Bir Deha Doğdu…

Post on 14-Jan-2016

56 views 1 download

description

Bir Deha Doğdu…. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1881 yılında, Selanik'te Koca kasım Mahallesi, Islahhane Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu. Atatürk’ün Babası Ali Rıza Bey. - PowerPoint PPT Presentation

Transcript of Bir Deha Doğdu…

Selçuk İNAN

1

Bir Deha Doğdu…

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1881 yılında, Selanik'te Koca kasım Mahallesi, Islahhane Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu.

Selçuk İNAN

2

Atatürk’ün Babası Ali Rıza Bey

Selanik Asakir-i Milliye taburunda subay olarak görev alan Ali Rıza Efendi, daha sonra da kereste ticareti ile uğraştı.

Ve biricik oğlu Mustafa Kemal Atatürk 7 yaşında iken vefat etti.

Selçuk İNAN

3

Annesi Zübeyde Hanım Mustafa Kemal Paşa, yurdunu düşmanlardan

kurtardıktan sonra, birkaç yıldan beri görmediği ve İstanbul’da oturan annesini yanına getirtti.

Annesini büyük bir sevgi ile karşıladı; annesinin elini öptü. Annesi de, sevgili oğlunu bağrına bastı.

Bundan sonra annesi Zübeyde Hanım, ayağa kalktı ve Mustafa Kemal Paşa’nın elini öpmek için uzandı.

Mustafa Kemal Paşa, birden şaşırdı: - Ne yapıyorsun, anne? Dedi. Zübeyde Hanım, büyük bir gururla cevap verdi: - Ben senin annenim, dedi. Sen, büyüğün olduğum

için benim elimi öpüyorsun. Ama bu ulusu sen kurtardın, bu ulusun en büyüğüsün. Ben de senin elini onun için öpüyorum.

Selçuk İNAN

4

Atatürk’ün Kızkardeşi Makbule Atadan

Atatürk’ten 6 yaş küçük olan Makbule Hanım, Balkan

Savaşlarından sonra annesi Zübeyde Hanım ile Selanik’ten

ayrılarak İstanbul’a yerleşti. Atatürk’ün isteği üzerine bir süre siyasetle de uğraşan Makbule Hanım, 69 yaşında iken 1956

yılında vefat etti.

Selçuk İNAN

5

Atatürk’ün Eşi Latife Uşaklıgil

İzmir Lisesi’ni bitirdikten sonra Paris ve Londra’da Hukuk okuyarak 1921 yılında Türkiye’ye döndü. Kurtuluş Savaşı’nın sürdüğü günlerde Atatürk’e

giderek güvenlik gerekçesiyle evinde konuk etmesi üzerine başlayan dostlukları 29 Ocak 1923’te evlilik ile noktalandı.

Aslında O’nu hiç görmedim,Yüz yüze gelmedim.

Ama O’nu tanıyorum.

Sesini cızırtılı bantlardan dinledim.Hep siyah beyaz filmlerde gördüm yüzünü

Çelik bakışlarını şiirlerde okudum.

O’nu yaşıyorum.

Özlü sözlerini okudum köşe başlarındaAdını her sabah okul sıralarında andım.

Şimdi 64 yıl sonra O’nunla son yolculuğa çıkıyoruz bir kez daha…

O’nun geçtiği yollardan geçiyoruz.Yollarda bıraktığı anıların izlerini sürüyoruz.Çektiği acıları ruhumuzda taşıyoruz.

O’nu arıyoruz…

Ani olarak fosfor gibi ışıldayan ve yine birdenbire kendi içine dönen garip bakışları vardı. Kuvvetli kişiliği; her şeyi kavrayışındaki süratle, el hareketleriyle kendini belli ediyor.

Çok berrak olan sesi tartışma sırasında çelik gibi çınlıyordu.Mustafa Kemal; gerçekten genç, temiz, candan insandır.

Fransız Gazetecisi Mme. B. G. GAULIS

Büyük asker, büyük ıslahatçı, fakat hepsinin üstünde büyük bir idealistti.

Falih Rıfkı ATAY

Kıvrak ve ahenkli adımlar, zarif ve duygulu bir ruha işaret eden uzun, ince parmaklarla süslü ince bir el.

Cömert yüreğine rahatça yer kalsın diye geniş yaratılmış olan omuzlar üzerinde âhenkle oturtulmuş haşmetli bir baş.

Her zaman kibar, her yerde büyüklüğünden bir şey kaybetmeden gülen, şakalaşan, yaşayan üstün bir insan.

Atatürk’ün kinleri hep barışla bitti. Sabırlı insan, kinlerinin üstüne çıkmasını bilen adamdır. O sabrın kartalı idi, kinin de güvercini oldu.

Prof. Dr. Gündüz AKINCI

O’nun hayran olunacak taraflarından biri de toleransının büyüklüğüydü.

İsmail Habib SEVÜK

Özel hayatında, en küçük, en değersiz arkadaşına, sofrasında ayağa kalkacak kadar nazik bir ev sahibidir.

Hamdullah Suphi TANRIÖVER

Çocuk, dedi, ne yapacaksan yap, ben hastayım.

Amansız bir hastalığın pençesine düşmüştü, siroz…Karaciğer artık vazifesini yapmıyor, zehirlenme başlamış ve vücudundaki bütün yağlar erimişti. Durum vahim ve ümitsizdi…Artık içlerinde en ufak bir ümit ışığı bile kalmamıştı.Atatürk ölüyordu…

“Kimsenin elinden bir şey yapmak gelmiyordu. Aman yarabbi… adeta dehşet içindeydik.Bir ara Hasan Rıza dayanamadı, büyük bir teessür içinde bana;‘Kılıç bak, koca bir tarih göçüyor’ dedi.Saat tam 9’u 5 geçiyordu” Sarı Zeybek

Selçuk İNAN 20

M. K. Atatürk

Büyük ölülere matem gerekmez,

fikirlerine bağlılık gerekir.

Selçuk İNAN 21

Mustafa Kemal Gibi Düşünmek!

Tarih, 18 Mayıs 2002... Yer, İtalya'nın Perugia kenti...Genç Türk işadamı Utku Oğuz, bilgisayarında kayıtlı son Atatürk fotoğrafını projeksiyon makinesinin aydınlattığı duvara yansıtıp sözlerini tamamladı:

- İşte, Anadolu aydınlanmasının temeli olan Türk Devrimi budur...Perugia'nin önde gelen kişilerinin oluşturduğu Felsefe ve Tarih Kulübü'nün üyeleri ve konuklar büyük bir coşkuyla alkışladılar genç adamı.

Selçuk İNAN

22

Genç adam da bir saatlik ''1918 - 1939 arası Türkiye ve Atatürk Reformları'' konferansının gördüğü ilgiden mutlu, biraz da şaşkındı!..

Kulübün Başkan Yardımcısı İtalyan dostu bir süre önce, ''Su hayranı olduğun ve her karsılaşmamızda bana anlatıp durduğun Atatürk'ü bizim kulüp üyelerine de anlatır misin?'' dediğinde hiç tereddütsüz kabul etmiş, ama böylesine yoğun bir ilgi ve heyecanla karşılanacağını düşünmemişti...

Selçuk İNAN

23

Ama Utku Oğuz için o 18 Mayıs gecesini asla unutulmayacak kılan yorum, orada konuk olarak bulunan yaslı bir Norveçli’den geldi:- Norveç dilinde ''Mustafa Kemal gibi düşünmek'' diye bir deyim vardır...

Herhangi bir problem karsısında, çözümü imkânsız olduğu düşüncesiyle hemen  kestirmeden teslim olma eğiliminde olan, ne yapıp edip bir çözüm üretmek için yaratıcılığını zorlama zahmetine katlanmak istemeyen ruh ve zihin tembeli kişilere söylenir bu söz...

Bu tip insanlara derhal, ''Hayır, yanılıyorsun bu problemin mutlaka bir çözümü olmalı, biraz da Mustafa Kemal gibi düşün'' deriz...

Selçuk İNAN

24

Ancak sizin bu geceki sunuşunuzdan sonra bu sözün arkasındaki anlamı çok daha derin bir şekilde kavramış durumdayım;

Bu güzel fotoğraflar eşliğinde yaptığınız sunuşunuz bana bu yaşımda bir şey daha öğretti; yani benim anadilim olan Norveççe'ye yerleşmiş olan eski bir deyimin arkasındaki gerçek ve derin anlamı!..

Size bunun için minnettarım...

Selçuk İNAN

25

Genç Türk'ün gözleri yasardı... Dünyanın bir başka ucundaki ülkenin anadiline bir deyim olarak yerleşmiş büyük devrimciyi bir kez daha minnet ve özlemle andı...

Yalnızca bir saatlik bir konferans olarak planlanan gece ancak 19 Mayıs'ın ilk saatlerinde sona erebildi.

Saatlerce süren tartışma ve yorumlar ise su ortak yargıyla sonuçlandı:

- Atatürk Devrimleri bütün ülkelere uygulanabilecek evrensel bir reçetedir...

Zira din ve etnik ayrım temellerine dayanmayan çağdaş devlet modeli ne kadar çok ülkede uygulanırsa, dünya o kadar daha huzur ve barış içinde bir yer olacaktır...

Selçuk İNAN

26

30.05.2002Selçuk İNAN

Genç adam gecenin sessizliğinde yürürken büyük bir iç sızısıyla bugünü düşündü.

Sonra büyük bir heyecan ve coşkuyla yaşlı Norveçli’nin sunduğu o müthiş formülü anımsadı:

Mustafa Kemal gibi düşünmek!..

Seni anmak yetmiyor;

Sesini duymak istiyoruz…

Sesini duymak yetmiyor;

Seni görmek istiyoruz…

Selçuk İNAN 28

Atam Seni Özlüyoruz…

Türk Milleti