Post on 02-Apr-2021
e ERCiYES UNIVERSilESi
SOSYAL BiliMLER ENSTiTÜSÜ DERGiSi
SAYI : 5 YIL : 1994
CEBEL-İ HAYRAN'DA DÜitZİLER VE SULTAN ABDÜLHAlUİT'İN BUNLARLA İLGİLİ ·
POLİTİKASI (1878 ~ 1900)
Yrd. Doç. Dı·. SebaJıattiıı SAMUR"'
Şiiliğin İsmailiye kolundan neş'et eden Dürzilik, Fatimi hali!elerinden el-Hakim bi-Emrillah el-Mansur b. el-Aziz Billah (haıtfeliği: 385-411/ 996-1021) 'ın veziri Hamza b. Ali tarafından ku~ rulmuştur. Bu topluluğa Dürzi adı, tanınmış Dürzi dallerinden Anuştekin ed-Dürzi'nin ismine nisbetle verilmiştir. Bunlar kendileıine ~ürzi değil muvahhidun denmesini arzu E-derler (ı).
Lübnan iç savaşında olduğu gibi, daha önce de Suriye ve Lübnan'ın siyasi ve ekonomik tarihinde öneniU rol oynayan Dürzilik ilk deta yine bu bölgede, Cebel-i Şeyh yakınlarmda Vadiy-i Tayın'de ortaya çıkarak buradan etrafa yayıldı. Osmanlı yönetimi sırasında önce Ma'nilerin, sonra Şihabilerin desteğiyle, Bayı
larına oranla daha fazla olmak üzere, Cebel-i Lübnan'da nüfuzları giderek arttı (2). Ancak bölgede, Kaysi ve Yemeni adı verilen ve Dürzilerio de taraf olduğu iç çatışmalar nedeniyle, bir kı
sım Dürzi kabileleri, XVIII. yüzyılın ilk çeyreğinde Lübnan dağ
hk bölgesinden çıkarak, iç Suriye'de yer alan, Havran dağlık
mıntıkasına gidip yerleştiler. Bundan sonra bu bölgenin adı Cc-
(*) Erciyes ·u~iversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi
( 1) Dürziliğin özellikle inanç sistemini konu edinen pekçok yayın vardır.
Geniş bilgi ve bibliyografya için bak. Ethcm Ruhi Fı~lalı, Ça~mızda
İtJkidi İslam Mezhepleri, İs t. , 1980, s. 157-164; Neşet Çagatay ve lbra· him Agah Çubukçu, İslam Mezhepleri Tadlıi, Ank. 1976, s. 216-218; M. Kamil Hüseyin, Taifetu'd-Dürüz Tarihuha ve Akaiduha, Kahire, 1962; N. Bouron, Les Druzes, Histoire et de la Montagne -Haouranise, Paris, 1930.
(2) Matr an Yusuf Bcdran, Nebzetun Tarlhiyyehm fi Asli't-Taifeti'I-Mı\riinlyye ve İstiklaliha bi-Cebel-i Lübnan min Kadimi'd·Dehr hatta'l· An, Beyrut, 1929, s. 331-332; Ahmet Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet, (Sad. Tevfik Tem elkuran, I-XII, İst. 1974, I , 416-422.
399
bel-i Havran yerine, daha çok Cebel-i Düruz diye anılmaya başladı (3).
Dağ insaru olan ve çoğunluğu ziraatle uğraşan Dürziler, sosyal bakımdan, kendilerinin deyimiyle, «Ukkalıı (akıllılar) ve «cuhhalı> (cahiller) diye iki guruba ayrılırlar. Cahillere dini öğretmezler. Kıyafetleri ile diğerlerinden ayrılan akıllılar iBe, bu sınıfa kabul edilebilmek için sıkı bir imtihana tabi tutulurlar. Bunlar, Dürzi toplumunun çoğunluğu için mübah gördükleri lüks hayatı ve dünya zevklerini kendileri için uygun görmezler. Aynca.· içlerinden bazılan et yemezler ve Hint fakirleri gibi, zahidane, bir hayat sürerl~r ( 4) .
Dürzi toplumunun gelene·ksel yöneticileri, asırlardan beri, şeyhler olup, bunlann en üst düzeyde olanına Şeyhu'l-Asr denir-. di. Şeyhu'l-Asnn her köyde, her· yerleşim biriminde, yerli ukkaldan temsilcileri olurdu. Şeyhler, Yüzbekiler ve Canpolatiler olmak üzere iki guruba ayrılmaktaydılar. Aynca bir <;ie Emirler vardı ki, bunlar da Arslanilerdi. Şeyhler ve Emirler arasında
gerek muamelatta ve gerekse yazışmalarda k~llarulan merasim ve ihtıram unvanlannda farklar vardı. Emirler protokolde· şeyh- · lerden üstteydiler (5) .
Bu topluluk yaşayış biçimleri itibanyla ,yüzyıllardan beri beraber yaşadıklan öteki Cebel halkından pek farklı değildi. Müslümantarla birlikte camiye, Hıristiyanla.ı-la birlikte kiliseye git-· rnekten kaçırımaıla.rdı. Hatta bunlax a.skerlik yükümlülüğünden kurtulmak için açıkça Protestan olduklannı bile söylemekteydiler. Birlikte yaşadıkları Maruniler gibi, bir takım ağaçlara . özel bir kudsl)et atfeder ve bunların daUarına bez parçalan bağlarlardı. inançlan itibarıyla hemen hemen tamamen İslam esasıanna zıt şeylere inanırken, hukUki yönden de evlenme, boşanma
miras gibi bir takım konularda yine Müslümanlardan ayrı bir uygulamaya sahiptiler. İbadet yerle:rine «halevat-haneıı denirdi ve genelde yerleşim yerlerinin dışında, dağ eteklerinde veya tepe-
(3) Filip Hitti, Lübnan fi't-Tarih, Beyrut, 1959, s. 320-322. (4) Fı~lalı, s. 160-161; Hüseyin, s. 31; Hitti, s. 498; K.T.KhAirallah, La Syrie,
Paris, 1912, s. 10. (5) Hüseyin, s. 32; Ahmet Cevdet Paşa, I, -418-419. (6) :fı~lalı, s. 161-164; Hüseyin, s. 32; 122-124; Hitti, s. 495--496; Bouron,
s. 285.
400
ciklerin üzerinde kurulurdu. Buralarda sıra, masa ve sandelye bE:nzeri şeyler bulunmaz, gayet sade döşenirdi. Ukkal Cuma akşamları buralarda toplamr ve dini ibadetlerini icra ederlerdi. Bir çok bakımdan da Müslümanlara yakındılar. Mesela Hz. İsa konusunda Müslümanlar gibi düşünmekte, Müslümanlarla aynı terimleri kullanmakta idiler (7) .
Dürziler, XIX. yüzyılın ortalarına kadar, tıpkı bölgede yaşayan Maruniler, Mütevaliler ve Bedeviler gibi, Osmanlı devletinin Sayda valilerine bağlı olarak yarı bağımsız bir hayatı sürdürüyoı'larclı. Ancak 1831 yılından sonra bölgenin, Osmanlı devletinin Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa (1769-1849) 'nın denetimin: geçmesiyle ortaya çıkan -köklü değişiklikler . esnasında Dürziler d.: ön plana çıkmaya başladılar. Osmanlı devleti ve İngilizl()rin de yardımıyla, Mısır yönetimine karşı, baş-kaldırdılar. Bu sırada onların ilk ve en önemli mabedieri olan Vadiy-i Teym'deki <<Halavat~ı Beyda»ları Mısır askerleri tarafından yağmalandı. Ve ilk defa olarak sahip oldukları kitapları gün ışığına çıktı (8). Ancak bu tı:>pluluk, . müteakip yıllarda, özellikle de Suriye Mehm;:.,~ Ali Paşa tarafından boşaltılırken, Mısır askerlerine ağır kayıplar verdirdiler. Önemli oranda silah ve mühimmat elde .ettilc:r. Dolayısıyla da şımararak, bölgede emniyet ve asayişi ortadan kaldıran isyan hareketlerine cesaretleri arttı (9).
1840 yılından sonra da Lübnan'ın dağlık kesiminde, Maninilcrle Dürziler arasında başlayan çatışmalar dolayısıyla, burada, Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı adıyla yeni bir yönetim kuruldu. Dürziler bu çatışmalar sırasında, sayıları az olmalarına rağmen, birbirin ine olan bağlılıklan ve disiplinleri sayesinde, Maruniler karşırında tutunınayı başardılar (10). Ancak 1860 yılında, yine aynı bölgede çıkan ve Şam'a kadar yayılan olaylardan sonra, Ce-
(7) Bouron, s. 276-277, 315. (8) Ahmet Cevdet Paşa, 1432. C9l Kaval~ lı Mehmet Ali Paşa'ya karşı Dürzi isyanlan için bak. Kamil Pa
şa. Tarilı-i Siyasi-i Devlet-i Osmaniye, I-Il, İst. 1327, Il, 154-155, 197; · Hamict-i İbrahim Paşa, ala Suriye, (Tah. Ahmet Gassan Sabanu), (Ya· zarı, basm tarihi ve yer i yok.) , s . 81-1 13; Ali Haydar Mithat, Mithat
· - Paşa, İ st . 1325, s. 374;375_
( 10) Meydana gelen olaylar ve kunılan yeni düzen için bak. Ali Fmit, «Ş~ k ip Paşa>>, Türk Tarih Encfuneni Mecmuası, C. I, S. 3, Kanun-ı Evvel-Şubat, 1930, s. 42-66; M. Tayyib Gökbilgin, «1S40'dan 196l'e kadar (\:bel-i Lübnan Meselesi ve Dürziler», Belleten, S. 37, 38, 39, 40, Cilt X (1946).
401
.bel-i· .Lübnan yönetimi yeniden gözden geçiıilc:Ü (ll). Aynı sırada, Dfu:zilerin daha önce gelerek yerleştik.leri ve onlann adıyla anılan, Havran bölgesinde de önemli değişiklikler oldu. Lübnan'dan oraya, giderek artan bir göç meydana gelmesi sonucu Dürzilerin· sayısı Havran'da önemli oranda arttı (12) .
Havran, Şam'ın kileri sayılan bir yerdi. Burası Şan1'a 85 km. uzaklıkta engebeli bir araziydi. Bir tarafı çöl diğer tarafı ise sarp ve kayalık · Lice ve Safa bölgesi ile çevriliydi (13). Havran'ın dağlık kesimi, yani Cebel-i Düruz, 1840 yılından beri problemli bir ·yer olarak · daima Bab-ı Ali'yi ve Suriye vilayet idaresini meşgul etmekteydi
MlTHAT PAŞA'NİN . VALİLİGİ DÖNEMİNDE CEBEL·İ
DÜR'ÜZ OLAYLARI
1877 - 78 Osmanlı- Rus savaşlarından hemen sonra bu bölge~ ye vali olarak gönderilen Mithat Paşa (14), kendi yönetimi sırasında meydana gelen Cebel-i Dürı1z olaylan ile ilgili olarak, Bab-i Ali'ye gönderdiği 6 Teşrin-i Evvel 95/ 1879 tarihli telgrafnamede Cebel-i Dürı1z'da meydana gelen olaylan ve bunların sebeplerini şöyle açıklan1aktadır :
<<... Bunlar Mısriyyı1n zaıminından beru cereyan eden vukuat i.lc şmiarmış olduklanndan devlete asker ve tekalif-i nal{diyye \ ermvdiklerinden başka ... )) bu çevrede adam öldürmek, yol kesınek gibi meydana gelen bütün kanun dışı hareketler, bu Cebel-i Dürı1z'un kontrol altına alınamamasından, burada kanun hakimiyetiniri Ga.ğlanamamasından dolayı ortaya çıkmaktadır. Burası hiç bir vergi ve asker vermeyen, eşkiya yatağı, bir yer haline gt:lrniştir. Asker kaçakları, az çok bir cinayete teşebbüs E;denler, ge:çimini talan ve vurgunla sağlan1ayı arzulayanlar, Lübnan'da :CJ.rziltrin zarariiiarı 5-6 yıldan . beri buraya gelmektedirler. Dolayısıyla· da burada giderek kalabalıklaşan kanun kaçaklan ve
(i.t) Lübnan olayları ve burada yapılan düzenlemel~rle ilgili geniş bilgi ve bibliyografy.ı için bak. Halük Ülman. 186{).61 Suıiye Buhranı, Ank. 1966 ;E. Deniz Akarlı, Cebcl;i Lübnan'da Mutasan·ıflık Düzeni 1861-1915, (Basılmamış Doçentlik Tezi), İst. 1981. .
(12) , Vitalc Cuinel, Syric, Liban et Palestine, Paris, 1986, s. 312-313. (13) Başvekalet Arşivi (BVA.), Meclis-i Mahsus, No: 2932 (lef 3). (14) Mithat Paşa'nın Suriye Valiliği, 1295/ 1878 yılında başlayıp, 1 yıl , 8 ay,
10 gün sürmüştür.
402
Dürzi topluluğu Cebel'e sığmayınca etrafa Havran köylerine tecavüze ba§lamışlardır. Telgrafın çekildiği tarihe kadar Dürzi taifesinin v,e bu eşkiyaların eline düşen köylerin sayısı 1'7'ye uıaş~
mıştır. Telgrafda, burası halkının tamamının Dürzi olduğuna i~ret eden Paşa, hemen sonra yukanda belirtilen Lice konusuna ye;r vermektedir. Çünkü, Dürziler hemen her olayda .Lice . urbanı ile, yani bedevilerle birlikte hareket etmekte ve sıkışınca da savunması kolay olan buraya kaçmaktadırlar (15) .
Ancak Dürzilerin Havran'da besledikleri emel sadece bu ka-· dar değildi. Bunlar, Paşa'nın ifadesi yle; « ... ingil~lere istinaden Havran v~ Cebel-i Dürüz havalisinde bir idare-i hükümet te'sisi
. ne kalkmı.şıı , bunu gerçekleştirmeye çalışıyorlardı. Müslüman halk ise, bütün bu olup biten olaylar ve « ... Berri'ş-Şam'ın birer
. kıt'asina yerleşdirdikleri mekatip ve medaris ve koloni kuvvetiile oralarca hissedar olmak isteyen devletlerıı. ve bulıların tahrikleri !Çtı_rşısında şaşkındı. Devlet ise savaşla uğraşmaktan burayla ilgilenememiş ve merkezden gelen emirler sadece para ve· asker talebinden ibaret kalmıştı (16).
Kısaca belirtmek gerekirSe Sultan II. Abdülhamit (1876-1909) 'in yönetime geldiği ilk yıllarda Suriye vilayetinin Cebel-i Düıılz ve Havran kesiniinde durum böyleydi. Yani Dürziler askeı·~ gitm;:-dikleri ve vergi vermedikleri gibi sürekli huzursuzluk çı- ·
kanyorlardı. İşte böyle bir olaydan dolayı Mithat Paşa, Cebel-i Düruz mıntıkasına Cemi! Paşa . komutasında, asker sevketti ve 5. Orduya bağlı birliklerin gönderilmesini istedi (17). Mithat Paşu, 5. Ordu komutanı Ahmet Eyüp Paşa'ya gönderdiği 12 Teş
rin-i Evvel 95/ 1879 . tarihli telgrafında açıkladığına göre asker· sevkine neden olan olaylar şöyle gelişmiştir :
Bir kız yüzünden .Busru'l-Harlr köyünden birisi ile bir Dürzi arasında kavga çıkar. O sırada Busru'l-Harir'in öte tarafında ·bulunan bir köydeki Dürziler silahlanar~k Busru'l-Harir'e saidmrlar ve buranın halkından 8-10 kişiyi öldürürler. Bunlara karşi
Busru'l-Harirlilerin yaptıkla~ı savunmada 4-5 Dürzi öldürül_ür.
(15) Mithat, s. 374-375 (6 Teşrin-i ·Evvel 95 tarihli telgraf). (16) Dürzilerin niyetleri ile ilgili olarak ayrıca · bak. BVA. Yıldız . Tasnifi,
Sudaret Husüsi Martızat Evrakı (Y. A. Hus.) 1305.l2.i7.216/ 60; Mithat s. 360-362 (17 Mart 95 tarihli telgraf).
(17) Mithat, s. 373-374 (3 Teşrin-i Evvel 95 tarihli telgraf).
403
Bu nedenle bir taraftan Ravranlılar, öte yandan Dürziler birbirlerini vurup kırmak için toplanmaya başlayınca, 3-5 gün içinde olaylar hızla büyür. İki taraftan toplanan kişiler bir kaç bin ne-fere ulaşınca, tabii ki, zaptiye kullanmak imkansız hale gelir. Bunun üzerine yeteri kadar asker sevkedilerek Beyrut'ta bulunan redif taburları bunlara destek için çağrılır. Hükümetten de, 4 bölük jandarma, ordunun emrine verilir. Ordu birliklerinin araya :-irmesi üzerine Havranlılar, suçlulann yakalanması ve kanun n~yl gerektlriyorsa onun uygulanmasını isterler. Aksi halde, <dhkilk-ı hak'ı isteyecek güçte olduklarını belirtirler. Mithat Paşa,
a::.kcl· sevkinin gerekçtısini şöyle açıklar :
Dürziler diyete razı olsalar bile, Havranlılar buna razı olma.yaca.klardır. üstelik, « ... 5 tabur piyade ile ı takım süvari ve zaptiye müfrc:zesinden mürekkeb bir kuvvet dahi orada mevcud bulunurkeri. Havranlıları akçe ile sulh içün icbar etmek hükümetin ve askerin kadr u şAnını ihlal edeceğinden başka .. . ıı . daha sonralah da Havran ve Lice'nin Dürzilerin. eline geçmesi g!bi bir sr...nuç doğuracaktır (18).
Muhakkak ki, böyle bir sonucun ortaya çıkmaması ya da askerin gözü önünde iki tarafın birbirlerini kırmalarına göz yuriıulamayacağma göre meselenin kuvvet kullanılarak çözümü zaru~ reti doğmaktadır. Bununla birlikte, 13 Teşrin-i Evvel 95/ 1879 .tarihli, Ba.şvekil Sait irnzasıyla Mithat Paşa'ya gelen bir telgrafda; Dürzilerin açıklanan durumlannın pek çirkin olduğu gibi bunla-. nn te'dipsiz kalmaları hükümetin prensiplerine uygun düşmez
ise de, bunlann bu tür hareketlerde bulunmaları pek eski . bir şey olup, şimdiye kadar durumlarını düzeltmek için -uygun bir vakit bulunamamıştır, denilmekte ve Dürzilere. karşı ~ker s~v- .
kedilmesi üzerine, İngiltere sefirinin sürekli olarak yanına geUp, . << ... izhar-ı teessür etmekde ve bu yolda olan ifadatını Hariciye nezareti celilesine dahi tebliğ ettiği. .. )) belirtilmektedir. Başvekil Sait Paşa, İngiliz sefirinin müdahalesi ve Fransa'nın da onlan desteklemesi nedeniyle Mithat Paşa'dan kuvvet kullanılmamasını isteyerek şöyle demektedir :
<< • •• Bu cihetle burada en ısalim tarik Dürzilerin ternamile daire-i inkiyada alınmalannın zaman-ı merhfmuna ve . vilayet-i
(18) Mithat, s. 375·379.
404
celilelerinin husul-i temame-i ıslahatma ta'lik edilmesinde \ O
~imdilik Havranlılarla Dürzilerin te'lif edilmesinde görülmüştür.>>
Bu cümlE:lerden açıkça anla,şıldığı üzere, Sait Paşa iki tarafın arasının bulunmasını arzu etmektedir. Ayrıca, Mithat Pa,şaclan gerekli diyeti Dürziler vermeyi kabul etmeseler bile bunun hükümet tarafından ödenebileceğine işaret ederek, iki tarafı uzlaştırmasını, bunun için eşraftan uygun göreceği kimseleri naşih~t ve arabuluculuk etmek üzere Havran'a göndermesini, hatta gerekirse bizzat kendisinin gitmesini istemektedir (19). Mit·hat Paşa Ba,şvekalete verdiği cevapta; Havranlılaı:ın Dürzilerin üzerine gitmekte ısrar . edip, bu konuda izin istediklerini Dürzile"... rln ise, el'l1i3al olur endişesiyle c( ... bizim böyle mürafaa ve muhakeme adetimizden değildir», diyerek istenilen sanıklan vermemekte direndiklerini, ayrıca askerin bulunduğ'U yerin karşısında toplanıp, askerin içtiği suyu keserek bir taraftan bu şekilde silah ile mukavemete ve diğer taraftan Havran'da Müslüman . ve Hıristayanlardan oluşan köyleri basıp talan etmeye başladıklarını haber vermektedir. Dürziler, telgrafın çekildiği günden }?ir gün önca (14 Teşrin-i Evvel 95), 4 köyü yağmalayıp, bunların halkından 2 kişiyi öldürüp bir çok insanı da yaraladıktan sonra ayrıcayolda rastladıklan 4 kişiyi daha öldürürler. Mithat Paşa bunun üzerine onlara arka arkaya adamlar göndererek hiç olmazsa istenilen 23 kişiden bir kısmını olsun hükümete teslinı etmelerini ister ve bunun gerekliliğini anlatmaya çalışır. Nihayet, Dürziler bir miktar <cbedel-i sulh>> vermeye yana,şırlar. Fakat buna da Havranlılar yana,şmazlar. Verdiği cevapta btinları anlatan Mithat Paşa, bu durumda kuvvet kullanmaktan ba,şka ne yapılabi
lir? sorusunu sormakta ve başka bir yol varsa bildirilmesini istemektedir (20).
Bundan sonra aynı tarz üzere yazışmalar bir süre daha devain etti. Ba,şvekalet bir tarafdan asker sevkederken bir tarafdan da meselenin barışçı yolla çözümünü istedi. Vilayet adına
Mithat Paşa, hem bu isteği yerine getireceğini söyledi hem de, a.Gker talebinde bulundu. Nihayet, 29 Teşrin-i Evvel 95/ 1879 tarihli, Mabeyn Başkitabetine çekilen telgraftan anlaşıldıği üzere, mesel e, . Dürzileı'in sanıklardan sağ kalan 4 kişiyi hükümete tes-
ü9)Mithat~~-.379-381 . (20) Mithat, s. 381-382. (14 Teşrin-i Evvel 95 tarihli telgraf) .
405
lim ttmE:yi kabul etmeleriyle, -ki böyle bir şey daha önce hiç ·oı
ıru:·.mıştır.- şeklen çözümlendi {21).
AHMET HAMDİ PAŞA'NIN VALİLİÖİ DÖNEMİNDE .· CEBEL-İ DÜRUZ OLAYLARI
Srut Paşa'nın 15 Kanun-i Sani 96/ 1881 tarihli, Suriye vilayetine gönderdiği bir telgrafdan Havran'da yeniden olaylar çıktığı · anlaşılmaktadır. Buna göre Dürziler, bazı ~avran köylerini basarak 75 kişiyi öldürmüşler ve köyleri yağma, talan etmişlerdir.
Bunun üzerine dunımu baher alan Bab-ı Ali, Girit'e gitmek üzere hareket emri verilen 3 tabur askerin yerlerinde bırakılınasını
kararlaştırmıştir. Sait Paşa, telgrafdan anlaşıldığı üzere, daha önce, Mithat Paşa'ya verdiği talimatta olduğu gibi, Han1di Paşaya (22) da olayların büyüyüp genişlememesi için ne yapılması gerekiyorsa onun ·hemen yapılmasını, fakat, arzu edilenin sulhen çözüm. olduğunu belirtmektedir. Aynca, devletin şu anda uğraş-tığı' bir sürü g·aile ve özellikle de, Yunan meselesi varken, Suriye'dt:: geniş çaplı askeri harekatı gerektirecek bir · olayın çıkma-
·-r.ını asla arzulaınadıklannı kaydetmektedir (23).
Suriye vilayetinden, Ahmet Harndi imza:3ıyla 18 Kanün-i Sa- · ni 96/ 1881 tarihli, Bab-ı Ali'ye gönderilen telgrafdan anl~ıldığma göre, olaylar patlak verince Şam'daki İngiliz konsolosu hemen ortalıktan kaybolur. Valinin isteği üzerine Fransa kon...<:<>losuyla görüşme yapılır. Olaylar ve gelişmeler hakkında ·Fram:a k~nı:-olosuna bilgi verilir. Konsolos da arzularının, bu mesele büyüyerek, Batılı ülkelerin müdahalesine yol açacak bir duruma gelmeden çözümlenmesi olduğunu belirtir. Harndi Paşa, belgede, İngilizlerin işi büyük göstermeye ve bir ınesele haline getimieye, belki de komiser tayini derecesine kadar işi büyütmek iBteyeceklerine işaret ederek, « ... şayet İngiliz sefareti tarafından işin rengi başka yolda gösterilerek müdahaleye teşebbüs olunursaıı kendilerinin 13372 nolu planı uygulayacaklannı belirtmektedir (24).
(21) BVA. Y.A. H us. 1296.1 1.14.162/ 84; Y.A. H us. 1296.12.26.1 62/ 11 6; Mith~ıt, s. 382-387.
(22) Ahmet Haındi Paşa iki kere Suriye valiliğine getirilmiştir. Birincisi: 1292/ 1875 de olup, 1 yıl 4 ay sürmüştür. İkincisi ise, 1296'da olup 5 yıl 14 gün sürmüştür.
mJ BVA. Y.A. Hus. 1298.2.26.116/73.
l24) BVA. Y .A. H us. 1298.3.3.166/ 86.
406
Ahmet Harndi Pruıa'nm 19 Kanfuı-i Sani 96/ 1881 tarihli telgi'afında ise, olaylar ve askeri harekat hakkında daha geniş bilgi verilmektedir: Dürzller Kerek ve Emir köyleri bruıta olmak üzere, liir çok yerleşim birimini basarak yağmalamış ve tahrip etmişlerdir. ·. Bu nedeni e Havranlılar tarafından canlarını kurtarabilmek için boşaltılan köy sayısı toplam 14'e .ulruımıştır. Ayrıca telg- . rafın çekildiği tarihten bir gün önce, 2000 kadar Dürzi süvaıisi, Busru'l-Harir de bulunan bir tabur ~Gakir-i nizarniye fu:;}rine ~~aldırmak için buraya gelmişler, fakat asker tarafından karşılanmaları üzerine, cesaret edeıneyerek Kerek'e doğru çekilip gitmişlerdir. Bu olaylara Cebel-i Düruz halkının onda dokuzu .karışmış
t.ır. Bunun tek istisnası yani olaylara karışmayanlar sadece o. sırada te'ıninatla Şam'da bulunan, Şeyh Mahmut İbrani ve «takımı)) dır. Olayların başlamasıyla diğer bütün Dürzilerin de Cebel~i Düruz'a yardım etn1ek isteyecekleri düşünülerek, buna engel olmak üzere, Cebel-i Lübnan mutasarrıflığına Hasbiye ve . Raşiya
kaymak~lıklarına talimat veıilerek, buralarda gerekli tedbirle~
rin hemen alınma.sı istenilmiş . ve ayrıca, etrafa süvari kolları çı
karılarak bunlara, silahlı olarak Cebel-i Düruz'a giden bütün Dürzllcrin geri çevrilmesi, esliha ve mühimmat nakledilmesine engel .s·lunması emri verilmiştir. Bu arada olayların çıkma.sındn
baş tahrikçi olan Şeyh Hezime yakalanarak tutuklannuştır.
A5keri harekata ·gelince; Busru'l-Harir noktasını takviye için Şam'dan- erkan~ı harb miralayı Süheyl Bey kumanda.sı altmda 350 mevcudlu ı tabur asker ile 2 top gönderilmiş ve bunların
sağsalim istenileri yere ulaşmaları sağlanmıştır. Arkasından mirliva Mustafa Paşa kamutasında yine 350 mevcudlu ı tabur daha aynı noktaya gönderilmiştir. Ellerinde sti.vari bulunmadığı ve buna da çok ihtiyaç duydukları belirtilerek, Balka, Akka, Hama, Beyrut ve Lazkiye sancaklannda bulunan esterli müfrezeden ve jandarma süvarilerinden birer miktannın derhal Havran'a yetiştirilmesi adıgeçen yerlere bildirilmiştir. Mevcut duruma göre, ordugahta sadece bir tabur kalmış olup, Girid'e gitmek üzere, iken Beyrut'tan çevrilen iki tabur ve İskenderun'dan getirilecek olan tabur Şam'a ulaştıklarında bunlardan ikisi merkezde bırakılacak,
diğt:r ikisi ise Busru'l-Harir'e gönderilecektir . Ancak gicl:."!cekolanlarla . beraber 350'şer mevcut! u 5 tabura sahip olacak Busru'lHarir fırkasının işi arzu edildiği biçimde bitiremeyecekleri için 10 tabur redif askeri silah altına alinacaktır
407
Telgrafda teşebbüs olunan askeri harekatın hedefi de belirtilmiştir. Buna göre hedef, Dürzilerin yaptığı gibi, Dürzi köyleririni vurup, tahrip etmek olmayıp; 1- Önemli noktalara asker yerleştirerek, olayların genişlemesini önlemek, 2- Müşir Paşa'
nın kumandasında Busru'l-Harir'den toplu· ve güçlü bir birliği
Cebel-i Düruz'un merkezi Süveyda'ya göndererek, kurulacak revkalade komisyon vasıtasıyla gerekli sorgulamaları yapmak ve gerek görülen · cezaları verip uygulamak, 3- <<Ara sıra tahaddüs eden · Cebel-i Dürzi maddesinin· külliyen ortadan kalkmasım mucib IJlarak ıslahat-ı sahiha vücuda getirülmesidir.ıı Hedefin gerçekleşebi.)nesi için askeri hazırlıkların yanında Dürzilerin Lice urbamyla anlaşmamaları için de tedbir alınmıştır. Buna göre, Lice urbanının şeyhlerinden 4-5 tanesi Hulu Paşa. aracılığıyla Şam'a. getirtilerek bunlara taltifen birer hilat giydirilmiş ve ayrıca, daha önce kendilerine verilirken kesilen ödenekierin yeniden verilınesi kararlaştırılmıştır. Pa~a son olarak harek!tın hedefine ulaşabilmesi için, yabancıların işe karışmalarına kesinlikle engel olmanın şart olduğuna. iı:ıaret etmektedir (25) .
Bundan sonra· olayların nasıl geliştiği hakkında bir bilgi edinemiyoruz. Ancak daha sonraki tarihlerde, Cebel-i Düruz'da benzeri olayların olmasından. buranın tam anlamıyla kontrol altı
na alınamadığını tahmin ediyoruz. Çünkü, aksi olsaydı, yani olaylar büyüyüp genişleseydi, herhalde, bununla ilgili arşiv belgeleıine de rru:ıtlardık. O halde Mithat Paşa'nın döneminde olduğu gibi Cebel-i Düruz meselesi geçici . bir çözüme bağlandı.
(25) BVA: .Y.A. Hus. 1298.3.2.166/83.
408
KARAMANOGULLARINA AlT LAKABLAR (ELKAB)
Elkab: Arapça bir kelime olan " lakab" ın çoğuludur. Elkab, kişilerin
asıl adiarına ilaveten veya asıl adının yanı sıra onu yüceltmek,
şereflendirmek, daha iyi tanıtmayı gaye etmekle birlikte; kişileri kötülemek amacıyla da onl'ara takılan sıfatlardır. Böylece, elkabın üç ay rı amaç için
kullanıldığını görmekteyiz.
Bunlar sırasıyla :
A-Tarif (tanıtma) Elkab: Karamanoğullarının ilk tarihi şahsiyeti ve Karaman Bey'in babası olan Nureddin'in lakabı olan "Sufi" bu kategoriye
girmektedir. Sufi lakabı , burada Nureddin Bey'i yüceltmek maksadıyla değil
de, onun tarikat mensubu olup, kendini tasavvufa adayan biri olduğunu ifade
etmek için kullanılmıştır.
B-Teşrif (yüceltme) Elkab: Nureddin dışındaki Karamanoğlu
beylerinin lakabları hep bu kategoriye girmektedir Mesela : Şerafü'd- din, Bedrü'd- din, Alaü'd- dünya ve'd- dtn vb.
C-Teshtf (kötüleme, alay etme) Elkab ı : Karamanoğlu Mehmet Bey'in Konya tahtına sultim olarak çıkarttığı Gıyasü'd-dtn Siyavuş'un lakabı
olan "Cimri" 'yi buna örnek olarak gösterebiliriz .
Kaıaman Bey'den itibaren verilen tüm lakablar Teşrlf (yüceltme)
sınıfına girmektedir. Bunları Nureddin Bey ile birlikte şöyle sıralamaya tabi
tutabiliriz.
1 -Nur~ddin: (Yukarıda da belirttiğimiz gibi onunlakabı Tarif sınıfına girmektedir). Onunlakabı "SQfi" veya "Sôfi" (~.,......,.) olarak geçmektedir!.
~- E. U. Ilahiyat Fakültesi öğretim Uyesi.
1 -Uzunçarşı lı. 1. H. "Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu-Kara koyunlu Devletleri", 3 .Daskı . T.T.K.Yay.,
Ank .• 1984, s.1 de • NCıre Sôli" (..,-i_,.... • J~) olarak geçmektedir; Ethem. H. "Duvel-i Islami ye".
~!illi ~1atbaa.lst., 1927, s. 296 da "Karamanogullan· başlığı altındaki belümde yi:1e ":--.ICıre Sôti"
(._...i.,.... . J_.:.) olarak geç:nektedir; Kôprülü. F., .. Tlir\<. Edebiyatında Ilk Mutasavvıflar·
409
2-Karaman : Nureddin'in oğlu olup, Ermenek kazasının Balı
(Balkasun .veya Balkusan) mevki inde ki türbe kitabesinde lakab
Kerimü'd-din (.:r:.Jı ~_,s) olarak geçmektedir2.
Ki tabeni n metni şöyledir :
"Bu türbenin sahibi Yüc~ Allah'ın rahmetine muhtac olan NCm
Kerimü'd- din Karaman'dır .
. ".)~ 0-! 0L. _ij V:-!...11 (-~ ~~..:.;; .JJI A..ı..>) czL.:!I ~.fi-11 "~ ~L..ı
3-Mahmud : Karaman Bey'in oğludur. Alaü'd- din Bey'in I-:
tarihli vaktiyesinde lakabı "Bedrü'd-dünya ve'd-din" olarak geçmekt
Uzunçarşılı, Mir'atü'z- zaman zeyli; Cevahirü's- Süluk fi'l-f.
ve'l-Müluk'te Mahmud Bey'in lakabının Mecdü'd- Din olarak geç
zikretmektedir4. Ermenek Ulu Camii'nin ahşap kapı kitabesinde ise,
zikredilmeden yalnızca Mahmud Bey olarak yazılmıştır.
4-Mehmed: Bu beye ait .elimizde hiç bir kitabe bulunmamal
islam Ansiklopedisinde la kabı "Şemsü'd-din" (.:r:.J ı ~)olarak veri lı
Tarih-i Melik Zahir'de aynı lakab zikredilirken, Kenzü'd- dürer ve Ca
Gurer'de ise ~ Bedrü'd- din (~.yı J..l-:') olarak verilmiştir5 .
D.l.Başk. Yay., Ank.l966, s.175, 32. dpnt. de ":-.Jurü'd- din Sufi" (~.,.._.. ~.JI..ı~
geçmektedir; U nal, T. " Karamanoğulları Tarihi (Türkçe kaynaklara gö~e)". Ank., 1957, s.30 dı
SüW <,.?>""-. • ..ı~) olarak geçmektedir; Konya lı, I.H., • Abideleri ve Kirabeleri ile Karaman ·
Ermenek ve ~lut Abidel eri". lst., 1967, s. 680 de "Nılrüh Sôfi" (,.?_,....,. • ..ı~) olarak geçr
Tekindag, :\1. Ş.,· Karamanlılar", Islam Ans.,lst.,1977, s.317 de "Nüre Süfi" (•..ı_,.. <-?-.....,. olarak geçmektE. dir.
2-Ethem H. a.g.e., s.296 da "Kertmü'd- Din Karaman" (.:,L.._;a ~.JI r-=..,S.); Ethem H. "Karamano;
Hakkında V esaik-i ~1ahküke", T.U Encümeni ~lecmuası. Cüz 121, Kanun~ı Evvel 327, lst. 329
s. 699 da "Kerimü'd- Din Karaman· (.:,L.._;i .J-.!.ı..l 1 ~.,S.); Islam Ans., a.g.m .. s.3I7:Kerim al- Di
0-.ı..JI); Konyalı !.H., a.g.y., "Kerimü'd-Din" (.J.-=..JI ~_J;) olarak zikretmektedirler.
3-Ankara Vakıflar. Genel Müdürlüğü Arşivi. defter no. 579 s. 362,
4-Uzunçarşılı !.H, a.g.e .• dpnt. 1 de (.:,L...;ö ~ J_,......,..... 0-.ı..JI ~~'il) olarak geç-mektedir. 5-lslam Ans., a.g.m., s. 318 ve Uzunçarşılı, l.H. a.g.y., de "Şemsü'd- Din" ( ~.Jı...,........:.) olarak
geçmektedir.
410
S-İbrahim: İbn-i Batüta'da lakabı Bedrü'd- Din olarak geçmektedir6.
"~..ı..JI .)~" Ayrıca Karaman Müzesi bahçesinde A-1692 Envanter numarası
ile teşhir edilen bir kitabede lakabının "Bedrü'd- Devle ve'd-Din" (~J..Jr J~
~..ı..Jı_,) olarak geçtiğini görmekteyiz. '
6-Müsa ~ Ermenek'te yaptırmış olduğu _medresenin kitabesinde . .
lakabının Bahaü'd-Devle ve 'd-din "~_uı_, 4..l_,..Jı ~ .. olarak tesbit ettik. Bu
konuda İbrahim H Konyalı ve tsrnail H. Uzunç_ar.şılı Şu hatayı yapmışlardır.
İbrahim H. Konyalı, "Abideleri ve Kitabeleri ile Karaman Tarihi
Ermenek ve Mut Abideleri" adlı eserinin 97. Sahifesinde Musa Bey'in Iakabını, Ermenek'teki Musa Bey Medresesi Kitabesi'ne dayanarak,
"Burhanü'd-Din (~.Jı Lıl.tı..>-:') olarak zikretmektedir. Oysa, aynı eserinin 716. sahifesinde ise, medresenin Arapça kİtabesinin yazılışında
_, ~.ıJI 4-:ı l:Sjl.;JI ..~.;ıWI rJWI ~1 ..>-t--A ~ I "-SJ4JI LJ.ıll &llı l....!ül ~
« ~~ J 0-*--:') ~..,? Lıl.._,.:i .J-7 -~~ ~ '--E""'"'.J--" 0--;:ı.ı..ll
Musa Bey'in lakabını "Bahaü'd-dünya ve 'd-din (~.uı _, L:ü.UI 4--;ı)
olarak yazılmasına rağmen Türkçe'sinde bunu yanlış olarak ''Bahaü'd-Din"
( 0--;:ı.ıJI 4-:>) olarak geçmiştir. Vermiş olduğu iki lakabın da yanlış olduğunu
belirtmek iste~iz. İsmail Hakkı Uzunçarşılı da bu konüaa başka bir hata
yaparak, '"Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu- Karakoyunlu Devletleri" adlı
eserinin 9. sahifesinde aynı medresenin Arapça kitabesinin yazılışını şöyle vermektedir .
Lı Ltı.>-:> l:SjWI ..~.;ıWI r-JWI ~1 ~"i l uJ4ll 4__....J.ıll &lA L!...:.l •
«~~ J ~) ~ ~ Lıl.._,.:i ~.ı~~ '--E""'"',>ll 4.J_,..ı..JI
Arapça kitabede Musa Bey'in lakabını "Bürhanü'd-Devle" (LıLtı..>-:'
u_,..ıJI) olarak yazılmasına karşın Türkçe'sinde aynı beyin lakabının
"Bürhanü'd-din" olarak vermektedir. iki yazarın da, medresenin kitabesinde geçen lakabı ve türkçesini yanlış olarak verdiklerini görmekteyiz.
Doğrusunun "Bahaü'd-Devle ve'd-Din" (~.ıJI_, UJ.ıJ14-:ı) olduğunu belirtmek
isteriz.
7-Halil: Mahmud Bey'in oğlu olup, H.745 tarihli vaktiyesinde lakabı
6-lbn-i Batuıa , Abdullah ~luhammed Bin l_brahim, "lbn-i Batuta Seyahatnamesi". Beyrut 1964,s. 295; Uzur.çarşılıJH. a.g.e .. s.9; Islam Ans .• a.g.m .. s. 320 .
.d. 1 1
"Şucaü'd-bevle ve'd-Din" (.:~.ı.JI J U..3..ı.JI t ~) olarak geçınektec
Görme! (Alaköprü) ve Hattıniye Medresesi Ki tabesi 'nde lakabı "AI
Dünya ve'd- Din" (..:ı.:o.ıJI .J '-:U..ı.Ji )Le) olarak geçmektedir. Alaaddin B vaktiyesinde ise, (H.766) Jakabı yalnızca "Mir-Zade Halil" (~ o.ıl_:,
olarak geçmektedir8.
Halil Bey'in beyliği gibi, la·kabı da birçok tartışmalara yol açrr. Hattıniye Medresesi Kitabesi'nde Halil Bey'in Jakabı olan "Alaü'd-D
ve'd-Dtn" (.J.=.ı..l 1 J '-:W.ı..l 1 )Le) birçok! atı tarafından kitabede oğlu Alaade ismi olsa idi, bu" Alaü'd-Dln" (..:ı.:o.ı.J 1 ~)Le) olarak yazıimalı idi. Ayrıca, anlamına gelen "bin" kelimesinin de bulunmaması ve Alaaddin Bey
diğer kitabelerde de Halil oğlu Alaaddin9 olarak yazılması fikri
desteklemektedir.
8-Ahmed: Bir zamanlar Larende'de bulunan ve halen m~ olmayan Musa Bey Medresesi'nde bulunan Ahmed Bey'in kabir kitab
göre lakabı "Fahru'd-Dünya ve'd-Dln C:.ı-::'.ı..lt .J '-:W.ı.JI ~)lÜ'dir. Uzunç
kabir kİtabesindeki "Fahru'd-Dünya ve'd-Din" C: .. '-::'.ı.Jı J L:-:ı.ı.JI ~) !ak "Fahru'd-Din" (.:.r.:ı.ı.JI _,_;...i) olarak geçtiğini görmekteyiz.
9-Süleyman: Aktekke :tvladeri :tvlevlana Kitabesi'nde la
"Seyfü'd- Dtn" {.J.=.ı..ll ~)olarak geçmektedir.
10-Alaü'd- Din : Aktekke Maderi Meviana Kitabesi'nde la
"Ebü'l- Fetih" (~1 J-:'ı) (Fetih Babası) olarak geçmektedir. Kayseri Er
Dağı'ndan akan suy.u ve Kızılköşk civarındaki yerleri, tarihi H.744 o
yanlış yazılmış olan Vakfiyesindell Jakabının "Gıyasü'd- Dünya ve'd
Ebü'l- Fetih" ( ~~ J-:'1 ..:ı.:o..ıJt J ~..ı.JI ...:...~) (Fetih babası din ve dün:
bereket;) olarak geçmektedir.
11-II. Mehmed: Lakabı "Nasırü'ct-Dın·· veya "Nasır al-Din" 1
..:ı.:o.ı.Jt) olarak geçmektedirl2. Buna mukabil Niğde Akmedrese Kitabe:
7-Ankara Vakıflar Genel !'Vtüdürlüğü Arşiv i, Sıra.159, s. 360.
8-ı:\nkara Vakıflar Genel !'V1üdurlüğu Arşiv i, Defter no, 579, Sıra. 157, s. 360.
9-Aktekke Mader-i !'Vlevlana Kitabesi'nde "Haltl oğlu Ebü'l- Fetih AUiu'd- !)Tn" (->=.JI .~ ~
olarak geçmektedir.
10-Uzunçarşılı, a.g.e. dpnt., S, s. 10.
ll cKonyalı. 1.1-!., "Abideleri ve Kitabeleri ile Konya Tarihi", Yeni Kitap Basıme\'İ, Konya 1964, s.6:
412
lakabının "Şehin-Şahı's-Sultan" C,;l..hL.JI .. ı.~ ·. 6 •.) olarak geçtiğini
görmekteyiz.
12-II. İbrahim: Kendi yaptırdığı imaretinin ve Anamur Kalesi'ndeki
onarım kitabesinde ~akabının "Tacü'd-Dünya ve'd-Din" (.:r.o..J ı .J ~..J 1 ı:: Lı),
ibn-i iyasl3'ta "Sarimü:d-Dln" (~.u ı i .;L.o) .olarak geçmektedi r. Uz)..lnçarşı lı
da aynı lakabı vermektedirİ4.
13 -Karamanoğulları sülalesinden olup, Alaiye Beyi olan Mahmud Bey'in lakabı Gülefşan mevkiinde yaptırmış olduğu cami kitabesinde
"Bedrü'd- Dünya ve'd-Din" (~..JI .J ~~ .; ..!..;ı) (Din ve dünyanın bedri) olarak
geçmektedir. Alanya müzesi bahçesinde yer alan kitabesinde ise lakabın
yalnızca "el-Emirü'l-Mu'azzam" ( F' ..>7A'JI) olarak. geçtiği görülmektedir.
Gözden geçirmediğimiz kaynak eserlerin ve ortaya çıkabilecek yeni ki ta belerin ışığı altında lakabların daha da artacağını ümit etmekteyiz.
12- lslam Arıs. , Cüz. 59, s.325 te "Nasır al -Din" (~.l.ll ~w) ve Uzunçarşıtı, a.g.e .. s. 17 de Nasırüddin
(~.l.l l ~w) şeklinde zikrediliyor.
13-1bn !yas, "Bedayi'u'z-Zuhw fi Vakai'u'd-Duhw", C.2, s. 421.
14- Uzunçarşıtı,!.H, a.g.y., s. 23 .
413
KOYDUGU SOZLUK
*Yrd.Doç.Dr. Şefaettin SEVEl
Amasya valisi Hızır A~a· nın o~lu olan K~şti, Amasya' da do~muş ve meşhur Tu~rai Taci-Zade Cafer ve Sacdi ÇelebUerin yanında yetişmiştir. Yavuz Sultan Selim Trabzon valisi iken onun hizmetine giren Keşfi Yavuz' un tahta çıkmasıyla divarf kiıtibi olur. 926 H. 1 1519 M. tarihinden itibaren iki yıl Anadolu Deftan olarak görev yaptıktan sonra emekli olan Keşfi 93 1 H. 1 1 525 M. yılında İstanbul' da vefat etmiştir.
Keşfi Mehmet Çelebi' nin Selim-name' si her ne kadar Türkçe olar.ak kabul edilmekte isede, Türkçe' den daha ziyade Farsça ve Arapça terkipierin a~ırhk kazand.ı~ı bir dille yazılmıştır. Kendisinden Selim-naıiıe' sini tamamen Türkçe yazması istendi~inde; "Türki dil dürr-i yetim gibi na-tıraş ve tabtc:at turaşd.ır " [ll diyerek cevap veren · Keşfi, _ devrinin yazı gelene~nden kopamamıştır. Devrinin ilim dili haline gelen Arapça-Farsça terkiplerle dolu gayet mutantan ifadeleri terkederek yeni bir Türkçe gelene~inin başlatıcısı olmayı göze alamamışur. ·
Bütün bunlara ra~en Selim-name' sinde, bazı Arapça ve Farsça kelimelerin üzerine, gününde anlaşıld.ı~ını tahmin -eiti~imiz küçük
· açıklamalar kaydetmiştir. 16. y.y Türk dili, edebiyatı ve kültürü için belge niteli~i taşıyan bu küçük açıklamaları alfabetik şekilde sıralayarak "Keşfi Mehmet Çelebi' nin Selim-name' sine ~~~: Sözlü k" başlı~ıyla yayınlamayı uygun bulduk. ;
Sözlükteki italik harf stiliyle yazılı bölUmler, eserin orijinalinde olmayıp tarafımızdan ilave edilmiştir.'
• Ilahiyat Fakültesi, Islam .Tar-ihi Arasurma Görevlisi _
1) K~fi Mchmel Çelebi, Selim-name, Haz: Ş efaettin Severe an, Erciyes Üniversitesi~ Sosyal Bilimler Enstitü sil, Basılmamış Yüksek. Lisans Tezi, V: 1 ı a
414
siyah :Su yürüyüşli :lvici, Aceleci :'Adedler :BazGlar,Pazu :Düşmanlık :Yokluk :Gök kenarlan :lbrik :Başlamak :Boyun lxndleri
Ab-seyr 'AeG! A'diid A'dad 'Adavet 'Ade m .A.rak Al't!lbc .A.gaz Agıal Agsan Alıbes
:B udaklar :Habisrak.murdfırrak, Yaramaz,
·köıü Ahdar :Yiişil, yeşil Aheng :Kasd,Maksar,niyer Ahkam :Hükümler Ahmal :Yükler Ahyfır :Ulular Ahzfrb :Bölükler 'Ak:iyid :l'tikadlar 'Akd :Bağlamak 'Akd-küşayan :rytüşkil hallediciler 'Akk . :Asi isyaneden · · 'Aklam :Kalemler 'Akl-fıra :'Akıl benzeyici Akıl süsleyici Akmişe :Kumoi.şlar Akriin :Berfrberler Aksa :Nihayet son Ala :Ni'metler 'Alalii :Gavgii Döğüş A'liim :'Alemler işaretler Alay :Şöyle A'lü-yi 'llliyyin :Yükseklerin yükseği 'Alavik :'Aliikalar 'Alet :Yüce oldi .;1ude :Şulaşık, ~.ulaşnuş Ama! :U mizler Umit/er 'Amim :'Amm Umumi 'Amir :'lmaret idici 'Ana :Renc Ağrı, sızı, eziyet, sıkıntı 'Anadil :Bülbüller Anda :Vakitıe 'Anka :Simurg Anka kuşu, masal kuşu Ara :'Akıllar, bezeyici süsleyici Aramiş :Dinlemek Ariiste :Bezeiuniş, dizilmiş, düzelmiş 'Ariz :Yüz 'Arsa :Ev ortası 'Arş :Sakf, Tavan,çatı,dam 'Arz :In (en) Asar :HatJerler, nişanlar .;sayiş :Rahat Asitüne :Eşik Aslah :Yarar
415
·~Şayir ;i3öiÜkl~~-~şiyan :Yuva Aşüb :lçüb A'taf :Bahşişler 'Aur :Gökçek kokulu 'Atıfet :Bahşiş 'Atik :Eski 'Atil, 'atile :Bl-kar, işsiz 'Aıir :Hfış-hlı ltiiu•l krıkulu 'Atiyye :Bahşiş Amab :Tinablar Çadır ipleri 'Atşan :Susuz Atviir :Hailer Ava :Avaze, araz A'vam :Yıllar . 'Avanz :Her gün 'iiriz olan 'A v'det :Dönmek .;yaı :Nişanlar ~yende :Gelici Ayin :'Adet, töre 'Ayn-i 'Ali :Şam'da bir bınardırpmar 'Ayn-i müdevver: Bir bınar dahl,başka bir pınar 'Ayn-i Tesnim :Cennet ırmağı A'ziir :'Özürler . 'Azayim :Kasdlar 'Azimet : Kasd ·~ıra :Nam-i ma'şük.sevgili adı Azurde :lncinmiş Bad-bful :Yelken · Bad-i hazin :Güz yeli Biid-i sarsar :Sovuk yel Badiye :Berriye,çö/ Bahir :Bellü Bahl-i siyah :Kara baht Bal :Gönül, kanat
'Bala :Yukaru Bam :Tam (dam) Banun :Konakçı Bar :Yük Baru be-nigah :Yük yap Basit :Döşeyici Batha :Mekke şehrinde bir makam Baz :Togan(do~an) Bed-ahterler :Yaramaz yıldızlar Bed-ama! :Bed-fıkir,körü emeller Bed!· :'Acib, gaıib Bedreka :Yoldaş Behcet :Gökçeklik, güzellik Behre :Nasib Behre-mend :Nasiblu Belağ :lrişmek Bende-nevaz :Kul okşayıcı Ber :Gö~üs Beraya :Yaradılmışlar Berçesi -:Ba'zısı
Be rf :Kar Ciin-güdaz :Can eridici Ber-geşte-kar :İşi dönmüş Can-ken :Can koparıcı Beri d :Peyk,posra Cin-sitin :Cin alıcı Berin, bcrinc :Yüce Cliıi :Akıcı
B erk :Şimşek Cayize :'Ata,bahşiş
Berna :Yi~iı - Cazibe . :Çekici Bem ik :Pranki Ceberfıı :Ululuk Berran :Keskin Ce bin :Alın
Besayir :B asiretler Cedld :Yeni Beste :Ba~lu Cehlıl :Gayetiyle cahil, kati,
cahil Beşiişe ı : Taze yüzlülük, taze rfıluk. taze Celiil,celiilet :Ululuk
rilyt Ce ll : Ru şen,aydınlık Beyda, beyza :Sahrfi c em :Ulu
Cellet Ulu oldi Bl-bak :Kayusuz,ko~kusuz Cemal :Gökçeklik,güze/Iik Bl-behre :Nasibsiz Cemi! :Gökçek,güze/ Bedayet :Evvel Cenab :Ev öni
Ceniih :Kanat Bi-ferhengi :Bl-edebi,edebsi:lik Ce nan :Gönül B lgiine : Yiid,yabancz Cereyan :Akmak Bi-giriin : Hadsiz C eri de :Defter
Cevami' : Cami'ler Bl ka' :Buk'anın cem'i ki bir pare Cevanibde :Eıriifda
yiredirler Ceviiriş-i 'anberi:Sinirici ma'cunlar.s Bil ad :İklim, şehirler
cevazib ilaçlar :fcekiciler
Bl m :Korhu Ce vf : ç Bi-mer :Bi-his~b Ceyş :Leşker,asker
Bina :Görüci Ceza' :Figfm
Bini ş :Görüş Cezire :Ada Cibilli :Hulk!, tabi' 1
Bi şe :Meşelik Cibilliyyet :Tabi' at Bt-ıe'sir : Esersiz Cidd :lkdam, çalışmak
Biza'at :Sennaye Cihiid :Gaza Cihiin·bani : Cihan-darlık
Boride :Kesilmiş Cihan -dan :Cihan tutuculuk Bu bu :Hüdhüd Cihan-n üma :Cihan gösterici
Bugaı : Azgınlar Cihar-mehar :Yular sayı Cinayet :Günah
Bugurdluh :Bo gaz Ciniiyat :Günahlar Buk'a :Bir pare yir Cismiinniye :Cisme mensub
Cüd :Kerem Bukalemfın :Dürlü dürlü,rür/ü, türlü Cuk, cfika :Bölük Bukm :Al reng Cumhur :Bölük Bum :Yir (yer) Cfiy :lsıemek
cuybar :Irmak Burc :Tepe Cülüs :Oturmak Büşra :Ş adilik C ün u d : Leşkerler,asker/er Büthiile :U çuk Cüyuş : Leşkerler,askerler
Ca'd :Kıvırcık Çakır :Süci (şanıp) Çarnanga : Surahi Çare-ger :Çare kılıcı
416
yCIIi.lll :yU.K.
Çchre :Yüz Çin :U i vşirmek,rop/anuık Dalıva :Kuşluk Dak :Ta'n,vurmak Diill :Azgun Dana :Bilici Diinişver :Bililu,bUgili Daru'l-Karar :Cennet Defayin :Ddinekr Dehr :Zaman Dekayık :1nce ma'nalar Deliale :Hatün bazfırı,kadın pazarı Dem :Yakit Dem-beste :Şaglanmış Demdeme :Aviize Deni,deniyye :Alç:ık Derece :Nerdubiin aya~ı.merdiven ayağı Deriçe :Pencere Der-peyinden :Ardından Derrfrk :Anlayıcı Derüninde :İçinde Desı-gah :Kudret Dever-Jn :Dönmek Devha :Budak Dibiic.:e :Evvel-i kiıiib Diliii :Niiz Dilaver :Bahadır, pehlivan Diliiveran :Bahiidırlar Dil-c.:üy :Gönül isıeyi.ci Dilir :Alb, kahraman Dil-nuvazlık :Gönül okşayıcıhk Dimii~ı , :Beyni Dirahşan, dirahşende:Ildırayıcı, parlayıcı Dir-endiş :Uzak fikirlu, yanisonun fikr
ider, uzun fikirlu Djsar . :İç giysi Diyanet :Dindarlık Düdimiin :Oba Duhiin :Dütün (tütün), duman Duhül :Girmek Duhur :Cem'-i dehr, zamanlar Dümü' :Göz yaşları Dun :Alçak Dü-bin :Çomak Duvar-i deveran:Baş çekrenmek, baş dönmesi Dürc :Hokka Düstiir : Vezir Düşize :Kiz oglan kız E'azıın :Ulular Ebiilis :lblisler, cem'i-İblis Ebrar :Eyuler, Iyiler Ebü'le-Feıh :Feth arası. Fatih Ecnad :~şkerler, askerler Eda :A viize, ödemek E'ı.litle :Deliller
417
ı:.r.Kar :!-'ikirler Efviih :A~ızlar Ehemın :MUhimnı Ekfun :Bölük Ekanın :Ulular Eknaf :Bucaklar Ekvab · : Kablar Elezz :Lezzetlu Elhan :Avazeler,müfredi lahndir Elıiif :Lutuflar Emiikin :Mekanlar Emfrret :Aliimat, işaretler Emlah :Meliihatluler Emr-i 'asir :Güç iş Emsiir :Şehirler Enfrm :Adamlar Encam :Son Encüm :Yıldızlar Encümen :Dirnek, uJplu/uk Encüm-şümar :Yıldız sa~ışlu,yıldızlar kıu. Endüh :Gussa,gam Erfrzil :Harlar (horlar) Er_bab :Usıalar, ısslar, huz~vendan Erbib-i menasıb:Mansıb ıssıları,makam
sahipleri Ercah :Anık,üstün Encümend :Bay Erdeviin, Erdivfrn:Niim-i pazişiih,:nam-i p~
Erkarn Erkan Es'ad Esas Eser Esklll Esrnar Esnada Es tar Eşbah Eşmel Eşriir Etraf Etviir Evaili Eviimir Evan . Evasıu Evbaş . Evca' Evliya Ey adi Eyyam Ezhar Ezimme Ezkiya Fahite
bir padişah adı :Yaz u lar, rakanılar :B ucaklar :Nig-baht; mutlu :Temel :Ni şan :Agır yükler :Hikaye! er :Ortada :Gizlüler :Kiıblar :Kab la yı cı lık :Şerlüler :Tanıflar : Haller : Evvelleri :Emirler :Yakit : Onaları :Levendler :Agnlar :Siihibkr :Ni'meıler :Günler :Çiçekler :Zimarrun cem'idir,yularlar : Pakler :ügeyik'
Fiiın :Reng F:iris :Atlu Fark :Depe (tepe) Fan :Hududun geçmek Fiisid :Bozgun Faztha :Rüsviiy F:.ızihaı : Rüsvavlık Ft!kk :Ayırmak Feiiih :Kurtulmak Fer :Kuvvet Ferii'ln :Fir' avn' lar Ferd.m :Son Ferezdak :Nam-i şa· ir, bir şair adı Ferhan :Ferih,şad Ferheng :'Akıl, edeb Ferhunde :Mübarek Fermiin-ber :Buyuk ıutuci Ferruh ·:Mübarek Fernıh-fiil : Mübiirek-ffıl Fertiine :Peyk,ulak.postacı Ft!rziine :Yegane Ft!sad - :Bozulmak Feth -u- fütGh :Açmak f=etk :Ayırmak fcvı.;c :Bölük Feyeziin : Feyz, feyz olmak Fey!ıa :Koku, nefes Feyyiiz :Bahşiş virici Feza :Meydan Feziyil : Artıklıklar, faziletler Fırka :Bölük Fıtrat :Yaratmak Fihrist :Evvel-i kitab Firiik :Ayruluk Firiir :Kaçm·ak Firiiset :Anlamak FirGz :Mübarek FünGn :Fenler Fürüzende :Rüşen Füsus :Fisus (kandll) Füsürde :Solmuş,ıonmuş (donmuş) Fütüvvet :Cömerdlik Gabra :Yir (yer) Gah :Taht Ga!e :Kumaş Galtan :Yuvalanıcı (yuvarlanıcı) Gamii :Bulut Gam-güsar :Munis Giir :Magara Garet :lyd urmak Gaıiziyye :Asliyye Gavayil :Helaklikler Gavıa :Talmak (dalmak) Gayür · :Gayretlü Gerdan :Degrinici, dönücü Gc:ıına :lssilik, sıcı.ıkiık ·
uezena Gilan
, Giriin Giran-miiye Girdab Giıihte Giıiz Giıizan Giriz-gah Giryan Giti-sitan Gonceşk Goriiz Gorbe Gord . Gordii.n Gorg ' Gubar . Gufran Guluvv Gumüm Gunc Gurfe Gurüb Guziit Gülban~ GGn GGna-gün Gürüh Güsiste Güstüvan Guy Güzfir etdi Güzer · Güzer-giih Had d Hadeka Hadlka Hiifikayn Haki Haksar H :ile Ham Hamikat Harname Hamiyyeı Harnun Haraset Harb Harçeng Hargiih Har-har H aridar
• Hariri Hiiris Hark
A 10
:.uyan :Yaban divleri :Nihayet :Agır,bahalu :Cem' olmuş :Kaçmış :Kaçmak : Kaçıcı :Kaçacak yir :Aglayıci :Cihan alıcı :Serçe :Tonuz (domuz) :Kedi :Pehlivan : Pehlivanlar :Kurt :Toz :Yarlıgamak :Galcbe eylemek, ziyadelik :Gamler :N az :Köşk :Batmak :Çem'-i gazi.Kc1zila :Avaze-i bülend, yüksek ses :Levn, renk , :Dürlü dürlü, türlü türlü :Bölük : Üzülmüş :At gemi :Top :Geçdi :Geçmek :Geçit : Yüz,yanak :Göz bebe~i :Bagçe :Maşrik ve magrib,doğu ve ba :Hikaye (t) idici :Toprak :Ay ve güneş a~Jı :E gri :Ahmaklık :Gü~ercin ~Gayret, arianmak :Düz yir, ova :S aklamak :Ceng :Yengeç :Çadır :Tasa · :Mü şten :Nam-i şa'ir : Saklayıcı :Yakmak
ı ıcı~cıyıı ,ııuıcıı,nuyıur
- Haseb-i hal :Muceb-i hal Haserat :Hasretler Hasln :Berk, muhkem Hassan :Nam-i ~ 'ir-i ResUluilah (S.A. V) Ha~met :Ululuk Hatır-engtz :Haur kopancı Havadis . :Hactiseler,ya'nl belünnişler flaviildn :Haldin'ın cem'idir Havass :Hasslar Haviişl :Dayirede olan hizmetkarlar Havze :Dayire Hay :Çeyneyici,çiğne-yici Hiiyife :Korkuci Haziikat : ü stadlık,üstizlık Hazikan :üsıaz Haztre-i kuds :ya'nl 'alem-i Kudüs Hazm :Perhlz Hedm :Yıkmak Hefvet :Günah Hernal :Misat, nazlr HEm-'inan :Beraber Hem-ser :Başdiiş Hengiim :Vakit Heşlişet :Şiidi Hevacis :Gönle düşenler Hevl-niik :Korkunç Heyakil :Slıretler, şekiller Heyeli :Ceng, savaş Hezimet :Kaçmak Hısn :Kal'a Hıtıa :Sınur Hidayet :Kulavuzlamak, kulavuzluk Hidsan · :Yeni belürmiş Hilye :Bezek, süs Himayet :Saklamak Himem :Himmetler Hing :Boz at, kır at Hiraf :Pişeler, işler ,meslekler Hiras :Saklamak Hiraş :Tınnalayıcı Hire :Boş Hisiii :Huylar Hiviiş :Hısım Hivan :Hazır ni'met Hiyan :Çadırlar, haymeler Hiyaz :Havuzlar . Hizb :Bölük,güruh Hizber, hizebr:Arslan Hizl.an :Harlık (horluk) Hôşiib :Sulu lluş-gUvfi.r :S inici,/ıazmı kvluy Hubür :Ferah, sürfır, şiidi ·Hubus :Murdiirlık, nil-paklik Hubüt :İnmek Hücu : ~am-i şa'ir
419 .
nuuwu:n Hud u d H u rat Huliyy Hu!Ul H ulus Hum H uma ı Hum U! Hun-feşiin
· Husriin H us sat H usUl· Husun Hurfir Huyiii H ücum Hüda Hümayun H üveydil Hüzn lbii.dt: lbk:i lbHig teliii tera lctiba lctima •
İd bat
ldl al· lfliih lftihar lftirik lhan et lhkam' lhrac İhsan lhtimam İ h tirlik lhtiram lhtişam lhtitam lkblil
lkllm-hicls tk sar İktibas tk tictar İktisiib Iktisar l'liim
. l'liin tıhamat llkli
:nızmeLKarıar
:Haddler :Dayirelerde olanlar· :Bezek,süs :Girmek, inmek :P~. saf :Toynak :Misal, nazir :Unudulmuşluk :Kan saçıcı :Ziyan :Hasudlar, çekemeyenler :Hasıl olmak :Kal' alar :Geçmek :Leşkerler, askerler :Hamle :To~u yol, doğru yol :Mübarek :Bellü :Kaygu :Ht:lfık kc:rden, ht:/Jk ermek !Biiki eylemek :İrişdinnek :Ululamak · · :Akıtmak :Güzidelik, seçkinlik :Cem' , cem' iyyet, cem' olr deri! rnek :Devlet yüz döndürmek, ra. yüze gülmernek :Azdınnak, yolunu şaşırtnu :Kurtannak :Fehr, fahrlanmak, övünme. :Ayruluk :Harlık, Jwrluk :Muhkem etmek :Çıkarmak :Ey)ik, iyilik :Hi mmet, :Göyünmek, yanmak :Hünnet :Ululuk : Hatm olmak, sona ermek
·:Devlet, devlet yüz döndür ~evlet yüz tutmak :İklim saklayici :Çogaltmak :Fayide tutmak · :Kudret :Kes b :Çok luk :Bildirmek :Bildinnek :Gönle bırakmak :Bırakmak
uıınıa:ı<1ı .nuı...cuvl t.;)t.ıU&~ o .f't'&~~ \~l'VIUVft.t .IU,.,..'W"" ı,..UUII""""
lltiyam : Yumuşaklık lsıi~ : Yemişlerıdinnek lma :Işaret lsıişhful :Şahid getünnek İman-i ye's :lman-i :zarGri,ya'ni kafir ölürken lsıiıa 'aı :Kudret
az:lbına muttali ' oldukdan sonra İsli '!af :Bahşiş ummak getürdiği iman ki caiz olmaz ls rizhar :Arka virmek
1miiret :B~!glik 'Isyan :Güııilı lmdiid :Meded etmek ~ar :Bildirmek Imha :Mahv Iştir :Av İmtiyaz :Seçilmek lşıibah :Misal, şübhe lmtizac : Kanşmak lşıiyak :Anu-mendlik, istek lmza :Geçünnek l'tikiid :I nanmak lniibet :Tevbe-i külli 1'tila :Yü'celmek 'lniid :Önegülük, iniit İ'tirnıid :Tayanmak, dayanmak lniin :Dizgin,uyan,gem, yu/ar h m am :Tamam, tamam eylemek lntikiik : Aynimak luniniin :Gönül kariin lnhidfım :Yıkılmak ltniib :U zatmak lnhifiik :Yürek oynamak htikii :Tayanmak, dayanmak İnhiraf :E~ri olmak l'vicac :E~lik
.. lnhisiir :Eksilmek ziyan irişrnek t~abet :Dönmek lnkisar :Sınmak, kınlmak · yd-i Adha : Hacılar Bayramı, Kurban )nkiyiid :Ba~lanmak
İzafet Bayramı
lnı:ik :Söylemek :Mukann, nisbet lntihab :Güzide, seçme lzale :Mahv, ziyil eylemek
. lnıizam : Düzelmek · lzam :Kemikler, ulular !re m :Cennet 'tz' an :Teslim, kabul ermek lrh:i :Genişleunek, dizgin genişletmek lzhar . :Aşikar eylemek, belirtmek lrsal :Göndennek lzmiir :Gizlemek lrşah :Der dökmek, rer dökmek JiUe :Çi trıibaıaı : Ulaşmaklar Kabahat : Çirkinlik lrıic:l :Sı~ınmak Kabayil :O bal ar lrıifii' :Yücelik, rifaı Kaddih :Çakmak !rı iki :Derece, yücelik, yücelrnek Kader :Endaze eylemek, ölçmek lrtisiim :Nişan · Kiifi :Tamam, yeter İsiil :Ulaşdınnak Kih :Köşk Islah : Düzrnek Kahraman ·:Kahhar lsıi' iinet :Yardım, yari Kükül :Perçem
· lsıibka .:B:1k1 eylemek Kal' :Koparmak lsti' cal :lvmek Kala :Kumaş lsıifii :Tamam almak Ka m' :Göıünnek lsıi~rak :Gark olmak, boğulmak Karn-bin :Muriid görüci, murada lsıihare :Havır taleb etmek eren 1stihkam :Berrkitmek, muhkem eyleme , Kfun-kiir :Murad ıssı , muriidbahş
muhkemlik talebi, muhkemlik Kamra :Ay aydını taleb etmek Kanadil : Kandiller
lsıihliis :H:ı las,taleb- i halas,kurıuluş yolu Kan n ad · :~eker sancısı ar aramak Kiir-azmay : ş d !neyici, iş denemiş
bıikfııııcL :Tu~ruluk (do!ıruluk) Kiir-diuı :İş hilici lstikbal :Karşulamak, karşu varmak Kiir-ziir :Ceng, savaş lstikbiir : Ululanmak Kas i :lrak (uzak) İstikrar :Mukarrer eylemek, mukarrer Kas id :Geçmez
kılmak isternek Kaşane :Kış odası lsti' Iii :Yüceltmek Katarat :Kaıreler, damlalar Isıima · : İşitmek Katı' :Kesici Istimalet :Gönül hoşlugu Kava'id :Ka'ideler,temeller Isıimatel vinnek :Gönül hoşlu~un vinnek, Kavs-i kuzah:Ele~im sa~mal,gökkuşağı
42Q
r...ı,ru • .oaı:;ıcııu.u.. Kaza :Hüküm Kef :Avuç Kelalden :Kündlilkden, körlükten Kemal :Temamltk Kemin ·:Pusu Ker :Ş.a~ır Kerr-u- fer:Kuvvet Kerihe :Mekruh Kesad :Geçmemek, geçmezlik Ketm :Gizlu Kevn :Olmak Kevniyye :Olmak Kıbab :Kubbeler KıHi ' :Kal'aJar Kıstıis-i 'azim:Ulu mizan, büyük terazi Kıvam :Turmak, durmak Kibriya :Ululuk Kiffiyet :Yeterlik K!ne-güzür :Kin alıcı ·Kirdar :'Amel Kiyaset :Zireklik, akıllılık Kohen :Eski Koşdaş :Yoldaş Kudum :Gelmek Kudüs -:Paklik Kudvet :lmam, lider Ku!Ob :Gönüller Kulzüm :Bir deniz Kuna :Çevgan KOsfend :Koyun Kusur :Kasırlar Kusvii :Nij:ıiiyeı,son Kuı :Ni'meı-i kafi Kuva :Kuvvetler Kübrii :Ulu Kühl :Sürme Küngüre :Burc Küp :Çok Küşad :Açmak, açılmak Lahika :Uiaşıcı Lah n :A vaze, avay Lahza :Göz açıp yummak Lfil :Dilsiz Uı.-yenfekk:Daiın Leben :Süd (süt) Lecc :Öngülük Leheb :Yalın. alev· Lem' ,lem'a:Ildıramak, parlamak Lem'iin :IIdırayıcı Leviimi' : Ildır:ıyıcılar, pertevler Levh :Tahta Licam :Uyan (dizgin) Liva :Sancak Liyakat :Uyıklık Lu'bet-baz :Oyuncu Lüfffih :Daru, ilaç
421
1Yli1 uoı;;ı·ı:;i:lıı ; \JULÇI·gi:IU0 gC:ÇU
Ma'delet :'Adi, adii/et Miihirler :Üstidlar Mahnıl, mahmiyye:Saklanınış Miih-reviş :Ay yürüyüşli Mahriise :Mahfüza, korunmuş Mahsud :Hased olunmuş Mahzar :Hazırlık .. Mahztıl :Har (hör) Maide-i pür-fayide:Sefere hazır olmuş
ta'lim Makabih :Çirkinlikler Mak.al :Söz Makfililt :Sözler Makarr :Karar-gah Mak.ttıl :Depelenmiş,ö/dürü/m Ma'kus :Ters Mii-1:1-ya'ni:Ma'niisiz söz Ma'lül :'1lletlu, hasta Ma'raz :'Arzedecek yer • Ma'reke :Leşker·gah, ceng-galt
Mas ta be Matiyyeler Matla' Ma'tôf Ma'ztıl Meab Me'abid Meirib Measir Me'ayib M ebiidi M ebiini M eberrat Me bi d Mebsuı Mebzül Mediir
Medane Merliirinda Medhiış
sav~· alanı :Sofa :Binidler, binek hayv011ları :To~acak yer, dogacak yı :'Ara bulm~. bag ış verilmiş :Ayrılmış :Dönecek yir :'lbadeı-giihlar :Hiicetler : Eserler :'Ayıblar : Eveller :Biniila.r :İ yilikler :Hel ak künende, helôk ol~ :Döşenmiş :Virilmiş :Dayire, de~zinecek ye dönecekyer :Dereceler :Diiyiresinde :Hayran, ussı gitmiş, a gitmiş ·
Mcffirik :Ayruluk Mefhum :Anlamış Meftun . :Aidanmış Mehabet :Heybet Mehasin ;Gökçeklik, giııel/ikle1 Mehazil, mehazil:Harlar, horlar Mehbit :lnecek yer Mekamin :Gizlular Mekayid :Mekrler, hileler Melaz :S.)~ınacak. Melekut :'Alem-i batın, iç alem Melih :Tuzlu Mellah :Gemici
Memdud Me'men Memerr M em! u Me'mUl Me'mur Yıcniik.ıb M enis Menazım Menazil Menba' Menfür Men k us Menşür Men tahi M er Merahil
:Uzanmış :Emn yeri, güvenli yer :Geçecek yir,geçit :Tolu (dolu) :Umumuş :Emrolunmuş :Hünerler :Halas yeri, sı~ınacak yer :Ni zamlar :Menziller :Ser-i çeşme, çeşme başı :Kaçmış :Başı aşa~a :Berat :Ben dahi :Hisab : Menazil, menziller, göç yerleri, göçecek yir
Meriim :Muriid Merasim :Nişanlar Merc :Sebze-zir Merdud :Reddolunmuş Merdümek :Bebek Merede :Divler, şeyranlar Merkad :Yatac:ık yir Merktım :Yazılmış Mes:ibe :Mertebe rvtesilblh . :Çera~lar, ltinıbalar Me:;iifet :Menzil Mesiimi' :Kulaklar Meserret :Şadilik_, sürur Mes'Gl :fstenmış Meşfı' i l :Meş'aleler Me~iikil :Şekiller Meşam :Dima~, beyin MeşdGd :Ba~lanmış Meşveret :Tanışmak (danışmak) Metalib :Murildlar Metanet :Muhkemlik, saj!lamlık Mı:tfıya :Çfır·pilyilıı , ciürı uyuk/ı/ur Metin :Muhkem, sağlam Me'vii :Makam Mevak.ib-iştihar:Cem' olunmuş leşkerler Meviizi' :Mevzi'ler Mevhibe,mevhibet:Bahşiş, bağış Mevrid :Yarid olacak yer, su taşı Mevsüm :Ad konulmuş Mevzi' :Makam M eyadin :Cem' -i meydan, meydanlar Meyamin :Mübiirekler MeymGn :Mübarek Mezbur :Yaz-ılmış Mezheb :Yol Micenn :Kalkan, siper Micmer :Buhurluk, buhurdanlık Miğ :Bulut
Mihan :Mihnetler, sıkıntılar Mihr :Çiüneş Mikyas :ölçü Milalı :Eyüler, iyiler Milh :Tuz Milva :Kuş be~i (baykuş) Minvaı :Kargah, kargar, rezgah Mir'at :Ayna, gözgü Misbalı :Çera~.lamba Miskale . :Jeng alacak ;llet, pas #lecek Mişkat :Çerag, lamba Mi' yar :Mizlin, terazi Mu' atafet : Bahşiş, bagış Mu' attar :Gökçek kohulu, hoş kokuh Mu' az.zarri :Ulu Mudill :Azdurici Muflirakat :Aynluk Mugtenim :Ganimet bulmuş Muhaddar :Yaşil, yeşil ~ Muhafaza, muhMazat:Saklamak Muhalla : Bezenmiş Muhalled :Edebi Muhareset :Saklamak
·Muhfırrer :Yazılmış Muharrir :Tahrir idici, yayıcı Muharriran :Yazıcılar Muhassıl :Tahsil idici, toplayıcı Muhayyem :Çadırlu Muhill :Hale! virici, bozucu Muhtebise :Na-pak, pis Muhtell :Hale! bulmuş, bozulmuş Mukaddemat :lbtida-yi kellim, söz başı M ukadder :Takdir olunmuş . Mukannen :Kanun üzerine ,kanunlannı. Mukarenet : Yakın olmak Mukirin : Yakınlık Mukavemet :Turuşmak (duruşmak) Mukri :Okuyucu Mumdic :Bişürici, pişirici Muııis :Gnnı- ı;iisar , rlosr. yakm do.ı· Musarif :Dönici Mumtazam :Düz Munzam :Zamm olunmuş, eklenmiş Murlikabeı :Göz tutmak Musaddak :1nanılmış Musaffa . :Safi, saf Muta' :Muti 'olunmuş, itaat edilm Mutahher :Piik, temiz · Mutaııa :Altun suyiyJe yazılmış Muıarra :Taze Mutarrez :'Alemlenmiş, nakışlanmış Muvazzaf :'.;:azife-hôr, maaşlı Muztarr :'Aciz Mübiiriz :Bahadır Mübirizan :Bahadırlar Muberhen :Hüccetlenmiş
Nıuocyyen :oeııu
Mübhem :Gizlenmiş Mübrem :Muhkem, sağlam Mübıehic :Şiid Miibıczcl :Hôr Mücadde :Ceng, savaş Mücaziit :'!vaz, bedel Mücella :Bezenmiş, cilvegah, riişen Mücerribiin :Tecrübe ediciler Müdiivva :Timar eylemek, redavi ermek Müdebbir :Tedbir idici Müdgam :!çine girmiş Müessir :Eser idici, res ir edici Müeyyed :Kuvvet bulmuş Müfıd :Fiiyide dihende, ffiyide virici Mühezzib :Pak idici, temizleyici Mühre :Boncuk Müje :Kiı-pik Mükiiffrt :' !vaz, bedel Mülhim :llhc\m idici Münıaz :Şürüşüci, dokunucu Münıehhid :Döşeyici Mümessel :Benzer, begdeş \1ümı5.z :SeÇilmiş Mümtezic . :Kanşmış Müniiza' at :Çekişmek Müncerr :Cfui, sürüklenici Münfekk :Ayrii Münedinı :Yıkılmış Mün.lf :Şerif Münza' ic :Rencide, incinmiş Münzic :Bişürici, pişirici Mür.evviih :Rahat idici Müriir :Geçmek Müsii 'ade :Kollaşmak, mu' iiveneı Müsevvc:m : Nişiinlu Müsıehakk :Layık Müstehkk :HeHik Müsıemend : İnler Müsıenir :Riişen, aydın Müsıet5.b :Gökçek, lıôb Mütevcib :Layık, viicib olmuş Müşiirun ileyn :!şaret o'! u nan, işaret olunmuş Müşiiveret :Tanışmak(Danışmak) M üşeyyid : Berkidici,sag lanı/aştırıcı Müşlr :!şaret idici Müş'ir :Şildiıici Müte'annidin :Onegüler,inarçı/ar Müıeberrek :Mübirek Mütemerridin :Baş çekiciler,serkeşler Müıevakki' :Göz ıutuci Müyesser :Geniz Müzehher :Çiçeklenmiş,riişen,aydınlık Na-bina :Gözsüz Nadim :Peşiman,pişman
Nancır :Av Na-hemvfir :Na-muvafık,uygun olm Nfthiz :Zühre Nahl-bend :Nahl düzici,hurma bağ Nuhlisıan :Humıulık Nahvet :Kibir Nilkil . :Nakl idici Naklcad :Seçici Nii.lan :İnleyici
. Na'mii :Ni'meıler N amus-t Ekber:Cebrail Na-Milstetab :Çirkin Na-Mütenii.hi :Bi-hadd,bi-nihayet,had: Nıis :Ademiler,insanlar N as b i :Dikmek Nasb-ı a'liim :'Alemler dikmek,işaret Na-seza :Layik degül Nasıb :Dikici Nasir :Yardım, yardımcı • Nasiye :Alın saçı Naşi :Şayi' Naşir :Yayıcı Navek :Yalman Naverd :Ceng, savaş Nayib-i menab:Kayim-i makam,kendil
yirine turan, vekil N1iyim :Uyuyici Nazif :Pak, temiz Neberd :Ceng, savaş Necii.h :Kurtulmak Nedamet :Peşimanlık, pişmanlık Nefehat :Rıiyihalar, kokular Nefer :Baş Nefır :Boru Ne h b : Kapmak Nc:hc :Tarik, yol Neheb, nehib:Gazab Neheng Timsah Nekbet :Musibeı. nuhuseı-i riızgar Nemek-dan :Tuzluk Neng :Gayret Neriman :Nam-i pehlivan Nerrad :Nerd oynayici, ıavla oynayan N esayim :Kohular, kokular Nesim :Kohu, koku N esr-i tayir:Uçar kerkes, uçan karıal Nevahi :Sınurlar, yı~maklar Nevaı, neva.Ie:Aiu, nasib Nev-bave :Tervende (turfanda) Nevend :Esb (at) Nevha :Sagu, ağıt Neyistiin :Kamışlık Nezaket :Naziklik
'Nerirret :Nautt,bakmak Nigah :Nazar, bakmak
· Nigün, nigiinsir: Başı aşaga
423
Nınaı
Nijad Nilgiin Ni yaz Niz e Nush N usUl Nüfiiz Nüh-tü Nühüfte Nümudar Nümüne N.~zhet-giih · Omr-asii Piive Peild Pe nd Perrende Perr-u-b1ll Pervin Pe st Pe ş k Peygfim Peykan Peykar Peyker Piniste Pirüye Pis Pişvii
:rıaan
:Asıl :Çivid rengi, mor :Hacet :Sünü (süngü) :Nasihat :Demrenler, remrenler :Geçmek :Tokuz kat, dokuz kar :Gizlil :Göricek yir :Çeşni :G.~z rüşen olacak yir :' Omür bigi, ömür gibi :Menebe :Nurdar, pis :Nasihat :Uçuci :Kanat :Ülker :Alçak :Tig, kılıç :Haber :Demren, temren :Ceng, savaş :SGret :Bezenmiş :Bezek, süs :Ala :Imam, önder
Püy Yelmek, yupannak. yürümek koşmak
Püyiin Ra bt
:Yelici (Yürüyici), koşucu :Ba~Jamak
Ra' d-ava :Gök gürlemek, gök gürültüsil gibi
Rafi' :Yüceltici Rag :Tilg (dag) Rfıh :Hamr, şarap Rahber :Kulavuz Rah§ :At, ıldınm gibi at Rii'l :Gözci Rakam :Yazu ·Rasihu' 1-bünyan:Muhkem binalu, bünyadı
Ra'şe Ra vi Ray at Re' aya Re bl' Rec'at Rediyye Ref Refı' Refi' u' 1-kadr Refik
muhkem :Ditremek, titrernek :Rivayet idici :S ancaklar :Ra' iyyetler, lıalklar :Bahar :Dönmek :Yaramaz :Götünnek :Yüksek :Kadri yüce :Yoldaş
.ll.')A
l\cn-gu:Lıır
Reh-nüma Reis Res m Reşahat Reşk Re tk
; 1 Ul gCijiUI
: Kulavuz :Baş :Meşfunm, tören :Sızındular :Gürii, Jıaset, kıskançlık :Ulaşmak :Geçerlik, geçmek Revac
Revfih Reviik Rev an Revende Reviyyet Reyyan Rezalet Rezayii Rezm Ribaı Rihlet
' :Gice
Rik Ri ka' Rikab Rimiih Ri mal Rimaı-aw Ri sman Ri şte Riyaset Ri yaz Rubübiyyet Ruhiim ROh-cfı.a Ru'yet Ruyin-ten Rüstem
, Rilsum Rütbet Sa'b Sahahat Sabikli S ada Sadedinde Sadr Safha Saf-şiken S ahat Sahba Sahil sa.· ı Sa' Id Sa' ika Sii.kıb Sak. i b Salabet sa.ıar Sam im
:Köşk :Can :Gidici :Endişe der-kar, işi iyi diqü1 :Suya kannuş : Horluk :Horlar, horluklar :Ceng, savaş :Karban-saray :Göç, göçrnek • :Kum :~uk'alar, sargılar, paçavra. :Özengü :Sünüler, süngüler : Kumlar :Kum eserlu, kum gibi :tp, iplik :lplik :Ululuk :Bagçeler : Besleyicilik :Mem1er :Rill,ı urıırıcı :Gönnek :Bakır tenlü, tunç tenlü :Nam-i pehlivan :Nişanlar :Menebe :Sar b :Güzellik :Önürdü, önce :Yanku, yankı :Mahallinde, yerinde :Ulu :Kagıdın bir yüı:ü. yek rüy-i :Saf sıyıcı, saf hozan :Ona :M ey-i safi, saf su :At avazı, at sesi :Sa'y idici, koşucu, çalışan :Nig-baht, iyi bahrlı :Ildınm, yıldınm :Yakıcı :Döküci : Katılık :Ulu :H5.1is
Samsam . :Kılıç Samt : 'Ayıb San :Gibi Sanevber :Şam agacı, çam agacı Sar :Sıgırcık San :Sirayet idici Sath :Döşek San' :Rüşen, aydınlık Satvet :Ululuk Savab :Togruluk, dogruluk Savami' :Savme'alar (kiliseler) Savleeaıt :Çevkiin Savlet :Hamle Sayd :Av Sayha :Çagırmak Sayib :To~ru (do~) Sayrafi :Sarraf Saz-u-seleb :Yiit-u-yarak, alet, malzeme Sebbah :Yüzici Sebil :Yol Sedad :Togruluk, doğruluk Seder :Sersemlik Sedid :Togru (dogru) Sehab :Bulut Seher :Uyanıklık Sehm :Korhu, ok Sehvet :Yanılmak Sek:imet :Hastalık Sc:lfisil :Zincirler Selsebil :Cennet ırma~ .Semah :Seha, cömerdlik Semend :At, kula at Semer :Hikaye (t) Semm :A~u, zehir Senen :Yol Seni :Riişen, yüce Se pide :Sabah aklıgı, şafak Sera-perde :Günlük Sediyir :Sırlar . Ser-i hayl :Ser-i leşker, asker başı, konwlan Serir :Taht Serma :Sovuk Sermed :Ebed, sonsuzluk Sermedi, sermediyye:Ebedi Ser-nigün :Ba,şı aşa~a. tepe tak/ak Sevab :Şavab,doğru Seviibik :Onürdilet, öncekiler SevAd :Karalık SevAkib : Yakıcılar Sevalif :Çleçmişler Sevr :Oküz Seyeliin :Akmak Seyliib :Sel suyi Seyyiat : Yaramazlık Sezii, seziivar :Uiyık Sıbah :GüzeJler S ıla :'Atii (bahşiş, ihsan)
Sına' at Sınıf Sıyah Sıyiinet Sıyt-u- sada Sihiim Silsil e S1miib Simalı Si mak
:Pişe, meslek, iş :Nevi' :Çagınnak :Perhizkarlk,sakınmak,korunnu. :Avaze, yanku :O klar :Zincir :Jive (civa) :Sehi, cömertlik :Eve-i sema, göğün en yüksek noktası
Sirnet :Nişiin Sin!n :Sünü, yalman, süngü Sipeh-salar :Çeri başı, ser-i leşker Siper :Kalkan Sipihr :Çarh,Jelek Sir :Tok Sirişk :Göz yaşı Siviir :Bilazik, bilezik Siyadet :Ululuk • Siyah-çerde :Kara ya~ız Siyahat :Gezmek Siyaset :Yasak SiyAkat :Sünnek Su :Taraf . Su' ada :Nig-bahtlar, bahriyarlar Subiih :Güzel Sud :Issı, sıcak S udur :Sadr' ın cem' i, gögüsler Sufiir :Ok gezi Sukuı :Düşmek Suver-nüma :SUıetler gösterici Suzan : Yakıcı Su' ud :Agmak, yükselrnek Süfli :Alçak Sühan-senc :Söz tartıcı Sür' at :İvmek, tizlik, acele Sütu' · :Düşünmek Sütun :oirek Süviir :Atlu, binici Süveydii :Ci~er kanı -Süyuf :Kılıçlar Süyiil :Seyller, seller Şiidab :Bi-hazin, haziinsız, solmayan Şakayık :Ule-i kUhi, yaban ldlesi, gelineilc Şiimihu'l-erkiin:Rükünleri yüce, yüce rükünlü Şan :Hiil Şa' şa' a :Şu' le, ışık Şebab :Yenilik Şebisıiin :Giceliyecek yir, gece/eyecek yer Şebnem :Çi Şecii' at :Bahadırlık, kahramanlık Şedayid :Katılıklar Şefik :Şefkatlu Şe~ab :Aşüftelik,fitne, anarşi Şeklivet :Bed-bahtlık
· Şeyb :Kocalık, ihtiyarlık
Şiddet : Katılık Tecevvu' :Açlık Şihab :Atılan ıldız, kayan yıldız Tecvif :Cevtlerini hali eylemek, içle: Şihd :Bal boşalanak Şi h ne :Nayib, vekil Tedavillat :Çi~nmekler, dönmeler Şikeste .. :Sınık, kmk Tefabur :N azianmak Şimşad ·· :Bir a~aç (Şimşir) Teferrüd :Yeganelik, biriciklik Şir-i jiyan :Anur arslan, ka~;ın arslan,kızgın Tefrih :Ferah eylemek, rahatlatmak
arslan Tefrik :Ayırmak Şi tab :lvmek, acele etmek, koşmak Teftih :Açmak Şuhün :Gemi doldurmak ve sürmek · Tefviz :lsmarlarnak Şilküh :Heybet Teg-u-puy : Yelrnek ve yuparmak, koşırn
. ŞümUl : Kaplamak Tehayyillat :Hayaller Tab :Hararet .Tehnie :Şadılı~la sormak, tahrik etme Taban :Ruşen, aydınlık Tehzib :Pik etmek, temizlemek Tabdım :Anladım Tekallüb :Dönmek Ta' biye :Gizlemek Tekayyüdat :Bendler, ba~lıliklar Tahfif : Yeyniltmek, luıfıfletmek Tekeliilm :Söylemek Tahkir :Horlamak, har görmek Te' kid :Berkitmek Tahlil :Çözmek Tekmil :Tamam eylemek, tamarniarnı Tahliye :Bezemek, süslemek Tektim : Ululamale Tahrik :Debretmek, kıpırdatmak Telattum :Mevc urmak, temevvilc, dal Tak :Kemer lanmak rakiii :Azaltmak Telfik :Tevfık,uyuştunnak,bitleştinn Takviyet :Kuvvet virmek Temelluk : Yaldanmalc (yaltaklanmak) Tal' at :Yüz TemerrUd :Baş cekrnek Tali h :Yaramaz Temhid :Döşemek . Ta' me :Yimek Temyiz :lyiyi yatludan seçmek, iyiyi Ta'mir :'lmiret eylemek, onarmak kötüden ayırmak Tantana :Avaze, ses Tenbih :Uyarmak Tanz :lstihzi, ta'n, tanız, alay etmek Tenessüm :Kohu almak, koku almak Tar :Iplik, karanu, karanlık Tenfiz :Geçilrmek, geçerli kılmak Tarab :Şadilik, şenlik Teng :Tar yer, dar yer Tarlle 1 J :Ya~ma Terbiye :Terbiyet eylemek Taravet :T"'azelik Tesarif :Döndürmek
· Tarh :B irakmak Teselli :Gönül hoşluAu Tii.rum :Kara eve dirler. tsti' are idip TeseyyUr :Seyretmek.
göklere dahi tanım ditler, ana Tesbir :Zebun eylemek, itaate sokma: benzedi~iyçün Te' sir :Eser eylemek, tesir etmek
Tasfiye : Antmak Tesvilat :Bezemekler, süslemeler Tashih :Sahih eylemek, düze/tmek Teşhis :Anlamak Tavayif :Tayifeler, gruplar Teşyid :Berkitmek, muhkem eylemek Taviyyet :Nihani-i dil, gönülde gizlenen saglamlaştırmak Tav k :Kılade, gerdanlık Te van :Kudret, kuvvet Tayir :Uçuci Tazi :'Arabi
Tevanger Tev' eman
:Gani, zengin :lkiiler
Ta' zim :Uiulamak Tevfik :Muvafık eylemek Te' allukat :l)laşmaklar, bag/ılıklar Tevfikat :Tevtikler, muvafık eylemeler Te' annild :Öne~ülük, inatçılık Te' yid :Kuvvet virmek,kuvvetlendirn Te b :Sıtma ı:e· yidat :Kuvvet bulmaklıklar, kuvveti• Tebar :Asıl Teysir :Geniz eylemek, kolayiaştırma Tı:biişir :Beş5.reıler, müjdeler Tezerv :Dürriic (kuş cinsi, ıuraç) Tebdil :Döndürmek Tezyll :Etek ziyade eylemek, ekiemel Tebeddül :Dönmek .Tezyin :Bezemek, süslemek · TebeddüHlt : Dönmekler Tıbikt :Kat Teberra :Beri olmak, uzak olmak Tire :Bulanık Te' bidiit :Edebi eylemekler, ebedileştimıeler Tirlik :Dirlik, saglık, hayat
ramirat Tüba :Çennet a~acı
Tugaı ~Azmışlar, sapmışlar Tu~-yi garra:Nişan-i padişah Tu~yan :Azgunluk, sapkınlık Tul :Uzun, uzunluk Turre :ZUlüf Turre-i mergUl : örülmüş saç Tuşe :Azık ' UbbAd :' lbadet idiciler ' Ubudiyyet :Hizmet ' U biir :Geçmek ' Ucüb :Kendüyi görmek,kendini begenmek V' ciibe :' Acablıyacak nesne, ıOJılacak ıey Udhiyye :Kurban · Ukab :Dönege, tavşancı, tavşancıl 'Ulüvv :Yücelik 'Ulvi :Yüce ' Unuk :Bogaz ' Unvan :' Azameı, semame,başlık, ululuk r Unviin-i sa'adetA: Nişan-i padişfth ' Uraffi :' Arifler ' Uruc :A~mak, yük.relmt!k,tırmanmak '. Usreı :Tarlık, zorluk, güçlük ' U sur yabend : Yüzün dökmek ' Utarid : Zühal (Yıldız) 'Uzma :Ulu Qmiir :lşler Usliib :Giine, çeşit, tarz Üstüvar :Muhkem, satlam Yacibü'I-iz'an :Yacibü'ı-ıeslim,kabul edilmesi
vafi Yakkarl Vukiir Viimik Viirün
Vasik V azi' Yazı h V ecd Yeche Vega V elvele Vesiivis Yi şii h V usul Yufür Yahşilik Yan Yakaza Yamanith Yegane Yesir Yü mn Zacret Zad Zafer
gereken :Tamam :Riişen, şu' ledar, aydın/alıcı, alLvii :Yakarlı, agır başlı :Nam-i· aşık :Başı aşaAa, döndürülmüş, na-hemvar, nigun, tepetakfak :Muhkem, saglam :Alçak :Ruşen, aydın :Bulmak :Alın :Ceng, savaş :Diıremek (Titremek) :Vesveseler :Hamayil baAı :Ulaşmak :Çok, çokluk :Eyülük, iyilik :Yardım : Uyanıklık : Yatluluk, kötülük, yaramazlık :Ferd-i bl-misl, eşsiz, biricik :Az, asan, geniz, kolay :Mübarek, mübareklik :Gönül tarlıgı :Azık :Yigiılik
Zahir Zalma Zaliil Zalum Zamayir
:Arka, yardım :Karanü, karanlık :Gölge idici :Zulm edici :Gönül end.işeleri, gönülden geçenler
Zaygam :Arslan Ze' aıneı :slıbaşıiık Zehab :Gitmek Zehri :lldırayıcı, parlayıcı ıeıeı · :Günah ZelUl :Har (hor) Zemtme : Yeriimiş Zevahir :lldırayıcılar, parlayıcılar Zeviiya :Bucaklar Zevi' 1-ihtiram :Hilnnet ıssıları, saygıdegerler Zevi' 1-i'tibar :İ'tibar ıssıları, itibar görenler Zeyl :Etek Zıll :Gölge Zımn :Kolıuk Zib :Gökçeklik, güzt!llik Zik:r :Anmak Zikri :Anlamak, nasihat Zillet :Harlık, horluk -Zirnam :Yular Zindegani :Dirlik, saglık, hayat ZU' ami :Su başılar · Zühh8d :Ziihidler znr-ür :Ziilim ZU'l-minen :' Ati sahibi, bal ış veren Zümre :BöiUlc Züyul :Etekler
"
1 J