ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize...

30
KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel 1 Dinler Tarihi ti-entertainment.com Kur’an’da Hz. Meryem ve Hz. İsa - Meryem kelimesi Kur’an’da 34 kez isim şeklinde, 1 kez de "O" zamiriyle işaret edilmek suretiyle toplam 35 kez geçmektedir. - Meryem= el değmemiş, temiz (Betül ve Azra gibi) - Meryem-görgülü ve bilgili bir aile olan İmran ailesinin kızıdır. Ailesi onu, henüz doğmadan önce Mabede hizmet etmesi için adamışlardı. (ayet 35) Onlar böyle bir adakta bulunurken, onun erkek olacağını düşünmüş, çocuğun kız doğabileceğini hesaba katmamışlardı. Zira Mescide hizmet için yalnız erkek çocukları adanırdı. Çocuk kız doğunca ona o zaman için bir erkek adı olan ve kendi dillerinde “Allah'ın hadimi, hizmetkârı” anlamına gelen “Meryem” ismini verdiler. - Meryem kelimesi mef'al kalıbında bir kelimedir. Kelimenin "bir yerden ayrılmak" anlamındaki râme fiilinden türemiş olması mümkündür - Ancak bu ismin Kitab-ı Mukaddes'te iki yerde Musa peygamberin kız kardeşinin adı olarak geçmesi, kelimenin İbranîceden geldiğini göstermektedir. (Çıkış: 15/20 ve Sayılar: 26/59) - İncil'de bu kelime Marim, Maria ve Mariamme tarzında 53 kez yer alır. Bu kelimelerin kesin anlamı net olarak bilinmemektedir. Yorumcular tarafından, Meryem kelimesi ile ilgili, "deniz damlası, denizyıldızı, tanrıya bağlı, tanrıyı seven, hanımefendi, ışık veren, şişman, prenses, mağrur, güzel kimse, kâmil kimse" gibi anlamlar ileri sürülmüştür - Annesinin adı Hanne, Babasının adı İmran Al-i İmran 35: يم ل ع ال يع م الس نت أ ك ن إ م ل ب ق ت اف ر ر ط ب ا م ك ل ت ر ذ ن إ ب ر ان ر م ع ة أ ر ام ت ال ق ذ إ“İmrân'ın karısı demişti ki: "Rabbim, karnımda olanı tam hür olarak sana adadım, benden kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin." Buradaki ا ر ر kelimesi çok önemli. Ma’bed’e adanmakla köle olmasından kurtulmuş- hür sayılıyordu. Ancak bu erkek çocuk için geçerlidir. İmran ailesi ise, Hanne, erkek beklerken kız çocuk olmuştur. Bir sonraki ayet buna değinir ve aslında şöyle buyurur: “Sen erkek adamak istedin ama kız çocuğu oldu. Şüphesiz kız çocuğun adanmasıyla erkek çocuğun adanması aynı değildir” 3/36: ىو نث ام ك ر ك الذ س ي ل و ت ع ض او م ل ع أ ا ىو نث اأ ه ت ع ض و إ ب ر ت ال اق ه ت ع ض او م ل ف يم الر ان ط ي ال ام ه ت ر ذ و ك اب يذ ع أ إ و ر ام ه ت ي إOnu doğurunca Allâh onun ne doğurduğunu bilirken yine şöyle söyledi: "Rabbim, onu kız doğurdum, erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum." Bu bağlamda erkek adak kız adak gibi değildir anlamında. Burada annesini çocuğu ve ondan sonra gelecek olan nesiller için duası vardır. Aslında burada bize de dua etmenin yöntemi gösterilmenin yanında İsa’nın da günahsız olduğu belirtilir (reddiye)

Transcript of ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize...

Page 1: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

1 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Kur’an’da Hz. Meryem ve Hz. İsa

- Meryem kelimesi Kur’an’da 34 kez isim şeklinde, 1 kez de "O" zamiriyle işaret edilmek

suretiyle toplam 35 kez geçmektedir.

- Meryem= el değmemiş, temiz (Betül ve Azra gibi)

- Meryem-görgülü ve bilgili bir aile olan İmran ailesinin kızıdır. Ailesi onu, henüz doğmadan

önce Mabede hizmet etmesi için adamışlardı. (ayet 35) Onlar böyle bir adakta bulunurken,

onun erkek olacağını düşünmüş, çocuğun kız doğabileceğini hesaba katmamışlardı. Zira

Mescide hizmet için yalnız erkek çocukları adanırdı. Çocuk kız doğunca ona o zaman için bir

erkek adı olan ve kendi dillerinde “Allah'ın hadimi, hizmetkârı” anlamına gelen “Meryem”

ismini verdiler.

- Meryem kelimesi mef'al kalıbında bir kelimedir. Kelimenin "bir yerden ayrılmak" anlamındaki

râme fiilinden türemiş olması mümkündür

- Ancak bu ismin Kitab-ı Mukaddes'te iki yerde Musa peygamberin kız kardeşinin adı olarak

geçmesi, kelimenin İbranîceden geldiğini göstermektedir. (Çıkış: 15/20 ve Sayılar: 26/59)

- İncil'de bu kelime Marim, Maria ve Mariamme tarzında 53 kez yer alır. Bu kelimelerin kesin

anlamı net olarak bilinmemektedir. Yorumcular tarafından, Meryem kelimesi ile ilgili, "deniz

damlası, denizyıldızı, tanrıya bağlı, tanrıyı seven, hanımefendi, ışık veren, şişman, prenses,

mağrur, güzel kimse, kâmil kimse" gibi anlamlar ileri sürülmüştür

- Annesinin adı Hanne, Babasının adı İmran

Al-i İmran 35:

إنكأنتالسميع العليم لكمافبطنم رراف ت قبلمن نذرت إن إذقالتامرأة عمرانرب“İmrân'ın karısı demişti ki: "Rabbim, karnımda olanı tam hür olarak sana adadım, benden kabul buyur; şüphesiz

sen işitensin, bilensin."

Buradaki م ررا kelimesi çok önemli. Ma’bed’e adanmakla köle olmasından kurtulmuş- hür

sayılıyordu. Ancak bu erkek çocuk için geçerlidir. İmran ailesi ise, Hanne, erkek beklerken kız

çocuk olmuştur. Bir sonraki ayet buna değinir ve aslında şöyle buyurur: “Sen erkek adamak

istedin ama kız çocuğu oldu. Şüphesiz kız çocuğun adanmasıyla erkek çocuğun adanması aynı

değildir”

3/36:

كاأل نثىو أعلم باوضعتوليسالذكر وضعت هاأ نثىوالل إن اوضعت هاقالترب يمف لم اليطانالر ابكوذ ر ت هام أ عيذ ت هامروإن ي إن

“Onu doğurunca Allâh onun ne doğurduğunu bilirken yine şöyle söyledi: "Rabbim, onu kız doğurdum, erkek, kız

gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum."

Bu bağlamda erkek adak kız adak gibi değildir anlamında. Burada annesini çocuğu ve ondan

sonra gelecek olan nesiller için duası vardır. Aslında burada bize de dua etmenin yöntemi

gösterilmenin yanında İsa’nın da günahsız olduğu belirtilir (reddiye)

Page 2: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

2 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

3/37:

ارزقاقال دعند المحرابو هازكري ا وكفلهازكريك لمادخلعلي س س ت سهس ح ن سبس تاح ح وسأسنب س ف ت قب لهارب هابقب ولحسماءبغيحساب رز ق عنداللإنالل وم ذاقالت لك يمر أن

“Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi ve Zekeriya da onun bakımını

üstlendi. Zekeriyyâ, onun yanına, mihrâba her girdiğinde yanında bir rızık bulurdu. "Ey Meryem, bu sana

nereden?" derdi. (O da) "Bu, Allâh katından" derdi. "Allâh, dilediğine hesapsız rızık verir."

وأنبتها نباتا حسنا= burada Meryem’le ilgili ilginç bir teşbihte bulunulur. Meryem’den bahsederken, Kur’an onu bir bitkiye benzetmektedir. Bunun farklı anlamları olabilir:

a) Çift üremesine delil (buna göre Meryem Hz.

İsa’yı babasız olarak, kendi içerisindeki çift

üreme yöntemi ile, doğurmuştur. 1

b) Kız evladı narindir, eğitiminde ona daha itinalı

davranmak gerekir. Çiçek gibi bakmak ve ilgi

göstermek gerekir

وكفلها زكريا= Zekeriya onun sorumluluğunu üstlendi. Zekeriya’nın karısı Elizabeth. Elizabeth’in kardeşi ise Hanna’dır, yani Meryem’in annesi. Dolayısıyla Meryem’in sorumluluğunu teyzesinin kocası, ENİŞTESİ Zekeriya üstlenmiştir

3/42:

اللاصطفاكوطهرك واصطفاكعلىنساءالعالميوإذقالتالمالئكة يمر إن “Melekler demişti ki: "Ey Meryem, Allâh seni seçti, temizledi ve seni dünyâların

kadınlarına üstün kıldı."

Burada Allah Hz. Meryem’in üstünlüğü ve seçilmişliğinin ortaya koymaktadır. Hadislerde de

Hz. Peygamber Meryem’in cennette bulunacak olan 4 kadından birisi olduğunu

söylemektedir: “Kendi dönemindeki kadınların20 en hayırlısı İmran kızı Meryem’dir ve yine bu

ümmetin kadınlarının en hayırlısı Huveylid kızı Hatice’dir” (Buhari) + “Erkeklerden pek çokları

(fazilette) kemâle ermiştir. Kadınlardan ise İmran kızı Meryem ve Firavun’un karısı Âsiye’den

başka kimse kemâle ermemiştir. Hz. Âişe’nin kadınlara üstünlüğü ise, tiridin diğer yiyeceklere

üstünlüğü gibidir.”

Ayrıca ilginç olan, Hz. Meryem’in meleklerle diyalog içerisinde olmasıdır

1 Bitkilerde erkek üreme organı polen üretir. Bu polenler insan eliyle rüzgar ve arı gibi böceklerin etkisiyle bir

çiçekten başka bir çiçeğe gelir. Dişi üreme organının tepecik kısmına geldiğinde tozlaşma oluşur. Tozlaşma dişicik borusundan aşağı inerek yumurtalığa gelir ve burada döllenme oluşur. Döllenme sonucu çimlenme oluşur ve devamı tohum, embriyo gibi evrelerle devam eder

Page 3: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

3 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

3/43

يمر اق ن تلربكواسج ديواركعيمعالراكعي

"Ey Meryem, Rabbine divân dur, secde et ve (O'nun huzûrunda) eğilenlerle beraber eğil!"

Allah burada Meryem’e secde ve rükû edenlerle birlikte olmasını emreder. Burada önemli

olan hususlar (son derece dikkat çekici- özellikle bugünümüzün toplumsal sorunlarına da ışık

tutacak mahiyette)

a) O zamanlarda da şimdiki namaza benzeyen ibadet şekli vardır

b) Secde ve rükû’ müstakil bir ibadet şeklidir

c) Kadınlardan da cemaate katılmaları istenilmekte!

3/44:

ك نتلدهمإذ لق ونأقالمه مأ ه مكف ل مر أنباءالغيبن وحيهإليكوما ك نتلدهمإذيتصم ونذلكم وما

(Ey Muhammed) Bunlar sana vahyettiğimiz, görünmez âlemin haberlerindendir.

Meryem'e hangisi kefil olacak diye (kur'a) oklarını atarlarken sen onların yanında

değildin; birbirleriyle çekiştikleri zaman da sen yanlarında değildin.

Hz. Meryem’in sorumluluğunu yüklenecek kişiyi tespit edebilmek için kura şekli 3/45:

يهاف مرو ه المسيح عيسىاب نه ا ر كبكلمةم ب إذقالتالمآلئكة يمر إناللالم قربي ن ياواآلخرةوم الد

Melekler demişti ki: "Ey Meryem, Allâh seni, kendisinden bir kelime ile müjdeliyor: Adı Meryem oğlu Îsâ Mesih’tir; dünyada

da, âhirette de gözde (şerefli) ve (Allah'a) yakın olanlardandır."

Burada Allah Hz. İsa’nın ismini kendisi bizzat vermektedir. İsa

Bunun yanında Allah ona Mesih ismini de vermektedir, ancak önemli olan, bir nevi reddiye

mahiyetinde olan “Meryem’in oğlu” vurgusunu yapmaktadır. Yani İsa Allah’ın oğlu değil,

Meryem’in oğludur

Allah ayrıca Hz. İsa’ya KELİMATULLAH İSMİNİ bizzat kendisi verir

3/46:

الصالي و كلم الناسفالمهدوكهالوم"Beşikte ve yetişkinlikte insanlara konuşacak ve iyilerden olacaktır."

في المهد = onlarla beşikte konuştu! Veya onları daha sonra hidayete çağıracaktır

كهال= sözlükte farklı anlamlar taşımaktadır:

a) 30-33 yaşlarında

b) Yaşlılık anlamında

Page 4: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

4 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Buradaki ifadeler “itibari ma yekûn” kavilindendir (prensibine uygun) ve ileride olacak olan bir olaya

işaret etmesi daha muhtemeldir.

3/47:

مااءإذاقضىأمر يل ق كذلكالل ك ون لولدوليسسنبرقال أن ك ف يك ون قالترب له ا ق ول اف

Dedi ki: "Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?" "Allâh,

böylece dilediğini yaratır, dedi, bir şey(in olmasını) istedi mi ona 'ol' der, o da oluverir."

Buradaki ifade Meryem suresinde de geçmektedir. Aşağıda bun değinilecektir

3/48:

و علم ه الكتابوالكمةوالت وراةواإلجنيل"Ona Kitabı, Hikmeti, Tevrat’ı ve İncil'i öğretecek."

الكتاب a) Kitap vahiy anlamındadır- İncil ve Tevrat’tan bedel

b) Kitap burada yazı yazma özelliğini ifade eder2

3/49:

را ئةالطيفأنف خ فيهف يك ون طي كهي الطي أخل ق لك مم ت ك مبةمربك مأن ئ قد ورس والإلبنإسرائيلأنبذناللوأ برئ األكمهواألب رصوأ حييالموتىبذناللوأ ن بئ ك مباتك ل ونوماتدخر ونفب ي وتك مإنفذلك

آلةلك مإنك نت ممؤمني

"Onu İsrâil oğullarına (şöyle diyen) bir elçi yapacak: "Ben size Rabbinizden bir mu'cize

getirdim: Ben çamurdan kuş şeklinde bir şey yaratır, ona üflerim, Allâh'ın izniyle hemen

kuş oluverir; körü ve alacalıyı iyileştiririm; Allâh'ın izniyle ölüleri diriltirim; evlerinizde ne

yiyip, ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer inanıcı iseniz elbette bunda sizin için bir

ibret vardır."

Burada Hz. İsa’nın mucizelerine yer verilmektedir

Mucizeleri:

i. Çamurdan kuş şekillendirip hayat verme

ii. Kör ve alaca hastalıklı olanı iyileştirme

iii. Ölüleri diriltme

iv. Evlerde olanları bildirme

2 Eğer bu tercih doğru ise, o zaman şu soruyu sorulabilir: “Acaba Allah bunu İsa’nın İncili yazdığı ve

yazdırdığını mı ifade etmektedir? Net olarak şunu söyleyebiliriz ki, Kur’an’a göre İncil yazılı bir kitaptır.

Hıristiyanların iddia ettiği gibi İncil LOGOS değildir, yani Tanrı kelamı İsa’yla ete kemiğe

bürünmemiştir. Bununla ilgili Fetih suresi 29. Ayeti deli sayılabilir (ekim misali verilir, İncil’de var

olduğundan bahsedilir, bu da kitabın yazılı olmuş olmasını gerektirir

Page 5: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

5 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

3

Ölüleri diriltme: Hz. Nuh’un oğlu Sam’ı dirilttiği belirtilir. Sonra ona tufanla ilgili sorular

sorulur o da cevaplar. İlginç bir detay daha rivayet edilir. Sam uyandığından şaşırır, kıyamet

mi koptu der, saçının bir tarafı beyazdır. Hz. İsa ona hayır der ve saçının neden beyaz

olduğunu sorar. Sam, saçının kıyamet koptu endişesinden dolayı beyazlandığını söylemiştir (o

anda, o korkudan)4

3/50:

الت وراة لح لسكموم صدقالماب يديم أ ربك مفات ق واوسلأ ت ك مبةم ئ اللوأطيع ونب عضالذيح رمعليك مو

"(Ben), Benden önce gelen Tevrât'ı doğrulayıcı olarak ve size harâm kılınan bazı şeyleri size helâl

yapayım diye gönderildim. Size Rabbinizden bir mu'cize getirdim, Allah'tan korkun, bana itâ'at

edin!"

Burada Hz. İsa’ya hüküm yetkisi verilmiştir

Ayrıca kendinden önceki şeriata da bağlı olduğunu söylemiştir

Bu çerçevede İsa’nın İncil’de su sözü de göz önünde bulundurulabilir:

- “Kutsal Yasayı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben

geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim.”(Matta 5:17)

3/51:

ذاصراطمستقيم وربك مفاعب د وه إناللرب

3 Yahudiler Hz İsa a.s’ın peygamberliğine delil ve mucize isteyince İsa a.s “Ben çamurdan bir kuş yapar ve ona üflerim. Allah cc’ın izni ile o kuş canlanıp uçar” Der. Yahudiler bunu yapmasını isteyince İsa a.s. çamurdan bir kuş yapıp ona üfler ve kuş Allah cc’ın izni ile dirilip uçar. Bu kuşun Yarasa olduğu rivayet edilmiştir. Bu mucize ile kanmayan Yahudiler başka ne mucize gösterebilirsin derler. İsa a.s bir ölüye “Allah’ın emri ile diril derim ve o ölü Allah’ın emri ile dirilir” der . Yahudiler “O zaman bize bir ölü dirilt ki sana iman edelim” derler. İsa a.s “Kimi diriltmemi istersiniz” der. Onlarda bu yakındaki vadide çok eski bir mezar var. O mezar Nuh a.s’ın oğlu Sam’ın mezarıdır, Onu dirilt” derler. Tamam der İsa a.s. ve beraber O vadideki mezara giderler. İsa a.s Allah’a dua ettikten sonra mezardaki ölüye hitaben “Kum bi iznillah” (Allahın izni ile diril) der. Bunu deyince Mezar ikiye ayrılıp içinden biri çıkıp oturur. İsa a.s “Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki ben kimim” der İsa as. “Sen Allahın Peygamberi İsa a.s’sın” der. İsa a.s Senin zamanında saç ve sakal ağarması yoktu. Neden saç ve sakalın ağarmış?” diye sorunca Sam “Ruhum bedenime tekrar iade edilince Kıyamet koptu, haşir için dirildik sandım, O korku ve dehşetten saç ve sakalım beyazlamış” der. İsa a.s “İstersen sana dua edeyim Allah sana uzun bir ömür versin aramıza katıl, evlen, çoluk çocuğa karış” diyince. Sam “Bir kere ölüm acısını tattım, ikinci kez bunu tatmaya gücüm yetmez” der. (O anki dirilme iradesi dışında mucize eseri olduğundan tekrar ruhun bedenden çıkması ona ecel acısını tattırmaz) Bunun üzerine İsa a.s dua eder ve Sam tekrar mezarına iade olunur. Buna rağmen kimse İsa a.s’a iman etmez. 4 Kur’an’da kıyametle ilgili şu ifadelere yer verilir: Müzzemmil 17: كفرت ومايعل الولدان فكيفت ت ق ونإن ”?Eğer küfredecek olursanız, çocukların saçlarını ağartan bir günde, siz kendinizi nasıl koruyacaksınız“ شيبا

Page 6: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

6 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

3/52:

م سلم ون اللآمنابللواشهدأ أنصار أنصاريإلاللقالالوارونن عيسىمن ه م الك فرقالم ف لماأحس

Îsâ onlardan inkârı sezince: "Allâh yolunda kimler bana yardımcı olacak?" dedi. Havariler:

"Biz, Allâh(yolun)un yardımcılarıyız; Allah'a inandık, şahit ol, biz Müslümanlarız." dediler.

Ensâr= Hz. Peygamber’de yardım edenlere bu yüzden Ensâr denilir

3/53:

د نامعالا رب ناآمناباأنزلتوات ب عناالرس ولفاكت ب

3/54:

خير الماكرين والله ومكروا ومكر الله

“Onlar tuzak kurdular, Allah’ta onların tuzaklarını boşa çıkardı”

Burada Allah tuzak kurdu demek isabetli olmaz. Allah onların tuzaklarını boşa çıkardı demek

daha isabetli olur. Zira tuzak kurmak gibi fiiller Âlim-i Mutlak, Kadir-i Mutlak olan Allah’a

nispet etmek biraz antropomorfizme meyil etmeye teşvik edebilir, zira haset, oyun kurma,

tuzak kurma gibi şeyler insanların yaptıkları, şeytana uymalarından dolayı yaptıkları olumsuz

bir sıfattır, bunu doğrudan Allah’a nispet etmek doğru olmayabilir

3/55:

ات ب ع وكف وق اعل الذ كفر واو الذ ر كم م ت وفيكورافع كإلوم طه يعيسىإن إذقالالل ك نت مفيهتتلف ون ع ك مفأحك م ب ي نك مفيما إلمر كفر واإل ومالقيامةث الذ

Allâh demişti ki: "Ey Îsâ, ben senin canını alacağım, seni bana yükselteceğim, seni inkâr edenlerden

temizleyeceğim ve sana uyanları kıyâmet gününe kadar inkâr edenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz

bana olacaktır. Ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim."

إنهي متوفهيك Bu fiil öldürmek anlamındadır. Ancak sadece 2 yerde “uyutmak” anlamını

taşımaktadır

i. Enam 60:

5يتوفاكم

ii. 39/42:

6يتوفى

5لمس عث ك مفيهلي قضىأ ب رحت مبلن هارث والذي ت وفاك مبلليلو علم ما إليو ك نت مت عمل ونمىىث ن بئ ك مبا ع ك مث همر

Ve O, o Zât-i Kibriya'dır ki, sizleri geceleyin uykuya daldırır ve gündüzün ne kazandığınızı bilir. Sonra ondan gündüzün uyandırır. Tâ ki mukadder olan ecel nihâyete ersin. Sonra dönüşünüz O'nadır. Sonra size ne işler yapar olduğunuzu haber verecektir. 6التقضىعلي هاالمو األنف سحيموتاوالتلت تفمنامهاف ي مسك ت وف لم سمىىإنفذلكآليالل تلقوم ت فكر ونتو رسل األ خرىإلأ

Allâh, ölmekte olan canları alır, ölmeyenleri de uykularında (bedenlerinden alıp kendilerinden geçirir); sonra ölümüne hükmettiğini yanında tutar, ötekilerini de belli bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.

Page 7: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

7 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

3/56-57:

صر ن ياواآلخرةومال مم كفر وافأ عذب ه معذابشددافالد فأماالذ

الظالميو ب ي ال موالل ور آمن واوعمل واالصالاتف ي وفيهمأ أماالذ

"İnkâr edenlere gelince, onlara dünyâda da, âhirette de şiddetle azâbedeceğim, onların yardımcıları da

olmayacaktır." İnanıp iyi şeyler yapanlara da (Allâh) mükâfâtlarını tam olarak verecektir. Allâh zâlimleri sevmez.

Salih amel işlemek iman etmenin yanında önemli unsur!

3/59:

ك ف يك ون قالله كمثلآدمخلقه مت رابث إنمثلعيسىعنداللAllah'a göre Îsâ'nın durumu, Âdem'in durumu gibidir: Onu, topraktan yarattı, sonra ona

"Ol!" dedi, artık olur...

Allah-u Teâla Hz. İsa’nın durumunu Hz. Âdem’in durumuna benzetir.

Asıl şaşılacak olan Hz. Âdem’in durumudur, zira onu anasız, babasız yaratmıştır.

Bu çerçevede 2 tür yaratmadan bahsedilebilir

Nisa Suresi:

4/157:

مررس ولاللوماق ت ل وه وماصلب وه ولكش بهل موإن ق ت لناالمسيحعيسىاب وق ولمإنه مال مبه م اخت لف وافيهلفيشك وماق ت ل وه قيناالذ اتباعالظ علمإال م

"Biz Allâh'ın elçisi, Meryem oğlu Îsâ Mesih'i öldürdük!" demelerinden ötürü (belâlara uğradılar). Oysa onu

öldürmediler ve asmadılar; fakat (bu iş) kendilerine, benzer gösterildi. Onun hakkında ayrılığa düşenler, ondan

yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta kesin bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu yakinen

öldürmediler (onu öldürdüklerini kesin biçimde bilemediler).

Page 8: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

8 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Yahudiler Hz. İsa’yı öldürmedi, onları şüpheye düşürmüştür. Bu önemli bir husustur, zira

Yahudiler hem Allah’ın Peygamberini kabul etmiyorlar, hem de onu öldürmeye teşebbüs

ediyorlar, öldürdüklerini zannediyorlar ve pişkin pişkin “sizin o Resulullah dediğinizi biz

öldürdük” diyerek övünüyorlar. Buradaki “Onlar öldürmedi” ifadesi Yahudilere .رسول الله

reddiyedir ve çok önemlidir. Övünürken, bir nevi alay ederken kendileri gafil avlanıyor ve

Allah onların tuzaklarını boşa çıkarıyor. (Nuzul-i İsa çerçevesinde birçok tartışmalar olmuştur

bu ayetle ilgili…)

4/158:

عززاحكيمابل إليهوكانالل رف عه الل Hayır, Allâh onu kendisine yükseltti. Allâh dâimâ üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.

بل Kelimesinin anlamı ve nasıl anlaşıldığı önemlidir:

a) Burada Allah “Ben öldürmedim” demiyor, Ehl-i kitap öldürmedi diyor.

b) Idrab manasında: بل kelimesinden sonra gelen kısım, öncekinin tamamen zıddını ifade

eder (ölmeden yüceltti?)

4/159:

بهق بلموتهو ومالقيامةك ون عليهمشهيدا لي ؤمن لالكتابإال أ وإنم

Andolsun, kitâp ehlinden hiç kimse yoktur ki, ölümünden önce ona inanacak olmasın. Kıyâmet günü de O, (Îsâ)

onların aleyhine şahit olacaktır.

Buradaki zamirin mercii önemlidir موته

a) Zamir İsa’ya racidir. Nuzul-u İsa gerçekleşir, o anda dünyada bulunanlar ona iman

ederler

b) Zamir “zamir en yakınındaki açık isme gider” kuralı gereği Ehl-i kitaba gider (İsa’ya

değil)

4/171:

االمسيح عيسىاب إ الق لالكتابالت غل وافدنك موالت ق ول واعلىاللإال مررس يأ الل ول نه فآمن وابللور س لهوالت ق ول واثالثةانت ه واخ اإلمرور وحم إلهواحدوكلمت ه ألقا االل رالك مإ ي

ألرضوكفىبللوكيالس بحانه أنك ونله ولدله مافالسماواتومافا Ey Kitap ehli, dininizde taşkınlık etmeyin ve Allâh hakkında gerçek olmayan şeyleri söylemeyin! Meryem oğlu

Îsâ Mesih, sadece Allâh'ın elçisi, O'nun Meryem'e attığı kelimesi ve O'ndan bir ruhtur. Allah'a ve elçilerine

inanın, (Allâh) "Üçtür" demeyin. Kendi yararınıza olarak buna son verin. Çünkü Allâh, yalnız bir tek tanrıdır.

Hâşâ O, çocuk sâhibi olmaktan yücedir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. Vekil olarak Allâh yeter.

Bu ayet “QUİNTESSENZ” mesabesindedir

Page 9: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

9 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Maide Suresi:

5/17:

ئاإنأ اللشي م مرق لفميلك والمسيح اب قآل واإنالل كفرالذ مرلقد رادأن هلكالمسيحابالسماوات يعاوللم لك شيءقدروأ مه ومفاألرضج علىك ل مااءوالل ن ه مايل ق واألرضوماب ي

"Allâh, Meryem oğlu Mesih'tir." diyenler küfre gitmişlerdir. De ki: "Öyle ise Allâh, Meryem

oğlu Mesih'i, annesini ve yeryüzünde olanların hepsini helâk etmek istese, Allah'a karşı

kimin elinde bir şey var?" Göklerde, yerde ve ikisinin arasında bulunan her şey O'nundur.

O, dilediğini yaratır, Allâh, her şeyi yapabilendir.

Allah istediğini yapar. O istese onu da (Hz. İsa’yı da) annesini de helak eder (burada Allah Hz.

İsa’nın tanrı olamayacağını-olmadığını gösterir. Her şey zaten Allah’ın ve O’nun dilediği gibi

olmaktadır!

5/46

ناه اإلجن الت وراةوآت ي دهم مرم صدقالماب ي مبعيسىاب ناعلىآثر دىون وروق في يلفيهالت وراةو دىوموعظةللم تقيو دهم م صدقالماب ي

Onların ardından, yanlarındaki Tevrât'ı doğrulayıcı olarak Meryem oğlu Îsâ'yı gönderdik ve ona, içinde yol gösterme ve nur bulunan, önündeki Tevrât'ı doğrulayan, korunanlar için yol gösterici ve öğüt olan İncil'i verdik.

Burada İncil’in matbu olduğuna işaret vardır.

Kendinden önceki şeriatı tasdik edici, tamamen reddedici değil (İsa’nın Yahudi- Musevi

geleneğinden geldiğine işaret)

5/47

ل اإلجنيل م الفاسق ونوليحك مأ فأ ولئك يك مباأنزلالل فيهومل باأنزلالل İncil sâhipleri, Allâh'ın onda indirdiği ile hükmetsinler. Kim Allâh'ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar, yoldan

çıkmışlardır.

Hüküm ancak matbu eserde olur- İncil matbudur

Burada ayrıca Allah orijinal incilin, yani tahrif edilmemiş İncil’in Allah tarafından gönderilmiş

olduğuna ve aslında İncil sahibi olan Hıristiyanların buna göre gitmediklerini izhar etmektedir.

Zira asıl İncil’e göre gitseydiler, doğru yolu bulurdular.

Asıl yoldan çıktılar. Sadece Yahudiler değil, Hıristiyanlar da kendi kutsal kitaplarını tahrif

etmişlerdir. Buna Kur’an birçok yerde + burada işaret etmektedir.

Ayrıca günümüz Hıristiyanları da aslında İncil olarak kabul ettiklerinin İsa’ya indirilenler

olduğuna değil, havarilerin ilhamla onun hakkında yazdıklarından ibaret olduğuna inanırlar.

Onlara göre Hz. İsa tanrı kelamının bedenleşmiş hali, günümüzde iki kapak arasında bulunan

Eski ve Yeni Ahit tanrı kelamı olarak kabul edilmiyor. Zaten Biblical Criticism çerçevesinde

Kitab-ı Mukaddes’in çeşitli yazarlarca farklı yüzyıllarda ele alındığı tespit edilmiştir’

Page 10: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

10 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Allah burada bu konuya değinmekte ve onların böyle yapmakla, yani asıl yoldan sapmakla

yanlış yaptıklarını ifade etmektedir.

5/72:

مروقالالمسيح يبنإسرائيلاعب د والمسيح اب قال واإنالل كفرالذ وربك ملقد رب وااللوما عليهالنةومأواه النار أنصارإنه م ركبللف قدحرمالل للظالميم

Andolsun, "Allâh, ancak Meryem oğlu Mesih'tir." diyenler elbette kâfir olmuşlardır. Hâlbuki Mesih

demişti ki: "Ey İsrâil oğulları, benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin. Zira kim

Allah'a ortak koşarsa muhakkak ki, Allâh ona cenneti harâm etmiştir ve onun varacağı yer ateştir;

zâlimlerin yardımcıları yoktur!"

Hıristiyanlara cehennem haram kılınmıştır

5/73:

إلهواحدو إلهإال ثالثةومام ثلث قال واإنالل كفرالذ لقد نت ه واعما ق ول ونليمس إنلكفر وامن ه معذابأليم الذ

"Allâh, üçün üçüncüsüdür" diyenler elbette kâfir olmuşlardır. Oysa yalnız bir tek tanrı vardır, başka tanrı yoktur.

Bu dediklerinden vazgeçmezlerse elbette onlardan inkâr edenlere acı bir azâb dokunacaktır.

Allah bu ayette tevbe kapısını göstermektedir

Bu iki ayette önemli olan, göze batan husus: Allah bir tarafta Meryem oğlu İsa Mesih Allah’tır diyenler, diğer tarafta da (ayrıca) “Allah üçün üçüdür”

diyenlerin küfrettikletini ve cehnemme müstahak olduklarını zikretmektedir. Bu önemli bir husustur, ACABA ALLAH-U TELA BURADA HIRİSTİYANLARIN 2

AKIMINA, YANİ TESLİSLE İLGİLİ MONOFİZİTLERLE DİOFİZİTLER ARASINDAKİ İHTİLAFA DEĞİNİP, HER İKİ GURUBUNDA YANLIŞ YOLDA

OLDUĞUNU MU VURGULAMAK İSTEMİŞTİR???

Page 11: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

11 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

5/75:

يك النالط كا رس ولقدخلتمق بلهالرس ل وأ مه صدقة مرإال كيماالمسيح اب فن ب ي ل م عامانظ ر ؤفك ون انظ رأن اآليتث

Meryem oğlu Mesih, bir elçiden başka bir şey değildir. Ondan önce de elçiler gelip geçmiştir. Annesi de

dosdoğruydu. İkisi de yemek yerlerdi. (Yaşamak için yemeğe muhtaç olan nasıl tanrı olabilir?) Bak, onlara nasıl

âyetleri açıklıyoruz, sonra bak nasıl (haktan) çevriliyorlar!?

İkisi de yemek yerdi, yani tanrılık vasfına ters bir şey. Sizin gibi insanlardır onlar. Yemek için

rızıklandırılmak lazım, rızkını başkasından bekleyen nasıl tanrı olabilir?

Allah burada aklen de böyle bir şeyin ters olduğunu göstermektedir. Mantıken yanlıştır. Böyle

bir tanrı tasavvuru akla ve monoteizme uygun değildir

5/78: Hz. İsa’nın laneti

كفر وامبنإسرائيلعلىلسانداو ودوعيس الذ مرذلكباعصواوكان وا عتد ونل ع ىاب İsrâil oğullarının nankörlerine, Dâvûd ve Meryem oğlu Îsâ diliyle la'net edilmiştir. Çünkü (onlar)

isyân etmişlerdi ve saldırıyorlardı.

5/82: Yahudi ve Hıristiyanların Müslümanlarla ilişkisi!

أشرك واولتجدنأق رب ه ممودلت آمن واالي ه ودوالذ الناسعداوةللذ جدنأشد آمن واالذ ةللذوأن ه مالس با يسيور نصارىذلكأنمن ه مقس تكب ونقال واإ

İnsanlar içerisinde, inananlara en yaman düşman olarak Yahudileri ve (Allah'a) ortak koşanları bulursun.

İnananlara sevgice en yakınları da "Biz Hristiyanlarız." diyenleri bulursun. Çünkü onların içlerinde keşişler ve

rahipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar.

Sosyal hayat ve beşerî münasebetler için önemli

5/110:

مراذك رنعمتعليكوعلىوالدتكإذأدتكبر وحالق د ست كلم الناسف يعيسىاب إذقالالل ئةالطيبذنالمهدوكهالوإذعل كهي الطي م مت كالكتابوالكمةوالت وراةواإلجنيلوإذتل ق

كف تنف خ فيهاف تك ون طي رابذنوت بئ األكمهواألب رصبذنوإذت رج الموتىبذن بنوإذ ففت سحرمبي ذاإال ه مإن كفر وامن ت ه مبلب يناتف قالالذ ئ إسرائيلعنكإذ

Allâh demişti ki: "Ey Meryem oğlu Îsâ, sana ve annene olan ni'metimi hatırla, hani seni Ruhu'l-Kudüs ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin

iken insanlarla konuşuyordun; sana Kitabı, hikmeti, Tevrât'ı ve İncil'i öğrettim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yaratıyor, içine

üflüyordun, benim iznimle kuş oluyordu; anadan doğma körü ve alacalıyı benim iznimle iyileştiriyordun; benim iznimle ölüleri (diriltip

kabirlerden) çıkarıyordun ve İsrâil oğullarını da senden savmıştım; hani sen onlara açık deliller getirdiğin zaman, içlerinden inkâr edenler:

"Bu açık bir büyüden başka bir şey değil!" demişti.

Page 12: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

12 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Hz. İsa’nın mucizeleri anlatılır burada

Burada mahşer günü olacak olan konuşmanın resmi çizilir!

Bakara 87’de de Hz. İsa’nın Ruhu’l Kudüs tarafından desteklendiği zikredilir

Bakara 87: ناعيسى نامب عدهبلرس لوآت ي نام وسىالكتابوق في مرالب يناتوولقدآت ي هح اب أسيدنسح ح القدسأ ب ت موفرقات قت ل ونبأروحأ كذ ت هوىأنف س ك م استكب رت ف فرقا اءك مرس ولباال أفك لما

Andolsun, Mûsâ'ya Kitabı verdik, arkasından peygamberler gönderdik. Meryem oğlu Îsâ'ya da açık deliller verdik ve onu Ruh'ül-

Kudüs (Cebrâil) ile destekledik. Ne zaman ki, bir peygamber, size canınızın istemediği bir şey getirdiyse büyüklük taslamadınız

mı? Kimini yalanladınız, kimini de öldürüyordunuz?

“İncil ”in kelime anlamı:

I. Müjde

II. Sızıntı (Kurtubî Hadis Suresi 27)

Dia İncil maddesi:

- İncîl kelimesinin asıl anlamı: “iyi haber, müjde”

- Yunanca euaggelion (euangelion)

- Latince evangelium

- Fransızca évangile ve İngilizce’de (eski İngilizce godspel kelimesinden gelen)

gospeldir

- Euaggelion kelimesinin ya doğrudan veya Habeşçe şekli olan wangel kanalıyla

Arapça’ya İncil olarak geçtiği ileri sürülmektedir

- İncilin Arapça necl kökünden türediği yolundaki görüş temelsizdir

- İncil (euaggelion) kelimesini, Ahd-i Cedîd külliyatı içinde hıristiyanî anlamda ilk defa

Pavlus “Îsâ tarafından öğretilen yeni doktrin” anlamında kullanmıştır

5/111:

إلالواريأنآمن وابوبرس ولقال واآمناواشهدأن نام سلم ون وإذأوحيت Havârilere: "Bana ve elçime inanın!" diye vahyetmiştim (kalblerine bu düşünceyi atmıştım);

"İnandık, bizim Müslümanlar olduğumuza şâhidol!" demişlerdi.

Havariler iman etmekle birlikte İsa’dan talepte bulundurlar. Gökten sofra inmiştir- MAİDE

(donatılmış sofra- ziyafet)

5/112,113 ve 114:

السم نامآئدةم لستطيع ربكأن ن زلعلي مر اءقالات ق وااللإنك نت ممؤمنيإذقالالوارونيعيسىاب ق ل وب ناون علمأن هاوتطمئ قال وان رد أننك لمن د الا هام قدصدق ت ناونك ونعلي

ولن السماءتك ون لناعيداأل نامآئدةم مرالله مرب ناأنزلعلي الرازقيقالعيسىاب نكوارز ق ناوأنتخي ر وآةم اوآخر Havâriler demişlerdi ki: "Ey Meryem oğlu Îsâ, Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi? (Îsâ): "İnanıyorsanız Allah'tan

korkun!" dedi. "İstiyoruz ki, ondan yiyelim, kalplerimiz iyice yatışsın, senin bize doğru söylediğini bilelim ve buna bizzat tanık olalım." dediler. Meryem oğlu Îsâ da: "Allâh'ım, Rabbimiz, bizim üzerimize gökten bir sofra indir ki bizim için, önce ve sonra

gelenlerimiz için (o gün) bir bayram olsun ve (o olay) Senden de bir mu'cize olsun. Bizi rızıklandır, Sen rızık verenlerin en hayırlısısın!" dedi.

Page 13: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

13 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Bu muhtemelen Hıristiyan kaynaklarında zikredilen son akşam yemeği olabilir. Zira Maide’nin

anlamı “donatılmış sofra”, ziyafet için hazırlanan sofra. Burada Havariler kalplerinin mutmain

olmaları için sofra isterler (iman ettiler ama yine de mutmain olmak isterler)

Burada aynı şekilde bir dua var. DUA NASIL OLUR sorusuna cevap

Son akşam yemeği7: (sağdaki resim Mithraism’deki “son akşam yemeği”)

Eastern:8

İsa İncillere göre (Markus, Matta ve Luka’da anlatılır bu kıssa) Getsemani’ye, gitmiştir

Havarileriyle birlikte (GRÜNDONNERSTAG): orada dua etmiştir, akşam yemeği

yemişlerdir. Sonra Judas İskariot İsa’yı Yahudilere satmıştır…

“Yemek sırasında İsa eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve öğrencilerine verdi. «Alın, yiyin» dedi, «Bu benim bedenimdir.» Sonra bir kâse alıp şükretti ve bunu öğrencilerine vererek, «Hepiniz bundan için» dedi. «Çünkü bu benim kanımdır, günahların bağışlanması için birçokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır. Size şunu söyleyeyim, Babamın egemenliğinde sizinle birlikte tazesini içeceğim o güne dek, asmanın bu ürününden bir daha içmeyeceğim.» İlahi söyledikten sonra dışarı çıkıp Zeytin Dağına doğru gittiler. (Matta 26:26-30)

İncillerdeki anlatımlar

7 Hz. Îsâ şâkirdleriyle yediği “son akşam yemeği”nde onlara bir parça ekmek ve şarap vererek ekmeğin kendi

bedeni, şarabın da kendi kanı olduğunu söyler (Matta, 26/26-29; Markos, 14/22-25; Luka, 22/14-20). İşte bunu yâdetmek üzere rahip kutsadığı şarabı ve ekmeği litürjik yemekte bulunanlara verir; böylece temsilî bir yemek yenilmiş olur. Menşei Yeni Ahid’e çıkarılan bu sakrament, Hz. Îsâ’nın ölmeden önce havârileriyle paylaştığı son akşam yemeğini anma ve tekrarlama anlamı taşıyor görülse de erken kilisede bu âyin Mesîh tarafından başlatılacak ilâhî kırallığı sembolize etmekteydi. Mesîhî ziyafet sofrası geleneğinin daha önceleri Yahudilik’te de bulunduğu göz önüne alınırsa (Mezmurlar, 23/5; İşaya, 25/6; Tsefenya, 1/7; Enoch, 62/14) kilisede bir yahudi etkisinden bahsetmek mümkün görünmektedir. Bugün kilise bu sembolik açıklamanın yanında Evharistiya âyininin aynı zamanda Hz. Îsâ’nın yeniden dirilmesini de temsil ettiğini ileri sürer. Evharistiya’nın icrasında inananların birlikte sembolik yemek yemesi ve bu yemeğe eşlik eden âyinlerin yerine getirilmesi şeklinde iki ana süreç vardır. Kiliselerde icra edilen bu âyin daima piskoposlarca veya onu temsil eden bir rahip tarafından idare edilir. Katolikler “mass” dedikleri bu âyini her gün, Ortodokslar pazar günü, Protestanlar ise yılın bazı dönemlerinde kutlarlar DİA 8 Im Christentum wurde das Ei zum Symbol für die Auferstehung Jesu Christi. Von außen wirkt es kalt und tot, doch aus seinem Inneren

erwächst neues Leben. Somit stand das Ei symbolisch für das Grab in Jerusalem, aus dem Jesus Christus am Ostermorgen von den Toten auferstanden ist. Weite Verbreitung in der Bevölkerung fand diese Vorstellung durch Merksprüche wie diesen: "Wie der Vogel aus dem Ei gekrochen, hat Jesus das Grab zerbrochen." Dass Eier zum Ostergeschenk wurden, hat sicher auch praktische Gründe. Seit dem Mittelalter verbot die Kirche in der vorösterlichen Fastenzeit den Verzehr von Fleisch und Eierspeisen. Die Folge war, dass sich vor Ostern große Mengen an Eiern ansammelten, zumal der Vorfrühling eine gute Legezeit der Hühner ist. Damit der Eierüberschuss nicht verdarb, wurden die Eier abgekocht und haltbar gemacht. Den um Ostern oft fällig gewordenen Pachtzins entrichteten die Bauern üblicherweise mit den angesammelten Eiern. Die restlichen wurden verziert, zur Weihe in die Kirche mitgenommen und anschließend verschenkt.Es ist belegt, dass sich armenische Christen bereits in den ersten Jahrhunderten nach Christus zum ersten Mal Eier schenkten. Dort hatten sie keine praktische Bedeutung, sondern waren ausschließlich ein Symbol für das neue Leben.

Page 14: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

14 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Mat

ta 2

6:3

1-5

6

• 31. Bu arada İsa öğrencilerine, «Bu gece hepiniz benden ötürü sendeleyip düşeceksiniz» dedi. «Çünkü şöyle yazılmıştır: ‹Çobanı vuracağım, Sürüdeki koyunlar darmadağın olacak.›

• 32. Ama ben dirildikten sonra sizden önce Celileye gideceğim.»

• 33. Petrus Ona, «Herkes senden ötürü sendeleyip düşse de ben asla düşmem» dedi.

• 34. «Sana doğrusunu söyleyeyim» dedi İsa, «Bu gece horoz ötmeden beni üç kez inkâr edeceksin.»

• 35. Petrus, «Seninle birlikte ölmem gerekse bile seni asla inkâr etmem» dedi. Öğrencilerin hepsi de aynı şeyi söyledi.

• 36. Sonra İsa öğrencileriyle birlikte Getsemani denen yere geldi. Öğrencilerine, «Ben şuraya gidip dua edeceğim, siz burada oturun» dedi.

• 37. Petrus ile Zebedinin iki oğlunu yanına aldı. Kederlenmeye, ağır bir sıkıntı duymaya başlamıştı.

• 38. Onlara, «Ölesiye kederliyim» dedi. «Burada kalın, benimle birlikte uyanık durun.»

• 39. Biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp dua etmeye başladı. «Baba» dedi, «Mümkünse bu kâse benden uzaklaştırılsın. Yine de benim değil, senin istediğin olsun.»

• 40. Öğrencilerin yanına döndüğünde onları uyumuş buldu. Petrusa, «Demek ki benimle birlikte bir saat uyanık kalamadınız!» dedi.

• 41. «Uyanık durup dua edin ki, ayartılmayasınız. Ruh isteklidir, ama beden güçsüzdür.»

• 42. İsa ikinci kez uzaklaşıp dua etti. «Baba» dedi, «Eğer ben içmeden bu kâsenin uzaklaştırılması mümkün değilse, senin istediğin olsun.»

• 43. Geri geldiğinde öğrencilerini yine uyumuş buldu. Onların göz kapaklarına ağırlık çökmüştü.

• 44. Onları bırakıp tekrar uzaklaştı, yine aynı sözlerle üçüncü kez dua etti.

• 45. Sonra öğrencilerin yanına dönerek, «Hâlâ uyuyor, dinleniyor musunuz?» dedi. «İşte saat yaklaştı, İnsanoğlu günahkârların eline veriliyor.

• 46. Kalkın, gidelim. İşte bana ihanet eden geldi!»

• 47. İsa daha konuşurken, Onikilerden biri olan Yahuda geldi. Yanında, başkâhinlerle halkın ileri gelenleri tarafından gönderilmiş kılıçlı sopalı büyük bir kalabalık vardı.

• 48. İsaya ihanet eden Yahuda, «Kimi öpersem, İsa Odur, Onu tutuklayın» diye onlarla sözleşmişti.

• 49. Dosdoğru İsaya gidip, «Selam, Rabbî!» diyerek Onu öptü.

• 50. İsa, «Arkadaş, ne yapacaksan yap!» dedi. Bunun üzerine adamlar yaklaştı, İsayı yakalayıp tutukladılar.

• 51. İsayla birlikte olanlardan biri, ani bir hareketle kılıcını çekti, başkâhinin kölesine vurup kulağını uçurdu.

• 52. O zaman İsa ona, «Kılıcını yerine koy!» dedi. «Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.

• 53. Yoksa Babamdan yardım isteyemez miyim sanıyorsun? İstesem, hemen şu an bana on iki tümenden fazla melek gönderir.

• 54. Ama böyle olması gerektiğini bildiren Kutsal Yazılar o zaman nasıl yerine gelir?»

• 55. Bundan sonra İsa kalabalığa dönüp şöyle seslendi: «Niçin bir haydutmuşum gibi beni kılıç ve sopalarla yakalamaya geldiniz? Her gün tapınakta oturup öğretiyordum, beni tutuklamadınız.

• 56. Ama bütün bunlar, peygamberlerin yazdıkları yerine gelsin diye oldu.» O zaman öğrencilerin hepsi Onu bırakıp kaçtı.

Mar

kos

14

:32

-50

•32. Sonra Getsemani denilen yere geldiler. İsa öğrencilerine, «Ben dua ederken siz burada oturun» dedi.

•33. Petrusu, Yakupu ve Yuhannayı yanına aldı. Hüzünlenmeye ve ağır bir sıkıntı duymaya başlamıştı.

•34. Onlara, «Ölesiye kederliyim» dedi. «Burada kalın, uyanık durun.»

•35. Biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp dua etmeye başladı. «Mümkünse o saati yaşamayayım» dedi.

•36. «Abba, Baba, senin için her şey mümkün, bu kâseyi benden uzaklaştır. Ama benim değil, senin istediğin olsun.»

•37. Öğrencilerinin yanına döndüğünde onları uyumuş buldu. Petrusa, «Simun» dedi, «Uyuyor musun? Bir saat uyanık kalamadın mı?

•38. Uyanık durup dua edin ki, ayartılmayasınız. Ruh isteklidir, ama beden güçsüzdür.»

•39. Yine uzaklaştı, aynı sözleri tekrarlayarak dua etti.

•40. Geri geldiğinde öğrencilerini yine uyumuş buldu. Onların göz kapaklarına ağırlık çökmüştü. İsaya ne diyeceklerini bilemiyorlardı.

•41. İsa üçüncü kez yanlarına döndü, «Hâlâ uyuyor, dinleniyor musunuz?» dedi. «Yeter! Saat geldi. İşte İnsanoğlu günahkârların eline veriliyor.

•42. Kalkın, gidelim. İşte bana ihanet eden geldi!»

•43. Tam o anda, İsa daha konuşurken, Onikilerden biri olan Yahuda çıkageldi. Yanında başkâhinler, din bilginleri ve ileri gelenler tarafından gönderilmiş kılıçlı sopalı bir kalabalık vardı.

•44. İsaya ihanet eden Yahuda, «Kimi öpersem, İsa Odur. Onu tutuklayın, güvenlik altına alıp götürün» diye onlarla sözleşmişti.

•45. Gelir gelmez İsaya yaklaştı, «Rabbî» diyerek Onu öptü.

•46. Onlar da İsayı yakalayıp tutukladılar.

•47. İsanın yanında bulunanlardan biri kılıcını çekti, başkâhinin kölesine vurup kulağını uçurdu.

•48. İsa onlara, «Niçin bir haydutmuşum gibi beni kılıç ve sopalarla yakalamaya geldiniz?» dedi.

•49. «Her gün tapınakta, yanıbaşınızda öğretiyordum, beni tutuklamadınız. Ama bu, Kutsal Yazılar yerine gelsin diye oldu.»

•50. O zaman öğrencilerinin hepsi Onu bırakıp kaçtı.

Luka

s 2

2. 3

9-6

1

•İsa dışarı çıktı, her zamanki gibi Zeytin Dağına gitti. Öğrenciler de Onun ardından gittiler.

•Oraya varınca İsa onlara, «Dua edin ki ayartılmayasınız» dedi.

•Onlardan bir taş atımı kadar uzaklaştı ve diz çökerek şöyle dua etti: «Baba, senin isteğine uygunsa, bu kâseyi benden uzaklaştır. Yine de benim değil, senin istediğin olsun.»

•Gökten bir melek İsaya görünerek Onu güçlendirdi.

•Derin bir acı içinde olan İsa daha hararetle dua etti. Teri, toprağa düşen kan damlalarını andırıyordu.

•İsa duadan kalkıp öğrencilerin yanına dönünce onları üzüntüden uyumuş buldu.

•Onlara, «Niçin uyuyorsunuz?» dedi. «Kalkıp dua edin ki ayartılmayasınız.»

•İsa daha konuşurken bir kalabalık çıkageldi. Onikilerden biri, Yahuda adındaki kişi, kalabalığa öncülük ediyordu. İsayı öpmek üzere yaklaşınca İsa, «Yahuda» dedi, «İnsanoğluna bir öpücükle mi ihanet ediyorsun?»

•İsanın çevresindekiler olacakları anlayınca, «Ya Rab, kılıçla vuralım mı?» dediler.

•İçlerinden biri başkâhinin kölesine vurarak sağ kulağını uçurdu.

•Ama İsa, «Bırakın, yeter!» dedi, sonra kölenin kulağına dokunarak onu iyileştirdi.

•İsa, üzerine yürüyen başkâhinlere, tapınak koruyucularının komutanlarına ve ileri gelenlere şöyle dedi: «Niçin bir haydutmuşum gibi kılıç ve sopalarla geldiniz?

•Her gün tapınakta sizinle birlikteydim, bana el sürmediniz. Ama bu saat sizindir, karanlığın egemen olduğu saattir.»

•İsayı tutukladılar, alıp başkâhinin evine götürdüler. Petrus onları uzaktan izliyordu.

•Avlunun ortasında ateş yakıp çevresinde oturduklarında Petrus da gelip onlarla birlikte oturdu.

•Bir hizmetçi kız ateşin ışığında oturan Petrusu gördü. Onu dikkatle süzerek, «Bu da Onunla birlikteydi» dedi.

•Ama Petrus, «Ben Onu tanımıyorum, kadın!» diye inkâr etti.

•Biraz sonra onu gören başka biri, «Sen de onlardansın» dedi. Petrus, «Değilim, arkadaş!» dedi.

•Yaklaşık bir saat sonra yine bir başkası ısrarla, «Gerçekten bu da Onunla birlikteydi» dedi. «Çünkü Celilelidir.»

•Petrus, «Sen ne diyorsun be adam, anlamıyorum!» dedi. Tam o anda, Petrus daha konuşurken horoz öttü.

•Rab arkasına dönüp Petrusa baktı. O zaman Petrus, Rabbin kendisine, «Bu gece horoz ötmeden beni üç kez inkâr edeceksin» dediğini hatırladı ve dışarı çıkıp acı acı ağladı.

Page 15: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

15 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

5/115:

اعليك مفمكف رب م ن زل إن العالميقالالل أ عذب ه أحدام أ عذب ه عذابال عد منك مفن Allâh buyurdu ki: "Ben onu sizin üzerinize indireceğim, ama ondan sonra sizden kim inkâr ederse

ben ona dünyâlarda hiç kimseye yapmayacağım azâbı yaparım!"

5/116 ve 117:

يإليمد وناللقال ذ ونوأ م مرأأنتق لتللناسات يعيسىاب س بحانكماك ون لأنوإذقالالل ق لت ه ف قدعلمته ت علم مافن فسي ك نت إن أعلم مافن فسكإنكأنتعالم الغ ي وبأق ولماليسلبق وال

عليهمشهيداماد م وربك موك نت ماأمرتنبهأناعب د وااللرب ل مإال ك نتأنتماق لت تن فيهمف لمات وف ي ت شيءشهيدالرقيبعليه موأنتعلىك ل

Ve yine Allâh demişti ki: "Ey Meryem oğlu Îsâ sen mi insanlara 'Beni ve annemi, Allah'tan başka iki

tanrı edinin' dedin?". Hâşâ, dedi, Sen yücesin, benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemek benim

haddime değildir! Eğer demiş olsaydım, sen bunu bilirdin, sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben

senin nefsinde olanı bilmem, çünkü gizlileri bilen yalnız sensin, sen! “Ben onlara: Benim ve sizin

Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, diye senin bana emretmiş olduğundan başka bir şey söylemedim.

Ben onların içinde olduğum sürece onları kolladım, fakat sen beni vefat ettirince onları gözetleyen

(yalnız) Sen oldun. Sen her şeyi görensin.

Büyük sorgulama

Tevbe Suresi:

9/30:

اللوقالتالنص كفر واموقالتالي ه ود ع ز راب ؤ ونق ولالذ هم ضا اللذلكق ول مأف وا ارىالمسيح اب ؤفك ون أن ق بل قات له م الل

Yahûdiler: "Uzeyr, Allâh'ın oğludur." dediler. Hıristiyanlar da: "Mesih Allâh'ın oğludur." dediler. Bu, onların

ağızlarıyla geveledikleri sözleridir. (Sözlerini), önceden inkâr etmiş(olan müşrik)lerin sözlerine benzetiyorlar.

Allâh onları kahretsin, nasıl da (haktan bâtıla) çevriliyorlar!?

Burada Yahudilerle ilgili kısım dikkat çekicidir. Lakin bütün Yahudiler Üzeyr’in Allah’ın oğlu

olduğuna inanmıyorlar. Burada lam-ı tarif olduğundan sadece belirli Yahudiler ’İn

kastedildiği anlaşılmaktadır

Meryem Suresi:

Genel bilgi: Meryem Suresi, Mekke döneminde, muhtemelen peygamberliğin 6. yılının başlarında

Müslümanların Habeşistan'a hicretinden önce nazil olmuştur. Zira anılan dönemde Mekke'den

Habeşistan'a hicret eden Müslüman sahabeler, bu sureyle tanışıktılar. Müslümanlar artık aşırı şiddete

maruz kaldıklarından onlardan bir kısmını Allah Resulü Habeşistan’a göndermektedir. Şartlar artık

dayanılmaz hale geldiğinde, Peygamberimiz Nübüvvetin 6. yılının sonlarında ashabına şöyle bir

Page 16: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

16 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

tavsiyede bulundu: "Habeşistan'a hicret edebilirsiniz, çünkü orada hiç kimseye haksızlık yapılmasına

izin vermeyen bir kral vardır. Onun ülkesinde hayır vardır. Allah size bu beladan bir kurtuluş verinceye

kadar orada kalabilirsiniz." Nitekim hicret kafilesinin başkanı ve Hz. Peygamber'in amcaoğlu olan

Cafer b. Ebî Talib’in, bu sureyi Hz. İsa hakkında Kur’an’ın görüşünü açıklamak amacıyla Habeş kralı

önünde okuduğu rivayet edilir. Bundan sonra ilk planda 11 erkek ve 4 kadın Habeşistan'a doğru yola

çıktılar. Kureyşliler onları sahile kadar takip etti, fakat Müslümanlar Şuaybiye limanında hemen

Habeşistan'a gidecek olan bir gemiye rastladılar ve kurtuldular. Birkaç ay sonra bir grup mümin daha

Habeşistan'a hicret etmiş ve sayıları, Kureyş'ten 83 erkek ve 11 kadın, Kureyşli olmayanlardan da 7

kişiye ulaşmıştı. Bundan sonra Mekke'de Peygamber'e birlikte sadece 40 kişi kadar Müslüman

kalmıştı. Bu tarihsel arka planı göz önünde bulundurursak, bu surenin muhacirlere Habeşistan'a

yapacakları yolculuk için bir "erzak" olarak indirildiği anlaşılmaktadır. Surede sanki onlara şöyle

denilmektedir: "Siz işkence çeken muhacirler olarak kendi ülkenizi bırakıp bir Hıristiyan memleketine

sığınıyorsunuz. Fakat buna rağmen sahip olduğunuz bilgilerden hiçbirini gizlememelisiniz. Bu nedenle

Hz. İsa'nın, Allah'ın oğlu olmadığını, Hıristiyanlara apaçık ilan etmelisiniz." (Mevdudi)

KONUSU

- Surede genel olarak tevhit inancı, ahiret gerçeği ve Allah'a kul olma bilinci işlenir

- Surenin ilk ayetlerinde, Hz. İsa’nın habercisi olan Hz. Yahya’nın kıssasına yer verilir. İlerlemiş

yaşına rağmen Hz. Zekeriya'ya Yahya’nın verilişi ve bakire Meryem'in Hz. İsa’yı doğuruşu,

birer mucize olarak anlatılır. Bu bağlamda Hz. İsa’nın, “Allah'ın oğlu” olduğu iddiası şiddetle

reddedilir

- Hz. Yahya ve İsa kıssalarının ardından sırasıyla Hz. İbrahim, Musa, Harun, İsmail ve İdris

kıssalarından kısa kesitler sunularak bütün peygamberlerin temelde aynı gerçekleri tebliğ

ettikleri; fakat onların ardından gelenlerin çoğunun, sonradan sapıp İslâmî hayat tarzını büyük

ölçüde terk ettikleri belirtilir

- Bu açıdan bakınca, surenin merkezi konusunu Hz. Meryem ve oğlu Hz. İsa’nın teşkil ettiğini,

bu nedenle de Meryem suresi olarak isimlendirildiğini söylememiz mümkündür. Sure, içerdiği

olgular bakımından Bakara, Âli İmran, Mâide, A'râf, Yunus, Hûd, İbrahim, İsrâ ve Kehf

surelerinin devamı durumundadır ve bu surelerle dantel gibi örülüdür. Meryem Suresi söz

konusu bu surelerden beslendiği gibi, onlara gıda da vermekte, sanki o sureler de Meryem

Suresinden beslenmektedir.

Meryem 16-36:

Page 17: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

17 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

16- (Kıssalarla dolu bu) Kitapta Meryem'i de an. Hani o ailesinden ayrılıp doğu yönünde bir yere çekilmişti. Vezkur: Lâfzen “an” anlamına gelen bu emir hiç şüphe yok ki gündeme taşıma amacına yönelik bir emirdir. Hem kendi gündemine, hem ilk muhatapların gündemine hem de tüm zaman ve zeminlerdeki muhatapların gündemine. Zira gündeme taşınması istenen şahsiyet tarihi bir figür değil, tüm zamanlarda geçerli değerler olan iffet ve adanışın sembolüdür. Özünde taşınması istenen Meryem’in şahsı değil şahsiyetidir.(İslamoğlu-Meal) Kitab: Bu kelime bu ayette kitabın tümünü değil de bölümlülerine işaret etse gerektir. Yani kıssayı sonuna kadar zikret. Meryem: Sureye isim olan Meryem, görgülü ve bilgili bir aile olan İmran ailesinin kızıdır. Ailesi onu, henüz doğmadan önce Mabede hizmet etmesi için adamışlardı. Onlar böyle bir adakta bulunurken, onun erkek olacağını düşünmüş, çocuğun kız doğabileceğini hesaba katmamışlardı. Zira Mescide hizmet için yalnız erkek çocukları adanırdı. Çocuk kız doğunca ona o zaman için bir erkek adı olan ve kendi dillerinde “Allah'ın hadimi, hizmetkârı” anlamına gelen “Meryem” ismini verdiler. Meryem kelimesi mef'al kalıbında bir kelimedir. Kelimenin "bir yerden ayrılmak" (Lîsânül-Arab ) anlamındaki râme fiilinden türemiş olması mümkündür. Ancak bu ismin Kitab-ı Mukaddes'te iki yerde Musa peygamberin kız kardeşinin adı olarak geçmesi, kelimenin İbranîceden geldiğini göstermektedir. (Çıkış: 15/20 ve Sayılar: 26/59)İncil'de bu kelime Marim, Maria ve Mariamme tarzında 53 kez yer alır. Bu kelimelerin kesin anlamı net olarak bilinmemektedir. Yorumcular tarafından, Meryem kelimesi ile ilgili, "deniz damlası, denizyıldızı, tanrıya bağlı, tanrıyı seven, hanımefendi, ışık veren, şişman, prenses, mağrur, güzel kimse, kâmil kimse" gibi anlamlar ileri sürülmüştür. (T.D.V. İslam Ansiklopedisi) Meryem kelimesi Kur’ân'da 34 kez isim şeklinde, 1 kez de "O" zamiriyle işaret edilmek suretiyle toplam 35 kez geçmektedir. Nebz: Bu kelime aslında “atmak” manasınadır. "İntibâz" ise, bu kökün iftial veznindeki şeklidir. Hurma suyuna, kaba dökülüp doldurulduğu için, "Nebiz" denilmesi de bu köktendir. Nebîz, menbûz (dökülen-atılan şey) manasınadır. Sokağa bırakılmış çocuğa "menbûz" denilmesi de bu manadadır. Çünkü o da âdeta atılmıştır. Alış-verişte nehyedilen "münâbeze"de bu manadadır. Münâbeze, "sana şu elbiseyi yahut şu taşı attığımda, alışveriş artık vâcib olur. (Yani atılan taş veya elbise, satılacak mallardan hangisine değerse, o satılmış oluyor) şeklindeki alış-veriştir.(Razi) Ayette geçen intibâz kelimesi "eldeki şeyi öne veya arkaya fırlatıp atmak, tek başına ayrılma, uzaklaşma, ilişik kesme" anlamındadır. Nitekim bir kimsenin insanlardan uzak bir köşeye oturması da intebeze kelimsiyle ifade edilir. Dolayısıyla Meryem'in kendi evinin doğu taraftaki odasına veya mabedin doğu köşesine çekildiği yolundaki yorumlar kelimenin anlamına ve Ayetin ruhuna aykırıdır. Kelimenin ifade ettiği anlama göre Meryem yakın çevresinden kopmuş, onlardan ayrılıp uzaklara gitmiştir. 17. Kendini onlardan uzak tutuyordu; bu durumdayken Biz, kendisine vahiy meleğimizi gönderdik; (bu melek) ona eli yüzü düzgün bir insan şeklinde göründü. Hicab: Bu kelime maddi anlamda “perde” demektir. Hissi anlamda ise “uzaklaşmak” demektir. Bir insanın başlarıyla kendi arasına perde çekmesi kendini onlardan uzak tutması demektir. Rûhenâ: Burada geçen ve lâfzen “Ruhumuz” anlamına gelen “rûhenâ” ibaresiyle ne kastedildiği de açık değildir. Ancak rivayetlerde, bu ibareyle Cebrail’in kastedildiği belirtilir. Zira sözlükte “nefis, can ve hayat soluğu” gibi anlamlara gelen ruh kelimesi, Kur’an'da daha çok “ilham, vahiy ve vahyi Allah'ın seçtiği kimseye ulaştıran aracı melek, melekî güç” anlamında kullanılır. Nitekim Cebrail, Kur’an'da “Ruhul emin/Güvenilir ruh” olarak nitelendirilir.(Ruh kelimesi hakkında geniş bilgi için Kadr Suresi 4.ayete bakınız) Bununla birlikte, Hz. Meryem'e gönderilen ruhun, onun karnında şekillenip insan olan Hz. İsa’nın ruhu olduğunu söyleyenlerde olmuştur. Ancak ayetin devamı bu görüşü teyit etmez. Bazı müfessirler Cebrail'in ona gönderilmesini Meryem'in peygamber olduğuna delil saymışlardır. Temessül: Bu kelimenin esas anlamı "örnek vermek" demektir. Türkçemize de geçmiş olan misal, emsal, temsil bu kökten kelimelerdir. Bununla beraber kelime, ikinci, anlam olarak "insan şekline girmek" manasında da kullanılmıştır. (Lîsânül-Arab ) 18. (Meryem onu görünce): “Senden O kuşatıcı rahmet sahibine sığınırım!” dedi, "Eğer O'na karşı sorumluluk bilinci taşıyorsan (bana yaklaşma)!" Euzu ve Rahman kelimeleri için Fatiha Suresine bakınız. Hz Meryem'in “in kunte tekiyya” (Eğer O'na karşı sorumluluk bilinci taşıyorsan) ifadesinde yer alan cümle, bir şart cümlesi olmasına rağmen Ayette cümlenin ikinci (ceza) bölümü mevcut değildir. Bu, okuyanların takdirine bırakılmıştır. Bize göre cümlenin ikinci bölümü "Bana dokunma!" veya "Bana yaklaşma!" şekillerinde takdir edilebilir. 19. (Melek): “Ben sadece Rabbinin sana tertemiz bir oğlan çocuğu bağışlamak üzere gönderdiği bir elçisiyim.” dedi. Zekiy: Temiz olarak büyüyüp yetişmiş demektir. Çünkü günaha hiç bulaşmamış kimselere "Zeki" (temiz-pak) denilir. Yine büyüyüp gelişen ekine de yine "zeki" denir.(Razi) Zekiy kelimesi, peltek ze ile yazılan ve Türkçeye de geçmiş olan "zeki, zekâ" kelimelerinden farklıdır. Ayetteki li-ehebe ifadesi li-yehebe diye de okunmuştur.(Razi, Kurtubi) Bu kıraate göre anlam “Beni Allah sana bir oğlan çocuğu versin diye gönderdi” şeklinde olmaktadır. Hz. Meryem olgusunun da iki boyutlu olduğunu anlıyoruz: Birisi dünyayı "erkek egemen" hale getirip kadını küçümsemenin, horlamanın, itmenin yanlışlığı öğretilmektedir. Erkeksiz dünya hayatı olmaz diyenlere, kadınsız da dünya hayatının olmayacağı ispat edilmektedir. Erkeksiz çocuğun yaratılması ile kadının değerinin artışında bir devrim olmuş, kadın haklarının öne çıkmasına sebep olunmuştur. Diğer taraftan Hz. İsa’nın yaratılış biçimi tıp ilmine bir ödev olarak verilmiştir. 20. (Meryem): “Benim nasıl oğlum olabilir ki” dedi; “Bana hiçbir erkek dokunmamışken, üstelik ben iffetsiz bir kadın da değilim.” Hz. Meryem, "dokunma" kelimesini cinsel ilişki anlamında kullanmıştır. Tıpkı boşanma hukukunu anlatırken Yüce Allah'ın Bakara 237'de bu kelimeyi ve ifadeyi kullanması gibi. Beşer: Bu kelime lâfzen “insan” anlamındadır. Fakat bu ayette erkek kast edilmiştir.(Bu kelimeyle alakalı geniş bilgi için Müddessir 25’e bakınız) Bağy: Ragıb bu kelimeyi “aranan şeyde orta yolu aşmayı istemektir; gerçekten aşılması ya da aşılmaması fark etmez” diye açıklamıştır. Begıtis-semau: gökten ihtiyaç sınırını aşan yağışın yağması demektir. Yine yara kötüleştiğinde, “Beğiye’l-cerh” denilir. İbtiğa: istemede tüm gücünü ortaya koymak için söylenir. Eğer istek iyi bir şey ise İbtiğa da iyi sayılır.(Leyl 20) Bağy, Kur’an’da; Zulüm, Ma’siyet (isyan, itaatsizlik), Hased/kıskançlık, Zina şekilde tefsir edilir. Keşşaf Sahibi şöyle der; "Bağiy, erkek arayan zinâkar kadın demektir.(Razi) Hz Meryem, evli olmadığını, evli olmayan kadının çocuk doğurmasının kötü kadın olmak anlamına geleceğini kısa bir cümle ile ifade etmiştir.

Page 18: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

18 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

21. (Melek): “Bu doğrudur” dedi, (ama) Rabbin diyor ki: “Bu benim için çok kolaydır; Biz onu insanlara (kudretimizi gösteren) bir ayet ve katımızdan bir rahmet kılacağız.' Zaten bu iş hükme bağlanmıştır.” Ayet: Bu kelime için Yasin Suresinin 33.ayetine bakınız. Makdiyya: Hükme bağlamış, kararı verilmiş demektir. Cebrail, bunun, hüküm ve karara bağlanmış bir iş olduğunu buyururken, geri dönülmesi mümkün olmayan bir durumla karşı karşıya olduklarını ifade etmektedir. Yüce Allah'ın bir işe karar vermesi, o işin mutlaka olması demektir. İnsan karar verdiği işten dönebilir ama Allah'ın dönmesi söz konusu değildir. Böylece Hz. Meryem'e ilâhî karar ve iş konusunda bir ders verilmekte ve bu ders bize kadar uzanmaktadır. İlahiyatın en önemli konularından biri Allah'ın eylemlerindeki kesinliğin bilinmesidir. Yüce Allah'ın verdiği kararı ne tenkit edebiliriz ne de geri çevirebiliriz. İnsanın duası bu kararla çatışırsa, duasından vazgeçmesi gerekiyor. Bunun en güzel örneğini Hz. İbrahim'de buluyoruz: Hz. İbrahim, yeğeni Hz. Lût'un toplumunun batmasını istemiyor ve bunun için Allah'a dua ediyordu. Buna karşı Yüce Allah'ın şu uyarısı ile karşı karşıya kaldı: "Ey İbrahim, bundan vazgeç. Çünkü Rabbi’nin emri gelmiştir. Ve onlara, geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir" (Hûd 11/76). Hz. İbrahim de bu uyarı gereği önceki ısrarından vazgeçmiştir. 22. Nitekim Meryem o çocuğa hamile kaldı ve bundan dolayı (insanların gözünden) ıssız bir yere çekildi. Kur’an’da Hz Meryem’in nasıl hamile kaldığıyla alakalı açık bir bilgi yoktur. Fakat bazı işaretlerden yola çıkılarak yorumlar yapılmıştır. Hz Meryem’le ilgili geçen ayetlerde bazen dişiler için kullanılan zamirler bazen de erkekler için kullanılan zamirler kullanılmıştır. Örneğin Enbiya 91'de dişiye giden hâ zamiri yer alırken; Tahrim 12'de erkeği ifade eden hi/hü zamiri geçmektedir. Yani Enbiya 91'de Hz. Meryem "dişi"; Tahrim 12'de ise "erkek" olarak geçmektedir. Demek ki Hz. Meryem bir ayette "dişi", diğerinde ise "erkek" olarak sunulmaktadır. Müfessirlerin çoğu Enbiya 91 ile Tahrim 12'deki bu durumu çözülmesi imkânsız ya da zor anlamına gelen müşkül ayetler gurubuna koymuşlardır. Fakat bu ayetin günümüzün bilimsel bulgularıyla açıklanması mümkündür. Bazı âlimler de Enbiya 91'deki üfürme işinin Hz. Meryem'e; Tahrim 12'dekini de Hz. Meryem'in gebe kaldığı Hz. İsa’ya olduğunu söyleyerek bu ikili zamirin çatışmasını önlemeye çalışmışlardır. Bu yorumlama şekli de doğru değildir. Çünkü her iki ayette anlatılan sadece Hz. Meryem'dir; ona yönelik olan üfürme eylemidir ve Hz. İsa’ya hamile kalmadan önceki üfürme işlemi kastedilmektedir. Bu üfürme ile Hz. Meryem, oğlu İsa’ya gebe kalmıştır. Öyle ise bu dişilere ait zamir ile erkeklere ait zamir nasıl açıklanabilir? Diğer taraftan Âli İmran Suresi’nin 37. Ayetindeki Ve onu güzel bir bitki olarak bitirdi ifadesini mecaz değil hakikate hamledersek, Meryem’in normal bir insan özelliğinden çok bir bitki özelliği taşıdığını sonucunu çıkarıyoruz. Bir insanın bitki özelliğinde olması Rabbimizin yaratılış kanunlarına ters değildir. Çünkü insanın yaratılış aşamalarından birisi de bitkilik evresidir: Vallahu enbetekum minel'ardi nebata. Ve Allah sizi yeryüzünde bitki olarak bitirdi. (Nuh: 17) Bütün bunlardan başka, Meryem'den rükû eden erkekler ile beraber rükû etmesinin istenmesi de çok ilginçtir. Yani raki’ât şeklinde dişi değil de râkiîn şeklinde eril formda gelmiştir. Ayetteki râkiîn ifadesinin müzekker getirilmesi herhâlde sadece seci' (kafiye) olsun diye değildir.(Âli İmran 43) Buna göre, Hz. Meryem'in iç organlarında hem sperm üreten hem de yumurta üreten bir sistem ya da iki sistem vardı. Bütün bunlardan Hz Meryem’in istisnai bir biçimde her iki cinsiyeti de birlikte temsil ettiği sonucuna varılır. Bu sonucun çift cinsiyetlikle bir alakası yoktur. Enbiya 91'deki üfürme eylemi yumurtayı harekete geçirmiş, Tahrim 12'deki üfürme de spermi harekete geçirmişti. Neticede sperm ile yumurta buluştu ve böylece Hz. İsa yaratılmış oldu. Bu izah doğaya ya da bilime uygun mudur? Biyolojinin konulan arasında yer alan botanik ve zooloji konularına bakınca bu iddiaya delil bulmamız mümkündür. Hz Meryem’in üreme sisteminin mucizevî bir şekilde bitkilerin üreme sistemine veya diyemer (ebeveynli) üremeye değil monomer (tek asıllı/analı) üremeye benzediği anlaşılıyor. Sonsuz ilim ve sonsuz kudrete sahip olan Allah çeşitli şekillerde yaratabilir. Alışılagelen yaratma şeklinden farklı bir yaratma şekli görünce, hemen farklı neticelere varmanın, şüphelenmenin anlamı yoktur. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Hz. İsa'nın doğumundaki mucizenin as ıl noktası, annesinin vücudunun iki sisteme sahip kılınmasıyla ilgilidir. Bu ayeti bu şekilde yorumlayan tefsirlerden karşılaştırmalı okuyabilirsiniz. Bunlar Elmalılı’nın tefsiri, Bayraktar Bayraklının, Yeni Anlayışın Işığında Kur’an Tefsiri, Hakkı Yılmaz’ın, Tebyinul Kur’an eseri ve Mustafa İslamoğlu hocamın mealindeki ilgili ayetlerin dip notlarıdır. Tefsirlerde hamilelikle ilgili olarak bir saat ile dokuz ay arasında farklı sürelerden söz edilmiş olmakla birlikte çoğunluk sürenin dokuz ay olduğu kanısındadır. Çocuk ana rahminde büyüyüp gelişmeye başlayınca Meryem, İnsanların kendisini kınayacağından endişe ettiği için, durumu ailesinden gizlemek maksadıyla uzak bir yere çekilerek bir müddet hamileliğini gizledi. Taberî der ki: Hıristiyanlar, Meryem’in, İsa’ya on üç yaşında iken gebe kaldığını, İsa’nın göğe kaldırılıncaya kadar otuz iki yıl ve bir kaç gün dünyada kaldığını, Meryem’in onun göklere kaldırılmasından sonra altı yıl daha yaşadığını iddia ederler, Buna göre Meryem elli küsur yaşında vefat etmiş demektir. Kasiyy: Bu kelime “ailesinde uzak” demektir, Nitekim Arapçada tıpkı, hem asi hem de asıyy denilebildiği gibi, aynı manaya kâsî ve kasiyy da denilir. “En uzak” anlamındaki aksa kelimesi de bu köktendir. Bazı tarihî kaynaklara göre bu yer Beyt el-Lahm (Betlaham) adlı şehirdir. Yüce Allah Hz. Zekeriya kıssasında Zekeriya’nın yaşlı ve hanımının kısır olmasına rağmen ondan tertemiz, arınmış ve mübarek bir çocuk var ettiğini söz konusu ettikten sonra, Hz. Meryem'in oğlu Hz. İsa'yı babasız olarak doğurması kıssasını söz konusu etti. Her iki kıssa arasında açıkça görülen bir ilişki ve bir benzerlik vardır. Anlatma ve açıklamada kolaydan zora geçiş ilkesinin bir uygulaması olarak Yüce Allah önce Hz. Yahya kıssasını söz konusu etti. Çünkü onu yaşı ilerlemiş bir anne ve babadan yaratmış olması, babasız bir çocuğun yaratılışına nispetle alışılmışa ve kabul edilmeye daha bir yakındır. İşte bundan sonra Hz. İsa kıssası söz konusu edilmektedir. Çünkü bu kıssa ötekinden daha olağanüstü niteliktedir. 23. Doğum sancısı (Meryem’i) bir hurma ağacının gövdesine sürüklerken diyordu ki: “Ah keşke bu durum başıma gelmeden önce ölseydim de unutulup giden biri olsaydım!” Mehâd: "Bir şeyi şiddetle sallamak, sütün yağını çıkarmak, kovayı kuyuda su doldurmak için çalkalamak, iyiden iyiye düşünmek" anlamına gelen mehada fiilinden türeyen bu kelime "doğum sancısı" anlamına gelmektedir. İşte Hz. Meryem'i, doğum sancısı hurma ağacına dayanmaya sevk etmiştir. Bunun anlamı, Hz. Meryem'in doğumunu tek başına gerçekleştirmiş olduğudur. Ciz’in: Kaffal: "Ciz: hurma ağacının alt kısmına denir, yani üzerinde meyve olan üst kısmından altta kalan kısımdır derken, Kurtubi ise "herhangi bir ağacın kök kısmındaki her kütük ciz'dir" der. Mensiyya: "Unutulan şey" anlamındadır. Bu okunuşuna göre, buradaki ifade "Büsbütün unutulmak" anlamındadır. Arapçada unutulmaya layık ve kaybolunmasından ötürü rahatsız olunmayan değersiz şey demektir. Yolcu bir kimsenin küçük bir kazığı, bir ip parçasını unutması gibidir. Yine, Araplardan nakledildiğine göre; konakladıkları bir yerden ayrılmak istedikleri vakit: "Unutmanız muhtemel şeylere dikkat ediniz" derlermiş. Kısaca bu kelime, “değersiz ve unutulabilecek türden şeyler” demektir. Ferrâ da der ki: Bu kelime kadının hastalığı esnasında kullandığı ve attığı bez parçalan demektir. Buna göre Meryem'in: "Büsbütün unutulsaydım" sözleri bir kenara atılmış bir ay hali bezi (gibi) olsaydım, anlamındadır.(Kurtubi)

Page 19: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

19 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Ayetteki yâ edatı, pişmanlığı pekiştirmek için konmuştur. Sadece "keşke" anlamını zaten leyte edatı vermektedir. Dolayısıyla ya edatına, "âh" anlamını vererek âyeti yorumlamak gerekmektedir. Razi derki: Salih kimselerin bir belaya düştüklerinde adetleri böyle söylemektir. Rivayet olunduğunda göre, Hz. Ebu Bekir, ağaç üzerindeki bir kuşa bakıp şöyle demiştir: Ey kuş, ne mutlu sana. Ağaca konup, meyvelerinden yiyorsun. Ben kuşun gagaladığı bir meyve olmayı ne kadar isterdim." Hz. Ömer'in de yerden bir saman çöpünü alarak: "Keşke şu saman çöpü ben olsaydım! Keşke bir şey olmasaydım" dediği rivayet edilmiştir. Hz. Ali de Cemel Vakası olduğunda: "Keşke bu günden önce, yirmi yaşında iken ölseydim" demiştir. Bilal-i Habeşi'nin: "Ey Bilal annen seni keşke doğurmasaydı" dediği rivayet edilmiştir. Böylece bu gibi sözleri, salih kimselerin sıkıntıya düştüklerinde söyledikleri sabit olur.(Razi) Bu sözler, doğum sancısı çeken bir kadının söyleyeceği sözler değil, izah edemeyeceği bir şekilde sahip olduğu çocuğunu halkından nasıl gizleyeceğini düşünen bir kadının üzüntüsünü ve pişmanlığını yansıtan sözlerdir. Çünkü hiçbir anne adayı, doğum esnasında çektiği sancı sebebiyle üzülmez ve pişmanlık duymaz. 24. Bunun üzerine (hurma ağacının) ağacın altından ona şöyle seslendi: “Sakın üzülme! Rabbin senin alt yanında bir ırmak akıttı. Veya: Rabbin senin (rahminde) olanı şerefli kılmıştır. Buradaki min ile ilgili iki kıraat vardır: 1) Biri mimin kesresi ile min tahtehâ okunuşudur. Bu da, Hamza, Nâfi, Kisâî ve Hafs'ın kıraatidir. Elimizdeki Mushafta da bu şeklide okunmuştur. Üsteki mealde buna göre verilmiştir. 2) Diğer kıraat mim'i meftun olarak men tahtehâ "Altında olan ona seslendi" şeklinde okumaktır. (Razi) Buna göre meali de altta verdik. Seriy: Âlimler, bu kelimenin mutlak anlamda "nehir" manasına gelip gelmediği hususunda ihtilaf etmişlerdir. Ebu Ubeyde ve Ferrâ bunun mutlak anlamda bir nehir olduğunu söylemişlerdir. İbn Abbas ise: “Bu, suyu kesilmiş küçük bir ırmak idi. Yüce Allah bunu Meryem için yeniden akıttı” demektedir.(Kurtubi) Seriy kelimesi ayrıca: Milletin ulu ve şerefli kişisi anlamına da gelir. Nitekim Arapçada, kavminin soylularındandır" anlamında (Fulânün min serevât-i kavmihi) denilir. Bu anlamda Es-Seri' den kastın Hz. İsa olduğu da söylenmiştir. Zemahşerî'nin kaydettiğine göre Katâde, sesin Hz. Meryem'in altından değil de hurma ağacının altından geldiğini iddia etmiştir. Bize göre Zemahşerî'nin Katâde'den naklettiği bu görüş daha doğrudur. Çünkü bir önceki ayette, Hz. Meryem'in doğum sancısından dolayı dayanmak zorunda kaldığı ağaç hurma ağacı idi. Sesin de oradan geldiği görüşü en doğrusu olacaktır. Bu konuda şu yorumu da aktaralım; seslenenin Hz. İsa olması da muhtemeldir. Çünkü Hz. İsa, bu hitaptan önce doğmuştu. Meryem 29. ayette Hz. Meryem, halka beşikteki çocuğa işaret ederek "ona sorun" demişti. Burada aklımıza şu soru geliyor? Hz. Meryem, çocuğun konuşabileceğini nerden biliyordu? İşte daha önce annesine 25. ayette konuştuğu için burada da konuşacağını söyleyerek oğluna işaret etmiştir.(Bayraktar Bayraklı) 25. Hurma ağacını kendine doğru silkele, üstüne taze ve olgun hurma dökülsün. Ayetteki be harfi cerrinin cümleye katacağı anlama göre, ciz' kelimesinin içinde bulunduğu cümle iki şekilde anlamlandırılabilir: 1- Hurma ağacının gövdesini kendine doğru çek ve hareket ettir. 2- Gövdedeki taze ve olgun hurmaları kendine doğru hareket ettir. Nahl: Hem hurma ağacına hem meyvesine denmektedir. Çoğulu nehîl şeklinde gelir.(Nahl 67) Bizler hurmayı daha çok tatlı yerine geçen bir ikram niyetiyle yesek de, onun insan bedenine çok daha büyük faydaları olduğu tıbben bilinen bir gerçektir. Kur’an ayetlerinden ve hadislerden birçok yararlarını bildiğimiz hurmanın, yakın zamanlarda yapılan bilimsel araştırmalarla tıp açısından da ne kadar önemli bir nimet olduğu daha iyi anlaşılmıştır. Bulunan sonuçlar gerçekten ilginçtir. Hurma sağlıklı insan için gıda, hasta insan için de bir ilâçtır Bugün modern tıp, hurmanın insan vücudunun canlı ve sağlıklı kalabilmesi için çok önemli 10’dan fazla elemente sahip olduğunu keşfetmiştir Bu nedenle günümüzde bilim adamları, insanın sadece hurma ve suyla yıllarca yaşayabileceğini onaylıyorlar. Bir hurma ve bir bardak sütün, insanın günlük besin ihtiyacını karşılamaya yeteceğini söylemektedirler. Açıkçası, hurma, insan vücudu için gerekli bütün temel vitamin ve proteinlere sahip bir gıdadır Yaklaşık % 20 nem ihtiva eden taze hurmalarda % 60–65 şeker ve % 2 protein vardır Kurumuş hurmalarda şeker oranı % 75–85 civarındadır Ayrıca hurmadaki şeker, insan vücuduna bol miktarda hareket ve ısı enerjisi kazandıran, vücutta parçalanıp kullanılması kolay olan meyve şekeri früktozdur Kan şekerini hızla yükselten glikoz türünden değildir. Hurmadaki şeker, meyve şekeri olduğu için, sanılanın aksine şişmanlatmaz. Yoğun tempo yüzünden yorgunluk ve bitkinlik hissedenler bol bol taze hurma yiyebilirler. Hurma aynı zamanda lif, yağ ve proteinler açısından da çok zengindir Hurmada sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, kükürt, fosfor ve klor da bulunmaktadır. Bunların yanı sıra, A vitamini, betakaroten, B1, B2, B3 ve B6 vitaminlerini de içerir Hurma, lif yönüyle de zengin olduğu için yemek aralarında atıştırılması kabızlığa iyi gelir. Bugün doktorlar, kadına doğum yaptığı gün hazmı kolay bir sıvı ile şekerli bir yiyecek verilmesini gerekli görürler. Bunun gayesi, annenin zayıf ve mecalsiz vücuduna ve yorgun azalarına enerji ve canlılık kazandırmak ve yeni doğan bebek için gerekli sütü ifraz etmesi için, süt guddelerini harekete geçirmektir Yeni doğan yavrunun tek gıdası olan sütün meydana gelmesi ve terkibindeki karbonhidratın artması için hurma, en harika tesiri göstermektedir. Anne sütünün bu terkibi ise, yeni doğan bebeğin hayatı ve vücudunun takviyesi için zarurî olmaktadır. Kur’an’da, Rabbimizin, Hz Meryem'e doğum yaptığı gün hurma ve su ile gıdalaşmasını emir buyurduğu açık bir mucize olarak bildirilmiştir. Keşşaf Sahibi şöyle der: Ayetteki Tusâkıt kelimesi, şu dokuz şekilde okunmuştur: Tessâkaî, Tetesâkat, Tesâkat, Yessâkat, Tusâkıt, Tüskıt, Yusktt, Teskut ve Yeskut. Bu fiillerin başındaki tâ, nahle kelimesi (müennes olduğu için; yâ ise, ciz' kelimesi (müzekker olduğu) için getirilmiştir.(Razi) Rutab: Bu kelime aslında kurunun zıttıdır. En’am 59’da bu manada kullanılmıştır. Sonradan bu kelime yaş hurma anlamına tahsisi edilmiştir. Ceniyy: "Olgunlaşmış" demektir; yani silkeleyince taze hurma döküleceği söylenmiş olmaktadır. Bu kelime daha çok taze olan meyvenin toplanmasında kullanılır. Cinayet kelimesi de buradan alınmış bir istiaredir.(Ragıb) Böylece Hz. Meryem, her şeyi rızıklandıran Allah tarafından su ve hurma ile rızıklandırıldı. Böyle bir rızıklandırma, zaten Hz. Meryem'e çocukluğunda da yapılmıştır: "Zekeriya, onun yanına, mabede her girişinde orada bir rızık bulur ve: 'Ey Meryem, bu sana nereden geliyor?' der, o da: 'Bu Allah tarafındandır. Allah, dilediğine sayısız rızık verir' derdi" (Âli İmran 3/37). 26. Sonrada ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer insanlardan birini görecek olursan (işaretle) de ki: 'Ben O sınırsız rahmet sahibi için bir oruç adadım; bu yüzden bugün hiçbir insanla konuşmayacağım.'” Karri aynen: Gözün aydın olsun demektir. Nezr: Bu kelime adak anlamında olup “İnsanın hayatında üzerine vacip kıldığı her türlü iş” demektir. Savm: Kelimesi ise, yemeyi, içmeyi, konuşmayı ve cinsel ilişkiyi bırakmak demektir. (Lîsânül-Arab) Ancak Türkçede “oruç” anlamına gelen “savm” kelimesi, burada “samt” yani “konuşmaktan kaçınıp susmak” manasında kullanılmış ve bununla Yahudi geleneğindeki “susma orucu”na işaret edilmiştir. Türkçedeki “Oruç” Farsçadaki “rûze” kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir.

Page 20: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

20 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Ayetin geneline bakınca şunu görüyoruz: Yüce Allah Hz. Meryem'e Rahman’a "susma orucu" adadığını söyleyerek bu sözü başkasına nakletmesini isterken Hz. Meryem konuşmuş olmayacak mıydı? Anlaşılan bunu işaretle söyleyecek veya sadece "ibadet ettiğini", yani "susma orucu" tuttuğunu söyleyecek, ama bunun dışında kelime etmeyecek, bu sözün dışında sadece aşağıdaki ayetlerde görüleceği gibi işaretle konuşacaktı. 27. Sonra çocuğunu kucağına alıp onunla birlikte kavmine geldi. Onlar: “Ey Meryem!” dediler, “Doğrusu sen çok kötü bir iş yaptın.” Feriyya: Bu kelime fe-ra-ye kökünden gelir. Fery: deriyi dikip düzeltmek için kesmektir. Bu kelime düzeltmek için kullanıldığı gibi daha çok bozmak için kullanılır.(Ragıb) İftira kelimesi de bu köktendir. Bu anlamda feriyya “korkunç, acayip, uydurma” anlamına geliyor. Kurtubi der ki: Bu kelime yeni kaplara verilen addır. Yani sen daha önce hiçbir kimsenin yapmadığı yeni bir şey yaptın demektir. Meryem kucağında bir bebekle dönünce kavmi bu durumu şaşkınlıkla karşılamış ve evlenmeden bebek sahibi olması sebebiyle Meryem'i ailesine yakışmayan bir suç işlemekle (zina yapmakla) itham etmiştir. 28. “Ey Harun'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir adam değildi, annen de iffetsiz bir kadın değildi.” "Harun'un kız kardeşi" sözleri, ya Meryem'in Harun adında bir erkek kardeşi olduğunu ya da onun Harun ailesine mensup olduğunu ifade eder. Birinci anlam Peygamber'in bir hadisiyle desteklenmektedir. İkincisi de makuldür. Çünkü Arapça gramer bunu desteklemektedir. Biz ikinci anlamı daha makul buluyoruz, çünkü söz konusu hadisin sözleri mutlaka onun Harun adında bir kardeşi olduğu anlamına gelmeyebilir. Müslim, Nesai, Tirmizi’de yer alan hadis şöyledir: "Necran Hıristiyanları, Kur'an'ın Meryem'i Harun'un kardeşi kabul ederek büyük bir yanlışlık yaptığını söyleyip bu soruyu Mugire b. Şube'ye yönelttiklerinde, Mugire yeterli bir cevap veremedi. Çünkü Harun yüzyıllarca önce yaşamıştı. Mugire bu soruyu Hz. Peygamber’e yönelttiğinde Allah Resulü şu cevabı verdi: "İsrail oğulları’nın çocuklarına peygamberlerinin ve diğer salih insanların isimlerini verdiklerini neden söylemedin?" Yani onlara böylece cevap verebilirdin."(Mevdudi) Kadim Samî geleneğinde kişinin ismi, çoğu kez kabilenin büyüklerinden birinin ya da kabilenin ilk atası olarak bilinen kimsenin adına bağlanırdı. Tıpkı günümüzde de, bazı konuşmacıların dinleyicileri etkilemek amacıyla: “Ey Fatih'in torunları!” diye hitap etmesi gibi. Aslında dinleyiciler Fatih'in öz torunu değillerdir; ama bu söz, dinleyenlerin Fatih neslinden geldiğini belirtir. İşte Meryem'in de Hz. Musa’nın kardeşi Harun soyundan geldiğini belirtmek; onu, soyuna yakışmayan bir iş yapmakla suçlayıp iyice mahcup etmek için kavmi ona bu şekilde hitap etmiştir. Bu tarz hitap şeklinin Arap örfünde soya mensubiyeti ifade ettiği de bilinmektedir. Zira Araplar bir kişiyi tanıtmak için o kişinin adını, genellikle o kişinin mensup olduğu kabilenin geçmiş büyüklerinden birinin veya ilk atası olarak bilinen kimsenin adı ile bağlantı kurarak söylerler. Nitekim Araplarda, bu örfe göre oluşmuş ve klâsik kaynaklarda "Kelb oğulları, Esed oğulları, Temim oğulları, Haşim oğulları" gibi örnekleri bulunan kişi isimli soylar vardır. Bu uygulama ülkemizde de yerleşmiş ve soyadı kanunu uygulamasında "Falan oğlu, Filan oğlu" gibi, aile büyüklerinin adlarını taşıyan soyadları alınmıştır. 29. Bunun üzerine (Meryem) çocuğa işaret etti. "Onlar: “Biz, henüz beşikteki bir çocukla nasıl konuşabiliriz !” dediler. Hz. Meryem'in iffeti, Allah'ın kudreti, dedikodunun kesilmesi, İsa'nın da ileride peygamber olacağının haber verilmesi tam anlamıyla tezahür ve tecelli etsin diye, şüphecilere karşı Meryem'in susup cevap vermemesi, sorulanlara beşikteki (kundaktaki) İsa'nın cevap vermesi, Allah'ın hazırladığı kusursuz bir plân olarak ortaya konmuştur. Kavminin bu tepkisini farklı yorumlayanlar, "Bu sözler aslında, ‘Biz daha dünkü çocukla (çok genç biriyle) nasıl konuşuruz?' demektir, yani olgun insanlar onu genç bularak böyle söylemişlerdir" şeklinde bir açıklama geliştirmişlerdir. Bu bir anlam zorlamasıdır. İsa peygamberin beşikte konuşması gerçektir. 21. Ayette bildirildiği gibi, bu olay bir mucizedir. İsa peygamberin beşikte iken yetişkin insanlarla ko nuştuğu başka Ayetlerde de bildirilmiştir: Ve yukellimun nase fil mehdi ve kehlen ve mines salihîn. O, insanlarla beşikte iken de yetişkin iken de konuşacaktır ve O, iyilerden biridir. Âli İmran: 46 İz eyyedtuke bi ruhil kudusi tukellimun nase fil mehdi ve kehle... (Ey Meryem oğlu İsa hatırla) Seni nasıl Kutsal Ruh ile güçlendirerek insanlarla beşikte iken ve yetişkin bir adam olarak konuşmanı sağladığımı...(Mâide: 110) Edindiğimiz bilgilere göre Yahudi ve Hıristiyanlar, İsa peygamberin beşikte konuştuğunu kabul etmemekte ve Kur’ân'da bildirilen bu mucizeyi reddetmelerine gerekçe olarak da şu görüşleri ileri sürmektedirler: "Eğer bu olay gerçekten meydana gelseydi, çok ilginç ve etkileyici olması sebebiyle tevatür şeklinde yayılır ve hiç unutulmazdı. Hâlbuki böyle bir olay hiç duyulmamıştır ve Hıristiyanların en fanatiklerinde bile böyle bir inanç oluşmamıştır. Ayrıca Yahudilerin o dönemde İsa’ya düşman oldukları tarihî bir gerçektir. Nitekim İsa Elçiliğini ilân edince onu öldürmeye uğraşmışlardır. Eğer İsa beşikte konuşmuş ve peygamberliğini ilân etmiş olsaydı, Yahudiler onu daha o zaman ortadan kaldırırlardı." İsa peygamberin beşikte konuşma mucizesine inanmayanların bu düşünceleri ilk bakışta mantıklı gibi görünse de, o günün bağnaz Yahudilerinin zina ile suçladıkları Meryem'i neden recm etmediklerinin cevabını açıklamaya yetmemektedir. Bize göre, İsrail oğullarının recm etme girişiminden Meryem'i ancak böyle bir mucize kurtarmış olabilir. Mehd: Bu kelime ise Katade'ye göre “anne kucağı”, İkrime'ye göre “beşik”tir. Hz. İsa, beşikte konuştuğu için "mehdi" sıfatını almıştır. 30. (Fakat çocuk) dedi ki: “Bakın ben Allah'ın kuluyum; O bana Kitap verdi ve beni peygamber kıldı.” dedi. Dedi ki, İnnî Abdullah “ben Allah’ın kuluyum”. İşte bu Hz. İsa’nın insanlara söylediği ilk sözüydü. Ben Allah’ın kuluyum. Ben Rab değilim, ben İlâh değilim, ben Rabbin oğlu değilim, ben Rabbin yetkilerine sahip birisi değilim. Ben başka değil, sadece Allah’ın kuluyum. İsa peygamberin ağzından verilen "O bana Kitap verdi ve beni peygamber yaptı" ifadesindeki kitap, ilahi vahyin ulaşmasıdır. Henüz beşikte olmasına rağmen kendisine kitap verildiği ve peygamber yapıldığı şeklinde ifadeler kullanması, ileride mutlaka kendisine kitap verileceği ve peygamber yapılacağı anlamına gelmektedir. Bu ifadelere takılarak Hz İsa’nın peygamberliğinin ve mükellefiyetlerinin beşikte mi yoksa sonradan mı başladığı konusunda zihin yormanın anlamı yoktur. Ayrıca Hz Meryem gibi bir şahsiyette sıra dışı bir şekilde doğan Hz İsa’nın sıradan bir hayat süreceği düşünülemez. Nitekim Taberî de, İkrime ve Dahhâk'in bu ifadeleri "Allah bana kitap vermeyi hükme bağlamıştır" anlamında "kadâ" kelimesiyle ilişkilendirdiklerini nakletmiştir. Ayrıca 27.ayetteki “fe etet bihi kavmeha tahmiluhu” ifadesinden anlaşılan çocuğun yanında olması değil kucağında olmasıdır çünkü “tahmiluhu” ibaresi onu taşırken demektir. Nebi: Bu kelime “haber getiren, haberci” demektir. Nebe’ fiilinin fail ismidir. Nebe: kendisiyle ilim meydana gelen, çok faydalı ve önemli haber demektir. Nebi; önemli ve faydalı, aynı zamanda sağlam bir haber getiren elçi demektir. Bazılarına göre nebi kelimesi, yükseklik anlamına gelen "nübüvvet" kelimesinden türemiştir. Buna göre "nebi", her bakımdan yüksek bir makam sahibi, insanlara doğru ve önemli haber getiren kimse demektir. Nebi’nin çoğulu "enbiya" ve "nebiyyûn"dur

Page 21: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

21 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

31. “Nerede bulunursam bulunayım beni mübarek kıldı; sağ oldukça bana namazı ve zekâtı emretti. Mübarek: Kelimenin kökü olan berk, bereket genellikle "hayırlı olan bir şeyin bolluğu" olarak ifade edilir. Bu kelimenin bedevîlerce ilk kullanımı, "deve ve kuşların subaşlarına toplanması, birikmesi" ve "havuza suyun dolması" anlamlarında kullanılmıştır.(Lisanül-Arab) Arapçada "bereket, sebat etmek, durmak anlamındadır. Bu, "devenin çökmesi" manasından neşet eder. Buna göre, ayetin manası, "O, beni kendi dini üzere sabit ve kararlı kıldı" şeklinde olur.(Razi) "Mübarek" sözü aynı zamanda kendisinin meşru bir çocuk olduğunu da ifade etmektedir. Ayrıca "nerede olursam olayım" ifadesi de, "ister annemin karnında, ister beşikte, isterse dünyanın bir yerinde" anlamına gelmektedir. Ayrıca "nerede olursa olsun insanlara doğruyu, güzeli, hakkı, iyiyi öğreteceğini, daima insanlara faydalı olacağını, ilâhî mesajı onlara duyuracağını" ifade etmiş olmakta, her yere fayda ve bereket taşıyacağına işaret etmektedir. "Yaşadığım sürece" demekle, ölümlü olduğunu ve bu nedenle tanrı olamayacağına da işaret etmiştir. Kendisi Ölümlü olan varlığa tapınılamaz ve o varlık Allah'ın oğlu olamaz. Kendisi namaz kılmak ve zekâtı vermekle yükümlü kılınana, tapınılamaz. Salât: Bu kelime için Kevser Suresine bakınız. 32. Birde anneme iyi davranmayı... Ve beni azgın bir zorba kılmadı. 14. ayette Hz. Yahya'dan söz edilirken "Ana babasına çok iyi davranırdı" dendiği halde aynı tema Hz. İsa açısından işlenirken "Anneme saygılı kıldı" denmesi onun babasız dünyaya geldiğine işarete eder. Nitekim Kur'ân-ı Kerim’de hep Meryem oğlu İsa olarak anılmıştır, 33. (İşte bu yüzden) doğduğum günde ve öldüğüm günde olduğu gibi yeniden diri olarak kaldırılacağı gün de hep selamette olacağım! Meryem kıssası, Hz. İsa’nın Allah'ın oğlu değil, kulu ve elçisi olduğunu; onun, doğduğu günde olduğu gibi öleceği ve yeniden dirileceği gün de esenlik içinde bulunma temennisini dile getiren ayetlerle son buluyor. Kur’an'da Hz. İsa’nın doğumundan itibaren peygamber olup tebliğ faaliyetine kadar geçen dönemle ilgili ayrıntılı bilgi verilmez. Sadece Meryem ve oğlunun, suyu bulunan, yaşamaya ve iskâna çok elverişli olan bir mekâna yerleştikleri bildirilir. Hıristiyan kaynaklarında ise Meryem'in, Hz. İsa’nın doğumundan sonra iki kez yurdundan ayrıldığından; ilkin Mısır'a, sonra da Galile'de Nâsıra'ya gittiğinden söz edilir. Allah'ın Hz. İsa’yı Romalı yöneticilerin ve Yahudilerin elinden kurtarıp katına yüceltmesinden sonra Havariler, Meryem'i de alıp uzaklara giderler. Kabul edilen rivayetlerden birine göre onlar, Anadolu'da Efes şehrine yerleşirler. Şehrin 7 km uzağındaki Aladağ tepesinde bir evde Meryem son günlerini yaşar. M.S. II. yüzyılda bu evin yanında bir Ayazma kurulur. IV. yüzyılda da Ayazma kiliseye çevrilir. İkinci Dünya savaşından sonra bakım gören bu kilise, 1951'de Papa tarafından takdis edilir. O tarihten beri her yıl 15 Ağustos'ta İzmir Katolik Kilisesi burada bir ayin düzenlemektedir. 34. İşte Şüpheye düşüp boş yere tartıştıkları Meryem oğlu İsa hakkındaki gerçek söz, doğru açıklama budur. Hz. İsa doğup büyüdükten sonra peygamberlik görevine başlamış İsrail oğullarını tevhide davet etmiş, onlardan sadece Allah'a kulluk ve kendisine itaat etmelerini istemiştir. O, daveti esnasında peygamberliğini destekleyen pek çok mucizeler göstermiştir. Ne var ki İsrail oğulları bunca mucizeler görmelerine rağmen Hz. İsa’ya inanmamışlar ve sözlerinden hoşlanmaz olmuşlardı. Hâlbuki bu tarihlerde İsrail oğulları, Roma İmparatorluğunun egemenliği altında yaşıyor, halkı putlara tapan bir İmparatorluğun egemenliği altında bulunmayı onur kırıcı buluyorlardı. Onlar, kendi soylarından gönderileceğine inandıkları bir kurtarıcı bekliyorlar, ona Mesih diyorlardı. Onlara göre İsa Mesih, göklerin çocuğuydu; halkını baskıdan kurtaracak, kardeşlik, barış, hoşgörü ve özgürlük duygularının geçerli olduğu bir hayat düzeni kuracaktı. Ancak Romalı yöneticiler bu sözlerden rahatsız oluyorlardı. Bu yüzden onlara ağır yasaklar koydular, acımasız uygulamalarda bulundular ve doğan erkek çocukların öldürülmesine karar verdiler. Kaçabilen anneler, çocuklarını alarak kaçtılar. İsa’nın annesi Meryem'de oğlunu alarak kaçmış ve uzun bir süre ülkesine dönmemişti. İsrail oğulları kendilerini seçilmiş üstün bir millet saydıklarından İsa Mesih'in yalnız kendileri için çalışmasını istiyorlardı. Hz. İsa ise sadece İsrail oğullarının değil, bütün insanların peygamberi olduğunu söylüyordu. Hz. İsa böyle davranınca onu korumadılar, aksine karşısında yer aldılar. Romalı yöneticiler de İsa’nın yasalara karşı geldiğini, halkı kışkırttığını ileri sürerek onu takibe aldılar. Hz. İsa ancak gizlice vaaz edebiliyordu, yakalanması an meselesiydi. Bu yüzden o, son Akşam Yemeği denilen ünlü toplantısını yaptı. Kendisine inanan pek az sayıdaki insandan oluşan Havarilerine öğütlerini verdi. İnancın esaslarını bildiren; barış, sevgi ve kardeşlik duygularını uyandırıp harekete geçiren açıklamalar yaptı. Onlara kendinden sonra ülkeyi dolaşıp halkı Allah yoluna çağırmaya devam etmelerini söyledi. Bu arada on iki havariden biri olan Yahuda İskariot, Hz. İsa’yı ele verdi ve kısa bir süre sonra Hz İsa tutuklandı. Yahudiler Hz. İsa’nın milleti kandırdığını, Kaysere vergi verilmesine engel olduğunu ve kendisinin Mesih kral iddiasında bulunduğunu ileri sürerek Roma Valisi Platus'tan onun öldürülmesi için onay istediler. Platus, İsa'yı özel olarak sorguya çekti ve onun suçsuz olduğunu gördü. Fakat Yahudilerin baskısı ve halkla karşı karşıya gelmeyi göze alamayışı nedeniyle İsa’nın çarmıha gerilerek öldürülmesini onayladı. Ancak Allah, Yahudilerin ve Romalı yöneticilerin planlarını boşa çıkardı. Zira onlar, İsa zannederek ona benzeyen birini yakalayıp çarmıha gerdiler. Hz. İsa’yı değil, başkasını öldürdüler. Hz. İsa’nın Yahudiler tarafından öldürülmediği ve asılmadığı Kur’an'da açıkça bildirilmiş olmakla birlikte onun akıbeti, göğe yükseltilmesi ve yere inmesi mahiyet olarak açık olmadığından bu konular, tüm kitap ehli mensupları arasında tartışmalıdır. Şimdilik Hz. İsa hakkında verilen bu bilgilerle yetinilecek; tartışmalı konularla ilgili bilgiler ise, yeri geldikçe verilecektir. Ancak İslam inancına göre genel kanı şudur. Allah, Hz. İsa’yı Yahudilerin elinden kurtarmış, Hz İsa daha sonra kendi eceliyle ölmüştür. Buradaki “kavlül hak” terkibi, “gerçek ve doğru söz” anlamına gelir. Bununla Yahudi ve Hıristiyanların, Meryem oğlu İsa hakkında söylediklerinin doğru olmadığına dikkat çekilir. Böylece hem Yahudilerin, “Hz. İsa’nın sahte bir peygamber” ve “gayri meşru birleşmenin utanç verici bir mahsulü” olduğu yolundaki iddialarının; hem de Hıristiyanların “onun Allah'ın oğlu olduğu” şeklindeki inançlarının gerçekle bağdaşmadığı açıkça dile getirilir. 35. Bir çocuk edinmek Allah'a asla yaraşmaz; zira O, sınırsız Yüceliğiyle böyle bir şeyin ötesindedir. O bir şeyin olmasına hükmedince ona sadece ol demesi yeterlidir; o da hemen oluş sürecine girer. Katâde'nin bu kelimenin tefsiriyle ilgili olarak Arap dilinde "kün" (ol) demekten daha kolay bir ifade bulunmadığını belirtir.(Taberi) Şu halde "kün" kelimesinin basit yapısı da konuyu bizim zihnimize yaklaştırma amacı taşır Ayette dile getirildiği gibi, Allah bir şeyin olmasını isteyince ona “Ol!” der ve o şey olur. Ayetin sonundaki “fe yekûn” fiili, “geniş zaman” kipidir. Bu ibare, Allah'ın yaratma fiilinin devam ettiğini gösterir. Demek ki Allah'ın yaratması bir defada olmuş bitmiş; Allah, kâinatı yaratıp bir kenara çekilmiş değildir. Aksine yaratma dinamizm içinde sürüp gitmekte, Allah da tüm varlık ve oluşla ilgisini sürdürmektedir. 36. Doğrusu Allah benim de sizin de Rabbinizdir; öyleyse sadece O'na kulluk edin. İşte dosdoğru yol budur. Bu Ayet, Mushaf'taki sıralamaya göre, kendinden önceki ve sonraki Ayetlerle ilişkilendirilememektedir. Bu Ayetin bir paragraf başı olarak kabul edilmesi hâlinde ise bu sözlerin Allah'a ait olması gerekmekte ama bu takdirde de Ayetin ifade şekli bunu mümkün kılmamaktadır. Bu nedenle 36. Ayet, hem anlam hem de teknik yapı olarak 33. Ayetin devamı olarak okuyabiliriz. Yani, bu Ayetteki ifade İsa peygamberin sözleridir. Nitekim bu ifadenin İsa peygamberin sözleri olarak geçtiği başka Ayetler de vardır:(Mâide: 72–73) ,(Zuhruf: 63–64)

Page 22: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

22 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Enbiya Suresi:

21/91:

اواب ن هاآةللعالمي علنا هاف ن فخنافيهامروحناو والتأحصنتف ر

“O ırzını korumuş olan(Meryem)i de an; ona ruhumuzdan bir çocuk üflemiş, kendisini ve oğlunu

âlemlere bir ibret yapmıştık.”

Burada فيها ve Tahrim 12 suresindeki فيه kıyaslandığında (+bitkiye benzetilmeyi de göz

önünde bulundurursak) Hz. Meryem’in Hz. İsa’yı nasıl dünyaya getirdiğine dair bir kanıya

varmamız mümkün olabilir

Neden bir kere fiha, başka bir kere fihi kullanılıyor?

Farklı yaklaşım:9

9 KUR’ÂN’DA HZ. MERYEM MUCİZESİ (1.Böl.) - Prof.Dr. Mehmet Okuyan

Özellikle Tahrîm sûresinin 12. âyetinde Hz. Meryem’le ilgili olarak kullanılan ve erkeklere ait olan:

hû/hî zamirini anlamakta veya yorumlamakta sıkıntı çekilmektedir. Gerçi meseleye oldukça değişikه

izah tarzları getiren Elmalılı Hamdi Yazır ve görüşleriyle bizi böyle bir araştırma yapmaya sevk eden ve

Hz. Meryem’in üreme sisteminde hem yumurta hem de sperm bulunduğunu, dolayısıyla ilgili

ayetlerdeki zamirlerin bunun için birinde: ها hâ (müennes = dişi), diğerinde ه hû/hî (müzekker = erkek)

şeklinde olduğunu ifade eden Bayraktar Bayraklı gibi ilim adamları da mevcuttur. Hz. İsa’nın doğumu

konusunun tartışıldığı hemen her yerde genellikle Hz. İsa’nın mucizeliğinden söz edilir. Esasında

Kur’ân’da Hz. İsa ile ilgili ayetlere bakıldığında özellikle onun mucize oluşuna dair bilgiler mevcuttur.

Öncelikle hem Hz. İsa’nın hem de annesinin mucize oluşuları hakkındaki ayetleri hatırlatmak

istiyoruz: ه مريم ابن جعلناو ومعين قرار ذات ربوة الى واويناهمآ اية وام “Meryem oğlunu ve annesini de

(kudretimize) bir alâmet kıldık; onları, yerleşmeye elverişli, suyu bulunan bir tepeye yerleştirdik.” Bu

âyette önce Hz. İsa’nın, daha sonra da annesinin mucize kılındığı belirtilmiş, Hz. İsa için “Meryem’in

oğlu” denilerek onun babasızlığına özellikle dikkat çekilmek istenmiştir. Benzer bir kullanım da şu

âyette söz konusudur: للعالمين اية وابنهآ وجعلناها “ Onu ve oğlunu âlemler için bir ibret kıldık.”Burada ise

önce Hz. Meryem, ardından Hz. İsa’nın âlemler için mucize kılındığı ifade edilmiştir. Söz konusu bu

âyette sadece: هاhâ müennes=dişi zamirlerinin kullanılmış olması nedeniyle kastedilenlerin kim olduğu

noktasında oluşabilecek tereddütleri ortadan kaldırmak gerekir. Kur’ân’ı doğru anlamada en önemli

ilkelerden biri, bir konuda Kur’ân’da bulunan bütün âyetlerin göz önüne alınarak konunun anlaşılması

metodudur. İşte bu metot gereği söz konusu âyetteki zamirlerin kime ait olduğunu tespitte

kullanmamız gereken deliller, ele aldığımız Enbiyâ sûresinin 91. âyetinin ilk bölümü ile Tahrîm suresinin

12. âyetidir. Enbiyâ 91. âyetin ilk bölümü şöyledir: روحنا من فيها فنفخنا فرجها احصنت والتي “Irzını iffetle

korumuş olanı (Meryem’i de an). Biz ona ruhumuzdan üfledik”. Burada da metinde Hz. Meryem’in adı

açıkça zikredilmemiştir. Ancak bu bölümü Tahrîm sûresinin 12. âyetiyle karşılaştırdığımızda şöyle bir

tablo görmekteyiz: القانتين من وكانت وكتبه ربهها بكلمات وصدقت روحنا من فيه فنفخنا فرجها احصنت التي مرن ع ابنت ومريم

“İffetini korumuş olan, İmran kızı Meryem’i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve

Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi.”3 Burada hem Hz.

Meryem’in adı, hem de İmran’ın kızı olduğu açıkça belirtilmiş, kalan bölümde ise “namusunu koruması

ve kendisine Allah’ın katından ruh üflenmiş olması” zikredilmiş ve bu ifadeler Enbiyâ 91 ile tamamen

uygunluk arzetmiştir. İşte bu uygunluk nedeniyle söz konusu bu iki âyette de kastedilen kadının Hz.

Meryem oluşunda herhangi bir kuşku kalmamaktadır. Kur’ân’da namusu konusunda kendisine övgü

dolu sözler söylenen Hz. Meryem’in bu durumu, yine kendi adının verildiği surede Cebrail’in ona bir

insan olarak görünmesi ve bir çocuk vermek üzere geldiğini bildirmesi üzerine Hz. Meryem’in verdiği

ilginç ve edep dolu cevap kayda değerdir. İşte bu ilginç diyalog: ي قالت حمن ب اعوذ انه انمآ قال تقيا كنت ان منك الر

ولم غلم لي يكون انى قالت زكيا غلما لك لهب ربهك رسول انا اك ولم بشر يمسسني

Page 23: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

23 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Mü’minûn Suresi 50:

اإلرب وةذاتق رارومعي مروأ مه آةوآو ناه علنااب و

Meryem oğlunu ve annesini bir mu'cize kıldık ve onları oturmaya uygun, çeşmeli bir tepeye yerleştirdik.

رب وة Yüksek tepe anlamındadır. Rabve ile ilgili çeşitli rivayetler mevcuttur

- Katade b. Diame: İlia

- İbn Zeyd: Ramle

- Âlimlerin çoğu: Dımaşk

- Mukatil b. Süleyman: Şam’ın sulak arazileri

Ahzab 7:

النبييميثاق ه موم م يثاقاغليظاوإذأخذ ه مم من مروأخذ يموم وسىوعيسىاب نكومنوحوإب را

“Biz peygamberlerden, (verdiğimiz elçilik görevini yapmak ve hak dine da'vet etmek hususunda) kuvvetle ahidlerini almıştık, senden, Nûh'dan, İbrâhim'den, Mûsâ'dan ve Meryem oğlu Îsâ'dan, (evet) onlardan sapasağlam söz almıştık.”

Peygamberlik bir silsiledir- güçlü bir gelenektir. Mesaj aslında aynı. (ayrıca bkn. Şura 13)

Şura 13:

س ح إأح ي س ا ح وسالذأيح أسو ح الد أينأح مس ح وسصىح بأهأح نو س ح بأهأح إأب رساهأيمسح شسرسعسح لسكمح م أنس ح وسمس ح وسصي لسيكسح عسلسىح المشرأكأنيسح مس ح تسدعوهمح إألسيهأح ب رس ح ت ست سفسرقواح فأيهأح كس سىح أسنح أسقأيمواح الد أينسح وسلس وسموسسىح وسعأي

ح إألسيهأح مسنح يسشس ءح وسي سهدأيح إألسيهأح مسنح يأيبح ح يستسبأ اللO size, dinden Nûh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrâhim'e, Mûsâ'ya ve Îsâ'ya

tavsiye ettiğimizi şeri'at (hukuk düzeni) yaptı. Şöyle ki: Dini doğru tutun ve onda ayrılığa

düşmeyin. Fakat kendilerini çağırdığın (bu) esas, Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allâh

dilediğini kendisine seçer ve iyi niyetle yöneleni kendisine iletir.

Dinlerin ortak özü vardır. Bu çerçevede Nuh’un yedi kanunu önemlidir (Yahudilikte

Gonimlerin uyması gereken kurallar, aslında aynı zamanda temel ahlakî öğütler niteliğinde

olduğundan Müslümanların da uyması gereken kanunlardır (Ömer Faruk Harman)

Nuh’un 7 kanunu: Among religious branches of Judaism, the Seven Laws of Noah (Hebrew: שבע מצוות

,‎ Sheva mitzvot B'nei Noach), or the Noahide Laws, are a set of moral imperatives thatבני נחaccording to the Talmud, were given by God[1] as a binding set of laws for the "children of Noah" – that is, all of humanity.[2][3] Accordingly, any non-Jew who adheres to these laws is regarded as a righteous gentile, and is assured of a place in the world to come (Hebrew: עולם הבא‎ Olam Haba), the final reward of the righteous

Page 24: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

24 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Zuhruf 57-58:

مرمثالإذاق وم كمنه صدون ولماض ربابوماضرب وه رأم مق ومخصم ونوقال واأآلت ناخي دالبل لكإال

Meryem oğlu, bir misâl olarak anlatılınca hemen kavmin, ondan ötürü yaygarayı bastılar: "Bizim

tanrılarımız mı hayırlı, yoksa o mu? dediler. Bunu sâdece tartışma için sana misâl verdiler. Doğrusu

onlar, kavgacı bir toplumdur.

58. Ayetteki şu ifade ilginçtir: bu ifadeye göre müşrikler de İsa’yı tanrı olarak görürler

(müşriklerle Hristiyanlar arasında geçen diyalog- tartışma)

Zuhruf 59-60

علناه مثاللبن عبدأن عمناعليهو وإال إسرائيلإن ولوناءلعلنامنك ممالئكةفاألرضيل ف ون

O, sadece kendisine ni'met verdiğimiz ve İsrâil oğullarına örnek kıldığımız bir kuldur. Eğer

dileseydik, sizden şu dünyâda yerinize geçen melekler yapardık.

Zuhruf 61:

ذاصراطمستقيم وإنه لعلمللساعةفالتت ر نباواتبع ون

O, kıyâmetin kopacağını gösterir bir ilimdir. O sâ'atin geleceğinden hiç şüphe etmeyin, bana uyun,

doğru yol budur.

İbn Mes’ud’un kıraatına göre “LE ALİMUN” okunur (kıyameti gösteren bir âlemdir!)

Nuzul-i İsa çerçevesinde değerlendirilen ayetlerden

Nuh'un 7 kanunu

• 1.Puta tapmamak

• 2.Tanrı’nın ismini mübarek kılmak bu isimle lanet etmemek

• 3.Cinayet işlememek

• 4.Cinsel ahlaksızlık yapmamak

• 5.Hırsızlık etmemek

• 6.Adil bir yargı sistemi oluşturmak ve uyulmasını sağlamak.

• 7.Canlı bir hayvanın etini kopartıp yememek.

شرائع نوح السبع

الوثنية•

جريمة القتل•

السرقة•

النحلل الجنسي•

التجديف•

أكل لحم حيوان حي•

فرض إقامة نظام عدل •لتطبيق الشرائع

الستةالسابقة

Noachidische Gebote

• Verbot von Mord

• Verbot von Diebstahl

• Verbot von Götzenanbetung

• Verbot von Ehebruch

• Verbot der Brutalität gegen Tiere

• Verbot von Gotteslästerung

• Einführung von Gerichten als Ausdruck der Wahrung des Rechtsprinzips

Lois noahides

• 1.d'établir des tribunaux ;

• 2.de l'interdiction de blasphémer ;

• 3.de l'interdiction de l'idolâtrie ;

• 4.de l'interdiction des unions illicites ;

• 5.de l'interdiction de l'assassinat ;

• 6.de l'interdiction du vol ;

• 7.de l'interdiction de manger la chair arrachée à un animal vivant.

Siete preceptos de las naciones

• 1.Prohibida la Idolatría

• 2.Blasfemia

• 3.Asesinato

• 4.Relaciones Sexuales.

• 5.Robo

• 6.Está prohibido comer animales vivos.

• 7.Cortes de Ley.

• Siete leyes de los hijos de Noé

Seven Laws of Noah

• 1.The prohibition of idolatry.

• 2.The prohibition of murder.

• 3.The prohibition of theft.

• 4.The prohibition of sexual immorality.

• 5.The prohibition of blasphemy.

• 6.The prohibition of eating flesh taken from an animal while it is still alive.

• 7.The requirement of maintaining courts to provide legal recourse.

Page 25: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

25 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Burada yine zamirin mercii önemlidir:

A. Hz. İsa zaten kıyamete yakın gelmiştir, bu ona işarettir

B. Buradaki HU İsa’ya değil, Kur’an’a gider (zayıf)

Zuhruf 62,62 ve 64

مبيوال ص دنك م اليطان إنه لك معد و

لك مب عضالذيتتلف ونفيه ت ك مبلكمةوأل ب ي ئ اءعيسىبلب يناتقالقد وأطيع ونولما فات ق واالل

وربك ورب ذاصراطمستقيمإنالل مفاعب د وه Şeytân sizi (bundan) alıkoymasın. Çünkü o, sizin için açık bir düşmandır. Îsâ açık kanıtlar getirince dedi ki: "Ben

size hikmet getirdim ve ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için (geldim), Allah'tan korkun

ve bana itâ'at edin." "Allâh, işte benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz O'dur. O'na tapın, doğru yol budur."

İsa’nın da bir Rabbi var. Yani burada yine bir reddiye var (ve aslında daha önce Allah Hz. İsa’yı

sorguya çektiğinde: Sen mi onlara … dedin” sorusuna burada net cevap vardır. Hz. İsa öyle

dememiştir. Burada Kur’an’ın mükemmel üslubu söz konusudur. Soru sorarak, misal vererek

anlatma ve olayları bu şekilde mü’minlerin zihinlerinde zinde tutma…)

Ramazan Hoca:

Hadid 26-27:

ه ولقدأر ن علنافذ رتهماالن ب وةوالكتابفمن ه ممهتدوكثيم يمو مفاسق ونسلنان وحاوإب را ات ب ع وه رأفة علنافق ل وبالذ جنيلو ناه اإل مروآت ي نابعيسىاب مبر س لناوق في ناعلىآثر ق في ث ناالذ رعاتهافآت ي احق فمارعو ابتغاءرضوانالل اعليهمإال نا كت ب اما بانيةاب تدع و ورحةور

ن ه مف ر موكثيم اسق ونآمن وامن ه مأ

Andolsun, Nûh'u ve İbrâhim'i elçi gönderdik, peygamberliği ve Kitabı bunların zürriyetleri

arasına koyduk. Onlardan doğru yolda olanlar da vardır, ama onlardan çoğu yoldan

çıkmıştır. Sonra bunların peşinden ardarda elçilerimizi gönderdik. Meryem oğlu Îsâ'yı da

onların ardına kattık; ona İncil'i verdik ve ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet

koyduk. İcâdettikleri ruhbanlığı, biz onlara yazmamıştık, yalnız Allâh'ın rızâsını kazanmak

için kendiliklerinden uyguladılar ama ona gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan imân

edenlere mükâfâtlarını verdik. Fakat onlardan birçoğu da yoldan çıkmıştır.

Hz. İsa’nın ümmetinden iyi olanlara işaret. Hepsi onun Allah’ın oğlu olduğunu iddia etmiyor

Ruhbanlık yoktur İslamiyet’te

Page 26: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

26 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

SAFF 6:

وإذقالعيسىاب ديم إليك ممصدقالماب ي الل رس ول مريبنإسرائيلإنذاسحر مبلب يناتقال وا اء ه أحد ف لما رابرس وليتمب عديا مبيالت وراةوم ب

Meryem oğlu Îsâ da: "Ey İsrâil oğulları, ben size Allâh'ın elçisiyim, benden önce gelen

Tevrât'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir elçiyi müjdeleyici olarak

gönderildim" demişti. Fakat (Îsâ'nın müjdelediği elçi) onlara apaçık deliller getirince: "Bu,

apaçık bir büyüdür" dediler.

Faraklit meselesi- İncil’de Hz. Muhammed’e işaret vardır

- Kur’an’a göre Allah geçmiş peygamberlerin hepsinden ileride gelecek peygamberi

müjdelemeleri, ona inanıp yardımcı olmaları hususunda Ahid almıştır (Âl-i İmrân 3/81)

اءك مرس ولمصدقلم - كتابوحكمةث ت ك مم ميثاقالنبييلماآت ي بهوإذأخذالل امعك ملت ؤمن ولتنص ر نه قالأأق ررت و د الا معك مم قالفاشهد واوأ أخذت علىذلك مإصريقال واأق رر

- Tevrat ve İncil’de de bu müjdenin yer aldığı (el-A’râf, 7/157), Hz. Îsâ’nın kendisinden sonra

gelecek Ahmed adındaki elçiyi müjdelediği Kur’an’da belirtilmektedir (es-Saf 61/6).

- İslâm âlimleri Hz. Muhammed’le ilgili müjdeyi mevcut İncil metinlerinde arama yoluna da

gitmişler ve Yuhanna İncili’ndeki parakletos kelimesinin (Yuhanna İncili, 14/16-26, 15-26; 16

/7) Kur’an’da belirtilen (es-Saf 61/6) müjdeye delâlet ettiğini ileri sürmüşlerdir

10

- İslâmî kaynaklara Faraklit (فارقليط) şeklinde yer alan bu kelimenin aslı Grekçedir. Latince ’ye

paracletus olarak geçen kelime parakalö fiilinden gelmektedir ki “yanına çağırmak” demektir.

10

Yuhanna İncili, 14/16

Türk

çe

“Ben de Baba'dan dileyeceğim ve O, sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir “Yardımcı”, Gerçeğin Ruhunu verecek"

İngi

lizce

“I will ask the Father, and He will give you another Helper, that He may be with you forever"

Gre

kçe kagô erôtêsô ton

Patera kai allon Paraklêton dôsei humin

hina êi meth humôn eis ton aiôna

Lati

nce

et ego rogabo Patrem et alium Paraclitum dabit vobis ut maneat vobiscum in aeternum

Page 27: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

27 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Kilise dilinde ise “teselli etmek” anlamında kullanılmıştır. Parakletos da “yardıma çağrılan,

müdafaa eden, şefaatçi”, kilise dilinde “teselli veren” gibi anlamlar taşımaktadır

- Hıristiyanlara göre Hz. Îsâ’nın geleceğini müjdelediği parakletos Rûhulkudüs’tür ve Îsâ

Mesih’in kendilerinden ayrılması sebebiyle hüzünlenen havarilere Rûhulkudüs bir teselli

olmak üzere geldiği için kelime genellikle “teselli veren” olarak tercüme edilmiştir.

Page 28: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

28 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Page 29: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

29 Dinler Tarihi ti-entertainment.com

Page 30: ُ ميِلَعْلاُع ...ti-entertainment.com/dosya/kuranda_hz_meryem_ve_hz_isa(1...“Bize kendini tanıt, Sen kimsin” der. Mezardaki “Ben Nuh’un oğlu Sam’ım” “Peki

KUR’AN’DA HZ. MERYEM VE HZ. İSA ÖZET Ramazan Gürel

30 Dinler Tarihi ti-entertainment.com