1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

33
1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

Transcript of 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

Page 1: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VETÜM ALANLARDAYIZ

Page 2: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ
Page 3: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 4

Operatör vet eknİsyenler İçİn kurslar

> İ ş M a k i n a l a r ı k u l l a n ı c ı k u r s u Tarih: 07.05.2011 - 05.06.2011 // 04.06.2011- 09.07.2011 Ücret : 290.00TL

>s a n ay i t i p i k a z a n l a r ı n İ ş l e t i l m e s i n d e ya r d ı m c ı p e r s o n e l k u r s u Tarih: 30.05.2011 - 03.06.2011 Ücret : 400.00TL

> D o ğ a l g a z İ ş l e t m e c i l i ğ i k u r s u Başvurulara göre tarih belirlenecektir.

> l p G ta ş ı m a p e r s o n e l i k u r s u Tarih: 28 - 29.04.2011 Ücret : 135.00 TL

> l p g D o l u m ve B o ş a l t ı m p e r s o n e l i k u r s u Tarih: 26 - 27.04.2011 Ücret : 135.00 TL

>t ü p l ü l p g D a ğ ı t ı m p e r s o n e l i k u r s u Başvurulara göre tarih belirlenecektir. Ücret : 75.00 TL

>te k n i k r e s i m e ğ i t i m i Başvurulara göre tarih belirlenecektir. Ücret : 300.00 TL

Bilgi ve Başvuru: (0 232) 444 86 66 / 133 - 139 - 132 Hatice Yağcı - Niyazi Oğuz - Volkan Kazanç

eGe kalMeM eğİtİM prO G ra Mı

>S ı c a k l ı k K a l i b r a s y o n u Tarih : 25-26.05.2011 Ücret: 200.00 TL (160.00 TL üye)>Te r a z i K a l i b r a s y o n u Tarih : 30-31.05.2011 Ücret: 200.00 TL (160.00 TL üye)

Bilgi ve Başvuru: (0 232) 348 40 50 Berkay Eriş - Mustafa Çullu

BİlGİsayar Deste k l İ tasa rıM v e ÜretİM eğİtİM prO G ra Ml a rı

>a u t o c a d 2 0 1 0 k u r s u Salı - Perş (18.30– 21.40) C.tesi-Pazar (09.30-13.30) Ücret: 300.00 TL (200.00 TL üye)

> ı n ve n t o r 2 0 1 0 k u r s u C.tesi-Pazar (14.00-18.00) Ücret: 400.00 TL ( 300.00TL üye )

>s o l ı d w o r k s 2 0 1 1 k u r s u P.tesi-Çarş.-Cuma (18.30-21.40) C.tesi-Pazar (09.30-13.30) Ücret: 400.00 TL ( 300.00 TL üye )

> p r o e n g i n e e r k u r s u Ücret: 400.00 TL (300.00 TL üye )

>t h i n k D e s i n g k u r s u C.tesi-Pazar (13.30-17.30) Ücret: 400.00 TL (300.00TL üye )

> M a c h i n i n g s t r a t e t e g i s t C.tesi-Pazar (13.30-17.30) Ücret: 250.00 TL (200.00 TL üye)

> r h i n o 3 D k u r s u Salı - Perş (18.30– 21.40) Ücret: 400.00 TL (300.00TL üye)

> M a s t e r C a m (M i l l) k u r s u Cumartesi – Pazar (13.30-17.30) Ücret: 600.00TL (500.00TL üye)

Bilgisayar kurslarında başvurulara göre tarih belirlenecektir.Bilgi ve Başvuru: (0 232) 444 86 66 / 133 - 139 - 132 Hatice Yağcı - Niyazi Oğuz - Volkan Kazanç

eğİtİM

asansör kOntrO l Me rk e z İ (a k M)

> e l e k t r i k l i / H i d r o l i k a s a n s ö r s o n M u aye n e e ğ i t i m i Başvurulara göre tarih belirlenecektir. Ücret : 300.00 TL (3 Gün)>a s a n s ö r l e r d e r i s k D e ğ e r l e n d i r m e s i Başvurulara göre tarih belirlenecektir. Ücret : 100.00 TL

Bilgi ve Başvuru: 0 232 444 86 66 / 119-126-187 Halim Akışın - Zafer Güneş - Ferda Yamanlar

s e M İ n e r l e r>Yalın Üretim Temel Bilgilendirme Semineri Tarih: 19-20.Nisan.2011 Ücret: 200.00 TL (160.00 TL üye)

>ISO / EC 17025 Labratuvar Akreditasyonu Semineri Tarih: 20-21.Nisan.2011 Ücret: 200.00 TL (160.00 TL üye)

>Ölçüm Sistemleri Analizi Semineri Tarih: 28-29.Nisan.2011 Ücret: 200.00 TL (160.00 TL üye)

>Bütünleşik Yönetim Sistemleri İç Denetçi Semineri (ISO 9001&14001 ve OHSAS 18001) Tarih: 29-30.03.2011 Ücret: 260.00 TL (208.00 TL üye)

>Altı Sigma Temel Bilgilendirme Semineri Tarih: 7-8.Mayıs.2011 Ücret: 200.00 TL (160.00 TL üye)

>8D Sorun Çözme Yöntemi Temel Bilgilendirme Semineri Tarih: 14.Mayıs.2011 Ücret: 120.00 TL (96.00 TL üye)

O d a m ı z ü ye l e r i y l e 3 k i ş i l i k ve ü z e r i g r u p l a r a % 2 0 i n d i r i m y a p ı l ı r.Bilgi ve Başvuru: (0232) 444 86 66 /147 - Deniz Dinç Yılmaz

Page 4: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 5

İçİnDekİler

Makina Mühendisleri Odasıİzmir Şubesi Adına SahibiMehmet özsakarya

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüMelih yalçınBülten Yayın Komisyonundan Sorumlu Yönetim Kurulu ÜyesiGüniz Gacaner

Yayına Hazırlayanasuman MemenTasarım ve Teknik Hazırlıknurcan DurmazYayın Tarihi 10 Nisan 2011Baskı adedi 8200

Bülten Yayın Kuruluali Doğan Coşgunalper tortoçBerkay erişDeniz Dinç yılmazDeniz FenerDevrim Cem erturanemin uysalFatih efe çiçekFerda yamanlarMustafa akışınOrçun korönder sözenselin Şengünsibel atarsungu köksalözkanBaskıaltındağ Matbaası tel: (0232) 457 58 33 adres: 2839 sk. no:28 1.san. sit. Mersinli - İzMİr

BÜltennİsan 2011yıl: 25sayı: 259

Gönderilen yazıların yayınlanıp yayınlanmamasına, TMMOB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu karar verir. Yayımlanan yazılardaki sorumluluk yazarlarına ilan ve reklamlardaki sorumluluk ilanı veren kişi veya kuruluşa aittir. Bülten’e gönderilen çeviri yazıların kaynağı mutlaka belirtilir. Gönderilen yazılar, yazarlarına geri verilmez.

Yönetim YeriMMO tepekule kongre - sergi ve İş Merkezi anadolu Cad. no: 40 k: M2 Bayraklı - İzMİr tel: (0232) 462 33 33 Faks: (0232) 486 20 60 Web: www.izmir.mmo.org.tryerel süreli yayın MMO İzmir Şube yayın organı MMO üyelerine ücretsiz gönderilir.

• Eğitimler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4• Duyurular . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 6• Bülten’den . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7• İnsan Kaynakları Merkezi Programları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8• Eğitim Merkezinden Haberler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9• İzmir Akademik Meslek Odaları Platformu Çalışmalarına Başladı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 10• Şube Delegasyon Kurulu Toplantısı Yapıldı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 10• Bayraklı Halk Eğitim Merkezi İle Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Arasında Mesleki Eğitime Yönelik İşbirliği Protokolü İmzalandı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 11

• TMMOB İzmir Yerel Kadın Kurultayı Hazırlık Çalıştayı Gerçekleştirildi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 12• Aydın İKK Kadın Grubunun 8 Mart Etkinliğine Konuk Olduk . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 12• TMMOB’li Kadınlar Tepekule'de 8 Mart Etkinliğinde Buluştu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 13• Endüstri Mühendisliği Yazılımları ve Uygulamaları Kongresi Hazırlıkları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 14• Endüstri Mühendisliği Danışma Kurulu Toplandı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 14• Öğretmenlere Enerji Verimliliği Eğitimi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 15• Şube Yönetim Kurulunda görev değişimi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 15• Arap Dünyasında Devrimler Çağı; Tunus, Mısır (2) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 16• Ezber Dışı Söyleşilerde Şükrü Argın “Solun Halleri; Solun Seçimi” . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 18• Mühendislik Günleri`11 Gerçekleştirildi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 20• Öğrenci Üyelerimiz Ankara`da Buluştu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 20• “Susmayacağız” Eylemi İzmir ’de de Yapıldı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 22• 1 MAYIS`ta Taksim’de ve Tüm Alanlardayız . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23• TMMOB Ücretli Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları ve İşsizlik İzmir Yerel Kurultayı Gerçekleşti . . . 25• Libya Tezkeresine Hayır . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 26• Dünya Nükleer Paniğinde, AKP Nükleer Peşinde . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 27• Yapı Denetimini Piyasalaştıran Yasanın Değişikliğine de Hayır! . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 28• Şubemiz İzmir Rüzgâr Sempozyumu Ve Sergisi Düzenliyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 28• Manisa İl Temsilciliğinden Haberler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 30• Pozitif Ayrımcılık Görüntüsü Altında Muhafazakarlaştırma Oyunları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 31• I. Uluslararası İzmir Sanat Bienali: 4–11 Mayıs 2011 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 32• Müzik Kurdu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 33

Page 5: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 6

DuyurularMAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASIİZMİR ŞUBESİ TİYATRO GRUBU

MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASIİZMİR ŞUBESİ

TÜRK MÜZİĞİ KOROSU

2011 • 12. Sezon Oyunu • 14. yıl

“BAY PUNTİLA VEUŞAĞI MATTİ’’

(İlk gösterim)

30 Nisan 2011 // 20:30Yazan: Bertolt Brecht Çeviren: Yılmaz Onay

Yöneten: Günay Toprak

Yer: MMO Tepekule Kongre ve Sergi MerkeziAnadolu Cd. No: 40 Bayraklı – İzmir

(Katılım ücretsiz ve tüm tiyatro severlere açıktır.) Oyun hakkında : Brecht‘ten “Marksist bir komedi’’ Bay Puntila ve Uşağı Matti. Oyun, sınıf ayrılığına değinir ve efendiler ile uşakların, sahip olunanlar ile olunmayanların, sömürenler ile sömürülenlerin karşı karşıya kaldığı bir sınıfsal ayrılığının varlığını kanıtlar.

NOSTALJİKONSERİ

(Türk Müziğinde 60’lı ve 70’li Yıllar)

5 Mayıs 2011, Perşembe Saat: 20.30

Yer: MMO Tepekule Kongre ve

Sergi Merkezi Anadolu Cad. No: 40 Bayraklı – İzmir

Bilgi: 0232 462 33 33 / 120 (Konser davetiyeleri Şubemizden edinilebilir.)

Page 6: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 7

Geçen sayımızda Arap ülkelerindeki ayaklanmaların sonuncusu Libya’dan ilk haberleri vermiştik. Geçtiğimiz bir ay içerisinde Libya’daki ayaklanma Kaddafinin ordusu ve muhalif güçler arasında silahlı çatışmalara dönüştü. Bunun üzerine Nato’nun müdahale edeceği söylentileri dolaşmaya başlamışken “erken kalkan yol alır mantığıyla” birden bire Fransa uçakları Libya’yı vurmaya başladı. Ardından apar topar yapılan hararetli toplantılar sonucunda müdahalenin komutası Nato’ya devredildi. ABD ve Avrupa ülkelerinin Libya’daki yaşananlara olan bu aşırı duyarlılığı kimsenin gözünden kaçmadı. Hemen herkesin aklına Amerika’nın Saddam’ın zulmünden bunalan Irak halkına demokrasi götürme projesini getirdi. Nedense petrol kaynaklarının zengin olduğu ülkelerdeki demokrasi sorunlarına emperyalist ülkelerin duyarlılığı bir hayli fazla oluyor. Libya halkının uğradığı zulümden çok Libya’daki yönetimin devrilmesiyle oluşacak yönetim boşluğunda petrol kaynaklarının yönetim sorunuyla ilgilenen uluslararası hukuk kurallarına aykırı bu müdahale meşru değildir. NATO derhal Libya’dan çekilmelidir. Uluslararası arenada bunlar yaşanırken ülkemizde Ergenekon’un son dalgasında tutuklanan Ahmet Şık ve Nedim Şener ’in ardından kopan tufan henüz durulmuş görünmüyor. Son olarak imamın ordusu adı verilen kitap taslağının internet üzerinden dağıtılmaya başlanmasıyla, bulundurulması yasaklanmış olan bir doküman yüz binlerce bilgisayara indirildi, meydanlarda okundu. Hemen ardından da Ergenekon savcısı terfi ettirilerek davadan çekildi.

Libyadaki Ayaklanma Emperyalistlerin İştahını Kabarttı İkna Olmadık

TESKON 10. kez İzmir’de

Hükümetin de karizmasına önemli bir darbe vuran bu gelişme sonrası ise YGS’de şifre iddiaları gündeme oturdu. Basına verilen soru kitapçığının matematik bölümündeki şifre bir dershane tarafından çözülünce kıyamet koptu. Ardından ÖSYM’den yapılan açıklamalar ve basında yer alan tartışmalarla milletin kafası iyice karıştırılmaya çalışılsa da; bu sınava hile karıştırılmadığına dair yapılan tüm açıklamalar sınava giren bir milyondan fazla öğrenciyi ve ailelerini ikna etmeye yetmedi. YGS’de yaşanan bu skandalla zaten güvenilirlik karnesi her alanda zayıf olan siyasi iktidara olan güven yerlerde sürünür hale geldi. Biz de açıklamalardan ikna olmadığımızı buradan belirtmek istiyoruz. Yüz binlerce gencimizin geleceğini belirleyecek şaibeli YGS sınavı derhal iptal edilmeli, sorumlular istifa etmelidir.

İlkini 1993 yılı Nisan ayında Termal Otel tesislerinde gerçekleştirdiğimiz Tesisat Mühendisliği Kongresi ve Sergisi, bu yıl 13-16 Nisan tarihlerinde 10. kez odamızın Tepekule Kongre ve Sergi Merkezinde gerçekleştiriliyor. TESKON programını Mart ayı bültenimizde ayrıntılarıyla yayınlamıştık. Nisan bültenimizin dağıtımda olduğu tarihlere denk gelen Kongremiz hakkında ayrıntıları bilgileri ise Mayıs bültenimizde bulabileceksiniz. Biz kongremizi bugünlere getirenlere ve 10. kongrenin düzenlenmesinde emek veren herkese bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Şube Yönetim Kurulu

Page 7: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 8

İkM salı BİlGİlenDİrMe tOplantıları

toplantılarımızda kontenjan sınırlı olup,başvuruda öncelik esastır.Bilgi ve Başvuru: (0232) 462 33 33 / 147-133

→ CNC ALIMINDA(YATIRIMINDA) DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR VE TEZGAHLARIN VERİMLİ KULLANILMASI Konuşmacı: Bahattin ErkanTarih: 17 Mayıs 2011, Salı / 19:00 - 21:00(Şube İmalat Yöntemleri Komisyonu Etkinliğidir.)

→ AR-GE VE İNOVASYON PROJELERİNDE ULUSAL VE ULUSLARARASI DESTEKLER Konuşmacı: Dr. Serdal Temel / EBİLTEMTarih: 19 Nisan 2011, Salı / 19:00 - 21:00Toplantıda Ar-ge ve inovasyon için verilen destekler tanıtılacak, Ulusal Destekler (TEYDEP, TTGV, KOSGEB, SANTEZ, Teknoloji Merkezi), Uluslararası Destekler (7. ÇP, CIP, EUREK A, EUROSTAR), Patent Bilgi ve Dokümantasyon Merkezi, EBIC-Ege (Ege Bilgi ve Yenilik Merkezi), AB Projeleri Koordinasyon Ofisi, BATI-BİNOM / Batı Anadolu Bilişim-Elektronik Bölgesel İnovasyon Merkezi, İnoviz hakkında bilgi verilecektir. (Şube AB Mevzuatı Komisyonu Komisyonu Etkinliğidir.)

→ YALIN ÜRETİMUYGULAMALARINDA KOÇLUKKonuşmacı: Mak. Müh. Şüktan TIĞ; St CC Coaching and CTarih: 3 Mayıs 2011, Salı / 19:00 - 21:00Yalın Üretim Felsefesi, diğer sıkça adlandırıldığı şekliyle Yalın ya da Yalın Üretim, üretilen ürünü veya hizmeti katma değer yaratmayan süreçlerden arındırarak (Kayıp - İsraf - Muda) yığın veya stoklu üretim yerine akan ürün şeklinde ideal üretme biçimidir. Yalın üretim uygulamalarının işletme içinde başarıya ulaşabilmesi, öncelikle bu felsefenin çalışanlar açısından örgüt kültürü olarak özümsenebilmesi ile olanaklıdır. Çalışanların geçmiş alışkanlıklarını, yalın felsefesine uygun davranış değişikliğine dönüştürebilmeleri için zihinsel bariyerlerini yıkmaları gereklidir. Bu anlamda yalın üretim yolunda değişim, koçluk hizmetleri ile desteklenmelidir. (Şube Endüstri-İşletme Mühendisliği Meslek Dalı Komisyonu Etkinliğidir.)

İkM ÜC re t sİz e ğİtİM etkİnlİklerİ

Genel MetrOlOJİ ve kalİBrasyOnkonuşmacı: Mak. Müh. M. Berkay ERİŞtarih: 04 – 05 Mayıs 2011 // 09.30 - 12.30 Bu eğitimde ulusal-uluslarası metroloji sistemi, kalibrasyon, ölçüm belirsizliği, raporlama, labratuvar akreditasyonu, uygulama örnekleri, (boyut, basınç, kütle sıcaklık kalibrasyonu ) konuları ele alınacaktır.

BİlGİlenDİrMe tOplantısı

torba yasa’nın (6111 sayılı Bazı alacakların yeniden yapılandırılması İle sosyal sigortalar ve Genel sağlık sigortası kanunu ve Diğer Bazı kanun ve kanun Hükmünde kararnamelerde Değişiklik yapılmasına Dair kanunu) çalışma yaşamı ve sosyal Güvenlik alanında Getirdiği Değişiklikler

konuşmacılar: SGK İl Müdürlüğü Eğitim BirimiT.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı İzmir Grup Başkanlığı Uzmanları

tarih: 27 Nisan 2011 // 19.00 - 21.00 yer: MMO Tepekule Kongre Merkezi Akdeniz Salonu(İzmir Akademik Odalar Birliği Platformu Etkinliğidir.)

çalıŞMa yaŞaMına GİrİŞkonuşmacı: Yıldırım Kumoğullarıtarih: 21 – 22 Nisan 2011 // 09.30 - 16.30

İkM eğitimlerine; İnsan kaynakları Merkezimize kayıtlı iş arayan üyelerimiz katılabilirler.kontenjan sınırlı olup, başvuruda öncelik esastır. Bilgi ve Başvuru: Deniz Dinç Yılmaz // 0232 462 33 33 / 147

Çalışmayan üyelerimiz için gerçekleştirdiğimiz eğitim etkinliklerimizi sürdürmekteyiz.

13 - 16 Nisan 2011katılımınızı bekliyoruz.

Fuarı

Page 8: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 9

FİrMalarDa DÜzenlenen eğİtİMler

İkM salı tOplantıları

İkM ÜCretsİz eğİtİMlerİ

FTB Lisi Aerospace firmasında; iki ayrı grup için düzenlediğimiz Geometrik Ölçülendirme ve Toleranslandırma eğitimlerine katılanlar ve firma eğitim müdürü, eğitim sonrası düzenlenen değerlendirme formuna göre eğitimin çok başarılı odluğunu ifade ettiler.

Temel İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri; 25 Mart 2011 tarihinde IMAS Klima Soğutma A.Ş.’de ve 26 Mart 2011’de BORUSAN A.Ş. İzmir Bölge Müdürlüğünde firma çalışanları için Temel İş Sağlığı ve Güvenliği eğitimleri düzenlenmiştir.

Gates Powertrain’de; operatörlere yönelik uygulamalı performans değerlendirme ve geliştirme çalışmaları kapsamında 35 kullanıcının

Şube Uzmanlık Komisyonlarının katkıları ile düzenlediğimiz Salı toplantıları kapsamında bu ay, izleyenlerin aktif katılımları ile uygulamaların ağırlıklı olduğu söyleşiler gerçekleştirdik.1 Mart 2011 tarihinde Ege Seramik A.Ş.denDr. Altan Koltan’ın konuşmacı olduğu İş Sağlığı ve Güvenliğinde Ergonomi başlığı altında işyerinde gerçekleştirilen ergonomi uygulamaları konusunda bilgilendirme yaptı. 9 Mart tarihinde İzmir Psikodrama Derneği Başkanı İnci Doğaner ve dernek üyelerinin katılımları ile “İşyeri Sorunlarında Psikodramatik - Sosyodramatik Çözümler” konulu toplantıda psikodrama tanıtılarak, katılımcıların da rol aldıkları sosyo

-drama çalışması gerçekleştirildi. 15 Mart tarihinde İnelli Plastik A.Ş.den Alican İnellioğlu ve Sezgin Bingül plastikler ve mühendislik uygulamaları konularında üyelerimizi bilgilendirdiler. Sunumlarını, hazırladıkları plastik eğitim numuneleri ile zenginleştirdiler. Kişisel Verimlilik ve Önceliklendirme konusunda Aysun Tek ’in 22 Mart’ta gerçekleştirdiği söyleşi ilgi gördü. Salı toplantılarında gönüllü destek veren konuşmacılara, uzmanlık komisyonlarına ve katılımcılara teşekkür ediyoruz.

Çalışmayan üyelerimize için düzenlediğimiz ücretsiz eğitimler kapsamında Mart ayında üyelerimiz A. Lütfü Mumkaya ve Seher Selçuk ’un eğitmen olarak görev aldığı

performans değerlendirmesi yapılmıştır. Şubemiz, bu değerlendirmede tespit edilen eksiklikler konusunda bir eğitim programı hazırlamıştır.

FTB Lisi Aerospace firmasında eğitim sırasında.

İşyeri Sorunlarında Psikodramatik - Sosyodramatik Çözümler eğitiminden görüntü.

Kişisel Verimlilik ve Önceliklendirme eğitiminden görüntü.

Temel Pnömatik ve ISO 9001:2008 Temel Bilgilendirme ve Dokümantasyon eğitimlerini gerçekleştirdik. Seminere 32 üyemiz katıldı.

Page 9: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 10

ŞuBe DeleGasyOn kurulu tOplantısı yapılDı

İzMİr akaDeMİk Meslek ODaları platFOrMu çalıŞMalarına BaŞlaDıİzmir Akademik Meslek Odaları, ortak bir platformda yeniden çalışmalara başlayacaklarını 7 Nisan 2011 tarihinde yaptıkları basın açıklaması ile kamuoyuna bildirdi.

MMO İzmir Şubesi Delegasyon Kurulu toplantısı 16 Mart 2011 tarihinde 60 delegenin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda Şube Yönetim Kurulu adına söz alan Şube Sekreteri Melih Yalçın, TMMOB, Oda ve Şube çalışmaları hakkında bilgilendirmede bulundu. Ayrıca, önümüzdeki aylarda gerçekleştirilecek olan kongre, kurultay ve sempozyumlar hakkında bilgi verdi. Yalçın İzmir Akademik Meslek Odaları Platformu’nun kurulduğunu belirtti.

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreterliğinin Çağrısı üzerine İzmir’de örgütlü Akademik Meslek Odalar Türkiye ve İzmir gündemine ilişkin, uzmanlık alanlarına giren konularda, halkımızı bilgilendirmek, kamuoyu oluşturmak, merkezi ve yerel yöneticilere görüş ve önerilerini iletmek üzere, ortak hareket etme kararı almışladır. Platformu oluşturan Meslek Odalarımız bu güne kadar kendi uzmanlık alanlarındaki münferit çalışmalarının yanı sıra çeşitli konularda bir araya gelmiş, toplum yararına kamuoyu oluşturulması esasıyla güç ve eylem birlikteliği yapmışlardır. Yapılan ilk toplantıda platformun her ay düzenli olarak toplanmasına, dönem sözcülüğünün ise TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Ferdan Çiftçi tarafından yürütülmesine karar verilmiştir.

Toplantıda söz alan delegeler, dünya ve ülkemizdeki gelişmeler hakkında görüş ve değerlendirmelerini paylaşırken; Odamızın önümüzdeki 10-15 yıllık sürecinin planlanmasına yönelik çalışmaların başlatılması önerisinde bulundu. Son olarak, 1 Mayıs 2011 Pazar günü gerçekleştirilecek miting ve yürüyüşe Şubemiz üyelerinin kitlesel katılımı yönünde çalışmaların yoğunlaştırılması konusundaki ortak görüş delegasyon kurulu üyelerine iletildi.

İZMİR AKADEMİK MESLEK ODALARI PLATFORMUNU oluşturan Odalar; İzmir Barosu, İzmir Diş Hekimleri Odası,T.E.B. 3. Bölge İzmir Eczacı Odası, İzmir Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası,İzmir Tabipler Odası, İzmir Bölgesi Veteriner Hekimler Odası,Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi,Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi,Gemi Mühendisleri Odası İzmir Şubesi,Gemi Makineleri İşletme Müh. Odası İzmir Şubesi, Gıda Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi,Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, İç Mimarlar Odası İzmir Şubesi,İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi,Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi,Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi,Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi,Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi,Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi,Maden Mühendisleri Odası İzmir Şubesi,Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi,Meteoroloji Mühendisleri Odası İzmir Temsilciliği, Metalurji Mühendisleri Odası İzmir Temsilciliği, Mimarlar Odası İzmir Şubesi,Orman Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi,Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi,Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi,Tekstil Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi.

Page 10: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

Bayraklı Halk eğİtİM Merkezİ İle ŞuBeMİz arasınDa Meslekİ eğİtİMe yönelİk eğİtİM İŞBİrlİğİ prOtOkOlÜ İMzalanDıBayraklı Halk Eğitim Merkezi ile Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi arasında mesleki, teknik, sosyal ve kültürel kurslar ile toplantı, seminer, konferans vb. faaliyetlere ilişkin işbirliği protokolü 16 Mart 2011 tarihinde MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezinde imzalandı.

Protokol imza törenine Bayraklı İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Şahan Çoker, Bayraklı Halk Eğitim Merkezi Müdürü Mustafa Çelikkaya, Bayraklı İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Engin Aydemir, Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özsakarya, MMO İzmir Şube Yönetim Kurulu Sekreteri Melih Yalçın ve MMO İzmir Şube Müdürü Turgay Şirvan katıldılar. Bayraklı İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Şahan Çoker, “Eğitimin amacı mutlu insanlar, iyi vatandaşlar yetiştirmek olduğu kadar, iş ve aş da vermek zorunda. Ülkemizde işsizlikten çok “mesleksizlik” sorunu var. Mesleki eğitimden gelmiş bir yönetici olarak, mesleki- teknik eğitimin önemine inanıyorum. Avrupa’da öğrencilerin % 70’i mesleki eğitim alıyor. Bizde ise gençlerin % 72’si düz liseye gidiyor. Bu protokolün ilk adım olacağına inanıyoruz. Bu işbirliğinin samimi, sahici bir adım olarak örnek olmasını diliyorum. İzmir’de sanayicilerin de bu çalışmaları içeriden desteklemesi gerekiyor. Mesleki eğitimi daha yüksek sesle talep etmeliler. Bayraklı’ya kapsamlı bir mesleki eğitim merkezi yapacağız. Merkezde sektöre ait bürolar açarak ilgili sektör temsilcilerinin bu büroları kullanmalarını sağlayacağız.” dedi.

Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özsakarya ise Şube olarak iki yılda 24 bin teknik ve ara teknik elemana eğitim verdiklerini belirterek şunları söyledi; “Halk eğitim merkezlerine yüklenen yeni misyonla, ilk kez bir meslek odasıyla bu düzeyde işbirliği gerçekleştirilmesini memnuniyetle karşıladık. Odamızın uzun yıllara dayalı mesleki – teknik eğitim altyapısının ve uzman kadrolarının birikimi sanayimize ve topluma kazandırmak için son derece istekli ve azimliyiz. Bayraklı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden ve Halk Eğitim Merkezinden gördüğümüz olumlu yaklaşımın Türkiye’ye örnek olmasını ve bu işbirliklerinin ülke ölçeğinde yaygınlaşmasını umut ediyoruz. Protokolün gerçekleşmesinde gösterdikleri gayret ve destek için Bayraklı Milli Eğitim Müdürlüğüne ve Halk Eğitim Merkezine teşekkür ediyoruz.”

Grup etk İn l İkMekanik tesisat Trijenerasyon Uygulamaları (EBSO) (İZMİR)asansör EN 81 - 1 A2 Standardının Açıklanmasıasansör Yürüyen Merdiven/Bant Tasarım Kriterleri

MİeM / pBk MÜHenDİs yetkİ BelGelerİnİn GözetİMİ kapsaMınDa puanlanDırMaya esas Olarak GerçekleŞtİrİlMesİ planlanan eğİtİMler

tarİH20.04.2011 - 18:3022.04.2011 - 18:3026.05.2011 - 18:00

sınav tarİHİ

29.04.201124.04.201113.05.201106.05.201115.05.2011

eğİtİM Bina enerji yöneticisi kursuasansör avan proje Hazırlama Mühendis yetkilendirme kursusanayi enerji yöneticisi kursusoğutma tesisatı Mühendis yetkilendirme kursuHavalandırma tesisatı Mühendis yet. kursu

MİeM eğİtİM prOGraMları (OCak -ŞuBat 2011)tarİH

18 – 29.04.201122 - 23.04.201102 – 13.05.201104 – 05.05.201113 – 14.05.2011

Bilgi ve Başvuru: 0 232 462 33 33 / 133 - 139 - 132 / Hatice Yağcı - Niyazi Oğuz - Volkan Kazanç

Page 11: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 12

tMMOB İzMİr yerel kaDın kurultayı Hazırlık çalıŞtayı GerçekleŞtİrİlDİ

ayDın İkk kaDın GruBunun 8 Mart etkİnlİğİne kOnuk OlDuk Sekreteryasını MMO Aydın İl Temsilciliğinin yürüttüğü TMMOB Aydın İl Koordinasyon Kurulu Kadın Çalışma Grubu 8 Mart nedeniyle bir panel düzenledi. Panele TMMOB İzmir İKK Kadın Çalışma Grubundan dönem sözcüleri üyemiz Mak. Müh. Selda Ünver, Gıda Müh. Bengi Avun Hasırcı ve Aydınlı Avukat Neşe Menderes konuşmacı olarak katıldılar. Panele izleyici olarak da CHP Belediye Meclisi Üyesi Saadet Kavasgil, Eski Eserleri Koruma Derneği Başkanı Havva Çetintürk ve TMMOB’ye bağlı Odaların kadın üyeleri katıldılar. Yoğun ilgi gören panelde “Çalışan Kadının Yasal Hakları” ve İzmir’de TMMOB İKK Kadın Çalışma Grubunun çalışmaları hakkında bilgi verildi. Avukat Neşe Menderes, ailede, siyasette, ekonomide ve sosyal yaşamda kadına ve erkeğe biçilen roller konusunu ele aldığı konuşmasında, dünyadaki malvarlığının yalnızca % 1’inin kadına ait olduğunu, ülkemizde bugüne kadar hiç kadın müsteşar olmadığını, erkeklerin işgücüne katılım oranı % 70’lerde iken, kadınların % 27’de kaldığını söyledi.

Panelin ikinci bölümünde Selda Ünver ve Bengi Avun Hasırcı “TMMOB’da Kadın Örgütlenmesi” konusunda sunum yaptılar. Kadınların her meslek gurubunda örgütlü olmalarının ve güç birliği yapmalarının önemine değinilen konuşmada İKK Kadın Çalışma Gruplarının bilgi ve deneyimlerini paylaşmalarının gerekli olduğu vurgulandı. İzmir’de üç yıldır çalışmalarını sürdüren TMMOB İKK Kadın Çalışma grubunun kentte diğer kadın gruplarıyla olumlu ve geliştirici işbirliğini esas aldığı ifade edildi.

TMMOB çatısı altında 2. kez düzenlenecek Kadın Kurultayına hazırlık amacıyla düzenlenen yerel kurultaylardan biri de İzmir’de 30 Nisan 2011 tarihinde yapılacak. Yerel Kurultaya hazırlık amacıyla TMMOB İzmir İKK Kadın Çalışma Grubu tarafından düzenlenen Çalıştay 3 Nisan 2011, Pazar günü Tepekule Kongre ve Sergi merkezinde gerçekleştirildi. “Kadına yönelik şiddet”, “Kapitalizm ve Kadınlar - Kadın Emeği”, “TMMOB’de Kadın Örgütlülüğü” ve “Toplumsal Cinsiyet Rolleri / Kadın ve Demokrasi” başlıklarında 4 grupta yapılan Çalıştaya mühendis, mimar ve şehir plancısı 72 kadın üye katıldı. Kadına yönelik şiddet konusunda Ayşegül Akıncı Yüksel, Gülnur Cingi, Av. Ayşen Erdoğan ve İnci Özer; Kapitalizm ve Kadınlar - Kadın Emeği konusunda Bahar Keleş, Deniz İlhan , Belkıs Üner, Av. Birgül Değirmenci, Özge Yolcu, Işıl Öncü Aydınol ve Ferda Yamanlar: TMMOB’de Kadın Örgütlülüğü konusunda Bengi Avun

Hasırcı, Selda Ünver, Şenay Çağıran, Esen İmren, Ayşenur Döken (KADER İzmir Şb. Bşk.) ve Güzin Özdağoğlu; Toplumsal Cinsiyet Rolleri / Kadın ve Demokrasi konusunda Vezan Karabulut, Emel Kayın, Prof. Dr. Melek Göregenli, Av. Burcu Albayrak ve Asuman Memen görev aldılar. Çalıştaydan çıkan sonuç bildirgesi ve karar taslakları 30 Nisan’da yapılacak TMMOB İzmir Yerel Kadın Kurultayına sunulacak. Tüm kadın üyelerimizi kurultaya katılmaya davet ediyoruz.

Page 12: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 13

tMMOB’lİ kaDınlar 8 Mart etkİnlİğİnDe tepekule'De BuluŞtuTMMOB İzmir İKK Kadın Çalışma Grubunun 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle düzenlediği etkinliğe 200’e yakın mühendis, mimar ve şehir plancısı kadın katıldı.

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Kadın Çalışma Grubu tarafından 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle belgesel film gösterimi ve kokteyl etkinliğine 200’e yakın TMMOB üyesi kadın katıldı. Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde 9 Mart akşamı gerçekleştirilen etkinlikte TMMOB İKK Kadın Çalışma Grubunun 2009- 2010 yılları çalışma raporu sunuldu. Tanzimat’tan bugüne Anadolu’da kadın hareketini konu alan “Kadınlar Vardır” adlı belgesel filmin gösteriminden sonra TMMOB Kadın Çalışma Grubu adına dönem sözcü yardımcısı Mak. Müh. Selda Ünver bir konuşma yaptı. Ünver özetle şunları söyledi: “Son 8 yıldır sürekli katlanarak büyüyen kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz olayları, çocuk gelinler, çocuk istismarları ülkemizin acil gündemi haline gelmiştir. Toplumsal cinsiyet eşitliği sıralamasında 134 ülke arasında sondan 126. sırada bulunan ülkemizi Fas, Benin ve Suudi Arabistan izlemektedir. Bu sorun, gerçek bir zihniyet devrimi ve toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadan, yalnızca adli önlemlerle çözülemeyecektir. Oysa siyasi iktidar, hala yaşanan korkunç gerçeği kabul etmemekte, vakaların abartıldığını söyleyecek kadar aymaz olabilmektedir. Kadınlara ve kadın gerçeğine duyarlı herkese bu noktada düşen sorumluluk, kararlı bir mücadele çizgisinde ısrarla yürümektir. Dünyada kadının mücadelesi çok eskiye dayanmaktadır. Tarihi erkekler, “erkek bakış açısıyla yazdıkları için” biz kadınların tarihine ve kadın mücadelesine çok yabancıyız. Örneğin, bize 1789 Fransız İhtilalinin büyük bir devrim olduğu,

cumhuriyetin ilk adımının bu devrimle atıldığı öğretilmiştir. Ama bu bilgiler içinde Olimpia De Gauges adına rastlayamayız. Tarihin ilk feministlerinden olan Olimpia De Gauges, insan hakları beyannamesinin yalnızca erkek haklarını düzenlediğini söyleyerek, beyannameye kadın haklarının da konulmasını ister. 1793 yılında bir kadın hakları bildirgesi yayınlar. Bu bildirgede, İnsan Hakları olarak görünen “Erkek Hakları”nın on yedi maddesinin kadınlara uyarlanmasını öneren Gauges, kadın erkek eşitliğini, kadın ve erkek tüm yurttaşların yasaların oluşumuna katılması gerektiğini belirtir. Köle ticaretinin kaldırılmasını, işsizler için kamusal işlikler kurulmasını ve kadınlar için ulusal bir tiyatro isteyen Olimpia De Gauges bu görüşlerini,

“Eğer kadının idam sehpasına mahkûm olma hakkı varsa, tribünden izleme hakkına da sahip olması gerekir.” diye savunmuş fakat bu düşüncelerinden dolayı giyotinle idam edilmiştir. Şu anda çok basit gördüğümüz bir hak bile, bu hakkı savunmak için canını feda eden kadınlar olduğu içindir. 8 Mart’ları, mücadelemizin yükseltildiği günler olarak yaşamaya devam ediyoruz. Şimdi artık kadınlar, tarihin de eşit yazılacağı, kadınların ve tüm insanların özgür ve eşit bireyler olarak yaşayacağı adil bir dünyayı hayal ediyorlar. Bu hayali gerçekleştireceğimiz günler için çoğalarak çalışmak dileğiyle, hepinizi sevgi ve dostlukla selamlıyorum.” Etkinlik Tepekule özel günler salonunda MMO Müzik grubu Son Dakika’nın beğenilen dinletisi eşliğinde düzenlenen kokteyl ile sona erdi.

Page 13: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 14

enDÜstrİ MÜHenDİslİğİ DanıŞMa kurulu

enDÜstrİ MÜHenDİslİğİ yazılıMları ve uyGulaMaları kOnGresİHazırlıklarıŞubemiz yürütücülüğünde düzenlenecek olan Endüstri Mühendisliği Yazılımları ve Uygulamaları Kongre ve Sergisinin hazırlık çalışmaları kapsamında İstanbul’da, 24 Şubat 2011’de sektör temsilcileri ile toplantı gerçekleştirildi.

Odamız adına Şubemiz yürütücülüğünde düzenlenecek Endüstri Mühendisliği Yazılımları ve Uygulamaları Kongre ve Sergisi 30 Eylül-2 Ekim 2011 tarihlerinde İzmir’de Tepekule Kongre ve Sergi Merkezinde gerçekleştirilecek. Endüstri Mühendisliği Yazılımları ve Uygulamaları Kongre ve Sergisi için sektörde öncü olan 20 firma yöneticisi ile Kongre Yürütme Kurulu Üyelerinin katılımıyla bir toplantı düzenlendi. YASAD (Yazılım Sanayicileri Derneği)- BİYESAM (Bilişim ve Yazılım Eser Sahipleri Meslek Birliği) temsilcileri, Boğaziçi Üniversitesi ve İTÜ Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanları ile Microsoft, Koç Sistem, IAS, IBM Türkiye, Obase, Bizitek, Logo, IFS, Mikro, Intel, Netsis, IDC, Icron, Model firmalarının yöneticileri ve temsilcileri toplantıya katıldılar. Yürütme Kurulu Başkanı İpek Betiner’in

Şubemiz 25. Dönem Endüstri Mühendisliği Danışma Kurulu Toplantısı 12 Mart 2011tarihinde MMO Tepekule Kongre ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. “Endüstri Mühendisleri Buluşuyor” çağrısıyla gerçekleşen toplantıya 28 endüstri mühendisi ve 41 öğrenci üye katıldı. Şubemizin Endüstri Mühendisliği Komisyonundan sorumlu YK üyesi Yrd. Doç. Dr. Güzin Özdağoğlu’nun çalışmaları

yöneticiliğinde başlayan toplantı, MMO İzmir Şube Müdürü Turgay Şirvan’ın sunumu ve kongre tanıtım filminin gösterimi ile devam etti. Toplantıda, firma yöneticilerinin Endüstri Mühendisliği Yazılımları ve Uygulamaları Kongresi’nden beklentileri ve çalışmalara ilişkin önerileri alındı. Kongrenin adında ifade edilen uygulama kısmının diğer etkinliklerde çoğunlukla atlandığını ifade eden katılımcılar bu noktada başarısız olan uygulamalara da kongrede yer verilmesinin önemine değindiler. Katılımcılar, kongreye ilişkin bildiri, tanıtım, deneyim paylaşımı veya diğer kongre platformlarına katkı sağlamak istediklerini ifade ettiler. Ayrıca kongre paralelinde düzenlenecek sergiyle sektör kuruluşları ürün ve hizmetlerini, profesyonellere ve mühendislere tanıtma olanağı bulacaklar.

Page 14: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 15

öğretMenlere enerJİ verİMlİlİğİ eğİtİMİ

ŞuBe yönetİM kurulunDa Görev DeğİŞİMİ

Şubemizin İzmir Valiliği ile yaptığı işbirliği çerçevesinde İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı Merkezindeki 600 İlköğretim Okulu ve Liselerde görevli öğretmenlere “enerji verimliliği” eğitimi verildi. Okullarda en az birer öğretmenin bilgilendirilerek, bulunduğu okulda enerji verimliliği bilincini yaygınlaştırması ve tasarruf çalışmalarına katkıda bulunmasının hedef lendiği çalışmada; yaklaşık 600 öğretmene eğitim verildi.  Yarım gün olarak düzenlenen eğitimler 9-23 Mart 2011 tarihleri arasında Tepekule’de gerçekleştirildi. Şubemiz Enerji Verimliliği Komisyonu tarafından düzenlenen ve eğitim notları hazırlanan çalışmada, aynı zamanda Komisyon üyelerimiz; Süleyman Eldem, M. Ferdi Ön, İbrahim Sezgin, Orhan Ekren, Ali Bülent Yağcı, Ali Dönmez, Tolga

aktardığı sunumuyla başlayan etkinlik programı, katılımcıların mesleki konulara ve gelecek dönem komisyon çalışmalarına ilişkin görüş ve önerilerini iletmesiyle devam etti. Dr. Serdal Temel (EBİLTEM–Ege Üniversitesi Bilim-Teknoloji Uygulama Araştırma Merkezi Uzmanı) tarafından AR-GE ve İnovasyon için Finansal Destekler bilgilendirme sunumu programının ikinci kısmında yer aldı. EİM MDK Komisyon Başkanı Filiz Güler’in Latin Amerika gezisi söyleyişiyle devam eden program kokteylle son buldu. Toplantıda dile getirilen görüş ve öneriler şöyle; Meslektaşlarımız tarafından yeni mezun veya okuyan endüstri mühendisi öğrencilerine yönelik mesleki, sosyal, toplumsal içerikli

bilgilendirme sunumlarının yapılması; İzmir ve yerelindeki endüstri mühendisi öğrencilerinin staj yeri bulabilme konusunda Odamızın kurumsal boyutta müdahil olması; Endüstri mühendislerinin lisans döneminden itibaren hizmet sektöründe de istihdam olanakları yaratacak şekilde çalışmalar yapılması; Eğitim, söyleşi, bilgilendirme toplantıları gibi etkinliklerin zenginleştirilerek devam etmesi. Toplantıya katılamayan endüstri mühendisi üyelerimizi,  http://www.surveymonkey.com/s/HYHTC3W web adresindeki kısa anketi doldurarak yeni dönem EİM MDK çalışmalarına katılmaya davet ediyoruz.

Erbil, Erhan Güllüoğlu, Saim Paker ve Berkay Eriş eğitmen olarak da görev aldılar. Eğitimlerin sonunda katılımcıların birçoğu çok yararlı bilgiler edindiklerini ifade ederek, bu gönüllü çalışma için Odamıza ve Komisyon üyelerimize teşekkürlerini ilettiler.

Şube Başkan Vekili 28436 sicil numaralı üyemiz, Kazım Umdular Milletvekili aday adaylığı başvurusu nedeniyle 10 Mart 2011 tarihinde verdiği dilekçe ile görevinden ve yönetim kurulu üyeliğinden istifa etti. İstifanın Şube Yönetim Kurulunca kabulünün

ardından, Şube Başkanveklliği görevine oy birliği ile Yönetim Kurulu üyesi Güniz Gacaner seçildi.

Kazım Umduların istifasıyla eksilen Asıl Yönetim Kurulu Asıl üyeliğine, Yedek üyeler birinci sırasında bulunan 51253 sicil numaralı üyemiz Güzin Özdağoğlu’nun çağrılmasına karar verildi. Üyelerimize yeni görevlerinde

başarılı çalışmalarının devamını diliyoruz.

Şube Yönetim Kurulu

Güniz Gacaner Güzin Özdağoğlu

Page 15: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 16

arap DÜnyasınDa DevrİMler çağı;tunus, Mısır (2)Şubemizce 18 Şubat 2011 tarihinde gerçekleştirilen Ezber Dışı Söyleşiye Foti Benlisoy ve Seda Altuğ katılmıştı. Foti Benlisoy’un konuşmasını Mart bültenimizde yayınlamıştık. Şimdi ise söyleşinin diğer konuğu Seda Altuğ’un konuşmasını özetle yayımlıyoruz.

“Ben çalışmamı Suriye üzerine yaptım. Tunus’ta, daha sonra Mısır’da olayların patlamasıyla birlikte, özellikle Türkiye’de, Ortadoğu uzmanı olarak televizyonlardan, gazetelerden aranmaya başladım. Ortadoğu uzmanlığı diye bir şey, çok mümkün değil. Ortadoğu, neredeyse yüzölçümü Avrupa’ya yaklaşan, içinde çok farklı etnik, dini gruplar barındıran, 13’e yakın ayrı ulus-devletten oluşan, her ulus-devletin kendi özgünlükleri olan; ama aynı zamanda benzerlikleri de olan bir coğrafya. Ben Mısır’dan söz etmek istiyorum. “Acaba Amerika, bölgede diktatörlükler yerine liberalleri mi desteklemeye başladı artık? Acaba bunlar halk ayaklanması değil de, Amerika’nın ve İsrail’in Ortadoğu’daki bir oyunu mu” şeklinde ya da renkli devrimlere referans vererek yapılan açıklamalar veya daha çok beyaz Türk diyebileceğimiz çevrelerde hakim olan, “Mübarek gidecek, Müslüman Kardeşler mi gelecek? Orada da 79’daki İran Devrimine benzer bir devrim mi olacak?” tarzındaki açıklamalar ve öngörülerin hiç, ama hiçbiri Arap medyasında ya da Arap entelektüelleri arasında sözkonusu değildi. Bu iki devrim öngörülebilir bir devrim değildi. Mısır ve Tunus’taki devrimlerin nereye gideceği çok belli değildi. Buna rağmen, Arap toplumu ve Arap aydınları arasında -üst orta sınıf ları bunun dışında bırakıyorum- müthiş bir heyecan, bir umut yarattı, haritalar yaratıldı. Haritada, ulus-devletlerin üzerine, Irak dışındaki devletlerin üzerine, Moritanya’da, gazap cuması için 25 Şubat günü tayin edildi, Suriye’de 5 Şubat, Ürdün’de şu gün, şurada bugün; yani tüm Ortadoğu ülkeleri için böyle bir kalkışma, bir ayaklanma günü tayin edildi. Filistin ve Suriye dışında, ciddi anlamda kalabalık, toplumun farklı kesimlerinden insanların katıldığı, Mısır ve Tunus’la dayanışma eylemleri düzenlendi. Filistin’de, ne Filistin otoritesi, yani Fetih’in başında olduğu Ramallah’taki otorite, ne de Hamas, Gazze’yi yönetenler, dayanışma eylemleri yapılmasına

izin vermediler. Özellikle Ramallah’ta çok sayıda insan gözaltına alındı. Hamas, ilk iki gün hiçbir açıklama yapmadı. Fakat bunun dışında, bütün Ortadoğu ülkelerinde, Bahreyn, Yemen, Amman, Ürdün, Kuveyt, Cezayir - hemen arkasından, bizim Türkiye’deki Edi Bese hareketi gibi, orada da “Yeter” diye bir hareket doğdu- Libya, iki gün önce yine başladı. Müthiş hızlı ve hakikaten birçok gözlemcinin de öngöremeyeceği bir hareketlenme,

“Biz de diktatörümüzü devirebiliriz. Onlar yaptıysa, biz de yapabiliriz” gibi bir öz güçlenme, korku eşiğinin aşılması gibi, hakikaten çok çok olumlu etkileri oldu. Biliyorsunuz, bütün bu saydığımız Ortadoğu ülkeleri Birinci Dünya Savaşından sonra, yani Osmanlı yönetiminden sonra, ya Britanya ya da Fransız İmparatorluğu yönetimi altında yaşıyor ve 1950’lerde, İkinci Dünya Savaşından sonra bağımsızlıklarını kazanıyorlar. Ondan sonra, Mısır’da Nasır, Suriye’de 60’larda gelen BA AS yönetimi, keza Irak’ta aynısı, Cezayir’de zaten müthiş kanlı bir iç savaştan sonra, kalkınmacı, sol tandansları olan; fakat aynı zamanda ülkenin komünistlerine kesinlikle göz açtırmayan tek parti rejimleri kuruluyor bütün bu ülkelerde. Dolayısıyla, 30 ya da 40 seneye yakın, bu tek parti diktatörlükleri arasında yaşayan -kendim Suriye’de yaşamış olduğum için, gündelik hayattaki baskıya dair daha fazla detaylar verebilirim- bu korkunun içselleştirilmiş olduğu rejimlerde böyle bir kalkışmanın olması, insanlarda müthiş bir heyecan yarattı. Biraz size Tahrir Meydanının nasıl bir yer olduğundan bahsedeyim. Bizdeki kredi kartı mağdurları gibi, Mısır’da da ciddi bir mikro kredi mağdurları grubu var ve Tahrir Meydanındaki bu kadınlar ve gençlerin büyük bir kesimini oluşturuyor bu mağdur kesim. Borçların hukuki yollarla tahsil edilmesi gibi bir sistem yerine, tamamen zor kullanılarak tahsil edilmeye çalışılıyor. Zaten ülkedeki polis nefretinin, özellikle orta ve alt sınıf lar arasındaki polis nefretinin en önemli sebeplerinden biri de bu.

Selda Altuğ

Page 16: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 17

25 Ocakta başlıyor gösteriler. Gösteriler ilk başladığında, meydana daha çok solcuların egemen olduğunu görüyoruz. Müslüman Kardeşler ilk iki gün meydana örgütlerinden hiç kimseyi indirmiyor, açıklama bile yapmıyorlar; sadece,

“Hıristiyanların mallarına saldırmayın” diye belirtiyor. Meydandaki radikal gençler, daha çok, Foti’nin konuşmasında bahsettiği 6 Nisan Grubu ve Kifaye hareketi üyeleri. Kifaye hareketi, 2000 yılında Filistin’de, İkinci İntifada sonrası kurulan, gençlerin, liberallerin, sol liberallerin içinde olduğu bir hareket. Kifaye, yeter demek. Bunlar, teknolojiye erişimi nispeten daha fazla olan, daha çok orta sınıf gençler. Meydanda işte bu Kifaye hareketinin ciddi bir varlığını hissediyoruz ve 6 Nisan hareketinin. 6 Nisan da bu Mahal El Kubra’daki, 2008’deki genel grevin başarısızlığından sonra kurulan, yine bir gençlik hareketi. Bu Halid Said olayının bu kadar büyümesinde de onların önemli bir payı var. Bir diğer önemli şey de, hani Türkiye’yle karşılaştıracak olursak, Mısır’da çok nadir olan bir şey, o da şu: Türkiye’de Türklerin ve Kürtlerin bir arada eylem yapması ve ortak talepler etrafında birleşmesi gibi; orada da Nasır’dan beri ilk defa Müslümanların ve Kıptilerin, yani Mısır Hıristiyanlarının, ortak talepler etrafında, bir meydanda bir arada eylem yaptıklarını ve taleplerini haykırdıklarını görüyoruz. Bu, hakikaten çok devrimci bir şey. Dolayısıyla, bu meydanda, insanların yeniden kendilerini Mısırlı gibi hissetmeleri, yeniden bir toplum gibi hissetmelerinin işaretlerini görüyoruz. Onun dışında, kendiliğindenlik meselesi var. Mesela, talepler önceden belirlenmiyor. 25 Ocakta meydana inildiğinde ilk talep ve tek talep, Mübarek’in gitmesi. Daha sonraki taleplerin hepsi süreç içinde belirleniyor ve Tahrir Meydanının etrafında İngilizler döneminden kalma yüksek apartmanların üstüne afişlerle yazılıyor. Birçok talep, özgürlük, sosyal adalet ve siyasi rejimin değişmesi etrafında toplanıyor. Burada Mübarek’in İslamcı söyleminden gına gelmiş olmasının da çok etkisi var. Dışarıdan bakıldığında, sanki ordu toplumun yanında, daha doğrusu göstericilerin yanındaymış gibi bir tutum takınıyor. Aslında bu tam böyle değil. Ordu tarafsız değil; ordu, ilk başta Mübarek’in yanında; fakat Mübarek’in geleceğinin sallantıda olduğunun 3. günden sonra belli olmasıyla birlikte, ordu, Mübarek yandaşlığından birazcık daha tarafsız bir tutum almaya doğru meylediyor. Biliyorsunuz, Mübarek gittikten sonra, ordu yönetime el koydu, parlamento askıya alındı,

anayasa askıya alındı, bir geçiş dönemi hükümeti var. Ordu, güya seçimlerden sonra gideceğini söylüyor; ama bundan iki gün önce Kahire’de, özellikle sivil toplum kuruluşları, Kifaye Hareketi ve 6 Nisancıların içinde olduğu büyük bir gösteri oldu. Orada da talep şuydu: “Siviliz, siviliz, askeri yönetim istemiyoruz.” Türkiye’de de birkaç yazı oldu bununla ilgili. Bu hareket, bu sivil toplum örgütlerinden, Kifayeden, 6 Nisancılardan ve Foti’nin bahsettiği küçük küçük oluşumlar, dinamizmin oluşturduğu o konfederasyonun içinde bulunduğu yeni oluşum, yeni bir talepler listesi yayınladı. Konuşmamın başında söylediğim talepler listesine ek olarak, ordunun bir an önce yönetimden çekilmesi, polis kuvvetlerinin lağvı ve ilk taleplerde olmayan şey, iktisadi alanda yeni düzenlemeleri içeren bir dizi talepten oluşan bir liste yayınladılar. Dolayısıyla, bundan sonra Mısır’ın geleceğinin ne olacağının, birazcık bu bahsettiğim yeni oluşumlarla toplumun kurduğu ilişkiye -özellikle gençlik ve sendikal oluşumların burada kilit rol oynadığını düşünüyorum- bunların azimlerine, kararlılıkların ve taleplerine ne kadar dayanabileceklerine ve toplumla nasıl organik ilişkiler kurabileceklerine bağlı olduğunu düşünüyorum. Umarım, bizim istediğimiz gibi olur. Umarım, Mısır halkının, bu bahsettiğimiz toplumun ezilenlerinin yanında olan kesimlerin talepleri doğrultusunda Mısır’da bir değişim olur. Herhalde ilerleyen günlerde bunu göreceğiz. Bir şey eklemek istiyorum. Türkiye’de, Türkiye’yle Ortadoğu’nun ilişkilerinin çok iyi olduğu yönünde yaygın bir kanı var. Özellikle bu Mavi Marmara baskınından sonra iyice görmeye başladık. AKP Türkiye’sine gıpta etmelerinden ziyade, yıllardan beri altında yaşadıkları diktatörlüklerinden tamamen yaka silkiyor olmaları, yani bir acz halini gösteriyor aslında. 30 yıldır başlarındaki diktatörü indirebilmeleri, Ortadoğu toplumunda da Türkiye dışında başka modellerin olabileceğine, başka alternatif lerin de hayata geçirilebileceğine dair tahayyüllerin ortaya çıkmasına yol açıyor diye düşünüyorum. Türkiye modeline olan özlem, Arap aydınları arasında sadece din konusunda var. O da AKP modelinden ziyade, aslında Kemalizm’in otoriter laikliğine karşı olan bir hayranlık. Kabaca söylemek gerekirse, “Siz yapmışsınız 20’lerde, 30’larda; bu din belasından kurtulmuşsunuz. Biz, halen bu din belasıyla uğraşıyoruz. Bu, başımızdan gitmedikçe, bizim toplumlar ilerleyemeyecek, çoğulcu demokrasiye geçemeyecek” gibi bir bakış açısı sözkonusu.”

Page 17: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 18

ezBer DıŞı söyleŞİlerDe ŞÜkrÜ arGın “sOlun Hallerİ; sOlun seçİMİ”Şubemizce düzenlenen Ezber Dışı Söyleşilerin 24.’süne konuk olan Şükrü Argın 19 Mart 2011, Cumartesi günü

“Seçim Sath-ı Mailinde Solun Halleri, Solun Seçimi” konulu bir konuşma yaptı.

“Bugün siyasetten hoşlanmama sebeplerim üzerinde konuşmak istiyorum. Yani Benjamin Constant’ın “antiklerin ve modernlerin özgürlükleri” dediği özgürlükler üzerinde biraz durmaya çalışacağım. Antiklerin özgürlüğü, biliyorsunuz, her ne kadar elitist de olsa siyaset özgürlüğü vurguluydu; Modernlerin özgürlüğü dediğimizde ise bir nevi siyasetten özgürlük diyebileceğimiz bir özgürlüğü savunur durumdayız. Keyfimi kaçıran, uzun süredir yazıp çizmek konusunda da beni moralsiz bırakan böylesi bir ortamda, son anda, çok sevdiğim bir arkadaşım, Kaf ka’nın “Dava”sından bile daha tuhaf sayılabilecek bir şekilde, Ergenekon’la ilişkilendirilip tutuklandı. Çok sevdiğim bir arkadaşımdır. Bugünlerde televizyondaki tartışmaları izliyorsunuz, insanların kefil olup olmaması üzerinden giden konuşmalar oluyor. Ben, kefillik üzerinden değil, ama bu arkadaşımızın sadece kendisini değil, neredeyse bütün ailesini çok iyi tanıyorum ve kefillikten bahsetmiyorum, kendisine güvenim için bin bir tane sebep sayabilirim; ama devlet karşısındaki güvensizliğim için de bin bir tane sebep sayabilirim. Dikkat edin, hükümetten bahsetmiyorum, devletten bahsediyorum. Keşke bu olay olmasaydı da, daha rahat bir konuşma yapsaydık. Metin Üstündağ ’ın, Cemal Süreyya’nın ölümünden sonra yazdığı, şimdi benim hayal meyal anımsadığım mükemmel bir aforizması vardır; “Cemal Süreyya bir evde öldü, ama cenazesi birçok evden kalktı” diye bir sözü vardır. Ahmet’in durumunda da biz şunu gördük: Bazı insanları tek başına tutuklamak imkansızdır. Yani onları tek bir evden alıp götürebilirsiniz, ama ardından birçok insan kendini tutuklanmış gibi hisseder. Arkasından sökün eden gazetecilerin yürüyüşü, protestoları, hâlâ devam eden protestolar… Şimdilik bana tek umut veren şey, Ahmet’in bu tek başına tutuklanmama durumunun sürüyor olması. Ahmet herhalde dışarı çıkasıya kadar kendimi içeride hissedeceğim.

Etyen Mahçupyan’ın bir konuşması oldu geçen televizyonda, izlediniz mi bilmiyorum; Ahmet Şık ve Nedim Şener ’in arkasından yürüyen gazetecilerin yürüyüşünün basın özgürlüğüyle alakası olmadığını, siyasi yürüyüşler olduğunu söyledi. Sanki başka türlü bir yürüyüş mümkünmüş gibi (!) Bu nedenle ben de siyaset ve siyasal kavramları arasındaki ayrım üzerinden gidip, sizinle sohbetimizi sürdürmek istiyorum.Sol, uzunca bir süredir, seçimlere, seçim süreçlerine dahil olmaktan çok, sürükleniyor. Dahil oluyor da, müdahil olamıyor. En son referandumda da böyle oldu, bu seçimlerde de böyle olacak gibi. Burada iki sol halinden söz edeceğim: Romantik sol ve ironik sol diyebiliriz bunlara. Bir, romantik sol deyince, kendini bir romansın parçası olarak gören, yani kendini kuşatıcı bir anlatının elbette kendi çapında bir kahramanı olarak sunan solu ve solculuk halini kastediyorum. İronik sol ise, bu türden tüm anlatılar karşısında kuşkucu bir tavır sergiler ve doğal olarak, öncelikle ve esasen geçip içine kurulabileceği kuşatıcı bir anlatıdan yoksundur. Üstelik bundan yüksünmez de; bunu bir yoksulluk, yoksunluk hali olarak değil, sadece bir yokluk olarak yaşar ve tüm zenginliğini bu yokluk halinden, bu halin deneyiminden damıtmaya çalışır. Jack Consier ’in “Siyasalın Kıyısında” ve Benjamin Arditi’nin “Liberalizmin Kıyılarında Siyaset” başlıklı kitaplarını alabiliriz örneğin. Bu ve benzeri kitapların çoğu için bir daralmadan, bir aşınmadan söz ederler. Bu sebeple “kıyı”dan söz etmeleri tesadüf değil. Tıpkı Arapça “sahil” sözcüğünün rendeleme, tıraş etme, erozyona uğratma anlamına gelen “sahal” fiilinden türetilmiş olması gibi, “kıyı” sözcüğü de “kıymak” fiilinden geliyor çünkü. İngilizce’de de, Türkçe’de de benzer bir durum var. Bu söyleşinin temel tezi aşağı yukarı açığa çıkmış durumda. Siyasanın azgın dalgaları giderek şiddetlenerek, önce siyasalı, ardından da siyaseti dövüyor ha bire; onların alanlarını fiziki ve fikri anlamda aşındırıp daraltıyor.

Şükrü Argın

Page 18: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 19

Avrupa Sol Partinin bir broşürünü okudum geçenlerde, özellikle kendilerini siyasal sol olarak adlandırmaya özen gösteriyorlar. Böyle bir dikkat Batı solunda var. Ama Türkiye için siyaset ve siyasal sözcükleri aynı, arasındaki ayrım bile biraz lüks görünüyor. Çünkü biz Türkiye’de zaten fazla teorik konularla ilgilenmekten pek hoşlanmayız. Terimler arasında titizlenmek de bizim kültürümüzden aldığımız bir terbiye şekli değil. Umut kırıntısı olmayan bir memlekette bir-iki yaprak kıpırtısı olarak görülebilecek üç tane olayı söylediğim her şeyde aklımda tutacağım ve arada onlar üzerinde durmaya çalışacağım. Bunlardan bir tanesi Hrant Dink ’in ölümünden sonra kendiliğinden bir şekilde İstiklal’e toplanan kalabalığın siyasal anlamı olacak. İkincisi, Toplumsal Bellek Platformunda örgütlenen insanların, kayıp yakınlarının hareketinin anlamı üzerinde durmaya çalışacağım. Özellikle bu iki hareketin siyaset ve siyasal kavramlarını birbirinden ayırırken bize çok iyi örnekler sunduğunu düşünüyorum. Üçüncüsü de TEKEL işçilerinin direnişi. Bakıyorum, mücadele hayatı bakımından zengin sayılabilecek bir toprakta yaşıyoruz; ama dünya siyaset teorisine katkıda bulunmuş bir tane düşünürümüz yok. Siyasi hareketlerin bir tane ciddi değerlendirmesi yok. Ulus Baker ’in bir yazısı geldi aklıma; Rus pragmatizmi ile Amerikan pragmatizmini karşılaştırıyor o yazıda Ulus Baker ve diyor ki, “Amerikalıların pragmatizmi fazla teoriktir. Yani aslında pragmatizmin bünyesinin kaldırmayacağı ölçüde teoriktir. Ama Ruslarınki öyle değildir; Ruslar, pragmatizmi kelimenin tam anlamıyla anlamışlardır.” Yani “Rus entelektüeli şöyle düşünür” diyor Ulus Baker: “Sosyalizm diye bir fikir mi geliştirdiniz; buyurun, uygulayalım. Komünizm diye bir fikriniz mi var; deneyelim.” Bizde de bir tür pragmatizm var; ne Rus’a benziyor, ne Amerikan’a benziyor. Bizdeki pragmatizm, sonuna ‘izm getirmeye bile yeltenmeyen bir pragma, faydacılık diyebileceğim bir şey. Mesela, bir hayat yüceltmesi. Kültürümüzün genelinde vardır. Tabii, solculuğa da bulaşıyor bu. Bizim solcularımız arasında da, mesela, kitaba karşı hayatı yüceltme eğilimi vardır. “Kitap başkadır, hayat başka; önemli olan hayattır.” Ben buna şöyle bir şey söylüyorum: Son derece kitabi bir kitap düşmanlığı var Türkiye’de. Son derece hayattan uzak bir hayat savunusu, yani teorik bir hayat savunusu var. Ama bunun adının teorik olmadığını söylüyor. Genel kültür dedim. Mesela, Kemalizm’de de aynı şey vardır bizde; dogma olarak ortaya konulmaz, doktrin olarak ortaya konulmaz.

Çünkü bizde, geleneğimizde vardır, fikirler, uygulamak için kalpte sır olarak saklanır, vakti geldiğinde uygulanır. Solcularımızın da çok sırları vardır, sağcılarımızın da sırları vardır; ama teorik konulara geldiğinde, mesela bu ayrımı yapmaya kalktığınızda “Yahu, bunların ne önemi var?!” diyenlerin sayısı fazla olabiliyor. Ben, bu söyleşide, bu ayrımların çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Bu ayrımlar üzerinde titizlenmeksek, ilanihaye böyle bilimsel (!) görüşlere sahip bir şekilde, tek kişi kalasıya kadar azala azala gideceğimizi düşünüyorum. Sözcüğü ilk kez feministler kullanmış; tarihçesine baktığımda bunu görüyorum. “Şahsi olan politiktir, kişisel olan politiktir” diye Türkçeye çevriliyor. Carol Hanish ilk kez bu başlığı kullanmış; hatta kendisi de kullanmamış, dergide bu başlık kullanılmış. Feministler, erkeklerle toplantı yapıp, bilinç yükseltme seminerleri düzenlediklerinde, erkeklerde yükseltilecek bilinci bulmakta epey zorlandıkları için ortaya çıkmış bir sorun bu aslında. Mesela, orada erkekler, kadınların dile getirdiği bazı sorunlar için, bunların terapi konusu olduğunu, bunların şahsi mesele olduğunu, bunların politik bir yanı olmadığını, neden burada bu sorunların tartışıldığını anlamadıklarını falan dile getirmişler. Mesela, evdeki işlerin paylaşılması gibi, basit, sıradan, gündelik işlerin buraya siyasi meseleymiş gibi getirilmesine karşı çıktıkları zaman; kadınlar, “Bu sizin şahsi dediğiniz meseleler politik meseledir” deyip, bunu dile getirmişler, bu şekilde savunmuşlar. Fukuyama’nın tezi de bizde çok hızlı bir şekilde üstünden geçilmiştir. “Vay, tarihin sonunu getirdi” diye yargılamışızdır. Tarihten düz anlamda tarihi anlıyoruz. “Tarih nasıl biter; bak, yarın oluyor, ertesi gün oluyor” filan diye düşünürüz. Oysa orada söylemek istediğini aslında başkaları da söyledi. Mesela, ben, Zizek diye hatırlıyorum; O, şöyle bir şey söylüyor:

“İnsanlık bugün öyle bir durumda ki, içinde yaşadığı evrenin sonunu tahayyül edebiliyor, düşünebiliyor da içinde yaşadığı kapitalizmin sonunu hayal bile edemiyor.” Dediği bu durum aslında tarihin sonu dediğimiz şeyin net bir göstergesi olarak alınabilir. Karl Manheim’in bir sözü var; “Eğer ütopyanın dizginleyici gücünden, dizginlemesinden kurtulursa ideoloji, sadece bugünü değil, yarını da sömürgeleştirir.” Eh, bugün içinde yaşadığımız dönem de büyük ölçüde bunu gösteriyor. Yani şimdiki zaman diktatörlüğü diyebileceğimiz bir diktatörlük, gelecek üzerine herhangi bir ütopya hayal etme imkanını elimizin altından çekip alıyor.”

Page 19: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 20

MÜHenDİslİk GÜnlerİ`11 GerçekleŞtİrİlDİ

öğrenCİ ÜyelerİMİz ankara Da BuluŞtu

TMMOB Makina Mühendisleri Odası‘nın düzenlediği Öğrenci Üye Kurultayı “Baskı Altında Geleceksizliğe Doğru Öğrencilik ve Mühendislik” ana teması altında 26 Mart’ta Ankara’da gerçekleştirildi. Kurultaya MMO Öğrenci Üye Yönetmeliğine göre üye olan 10 bin öğrenci üyeyi temsilen 39 üniversiteden 690 delege katıldı. Şubemiz öğrenci üye komisyonu kurultaya 27 öğrenci ile katıldı. Kurultayın açılışında 1973-1980 dönemi TMMOB Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan “Teoman Öztürk Belgeseli” gösterimi yapıldı. Kurultay açılış konuşmalarını öğrenci üyeleri temsilen Gülçin Bengü, MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar ve TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı yaptılar.

Öğrenci Üyeleri temsilen Antalya’dan Gülçin Bengü açılışta özetle şöyle konuştu:

“Makina Mühendisleri Odasının ilkini 1999 yılında gerçekleştirdiği ve bugün yedincisini düzenlediğimiz Öğrenci Üye Kurultayımız, Odamız ile üniversitelerin makine, endüstri ve uçak-uzay-havacılık bölümlerinde okuyan öğrenci üyeleri arasındaki bağın güçlülüğünü göstermesi açısından çok özgün bir örnektir. Odamızın öğrenci üye örgütlülüğünün düşünsel ve örgütsel düzeyini geliştirmek ve geniş bir alana yayılan sorunlarımızı tartışmak ve çözüm önerileri üretmek amacıyla bugün bu salonda yan yana, omuz omuza bir araya geldik.

MMO İzmir Şubesi Öğrenci Üye Komisyonu 2- 4 Mart 2011 tarihleri arasında Mühendislik Günleri’11 etkinliğinin 9.sunu gerçekleştirmiştir. 6 oturum, 2 söyleşi. 1 panel’den oluşan etkinliğin son gününde İzmir Öğrenci Yerel Kurultayı gerçekleştirilmiştir. Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Sekreteri Ercüment Çervatoğlu’nun katılımı ile gerçekleştirilen yerel kurultaya 120 öğrenci üye katılmıştır. Yerel Kurultayın temasını “TMMOB Öğrenci Üye Örgütlülüğü” oluşturmuştur. Örgütlü mücadelenin günümüz toplumundaki önemi ve Odamız için Öğrenci Üyelik örgütlenmesinin öneminin vurgulandığı yerel kurultay bir sonuç bildirgesi yayınlanmıştır.

TMMOB Makina Mühendisleri Odasının düzenlediği “Öğrenci Üye Kurultayı 2011”, 26 Mart 2011 Cumartesi günü Ankara’da İMO Teoman Öztürk Konferans Salonunda gerçekleştirildi.

Gençlik, gerek üretim politikalarında gerekse söz hakkı, katılım, demokrasi politikalarında toplum yaşamından en çok dışlanan kesimlerden birini oluşturuyor. Diğer yandan üniversite yaşamında birçok zorlukla karşılaşan bizler, mezun olduktan sonra istihdamdaki adaletsiz yapılanma sonucu büyük zorluklarla karşılaşıyoruz. Nitelikli eğitilmiş işgücünün çalışma yaşamında yer alışı sırasında yaşadığı sorunlardır bunlar. Özellikle sanayi sektöründe birçok genç arkadaş işçi statüsünde kayıt dışı çalıştırılıyor ya da çok düşük ücretlerle çalışmak zorunda bırakılıyor.  Üniversiteden mezun olduktan sonra iş bulamayan, diplomasıyla ortada kalan genç mühendisler, farklı işlerde çalıştırılarak mesleki üretken güçleri harcanıyor, heba ediliyor ya da gizli ve açık işsizlikle boğuşuyor. Üstelik işsizliğin her gün arttığı günümüzde bu sorunlar daha da artmaktadır. Bu noktada bizim sorunlarımızla ülkemiz ve sanayinin sorunları arasındaki bağlar temelinde, mühendislerin öğrencilikten başlayarak içine girdikleri hayatın rengini ve sorumluluklarımızı tartışacak, çözüm önerileri sunacak, eksikliklerimizi tespit edip, buradan daha örgütlü bir anlayışla çıkacağız. Oda Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar ise açılışta şunları söyledi: “Eğitim-öğretim, 1980 sonrasının neo liberal, piyasacı dönüşümünün doğrudan yansıdığı bir alan olmuştur. Özerk, demokratik, bilim ve teknik yuvaları olması gereken üniversitelerin “şirket” ve

“müşteri odaklı” ticarethanelere dönüştürülmesi, kamu yükseköğretim kurumlarının kaynak bulmak için öz varlıklarını pazarlaması; okullardaki polis

Page 20: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 21

egemenliği, baskıların olağanlaştırılması ve gerici siyasi hakimiyet, bu alandaki kuşatma zincirini oluşturmaktadır. Hepimizin kaldırılmasını istediğimiz YÖK, 12 Eylül darbesinden sonra üniversiteleri bilimsel üretim ve toplumcu düşünceden uzaklaştırmaya çalışan iktidarların vazgeçilmez bir aygıtı olmuştur. Eğitimde yeni liberal ve gerici politikaları sürdüren tüm iktidarlar gibi AKP döneminde de YÖK varlığını güçlendirerek sürdürmektedir. Geçtiğimiz aylarda YÖK’ün üniversitelere yolladığı güvenlik talimatnamesi ile okullarda polis varlığına yasal statü kazandıran uygulamalara karşı özgürlük isteyen öğrencilere nasıl davranıldığını biliyoruz. Bu durum, AKP‘nin Türkiye projesinde üniversite öğrencilerine düşen payın ne olduğunu göstermektedir. 2003-2010 arasında üniversite sayısı 78‘den 141‘e, Odamıza bağlı meslek disiplinleriyle ilgili bölümü bulunan üniversite sayısı 54‘ten 89‘a, fakülte sayısı 60‘tan 98‘e yükselirken; bölüm sayısı ( burslu öğrenim ve ikinci öğretim veren bölümler de bağımsız değerlendirilmek şartıyla) 138‘den 306‘ya çıkmıştır. Yani Odamıza bağlı disiplinlerle ilgili öğretim yapan üniversiteler % 65, fakülteler  % 63, bölümlerde ise % 121 oranında yüksek bir artış olmuştur. İlgili mühendislik bölümlerinde öğrenim gören öğrenci sayısında da benzer bir durum söz konusudur. 2003 yılından 2010’a öğrenci kontenjanında % 148 artış olmuştur. Ancak eğitime ayrılan ödenekler, öğretim görevlisi sayısı ve üniversite koşulları gibi göstergelerde eşdeğer bir artış söz konusu değildir. Eğitim ve öğretimdeki teori-pratik uyuşmazlığı, öğretim elemanı eksikliği, labaratuvarların olmayışı, deneysel malzeme eksikliği, bilimsel bilginin geri plana atılması vb. bir dizi olgu, mühendislik öğretimini kemirmektedir. Kadın mühendisler, üniversite yıllarından çalışma yaşamına dek fırsat eşitliğinden uzakta, baskıyı, sömürü ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini birlikte yaşamaktadırlar. Kadın arkadaşlarımızın sorunlarının Odamızın benimsediği katılım, demokratikleşme ve eşitlik tarihsel perspektifiyle değerlendirilmesi gerekmektedir. Toplum yaşamında kadının üzerindeki tüm egemenlik ve baskının kaldırılması, ancak eşitlikçi, özgürlükçü bir toplumda biçimlenecektir. Mevcut eğitim sistemi değişik kültürleri kapsayacak demokratik öğeleri içermemektedir. Anadilde eğitim kısıtlanmakta, zorunlu din dersleri üzerinden ve farklı biçimlerde değişik inançlar baskı altında tutulmaktadır. Gazetecilerin mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklandığı, basılmamış bir kitap üzerinden düşünce ve yayın özgürlüğü üzerinde terör uygulandığı, heykellerin ucube sayıldığı, okul harcını ödeyemediği için intihar eden gençlerin bulunduğu, milyonlarca işsiz ve dar gelirlinin geçim derdiyle boğuştuğu koşullardan insanca bir düzene geçiş, bütün bu gerçekleri yaratan emperyalist-kapitalist düzenin köklü bir eleştirisinden ve ona karşı mücadeleden geçmektedir.

Odamızın karanlığa karşı aydınlığı, baskıcı ve otoriter yönetim anlayışlarına karşı demokrasi ve özgürlükleri, ırkçılık ve milliyetçiliğe karşı barış içinde bir arada yaşama kültürünü, tek değerin daha fazla kâr etmek olduğu piyasa toplumuna karşı eşitliği ve adaleti temel alan, demokrat, toplumcu yurtsever değerlerine sahip çıkacağınıza yürekten inanıyorum.” Kurultayın açılışında son olarak TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ise şunları söyledi: “Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, 6235 sayılı Yasayla 1954 yılında kurulmuştur. Birliğimize, Çevre, Elektrik, Fizik, Gemi Makinaları İşletme, Gemi, Gıda, Harita ve Kadastro, İnşaat, Jeofizik, Jeoloji, Maden, Makina, Metalurji, Meteoroloji, Kimya, Orman, Petrol, Tekstil, Ziraat Mühendisleri Odaları ile Mimarlar Odası, Peyzaj Mimarları Odası, İç Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası bağlıdır. Üye sayımız bugün 380.000‘e ulaşmıştır. Kamu çalışanı hariç, mühendislerin, mimarların, şehir plancılarının mesleklerini yapabilmeleri için ilgili odasına üye olmaları yasal zorunluluktur. TMMOB, mesleki, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda ülkemizdeki mühendisleri ve mimarları temsil etmektedir. Onların hak ve çıkarlarını halkımızın çıkarları temelinde korumak ve geliştirmek, mesleki, sosyal ve kültürel gelişmelerini sağlamak ve mesleki birikimlerini toplum yararına kullanmalarının zeminini yaratmakla görevlidir. Bu amaçla mesleki alanlarıyla ilgili gelişmelerin ve politikaların sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel boyutlarını derinlemesine kavramak, yorumlamak ve toplumu bilgilendirmek; bu politikaların toplum yararına düzenlenmesi için öneriler geliştirmek ve bunların yaşama geçirilmesi için mücadele etmek zorundadır. TMMOB bunların gereği olarak en genel anlamda bağımsız ve demokratik bir Türkiye‘nin yaratılması yönündeki çalışmalarını bütünsel bir anlayışla ve etkinleştirerek sürdürmek kararlılığındadır. TMMOB bu çalışmalarını bilimin ve tekniğin ışığında, bilim insanlarının yol göstericiliğinde ve 50 yılı aşkın geçmişinin birikimi ile yürütmeye kararlıdır. Konuşmamı Yevtuşenko’nun sözleri ile tamamlamak istiyorum; “Gençlere yalan söylemek yanlıştır, yalanların doğru olduğunu göstermek yanlıştır, yeryüzünde işlerin yolunda gittiğini söylemek yanlıştır. Gençler, ne demek istediğinizi anlar. Gençler halktır. Onlara, güçlüklerin sayısız olduğunu söyleyin. Yalnız gelecek günleri değil; bırakın, yaşadıkları günleri de açıkça görsünler. “Engeller vardır” deyin,

“Kötülükler vardır” deyin. Varsa var ne yapalım: Mutluluğun değerini bilmeyenler mutlu olmazlar ki. Çocuklar; rastladığınız kusurları bağışlamayın, tekrarlanırlar sonra, çoğalırlar.” Evet, sevgili arkadaşlar: Bu örgüt size asla yalan söylemeyecektir. TMMOB örgütlülüğüne hoş geldiniz.”

Page 21: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 2 2

“susMayaCağız”eyleMİ İzMİr’De De yapılDı KESK, DİSK, TMMOB VE TTB’nin İstanbul Ankara ve İzmir’de eş zamanlı olarak 18 Mart 2011 tarihinde gerçekleştirdikleri “Susmayacağız” eyleminin İzmir ayağı Konak’ta eski Sümerbank önünde yapıldı. AKP’nin politikalarını eleştiren gazetecilerin göz altına alınmasını, “Alevisiz” Alevi Çalıştaylarının yapılmasını ve Torba Yasa’yı protesto eden örgütler adına açıklamayı TMMOB İzmir İKK Sekreteri Ferdan Çifti yaptı. Çiftçi, AKP’nin darbe dönemlerini aratmayan yöntemlerle, emekçilere, devrimcilere, gençlere ve gazetecilere yönelik saldırılarla muhalefeti bastırmaya yönelik baskı politikalarında hızını attırdığını belirterek şunları söyledi: “Sisteme muhalif olan ve halktan yana yayın yapan devrimci, yurtsever ve sosyalist basın helikopterli baskınlarla cezalarla susturulmaya çalışılırken, şimdi de AKP’nin düzeni ve cemaatini eleştiren gazeteciler, “terörist’ ilan edilerek göz

altına alınmaktadır. AKP’ye karşı olan herkes “Ergenekoncu’ ilan edilerek, aslında gerçek “Ergenekon’u aklamaya, ilgisi olmayanları da

itibarsızlaştırmaya çalışan bu yaklaşım, ifade ve düşünce özgürlüğünü hedef almaktadır. On binlerce Alevi yurttaşın bir araya gelip seslendirdiği ‘eşit yurttaşlık’ taleplerine kulaklarını tıkayan AKP, Alevisiz Alevi Çalıştayları ile Aleviliği kendi fikri içerisine çekmeye çalışmaktadır.” Çiftçi, AKP’nin düzenine karşı eşitlik ve özgürlük için yürüdüklerini belirterek,

“Bağımsızlık isteyenleri, eşit yurttaşlık hakkı isteyenleri, üniversiteler bizimdir diyenleri, emek en yüce değerdir diyenleri, kadın cinayetlerine son diyenleri 1 Mayıs’ta başta Taksim olmak üzere alanlara bekliyoruz” diye konuştu. Açıklamanın ardından sona eren eylemde, “AKP mezara halk iktidara”, “Sermaye uşağı halk düşmanı AKP”,

“Tayyip sonun Mübarek olsun” sloganları atıldı.

araMıza HOŞ GelDİnİzŞubemize 1-31 Mart 2011 tarihlerinde kayıt yaptırarak üye olan meslektaşlarımıza

ARAMIZA HOŞ GELDİNİZ diyoruz. Oda ve mesleki çalışmalarında başarılar diliyoruz.Şube Yönetim Kurulu

Murat DenizHasan Çelik Alper BucaklioğluOğuz Akgül Deniz AkbulutHakan BüyükyazganOlcal TanCan Yağcioğlu

Hüseyin Günhan ÖzcanHakan OcakÖzgür Akçakavak Cemre ÜnlüSefa Burak Yücel Adem Dönmez Yusuf Diler Mehmet Kirlioğlu

Fatih EtikOsman Utku Çelik Kaan Kaygisiz Cem DemirciOrçun KuşdemirOğuzhan TokgözSerhan ÖztürkUğur Koçar

Ayşe AralAhmet Can GündüzCumali Korkmazİskender ErtekinCeren Şahin

Page 22: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 23

1 Mayıs`ta taksİM’De ve tÜM alanlarDayız

Biz, emek ve meslek örgütleri olarak, Türkiye açısından son derece önemli bir dönemeçte, 1 Mayıs kutlamalarının hazırlıklarına başladık.Bir yandan emeğin kazanılmış haklarına yönelik ciddi saldırıların olduğu, işsizliğin kitlesel boyutlara ulaştığı, güvencesiz, esnek çalışma biçimlerinin, taşeronlaşmanın girdabında, çalışma yaşamının tahrip edildiği, sendikal hak ihlallerinin sürdüğü, diğer yandan ise başta basın özgürlüğü olmak üzere hak ve özgürlükler alanının giderek daraltıldığı, hükümetin otoriter özlemlerini giderek daha fazla ifade ettiği bu süreçte gerçekleştireceğimiz 1 Mayıs bayramı, eşitlik ve özgürlük talebimizi ve özlemimizi haykıracağımız, önemli bir gün olacaktır. Bu taleplerimizi güçlü bir şekilde dile getirmek için DİSK, KESK, TMMOB  ve TTB olarak  öncelikle kendi örgütlerimizde karar alarak, bu sürecin önümüze koyduğu tarihsel sorumluluğu, 1 Mayıs’ın anlam ve önemine uygun bir biçimde, tüm halkımızın katılacağı bir genişlikte ve kapsamda gerçekleştirmek üzere örgütlemek için görüş birliğine vardık. Bu çalışmaları, önümüzdeki günlerde başta Türk-İş olmak üzere diğer emek ve meslek örgütlerinin de katılımıyla daha güçlü bir zemine taşıma arzusundayız. Kısacası tüm emek ve demokrasi güçlerinin katılımıyla, başta İstanbul Taksim Meydanı (1 Mayıs Meydanı) olmak üzere, Türkiye’nin dört bir yanında kutlamalarla birleşik, kitlesel ve özüne uygun bir 1 Mayıs için çalışmalar yürüteceğiz. Bu birlik zemini konusunda açıklamalarımızı daha sonra kamuoyu ile paylaşacağız. 1 Mayıs 2011 kutlamaları, işsizlik ve yoksulluğun kalıcılaştığı, krizin olumsuz etkisinin, resmi rakamlarda bile gizlenemeyecek bir düzeye ulaştığı, siyasal iktidarın  referandum sonrası  toplumsal muhalefete karşı  giderek artan baskı ve şiddetinin kuşatmasında  gerçekleşmektedir. Türkiye bugün insani sınırları zorlayan yoğun çalışma süreleri, son derece sınırlı ücretli izin hakkı,  düşük sendikalaşma oranlarının

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ın Türkiye’nin her tarafında kitlesel olarak kutlanması için hazırlıklara başladı. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, KESK Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Akman Şimşek, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve TTB Merkez Konseyi Üyesi Osman Öztürk, 30 Mart 2011 tarihinde İstanbul’da DİSK Genel Merkezi’nde konuya ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.

yanında, hastalıktan kaynaklanan izin sürelerinin kısalığı ile de dünya sermayedarları için bir fırsatlar ülkesi olarak sunulmaktadır. Bunun yanında kamu hizmetleri hızla ticarileşmekte, bir yandan vergi af ları diğer yandan vergi imtiyazları, düşük kurumlar vergisi ile boşaltılan merkezi yönetim bütçesini dengelemek için, halkın tüketim harcamalarına astronomik vergiler yüklemekte, dünyanın en pahalı petrolünü kullanmanın yanı sıra, iletişim çağında, iletişim araçları üzerinden alınan vergiler can yakmaktadır. Diğer yandan sermaye kesimlerine teşvik adı altında aktarılan kaynak devasa boyutlara ulaşmıştır. Bu süreçte kamu hizmetlerinin finansmanı, verilen vergilerden karşılanmamakta, zaten vergisini veren geniş halk kesimlerinin üzerine yıkılmaktadır. İşsizlik sigortası fonu, hükümet tarafından çıkartılan yasalarla, merkezi bütçe için bir kaynak haline getirilmiş, bu fonun özel istihdam büroları tarafından yağmalanmasının yolları açılmıştır. İşsizlik sigortası fonundan faydalananların oranı resmi işsizlerin sadece yüzde 5’idir. Oysa ki fonda biriken kaynak tüm işsizlerin bu fondan faydalanmasını sağlayabilecek büyüklüktedir. Hükümetin, ulusal istihdam strateji belgesi adı altında emeğin haklarına yönelik saldırıları içeren gündemi, torba yasa ile deşifre olmuştur. Sosyal korumadan ve sendikal haklarından mahrum milyonlarca işçi için ağır ve yoğun bir çalışma rejiminin yeni taşları örülmeye çalışılmaktadır. Mücadele edilmesi gereken atipik istihdam biçimlerine yasal bir kılıf bulunmaya çalışılmakta, işsizlik sorununu en ağır bir biçimde yaşayan gençlerin deneyimsizlikleri, onları daha fazla sömürmenin aracı haline getirilmekte, stajyer ve çırak sömürüsü güçlendirilmektedir. Bunun yanından açlık sınırının altında belirlenen asgari ücretin daha da düşürülmesi amacı ile başta bölgesel asgari ücret uygulaması olmak üzere yeni araçlar gündeme sokulmaktadır. Emekçilerin kıdem tazminatının

Page 23: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 24

fona devredilerek yağmalanması, özel istihdam bürolarına geçici iş ilişkisi yetkisi verilerek, bu yapıları işçi simsarlığı yapan modern kölelik büroları haline getirilmesi ve taşeronlaşmanın yaygınlaşması hükümetin gündeminde yerini korumaktadır. Barajlar ve noter şartı gibi sendikal yasaklar üzerimizde varlığını sürdürmekte ve kamu emekçilerinin grevli, toplusözleşmeli sendikal hakları tanınmamaktadır. Torba yasa ile kamu emekçilerinin iş güvencesi kaldırılmak istenmekte ve sürgün yasalaşmaktadır. Bütün bu durum ortadayken, toplumsal tepkilerin ve muhalefetin artması kaçınılmazdır. AKP hükümeti bu tepkileri sindirmek ve bastırmak adına, kendisine yönelik her türlü demokratik muhalefeti, darbecilik olarak adlandırmakta, demokratik talepleri susturmak için, darbe dönemlerini aratmayacak uygulamaları hayata geçirmeyi bir sorun olarak görmemektedir. Siyasal iktidar, emekten ve demokrasiden yana muhalefete karşı, baskı, yasak, tutuklama ve tecrit saldırılarını artırarak devam ettirmektedir. Toplumun bilgilenme hakkının ve düşünce özgürlüğünün önüne konulan engeller kaygı vericidir. En son Ahmet Şık’ın basılmamış kitabına yönelik operasyon, AKP’nin “İleri demokrasi”sinin ne olduğunu göstermiştir. Görünen odur ki, derin devlet ilişkilerinin açığa çıkartılması adına başlatılan Ergenekon operasyonları, derin devlet ilişkileri içerisinde bir egemenlik çatışmasına dönüşmüş, devlet adına her türlü suç öğesini kullanan, katliamlar yapan suç örgütlerinin önemli bir kısmı bu sürecin dışında tutulmuştur. Daha önce Susurluk kazası ile ortaya dökülen kirli ilişkilerin bir kısmının hala ülke gündemini belirleyen aktörler oldukları anlaşılmaktadır. Dolayısı ile Ergenekon süreci, derin devlet ilişkilerinin yalnızca bir yüzünü deşifre etmiş, ancak bu süreç giderek, demokratik muhalefeti susturmanın aracı haline getirilmiştir. Türkiye, emperyalist merkezlerin çıkarları için bir kez daha kendini feda etmektedir. TBMM‘den çıkartılan tezkere bugün Libya, yarın ise Suriye ve İran‘a yapılacak müdahalelerde ciddi bir tehdit olacaktır. Bu nedenle Türkiye’yi emperyalist güçlerin çıkarları için yeni maceralara sürükleyecek bu süreçten son derece kaygılıyız. Yine Kürt halkının demokratik taleplerinin göz ardı edilmesinin, onların temsil süreçlerinin engellenmesinin, Kürt siyasetçilerin tutuklanmasının Türkiye açısından son derece olumsuz sonuçlara yol açabileceğini görmekteyiz. Her gün yeni bir toplu mezar ortaya çıkarken, Kürt halkına yönelik inkar ve imha politikalarında

sürdürülen ısrar, otoriter bir algılamanın ürünü olarak varlığını sürdürüyor. Bu nedenle ülkede ve bölgede barış talebimiz ısrarla savunmamız gereken yaşamsal bir taleptir. Bir başka endişe konusu ise Dünya’nın sürüklendiği ekolojik krizdir. İnsanlık, yaşamsal kaynakları kapitalizmin doymak bilmez ihtiyaçları için hızla tüketmekte ve böylelikle kendi sonunu da hazırlamaktadır. Sayısı giderek artan doğal felaketlerin, artan kıtlığın gölgesinde, Dünya bir nükleer faciayı daha yaşamaktadır. Buna karşın ülkemizde su kaynaklarının ticarileştirilmesi ve nükleer enerjinin sorgusuz sualsiz kabulü hepimizi derinden kaygılandırmaktadır. Biz emek ve meslek örgütleri olarak, emeğin haklarının yok edilmeye çalışıldığı, ülkenin bir sivil diktaya doğru yöneldiği bir süreçte, yoksulluğa, eşitsizliğe, hak ve özgürlüklerimizin gasp edilmesine ve doğal kaynaklarımızın tahrip edilmesine karşı sesimize yükseltiyoruz.1 Mayıs 1977 katliamında kaybettiklerimizin anısına, Taksim meydanını 1 Mayıs alanı olarak işçi sınıfına, birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak yeniden kazandırmamızda, bizimle birlikte kararlı bir mücadele veren, sınıf dostlarımızla, devrimcilerle, demokratlarla, sosyalistlerle, yurtseverlerle yeniden yan yana, omuz omuza olacağız. 1 Mayıs 2011 kutlamalarında örgütlü güçlerin katılımının yanında işsizlerin, emeklilerin, dar gelirlilerin, toplumsal dışlanmışların, gençlerin, kadınların, en geniş katılımının sağlanması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. 1 Milyon emekçinin, 1 Mayıs‘ta Taksim’de olmasını hedef ledik. 1 Mayıs‘ın başta Taksim olmak üzere Türkiye’nin her yanında kitlesel olarak kutlanması için gereken tüm çabayı göstereceğiz.  Bu ses Türkiye‘nin aydınlık geleceğinin sesi olacaktır. Bu ses işsizliğe, açlığa, yoksulluğa en güçlü cevap olacaktır. Bu ses eşitliğin özgürlüğün barışın sesi olacaktır. Bu ses baskıya direnenlerin,  teslim olmayanların haykırışı olacaktır. Bu ses ülkemizde ve Ortadoğu‘da emperyalist saldırganlığa karşı haykırış olacaktır. Bu ses Kapitalist sistemin yarattığı, ekolojik tahribata, açlığa, yoksulluğa, işsizliğe karşı emeğin haykırışı olacaktır.

KESK – DİSK - TMMOB –TTB

Page 24: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 25

tMMOB ÜCretlİ MÜHenDİs, MİMar, ŞeHİr planCıları ve İŞsİzlİk İzMİr yerel kurultayı GerçekleŞtİ

TMMOB’nin bu dönem Çalışma Programına aldığı “TMMOB Ücretli Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları ve İşsizlik Kurultayı” Kasım 2011 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilecek. Kurultaya yönelik olarak Türkiye’nin bir çok bölgesinde yerel kurultaylar yapılıyor ve kurultaylara katılan TMMOB üyelerinden Merkez Kurultayı için delegeler seçiliyor. Kurultaya hazırlık olması amacıyla TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu adına TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından 30 Mart 2011 tarihinde MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezinde 70 üyenin katılımıyla Hazırlık Çalıştayı düzenlendi. Çalıştayda ortaya çıkan görüş ve öneriler karar önergesi haline getirilerek İzmir Yerel Kurultayın iradesine sunulmuştur. Yerel Kurultay 2 Nisan 2011 tarihinde Tepekule Kongre ve Sergi Merkezinde gerçekleştirilmiştir. 200 kişiye yakın katılımcıyla gerçekleşen etkinliğe Şubemizden 46 üye katılmıştır. Bu katılım sayısına göre Ankara’da gerçekleşecek Merkez Kurultayına Şubemizden 5 delege katılacaktır. Kurultay TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Ferdan Çiftçi’nin yaptığı açılış konuşmasıyla başlamıştır. Ardından Kurultayı düzenleyen Şube olan EMO İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Mahir Ulutaş daha önce düzenlenen Çalıştay ve Kurultaya ilişkin genel bir bilgi vermiştir. Devamında divan kurulu oluşturularak Kurultay çalışmaları başlamıştır.

Kurultayda; Ücretli Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının (MMŞP) çalışma yaşamını belirleyen yasalar (Maden Mühendisleri Odası yürütücülüğünde), Ücretli MMŞP çalışma koşulları, ücretler ve asgari ücret (İnşaat Mühendisleri Odası yürütücülüğünde), Ücretli MMŞP`ların özlük hakları, iş güvencesi ve kapitalizmin krizinin etkileri (Elektrik Mühendisleri Odası yürütücülüğünde), Özelleştirmelerin, işsizliğin ve güvencesizliğin MMŞP üzerine etkileri, örgütlenme ve sendikasızlaştırma (Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası yürütücülüğünde) konuları ele alınmıştır. Daha sonra Çalıştaydan gelen karar önergeleri Kurultay delegelerinin onayına sunulmuştur. Ücretli ve işsiz mühendis, mimar ve şehir plancılarının sorunlarının tespiti, tanımlanması ve çözüm yollarının oluşturulması için biraraya gelen üyeler Kurultayda önemli kararlar almıştır. Yaklaşık 115 karar önergesi delegelerce kabul görmüştür. TMMOB Ücretli Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları ve İşsizlik İzmir Yerel Kurultayı delegeleri genel olarak: mühendislik, mimarlık ve plancılık hizmetlerinde son yıllarda giderek ağırlaşan yoksullaşmanın, güvencesizleşmenin ve geleceksizleşmenin, işsiz kalmanın asıl sorumlusunun kapitalizm olduğu bilinci ile diğer emek örgütleriyle birlikte ortak mücadele ve örgütlenme biçimlerinin yaratılması gerektiğinin altını çizmiştir.

Page 25: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 26

lİBya tezkeresİne HayırLibya`ya asker gönderilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi TMMOB, TTB ve KESK Ankara Şubeler Platformunca 24 Mart 2011 tarihinde TBMM Dikmen Kapısı önünde düzenlenen kitlesel bir basın açıklamasıyla protesto edildi.

Libya‘ya karşı, 19 Mart akşam karanlığında, ABD, Fransa ve İngiltere’nin öncülüğündeki emperyalist ittifakın başlattığı “Şafak Yolculuğu Operasyonu” ağır bombardımanla sürüyor.Televizyon ekranlarını saran görüntüler eşliğinde yapılan haber ve yorumlar, ister istemez yüz binlerce sivil kurban verilen “Irak’ı özgürleştirme” harekatını hatırlatıyor hepimize. Sivil halkı Kaddafi‘nin katliamından korumak için, askeri hedef lere yönelik başlatıldığı iddia edilen operasyon,  benzerlerinde de defalarca tanık olduğumuz gibi, sivil halka zarar vermeye devam ediyor. Akşam karanlığında başlatılan saldırının sonuçları gündüz aydınlığında net olarak çıkıyor karşımıza. Sadece Salı akşamı yapılan saldırılarda, Kaddafi‘nin doğduğu Sirte şehri hava alanı hedef alındı. Uzmanlar, Sirte hava alanının, sivil hava alanı olduğunu ve yerleşim yerleri ile iç içe olduğunu belirtirken,  sadece bu saldırıda ölen sivil sayısının yüzlerle ifade edileceğinden endişe ediliyor. Kaldı ki bunlar sadece bize yansıtılanlar, yansıtanların da büyük bölümünün kimlerin kontrolünde olduğu da ayrıca tartışma götürmez bir gerçeklik. Bu tip müdahalelerin gerçek kayıplarının ortaya çıkması için uzun süre beklemek zorunda kalmayı deneyimleri ile öğrenenler olarak, müdahalenin katliam boyutlarına gelmemesini ümit ediyoruz.

Değerli arkadaşlar Bu operasyon bir taşla birkaç kuş vurma planıdır.

BM Güvenlik Konseyi‘nde yer alan emperyalist ülkelerin, “Sivillerin korunması, halkların özgürleştirilmesi” söylemi ardında yatan asıl hedef leri,  Libya petrolleri ile Kuzey Afrika ülkelerindeki doğalgaz ve yeraltı madenleri açısından zengin stratejik noktaları kontrol etmektir. Diğer bir hedef ise, son dönemde Arap-İslam dünyasında yaşanan halkların kendi kaderlerine sahip çıkmak için harekete geçtikleri sürece müdahil olabilmek için Libya‘yı bir üs olarak kullanma gayretidir. Böylece bölgede totaliter baskıcı rejimlere karşı oluşacak halk hareketlerini yönlendirerek, kendi çıkarlarına

karşı oluşabilecek yönelimleri engelleme fırsatı da yakalanacaktır.  Kısacası emperyalist güç odakları Libya‘ya gerçekleştirdikleri ve meşruiyeti tartışılır bu müdahale ile bir taşla birkaç kuş vurmayı hedef lemektedir.

Bu operasyon da Türkiye‘ye biçilen rol; ABD‘nin Libya‘daki bekçiliğidir.

Türkiye hükümeti ise, müdahalenin içeriğine değil kim ya da kimler tarafından yapıldığı konusuna odaklanmış durumda gözükmektedir. Başlangıçta Libya‘ya doğrudan müdahale edecek güçler içerisinde olmamayı tercih edeceği beklenen hükümetin, emperyalist saldırganlara lojistik destek verme gibi dolaylı, utangaç destek planları yapmaya başladığı düşünülmekteydi. Ancak dün ve bugün yaşanan gelişmeler durumun bununla sınırlı olmadığını açığa çıkarmıştır. Kimi haberlere göre, Türkiye’nin Libya‘da ABD için “koruyucu güç/hami devlet olarak hizmet vereceği belirtilirken,  daha birkaç gün önce Libya‘ya yapılacak bir askeri müdahaleye ilişkin “Ne işi var NATO’nun orada, böyle saçmalık olur mu?” diyen Başbakan Erdoğan nezdinde AKP hükümetinin,  ABD’nin bölgedeki jandarmalığına ikna edildiği anlaşılmaktadır.

Emek ve Demokrasi Güçleri olarak soruyoruz;

* Eğer Libya’yı bombalamakta gerekçe sivil kayıplarını engellemek ise; Irak, Afganistan, Pakistan da her gün ABD’nin hayalet uçakları ile yüzlerce sivili katlederken BM neden bu katliama göz yumuyor?

* İsrail‘in yıllardır Filistin halkına karşı yürüttüğü saldırgan politikaların neden önü kesilmiyor?  İsrail‘in 1967 ve 1973 savaşlarıyla işgal ettiği topraklardan çekilmesine dair sayısız BM kararı neden hayata geçirilmiyor?

*Daha iki ay önce Kaddafi‘den, 250 bin dolar para ödülü ile beraber, “insan hakları  ödülü” olarak madalya alan AKP Hükümetinin Başbakanı Tayyip Erdoğan değil miydi? Hiçbir emperyalist müdahalenin mazlum halkların lehine olduğu bugüne kadar görülmemiştir. Libya‘ya kendilerinin bile

Page 26: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 27

inanmadığı bahaneler ileri sürerek müdahale eden, BM Güvenlik Konseyi’nin emperyalist ülke yönetimlerine ve AKP Hükümetine, Ortadoğu‘da ve Afrika‘da dökülecek her damla kandan sorumlu olacaklarını hatırlatıyoruz. Halklar üzerinde baskı kurarak, şiddet uygulayan ve kendine tabi kılan tüm yönetimler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, eninde sonunda tarihin çöplüğünde yerini alacaktır. Bugün Libya‘ya müdahalenin başrolünü kimseye kaptırmak istemeyen Fransa’nın tarihi komutanlarından Napolyon, kendisine atfedilen, “Kılıçla her şey yapabilirsiniz, ancak üzerine oturamazsınız” sözü ile bugünün emperyalistlerine adeta seslenmekte gibidir.

Bizler Ankara‘da bulunan Emek, Meslek ve Demokrasi Güçleri olarak daha fazla insan kanı akmaması ve bölgesel barışın tesisi için diyoruz ki;

Emperyalist güçlerin Libya‘ya yönelikaskeri saldırganlığı derhal durdurulmalıdır.Kaddafi kendi halkının demokrasi ve özgürlük taleplerine kulak vermelidir. Türkiye’yi emperyalist politikaların parçası haline getiren AKP Hükümeti işbirlikçi politikalarına son vermelidir. Milletvekillerine sesleniyoruz bu kanlı senaryoya, yeni işgal planlarına, halka karşı işlenen bu suça ortak olmayın. Tayyip Erdoğan gibi NATO Komutanının ve emperyalizmin değil Ortadoğu’nun ezilen halklarının sesine kulak verin. Bu tezkereyi reddedin. Bölgesel barışın ve halkların kardeşliğinin asıl mimarları olacak olan emek ve demokrasi güçlerini Libya halkı ile dayanışmaya davet ediyoruz.

TMMOB TTB

KESK ANKARA ŞUBELER PLATFORMU

DÜnya nÜkleer panİğİnDe,akp nÜkleer peŞİnDeTMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Japonya’da yaşanan deprem ve tsunami sonrası meydana gelen nükleer santral hasarı ve radyoaktif sızıntı ile ilgili olarak 23 Mart 2011 tarihinde bir basın açıklaması yaptı. Japonya‘da 11 Mart 2011 tarihinde meydana gelen 9,0 büyüklüğünde deprem ve sonrasında oluşan tsunami nedeniyle binlerce kişi yaşamını yitirmiştir. Halen milyonlarca insan; sağlık, beslenme, barınma, temiz su ve diğer yaşamsal gereksinimlerini karşılayamamaktadır. Yaşanan deprem ve sonrasında oluşan tsunami nedeniyle Fukuşima Nükleer Santralinde meydana gelen hasar sonucunda oluşan radyoaktif sızıntının boyutları da giderek büyümektedir. Nükleer santral savunucuları da dâhil, tüm dünya gelişmeleri panik halinde izlemektedir. AKP Hükümeti, TMMOB’nin başvurusu ile yargı tarafından durdurulan Akkuyu’da nükleer santral kurulmasına yönelik olarak bu kez de Rusya ile devletlerarası anlaşmayı yürürlüğe koymuştur ve hayata geçirmek için görüşmeleri sürdürmektedir. Bilim insanları söylüyor, TMMOB çok söyledi: Nükleer santral ile enerji üretilmesi dışa bağımlı, pahalı, atık sorunu halen çözülmemiş ve çok yüksek risk içeren bir yöntemdir. Kaldı ki;

Akkuyu‘da kurulacak olan nükleer santral için 35 yıl önce yer lisansı alınmıştır. Bu kapsamda yapılmış veri ve değerlendirmeleri geçerli görerek yer lisansını kabul etmek mümkün değildir. Ecemiş fayı, yaklaşık 300 km uzunluğunda olup, Akkuyu‘nun 20-25 km yakınından geçerek denizde devam etmektedir. Ecemiş fayının, hareketli ve aktif bir fay olduğu bilinmektedir. Bilim insanların fay hattında tehlikeli bir enerji birikimi olduğu tespitleri bulunmaktadır. Diğer taraftan bölgenin, önemli bir deprem beklentisi olan Doğu Anadolu ve Ölüdeniz fay zonundan etkilenme olasılığı da bulunmaktadır.  Tüm bunlar ortadayken, emperyalizmin enerji planlarının bölgemizdeki baş uygulayıcılarından olan siyasi iktidarın nükleer santral tercihinin siyasi bir tercih olduğu artık herkes tarafından bilinmektedir. Çağrımız siyasi iktidaradır: “Japonya’da yaşananlardan ders çıkarıp, ülkemizde nükleer santral macerasına son verin, nükleer santral anlaşmasını iptal edin.”

Page 27: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 28

yapı DenetİMİnİ pİyasalaŞtıranyasanın DeğİŞİklİğİne De Hayır!

ŞuBeMİz İzMİr rÜzGÂr seMpOzyuMu ve serGİsİ DÜzenlİyOrİzmir Rüzgar Sempozyumu ve Sergisinin 23-24 Eylül 2011 tarihlerinde düzenlenmesine karar verildi.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı imzasıyla 22 Mart’ta yapılan açıklamada özetle şöyle denildi; “Yapı Denetimi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi adı altındaki yasa değişikliği TBMM gündemindedir. Bu kanun teklifinin getirdiği tek değişiklik bütün sistemin yükünü ve cezasını yalnızca ücretli çalışması öngörülen mühendis ve mimarlara yıkmaktır. Yasada denetçi mühendis ve mimarın alacağı ücret, iş akdi, mesleki sorumluluk sigortası ve mesleki bağımsızlığına ilişkin bir ibare dahi bulunmamaktadır. İşverene karşı güvencesiz bırakılan denetçi mühendis ve mimara verilecek ceza ise işverene verilecek cezadan daha ağırdır.

Şubemizin Yenilenebilir Enerji Komisyonunun önerisi doğrultusunda Yönetim Kurulumuz tarafından “İzmir Rüzgar Sempozyumu ve Sergisi 2011”in düzenlenmesine karar verildi. Bu doğrultuda oluşturulan Yürütme Kurulunda Alper Kalaycı, Aydın Yalçın, Cengiz Başıkoğlu, Emre Demirel, M. Barış Özerdem, M. Berkay Eriş, Mehmet Aygün, Necmi Varlık, Numan Sabit Çetin, Serra Özer, Sungu Köksalözkan, sempozyum sekreteri olarak MMO İzmir Şubesi teknik görevlisi Fatih Efe Çiçek görevlindiririldi. MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezinde gerçekleştirilecek Sempozyumun Yürütme Kurulu iki toplantı yaparak çalışmalarına başladı. Yürütme kurulunun 5 Mart’ta yaptığı görev dağılımında Prof. Dr. M. Barış Özerdem Yürütme Kurulu Başkanı, Aydın Yalçın ise Yürütme Kurulu Başkan Vekili olarak görevlendirildiler. Sempozyumun bir açılış oturumu, bir panel ve 6 teknik oturum şeklinde planlanması öngörüldü. Programın oluşması için görev alan yürütme kurulu üyeleri 2 Nisan 2011’de gerçekleştirilen

Böylece, devletin asli ve sürekli görev alanı olan yapı denetimi alanı, yani kamunun can ve mal güvenliği, yapı denetim şirketleri aracılığıyla güvenceden yoksun, ücretleri piyasa koşullarına terk edilmiş mühendis ve mimarlara verilmiştir. Kamusal bir hizmeti ticarileştiren, hizmeti ticarileştirirken hem toplumu hem de mühendis ve mimar meslek mensuplarını mağdur eden bir kamu hizmet anlayışının, toplumun can ve mal güvenliğinin sağlanmasında başarılı olamayacağı açıktır. Gerek TBMM‘deki Komisyon gerekse TBMM, konunun asli tarafı olan TMMOB’nin önerilerini değerlendirmeli ve Yapı Denetim Yasasını bilimin ve tekniğin ışığında yeniden düzenlemelidir.”

2. Yürütme Kurulu toplantısında taslak program üzerinden çalışmalarını sürdürdüler. Taslak programının www.mmo.org.tr/etkinlikler/ruzgarizmir adresinden Nisan sonuna kadar duyurulmasına karar verildi. Destekleyen kuruluşlar, duyuru, serginin oluşturulması gibi konularda çerçeve belirleyen Yürütme Kurulu Üyeleri bir sonraki toplantının 30 Nisan’da düzenlenmesine karar verdi.

Page 28: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 29

22 Mart DÜnya su GÜnÜ neDenİyle “su’Dan” Bİr yazı

turİzM İçİn OrMan katlİaMıTurizmi Teşvik Kanunu’nda yapılan düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmemesiyle birlikte 300 bin dönüm orman, yatırımlara açılarak katledilebilecek. (*)

Dünya nüfusu artarken yeryüzündeki doğal kaynaklar hızla tükeniyor. Ekosistemdeki kullanılabilir tatlı su kaynakları da dünyanın artan nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Su kaynaklarındaki dengesiz dağılım

-tıpkı ekonomik dengesizlikler gibi-, yeryüzünün bazı coğrafyalarında büyük sorun oluşturuyor. Ekonomik yetersizlikler, sağlıklı suya ulaşımı güçleştiriyor. Gezegenimizde halen 894 milyon kişi mutlak su kıtlığıyla karşı karşıya. Bu rakam 2025 yılında 1,8 milyara ulaşması bekleniyor. Su kıtlığı ve buna bağlı hastalıklar insanlığı ciddi biçimde tehdit ediyor.

• Yeryüzündeki 1,4 milyar km3 suyun yalnızca %2,5 kısmı kullanılabilir su.

• Ekosistem ve insanlar için kullanılabilir durumdaki tatlı su miktarı 200 bin km3.

• Dünyadaki tatlı su kaynaklarının yaklaşık %70’i sulamada, %22’si sanayide ve %8’i evlerde kullanılıyor.

• Su kullanımı son yüzyılda nüfus artışının iki katından daha fazla bir oranda artış gösterdi.

• 6+ milyarlık dünya nüfusu şu anda tatlısu kaynaklarının %54’ünü kullanıyor.

• 2025’te 1.8 milyar kişi mutlak su kıtlığı ile karşı karşıya kalacak.

• Bir kişinin yemek, içmek ve temizlenmek için günlük su ihtiyacı 20 ile 50 litre arasında değişiyor.

• Yaklaşık her 6 kişiden 1’i - 894 milyon kişi – günlük 20 litre miktar suya ulaşamıyor.

• İshale bağlı ölümlerin %88’i yetersiz temiz su ve kirli içme suyundan kaynaklanıyor.

• Dünyada her 20 saniyede bir çocuk yetersiz temizlik yüzünden yaşamını yitiriyor.

(*) Birgün gazetesi 22 Mart dünya su günü yazısından derlenmiştir.

> ALİ DOĞAN COŞGUN

2008 yılında çıkarılan 5761 sayılı Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik yapılmasına dair Kanun’un 2. maddesiyle 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 8. maddesi değiştirilerek “ orman “ sayılan yerlerin turizm yatırımcılarına tahsis edilme olanaklarını genişletmişti. CHP bu düzenlemenin iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesine başvurdu. 10 Mart 2011 günü Toplanan Anayasa Mahkemesi, iptal istemimi “oy çokluğuyla” reddetti. Böylece “orman” sayılan yaklaşık 1 milyon dönüm arazi, meralar ve yaylalar; yerli ve yabancı turizm yatırımcılarına açılmış oldu. Turizmi Teşvik Kanunu’nda 2008 yılında yapılan bu düzenlemeyle, “hazine mülkiyetinde yeterli alanın bulunmadığı durumlarda”, 6831 sayılı Orman Kanunu’na göre “orman” sayılan yerlerden yayla, kırsal turizm, golf, kurvaziyer

ve yat gibi deniz turizmi ile uluslararası yarışmaların yapılabileceği spor tesisleri için uygun bulunan alanların talep tarihinden başlayarak en geç bir ay içerisinde Çevre ve Orman Bakanlığınca, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsis edilmesi olanaklı kılınıyor.

(*) 20 Mart 2011 Birgün gazetesi haberinden derlenmiştir.

Page 29: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

Manİsa İl teMsİlCİlİğİnDen HaBerler

enerJİ kİMlİk BelGesİ uyGulaMaları panelİ

İş kazalarında işveren sorumluluğu

Öğrenci koçluğu semineri

DÜZELTME

Mart 2011 tarihli ve 258 sayılı Bültenimizde“Bir Yıldız Kaydı; Güngör Yılmaz”

başlıklı yazıyı Mak. Y. Müh. Erol ERTAŞ kaleme almıştır. Ertaş’ın adı yazıda

sehven yer almamıştır.Düzeltir, özür dileriz.

ÜYELERİMİZE İNDİRİM

Clinic A plus kişisel bakım hizmetlerinde Odamız üyelerine

31 Aralık 2011 tarihine kadar liste fiyatları üzerinden

% 20 indirim uygulayacaktır.

Adres: 6346 Sok. No: 25 Bostanlı – İzmir Tel: (0232) 330 51 90 – 330 51 91 Web: www.clinicaplus.com.tr

VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI

2355 sicil numaralı üyemizHİKİMET SARP’ı

kaybetmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz.Ailelerine, dostlarına ve

üyelerimize başsağlığı diliyoruz.

Şube Yönetim Kurulu

BEP Yönetmeliği, EKB Uzmanlığı Eğitimi sürecinin değerlendirildiği Enerji Kimlik Belgesi Uygulamaları Paneli 18 Mart 2011 tarihinde MMO Tepekule Kongre Merkezinde yapıldı. TMMOB’ne bağlı meslek odalarımızdan konuşmacı olarak Ali Okan Yılmaz (Mimarlar Odası), Fırat Ümmetoğlu (İnşaat Mühendisleri Odası), Talat Canpolat (Elektrik Mühendisleri Odası) ve Şubemiz adına Güniz Gacaner katıldılar. Panele 150’nin üzerinde mühendis ve mimar katıldı. Panelde BEP Yönetmeliği değerlendirilerek yönetmelikte ve işleyişteki aksaklıklar ve düzeltilmesine yönelik

görüşler dile getirildi. Bayındırlık Bakanlığı Daire Başkanı Murat Bayram süreç hakkında değerlendirmelerde bulundu.

İş Kanunu, ilgili mevzuat, yargıtay kararları ve bilirkişi raporlarına göre yaşanmış örneklerden hareketle iş sağlığı ve güvenliği açısından işveren ve işveren vekili mühendislerin durumlarını konu alan bilgilendirme toplantısı 30 Mart 2011 tarihinde Manisa Organize Sanayi Bölgesi Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Toplantıda İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Meriç Kaptan ve Av. Özlem Balım İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı kapsamında, iş kazaları

Şubemizin öğretim görevlilerine yönelik olarak düzenlediği Öğrenci Koçluğu Semineri 6 Nisan 2011 tarihinde CBÜ Mühendislik Fakültesi toplantı salonunda gerçekleştirildi. Dr. Pınar Yazır Özgür tarafından verilen seminere çok sayıda öğretim görevlisi katıldı.

durumunda işveren ve vekillerinin hukuki ve cezai sorumluluğunu anlattılar. Toplantıya 60 kişi katıldı.

Page 30: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 31

pOzİtİF ayrıMCılık GörÜntÜsÜ altınDa MuHaFazakarlaŞtırMa OyunlarıTMMOB İzmir İKK Kadın Çalışma Grubu, ÖSYM’nin YGS sınavında, İstanbul’da 6 okulda kız öğrencilerin sınava ayrı alınmasına 31 Mart 2011 tarihinde yaptığı basın açıklamasıyla tepki gösterdi.

Açıklamada şöyle denildi;

ÖSYM’nin 27 Mart’ta gerçekleştirdiği YGS sınavında, İstanbul Eyüp’te bulunan Silahtarağa okulunda ve tespit edilen 6 okulda daha sınava giren öğrencilerin tamamının kız öğrencilerden oluştuğu görülmüştür. Bunun üzerine ÖSYM tarafından, öğrencilerin sınava girecekleri yerlerin belirlenmesinde mezuniyet yılı ve cinsiyete göre değerlendirme yapıldığı ve bu durumda kız adayların, ilk sınav yeri tercihlerine atanma hususunda daha avantajlı olduğu açıklanmıştır. Üniversite sınavı “mutlak eşitlik” koşullarında gerçekleşmesi gereken bir sınavdır. Bu sınavda yalnızca engelli öğrencilere ve tutuklulara özel koşullar uygulanmaktadır. Bunların dışında, “adil” ve “mutlak eşitlik” koşullarında yapılması gereken bir sınavın, her ne gerekçe ile olursa olsun, keyfi müdahalelerle, eşitliğin bir kesim adına bozularak gerçekleştirilmesi kabul edilemez. Kız ve erkek öğrenciler için “eşitsiz durum” yaratan bu yöntemin kız öğrenciler lehine olduğu savıyla sözde “pozitif ayrımcılık” ilkesini ÖSYM’nin kendinden menkul bir şekilde işletmesine hakkı ve hukuku yoktur. Sınav yerleştirilmesinde “cinsiyet ayrımı” parametresi ilk kez bu derece “görünür” kılınmıştır. ÖSYM tarafından, geçmiş yıllarda bu kritere göre yerleştirme yapılmış olduğu söylense bile, hiçbir zaman sadece kız öğrencilerin sınava girdiği okullar oluşturulmamıştır. Bu yılki uygulama ile sınavın güvenilirliği konusunda da ciddi kuşkular doğuracak soru işaretleri oluşmuştur. Bu okullarda, hangi okullardan mezun öğrencilerin sınava girdikleri, gözetmenlerin hangi okullardan geldikleri, bu okullarda sınava giren öğrencilerin sınav başarı durumları ve başka kaç okulda daha bu tip uygulanmanın yapıldığının ÖSYM tarafından açıklanması gerekmektedir. Bilindiği üzere geçen yıl gerçekleşen Anayasa Referandumunda Anayasa’nın “Kanun Önünde Eşitlik Maddesinde değişikliğe gidilmiştir.

Anayasa’nın ‘’Kanun Önünde Eşitlik’’ başlıklı 10. maddesinde ‘Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.’’ şeklindeki 2. fıkrasına,

‘’Bu maksatla alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. (…) ” şeklinde ek yapılmıştır. Siyasi iktidar, bundan sonraki uygulamalarını bu maddeye dayandırarak

“her türlü cinsiyet ayrımcı uygulamasını” ve muhafazakarlaştırma politikasını eşitlik ilkesine hizmet eden “pozitif ayrımcılık” kisvesi altında dayatmaya ve kabul ettirmeye mi hazırlanmaktadır? Eğer ÖSYM’nin böylesi bir tasarruf yetkisi var ise başka hangi kurumlar toplumsal yaşamın içinde, bireysel hak ve özgürlüklerimiz noktasında bu yetkilere sahip olacak ve düzenleme yapacaktır? Bu uygulamada, kız öğrencilerle erkek öğrencilerin mekansal olarak ayrılarak, muhafazakar, ahlakçı anlayışın, topluma ince bir mesaj verilerek devamında gelecek uygulamalar için bir çeşit ön kamuoyu yoklaması yapıldığı görülmektedir. Kitlelerin karşı argüman üretemeyecekleri, karşı argüman üretebilecek bir grup aydının ise kitlelere ulaşmadan kolayca bertaraf edilebilecekleri hesaplarından hareket edilerek, toplumu topyekun dönüştürme amacına yönelik bu planlar tutmayacaktır. Biz kadınlar, farklı binalarda sınavlara girmek değil; eğitimde, istihdamda toplumsal yaşamda eşit yer almak, mecliste 275 kadın milletvekili ile gerçek pozitif ayrımcılığı yaşamak istiyoruz. Hakları için, “toplumsal cinsiyet eşitliği” ve “pozitif ayrımcılık” için mücadele eden kadınlar, siyasi iktidarın pozitif ayrımcılık görüntüsü altındaki muhafazakarlaştırma oyunlarını bozacaklardır.”

TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU KADIN ÇALIŞMA GRUBU

Page 31: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 3 2

SEVGİLERDESevgileri yarınlara bıraktınızÇekingen, tutuk, saygılı.Bütün yakınlarınızSizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden(Siz böyle olsun istemezdiniz)Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyiKalbinizi dolduran duygularKalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuzÇirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.Yılların telâşlarda bu kadar çabukGeçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizdeAçan çiçekler vardı,Gecelerde ve yalnız.Vermeye az buldunuzYahut vaktiniz olmadı.

BEHÇET NECATİGİL’İ ANIYORUZ…

Behçet Necatigil 1916 yılında İstanbul’da doğdu. Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Edebiyat öğretmenliği yaptı. Orta sınıf insanların başından geçen olayları anlatan şiirleriyle tanındı. Şiire bağlılığı hiç dinmeyen bir coşkuyla yaşamının sonuna dek sürdü.  Çok sayıda radyo oyunu, çevirileri bulunmaktadır. Ayrıca hazırlamış olduğu ‘Edebiyatımızda isimler sözlüğü’ isimli kitabı ölümünden sonra da sürdürülmekte olup kaynak bir başvuru kitabı olma özelliğini hala korumaktadır. Adına konulan şiir ödülü, günümüzde en önemli şiir ödüllerinden biri sayılmaktadır. Şiire başladığı dönem, Garip akımının etkin olduğu bir dönemdir. Yine toplumcu gerçekçi şiir olarak adlandırılan akımın da etkin olduğu bu dönemde söyleyiş özelliği olarak bağımsız kaldığı ve kendi söyleyişini yakaladığı kabul edilmektedir. Şiir üzerine yazmış olduğu yazıları ölümünden sonra ‘Bile yazdı’ adıyla kitaplaştırılmıştır. Necatigil’i 1970 yılında yitirdik.

ı. uluslararası İzMİr sanat Bİenalİ: 4–11 Mayıs 2011*Bienale 46 ülkeden 535 sanatçı katılacak. Bu sanat olayını kaçırmayın.

I. Uluslararası İzmir Sanat Bienali, 4-11 Mayıs 2011 tarihleri arasında İzmir Fuarı 3-4 No’lu hollerde, Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi Sanat Galerisi’nde, İzmir Devlet Resim Heykel Müzesinde ve Adnan Saygun Kültür Merkezi Sanat Galerisinde düzenleyecektir. Seba Sanast Galerisinin organize ettiği bienale 46 ülkeden 535 sanatçı katılacak. Bienali İzmir Valiliği, Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Resim Heykel Müzesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Fuarı ve Ege Üniversitesi ile bazı kurum ve kuruluşlar destekliyor. Bienalin küratörü ve genel direktörü Seba Uğurtan’ın yaptığı açıklamada şöyle denildi; “Sanat, sadece estetik obje ya da ortamları yaratırken yetenek ve hayal gücünün kullanılması değildir. İnsanların kalplerindeki bu coşku yaşama sevincini uyandırır; onların, ırk, kültür ve din ayrımı gözetmeksizin birbirleriyle iletişim kurmalarını sağlar. Toplumların her türlü sanatsal organizasyonlar içerisinde daima özveri ve samimiyetle yer alması gerekir: Bu desteği veren toplumlar, sanatın birleştirici ve ilham verici ruhunu canlı tutar. Sanatın eşsiz enerjisi dünya barışına büyük katkıda bulunur.Bienale 46 ülkeden 535 sanatçının katılımı, bir yandan İzmir’in dünya çapında bir organizasyona ev sahipliği yapabileceğini kanıtlarken, bir yandan da kentimizin tarihsel, kültürel ve doğal zenginliğini dünyaya tanıtmada sorumluluğumuzu

yerine getirmeye çalışacağız. Jüri ve bilimsel komite Bienal’e katılacak sanatçıların seçiminde, eserlerinde özgür dili sunmayı başarmış farklı kültürlerden, farklı ülkelerden farklı şehirlerden çok sayıda değerli sanatçıyı bir araya getirebilmek için büyük bir özveri ile çalışmıştır.”

Page 32: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ

MMO İzmir Şubesi / Nisan 2011 / 33

MÜzİk kurDu> FATİH EFE ÇİÇEK

Âşık geleneğinin günümüze kalan son büyük temsilcisi Âşık Veysel, ölümünün 38. yılında anılıyor. 1894 yılında Sivas, Şarkışla, Sivrialan Köyü’nde dünyaya gelen Âşık Veysel, o sıralar Sivas’ı kasıp kavuran çiçek salgını yüzünden iki kız kardeşini, 7 yaşında da gözlerini kaybetti. Babasının verdiği sazı, artık onun ışığı olacaktı. Babasının öğrettiği türkü ve şiirlerle, yöre ozanlarının sık sık evlerine uğramasıyla kendini geliştirdi. Savaşın patlamasıyla, çevresindeki

tüm arkadaşlarının cepheye gitmesiyle, yalnız kalan Veysel, bu süreçte kendi iç dünyasına dönmüştür. Veysel’in ailesi kısa süre sonra onu akrabaları Esma ile evlendirir. Oğlunu on günlükken kaybetmenin acısı daha soğumadan, önce annesini, sonra babasını kaybeder. Esma ile yolları ayrıldıktan bir süre sonra Gülizar hanımla evlenir ve bu evliliğinden altı çocuğu olur. Âşık Veysel birçok şiirleri ustalıkla yorumlamış ve kendi şiirlerini de yazmıştır. Cumhuriyet’in 10. yıl dönümünde Atatürk’e yazdığı şiiri, 3 gün üst üste Amma Hâkimiyet-i Milliye Gazetesinde yayınlanmıştır. Ancak Veysel şiirini Atatürk’e ulaştırmak istese de maalesef bunu başaramaz. Âşık Veysel’in sanatının gelişiminde en önemli etkenlerden biri köy enstitülerinde saz öğretmenliği yaptığı dönemdir. Yıllarca Türkiye’yi bir baştan bir başa gezer. 1965 yılında TBMM, özel bir kanunla Âşık Veysel’e, “Anadilimize ve milli birliğimize yaptığı hizmetlerden ötürü” 500 lira aylık bağlanmıştır. Ölümünden sonra Şarkışla’daki evi 1979 yılında kamulaştırılıp onarımı yapılarak, 1982 yılında müze haline getirilmiştir. Âşık Veysel’in türkülerinde umutsuzluk ile iyimserlik, yaşama sevinci ile hüzün iç içedir. 21 Mart 1973’de vefat eden Âşık Veysel, bugün hala türküleriyle yaşamaktadır.

MÜzİk DÜnyasınDan HaBerlerİZMİR’DEKİ KONSERLER• Tarihi Havagazı Kültür Merkezi’nde canlı performanslar Nisan ayında da devam ediyor. Sanat Kafe, 15 Nisan’da Cem Adrian, 22 Nisan’da Babazula, 29 Nisan’da da Pinhani konserlerine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

• İzmir Sanat, 18 Mart akşamı, Serim Galip (Keman), Josef Sabaini (Keman), Peter Langgartner (Viyola), Aydan Galip (Piyano)’in verecekleri “Oda Müziği Konseri”, 25 Nisan akşamı, Esin Talınlı (Soprano) Şenol Talınlı (Tenor) Tevfik Rodos (Bas) Cemile Cabbarova (Piyano)’dan oluşan “Opera Esintileri” etkinliğine sahne olacak.

• Fransız gitaristler Marc Loopuyt, Félix Vincent ’in f lamenko gitarları ve Âşık Feridun’un bağlaması eşliğinde, her iki ülkenin şarkı ve türkülerinden örnekler verecekleri, Pınar Yıldırım’ın da okuyacağı şiirlerle eşlik edeceği etkinlik, 29 Nisan akşamı Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek.

Uzun İnce Bir Yoldayım…

• Ünlü virtüöz gitarist Marty Friedman, ülkemizi ziyarete hazırlanıyor. 24 Mayıs’ta kentimizde Noxx Stage’de sahne alacak olan Friedman,

23 yaşında kurduğu Cacophony grubunda bir diğer gitar efsanesi Jason Becker ile çalışmıştı. Rock altyapılar üzerine taşıdığı doğu ezgileri ve üstün gitar tekniği ile müziğini radikalleştiren Friedman, ardından katıldığı Megadeth’de kült sayılan birçok albüme imza attı. Şimdilerde solo kariyerini sürdüren ünlü gitarist ülkemizde 3 ayrı konser verecek.

Page 33: 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM ALANLARDAYIZ