Post on 28-Dec-2020
voucher belge, makbuz (işlemlerin uygunluğuna delil olan ve genellikle kaydedileceği hesapları
gösteren bir belge)
voussoir kemer taşı, çevre taşı
VPAT blade değişken yükseklikte otomatik açılı eğim bıçağı
VSAT (very small aperture terminal) çok küçük açıklıklı alıcı, vsat
v‐series recommendations v‐serisi tavsiyeler (CCITT ‐ Comité Consultatif International
Téléphonique et Télégraphique)
v‐shape loading v‐tipi yükleme
v‐slot v kanallı (püskürtme memesinde)
wind‐driven turbine rüzgar tahrikli türbin
v‐tow bar v çekme çubuğu
vulcanised vulkanize edilmiş
vulcanised rubber vulkanize lastik
vulcaniser lastik kaynak makinesi, ham kauçuğu pişirmek suretiyle lastik yüzlere kaynak yapan
cihaz
vulcanite ebonit
vulcanization lastiği pişirme, vulkanizasyon
vulcanization ebonitleşme
‐W‐
w iş ve ağırlık sembolü
wabble (wobble), to yalpa yapmak
wabble (wobble), to iki yana sallanmak
wabblers sigorta yuvası
wabbling disc salınımlı disk, oynak disk, titrek disk
wad, to tıkaç yapmak
wadding tampon, tıkaç
wafer silisyum pul
wafer yapıştırma etiketi
wafer yonga plakası
waft, to havada sürüklenmek
wage ücret, maaş
wage scala barem
wages and salaries ücret ve maaşlar
waggle sallanmak/kısa aralıklarla
wagon yük arabası
wagon vagon
Wagner turbimeter wagner türbimetresi
wagon yük arabası
wagon tekerlekli taşıma aracı, traktör vb ile çekilen taşıma vagoneti, yük vagonu
wagon load vagon yükü
wagon retarder vagon yavaşlatıcısı, vagon freni
wagonage taşıma ücreti
wain araba, yük arabası, vagon
wainscot lambri, tahta kaplama
wainscotting tahta kaplamak
waist bel
wait, to beklemek
wait condition bekleme koşulu
wait state bekleme durumu
waiting bay bekleme cebi
waiting lane bekleme şeridi
waiting room bekleme odası
waive, to vazgeçmek, feragat etmek
waive the bidding ihaleden vazgeçmek
wakeful uykusuz, uykusuzluk çeken
wakefulness uykusuzluk
Waldegg valve‐gear waldegg sübab mekanizması, waldegg valf mekanizması
Waldeyer’s ring farinks çevresinde yer alan lenfatik halka
wale kuşak, kemer, bordo kaplaması
waling göğüsleme, kuşaklama
waling fastened to a sheet piling wall palplanş duvarına tespit edilmiş ankraj çerçevesi
walk 1. yürümek; 2. yürüyüş
walk around inspection makina çevresinde dolaşarak yapılan kontrol
walk‐in cooler soğuk oda
walking yürüme
walkway yaya kaldırımı, yaya yolu (taşıt trafiğinden, kaldırım ile veya ayrı bir bölge olarak yaya
hareketi için ayrılmış yol)
wall 1. duvar, cidar, çeper 2. bir yarığın yan duvarları
wall below a window pencere nişi
wall board duvar kaplama levhası
wall coil duvar tipi serpantin
wall effect duvar etkisi
wall fan duvar tipi fan
wall footing duvar temeli
wall friction duvar sürtünmesi
wall friction, angle of bkz. angle of wall friction
wall girder kenar kiriş, yüksek kiriş
wall grid duvar ızgarası
wall grid bkz. wall coil duvar tipi serpantin
wall heating duvardan ısıtma
wall heating panel duvardan ısıtma paneli
wall heating panel duvardan ısıtma paneli
wall jib crane duvar kreni
wall mounted duvara monte
wall of the borehole sondaj deliği çeperi
wall outlet duvardan çıkış açıklığı
wall outlet duvar hava vericisi
wall panel duvar paneli
wall panel duvar kaplaması
wall paper duvar kağıdı
wall plate purlin duvar üstü aşığı
wall plug priz
wall socket duvar prizi
wall temperature duvar sıcaklığı
wall thickness duvar kalınlığı
wall type pier duvar tipi orta ayak
wall ventilator duvar vantilatörü
wall ventilator duvar tipi vantilatör
wall without buttress payandasız duvar
wall/division bölme duvarı
wall/external dış duvar
wall/fire duvarı/yangın
wall/gable kalkan duvarı
wall‐mounted duvara monteli
wall‐mounted air heater duvar tipi hava ısıtıcısı
wallow wheel diş yüzeyleri aşağı yöne bakan düşey bir şaft üzerindeki konik dişli, mahruti dişli
walls of the voids boşlukların çeperleri
wall‐to‐wall duvardan duvara
Walschaerts valve‐gear (Waldegg valve‐gear) buhar lokomotiflerinde hareketi piston
hareketinin sinüs ve kosinüs bileşenlerinin bileşkesi olan bir salınıma sahip biyelcik ile sübabları
tahrik eden radyal tip sübab mekanizması
wan geniş alan ağı
wand çubuk
wand (reader) okuma kalemi
wandering dolaşan, gezen, gezginci, yayılan (cerahat), vagrans
wanding kalemle okuma
Wangensteen tube radyo‐opak ucu olan bir tüp
Wankel engine wankel motoru dönel pistonlu, içten yanmalı motor, piston yanma odasında
dönen üç kanattan oluşur ve pistonlu motorlardaki aynı çevrimi bu motorda da sağlar
ward hastane koğuşu
ward bölge
ward koğuş
ward, to yerinde korumak
ward yönünde (son‐ek) –e doğru anlamı veren son ek
wards yönünde, (son‐ek) –e doğru anlamı veren son ek
ware receipt antrepo makbuzu
warehouse ambar, depo, antrepo, ardiye
warehouse ardiye, depo, antrepo, malzeme ambarı, anbar, mağaza
wares eşya
warm 1. ısıtmak, motoru rölantide çalıştırıp hazırlık olarak ısıtmak 2. sıcak
warm ılık
warm sıcak
warm ısıtmak
warm air sıcak hava
warm air curtain sıcak hava perdesi
warm air duct sıcak hava kanalı
warm air heater sıcak hava ısıtıcısı
warm air heating sıcak havalı ısıtma
warm air heating unit sıcak havalı ısıtma cihazı
warm air output sıcak hava verimi
warm start yarı otomatik başlatma
warm up motora yük verilmeden evvel ısıtmak
warm up engine motoru ısıtmak için çalıştırmak
warm water sıcak su
warming ısıtma
warming up allowance ısınma payı
warmth sıcaklık
warmth ısı
warmth index ısı endeksi
warm‐up ısınma
warm‐up period ısınma süresi
warm‐up run motoru ısıtmak
warn, to ikaz etmek, uyarmak
warning uyarı, ikaz, ihtar
warning alarm, ikaz, uyarı
warning ikaz, uyarı
warning beep uyarı sesi
warning bell uyarı zili
warning device alarm cihazı
warning device tehlike veya arızayı haber veren cihaz
warning lamp uyarı lambası
warning lever saat başı, çalar saat tokmak çarkı ile çalıştırılan kol
warning light ikaz lambası, uyarı lambası
warning light uyarı ışığı
warning light alarm ışığı
warning lights ihtar ışıkları, ikaz lambaları
warning message uyarı iletisi
warning message uyarı mesajı
warning piece kaldırma parçası üzerinde, saat çalma kadranı üzerindeki bir aralıktan dışarı
doğru çıkan bir parça olup, çalar saat tokmağını durdurup saat başları veya belirli periotlar ile
devreden çıkıp saat çalma mekanizmasının çalışmasına olanak sağlar
warning sign ikaz işareti
warning signal ikaz işareti
warning wheel çalar saat zil çalma mekanizması son dişlisi olup, warning piece’ tarafından
hareketi kontrol edilir
warning haberci, haber zili, çalar saatlerde saat çalma mekanizmasının kısmen devreye girmesi
warning/legal ihtar çekmek
warp eğrilik
warp çarpılmak
warp çarpıklık
warp 1. eğrilmek, eğriltmek 2. örgülü tip jeotekstillerde boyuna yöndeki iplikler
warp direction jeotekstillerde boyuna dokuma yönü
warp longitudinal boyuna iplikler
warp machine düz kollu örgü makinesi makinede orgu yaylı iğnelerden geçen ipler ile yapılır
warp (a) bir çıkrık ve halat (zincir) kullanarak bir yükü yukarıya çekmek, (b) dokuma
tezgahında dokunan kumaş boyunca hareket eden kol üzerine yayılmış ipler, dokuma ipleri
warped eğilmiş, bükülmüş
warped wingwall eğik kanat duvarı
warping 1. çözgü, bükülme 2. eğme, ezilme, çarpılma
warping yedekte çekme
warping cone (surging drum) üzerine zincir veya halat sarılan konik veya dolap seklindeki
kasnak
warping mill (a) örgü makinesinde kullanmak için sabit uzunluktaki iplerin bobin
makaralarından gelip üzerine sarıldığı sılındırık kafes (b) bükme işlemi yapılırken iplerin
etrafına sarıldığı büyük çaplı ağaç makara, bobin
warrant garanti etmek
warrant 1. teminat, garanti, teminat vermek, garanti etmek 2. temin etmek
warranted garantili
warrantor garantör
warrantor taahhütte bulunan
warranty garanti belgesi
warranty garanti, yetki, hak
wash losyon
wash yıkama
wash 1. yıkamak 2. ince boya tabakası ile kaplamak
wash basin küvet
wash basin lavabo
wash bit kuyu yıkama matkabı
wash boring yıkamalı sondaj, sulu sondaj
wash leather güderi
wash out kaplama kenarındaki granüler banket malzemesinin akması, yok olması, erozyon
wash pipe yıkama borusu, yıkama tiji
wash point penetrometer yıkayıcı uçlu penetrometre
wash room tuvalet
wash sieve analysis yaş elek analizi
wash water yıkama suyu
washable yıkanabilir
washdown switch yıkama anahtarı
washer yıkayıcı
washer cıvata pulu, rondela
washer sızdırmazlık contası
washer pul, rondela
washer bkz. air washer hava yıkayıcı
washer felt keçe rondela
washer trust gezinti pulu
washer (a) yıkama makinesi, çamaşır makinesi, maden cevheri yıkama makinesi, gaz yıkama
makinesi, (b) tekerlek çalparası (c)rondela, pul dairesel metal, lastik veya deri olup, iki yüzeyi
birbirine sıkı tutturmak veya somun altında eşit basınç dağılımı sağlamak
washer/copper rondela/bakır
washer/flat rondela/düz
washer/spring rondela/yaylı
washing yıkama
washing down kama ucunu, zıvana ucunu inceltmek
washing machine yıkama makinası
washing machine çamaşır yıkama makinası
washing out of fine particles ince tanelerin yıkanması
washing soda sodyum karbonat
washout thread vida dişinin dibi tam olarak oluşmamış kısmı
washstand lavabo
washtub çamaşır leğeni, leğen
wastage buzulların erime ve buharlaşma ile küçülüp kısalması ya da büsbütün ortadan kalkması
waste çöp
waste 1. artık, üstüpü, çöp, atık (çevrede başkalaşmaya yol açacak miktarda atılan katı, sıvı, gaz
ya da radyoaktif istenmeyen her tür madde)
2. israf etmek, boşa harcamak
waste artık
waste atık, döküntü
waste telef, atık
waste concrete artık beton
waste energy atık enerji
waste energy source atık enerji kaynağı
waste energy sources çöp enerjisi kaynakları
waste gas atık gaz
waste gas çürük gaz
waste heat atık ısı
waste heat boiler atık ısı kazanı
waste heat recovery atık ısı geri kazanımı
waste heat utilization atık ısı değerlendirme
waste pipe pis su borusu
waste water pis su
waste water atık su
waste water clarification atık su durultma
waste water outlet atık su çıkışı
waste water pipe atık su borusu
waste water pump atık su pompası
waste water treatment plant atık su arıtma tesisi
waste/high level radioactive artık/ yüksek düzeyde radyoaktif
waste/low‐level radioactive artık/düşük düzeyde radyoaktif
waste/radioactive artık/radyoaktif
waste/short lived artık/kısa yarı ömürlü
waste/utilization of atıkların değerlendirilmesi
waste‐derived fuel atık‐ikincil yakıt
wastewater atık su (konutların pis su ve lağım sularından, endüstriyel sıvı atıklardan ve sel
sularından kaynaklanan sıvı atık)
wastewater management atık su yönetimi (insan sağlığını ve çevreyi korumak amacıyla, atık
suyun izlenmesi, işlenmesi ve tasfiyesiyle ilgili sistemler geliştirilmesi ve uygulanması)
wasting cılızlık, zayıflık, hareketlerde isteksizlik
watch kol saati
watch saat
watch, to bakmak, gözlemek, gözetlemek, izlemek, seyretmek
watch and clock mechanisms bkz. barrel ve barrel arbor, balance spring, centre pinion, centre
wheel, escape pinion, escape wheel, escapements, fourth pinion, fourth wheel, fusee arbor,
going‐barrel, great wheel, index, keyless mechanisms, staff and wheel, third pinionwatchdog
timer güvenlik zamanlayıcısı
watchman gözlemci, bekçi, muhafız
water 1. su (H2O); 2. herhangi bir eriyiğin suyu
water su, sulamak
water absorption su emme
water and sludge pump su ve çamur pompası
water area debuşe yüzeyi, debuşe
water availability hidrosilite
water bath su banyosu
water bearing formation su taşıyıcı formasyon, skifer tabaka
water bearing layer bkz. water bearing stratum
water bearing sand su taşıyan kum, skifer kum tabakası
water bearing stratum su taşıyıcı tabaka
water bound macadam sulanarak sıkıştırılmış makadam (bağlayıcı unsur olarak kil, çamur, kum,
taş tanecikleri veya benzeri maddeler kullanılan ve su verilerek sıkıştırılan, kırılmış taş veya
çakıldan ibaret yol şekli)
water capacity su kapasitesi
water catchment area su tutma havzası
water cement ratio su‐çimento oranı
water channel su kanalı
water chest su zarfı
water circulation su dolaşımı
water circulation su devresi, motor soğutma suyunun dolaşımı
water clock su saati
water closet tuvalet
water closet alafranga tuvalet
water closet/eastern alaturka tuvalet
water colour sulu boya
water column su kolonu
water conduit akedük, su yolu
water conduit su mecrası
water conservation su koruma (konutların, sanayinin ve tarımın tükettiği su miktarının
azaltılmasına yönelik programlar ve yöntemler)
water consumption su tüketimi
water contamination kirliliği/su
water content su miktarı
water content su içeriği, rutubet içeriği
water content profile derinliğe bağlı su muhtevası değişim eğrisi, su muhtevası profili
water content, natural bkz. natural water content
water content, relative bkz. relative water content
water content, unaltered bkz. unaltered water content
water cooled su soğutmalı, su dolaşımı ile soğuyan
water cooled engine radyatörlü ve su ile soğutulan tip motor
water cooler su soğutucusu
water cooling su ile soğutma
water cooling tower su soğutma kulesi
water course su kaynağı
water cut‐off suyun giderilmesi
water cylinder buharlı pompalarda pompa silindiri
water defrosting su eritme
water defrosting suyu defrost etme
water demand su ihtiyacı
water demineralization su demineralizasyonu
water demineralization su arıtma
water director su yönelticisi
water discharge su atma (deşarj), boşaltma
water divide su havzası bölme çizgisi (hattı taksim)
water drainage su drenajı
water drive su drenajı
water elevation su seviyesi
water feed su besleme
water filter su süzme fincanı, su filtresi, su süzgeci
water filter strainer su filtresi süzgeci
water filter strainer su filtresi (süzgeci) teli
water fine bkz. water fines ratio
water fines ratio su ince malzeme oranı
water formula debuşe formülü
water gas su gazı
water gas tar su gazı katranı (karbonize su gazı üretimi sırasında petrol gazlarının yüksek
sıcaklıkta krakinge uğramasıyla elde edilen katran)
water glass solution su camı eriyiği
water hammer su darbesi (çekici)
water hammer su çekici
water hardness suyun sertliği
water hardness su sertliği
water heater termosifon
water heater su ısıtıcı
water heater şofben
water heater/electric su ısıtıcı/elektrikli
water heater/storage boyler
water heating suyla ısıtma
water holding capacity su tutma kapasitesi
water hose su hortumu
water inclusions basınçlı su katmanı
water inlet su girişi
water installation suyla söndürme sistemi
water jacket su gömleği
water jacket su ceketi
water jacket soğutma suyunun motor bloğu etrafında dolaşma kanalları
water jacketing su gömleği, içersinden soğutma suyu geçen silindir gömleği
water jet su jeti
water jet pump su jet püskürtme pompası
water jetting at pile driving kazık çakmada su püskürtmesi
water jetting of piles basınçlı su ile kazık çakma
water laid deposits alüvyal depo, alüvyon
water laid soil alüvyal zemin
water layer su tabakası
water leak su kaçağı, sızıntısı
water level su seviyesi, su tablası, yeraltı su tablası, su yüzeyi, durgun bir su kütlesinin yüzeyi
water level gauge su düzeyi ölçüm aleti
water level, high bkz. high water level
water lime su kireci
water line su seviyesi
water logging su emmiş
water loss su kaybı
water lowering su seviyesinin düşürülmesi
water lowering system drainage plant drenaj tesisi, kurutma tesisi, pompalama tesisi
water main su şebekesi/ana
water manifold su ceketi, su manifoldu
water mark su seviyesi işareti
water mark, high bkz. high water mark
water meter su sayacı
water mill su değirmeni
water molecules su molekülleri
water of combination bileşim suyu (kimyasal)
water outlet su boşalma yolu
water outlet su çıkışı
water pipe su borusu
water pocket su cebi
water pocket su torbası
water pollution su kirlenmesi
water pollution su kirliliği (suyun kullanımını etkileyecek miktarlardaki kirleticilerin
katılmasıyla kalitesinin bozulması)
water power hidrolik enerji
water pressure su basıncı, hidrostatik basınç
water pressure curve su basıncı eğrisi, izokron (belli bir anda piyezometre borularındaki su
seviyesi)
water pressure regulator su basıncı regülatörü
waterproof su geçirmez
waterproof su yalıtım
water protection sudan koruma
water pump devridaim pompası
water pump su pompası, su devridaim pompası (motorda)
water pump body su devridaim pompası bloğu
water pump body cover su pompası gövdesi kapağı
water pump body cover plate su pompası gövdesi kapak plakası
water pump body cover plate gasket su pompası gövdesi kapak plakası contası
water pump body to cylinder block gasket su pompası gövdesi ile silindir bloğu arası conta
water pump by‐pass elbow su pompası baypas dirseği
water pump by‐pass elbow gasket su pompası baypas dirseği contası
water pump by‐pass hose su pompası baypas hortumu
water pump cover su devridaim pom‐pası kapağı
water pump gear su devridaim pompası dişlisi
water pump grease sarı gres, su pompası gresi
water pump impeller su devridaim pompası paleti, su devridaim pompası kanatlı çarkı, su
pompası kelebeği
water pump inlet su devridaim pompası su giriş yolu, su pompası emiş hortumu
water pump outlet su pompası çıkışı
water pump seal su pompası salmastrası
water pump seal retainer washer su pompası salmastrası tutucu pulu
water pump seal thrust spring su pompası salmastrası baskı yayı
water pump shaft su pompası mili
water pump shaft and impeller su pompası mili ve kelebeği
water pump shaft bushing su pompası mili burcu
water pump shaft retainer washer lock ring su pompası mili tutucu pulu kilitleme halkası
water pump shaft thrust washer su pompası mili baskı pulu
water pump by‐pass elbow hose clamp su pompası baypas dirseği hortumu kelepçesi
water quality standards su kalitesi standartları (konutların kullanması, sulama, balık üretimi,
endüstriyel kullanım ya da enerji üretimi gibi belirli amaçlarla kullanılacak su ile ilgili olarak
uyulması gereken kurallar ve sınırlar)
water reservoir su deposu
water resistance hidrodinamik direnç, su mukavemeti, suyun direnci
water resources su kaynakları
water retaining structure su tutucu yapı
water retention su tutma
water sample su numunesi
water separator su seperatör (ayırıcı)
water softener su yumuşatıcı
water softening su yumuşatma
water spray system su püskürtme sistemi
water sprinkler arazöz, su püskürtücü
water station su deposu
water stop derzlerde su geçirmez levhalar, su tutucu
water supply su sağlama, su kaynakları
water surface su seviyesi, su tablası, yeraltı su tablası, su yüzeyi
water table yeraltı suyu, yeraltı su tablası, yeraltı su seviyesi, yeraltı su düzeyi, taban yatağında
biriken yeraltı su düzeyi, su basıncının etkin hava basıncına eşit olduğu yerdeki yer altı suyu
yüzeyi
water table yer altı suyu tabakası
water table fluctuation su tablasının dalgalanması
water table, falling of the bkz. falling of the water table
water table, perched bkz. perched water table
water table, position of the bkz. position of the water table
water table, raised bkz. raised water table
water tank su tankı, su deposu
water temperature su ısısı
water temperature gauge motor hareret göstergesi
water temperature sensor su sıcaklık müşiri
water tower su kulesi
water trap yakıt sistemindeki suyun çökelmesi için filtraj fincanı
water treatment su arıtma (çökelme, pıhtılaştırma, filtrasyon, dezen‐feksiyon, yumuşatma ve
havalandırma gibi, sudaki zararlı maddeleri giderici ve suyu kullanılır veya içilir hale getirici
işlemler)
water treatment su işleme
water treatment su hazırlama
water treatment su arıtımı, su ıslahı, su tatlılaştırması, su tasfiyesi
water tube boiler su borulu kazan
water turbine su türbini, bkz. Francis water turbine, Kaplan water turbine, mixed‐flow water
turbine, Pelton water turbine, propeller‐type water turbine
water under artesian condition artezyen şartındaki su
water vapour retarder su buharı kesicisi, su buharı yavaşlatıcısı, su buharı tutucusu
water vapour su buharı, istim, kızgın su buharı, su buğusu
water vapour, tension of the bkz. tension of the water vapour
water vein su damarı
water velocity su hızı
water wheel su çarkı
water wheel su çarkı, su tesiri ile yatay bir mil etrafında dönen etrafında kanatları veya kepçeleri
olan çark, bkz. breast wheel, overshot wheel, turbine, undershot wheel
water, absorption of bkz. absorption of water
water, adsorbed bkz. adsorbed water
water, aggressive bkz. aggressive water
water, brackish bkz. brackish water
water, deleterious bkz. deleterious water
water, emerging bkz. emerging water
water, extruded bkz. extruded water
water, inflow of bkz. inflow of water
water, liquid bkz. liquid water
water, normal bkz. normal water
water, quiet bkz. quiet water
water, stationary bkz. stationary water
water/by deniz yolu ile
water/cooling suyu/soğutma
water/fresh suyu/içme
water/spring suyu/kaynak
water/tap suyu/musluk
water‐bearing su taşıyan
waterborne su taşımacılığı, su üstü, gemi ile taşınan
waterbus deniz otobüsü
water‐cooled su soğutmalı
water cooling su soğutma
watercraft deniz taşıtları
waterfall şelale
watering sulama
waterless gas holder susuz gaz tankı
water level su seviyesi
waterlogged su basmış
waterlogged soil suya doygun zemin, suya doygun toprak
water‐pressure engines su basıncı ile çalışan makinalar, yukarıdan düşen (akan) su basıncı ile
çalışan türbin, hidrolik koç vs, gibi makinalar
waterproof su geçirmez, yalıtlanmış
waterproof, to su sızdırmaz yapmak
waterproof blanket geçirimsiz şilte, geçirimsiz örtü
waterproof paint su geçirmez boya
waterproof paper su zımparası
waterproof, to make bkz. to make waterproof
waterproofing suya karşı yalıtım, suya karşı yalıtmak (bir yüzeyi veya yapıyı sıvı haldeki suya
karşı geçirimsiz hale getirme)
watershed yağış alanı, havza
water‐soluble suda çözünür
watertight su geçirmez, geçirimsiz, sızdırmaz
water‐tight (s) su sızdırmaz
watertight joints su sızdırmaz derzler
watertightness geçirimsizlik, sızdırmazlık
waterway kanal
waterway suyolu
waterway area debuşe yüzeyi, debuşe
waterway formula debuşe formülü
waterways reach amenajman bölgesi
waterworks su işleri
watery sulu
watt watt (enerji birimi)
watt elektrik enerjsi birimi, vat
watt (W) güç birimi = 1 j/s
watt governor vat regülatörü
watt governor watt regülatörü, düşey mile mafsallı ve uçlarında ağır küre taşıyan bir çift
uzuvdan oluşur kısa uzuvlar bu uzuvların orta noktalarına ve motor kısma valfıni çalıştıran
kayar burca mafsallanmışlardır
watt meter watt metre, watt ölçer
wattage vat
wattage vat ölçüsü ile ifade edilen elektrik kuvveti mkitarı, vat sarfiyatı, vataj
wattage wattlık
watt‐hour wattsaat
watt‐hour meter wattsaat ölçer
wattmeter güçölçer, wattmeter
wattmeter vataj ölçme aleti, vatmetre
Watt’s straight‐line motion watt tarafından ilk imal ettiği buhar makinalarında kullandığı piston
kolunu yönlendirici bir hareket tipidir
wave dalga
wave (travelling) dalga
wave crest dalganın doruğu
wave crest length dalga tepe uzunluğu
wave energy dalga enerjisi
wave energy air turbine dalga enerjisi hava türbini
wave energy plant dalga enerjisi tesisi
wave energy rectifier dalga enerjisi doğrultucusu
wave energy spectrum dalga enerjisi spektrumu
wave energy water turbine dalga enerjisi su türbini
wave energy water turbine/low‐head dalga enerjisi su türbini/küçük düşülü
wave equation dalga denklemi
wave erosion dalga aşındırması (dalganın taşıdığı taş, kum, parça ve kırıntıların kıyılara
çarpmasıyla yaptığı aşındırma)
wave focusing dalga gücünün yoğunlaştırılması
wave front dalga cephesi, dalga aynası
wave group dalga çıkını
wave impedance dalga çelisi
wave interference dalga karışması
wave length dalga boyu, dalga uzunluğu
wave loading dalga yükü
wave number dalga sayısı
wave number, repetency dalga sayısı
wave powered generator dalga enerjisi santralı
wave propagation dalga yayılımı
wave swell dalga/kaba
wave theory dalga kuramı
wave train dalga katarı
waveform dalga biçimi
waveform coding dalga biçimi kodlaması
waveform distortion dalga biçimi bozunumu
waveform synthesis dalga biçimi sentezi
wave‐form tekerrür eden ortalama dış profil biçimi, örneğin vida dişi profilinde olduğu gibi
waveguide dalga kılavuzu
waveguide filter dalga kılavuzlu süzgeç
waveguide switch dalga kılavuzu anahtarı
wavelength dalga boyu
wavelength dalga boyu, bir dalgada veya vida dişinde olduğu gibi birbiri ardı gelen iki tepe
noktası arasındaki mesafe
wavelet dalgacık
wavelet transform dalgacık dönüşümü
waves ondülasyon (bir kaplamanın yüzünde birbirlerine olan uzaklıkları iki feet veya daha fazla
olan muntazam aralıklı girinti ve çıkıntılardan ibaret enine doğrultudaki ondülasyon)
waviness büyük aralıklarla oluşan yüzey pürüzlülüğü, yüzey dalgalanması
waviness dalgalı olma
wavy motion dalgalı hareket
wax 1. balmumu; 2. mum
wax, to mum sürmek, cilalamak
wax paper yağlı kağıt
waxing mumlama
waxing concrete floor beton döşemesinin cilalanması
waxy 1. balmumlu; 2. mumlu, mum gbi
way yol
way yol (trafiğin faydalanabildiği yerlere verilen genel bir terim)
way shaft manevra mili, tornistan mili, tornistan düzeni
wayleave geçiş hakları, aşma hakkı, kesme (araziden ruhsatla geçme izni, bazen boru, kablo vb
döşenmesi gibi özel işlere verilen izin)
ways torna yatağının kızağının (kundağın) ve torna punta baslığının üzerinde hareket ettiği
üzeri düzgün yüzeyi
WB bkz. World Bank
weak kuvvetsiz, zayıf
weak acid zayıf asit
weak battery şarjı azalmış akü, deşarj olmuş akü, zayıf akü
weak soil zayıf zemin
weak soil layer zayıf zemin tabakası
weak subsoil zayıf temel zemini
weakness zafiyet
weakness 1. zafıyet; 2. kuvvetsizlik
wear, to aşındırmak, aşınmak
wear 1. aşınma, yıpranma, eskime 2. dayanıklılık, dayanma
wear, to eskimek
wear aşınma
wear and tear doğal aşınma (yıpranma) ve bozulma (yırtılma)
wear away aşınıp gitmek
wear bucket aşınma kepçesi
wear gauge aşınmayı ölçen mastar
wear life aşınma ömrü
wear limit tamir sınırı
wear material aşınma malzemesi
wear off aşınıp bitmek
wear out aşınmak
wear plate sürtünme plakası
wear plate aşınma plakası, aşınma ağzı
wear plate pompa aşınma kelebeği, aşınma plakası, tahrikli parçaların temas ettikleri fazla
aşınmaya maruz yüzeylere konulan aşınma plakası
wear plate (bucket) aşınma plakası (kepçe)
wear resistance aşınma direnci
wear resistant aşınmaya dayanıklı
wear ring aşınma bileziği, fiber bilezik
wear sleeve aşınma burcu
wear strip aşınma bandı
wear surface aşınma yüzeyi
wear test aşınma testi
wearing aşındırma, aşınma
wearing coat aşınma tabakası
wearing course aşınma tabakası (kaplamanın trafiği taşıyan en üst tabakası)
wearing surface, brick bkz. brick wearing surface
wearing surface, concrete bkz. concrete wearing surface
wear‐resistant aşınmaya karşı dirençli
weasand [medical] gırtlak, nefes borusu
weather hava
weather iklim
weather cock rüzgar gülü/horozu
weather compensator hava kompensatörü
weather conditions hava şartları
weather data iklim verileri
weather data hava verisi, hava datası, hava ile ilgili bilgi
weather forecast hava tahmin raporu
weather forecast hava tahmini
weather glass barometre
weather map iklim haritası
weather seal otomobillerin kaporta birleşme noktalarındaki lastik şeritler, lastik veya keçe
kaporta fitili
weather strip bkz. weather seal
weather vane rüzgar gülü
weather worn hava etkisiyle aşınmış
weather worn hava etkisiyle eskimiş
weathered ayrışmış, parçalanmış, bozulmuş
weathered rock ayrışmış kaya
weatherglass barometre
weathering ayrışma, bozunma, hava etkisi (havanın etkisi ile, doğal veya suni maddelerin
yüzünde renk, yapı veya kimyasal bileşim bakımlarından meydana gelen değişiklik, herhangi bir
malzeme üzerinde dış kaynaklı fiziksel veya kimyasal etkiler sonucunda gelişen ayrı
weathering gevşetme
weathering of bituminous materials bitümlü malzemelerin hava etkisi altında değişmesi
weatherproof hava koşullarına dayanıklı
weatherproof cover hava sızdırmaz kapak
weatherproof cover hava koşullarına dayanıklı kapak
weatherproof hood hava koşullarına dayanıklı kaput
weatherproof hood hava sızdırmaz kılıf, kapak
weave örmek
weaving kesişme, karışım, girişim, dağılma, örülme (bir taşıtın bir şeritten diğerine verev olarak
ve bu esnada aynı doğrultuda hareket eden diğer taşıtların yörüngelerini keserek gir‐mesi)
weaving area örülme alanı (şerit değiştirme manevralarında, birleşme, ayrılma noktalarında,
sınırlı erişimin var olduğu giriş çıkış rampalarında olduğu gibi karayolu üzerindeki trafik
akımlarının, trafik sinyallerinin yardımı olmaksızın birbirlerinin güzergahına geçti
weaving configuration örülme ayarlaması
weaving diagram örülme diyagramı (analize yardımcı olmak için kullanılan örülme alanındaki
akımların şematik çizimi)
weaving flow örülme yapan trafik akımı, örülme alanında örülme hareketi yapan trafik akımı
weaving length örülme uzunluğu, örülme alanı uzunluğu, girişim uzunluğu (dağılma‐girişim,
örülme manevralarına ayrılmış yol alanının, yol kesiminin uzunluğu)
weaving section örülme kesimi
weaving space bkz. weaving section
web ağ, örgü
web gövde, ı‐kiriş gövdesi
web members dikim parçaları, gövde parçaları
web plate gövde levhası
web reinforcement gövde donatısı
web site web sitesi
webbed ince bir zarla bağlı olan
weber bir amperlik cereyanda bir saniyede nakledilen elektrik miktarı
weber (wb) manyetik akım birimi
webs plastik şerit (genellikle 2‐10 cm genişliğinde olup, erozyon kontrolü, dere kenarı koruması
ve zemin donatısı olarak kullanılır)
wec bkz. west‐east corridor
wedge kama ile yarmak
wedge kama, takoz, kamalamak, keski
wedge bar kazma ucu
wedge eyelet çelik halat kama deliği
wedge gate valve kama sürgülü valf, kapanışı, sürgü ile yatak arasındaki sürtünmeden,
sıkışmadan dolayı etkilenen sürgülü valf
wedge gearing çevrelerindeki oyuklar birbirleri içersine girip eş çalışarak sürtünmen tahrik
oluşturup ileten çarklar
wedge groove mil üzerinde kama kanalı
wedge in iki parçanın arasına çakmak suretiyle yerleştirmek
wedge of soil toprak kaması, zemin kaması
wedge shaped kama şeklinde
wedge socket kamalı kovan
wedge support kama tanım bölgeli
wedge kama, siyil, maden külçesi
wedged mil üzerinde oynamaması için kama ile tespit edilmiş
wedging kamalama, takozlama
week hafta
weekday iş günü
weekend hafta sonu
weekly haftalık
weep sızmak
weeper kaplamada drenaj deliği
weephole dren deliği, barbakan
weepholes in a retaining wall istinat duvarında barbakanlar
weft örgülü tip jeotekstilde enine yön ve enine yöndeki iplikler (dokuma makinasına dik yön)
weft atkı
weft fork bir ucu çatallı diğer ucu kancalı, ortadan mesnet yatağı olan atkı iplerinin kopması
veya bitmesi durumunda dokuma tezgahını durduran kısa kol
weft, pick, shot atkı, argaç, pot, dokunan kumaşın genişliğine giden ipler, tek bir atkı ipine ‘pick’
veya shot’ denir
weigh, to tartmak
weigh bridge taşıt baskülü
weigh shaft (way shaft, reversing shaft) manevra mili, tornistan mili, tornistan düzeni buhar
makinesini ileri ve geri vitese geçiren üzeri kanallı uzuvları hareket ettiren şaft
weighbridge yer kantarı, yer baskülü, basküllü köprü, tartma köprüsü
weighing machine kantar
weighing machine, self‐mdicating ağırlık miktarını bölmeli kadranda gösteren bir gösterge
koluna sahip karşı ağırlıklı tartı aleti
weighing machines tartı aletler, kantar, baskül, otomatik kantar, bkz.: balance,
beranger balance, roberval balance, spring
balance, steelyard and weighing machine, self‐indicating
weigh‐in‐motion (wim) hareket halinde ölçüm (hareket halinde iken karayolu üzerinden geçen
taşıtların sayısını, ağırlığını, hızını, uzunluğunu, taşıtlar arasındaki zamanı, dingil mesafesini,
doluluk oranını ölçen sistem)
weight ağırlık, sıklet, tartı
weight yük
weight capacity yük kapasitesi
weight concentration ağırlık yığılması
weight loss ağırlık kaybı
weight of ram şahmerdan ağırlığı, tokmak ağırlığı
weight per horsepower beygir gücüne düşen ağırlık
weight per unit of volume birim hacim ağırlık (özgül), birim ağırlık, hacimsel ağırlık, görünen
yoğunluk, özgül birim hacim ağırlık, görünen özgül ağırlık
weight updating ağırlık katsayılarının güncellenmesi
weight, actual bkz. actual weight
weight, batch bkz. batch weight
weight, cubic foot bkz. cubic foot weight
weight, to ağırlıklandırmak
weight, unite bkz. unite weight
weight/dead ağırlık/boş
weight/drained ağırlık/süzme net
weight/gross ağırlık/brüt
weight/mean ağırlık/ortalama
weight/net ağırlık/net
weight/specific ağırlık/özgül
weight/standard ağırlık/standart
weight/tare ağırlık/boş
weighted average ağırlıklı ortalama
weighted creep ratio dengeli sünme oranı
weighted creep value dengeli sünme değeri
weighted mean ağırlıklı ortalama
weighter kantar
weighting ağırlıklandırma
weighting coefficient ağırlıklandırma katsayısı
weighting function ağırlıklandırma işlevi
weightless ağırlıksız
weightlessness ağırlıksızlık, yer çekiminden kurtulma hali
weight‐loaded valve ağırlıkla çalışan vana
weight‐power ratio ağırlık‐güç oranı
weir deşarj tesisi
weir set
weir su boşaltma tesisi
weir bent, set, savak, dolu savak
welch plug ağaç tapa
weld birleştirmek, kaynak yapmak, kaynatmak, kaynak
weld kaynak yapmak, kaynak
weld kaynak dikişi, kaynak yeri
weld neck flange boyun kaynaklı flanş
weld seam kaynak dikişi
weld size kaynak ölçüsü
weldable kaynak yapılabilir
welded kaynak edilmiş, kaynatılmış, kaynakla eklenmiş, kaynaklı
welded bellows kaynaklı körük
welded girder kaynak edilmiş kiriş
welded joint kaynaklı bağlantı
welded pipe dikişli boru
welded splices kaynaklı ek
welded truss parçaları kaynak ile bağlanmış kafes kiriş
welded wire fabric kaynaklarla yapılan tel örgüsü
welder kaynakçı, kaynak makinesi
welding kaynak
welding kaynak, kaynak yapma
welding kaynak
welding kaynak, birbiri ile birleşecek iki parçayı plastik hale gelinceye kadar ısıtarak oluşturulan
birleştirme işi, bir çok çeşidi vardır, örneğin: ark kaynağı, prinç kaynağı, elektron ark kaynağı,
gaz kaynağı, direnç kaynağıwelding apparatus kaynak cihazı, kaynak takımı
welding bend kaynaklı dirsek
welding bent kaynak ağzı
welding cable elektrik kaynağı kablosu
welding elbow kaynaklı dirsek
welding electrode kaynak çubuğu, kaynak elektrodu
welding filler kaynak dolgu çubuğu
welding flange kaynaklı flanş
welding flux kaynak tozu, kaynak esnasında ısınan maddenin okside olmasına engel olan toz,
boraks
welding machine kaynak makinası
welding neck flange kaynak boyunlu flanş
welding nipple kaynak nipeli
welding rod kaynak elektrodu, kaynak teli
welding rod kaynak çubuğu, oksijen kaynağı teli
welding transformer kaynak transformatörü
welding work kaynak işi
welding, flat bkz. flat welding
well kuyu
well hazne
well blow‐out kuyu taşkını
well casing koruma borusu, muhafaza borusu, kuyu muhafaza borusu
well crane bkz. crane
well crane kuyu kreni en alt ucu bir basamak üzerinde olacak şekilde yarıya kadar kısmı kuyu
içersinde olan ve zemin üzerinden mesnetli sabit direkli kren
well defined iyi tanımlanmış
well foundation kuyu temel
well graded tane dağılımında süreklilik, düzgün dane dağılımı, iyi derecelenmiş
well graded sorted düzgün dane dağılımlı
well hole merdiven boşluğu, asansör boşluğu
well known tanınmış
well logging kuyu diyagrafisi
well logging kuyu ölçmeleri
well manometer kuyulu basıölçer
well organized establishment iyi organize olmuş kuruluş
well point nokta kuyu, kuyu sondası
well point dewatering nokta kuyularla yeraltı suyunun indirilmesi, nokta kuyulardan
pompalama
well point drainage bkz. well point dewatering
well sample kuyu numunesi
well seismometer kuyu sismometresi (derin kuyularda kullanılan özel olarak geliştirilmiş bir
çeşit sismometre)
well stimulation kuyunun etkinleştirilmesi
well water kuyu suyu
well work‐over kuyu bakımı
well/shut‐in kuyu/kapatılan
wellhead gas petrol gazı
well‐posed iyi konumlanmış
wera giymek, giydirmek
west batı, garp
westbound batıya giden
west‐east corridor (wec) batı‐doğu koridoru
westing batı istikameti, batı koordinatı
westinghouse booster westinghouse usulü havalı frenlerin takviye cihazı
westinghouse brake havalı fren sistemi
westinghouse brake havalı fren, westinghouse fren, her bir vagon altındaki piston ve silindirleri
içeren ve makine altındakisıkıştırılmış hava deposundan kontrol edilen demiryolu tahrikdüzeni
üzerindeki havalı fren
westrosol bkz. trichloroethylene
westward batıya doğru
wet 1. ıslak, yaş, rutubetli 2. ıslatmak
wet su veya başka sıvı ile yapılan, yaş, ıslak, nemli
wet angle ıslatma açısı
wet bulb ıslak termometre
wet bulb depression psikrometrik fark
wet bulb temperature ıslak termometre sıcaklığı
wet bulb thermometer ıslak termometre
wet clay ıslak kil
wet dedector nem dedektörü (yol yüzeyinin nemli olup olmadığını tespit eden dedektörler)
wet density ıslak yoğunluk, ıslak haldeki birim ağırlık
wet earth sample rutubetli zemin numunesi
wet foundation excavation su içinde temel kazısı
wet mechanical analysis ıslak elek analizi, yıkamalı elek analizi
wet mechanical analysis of soil zeminin ıslak elek analizi, çöktürme deneyi, hidrometre deneyi
wet mix ıslak karışım
wet mixing ıslak karıştırma
wet pavement ıslak kaplama, kaygan kaplama
wet return ıslak dönüş
wet return ıslak geri dönüş
wet sand ıslak kum, rutubetli kum
wet screening ıslak eleme
wet steam ıslak buhar
wet surface (of boiler) kazanın su tarafı
wet type clutch yağlı tip kavrama, yağlı tip debriyaj
wet‐bulb temperature yaş termometre sıcaklık derecesi, yaş uç sıcaklık derecesi, yaş uç ısı
derecesi
wet‐bulb thermometer yaş termometre, yaş uç termometresi
weting and drying ıslatma ve kurutma
weting angle temas açısı, ıslatma açısı (kapiler boruda)
wetland sulak alan
wetted perimeter ıslak çevre
wetting nemlendirme, ıslatma
wet‐type air cooler nemle çalışan hava soğutucu
wet‐type air cooler ıslak tip hava soğutucusu
wharf iskele
wharf rıhtım, iskele
wharf crane liman vinçi, rıhtım vinci
wharf crane bkz. crane
wheatstone bridge wheatstone köprüsü
wheel teker, çark, pervane
wheel çark, tekerlek, jant, direksiyon simidi
wheel tekerlek
wheel kasnak
wheel (a) göbek ve çemberi birbirlerine parmaklarla birleştirilmiş tekerlek, örneğin, araba
tekerleği, kasnak vs, (b) çapı genişliğinden (kalınlığından) büyük olan dişlilere çark, tekerlek adı
verilir
wheel aligning tekerlek ayarı
wheel aligning gauge tekerlek kapanıklığını ölçme aleti
wheel and axle su çıkrığı
wheel balance tekerlek veya volan dengesi
wheel balance weight tekerlek veya volan dengeleme ağırlığı
wheel balancer tekerlek dengeleme cihazı
wheel barrow tek tekerlekli el arabası
wheel base dingil açıklığı, tekerleklerin yere temas noktaları veya poyra merkezleri arası açıklığı
wheel base dingiller arası mesafe
wheel base bir taşıtın ön ve arka dingilleri arası mesafe
wheel bearing tekerlek göbek bilyası, poyra yatağı, tekerlek yatağı
wheel bearing seal teker göbek yatağı keçesi
wheel brake cylinder reinforcement tekerlek fren silindiri takviyesi
wheel brake hose tekerlek fren hortumu
wheel brake hose spring lock tekerlek fren hortumu yayı kilidi
wheel brake shoe tekerlek fren pabucu
wheel brake shoe adjusting cam tekerlek fren pabucu ayar eksantriği
wheel brake shoe adjusting pin tekerlek fren pabucu ayar pimi
wheel brake shoe adjusting pin spring tekerlek fren pabucu ayar pimi yayı
wheel brake shoe anchor bolt oil washer tekerlek fren pabucu tespit cıvatası yağ pulu
wheel brake shoe anchor bolt washer tekerlek fren pabucu tespit cıvatası pulu
wheel brake shoe facing tekerlek fren pabucu balatası
wheel brake shoe guide spring tekerlek fren pabucu kılavuz yayı
wheel brake shoe push rod tekerlek fren pabucu itici mili
wheel cap jant kapağı
wheel conveyor makaralı konveyör
wheel cylinder bleeder screw tekerlek silindiri boşaltma vidası
wheel cylinder boot tekerlek silindiri toz lastiği
wheel cylinder piston tekerlek silindir pistonu
wheel cylinder to hose gasket tekerlek silindiri ile hortum arası conta
wheel dozer lastik tekerlekli dozer
wheel dresser tekerlek tesviye cihazı
wheel dresser yontma çarkı, düzeltme çarkı, kabasını alma çarkı ard arda gelen, şaşırtmalı düz
ve yıldız şeklindeki sert çelik diskler olup uzun bir kolun ucunda serbest olarak dönmektedirler,
diskler basınç altında düzeltilecek zımpara taşına bastırılır
wheel driving stud tekerlek saplaması
wheel driving stud nut tekerlek saplamasının somunu
wheel drum tekerlek kampanası
wheel excavator lastik tekerlekli ekskavatör
wheel guard baskı kirişi (ahşap)
wheel hub tekerlek göbeği, poyra
wheel hub bolt poyra cıvatası
wheel hub cap poyra kapağı
wheel hub pilot rivet poyra kılavuz perçini
wheel hub shell cap tekerlek toz kapağı
wheel lean tekerleğin yana yatması
wheel load tekerlek yükü
wheel loader lastik tekerlekli yükleyici
wheel loader tekerlekli yükleyici
wheel nut bijon somunu
wheel nut wrench jant somun anahtarı
wheel nut wrench bijon anahtarı
wheel plate çark lehvası, çeyrek daire plaka
wheel rim jant
wheel spin tekerleğin yerinde dönmesi
wheel spindle tekerlek mili
wheel teeth bkz. teeth
wheel trim krome tekerlek çemberi
wheel wobble bkz. shimmy
wheel wrench bijon anahtarı
wheelbarrow el arabası
wheel/nose tekerleği/burun
wheel‐and‐disc drive (gear) küre ve disk dişli (bkz. integrator) içersindeki silindirler ve küreler
bir dişli çarkla değiştirilmiş tahrik düzeni
wheelbase dingil aralığı
wheelbase dingil açıklığı (aks aralığı)
wheel‐cutting engine saat yapımında kullanılan dişli çark dişlerini açmak için kullanılan makine,
tezgah
wheel‐quartering machine yatay makap tezgahı yatağın iki ucunda çift taraflı matkapla aynı
anda delme işlemi yaparak, lokomotif bileşik tekerlekleri krank pimi deliklerini delerek, hassas
açısal konum ilişkisini sağlayan bir tezgahtır
whelps ipin veya halatın tutunmasını (kavramasını) arttırmak için bükme konisi veya çıkırık
çevresindeki eşit aralıklı boyuna şeritler
whet bilemek
whet bileği taşı, bileme taşı
whetstone yağ taşı, bileme taşı
whiff esinti
whip çalkalamak, köpürtmek
whip (a) yatar kalkar vinç, (b) yel değirmeni kanadını ve istavrozu taşıyan yel değirmeni kolu
whip antenna çubuk anten
whip crane bkz. crane
whip crane (dutch wheel crane) kaldırma palanga ile olup dişli donanımı içermeyen direkli kren
whip gin vinç makarası, makara
whip saw iki kişilik hızar testere
whipping dram yatar kalkar vinç sarılma kasnağı
whipsaw tomruk testeresi
whirl spreader döner serici (damperli kamyona bağlanan veya üzerine monte edilen serici)
whirling arm aerodinamik testler için modelleri taşıyan veya aparat ve insanlara yüksek
ivmeleri uygulayabilmek için kullanılan yatay dönel uzun bir kolu içeren aparat
whirling of shaft çevrintili dönen şaft, savurmalı dönen şaft, eğilip salınımlı dönen şaft
whirlpool chamber (vortex chamber) santrifüj pompaların kanatlarını çevreleyen ve içersine
akışkanın boşaltıldığı hazne
whisper fısıltı
whistle 1. ıslık; 2. düdük
white beyaz, renksiz, sararmış, soluk, solgun
white box model beyaz kutu modeli
white cast iron beyaz dökme demir
white clay beyaz kil
white lead kurşun üstübeci
white line bkz. traffic line
white list beyaz liste (geçerli durumdaki kayıt kodlarının tutulduğu liste)
white metal beyaz metal
white metal beyaz maden, beyaz metal çabuk
enyen % 50si kalay olan kurşun, antimon ve bakırda içeren alaşım olup yatak kaplamacılığında
kullanılır ayrıca bkz. Babbitt’s metal
white noise beyaz gürültü
white radiation beyaz ışınım
white wash badana
whitening filter beyazlatıcı süzgeç
whitesmith kalaycı, tenekeci
Whitworth quick‐return motion Whitworth hızlı geri dönme hareketi, şekil 239’da b noktası 0
mafsalı etrafında dönerken c pistonunu soldan sağa doğru yavaş, sağdan sola doğru hızlı hareket
ettiren mekanizma, Whitworth screw thread vitvort diş
Whitworth screw thread diş açıklığı açısı 55 derece olan keskin v şeklindeki profilin üstten ve
alttan 1/6 oranında traşlanıp yuvarlanması şeklinde oluşan bir vida dişi olup teorik diş derinliği
nominal diş açıklığının 0 640327 katı kadardır
Whitworth standard whitworth ölçü sistemi
Whitworth thread whitworth vida dişi
whizzer (hydro‐extractor) içersinde dökme(gevşek) malzeme olan, sahip olduğu dönel
kanatlarla ıslak malzemeyi dışarı yönde fırlatıp santrifüj kuvveti ile suyun dışarı atılmasını ve
malzemenin kurumasını sağlayan üzeri delikli silindirik kazan
whole toptan, bütün, tüm, tam
wholesale toptan, toptan satış
wholesale price toptan fiyat
wim bkz. weigh in motion
wick fitil
wick [medical] yara fitili
wick drain fitil dren (özel makineyle zayıf zemine daldırılan kağıt fitil dren)
wicket gate küçük kapı, servomotordan tahrik alan sarkaç regülatörün ayarladığı kanat açılan ve
türttn çarkı hızı ile otomatik olarak ayarlanan, merkezlerinden mafsallı klavuz kanatlara sahip
ve su türbinlerine su girişini ayarlayan regülatör
wide geniş
wide angle geniş açı
wide area network geniş iletişim ağı
wide area network, wan geniş alan ağı
wide ditch geniş ark
wide open sonuna kadar açık
wide sense stationary geniş anlamda durağan
wideband noise genişbantlı gürültü
wideband signal genişbantlı sinyal
wideband signaling geniş bantlı sinyalleşme
widen genişletmek
widen, to bkz. expand, extend genişletmek
widening genişleme, genişletme
widening in curves kurplarda genişleme
widening landslide genişleyen heyelan
widespread yaygın
width genişlik
widow control yalnız son satır
widow line yalnız satır
width genişlik, en
width at the crest kret genişliği, kretteki genişlik
width of a dike at the base sedde taban genişliği
width of spread serme genişliği
width of strip kolon genişliği
width of the bucket kepçe genişliği
wig‐wag kırmızı ışıklı veya ışıksız sabit bir aks üzerinde dönen hemzemin geçit sinyali
wig‐wag saat mafsallarını parlatmak için kullanılan parlatıcıyı titreştiren makine
wildcard character genel arama karakteri
wildcard character joker, genel arama karakteri
wilderness bakir bölgeler (insan yerleşimlerinin ya da uygarlıklarının ulaşmadığı topraklar)
wildlife yaban hayatı
wimble burgu, matkap
wimbl, toe burgu ile delmek, matkap ile delmek
winch vinç, ırgat, vinçle kaldırmak
winch (a)gemilerde mevcut, gemiye yük yükleyip boşaltmak için kullanılan vinç (b) etle veya bir
makine ile çalıştırılan kaldırma makinesi
winch housing vinç mekanizması
winch rope vinç halatı
winch safety collar vinç kasnağı emniyet bileziği
winch shear pin vinç emniyet pimi
wind sarım
wind 1. rüzgar, yel 2. dolamak, sarılmak, sarmak
wind kurmak
wind barrier rüzgar bariyeri
wind borne sand deposit rüzgarla taşınmış kum deposu
wind bracing rüzgar kirişi
wind break fence rüzgar kırıcı perde
wind detector rüzgar detektörü
wind gauge rüzgar ölçer
wind jaw rüzgar dişi
wind laid eolien, rüzgarla şekillenmiş
wind laid deposits rüzgarla taşınmış birikinti
wind laid sediment eolien birikintisi, rüzgar vasıtasıyla birikinti
wind load rüzgar yükü
wind load force rüzgar yükü kuvveti
wind panel rüzgar paneli
wind pressure rüzgar basıncı
wind pump rüzgar pompası kanatları rüzgar gücü ile döndürülen bir pervane (rüzgar gülü) ile
tahrik olup yer altından yer üstüne su çıkarmak için kullanılan pompa sistemi
wind rose rüzgar gülü
wind shoe rüzgar pabucu
wind speed rüzgar hızı
wind strength rüzgar şiddeti
wind strength frequency rüzgar şiddeti frekansı
wind tongue rüzgar dili
wind tunnel rüzgar tüneli
wind tunnel test rüzgar tüneli testi
wind turbine rüzgar türbini
wind turbine fan rüzgar ile çalışan vantilatör
wind turbine/horizontal axis rüzgar türbini/yatay eksenli
wind turbine/shrouded‐augmented rüzgar türbini/yönlendirilmiş akımlı
wind turbine/vertical axis rüzgar türbini/dik eksenli
wind velocity rüzgar hızı
wind velocity/ambient rüzgar hızı/etkilenmeyen, ortam rüzgar hızı
wind velocity/cut‐in rüzgar hızı/harekete geçirme
wind velocity/cut‐off rüzgar hızı/ hareketi söndürme
wind velocity/cut‐out rüzgar hızı/kritik
wind/geotropic rüzgar/geotropik
windage bir merminin vücudun yakınından geçmesi esnasında hava basıncı ile meydaan gelen
yaralanma
windage dönel makinelerde hava direncinden dolayı oluşan enerji kaybı
windbox brülör hava kutusu
windbox hava kasası
windburn cildin rüzgardan yanması
winder kren motoru
wind‐girder rüzgar kirişi
winding kıvrım
winding sarım (motor)
winding elektrik bobinajı sarımı, sargı
winding cylinder kaldırma silindiri
winding drum rampalarda vagonları, madenlerde maden asansörlerini indirip çıkarmak için
halatın etrafına sarıldığı kasnak
winding engine bükme makinesi, maden ocağı vinci, bir boşluktan yukarı yük çeken makine
winding gear kaldırma makineleri ve asansörler ile ilgili makine
winding mechanism kepçeli vinç mekanizması
winding rope vinç halatı
winding square musluk kapatma ucuna kapatma kafasının (anahtarın) geçtiği kare kısım
winding stairs dairesel merdiven
windlass çıkrık, inşaatlarda kullanılan elle çalışan vinç, maden ocağı vinci
windmill yeldeğirmeni
windmilling (a) şaftına güç iletmeden boşta dönen uçak pervanesi (b) hava akımı basıncı ile
dönen komprasör (c) otojiro rotoru, motorun arızalanması durumundaki helikopter rotoru
window pencere
window air conditioner pencere tipi klima cihazı
window air conditioner pencere tipi klima
window blind güneşlik
window crack pencere fugası (derzi)
window frame pencere çerçevesi
window function pencere işlevi
window regulator handle cam ayar kolu
window winder cam açacak kolu
window‐pane pencere camı
window‐sill pencere denizliği
window‐sill heating pencere eteğinden ısıtma
windpipe nefes borusu, trakea
windrow figure (malzemenin miktarını kontrol etmek üzere taban veya temel altı üzerine
konulmuş devamlı ve üniform bir malzeme yığını)
windrow of snow kar üfürmesi
windrowing machine figüre tanzim makinesi
windscreen ön cam
windscreen bkz. windshield
windscreen wiper cam sileceği
windshield araç ön camı
windshield ön cam, siper camı
windshield defroster buğulanmayı veya buzlanmayı önlemek için ön cama sıcak hava veren
tertibat
windshield glass araç ön camı
windshield glass weatherstrip ön cam çerçeve lastiği veya keçesi
windshield sticker ön cam çıkartması
windshield visor ön cam üzerindeki güneş siperi
windshield washer ön cama su püskürtme cihazı
windshield washer foot control knob ön cam yıkayıcısı ayakla kumanda pedalı
windshield washer foot control pump ön cam yıkayıcı ayakla kumanda pompası
windshield washer foot control pump compress spring ön cam yıkayıcı ayakla kumanda
pompası basınç yayı
windshield washer jar ön cam yıkayıcı şişesi
windshield washer jar cover ön cam yıkayıcı şişesi kapağı
windshield washer jar to pump hose ön cam yıkayıcı şişesi ile pompa arası hortumu
windshield washer nozzle ön cam yıkayıcı su püskürtme memesi
windshield washer nozzle tube ön cam yıkayıcı su püskürtme memesi borusu
windshield washer pump ön cam yıkayıcı pompası
windshield washer pump to nozzle hose ön cam yıkayıcı pompası ile su püskürtme memesi arası
hortumu
windshield washer solvent ön cam yıkayıcı kir eritkeni
windshield washer strainer ön cam yıkayıcısı süzgeci
windshield wiper cam sileceği
windshield wiper arm cam sileceği kolu
windshield wiper arm adaptor cam sileceği kolu adaptörü
windshield wiper blade cam sileceği bıçağı (lastikli kısmı)
windshield wiper brush cam sileceği fırçası
windshield wiper control cam sileceği düğmesi
windshield wiper hose cam sileceği hortumu
windshield wiper manifold tube cam sileceği manifold borusu
windshield wiper motor cam silecek motoru
windshield wiper switch cam sileceği düğmesi
windtight hava geçmez
wing kanat, yan çıkıntı
wing 1. kanat; 2. kanatsı oluşum
wing load kanat yükü
wing nut kelebek somun
wing plow kar bıçağı, kanat
wing profile kanat profili
wing rail makas dirsekli rayı, karşılık rayı, tavşanayağı ray, kulaklı ray
wing screw kelebek vida
wing span kanat açıklığı
wing valve dairesel bir kanal içersinde, radyal kanatlar veya çubuklar ile hareket ettirilen konik
yuvalı valf, sübab
wing wall kanat duvarı
winking göz kırpma
winter kış
winter air conditioning kış iklimlendirmesi
winter pipe kış borusu
winter pipe bracket kış borusu konsolu
winter pipe cantilever kış borusu konsol kirişi
wipe silip kurutmak, silmek
wiper cam sileceği
wiper silici
wiper (a) araba cam sılgeci (b) şahmerdan haddehane çekici çarkı üzerindeki kam dişi (c)
dokumada kullanılan dönme hareketini gidip gelme hareketine dönüştüren mekanizma
wiper arm cam silecek kolu
wiper blade cam silecek lastiği
wiper blade cam sileceği bıçağı (lastikli kısmı)
wiper control cam sileceği düğmesi
wiper motor cam sileceği motoru
wire tel, kablo, elektrik kablosu, elektrik tesisatı çekmek
wire tesisat çekmek
wire telgraf
wire elektrik teli, kablosu
wire, to tel ile bağlama
wire and button tel ve düğme
wire bight kablo ilmeği
wire brush tel fırça, kaynakçı fırçası
wire cloth tel doku (elek)
wire communication telli iletim
wire core tel halat göbeği
wire cutter tel makası
wire fuse tel sigorta
wire gauge tel mastarı, standart tel ölçüsü
wire gauge size twist drill tel ölçü boyutlu helisel matkap ucu
wire gauges bkz. british standard wıre gauge, brown and sharpe wire gauge, gauges commonly
used, paris wire gauge
wire gauze tel örgü, süzgeç teli
wire mesh telden örülmüş
wire mesh tel kafes, tel örgü, hasır tel, hasır çelik
wire mesh belt tel örgülü bant
wire mesh screen tel süzgeç
wire pike tel çatalı
wire reel tel makarası
wire rope tel halat, kablo
wire rope sling tel halat sapan
wire spike iri çivi
wire strainer tel örmeli süzgeç
wire thread insert bkz. thread insert
wire up, to kablo bağlantılarını yapmak
wire, drawing bkz. drawing wire
wire‐drawing (a) gittikçe küçülen çapta sen1 çelik veya seramik hadde lokmalarından demir
çubuk veya tel çekerek imal etme, (b) akışkanı, örneğin buharı, küçük deliklerden veya az
açılmış valf aralığından geçirmek akışkan kısma işi
wireframe telkafes
wireless kablosuz
wireless telefon
wireless telsiz
wireless radyo
wireless communication telsiz iletim
wireless modem radyo modemi, telsiz modem
wiring kablolama
wiring kablaj işleri
wiring kablo bağlantısı
wiring kablo sistemi
wiring circuit devre
wiring connector kablo soketi
wiring diagram kablaj şeması, kablo şeması
wiring diagram kablolama şeması
wiring diagram kablo bağlantıları şeması planı
wiring diagram kablo şeması, kablaj planı
wiring diagram kablo bağlantı çizeneği
wiring harness kablo demeti
wiring harness kablo tesisatı
wiring harness elektrik tesisatı
wiring program kablo bağlantı programı
wiring system kablaj sistemi
withdraw geri çekmek
withdrawal dışarı alma, geri çekme
withhold tutmak, alıkoymak
withholding tax stopaj, kaynaktan kesme
within certain limits belirli limitler içinde
within tolerable limits kabul edilen sınırlar arasında
within‐group variance öbekiçi değişke
witness tanıklık etmek, şahitlik etmek
witness tanık
witness şahit
witness point röper noktası (şahit nokta)
wobble, to yalpa yapmak
wobble, to iki yana sallanmak
wobble crank sallantı krankı
wobble crank kısa biyel ve küresel mafsal ile sürme valfe eliptik hareket yaptıran kısa yalpalı
krank
wobble plate compressor sallantı plakalı kompresör
wobble plate compressor tablalı kompresör
wobble plate engine yalpalı, oynak, plakalı motor, bkz. engines (servo‐motor types)
Wohler test yorulma testi bir ucundan dönel aynaya tutturulmuş ve diğer ucundaki rulmanlı
yatak üzerinde ağırlık taşıyan bir numune malzemenin yorulma testi
wolfram tungsten, volfram
wolfram W sembolü ile bilinen madeni element, tungsten, volfram
wood tahta, takoz, ahşap
wood ahşap, ağaç, kereste, tahta
wood boring twist drill ağaç helisel matkap ucu
wood chip ağaç yongası
wood dust ağaç talaşı
wood fiber ağaç lifi
wood float tahta mala
wood ladder tahta merdiven
wood nail ağaç çivisi
wood paving ahşap kaplama (hazırlanmış bir temel üzerine, usulüne uygun bir şekilde ahşap
blokların döşenmesi ile oluşturulan bir kaplama)
wood pile ahşap kazık
wood railing ahşap korkuluk
wood screw ahşap vidası
wood slab ahşap plak
wood structure ahşap yapı
wood varnish ağaç reçinesi
woodcarving oymacılık
wooden ağaçtan
wooden ahşap
wooden block tahta takoz
wooden float tahta mala
woodruff key yarım ay kama
woodruff key woodruff kama, yarım yuvarlak kama
woodruff key bkz. key
woodruff key seat milling cutter woodruff kama yerleri için freze bıçakları
woodruff‐keyway mill woodruff anahtar deliği kovanı freze çakısı, her ebat için farklı freze çakısı
kullanılması gerekir
woodscrew ağaç vidası
woodwork ahşap işleri
woodwork dülgerlik
woodwork dülger işleri
woodyard odun deposu
woof atkı ipliği, dokuma, örgü
wool yün
word sözcük, kelime
word length sözcük uzunluğu
word markings yer yazıları (trafiğin düzenlenmesine yarayan, yolun yüzüne uygulanmış, yazı
şeklinde yol işaretleri)
word processing metin işleme, yazı işleme
word processing sözcük işlem, kelime işlem (bilgisayar)
word processing sözcük işlem
word size; word length sözcük uzunluğu
word wrap sözcük kaydırma
work iş, çalışmak
work, to işlemek
work, to çalışmak, iş yapmak
work area çalışma alanı
work area iş sahası, şantiye
work bench iş tezgahı
work breakdown structure iş dökümü yapısı
work environment çalışma ortamı, işyeri koşulları
work equipment çalışma ekipmanı
work file çalışma kütüğü
work function çıkış işi; iş fonksiyonu
work in progress devam eden iş (hizmet kesimleri tarafından kısmen tamamlanmış devam
etmekte olan iş)
work load çalışma yükü, iş yükü
work mode choice system iş modu seçme sistemi
work program iş programı (belirli bir devrede yapılacak çeşitli işleri ve projeleri, bunlarla ilgili
teşkilatı, bunların birimlerini veya kısımlarını belirten bir plan)
work schedule çalışma planı, iş ilerleme planı, uygulama programı
work shop atelye
work site iş yeri, şantiye
work without load yüksüz serbest çalışma
work zone çalışma zonu, çalışma alanı (bir karayolu üzerinde yol bakım ve yapım işlemlerinin
yapılması sırasında trafik akımı veya trafik hareketlerinin kısıtlandığı yol kesimi)
work, force‐account bkz. force‐account work
work, job iş
work iş, iş birimi, joule, erg, n m
workability işlenebilirlilik
workability of bituminous materials bitümlü karışımın işlenebilirliği (bitümlü karışımın
serilmesi ve özellikle sıkıştırılması sırasında kolay işlenebilme özelliği)
workable işlenebilir
workable (s) çalışabilir, faal
workable concrete işlenebilir kıvamda beton
workaround dolaylı bir çözüm
workbench tezgah
workday iş günü
worker bkz. labourer emekci, işçi
working işleyen, çalışan, çalışır durumda olan
working barrel tulumba silindiri, tulumba kovanı tulumba, piston ve klapesinı içeren silindir
working cloth iş giysisi, tulum
working conditions çalışma şartları
working cycle çalışrna saati
working cylinder ayrı bir sıkıştırma silindirine sahip gaz makinelerindeki patlama silindiri
working day iş günü
working depth bir dişli dişinin eş çalıştığı dişli dışı ile temas yüzeyinin boyu bu miktar dişin tüm
boyundan diş dibi boşluğunun çıkarılması ile hesaplanabilir working directory yürürlükteki
dizin
working drawing imalat resmi
working group çalışma grubu
working hour çalışma saati
working hours mesai saatleri
working hours iş saatleri
working hours/office çalışma saatleri/ ofis
working lamp çalışma lambası
working load hizmet yükü, proje yükü, hesap yükü, normal şartlar altında emniyetli yük
working load çalışma yükü, yapının veya mekanizmanın maruz kaldığı ortalama yük
working medium çalışma ortamı
working order çalışma talimatı
working plan çalışma planı
working pressure çalışma basıncı
working pressure makınanın veya cihazın çalışma basıncı
working standard çalışma standardı
working storage çalışma belleği
working storage yararlı su kapasitesi
working stress emniyet gerilmesi
working stress çalışma gerilmesi, makine veya mekanizmanın tecrübeye dayanarak belirlenen
emniyet gerilmesi
working temperature işletme sıcaklığı
working unit çalışma ölçü birimi
working volume çalışma hacmi
workload iş yükü
workman emekçi, işçi
workman işçi, amele
workmanship işçilik
workmanship sanat ve ustalık
workmode iş modu
workpiece iş parçası
work‐piece (work) iş parçası, tezgahta işlenen parça
works inşaat işleri
works işler
works/ex fabrikada teslim
worksheet taslak, işlem tablosu
workshop fabrika, atölye, imalathane
workshop gauge atelye mastarı, tezgahta imalat esnasında kontrol amaçlı kullanılan mastar
workshop vicroscope tezgaha monte edilmiş ve vida dişi, kesme takımı ve taşlama taşını
gözlemlemek için kullanılan optik mikroskop
workspace çalışma alanı (bilgisayar)
workstation iş istasyonu (bilgisayar)
worktable çalışma masası
worktool ataşman
workzone yolda bakım‐onarım yapılan kesim
world dünya
world bank (WB) dünya bankası
worm helezon şeklinde olan, sonsuz vida dişlisi
worm salyangoz dişli, sonsuz dişli
worm sonsuz vida
worm (screw) conveyor sonsuz vidalı konveyör, gevsek malzemeyi dönerek sonsuz dişleri
arasında bir boru içersinde nakleden konveyör, şekil 48’de değişik tipleri gösterilmiştir
worm (worm gear, worm wheel) sonsuz dişli çark ile kayar temas yaparak eş çalışan helisel dişli,
(şekil 241)
worm bearing direksiyon salyangozu yatağı
worm brake ekskavatör bum kaldırma salyangozu freni
worm drive band hose clamp vida tahrikli bantlı hortum kelepçesi
worm feed sonsuz vidalı tahrik
worm feed sonsuz vidalı konveyör
worm gear salyangoz dişlisi, sonsuz dişli
worm gear sonsuz vida dişlisi
worm gear drive sonsuz vida redüktörü
worm gear unit sonsuz vida mekanizması
worm gearing nihayetsiz vida dişli düzeni, sonsuz dişli düzeni, salyangoz dişli düzeni, sonsuz
dişli ve helisel dişli çarktan oluşur genellikle sonsuz dişli helisel dişli çarkı döndürür ve birbirine
dik olan iki mil arasında büyük bir hız düşüm oranı sağlar
worm screw sonsuz vida
worm shaft sonsuz dişli mili
worm thread sonsuz vida dişi
worm thread nihayetsiz vida dişlinin diş dibi silindiri, diş ucu silindiri ve iki helicoid (helezon)
yüzey ile sınırlandırılmış bölgesi
worm wheel sonsuz dişli ile doğru bir hat boyunca temas edebilecek şekilde konkav yüzeyli diş‐
lere sahip dişli çark
worm wheel hobbing machine sonsuz dişli karşılığı diş frezesi, klavuz, kullanarak diş açan
tezgah
WORM (write‐once‐read‐many) WORM
WORM; write once read many bir kere yazılır bellek
worm‐and‐wheel stering‐gear dümen çubuğu (mili) üzerindeki sonsuz dişlinin askı kolu mili
üzerindeki sonsuz dişli çark ile eş çalışan dişli mekanizma
worn aşınmış, eskimiş
worn out eskimiş, aşınmış, yıpranmış
Woulfe’s bottle gazların yıkınması için kullanılan özel bir aygıt
wound [medical] 1. yara, vulnus; 2. yaralamak
wound core sarılmış çekirdek
woven brake lining roll rulo halinde örgülü fren balatası
woven fabric örgülü dokuma, örülmüş dokuma, jeotekstil
woven geotextile örgülü jeotekstil
woven wire örgülü tel
woven wire fencing örgülü telden çit
woven wire screen örgülü tel elek
wrap çözgü, sarım
wrap, to katlamak
wrap, to sarmak
wrap angle sarım açısı
wrap around sarma
wraparound sarım
wraparound başa sarmalı
wrapping ambalaj kagıdı, paket kağıdı
wrapping sarılma
wreck enkaz haline getirmek, enkaz
wreckage enkaz, yıkıntı
wrecker vinçli taşıt kurtarma kamyonu
wrecker crane taşıt kurtarma vinci
wrench anahtar
wrench burkma, burkulma, bükme, bükülme
wrench vida anahtarı
wrench, box bkz. box wrench
wrench, monkey bkz. monkey wrench
wrench, open end bkz. open end wrench
wrench, pipe bkz. pipe wrench
wrench, spark plug bkz. spark plug wrench
wrench, wheel nut bkz. wheel nut wrench
wrench/stillson anahtarı/boru
wrenching allowance çevirme toleransı, boru ile boru bağlantısı arasında relatıv harekete
müsade eden ve el ile birleştirme pozisyonu ötesinde sıkmak için gerekli olan vida dişi boyu
wright işçi
wringing birleşen yüzeyler arasındaki hava ve pislikleri atmak için kayar bir mastarın diğeri
üzerine vurarak geçirilme işlemi
wrinkle buruşmak, buruşturmak, kırışmak, kırıştırmak
wrinkle alın buruşuğu
wrist bilek, carpus
wrist pin piston pimi
wrist pin bosses pistonun pim deliği mesnet çıkıntıları
wrist pin bushing piston pimi burcu
wrist pins dirsek pimleri
wrist pins (a) radyal motorlarda ana biyel kolunun krank muylusu ile birleştiği kısmındaki pim
(b) buhar makinelerinde piston çubuğunun biyel
koluna hareket iletimini gerçekleştiren kroşet üzerindeki pim
wrist plate (motion or rocking disc) cortis motorlarında silindir kenarına tespit edilmiş ve kollar
ile çalışan ve hareketi biyel kollan ile sübab miline ileten plaka, bkz. corliss valve
write, to yazmak
write access yazma erişimi
write current yazma akımı
write cycle yazma çevrimi
write enable notch yazılabilir çentiği
write head yazma kafası
write once optical disk, WOOD bir kere yazılır optik disk
write protect notch yazmaya karşı koruma çentiği
write protect tab yazlmaya karşı koruma anahtarı
write protected yazma korumalı
write register yazma belleği
written agreement yazılı anlaşma
wrong 1. yanlış, hatalı 2. bozuk, çalışmaz, işlemez
wrong setting yanlış ayar
wrong‐way entry yanlış yol girişi
wrought dövme
wrought iron dövme demir
wye ye şeklinde
‐X‐
x spring bazı araba ve tartılarda kullanılan birbiri üzerine bindirilmiş yaprak yayların
oluşturduğu x harfi şeklinde yay sistemi
x‐axis x ekseni
x‐ray röntgen ışını
‐Y‐
y connection y rakor, y bağlantı, yıldız bağlantı
y connector y bağlantı elemanı
y junction çatal kavşak, y kavşağı (kavşak ayaklarından birinin diğerinin doğrultusunda olduğu
ve üçüncü ayağın dar veya geniş bir açı ile geldiği, fakat diğer yolu aşmadığı üçlü kavşak, y harfi
biçiminde olan üçlü kavşak)
y lever yer kantarı toplu kantar çubuğunun birleştiği en uzun kolu
yp çözülme noktası, kopma noktası, çözünme noktası
yale lock yale kilidi
yale lock yale mm, silindir şeklindeki kapı kiliti, anahtar, serbest kalabilmesi (çıkabilmesi), çın
bir çok yayı farklı yüksekliklere katlanır