Eskişehir Türk Dünyası Çocuk Yayıncılığı Sempozyumu / Çocuk Oyunları

Post on 06-Jul-2015

278 views 6 download

Transcript of Eskişehir Türk Dünyası Çocuk Yayıncılığı Sempozyumu / Çocuk Oyunları

TÜRK ZEKÂ OYUNLARI(Çocuk Yayıncılığı İçin Öneriler)

Arslan Küçükyıldız

Arslan Küçükyıldız• TRT’de yapımcı yönetmen

olarak çalışıyorum.• Çeşitli konularda üç kitabım

ve makalelerim var.• Kitaplarımdan “Kitab-ı Öküz” ve Makalelerimden “Satrancın

Atası Olan Türk Zeka Oyunu: Mangala” başlıklı makalem ilgi topladı.

• Geleneksel Çocuk Oyunları ve özellikle “Türk Zekâ Oyunları” üzerinde çalışmaya devam ediyorum.

Öküz / Karasaban

• Öküz Kültürümüz çok eski ve geniştir.• Dünyada ilk kez Türkler, Boğa’yı burarak (kısırlaştırarak)

Öküz yapmış ve Karasaban’a koşarak Tarım’ı mekanik bir sisteme oturtmuştur.

• En eski ile en yeni bir arada: Altay Kaya resmi, Çatalhöyük kaya resmi, Vayvaylı Köyü… 10000 yıl öncesi hâla canlı, yaşıyor.

Neden Kitab-ı Öküz?• Görevim dolayısıyla çeşitli konulara ilgi duyuyorum. Öküz

Kültürü’ne ilgim; “Bir Kurtuluş Savaşı” filmi çekilebilmesi için filmde kullanılacak öküzleri nasıl buluruz?” sorusu ile başladı.

• Konuyu araştırırken Öküz Kültürü ile ilgili yüzlerce malzeme gördüm. Mesela, öküzle ilgili bine yakın atasözü ve deyimimiz olduğunu buldum. Derledim.

• Türkiye’deki en büyük Atasözü ve Deyim kitabında (Ömer Asım Aksoy, İnkılap ) 2667 atasözümüz var.

• Koyun kültürü, at kültürü, keçi, eşek, deve kültürü...Binlerce farklı kültür varlığımız ve her birinin kendine has bilgileri var olmalı; medeniyetimizin bütün alanlarının taranmasıyla en az 50.000 atasözünden oluşan bir sözlüğümüz oluşabilir diye düşünüyorum.

Küçük İşlerİsmail Gaspıralı diyor ki: “Küçük işler yapmasını bilmeyenler büyük işler başaramaz.”

• Aydın; Bilim adamı, sanatçı, edebiyatçı ve yayıncılarımıza büyük görev düşüyor.

• Sözünü ettiğimiz 50.000 atasözümüz hâlâ derlenmeyi ve yayınlanmayı bekliyor.

• Birçok zenginliğimiz hasretle ortaya çıkarılmayı gözlüyor; Bunlardan biri de Türk Zekâ Oyunları’dır.

Yayıncılık / Uygarlık

Günümüzde yayıncılık, düne göre çok daha kapsamlı hale gelmiştir.

• Sadece gazete, kitap, dergi basım ve yayımı, yayıncılık olmaktan çıkmış; sesli, görüntülü alanlara, sinema ve televizyona, internet’e, basılı her tür ortama taşınmıştır.

• Oyun ve oyuncaklar da yayıncılık içinde değerlendirilmektedir.

• Günümüz yayıncılığı ise bilim ve sanatın önünde ticari koçbaşı olarak uygarlığı yönlendirmektedir.

• Uygarlık, buluşlarla, buluşların gözden geçirilmesi ve geliştirilmesiyle oluşmaktadır.

İmkanlarTürkler İnsanlığı yükselten, uygarlığa ivme kazandıran birçok ana ve tali buluşun sahibidir.

• Bulduklarını geliştirirken ilkel hallerini de yaşatmışlardır. Kültür varlıklarının en eski ve ilkel halleriyle en yeni ve gelişmiş halini koruyup yan yana yaşatmak önemlidir. Gelişme çizgisini gösteren bilgiler saklanmıştır. Büyük bir hafıza, kültür tarihinin her anından kesitler sunmaktadır.

• Değerler bir bölgede kaybolsa bile başka bir bölgede taptaze yaşamaktadır.

• Çocuk Oyun ve Oyuncakları sahası da böyledir. Çok zengin; her yaşa, seviyeye uygun zorluk seviyeleri olan oyunlarımız vardır. Her hali hafızamızda, elimizdedir.

• Bunlarla ilgilenilmesi, araştırılması, geliştirilmesi ve pazarlanması gerekmektedir.

Ancak bu noktada geri kalmış ülke insanı tavrı devreye girmektedir.

Geri Kalmış Ülke İnsanı

• Geri kalmış ülke aydını ve insanı, kültürel ve doğal varlıklarının bilincinde değildir.

• Kendi durumundan utanır, mevcut gelişmişliğini, sahip olduğu zenginliklerini, gelişmiş ülke insanlarının çabalarıyla elde ettiğini zanneder.

• Başkalarındaki üstünlükleri onların zekâ ve fiziki üstünlüklerine bağlar.

• Kendi varlıklarını, ancak başkaları uyarırsa görebilir.• Eğitime önem vermez, dedikoduyla uğraşır. Tembeldir.

Çalışmaz. Düşünmez.• Kendi zenginliklerini araştırmaz, okumaz, öğrenmez.

Öğrenelim, araştıralım diyenleri de susturmaya çalışır.

Bir Deneme• “Türkler dünyanın en zeki milletidir.” • “Dünyada çocuk oyunlarına en fazla önem

vermiş ve oyun geliştirmiş millet,Türk Milleti’dir.” • “Türkler, çok zeki oldukları için dünyanın en

gelişmiş zekâ oyunlarını icat etmiş ve geliştirmişlerdir.” desem, muhtemelen çoğunuz söylediklerimin ilmi olmadığını, mesnetsiz olduğunu düşüneceksiniz.

Cevabım, “Kuzum size ne oluyor? Kimin adına düşünüyorsunuz? Böyle olduğuna dair belge ve bilgileri toplamak yerine olmadığını ispatlamak için çalışmak niye?” olacaktır.

Oyun’un Önemi

• Çocukların, hayatla tanıştıkları ilk andan itibaren gelişimlerini etkileyen en önemli etken, oyun ve oyuncaklardır.

• Oyun oynamak, çocuğun hayatı tanıması yolunda hiç kimseden öğrenemeyeceği konuları, kendi deneyimlerini oluşturarak öğrenmesini sağlar.

• Çocuk oyun oynarken, aslında duygularını ve ihtiyaçlarını ifade eder ve birçok sorununu da kendi başına çözebilme yeterliliği kazanır.

• Toplum ve ahlâk kurallarına uyum göstermeyi de oyun yoluyla öğrenir.

Oyun, Oyun…

• Sorun yaşadığı düşünülen bir çocuğu, sadece oyun oynarken izleseniz bile, sorunun kaynağı hakkında bilgi edinebilirsiniz. • Çocuklar oyun oynarken son derece doğal, içten ve maskesizdir. Bu yüzden çocukla ilgili aklınıza takılan, hakkında bilmek istediğiniz gerekli tüm bilgilere; oyun oynarken onu izleyerek ulaşabilirsiniz. • Çocuklar oyun oynarken hem yaşadığı sıkıntıları dışa vurur, hem çevresiyle ilişki kurmayı öğrenir, hem de sosyal ve toplumsal bir birey olmanın ilk adımlarını atmaya başlar.

Zekâ OyunlarıEn önemli çocuk oyunları, doğrudan zekâya hitap eden zekâ oyunlarıdır. Bunlar çocuğa:

• Uyanıklılık: Karşısındakinin kurnazlığına karşı savunma ve önlem alabilme,

• Kurnazlık: Oyunun stratejisini planlamak ve oyun kurallarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilme,

• Önceden görme: Hazırladığı oyun manevrasına karşı hasmının tepkisini kestirebilme,

• Esneklik: Beklenmedik durumlarda hemen tepki gösterebilme,

• Direnme: Tüm şaşırtmalara karşın kendi planını sonuna dek sürdürebilme,

• Sağgörü: Hasmından plan ve gücünü gizleyebilme,• Bellek: Hasmının sağgörüsüne rağmen, ne kadar

saklarsa saklasın onun durumu ve gücünü kestirebilme yetenekleri kazandırır.

Oyun / Oyuncak / Yayıncı

• Çocukların gelişim süreçleri içinde zihni, fiziki ve psiko-sosyal gelişimlerini etkileyen, biçimlendiren ve düzenleyen; yaratıcı yönlerini ve hayal güçlerini geliştiren, yeteneklerinin ortaya çıkmasını destekleyen her tür oyun malzemesi, oyuncaktır. Hazır yapılmış bir ürün olması gerekmez. Çocuğun oyun oynarken kullandığı her türlü malzeme oyuncaktır; kum, kil, hamur, su, boş kutular, ipler, kağıtlar da aynı kapsamdadır.

• Bunca önemi olan Oyun’u doyasıya oynamaları için çocuklarımıza fırsatlar yaratmak ve teşvik etmek zorundayız.

• Türk Çocukları oyun oynamadan büyümemelidir.• Bu noktada oyuncaklar, yayıncılar ve edebiyatçılar

devreye girer.

Günümüz Yayıncılığı• 20.yy da teknoloji ve iletişimin de yaygınlaşmasıyla

çocuk oyun ve oyuncaklarını da içine alan dev bir kültürel ve ticari saha oluştu.

• Günümüzde yayıncılık tüketimin yönlendiricisi haline gelmiştir.

• Çocuk yayıncılığı artık sadece kitap değil; defter, kalem, çanta, oyun, oyuncak, bebek, eşya, yatak örtüsü, giysi, yiyecek, içecek, sinema, televizyon filmleri, bilgisayar oyunları, internet siteleri...dir.

• Sektörde pay kapma yarışı korkunç bir hıza ulaşmıştır.• Türk Dünyası bu amansız yarışta işbirliği yapmak

zorundadır.• Çocuk Ürünleri Sektörü geleneksel kültürü süratli bir

şekilde emip somurmakta, tüketmekte ve sömürmektedir.

Somurma ve Sömürme• Hızla tüketilen her şeyin yerine yenisinin, daha

albenilisinin konulması gerekir. • Kitlesel üretimi elinde bulunduran gelişmiş ülke şirketleri,

pazara sunacakları malzemeleri geri kalmış ülkelerden tedarik ederler. Ham malzemeyi mamul hale getirir, pazara sürerler.

• Geri kalmış ülkenin maddi, manevi varlıkları, gelişmiş ülke tarafından hızla somurulur ve sömürülür.

• Gelişmiş ülke üretici, geri kalmış ülke tüketici ve pazar’dır.

• Üretim ve tüketim’in sürmesi, pazarın varlığı ve sömürünün sürmesi için cehalet lazımdır. Azgelişmiş ülke insanlarının kendi zengin kültürel ve iktisadi varlıklarından habersiz olmaları gerekir. Zenginliklerini bilmeyen, araştırmayan, eline ne verilirse onunla oyalanan bir toplum sömürgeciler için sevimlidir.

Ticari Meta Haline Getirme

• Gelişmemiş ülkelerin vatandaşları uykuda iken, gelişmiş ülke çalışanları; elçisi, seyyahı, ajanı, bilim adamı, sanatçısı, sporcusu… turistiyle el ele vererek gelişmemiş ülkelerin oyunlarını çalmış; oyun ve oyuncaklarını gözlemleyip, araştırıp, kaydedip, geliştirerek, seri halde üretime başlamış, ticari meta haline getirmiş, ürettiklerini de yine pazar konumundaki geri kalmış ülkelere satmışlardır.

• Bunun istisnası; kendi değerini onlardan önce ticari mal haline getirebilenler de vardır.

Bu Nedir?

Oyuncak araba

Çocukluğumuzun oyuncak arabası gün geldi karşımıza Scooter olarak çıktı. Biz bu oyuncağı, tabii ki büyüklerimizin yardımıyla, ama elimizle yapıyorduk. Onu ticari bir meta haline getirmeyi aklımızdan bile geçirmeden!

Taşköprü

• https://www.facebook.com/photo.php?v=745099872168079&set=vb.155930627751676&type=2&theater

Biraz daha geliştirelim...

Türkiye’de Oyuncak Pazarı• Türkiye Oyuncak Pazarı’nın 1 milyar doları aştığını

söyleyen Neva Toys Gn. Md. Sertaç Ercan, büyüklere yönelik oyun pazarının ise hobi ve sanal oyunlar eklendiğinde 1.5 milyar dolara ulaştığını kaydediyor.

• İstatistiklere göre en fazla harcamayı bilinenin aksine çocuklar değil yetişkinler yapıyor.

• Ercan, "Anne babalar çocuklarının yanı sıra kendisi için de oyuncak alıyor. Model araçlar, yarışmaya dönük strateji oyuncakları ve bilgisayar oyunları öne çıkıyor. Büyüklere yönelik de oyuncaklar üretmeye başladık. Anne babalar hem çocuklarına hem de ailecek oynayabilecekleri oyuncaklar satın alıyor. Topaç, fırıldak, Nasrettin Hoca, Keloğlan, Karagöz-Hacivat gibi sembollerin oyuncaklarını üreterek kaybolmuş değerlerimize yeniden hayat veriyoruz.” diyor.

Pazarda Tutunmaya Çalışmak

Büyük düşünmek gerekiyor!

Efsaneyi Sanata Ustaca Taşımak!

Atlı Polo

• Atlı Polo Oyununu İngilizler Türklerden öğrendiler ve sistemleştirerek uyguladılar.

Futbol ve Çelik Çomak

Çelik Çomak da Futbol gibi kitlelere mal olabilecek bir oyun olarak geliştirilip ticarileştirilebilir. (Türkiye’de futbol ekonomisi hacminin 700 milyon Euro’yu aştığı düşünülürse bunu denemeye değer.) http://www.youtube.com/watch?v=LVwVvPo0nLg

Çelik Çomak İlgi Görürse

• Takımlar, taraftar, seyirci oluşacak.

• Kılık Kıyafetler ortaya çıkacak.

• Oyun malzemeleri oluşacak.

• Giysiden anahtarlığa, banka kar8tından berelere kadar çok çeşitli ortamlarda pazar oluşacak.

• TV yayınları, reklamlar vs. ile dev bir sektör oluşacak. (Pepe örneğindeki gibi)

Kökpar / Gökbörü / Oğlak Oyunu

Kökpar / Gökbörü / Oğlak Oyunu’nu geliştirip ticarileştirebilseydik, dünyada futbol’un sözü bile edilmezdi.

Sömürgeci Nasıl Düşünür?

• Size ait bir varlığa geçici olarak sahip olmak ona yetmez.• Patentini ve telifini alıp ona sonsuza kadar sahip olmak

ister: Çünkü sırtından para kazanmalıdır.• Sizin olanı sizin değilmiş, kendisinin imiş gibi gösterir.• Yapamazsa kökenini sizden alıp başkalarına mal eder. • Gerekirse bunu bilimle, sanatla ve benzeri faaliyetlerle

destekli yapar.• İhmal ettiğiniz her zenginliğiniz, mesela çocuk

oyunlarınız Batı için mükemmel bir fırsattır. • Dünyanın en gelişmiş zeka oyunları; Türklerden alınan

oyunlar, dünyada hızla yaygınlaşıp ticari bir mal haline gelirken, biz bunun farkına bile varmadık.

Bilim’in Sömürgeciliğe Katkıları

• Tarihçiler Büyük Türkolog W. Radloff’un en önemli ve kapsamlı eseri olan “Türkistan”ın, çok sağlam bir kaynak olduğunu, ancak tek bir cümlesinin yanlış olduğunu söyler: “Cengiz Han Türk Değil Moğol’du.” Zaten Radloff da bu kitabı bu cümle için yazmıştır, derler. (B.Ögel)

• Harold Murray ise A History of Chess (London: Oxford University Press, 1913) adlı kitabını Satrancın kökenini Hintlilere mal etmek için yazmıştır.

• Halbuki Tarihçi Gerhard Josten ve Isaak Linder’in de gördüğü üzere, Satranç Türk Kuşhan Devleti zamanında Güney Türkistan’dan Hindistan’a inmiştir.

En Yaygın Zekâ Oyunları

Türklerin buluşu olan aşağıdaki oyunlar, aynı zamanda dünyanın en yaygın ve itibarlı zekâ oyunlarıdır:

• Dokuztaş

• Dama

• Tavla

• Mangala

• Satranç

DokuztaşDokuztaş Aşık oyunlarından gelişmiş bir oyunumuzdur. İki taş ile başlayıp 15 taşa kadar varan türleriyle, çok küçük yaşlardan başlayarak her yaşa ve zekâ seviyesine hitap eden bir Türk oyunudur.

http://www.youtube.com/watch?v=g792bAlHOEg• Diğer zeka oyunlarımız gibi

hanlarda, kervansaraylarda, kalelerde zevkle oynanıyordu. (Fotoğraf: Aksaray Sultan Hanı)

Dokuz Taş

• Dokuz Taş http://www.youtube.com/watch?v=bJUB7eEWAS0

• 12 Taş Oyunu http://www.youtube.com/watch?v=JwqRTMedrXo

Şalpazarı’nda Dene veya Pakla (Bakla) oyunu olarak oynanıyor.

Dama’nın Kitabını Yazanlar! Damanın öncülü olan birçok oyunumuz vardır.

Bu oyunları geliştiren atalarımız, dama oyununa ulaşmışlardır.

• Türk Daması seçkin bir dama oyunudur. Dünya, Dama oyununu Türk Oyunu olarak bilir.

• http://www.youtube.com/watch?v=L5CFgCWL2rA(Türkiye’de böyle oynanıyor.)

• https://www.facebook.com/photo.php?v=10201562805693074&set=vb.111611942220204&type=2&theater(Kirman Selçuklularının torunları da böyle oynuyorlar.)

Kös / Tavla

Türkler koyunu evcilleştiren millettir. Atalarımız koyunun bacağından aldıkları aşık kemiği ile oyun oynamışlardır. Aşıkla yüzlerce oyun geliştirmiş, bulmuşlardır. Aşıklara, yere düşüşüne göre değer kazandırmışlardır. Bu oyunların biraz daha geliştirilmişi Kös oyunudur. Daha da geliştirilmiş hali ise Tavla’dır. (Zar oyunları)

Dokuz Kumalak / Dokuz Korgol Kuyu / Mangala

Solda Kazakistan’da 4000 yıllık Dokuz Kumalak oyuntaşı; Ortada Gaziantep Kalesi’nde Mangala oyun taşı;Sağda Kırgızistan Burana’da Dokuz Korgol oyun taşı

http://xa.yimg.com/kq/groups/4995649/989872590/name/satrancinatasimangala.doc

Kuyu / Mangala

MangalaTürkiye’de ve Türk Dünyasında 150’ye yakın değişik adla ve 30 a yakın farklı biçimde oynanmaktadır:8 Kuyulu Taş http://www.youtube.com/watch?v=3vmdWnVCp0AMangala (7’şer Kuyulu)http://www.youtube.com/watch?v=xab-Kh_bqM0Dokuz Korgolhttp://www.youtube.com/watch?v=YNRhPzHE_MwTokuz Kumalakhttp://www.youtube.com/watch?v=Ery51mKqHtEhttp://www.youtube.com/watch?v=jH9EPg1DheIMangala http://www.youtube.com/watch?v=rlj604vEi2YMangala (Çizgi Film)http://www.youtube.com/watch?v=hIMExJw37UoMangala Bilgisayarhttp://www.youtube.com/watch?v=Kl-qcZTriEoTokuz Kumalak Bilgisayarhttp://www.youtube.com/watch?v=xLU7oqrHvv0

Satranç

En ilkel ve en gelişmiş halleri bizim milletimizin elinde bulunan Satranç, bir Türk Zekâ Oyunu’dur. Konuyla ilgili olarak http://arslanevi.blogspot.com.tr/2013/09/satrancn-tarihi-ve-kokeni-uzerine.html

makalemize bakılmalıdır.

The Turk / Mechanical Turk / Chess Turk

1770 de Wolfgang Von Kempelen (1734–1804) tarafından Avusturya imparatoriçesi Maria Teresa için yapılmış Satranç Makinası.

18. asra kadar Avrupa’da Satranç Oyunu Türk Oyunu olarak bilindiği

için mi Kempelen, icat ettiği satranç makinasına “The Turk” adını verdi?

Türk Dünyasında Satranç

• Türkistan’da, Türk topluluklarında satranç yaygın olarak oynanan bir oyundur. Altay’dan Anadolu’ya kadar Türkler satrancın değişik türlerini (Şatıra, Küşte, Timur Satrancı, Satrancı Rumi…) oynuyorlardı.

• Fransız gezgin H. Blocgueville 1860 yıllarında Türkistan’ı gezmiş. Orada edindiği izlenimlerini bir kitapta toplamıştır. Bu anılara göre, ‘Türkmenlerin, boş zamanlarında en çok sevdikleri şey satranç oynamaktı. Üzerinde satranç oynadıkları şey siyahlı beyazlı karelere boyanmış bir mendildi. Oyunun taşları da tahtadan oyulmuştu. Türkmenler bunu daima yanlarında taşırlardı.’

Selçuklu / Osmanlı

Türkiye’de Satranç• Türkler, satrancı buldukları gibi yayılmasında rol oynamışlardır. Kuşhanlar satrancı Hindistan’a taşımıştır.

• Satranç ile ilgili 1500 yıllarına ait el yazması kitaplar vardır. (En önemlisi Seferhisarlı İsmail Şaban’ın el yazması kitabıdır.)

• Anadolu Selçuklu Devletinde, halkın en fazla ilgi gösterdiği oyunlardan bir tanesi de satranç oyunuydu. Hz. Mevlana da satranç oynamıştıır.

Osmanlı Döneminde Satranç• Rivayete göre Yavuz Sultan Selim,

şehzadeliğinde Tebriz’e gitmiş. Safevî hakanı Şah İsmail’le satranç oynamıştır. Onu yenerek 1000 altın kazanmış, bu altınları bir taşın altına saklamıştır. Yavuz daha sonra Osmanlı Padişahı olmuş. 1514 Yılında Şah İsmail’i Çaldıran savaşında yenmiştir. Tebriz’e giden Yavuz Sultan Selim yıllar önce sakladığı altınları bulmuştur.

• Özellikle devletler arası ilişkilerde, önemli kişilere satranç takımı hediye edilirdi. 1672 yılında III. Sultan Ahmet tarafından Polonya hükümdarına, satranç takımı hediye edilmişti.

Satranc-ı Rumi - Anadolu’da 16. yüzyıla kadar satrancın biraz farklı

biçimde oynandığını biliyoruz. Sonra unutulmuş. 64 kareden oluşan klasik satranca karşın Satranc-ı Rumi’de şahın bulunduğu sütunun arkasında da kareler var. Harem denilen bu bölümde şah herhangi bir taş tarafından tehdit edilemez. Oyunda bir zar var ek olarak. Şahın haremde kalma süresini belirliyor ve bir yerde kaderi temsil ediyor. Oyunun klasik satrançtan bir farkı da, kalenin bulunduğu yerdeki taşın casus özelliği göstermesi. Aldığı taşın hareketlerini yapabiliyor ve onun rengine bürünüp karşı takımın alanından oyuna başlayabiliyor.

- Satranca entrika katılmış gibi..- Evet öyle. Bir tür padişahlık oyunu... (Yazar Erdal Küçükyalçın’la söyleşi’den)

Günümüzde Satranç

• Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte satranca verilen önem artmış, Askeri okullarda ders olarak okutulmuştur.

• Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, iyi bir satranç oyuncusuydu.

• Türkiye ve Türk Dünyasında Satranç önemini korumaktadır. Birçok kulüp ve yarışmacı yarışmalarda önemli dereceler almaktadır.

Şatra (Altay Satrancı)

• Satrancın kadim zamanlarına ait bir satrançtır.

• Dağlık Altay bölgesi Türklerince halen oynanmaktadır.

• Askerlerin bulunduğu asıl alan dışında Hakan’ın bulunduğu bir alan mevcuttur.

• Hakan, küçük bölümde ortadaki oyuncudur. Diğer Oyuncular: Batır(Vezir), Asker ve Yedek’tir.

• Sahalar bu satranca Sonor, Hakaslar Hazık diyorlar.

Timur Satrancı

• Büyük Türk Hakanı Emir Timur, Çok zeki bir hakandı. Savaşlardaki başarısını bu müthiş zekâsına borçlu olduğu söylenir. Satrancı çok severdi.• Bilinen satrancı oynamaktan zevk almadığı için satranç tahtasının karelerini artırarak, 10*11 boyutlarına çıkardığı ve oyunun taşlarına iki deve, iki zürafa, iki boğa, iki aslan, iki debbabe, iki öncü, bir vezir, bir gözcü ve diğer bazı taşları eklediği satrancı buldu. • İcat ettiği satrancı at üstünde (Körleme) oynadığı rivayet edilmiştir.

Dünyanın En Zor Satrancı

Geliştirilip ticarileştirilebilecek yüzlerce geleneksel oyunumuz ve onlarca Zekâ Oyunumuz mevcuttur. Örnek:

Kurt Koyun Oyunu

Peçiç

Riz Oyunu

Ne Yapmalı?

Türk Dünyası Çocuk Edebiyatçıları ve yayıncıları:

• Dünyadaki gelişmelere seyirci kalmamalı,• Oyun ve Oyuncaklarımızı, zekâ

oyunlarımızı geliştirmeye, ürün haline getirmeye çalışmalı,

• Yazarlarımızın edebi eserlerinde konuyu işlemesi temin edilmeli,

• Farklı mecralarda bunları işlemeli, pazar oluşturmalıdır.

Edebiyatçılar ve YayıncılarTürk Dünyası Edebiyatçıları:• Dokuz Kumalak, Dokuz Korgol, Mangala vb. ortak zeka oyunlarımız

başta olmak üzere geleneksel çocuk oyunlarını roman, hikâye, şiir ve benzeri edebi eserlerinde çeşitli şekillerde işleyebilir;

• Sadece oyun adlarından söz edilebilir.• Nasıl oynandığı anlatılabilir.• Eserin konusu oyun ve oyuncaklar etrafında geliştirilebilir.• Kişileri oyuncaklar olabilir.• İşlenmemiş oyunların işlenmesine yardımcı olunabilir.Yayıncılarımız: • Bunları basıp dağıtabilir.• Konunun araştırılıp gelişmesine önayak olabilir.• Sektöre milli konuları taşıyarak, bunların sinema, televizyon ve

internet ortamlarında işlenmesini sağlayabilirler. • Markalaşmayı sağlayıp her türlü ortama bu markaları taşıyabilirler.

Neler Pazarlanabilir?

• Mevcut oyunlarımız pazarlanabilir.• Geleneksel oyunlarımız, ticari bir ürün

haline getirilebilir. (Mesela Çelik Çomak, Gökbörü, Mangala, Kurt Koyun..) pazara sunulabilir.

• Oyun ve oyuncaklarla ilgili edebi eserler pazarlanabilir.

• Bunların çevresinde geliştirilebilecek ticari ürünler pazara sunulabilir.

Pazar

• 250 milyonluk Türk Dünyası kaliteli ve estetik ürünlerin hazır alıcısı, pazarı durumundadır.

• Aynı şekilde akraba, dost ve aynı medeniyet dairesinde yaşadığımız ülkeler de ürettiğimiz her ciddi ürünü pazarıdır.

• Çok çalışıp üretmez, tüketici kalırsak pazar olmaya devam ederiz.

Kazanımlar Geleneksel çocuk oyunları ve oyuncakları ile Türk Zekâ Oyunları’nın

edebi eserlerde işlenmesi:• Yetişen nesillerin erken yaşta oyun ve oyuncaklarla buluşmasını,• Oyun ve oyuncaklar üzerinde düşünmesini, rolünü anlamasını,

hayatında bunlara yer vermesini sağlayacaktır.Geleneksel oyun ve oyuncakların, Türk Zekâ Oyunları’nın yaygınlaşmasıyla;

• Nesiller, bilgisayar oyunlarından kurtarılacak, eve bağımlı çocuk olmaktan çıkarılacaktır.

• Gelecek nesiller sağlıklı, güçlü, zeki, paylaşmayı ve eğlenmeyi seven insanlar olacaktır.

• Türk Dünyası birbirini daha yakından tanıyacak, sevecek ve zenginliklerini paylaşacaktır.

• Kültürel ve maddi zenginliğimizin hep birlikte artması söz konusu olacaktır.

• Dünyaya farklı seçenekler sunulmuş olacaktır.

Sonuç Önerileri

• Türk Dünyası Çocuk Edebiyatı Yayıncılığı Sempozyumu düzenli olarak yapılmaya devam edilmelidir.

• Yayınlanacak edebi eserlerde oyun ve oyuncaklara daha fazla yer verilmesi sağlanmalıdır

• Türk Dünyası Yayıncıları, Türk Dünyası Yazarlar Birliği örneğinde olduğu gibi, örgütlenmelidir.

• Türk Dünyası Çocuk Klasikleri tespit edilmelidir. • Türk Dünyası Çocuk Edebiyatı Veri Tabanı kurulmalıdır.

Burada Dergiler, E Yayınlar, E kitaplar, romanlar, hikayeler, resimler yer almalıdır.

• Ortak temalar üzerinde yoğunlaşmalıdır. Sempozyumlar konulu sempozyum olmalıdır.

• Oyunların geliştirilmesi, sistemleştirilip ürün haline geliştirilmesinde de işbirliği yapılmalıdır.