiyor.“Anti” dedikleri fleyin bafl›nda, anlad›¤›m›z ka-dar›yla, “anti-emperyalizm” geliyor. Taraf Ga-zetesi yazarlar›n›n da s›kça dillendirdi¤i görüfl,flunu söylüyor: “Sol art›k fanatik bir anti-em-peryalist politika gütmekten vazgeçmeli, de-¤iflen koflullara ayak uydurmal›, ak›ll› olmal›!”Hele hele Avrupa Birli¤i’nin “anti”li¤ini yap-mak, bu “t›rnak içinde ayd›n”lar›m›zca, ay›p vehatta günah say›l›yor! Kendilerince özgürlükve eflitlik da¤›t›c›s› olan Avrupa Birli¤i’ne sa¤-l›kl› bir beynin karfl› ç›kmas›na bir türlü ak›l er-diremiyorlar.Uzun uzad›ya yan›t üretmeye çal›flmayaca¤›z.Yan›t›, mevcut emekçi hareketi ve devrimcihareketin prati¤i veriyor zaten. Emperyalizmeneden “anti” oldu¤umuzu merak edenler ise,gazetemizin geçmifl say›lar›na ve yeni demok-rasi güçlerinin bu konuda geçmiflten beri yaz-d›klar›na bakabilir. Bu “t›rnak içinde ayd›nlar”aise söyleyecek tek sözümüz var: Sizin bakt›¤›-n›z yerden, dünya bambaflka görünüyor olabi-lir. Orta s›n›f›n s›cak dairesinden dünyaya, siya-sete bak›nca, emperyalizme karfl› ç›kman›n,AB’ye girmek istememenin bir anlam› yokmuflgibi görünebilir. Fakat biz dünyaya, emekçimahallelerinin göbe¤inden bak›yoruz. Siyasalhatt›m›z›n, eylem ve söylemlerimizin ilhamkayna¤›, tam da oras›d›r. Avrupa Birli¤i ve IMFpolitikalar› sonras›nda emekçi halk›m›z›n gel-di¤i durumu görmemek için kör olmak gerekir.Ya da, dünyaya s›cak dairesinden ç›kmadanbakan bir küçük burjuva ayd›n›!

Liberallere en iyi yan›t› direnen emekçiler veriyor!

Egemen sistemin re-organizasyonu sürecininönemli bir parças›na dönüflen bu ideolojik sal-d›r›ya iliflkin daha pek çok fley yaz›labilir, pekçok örnek verilebilir. Kuflkusuz ki, egemen sis-temin mevcut sald›r›lar›na karfl›, Maoist ko-münistlerin önemli bir görevi de ideolojik mü-cadeleyi niteliklilefltirerek büyütmektir. Kitle-lerin öncülü¤ü rolünün gere¤i de budur! Kitle-lerin bilinçlerini buland›ranlara karfl›, kitlelerinakl› ve vicdan› olabilmek; s›n›fa ve s›n›f hare-ketine yönelen her türden sald›r›y› cesaretlegö¤üsleyerek kitlelere de bu yönlü perspektifve cesaret vermek, Maoist komünistlerin red-dedemeyecekleri ciddi bir görevdir.fiunu da söylemek gerekir ki, bugün, Anka-ra’n›n ayaz›nda direnen TEKEL iflçileri, ‹stan-bul’daki ‹tfaiye ve belediye iflçileri, Antep’tekiÇemen Tekstil iflçileri bu liberal tayfaya gere-ken cevab› fazlas›yla vermektedir. Sevgili libe-rallerimizin o s›cak odalar›ndan sadece burun-lar›n› d›flar›ya ç›kar›p, emekçi mahallelerindenyükselen açl›k kokusunu ve Sakarya Cadde-si’nde, sistemin kokuflmufl kültürsüzlü¤ününtam ortas›nda ayan beyan duyulan direnifl ko-kusunu hissetmeleri, anlamalar›na yetecektir!Solun, devrimci ve komünist hareketin varl›kzemini, halen, iflte bu emekçi mahalleleri veSakarya Caddesi’nden yükselip tüm ülkeyi ›s›-tan direnifl ateflidir!Liberal tayfa ve bilcümle sistem-içi burju-va/küçük burjuva kalemflörlerin hofluna git-meyebilir, ama biz tekrarlamaktan geri dura-may›z: Ezilen s›n›flar›n tek kurtuluflu, halen de-mokratik halk devrimidir! Ve devrim, iflçi tulu-munu ve köylü kasketini giyerek, memleketindört bir yan›nda gezinmekte, egemenlere kor-ku salmaktad›r! Kurtulufl, iflçi tulumu ve köylükasketiyle gezinen “devrim”in, egemen siste-me ataca¤› tekmededir!Maoist komünistleri, bir taraftan bu ideolojikkuflatmay› yarmak; öte taraftan ise mevcutemekçi hareketini devrimci önderlikle bulufl-turmak gibi önemli ve kaç›n›lmaz görevlerbeklemektedir.

Solun “re-organizasyonu”mu?

16-28 fiUBAT 2010DEVRiMCi DEMOKRASi GGÜÜNNCCEELL 13

“BDP Türkiye partisi olmal›d›r’’ söylemimasum bir söylem de¤ildir. Bunu BDP’yedayatarak isteyenler, ya safdilli burjuva-liberal ayd›nlard›r ya da aç›kça iktidar›nve hakim s›n›flar›n sözcülü¤ünü yapan-lard›r. Söz konusu görüfl, gerçekçi ve de-mokrat de¤ildir. Ç›plak biçimde gericidir,burjuvad›r, milliyetçidir, egemen kültü-rün filizidir. Söylemeye gerek yok ki, dev-rimci s›n›f bak›fl aç›s›ndan tamamen yok-sundur. Ezilen ulusun örgütlü (BDP) yasal iradesinibelirsizlefltirerek Kürt ulusunu inkarauzanan bu anlay›fl egemen Türk ulusumilliyetçili¤inin damgas›n› tafl›maktad›r. “Türkiye partisi olmal›d›r’’ fleklindeki hile-li oyuna ortak olanlar da egemen ulusunegemenlik hakk›na dayal› imtiyaz ve üs-tünlü¤üne boyun e¤enlerdir.BDP’den “Türkiye partisi’’ olmas›n› iste-yen görüfller ittifak›, Kürt ulusunun varl›-¤›n› ince yollu inkar eden Türk milliyetçi-si floven anlay›fl›n izlerini tafl›makla birlik-te, egemen ulus milliyetçili¤inin yumufla-t›lm›fl halidir. Bu ittifak›n bir di¤er özelli¤iise, ezen egemen Türk ulusu hakim s›n›f-lar›n›n ›rkç›-floven bak›fl aç›s› durumundaolup bunlar›n kaba siyasetidir.Her haliyle sinsi bir mizansendir, masumde¤ildir. Çünkü, BDP üzerinde bask› olufl-turarak kendi ulusal demokratik niteli-¤inden uzaklaflarak egemen Türk ulusu-nun rotas›na girmesini, Kürt ulusununulusal hak ve özgürlüklerine hakim s›n›f-lar penceresinden yaklaflmas›n› istemek-tedir. En aç›k ifadeyle BDP’nin kendisiniinkar etmesini istemektedir. BDP’nin Kürt ulusal partisi oldu¤unu red-dederek, Kürt ulusal iradesini yads›mayadayanmakta, bu inkar›n ayaklar›n› döfle-mektedir. Dolay›s›yla Kürt ulusal hareke-tini, örgütlü mücadelesi ve örgütlü gücü-nü tasfiye etmeye yönelmekte, Türk ha-kim s›n›flar›n›n milli zulüm politikas›nahizmet etmektedir. Daha aç›k ifadeyle bupolitikan›n ta kendisidir. Bir farkla ki, tas-fiyeci “çözüm’’ sürecinin gere¤i olarakdaha cilalanm›fl, daha yumuflak ifadeler-le ve daha popülist laflarla…“BDP Türkiye partisi olmal›d›r’’ derken,gerçekte söylemifl olduklar› fley, BDP’ninKürt ulusal partisi gerçe¤ini inkar ederek,bu kimli¤inden s›yr›lmas›, kendini red-detmesidir. Yani, BDP’nin mevcut düzenpartileri gibi, egemen Türk ulusu hakims›n›f partilerinin rolünü üstlenmesini, Kürtulusu içinde Truva at›n› oynamas›n›, Kürtulusal hareketini egemen s›n›flar yarar›-na bölüp tasfiyesini kolaylaflt›rmas›n› is-temektedirler. BDP’nin Türk hakim s›n›fla-r›n›n kuklas› olarak hizmet görüp, Kürtulusuna düflmanl›k yapmas›n› önermek-tedirler. Hakim s›n›flar iktidar› ve partile-rinin korosuna kat›larak ortaklaflmas›n›ve Kürt ulusuna ihanet etmesini, milli zu-lümcü egemen s›n›flar›n siyasetini be-nimseyerek yürütmesini sal›k vermekte-dirler. BDP “Türkiye partisi’’ de¤ildir, olamaz da.O bir Kürt ulusal partisidir, ulusal hareke-tin yasal demokratik partisidir.BDP’den “Türkiye partisi’’ olmas›n› iste-mek, milli zulüm ve bask›n›n bir baflkatürüdür. Ulusal hareketin her koldan ku-flatmaya al›narak düzene entegre edilipyok edilmesi ve tasfiyenin inceltilereksürdürülmesi demektir.BDP’nin “Türkiye partisi’’ olmas› demek,Kürdistan’› veya Kürt ulusunu esas alma-dan bütün Türkiye Kuzey-Kürdistan’› vebura ulus ve az›nl›klar›n› esas almas› de-mektir. Ki, bu mümkün ve hiçbir bak›m-dan mant›kl› de¤ildir. De¤ildir çünkü,aç›ktan milliyete göre örgütlenen bir ulu-salc› partiden böyle bir fleyi beklemekmant›k d›fl›l›kla absürttür. BDP aç›ktan Kürt ulusunun ulusalc› parti-sidir. Ulus orijinli bir partiden çok ulus veaz›nl›kl› bir ülke bütününün (“Türkiye’’yani Türkiye Kuzey-Kürdistan’›n) partisiolmas›n› istemek abesle ifltigaldir. Ezilenulus milliyetçisi bir partiden ezen ege-men ulusun da partisi olmas›n› bekle-mek-istemek ucube bir istemdir. Kendiezilen ulusunun ulusal hak ve özgürlük-ler mücadelesini b›rakmas›n›, ezen ulu-sun milli bask›c›, ›rkç›-floven politikalar›naortak olmas›n› istemek demektir. Milli-yetçi mantalitesine karfl›n s›n›f partisi ol-mas›n› beklemek demektir. Özetle,BDP’den “Türkiye partisi’’ olmas›n› bekle-mek bafltan sona akla ayk›r›d›r. Dolay›-s›yla, BDP’nin “Türkiye partisi’’ olmas›mümkün de¤ildir.Tüm bunlar do¤ruysa ki, do¤rudur; o hal-de BDP’nin “Türkiye partisi’’ olmas›n› tel-kin etmek, öyle olmas›n› özendirmek, oçizgiye çekmek, o bas›nc› yaratarakBDP’yi biçimlendirmeye çal›flmak, Kürtdüflmanl›¤› yapmak ve BDP’yi ezen ulus

egemen s›n›flar›n›n elinde bir oyunca¤adönüfltürmekten baflka bir amaca hiz-met etmez. Kürt ulusal hareketini bölüpparçalamak ve tasfiye etme hedefiyle iç-ten hançerlemekten baflka bir anlamagelmez.BDP’nin “Türkiye partisi olamad›¤›’’ ama“olmas› gerekti¤i’’ argüman›yla sinsiceenjekte edilen yaklafl›mla güdülen hedef;BDP’nin “PKK ile aras›na mesafe koymas›-n› ve PKK’nin terör örgütü oldu¤unu aç›k-tan söylemesi’’ gerekti¤i bask›lanmas›n-da a盤a ç›kmaktad›r. BDP düzenin kulva-r›na çekilerek bunun üzerinden geniflKürt ulusu kitlesine hükmetmek vePKK’yi tecrit ederek marjinallefltirip bo¤-mak; iflte Türk ulusu hakim s›n›flar› veyardakç›lar›n›n da destekledi¤i temel he-def budur. Amaç, Kürt iradesini bölüpdüflmanlaflt›rarak Kürt ulusuna hükmet-mek ve yeniden yap›lanma sürecininönündeki önemli bir engeli, yani silahl›ulusal hareketi tasfiye etmektir.BDP’nin yeni seçilen genel baflkan› Sela-hattin Demirtafl’›n ilk aç›klamas›nda PKKile aralar›nda bir ba¤›n olmad›¤› yönlüaç›klamalar› ve gurup baflkanlar›n›nBDP’nin dersler ç›kararak aç›l›m yapt›¤›n›söylemesi ve benzeri, yukar›daki BDP’yeyönelik bask›lanmalar göz önüne al›nd›-¤›nda çok da anlams›z de¤ildirler. Kuflku-suz ki, bu aç›klamalar ya da “çözüm’’ sü-recinin iflletilmesinde yakalanan zeminBDP’nin hakim s›n›flar›n güdümüne girdi-¤i, PKK ile düflmanlaflt›¤›, Kürt iradesininoyuna gelerek bölündü¤ü ve benzeri an-lam›na gelmez. BDP’nin hala Kürt ulusu-nun ulusal demokratik mücadelesinin birgücü oldu¤u, ulusal hareketin bir parças›ve yasal partisi oldu¤u, Kürt iradesinin birparças› oldu¤u do¤rudur. Ulusal demok-ratik talepler ve demokratik mücadele-sinde belli bir tutarl›l›¤a yani ulusal hare-ketin mevcut çizgisine endeksli olmakkayd›yla bir tutarl›l›¤a sahip oldu¤unusöylemek gerekir. Fakat bask›lanmalar-dan etkilendi¤i ve iç e¤ilimlerinin tayinetti¤i siyasetiyle de belli zay›fl›klar gös-terdi¤ini söylemek mümkün. BDP’nin kendisinden istenen aç›klamalarhakk›nda hepten olmasa da belli aç›kla-malarda bulunmas›, taktik bir siyasetolarak kabul edilse de geri ad›m att›¤›n›da izah etmektedir. Öcalan’›n bas›na yan-s›yan bilinen aç›klama ve benzer ifadele-ri de BDP’nin “çözüm’’ sürecinin iflletilme-si için belli siyaset de¤iflikli¤ine gidece¤i-ni, flimdiye kadarki tutumunu biraz dahaesnetece¤ini göstermektedir.“Aç›l›m’’ sürecinin yeniden bafllat›lmas›-h›zland›r›lmas› söylemi ile sat›r aralar›ndageçen kimi ipuçlar› ve at›lan ad›mlar, “çö-züm’’ sürecinin yürütülmesinde yenidenhemfikir olunup belli geliflmelerin yafla-naca¤›na iflaret etmektedir. ABD Savun-ma Bakan› Robert Gates’in Türk Genel-kurmay Baflkan› Baflbu¤ ile uzun görüfl-mesi ve görüflmenin içeri¤ine iliflkin ola-rak gazetelere verdi¤i bilgilerden, “çö-züm’’ sürecinin h›z kazanaca¤›, Kürt ulu-sal hareketinin (PKK’nin) tasfiye edilmesiiçin oluflturulan (TC, ABD ve Güney Kür-distan yönetimi) konseptin daha etkin ifl-letilece¤i (Talabani-Barzani faktörününkullan›lmas›, insans›z uçak gibi araç gereçtemini, s›cak istihbarat verilmesi gibi…),belli siyasetlerin gelifltirilerek Kürt ulusu-nun belli taleplerinin karfl›lanmas› sure-tiyle yedeklenmesinin hedeflendi¤i (Ge-nelkurmay baflkan›n söyledi¤i- Gates’inde al›nt›lad›¤›- “terörle mücadele eder-ken her kesi öldüremeyiz’’ fleklindekisözden de anlafl›lmaktad›r.), öte yandanMaxmur Kamp› ve belli nitelik ve nicelik-teki Kürt kökenli unsurun kullan›laca¤›da anlafl›lmaktad›r.PKK’nin tasfiye edilmesinde kullan›lmakistenen en önemli silahlardan biri veyabugün gelifltirilmek istenen hain emel,BDP’nin PKK ile karfl› karfl›ya getirilerekegemen s›n›flar›n Kürt ulusal hareketiiçindeki Truva at› haline getirilerek kul-lan›lmas› çabas›d›r. Bu siyasetin masumgörünümlü jargonu, “BDP Türkiye partisiolmal›d›r’’ demagojisidir. Lakin özündenve dünden bellidir ki, bu burjuva pasl› si-lah sahibinin elinde patlayacakt›r. Kürtulusu istedikleri gibi oynayabilecekleri,istedikleri gibi kand›r›p kullanacaklar›kadar iradesiz, basit ve kör de¤ildir.Kürt ulusunu küçümseyerek onunla is-tedi¤i gibi oynayabileceklerini sananlar,ancak burjuva-feodal ahmaklard›r. Ken-dilerini aldatmaktad›rlar. “Türkiye partisiolmak’’ gibi mest edici-okflay›c› amagerçek d›fl› ve kendini inkara dayananaldatmacalarla Kürtler kendilerine düfl-man edilemezler.Kürt ulusu birikim, deneyim ve de¤erleri-ne ihanet edemez-etmeyecektir.

BD

P “

Türk

iye

part

isi o

lmal

›’’ m

›?

BAKIfi CANUFUK Ç‹ZG‹S‹

Ahmet ‹nsel ve Fuat Keyman… ‹kisinin de bulufltu¤u nokta: “Sol ile liberalizmi buluflturma fikri”… Bun-lar içinde Fuat Keyman, iktisatla ilgili teorilerinde, aç›ktan liberalizm savunusu yapmaktan ve sosya-list iktisad›n temellerine sald›rmaktan geri durmuyor. Ahmet ‹nsel ise, uzun süredir yaz›lar›nda solu“hastal›kl›” ilan ederek ak›l veriyor. ‹kisinin bulufltu¤u bir di¤er nokta ise, “s›n›f›n bitti¤i”…

Page 14: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

16-28 fiUBAT 2010 DEVRiMCi DEMOKRASiTTAARR‹‹HH--OOKKUURR14

zunca bir süreden beri, dillerdedolaflan devrimci hareketin esentasfiye rüzgârlar›na karfl› nas›lkonumlanaca¤›na ve bu sald›r›la-r› nas›l bofla düflürece¤ine heranlay›fl bulundu¤u ideolojik-poli-tik mevzi üzerinden çözümler

üretmektedir. Co¤rafyam›zda ise s›cakl›¤›n› ko-ruyan klik savafllar›, devletin emperyalizmin ç›-karlar› do¤rultusunda yeniden yap›land›r›lmas›ve toplumsal muhalefetlerin hareketlenmesineneden olan direnifllerin yaflanmas› komünist vedevrimci hareketler için bir f›rsat olmakla birlik-te, tersi bir durumda tahribatlara ve çözülmele-re yol açma olas›l›¤› da bulunmaktad›r.S›n›fsal bir bilinçle hareket eden ve iktidar gibibir hedefi olan her örgüt, mutlaka ama mutlakadüflman›n hareket alan›n› gözetlemeli, niyetinisezmeli, yeltenece¤i bir sald›r›ya karfl› önlemleralmal› veyahut sistemin b›rakt›¤› boflluklar› kul-lanmal›d›r. Bu s›n›f mücadelesinin temel görev-lerinden birisidir. Bu, savafllar› kazanma strate-jisidir. Hele bir de görece (nicel) olarak zay›f du-rumda olan komünist ve devrimci örgütler içinise ciddi bir kazanma-kaybetme siyasetidir. En-gin bir mücadele geçmifline sahip olan devrimcis›n›flar gibi, karfl›-devrimci s›n›flar da ciddi birsavafl deneyimine sahiptir. Ve bu iki kesimin deelindeki etkili ve sonuç al›c› araçlardan biridir.Bu deneyimlerinden hareket eden hakim s›n›f-lar, yak›n gelecekte yaflayaca¤› s›k›nt›lar› önce-den görerek, önlemek için onlar›n varl›¤›n› teh-dit eden dinamik güçleri parçalayarak etkisizhale getirmenin hesaplar›n› yapmaktad›r.Türkiye-Kuzey Kürdistan komünist ve devrimcihareketi parçal› ve kopuk bir görünüme sahip-tir. Bu ayr›flmalar›n nedeni; rehber edinilen ide-oloji, belirlenen devrim stratejisi ve siyasi poli-tik çizgilerinden kaynaklanmaktad›r. Ve bu sa-dece co¤rafyam›z›n de¤il, uluslararas› komü-nist-devrimci hareketlerin gerçekli¤idir. Fakatülkemiz özgülünde bu ayr›flmalar, yukardaki ne-denlerden kaynakland›¤› gibi, ayr›flmaya gerek-çe olmayacak nedenlerden ötürü ayr›l›klar ya-flanm›flt›r/yaflanmaktad›r. Bu ayr›l›klarda ayr›-flanlar içinde yaflanan yeni ayr›l›klarla süreç içe-risinde çeflitlenerek aradaki mesafe iyice aç›l-m›flt›r. Süreç içerisinde yaflanan ideolojik-politikve pratik hatalardan ve yaflanan di¤er geliflme-lerden ötürü devrimci hareketler kitlelerdenkopmufl, kendi iç sorunlar› içinde bo¤ulmufl vekitleler içerisindeki güvenini önemli oranda yi-tirmifltir. Bunun sonucunda her anlay›fl kendiniispatlama siyasetini güderek birlikte ifl yapmakültürünü unutmufltur. Ayn› ideolojiye, progra-ma ve çizgiye sahip olan örgütler b›rakal›m ayn›çat› alt›nda birleflmeyi, ço¤u zaman birlikte ha-reket etme noktas›nda bile s›k›nt›lar yaflam›flt›r.Fakat bu topraklarda halk kültüründe olsun yada devrimci hareketin kültüründe olsun birliktehareket etmek önemli bir yerde durmaktad›r.Bu var olan kültür bugün tüketilmek üzeredir.Hatta tüketilmek bir yana bu kültürü hiçe sayanve son y›llarda s›kça gündeme gelen “devrimciyap›lar aras›nda yaflanan fliddet olaylar›” bukültüre ciddi darbeler vurmaktad›r. Bu yafla-nanlardan ötürü devrimci hareketler birbi-rlerine yabanc›laflarak o bahsini etti¤imiz siste-min sald›r›lar›yla hedefledi¤i düzen içi-reformistbir mecraya evirilmesine uygun bir zemin haz›r-lamaktad›r.Evet, bahsini etti¤imiz gibi her hareketin ideolo-jik-politik dokusu farkl›d›r. Bunu yads›mamakta-y›z. Hatta bilimsel-sosyalist ideolojinin geliflmesibu farkl› görüfllerin mücadelesi ile orant›l›d›r. Fa-kat bu ayr›l›klar bir araya gelip ortak zemindebuluflmamam›z için temel bir sorun olarak karfl›-m›zda durmamaktad›r. Çünkü birlikte hareketetmek, hakim s›n›flar›n en demokratik hak ta-leplerine bile pervazs›zca sald›rd›¤› bu süreci afl-man›n yegane yoludur. Birlikte hareket etmek,Kürt ulusal hareketini aç›l›m yan›lsamalar›ylatasfiye etme planlar›n›n yap›ld›¤› bir süreçte busitemin gerçek yüzünü ve niyetini mazlum Kürtulusuna anlatman›n yoludur. Ankara’n›n göbe-¤inde mücadele yürüten TEKEL iflçileriyle dev-rimci iktidar hedefli bir mücadelenin zemindebuluflma yoludur. Bu emperyalizmin, kompradorbürokrat kapitalizmin ve feodalizmin k›skac› al-t›ndaki milyonlarca emekçiyi iktidara tafl›man›nbiricik gerçekli¤idir. Bu çerçevede eme¤imiz vegelece¤imiz üzerinden rahatl›kla bir araya gele-biliriz, gelmeliyiz de. “Kurtulufl yok tek bafl›na,ya hep beraber ya hiç birimiz” fliar› kitleler içinde¤il, kitlelerin kendi iktidar›n› yaratmak için biraraç olan örgütler için de geçerlidir. Yeni demok-rasi güçleri hem politik olarak, hem de pratikolarak bu konuda berrak ve nettir. Unutulma-mal›d›r ki sadece cenaze törenlerinde bir arayagelmek devrimci dayan›flmay› bilince ç›karmakde¤ildir. As›l olan halka karfl› güven, düflmanakarfl› ise korku sallan devrimci eylem birlikleri vedevrimci dayan›flmay› yükseltmektir.

Okur

Em

e¤im

iz v

e ge

lece

¤im

iz iç

in h

er m

evzi

de b

irle

flelim

...

U

‹nsan tarih boyunca do¤adaki di¤er canl›-larla birlikte dünya üzerindeki yaflam›n›sürdürmüfltür. Bu konumu tarihi evrelereay›rd›¤›m›zda kimi zaman hükmeden, ki-mi zaman da hükmedilen konumda ol-mufltur. Tarihin belirmeye bafllad›¤› ilk za-manlarda bir grubun di¤erine hükmetti¤i,kimi zaman onun kölesi oldu¤u, kimi za-man da al›n›p sat›ld›¤›, zorla çal›flt›r›ld›¤›,ço¤unlu¤un az›nl›¤a tabii oldu¤u, onu is-tedi¤i flekilde konumland›rd›¤›, yok sayd›-¤›, tarlada saban yerine kulland›¤› bir sos-yo-ekonomik durum ortaya ç›km›flt›r.Tarih boyunca bu durum neticesinde in-sanl›k da kendisinden birçok fleyi kaybet-meye bafllam›flt›r. Y›llarca düflünmesi ya-saklanan, konuflmas›na dahi izin verilme-yen insan, ne zamanki bu durumun tersi-ne davranmaya bafllad›, ozaman tarihibir grubun elinden ç›kar›p kendisi flekil-lendirmeye bafllam›flt›r. Dolay›s›yla dü-

flünme eyleminin içine giren insan kaderi-ni nesne durumundan özne durumunaçevirterek geçmiflte yitirmifl oldu¤u birta-k›m fleyleri de geri kazanmaya bafllam›fl-t›r. Tarihte birçok kez örne¤ini gördü¤ü-müz bu at›l›mlar bugün bu kadar aktif birseyir izlememektedir. Bilim ve tekni¤inbu kadar ilerledi¤i, bas›n ve yay›n organ-lar›n›n bukadar etkili oldu¤u bir dünyadamaalesef insanl›k bu derece bilinçli birnoktada de¤ildir. Çünkü bütün bu etken-ler kapitalist emperyalist devletler tara-f›ndan halka karfl› bir silah olarak kulla-n›lmaktad›r. Bir grup sömürücü; bu araç-lar› istedi¤i gibi kullanarak dünyay› sos-yal, kültürel ve ekonomik olarak sömür-mekte, beyinleri kirletmekte, insanlar›nellerindeki olanaklar› almaktad›r. Dahaönceki tarihi dönemlerde egemen gücünsömürü araçlar› daha etkisizken ve gide-rek güçlendikçe insan sömürüsü de bir o

kadar artmaktayd›. Sömürü art›k meka-nikleflmifl, daha da sistemli bir durumagelmifltir. ‹flte bu nedenle bugün insanl›¤›n kaybet-mifl oldu¤u temel insan haklar›, yaflamhakk› ve özgürlü¤ü için tarihin tozlu say-falar› üzerindeki pisli¤i kald›r›p, ders ç›-karma ihtiyac› önümüze ç›kmaktad›r. ‹n-sanl›¤a, tarihi de¤ifltirme gücünün kendiellerinde oldu¤unu göstermeye, özne du-rumuna geçmeye, üretenin yöneten oldu-¤u bir dünya yaratma mücadelesi verme-ye ça¤r›lmal›d›r. Bunun için her alandaalternatif olanaklar yarat›p ''düflünmeyebafllamak'', boyun e¤memek ve sömürül-memek için bir araya gelip örgütlü birgüç olmak, tarihimizi yönlendirmemiz ge-rekmektedir. Kaybedilen insanl›k onurve de¤erleri böylelikle tekrar kazan›labi-lir. Tarih bunu bize defalarca göstermifl-tir. Spartaküs'ün köle ayaklanmas›, Fran-

s›z Devrimi ve ard›ndan gelen Paris dene-yimi, 1917 Ekim Devrimi, 1949 Çin Dev-rimi ve Büyük Proleter Kültür Devrimi in-san›n asla kaderine boyun e¤medi¤i za-manlar›n keskin dönemeçleridirler. Yine bugün de karamsarl›¤a, bask›ya,zulme, katliamlara ve sömürüye karfl›birçok mücadeleler verilmektedir. Pe-ru'da, Irak'ta, Filistin'de, Yunanistan'da,Fransa'da, Hindistan'da, Nepal'de ve ya-flad›¤›m›z co¤rafyada... tarih yine gebekalmakta..Ve yine tarih bize gösterecektir ki s›n›fmücadelesi sonucu geçmiflte kazan›lanfakat bugün kaybedilenler tekrar insanl›-¤›n olacakt›r. Ve insanl›k daha güzel, ya-flan›labilir bir dünya yaratma mücadele-sini geçmiflinden ald›¤› güçle devam etti-recektir. Çünkü baflka çaresi yok ve kay-bedece¤i hiçbir fleyi yoktur..

MURAT YILDIRIM

KATLED‹LEN ‹NSANLI⁄IMIZ

(...)Bunca zulüm, bunca iflkence, bunca sömürüye karfl›yaflam›n› sürdürme cesaretini gösteren halk isyan›n›gözyafl›yla dile getiriyor. Sizler gözyafl› döktü¤ünüz için utanmamal›s›n›z. Sizingözyafllar›n›z›, damarlar›n›zdaki kan›n›zla birlikte em-peryalizme peflkefl çeken, sizin gözyafllar›n›z ve kan›-n›zla örülmüfl köflklerde keyif çatan, sizin gözyafllar›-n›z ve kan›n›zla iflkembelerini dolduran, sizin gözyafl-lar›n›z ve kan›n›zla yine sizi katledenler kahrediciutanc›n gerçek sahipleridirler. E¤er bugüngözya-fl› dö-

küyorsak ve bir flairin dedi¤i gibi “fiarab›m›z› vermekiçin üzüm gibi eziliyorsak” bu a¤lamaktan ve a¤lama-m›z›n nedenini anlatmaktan utand›¤›m›zdan, korktu-¤umuzdan dolay›d›r. Ve e¤er bugün, en az›ndan gözyafllar›m›z› gizlemeyegerek duymadan sokaklara ak›t›p, kan›m›zla k›rçiçek-lerini sulamaya bafllam›flsak, bu art›k utanc› ve korku-yu yenmeye bafllad›¤›m›z›n, hakk›m›z› alman›n yalvar-makla olmayaca¤›n›n bilincine eriflmeye bafllad›¤›m›-z›n göstergesi durumundad›r. Gördük ki; babas›n›, eflini kaybeden, çocuklar›na bir

fleker alamayan, gözyafl› döken ve a¤›t yakan,kurflunlanan, iflkencehanelere çekilen, tecavü-ze u¤rayan, evlat ac›s›yla kavrulan, düflündü-¤ünden dolay› yarg›lanan, evi yak›lan, topra¤›n›

a¤an›n elinden alamayan, coplanan, s›rt›n-da kalaslar parçalanan sadece biz de¤i-liz. Bizimle ayn› kaderi paylaflan, ayn›ac›lar ve kah›rlar içerisinde yaflayanmilyonlar var.

Gördük ki; kendi dilini konuflama-man›n, kendi kimli¤ini tafl›yama-

man›n, kendi bayra¤›n› dalga-land›ramaman›n, kendi vatan›n›n is-mini söyleyememenin ezikli¤ini tafl›-yan sadece biz de¤iliz.Gördük ki; gözyafl› dökenler, gözyafl-lar›n›n nedenlerini anlat›p, kader or-taklar›yla güçlerini birlefltiremedikle-ri müddetçe ve bütün gözyafllar›m›zgüzel yar›nlar›n filizlenece¤i devrim

bahçesini sulayan kanallar-da birlefltirilemedi¤i sü-

rece, bizim gözyafllar›m›z-la beslenenlerin bize göz-

yafl› döktürmeleri en-ge l lene -

mez. Bugün

i s -

yan›n dile getiriliflinin ilk ad›mlar›ndan biri olarak sesi-mizi yükseltmeye bafllamam›z karfl›s›nda, bizim kan›-m›zla beslenenlerin nas›l da pani¤e kap›ld›klar›n› gö-rüyoruz. Onlar biliyorlar ki; halk gözyafllar›n› onlar›n iflkembe-lerinin doldurulaca¤› yöne de¤il de, kendi menfaatle-rinin gere¤i devrim bahçesine çevirirse, sudan ç›kar›l-m›fl bal›k gibi titreye titreye yok olup gideceklerdir. ‹flte bizim, ezilmiflli¤imizin ve sömürülmüfllü¤ümüzünisyan›nda kavrulan bilincimizin, kollar›m›zda saklad›-¤›m›z ve belki de fark›na bile varamad›m›z o büyük gü-cü harekete geçirip, bir avuç zorbay› bütün çektikleri-mizin intikam›n› almak ve gerçek bir kurtulufl yarat-mak için avuçlar›m›z aras›nda ufalatmay› bafllatman›ngünü gelmifltir. Daha fazla a¤lamaya mecalimiz kalmad›, göz p›narla-r›m›z mevsimlik bir yayla çeflmesi gibi kurudu. Ve ar-t›k ac›larla kavrulmufl yüre¤imiz ve de yaflad›klar›m›z-dan ö¤rendiklerimiz, hayat› yaflan›r hale getiren bizle-rin a¤lamas› gerekenler olmad›¤›m›z› gösteriyor. Geceyi gündüz, k›fl› yaz eyleyenler, mavzeri yar belle-yenler, kar› yorgan yatak, tafl› yast›¤a çevirenler veher damla kan›yla özgürlük yeflertenler diyorlar ki;And olsun ki bu gün emekçi halklara gözyafl› döktüre-rek, iflkembelerini al›n terimizle dolduranlar ve bütünbu yap›lanlara alk›fl tutanlar ya da seyirci kalanlar, is-yan›n önüne düzen s›n›rlar›n› çekenler, bizi savafl›m›z-dan al›koymaya ve halk› aldatmaya çal›flanlar, halk›nflanl› isyan›n›n kendilerini tepeleyece¤ini anlad›klar›anda ne kaçarak, ne de k›z›l ordu müfrezelerine selamdurarak kurtulamayacaklard›r.And olsun ki; bugün halka gözyafl› döktürenler, yar›ngözyafl› dökenler olmayacaklard›r. Çünkü yar›n, göz-yafl› döktürttüklerinin önünde diz çökerek kan a¤laya-caklard›r. Onlar vars›n bugünün taktiksel üstünlü¤ünü kullana-rak bizi ebediyen ezebileceklerinin hayalleriyle flömi-nelerinin bafl›nda yeni katliam fermanlar› imzalas›n-lar. ‹mzalad›klar› fermanlar katletmekle tüketilmeye-cek emekçilerin, proletarya önderli¤inde birleflmeleri-

ne ve daha yüksek bir seviyede savafl yürütmeleri-ne ve bu fermanlar› yazanlar›n idamlar›n› onayla-maya yarar. Bizler ne ölmeye ne de öldürmeye he-vesli de¤iliz, ama madem kendi yaflamlar› için bir

avuç çapulcu bizim yaflam›m›z› hiçe say›yor, öy-leyse bu davet “kabulumüzdür” diyoruz.

*Komünist önder Cüneyt Kahraman’›n ‘Aç›k-ca Muhalefet’ adl› kitab›nda yay›nlanm›fl olanmakalenin k›salt›lm›fl hali. Ölümsüzlük y›ldö-nümü vesilesiyle yay›ml›yoruz.

CÜNEYT KAHRAMAN (SAVAfi)Ailesinin Partizan taraftar› olmas›ndan dolay› karfl›laflt›klar› bask›lar nedeniyle1984'de Manisa’ya ard›ndan da ‹z-mir'e göçmüfllerdi. 25 A¤ustos 1990'da gerillaya kat›lan Cüneyt Kahraman, gösterdi¤i azim ve kararl›l›ktan dola-y› k›sa sürede ilerleme kaydederek, 1991 Ekim'in de Maoist Parti üyeli¤ine kabul edilir. 1992'de alt kongre ça-l›flmalar›nda gösterdi¤i performanstan dolay›, Kongre Delegeli¤i’ne seçilir. Genel komutanl›¤›n birinci yedeküyesi, bölge komutanl›¤›n›n as›l üyesi olarak görev yapan Cüneyt Kahraman 1992 Haziran’›nda ‹smail Bulut'unflehit düflmesiyle, genel komutanl›¤a as›l üye olarak atan›r. Genç yafl›na ra¤men (20) genel komutanl›kta gö-revli olan Kahraman, ayr›ca 1 No’lu gerilla bölgesinde, siyasi komiser olarak görev al›r.14 Haziran 1993'te 21 yafl›nda MK üyeli¤ine seçilir. Girdi¤i çat›flmalarda iki kez a¤›r yara alan Kahraman, 1994Mart'›nda, bafl›nda bulundu¤u gerilla birli¤inin çat›flmaya girmesi sonucu a¤›r yaralan›r ve tedavi için yurtd›fl›nagönderilir. 1996 y›l›n›n ocak ay›nda tekrar mücadele alan›na dönen Kahraman Maoist Parti’nin 24 Nisan1996'da sonuçlanan Kongre Haz›rl›k Konferans›’yla, Maoist Parti Genel Sekreterli'¤ine seçilir. Cüneyt Kahramanflehit düfltü¤ünde Maoist Parti’nin genel sekreteriydi.

AND OLSUN K‹ Size gözyafl› döktürenler,sizin ayaklar›n›za kapanarak kan a¤layacaklar*

Page 15: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

Ülkemizde ve dünyada son y›llarda öne ç›kanve kesin bir rakam› olmamakla birlikte say›s›milyonlar› bulan ‘sokakta çal›flan çocuklar›nsay›s›’ mevcut sistemin yaratt›¤› y›k›mlar neti-cesinde her geçen gün daha da art›yor. Çal›flançocuk say›s›na iliflkin yap›lan kimi araflt›rma-larda bu sorunun ciddi boyutlara ulaflt›¤› ifadeediliyor. Uluslararas› Çal›flma Örgütü’nün arafl-t›rmalar›na göre dünyada 5-14 yafl grubunda250 milyon çal›flan çocuk bulundu¤u, 12-17yafl grubu 283 milyon çocu¤un çal›flt›¤› içinokula devam edemedi¤i tahmin edilmektedir. Ülkemizde de sokakta çal›flan çocuklar›n tamsay›s› hakk›nda bilgi sahibi olunmas›n›sa¤layabilcek net bir çal›flma yok. Bu noktadanet rakamlarla ortaya konmasa da; ülkemizdeçocuklara iliflkin yap›lan kimi araflt›rmalardabirçok rakam ve istatistikler çocuklar›n yaflad›-¤› içler ac›s› durumu ortaya ç›karmaya yetiyor.Tahminlere göre milyonlarca çocuk yoksulluks›n›r›n›n alt›nda yafl›yor. Sokaklarda yüzbinler-ce çocuk veya zorunlu olarak sokakta çal›flangenç insan bulunmaktad›r. Her üç çocuktan bi-ri, sistemin yaratt›¤› eflitsizlikten kaynakl›, bü-yüme ça¤lar›nda beslenme bozuklu¤u yafla-makta ve ciddi sa¤l›k sorunlar› içerisinde bo-¤uflmakta. Yine onbinlerce çocuk e¤itimini ta-mamlayamamakta ve dahas› tütün, uyuflturu-cu madde ve alkol ba¤›ml›l›¤›na bulaflmakta. Ülkemizde sokakta çal›flan çocuklar sorunugittikçe büyüyen, art›k herkesin kabul etti¤i birsorun haline gelmifltir. Çocuk iflçili¤i sorunu dünya genelinde oldu¤ugibi, ülkemizde de önemli bir sorundur. Sorun;nüfus, e¤itim düzeyi, ekonomik geliflim ve sos-yal, siyasal süreçlerle do¤rudan ilgilidir. Ülkemizin mevcut sosyo-ekonomik yap›s› üze-

rinde flekillenen siyasi iktidar›n uygulad›¤› sö-mürü politikalar› ile uygulanan neo-liberal y›-k›m politikalar› insanlar› k›rsal alandan kentselalana göç etmeye zorlamaktad›r. Göçle gidilenkentlerde sosyal, ekonomik sorunlar›n üst bo-yutlarda olmas› ve bu durumun kent yaflam›-na uyum sa¤layamama ile birleflmesi çocukiflçili¤ini artt›r›yor.

Mesul kim? ‘Sokakta çal›flan çocuk’ sorunu, mevcut siste-min yaratt›¤› bir sorundur. Sokakta çal›flan-ya-flayan çocuklar›n say›lar›n›n artmas› mevcutsistemin yaratt›¤› ekonomik, sosyal ve siyasaly›k›mlardan kaynaklanmaktad›r. Ailelerin ar-tan yoksulluklar›; iflsizlik, yoksunluk, hastal›k-lar ve bu sorunlara çözümün üretilememesiçocuklar› soka¤a itmektedir. Bundan dolay› so-kakta çal›flan çocuklar›n ço¤u okula düzensizgitmekte ve öncelikleri sokaklarda ifl bulmakve yapmak olarak belirlenmifltir. E¤itimleri dekaç›n›lmaz olarak ikinci s›ray› almaktad›r. Sokakta marjinal ifllerde (simitçi, ayakkab› bo-yac›s›, mendil, çiçek vb. sat›c›s›) çal›flan/çal›flt›-r›lan çocuklarla “soka¤›n çocuklar›” aras›ndaince bir çizgi vard›r ve soka¤›n ac›mas›z koflul-lar›nda çal›flan çocuklar, h›zla “soka¤›n çocuk-lar›” olabilmektedir. Soka¤a itilmifl tüm çocuklar›n her gün "yafla-yabilmek için verdikleri savafl" onlar›n ortakpaydas› olmufl durumda. Sokakta yaflayan, ailesi olmayan veya redde-dilmifl çocuklar›n durumu daha kötü. Her günfliddet, fuhufl, suç ve uyuflturucu karfl›s›nda di-renmek, bunlara teslim olmamak için savaflvermektedir. Fakat “soka¤›n kanunlar›” denilenbu savaflta her zaman yenilmifl ve devletin ya-

ratt›¤› çürümüfllük içerisinde kendilerine birkonum edinmeye çabalam›fllard›r. Bu çocuklarya sokakta çal›flarak ya da dilencilik ve h›rs›z-l›k yaparak hayatlar›n› kazanmaya çal›fl›yor.

‘Durumumuz iyi de¤il, sokakta çal›flmak zorunday›m’Ailesinin maddi durumu iyi olmad›¤› için so-kakta mendil satmak zorunda oldu¤unu belir-ten 13 yafl›ndaki ilkokul ö¤rencisi K.E. “Duru-mumuz iyi olmad›¤›ndan sokakta çal›flmak zo-runday›m. Anne ve babam hasta ve iflsiz oldu-¤u için ve evin masraflar›n› ödeyemedi¤i içineve katk› olsun diye sokaklarda çal›flmak zo-runday›m.” diyerek yaflam›n› özetliyor. Sokak-larda çal›fl›rken en çok karfl›laflt›klar› sorununcinsel taciz oldu¤unu ifade eden K.E, sokaktabafl›ndan geçen sorunlar› ürkekçe flöyle anlat›-yor: “Sokaklarda al›n terimizle çal›flarak parakazanmaya çal›fl›rken en çok karfl›laflt›¤›m›zsorun ‘taciz’. ‘Mendil satarken insanlara “men-dil al›r m›s›n›z’ diye sordu¤umda bana karfl›l›kolarak genelde ‘sen mendili b›rak gel senle birkere otele gidelim’ diyorlar. Öyle oluyor ki ço-¤u kez zorla götürmeye çal›fl›yorlar. Kaç›yoruz.Çok korkuyoruz, ama çal›flmak zorunday›z veyapacak baflka bir ifl de yok.” Ayn› zamandaokula gitti¤ini ve ne kadar kötü koflullarda so-kaklarda çal›flt›klar›n› belirten K.E, “Ben ayn› za-manda okuyorum. ‹lkokul üçe gidiyorum. Ö¤-len saat 12:00’da gidiyorum okula ve saat17:00’da ç›k›yorum. Ö¤leye kadar evde kal›panneme ev temizli¤inde yard›mc› oluyorum.Akflam okul ç›k›fl›nda ise biraz ders çal›fl›p son-ra mendil satmak üzere sahile ve parklara gi-diyorum iki erkek kardeflimle birlikte ve gecesaat 23:00-24:00’a kadar çal›fl›yoruz.”

16-28 fiUBAT 2010DEVRiMCi DEMOKRASi GGÜÜNNCCEELL 15

Sistemin bütün yükü omuzlar›na yüklenenler, sokaktan sesleniyor:

Biz çocu¤uz!

Büyümüfl de küçülmüfl de¤il.

Hep büyük olmakzorunda olan

çocuklar.Çocukluklar› unut-turulmufl çocuklar.‘Çocuk’ kelimesinihep baflkalar›ndan

hat›rlad›klar›ndaheyecanlanan, kü-çük yaflta çal›flmak

zorunda b›rak›lan çocuklar,

akflam eve gelir-ken eli bofl gelme-mesi gereken ço-

cuklar. Kendileriiçin de¤il; anneleri,kardeflleri için, açkalmamak için…

Kürt olduklar› için ayr›mc›l›kla karfl›laflt›k-lar›n› da belirten K.E, “Biz Kürdüz diye kim-se bize yard›m etmiyor. Genellikle polis vezab›talar bizleri koval›yor. ‘Burada bir fleysatamazs›n›z’ diyorlar, bizi d›fll›yorlar. Bizsokakta çal›flmay› sevdi¤imizden dolay›yapm›yoruz. Mecbur b›rak›l›yoruz. Nedeninedir bilmiyorum ama çözümü flu olabilir:Devlet bize yard›m ederse biz de sokaktaçal›flmay›z. Annem ast›m hastas›, temelilaçlar›n› bile karfl›layam›yoruz. Yeflil kart›-m›z var, buna ra¤men bizden ücret al›yor-lar.”

‘Babam az ücret al›yor...’Sahilde simitçilik yapan A.O. 12 yafl›nda.A.O. hem e¤itimini sürdürmeye çabal›yorhem de çal›flarak aile bütçesine katk›dabulunmaya çal›fl›yor. A.O. ancak çok az pa-ra kazand›¤›n›; günlük 5-6 lira kazanabildi-¤ini bu paran›n da kendi masraflar›na yet-medi¤ini ve dolay›s›yla ailesine de bir kat-k› sunamad›¤›n› belirtiyor. En büyük so-runlar›n›n maddi s›k›nt›lar oldu¤unu vebunun yan›nda bir di¤er sorunun da zab›-ta ve Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan gelengörevlilerin bask›s› oldu¤unu belirten A.O.flunlar› dile getiriyor: “Zab›ta ve esirgeme-den gelen görevliler simitlerimizi al›yor vebizi tehdit ediyorlar ‘burada simit sata-mazs›n›z gidin baflka yerde sat›n’ diyerekkovuyorlar”. Genellikle sahil ve parklar gi-bi kalabal›k yerlerde çal›flt›klar› ve gözönünde bulunduklar› için böyle bir bask›y-la karfl› karfl›ya kald›klar›n› belirten A.O.“Sokak aralar›nda bize bir fley demiyor-yapm›yorlar, çünkü göz önünde de¤iliz.”Babas›n›n çal›flt›¤› f›r›nda ald›¤› ücretin azoldu¤u ve ev giderlerine yetmedi¤indendolay› çal›flmak zorunda oldu¤unu belir-ten A.O., en büyük sorunlar›n›n maddi ye-tersizlik oldu¤unu özellikle vurguluyor.

‘Dilenen, mendil, çekirdek satan çocuktan al›flverifl etmeyiniz’Yine ismini vermedi¤imiz W. ‹sminde 10yafl›ndaki küçük çocu¤umuzda simitçilikyaparak aile bütçesine ve okul masraflar›-na katk› sa¤lamaya çal›fl›yor. Çocuklar›m›-z›n hikayeleri ayn› oldu¤u gibi kayg›lar› dabire bir ayn›. W. de çal›fl›rken ayn› sorun-lar ve korkular içerisinde anlat›yor derdini:“Ne yapal›m, çal›fl›yoruz iflte, ama bir ifleyaram›yor, sabah›n erken saatinden akfla-m›n geç saatine kadar çal›flt›¤›m›z haldeevimize giderken ekmek d›fl›nda bir fleygötüremiyoruz. Ben de her çocuk gibi oku-mak istiyorum, ama çal›flmak zorunday›m.Ben isteyerek çal›flm›yorum sokaklarda,zorunluluktan dolay› çal›fl›yorum.” Mersin Valili¤i’ne ba¤l› ‹l Sosyal HizmetlerMüdürlü¤ü’nün sokaklara ast›rd›¤› “dile-nen, mendil, çekirdek satan çocuktan al›flverifl etmeyiniz” yaz›l› pankart› sordu¤u-muzda, “Hem çal›flmak zorunda b›rak›yor-lar hem de kimse bir fley almas›n diye yol-lara ka¤›tlar as›yorlar. Madem öyle bizleringünlük masraflar›n› karfl›las›nlar biz de so-ka¤a ç›k›p bir fleyler satmak zorunda kal-mayal›m” diyerek tepkisini dile getiriyor.Çukurova’da duvarlara bolca sivil toplumkurulufllar›n amblemleri alt›nda “çoçuklar-dan al›flverifl yapmay›n›z” yaz›l› pankartasmakla bu sorunun çözülemeyece¤i aç›k.Çocuklar›m›z›n gelece¤i için, sistemin bukonuda üretti¤i sorunlar› çözmek için siya-si olarak örgütlenmek ve daha keskin,köklü bir çözüm için bir yol haritas› belir-lemek önümüzde duran bir görev. Çocuk-lar›m›z›n sokakta yaflamas›na ve zorla so-ka¤a itilmesine sadece “vicdani bir ›zd›rab”duymak, mendil almamak veya alarakyard›m etmenin çocuklar›m›z› bu ac›lar-dan kurtarmayaca¤› aç›k.

Bundan 65 y›l önce, Nazi anakaragah›na Sovyet,Amerikan, ‹ngiliz savafl uçaklar›nca yap›lan sald›r›sonucunda, 25 bin nazinin ölmesini “Alman ulusu-na yap›lan emperyalist soyk›r›m” olarak iddia edenneo-naziler, yaklafl›k 12 y›ld›r, Dresden’de yürüyüfltertip ederek, faflizm ideolojisini canl› tutmaya ça-l›fl›yorlar. Bu y›l 13 fiubat’ta düzenlenen yürüyüflegeçit vermeyece¤ini aç›klayan, Avrupa Demokra-tik Gençlik Hareketi (ADGH)’nin de aralar›nda bu-lundu¤u 250 kurum ve ayd›n, sanatç› ve bireyinoluflturdu¤u platform 4 ay öncesinden, neo-Nazile-re karfl› direniflin örgütlenmesine bafllad›.Sürecin en bafl›ndan itibaren, anti-faflist direniflmerkezlerine Alman emperyalizmi taraf›ndan birdizi sald›r› gerçekleflti. Kurumlar›n bürolar›na sal-d›r›lar düzenleyerek, eylem materyallerine el ko-yuldu. ‹nternet siteleri iptal edildi. Ve anti-faflistdirenifl; anayasa mahkemesi taraf›ndan “terör”oda¤› oldu¤u ilan edildi. Tüm bu sald›r›lara ra¤-men, anti-faflist direnifl engellenemedi, aksine iv-me kazand›.

Kararl› direnifl karfl›s›nda polis neo-Nazi yürüyüflünü iptal etmek zorunda kald›Sabah›n erken saatlerinde, Almanya’n›n dört biryan›ndan Dresden’e gelen anti-faflist eylemciler,çeflitli kollardan, neo-Nazilerin bulunduklar› trenistasyonuna do¤ru yol ald›. Neo-Nazileri korumakiçin, adeta flehri ablukaya alan Alman polisi, gös-tericilerin da¤›n›k gruplar halinde flehre girmesin-den faydalanmak isteyerek, sald›r›ya geçti. Poli-sin bu sald›r›s› karfl›s›nda göstericiler, sald›r›ylayan›t verdi. Neo-Nazilerin bulundu¤u alan 6 kol-dan sar›larak, eyleme geçildi. Ayn› zamanda, flehirmerkezinin d›fl›nda büyük bir halka oluflturuldu.15 bine yak›n eylemcinin kararl› direnifli karfl›s›n-da çaresizli¤e kap›lan polis, neo-Nazi yüflüyüflünüiptal etmek zorunda kald›. Uzun haz›rl›klar sonu-cunda, Almanya’daki tüm anti-faflist kurum ve bi-reylerin ortak çabas› ile birlikte, ‘Neo-Nazi Dres-den Yürüyüflü’ne karfl› örgütlenen direnifl, ilk defakazan›mla sonuçland›.

Dresden’de direnifl amac›na ulaflt›Çukurova Üniversitesiyeni bir zam karar› ald›.Yaz aylar›nda ö¤rencile-rin üniversitede bulun-mad›¤› bir süreçte ö¤-renci harçlar›na yap›lanzamlar ile ö¤rencilerintepkisini fiili olarak üze-rine çekmek istemeyenYÖK’ten feyiz alan Çu-kurova ÜniversitesiRektörlü¤ü ‘yang›ndanmal’ kaç›rma uyan›kl›¤›-n› ara tatilde yemekha-ne ücretlerine yüzde 25zam yaparak gösterdi.Ayn› öze sahip ç›kanAdana Büyükflehir Bele-diyesi ise ard›ndan ö¤-renciler d›fl›nda tümyoksul emekçi kesimide etkileyen otobüs üc-retlerine yüzde 28.57zam yapt›.

Çukurova Üniversite-si’nde DemokratikGençlik Hareketi(DGH)’nin de içinde yerald›¤› Zamlara Karfl›Ö¤renci Platformu 16fiubat Sal› günü protes-to eylemi yapt›.Yemekhane önünde ya-p›lan aç›klamayla zam-lar protesto eden,ard›ndan bildirida¤›t›m› yapan ö¤ren-ciler, rektörlük ve bü-yükflehir belediyesineverilmek üzere dilekçe-ler haz›rlad›. ö¤renci-lerin yo¤un ilgisi ilekarfl›lanan Platformüyeleri, ö¤rencilerinyo¤un ilgi gösterdi¤içal›flma, zamlar geriçekilene kadar devamedecek.

13 fiubat’ta Almanya’n›n Dresden flehrinde Avrupa’n›n en büyükneo-Nazi yürüyüflü, anti-faflistler taraf›ndan engellendi

Ç.Ü.’de ö¤rencilerzamlar› protesto etti

Page 16: 16 - 28 Şubat 2010 -  Sayı170

‹flçi s›n›f› ülkemiz tarihi boyunca kendi-ne has özgünlükleri içinde bar›nd›ran,dolay›s›yla mücadele ve direnifl prati-¤inde de ezberleri bozan bir zemindegelifliyor. Bu durumun ana sebebi ken-dili¤indenci bir rotada geliflmesi. Bumücadeleler tarihi ülkemiz özgülündeçok köklü bir geçmifle sahip olmamak-la birlikte, ortaya ç›kan direnifl pratikle-ri s›n›f›n di¤er dinamiklerini hareketegeçirmek aç›s›ndan da yetersiz kalm›fl-t›r. Tarihsel olarak ortaya ç›km›fl iriliufakl› birçok mücadele ve bunlar›n or-taya ç›karm›fl oldu¤u deneyimlerin biri-kimsel olarak ilerleyifli de söz konusude¤il ya da kopuk. Bu, deyim yerindey-se ezilen s›n›flar›n üzerinde ölü topra¤›oldu¤u saptamas›n› yapt›rabilir. Fakatsald›r› boyutland›kça birleflik bir müca-delenin nüveleri de ortaya ç›k›yor. Tamda bu noktada TEKEL iflçilerinin ellerin-den al›nm›fl özlük haklar› ve 4-C uygu-lamas›na karfl› bafllatt›klar› kararl› mü-cadele önemli bir noktada duruyor.

TEKEL, bir milat olacakt›r

TEKEL direnifli, bize özellefltirme politi-kalar›n›n farkl› bir evreye ulaflt›¤›n› gös-terdi. fiöyle ki, yak›n geçmifl y›llardaTürk Telekom özellefltirmelerinde veSEKA fabrikas›n›n kapat›lma sürecindede hükümet, bugün kapat›lan TEKELfabrikalar›n›n ard›ndan k›smen ifllevsiz-lefltirilen Yaprak Tütün ‹flletmeleri’neuygulamak istedi¤i sendikas›z ve özlükhaklar› olmadan mevsimlik iflçi statü-süne geçirme girifliminde bulunmufltu.Fakat o günlerin flartlar› ile özellefltirmepolitikalar›n›n bugün girmifl oldu¤u ev-re geçen k›sa süreye ra¤men farkl›. Buanlamda içinde bulundu¤umuz süreçve bunun TEKEL iflçileri özgülünde erifl-mifl oldu¤u nokta daha sald›rgan veegemenler aç›s›ndan daha kararl› birflekilde uygulanmaya çal›fl›lmaktad›r.Konunun direkt muhatab› olmas› vesi-lesiyle Türk-‹fl ve di¤er sendika ve kon-federasyonlar›n süreci iyi okumas› ge-rekmektedir, çünkü TEKEL bir milat ola-cakt›r. Ya birleflerek, küresel mali krizinemperyalistler cephesinde yaratt›¤› y›-k›nt›n›n, ülkemiz uflak hakim s›n›flar›vas›tas›yla emekçilere kesilen faturala-r›na güçlü bir hay›r denilecek; ya da ye-nilgi kabul edilecek ve belirlenen yenisald›r›lar›n yolu aç›lacak.Gerçeklefltirilen yeni sald›r› furyas›n›nverdi¤i mesaj çok aç›k; sendikas›zlaflt›r-ma, güvencesiz çal›flma flartlar›, özlükhaklar› da olmak üzere parça parça el-de edilmifl haklar›n birer birer yontula-rak geleceksizlefltirilmesi. TEKEL iflçileri-nin yeni süreç do¤rultusunda belirlen-mifl bir hedef oldu¤unu düflünmek yet-mez. S›rada enerji sektörü çal›flanlar›,fleker fabrikalar›, karayollar› çal›flanlar›vs. mevcut. Bu minvalde düflünülürsesald›r›n›n daha bugünden oldukça bo-yutlu oldu¤u ç›karsamas›nda bulunabi-liriz. Öyleyse flimdi birleflerek mücade-leyi büyütme ve yeni sald›r›lar› püs-kürtmenin tam zaman›.TEKEL iflçisinin ‘Ölmek var, dönmekyok’, ‘Direne direne kazanaca¤›z’ slo-ganlar›yla simgeleflen direnifli bugün

dimdik ayaktad›r, hem de gerçek kur-tuluflun ‘Birlefle birlefle kazanaca¤›z’laolaca¤›n›n ça¤r›s›n› yaparak sürüyor. Buça¤r›ya cevap olmas› gereken ve hükü-metle beklenen masa bafl› bir çözü-mün sonu niteli¤indeki ‘4 fiubat Daya-n›flma Grevi’nin c›l›z geçmesi hayal k›-r›kl›¤› yaratmamal›d›r. 12 Eylül AFC’sisonras› sendikal mücadelenin içine sü-rüklendi¤i durum, s›n›fsal çeliflkilerin veçal›flma yaflam›n›n sorunlar› noktas›ndaat›llaflt›r›lan bütün emek cephesinin,bir anda güçlü devrimci ideolojisini bi-lince ç›kararak harekete geçmesinibeklemek do¤ru de¤ildir.4 fiubat Dayan›flma Grevi’ne Hak-‹fl veMemur-Sen’in kat›lmayarak içine gir-mifl olduklar› ideolojik tutum, bu kon-federasyonlar›n taban› hakk›nda ayn›belirlemeyi yapt›rmaz, lakin emek cep-hesine yap›lan tüm sald›r›lar bir bütünolarak onun bütün dinamiklerini kap-sayan, nihayetinde birleflik bir mücade-leyi ortaya ç›karacakt›r. Mesele bunubilince ç›karm›fl bir iflçi, emekçi s›n›f›noluflmas›ndad›r.

Erdo¤an’›n aç›klamalar› büyük bir korkunun ürünüdür

TEKEL iflçisinin direnifl prati¤inden ç›kan‘Birlefle birlefle kazanaca¤›z’ fliar› ege-menleri tedirgin etmektedir. Baflba-kan’›n dilinden düflürmedi¤i ‘iflsiz kal›r-s›n›z’, ‘orada bir görüntü kirlili¤i var’,‘müdahale ederiz’ gibi aç›klamalar›, di-renifle olan kamuoyu deste¤ini k›rma-ya dönük türlü iftira ve yalanlar› büyükbir korkunun ürünüdür. Bu cephede yandafl medya ile sunmufloldu¤u her yalan›n kitlelere fütursuzcaulaflt›r›lmas› direniflteki TEKEL iflçisininmotivasyonunu bozmamakla birlikte,toplumun çeflitli kesimlerinden, hergün direnifl çad›rlar›na gerçeklefltirilenziyaretlerle ve fikir al›flverifliyle bu ya-lanlar bertaraf edilmektedir. Baflba-kan’›n ‘özellefltirmeleri biz bafllatmad›kki’ ve ‘4-C tart›flmas› burada bitmifltir,bir ad›m dahi atamay›z’ fleklindeki ifa-deleri biraz da sendikal mücadeleniniçinde bulundu¤u nesnel durum ve

baflta Türk-‹fl’in tak›nd›¤› prati¤in sonu-cudur. TEKEL iflçilerinin 4 fiubat greviyle a盤aç›km›fl hantall›k ve dura¤anl›¤› ortadankald›rmaya dönük her akflam gerçek-lefltirdi¤i meflaleli yürüyüfller, gün içeri-sinde bakanl›klara yürüyerek yap›lanaç›klamalar olumlu geliflmelerdir. Devrimcilerin kurdu¤u ‘Direniflteki ‹flçive Emekçilerle Dayan›flma Platfor-mu’nun baflta yoksul semtler olmaküzere Ankara’n›n her alan›na dayan›fl-may› büyütmek için da¤›tt›¤› bildirilerve bütün çal›flmalar önemlidir. TEKEL ifl-çilerinin büyük ço¤unlu¤unun direniflboyunca memleketlerinde veya evle-rinde oturarak süreci takip etmesi birolumsuzluk olarak duruyor. Bu anlam-da baflta Tek G›da-‹fl sendikas› bedelödeyen iflçilerin sesine kulak vermelibütün iflçileri sürecin bir yerinden tutarpozisyona getirmelidir. TEKEL direnifli ile geliflen di¤er önemlibir durum da bafllan›lan açl›k grevininsonland›r›lmas›. Fakat 3 günlük açl›kgrevinin ard›ndan 22 iflçinin gönüllü vesüresiz olarak bafllatt›¤› yeni açl›k greviyeni iflçilerin de kat›lmas›yla kararl›l›klasürüyor. ‹flçilerin morali ise d›flar›dakidireniflin özünden bir fley kaybetme-mesi vesilesiyle yüksek. Son konfederasyonlar toplant›s›ndaal›nm›fl olan c›l›z kararlar ne yaz›k kisüreci geçifltirme yönündedir. TEKEL ifl-çilerinin inatç› ve kararl› tutumu karfl›-s›nda afallam›fl konfederasyonlar›n, ya-p›lan sald›r›n›n çok boyutlu oldu¤u an-lama ve bu direnifli kendi cephelerin-den de tabana yayarak ciddi, büyük birharekete dönüfltürme yönündeki e¤ili-mi zay›ft›r. Hükümetin süreci izleyereknabz› yoklama sürecinde tak›nd›¤› ses-siz tav›r; feryat, figan ve türlü fütursuzsald›r›lara dönüflmüfltür. Dolay›s›ylagerçeklefltirilecek sald›r›n›n niteli¤i debuna ba¤l› olarak sert ve kapsay›c› ola-cakt›r. Bu anlamda bugünden bafllaya-rak, direniflin yan›nda saf tutan her ke-sim, TEKEL emekçisinin hakl› mücadele-sinde birleflme ça¤r›s›nda bulunmal› vegeçen her günü kazan›ma dönüfltür-mek için ad›m atmal›d›r.

KARDELEN BASIM-YAYIM REKLAM GÖSTER‹ ORGAN‹ZASYON L‹M‹TED fi‹RKET‹ Sahibi ve Yaz› ‹flleri Müdürü: Ferda Bafl Yay›n Türü: Yayg›n Süreli

‹‹ZZMM‹‹RR:: fiehit Fethi Bey Cadde No: 13 Eski Eshot ‹flhan› Kat:4 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63 � KKAARRTTAALL:: ‹stasyon Cad.P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63 � MMEERRSS‹‹NN: Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8

Kat:3 � AAMMEEDD:: ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:4 No:10 Da¤kap›/Amed � AATT‹‹NNAA:: Spiro trikoupi 21 10683 ek-sarxia GREECE/Yunanistan e-mail: [email protected]

YYDD TTEEMMSS‹‹LLCC‹‹LL‹‹⁄⁄‹‹:: Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND e-mail: [email protected]

TTeekknniikk HHaazz››rrll››kk:: Kardelen Yay›mc›l›k Adres:

Mahmut fievket Pafla Mah. Sivas Sok. No:2 Kat:3

Okmeydan›/‹STANBUL Tel-Fax: (0212) 238 37 96

BBaasskk››:: SM. Matbaac›l›k

Adres: Çobançeflme Mah. Sanayi Cad. Altay Sokak NO:10 A

Blok Yenibosna Bahçelievler-‹ST. Tel ( 0212) 654 94 18

BBÜÜRROO

LLAARR

“Fukara her zaman darda, bir fukara varm› orda!...” iflte ozan›n m›sralar›nda böy-le diyordu gerçe¤in dili. Ama kompradorbeyler devletin kasas›n› soymakla-h›rs›z-l›kla iftira ediyorlar bize. “Merhamet” et-tiklerinden piflman olduklar›n› söylüyor-lar s›rt›m›zdaki keneler… Yan gelip yatt›-¤›m›z›, bofl yere para ald›¤›m›z› söylüyor-lar utanmadan. Karalay›p sald›r›yorlar bi-ze… Lakin direnifl her sald›r›y› gö¤üsleye-cek kabiliyettedir. Unutulmamal›d›r ki,yenilgiyi hissetmelerindendir azg›ncasald›r›lar›n›n bir sebebi.Kuru ekmekten gayri yedi¤imiz var m›?Bir iflçi var m› yönetimde? Devlet onlar›nelinde, ordu-polis, mahkemeler onlar›niktidarlar›n› korumakta, yasalar› yapan-lar onlar… Fabrikalar kime çal›flmakta, ›r-gatlar çal›flt›ran kim? Söz hakk› var m› ifl-çinin, direniflten baflka… Körpe bedeniso¤ukta titreyen bizim çocuklar de¤ilmi? Patronun iflinde ömür tüketen, “iflkazas›” denen cinayetlerde patronunkar› u¤runa ölen biz de¤il miyiz? Dahane isterler bizden? “Nafakam›z” merha-metlerine kalmam›fl m› sömürücülerin?Yöneten ve zulmedip sömüren onlarde¤il mi? Neden eme¤imizin karfl›l›¤›n› istemekfazla görülüyor bize? Emek gücümüzleüretti¤imiz halde, neden hakk›m›z olan›almak için ac› çekmek zorunday›z? Hak-k›m›z› almak için direnmemizin zorunlu-lu¤u niye? Çünkü biz yoksullukla darda,onlar ise zorbal›kla zenginliklerimizehükmetmekte. Yani onlar bize ait olaniktidarda, biz ise bu iktidar alt›nda köle-likteyiz. Yönetilen biz, yöneten onlar.Oysa biz olmadan sürdürülemez yaflam.Binalar› yapan biz, sahibi onlar. Tarlalar›süren biz, sahibi onlar. Üreten biz, sahipç›kan onlar. Pifliren biz, yiyen onlar. Çal›-flan biz, e¤lenen onlar. Kömürü ç›karanbiz, yakarak ›s›nan onlar. Tütünü ekenbiz, Marllboro’yu içen onlar. Aç kalan biz,tok gezen onlar. Çal›fl›rken ölen biz, çal›fl-madan yaflayan onlar. A¤layan-ac› çe-ken biz, gülen onlar. Biz fukara, onlarzengin. Sömüren onlar, sömürülen biz.Ezen onlar, ezilen biz. Bize ait olan herfleye el koyan-sahip ç›kan onlar. Bizimbebelerimiz, bizim çocuklar›m›z aç; onla-r›n ki de¤il… Neden? Daha nereye kadar? Onlar çocuklar›na dev flirketler ve salta-nat b›rak›rken, biz çocuklar›m›za sefaletmi b›rakaca¤›z? Ac›, açl›k ve gözyafl›,bizden sonra çocuklar›m›z›n da m› ka-deridir?“Siz bizlere kölelik yapmak için yarat›l-m›fls›n›z” diyorlar. “Siz cefas›n›, biz sefas›-n› sürece¤iz yaflam›n” diyor onlar. “Sizçal›flan, biz çal›flt›ran olaca¤›z” diyorlarbize. “Biz üstün yarat›lm›fl›z, sizler isehizmetçiler olarak yarat›lm›fls›n›z” diyor-lar utanmazca. “fiükredin, verdi¤imizleyetinin” diyorlar. “Al›n yaz›n›zd›r bu, ka-derinizi de¤ifltiremezsiniz” diyorlar. Yar›aç-yar› tok yaflam› reva görüyorlar bize.“Biz olmasak, bir hiçsiniz” diyorlar bize.“Kurallar›-yasalar› biz yapar›z, size düflenuymakt›r” diyorlar… Kabul edebilir miyiztüm bunlar›? Hakl› olan biz, haks›z olan onlar. Nedenyarg›lanan, sürgün edilen, iflkencedengeçirilen, hapsolan ve ölen biz? ‹flsiz, açve muhtaç b›rak›lan biz. Darda olan biz,bolluk içinde olan onlar. Neden ve dahanereye kadar? fiimdi iflçilerin homurtusu söylüyor, s›n›f-lara bölünmüfllü¤ün kaç›n›lmaz türküsü-nü. “Ölmek var, dönmek yok” diye notdüflüyor tarihe; TEKEL iflçilerinin kavgac›a¤z›ndan direniflin dili. “Proletarya ile bur-juvazinin” eflitsiz kavgas›nda, çetinliklerearalan›yor kap›. Sonunda geri gelecektir otarihi hayalet. Proletarya partisi önderli-¤inde iflçi-köylü temel ittifak› üzerindedevrimci halklar›m›z›n birli¤inden do¤a-cak; Halk Savafl›’n›n flavk›yla bezekleriçinde gelecek o büyük zafer.fiimdi gücünüzün arkas›na s›¤›narak sah-tekarca sahip ç›k›yor direniflinize o birile-ri… Onlar ki, iktidarlar›nda az sömürme-mifl sizi. Onlar ki, özellefltirmeler koymuflprogram›na, o komprador s›n›f partileri-dir. ‹hanete ve kendinizi inkara çekmekistiyorlar sizi. Kanmak olmaz kanl› a¤›zla-ra. Dost olmaz iflçilere, devrimci s›n›flar-dan baflka… Gücünüzü arkas›na alarakiktidara gelmek, sizleri sömürmek-ez-mek istiyorlar. Tescilli faflistlere kanmak,direnifli yenilgiye götürmektir. Tehditlerise, “ölmek var dönmek yok” diyenleresökmez. Bir de o patron yardakç›lar›, osizden gözükerek direniflinizi satanlar ol-masa…

Yenilmek mi? Direniflin kapatt›¤› kap›d›ro. Direniflin oldu¤u yerde yaflayamaz ye-nilgi. Al›nsa, yaflansa da yenilgi, geçicidir;yaflayamaz direniflin s›cak diyar›nda. Ye-ter ki sarmas›n karamsarl›¤›n kara bulut-lar›, kavgac› yürekleri; yeter ki ihaneteu¤ramas›n direnifl; yeter ki korku düfl-mesin içine direniflçinin, kavgac›n›n… Ka-ç›n›lmazd›r zaferi direniflin… Yeter ki k›-r›lmadan sürdürülsün direnifl! Yenilmekmi? Do¤as›d›r kavgan›n. Yenilerek yeni-lecekti düflman… Yenilmeyenler yenme-sini bilemezlerdi… Nihaisi de¤il, geçicisikaç›n›lmazd›r yenilgilerin… Kavga kadarkabulümüzdür… Direnifl kadar tan›¤›m›z,zafer kadar yak›n›m›zd›r kavgada do¤angeçici yenilgi… Zafer kaderimizdir bizim…Biz iflçiler, biz emekçileriz. Yaflam› üre-ten, zenginlikler do¤uran bizleriz çünkü.Tüketen onlar. Onlar ki, s›rt›m›zdaki asa-laklar; kan emen onlar… Yenilecek olanonlard›r. Zorunluluklar dünyas›ndan ç›k-maktay›z yola… Kervan›m›z diyar tan›-maz. Bir de talihsiz yenilgi yaflanmasa…Direnmeden teslim olmakt›r gerçek ye-nilgi. Teslimiyetin befli¤inde büyüyendirkötü yenilgi, direnerek al›nan de¤il… Di-renerek al›nan yenilgi, zaferin haz›rlaya-n› olabilir ancak. Çünkü son sözünü dahasöylememifl, eninde sonunda söyleye-cektir direnifl. Direnifl varken yenilgidensöz etmek körlüktür. Onurludur direnifl,direniflçi yenilgi onurlu… Yaflansa da ta-lihsiz yenilgi, yücelendir direnifl silsilesi.Ve sizlerden geriye kalan az de¤il, onurlubir mücadele, kahraman bir direnifltir. ‹s-terse, emek gücünüz gibi sat›lsa da dire-nifliniz; aç›kt›r anl›n›z. Geçici muharebedealsan›z da yenilgi, yaratt›¤›n›z depremlezafer sizindir. Ç›¤ gibi büyüyen direniflle-re ›fl›k olan direnifliniz, zafer tac›n› çoktankoymufltur bafl›n›za!Zafer mi? Bize aittir en ihtiflaml›s›, en bü-yü¤ü ve sonuncusu… Çünkü biz iflçiler,emekçileriz. Biz halk›z. Onlar kompradorbürokrat, büyü¤ünden toprak a¤as› vepatron ve burjuvazi; bizler iflçi, köylü veproleterleriz. Bizler devrimci, onlar karfl›-devrimcilerdir. Onlar vars›l, biz yoksulla-r›z. ‹ki dünyadan›z; köklü bir s›n›f kavgas›içindeyiz. Son zaferi biz kazanaca¤›z, çün-kü biz s›n›fs›zl›ktan yanay›z. ‹nsan›n insanüzerindeki bask›s›na, her türlüsünden sö-mürüye karfl›y›z. ‹nsanl›¤›n büyük yazg›-s›n› biz tayin edece¤iz. Çünkü özgürlüklerdünyas›na do¤rudur yürüyüflümüz, bizyenilmeyiz. Zafer ilan› için, bir direniflteiktidar› söküp atman›z beklenemez-ge-rekmez de. Türkiye-Kuzey Kürdistanhalklar› yan›n›zda! Bir direniflte bundandaha büyük ve daha gerçek zafer ola-maz. Bu zafer, TEKEL iflçilerinin direnifliylesizlere aittir. Fabrikada yapt›¤›m›z mermileri s›k›yorlarüzerimize. Orada üretti¤imiz coplarla vu-ruyorlar bize. Y›rt›k elbiselerle gömüldü-¤ümüz ya¤lar içinde monte etti¤imizaraçlarla yürümekteler üstümüze. Al›nterimizle ak›tt›¤›m›z sular›, nas›rl› elleri-mizle yapt›¤›m›z hortumlarla s›k›yorlarbedenimize. Ekip-biçti¤imiz, yok pahas›-na devretti¤imiz, gasp ettikleri ekme¤i-mizi yiyerek aç b›rakt›rmaktad›rlar bizi.Kan›m›z, can›m›z pahas›na s›rt›m›zda ta-fl›d›¤›m›z, üretkenli¤imizle-eme¤imizle-yaratt›¤›m›z de¤erlerle ayakta tutup varetti¤imiz o mekanizmay› elinde tutarakezip sömürmektedirler bizi. Gücümüzlegüç katt›¤›m›z, çocu¤umuzla askeri-polisioldu¤umuz ve biz olmasak bir hiç olan odevlet çark›d›r; bizi zulüm, sömürü ve fa-flist bask›lara bo¤an… Bu uflak iktidarlar-d›r zenginliklerimizi emperyalist tekellerepeflkefl çeken, eme¤imizle yaratt›¤›m›zde¤erleri kapitalist ve komprador patron-lar›n kasalar›na para olarak ak›tanlar,ceplerini dolduranlar… Biz olmasak yafla-yabilir mi onlar? Biz güç vermesek ayak-ta kal›r m› köhnemifl iktidarlar›? Vakti geçmifltir; yazg›m›z› elimize almal›,çekmeliyiz her türden deste¤imizi; iflte ovakit çökecektir o devasa bask› mekaniz-mas›. Y›k›lacakt›r; halk düflman› zulüm-sömürü düzeni. Bilinçli, örgütlü eylemi-mizle kurulacakt›r proletarya önderli¤in-de halk›n iktidar›… Söze gerek yok; direnen sizlersiniz, kaza-nan da sizler olacaks›n›z! Onurlu ve özgüryar›nlar b›rakaca¤›z çocuklar›m›za. Dire-niflin dili devrimdir. Devrim sizlerin eseri…Direniflinizi selaml›yor, direniflçi yürekleri-nizi kucakl›yoruz. fiahs›n›zda dünya iflçi-leri ve ezilen halklar›n› sayg›yla selaml›-yoruz. Yoksul dünyaya bin selam…

DURSUN BAfiTU⁄EME⁄‹N KÜRSÜSÜ

TEKEL iflçilerine mektup

TEKEL iflçilerinin kararl›l›¤›ve kazanma azmi sürüyor

TEKEL direnifli hakim s›n›flar›n gözünü korkuturken, emekten ve s›n›ftan yana olanlar›n ise coflkusunu ve umudunu artt›r›yor

Avrupa Demokratik HaklarKonfederasyonu (ADHK),TEKEL iflçilerinin direniflinedestek vermek için Avru-pa'n›n çeflitli ülkelerindeki14 ilde 1 günlük açl›k greviyapt›. Almanya'n›n Köln, Duisburg,Hamburg, Frankfurt, Stutt-gart, Ulm, Sc. Gmünd; Avus-turya'n›n Viyana, Innsburck,Ternitz; Fransa'n›n Paris, Mo-ulhouse, Lille- Valance ve ‹s-viçre'nin Zurih kentlerindeaçl›k grevi düzenleyen ADHKüyeleri, TEKEL mücadelesiniAvrupa’ya tafl›d›.ADHK, açl›k grevi ile ilgiliyapt›¤› yaz›l› aç›klamadaTEKEL direniflinin sadece An-kara’daki emekçileri ilgilen-dirmedi¤ini, bu sorunun ge-nel bir sorun oldu¤unu belir-terek, “TEKEL iflçilerinin dire-nifli yaln›zca Türkiye’deemekten, haktan, adalettenyana olanlar› bir araya geti-rip, yaln›zca bulundu¤u co¤-rafyay› etkilememekte, ayn›zamanda küresel ekonomikkrizin k›skaca ald›¤› Avrupaemekçileri için de bir umut-tur, eylem k›lavuzudur” de-di. TEKEL iflçilerine destek ol-mak amac›yla bütün emek-çilere dayan›flma ça¤r›s›ndabulunan ADHK, TEKEL iflçile-rinin taleplerinin devlet tara-f›ndan yerine getirilmedi¤itakdirde, açl›k grevi eylem-lerini Avrupa çap›nda devamettireceklerini ve yayg›nlafl-t›racaklar›n› ifade etti.ADHK ayr›ca 18,19 ve 20 fiu-bat 2010 tarihleri aras›ndaAlmanya’n›n Köln kentindeçeflitli kitle örgütlerinin dedestek verece¤i üç günlükaçl›k grevi yap›laca¤›n› du-yurdu.

ADHK’denTEKELdireniflinedestek

devrimci Demokrasi� � �