Post on 10-Jan-2020
8 - ÖKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ
1. Ökaryot gen düzenlenmesi farklı basamaklarda olabilir
2. Kromatin modifikasyonları
3. Transkripsiyonun düzenlenmesi
4. Transkripsiyon sonrası düzenlenme
5. RNA sessizleştirmesi
6. mRNA kararlılığı
Başlıklar
Giriş
3
❖ Çok hücreli ökaryotlarda gen ifadesinin farklı şekillerde
düzenlenmesi, embriyonik gelişim için son derece önemlidir.
❖ Örn; pankreas hücreleri retina pigmenti yapamazken,
retina hücreleri de insülin üretemez.
❖ O halde organizma, farklı hücre tiplerinde farklı gen
takımlarını nasıl çalıştırmaktadır?
Giriş
4
❖ Bu olayın temelinde, genomun özgül kısımlarını etkin
hale getiren ve diğer genleri baskılayanmekanizmalar vardır.
❖Gen ifadesinin düzenlenmesi şu şekillerde
gerçekleşir:
❖ Pozitif (transkripsiyonun aktifleştirilmesi)
❖ Negatif (transkripsiyonun baskılanması)
❖ Bir genin kendisi yapısal olarak normal olsa bile,
yanlış hücre tipinde, yanlış zamanda ve
anormal miktarda ifade edilmesi, sağlıksız bir fenotipe neden olabilir.
1. Ökaryot gen düzenlenmesi farklı basamaklarda gerçekleşir
5
Ökaryotlardaki düzenlenme prokaryotlara göre daha
karmaşıktır:
1. Ökaryotik hücreler daha fazla miktarda genetik
bilgi taşır ve histonlarla ve diğer bazı proteinlerle
kompleks oluşturmuştur.
DNA-protein kompleksi, gen düzenlenmesi için
önemli bir açma-kapama düğmesidir.
2. Ökaryotlarda transkripsiyon ve translasyon, yer ve
zaman açısından birbirinden ayrılmıştır.
6
3. Ökaryotik genlerin transkripsiyon ürünleri,
sitoplazmaya aktarılmadan önce moleküler
işlemlerden geçirilir.
4. Ökaryotik mRNA’ların yarı ömrü, prokaryotlara göre
daha uzundur. mRNA yarı ömrü de hücre tipine ve
zamana göre değişir – bu sayede başka bir kontrol
daha sağlanmış olur
5. Ökaryotlarda translasyon hızı da ayrıca düzenlenebilir
1. Ökaryot gen düzenlenmesi farklı basamaklarda gerçekleşir
1. Kromozom organizasyonu
2. Transkripsiyonel kontrol
3. Transkripsiyon sonrası kontrol
4. Sitoplazmaya aktarım
5. mRNA kararlılığı
6. Translasyonel kontrol (örn; hangi mRNA’nın translasyona uğrayacağınınseçimi)
7. Protein ürünlerinin translasyonsonrası değişimi
7
1. Ökaryot gen
düzenlenmesi farklı
basamaklarda gerçekleşir
❖ Interfaz çekirdeğindeki her kromozom, kromozom
sahası denilen ve onu diğer kromozomlardanayıran bir bölgede bulunur.
❖ Kromozomlar arasında DNA bulunmayan
kanallar bulunur: kromozomlar arası bölmeler.
❖ Kromozomlar büyüklüklerine ve içerdikleri gen
yoğunluğuna göre çekirdekte organize olurlar.
❖ Daha az sayıda gen içerenler dış çevrede
yerleşirken, daha yoğun gen içerenler iç bölgelerde bulunur.
8
2. Kromozom organizasyonu
❖ Kromozomlar devamlı olarak yeniden düzenlenir.
❖ Transkripsiyona uğrayan aktif genler, kromozomlar arası
bölmelerin sınırlarına doğru konumlanırlar.
❖ Bu sayede aktif olan diğer genlerle koordinasyon
sağlandığı düşünülmektedir
❖ Bu bölgelerde transkripsiyon proteinleri toplanmış
durumdadır.
9
2. Kromozom organizasyonu
2.1 Kromatin yeniden şekillenmesi
Kromatin iki şekilde değişikliğe uğratılır:
1. Nükleozomlar yani histonlara kimyasal gruplar
eklenerek1. Asetillenme, fosforlanma, metillenme
• Bu sayede DNA-histon arası bağlar zayıflar ve
transkripsiyon proteinlerinin DNA’ya erişimi kolaylaşır
2. İşlem tam tersine de çevrilebilir.• Engelleyici enzimler asetilenmiş histonların asetil
gruplarını keser ve transkripsiyon durdurulur
AsetillenmeDe-asetillenme
2. DNA metillenmesi:
• DNA bazlarına metil grubu eklenmesi veya çıkarılması
• Genellikle CG çiftleri şeklinde bulunan sitozine eklenir = CpG
adaları
• Bunlar genomda rastgele yerleşmemiştir ve genellikle genlerin
promotor bölgelerinde yoğunlaşmışlardır
• Bu bölgelerdeki DNA ne kadar çok metillenmişse o genin ifadesi o
kadar baskılanmıştır.
• Metillenme kalıtılır: Her dokuda farklı bölgeler metillenmiştir ve
hücreler çoğaldığında yeni oluşan hücrelerde de aynı bölgelerin
metillenmiş olduğu görülür
• Nasıl baskılar?
• Metillenmiş DNA’ya transkripsiyon faktörleri bağlanamaz çünkü
başka baskılayıcı proteinler bağlanır
2.1 Kromatin yeniden şekillenmesi
Sitozin 5-metilsitozin
Aktif transkripsiyon İnaktif transkripsiyon
Transkripsiyon faktörü: TF
Gen Gen
Orak hücre anemisi tedavisi
❖ Bir baz analoğu olan 5-azasitidin, DNA’da sitozinin yerine girer.
❖ Bu molekül kimyasal olarak metillenemediği için girdiği bölgelerde metillenme derecesi düşer.
❖ Bu molekülün DNA’ya aktarılması gen ifadesini değiştirir.
❖ ÖR: Bu olay, inaktif X kromozomu üzerindeki allellerin
ifadesini uyarabilir.
14
Orak hücre anemisinin tedavisi
❖ Orak hücre anemisinin tedavisinde klinik denemelerde 5-
azasitidin kullanılmaktadır.
❖ Embriyogenez sırasında - ve -globin genleri ifade olur.
❖ Fakat doğumdan hemen sonra -globin sentezinin
başlaması ile birlikte bu genler inaktif duruma geçer.
❖ Hasta bireylerde -globin geni mutanttır.
❖ Bu bireylerde 5-azasitidin tedavisi ile -globin ve -globin
genlerindeki metillenme oranı düşürülür.
❖ Böylelikle embriyonik ve fetal genlerin yeniden ifadesi
sağlanır.
15
3. Transkripsiyonun düzenlenmesi
❖ Ökaryotik genlerde transkripsiyonu düzenleyen üç adet
sis-etkili bölge bulunmaktadır:
❖ Promotorlar
❖ Sessizleştiriciler
❖ Kuvvetlendiriciler
16
3.1 Promotorların organizasyonu
17
❖ Promotorlar, transkripsiyon için tanıma noktası olarak görev yapan
nükleotit dizileridir.
❖ Bazal seviyede transkripsiyon için şarttır
❖ Kontrol ettikleri genlerin hemen başında (yukarı bölgesinde) yer alırlar.
❖ Genellikle yüzlerce nükleotit uzunluğundadırlar.
Tek tek mutasyonların transkripsiyona etkileri: sis etkili bölgelerdeki mutasyonlar transkripsiyonu azaltır
3.1 Promotor bölge
18
❖ Çoğu promotor bölge; TATA, CAAT ve GC kutuları gibi çok sayıda element içerir.
❖ RNA polimeraz II’nin bağlanacağı bölge TATA kutusu olarak adlandırılır (-25 ila -30)
❖ CAAT kutusu transkripsiyon faktörlerinin DNA’ya
bağlandıkları bölgedir (70-80 bç)
❖ GC kutusu, GGGCGG dizisine sahiptir (-110), transkripsiyon faktörleri bağlanır
Promotorlar dinamik yapılardır
19
Kuvvetlendirici Kuvvetlendirici
Kuvvetlendirici Kuvvetlendirici
3.2 Kuvvetlendirici ve sessizleştirici
diziler
20
❖ Genin iki tarafında da, genden biraz uzakta ya da genin
içinde bulunabilirler.
❖ Yapısal genin yanında bulundukları için “sis” düzenleyiciler
olarak adlandırılırlar.
❖ Birçok düzenleyici protein ve transkripsiyon faktörü ile
etkileşirler.
❖ Böylece transkripsiyonun başlama kapasitesini artırabilirya da promotoru aktif hale getirebilirler.
21
❖ Kuvvetlendiricilerin promotor dizilerinden farkları:❖ Kuvvetlendiriciler, kontrol ettikleri genin aşağısında,
yukarısında ya da içinde bulunabilirler.
❖ Işlev üzerinde herhangi bir kritik etki göstermeksizin ters yönlü yerleşim gösterebilirler.
❖ Genomun başka bir bölgesine taşınırsa yeni bölgedeki genin
transkripsiyonu artar.
3.2 Kuvvetlendirici ve sessizleştirici
diziler
❖ Sessizleştirici diziler de benzer şekilde sis etkili dizilerdir ve başlamış olan bir transkripsiyon işleminin yavaşlamasına sebep olurlar.
3.2.1 Immunoglobulin geni(gen içi kuvvetlendirici)
22
❖ Genin içinde bulunan ve bulunduğu geni düzenleyenkuvvetlendirici diziler barındırır
❖ kodlayıcı iki bölge (ekzon) arasındaki bir intronun içine
yerleşmiştir.
❖ Sadece immunoglobulin genlerinin aktif olduğu hücrelerde aktiftir.
3.2.2 -globin geni (gen dışıkuvvetlendirici)
23
❖ Insan -globin ve tavuk timidin kinaz geninde
kuvvetlendiriciler genin sonrasında bulunur (aşağı
kuvvetlendirici)
❖ Tavuklarda -globin ve -globin genleri arasında yer alan
kuvvetlendirici
❖ Embriyonik gelişim sırasında -globin genini artıracak yönde ve
❖ Erişkin dönemde ise -globin genini artırmak üzere ters yönde çalışmaktadır.
3.3 Kuvvetlendiricilerin çalışmamekanizması
24
Kuvvetlendiriciler, zamana ve dokuya özgül gen ifadesindensorumludurlar.
İşlev mekanizmalarını iki grup altında toplamakmümkündür:
1. Transkripsiyon faktörleri bu dizilere bağlanır ve kromatinindüzenini değiştirir.
2. Bu dizilere bağlanan proteinler DNA’yı bükerek ya da halka yapısı oluşturarak, uzaktaki kuvvetlendirici ve promotorları, transkripsiyon faktörleri ve polimerazlar ile kompleksoluşturmasını sağlayacak kadar yakınlaştırırlar.
25
❖ Ökaryotlarda transkripsiyonun kontrolü için, DNA’ya
bağlanan proteinler ile, promotor bölgelerinin yakınındaki DNA dizilerinin birbiri ile teması gereklidir.
❖ Bazal veya genel transkripsiyon faktörleri adı verilen bir seri
protein, transkripsiyonun başlamasının kontrolü için “trans”olarak etki ederler.
❖ Bu proteinler, promotor üzerinde son derece özgül bir
biçimde bir araya gelerek transkripsiyon ön başlama
kompleksini (PIC) oluştururlar
❖ Böylece RNA polimerazın promotoru tanımasını ve
bağlanmasını sağlayacak bir platform oluşturulmuş olur.
3.3.1 Transkripsiyon faktörleri
26
3.3.2 Pozitif/negatif faktörler
27
❖ TATA kutusuna bağlanan transkripsiyon faktörlerinin yanı
sıra, kuvvetlendirici bölgelere bağlanan faktörler de vardır.
❖ Bu faktörler transkripsiyonun etkinliğini artırırsa pozitif faktörler olarak adlandırılırlar.
❖ Eğer transkripsiyonun etkinliğini azaltıyorlarsa negatif faktörler olarak bilinirler.
❖ Bu proteinler, genin ne zaman ve nerede ifade olacağını ve transkripsiyonun oranını kontrol ederler.
❖ Pozitif faktörler, transkripsiyon oranını 100 kat artırabilir
3.3.3 Enhansozom
❖ Aktivatörler (pozitif faktörler) kuvvetlendirici dizilere bağlanarak
enhansozom adı verilen kompleksleri oluştururlar.
❖ Enhansozom oluştuktan sonra buradaki proteinler,
transkripsiyon kompleksindeki proteinlerle etkileşir.
❖ https://www.youtube.com/watch?v=vRBOv4RR7y8
❖ https://www.youtube.com/watch?v=MkUgkDLp2iE
28
4. Transkripsiyon sonrası düzenlenme
29
❖ Pekçok organizmada görülen bir kontrol mekanizmasıdır.
❖ Ökaryotik hücrelerin çekirdeklerinde sentezlenen RNA molekülleri, translasyon öncesinde bazı değişikliklere uğrar.
❖ Intron dizileri çıkarılırken, kalan ekzonlar birleştirilir.
❖ mRNA’nın 5’ ucuna bir şapka ve 3’ ucunapoliA kuyruğu takılır.
❖ Daha sonra bu olgun mesaj sitoplazmaya geçirilir.
❖ Bu basamakların her biri birer düzenlenme basamağıdır.
4.1 mRNA’nın seçenekli kesilme yolları
30
❖ Seçenekli kesilme ile tek bir öncül mRNA molekülünden
farklı formlarda pek çok olgun mRNA oluşması sağlanır.
❖ Böylece tek bir genin ifadesi ile, benzer ya da farklı
işlevleri olan bir protein ailesi meydana gelir.
❖ Küçük değişiklikler;
❖ Enzimatik aktiviteyi
❖ Reseptör bağlama kapasitesini
❖ Hücre içinde proteinin yerleşimini değiştirebilir.
31
❖ Kesilmenin doğru yapılmasını etkileyen mutasyonlar birçok
genetik hastalığın temelini teşkil eder.
❖ Seçenekli kesilme, her bir genden meydana gelen protein
sayısını artırır.
❖ Dolayısıyla hücrenin yapabildiği protein sayısı,
genomundaki genlerin sayısı ile doğrudan bağlantılı değildir.
❖ Böylece insan genomundaki 25.000-30.000 genden
yüzbinlerce farklı protein oluşabilmektedir.
4.1 mRNA’nın seçenekli kesilme yolları
32
4.1 mRNA’nın seçenekli kesilme yolları
Sıplays = kesilme
❖ Kulaklarımız, çevremizdeki sesleri işitmek için binlerce
frekans aralığındaki ses dalgalarını algılar.
❖ Iç kulaktaki kohlea’nın bazal membranında dört sıra tüy
hücresi bulunur.
33
4.1.1 Örnek
❖ Her hücre, farklı ve dar bir frekans aralığındaki seslere yanıt verir.
❖ SLO adlı genden elde edilen öncül mRNA’nın seçenekli kesilmesi ile
tüylü hücrelerinin farklı frekansları almak üzere ayarlanması kontroledilir.
❖ SLO’dan elde edilen öncül mRNA’da en az sekiz seçenekli
kesilme noktası vardır.
❖ Bu mRNA’daki kombinasyonları ile 500’den fazla farklı mRNA
oluşabilir.
34
4.1.1 Örnek
SLO proteinlerinin bazı şekilleri, çok geniş bir frekans
aralığındaki sesleri işitmemizi sağlar.
35
4.1.1 Örnek
Aynı öncül mRNA’dan kaç farklıpolipeptit üretilebilir?
❖ Drosophila’da bulunan Dscam geni, akson gelişimini
yönlendiren, nöronların birbiri ile doğru bağlantı kurmasını
sağlayan bir proteini şifreler.
❖ Dscam öncül mRNA’sındaki;
❖ Ekzon 4 için 12 seçenek
❖ Ekzon 6 için 48 seçenek
❖ Ekzon 9 için 33 seçenek
❖ Ekzon 17 için 2 seçenek bulunmakta.
❖ Eğer bu seçeneklerin tümü kullanılırsa Dscam geni 38.016
farklı protein oluşturur.
36
ÖRNEK ‘para’ geni
37
❖ Drosophila’ya ait diğer bir uç örnektir.
❖ Bu gende 13 tane seçenekli ekzon vardır.
❖ Ayrıca bu yapı, 11 noktada editing (düzeltme) adı verilen
transkripsiyon sonrası modifikasyona uğrar.
❖ Bu işlem transkripsiyondan ve kesilmeden sonra yapılan
baz değişimini içermektedir.
❖ Bu iki işlem birlikte düşünüldüğünde ‘para’ geninden 1
milyondan fazla farklı transkript oluşturulabilir.
4.2 RNA sessizleştirmesi (siRNA)
38
❖ Bitkilerde keşfedilen 21 nükleotit uzunluğunda kısa RNA molekülleri, sitoplazmadaki mRNA’nın transkripsiyonunu baskılamaktadır.
❖ Bu yolla sitoplazmik mRNA’nın yıkımını sağlamakta ve gen ifadesini düzenlemektedirler.
❖ Son zamanlarda, çekirdekte de buna benzer RNA’ların
kromatin yapısını değiştirdikleri ve gen sessizleştirmesini
sağladıkları gösterilmiştir.
❖ RNAaz aktivitesi olan bir proteinDicer), çift zincirli RNA moleküllerine
bağlanır.
❖ Onları, siRNA’lar adı verilen 21
nükleotitlik moleküllere parçalar.
❖ siRNA’lar, RISC kompleksleri
tarafından tek zincirli RNA
moleküllerine dönüştürülürler.
❖ Bunlar da, mRNA’daki
tamamlayıcı dizilere bağlanarak, onları, parçalanmak üzere hedef
haline getirir.
39
4.2 RNA sessizleştirmesi (siRNA)
4.2.1 MikroRNA (miRNA)
❖ Dicer aracılığıyla gerçekleştirilen bir başka sessizleştirme yöntemidir.
❖ Kısmi çift zincirli bir RNA molekülü Dicer tarafından işlenerek miRNA oluşturulur.
40
miRNAsiRNA
❖ Bu miRNA, mRNA’nın 3’-
translasyona uğramayan bölgesindeki (UTR) tamamlayıcı
dizilere bağlanır.
❖ Bu sayede translasyon engellenir.
5. mRNA kararlılığı
41
❖ Tüm mRNA moleküllerinin yaşam süreleri karakteristiktir.
❖ Sentezlendikten bir süre sonra sitoplazmada parçalanırlar.
❖ Farklı mRNA moleküllerinin ömürleri de farklıdır.
❖ Bazıları sentezlendikten sonra birkaç dakika içinde parçalanır.
❖ Bazılarının ömrü ise saatler, aylar, hatta yıllarca sürebilir (oositte
saklanan mRNA gibi).
❖ mRNA molekülünün kararlılığı ve buna bağlı olarak yıkım hızı,
mRNA’nın nükleotit dizisine özgüdür.
❖ poliA kuyruğundaki bazı diziler mRNA’nın enzimlerce kesilmesini
yönlendirir.❖ bu diziler ne kadar fazlaysa o mRNA o kadar çabuk parçalanır.
6 Translasyon düzeyinde kontrol
42
❖ mRNA kararlılığının diğer bir kontrol mekanizmasıtranslasyondur.
❖ Mesajın translasyonu, mRNA’nın kendi kararlılığını kontrol eder.
6.1 - ve - tübülin sentezi
43
❖ Translasyon seviyesinde kontrolün en iyi çalışılmış örneğidir.
❖ - ve - tübülin, hücre iskeleti yapısında ve iğ ipliklerinde bulunan mikrotübüllerin alt birimleridir.
❖ Eğer hücre kolçisin adı verilen madde ile muamele edilirse, mikrotubuller hızla bozunur.
❖ Ortamdaki - ve - alt birimlerinin sayısı artar.
❖ Bu durumda - ve - tubulinlerin sentezi belirgin oranda
düşer.
44
❖ Ancak hücreler vinblastin ile muamele edilirse tübülinlerin
sentezi artar.
❖ bu madde, serbest - ve - alt birimlerinin çökmesine neden
olarak konsantrasyonlarını azaltmaktadır.
❖ Düşük konsantrasyonda tübülinlerin sentezi hızlanırken, yüksek konsantrasyonda sentez engellenir.
❖ Bu tip translasyonel düzenlenmeye, otodüzenlenme adı verilir.
6.1 - ve - tübülin sentezi
❖ ortamda yoğunluğu artan - ve -tubulin alt birimleri, RNAaz’ı harekete
geçirerek tübülin mRNA’sının
parçalanmasını ve tubulin biyosentezinin
durdurulmasını sağlamaktadır.
❖ Ortamda serbest - ve - altbirim
bulunmadığında RNAaz etkin değildir ve tübülin sentezi devam eder.
45